oruca niyet edip bozmak / ORUÇ - TDV İslâm Ansiklopedisi

Oruca Niyet Edip Bozmak

oruca niyet edip bozmak

Niyet edilmeyen oyucu bozmak günah mı

monash.pw'e göre; Hasta yolcu ve ileri yaşlılık durumunda olduğu için oruç tutamayacak durumda olanlar oruç tutamıyorlarsa oruca niyet etmezler. O gün onlar için oruçlulara yasak olan şeyler yasak değildir. Ama böyle bir özrü olmadığı halde oruca niyet etmemiş olanlar niyet vaktini geçirmişlerse artık o gün akşama kadar bir şey yiyip içemezler. Diğer oruçlular gibi bir şey yemeden beklemeleri uygun olur. 

Bazılarının oruç tutmamak için akşamdan niyet etmedikleri görülmektedir. Bu davranış haramdır. Allah'a karşı isyan sayılır. 

KÜFÜR ETMEK ORUÇ BOZAR MI?

Küfür etmek orucu bozmaz; ama sevabını alır götürür! Bir taraftan oruç tutup diğer taraftan insanlara küfürler savuran, onların kişilik haklarına tecavüz eden bir kişi boş yere aç kalmış olur. Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de orucun amacını şöyle belirtmiştir: "Ey inanıp güvenenler! O oruç, sizden öncekilere yazıldığı şekliyle size de yazıldı ki kendinizi koruyasınız." (Bakara, 2/)

Bu ayete göre, oruç tutan bir mümin, günahlara karşı kendisini diğer zamanlardan daha çok korumak durumundadır. Nebîmizden rivayet edilen bir hadis şöyledir: "Oruç tutan öyle insanlar vardır ki kârları sadece açlık ve susuzluk çekmektir." (İbn Mace, Sıyâm, 21; Ahmed b. Hanbel, 2/)

Madem orucunuzu tutarak Allah'ın bir emrini yerine getiriyorsunuz; o halde onun yasakladığı şeylerden de uzak durmalısınız.


Rivayet edilen başka bir hadis de şöyledir:

"Oruç bir kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin. Kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene 'ben oruçluyum, ben oruçluyum' desin ve onunla dalaşmasın."

ORUCU KUSMAK BOZAR MI?

Ağız dolusu kusmak, biri kendiliğinden gelen, diğeri de isteyerek olmak üzere iki şekilde meydana gelmektedir. Bir hastalıktan dolayı ağız dolusu olarak kendiliğinden gelen kusuntu kendi kendine içeri giderse ittifakla oruç bozulmaz. Fakat, kişinin kendi isteğiyle içeri çekilirse İmam Muhammed'e göre oruç bozulur, İmam Ebû Yusuf'a göre bozulmaz.

"Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin."

(Ebu Davud, Savm: 32; Tirmizî, Savm: 25; İbni Mace, Savm: 16)

Kişinin kendi zorlamasıyla gelen ağız dolusu kusuntu orucu bozar. Çünkü, bu durumda iken az çok tekrar mideye bir şeyler gider. Bu şekilde bozulan bir orucun sadece kazası gerekir. Fakat, ağız dolusundan az olup tekrar kendiliğinden içeri giderse İmam Muhammed'e göre orucu bozar, İmam Ebû Yusuf'a göre bozmaz. İnsanın kendi isteğiyle içeri giderse her iki imama göre oruç bozulur.

Kendi zorlamasıyla gelen kusuntu veya kendiliğinden geldiği halde kusuntunun bir kısmı insanın kendi isteğiyle içeri girerse ve insan bu hareketiyle orucunun bozulduğunu bilir ve bir şeyler yiyip içerse bundan sadece kaza gerekir.

Esas itibariyle bir hata eseri olarak oruç bozulunca hiçbir şey yiyip içmeden iftara kadar beklemek vaciptir. Bir hata sonucu bozulan oruçtan sonra kusmada olduğu gibi yeyip içmek s,dece kaz,yı icap ettirir, keff,reti gerektirmez. İstemeyerek kusmak ağız dolusu bile olsa orucu bozmaz.


ORUCU BOZAN DURUMLAR NELERDİR?

Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.

Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.

Orucu bozan şeyler

Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?

Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)

Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.

Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.

Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.

Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.]

Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)

Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)

Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.


ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER NELERDİR ?

1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek,

2- Ağza gelen kusuntunun geri gitmesi,

3- Oksijen tüpüyle ilaçsız suni hava vermek,

4- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak,

5- İstemeyerek ağız dolusu kusmak,

6- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak,

7- Sahurda tokluk veren ilaçlar kullanmak,

8- Göze katı veya sıvı ilaç koymak veya ıslak lens takmak,

9- Gıybet etmek,

Rüyada ihtilam olmak,

Diş çukuruna ilaç koymak,

Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak,

Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek,

Yutmadan yemeğin tadına bakmak,

Sakındığı halde toz ve dumanın boğazdan veya burundan içeri girmesi,

Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak,

Ağzını yıkadıktan sonra kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

Dişler arasında kalan, nohuttan küçük olan şeyi yutmak,

Hacamat olmak, kan aldırmak, akupunktur kullanmak,

Kulağa su kaçması,

Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak (Macunlu fırçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir.),

Gusletmek, banyo yapmak,

İdrar yoluna pamuk koymak (Ş,fiî'de bozar.),

Sağlam deriye ilaç, krem sürmek, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak,

Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi,

Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi,

Arı sokması,

Dudaktaki yaşlığı yutmak,

Banyoda oluşan su buharını teneffüs etmek,

Ele iğne batıp kırığının içinde kalması,

Kulağa pamuklu çubuk sokmak (Ş,fiî'de bozar.),

Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek,

Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan buruna gelen akıntıyı yutmak,

Bel soğukluğu hastalığından dolayı akıntı gelmesi,

Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse de orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur,

Kulağa sabunlu su kaçırması,

Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

Hanımını öpenin orucu, meni gelse de bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur (Cünüp olma ihtimali varsa, hanımını öpmesi mekruh olur. Orucu bozacak derecede çok öperse haram işlemiş olur. Çünkü orucu mazeretsiz bozmak haramdır. Ama öperek cünüp olunca kaza gerekir, kefaret gerekmez.),

Akupunktur kullanmak orucu bozmaz. Akupunkturun sadece iğnesi giriyor, vücudun içine bir şey zerk edilmiyor,

Çatlak dudağa veya eldeki yarığa krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek (Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.),

İğneli epilasyon yaptırmak orucu bozmaz. İçeriye ilaç gibi bir şey girmedikçe, vücuda iğne batırmak orucu bozmaz. İğneli epilasyonda içeriye ilaç girmiyor. Sadece iğne, kıl folikülüne sokularak akım veriliyor,

Kaş, bıyık aldırmak, etek tıraşı olmak ve epilasyon orucu bozmaz,

Oruçlunun ağzına gözyaşı veya ter girerse, bir iki damla gibi azsa, orucunu bozmaz, çünkü bundan korunmak zordur. Çok olur da tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz,


MAKYAJ YAPMAK, RUJ SÜRMEK ORUCU BOZAR MI? 

Nihat Hatipoğlu'na genç bir kadın makyajlı halde abdest alınıp alınamayacğını sordu. Nihat Hatipoğlu'nun bu soruya cevabı şöyle oldu: "Abdest alırken makyajı silmek lazım. Abdest suyunun her taraf iyi ulaşması lazım. Bu bir engelse abdesti makyaja kurban etmeyelim. Makyajı abdeste kurban edelim. Allahın huzuruna daha temiz gidelim."

İĞNE VURULUNCA ORUÇ BOZULUR MU?

İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.

Oruç; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu bozmaz.
Dinimiz, tedavi sürecinde olan hastaların oruç tutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle, tedavisi devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup, tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve oruç tutmalarına da başka bir engel yoksa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imk,na sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptırmak, damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza edilir.
Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir şeyin yutulması ise, orucu bozar.

İĞNE YAPTIRMAK, KAN VERMEK ORUÇ BOZAR MI

Kan vermenin orucu bozup bozmayacağı konusunda, Hz. Peygamber'den rivayet edilen "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" (Ebû D,vûd, "Sıyam", 28) hadisinden hareketle bazı İsl,m bilginleri kan vermekle orucun bozulacağını söylemişlerdir. Din bilginlerinin çoğunluğu ise, Hz. Peygamber'in oruçlu iken hacamat olduğuna dair rivayeti (Buh,rî, "Savm", 32; Ebû D,vûd, "Sıyam", 29) esas alarak kan vermenin orucu bozmayacağını söylemişlerdir. Bu iki hadis ve diğer rivayetler birlikte değerlendirildiğinde, "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" hadisinin "hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulma tehlikesiyle karşı karşıyadır." eklinde anlaşılmalıdır. Zira hacamat yapan kişi emerek kanı aldığı için boğazına kan kaçma ihtimali, hacamat yaptıranın ise zayıf düşeceğinden yeme içme zorunda kalma ihtimali bulunmaktadır. Nitekim Enes b. Malik de, hacamat yaptırmanın oruçluyu zayıf düşüreceğinden dolay hoş karşılanmadığını söylemiştir. (Buh,rî, "Savm", 32) Bu itibarla, oruçlu iken kan vermek orucu bozmaz

Bazı kesimlerin "kan bağışının orucu bozduğu'' yönünde yanlış bilgi sahibi olduğunu, bu nedenle kan bankalarındaki stokların azaldığını ve bazı kan gruplarının temininde güçlük yaşanabildiğini ifade edenTrabzon Müftüsü Veysel Çakı, "Kan vermek orucu bozmaz, acil durumlarda iftar beklenmeden kan verilebilir. Acil durum olmasa bile kan vermek isteyen vatandaşlarımız oruçluyken ilgili merkezlere kan bağışında bulunabilirler. Bunun dinen bir sakıncası bulunmamaktadır'' diye konuştu. Orucun vücuda "kan veya dışarıdan besleyici, güçlendirici herhangi bir madde verildiğinde" bozulabileceğini dile getiren Çakı, "Kan, makine yardımıyla trombosit ya da çeşitli hücreleri alınıp tekrar alınan kişiye geri veriliyorsa o zaman oruç bozulur'' dedi.

Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber, ihramlı iken ve oruçlu bulunduğu sırada kan aldırmıştır (Buharî, "Tıb", 11, "Sayd", 11, "Savm", 22). Ayrıca Hz. Peygamber: "Üç şey vardır orucu bozmaz: Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak" (Tirmizi, "Savm", 24) buyurmuştur.

PARFÜM SÜRMEK ORUCU BOZAR MI?

Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar.

Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur.

Diyanet İşleri Başkanlığı kaynaklarına göre parfüm veya kolonya kullanmak orucu bozmaz.

Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar.

Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur.

DİŞ FIRÇALAMAK ORUCU BOZAR MI?

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yapılan resmi açıklamaya göre;  Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması h,linde oruç bozulur ve kazası gerekir. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsaktan önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur.' ifadeleri kullanıldı
EL KESİLMESİ, BURUN KANAMASI ORUCU BOZUYOR MU?

"Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. (Herkesin) kazandığı (iyilik) lehine ve işlediği (kötülük) ise aleyhinedir! Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme."(Bakara Sûresi: ) Ancak, kanın boğaza kaçmadan ağızdan dışarı atılması gibi bir durum mümkünse ve bu durum bilinçli olarak uygulanmamışsa, oruç bozulabilir. Mideye kan gitmesi durumu orucu bozabilmektedir. İç huzursuzluk yaşanması durumunda Ramazan'ın hemen ardından kaza orucu tutulabilir.

BANYO YAPMAK(DUŞ ALMAK) ORUCU BOZAR MI?

Oruçlu iken banyo yapmanın bir sakıncası monash.pw oruçluyken banyo yapıldığında kulaklara, ağız ve burna su kaçırmamaya dikkat edilmelidir. Aksi taktirde oruç bozulur. Oruçta banyo yapan kişi ağza burna su verirken dikkat etmeli. Yutmamalı ve boğaza kaçırmamalıdır.

Eğer rüyada ihtilam oldu ise ya da cenabet ise banyo yapması gerekiyorsa oruçlu iken gusül abdesti alabilir. Fakat ağza ve burna su verirken dikkat etmeli. Su kaçırmamalı. Suyu yutmamalı.

Ağız ve burnundan su girip sindirim cihazına ulaşmadıkça oruçlu kimsenin yıkanması orucuna zarar vermez. Nitekim Hz. Aişe ve Ümmü Seleme validemiz Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Ramazan'da imsaktan sonra yıkandıklarını haber vermişlerdir. Bu itibarla, ağız ve burnundan su kaçırmamak şartıyla oruçlu kişi yıkanabileceği gibi, havuz veya denize de girebilir. Ancak yüzme esnasında su yutmaktan kaçınmak zor olduğu için ihtiyatlı davranmak uygun olur.

Resmi olmayan bazı dini kaynaklara göre; Keyfi de olsa, banyo yapmaktan dolayı oruç bozulmaz. Ayrıca vücuttaki tüy deliklerinden su sızması orucu bozmaz. Oruçlu iken banyo yapmak caizdir. Ancak Ramazan-ı şerîf'te serinlemek maksadı ile ağza burna su almak veya soğuk suyla yıkanmak, İmam-ı Azam'a göre mekruhtur. Ebû Yûsuf'a göre bunda hiçbir ker,het yoktur. Kulağa su kaçmasıan gelince: Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, kulağa giden su boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa giden su orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa giden su boğaza ulaşıp mideye gitmedikçe oruç bozulmaz.



29/04/

RAMAZAN ORUCUNU NİYET EDİP, BAŞLANILAN ORUCU BOZMAK
Rahman ve rahim olan Allah(ın adıyla
Ameller niyetle sıhhat kazanır ve ona göre karşılık görür. Niyet edilip başlanılan bir ibadeti zaruri bir sebep yokken bozmak meşru değildir. Böyle yapan kimse hem günahkar olur, hem de kendisine bazı amellerde keffaret gerekir.
O halde özellikle ramazan orucuna niyet edip, zorlayıcı bir sebep yokken onu bozmak asla doğru ve caiz değildir. Aksi halde bu hususta biri manevi, diğeri maddi müeyyide bulunuyor. Mane¬vi müeyyide, günahkar olup muahaza edilmektir. Maddi müeyyide o orucu hem kaza, hem de keffaretle telafi etmektir.
Konuyla Îlgili Hadisler
Cabir (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fetih yılında Mekke'ye doğru hareket etti. Kur'al-Ğamîm mevkiine gelinceye kadar oruca devam etti ve çevresindeki insanlar da oruç tut¬tular. Derken biri Ona:
"Ya Rasulallah! Doğrusu oruç şu in¬sanlara sıkıntı ve meşakkat getirdi ve onlar sizin ne yaptığınıza (ve yapacağınıza) bakıyorlar" dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz içinde su bulunan bir tas istedi ki, zaman olarak ikindiden hemen sonra idi. Ra¬sulüllah (s.a.v.) o suyu içti, insanlar da Ona bakıp duruyor¬lardı. Bu sebeple oradaki insanlardan bir kısmı iftar etti, bir kısmı ise oruçlarına devam ettiler. Rasulüllah'a (s.a.v.) bir kısmının oruca devam ettiği haber verilince şöyle buy¬urdu:
"İşte onlar usat (asi kişiler) dir. "[]
Ebu Said (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, yağan yağmurla oluşan bir akarın kenarına geldi ki yaz mevsimi idi, yanındaki in¬sanlar da süvari değil, yaya bulunuyorlardı. Kendisi ise bir katıra binmiş durumda idi. Arkadaşlarına seslenerek şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Şu sudan içiniz."
Ravi diyor ki, buna rağmen onlar içmekten kaçındılar. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) onlara:
"Ben sizin durumunuzda değilim, benim durumum daha kolay, çünkü binek üzerindeyim" buyurdu. Buna rağmen o insanlar yine su içip oruçlarını bozmaktan kaçındılar. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) uyluğunu çevirip bineğinden indi ve o sudan içti, arka¬daşları da içtiler. Oysa Rasulüllah (s.a.v.) pek içmek iste¬miyor, oruca devam etmeyi arzuluyordu."[]
Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fetih yılında ramazan ayında oruçlu olarak yola çıktı. Ta ki yolda bir su birikinti¬sine geldi ki öğlenin evveli idi. İnsanlar ise iyice susamıştı; o yüzden boyunlarını uzatıp o suya iştiyak duyduklarını (ister-istemez) belli ediyorlardı. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz içinde su bulunan bir tas istedi ve o tası eline alıp insanların iyice görmesini sağladıktan sonra içti ve arkasından oradaki insanlar da oruçlarını bozup içtiler."[]
Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal Ve İhticacları
Bundan bir önceki konuda, bu meseleye yer verildi ve müctehidlerin görüş, tesbit ve istidlalleri açıklandı.
Böylece yolculukta oruç sıkıntı ve meşakkat doğuruyorsa, o takdirde niyet edilip tutulmaya başlansa bile orucu bozmak meşru'dur. Ancak bilindiği gibi, Malikilere göre bunun için hem kaza, hem de keffaret gerekir. Diğer üç mezhebe göre, sadece kaza gerekir.
Tahliller Ve Diğer Rivayetler
Cabir ve Ebu Said hadisleri sahihtir. O bakımdan istidlal ve ihticaca salih görülmüşlerdir. Böylece yolculukta oruç sıkıntı ver¬diği takdirde iftar etmenin meşru olduğu hükmü ortaya çıkıyor. Aynı zamanda oruçtan dolayı sıkıntı duymayan kimsenin de bu hususta sıkıntı çeken arkadaşlarına uyması söz konusudur. Nite¬kim Rasulüllah'ın (s.a.v.) arkadaşlarının durumunu hafifletmek ve onları rahatlatmak için, kendisi fazla sıkıntı duymadığı halde orucunu bozduğu buna misal teşkil etmektedir.
Buna rağmen orucunu bozmak istemeyenler kınanmıştır. Çünkü Rasulüllah'ın (s.a.v.) sözü ve davranışı onlar için yeterli ruhsattır. Buna uymadıkları için "usat" (asiler) olarak vasıflandırılmışlardır. Bu kelime burada daha çok, ruhsata uyma¬makta direnme anlamında kullanılmıştır.
nolu İbn Abbas hadisinin bir benzerini Buhari, Meğazi bölümünde Halid tarıkıyla tahric etmiştir ki, mealen şöyledir:
"Rasulüllah (s.a.v.) ramazanda (sefere) çıktı ki Onunla be¬raber çıkanların bir kısmı oruçlu, bir kısmı iftarlı idi. Bineğinin üzerinde doğrulunca, içinde süt ve su bulunan bir kap istedi ve getirilince onu bineğinin üzerine koyduk¬tan sonra oradaki insanlara durup baktı (ve sonra onu içti)"
Bu babda iki rivayet daha bulunuyor ki, biri diğerinin şahidi ve kuvvetlendiricisi oluyor. Böylece oruca geceden niyet getiren yolcunun gündüzleyin orucunu bozmasının caiz olduğu ortaya çıkıyor ve bundan dolayı keffaret gerekmediği anlaşılıyor. Nitekim cumhur da aynı görüştedir.
Ancak İbn Hacer'in de dediği gibi, bütün bunlar, yolculuk halinde iken geceden niyet getirip gündüzledikten sonra orucu bozmanın cevazına delalet eden rivayetlerdir. Bir de yolculuğa çıkmadan evinde oruca niyet ettikten sonra gündüzleyin sefere çıkan oruçlunun iftar etmesi caiz midir? Cumhur bunun caiz ol¬madığını belirtmiştir. İmam Ahmed ve İshak ise bunun cevazına kail olmuşlardır. Müzeni de bu görüş ve ictihadı benimsemiştir. Nitekim Cabir hadisi bu hükmü ifade etmektedir. İbn Abbas hadi¬si de buna şahit olan rivayetlerden biridir.
Çıkarılan Hükümler
1- Yolculuk halinde bulunan oruçlunun, geceden de niyet ge¬tirmiş olsa, gündüzleyin orucunu bozması caizdir. Bundan dolayı keffaret gerekmez.
2- Evinde eyleşik iken oruca niyet eder ve sabah olunca sefere çıkarsa, Hanbelilere göre, orucunu bozması caizdir ve bu du¬rumda keffaret de gerekmez.
3- Malikilere göre, bozması caiz değildir. Ancak bozacak olursa, sadece kazası gerekir. Ama seferi halde iken geceleyin oru¬ca niyet eder ve gündüz olunca, zorlayıcı bir sebep olmaksızın oru¬cunu bozan kimseye, bu mezhebe göre, hem kaza, hem de keffaret gerekir.
4- Hanefî ve Şafiilere göre, evinde iken oruca niyet eder ve sabah olunca sefere çıkarsa, artık o gün iftar etmesine ruhsat yok¬tur. Zorlayıcı bir sebep olmadığı takdirde tamamlaması gerekir.
5- Yolculukta oruca niyet eden kimse, arkadaşları meşakkat duyar da oruçlarını bozarlarsa, onun da bozması evladır. Özellikle kafile başkanı olarak bulunuyorsa, önce onun iftar etmesi uygun olur. Allah CC selamı Rahmeti bereketi üzerinize olsun.
METİN ALKAN
EĞİTİMCİYAZAR

 



nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır