kadının rızası olmadan çocuğa isim koymak / Dinen çocuğa isim koyma hakkı kime aittir? Bebeğe isim koyma duası - Bebek Haberleri

Kadının Rızası Olmadan Çocuğa Isim Koymak

kadının rızası olmadan çocuğa isim koymak

Çocuğa isim verme hakkı kimindir?

574) Çocuğa isim verme hakkı kimindir?

Bismillah
Elhamdülillah, vessalatu vesselamu alâ Resûlillah
Çocuğun ismi kimin sorumluluğundadır? Çocuk doğduğunda anne, baba, aile büyükleri istişare ederler; uygun bir isim üzerinde ittifak eder de çocuğun ismini koyarlarsa ne âlâ, ne güzel olur. Mesele, illa benim dediğim olacak noktasına gelirse Allah Teâlâ’nın emri, işareti babanın sorumlu olduğunu gösteriyor. Kur’an-ı Kerim “لِآبَائِهِمْ ادْعُوهُمْ” “Babalarıyla çağırın çocukları.” buyuruyor. Dolayısıyla babaya nispet edilmesi, ismin de babanın sorumluluk alanında olduğunu göstermektedir. Bu beklenmeyen bir durum olarak düşünülebilir. Uygun olan, babanın anneye nezaket gösterip “Bu emeklerden sonra senin hakkındır.” demesidir. Annenin babaya “Sen babasın, sen koy.” demesidir. Bunların ikisinin görüşünün birleşmesi daha faziletlidir ama tıkanma olursa bu tıkanmayı babanın sözü bitirir.

Velhamdülillahi Rabb’il âlemîn.

Çocuğa isim nasıl konur çocuğa isim verirken dikkat edilmesi gerekenler

Yeni doğan oğlunuza ve kızınıza doğmadan önce isim araştırılması da yapılmış olup kısa bir süre içinde güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir.

Çocuklara hangi isimleri koymalı

Sual: Çocuklara hangi isimleri koymak gerekir?
CEVAP
Çocuklara koyduğumuz veya koyacağımız isimlerin anlamlarının, dinimize, örf ve âdetimize uygun olup olmadığını öğrenmek, uygun değilse, değiştirmek gerekir. Haklı sebeplerle adını veya soyadını değiştirmek isteyenler de çıkabilir. Böylece isimlerin anlamlarını bilmek faydalı olur.

Bu konuda yazılmış piyasada birkaç kitap vardır. Kimisi çok geniş. Ne kadar Arapça veya Farsça kelime varsa, isim olarak kitaba yazmışlar. Kimi de, çok basit yazıp, kelimenin gerekli bütün anlamlarını yazmamış. Hepsinin ortak yönü, mastar halindeki isimleri, mastar olarak tarif etmişler. Bir şey isim halini alınca, artık o mastarlıktan çıkar. Mesela Türkçede yanlış olarak, meşhur kelimesi yerine, (Falanca şöhret oldu) diyorlar. Bir çocuğa Şöhret ismi verilmişse, bunun anlamı (meşhur olmak) denmez. Burada Şöhret kelimesini meşhur, ünlü olarak bildirmek gerekir. Çünkü maksat budur.

Kelime isim olunca İslam, cihad kelimeleri de böyledir. Bu kelimeler isim olarak konmuşsa, artık, İslam’a, müslüman olmak denmez. Müslüman olan diye tarif edilir. Cihad kelimesine de savaş, savaş etmek denmez. Allah için savaşan denir. Cihad kelimesinin biraz daha kuvvetlisi Câhid’dir. Bunun da daha kuvvetlisi Mücâhid’dir. İsim olarak konunca, artık, Cihad da, Câhid de, Mücâhid de, biri diğerinden daha kuvvetli olmak üzere, cihad eden anlamına gelir.

Bunun gibi, Hicabi, utanmakla ilgili demektir. Ama bu isim olarak kullanılınca, mahcup, utangaç, hayalı, edepli, terbiyeli, perdeli, namuslu gibi anlamlara gelir.

Hulki, Ruhi, Sulhi kelimeleri de böyledir. Piyasadaki kitaplarda bu husus kiminde hiç dikkate alınmamış, kimi de çok az yer vermiştir.

Çocuklara güzel isim koymalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çocuğa güzel isim vermek, dinini öğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evladın babası üzerindeki haklarındandır.) [Ebu Nuaym]

(Kıyamette, babanızın ismi ile beraber [Mesela Ali oğlu Emin, veya Ali kızı Emine diye] çağrılacaksınız. O halde isminiz güzel olsun!) [Ebu Davud]

Güzel isimler çoktur. Mesela Peygamber isimleri, Resulullah efendimizin 400 kadar olan mübarek isimleri, Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnasından olup da, isim olarak koyması caiz olan Ali, Aziz, Macid, Mucib, Rafi, Reşid isimleri, Eshab-ı kiramın, âlimlerin ve evliyanın isimleri konabilir.

Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur’an-ı kerimde bulunması gerekmez. Yüz binden fazla Eshab-ı kiramdan Hazret-i Zeyd hariç, hiçbirinin ismi Kur’an-ı kerimde yoktur. Güzel isimler çoktur. Değişik isim olsun diye, yahut en güzel isim olsun diye Kur’an-ı kerimde geçen her kelimeyi, sırf Kur’an-ı kerimde geçtiği için çocuğa isim olarak koymak, çok yanlış olur. Çünkü Kur’an-ı kerimde güzel isimlerin yanında kâfirlerin isimleri de vardır. En başta şeytan var, İblis var, Hannas vardır. Kâfirlerden Karun, Haman vardır. Peygamber efendimizin düşmanı Ebu Leheb’in ismi vardır. Bunları koymak doğru değildir.

Kur'an-ı kerimde geçiyor diye yıldırım, şimşek, gelmek, gitmek gibi kelimelerin arabisini isim olarak koyanlar oluyor. Bu kelimelerden en meşhurlarından biri Esra’dır. Esra, gece yürümek manasına gelir. Ünzile, indirildi, indirilmiş demektir. Böyle isimleri koymak caiz ise de, enbiyanın, ulemanın, evliyanın ismini tercih etmek elbette iyi olur.

İsim sahiplerine şefaat
Her Peygamber, kendi isminden olanlara, her âlim ve evliya da, kendi isminden olanlara şefaat edecektir. Güzel ismin bu yönden de önemi vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah indinde en güzel olan isimler, Abdullah, Abdurrahmandır.) [Müslim] (Üç oğlu olup da, birine adımı vermeyen, cahillik etmiş olur.) [Taberani]

(Allahü teâlâ buyurur ki: İsmi, Ahmed, Muhammed, Mahmud gibi Habibimin isminden olan mümine azap etmekten haya ederim.) [R. Nasıhin]

(Bir evde bir, iki veya üç Muhammed olmasının zararı olmaz.) [İbni Sâd]

(Oğlunun adını Muhammed koyan, çocuğu ile Cennetlik olur.) [A. Rufai]

(Muhammed isimli çocuğa her yerde ikram edin, onu aşağılamayın.) [Hatib]

(Muhammed isimli kimseyi hakir görmeyin, onu mahrum etmeyin! Onun bulunduğu bir evde, bir yerde bereket vardır.) [Deylemi]

İbni Abbas hazretleri, (Kıyamette, “adı Muhammed olan müminler gelsin” denilir, hepsi Cennete götürülür) buyurmaktadır.

Ecdadımız, saygıda kusur olmasın diye Muhammed ismini “Mehmed” şeklinde kullanmıştır.

Peygamber efendimizin mübarek isimlerinden birini de koymak çok iyi olur. [Bu isimler, Peygamber Efendimiz maddesinde var.] Eshab-ı kiramın isimleri de çok kıymetlidir. Ecdadımızın koyduğu isimler de önemlidir.

Hazret-i Talha, on çocuğunun her birine bir peygamber ismi koymuştu. Hazret-i Zübeyr’in de on çocuğu vardı. O da hepsine şehit ismi vermişti. Hazret-i Talha, Hazret-i Zübeyr’e, “Neden çocuklarına peygamber ismi değil de, şehit ismi verdin?” dedi. O da, “Çocuklarım peygamber olamayacağına göre, şehit olmalarını arzu ettiğim için” dedi.

İsmi kötü olan değiştirmelidir! Hadis-i şerifte, (Kötü ismi olan bunu güzel isme çevirsin) buyuruldu. (Berika)

Kötü isimler
Memiş, Sanem, Efrayim, Ökkeş isimleri caiz değildir. Ahmede Hamo, Mehmede Memo, İbrahim'e İbo veya İboş demek caiz olmadığına göre, Abdullah Öcalana Apo, İbrahim Tatlısese İbo demek caiz mi diye düşünülebilir. Caizdir; çünkü meşhur ismi söylemek adını değiştirmek olmaz. Bunun gibi, birinin ismi Fatma iken herkes Fatoş olarak biliyorsa, ona Fatoş demek küfür olmaz. Benzerleri de böyledir.

Kezban, Farisi Kedbanudan gelmiştir. Ev kadını veya vekilharç kadın demektir. Vekilharç ise, bir sarayın, alışveriş işlerini yapan kimse demektir. Her ne kadar Arabide yalancı manasına gelirse de, Farsçadan geldiği için değiştirilmesi gerekmez.

Kâfir ismi koymaktan da kaçınmalıdır! İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bir müslümanın, bir kâfir ismini almaktan, korkunç aslanlardan kaçmaktan daha çok kaçması gerekir. Bu isimler ve onların sahipleri, Allahü teâlânın düşmanlarıdır. Hadis-i şerifte, (Kötü zan altında kalınacak yerlerden kaçınız) buyuruldu. Dinsizlik alameti olan ve bu zannı uyandıran isimleri koymaktan kaçınmak gerekir.

Övücü isimler koymak
İbni Âbidin hazretleri buyurdu ki:
(Çocuğa Ali, Aziz gibi isimleri koymak caiz ise de, bu isimleri söylerken hürmet etmek gerekir.) [Redd-ül Muhtar]

Reşid, Emin gibi övücü isimler koymak caiz ise de koymamak iyi olur. Çünkü böyle isimleri söyleyerek, sahibine hakaret etmek, isme de hakaret olur. (Şir’a)

Kıyamette günahları, sevaplarından daha çok olan bir kimse, Cehenneme götürülürken, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama buyurur ki:
- Ya Cebrail, buna sor, hayatında hiçbir âlimin sohbetinde bulundu mu?

Hazret-i Cebrail, o kimseye sorar. O da, (Ne yazık ki, hiçbir âlimle bir arada bulunmadım) der. Allahü teâlâ tekrar buyurur:
- Ya Cebrail, buna sor ki, hiçbir âlimi ilminden dolayı sevdi mi?

Cebrail aleyhisselam, ona sorar. O da, (Hayır, sevdiğim bir âlim yoktu) der. Hak teâlâ buyurur:
- Ya Cebrail, tesadüfen de olsa, bu bir âlimle yemek yemiş mi?

Cebrail aleyhisselam sorar. O da, (Hayır hiçbir âlimle bir sofrada bulunmadım) der. Hak teâlâ buyurur ki:
- Ya Cebrail, bu kulun ismi, bir âlimin ismine benziyor mu, bunu da sor!

Cebrail aleyhisselam sorar. O da, (İsmim hiçbir âlimin ismine benzemez) der. Hak teâlâ buyurur ki: - Bunu Cennete götürün. O, âlimi seven birini severdi.) [El-Envâr]

Görüldüğü gibi, ismi bir âlimin ismine benzemek, hatta âlimi seveni sevmek bile insanın kurtuluşuna sebep olmaktadır. Elbette her şeyden önce mümin olmak şartı vardır. Mümin olmadıktan sonra, güzel ismin ve ibadetin kıymeti olmaz.

Çocuğa, doğunca veya doğumu müteakip yedinci günü adı konur. Doğduktan sonra hemen ölen çocuğa da ad konur. Yıkanır, cenaze namazı kılınır. Ölü doğan çocuklara isim vermek gerekmez. Fakat isim vererek defnetmek iyi olur.

İsmi koyacak kimse
Çocuğun ismini ilim ehli, salih bir zata koydurmalıdır! Eshab-ı kiram, çocuklarına isimlerini Peygamber efendimize verdirmeyi tercih etmişlerdir. Çocuğa ad koyarken, çocuğun babası, dedesi veya en yaşlı, ilmi en çok olan, çocuğu kucağına alır, abdestli olarak kıbleye döner ve ayakta sağ kulağına ezan, sol kulağına ikamet okur. İsmi üç kere tekrar etmek iyi olur. Bu arada çocuğun ağzına bir tatlı sürmek iyi olur.

Peygamber efendimiz, Hazret-i Hasan doğunca, kulağına ezan okumuştur. Ezan okuyacak kimse, çocuğu yastık gibi yumuşak bir şey üstüne koyarak kucağına alır. Çocuğu biri kucağına alıp, ezanı bir başkası da okuyabilir. Bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet okunursa, “Ümmü sıbyan” hastalığından korunmuş olur.) [Beyheki]

Çocuğa isim koyduktan sonra, salih bir evlat olması ve dine hizmet etmesi için, dua etmelidir. Peygamber efendimiz, (Ya Rabbi, bu çocuğu hayırlı ve salihlerden eyle ve onu güzel bir şekilde yetişmesini sağla) diye dua etmiştir.

Ebu Musel Eşari hazretleri, (Çocuğumu doğduğu gün Resulullaha götürdüm, adını İbrahim verdi) dedi. Amr bin Şuayb’ın dedesi ise, (Resulullah, yeni doğan çocuğa yedinci günü isim verilmesini ve akika kesilmesini emretti) dedi. [Tirmizi]

Buhari’de “Eğer akika kesilmeyecekse, çocuk doğduğu vakit isim konur ve ağzına tatlı bulaştırılır” deniyor.

Sual: Ece ve Ökkeş ismi uygun mu?
CEVAP
Müslümana yakışan isim koymalı.

Sual: Melis ismi Kur'an da geçiyor mu? Çocuğuma bu ismi vermemde bir sakınca var mıdır?
CEVAP
Melis kelimesi Kur'anda geçmez. Peygamber efendimizin yüz binden fazla arkadaşı vardı, bir tanesi hariç hiçbirinin ismi Kur'anda geçmez. Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, hiçbiri Kur'anda yoktur. Bir ismin Kur'anda geçmesi gerekmez. Büyük zatların ismini koymak, Peygamberlerin ismini koymak iyi olur. Çünkü her Peygamber her âlim, kendi isminde olan insana şefaat edecektir. Onun için ot ismi taş ismi koymamalı. Evliyanın, büyüklerin ismi konmalı. Melis ismi koymakta mahzur yoktur.

Sual: Samed ismi caiz mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: Azrail ismi caiz mi?
CEVAP
Mekruhtur.

Sual: Çocuğum doğduktan üç gün sonra öldü. Defnedileli birkaç ay oldu. İsim koymamıştık. Şimdi isim koymamız caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Muhammed ismi koymak mekruh mu?
CEVAP
Mekruh değil. Koyduktan sonra hürmet lazımdır.

Sual: Naziye, Oğuzhan, Furkan, Güneş, Kürşad, Yadallah, Kezban, Dudu, Yasin, Rauf, İrem, Melek, Kenan, Damra ismi caiz mi?
CEVAP
Caiz. Kâfir adından başkası caiz. Efdal olanı koymalı.

Sual: Ali Osman ismini koymak uygun mu?
CEVAP
Ali Osman ismi koymak iyidir.

Sual: Beş aylık iken doğup ölen çocuğa isim konur mu?
CEVAP
Canlı doğmuşsa, nefes almışsa, isim konur.

Kâfir ismi vermek
Sual: Almanya'daki bazı gençler, Alman veya başka gayrı müslimlerin isimlerini kullanıyorlar. Mesela ismi "Hasan" olan bir arkadaş, gayrı müslimler "Adın ne" diye sorunca "Adım Hans" diyor. "Hans" olarak çağırılmasını istiyor. Bir müslümanın kâfir ismi ile çağırılmasını istemesi caiz midir?
CEVAP
Caiz olmadığını İslam âlimleri bildirmektedir. Ehl-i sünnet âlimlerinin en büyüklerinden olan imam-ı Rabbani hazretleri, Hân-ı Hânân'a yazdığı mektupta buyurdu ki:

Ne kadar şaşılacak şeydir ki, kıymetli teveccühünüze kavuşmakla şereflenen şairlerden birinin, bir kâfir ismini soyadı olarak aldığını işittim. Bu alçak ismi acaba niçin aldı? Böyle isimleri almaktan, korkunç aslanlardan kaçmaktan, daha çok kaçmak lazımdır. Çünkü, bu isimler ve onların sahipleri, Allahü teâlânın düşmanlarıdır. Onun Peygamberinin düşmanlarıdır. Müslümanların, [ister Hristiyan olsun, ister Yahudi olsun, isterse kitabsız olsun bütün] kâfirleri düşman bilmesi emr olunmuştur.

Bu gibi pis isimleri, evladına koymamaları, her müslümana vaciptir. Ona söyleyiniz! Bu ismi değiştirsin! Onun yerine, müslümana yakışan bir isim koysun. Müslüman olana, müslüman ismini koyması yakışır. Allahü teâlânın sevdiği ve Onun Peygamberinin beğendiği, İslam dininde bulunmakla şereflenmiş bir kimsenin haline uygun da, ancak budur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette isimlerinizle ve babalarınızın isimleri ile çağırılacaksınız. Onun için güzel isimler alınız!) [Ebu Davud]

Dinsizlik alameti olan isimleri koymaktan kaçınmak her müslümanın vazifesidir. (1/23)

Sual: Nick name olarak prince (prens) king koymakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Kısa bir zaman için de olsa, kâfirlerin ismini koymak uygun değildir. Bu kelimeler yerine şehzade, sultan, hakan, bey, beylerbeyi gibi isimler konabilir.

Kötü isimleri değiştirmek
Sual: İsminin anlamı çok kötü olan birinin, nüfustan ismini değiştirmesi gerekir mi?
CEVAP
Nüfustan değiştirmek gerekmez. Ailesi ve çevresi yeni isimle çağırırsa mesele kalmaz. Zamanla herkes alışır ve daha sonra nüfus kaydından da kolayca değiştirilebilir. Hazret-i Âişe validemiz (Resulullah, çirkin isimleri değiştirirdi) buyurdu. (Tirmizi)

Asiye ve Âsıye
Sual: Asiye ismi uygun mu? Değiştirmek gerekir mi?
CEVAP
Asiye başka, Âsıye başkadır. Asi, uygun, elverişli demektir. Âsi, isyan eden demektir. İslam harfleriyle yazılışları da farklıdır. Asiye, Firavun'un hanımı olan Hazret-i Asiye'nin ismidir. Uygun, elverişli anlamına geldiği gibi direk, hüzünlü kadın anlamına da gelir. Âsıye ise, isyan eden anlamındadır. Bu bakımdan Asiye ismini değiştirmek gerekmez.

Muhammed ismi koymak
Sual: (Üç oğlu olup da birine benim ismimi koymayan, cahillik etmiş olur) hadisine uyarak çocuğa Muhammed ismi koymak uygun olur mu?
CEVAP
Bu zamanda gerekli hürmet yapılamayacağı için mahzurludur. Peygamber efendimizin isimlerinden olan Ahmet veya Mahmut yahut ecdadımızın koyduğu gibi Mehmet ismi konmalıdır. Muhammed ismi konursa, hürmette kusur edileceği için uygun olmaz. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Muhammed ismini koyduğunuz çocuğu dövmeyin ve iyilik edin!) [Bezzar]

(Muhammed ismini verdiğiniz çocuğa saygı gösterin, meclislerde ona yer açın ve ona karşı asık suratlı olmayın!) [Hatîb]

Çocuğun ismini peygamberler ve meleklerin adlarından koyunca, ismini söyleyerek o çocuğu kötülemek, ona küçültücü şey söylemek, onu aşağılamak caiz değildir. (Şir’a şerhi)

Zamanımızda gerekli hürmet gösterilmediği için Muhammed ismi yerine Mehmet konmalıdır.

Kıyamette, birini Cehenneme götürürlerken, Allahü teâlâ, (Ey meleklerim, o kulumu üzmeyin, onun benim yanımda bir iyiliği vardır) buyurur. Melekler, merak edip o iyiliğin ne olduğunu sorarlar. Allahü teâlâ (Onun ismi, benim Habibimin ismindendir. İsmi, Ahmed, Muhammed veya Mahmud olan mümin kuluma azap etmeye hayâ ederim) buyurur. (Riyad-ün-nasıhin)

Muhammed ismi
Sual: Muhammed isimli çocuğa Muhammed diye hitap etmek edebe aykırı mıdır?
CEVAP
Hayır, aykırı değildir, fakat tembel, huysuz gibi çirkin ifadeleri Muhammed ismiyle beraber kullanmak caiz olmaz. Tek başına bunları söylemenin, mesela yine o kast edilerek, (Bu tembeldir) demenin mahzuru olmaz. İsim söylenince hürmet etmek gerekir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Muhammed isimli çocuğa her yerde ikram edin, onu aşağılamayın!) [Hatib]

(Muhammed isimli kimseyi hakir görmeyin, onu mahrum etmeyin! Onun bulunduğu bir evde, bir yerde bereket vardır.) [Deylemi]

Bunun için saygıda kusur olmasın diye, ecdadımız Muhammed ismini Mehmed şeklinde kullanmıştır.

İsim koyarken ezan okumak
Sual: Çocuk yeni doğunca isim konurken kulağına ezan okumak gerekir mi?
CEVAP
Ezan okumak iyidir. Çünkü Peygamber efendimizin, Hazret-i Hasan doğduğu zaman kulağına ezan okuduğu hadis kitaplarında yazılıdır. (Tirmizi)

[İsmini koyacak kimse, çocuğu yastık gibi yumuşak bir şey üstüne koyarak kucağına alır, yavaşça sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet okur. Sonra kulağına ismini söyler. Çocuğu biri kucağına alıp, ezanı bir başkası da okuyabilir.]

Bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Yeni doğan çocuğunun sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet okunursa, "Ümmü sıbyan" denilen hastalıktan korunmuş olur.) [Beyheki]

Allah’ın Ganî ismini kullanmak
Sual: Hak Sözün Vesikaları kitabında, (Allahü teâlânın, yalnız kendine mahsus olan üç sıfatı, kibriya, ganî olmak ve yaratmaktır) deniyor. Bu duruma göre, (Allah ganî ganî rahmet etsin) veya (Ganî gönüllü) demek yahut çocuklara Ganî ismini koymak caiz midir?
CEVAP
Ganî [el-Ganiyy] Allahü teâlânın 99 isminden biridir. Hiç kimseye muhtaç olmayan, herkesin ona muhtaç olduğu zat demektir. Bu mânâda elbette isim olarak kullanılmaz. Zengin mânâsında, çocuklara Ganî ismini koymak caizdir, ama Ganî olan Allah’ın kulu mânâsında, Abdülganî koymak daha güzel olur.

Hadis-i şerifte, Eyyüb aleyhisselam, üstüne yağan altın çekirgeleri toplamaya başlayınca, Allahü teâlânın (Seni, ganî kılmamış mıydım?) buyurduğu bildiriliyor. Yani (Seni zengin etmiştim) deniyor. Bir hadis-i kudside ise, (Allahü teâlâ, sizden ganîdir) buyuruluyor. Yani (Allahü teâlâ çok zengindir ve size muhtaç değildir) deniyor. Buradan insanlara da, ganî denebileceği anlaşılıyor.

İslam Ahlakı kitabında, (Vacib olarak kurban kesebilmek için şu üç şart lazımdır: Müslüman ve akıl baliğ olmak, mukim olmak, kurban nisabı miktarı ganî olmak) deniyor. Burada da ganî olmak, zengin olmak mânâsında kullanılmıştır.

Ganî; zengin, varlıklı ve bol gibi manalara gelir. Ganî gönüllü, eli bol, cömert demektir. Ganî ganî, bol bol demektir. (Ganî ganî rahmet etsin!) demek, (Bol bol rahmet etsin!) demektir.

Aslan ismi
Sual: İnsanlara, Esed, Aslan gibi hayvan ismi koymak caiz mi?
CEVAP
Caizdir. Çünkü hakaret kastıyla konmuyor. Birine öküz dense hakaret olur da, öküzün daha küçüğü olan tosun dense hakaret olmaz. (Tosun gibi çocuk) dense hakaret sayılmaz. Tarihte Tosun isimli şahıslar vardı. Meşhur Tosun paşa, Kavalı Mehmet Ali Paşanın oğluydu.

Evliya zatlardan Esed isimli olanlar vardır. Mesela, Ubeydullah-i Ahrar hazretleri zamanında yaşayan Muhammed Esed bunlardan biridir. Hazret-i Ali’ye Esedullah yani Allah’ın aslanı denir. Budin Beylerbeyi Arslan paşa ve Selçuklu sultanının ismi de Alparslan idi.

Övücü isimler koymak
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Reşid, Emin ismini vermemeli. Muhiddin, Nureddin gibi isimler de, yalan ve bidat olur. Fâsıkları, cahilleri, mürtetleri böyle isimlerle çağırmak mekruhtur. Çünkü bunlar, övücü isimlerdir. Mecaz olarak da söylenemez. Kendi çocuklarına, bu isimleri uğurlu olmak için koymak caiz olur denilmiştir. Salih oldukları meşhur olan âlimleri bu isimlerle zikretmek caiz ve faydalıdır) deniyor. Sonu din ile biten isimleri koymamak mı gerekiyor? Mesela şu isimler konamaz mı? Cemaleddin: Dinin güzeli. Fahreddin: Dinde övülmeye layık. Feridüddin: Dinin en üstünü. Hayreddin: Dinin hayırlısı. Seyfeddin: Dinin kılıcı. İmadeddin: Dinin direği. Mecdeddin: Dinin büyüğü. Sadeddin: Dinin mübarek kişisi. Siraceddin: Dinin kandili. Şecaeddin: Dinin kahramanı. Şemseddin: Dinin güneşi. Şerafeddin [Şerefüddin]: Dinin şereflisi. Şihabeddin: Dinin parlak yaldızı. Taceddin: Dinin tacı.
CEVAP
(Müslüman olan kimse, çocuklarına bu isimleri koyabilir) ve (Salih zatları bu isimlerle anmak faydalıdır) deniyor. Bid’at ehli ve mürtetlerin isimleri güzelse, onları bu isimlerle anmamalı. Mesela Muhammed Abduh demeyip, sadece Abduh demeli veya M. Abduh diye yazmalı. (M harfi nedir?) diye sorulursa, (Mason kelimesinin kısaltması) denebilir.

Mezhepsizler, mason Abduh’u övdükleri gibi, Vehhabiliğe zemin hazırlayan İbni Teymiye’yi de, takiyyeddin ve şeyhülislam diye övüyorlar. Ehl-i sünnet olan, bunlara itibar etmemelidir.

İsim koyarken
Sual: (Rumeysa, Bekir, İrem, Kezban, Gülsüm gibi isimler çocuklara konmaz. Ayrıca Cebrail, İsrafil, Azrail gibi melek isimleri ile Resul ve Nebi isimlerini de koymak mekruhtur) diyen ilahiyatçıya, Diyanet yetkilisi, (Bunlar, topluma ve tarihe mal olmuş önemli isimlerdir. İlahiyatçının sözü, kastını aşan zorlama bir yorumdur ve son derece yanlıştır) diye çıkıştı. Hangisi doğrudur?
CEVAP
Bir ismin mânâsı güzel olmasa da, eğer büyük bir zatın ismi ise, böyle bir ismi çocuklara koymanın hiç mahzuru olmaz. Hattâ bu ismin sahipleri, kendi isminde olanlara şefaat eder.

Resul ve Nebi; elçi, haberci, müjdeci gibi mânâlara gelir. Bu mânâ da koymanın hiç mahzuru olmaz. Peygamber isimlerini çocuklara koymak caiz olduğu gibi, meleklerin isimlerini de koymak caizdir. Peygamberler meleklerden üstündür. Peygamber ismi gibi melek ismi de caizdir.

İrem, Şeddad isimli bir kâfirin bahçesinin adıysa da, bahçenin suçu ne? Bazı eriklere, papaz eriği deniyor. Bu mantığa göre, böyle erikler yenmez mi?

Kezban ismi Farsçadır. Kâhya kadın, bir daireyi idare eden kadın demektir. Ked-banu isminden gelmektedir. Her ne kadar Arapçada yalancı mânâsına gelirse de, Farsçadan geldiği için konmasında mahzur yoktur. İlahiyatçının sözü yanlıştır. Diyanet yetkilisi ise, çıkışmakta haklıdır.

Peygamber ve melek ismi
Sual: Çocuklara, Peygamber efendimizin Muhammed ismini, Cebrail, Mikail, Rıdvan gibi melek isimlerini koymak mekruh mudur?
CEVAP
Hayır, mekruh değildir. Bir hadis-i şerife dayanarak bazı âlimlerin mekruh demesi, bu isim söylenerek hakaret edilmemesi içindir. Çünkü din kitaplarında deniyor ki:
Çocuğa peygamber ve melek ismi konunca, o çocuğa ismini söyleyerek hakaret etmek, sövmek caiz değildir. Çünkü bundan, o ismi aşağılama mânâsı çıkabilir. Ancak ismini söylemeden, (Sen şöylesin, sen böylesin) denebilir. (Şir’a şerhi)

İmam-ı Mâlik hazretleri, bu yüzden Yâsin, Cebrail, Azrail gibi isimlerin çocuklara konmasının mekruh olduğunu bildirmiştir. Osmanlılar, Muhammed ismini de Mehmed olarak koymuşlardır. Hakaret edilmeyecek olsa, bu isimleri koymanın mahzuru olmaz. Nitekim asırlardır ecdadımız, Mehmed, Mikail, İsrafil isimlerini çocuklarına koymuşlardır.

Hürmet edilmeyebilir diye, bu isimleri koymamak iyi olur. Mesela çocuğa Azrail ismi konsa, (Çekilin Azrail geliyor) veya Cebrail konsa, (Bana Cebrail geldi, vahiy getirdi) diye alay edilebilir. Böyle mübarek isim konmuş çocuklara, üzücü bir şey söylerken, hakaret olmasın diye, ismiyle söylemeyip, (Sen tembelsin, o yaramazdır, şu hırsızdır) gibi işaret zamirleriyle söylemelidir.

Efe ismi
Sual: (Efe ismi uygun değildir) deniyor. Neden uygun değildir?
CEVAP
Efe, yiğit, köy yiğidi ve zeybek anlamına geldiği gibi, kabadayı anlamına da gelir. Efelenmek tâbiri de buradan geliyor. Efe kelimesinin daha başka mânâları da vardır. Genelde yiğit anlamında kullanıldığı için, Efe ismi mahzurlu değildir.

Güzel isimli bozuk kimseler
Sual: Daha önce din büyüklerinin de koydukları, mânâsı uygun olan bir isim, sonra dinsiz, mezhepsiz kimselere de konularak, o kötü kimselerin ismiyle meşhur olsa, yani o isim duyulunca bozuk kimseler ve kötülükleri hatırlanıyorsa, o ismi çocuklara koymak uygun olur mu?
CEVAP
Mezhepsizleri veya dinsizleri hatırlatan isimleri koymamalı. Müslümanların nefretine sebep olacak işlerden uzak durmalıdır.
Çocuklara güzel isim koymalıdır
Sual: Çocuklara isim koyarken ve büyüklere de bir lakap takarken, kötü, çirkin, aşağılayıcı isim koymak ve lakapları takmak dinimizce uygun olur mu?
Cevap: Müslümana kötü isim takmak veya başkasının taktığı kötü ismi söylemek caiz değildir. Soyadı ve müstear isim koymak caizdir. Hadîs-i şerifte;
(Kötü ismi olan, bunu güzel isme çevirsin!) buyuruldu. Mesela, Âsıye ismini, Cemile yapmalıdır. Müslümana güzel isim takmak caizdir. Çocuğuna, övücü isim koymamalıdır. Mesela Reşit, Emin ismini vermemelidir. Muhyiddîn, Nûrüddîn gibi isimler de, yalan ve bidat olur. Fasıkları, cahilleri, mürtetleri böyle isimlerle çağırmak mekruhtur. Çünkü, bunlar, methedici, övücü isimlerdir. Mecaz olarak da, söylenemezler. Kendi çocuklarına, bu isimleri tefeül ederek, uğurlu olmak için koymak, caiz olur denilmiştir. Salih oldukları meşhur olan âlimleri, evliyayı bu isimler ile zikretmek caiz ve faydalıdır. İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Çocuğa konulacak isimler arasında en efdal olanı, Abdullah, sonra Abdurrahman, sonra Muhammed, sonra Ahmet, daha sonra İbrahim’dir. Allahü teâlânın isimlerinden olan Ali, Reşit, Aziz gibi isimleri de koymak caizdir. Fakat, bu isimleri söylerken hürmet etmek lazımdır. Bilerek hürmetsizlik eden kâfir olur. Mesela, ismi Abdülkadir olana, Abdülkoydur demek, Hasan yerine Hasso, İbrahim yerine İbo demek, bu isimlerle alay etmek olur. Bu isimlerle alay etmek niyet edilmezse, küfür olmaz ise de, küfre benzeyen şeyi söylemekten sakınmak lazımdır. Çocuk, dünyaya gelip, hemen ölse, ismi koymadan defnedilmez. Abdünnebi ismi caiz ise de, koymamak ihtiyatlı olur.”
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, vaazlarında;
“Veledin, çocuğun, valideyni yani ana, babası üzerinde üç hakkı vardır: Doğduğunda Müslüman ismi koymak. Akıllı olunca, kitabet, yazı, ilim ve sanat öğretmek. Baliğ, erginlik çağına ulaşınca, dini ve ahlakı güzel bir Müslüman bulup, bununla hemen evlendirmektir” buyururdu. Oğlunu ve kızını, dinin emirlerine göre yetiştirip evlendiren ana-baba, akraba ve komşular çok sevap kazanırlar.
 

AD VE İSİM KOYMAK

İsim vermek. Yeni doğan çocuğuna güzel bir isim koymak, öncelikle babanın sonra annenin görevlerindendir. Konulan ismin, güzel bir mânâsının olması, İslâm inancına ve hükümlerine uygun olması gerekir. İslâm'da çocuğa genellikle doğduğu gece isim verildiği gibi, doğumunun üçüncü veya yedinci gününde ad konulmaktadır. Rasûlullah (s.a.s.), oğlu İbrâhim dünyaya gelince: "Bu gece bir oğlum doğdu; ona atam İbrâhim'in adını verdim." buyurmuşlardır. Bu hadis, ismin ne zaman konacağı hususunda önemli bir delildir. (Ebû Dâvud, Cenâiz, 24) Ayrıca bir kimseye birden fazla isim verilebileceği de yine Rasûlullah (s.a.s.) belirtilmiştir. (Buharî, Menâkıb, 17; Müslim, Fezâil, 124).

Anlamı İslâmî akîdeye uygun olmayan, dinin yasakladığı bir anlam taşıyan isimlerin çocuklara verilmesi uygun değildir. Hz. Peygamber (s.a.s.) yeni Müslüman olanların şirk dönemindeki isimlerini değiştirmez, genellikle aynen bırakırdı. Ancak bu isimler arasında, mânâsı çirkin veya Allah'tan başkasına kulluğu ifâde edenler varsa, meselâ müşriklerin taptığı putlardan biri olan Uzzâ'nın kulu anlamındaki Abdüluzzâ, Kâ'be'nin kulu anlamındaki Abdülka'be ve benzeri isimleri genellikle, Allah'ın kulu mânâsında Abdullah veya Rahman'ın kulu mânâsında Abdurrahman gibi isimlerle değiştirirdi. Kesmek anlamına gelen Sarim ismindeki bir sahâbinin ismini de, mutlu anlamına gelen Saîd; Berre olan bir kadının adını Zeyneb olarak değiştirmiştir. (Buhârî, Edeb, 108; Ebû Dâvud, Edeb, 62; İbn Mâce, Edeb, 32) Ayrıca, Firavun ve Kârun gibi zulüm ve küfür önder ve sembolleri olan isimlerin verilmesi de İslâm'da yasaktır.

"Allah katında isimlerin en güzeli Abdullah ve Abdurrahman'dır." hadisi (Buhârî, Edeb, 105-106; Müslim, Âdab, 2; İbn Mâce, Edeb, 2; Tirmizî, Edeb, 64; İbn Hanbel, II, 24, 128) isim koyma hususunda İslâm'ın genel prensibini belirlemektedir. Çocuklarımıza vereceğimiz isimler, Allah'a kulluk ifâde eden, İslâmî gayelere ve insan haysiyetine uygun, çevremizdeki insanların genellikle hoşlanacakları, kulağa hoş gelen, İslâm büyüklerinden hâtıra kalan mânâsı güzel olan isimlerden herhangi biri olabilir. Daha önceden pek duyulmamış diye, yapmacık ifâdeler taşıyan, İslâm toplumunda hiç kullanılmayan uydurma ve müslüman olmayanlara ait isimlerin çocuklarımıza ad olarak verilmesi doğru değildir. Çünkü, Rasûlullah (s.a.s.) "Kıyâmet gününde babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Bu bakımdan çocuklarınızın isimlerini güzel koyunuz." (Ebû Dâvud, Edeb, 61; İbn Hanbel, V, 194) buyurmuştur.

Akif KÖTEN

Yargıtay’dan emsal karar: Çocuğa ismi anne baba birlikte koyar

Yeni doğan bebeğe isim verme konusunda çıkan anlaşmazlığa Yargıtay'dan emsal karar çıktı. Davacı kocanın temyiz müracaatı üzerine Yargıtay, mahkeme kararını bozarak "Çocuğun adını ana ve babası koyar" dedi.

Yayınlanma: 09:49 - 24 Mart 2018 Güncellenme:

Yargıtay’dan emsal karar: Çocuğa ismi anne baba birlikte koyar

Yıllardır süregelen yeni doğan çocuğa isim koyma tartışması Yargıtay’ın son kararıyla yeni bir boyut kazandı. İstanbul Beykoz’da ikamet eden çiftin, 2016 yılında bir çocuğu dünyaya geldi. Çift, bebeğe isim verme konusunda anlaşmazlığa düştü. Doğumdan bir hafta sonra anne, gizlice nüfus müdürlüğüne müracaat edip bebeğe istediği ismi koydu. Bebeğe isim koyulduğunu öğrenen baba ise büyük şok yaşadı. Çocuklarına sadece annenin isim veremeyeceğini belirten koca, durumu yargıya taşıdı.

Beykoz 1. Aile Mahkemesi’nde ifade veren davacı baba, çocuğa annenin kendisine haber vermeksizin isim koyduğunu, çocuğun adına anne ve babanın uzlaşması ile karar verilebileceğini belirterek, Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesine göre hakimin bu konuda müdahalesini talep etti. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun ilgili maddesine göre doğum bildiriminin anne tarafından yapılabileceğine dikkat çeken mahkeme, annenin ortak çocuğa tek başına ad koymasında yasal bir engel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.

“Çocuğun adını ana ve babası koyar”

Öz çocuğuna isim vermekten mahrum kalan baba ise mahkeme kararını temyiz ettirdi. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Annenin, babadan habersiz çocuğa isim koyması ve nüfusa tesçil ettirmesi halinde çocuğun babasının hakimden müdahale isteyebileceğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, “Taraflara ait nüfus kaydı kapsamından; tarafların 2014 tarihinde evlendikleri, ortak çocuk 2016’da doğmuştur. Davalı annenin doğumdan bir hafta sonra nüfus müdürlüğüne başvurusu ile çocuğun isminin nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 339/5 maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine dair önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Mahkemenin gerekçesine esas aldığı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda çocuğun adının konulmasına dair bir düzenleme olmayıp, Kanunun 15/5. maddesinde doğum olayının bildirilmesi düzenlenmektedir.

Yasal gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere; çocuğu diğer kişilerden ayıran onun kişi olarak ifade edilmesini sağlayan, aynı ailedeki kişileri birbirinden ayırt etmeye yarayan bir kavram olan çocuğun adını ana ve babası birlikte koyarlar. Ancak, ana ve babanın, velayet hakkının kapsamı içerisinde yer alan çocuğun adı konusunda anlaşmazlığa düşmeleri halinde, ana ve baba ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. O halde; mahkemece tarafların gösterdikleri deliller usulüne uygun şekilde toplanıp taleple ilgili olarak, Türk Medeni Kanunu’nun 195. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Kararın oybirliği ile bozulmasına karar verilmiştir” denildi.

(İHA)

aileannebabaBeykozÇocukdavaevlilikHaberistanbulmahkemeYargıtay

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası