mustafa kemal harp akademisinden hangi rütbe ile mezun oldu / Atatürk'ün hayatı

Mustafa Kemal Harp Akademisinden Hangi Rütbe Ile Mezun Oldu

mustafa kemal harp akademisinden hangi rütbe ile mezun oldu

Mustafa Kemal Atat&#;rk'&#;n İlk Askeri G&#;rev Yeri Neresidir?

Haberin Devamı

Mustafa Kemal Atatürk'ün İlk Askeri Görev Yeri Neresidir?

Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihte ilk olarak görev yeri Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle yılında gerçekleşmiştir. Günümüzde ile yılları arası Manastır Askeri İdadi’sini bitirerek, İstanbul’da Harp Okulu'nda iyi öğrenim görmeye başlamıştır.

yılında teğmen rütbesi ile mezun olmuş ve Harp Akademisi’ne devam etmiştir. yılında ise yüzbaşı rütbesi ile Akademi’yi bitirmiştir. yılı ile yılları arasında da Şam’da 5. Ordu’nun emrinde görev yapmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Askeri Görevleri Nelerdir?

Günümüzde Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk askeri görevinden sonra yılında Kolağası yani Kıdemli Yüzbaşı olmuştur. Manastır’a 3. Ordu’ya atanmış ardından da 19 Nisan yılında İstanbul’a girmiş Hareket Ordusu’nda da Kurmay Başkanı şeklinde görev almıştır. yılında Mustafa Kemal Atatürk Fransa’ya gönderilmiş ve Picardie Manevraları’na katılmıştır. yılında ise İstanbul’da yer alan Genel Kurmay Başkanlığı emrinde bir çalışmaya başlamıştır. yılında İtalyanlar tarafından Trablusgarp’ın işgali ile başlayan bu savaşta, Mustafa Kemal Atatürk bir grup arkadaşı ile beraber Tobruk ve de Derne bölgesinde görev yapmıştır.

Haberin Devamı

 22 Aralık yılında İtalyanlara karşı olan Tobruk Savaşı’nda zafer elde etmiştir. Ardından 6 Mart yılında Derne Komutanlığına getirilerek yılı Ekim ayında da Balkan Savaşları başlamıştır. Burada Mustafa Kemal Atatürk Gelibolu ve ya Bolayır’daki birlikler ile savaşa katılmıştır. Dimetoka ile Edirne’nin geri alınışında da büyük katkıları görülmüştür. yılında da Sofya Ateşemiliterliğine atanmıştır. Bu görevdeyken yılında ise yarbaylığa yükselmiştir. Ateşemiliterlik görevleri Ocak yılında sona ermiştir. Bu sırada da I. Dünya Savaşı başlamış ardından Osmanlı İmparatorluğu savaşa girme zorunluluğunda kalmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri pek çok görevinden en başta gelenler bu şekildedir.

Atatürk&#;ün numarası ne?

İçindekiler:

  1. Atatürk&#;ün numarası ne?
  2. Hangi tarih?
  3. Apolet numarası ne demek?
  4. Atatürk Harbiyeli mi?
  5. Ataturk piyade mi?
  6. Atatürk hangi sınıf askerdi?
  7. Atatürk Okulu bitirdikten sonra ne oldu?
  8. Atatürk hangi askeri sınıf?
  9. Mustafa Kemal neden askeri okulu tercih etti?
  10. Atatürkün Harp Okulu diplomasında ne yazıyor?
  11. Atatürk Harp Akademisini bitirdikten sonra hangi tarihte nerede ve hangi rütbe ile göreve başlamıştır?

Atatürk'ün numarası ne?

Geleneksel yoklamada sıra Atatürk'ün numarası'e geldiğinde tüm Harbiyeliler "İçimizde" diye haykırdı.

Hangi tarih?

Atatürk, tarihinde apolet numarası ile Harbiye'ye girdi. Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na girişi her yıl 13 Mart'ta törenle kutlanırken; “”, “” sorusuna “burada” cevabı verilir. Ancak “” sorulduğunda bütün Harbiyeliler hep bir ağızdan bağırır “İçimizde!” diye yanıt verir.

Apolet numarası ne demek?

Notları, toplam not üzerinden sırası ve derslerle ilgili bilgileri bir kenara bırakacak olursak, Mustafa Kemal'in diğer künye bilgileri belgelere göre şu şekildedir: Duhulü: ( Pazartesi). Apolet Numarası: Diploma Numarası:

Atatürk Harbiyeli mi?

En büyük Harbiyeliolarak nitelendirilen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na (KHO) girişinin yıl dönümü, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesinin katıldığı törenle kutlandı.

Ataturk piyade mi?

Mustafa Kemal Atatürk'ün Sicili de Piyade-8'dir.

Atatürk hangi sınıf askerdi?

Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının belki de en büyük şansı okulun bu yeni devresinde Harp Okulu'na girmeleridir. Atatürk, İstanbul'a gelerek 'da Harp Okulu'ndaki eğitimine başladı. apolet numarası ile okula başladıktan iki ay sonra arkadaşları arasında öne çıkarak sınıfçavuşu oldu.

Atatürk Okulu bitirdikten sonra ne oldu?

Üç senelik başarılı bir Harbiye öğreniminden sonra'de bu okulu teğmen rütbesiyle bitirdive öğrenimine HarpAkademisinde devam etti. yılında üsteğmen olmuştu. tarihinde de kurmay yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisindenmezun oldu.

Atatürk hangi askeri sınıf?

Selanik'te doğdu. Selanik AskeriRüştiyesi'ne yazıldı ve öğretmeni Mustafa Sabri Efendi, kendisine Kemal ek adını verdi. Manastır Askeriİdadisi'ne girdi. İstanbul'da Harp Okulu piyade sınıfına yazıldı.

Mustafa Kemal neden askeri okulu tercih etti?

Selanik AskeriRüştiyesi Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ise oğlunun askerolmasını istemiyordu ve bu konuda oğlunu engelliyordu. Ancak hayalinde daima askerlik mesleği olan Mustafa, annesinden gizlice askeri okulsınavlarına girdi ve bu sınavları kazandı.

Atatürkün Harp Okulu diplomasında ne yazıyor?

Mustafa Kemal 'de okulunu bitirerek (Piyade - sicil numarasıyla) teğmen rütbesiyle Türk Ordusu'nun şerefli bir subayı olmuştur. "

Atatürk Harp Akademisini bitirdikten sonra hangi tarihte nerede ve hangi rütbe ile göreve başlamıştır?

Harp Akademisi'ne girdi. Kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisi'ni bitirdi. Merkezi Şam'da bulunan 5. Ordu'da göreve başladı.

Mustafa Kemal Atatürk yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.

Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ev, Selanik

Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi, yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Ali Rıza Efendi, yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) Hanım yılına değin yaşadı.

Annesi Zübeyde Hanım

Küçük Mustafa, öğrenim çağına gelince annesinin arzusu üzerine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde ilköğrenimine başladı. Kısa bir süre sonra babasının isteğiyle devrinin şartlarına göre modern eğitim veren Şemsi Efendi Mektebine geçti. Bu sırada babasını kaybetti. Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu ve kısa bir süre sonra, yılında, Selanik Askerî Rüştiyesine girdi. Çok sevdiği matematik dersinin öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi’den, “Kemal” adını aldı. Böylece adı “Mustafa Kemal” oldu. Selanik Askerî Rüştiyesini bitirdikten sonra yılında Manastır Askerî İdadisine başladı. Edebiyata olan ilgisi, onda gelecekteki hitabet ve yazılı anlatım ustalığının temelini oluşturdu. Manastır Askerî İdadisindeki tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey, Mustafa Kemal’in tarihe ve özellikle Türk tarihine ilgi duymasında başlıca etken oldu yıllarında Manastır Askeri İdadisini bitirip, İstanbul’da Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. Bu okuldaki öğrenciliği sırasında arkadaşlarıyla birlikte hürriyet fikirlerini yaymak amacıyla gizli olarak el basması bir gazete çıkardı. yılında Harp Okulundan teğmen rütbesiyle mezun olarak Harp Akademisine girdi.

Mustafa Kemal Mekteb-i Harbiye'de, İstanbul,

yılında ikinci sınıfa geçerek üsteğmenliğe yükseldi. 11 Ocak 'te yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu.

Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, İstanbul,

Mustafa Kemal, Harp Okulu ve Harp Akademisindeki öğrenciliği sırasında ülke ve millet sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, aydın ve ileri fikirli bir subay olarak tanınmıştı. Bu nedenle Harp Akademisinden mezuniyetini takiben yönetim karşıtı fikirlerinden dolayı kısa bir süre gözaltında tutuldu. yılında Şam'daki 5. Ordu emrine atandı. Aynı yıl bazı arkadaşlarıyla birlikte, gizli olarak, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Bu cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs’te şubeleri açıldı.

Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal arkadaşları ile, Şam,

yılında gizlice Selanik’e giderek aynı cemiyetin bir şubesini açtıktan sonra geri döndü. Selanik’teki şube aynı yıl Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne katıldı. Selanik’te gizli olarak faaliyet gösteren bu cemiyet, yılında Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesini aldı.

Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, Şam,

Daha sonra merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu karargâhına atandı. Karargâhın Selanik’teki kurmay şubesinde çalışmaya başladı. Kendisine Selanik’teki görevine ek olarak Üsküp-Selanik arasında Doğu Demiryolu Müfettişliği görevi verildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez Komitesi’nce Meşrutiyet’in ilanını takiben baş gösteren tepkileri önlemek için Trablusgarp’a gönderildi. Buradaki huzursuzluğu giderdikten ve devlet otoritesinin kurulmasını sağladıktan sonra Ocak ’da Selanik’e döndü.

3. Ordu Selanik 2. Redif Tümeni Kurmay Başkanlığına getirildi. 31 Mart Vakası olarak tarihe geçen isyanın çıkışı üzerine Nisan 'da Hüseyin Hüsnü Paşa komutasındaki Hareket Ordusu ile beraber bu ordunun kurmay başkanı olarak Selanik'ten İstanbul'a hareket etti.

Hareket Ordusu Komutanı Hüseyin Hüsnü ile, Selanik,

Hareket Ordusunun İstanbul halkına yayınladığı ilk bildiriyi bizzat kaleme aldı. yılı içinde Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ikinci büyük kongresine Trablusgarp delegesi olarak katıldı. Bu kongrede ordunun siyasetten çekilmesini, cemiyetin halkın içindeki teşkilatını genişleterek millete dayanan bir siyasi parti hâline getirilmesini savundu. Görüşlerinin cemiyetin önde gelenlerince paylaşılmaması nedeniyle, kendini cemiyetten uzak tutarak askerî görevine verdi. Mustafa Kemal 2. Redif Tümeni Kurmay Başkanlığından yeniden 3. Ordu karargâhına atandı. Mayıs 'da, Arnavutluk'ta çıkan isyanı bastırmak üzere düzenlenen harekâtta, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın yanında görev aldı. 6 Eylül 'da Mustafa Kemal'in, 3. Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığına ataması yapıldı. Mustafa Kemal bu görevde iken orduyu temsilen aralarında Fethi Bey'in de bulunduğu bir kurul ile birlikte Fransa'daki Picardie manevralarına katıldı. yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.

Picardie, Fransa,

yılında Trablusgarp Savaşı’na gönüllü olarak katıldı. Rütbesi binbaşılığa yükseltildi. Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı.

Trablusgarp,

Tobruk bölgesinde komutasındaki yerli kuvvetlerle yaptığı bir baskın taarruzunda İtalyanlara ağır kayıplar verdirdi. yılı içinde Derne’de İtalyanlara karşı başarıyla mücadeleye devam etti. Ekim 'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. 21 Temmuz ’te kurmay başkanlığını yaptığı Bolayır Kolordusu, Edirne’yi Bulgarlardan geri aldı. Aynı yıl Sofya’ya askerî ataşe olarak atandı. Bu görevde iken yılında yarbaylığa yükseldi. Askerî ataşelik görevi Ocak 'te sona erdi.

Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Sofya' daki baloda yeniçeri kıyafetiyle, Bulgaristan,

Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine kendisine aktif görev verilmesini istedi. Bunun üzerine yılı başında Esat Paşa (Bülkat) komutasındaki 3. Kolorduya bağlı olarak Tekirdağ’da kurulacak Tümen Komutanlığına atandı. yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf devletlerine "Çanakkale geçilmez!" dedirtti.

Gelibolu, Çanakkale,

18 Mart 'te Çanakkale Boğazı’nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verildi. 25 Nisan 'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler Ağustos 'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal Ağustos'ta Anafartalar Zaferi’ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta ikinci Anafartalar zaferleri takip etti. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirdi.

Gelibolu, Çanakkale,

Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları'ndan sonra 'da Çanakkale’den Edirne’ye nakledilen Kolordu Komutanlığına atandı. Edirne'deki bu kolordu, Kafkas Cephesi'nin önem kazanması üzerine bir süre sonra aynı adla Diyarbakır'a nakledilince Mustafa Kemal Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 'da tümgeneralliğe yükseldi.

Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal,

Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 'de İstanbul'a geri geldi. Veliaht Vahdettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi.

Yıldırım Orduları Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Yaverleri Salih (Bozok), Şükrü (Tezer) ve Cevat Abbas (Gürer) Beyler ile,

Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezareti’nde göreve başladı.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf devletlerinin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında Erzurum, Eylül tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı.

Erzurum Kongresi için hazırlıklar yapılırken, Erzurum,

27 Aralık 'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atıldı. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.

TBMM'nin açılışı, Ankara,

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 'da Yunanlıların İzmir'i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvayı Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvayı Milliye ile ordunun bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşı’nın önemli aşamaları şunlardır:

Sarıkamış (20 Eylül ), Kars (30 Ekim ) ve Gümrü'nün (7 Kasım ) kurtarılışı

Çukurova, Antep, Maraş, Urfa savunmaları ( )

Birinci İnönü Zaferi (6 Ocak )

İkinci İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan )

Sakarya Zaferi (23 Ağustos Eylül )

Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül )

Sakarya Zaferi’nden sonra 19 Eylül 'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.

23 Nisan 'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 30 Ekim günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.

TBMM'nin balkonundan halkı selamlarken, Ankara,

Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.

Mustafa Kemal, 24 Nisan ve 13 Ağustos tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, devlet-hükümet başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. ,, yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Ankara,

Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını ve komutanlarını ağırladı Ekim tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim tarihinde de Yıl Nutku'nu okudu.

TBMM'de Nutuk'u okurken, Ankara,

Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 'de Latife Hanım’la evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı.

Feneryolu'nda manevi kızı Ülkü ile, İstanbul,

yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kız kardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.

Gazi Orman Çiftliği, Ankara,

Bütün hayatı mücadele içinde geçen Atatürk’ün yılının sonlarına doğru sağlığı bozulmaya başladı. Buna rağmen o dönemde yoğun bir biçimde bitmeyen bir heyecanla Hatay'ın ana vatana dâhil olması için çalıştı. Kendisinde mevcut karaciğer yetmezliği Ocak 'de daha da belirginleşti. Büyük Önder son günlerini İstanbul’da sürekli doktorların gözetiminde geçirdi. 10 Kasım Perşembe günü saat dokuzu beş geçe Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini kapadı. Ölümü bütün dünyada derin akisler yaptı ve büyük üzüntü yarattı.

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul,

Atatürk'ün naaşı, Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silâh arkadaşlarının nöbet tuttuğu mukaddes tabut, üç gün müddetle milletin ziyaretine bırakıldı.

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul,

Cenazenin Ankara'ya nakil işlemi 20 Kasım'da gerçekleştirildi.

İstanbul,

21 Kasım'da büyük törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine kondu.

Atatürk'ün naaşı, Etnografya Müzesindeki yerine yerleştirildikten sonra, Ankara,

Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Çanakkale'de ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller törende bilhassa dikkati çekiyordu. Atatürk’ün naaşı, 10 Kasım tarihinde yapılan büyük bir devlet töreni ile Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabirden alınarak Anıtkabir’deki ebedî istirahatgâhına gömüldü.

Atatürk'ün naaşı hitabet kürsüsünde, Ankara,

Kaynaklar

Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet ÇAY. ''Atatürk'ün Hayatı''.

seafoodplus.info

Harp Akademisi mezunu Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal. (11 Ocak )

BEYOĞLU'NDA ÇEKİLEN FOTOĞRAF

"Mustafa Kemal'in bu sefer Kurmay Yüzbaşı üniformalarını kuşanıp annesine göndermek için Beyoğlu'nda çektirdiği fotoğraf hakikaten göz alıcıdır. Bu resimdeki insan artık tam manasıyla genç, dinç, yakışıklı bir güzel insandır. Yüz hatları gelişmiştir. Çocukluk ve delikanlılık çizgilerinin yerini genç erkekliğin mutlu ifadesi almıştır. Bıyıkları artık iki uçları yukarıya dimdik sivrilen ve o zaman subaylar arasında çok moda olan alaprus bıyıklardır. Dik yakasının iki tarafından kurmaylara mahsus olan ve Osmanlı armasından alınan o gösterişli madeni bayraklar kompozisyonu pırıl pırıl parlar. Apoletler sırmadır. Uzun lacivert ceketinin göğsünün iki taraftan, üzerlerinde ay yıldızları fotoğraf ta bile görünen altın renkli düğmeler süsler. Fakat en göz alıcı olan, sırma kordonlardır. Bu kordonları ancak paşalar, yaverler ve merasim kıyafetinde kurmaylar takabilirler. Bu kordonlar sağ kolu içeri almak üzere omuzdan geçirilerek ceketin göğüs kısmı altına ve yukarı kısma çengellenir. Uçlarında sarı madeni parçalar bulunan salkımları göğüste sallanır. Kollarda yüzbaşı işareti olan sırma çizgilerle bunlara paralel beşer parlak düğmecik görülür. Nihayet kılıç. O her subay namzedine hayal kadar ulaşılmaz, dünya kadar değerli bir insanı insanüstü mucizeli, kutsal bir varlık gibi görünen kılıç. Onun da kabzası çeşitli şekillerde süslerle işlenmiş olanları vardır. Mustafa Kemal'in kılıcı onlardandır. Pırıl pırıl ışıldar ve sırma başlıklı bir sırma kordon, kılıcın kabzasına dolanmıştır. Sağ elin baş parmağı ceketin sağ sıra düğmeleri arasına sokularak dirsek kırılmıştır. Sol el arkada, ama vücut gene de bir hazırol vaziyetindedir.

Bu resimdeki genç ve güzel insanla Osmanlı Ordusu yeni bir kaderi tayin edecektir."

Kaynak: A A M Atatürk’ün Yetişmesi Ve Öğretmenleri, Cemil Sönmez, , ISBN: X. Sayfa:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir