vatan sevgisi ile ilgili çizimler / Çocuklardan, 'Vatan Sevgisi' resim sergisi - Timeturk Haber

Vatan Sevgisi Ile Ilgili Çizimler

vatan sevgisi ile ilgili çizimler

Gürbüz Doğan Ekşioğlu: “Sanatçılar özgürlüğü seven kişilerdir.”

Söyleşi: Ezgi Özsan

Atölye kapısı kahverengi ve ardından odanın ilk renkleri beliriyor: Uluslararası üne sahip olan, 1977 yılından beri karikatürist ve grafik sanatçısı olarak çalışmalarına ivme veren sevgili Gürbüz Doğan Ekşioğlu, en sevilen çizimlerine hayat verdiği atölyesindeki televizyonun kumanda düğmesine basıp ekranı hızla karartıyor. İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Moda’daki tazecik bir sokakta beliren kedi evinin ve yolu gölgeleyen büyük ağaçların arasındaki atölyesinde “Raflarda duran saatleri görmek ister misin? Geçmişe ait nesneleri biriktirmeyi seviyorum, yaklaşık 50-60 adet kurmalı masa saatim vardır, ayrıca zaman kavramı öteden beri ilgimi çok çeker ve bu konuya ait resimlerinde vardır.” Diyes söylüyor. Dünyaca tanınan grafik sanatçısı, bir yandan ise odanın duvarlarını süsleyen büyük, rengarenk (üstü seramik sır ile kaplı metal mutfak eşyaları) kase, çaydanlık, tabak, sureli, sova gibi bir çok sayıda emarenin dizili olduğu duvar raflarını kaplayan koleksiyonunun önünde dururken, insan sevgisi ile dolu sözlerini sarf etmeye devam ediyor. Çalışma masasının yanındaki tavana doğru uzanan fosforlu sarıya boyanan kalorifer borusu ise ona ilham veriyor. Hemen karşısında duran kitaplığın üstündeyse saksının içinden kravat kaplı dallar yükseliyor. Ve sevgili çizer Ekşioğlu, bu eserini neden yaptığını anlatacağı sırada gökyüzündeki güneş arkadan vurduğu için neredeyse yüzü bir haleye dönüşürken; “Her gün kravat takma zorunluluğu bulunan bürokratlar için yaptığım bir işim” diye  söylüyor. 

Odanın diğer duvarında ise “The New Yorker” dergisine çizdiği yaratıcı kapaklar asılı. Sonra, aramızda ritmik bir konuşma başlıyor. Öyle ki, kendisine bir anda aklındaki çekmeceleri aralaması için sorduğum ilk soru “Çizerin gerçek özgürlüğüne inanır mısınız?” diye oluyor. Ünlü karikatürist ise yeni çalışması olan parlak metal bir makasın tutma deliklerine bağladığı iri saç tutamını gösteriyor önce. Henüz sevenlerinin görmediği bu eserini kadınlar için yaptığını anlatıyor. Daha sonra ise canlı çizimlerinin ve sergilerinde kullandığı yüzlerce tablonun bulunduğu atölye odasını geziyoruz. Sayısız temayı kapsayan tabloları harika, çünkü Gürbüz Doğan Ekşioğlu aklındaki “sıra dışı fikirleri” daha öteye taşıyarak somut bir görsele rahatlıkla dönüştürebiliyor. Atölyede ise 1000’den fazla eserini resimleyen usta grafik sanatçısının kapak tasarımları ve o çok sevdiğimiz bulutlar, kuşlar ve kediler bütün gerçeklikleriyle tablolardan zemine uzanıp gezinecek gibi çizili duruyorlar. Çünkü  umut dolu, capcanlı fikirlerinden yalnızca “bahsetmenin” yanı sıra, aynı zamanda da eserlerine aktarabiliyor. Ve renk standartlarının en iyisini yakalayan usta sanatçı “Aşk Dediğin…” adlı resimli kitabını imzalayarak hediye ediyor, koyu renkli cevizden yapılmış sallayan sandalyesinde oturuyor ve çalışma masasındaki kalemlikte kuruyan suluboya fırçaları hemen göze çarpıyor. Büyük bir sakinlikle ellerini kavuşturduğu sırada söyleşimiz başlıyor:

Çizerin gerçek özgürlüğüne inanır mısınız? Bazen de çizilen karakterlerin hikayeyi istediği yere götürmelerine izin verir mi?

Çizer dediğimiz anda, bu illüstrasyon sınıflamasına giriyor… O yüzden, illüstrasyon ile sanatçı arasındaki fark şöyledir; sanatçı istediğini yapar… Örneğin, Malevich 1915 yılında Rusya’da beyaz bir tuval üzerine siyah bir kare yapmış. 1918 yılında da beyaz üstüne beyaz yapmış… Bunu sanatçı, bir manzara resmi yerine, siyah kare ve beyaz kare resimlerini yaptığına göre, bu onun özgür bir sanatçı olduğunu temsil eder. Çizer ise sipariş üzerine işini sürdürür. Böylece, sipariş veren kişi o sanatçının çizgi biçemlerine göre çizeri seçerek çalışmaya başladığından dolayı ayni zamanda da çizeri yönetir, büyük usta, dünyanın en önemli çizerlerinden olan Turhan Selçuk tarafından yaratılan ve haksızlıklara karşı halkı koruyan Abdülcanbaz adlı çizgi roman karakteri beni çizer olarak etkilemiştir, çizer istediğini çizse bile, sanat yapmak için değil de sanatına bağlı olarak bir konuyu yorumlar, yeteneğini sanat yapmak için değil ama mesaj vermek için kullanır. Burada “Sanat sanat için midir yoksa halk için midir?” kavramına değinebiliriz. Sanat avangarttır, yani çağın önündedir. Sanat önce anlaşılmazdır. İzleyiciye soru sordurur ve sorunun cevabını bulması için onu yönlendirir, insan ise sorulara cevap arayarak gelişir. Sanatçı, bir tarihçi gibi yaşamış olduğu dönemi eserlerine taşıyarak yaşadığı süreci belgeler. Tekrar sanat sanat için midir? Sanat halk için midir? sorusuna gelirsek bana göre, “Sanat sanat içindir” tezini savunurum. Ama çoğunlukla “sanat toplum içindir” doğrultusunda işler üretmeyi kişiliğim gereği tercih ettim. Grafik eğitimi almam ve grafik sanatçısı olduğumdan dolayı, (Grafik Tasarım: Herhangi istenilen herhangi bir konu doğrultusunda bir duyguyu ya da bir düşünceyi karşı tarafa görsel olarak afiş, kitap kapağı, amblem, logo, ambalaj, illustrasyon, karikatür diye ifade eder), işlerimle bir duyguyu, düşünceyi, olayı çizerek anlatmayı severim. Somut bir konuyu, örneğin; çevre sorunları gibi veya insanın sıkıntısını, sevincini içeren çizimler de yaparım. 

Çizimlerinizi en iyi nasıl tanımlarsınız? Alt metni bize neyi anlatır?

Çocukluğumdan beri gökyüzü ilgimi çok çeker. Felsefeye karşı ilgim vardır. İlk açtığım sergilerde bile “Siz felsefeci misiniz, felsefeyle mi ilgileniyorsunuz?” sorusuyla çok muhatap olmuşumdur. Ülkemizin yetiştirdiği felsefeci ve deneme ustası Prof Dr. Nermi Uygur (1925- 2005) ile uzun yıllar yakın diyaloğumuz, beraber çok güzel paylaşımlarımız olmuştur.  Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesindeki doktora ve yüksek lisans öğrencilerine Sanat Felsefesi dersi verirdi. Dersten sonra benim ofisimde sohbet ederdik. Başka hocalarda sohbete dahil olurdu. Bir de dersinin olduğu günde her hafta öğlen yemeği yerken sohbetimiz sürerdi. Felsefe dışında sosyoloji, psikoloji ilgilidir çeken alanlardır, ayrıca şiiri çok severim, rahmetli babam Şevket Ekşioğlu hem şiir, hem de destan yazardı, genetik olarak bana da geçmiş ki; “İşeriniz çok şiirsel “diyenler çok olur. Sunay Akın yıllar önce bana; “Sen ressam değil şairsin.” demişti. Bir de, neden, niçin, nasıl sorularıyla hayatı sorgularım. Bu yapım ise bir şey çizerken, resmederken “anlatıcı” bir yol seçmemde etken olmuştur diyebilirim. Çalışmalarımda en çok işlediğim konular ise Zaman (Saatler), merdivenler, çukurlar, uçurumlar, kuşlar, şemsiyeler, gökyüzü, yıldızlar ve fincanlardır. Kedili bir resmimin 1992 yılında “New Yorker” dergisinde yayınlanmasıyla beraber kedilerin çizimlerime daha fazla dahil olduklarını söyleyebilirim. Türkiye’de yayımlanan, reklam dünyasının en önemli dergisi olan “Media Cat” dergisinde ise 1 yıl boyunca her ay kedili kapaklar çizdim. Yazarlar ve ressamlar kediyi çok severler. Çünkü sanatçılar özgürlüğü seven kişilerdir. Sunulan değerleri kabul etmek yerine kendi değerlerini ortaya koymayı isterler, bu yüzden de kişisel özgürlüğü savunurlar, kedilerin hem estetik görüntüsü hem de özgürlüğe düşkün olmaları belki de onların kedileri sevmelerinin ana nedenidir. Diğer bir yandan, Facebook gibi dijital platformlar sayesinde çizerler gündelik olayları çizip gündeme getirerek paylaşma imkanı buldular, medyada çizmek yerine veya medyada yer bulamayan çizerler kendi medyalarını oluşturdular, ben de kendi medyamı oluşturdum. Örneğin; o gün Cemal Süreya’nın doğum günü ya da 3 gün sonra 10 Kasım… Geçenlerde, 3 Ekim günü Attila İlhan’ın ölüm yıl dönümüydü, o  güne ait bir bir Attila İlhan çizdim. Güncele ait çizimler yapmayı seviyorum. Diger taraftan, güncele ait olmayan konuları çizmeyi de seviyorum. Atölyemde gördüğünüz şemsiyeli resimler geçmişe ait işlerimdir. Karadenizliyim, Ordu’da büyüdüm ve Karadeniz bölgesine çok yağmur yağar. İnce ince yağan yağmur 25-20 gün durmadan sürer ve bu nedenle şemsiye çok gereklidir. Bir de, babam şemsiyesini hep bir yerlerde unuturdu, annem de ona “Yine mi şemsiyeni kaybettin” diye kızardı. Bu yaşanmışlıklar bilinç altıma yerleştiği için şemsiye teması resimlerinde çoktur. Merdivenli resimlerim ise insanın daha yukarı çıkma çabasını anlatır. Sıfırdan hayata başlıyoruz. Hayatı, gelişmeyi merdiven basamaklarına benzetirim. 

Çizimleriniz her zaman pozitiflik, umut, dünyayı daha iyi bir yer haline getirme ve insanın iyimlerliğine olan inancı ifade etmeyi sürdürüyor. Bu yönünü, bilinçli mi tasarlıyorsunuz?

Yaşamış olduğumuz hayat çok zorlukları olan bir yer, maddi ve manevi zorluklar diyelim.  Ne gariptir ki, insanın negatif olan duygusunu pozitife çevirebilirse mutlu olur, sosyal medyada sabah ve gece yatarken pozitif duygular veren resimler paylaşarak izleyicilerin pozitif olarak güne başlamalarını ve pozitif olarak uykuya dalgalarını isterim, olumlu dönüşler aldığım zaman da mutlu olurum, bu da beni çizmeye daha çok teşvik eder. 

Ardından, sevgili Gürbüz Doğan Ekşioğlu, kendi instagram hesabından dün gece paylaştığı çizimi gösteriyor. Çiziminde ise bir evin bahçesinde konumlanan ağaçtan ağaca asılı olan çamaşır iplerine kuruması için parıldayan sapsarı yıldızları asan ve parlak ayı mandalla ipe tutturan abstrack (soyutlama) olan harika bir resim var. Sonra da, yine dijital hesabından paylaştığı bir başka çizim olan kıpkırmızı bir balonu şişiren beyaz elbiseli kadının, açık, masmavi gökyüzündeki beyaz bulutların arasında elindeki balonu üfleyerek uçtuğunu belirtiyor.

Bir romanı resmetmek isteseydiniz, bu size en yakın hangi yazar ve kitabı olurdu? 

Enteresan bir şekilde, bir kitabı okurken aklımda sürekli çizmeyi hayal ettiğim görseller beliriyor. Hemen onları nasıl çizerim diye düşünmeye başlıyorum. O yüzden, belki roman degil ama, felsefi kitapları okumayı daha cok seviyorum. İlk insanın davranış biçimleriyle 21. yüzyıl insanının davranışları arasında bir farkın olmadığını, sevgi, nefret, bağlılık, aşk, iyilik, kötülük vs gibi, yani insana ait kavramlar önceki yüzyıllarda nasılsa şimdi de aynı diye düşünürüm, bu tür konuları yapmayı tercih ederim. Sipariş için iş yaparken ise editörün yönlendirmesi vardır. Antalya ile ilgili bir konu verilmiş ve illüstrasyonunu yapmamı istemişti, resim ise şöyleydi; bir portakal dalı sarkmış, yuvarlak turuncu portakalı güneş olmuş şeklinde resimlemiştim. Arkada ise deniz manzarası vardı, editör arkadaki denize bir yelkenli çizmemi istedi, oysa bana göre güneş tek başına daha etkili dursa da istemeye istemeye denize yelkenli çizdim. Şöyle düşünün, bir yazıda nokta, virgül veya ünlemin nasıl çok anlamı varsa konuyu anlatan resimlerdeki fazla veya eksik bir nesne konuyu etkiler. 

Saat koleksiyonunuz var. Saatlere size neyi anlatırlar?

Duvarda duran kocaman ekranlı saatin 3/4ü‘ü rakamlarla dolmuş ve saatin içindeki hacmi bir hayat olarak düşünürüm… Dökülen, biriken rakamlar geçen zamanı, yani geçen hayatı anlatıyor, rakamlar saati doldurduğundaysa hayat bitiyor, her hayat bir saat ekranının doluluğu kadardır diyorum. Zaman göreceli bir kavramdır. Uzayın sonsuzluğundaki zaman kavramından kaybolurum… Güneşin ışığı dünyaya 8 dakikada ışık hızıyla ulaşıyor. Işığın 1 saniyedeki hızı ise 300 bin km dir. Örneğin, İstanbul ile Ordu arası yaklaşık olarak 1000 kilometredir, demek ki ışık 1 saniyede 300 bin defa İstanbul’dan Ordu’ya gidiyor. Andromeda galaksisinden bize ışık 200 milyon yılda geliyor. Şimdi bizler diyoruz ki, kelebeğin hayatı çok kısa. Oysa ki, o küçücük hayatın içinde bütün mükemmelliğiyle kelebek doğuyor, büyüyor, ürüyor ve ölüyor. Zaman, canlılar için olan bir ölçü birimi. Bizim de başka bir şeye göre kelebek kadar yaşamımız var. Bu yüzden, zaman kavramını ve saatlerin bana anlattığı felsefeyi seviyorum. Saat koleksiyonumun olmasının başka bir sebebi ise emaye kap koleksiyonunda olduğu gibi eskiyi, yok olan bir değeri korumayı ve onların gelecek kuşaklara aktarmayı seviyorum.

Derler ki, her çocuğun içinde meraklı ve yaratıcı bir araştırmacı vardı… Öyleyse çocukken merakınızı çelen, sizi yönlendiren duygu ve düşünceler nelerdi? 

Çocukken yazın köye giderdik. Belki, ayda bir defa köyün üstünden uçak geçerdi. Uçak çok uzaktan geçtiği için parlak bir nesne olarak görünürdü. Ve malzemesi parlardı. Ben de uçak düşse de o parlak kısmından biraz kapsam diye düşünürdüm. Mahalle arkadaşlarımla oynardık ama kendi başıma da bir şeyler yapmayı severdim, hani yağmur yağdığı zaman yokuşlardan ince ince su akar ya, işte onların üstüne ufak taşlardan ve çamurdan bir duvar yapar, akan o  ince suyu orada biriktirip baraj yapardım. Sonra da, bir ağaç dalı parçasından ekmek bıçağıyla bir minik kayık yaparak onu biriken suda yüzdürürdüm. Bir bakıma, çocuklar çok yaratıcı ve naiftirler, geçen gün bir videoda gördüm, babası çocuğa neden ağladığını soruyor, çocuk da ; yapraklar ağaçları terkedip düşüyor diye ağladığını söylüyor. Hiç bir büyüğün aklına böyle bir düşünce gelmez, çünkü büyükler öğrendikleri şekilde hareket ederler. 

Yeni çizmeye başlayanlar için farklılıklarını ortaya koymaları adına ilham verebilecek cümleleriniz nelerdir?

Öğrencilerime her zaman “Farklı olun” diyorum. “Farklı olun, farklı çizin” derim. 10 tane gömleğimiz vardır ama gider bir tane daha alırız.  Neden alırız? Farklı olduğu için alırız. Ne var ki, insan yaşamı boyunca hep farklılığın peşindedir. Farklılığın peşinde koşan insan ise dünyayı, yaşadığımız koşulları değiştirir. Güzel sanatlar öğrencileri için ideal olmak, Rönesans döneminde olduğu gibi mükemmel şekilde insan anatomisi çizebilmektir. Tabi ki, anatominin doğru ve güzel çizilmesi çok önemlidir ama hep o noktada kalmak farklı bir sonuç olmayacağı için öğrencinin gelişimini zorlaştırır. Oysa farklılık, onu çizmek değildir, onu değişik çözebilmek olmalıdır. Öyle bir farklılık bulabilirsiniz ki, çok basit bir çizimle bile fark edilebilmesi sağlarsınız. Aklıma geldi, çocuk kitaplarında bir öğretmenin çizdiği “Cin Ali” adlı kitabın illüstrasyonları cok basit olmasına rağmen farklıdır ve farklı olduğu için de çok sevilmiştir. Dolayısıyla, yeni başlayanlar için şöyle söyleyebilirim; hep yapılanların dışında bir şeyler üretmeye çalışmalılar ki insanların dikkatini çeksin. Yapılmış olanların tekrarını veya benzerini çizmek, o alanda üretilen “İyileri” hatırlattığı için farklı olmayacaktır. Başka bir örnek ise; koyu tonlarda giyinen bir topluluğun içerisinde sarı renkte giyen bir insanı ilk bakışta görürüz, çünkü sarı renk farklı gelir. Mesleğimiz de fark edildiğiniz zaman daha çok ilgi görürüz. İyi sanatçılar sanatıyla fark yaratanlardır. Mesela, yakın bir arkadaşınızın sesini uzaktan veya telefonda adını söylemeden tanırsınız. Yüzünü görmenize gerek yoktur. Sanatçının ürettikleri de ses tonu gibi özel olmalıdır. Sanatçının eserini gördüğünüz anda adını, imzasını daha görmeden tanırız, çünkü üslubu onun ses tonu olmuştur. Örnek olarak; Picasso, Salvador Dali, Fikret Mualla, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun işlerini görür görmez tanırız! Bu yüzden, bu örneklerle öğrencilerime farklı olmanın önemini anlatırım. 

Çizim sürecinizde çizmeyi hayal ettiğiniz çizgileri aştığınız zamanlar var mıdır?

 Grafik üretiminde her şeyi genelde kağıt üzerine yaparsınız ama resimde ise tuval üzerine çalışırsınız. Benim 0.1 rapido kalem ile ritmik biçimde çizgi çizgiyi tarayarak oluşturduğum küçük boyutlu resimlerim vardır. Bu tür ürettiğim işlerimde çok sayıda ödül almam da uluslararası önemli yayınlara illüstrasyon yapmamı sağladı. Ama bu işlerimi bir sanat galerilerinde sergilediğim zaman duvarda cok ufak kalıyorlardı. Ve etkili olmuyorlardı. Ben de daha büyük çizeyim diye tuval üzerine resim yapmak istedim. Yağlıboya ve akrilik ile yaptığım tuval resimlerim ile beraber sergiler açtım. Sonra, üç boyutlu işler de üretmeye başladım. Zamanla da teknolojinin devreye girmesiyle birlikte telefonumda ve ipad aracılığıyla çizmeye başladım. Telefonuma çizim programı kaydettim. Şimdi ise çizim kalemiyle  yapıyorum. Ayrıca Ipadpro vesileyle Procreative çizim programında çiziyorum. Kağıt, tuval, üç boyutlu, dijital olarak farklı tekniklerle üretmek fırsatı sayesinde ise pek çok kişinin imzamı görmeden “Sizin olduğunu anladım!” diye söylemeleri beni çok mutlu ediyor. 

İllüstrasyonun daha hicve yakın, mesaj ileten tarafıyla yakından ilgileniyorsunuz. Peki politik karakterler çizmeyi düşündünüz mü?

İllüstrasyonda duyguyu, düşünceyi görsel olarak ifade edersiniz. Bu görsel ifade biçimlerinin çeşitli alanları var. İllüstrasyon meyve çeşitleri, çiçek türleri gibi ayrı ayrıdır. Doğa illüstrasyon, botanik illüstrasyon, portre illüstrasyonu, çocuk kitabı illüstrasyonu, karakter ve resimli roman illüstrasyonu, kavramsal illüstrasyon, reklam illüstrasyonu gibi uzmanlık alanları vardır. Karakter yaratmak ve çizmek benim tarzım ve ilgi alanım değil. Benim çizdiğim “kavramsal” illüstrasyondur. Gökyüzünde ay yok ama denizde yansıması kalmış… Bu işimde anlatmak istediğim ise değerli bir kişinin artık aramızda olmadığı ama yaptıklarıyla yaşadığını vurgulamaktır. 

Sanatınızın güncel olanla uyumlu olması önemli midir?

Kendimi 3 türlü üretime ayırdım. Bir tanesi; sipariş ile üretim. İkincisi ise güncel olaylar ile ilgili üretim. Sonuncusuysa kendi istediklerim doğrultusunda üretim… Sanat yolculuğum bu şekilde başladı ve devam ediyor. Bu sebeple, güncel olanla yakından ilgiliyim.

Dünyada grafik alanının yarattığı etki nasıl bir noktaya gidiyor? Sizce geleceği nasıl olacak?

Grafiği üretiminin önceden sanatla ilişkisi çoktu. Grafik tasarımcı ve grakifer (uygulayıcı)  sanattan çok besleniyorlardı.  Yaptıkları işlerde sanatsal etkiyi fazlasıyla hissediyorduk. Ürettikleri işlerin fonksiyonu bittikten sonra bile o iş, sanat alanında hizmet vermeye devam ediyordu. Örneğin, ünlü grafik tasarımcısı Milton Glaser 2019 yılında ölmeden önce çizmiş olduğu (o  meşhur “I Love NY More Than Ever” logosunu çizen tasarımcı) işler grafik bir üretimdir. Ama aynı zamanda, sanat niteliği taşır. Yine Türkiye’den ise önemli isimler olan grafik sanatçısı Mengü Ertel ve çizer Turhan Selçuk… Bir başka isim ise “Tekel ürünleri: sigara paketi ambalajı,  kulüp rakının etiketi, Milli Piyango bileti, Osmanlı, Ziraat Bankalarının afişleri için yaptığı illüstrasyonlar bugün birer sanat nesnesi olarak değer görür. Ben de bu anlayış ile işlerimi üretmekteyim.

Toplumdaki sanat ile ilgilenen genç nesil için süreç hakkında bilgi vermek adına bir yetenek üstünde ustalaşmak nasıl bir süreçti?

 Severek yaptığınız iş zor değildir, inanın… Bir anneyi düşünün, çocukları öyle çok seviyor ki annelik güdüsüyle 5 tane çocuğu da olsa  onları severek büyütür. Sevince her şey başkadır. Bu nedenle, herkesin sevdiği işi yapmasını ve sevdiği iş için mücadele etmesini isterim. Zaten insanı güçlü kılanlar zorluklardır. Kolay olan ya da kolay üretilen bir sey varsa o iş iyi değildir derim, tabii ki müstesnalar hariç demeliyim. Ayrıca bir işi yaparken kendi ruhunuzu vermezseniz bu sonuca yansır ve iyi olmaz. 

En sıra dışı işinizin özelliği neydi?

En sıra dışı işim var mı bilemiyorum, belki benim için üç boyutlu yaptığım işler sıra dışı olabilir. Farklı malzemeler ile yaptığım üç boyutlu işlerimden bir sergi açmayı hayal ediyorum. 

Bir de çizimleriniz bulunduğu 4 tane kitabınız var.

Şu anda Yeditepe Üniversitesinde öğretim üyesiyim. Kurumun yayın bölümü editörü Didem Bayındır, çizdiğim konulara ait kitaplarımı yayımlamak istediğini söylemişti. Özellikle kedileri seven çok olduğu için kedi kitabından başlayalım demişti ve öyle de oldu. İlk kitabım olan “Kedilerim Benim”di. İkinci kitabım ise sadece sevgi ve aşk temasını içeren 105 adet illüstrasyonun yer aldığı “Aşk Dediğin…” adlı kitabım yayımlandı. 3. kitabım kuşlar olacaktı  ama editör bir başka yayınevine geçince kitaplarım yayımlanmadı.

Öyleyse, bir sonraki projeniz nedir? 

Yeni bir sergi projesi var. Aslında çok öteden beri, 1977 yılında o zamanki Vatan Gazetesinin açmış olduğu “Özgürlük” konulu yarışmada çizdiğim bir kafesin içerisinde uçan kuş çizimim ödül almıştı. Daha sonra, bu esprinin  renkli ve halini çizdim. O yıllardan bugüne kadar kuşlarla ilgili çizdiğim resimler bir hayli birikti. Bu yüzden kuşlar ile ilgili bir sergi açmak istiyorum.

Öğleyin saat 4 sularında, değerli Gürbüz Doğan Ekşioğlu yeni çizimleri üstünde çalışmak üzere atölyesindeyken, beni “Farklı sorularla gelmişsiniz, bu yüzden size teşekkür ederim” diyerek uğurluyor.  Dışarıdaysa hava, herhangi bir uyarı olmaksızın, yine de hızla bulutlanıyor. Atölye binasının önünden ayrılmadan hemen öncesinde, bahçe duvarının çatlağında mahsur kalmış bir bitkinin oradaki belirsizlikten nasıl kurtulacağını düşündüğünü hayal ediyorum. Birden, etrafındaki yemyeşil filizleri görünce anlaşılıyor ki, sıkışan  bitki elbette ki çevresinde yeşeren diğer bitkilerden ilham alıp büyüyecekti. Bunu izleyen sessizlikte yürüyorken, aklıma usta sanatçıyla yaptığımız röportajın amacının tam da bu olduğu geliyor. Gitgide arkamdaki sokağın kedi evleri küçülüyor ve Kadıköy iskelesinin meydanındaki çingeneler rengarenk çiçeklerinin arkasında gülüşüyorlar. Sonunda her şey, tüm bu yazı, masamın başına oturmamla işte böyle şekilleniyor.

* Yukarıdaki röportaj yazısının amacı, dergi yazarı Ezgi Özsan’ın, Türk karikatür ve grafik sanatçımız olan sevgili Gürbüz Doğan Ekşioğlu ile bir araya gelmesiyle, toplumda sanat ile ilgilenmeyi isteyen insanlara bilgi vermek ve usta sanatçımızdan iş yaşamındaki yolculuğuna dair ilham almalarını sağlamaktı. 

edebiyathaber.net (16 Kasım 2022)

IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 ÇİZİMLER ARACILIĞIYLA ZİHİNLERDEKİ TARİH İMAJI: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ TARİH ALGILARI ÖZ Bu araştırmanın amacı sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih imajlarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2019-2020 öğretim yılının ilk yarısında Türkiye’nin güneyinde yer alan bir üniversitede okuyan her sınıf düzeyinden rastgele seçilmiş 97 sosyal bilgiler öğretmen adayı oluşturmaktadır. Tarih yapısı itibariyle soyut ve çok geniş kapsamlıdır. Bu nedenle bu araştırmada çalışma grubunun tarih algıları üç aşamada derinlemesine incelenmiştir. Birinci aşamada katılımcılardan tarih deyince akıllarına gelen ilk beş şeyi çizmeleri istenmiştir. İkinci aşamada bu beş çizim arasından tarih ile en çok özdeşleştirdikleri ve tarihle daha çok bağdaştırdıkları bir çizimi seçerek bu çizimi seçme nedenlerini ayrıntılı bir şekilde yazmaları istenmiştir. Üçüncü aşamada çalışma grubu içerisinden seçilen yedi gönüllü katılımcıyla çizimleri seçme nedenlerine yönelik yapılandırılmamış mülakatlar yapılmıştır. İçerik analizi sonucunda elde edilen araştırma bulguları, katılımcıların genel tarih imajlarının 12 farklı kategoride toplandığını göstermiştir. Katılımcılar tarih ile en çok savaş ve savaş ile ilgili olguları çizmişlerdir. Katılımcıların tarih algılarının altında yatan motifler 9 ayrı kategoride toplanmıştır. Araştırma sonuçları, katılımcıların tarih algılarının tarih bilinci temelinde şekillendiğini ve tarihin günümüz toplum yapısını etkileyen dinamik bir süreç olduğunu ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Tarih algısı, tarih imajı, sosyal bilgiler öğretmen adayları, çizimler 320 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 GİRİŞ Öznesi insan olan geçmişte yaşanmış olay ve olguların farklı algılanıp yorumlanmasının bir yansıması olarak tarihçiler pek çok konuda fikir ayrılığı yaşamaktadır. Öte yandan neredeyse bütün tarih araştırmacıları tarihin çok geniş bir inceleme alanı olduğunda hemfikirdir. Tarih bu yönüyle çok titiz çalışılması gereken bir disiplindir. Paykoç (1991) tarihi; bireyin kendisini, ilgilerini, tutumlarını, yeteneklerini, değerlerini ve inançlarını bilmesini hedefleyen, bilimsel düşünme yollarını takip ederek sosyal bir varlık olan bireyin davranışlarını inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlamıştır. Köstüklü (2001) ise tarihin; geçmişteki olayları mekân, zaman ve özneleri belirterek kaynaklara dayalı olarak neden-sonuç münasebetleri içinde inceleyen bilim dalı olduğunu vurgulamıştır. İbn-i Haldun’a göre tarih; bireylerin toplumsal ilişkilerinin zaman ve mekân sınırları dahilinde incelenerek anlaşılmasıdır. Bu yönüyle tarih, fen bilimleri de dahil olmak üzere içerisinde insanın yer aldığı her türlü beşerî faaliyetleri kapsayan geniş bir alandır (Şıvgın, 2009). Her ne kadar ortak tanımlar yapılsa da tarihin doğasına yönelik tartışmalar çok fazladır. Tarih gerçekten de herkesin kendi görüş, tutum, ideoloji ve değer yargılarına göre değişebilen bir yapıda mıdır? Bu sorunun tam bir cevabı olmamakla birlikte Özbaran’dan (1992) alınan aşağıdaki alıntı tarihin farklı yönde algılamalarına yönelik bir durum tespiti olabilir: “Tarih kimilerine göre dönülmek istenen bir sığınak, bazılarına göre uzaklaştırılması gereken eskimiş süreç, kimi yaşlılara göre her zaman ders alınacak kaynak, bazı gençlere göre gereksiz bir bilgi yığını ve ilerlemeyi durduran bir köstek; öğrencilerin bir bölüğüne dayanılmaz saatler yaşatan çekilmez ders, bir bölüğüne de ideoloji aşılayan bir tılsım…” Tarihin doğasına yönelik farklı kavramsallaştırmalar konusunda Timuçin “Kimileri tarihi hafife alıyorlar, onlara göre insanın paçalarını toza bulayacak bir bit pazarından başka bir şey değil, kimileri tarihi öyle bir yüceltiyor ki, insanın bilet alıp geçmişe gidesi geliyor.” şeklinde eleştirisini dile getirmiştir (1979’dan akt., Epik, 2004: 56). Tarihe yönelik bu şekilde farklı algılamalar hiç şüphesiz tarihin, geçmişte yaşanmış olayların birebir aynısı olmamasından kaynaklanmaktadır. Tarih, geçmişle ilgili tarihçilerin kaynaklar ve kanıtlar aracılığıyla ortaya koyduğu ürünlerdir. Bu nedenle tarihçilerin kendi algı, görüş ve birikimlerinden bağımsız bir tarih anlatısı düşünmek olanaksızdır (Lee, 2012; Vansledright ve Reddy, 2014). Tarih araştırması, tarihçilerin geçmişin öznelerini (kaynak, belge, kanıt) eleştirel bir bakış açısıyla sorgulayıp muhakeme becerilerini kullanarak bir ürün ortaya koymasıdır. Kaynak veya kanıtların bir kısmının eksik olduğu durumlarda tarihin bütüncül bir şekilde kurgulanabilmesi ve olay örgüsünün mantıksal biçimde sunulabilmesi için tarihçilerin imgelem (düş gücü) becerilerini kullanabilmeleri gerekmektedir (Dilek, 2009). Tarihle ilgili belirli hikâyeleri, algıları, ritüelleri ve ön kabulleri olan toplumlarda büyüyen bireyler; başka (öteki) tarih anlatılarından kaçınarak parçası olmak istedikleri -bir nevi gurur duymak istedikleri- mevcut anlatıların peşinde koşarlar. Eğer böyle bir anlatı yoksa onu oluşturmaya çalışırlar veya var olan bir anlatıyı kendi durumlarına uyarlarlar (Grever ve Adriaansen, 2019). Öğretmenlerin konu alanına yönelik algı ve anlayışlarının öğretim uygulamalarını planlama, uygulama ve değerlendirme konusunda etkili olduğu ampirik araştırmalarca vurgulamıştır (Clark ve Peterson, 1986; Ernest, 1988; Schraw ve Olafson, 2003; Yılmaz, 2008). Öğretmenlerin konu alanına yönelik inanç ve anlayışları, ders 321 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 anlatım şekillerinin yanı sıra hangi konuyu atlayıp hangi konuya daha fazla önem verecekleri gibi konu seçiminde de etkili olacak ve bu durum öğrencilerin öğrenme çıktılarına da doğrudan etki edecektir (Evans, 1988; Haney, Czerniak ve Lumpe, 1996; Yılmaz, 2008). Bu nedenle öğretmenlerin pedagojik inançlarını daha iyi anlayarak öğrencilerin öğrenme kalitesini arttırmak için öğretmenlerin konu alanına yönelik anlayışlarının araştırılması gerekmektedir (Yılmaz, 2008). Bu araştırmada sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarihe yönelik imajları çizimler aracılığıyla ortaya konulmuştur. Çizimlerden elde edilen veriler yazılı anlatım ve mülakatlarla desteklenmiştir. Bu sayede sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih algılarını derinlemesine inceleyebilmek amaçlanmıştır. Yapısı itibariyle tarih soyuttur ve gözlemlenemez. Tarihin geniş kapsamı göz önüne alındığında tarih derslerinde çoğunlukla olaylardan ziyade olgulara (örn. soğuk savaş, sanayileşme vb.) odaklanılır (de Leur, van Boxtel ve Wilschut, 2019). Bireylerin tarihi daha anlamlı öğrenip kavrayabilmeleri için tarihi imgelem becerilerini kullanarak somut bir imaj oluşturmaları gerekmektedir (Dilek, 2010; Husbands 1996). İmaj oluşturmaktan kastedilen tamamen hayal gücüne bağlı biçimde bireylerin kendi fantezi dünyalarına göre bir tarih temsili oluşturması değil; tam tersine tarihsel kanıtlara dayanan bir görüntü yaratma çabasıdır (de Leur vd., 2019). Lévesque (2008) geçmişin ancak yazılı kaynaklar ve resimler gibi tarihsel kanıtlarla yeniden yapılandırılabileceğini vurgulamıştır. Öğrencilerin tarihsel imajlarının belirlenmesinde temsili çizimler doğru bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır (Dilek, 2009; Van Meter ve Garner 2005). Çizim görevlerinin soyut kavramların somutlaştırılması konusunda öğrencileri teşvik ederek onları düşünmeye zorladıkları belirtilmiştir (Stein ve Power 1996; Van Meter ve Firetto, 2013). Bu durumun öğrencilerin hem sözel hem de görsel uyaranlarını harekete geçirerek üst bilişsel becerilerinin gelişmesine katkı sağladığı söylenebilir (de Leur vd., 2019; Sadoski ve Paivio 2013; Van Meter ve Garner, 2005). Çizimler aracılığıyla öğrencilerin tarih ile ilgili zihinlerinde yer edinen soyut modelin daha iyi anlaşılması sağlanır (Van Meter ve Firetto, 2013). Görselleştirme, öğrencilerin ön bilgileri ile yeni öğrendikleri bilgiler arasında bağlantıyı kurmayı kolaylaştırmaktadır (Dilek, 2010). Çizim görevlerinin öğrencilerde karar verme, problem çözme ve tarihsel düşünme becerilerini geliştirdiği ilgili çalışmalarca rapor edilmiştir (Dilek, 2010; Levstik ve Barton, 2015). Görsel materyaller daha kolay bir tarihsel kavramanın yanı sıra öğrencilerin tarihin fiziksel özelliklerine yönelik kendi zihinlerinde bir imaj oluşturmalarına da yardımcı olmaktadır (Dilek, 2009). Pek çok tarih eğitimcisi öğrencilerde tarihsel imgelem becerisinin geliştirilmesinde tarihi nesneler, görsel kaynaklar, tarihi filmler ve canlandırma alıştırmalarının kullanılması gibi yaklaşımlar önermişlerdir (Akça-Berk, 2012; Cunningham, 2009; Dilek, 2009; Marcus vd., 2010; Prangsma vd., 2009; Üztemur, Dinç ve Acun, 2018). Bu noktadan hareketle bu çalışmanın amacı sosyal bilgiler öğretmenlerinin kendi zihinlerinde oluşturdukları tarih imajlarını çizimler aracılığıyla ortaya çıkarmaktır. Katılımcıların tarih algılarını derinlemesine ve bütüncül bir şekilde irdeleyebilmek amacıyla çizimlerden elde edilen veriler yazma etkinliği ve mülakatlarla desteklenmiştir. Araştırmanın amacı çerçevesinde aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: • Katılımcıların genel tarih imajları (algı) çizimlerine ne şekilde yansımaktadır? • Katılımcılar tarih ile en çok hangi fenomenleri (seçici tarih algısı) özdeşleştirmektedir? • Katılımcıların seçici tarih algılarının arkasında yatan motifler nelerdir? 322 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 YÖNTEM Araştırmanın Modeli Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih algılarını ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada temel nitel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Araştırmanın mülakat aşamasında katılımcıların tarih algılarını derinlemesine ve bütüncül bir bakış açısıyla incelemek amacıyla olgubilim deseninden faydalanılmıştır. Olgubilim, kişilerin tecrübelerine dayalı olarak bir kavram veya olguyu nasıl algıladıklarını, nasıl yargılayıp anımsadıklarını, onu nasıl tasvir ettiklerini, ona yönelik neler hissettiklerini ve nasıl anlamlandırdıklarını tespit etmeyi amaçlamaktadır (Patton, 2014). Bu araştırmada derinlemesine ele alınan olgu sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih algılarıdır. Çalışma Grubu Araştırmanın çalışma grubunu 2019-2020 öğretim yılının güz döneminde Türkiye’de bir devlet üniversitesinde sosyal bilgiler öğretmenliği bölümünde okuyan her sınıf seviyesinden kolay ulaşılabilir durum örneklemesiyle seçilmiş 97 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Olgubilim çalışmalarında ele alınan olguların derinlemesine ve ayrıntılı incelenebilmesi için katılımcı sayısı az tutulmaktadır. Bu araştırmanın birinci aşamasında sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih imajlarının genel bir resmi ortaya koyulmaya çalışıldığı için katılımcı sayısı fazladır. Araştırmanın mülakat kısmında katılımcı sayısı yediye (dört erkek, üç kadın) düşürülmüştür. Üçüncü aşamadaki katılımcıların seçiminde gönüllülük esas alınmıştır. Veri Toplama Süreci Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih imajlarını ortaya koymaya çalışan bu araştırma üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada katılımcılara boş bir A4 kâğıdı verilerek onlardan tarih deyince akıllarına ilk gelen, tarihle en çok ilişkilendirdikleri, tarih kelimesini duyduklarında gözlerinin önünde canlanan ve çağrışım yapan beş şeyi karakalem şeklinde çizmeleri istenmiştir. Katılımcıların çizimler esnasında estetik kaygı gütmemeleri istenmiş ve bu aşamada onların resim yeteneklerinin ölçülmediği vurgulanmıştır. İlk aşamada katılımcıların genel bir tarih imajları ve zihinsel-görsel algıları ortaya konulmak amaçlanmıştır. İkinci aşamada katılımcılardan bu beş çizim içerisinden tarih ile en çok özdeşleştirdikleri, kendi kanaatlerine göre tarih kavramını en çok karşılayan ve tarih deyince gözlerinin önünde canlanan bir tanesini seçmeleri istenmiştir. Katılımcılardan seçtikleri çizimi niçin seçtiklerine yönelik A4 kâğıdının arkasına bir kompozisyon yazmaları istenmiştir. Kompozisyonda seçtikleri çizimin tarihle olan bağlantılarını ve bu çizimi tarihle nasıl özdeşleştirdiklerinin nedenlerini ayrıntılı bir şekilde açıklamaları istenmiştir. Birinci aşamada genel tarih algıları ortaya konulan katılımcılardan bu aşamada detaylı bir açıklama yapmaları istenmiş ve katılımcıların tarih algılarının altında yatan motifler belirlenmeye çalışılmıştır. Veri toplama sürecinin birinci ve ikinci aşamaları eş zamanlı yürütülmüştür. 323 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Üçüncü aşamada bir önceki aşamada elde edilen verilerin farklı bir veri toplama yöntemiyle desteklenmesi amacıyla çalışma grubu arasından yedi gönüllü katılımcı ile yapılandırılmamış mülakatlar yapılmıştır. Mülakatların çıkış noktası katılımcıların ikinci aşamada yazdığı kompozisyonlardır. Bu sayede ikinci aşamadaki verilerin kontrolü sağlanmış ve aynı zamanda katılımcıların tarih algıları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Araştırmanın birinci ve ikinci aşamaları bir ders saati sürmüştür. Üçüncü aşamada her bir mülakat ortalama 40 dakika sürmüştür. Mülakatlar ses kaydına alınmadan önce katılımcılara gerekli bilgilendirmeler yapılarak katılımcıların onayı alınmış ve istedikleri zaman görüşmeleri yarıda bırakabilecekleri hatırlatılmıştır. Araştırmanın bütün aşamalarında etik ilkelere uyulmuştur. Verilerin Analizi Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih imajlarının genel bir görüntüsünü ortaya koymak amacıyla birinci aşamada elde edilen çizimler içerik analizine tabi tutulmuştur. Toplam 485 karakalem çizimi tümevarımsal bir yaklaşımla belirli kategoriler altında toplanmıştır. İkinci ve üçüncü aşamalarda elde edilen veriler içerik analizine tabi tutularak kodlamalar yapılmıştır. Kodlamalar yapılırken olabildiğince katılımcıların kendi ifadeleri kullanılmıştır. Bir sonraki aşamada benzer nitelikteki kodlar aynı kategori altında birleştirilmiştir. Soyutlama işleminin son aşamasında kategoriler karşılaştırılıp aynı özellikte olanlar birleştirilerek temalara ulaşılmıştır (Punch, 2005). Katılımcıların her biri için cinsiyet ve sınıf düzeylerine göre kod isim verilmiştir. Örneğin 1K3 kodlu katılımcı birinci sınıfta okuyan üçüncü sıradaki kadın öğrenciyi temsil etmektedir. BULGULAR Bu kısımda bulgular, çizimlerden elde edilen veriler ile yazılı anlatımlar ve mülakatlardan veriler olmak üzere iki başlık altında yapılandırılmıştır. Çizimler Veri toplama sürecinin birinci aşamasında katılımcıların genel bir tarih imajını ortaya koymak amacıyla onlardan tarih ile özdeşleştirdikleri beş karakalem çizim yapmaları istenmiştir. Çizimlerin içerik analizine tabi tutulmasıyla ortaya çıkan kategoriler Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1’de görüleceği üzere katılımcıların genel tarih imajları 12 ana kategori altında toplanmıştır. Katılımcıların yaklaşık üçte birinin tarih imajları savaş ve mücadelelerden oluşturmaktadır. Tüm kategoriler içerisinde en fazla karakalem çizimi genel bir savaş sahnesi (f: 29) şeklinde olmuştur. Katılımcılar bu çizimlerde herhangi özel bir savaşı belirtmeden savaş sahnesi betimlemişlerdir. Bu durumu destekleyen biçimde Türk tarihinde çok önemli sonuçları olan bazı özel savaşlar (Kurtuluş Savaşı, İstanbul’un Fethi vb.) da katılımcıların çizimlerinde yer bulmuştur. Ayrıca savaşların bileşenleri olarak çok sayıda savaş aletinin katılımcıların çizimlerine yansıdığı görülmüştür. Bu bulgular, savaşların tarihin seyrini değiştiren ve aynı zamanda günümüz siyasi ve toplumsal yapıyı doğrudan etkileyen çok önemli sonuçları olmasıyla açıklanabilir. Öte yandan tarihin sadece savaşlardan 324 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 ibaret olmadığı göz önüne alındığında tarih öğretiminde savaşlar ve mücadelelere daha çok ağırlık verildiği yorumu yapılabilir. Tablo 1. Katılımcıların Genel Tarih İmajları Kategoriler Çizimler ve Frekans Değerleri % Savaşlar: savaşlar [genel] (29), Kurtuluş Savaşı (10), antlaşmalar (8), İstanbul’un Fethi (5), I. Dünya Savaşı (4), Haçlı Seferleri (3), Malazgirt Savaşı (3), Anadolu’nun Kapısı (2), idam (2), hücum etme (1), sömürgecilik (1), Mücadele Alanı Olarak Savaş Aletleri: kılıç (16), kale (14), savaş aletleri [genel] (9), ok-yay (8), 33.33 Tarih (160) silah (7), tank (4), füze (4), savaş topu (3), Nusrat Mayın Gemisi (1), Yavuz ve Midilli Gemileri (1), zırh (1), arma (1) Savaşın Özneleri: askerler (10), savaş atı (7), ölü insanlar (2), yeniçeri (1), Savaş Taktikleri: hilal taktiği (2), turan taktiği (1), Türk bayrağı (19), Orhun Abideleri (8), hilal (8), Osmanlı (4), şehit (2), Milli Bir Kimlik Olarak mehter (2), millet (2), Türk (1), Türkiye (1), destan (1), kayı bayrağı (1), 11.25 Tarih (54) kızıl elma (1), şehitler anıtı (1), vatanseverlik (1), Bir Ders Olarak Tarih Tarih kitapları (14), sıkıcı ders ortamı (8), harita (5), ezber (5), kalem (4), 9.58 (46) okul (3), öğretmen (3), karatahta (1), alfabe (1), sınav (1), İlber Ortaylı (1) Anıtkabir (6), Göbekli Tepe (5), Mısır Piramitleri (5), Çin Seddi (4), TBMM (4), Ayasofya (2), Baharat Yolu (2), İpek Yolu (1), Adana Taş Köprü (1), Tarihi Mekânlar (37) 7.70 Gaziantep Kalesi (1), Harran Evleri (1), arkeolojik kalıntılar (1), külliye (1), ziggurat (1), medrese (1), kervansaray (1) Kitabe (5), gemi (4), para (3), kum saati (3), tekerlek (3), gözlük (2), kavuk (2), kıyafet (2), pusula (2), abide (1), çengelli iğne (1), balbal (1), elmas Tarihi Nesneler (37) 7.70 yüzük (1), gaz lambası (1), hançer (1), tablet (1), parşömen (1), hazine (1), dikili taş (1), mektup (1) Atatürk (19), Seyid Onbaşı (3), İsmet İnönü (3), Kanuni Sultan Süleyman (2), Fatih Sultan Mehmet (1), Fahreddin Paşa (1), Genç Osman (1), Hürrem Tarihi Şahsiyetler (36) 7.50 Sultan (1), Naim Süleymanoğlu (1), Şehzade Mustafa (1), Deli İbrahim (1), Edison (1) Padişah (12), otağ (4), saray (4), Lale Devri (2), taht (2), cumhuriyet (1), Diplomasi ve Siyaset danışma meclisi (1), devlet (1), diplomasi (1), ferman (1), hükümdar (1), 7.08 Alanı Olarak Tarih (34) kral tacı (1), kurultay (1), şehzade (1), vezir (1) Sosyal Yaşam ve Mağara (6), çadır (6), ateş (5), göçebe hayat (4), ilk insanlar (3), yerleşik 6.25 Kültürel Öğeler (30) hayat (2), mezarlık (1), kültür (1), aile içi sohbet (1), yaşlı insanlar (1) Bir Bilim Olarak Tarih Yazı (5), zaman (3), sanayi (3), icat (2), takvim (2), kazı (1), kelebek etkisi 4.17 (20) (1), tarih felsefesi (1), yüzyıl (1), bağlantı (1) Sosyal Bilim Anadolu (4), İstanbul Boğazı (3), arkeoloji (3), dünya (3), Amerika (1), Disiplinleriyle 3.13 toprak (1) İlişkilendirmeler (15) Dinsel Semboller (6) Cami (4), haç işareti (1), şaman (1) 1.26 Medya Aracı Olarak Taş devri çizgi filmi (1), televizyon (1), film (1), canlı yayın (1), tarihi diziler 1.05 Tarih (5) (1) Milli bir kimlik olarak tarih kategorisinde yer alan çizimler incelendiğinde katılımcıların tarihi kendi milli ve kültürel değerleriyle özdeşleştirdikleri görülmektedir. Tarih öğretiminin en temel amacı, ferdi çıkarlardan ziyade ortak ülkü içerisinde hareket edebilen ve millet olabilme becerisini kazanabilmiş bireyler yetiştirmektir. Bu kategoride yer alan çizimler ayrıntılı incelendiğinde katılımcıların milli bir kimlik oluşturmalarında tarihin çok önemli bir payı olduğu söylenebilir. Katılımcılar aynı zamanda tarihi bir “ders” olarak algılamışlardır. Bu 325 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 kategoride yer alan çizimler sınıfta işlenen tarih derslerine atıf yapmaktadır. Sıkıcı ders ortamı ve ezber gibi çizimlerin olması katılımcıların tarih derslerine olan olumsuz bakış açılarını yansıtması açısından kayda değerdir. Buna ek olarak bu kategoride en çok tarih ders kitaplarının çizilmiş olması, tarih öğretiminde ve/ya bireysel tarih öğrenme sürecinde ders kitaplarının birincil öğretim materyali olarak daha fazla rağbet gördüğü söylenebilir. İçerik analizi sonucunda tarihi mekânlar kategorisinin ortaya çıkması, katılımcıların tarihi olayları mekânsal bağlamını dikkate alarak zihinlerine kaydettiklerini göstermektedir. Bu kategoride yer alan çizimler incelendiğinde daha çok Türkiye bağlamını kapsayan hafıza-mekânların yer aldığı görülmektedir. Tarihi nesneler kategorisinde yer alan katılımcılar, günlük hayatta kullanılan tarihi eşyaları çizmişlerdir. Bu bulgular, katılımcıların siyasi tarih konularının yanı sıra tarihin kültürel yönünü de önemsediklerini göstermiştir. Tarih derslerinin aşırı soyutlaştırılarak anlatılması geçmişte yaşanmış olayların bireylerin zihninde canlanmasına ket vurmaktadır. Bu noktadan hareketle katılımcıların tarihin somut nesnelerini tarih ile bağdaştırmaları, tarih derslerinin daha çok somutlaştırılarak anlatılması açısından değerli bir bulgudur. Tarihi şahsiyetler kategorisinde yer alan katılımcılar başta Atatürk olmak üzere yalnız Türk tarihindeki önemli kişiliklere değinmişlerdir. Sadece bir katılımcı Edison çizimi yapmıştır. Bu bulgular katılımcıların tarihi sadece Türk tarihi şeklinde algıladıklarını göstermiştir. Küresel ölçekte dünya tarihine yön veren tarihi kişilerin katılımcılar tarafından çizilmemesi, tarihi olayların neden-sonuç bağlamında çok yönlü değerlendirilmesinin önünde bir engel olduğu söylenebilir. “Diplomasi ve siyaset alanı olarak tarih” kategorisinde yer alan katılımcılar, daha çok Osmanlı tarihi olmak üzere devlet yönetimini çağrıştıran çizimler yapmışlardır. Özellikle mutlakıyet rejimini anımsatan çizimlerin çoğunlukta olduğu görülmüştür. “Sosyal yaşam ve kültürel öğeler” kategorisinde yer alan çizimlere bakıldığında daha çok günlük hayatın içerisinde yer alan kültürel öğelerin yer aldığı görülmüştür. Buna ek olarak bu çizimlerde toplum hayatının gelişim serüvenini yansıtan tarihi öğeler yer almaktadır. Özellikle mağara, çadır, ateş, ilk insanlar ve göçebe hayat çizimleri tarihsel bağlamda günümüz toplum yapısının oluşum sürecine atıfta bulunmaktadır. “Bir bilim olarak tarih” kategorisinde yer alan çizimlere bakıldığında katılımcıların tarihin kendine özgü bilimsel yöntem ve kavramlarına işaret ettikleri görülmüştür. “Sosyal bilim disiplinleriyle ilişkilendirmeler” kategorisindeki çizimler incelendiğinde tarih ile coğrafya ve arkeoloji bilimlerinin doğrudan ilişkisi kurulmaya çalışılmıştır. “Dinsel semboller” kategorisinde yer alan çizimler incelendiğinde İslamiyet, Hıristiyanlık ve Şamanlık ile ilgili sembollerin tarihle özdeşleştirildiği görülmüştür. “Medya aracı olarak tarih” kategorisinde yer alan çizimler incelendiğinde daha çok tarihi filmler, diziler ve tarihle ilgili televizyon programları görülmüştür. Araştırmanın ikinci aşamasında katılımcılardan kendi oluşturdukları beş çizim arasından tarih ile en çok bağdaştırdıkları bir çizimi seçerek bu çizimi seçme nedenlerini ayrıntılı bir şekilde açıklamaları istenmiştir. Katılımcıların seçici tarih algılarını oluşturan çizimler Tablo 2’de verilmiştir. 326 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Tablo 2. Katılımcıların Seçici Tarih İmajları Kategoriler Çizimler ve Frekans Değerleri % Savaşlar (24), Kurtuluş Savaşı (1), İstanbul’un Fethi (2), Malazgirt Mücadele Alanı Olarak Tarih Savaşı (3), Anadolu’nun kapısı (1), kılıç (3), silah (1), askerler (1), 39.17 (38) savaş atı (1), turan taktiği (1), Milli Bir Kimlik Olarak Tarih Türk bayrağı (7), , Osmanlı (1), millet (2), Türk (1), Türkiye (1), 14.43 (14) destan (1), kayı bayrağı (1), Tarihi Şahsiyetler (9) Atatürk (7), Seyid Onbaşı (1), Kanuni Sultan Süleyman (1), 9.27 Sosyal Yaşam ve Kültürel Mağara (3), çadır (1), ilk insanlar (1), yerleşik hayat (1), mezarlık 9.27 Öğeler (9) (1), din (1) Bir Ders Olarak Tarih (7) Tarih kitapları (3), sıkıcı ders ortamı (2), kalem (1), öğretmen (1), 7.21 Diplomasi ve Siyaset Alanı Padişah (3), saray (1), taht (1), vezir (1) 6.18 Olarak Tarih (6) Bir Bilim Olarak Tarih (5) Yazı (2), zaman (1), kelebek etkisi (1), bağlantı (1) 5.15 Tarihi Mekânlar (5) Çin Seddi (1), TBMM (1), Göbeklitepe (3) 5.15 Tarihi Nesneler (3) Kitabe (1), kıyafet (1), tablet (1), 3.09 Sosyal Bilim Disiplinleriyle Toprak (1) 1.03 İlişkilendirmeler (1) Tablo 2 incelendiğinde katılımcıların seçici tarih algılarının genel tarih algılarıyla uyumlu olduğu görülmektedir. Katılımcıların tarihle en fazla özdeşleştirdikleri çizim “savaş” olmuştur. Tarih ile en fazla özdeşleştirilen kavramın savaş olmasının pek çok nedeni olabilir. Bununla birlikte siyasi tarih konularının öğretim programlarında çok fazla yer alması bu durumun bir nedeni olarak gösterilebilir. Katılımcılar tarih ile en çok Türk tarihindeki önemli bir yer tutan savaşları özdeşleştirmişlerdir. Bu bulgulara göre tarihin seyrini değiştiren önemli olayların başında gelen savaşların katılımcıların tarih algılarında önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Tablo 1’dekine benzer şekilde katılımcıların seçici tarih algılarının “milli kimlik aracı olarak tarih” ve “tarihi şahsiyetler” kategorisinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu bulgulara göre katılımcıların seçici tarih imajlarının, içinde bulundukları toplumun tarihsel gelişmelerine göre şekillendiği söylenebilir. “Milli kimlik aracı olarak tarih” kategorisinde yer alan çizimler incelendiğinde katılımcıların tarih ile Türk milletinin kendine özgü milli değerlerine vurgu yaptıkları görülmüştür. Bu bulgulara göre tarih derslerinin millet olma ve bir arada yaşama bilinci ile vatanseverlik değerlerini genç kuşaklara aktarmada önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Tarihi şahsiyetler kategorisinde Tablo 1’dekine benzer şekilde en fazla Atatürk çizimleri yer almıştır. Bu bulgulara göre katılımcılar tarihi Atatürk ile özdeşleştirerek bir nevi Atatürk’ün Türk ve dünya tarihindeki önemine dikkat çekmişlerdir. “Sosyal yaşam ve kültürel öğeler” kategorisinde yer alan çizimler incelendiğinde katılımcıların tarihi günlük yaşamdaki öğelerle özdeşleştirdikleri görülmektedir. Buna göre tarih derslerinin bireylerin toplumsal yaşamındaki öğelerle bağlantılı olduğu yorumu yapılabilir. Öte yandan tarihi sıkıcı bir ders olarak gören katılımcıların olması da tarih eğitimcilerinin dikkate almaları gereken bir bulgudur. Bir sonraki aşamada katılımcıların tarih algılarının altında yatan nedenler ve katılımcıların tarihe yükledikleri anlamlar derinlemesine incelenmiştir. 327 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Yazılı Anlatımlar ve Mülakatlar Bu aşamada katılımcıların ikinci aşamada seçtikleri çizimi seçme nedenleri ve bu çizimlerin tarihle bağlantısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yazılı anlatımlar ve mülakat verilerinin analizi sonucunda Şekil 1’de yer alan kategoriler ortaya çıkmıştır. Şekil 1. Katılımcıların Çizimleri Seçme Nedenleri ve Çizimlerin Tarihle Olan İlişkisi Şekil 1 incelendiğinde katılımcıların çizimleri seçme nedenlerinin 9 ana kategori altında toplandığı görülmüştür. “Yön verme” (şekillendirme) kategorisi altında yer alan çizimler tarihe, günümüze ve geleceğe yön verme şeklinde üç ayrı başlıkta toplanmıştır. “Tarihe yön verme” kategorisinde katılımcılar, tarihe yön veren ve tarihi olayları şekillendiren yapısından dolayı çizimlerini seçtiklerini dile getirmişlerdir. “Mücadele alanı olarak tarih” ve “tarihi şahsiyetler” kategorilerinde yer alan çizimler “tarihe yön verme” başlığı altında değerlendirilmiştir. Savaşlar, Atatürk, Osmanlı padişahları gibi çizimlerin açıklamalarında tarihe yön verme ve tarihi şekillendirme çok sık dile getirilmiştir. Bu 328 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 kategoride yer alan katılımcıların görüşlerine örnek olması açısından 3E6 kodlu katılımcının görüşleri aşağıda verilmiştir: “Savaşı seçiyorum çünkü savaşın tarihte öyle önemli bir yeri vardır ki bu durum bilimi, sanatı, sosyal ve siyasi hayatı etkilemiştir. Savaşlar yüzünden okullar kapanmış ve açılmış ve çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Bazı sporcular ülkesinden kaçmıştır. Ekonomik açıdan birçok götürüsü olmuştur.” (3E6). Yukarıdaki alıntıda görüleceği üzere savaşların pek çok farklı etkisi olması nedeniyle tarihte insanların yaşamında dönüm noktası olduğu vurgulanmıştır. “Günümüze yön verme ve günümüzü şekillendirme” kategorisinde yer alan katılımcılar genellikle kitabe, savaş, bağlantı ve kelebek etkisi gibi çizimleri seçmişlerdir. Bu kategoride yer alan katılımcılar, tarihin günümüz toplum yapısını ve yaşam şekillerini doğrudan etkilediğini belirterek günümüzde var olan her şeyin tarihsel olayların birer yansıması olduğunu vurgulamışlardır. 2K14 kodlu katılımcının bu konudaki görüşleri aşağıdaki gibidir: “Bağlantı çizimini seçtim; çünkü tarih dünün üzerine bugünün eklenmesiyle devam eden bir birikim sürecidir. Tarihteki hiçbir süreç, zaman, mekân, olay birbirinden bağımsız değildir. Hiçbir medeniyet yoktan var olmadı. Graham Bell telefonu icat etti. Bilim insanları onun projesini her geçen gün daha da geliştirdiler. Peki, birden mi oldu? Hayır. Tarihsel bir süreç ve birikim sayesinde oldu.” (2K14). Yukarıdaki alıntıdan günümüzdeki gelişmelerin tarihsel sürecin devamı olduğu sonucu çıkmaktadır. Buna ek olarak tarihin günümüzdeki her şeyi etkilediği ve günümüzün tarihin bir yansıması olduğu söylenebilir. Bu kategoride yer alan katılımcılar savaşların sonuçlarına çok fazla değinerek özellikle Çanakkale Savaşı örneğini çok sık dile getirmişlerdir. Bu savaş sonrasında çok sayıda genç ve okumuş kesimin şehit olması Türkiye’nin günümüzdeki toplum yapısını etkilediğine dikkat çekmişlerdir. “Geleceğe yön verme” başlığı altında toplanan çizimler incelendiğinde savaş çizimleri önde gelmektedir. Bu kategoride yer alan katılımcılar tarihte yaşanmış olayların hem günümüzü hem de geleceği şekillendirdiğini dile getirmişlerdir. Daha iyi bir gelecek kurabilmek için tarihi olaylardan ders çıkarmak gerektiğini belirtmişlerdir. Yapısı itibariyle tarihin geleceğe etki edeceğini vurgulamışlardır. 1E23 kodlu katılımcının bu konudaki görüşleri şu şekildedir: “Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez. Milletler geleceklerine tarihinde yaşadıkları olaylardan ders çıkararak ilerlemelidir. Geleceğe doğru ve emin adımlarla yükselerek güçlü bir devlet ve birlikte bir millet olabilmek için geçmişimizi toplumun bütün fertlerine hissettirmeliyiz.” (1E23). 329 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Yukarıdaki alıntıda geleceğe sağlam temeller atabilmek için tarihi rehber edinmenin öneminden bahsedilmektedir. “Her şeyi etkileme” kategorisinde yer alan katılımcılar çizdikleri şeyin tarihteki her şeyi etkilediğini ve çok yönlü bir yapısı olduğunu belirtmişlerdir. Bu kategoride savaş çizimi başta olmak üzere din ve ölüm çizimleri yer almaktadır. Bu kategoride yer alan görüşlere örnek olması açısından 4E7 kodlu katılımcının görüşleri aşağıda verilmiştir: “Dinler tarih boyunca insanların yaşayışı, giyinişi, hal ve tavırları, kültür, gelenek ve göreneklerini etkilemiştir. Tarihteki savaşların bile sebepleri arasında dinler yer almaktadır. Tarih boyu insanlar hep dinin etkisinde kalmışlardır.” (4E7). Yukarıdaki alıntıda dinin hem birey hem de toplum üzerindeki etkilerinin tarihsel olayları etkilediği vurgulanmıştır. Geçmişte her şeyi etkileyen olaylar katılımcılar tarafından tarihle özdeşleştirilmiştir. “Bağımsızlık sembolü” kategorisindeki çizimler incelendiğinde Türk bayrağı, kayı bayrağı ve millet çizimleri göze çarpmaktadır. Bu kategoride yer alan katılımcılar tarihi bayrak ve bağımsızlık ile özdeşleştirmişlerdir. Tarihin milli duygulardan ve millet olma bilincinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulamışlardır. Bu konuda 3K11 kodlu katılımcının görüşleri şu şekildedir: “Türk bayrağını seçtim; çünkü bayrak bir milletin var oluşudur. Ülkelerin bayraklarındaki renkler ve simgeler o ülkelerin yaşadıkları savaştan, yöneticilerinden, milletin yaşadığı olaylardan ve ülkenin bulunduğu durumlardan çeşitli anlamlar içerir. Türk milleti bayrağına her bakışında geçmişte bu ülkenin ne zorluklarla kurulduğunu hatırlar. Yüreğinde vatan sevgisi ve millet bilinci olan bir insan bayrağa her baktığında tarihi görür.” (3K11). Yukarıdaki alıntıdan bayrağın tarihte yaşanmış olayları hatırlatan yapısı olduğu ve bir nevi toplumların hafızası olduğu yorumu yapılabilir. Bayrak ile tarihi olaylar özdeşleştirilmiştir. Bu durum bayrağa yüklenen sembolik anlamın bir yansımasıdır. “Tarihsel bilgi” kategorisinde yazı, kitap, kalem, öğretmen ve tablet gibi çizimler yer almıştır. Bu kategoride yer alan katılımcılar tarih deyince akıllarına tarihsel bilgiler geldiğini dile getirmişlerdir. Tarihi, tarihsel kitaplarla özdeşleştiren 3E26 kodlu katılımcının görüşleri aşağıdaki gibidir: “Tarih deyince aklıma ilk gelen şey kitaplar olmuştur; çünkü kitaplar tarihi en iyi anlatan varlıklardır. Varlık diyorum çünkü onlar asırlar geçse de ölmeyip yaşarlar. Onlar yaşadıkça tarih de yaşar. Bir birey veya bir millet geçmiş tarihini ancak kitaplardan öğrenebilir ve böylece tarihini yazabilir. İnsan geleceğe kendinden iz bırakmak istiyorsa bunu kitaplarla başarabilir.” (3E26). 330 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Yukarıdaki alıntıda kitapların tarihe erişimi sağlayan özelliğine vurgu yapılmıştır. Kalıcı olmak için yazılı eserler bırakmanın gerekliliği katılımcılarca vurgulanmıştır. Öte yandan katılımcılar tarihsel bilginin nesnelliği sorununa dikkat çekmişlerdir. Tarihin tam anlamıyla nesnel ve tarafsız olamayacağını ve tarihi bilgilerin bu yönde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bu konuyu özetlemesi açısından aşağıda örnek alıntılar verilmiştir: “Tarih asla objektif değildir. Sübjektiflik vardır. Milli duygularla yazılıyor. Hiçbir zaman insanlar kendi ırklarını küçümseyecek olayları kayda geçmez. Bize göre doğru olan, başkasına göre yanlış olabiliyor.” (2E27). “Bence tarih tek gözü kapalı bir insanın zamanda yolculuk yapmasıdır. Neden tek göz dedin derseniz şundan dolayıdır. Örneğin Avrupalı tarihçilere baktığımız zaman Orta Çağı kapatan hadise coğrafi keşiflerdir; ama bizim tarihçilerimize baktığımız zaman Orta Çağı kapatan hadise İstanbul’un fethidir. Şimdi onlar ayrı bir pencereden yorumluyor, biz farklı bir pencereden bakıyoruz. Bunun iki sebebi vardır. Ya belge eksikliğidir ya da ulusların tarihi kendi açısından yorumlanmasıdır. Hal böyle iken tarih evrensel bir boyut hiçbir zaman kazanamadı. Napolyon “Tarihi daima kazananlar yazar” der. Her devlet kazandığı şeyleri yazmıştır.” (3E34). Yukarıdaki alıntılarda tarihsel bilginin tam anlamıyla nesnel olamayacağı vurgulanmıştır. Katılımcıların büyük bir kısmı tarihin sübjektif yapısına dikkat çekmişlerdir. Öte yandan bu kategoride dile getirilen bir diğer konu ise tarih dersinin sıkıcı ve ezber gerektiren bir ders olarak algılanmasıdır. Katılımcılar bu konuda tarihin genel yapısından ziyade öğretmenlerin pedagojik yaklaşımlarından rahatsız olduklarını dile getirmişlerdir. Öğretmenlerin tarih derslerindeki davranış örüntüleri öğrencilerin tarih algılarını çok büyük oranda etkilemektedir. Bu konudaki görüşleri temsilen 1K21 kodlu katılımcının görüşleri aşağıda verilmiştir: “Öğrenciler anlamakta zorlandığı için onları ezberci sisteme sürükleyen bir ders olmuştur tarih. Öğrencilik hayatım boyunca tarih dersi için kendime hep şunu dedim. Eskiden yaşanmış bitmiş bir şey bana bunun ne faydası olacak? Çünkü bizi yetiştiren öğretmenlerin amacı hep ezber, oysaki bize tarihimizi öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu aşılasaydılar belki de ben ve benim gibi düşünen öğrenciler bu dersi daha çok sevip en azından geçmişimizi öğrenmek için canla başla çalışacaktık.” (1K21). Yukarıdaki alıntıdan öğrencilerin tarih derslerinde güdülenemedikleri için sıkıldıkları ve tarihi bir ezber dersi olarak gördükleri söylenebilir. Özellikle tarihin günlük yaşamdaki karşılığı olmadığı yönünde bir 331 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 yaklaşım, bu dersin hiçbir işe yaramayacağı şeklinde bir algıyı da beraberinde getirmektedir. 4K2 kodlu katılımcının mülakat verileri bu duruma örnek gösterilebilir: “Biz okullarımızda tarih öğretirken ezbere dayalı bir tarih öğretiyoruz. Daha çok yoruma açık bir tarih öğretsek çocukların tarih bilincini uyandırsak ve çocuklarda o şevki uyandırsak, kendileri ulaşmak isteseler, daha çok merak etseler belki daha etkili bir ders olacaktır. Biz sürekli sıkıcı ve ezbere yönelik veriyoruz. İşte şu maddeyi şu şekilde ezberleyin, şu savaşı şu şekilde ezberleyin. Maddeler halinde özetleyerek veriyoruz ya çocuğa çocuk hep şöyle diyor ya zaten makale gibi akademik bir şey ben bunu öğrenmek istemiyorum. Ki ben de öyleydim. Mesela ben de ortaokulda ve lisede tarihi hiç sevmezdim.” (4K2). Yukarıdaki alıntıdan tarih dersinin öğrencilerde merak uyandırması gerektiği vurgulanmıştır. Geleneksel tarih öğretiminin öğrencilerde tarih dersine yönelik olumsuz bir algı oluşturulduğu dile getirilmiştir. “Kültürel birikim” kategorisinde yer alan katılımcılar, tarihi geçmişten günümüze gelen kültürel birikimlerle açıklamışlardır. Bu kategorideki en çok “yazı” çizimi yer alırken onu sırasıyla “toprak” ve “ilk insanlar” çizimleri takip etmiştir. Yazının icadıyla birlikte tarihi çağlar başlamış ve insanlığın kültürel birikimi yazı üzerine olmuştur. Kültürel birikim kategorisinde yer alan katılımcıların görüşlerine örnek olması açısından 3E23 kodlu katılımcının görüşleri şu şekildedir: “Geçmişten günümüze sayısız eser ya da tarihi bilgi ve belge yazının bulunmasıyla gelmiştir. Yazı sayesinde bilgiler bir sonraki kuşağa aktarılmıştır. Biz yazı sayesinde geçmişten bilgi ediniyoruz.” (3E23). Yukarıdaki alıntıda tarihin günümüze ulaşmasında yazının rolüne değinilmiştir. Yazı ile kültürel birikim günümüze ulaşmıştır. Yazılı belgeler sayesinde tarihsel bilgiye ulaşmak daha da kolaylaşmış ve kültürel birikim geleceğe aktarılmıştır. Bu kategoride yer alan katılımcılar tarihi, toplumların geçmişten günümüze getirdikleri kültürel birikimleriyle özdeşleştirmişlerdir. Kalıcılık kategorisinde yazı ve kil tablet çizimleri yer almıştır. Bu kategoride yer alan katılımcılar yazının bulunmasıyla birlikte tarihi çağların başladığını ve tarihin bir bilim olarak değer görmesinde yazının önemli bir yeri olduğunu vurgulamışlardır. 1E39 kodlu katılımcının bu konudaki görüşleri şu şekildedir: “Yazıdan önceki dönemlerde insanlar yaşadığı olayları veya onları etkileyen şeyleri mağara duvarlarına çizerlerdi. Ama bu çizimler bizlere yazının verdiği açıklayıcı bilgileri hiçbir zaman veremedi. Bu nedenle yazıdan önceki dönemlerle ilgili pek fazla bilgimiz yok. Bu bilgisizlik tarihi bilimsellikten uzak yorum ve teoriler yapmaya zorluyor.” (1E39). 332 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Yukarıdaki alıntıda yazı sayesinde geçmişe yönelik bilgiler edindiğimiz vurgulanmaktadır. Geçmişin kalıcı olup günümüze ulaşmasında yazının çok önemli bir yeri vardır. Katılımcılar tarihin çalışma alanına kavuşabilmesini yazının icadına borçlu olduğunu çok sık vurgulamışlardır. “Geçmiş yaşam biçimleri” kategorisinde çadır, Çin Seddi, tapınak, millet gibi çizimler yer almıştır. Bu kategoride yer alan katılımcılar, tarihin geçmiş insanlarının yaşayış şekilleri ve kültüründen oluştuğunu dile getirmişlerdir. Çizimlerini açıklarken farklı toplumların kendi özgü kültürel yaşayış şekillerine sıkça değinmişlerdir. 3K20 kodlu katılımcının bu konudaki görüşleri şu şekildedir: “Türkler eskiden konar-göçer yaşıyorlardı. Çadırlarda kalırlardı. Çadırın yani konar-göçer yaşam tarzının Türklere çok katkısı olmuştur. Sürekli yeni yerler keşfetme ve merak duyguları gelişmiştir. Çadır bana göre tarihte Türklerin gücünü temsil ediyor. Zorlu şartlardaki mücadelelerini hatırlatıyor.” (3K20). Yukarıdaki alıntıdan tarihin, insanların yaşam biçimlerinden ayrı düşünülemeyeceği sonucu çıkarılmaktadır. Toplumların yaşam şekilleri tarihin seyrine etki etmiştir. Türklerin göçebe yaşam biçiminin onların göç etmesine ve farklı coğrafi ortamlarda farklı devletler kurmalarına değinilerek tarihin akışının yaşam biçimlerinden etkilendiği vurgulanmıştır. Benzer şekilde 1E41 kodlu katılımcı Çin Seddi çizimini açıklarken Çinlilerin yaşam biçimlerinden bahsederek Çin Seddinin tarihi olayları nasıl ve ne şekilde etkilediğine vurgu yapmıştır. “Tarihin öznesi” kategorisinde ilk insanlar, savaş, insan ve Atatürk çizimleri yer almıştır. Bu kategoride yer alan katılımcılar çizimlerinin tarihin baş aktörü olduklarını belirterek onlar olmazsa tarihin de olamayacağını vurgulamışlardır. Tarih ile en çok insanı özdeşleştiren 2K26 kodlu katılımcının görüşleri aşağıdaki gibidir: “Bende en çok çağrışımı insanlar yapmıştır. Çünkü tarihi oluşturan, yapan, yorumlayan ve yaşayan insanlardır. Tarihin mimarları diyebiliriz. Tarihin aslında kitaplardakinden daha farklı ve ilginç olduğunu düşünüyorum. Yani tarih denince kitaplardaki bilgi yığını bana hiç ilgi çekici gelmiyor. Yani tarihi yaşayabilmek insanların farkında olabilmek gereklidir. Tarih dediğimiz şey insanların yaşadıkları olaylar neticesinde gerçekleşmiş ve farklı şekillerde yorumlanmış bir bilimdir. Bu yüzden insan olmazsa tarih de olmaz. İnsan var olduğu sürece tarih hep gelişip süregelecektir.” (2K26). Yukarıdaki alıntıda görüleceği üzere tarihi olayların öznesi olan insan tarihin şekillenmesinde başroldedir. Bu nedenle insanın olmadığı yerde tarihten söz edilemez. Alıntıda soyut tarih anlatımından ve tarihte yaşamış insanların gündelik yaşamlarının görmezden gelinmesinden şikâyet edilmektedir. Tarihte çok sayıda insan yaşamıştır ve konusu itibariyle tarihin çok geniş bir kapsamı 333 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 vardır. Bu nedenle tarihin daha kolay anlaşılabilmesi ve aktarılabilmesi için tekil tarihsel olaylardan ziyade tarihsel olgulara daha fazla önem verilmektedir. Bu durum tarihi bizzat oluşturan insan faktörünün günümüz insanlarınca çok fazla anlaşılamaması ve tarihsel empati yapılamaması gibi olumsuz bir sonucu doğurmaktadır. Tarih bilinci kategorisindeki çizimler ibret alma, örnek alma ve millet olma bilinci başlıkları altında toplanmıştır. İbret alma ve örnek alma kategorilerinde daha çok savaş, turan taktiği, bayrak ve Atatürk çizimleri yer almıştır. Bu kategorilerde yer alan katılımcılar tarihte yaşanmış üzücü olaylardan ibret alınmasını, gurur verici olayların ise örnek alınmasını vurgulamışlardır. Tarihin sadece geçmişte kalmadığı ve günümüze rehberlik eden bir yapıda olduğu vurgulanmıştır. Aşağıda ibret alma ve örnek alma kategorilerine yönelik alıntılar sırasıyla verilmiştir: “Bu toprakların bugüne kolay gelmediği, ayrıca topraklarımızın ne kadar değerli olduğu bilinmelidir. Atalarımız bağımsızlık aşkı ile yaşamışlardır ve hiçbir devletin boyunduruğu altına girmemek için canı pahasına savaşmışlardır. Millete de bu tarih bilincini kazandırmak gerekir. Bu bilince ulaşmış bir millet ne toprağını ne de bayrağını kaybetmez.” (4K4). “Biz Türk gençlerinin de en büyük görevi başöğretmenimizin bize sunduğu bu tarihe sonuna kadar sahip çıkmak ve bunu Atatürk’e layık bir nesil olmak için her zaman yansıtmaktır.” (2K36). Yukarıdaki alıntılardan katılımcıların tarihten ders çıkarma ve günümüzün olay ve durumlarını yorumlamada tarihteki örneklerden faydalanma şeklinde bir tarih bilinci geliştirdikleri söylenebilir. “Millet olma bilinci” kategorisinde yer alan katılımcılar, tarihin bireylerin içinde yaşadıkları toplumla kaynaşmasına yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Toplum içerisinde birlik ve beraberliği güçlendirmek için aynı kaderi yaşamış insanların tarih bilincine sahip olmaları gerektiği vurgulanmıştır. 4E6 kodlu katılımcının bu konudaki görüşleri aşağıdaki gibidir: “Tarih bilmemek bizi kendi yaşadığımız dönemdeki ülke içerisindeki siyasal ve ekonomik olayları anlamamızı zorlaştırır. Tarihimizi bilmiyorsak çok rahat bir şekilde kendi geleneklerimizden ve kültürümüzden uzaklaştırılıp başka toplumların kültürlerini daha kolay kabul ederiz. Asimilasyona açık bir şekilde bekleriz. Mesela ben tarihi bildiğim için mutluyum, bundan dolayı kendimi sorumlu hissediyorum. Bunun üzerine çalışıyorum, devletime böyle hizmet ediyorum. Bana bu doygunluğu veriyor, kendimi devlete borçlu hissediyorum ve ben borcumu tarih üzerinden ödüyorum. Tarih yazarak, tarih anlatarak ödüyorum ve ödeyeceğim. ” (4E6). 334 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Yukarıdaki alıntıdan tarihin, bireyleri içinde yaşadıkları topluma bağlayan önemli bir unsur olduğu görülmektedir. Ulus olma bilincini sağlama konusunda tarihin önemli bir payı vardır. Tarih bilmeyen veya tarihi önemsemeyen toplumların milli bilince ulaşamadıkları katılımcılar tarafından vurgulanmıştır. SONUÇ, TARTIŞMA ve ÖNERİLER Yapısı itibariyle tarih geniş kapsamlı bir inceleme alanıdır. Bu nedenle bu araştırmada sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih algıları üç aşamada ortaya konulmuştur. Birinci aşamada katılımcıların genel bir tarih imajlarını tespit etmek amacıyla tarih deyince zihinlerinde çağrışım yapan beş şeyi çizmeleri istenmiştir. Bu sayede kelimelerin yetersiz kaldığı yerde görsel imaj öğeleriyle daha derin bilgi edinmeye çalışılmıştır. Birinci aşama sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının genel tarih algıları toplam 12 kategori altında toplanmıştır. Katılımcıların üçte biri tarihi bir mücadele alanı olarak algılamaktadır. Savaş ve savaşla ilgili çizimler tarihle en fazla özdeşleştirilmiştir. Buna ek olarak tarih milli kimliğin bir yansıması olarak görülmüştür. Sırasıyla katılımcıların tarih imajlarını tarihi mekânlar, nesneler, şahsiyetler ve diğer kategoriler oluşturmaktadır. Altun (2016) tarafından tarih bölümünde okuyan üniversite öğrencileriyle yapılan araştırmada en çok merak edilen tarihi olayların başında İstanbul’un Fethi, Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşları gelmektedir. Dönmez ve Yeşilbursa (2014) tarafından çalışmada da benzer şekilde ortaokul öğrencilerinin tarih ile en çok savaşlar ve antlaşmaları özdeşleştirdikleri görülmüştür. Bu sonuçlara göre savaşlar ve savaşların yol açtığı sonuçların, bireylerin tarih algılarında önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Geçmişteki insan faaliyetlerinin tamamını inceleyen tarih biliminin daha çok savaşlarla özdeşleştirilmesi, tarih öğretimi açısından dikkate alınması gereken bir sonuçtur. Aynı çalışmada en fazla merak edilen tarihi şahsiyetlerin başında Fatih Sultan Mehmet, Atatürk, Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim gibi isimler ön sıralarda yer almıştır (Altun, 2016). Aynı çalışmada en çok merak edilen dönem olarak tarih öncesi dönemler ve en çok merak edilen mekân olarak Mısır piramitleri başı çekmektedir. Mevcut araştırmadaki çizimlerin Altun (2016) tarafından yapılan araştırma sonuçlarıyla uyumlu bir yapıda olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih imajlarının içinde yaşadıkları toplumun tarihsel sürecinden çok fazla etkilendiği söylenebilir. Genel tarih imajı içerisinde dünya tarihinde yer etmiş önemli olay, mekân veya kişilikler pek fazla yer almamıştır. Bu sonuçlara göre sosyal bilgiler öğretmen adaylarının genel tarih imajlarının küresel ölçekten ziyade yerel düzeyde kaldığı yorumu yapılabilir. Vurgun (2014) tarafından yapılan araştırmada da tarih eğitimcilerinin tarihi açıklarken milli ve yerel öğelere daha çok değindikleri görülmüştür. Özsüer (2015) tarafından yapılan araştırmada Türkiye ve Yunanistan’da 335 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 yayınlanmış tarih içerikli çocuk kitapları tarih algısı ve tarihi olayların ele alınış biçimi bakımından karşılaştırılmıştır. Araştırma sonuçları her iki ülkede de tarih algısının milli ve kültürel öğelerden çok fazla etkilendiğini ortaya koymuştur. Araştırmanın ikinci aşamasında sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarihte önem verdikleri şeyleri ortaya koymak ve seçici tarih algılarını belirlemek amaçlanmıştır. Katılımcılardan bu amaç doğrultusunda beş çizim içerisinden tarihle en çok özdeşleştirdikleri bir tanesini seçip ayrıntılı açıklamaları istenmiştir. İkinci aşamadan elde edilen sonuçlar incelendiğinde katılımcıların seçici tarih algılarının ilk aşamadaki araştırma sonuçlarıyla uyumlu bir yapıda olduğunu ortaya koymuştur. Sosyal bilgiler öğretmen adayları tarihte en fazla “savaş” olgusunu önemli görmüşlerdir. Savaşlar içerisinde Türk tarihinde çok önemli yere sahip olan Malazgirt Savaşı, İstanbul’un Fethi ve Kurtuluş Savaşı katılımcılar tarafından seçilmiştir. Tarihi şahsiyetlerin başında Atatürk en ön sırada yer almıştır. Dönmez ve Yeşilbursa (2014) tarafından ortaokul öğrencilerinin tarih algısını ortaya koymak amaçlı yapılan çalışmada da mevcut araştırma sonuçlarıyla uyumlu olarak tarihi eserler ve kültürel öğelerin daha az dile getirildiği ve öğrencilerin tarihi daha çok savaşlarla özdeşleştirdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Çizimlerin geneli incelendiğinde sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarihi Türk tarihi bağlamında değerlendirip öyle algıladıkları söylenebilir. Benzer şekilde Yılmaz ve Kaya (2011) tarafından sosyal bilgiler öğretmenleriyle yapılan araştırmada katılımcıların tarihi açıklarken millet ve milli değerlere çok fazla atıf yaptıkları görülmüştür. Mevcut araştırmada tarihi bir bilim olarak algılayan sosyal bilgiler öğretmenlerinin %5 civarında olduğu görülmüştür. Yılmaz ve Kaya’nın (2011) çalışmasında da on sosyal bilgiler öğretmeninden sadece bir tanesinin tarihin bilimsel yönüne değindiği görülmüştür. Altıkulaç (2015) tarafından sosyal bilgiler ve tarih öğretmen adaylarıyla yapılan araştırmada tarihin ilgi çekici olmadığı, sıkıcı olduğu ve gerçekleri yansıtmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu sonuçlar tarih öğretimi alanında görev yapan/yapacak olan eğitimcilerin tarihe bilimsel bir çalışma disiplini olarak yaklaşamadıklarını ortaya koymuştur. Araştırmanın üçüncü aşamasında, ikinci aşamadaki çizimleri seçme nedenleri üzerine yedi katılımcı ile yapılandırılmamış mülakatlar yapılmıştır. Yazılı ifadeler ve mülakat verilerinin analizi neticesinde sosyal bilgiler öğretmen adaylarının tarih algılarının nedenlerinin 9 ayrı kategoride toplandığı görülmüştür. Bu kategoriler içerisinde tarih işlevleri ve tarih bilinci kategorileri ilk sıralarda yer almıştır. Sosyal bilgiler öğretmen adayları çizimlerini açıklarken tarihin önemine çok sık değinmişler ve tarihin günümüzü şekillendirmenin yanı sıra geleceğe de yön verdiğini belirtmişlerdir. Benzer şekilde Joseph (2011) tarafından yapılan 15-19 yaş aralığındaki öğrencilerle yapılan çalışmada da tarihin günümüz toplum yapısıyla sıkı ilişki içerisinde olduğu ve çağdaş yaşamı çok büyük ölçüde etkilediği 336 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların tarih algılarının özünde millet olma yolunda tarih bilincinin olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu görüşü bulunmaktadır. Katılımcılar tarihin ibret alınarak, ders çıkararak ve örnek alınarak incelenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Günümüz toplumunda bireylerin birbiriyle daha iyi kaynaşmasında tarihin çok önemli bir payı olduğunu dile getirmişlerdir. Yılmaz ve Kaya (2011) tarafından yapılan çalışmada da sosyal bilgiler öğretmenleri tarih öğretiminin amaçlarını açıklarken en çok dile getirdikleri kavramlar milli değerler, vatan sevgisi, tarih bilinci ve milli kültür olmuştur. Sosyal bilgiler öğretmen adayları tarihi daha çok geçmişte yaşanmış olayların birebir yansıması olarak algılamışlardır. Tarihin, geçmişte yaşanmış olayların tarihçiler tarafından kaynak ve kanıtlar ışığında yorumlanması olduğuna yönelik çok az katılımcı görüş belirtmiştir. Araştırmanın bu bulguları alanyazındaki çalışmaların sonuçlarıyla tutarlıdır (Joseph, 2011; Virta, 2001; Yılmaz, 2008). Öte yandan katılımcılar tarihteki yaşam biçimlerinin günümüzden çok farklı olduğunun farkında olup kültürel birikimin geçmişten günümüze dinamik bir şekilde taşındığını dile getirmişlerdir. Bu araştırmada tarihe yönelik algıları ortaya koymada çizimler katalizör rolü üstlenmiştir. Tarihin aşırı sözel ve soyut yapısı göz önüne alındığında kendini ifade etmekte zorlanan bireylerin çizimler aracılığıyla tarih imajları belirlenmiştir. Tarihin somutlaştırılması açısından çizimler değerlidir. Buna ek olarak çizimleri açıklamak ve çizimlerle ilgili yazılar yazmak normal yazma etkinliğine kıyasla daha cazip bir öğrenme aracı olabilir (de Leur vd., 2019). Çizimler sınıf ortamında tarih ile ilgili yazma çalışmalarının başlangıcında kullanılabilir. Çizimlerin sınıf ortamında tartışılması öğrencilerin tarih derslerine olan ilgisini arttırabilir. İleriki çalışmalarda farklı örneklem grupları üzerinde özel bir tarihsel dönem (örn. Orta Çağ, Rönesans), devlet (Roma İmparatorluğu, Osmanlı Devleti) ve tarihi şahsiyet (Atatürk, Napolyon vb.) ile ilgili imajlar çizimler aracılığıyla belirlenebilir. ETİK BEYAN “Bu makalede dergi yazım kurallarına, yayın ilkelerine, araştırma ve yayın etiği kurallarına, dergi etik kurallarına uyulmuştur. Makale ile ilgili doğabilecek her türlü ihlallerde sorumluluk yazara aittir.” 337 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 KAYNAKÇA Akça-Berk, N. (2012). Ortaöğretim 11. Sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinde tarihsel canlandırma uygulaması: Bir eylem araştırması. Yayınlanmamış doktora tezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ adresinden erişilmiştir. Altıkulaç, A. (2015). Sosyal bilgiler ve tarih öğretmen adaylarının tarih araştırmalarına yönelik algıları. Electronic Turkish Studies, 10(11), 97-112. http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.8588 Altun, A. (2016). Tarih merakına yönelik bir inceleme: fen-edebiyat fakültesi (AİBÜ) tarih bölümü öğrencilerinin tarihe dair merakları. Turkish History Education Journal, 5(2), 390-436. Clark, C. M. ve Peterson, P. L. (1986). Teachers’ thought processes. M. C. Wittrock (Ed.) Handbook on research in teaching. In (pp. 255-296). New York: Macmillan Publishing Co. Cunningham, D. L. (2009). An empirical framework for understanding how teachers conceptualize and cultivate historical empathy in students. Journal of Curriculum Studies, 41(5), 679–709. de Leur, T., van Boxtel, C. ve Wilschut, A. (2019). “When I’m drawing, I see pictures in my head.”: secondary school students constructing an image of the past by means of a drawing task and a writing task. European Journal of Psychology of Education, 1-21. Dilek, D. (2009). Geçmişi imgelerle yeniden kurmak: ilköğretim düzeyinde tarihsel imgelem becerilerinin kullanımı üzerine ikonografik bir analiz. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 9(2), 633-689. Dilek, G. (2010). Visual thinking in teaching history: reading the visual thinking skills of 12 year-old students in Istanbul. Education 3–13, 38(3), 257–227. Dönmez, C. ve Yeşilbursa, C. (2015). Ortaokul öğrencilerinin tarih algısı. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 34(3), 415-436. Ernest, P. (1988, August). The impact of beliefs on the teaching of mathematics. Paper was presented as at 6th International Congress of Mathematical Education, Budapest. Evans, R. W. (1988). Lessons from history: Teacher and student conceptions of the meaning of history. Theory and Research in Social Education, 16, 203-225. Grever, M. ve Adriaansen, R. J. (2019). Historical consciousness: the enigma of different paradigms. Journal of Curriculum Studies, 51(6), 814-830. Haney, J., Czerniak, C. ve Lumpe, A. (1996). Teacher beliefs and intentions regarding the implementation of science education reform strands. Journal of Research in Science Teaching, 33(9), 971-993. Husbands, C. (1996). What is history teaching? Language, ideas and meaning in learning about the past. Buckingham and Philadelphia: Open University Press. Joseph, S. (2011). What are upper secondary school students saying about history? Caribbean Curriculum, 18, 1-26. Köstüklü, N. (2001). Sosyal bilimler ve tarih öğretimi. Konya: Günay Ofset. Lee, P. (2012). Walking Backwards into tomorrow historical Consciousness and understanding history. History Education Research Journal, 10(2), 34-67. 338 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339). IJOEEC (International Journal of Eurasian Education and Culture) (ISSN: 2602-4047) Vol / Cilt: 5 Issue / Sayı: 8 Year / Yıl: 2020 Lévesque, S. (2008). Thinking historically. Educating students for the twenty-first century. Toronto: Toronto University Press. Levstik, L., & Barton, K. (2015). Doing history. New York, London: Routledge. Marcus, A., Metzger, S., Paxton, R. ve Stoddard, J. (2010). Teaching history with film. New York: Routledge. Özbaran, S. (1992). Tarih ve öğretimi. İstanbul: Cem Yayınevi. Özsüer, E. (2015). Tarihin “öteki” yüzü: Türkiye ve Yunanistan örneğinde tarihi yeniden algılamak. Turkish History Education Journal, 4(2), 165-201. Patton, M. Q. (2014). Qualitative research & evaluation methods: Integrating theory and practice. (Fourth Edition). Sage publications. Paykoç, F. (1991). Tarih öğretimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları. Prangsma, M., Van Boxtel, C., Kanselaar, G. ve Kirschner, P. (2009). Concrete and abstract visualizations in history learning tasks. British Journal of Educational Psychology, 79(2), 371–387. Punch, F. K. (2005). Introduction to social research: Quantitative and qualitative approaches. London: Sage. Sadoski, M. ve Paivio, A. (2013). Imagery and text. A dual coding theory of reading and writing. New York/London: Routledge. Schraw, G. ve Olafson, L. (2003). Teachers' epistemological world views and educational practices. Journal of Cognitive Education and Psychology, 3(2), 178-235. Stein, M. ve Power, B. (1996). Putting art on the scientist's palette. R. S. Hubbard & K. Ernst (Eds.). New entries: learning by writing and drawing. Portsmouth, NH: Heinemann Şıvgın, H. (2009). Ulusal tarih eğitiminin kimlik gelişimindeki önemi. Gazi Akademik Bakış II, (4), 35-52. Üztemur, S., Dinç, E. ve Acun, İ. (2018). Müzeler ve tarihi mekânlarda uygulanan etkinlikler aracılığıyla öğrencilerin sosyal bilgilere özgü becerilerinin geliştirilmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 46, 294-324. Van Meter, P. ve Firetto, C. (2013). Cognitive model of drawing construction. Learning through the construction of drawings. G. J. Schraw, M. T. McCrudden, & D. Robinson (Eds.), Learning through visual displays. Charlotte, NC: Information Age Publishing. Van Meter, P. ve Garner, J. (2005). The promise and practice of learner-generated drawing: literature review and synthesis. Educational Psychology Review, 17(4), 285–325. Vansledright, B. ve Reddy, K. (2014). Changing epistemic beliefs? an exploratory study of cognition among pre- service history teachers. Revista Tempo e Argumento, Florianópolis, v. 6, n.11, p. 28-68. Virta, A. (2001). Student teachers' conceptions of history. History Education Research Journal, 2(1), 1-11. Vurgun, A. (2014). Türkiye’de milli tarih anlayışı ve öğretimİ. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ adresinden erişilmiştir. Yılmaz, K. (2008): Social studies teachers' conceptions of history: calling on historiography, The Journal of Educational Research, 101(3), 158-176. Yılmaz, K. ve Kaya, M. (2011). Sosyal bilgiler öğretmenlerinin tarih algısı ve tarih öğretimine pedagojik yaklaşımları. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(6), 73-95. 339 Üztemur, S. (2020). Conception of History Through Drawings: Pre-Service Social Studies Teachers’ Conceptions of History, International Journal of Eurasian Education and Culture, Issue: 8, pp. (301- 339).

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir