kiralanan yük hayvanı bulmaca / Bulmaca 16 Temmuz Salı | Cevapları

Kiralanan Yük Hayvanı Bulmaca

kiralanan yük hayvanı bulmaca

Mekkare, (Arapça).
Mekkâre,
Kiralanan yük hayvanı.  

Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır, eşek gibi yük hayvanlarına denir. Halktan bu iş için belirli bir ücret karşılığında bu tür hayvanlar ordu için kiralanır. 

Develerle çölde  kervanlarla taşıma yapılırdı. Mekkare arapça bir deyimdir. Bu işi yapan kişilere mekkareci denir. Mekkareciler katır, deve, at, eşek sırtında nakliye ve taşımacılık yaparlar. Mekkare, kira hayvanlarına yüklenen levazım, eşya, yük olarak kullanılmıştır.  Osmanlı bir zamanlar levazım adı da vermiştir.Şimdilerde lojiktik olmuşştur. Taşıma ekipmanları değişmiş. Motorlu taşıtlara, gemilere, uçaklara yükselmiştir. Güncellendiğinde bunlar lojistik, tedarik destek kelimeleri ile ifade edilmeye başlanmıştır. En çarpıcı evden eve nakliyat artık hayatımıza girmiştir.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

ticaret
Mekkare, (Arapça).
Mekkâre,
Kiralanan yük hayvanı.  

Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır, eşek gibi yük hayvanlarına denir. Halktan bu iş için belirli bir ücret karşılığında bu tür hayvanlar ordu için kiralanır. 

Develerle çölde  kervanlarla taşıma yapılırdı. Mekkare arapça bir deyimdir. Bu işi yapan kişilere mekkareci denir. Mekkareciler katır, deve, at, eşek sırtında nakliye ve taşımacılık yaparlar. Mekkare, kira hayvanlarına yüklenen levazım, eşya, yük olarak kullanılmıştır.  Osmanlı bir zamanlar levazım adı da vermiştir.Şimdilerde lojiktik olmuşştur. Taşıma ekipmanları değişmiş. Motorlu taşıtlara, gemilere, uçaklara yükselmiştir. Güncellendiğinde bunlar lojistik, tedarik destek kelimeleri ile ifade edilmeye başlanmıştır. En çarpıcı evden eve nakliyat artık hayatımıza girmiştir.

Read more

"); //]]>

Bulmacada kiralanan yük hayvanı

Bulmaca Bulmacada kiralanan yük hayvanısorusu için arama terimleri
  • Bulmacada kiralanan yük hayvanı bulmaca

  • Bulmacada Bulmacada kiralanan yük hayvanı nedir

  • Bulmacada Bulmacada kiralanan yük hayvanı ne demek

  • Bulmacada Bulmacada kiralanan yük hayvanı anlamı

  • Bulmacada kiralanan yük hayvanı bulmaca cevabı

  • Bulmacada kiralanan yük hayvanı bulmaca sözlüğü



Bulmacada kiralanan yük hayvanı bulmaca cevapları aşağıda


bulmacada hayvanı eş anlamlısı = yılkısal - hayvansal - hayvanca


Soru: Bulmacada kiralanan yük hayvanı - Bulmacada Kiralanan yük hayvanı nedir, Kiralanan yük hayvanı bulmaca cevabı, Kiralanan yük hayvanı bulmaca anlamı açıklaması nedir, Bulmacada Kiralanan yük hayvanı ne demek, Kiralanan yük hayvanı çengel, - Yayın Tarihi : 1 yıl önce - 1Bulmacada kiralanan yük hayvanı

Bulmaca cevaplarına kolayca ulaşmak için arama kutusunda sorunuzu yazınız.

Bulmaca; gazete ve dergilerin yayınladıkları eklerinde bulunan özellikle haftasonlarının vazgeçilmez eğlencesi olan Kare bulmaca, Çengel bulmaca, sudoku şeklindeki zeka, mantık, dikkat ve hafıza gibi zihinsel yeteneklerini kullanarak çözdükleri bulunması istenilen şeyi düşündürerek, aratarak buldurmayı amaçlayan bir sözcük bulma oyunudur,

En çok Sabah, Hürriyet, Habertürk, Posta, Milliyet gazetesi tercih edilmektedir, gazete bulmacaları Çengel bulmaca, Kelime Bulmaca, Kare bulmaca, sorularının cevaplarını bulmaca sözlüğü sitemizden öğrenebilirsiniz, takıldığınız sorularda sizlere yardımcı olacaktır, bu sayede diğer kelimeleride kolaylıkla çözebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz, tüm güncel bulmaca cevapları sitemizde mevcuttur, yaklaşık adet sorunun cevaplarını sitemizde bulabilirsiniz.

Ayrıca sitemizde kelime anlamı, eş anlamlısı, zıt anlamlısı, ters anlamlısı, ödev ve ders konularınıda takip edebilir, türkçe sözlük bölümümüzden faydalanabilirsiniz, okulların açılması ile işlenen ders konularına yardımcı ödevler kitap özetleri, matematik, coğrafya, edebiyat, din kültürü, tarih konulu ödevlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz,

Bulmaca sözlüğü, Bulmaca cevapları, çözümlerinde eksik gördüğünüz herhangib bir sorunun cevaplarına dilerseniz sizde katkıda bulunabilirsiniz, yolladığınız her cevap sistemimize eklenecektir, ayrıca bulmaca sözlüğü sitemizde bulamadığınız sorular olursa bunlarıda bildirerek sözlüğümüze eklenmesinde katkı sağlayabilirsiniz.

  1. Kiremit yerine kullanılan veya kiremitlerin altına konulan ince tahta
  2. Kireçli topraklarda yetişen kökleri ve yaprakları ekşi bir bitki
  3. Kiralanmış yük hayvanı
  4. Kiracı tarafında, kiralayan zarar verecek bir değişikliği gerektirmemek koş
  5. Kir, leke
  6. Kiracı
  7. Kiraya veren veya kiraya alan
  8. Kiremitlerin altına döşenen ince tahta
  9. Kirazın mayalanması ve damıtılmasıyla yapılan bir tür içki
  10. Kireçli bölgelerde kirecin erimesi veya yer altındaki karstlı bir çukur tav
  11. Kip
  12. Kireç
  13. Kiraya veren
  14. Kireç, sönmemiş kireç
  15. Kireçle, zeytinyağı ve pamuk karıştırılarak dövmek suretiyle yapılan bir ma
  16. Kipler
  17. Kirası veya mahsulü borca mukabil verilmek üzere bir mülkün rehine verilmesi
  18. Kireç karıştırılan tekne
  19. Kireçten yapılan
  20. Kiremitçi, tuğlacı
  21. Kireç ocağı
  22. Kir, kirlilik izi
  23. Kireç zeytinyağı karışımı macun
  24. Kira geliri getiren mülk
  25. Kippadan dışarı taşan ve yahudilere tanrının emirlerinin hatırlatan perçem
  26. Kipçözüm
  27. Kirazı andıran daha az tatlı meyve
  28. Kiraya tutulmuş tarlanın biçilmesi
  29. Kir, necis
  30. Kiraz kuşu da denilen bir kuş
  31. Kiremitlerin altına konan ya da kiremit yerine kullanılan ince tahta
  32. Kira karşılığı alınan veya ödenen para
  33. Kiraz kabuğundan yapılan halka bilezik
  34. Kira ile tutma, kiralama
  35. Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karışımından elde edilen bir tür harç
  36. Kiremit kırığı
  37. Kireç teknesi
  38. Kiralanan yük hayvanı
  39. Kireçtaşı yapısında olan
  40. Kira
  41. Kiremit yerine kullanılan veya kiremitlerin altına konan ince tahta
  42. Kireç taşı
  43. Kir
  44. Kiraz kurusu
  45. Kir,pislik
  46. Kira öder gibi ev sahibi olmanın yollarını açan sistem
  47. Kireç ve mermer tozu karışımı yaş sıva üzerine yapılan sulu boya resim
  48. Kiraz çekirdeği
  49. Kiremit
  50. Kiremit rengi
  51. Kiprit
  52. Kiremit parçası
  53. Kiraya verilmiş olan şey
  54. Kiraz ağacı sakızının bileşenlerinden biri olan metaarabik asit
  55. Kiraz rakısı
  56. Kiraya verme
  57. Kirpi
  58. Kirpik
  59. Kirpiye benzeyen, uzun dikenleri olan bir hayvan
  60. Kişiliksiz, boş, serseri
  61. Kirli kanı kalbe taşıyan damarlar
  62. Kirve, sünnet babası
  63. Kişinin ağzının kokmasından duyduğu korku
  64. Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları sonucu genişleyerek kıvrımlı bir hal alması
  65. Kişinin bilmediği bir yabancı dilde aniden konuşabilme, yazabilme, okuyup anlayabilme yeteneği
  66. Kirli sularda bu sularla sulanmış sebzelerde bulunan eberth basilinin sebep olduğu ortalama üç hafta süren ateşli ve tehlikeli bir bağırsak hastalığı
  67. Kişinin ya da medyumun bedensiz varlıklardan bilgi alması
  68. Kişileştirilen varlıklara söz söyletme sanatı
  69. Kişinin bedeninde açıklanamaz bir şekilde beliren ve hz. isa&#;nın çarmıha gerildiğinde oluşan yaralara çok benzeyen yaralar
  70. Kişinin eğilim ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması ya da bu ö
  71. Kişinin yan tarafında çıkan çıban
  72. Kişi
  73. Kirli sarı renk
  74. Kirişli davul
  75. Kisinin etrafa saldirganligi, asiri aktivitesi ile karakterize durum
  76. Kirli giysileri yıkamaya yarayan tahta tokmak
  77. Kişinin kendi bedensel ve ruhsal benliğine karşı duyduğu aşırı hayranlık. insanın kendi benliğini sevmesi
  78. Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü
  79. Kirpi gibi tostoparlak olabilen dikenli bir hayvan
  80. Kişinin telefonunun dinlenmesinden duyduğu korku
  81. Kişinin ne kadar uzun yaşayacağını belirten ve ana, baba ile iki dedenin yaşları toplamı anlamında ingilizce deyimin kısaltması
  82. Kişinin repertuarına eklenene her türlü yeni tepki, düşünce ya da bilgi
  83. Kirli beyaz
  84. Kirli ve durgun sularda yaşayan,yassı gövdeli, bir gözeli hayvan
  85. Kiri çıkarmak veya eşyayı iyice temizlemek için kullanılan her türlü madde
  86. Kiremitlerin altına yerleştirilen ince tahta
  87. Kirli, pis mundar-
  88. Kişinin kendisini bir düşünceye, bir eyleme adaması
  89. Kişinin fikir ve tedbirinin zayıf ve eksik olması
  90. Kişinin evinden, çevresinden öğrendiği dil
  91. Kirlilikten korkma
  92. Kirli elbise
  93. Kişinin çocukluğunu geçirdiği yere dönmek için duyduğu dürtüsel gereksinme
  94. Kişinin bilincini saran kurtulması olanaksız yineleyici düşünce
  95. Kirli yada donuk sarı renk
  96. Kirletme korkusu
  97. Kirlenme, pislenme
  98. Kirmen, iğ, yün bükeceği
  99. Kişfunduszeue.info’de (yeni adı kale) yaşadığına ve noel baba olduğuna inanılan ve adı efsaneleşen aziz
  100. Kiril alfabesi&#;nde bir harf
  101. Kirişi kesik olan yay
  102. Kirlenmeye karşı kalkan görevi gören kişiler arasındaki ayinsel temas
  103. Kişinin kendini, organlarını kesmesi ya da vücudunu zarara uğratması
  104. Kişinin kendi kendine konuşması
  105. Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı örgütünce kaldırılması
  106. Kirli, pis, karışık, düzensiz
  107. Kişinin davranışını yönlendiren etkinlik
  108. Kirlenme veya hastalık kapmaktan aşırı derecede korkma
  109. Kişilerin söyleşmelerinin taklidine dayanan öykü biçimi
  110. Kişileri ve olayları karikatürleştirerek veren ve genellikle yerici, taşlayıcı, abartılı güldürü türü
  111. Kişilik, şahsiyet, insanlık
  112. Kişinin kendi iradesi ile tayin ettiği bir temsil şekli
  113. Kiribati&#;nin başkenti
  114. Kişilerin psikolojik ve fizyolojik tepkilerini değerlendirmeğe yarayan bilimsel metotların tümü
  115. Kirli,pis
  116. Kişinin kendi kanısına dayanan
  117. Kirli su birikintisi
  118. Kirletme, pisletme
  119. Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliklerin normal olmayan bir biçimde
  120. Kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip, bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması fenomenine verilen ad
  121. Kişinin toplumsal ve uğraşal konumu
  122. Kişinin hoşnutluk duyduğu ve kendisini iyi hissettiği bir ruhsal durum
  123. Kişinin göbeğine dek olan gömlek
  124. Kişiliğin bir anlatımı olarak kabul edilen el yazısını yorumlama tekniği
  125. Kişinin dış dünyayla ilişkiyi reddederek kendi iç dünyasına kapanması
  126. Kişinin henüz uyma becerilerini kullanamadığı yabancı çevrelerde, kendine güvenlik sağladığını bildiği ev ve yurdunun özlemini duyması
  127. Kirli saç
  128. Kişinin kendi ağzının kokmasından duyduğu aşırı korku
  129. Kişinin kendine karşı duyduğu saygı
  130. Kişi.i.dünya savaşı sırasında kadın hareketlerinin önderi olan, abd&#;li ve nobel barış ödülünün sahibi
  131. Kişfunduszeue.infoünya savaşında irak&#;taki ingilizlere karşı funduszeue.infoşkomutanlık yapmış prusyalı komutan
  132. Kirli, pis
  133. Kişiler, zatlar
  134. Kirliliği gösteren iz
  135. Kişinin son çocuğu
  136. Kişinin yaşamadığı geçmişe duyduğu özleme verilen ad
  137. Kişinin büyü yoluyla insandan kurda dönüşmesi
  138. Kişinin yaşamadığı geçmişe duyduğu özlem
  139. Kişinin yüzünün kızarmasından duyduğu korku
  140. Kitaplık, kütüphane
  141. Kitle iletişim araçlarında izlenme durumu,değerlendirme,takdir
  142. Kişiyi yangın çıkarmaya sürükleyen saplantılı itki
  143. Kitap kaplığı
  144. Kitap sahifeleri
  145. Kitap korkusu
  146. Kitap getirmemiş peygamber
  147. Kitap biçiminde takvim
  148. Kitabeler bilimi
  149. Kitleleri kışkırtma
  150. Kitap
  151. Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç
  152. Kitap yaprakları
  153. Kitapbilim
  154. Kitabı dede korkut, divanü lügat-it türk, ibni mühenna lügatı gibi yapıtların çevirileri,araştırmaları ve yayımları ile tanınmış yazar ve dilcimiz
  155. Kitab-i mukaddes&#;in ilk bölümü olan eski ahit&#;in ilk beş kitabı olan tevrat&#;ın beşinci kitabı
  156. Kitap, takip, patik, katip örneğinde olduğu gibi, bir sözcük içindeki seslerin yerini değiştirerek elde edilen yeni sözcüğe verilen ad
  157. Kişisel değeri olan, ünlü soydan gelen
  158. Kktc&#;nin başkenti
  159. Kitap düşkünlüğü
  160. Kitapsever
  161. Kitaplarda başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslubu
  162. Kitap ciltleyen, ciltçi
  163. Kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı
  164. Kitaplar
  165. Kişisel bilgisayarın kısaltması
  166. Kitaplık
  167. Kitle ve katmanların genel adı
  168. Kiyafet değiştirmiş konukların, ev sahiplerine armağanlar verip ardından tö
  169. Kitapların ciltlenmesiyle sırt bölümünde oluşan yuvarlaklık
  170. Kitaplardan korkma
  171. Kişinin, kendisini kurt ya da başka bir hayvan sandığı akıl hastalığı, kurt
  172. Kktc&#;de, yılında kurulmuş haber ajansı
  173. Kişiyi sersem eden dimağ dolgunluğu
  174. Kişiyi hastalık bulaşması olasılığına karşı çeşitli önlemler almaya iten ha
  175. Kitap cildinin iki kapağından her biri
  176. Kitabe
  177. Kişisel özellikler, nitelikler
  178. Kitapçı
  179. Kitap getiren peygamber, resul
  180. Kitle iletişim araçlarında izlenme durumu, değerlendirme
  181. Kitre
  182. Kitaplarda; bölüm, başlık
  183. Kitabı yazan kişi, telif eden
  184. Kitap, defter, dosya yeniden açıldığında,aranan yerin kolayca bulunabilmesi için sayfa aralarına konan gereç
  185. Kişinin,kendisini kurt yada başka bir hayvan sandığı akıl hastalığı,kurt adam hastalığı
  186. Kktc&#;de, yılında kurulmuş bir haber ajansı
  187. Kişniş bitkisinin, banarat olarak kullanılan kurutulmuş tohumları
  188. Kişisel duyguların esin yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı
  189. Kişisel
  190. Kitap kılıfı
  191. Kitap yazan veya hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan k
  192. Kitap içindeki bir yazıyı açıklayan ya da süsleyen resim
  193. Kivi
  194. Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
  195. Kitab-ı dede korkut”, “divanü lügat-it-türk”, “ibni mühenna lügatı” gibi ya kilisli rifat
  196. Klasik çağlar harp gemilerinden biri
  197. Klasik türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sesle yapılan taksim
  198. Koca
  199. Klasik türk müziğinde araban ve bayati makamlarından oluşturulan bir birleşik makam
  200. Klasik türk müziğinde kamıştan yapılmış, üflemeli bir çalgı
  201. Klozetin yanında yerleştirilen ve cinsel organın temizlenmesinde kullanılan fıskıyeli tekne
  202. Klasik türk müziğinde günümüze ulaşabilmiş örneği bulunmayan bir bileşik makam
  203. Klişe laf
  204. Klasik japon şiirnin hece ölçüsüyle yazılan bedizeli en eski ve önemlişiir
  205. Klasik türk müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan,kaval biçiminde,yanık sesli,kamıştan bir üflemeli çalgı
  206. Klavsene verilen bir ad
  207. Kocakarı soğuğu
  208. Klasör
  209. Klakson
  210. Klasik türk müziğinde ince sol notasını andıran perde ve bir makam
  211. Klasik türk müziğinde peşrev gibi saz parçalarının bölümlerinden her biri
  212. Klasik çağda yardımlaşma derneği
  213. Klasik ruhçuluk anlayışına göre, ruh ve beden bağlantısını sağlayan yarı maddi bir bağ
  214. Klarinetin en ince sesi
  215. Klavsen
  216. Kobalt oksitle mavi renge boyanmış özel cam
  217. Kobalt simgesi
  218. Kloroplastlar içindeki klorofil taşıyan yapı
  219. Kobaltın simgesi
  220. Klasik aztekçe” de denilen orta amerika dili
  221. Klarnetin atası olan eski bir müzik aleti
  222. Kocaeli’nin gebze ilçesinde,tabiat parkı kapsamına alınmış ünlü kanyon
  223. Kocaeli yarımadası&#;nın en uzun akarsuyu
  224. Klorölçer
  225. Klasik sonrası roma kuşatma makinası
  226. Klorlu elyaf grubundan sentetik elyaf
  227. Klarnet
  228. Klavyeli aletler için, bufalo&#;dan yapılan ince deri
  229. Klasik yunan şiirinde uzun ya dakısa hecelerden oluşan bir ölçü ve bu ölçüyle yazılmış bir kıta türü
  230. Klasik mimaride sütunların başını örten saçaklığın en alçak parçasını tanımlamak için kullanılan terim
  231. Klor&#;un simgesi
  232. Klavikord gibi klavyeli çalgılarda tuşun sonunda yer alan ve vurulunca yukarı çıkarak tellere dokunan küçük metal kama
  233. Klarnetin atası olan eski müzik aleti
  234. Klasik fransız mutfağındaki iş bölümüne göre et pişirmekle sorumlu olan aşçı
  235. Klasik türk müziğinde kullanılan, nefesli, dilsiz bir çalgı
  236. Klasik tarzda yazılmış serbest şekilli fantazi parçası
  237. Klasik döneminde belediyenin işlevini yerine getiren yönetim birimi
  238. Kocaeli&#;nin bir ilçesi
  239. Klasik şiirde bir kısa bir uzun iki heceden oluşan ayak
  240. Klasik türk müziğinde segah perdesinde karar eden bir makam
  241. Klinik
  242. Kliring
  243. Klan
  244. Klor simgesi
  245. Klavyeli bir çalgı
  246. Klasik japon şiirinin, funduszeue.infoına doğru doğan en kısa nazımşekli
  247. Kocabaş
  248. Klasik hint dansının geleneksel büyük formlarından biri
  249. Klasik türk müziğinde iki basit usulden biri
  250. Kocaeli ilinde turistik bir belde
  251. Kocaeli ilinde, kayak merkezi olan bir dağ
  252. Kocakarı
  253. Klavyeli büyük ve küçük borulardan yapılmış, körüklerden elde edilen havanın bu borulardan geçmesiyle değişik ses tonları verebilen, genellikle kilise kullanılan bir çalgı
  254. Klorofilsiz ve çiçeksiz ilkel bitkiler sınıfı
  255. Klavyeli ve telli bir çalgı
  256. Klasik japon şiirinde, altı dizeli ve otuzaltı heceli bir şiir formu
  257. Klasik türk müziğinde asrın ikinci yarısında kullanılmaya başlayan viyolaya verilen ad
  258. Klasik japon şiirinin, uzunluğu sınırlı olmayan en eski türü
  259. Klasik türk müziğinde en eski birleşik makamlardan biri
  260. Klasik japon şiirinin nazım şekillerinden biri
  261. Kobaltlı mispiker çeşidi
  262. Klavsene benzer, telli, mızraplı, tuşlu bir çalgı
  263. Kocaeli&#;de bir göl
  264. Kocaeli yöresine özgü, kıymayla yapılan bir tür köfte
  265. Klasik sanatı izleyen, yılları arasındaki resim ve mimarlık üslubu
  266. Klitoris
  267. Klasik güney hindistan müziğinde kullanılan iki yüzlü davul
  268. Klişe
  269. Klasik türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul
  270. Koca arayan kız
  271. Klasik türk musikisinde, tam ikili aralık
  272. Klasik televizyonlardan biraz daha iyi resim kalitesi olan hdtv sistemine geçiş olarak kabul edilen tv yayın sistemi
  273. Kocaeli da bir ilçe
  274. Klasik türk müziğinde kalın re notası karşılığı sayılan makam
  275. Klasik türk müziğinde yegah perdesinde karar kılan makamlardan biri
  276. Klasik türk müziğinde bir usul
  277. Kocalı kadın
  278. Kobalt oksitle mavi renk verilmiş cam
  279. Koku alma duyusu
  280. Koku alma duyusunun azalması
  281. Kokteyl malzemelerin çalkalandığı çift çeperli kapalı maşrapa
  282. Kocanın kız kardeşi
  283. Kokmuş
  284. Koku siniri
  285. Kokteyllerde kullanılan nar şurubu
  286. Kokarca cinsinden etçillerden elde edilen kürk
  287. Kocası ölen bir kadının kayınbiraderi ile evlenmesini öngören gelenek ya da yasa
  288. Kocaman ve ağır kitle
  289. Koç takımyıldızı ve burcunun eski adı
  290. Kocası olmayan kadın
  291. Koklamak
  292. Koku sanayinde hazırlamış bir ürünü süzmeden ve şişelemeden önce kapalı kaplarda ve sıcak olmayan bir yerde bekletme işlemi
  293. Kokulu reçine
  294. Kocası ölen yada kocasından boşanan kadının yeniden evlenmesi için beklemes
  295. Kokulu şeyler sürünme
  296. Kocası chester kontu leofric’in koyduğu ağır vergileri kaldırtabilmek için, lady
  297. Koç burcu
  298. Kocası tarafından bırakılmış veya boşanmış olan kadın
  299. Koku almanın azalması
  300. Koç
  301. Koku alamama
  302. Koç katımında koyunların gece yattığı üstü açık, etrafı kapalı olan yer
  303. Koku alma bozukluğu
  304. Kocası tarafından bırakılmış kadın
  305. Kokmuş su
  306. Kocaman başlı büyük bir karınca türü
  307. Koku
  308. Kokulu kiraz” da denilen bir ağaç
  309. Kocasının zaferi için saçlarını adayan ptolmece evergete&#;nin karısı
  310. Kokulu mum
  311. Kokmus tuluk
  312. Kokar çürük diş
  313. Koku duyma şeklinde beliren patalojik durum
  314. Kokar gelincik de denilen kürkü değerli bir hayvan
  315. Kokmuş sularda bulunan küçük böcek
  316. Kocayemiş
  317. Kokulu kiraz
  318. Kokmuş, çürümeye yüz tutmuş hayvan ölüsü
  319. Koku alma duyusunun aşırı artmış olması
  320. Kokmuş, bayatlamış
  321. Kokoreç
  322. Kokar ağaç
  323. Kocaman
  324. Kokmak, bozulmak
  325. Koku ve duman çıkarmadan, büyük bir ısı vererek yanan bir tür taşkömürü
  326. Koku alamama duyusunun bozulması
  327. Koku ölçüm
  328. Kokmuş et
  329. Kokulandırılmış
  330. Koku(eski dil)
  331. Koku alma duyusu eksikliği
  332. Kokulu sandal ağacı
  333. Kocası ölmüş kadın
  334. Koç katımı
  335. Kokmak
  336. Kokmuş,çürümeye yüz tutmuş hayvan ölüsü
  337. Koku satıcısı
  338. Koç ve teke aşığı
  339. Kolektif korku
  340. Kol kaslarını güçlendirmek için kullanılan şişeye benzer bir el jimnastik aleti
  341. Kolayca aldatılan, saf
  342. Kol muskası
  343. Kolaylıklar
  344. Kolan tokası
  345. Kollarımızdaki nabız damarları
  346. Kolay yakınlık kuran
  347. Kola takılmak için kolçağı olan yayvan sepet
  348. Kolayca geçit vermeyen aşılması güç, doğal engel
  349. Kol bağı
  350. Kolaylık
  351. Kolayca bükülen alüminyum ve silisyum karışımı
  352. Kolay yorulmayla ortaya çıkan kas zayıflığı
  353. Kol saatlerinde, ani bir darbenin şiddetiyle veya düşme sonucunda, tablanın zedelenmesini önleyen esnek çelik parça
  354. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar. para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü
  355. Kolları yırtmaçlı ve uzun, bir tür kısa, yakasız üst giysizi
  356. Kolda ya da bacakta oluşan laktik asit birikmesi
  357. Kolay, zor olmayan
  358. Kolları yakadan inen palto
  359. Kola bağlanan duâlı kağıt
  360. Kokulu tuvalet ispirtosu
  361. Kolları geriye sarkık cepken biçiminde, beyaz keçeden yapılmış kaytanla işlemeli bir çeşit ceket
  362. Kolları geriye sarkık cepken biçiminde,beyaz keçeden yapılmış kaytanla işle
  363. Kolektör
  364. Kolera hastalığına yol açan mikrop
  365. Kol veya ayağı örten elbisenin bir miktar katlanarak çekilmesi
  366. Kokusu hardala benzeyen zehirli bir savaş gazı
  367. Kokulu ve ucucu sıvı
  368. Kokulu şeyler sürünmek
  369. Kokulu şeylerin şiddetle kokması
  370. Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
  371. Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş bir tür kısa, yakasız üst giysis
  372. Kola takılan muska
  373. Kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatabilen
  374. Kolayca bükülebilen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş, bir tür ak asbest
  375. Kolayca sıvılaşabilen gaz halindeki hidrokarbon
  376. Kolaylıkla kandırılabilen
  377. Kokuşmak, tefessüh etmek
  378. Kolay anlaşır biçimde
  379. Kol ve bacaklardan birinin ya da bir kaçının aşırı derecede gelişip ucubeleşmesi
  380. Kol ve bacak damarlarındaki kan akımı kesmek amacıyla uygulanan lastik bant
  381. Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan
  382. Kolay kolay bir şey beğenmeyen kimse
  383. Kolay yayılan ince balçık
  384. Kolay düğüm
  385. Kolalı bir çeşit parlak bez
  386. Kolan eşeğinin erkeği
  387. Kolayca yontulabilen ve kesilebilen yumuşak bir taş cinsi
  388. Kol veya bacağın dip kısmını sarmak için kullanılan çapraz sargı
  389. Kolları sağa ve tümü sola bükülerek yapılan dokuz kollu bitkisel halat
  390. Kollagen ve kalsiyum tuzlarından yapılmış omurgalı hayvanların dişinin içte
  391. Kolayca kandırılabilen oyuncu
  392. Kola belirli amaçla takılmış enlice kumaş parçası
  393. Kol böreği
  394. Kolayca kırılıp ufalanan
  395. Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan bir bitki
  396. Kol küreklerinin arası
  397. Kol ya da bacağın tamamının ya da bir bölümünün vücudun dikey ekseninden yana doğru hareketi
  398. Kolay aldatılan, saf, bön, kaba saba insan
  399. Kokuşma, kötü kokma
  400. Kolaylaştırılmış
  401. Kokusu kötü bir kokusu kötü bir
  402. Kolay
  403. Kol kola girme
  404. Kokulu yonca
  405. Kolayca hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyit
  406. Kol sepeti
  407. Kokuşmuş
  408. Kola takılan sepet
  409. Kol ve bacakların anormal şekilde kısa oluşu
  410. Kolay kopması istenilen bölümlerin belirli aralıklarla kesilmesi işlemi
  411. Kol yerine omuzdan yarı bele kadar sarkan iki kanadı olan kolsuz bir çeşit palto
  412. Kokutup ekşitilmiş şey
  413. Kolayca ezilip toz durumuna gelen
  414. Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı
  415. Kolayca üreyebilen bitki
  416. Kokuölçüm
  417. Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, seyyar
  418. Koleksiyon
  419. Kolay dağılabilen bir cins yumuşak taş
  420. Kolalı bez
  421. Kol ağrısı
  422. Kol ve bacaktaki kaslar
  423. Kolları veya bacakların paçasını sıvamak
  424. Kollar, bacaklar ve baş dışında kalan insan gövdesinin heykeli
  425. Kolyozun küçüğü
  426. Kolombia müzik ve ritmlerinin etkisile oluşmuş bir makam formu
  427. Koloit sıvıların pıhtılaşması ile oluşan pelte koyuluğundaki madde
  428. Kolsuz kürk manto
  429. Kolomb öncesi amerika uygarlıklarından biri
  430. Koltuk altına yastık veya dayak koyma
  431. Kolombiya dağlarında ve soğuk yerlerde yetişen bir orkide
  432. Kolun omuz ile dirsek arasındaki bölümünde bulunan, şişkince kas kitlesi
  433. Koltuk kılının az olması
  434. Koltuk kokusu
  435. Kolüvyal alanlarda ince malzemelerin taşınmasıyla geriye kalan taşlı topraklar
  436. Kolombiya&#;nın para birimi
  437. Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
  438. Kolombiya&#;da yetişen kaliteli kahve çeşidine verilen isim
  439. Kolomb öncesi amerika uygarlıklarından birini oluşturan halk
  440. Kolu bedeniyle biçilmiş, bol ve geniş kadın giysisi
  441. Kolombiya’da bata ırmağı üzerinde bir baraj
  442. Koltuk altında çıkan bir çeşit çıban, köpekmemesi
  443. Kolun dirsekle bilek arasındaki kısmı
  444. Kolun üst kısmında şişkince duran kas kitlesi, pazı
  445. Kolon kiriş sistemindeki bir yapının taşıyıcı öğelerinin bütünü
  446. Kolordu
  447. Kolorado ve new mexico bölgesinde yaşamış olan bugünkü hopilerin ataları
  448. Koltuk yastığı
  449. Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür org
  450. Koltuk ve sandalye gibi eşyaların dikiş ve çivilerini gizlemekte kullanılan şerit
  451. Koltuk
  452. Kolombiya para birimi
  453. Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür çalgı
  454. Koltuk altı çıbanı
  455. Koloit iyonlarında molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloidin bütün niteliğini taşıdığı kabül edilen bölüm
  456. Kolsuz erkek fanilası
  457. Kolyoz balığının küçüğü
  458. Koltuk değneği, destek
  459. Kolombiya&#;nın başkenti
  460. Kolombiya’da panama denilen şapkaların yapımında kullanlın palmata ağacı ya
  461. Koma hali
  462. Kolombiya&#;da bir dağ
  463. Kolorado civarında yaşıyan bir kızılderili kabilesi
  464. Komedi
  465. Kolorado yakınlarında beş kayanın bir araya gelmesinden oluşan kaya formasyonu
  466. Kolların gövdeye bağlandığı bölüm
  467. Kolsuz giysi
  468. Kolun bilezik takacak yeri
  469. Koltuk akşamı verilen ziyafet
  470. Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizleme
  471. Koloidal kil türü
  472. Kolomb öncesi dönemin orta amerika kültürü
  473. Kolunu yada paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
  474. Kolsuz kadın giysisi
  475. Koltuk davulu
  476. Koltukla meme arasında olan et
  477. Komedi ve operetlerde saf genç kız tipi
  478. Kolombiya&#;da irmak
  479. Kolloit sıvıların yada sollerin pıhtılaşması ile oluşan pelte koyuluğunda m
  480. Komedi ile felsefenin paradoksal karışımı olan “radyo günleri”, “kahire’nin woody
  481. Kolsuz yelek
  482. Kontrol
  483. Konserve kutularının kapağınıkeserek açmaya yarayan alet, açacak
  484. Komşusuna bir şey vermeyen kadın
  485. Konaklarda, harem ile selamlık arasındaki daire
  486. Komplo teorisi”, “cesur yürek”, “vatansever”, “kadınlar ne ister” gibi film mel
  487. Konçlu ve kaba potin
  488. Komünizm
  489. Kontre
  490. Konu, madde
  491. Kontrast madde aracılığla üreterlerin (idrar boruları) radyolojik olarak gö
  492. Konak hizmetçisi
  493. Koni biçiminde camsız aydınlatma aracı
  494. Koni
  495. Konak yeri
  496. Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak
  497. Kongre
  498. Konaklık etmek
  499. Konuk odası
  500. Koni biçiminde mantar
  501. Komşular
  502. Konçsuz yün çorap
  503. Konfüçyüsçülük’te “doğru davranış” ya da “doğruluk” anlamına gelen kavram
  504. Komedilerde hafifmeşrep genç kadın ya da işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu
  505. Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ayakkabı
  506. Konaklayan
  507. Kongo’nun yağmur ormanlarında yaşayan memeli bir hayvan
  508. Konfüsyüsçülükte, ”doğruluk” anlamına gelen kavram
  509. Konçsuz veya yarım konçlu zarif ayakkabı
  510. Kongo demokratik cumhuriyeti&#;nin başkenti
  511. Konak yerleri
  512. Konu
  513. Kondansatörlerde ve transformatörlerde yalıtkan olarak kullanılan yanmaz yağ
  514. Komedyaya altlaşık oyun türü
  515. Konserin sonunda dinleyicinin icracıdan ısrarla istediği ek parça
  516. Konçertolarda ve koro seslerinde solo sesin yanında bulunan çalgı ve sesler
  517. Kongo demokratik cumhuriyeti’nin eski adı
  518. Koni biçiminde, uzun ve kenarları kıvrık başlık
  519. Kont’a eşit ingiliz ünvanı
  520. Kongo&#;nun yağmur ormanlarında yaşayan memeli bir hayvan, bir cins antilop
  521. Konken gibi kimi iskambil oyunlarında istenilen kartın yerine kullanılabilen kâğıt
  522. Komodin
  523. Komşuya çok giden kişi
  524. Konu, husus, bölüm
  525. Konferans, konser veya tiyatro gösterilerinin yapılabileceği gibi düzenlenmiş büyük salon
  526. Kongo&#;da irmak
  527. Konçerto, senfoni, opera gibi uzun, yada çok bölümlü bir bestenin son bölüm
  528. Konak hücredeki almaçlara bağlanabilen mikroorganizmaya ait yüzey yapıları
  529. Konfuçyusçulukta beş toplumsal bağı ifade eden terim
  530. Konforlu, lüks hayat, parlayan, parlatıcı
  531. Kongo jütü” de denilen otsu bir bitkiye ve bunun saplarından elde edilen li
  532. Koni biçiminde tepe
  533. Kompozisyon
  534. Konsültasyon
  535. Konik
  536. Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı yada yan tarafı lastikli ayakkabı
  537. Komor&#;un başkenti
  538. Konu külliyatı
  539. Kongo ilkellerinin inandıkları yeteneklilik gücü
  540. Komşu
  541. Kongo cumhuriyeti&#;nin başkenti
  542. Komşu kadın
  543. Kongo’da bir ırmak
  544. Konken gibi iskambil oyunlarında istenilen kartın yerine kullanılan kart
  545. Kongo demokratik cumhuriyeti&#;nde bir irmak
  546. Komisyon, komite
  547. Kongo&#;da yaşayan yerli bir halk
  548. Komşu olan, bitişik, yanında bulunan
  549. Kongo cumhuriyeti&#;nin plaka işareti
  550. Komposto
  551. Kongo’da bataklık ormanlarda yaşayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beya
  552. Kompozisyon elemanları içinde bırakılması gereken anlamlı boşluklar
  553. Komot
  554. Komisyoncu
  555. Kongo&#;da bol bulunan ongokea ağacından elde edilen yağ
  556. Konsolos
  557. Konma, konulma
  558. Komik, güldürücü küçük müzikli oyun ya da bu tür müzik parçalarına verilen ad
  559. Kongo ilkellerinin inandıkları yeteneklilik gücü, afrika kongo&#;da gizemli güç
  560. Konfüçyanmizm&#;in yedi temel ilkesinden biri
  561. Konsol kirişi
  562. Komisyoncunun,satıcının alıcıya olan borcunu ödeyeceği konusundaki kefilliği
  563. Konusu tanrıya yakarış olan şiir
  564. Konusu şarapla ilgili olan kasidelere verilen ad
  565. Konulmuş
  566. Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi
  567. Konusu ne olursa olsun söylediği her nutku “kartaca yok edilmelidir” diye b
  568. Konuşurken gereksiz yinelenen söz
  569. Konuşurken gereksiz yere tekrarlanan söz
  570. Konusu insanı incelemek olan bilim dalı
  571. Konuşulan dil, lisan
  572. Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi
  573. Konuşmayı etkili kılmak için araya sıkıştırılan ve karşılıksız kalacağı bil
  574. Konusunu incil&#;den alan dinsel şarkı
  575. Konusu genellikle efsanelere dayanan müzikli oyun
  576. Konuş, anlat, söyle anlamında argo sözcük
  577. Konuşurken kekelemeye başlama, dili tutulma
  578. Konuşulan konu
  579. Konuşma, görüşme, söyleşi
  580. Konuşma bozukluğu anlamında son ek(psik.)
  581. Konuk, misafir
  582. Konuk sever
  583. Konusunu efsanelerden veya tarihi olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro eseri
  584. Konut
  585. Konya alaeddin tepesi’ndeki ünlü medrese
  586. Konuşma gelişiminde bebeğin anlamsız birtakım sesler çıkarması
  587. Konusu daha çok aşk olan kısa şiir
  588. Konuşma bozukluklarının tanı ve tedavisiyle ilgili tıp dalı
  589. Konusu çoğunlukla insanları yumuşatan ve keder veren küçük lirik şiir türü
  590. Konversif tepki olarak hava yutma
  591. Konuşmasını beceremeyen, saçma sapan konuşan
  592. Konusu bir öncekinin devamı olan, birkaç uzun filmden meydana gelmiş sinema
  593. Konuşulan şeyler
  594. Konusunu bir homerus ilahisinden almış olan, yalnızca dizeden oluşan ilk bölümü bilinen, bir mısır papirüsü üzerinde bulunan hicivli dram
  595. Konuşamayan kişi
  596. Konuşurken dinlemek için susmak
  597. Konuşma bozukluğu anlamında son ek
  598. Konuşturan, söyleten
  599. Konuşma kusurlarının düzeltilmesi ile ilgili bilim dalı
  600. Konuşmalı ve şarkılı bölümleri bir arada olan oyun
  601. Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça
  602. Konuksever, ikram sever
  603. Konusal
  604. Konuşmayı ve tartışmayı bir araç değil,bir amaç sayan felsefe yöntemi
  605. Konuşması çok iyi anlaşılmayan
  606. Konusu cansız varlıklar veya nesneler olan resim
  607. Konuşulan kimse
  608. Konuşulan dil
  609. Konusu dansla anlatılan müzikli sahne gösterisi
  610. Konuşulan asıl konu
  611. Konuşma yeteneğini kaybetme
  612. Konuşkan sevimli küçük kız
  613. Konuşma bozukluğu
  614. Konusu çiçek, meyve gibi şeyler ya da cansız varlıklar olan resim
  615. Konuşmayı güçlendirmek için aralara sıkıştırılan ve karşılıksız kalacağı bilinen soru. tumturaklı konuşma
  616. Konuşurken tiz seslerden, kalın seslere sürekli geçişlerde ortaya çıkan konuşma bozukluğu
  617. Konvektör
  618. Konuşturma söyletme
  619. Konusu ve türü komik olan opera
  620. Kor haline gelmiş odun
  621. Konya&#;nın meram ilçesinde, ikinci kapadokya olarak da adlandırılan, tüf kayalara oyulmuş antik kent
  622. Konya yöresinde yetişen, sert kabuklu bir çeşit üzüm
  623. Konya&#;nın bir ilçesi
  624. Konya selçuklulan&#;ndan ünlü bir komutan
  625. Kore savaş sanatı
  626. Koparma, sökme, kökünden söküp atma
  627. Konya ve çevresinde zindana verilen ad
  628. Kore mutfağına özgü, çin lahanası ve turpla yapılan bir çeşit turşu
  629. Konya’nın ereğli ilçesinde, dolayında kuş türünü barındıran ve “tabiatı
  630. Kore müziğine özgü telli bir çalgı
  631. Kopça, kanca
  632. Kopya
  633. Koordinasyon
  634. Konya’nın altınekin ilçesinin eski adı
  635. Konya&#;nın antik dönemlerdeki adı
  636. Konya-ermenek&#;te bir mağara
  637. Konya ilinde bir göl
  638. Konya
  639. Kore müziğine özgü bir tür küçük zurna
  640. Konya’nın beyşehir ilçesinde, anadolu selçuklu döneminden kalma ünlü saray
  641. Kor renkli tanyeri - yalçın kaya - pelikan
  642. Kopmuş kaya parçası
  643. Konya-aksaray yolu üzerinde selçuklular&#;dan kalma bir han
  644. Kore’de,çayhanelerde ya da zengin evlerinde şiir okumak,şarkı söylemek ve dans etmek üzere yetiştirilmiş genç kadın
  645. Konya ve beyşehir’de yetişen kök şeklinde bir baharat türü
  646. Konya&#;nın meram ilçesinde, 2kapadokya da denilen, tüf kayalara oyulmuş antik kent
  647. Konya&#;da bir baraj
  648. Kore’de, çayhanelerde ya da zengin evlerinde şiir okumak, şarkı söylemek ve
  649. Konya&#;nın akşehir ilçesine özgü bir tür çörek
  650. Kordiplometikte kıdemlilik bakımından başta gelen diplomat
  651. Kore’ye özgü, pirinçten elde edilen bir cins bira
  652. Konya&#;nın çumra ilçesinde bir göl
  653. Konya’nın cihanbeyli ilçesinin eski adı
  654. Kopya işlemi tamamlanmış plaka üzerinde, istenmeyen yerlerin çıkarılmasını sağlayan kimyasal solüsyon
  655. Konya yöresine özgü yemeklerden yaş ya da kuru erikten yapılan bir tür sebz
  656. Konya ilinde ünlü bir höyük
  657. Konya’nın derebucak ilçesinde bir mağara
  658. Konya’nın hadım ilçesinde ünlü bir şelale ve mağara
  659. Kor tutmaya yarayan araç, ateş tutacağı
  660. Konya ve adna çevrelerinde toprak testiye verilen ad
  661. Kore’de goya verilen isim
  662. Kopça
  663. Konya’nın seydişehir ilçesinde, “tabiat parkı” kapsamına alınan orman alanı
  664. Konya iline bağlı, nasrettin hoca ile anılan, akşehir ilçesinin roma dönemindeki ismi
  665. Konya’nın seydişehir ilçesinde bir mağara
  666. Kore’nin milli içkisi
  667. Kor yanan teneke şeklinde yuvarlak, içi kiremit kaplı pişirme ocağı
  668. Konya’nın akşehir ilçesine özgü, kuşbaşı et, arpacık soğanı ve nohutla yapı
  669. Konya ilinde, hitit dönemine ait bir höyük
  670. Konya ilimizde bir baraj
  671. Kore savaşı sırasında, vııı. amerikan ordusunun yok olmaktan türk birliğinin direnişi sayesinde kurtulduğu savaş
  672. Konya ilinde bir baraj
  673. Konya&#;da bağları, bahçeleri birbirinden ayıran toprak sınır
  674. Konya yöresinde yetişen, bir buçuk metre kadar boylanabilen, sarı çiçekli ve kokulu bir bitki
  675. Kor ateş
  676. Kopuza benzeyen bir saz
  677. Kore&#;nin başlıca irmağı
  678. Kore&#;nin ilk bisiklet ve otomobil üreticisi
  679. Konya yöresinde yetişen, iyi cins kuru üzüm
  680. Kore mutfağına özgü,çin lahanası ve turpla yapılan bir çeşit turşu
  681. Kor ateşli külde pişirilen ekmek
  682. Konya da bir ilçe
  683. Kore’ye özgü bir dövüş sporu
  684. Konya ve karaman yöresine ait, koyun eti, patlıcan, domates ve baharatlarla güveçte yapılan bir et yemeği
  685. Kor gibi etkili, yakıcı kişi
  686. Konya yöresinde yetişen, salkımı büyük, taneleri dağınık bir çesit üzüm
  687. Konya’nın cihanbeyli ilçesinde bir göl
  688. Konya’nın karapınar ilçesinde yörükler tarafından dokunan bir cins halı
  689. Konya&#;da mevlâna&#;nın türbesi haricinde ve kıble cihetindeki büyük kabristana verilen isim
  690. Konya’nın abbasiler dönemindeki adı
  691. Kor halindeki ateş
  692. Konya&#;nın karapınar ilçesinde bir göl
  693. Konya’nın kulu ilçesinde bir göl
  694. Konya&#;nın beyşehir ilçesinde önemli bir höyük
  695. Konya kentinde, anadolu selçuklu döneminden kalma bir cami ve medrese
  696. Konyak ya da kanyak olarak bilinen içki
  697. Konya’nın meram ilçesinde, “2. kapadokya” da denilen, tüf kayalara oyulmuş
  698. Kopernikyum&#;un simgesi
  699. Konya&#;nın seydişehir ilçesinde, türkiye&#;nin en uzun mağaralarından biri
  700. Korku
  701. Korkunçluk
  702. Korkudan şaşırmış
  703. Korkulu yerler veya işler
  704. Korneanın matlaşması
  705. Korkma
  706. Korkulu rüya
  707. Korkmak, ürkmek
  708. Korku ve saygı uyandıran görünüş
  709. Korkusuzluk
  710. Korkaklık
  711. Korfu adası
  712. Korkak kimse
  713. Korkmayan, yılmayan, cesur
  714. Korku, heyecan
  715. Korinth’li kahin polydos’un oğlu
  716. Kornea iltihabı
  717. Korkuluk, küpeşte
  718. Korkutma, çıkışma, gözdağı verme, azarlama
  719. Korent düzeni sütun başlıklarında ve bizans oymalarında kullanılan ve kenger bitkisinin yapraklarını andıran süs motifi
  720. Korkunç güzel, erkek hemşire örneğinde olduğu gibi, birleşemeyecek ters kavramların bir araya getirilmesine verilen ad
  721. Korkup kaçma
  722. Korlanmış ateş
  723. Korkak, tabansız, yüreksiz
  724. Korku, tehlike
  725. Korku veya soğuk sebebiyle şiddetli titreme
  726. Korneayı muayene etmeye yarayan alet
  727. Korneanın doğuştan gelen bozukluğu
  728. Korkak kişi
  729. Koreografide bir degagenin nasıl yapılacağını belirten terim
  730. Korkak
  731. Korkulu yer
  732. Korkulu, korku dolu
  733. Korkusuz, gözü pek, yürekli, cesur
  734. Korinthos kralı polybos’un kızı ve amphilokos’un karısı
  735. Korkmaktan korkma
  736. Korkunç böcek, korkunç yaratık
  737. Korku ile bağırma
  738. Korkutucu
  739. Korkusuz, yılmayan
  740. Korinthos’da poseidon şerefine yapılan araba yarışları
  741. Korkunç hayal
  742. Korkma, ürkme
  743. Korkan, ürkek
  744. Korna
  745. Korinthos kıstağında yaşayan ve thesus tarafından öldürülen haydut
  746. Kore’ye özgü, pirinçten elde edilen bir tür bira
  747. Korkmak, ürkmek, çekinmek
  748. Korkulu yerler
  749. Koridor
  750. Korku ya da heyecan nedeniyle duyulan sıkıntı
  751. Korint stili sütun başlıklarını süsleyen kenger yaprağı motifi
  752. Korkuluk
  753. Korkutmak
  754. Korku yeri
  755. Korku ile karışık şüphe
  756. Korku verici durum
  757. Korkyon’un kızı
  758. Korindon
  759. Koşuk yazan kimse
  760. Koşut
  761. Koşucu devekuşu da denilen, kanatları küt olduğu için uçamayan, avustralya’
  762. Korumacılık, patronluk
  763. Koruyucu tanrısı
  764. Koşma, semai ve taşlamalarıyla tanınmış xvııı. yüzyıl halk şairimiz
  765. Kova doldurmak için kuyu içine inen kişi
  766. Koşu atlarına yedirilen arpa ve saman karışımı yem
  767. Kovanın ağzını iki kat edip dikmek
  768. Koşucu
  769. Kovucuk
  770. Koşucu devekuşu da denilen,kanatları küt olduğu için uçamayan,avustralya’da yaşayan kuş
  771. Kosova&#;nın başkenti
  772. Koşum ve eyer takımları yapan yada satan kimse
  773. Korularda şemsiye çiçeklerin üstünde bulunan kınkanatlı küçük böcek
  774. Koru sönmediği halde alevi sönen ateş
  775. Koruk
  776. Koruma, ezberleme, saklama
  777. Koşullar
  778. Korporasyon

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası