murat menteş sözleri tumblr / Murat Menteş Sözleri Etkileyici Sözleri ve Mesajları

Murat Menteş Sözleri Tumblr

murat menteş sözleri tumblr

Murat Menteş Sözleri

Sayfa İçeriği: Murat Menteş Sözleri, Murat Menteş Güzel Sözleri, Murat Menteş Ünlü Sözleri, Murat Menteş Sözleri Twitter, Murat Menteş Sözleri 2019, Murat Menteş Sözleri Facebook, Murat Menteş Şiirleri

1974 yılında İstanbulda doğan ünlü şairlerimizden biri olan Murat Menteş Sözlerini sizler ile buluşturuyoruz. Beğendiğiniz Murat Menteş Şiirlerini Twitter, Facebook gibi hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.

Murat Menteş Sözleri

Editörün Seçimi: Bekar bir adam asla pişirmesi, yemesinden uzun süren bir yemek hazırlamaz! (Murat Menteş)


- Hayat nasıl gidiyor?
- Yaşayan birisine sor.


Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri,ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.


Başkaları hakkında bilir bilmez, ileri geri konuşanlara ne demeli?
Mertlik, insanların günahlarını, ayıplarını görmemektir.


Ah yolundan etmiyor kimseyi artık
Bir elma ağacının selam verişi
nedir bu zamanın çürümeye bıraktığı meydan saati
hani biz bir ses bekliyorduk
seslenince bizi bir sesleniş kılacak
bulutlar herşeyi biliyor
bu yüzden yok olana dek ağlıyorlar.


”Gökyüzündeki bir kuşu köşeye sıkıştıramazsın.”


”Bir insana değer vermenin bedeli ağırdır.”


”Hayal ile rüya arasındaki mahmur boşluktayız.”


Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil; tarihini, müzigini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.


Bekar bir adam asla pişirmesi yemesinden uzun süren bir yemek hazırlamaz.


Biz bu çağın fiyakalı kaybedenleriyiz.


Kalbinizde olup da hiç kimseye anlatamadığınız, dile getirilmesi imkansız bir şey var ya; işte Allah onu biliyor, üzülmeyin. / Murat Menteş


"Dünyanın neresine gidersem gideyim gönlümün başkentinde oturanla bağlantımı koparamıyorum."


"İlk aşk unutulmazmış,peki ya son aşk?Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası?Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi bus ürün boş mu sanıyorsunuz?"


Yapabildiğim tek spor bu: Çay karıştırmak.


Birini takip etmenin en iyi yolu, onun önünde yürümektir. Kimse önündeki kişi tarafından takip edildiğini aklına getirmez.


-"Nasılsınız efendim?"
-"Bu bir sır"


“Yanlış çağda yaşamanın stresi içerisindeyim.”


“Enteresan ? Değişerek aynı kalmayı nasıl başardınız ?”


Bu dünya acımasız bir yer, tamam mı; bana inanmıyorsanız televizyon seyredin.


Aşk birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir.


Herkes hak ettiği cezayı bulsa dünya altüst olur.


Başını omzuma yasladı. Ve evrendeki tüm taşlar yerine oturdu.


Hayatında hiç sevgi olmayan insanlar nefret eder.


İki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. Dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz. Aşk adil değildi. Demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. Dahası istikrar ve kalıcılıktan da nasipsizdi. Sana en şiddetli tokadı patlatacak olan eli okşamaktan ibaretti!


Kendimi bazen yarım kalmış bir proje ,bazen de gerçekleşmiş bir felaket senaryosu gibi hissediyorum.


Duaların kabul olsun istiyorsan, başkaları için dua et.


- Pinokyo yalanın sembolüdür.
- Yanılıyorsun Şebnem... Pinokyo, insan olma çabasını temsil eder.


Yağmurdan sonra mezarlık, ölüler parfüm sıkmış gibi kokuyor.


Kendime "siz" diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.


"İbo" diye çağrılmaktan hiç hoşlanmazdım, bu kesin fakat işte adımın akçe ile sigortalanmış olması da canımı sıkıyordu.


Son bir şey... Bu çağda önceliğimiz ne olmalı sizce?
Aklına mukayyet olmalısın dostum, asıl tehlike aklını kaçırmak
.


Aşka inanıyor musunuz?
Aşk, gerçekliğin ilk ışıklarıyla dağılacak bir sistir.


"Başkalarının benim hakkımda ne düşündüğünü 'önemsemeyerek' ömrümü on yıl uzattım."


"Kitaplardan vazgeçmeyin. Zerre kadar aklı olan herkes kitapların iyi olduğunu bilir."


Babamdan o kadar korkuyorduk ki, ondan nefret edemiyorduk. Büyüyünce de insanın gönül kırıklığı ağır basıyor, yine nefrete sıra gelmiyor. [Korku, beraberinde daima başka şeyler de getirir: Dilimdeki tutukluğa da babamın terörü sebep olmuştu kuşkusuz.


”Gözlerindeki ayet derinliğini, hayrına tefsir etsen ya?”


”Aşka inanıyorsanız, kadere de inanmalısınız.”


”Başınıza yalnızca harika şeyler gelmişse, cesur olamazsınız.”


”Nefsini terbiye etme kararındaysan önce nefesini düzenle.”


”Doğru, ancak yalanların sürekli desteği sayesinde ayakta durabiliyor.”


”Ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal kırıklığının annesidir.”


”İnsanların çoğu; yalnızca güç yetiremediği, beceremediği ve elde edemediği şeylere değer verir.”


”Tamam, aşk sonsuzluğa heveslendirirken imkansızlığa hapseder.”


”İki insan birbirine ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın, aralarında sonsuz bir mesafe vardır.”


”İnsan, aynadaki yansısı ve yerdeki gölgesi arasında ikamet eder.”


”Âşık olunca hayatın anlamına yaklaştığımızı zannederek mantığın sınırlarından dışarı çıkarız.”


”Bazı şeylerin anlamı ortaya çıktığında, o şeylerin kendileri çoktan yitmiş oluyor Şebnem. Biz aslında kaybettiklerimiziz.”


”Evlilik dediğin, kadınlara dırdır etme yetkisi, erkeğe de somurtma imtiyazı veren kutsal bir bağdır.”


Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına sahibizdir.


Bu kitapta anlatılan olayların hepsi gerçektir, fakat hiçbiri henüz cereyan etmemiştir.


Elli yaşındaki bir adam kendini otuz yaşında hissediyorsa, yirmi yılını boşa harcamıştır.


Dostlarımız; biz caddenin kenarında alevler içinde yanarken, karşıya geçip üstümüze işemeye üşenen kimselerdir.


Hani insan bazen gökte yabancı bir cisim görür de gözlerine inanamaz ya, yanındakine, "Benim gördüğümü sen de görüyor musun?" diye sorar. Ben de seninleyken gözlerime inanamıyordum. Kulaklarıma inanamıyordum. Vücudumdaki hiçbir hücreye inanamıyordum. Kimseye soramıyordum da "Benim gördüğümü sen de görüyor musun?" diye.


Hayatta sevmem dedin ya, bunun bir de öteki dünyası var, umutlanıyor işte insan.


Kendimizi, parayla değil, okuyarak, öğrenerek, seyahat ederek, merakla, bilgiyle zenginleştirebiliriz. / Murat Menteş


Seni unutma fikri bile sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde. Senden kaçış varsa bile kurtuluş yok. / Murat Menteş


Aşk, gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur. / Murat Menteş


Günahkarlar, hoşgörülü ve özgürlükçüdür çünkü empati kurmalarına bir engel yoktur. Pişmanlık, bir aydınlanma anıdır ve tövbe hem bir psikolojik analiz, hem de kendini bilmenin ideal görünümüdür. Şükür, güzellikleri keşfetmeye yönelik dikkatin gelişkinliğidir. Ayrıca, zamanla tatlanan acı hatıralar ile unutulan mutluluklar arasındaki farka denk gelen saçmalığı telafi eder. / Murat Menteş


"Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil,müziğini,coğrafyasını,edebiyatını,fiziğini,beslenme çantasının içindekileri,hayat bilgisini de değiştiriyor."


"Aptallar kötüleri zeki zanneder."


"Birini takip etmenin en iyi yolu,onun önünde yürümektir.Kimse önündeki kişi tarafından takip edildiğini aklına getirmez."


"Sistem ve kurumların öncelikli fonksiyonu kendini korumaktır,insanı değil. Aksi takdirde yozlaşamazlar..."


"Hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. Tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın."


''Evlilik,kazandığına pişman olacağın bir oyundur.''


Evlenmek erkeğin intiharıdır.


Ruhumun selameti, pamuk ipliğine bağlı. Niyetim muğlak, vaziyetim muallak, akıbetim meçhul. Bekleyip göreceğiz.


Gustave Flaubert'in de dediği gibi "Geceyarısından sonra yapılan her şey edebe aykırıdır."


Bir tımarhanem olsaydı, seni hasta kabul servisinden içeri sokmazdım.


Tüm insanlığa kahve ısmarlamak... Aklımdan geçen bu.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz

Ruhi Mücerret- Murat Menteş

Murat Menteş’in merakla beklenen yeni romanı “Ruhi Mücerret”i  okuyangillerdenim. Sizi uyarıyorum; bu romanı toplum içinde okumayın! Aksi takdirde tam 100 yaşındaki “antikahraman kahramanın” maceralarına yüksek sesle güldüğünüz için deli muamelesi görebilirsiniz…

image

Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varımın yazarı Murat Menteşten doludizgin bir roman daha!

Murat Menteş ismini biz kitap severler Korkma Ben Varım, Dublörün Dilemması ve Garanti Karantina gibi kitaplardan tanıyorlar. Sıradışı kitaplar dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan yazar kendi tarzında yeni bir kitap olan Ruhi Mücerret ile yine okurlarının karşısına çıkıyor.

April yayınevi imzası ile sunulan kitabın ilk olarak kapağı dikkatinizi çekiyor. Rekli ve merak uyandıran kitap kapağına kapılıp kitabı almanız bir oluyor.

image

Dahası sonra kitabın arka kapağı sizi etkiliyor. Bilmediğiniz isimlerin acayip maceraları varmış hissi uyandıran kapak sizi daha da meraklandırıyor ve okumaya koyuluyorsunuz.

Kitabın içi ise mükemmel sözler saklıyor. Okudukça açılıyor, açıldıkça ben bu cümleyi not edeyim twitter ya da facebook’ta paylaşırım diyorsunuz. Öyle bir kitap işte varın gerisini siz düşünün…

Kitap raflarında değişik kapağını gördüğümde ilgimi çekti Ruhi Mücerret.

image

Hepimizin evinin konuğu olmuş; siyah beyaz televizyonun karlı ekranı vardı kapakta. Kapağı hareket ettirdikçe önce Orhan Baba'nın görüntüsü, sonra da Amerikan filmlerinden bir sahne beliriyordu ekranda.

Almalıydım bu kitabı. Çok şey vardı kitabın anlatacağı.

Beklentilerim 70'li yıllarla ilgili bir kitap olmasıydı.

İtiraf etmeliyim Ruhi Mücerret beklentilerimin çok üzerine çıkan bir roman oldu. Murat Menteş'i zaten severim; daha da çok sevdim.

Son dönemde yaşadığım olumsuzlukların üzerine çok iyi geldi bu kitap. Keyifle okudum.

image

Kitaptan sevdiğim cümlelerden :

“ Geçmişte yaşanan her şey kısa sürmüş demektir .”

“ Uzadıkça kısalan şey nedir? Ölümdür. ”

“ Merhamet, cömertlik, muhabbet, çalışkanlık, tevazu, sadakat ve cesaret. Bunlaın hepsi karşılıksızdır. İnsanı mebbet tesellisizliğe mahkum eder. Zehirler. Ve tabii ki öldürür.”

” Dünyayı değiştirme kapasitesine sahip kişiler, genellikle hayatta kalma konusunda beceriksizdirler".

“ Hayat, satrancın aksine, şah mattan sonra da devam eder.”

image

Romanın kurgusunu, konusunu hiç anlatmıyorum. Ruhi Mücerret, anlatılacak değil; okunacak bir kitap çünkü.

Roman karakterleri içinde en çok 100 yaşındaki İstiklal Gazisi Ruhi Mücerret'i sevdim ben. Murat Menteş okurları bu kitabı kaçırmasınlar derim. Henüz yazarı tanımayanlar için Ruhi Mücerret şahane bir başlangıç olabilir.

Gelelim arka kapaktan kesitlere;

Sıkı tutunun!

İstiklal Harbinin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor?

Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİyi haklayabilecek mi?

Mabet filozofu AVNİ VAVdan daha neler öğrenecek?

NAZLI HİLALe, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak?

Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?

image

Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor?

Depremde yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİyi unutmayıp da ne yapacak?

Marifetli afet FUJER FUJİden kaçarken neye yakalanacak?

Kan kanseri yeğeni OZANı hangi parayla tedavi ettirecek?

Alınyazısındaki boşlukları neyle dolduracak?

İntiharın eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek?

image

Ziyadesiyle kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvende

trenler gemilere çarpıyor.

İstiklal Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor.

Şakaklar matkapla deliniyor.

Uçaklar düşüyor.

Kaybedenler şampiyon oluyor.

Ölüler diriliyor.

Serseri kurşunlar uçuşuyor.

Ve reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!

“100 yaşından küçükseniz, bu romanı mutlaka okuyun!”image

http://www.youtube.com/watch?v=-VmZSLP0cQo

Sayfalar arasından düşen notalar

Okuduğum kitapların içinden geçen şarkılar

Televizyonda, Najat al Saghira [نجاة الصغيرة ] Ana Baacha al Bahr’ı [انا بعشق البحر] söylüyordu. Bu şarkıyı dinleyen herkes, beş dakikalığına da olsa aşkı tatmış demektir.

Murat Menteş, Ruhi Mürret - April Yayıncılık 2013

 

Robert Maxwell - Ebb Tide

Tam o sırada Robert Maxwell, “Ebb Tide’‘ı çalıyordu. Denize gitmeyi nasılda canım çekti! Kumsalların kokusunu duydum; kıyıda patlayan dalgaların sesini, martıların uçuşunu hayal ettim; buz gibi bira kutularını düşledim.

Haruki Murakami, Zemberekkuşu'nun Güncesi - Doğan Kitap 2005

The StereoAction Orchestra - Norwegian Wood (1970)

Uçak, pistte durdu, sigara içme yasağını belirtir ışıklar söndü ve tavandaki hoparlörlerden tatlı bir müzik yayılmaya başladı: Beatles topluluğundan, sıradan bir orkestranın pey baygın biçimde yorumladığı, ’‘Norwegian Wood“ ezgisiydi bu. Bu şarkı, her zaman olduğu gibi, yine beni çok duygulandırdı. Hatta bu kez beni daha da derinden altüst ettiğini söylemeliyim.

Haruki Murakami, İmkansızın Şarkısı - Doğan Kitap 2004

Nat King Cole - Pretend

Yılbaşına yakın bir aralık gününde Şimamoto'yla salonlarında oturuyorduk. Her zamanki gibi, kanepede, plak dinleyerek. Annesinin dışarıda bazı işleri vardı ve biz yalnızdık. Bulutlu, karanlık bir kış günüydü. Güneş ışıkları, toz kümesiyle karışmış kalın bulut tabakasının içinden güçlükle parıldıyordu. Her şey kasvetli ve kıpırtısız görünüyordu. Alacakaranlık yaklaşıyordu ve oda neredeyse gece gibiydi. Parafin ısıtıcı cılız ışığıyla bütün odayı kaplıyordu. Nat King Cole “Pretend’‘i söylüyordu. Tabii ki İngilizce şarkı sözlerinin ne anlama geldiğine dair bir fikrimiz yoktu. Bizim için daha çok birer ilahi gibiydiler. Ama şarkıyı seviyordum ve o kadar çok duymuştum ki ilk mısralarını taklit edebilirim:

                  Pretend you’re happy when you’re blue
                  It isn’t very hard to do.

Haruki Murakami, Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında - Doğan Kitap 2007

Elton John - Sacrifice

sacrifice

bugün bir abajur aldım sana
eve geldim
yatağın hep sol tarafında yatardın
sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu
bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi
Işığında bir mektup yazdım sana
teypte elton john'dan sacrifice

küçük İskender, periler ölürken özür diler - YKY 1994

Styx - Boat on the River

Koşarak bir kumsala giderim, ateş yakarım, gitarımla “Boat on the River’‘ı söylerim ya da sevdiğim kızın gözlerinin içine bakarak derim ki: ”Sarmaş dolaş kollarımda olmanı bekleyemem!“

Barış Bıçakçı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz - İletişim Yayınları 2004

Tindersticks - Let's Pretend

”Bu kız kemanları duymuyor! Yemeğe girişme, lahmacun alıyoruz!”                                                               Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı

Nick Cave & The Bad Seeds - As I Sat Sadly By Her Side

“sardunyaların, mor şebboyların suyunu vermek için bahçeye çıkıyorum,
dilimde sabahtan beri dolanan bir şarkının sözleri:
‘as i sat sadly by her side. as i sat sadly by her side… at the window through the glass.’”

Birhan Keskin, Dümen Suyu - Ba/Metis Yayıncılık 2005

Tumblr theme by Theme Anorak

kismiasosyal: “🌈🌌 ”

+Kafandaki sorunlarla meşgulsün herhalde?


- Sorun kafamın kendisi.

NECİP MAHFUZ
(via kismiasosyal)

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.