The review covers the discovery of unusual adaptations in the poems contained in Nazım Hikmet Ran's book ' lines'. In this framework, information was given about unusual adaptations. Unusual adaptations were discussed under subtitles in terms of word series, meaning and curvation, and unusual adaptation examples from the poems of Nazım Hikmet Ran were given. In the review, a source scan was made on unusual matchings. In this framework, the theoretical knowledge was collected from postgraduate theses and scientific articles. This information and the poems contained in Nazım Hikmet's book " lines" were analyzed and unusual adaptations were studied. The hypothesis of the review was determined as: "Nazim Wisdom poems used unusual adaptations." The hypothesis was confirmed by the examples identified. In the poems of Nazim Hikmet in his book ' lines', it was observed that by doing unusual associations, his poetry was enriched in aesthetic context, but it was found that unusual associations were not widely used in the poems in ' lines.
Edebiyatta Söz Sanatı İstiare (Eğreltileme) Özellikleri Nelerdir?
Aralarında benzerlik olan iki sözcükten birini, diğerini yeniden kullanma ile birlikte istiare sanatı gerçekleşir. Böylece bir sözcük kendi anlamı dışında başka bir sözcüğün yerine kullanmak suretiyle değerlendirilir. Aynı zamanda bu durum bir mecazi özellik ortaya çıkarır. Sonuç olarak herhangi bir durum veya konup çok daha etkili, abartılı bir şekilde anlatılabilir. Böylece konunun ya da durumun ne kadar güçlü ve önemli olduğunu gösterme özelliği ortaya çıkarır. Diğer taraftan açık istiare ve kapalı istiare olarak iki farklı biçimde ele alınır. Hem birçok farklı şiir üzerinden hem de düz yazı ile birlikte önemli oranda değerlendirilir.
İstiare Örnekleri
Örnekler üzerinden ele alındığı zaman istiare iki farklı biçimde kategori olarak gerçekleşir. Bunlardan biri kapalı istiare ve diğeri ise açık istiare şeklinde değerlendirilir. Bu doğrultuda sırasıyla şu şekilde örnekler vermek mümkün;
Açık istiare:
‘’Bugün üniversiteden kuzum geliyor.’’ (Kuzu gibi masum ve körpe bir yavru)
‘’Elbet hayatında bir gün sabah olacak.’’ (Umut)
‘’İçime bir ateş düştü.’’ (Korku ve tedirginlik)
Bu şekilde görüldüğü gibi farklı örnekler vermek mümkün. Aynı zamanda kapalı istiare üzerinden de bazı örnekler verilebilir.
Kapalı istiare:
‘’Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı hilal.’’ (Mehmet Akif Ersoy)
‘’Bugün okula dörtnala gittim.’’
Yapılan bu kapalı istiare ise sadece benzeyenin kullanılması ile beraber gerçekleşir. Ancak söz konusu açık istiare olduğu zaman hem benzeyen hem de benzetilen ele alınmak suretiyle yapılır. Birçok farklı alanda Edebiyat üzerinden kullanılan en önemli yapılar içerisinde gelir.
İstiare (Eğretileme) Nedir?
Temel öğelerden (benzeyen, kendisine benzetilen) sadece biri söylenerek yapılan benzetmeye istiare denir.
İstiare, bir sözün benzetme amacıyla, başka bir söz yerine kullanılması olarak da tanımlanabilir.
Bir başka tanım: Aralarında benzerlik ilgisi bulunan iki sözcükten birini diğerinin yerine kullanma sanatıdır. Böylece bir sözcük, kendi anlamını değil başka bir sözcüğün anlamını ifade ettiği için mecazî anlamda kullanılmış olur.
Teşbih sanatının iki temel unsurundan birini kullanarak yapılan söz sanatına istiare denir. Şu halde istiare, benzerliğe dayalı bir söz sanatıdır.
Bir atasözü olan bu cümlede, kadın, dişi kuşa benzetilmiş, ancak benzeyen (kadın) kullanılmamıştır. Bu bir istiaredir.
İstiareler ikiye ayrılır:
» Açık İstiare: Sadece kendisine benzetilen kullanılır.
» Kapalı İstiare: Sadece benzeyen kullanılır.
Açık İstiare Nedir?
Açık istiare, teşbihin yalnızca kendisine benzetilen (güçlü) öğesi kullanılarak yapılan istiaredir.
Açık İstiare Örnekleri:
Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü (Kurşun gibi bulutlarla örtülü)
Doya doya sevemedim kuzumu (Kuzu gibi masum ve körpe yavru)
Kadem kadem gece teşrifi o mehin
Cihan cihan elem-i intizâre değmez mi (Nailî)
Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk. (Tevfik Fikret)
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! (Mehmet Akif Ersoy)
Tekrar o alev gömleği giymiş gibi yandım. (Yahya Kemal Beyatlı)
Bir ateş düştü canıma,
Yanarım kimseler bilmez. (Gevheri)
Şakaklarıma kar mı yağdı; ne var? (Cahit Sıtkı Tarancı)
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim (Nâzım Hikmet)
Erzurumda geçit vermez kaşlarının ardında
Derindir karanlıktır ıssızdır gözleri (Cemal Süreya)
Kapalı İstiare Nedir?
Kapalı istiare, benzetmenin temel öğelerinden yalnızca benzeyenin (zayıf öğenin) kullanılmasıyla yapılır. Kapalı istiarede, benzetme anlamı kaybolmasın diye benzetme yönü de söylenir.
Kapalı İstiare Örnekleri:
Ufukta günün boynu büküldü (Ali Canip Yöntem)
Dağlara yaslanıp yatan güneşi
Yaralı, hastadır, yorgundur sandım. (Rıza Tevfik Bölükbaşı)
Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı hilal! (Mehmet Akif Ersoy)
Kalbim yırtılıyor her nefesinde
Kulağım, ruhumun avak sesinde (N. F. Kısakürek)
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden (A. M. Dıranas)
Kement attım dala ben
Düştüm haldan hala ben
Çöp devşirdim yuva yaptım
Uçurmadım bala ben
Maniyi söyleyen, kendisini kuşa benzetmektedir; ancak kuş kullanılmamış, onun özellikleri verilmiştir: çöp toplayıp yuva yapmak, yavru uçurmak.
Yüce dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim için
Yaş dökerek ağlar mısın?
istiare bulutun kişileştirilmesiyle oluşmuştur. Salkım, çözülüp iplik iplik sarkmak anlamındadır. Üzüme benzetme yoktur.
Aşağıdaki cümlelerde koyu yazılı sözcükler bu yolla mecaz anlam kazanmıştır:
Örnek:
Şakaklardaki beyazlık kara benzetilmiş. Ancak benzeyen kullanılmamış. Bu, açık istiare örneğidir.
Örnek:
Şair, bayrağı kaşlarını çatmış bir insana benzetiyor; ancak insan (kendisine benzetilen) dizede açıkça geçmiyor. Sadece benzeyen öğesi kullanılmış. Bu, kapalı istiare örneğidir.
Not: Kapalı istiarelerde yalnız Benzeyenin (özellikte zayıf olanın) kullanıldığını biliyoruz. Bu tür benzetmelerde Kendisine Benzetilenin özelliklerinden (benzerlik yönünden) bazıları da ipucu olarak kullanılır.
Örnek:
Çocuklar kuşa benzetilmiş, kuş değil uçmak eylemi kullanılmıştır.
Örnek:
Uyku akıcı bir maddeye (mesela suya) benzetilmiştir. Akıyordu eylemi ipucu olarak kullanılmıştır.
Not: Teşhis (Kişileştirme), insan olmayan varlıklara insan niteliği kazandırma, insana ait özellikleri o varlıklara mal etme, insandan diğer varlıklara aktarmadır.
Her teşhiste, bir kapalı istiare vardır; çünkü bu tür benzetmelerde kendisine benzetilen bir insandır ve söylenmemiştir. Her kapalı istiarede ise teşhis yoktur.
Örnek.
Burada TEŞHİS ve KAPALI İSTİARE vardır. Buğdaylar insana benzetilmiş; özlem çekmek, gözlemek gibi özellikleri buğdaya mal edilmiştir.
Diğer Örnekler:
* Derinden derine ırmaklar ağlar / Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
B: Irmaklar ve çoban çeşmesi KB: İnsan(?) BY: ağlamak(ipucu)
TÜR: Kapalı İstiare
* Gece akıp gitti / Çevirin gündüzün sayfalarını.
B: gece KB: akıp giden bir madde, su (?) BY: akmak(ipucu)
TÜR : Kapalı İstiare
* Gülüm beni terk edecek / Hasretiyle öldürecek.
B: sevgili (?) KB: gül
TÜR : Açık İstiare
* Nice dolaşık yolları çözdüm bıraktım.
B: yollar KB: ip, ip yumağı (?) BY: dolaşık, çözmek (ipucu)
TÜR: Kapalı İstiare
* Gönül her çiçekten bal almak ister / Kırıldı kanadı.uçamaz oldu.
B: gönül KB: arı (?) BY: çiçek,bal almak ve kanadı kırılmak(ipucu)
TÜR: Kapalı İstiare
UYGULAMA
Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.
1. Eğilmiş arza,kanar,muttasıl kanar güller.
B: KB: TÜR:
2. Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.
B: KB: TÜR:
3. Bir med günü gökyüzü kurşunla örtülü.
B: KB: TÜR:
4. İki kapılı bir handa / Gidiyorum gündüz gece.
B: KB: TÜR:
5.Can kafeste durmaz uçar / Dünya bir han konan göçer.
B: KB: TÜR:
B: KB: TÜR:
B: KB: TÜR:
6. Yüce dağların başında salkım salkım olan bulut.
B: KB: TÜR:
7. O kızıl zafer kartalının / Çankayada kurulmuş yuvası.
B: KB: TÜR:
8. Güneş, denizin mavi sularında saçını yıkıyordu.
B: KB: TÜR:
9. Kurban olam kurban olam / Beşikte yatan kuzuya.
B: KB: TÜR:
10.Yeşil kurbağalar öter göllerde / Kırıldı kanadım kaldım çöllerde.
B: KB: TÜR:
11.Yürüyordum, ağlıyordu ırmaklar.
B: KB: TÜR:
12.Havada bir dost eli okşuyor elimizi.
B: KB: TÜR:
13.Yüce dağ başında siyah tül vardır.
B: KB: TÜR:
14.Sabahtan uğradım ben bir fidana.
B: KB: TÜR:
15.Mor menekşe boyun eğmiş / Yapracığı suya deşmiş.
B: KB: TÜR:
16.Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor.
B: KB: TÜR:
17.Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.
B: KB: TÜR:
18.Semânın kandilleri yanmıştı.
B: KB: TÜR:
19.Durur tekbir alır dağlar / Döner dağlarda kartallar.
B: KB: TÜR:
20.Vatan ufkundaki en güzel çeyiz
En şanlı süs,baktım yarıya çekildi.
B: KB: TÜR:
21.Uzak dağlarda kaybolmuş bir bulut/Rüzgârın bir unutkanlığıdır.
B: KB: TÜR:
22.Yedi tepeli şehirde bıraktım gonca gülümü.
B: KB: TÜR:
23.Saçlarıma yıldız düşmüş koparma anne.
B: KB: TÜR:
24.Görünmez kanatlarıyla hatıralar / Camlara çarpıp duruyor.
B: KB: TÜR:
25.Başımdan bir kova sevda döküldü,
Islanmadım,üşümedim,yandım oy!
B: KB: TÜR:
26. Gökyüzü sarsılıp köpürüyor,camlara saldırıyor.
B: KB: TÜR:
27. Varsın bahçelerde rüzgâr gezinsin.
B: KB: TÜR:
28. Ufuklar merhametsiz,rüzgârlar hoyrat
Yok artık can verdi aydınlık mevsimler.
B: KB: TÜR:
29.Dağlara yaslanıp yatan güneşi/Yaralı, hastadır, yorgundur sandım.
B: KB: TÜR:
30. Bir ateş düştü canıma / Yanarım kimseler bilmez.
B: KB: TÜR:
Açıklama-2
İstiâre
Asıl anlamı birinden bir şeyi ödünç isteyip almak olan istiare, bir kelimeye aralarındaki benzerlik sebebiyle temel anlamının dışında yeni bir anlam vermektir. İstiarenin temelinde teşbih vardır.
Teşbihin iki temel unsurundan benzeyen ve kendisine benzetilenlerden birinin doğrudan ya da dolaylı olarak söylenerek kaldırılan kısmının kastedilmesiyle istiare meydana gelir. Diğer bir deyişle istiâre, kısaltılmış bir teşbihtir. Bu açıdan bakıldığında istiare hem bir mecaz hem de bir teşbihtir. İstiareye konu olan kelimenin ya da cümlenin gerçek anlamının veya bu kelime veya cümlenin gösterdiği ilk anlamın anlaşılmasını engelleyen bir karîne bulunur. İstiareyi aralarındaki ilişki dolayısıyla teşbihi esas alarak anlatmak daha yerinde olur.
Teşbih ile istiarede iki unsur arasında bir ilişki kurulur. Hatta bu bazen gizli bir karşılaştırma gibidir. Fakat bu ilişki teşbihte açıkça bellidir; istiarede ise söylenmemiş sezdirilmiştir. Bunun sağladığı bir yarar da metni çözenin hayaline ve onun yorumlama gücüne bir şeyler bırakmaktır. İstiarede adı anılanın tüm yan anlamlarından, çağrışımlarından, bütün anlam değerlerinden yararlanılmaya çalışılır. Bu açıdan istiare, bir unsurun zihnimizde uyandırdığı başka bir unsur ile olan benzeyişinin yakalanıp verilmesidir. İstiare, kelimelerin temel anlamlarının sınırlarını aşma çabası olup kişinin iç âleminin derinliğini, sezgisinin sınırlarını, hayal gücünün genişliğini yansıtır. Ayrıca teşbih ve istiarenin amaçlarından biri de somutlaştırma, yani anlatılmak istenilen duygu ve düşüncenin daha etkili ve belirgin tarzda dile getirilmesidir. Başarı ihtimali az veya çok zor olan bir iş için uğraşmayı iğneyle kuyu kazmaya benzetmek ve bu ibare ile anlamı ifade etmek gibi. İstiare ile soyut şeyler, duygu ve düşünceler somutlaştırılır. Cansız varlıklar kişileştirilir ve konuşturulur. Lafızların anlamları zenginleşir, konuşana az sözle çok anlam ifade etme imkânı sağlanır ve söze îcâz özelliği kazandırılır.
İstiare, aralarında anlam açısından ilişki bulunan ya da öyle kabul edilen iki kelime veya cümlenin birini diğeri yerine kullanmakla meydana gelen bir dil olayıdır. İstiarenin hazır malzeme olarak günlük dilde birçok örneğine rastlarız. Bunların bir kısmında insan vücudundaki organların adları, dış dünyada benzetildikle-ri, işlev açısından yakın oldukları nesnelere verilirler. Masa(nın) ayağı, dağ(ın) eteği gibi. Bunlar aslında birer kişileştirmedir. Bu istiareler dilin bünyesinde tabiî olarak yer alırlar. Böyle istiareleri farkına varmadan günlük dilde sıkça kullanırız. Ayrıca bu kullanımlarda lafızların yan anlamları büyük ölçüde kaybolmuş durumdadır.
Yüreğime ateş düştü cümlesinde bir istiare vardır. Bu istiare şöyle meydana gelmiştir: Istırap ya da dert ateşe benzetilmiştir. Aralarında var olduğu kabul edilen benzerlik dolayısıyla bu iki unsurdan biri olan ateş zikredilerek ıstırap kastedilmiştir. Yani ateş lafzı medlûl değiştirmiştir. Burada ateş bir tutuşma sonucunda meydana gelen ısı ve ışık değil, ıstıraptır. Cümlede karîne-i mânia bulunduğundan ateşi lugat anlamıyla anlamamız mümkün değildir. Çünkü ateşin gönle düşmüş olması bunu gerektirmektedir.
İstiare ikiye ayrılır: Tek bir sözcükte meydana gelmişse müfred, birden fazla sözcükten oluşmuşsa mürekkeb istiare adını alır. Mürekkeb istiarenin bir adı da mürekkeb mecazdır. Mürekkeb istiare, müşebbehün bihin dile getirilen ve işaret edilen fikir ve tasavvurlarıyla söylenmeyen bir düşünce ya da tasavvur yerine kullanılmasıdır. Mürekkeb istiareye temsilî istiare de denir.
1. Müfred istiâre: Tek bir kelimede meydana gelen istiarelerdir. İkiye ayrılır:
a) İstiâre-i musarraha (=açık istiare): Benzeyeni düşürülen teşbihtir. Bu istiareye açık denmesi kendisine benzetilenin açıkça ifade edilmesindendir. Teşbîh unsurlarından müşebbehün bih(=kendisine benzetilen)in söylenmesiyle yapılır.
Akıyor nûr gördüğüm dereden (Muallim Nâcî)
cümlesinde su nûra benzetilmiş fakat kendisi söylenmeyerek onun yerine benzetildiği unsura yer verilmiştir.
Bir tane idi o mâh gitti (Abdülhak Hâmid)
Bu mısrada da sevgili mâh(=ay)a benzetilmiştir. Açık istiarede söylenilmeyen unsurun, yani benzeyenin anlaşılabilmesinin mümkün olması gerekir. Aksi takdirde zihin ona intikal edemez ve istiareden umulan yarar da gerçekleşmemiş olur.
b) İstiâre-i mekniyye (=kapalı istiâre): Kendisine benzetilenin açıkça söylenmediği, sadece onu hatırlatan, onunla ilgili bir unsurun bulunduğu istiaredir. Yani ibarede teşbihin iki tarafından yalnızca müşebbeh bulunur, fakat müşebbehün bih açıkça yer almaz.
Uçtukça hayâl-i yâr gözden (Muallim Nâcî)
cümlesinde sevgilinin hayâli bir kuşa benzetilmiş, ama müşebbehün bih, yani kendisine benzetilen söylenmeyerek onun uçma özelliğinin belirtilmesiyle yetinilmiştir. İstiare-i mekniyyede lafzın gerçek anlamında kullanılmadığını gösteren karine istiare-i tahyîliyye olarak adlandırılır. Yani kapalı istiarenin olduğu yerde bir de istiâre-i tahyîliyye vardır. Bu örnekte uçma özelliğinin sevgilinin hayaline isnadı da hâyâl-i yâr sözünün kendi anlamında kullanılmadığını göstermekle birlikte kuşu da hayâl ettirmekte olduğundan buradaki istiâre-i tahyîliyyedir. Kapalı istiareler iki şey arasındaki benzerlik üzerine kurulan teşbihin sınırlarını aşar. Diğer bir ifadeyle bu istiareleri birer teşbihe döndürmek bu istiarelerin çekiciliğini ve etkileyiciliğini yok eder.
İsim ve isim hükmündeki kelimelerle yapılan istiarelere istiâre-i asliyye, fiillerle yapılan istiarelere de istiâre-i tebeiyye denir. Yukarıda verilen örneklerdeki istiareler isimlerle yapılan istiareler oldukları için istiâre-i asliyyedirler. Temiz yüzü güzel ahlâkını söylüyor cümlesinde ise söylüyor fiili delâlet ediyor, gösteriyor anlamında kullanılmıştır. Bu tür istiareler de istiâre-i tebeiyye olarak adlandırılırlar.
2. Mürekkeb istiare: Mürekkeb istiare birden fazla kelime ile ifade edilen bir durumu, onun benzeri ya da bazı yönlerden onu andıran bir surete benzetme ve bunlardan ilkinin yerine ikincisini kullanma ile meydana gelir. Diğer bir ifade ile bu benzetmede unsurlar birer cümledir. Mürekkeb istiareye temsîlî istiare de denir. Bir adamın kararsızlığını ifade eden Bir ileri bir geri gidiyor. cümlesi bu türden bir istiaredir. Temsîlî istiareler yaygınlık kazanırsa mesel adını alırlar. Ayağını yorganına göre uzat. cümlesi artık ayak ve yorgan ile ilgili bir durumu değil, kişinin kendi imkânına göre davranması gerektiğini söyleyen bir cümledir. Çarşıya pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. cümlesinde de böyle bir istiare vardır.
İstiarenin güzelliği ve değeri teşbihi hemen hatırlatmamasına, ayrıca vech-i şe-behin ne bilmece gibi kapalı, ne de ilk bakışta hemen anlaşılacak kadar basit ve sıradan olmamasına bağlıdır. İstiare belâgat açısından teşbihten daha üstün ve değerli kabul edilir. Bununla birlikte vech-i şebehin çok kapalı olduğu yerlerde istiare yerine teşbihin, çok açık olduğu yerlerde de teşbih yerine istiarenin kullanılmasına dikkat edilir. Ayrıca istiare bir ibarenin bir maksat dolayısıyla kendi anlamından başka bir anlamı göstermesidir. Yani istiarenin bir hedefi olmalıdır. Aksi takdirde kelimenin kendi anlamında kullanılması daha uygundur. İstiarenin özü teşbihtir. Ancak istiare, iki şey arasındaki benzetmede müşebbehin müşebbehün bih-le aynı olduğunu iddia eder. Bu da her istiarede bir mübalağanın mevcut olması demektir. İstiare iki varlığın anlam bakımından teke indirilmesidir. Bu iddianın olmadığı yerde istiare yoktur.
Kaynak: Prof. Dr. M. A. Yekta SARAÇ, Eski Türk Edebiyatına Giriş: Söz Sanatları
Geçtiimiz hafta takm ruhu konusunu irdelemekten hareketle müzii bir metafor olarak (ereltileme kelimesine pek snamadm, kullanmn gençlere havale ediyorum) kullanm ve baarl bir örgütün baarsn bu metaforla açklamaya çalanlarn yaptklar baz varsaymlara dikkatinizi çekmitim. Müzik metaforu bize öyle dersler aktaryor. Ksaca tekrarlayalm: Baarl olmak için (1) Nereden balayp nereye gideceinizi bütün olarak kafanzda canlandrp, tutup hiç unutmayacaksnz (müzik), (2) bu yol haritasn sizin oraya gitmenize yardmc olacak iyi eitilmi, kalifiye elemanlara herkesin ortak lisanyla anlatacaksnz (notalar), (3) elemanlarn ihtiyac olan tesis ve gereçleri temin edeceksiniz (aletler); (4) hizmet sunduunuz kitleleri sizi dinleyecekleri bir yere toplayacaksnz (konser salonu); (5) sunduunuz hizmetin mükemmel olmas için hizmeti sunmadan çalacaksnz, hazr olacaksnz (prova). Metafora böyle baknca senfoni bestelemek irket idare etmekten daha kolay geliyor. Bu derslerde ters hiçbir ey yok. Hepsi doru. Yapabilirseniz irketinizin baarl olmamas için kara talihten baka bir neden bulmak zor olur. Ancak bunu yapabilecek, özellikle büyücek iletmelerde yapabilecek iletmeci says ünlü bestekârlarn saysdan azdr.
Bunun en önemi nedeni bu tür bir çalmann, geçen hafta da dediim gibi, ancak proje çapnda yaplabilir olmasdr. Zaten proje çapnda böyle çalmyorsanz sizin o projenin banda olma nedeninizi sorgulamak gerekir. Sonu belirsiz, büyücek irketlerde ise bunu yapmak çok, ama çok zordur. Ne öyle sonu belli bir plan vardr, ne elemanlar o kadar konuda uzmandr, ne ortak bir lisan vardr, tesis ve gereçler ne kolaylkla tanmlanabilir ne de her zaman tedarik edilebilir, hizmet (mal) sunulacak kitleleri hizmetinizi alabilecekleri yerde toplamak (pazar) zaten ana derttir. Eh! Zaten kimse iletmecilik kolay kariyerdir, demedi.
Bu kadar uyar yeter. Dönelim esas konumuza: Takm ruhu. Sizin de anladnz gibi takm ruhu denilen eyi tüm irket çapnda düünmek sizi bir yere götürmeyecektir. Eer bu kavram proje baznda çalan küçük birimler için geçerliyse büyücek örgütlerde ilk yaplacak i örgütü küçük örgütlerin beraber çalt bir hale getirmek olarak ortaya çkyor. Bu yaplabilir mi? Nasl? Bu iki sorunun cevabn hâlâ bilmiyorsanz kalbimi krarsnz. Kaç kere yazdm. Yineliyorum.
Daha önce komuta yetkisi olan yöneticiler (line off icers) ve komuta yetkisi olmayan (staff -kurmay) yöneticiler ayrm konusunu ilemitim. Benim üniversitede sanyorum 3. snftayken aldm personel yönetimi dersinde bu konu uzun uzun anlatlyordu. Üniversite 3. snfta daha çok memleketi kurtarmak ve o sralar evlenmek üzere olduum imdiki eimle züürtlükten kendimizi kurtarmak arasnda sktmdan bu konuya fazla eilememitim. Saçlarma ak dütükten ve bir iletmecilik paradigmas oluturacak deneyime ulatktan sonra konunun önemini ve neden literatürün konudan uzaklatn anladm. Konu önemliydi çünkü bir iletme-yönetim ayrm paradigmas kurulmasna olanak salyordu. Literatür konudan uzaklat, çünkü böyle bir paradigma yoktu.
Bu ‘line ’komuta yetkili’ ve ‘staff -kurmay’ ayrmn yazlarm takip eden okurlar daha önce incelediimi hatrlayacaklardr. Ksaca hatrlayalm. Bir irkette kendi alannn dnda, yani irketin ‘ii’ üzerinde, komuta yetkisi olmayan be tip yönetici vardr. Bu yöneticiler insan gücü, finansman, alt yap ve fiziki kaynaklar, ilikiler ve ibirlikleri, ve bilgi ve know-how yöneticileri yani “kaynak” yöneticileridir. irketin ii üzerinde komuta yetkisi olanlar da pazarlama ve üretim yöneticileridir. Bu iletme (pazarlama ve üretim) ve yönetim (kaynak kararlar) ayrmn defalarca iledim. O nedenle tekrar etmeyeceim. Kaynak kararlarnn birbirleriyle örtüen planlama (miktar, kalite, eder ve zamanlama); tedarik ve tahsis olarak özetlenen kararlardan olutuunu, iletme yönetiminin ise datm, iletiim ve sat ilerinden oluan pazarlama; irketin pazarlara sunmak istedii mal ve / veya hizmeti planlanan kalite, miktar ve maliyette zamannda üretmekten oluan üretim olduunu hatrlayacaksnz.
Kanmca bir örgütü bu biçimde birbirini dlayan (mutually exclusive) ve birlikte kapsayc (collectively exhaustive) parçalara bölmeden takm ruhu kuracam diye uramak adam dü krklna uratr. Halbuki yukarda özetlediim gibi büyük ve proje tipi olmayan örgütleri iletme-yönetim; line-staff olarak küçük örgütler halinde kaos yaratmadan bölümlemek olanakldr. te o zaman dier gerekleri de yerine getirirseniz u takm ruhu denilen eyle uraabilirsiniz. Bu dier gerekleri ileride irdeleriz. Yoksa hiç zahmet etmeyin. Örgüte ksa bir süre bir ‘ruh’ kazandrm gibi gözükseniz bile bu ruh nane ruhu misali uçucudur, yok olur gider.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası