çok sinirlenmenin zararları / Stres hücrelere zarar veriyor, Stresin Zararları, Aşırı Stresin Zararları, Aşırı Stresli İnsanlar

Çok Sinirlenmenin Zararları

çok sinirlenmenin zararları

Aşırı sinirli olmanın zararları

Ani ve durduk yere aşırı sinirlilik genellikle buzdağının görünen kısmıdır. Genellikle buzdağının görünmeyen kısmında ise kişinin kabul etmek istemediği duygular yatmaktadır. Bunlar da genellikle üzüntü, kırgınlık, çaresizlik, yalnızlık ve korku gibi duygulardır.

Bu gibi duygular genellikle çoğumuz için kabul edilmesi zor duygular olduğundan öfke veya aşırı sinirlilik halini bir kamuflaj veya savunma olarak düşünebiliriz.

Sinirlilik tek başına bir hastalık olmayıp, bazı psikiyatrik bozuklukların belirtisi olarak kabul edilir. Depresyon, kaygı bozuklukları , kişilik bozuklukları, alkol madde kullanım bozuklukları gibi birçok psikiyatrik bozukluk bunlar arasında sayılabilir.

Ayrıca hipertiroidi gibi bazı tiroid hastalıkları, uyku apne sendromu, epilepsi ve şeker hastalığı gibi genel tıbbi hastalıkların sinirlilik yaratabildiğini bilmekteyiz. Sinirlilik bir sonuç olabildiği gibi bazı durumlarda da neden olarak karşımıza çıkabilmektedir. Çünkü aşırı sinirlilik hali gastrit, kalp hastalıkları yüksek tansiyon gibi hastalıkların oluşmasında veya mevcut hastalığın seyri konusunda olumsuz etkiye sahiptir.

Tedavi konusu da bu sebeplerle çok yönlü incelenmelidir. Genel tıbbi durumla ilişkili olabilecek sorunlar tedavi edilmeli altta yatan hastalıklar incelenmelidir.

Benzer şekilde sinirlilik ruhsal hastalıkların ikincil belirtisi olarak ortaya çıkıyor ise yine bu hastalıklara yönelik tedavi planı oluşturulmalıdır.

Sinirliliğin altında yatan esas duygular açığa çıkarılıp bilişsel yeniden yapılandırma gibi psikoterapi yöntemleri ile desteklenmesi de yine tedavinin önemli bir bileşenidir.

ÖFKE BİR RUH SAĞLIĞI PROBLEMİ OLABİLİR Mİ?

ÖFKE BİR RUH SAĞLIĞI PROBLEMİ OLABİLİR Mİ?

 

Öfke Nedir?

Öfke, kişinin haz alma duygusunu engelleyen her türlü durum, olay ya da kişiye karşı geliştirdiği bir duygudur. İnsanların hissettikleri duygular, hayatta kalmak için gerekli olduğu gibi zaman zaman zarar verici özelliğe de sahip olabilir.

Öfke, çok önemli ve güçlü özelliklere sahip en temel duygulardan biridir. Doğal ve geçici bir duygudur, her insan deneyimler. Öfke kontrol edilebilir olduğu sürece zararlı bir duygu değildir. Aksine evrimsel olarak hem kişisel hem toplumsal sağ kalımımız ve nesillerin devamı için gerekli bir duygudur.

Öfke kendimizi ve sevdiklerimizi korumak gibi bir amaca hizmet eder. Öfkeyle ilgili yaşanan problemler öfkeliyken sergilediğimiz davranışlarla ilişkilidir. Öfke hafif bir gerilimden yıkıcı bir patlamaya giden geniş bir aralıkta olabilmektedir. Öfkeyi kontrol etmenin amacı, insanın bu duygusunun saldırgan davranışlara dönüştürmeden, kendisine ve çevresine zarar vermeden, doğru olarak ifade etme becerisini kazanabilmesidir.

Öfke, saldırgan davranışlara dönüşüp travmatik olmadan engellenmelidir. Öfke kontrolünün olmaması, hukuki ve sosyal ilişkilerde ciddi kayıplara yol açabilir. Öfke kontrolsüzlüğü, bir "huy" ya da "kişinin kendisine özgü bir davranış şekli" olarak değerlendirilmemelidir.


Öfkelenmek Vücudumuzda Nasıl Fizyolojik Değişikliklere Neden Olur?

Tıpkı diğer duygularda olduğu gibi öfkelendiğimizde fizyolojik ve biyolojik değişimler oluşmakta, öfkelenildiğinde kalp atımı ve kan basıncı yükselmekte, böbreküstü bezlerinden salgılanan stres hormonları olan adrenalin ve noradrenalin düzeyleri yükselmektedir. Stres hormonları dediğimiz bu hormonlardaki dengesiz artış, çeşitli organlarımızda ve bu organların fonksiyonlarında ciddi sorunların gelişimine yol açmaktadır. Öfke metabolizmayı bozar, şekeri yükseltir. Diyabetli hastaların çoğunluğu öfkelidir. Ellerde, seste titremeler, yüzde kızarma görülen diğer değişiklikler arasındadır.


Neden Öfkeleniriz?

Stres, korku, hayal kırıklığı, çaresizlik gibi duygular, güçsüz hissettiğimiz, strese girdiğimiz, ruhsal olarak zorlandığımız durumlar, öfke duygusuna neden olabilir. İstediğine ulaşamama, engellenme, beklentilerinin karşılanmaması, yetersizlik duygusu, yalnızlık, itilmişlik, bir takım haksızlıklara veya saygısızlıklara maruz kalma, doğru anlaşılamadığını hissetme gibi durumlar öfkeyi ortaya çıkaran diğer durumlardır. Yine bazı ruhsal hastalıklar da öfkenin sebebi olabilir.


Öfke İle İlişkili Ruhsal/Bedensel Rahatsızlıklar Nelerdir?

İnsan sosyal bir varlıktır. Toplumsal ilişkiler yumağı içinde doğar, yaşar ve ölür. İnsanların başkalarıyla kurdukları iletişimin, onların ruh sağlığı üzerinde çok etkili olduğunu biliyoruz keza kişinin ruh sağlığı ve davranışları da aynı şekilde bu sosyal ilişkileri etkiler.

Depresyon, kaygı bozuklukları, panik bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk, madde kullanımı, kişilik bozuklukları, tahammülsüzlük ya da öfke patlamalarının sebebi olabilir.

Öfke ve saldırganlığın nedenleri ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde bazı psikolojik sorunların, kişilik bozukluklarının, ruhsal ve bedensel hastalıkların önemli derecede etkin olduğu saptanmıştır.

  • İnsanlarda öfke kontrolü çocukluk yaşlarında başlar. Çocukluk da deneyimlenen travmatik yaşantılar, çevrede gözlemlenen yanlış tutumlar, sosyal destek yokluğu, çocuklukta ruhsal ya da bedensel istismara uğramış olma, anne ya da babanın şiddete başvuran çocuklar, saldırganlığı bir sorun çözme yöntemi olarak öğrenirler.
  • Saldırganlık davranış repertuarlarına çok erken yaşlarda yerleşir. Anne ve baba arasında cinsel sorunların olması, aile içi şiddet, işsizlik, yoksulluk, çocuğa karşı davranışlardaki tutarsızlık, terkedilme, güven duygusunu sağlayabilecek uygun rol modellerin olmaması öfke kontrolünü bozar.
  • Bir takım bedensel hastalıklar öfke kontrolsüzlüğünün sebebi olabilir. Epilepsi en sık gördüğümüz örneklerden biridir. Bazı epilepsi türleri tipik bayılmalarla değil de, öfke patlamaları ile seyredebilir. Epileptik hastalarda görülebilen "Epileptik kişilik" de öfke patlamaları sıktır.
  • Antisosyal kişilik bozukluğunda en belirgin özellik, çocukluk veya ergenlik döneminde başlayıp, yetişkinlikte de devam eden, kural tanımayan, başkalarına zarar vermekten ve kötü davranmaktan haz alan, bundan pişmanlık duymayan, diğer insanların hakları ile ilgili umursamazlık, tekrarlayıcı fiziksel/sözel saldırganlık davranışıyla kendini gösteren tepki ve öfkedir.
  • Bipolar duygudurum bozuklukları ( manik-depresif hastalık),  iki ayrı hastalık dönemleri ile karekterizedir. Bu iki hastalık dönemi yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Mani veya taşkınlık döneminde yani duygudurumun yükseldiği dönemlerde taşkınlık, çoşkunluk, dürtüsel ve tepkisel davranışlar, saldıgan eğilimlerde artma ve öfke patlamaları görülür.
  • Depresyonu olan hastaların da bazen öfke atakları gösterdiği bilinmektedir. Depresyonun ruhsal etyolojisinde içe dönük öfke ve saldırganlık çok önemli bir etkendir.
  • Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı öfke ve şiddet davranışının temel sebeplerinden biridir.
  • Aşırı hata yapma kaygısı, başarısızlık korkusu ve endişesi, özellikle diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik bazı durumlarda öfke ve saldırganlığa neden olabilir.
  • Kişilik bozuklukları öfke kontrosüzlüğünün görülebildiği diğer durumlardır. Narsistik kişilik bozukluğu; Kendilerini fiziksel ve ruhsal yönde çok beğenen ve üstün gören, sürekli beğeni, ilgi ve onay bekleyen; gittikleri her yerde hemen özel bir yeri hak ettiğine inanan kişilerdir. Beklentileri karşılanmayınca benlik saygısı çabuk düşer. Kolay zedelenirler. Öfke, bunaltı, kırgınlıklar ve çöküntüler olabilir.
  • Paranoid bozukluk ve paranoid kişilik bozukluğu; Başkalarınca anlaşılır olmayan bir biçimde, kendisine kötülük yapılacağı kuşkularını kapsayan, aşırı endişe/ korku ile karaterize ve sanrı dediğimiz inanışların eşlik ettiği ruhsal bozukluklardır. Çoğu zaman yoğun korku ve öfke yaşarlar. Sanrıları nedeniyle başkalarına zarar verecek öfke ve saldırgan davranışta bulunabilirler.
  • Post-Travmatik Stres Bozukluğu; Trafik kazaları, deprem, sel gibi doğal afetler, ağır dayak, işkence altında kalmak, zorla ırzına geçilmek, savaşa katılmak, ölümcül bir hastalık tanısı almak , birinin ölümüne tanıklık etmek gibi ağır stres sayılacak durumlardan sonra ortaya çıkabilecek bir ruhsal bozukluktur. Bu kişilerde öfke ve saldırgan davranış görülebilir. Yine çözülmemiş YAS da bir öfke sebebi olabilir.

Bastırılmış Öfkenin Zararları Nelerdir?

Öfke duygusu bastırılabilir, dönüştürülebilir. Bu öfke duygusunu hissetmek yerine bastırarak daha pozitif şeylere odaklanmayla gerçekleşir ve sonuç olarak daha yıkıcı durumlarla karşı karşıya kalınır. Öfke insani bir duygudur, herkes yaşar. Uygun biçimde ifade edilmesi bazı bedensel semptomlardan ve ruhsal hastalıklardan korunmamız için önemlidir.

Uygun şekilde ifade edilmeyen öfke, baş ağrısı, hipertansiyon, sindirim sistemi yakınmaları, yaygın ağrılar, deri döküntüleri gibi bedensel semptomlara neden olabilir (dönüşebilir). Bu bedensel yakınmalar ile beraber, kaygı bozuklukları, depresyon, eleştirici tavırlar, pasif agresif davranışlar gibi pek çok farklı ruhsal belirtiler bulunabilir.

Öfke Kontrolü Nedir?

Öfkeyi bireyin kendisi ve çevresi için zarar vermeyecek şekilde, saldırganca olmayacak ve şiddet içermeyen bir tutumla ifade etme becerisidir. Çevremizdeki kişileri, başımıza gelecekleri her zaman değiştiremeyiz ama nasıl tepki verebileceğimizi değiştirebiliriz.

Öfke kontrolünün hedefi bize hayal kırıklığı yaşatan, öfkelendiren, çaresiz hissettiren durumlara vereceğimiz tepkiyi kontrol altına almayı sağlamaktır.

TEDAVİ

Öfkeyle Sağlıklı Bir Şekilde Başa Çıkmak İçin Neler Yapılabilir?

Öfke bizi kontrol etmeden, bizim öfkeyi kontrol etmemiz bir zorunluluktur…

Amaç, öfkeyi tamamen yok etmek değil ama öfkenin aktarımında çevreye ve kişinin kendisine zarar vermesini önlemektir. Öfke duygusu kontrol altına alınmadığı zaman kişinin hayatı için oldukça yıkıcı özellikler gösterebilir. Öfke duygusu iş hayatını, kişiler arası ilişkileri, sosyal hayatı etkilemeye başlamışsa yardım almak önemli hatta zorunludur.

Öfke duygusunun kontrolden çıktığını düşünen kişiler mutlaka bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmalıdır. Öfkenin nedenlerinin araştırılması önemlidir. Öfke bazen altta yatan tıbbi ya da ruhsal bir hastalığın da belirtisi olabilir. Hipertiroidi, ağır anemi, diabet, epilepsi, bir takım kalp damar hastalıkları, dialize girmek, tümör ya da kanama gibi kafa içi yer kaplayıcı lezyonlar, gibi tıbbi durumlar ya da kullanılan bazı ilaçlar "öfke" ye neden olabilir. Bu yüzden öfke kontrolünde güçlüğü olan bireylerde altta yatabilecek tıbbi hastalığın da bir hekim tarafından araştırılması önemlidir.

Öfke kontrolünün sağlanması için yapılacak girişimler "neden" e yönelik olmalıdır. Medikal tedavi ve psikoterapi etkili tedavi yöntemleri arasındadır. Öfkeyi tanımaya çalışmak, davranışlarımızı anlamak öfkenin kontrolü için temel başlangıç noktasıdır. Öfke kontrol yöntemleri arasında gevşeme egzersizleri, bilişsel yapılandırma, iletişim becerilerini geliştirmek, çevresel düzenlemeler gibi bazı yöntemler uygulanır. Eğer bu durum bir psikiyatrik hastalığın sonucu ise bu hastalığa yönelik ilaç tedavisi de terapıye eklenmelidir. Keza aynı şekilde öfkeye neden olabilecek bedensel hastalıklar da tedavi edilmelidir.

Öfke İle İlgili Filmler

 

Kaynaklar

1- https://www.mentalhealth.org.uk/sites/default/files/boilingpoint.pdf
2- http://seasonstherapy.com/wp-content/uploads/2013/12/What-Causes-Anger.pdf
3- https://dmh.mo.gov/docs/mentalillness/womenanger.pdf
4- http://www.apa.org/topics/anger/control.aspx

Küçük şeylere bile esip gürlemenin, aşırı sinirlilik halinin sebebinin belirli genlerin bireylere aktarılması olduğu yapılan araştırmalarla ortaya çıktı. Genetik faktörler insanların agresif davranışlar sergilemesinde en önemli etkenlerden biri. Üstelik bugünkü sinirimizin geçmişte atalarımızın genlerinde yer alan şiddetten kaynaklanıyor. İşte araştırmanın çarpıcı sonuçları!

Tarihteki ilk psikologlar agresifliğin Y kromozomundan kaynaklanan genetik bir sebebi olduğuna inanıyorlardı. Özellikle XYY genine sahip, bir tane fazladan Y kromozomu olan, 'üstün erkek' olarak adlandırılan bireyleri inceliyorlardı. Profesör Court-Brown 1965 yılında XYY kromozomuna sahip 314 bireyin hastaneye yatırılması gerektiğini belirtti. Bunun sebebi ise bu bireylerin agresif davranışlar sergilemeye daha yatkın olmalarıydı. Son 50 yılda genetik test konusunda kaydedilen gelişmeler sayesinde ise agresiflik ve saldırganlıkla bağlantılı belirli genlerin bireyler arasında aktarıldığı ortaya çıktı.

Bilişsel Sinirbilim Dergisi'nde yayınlanan bir makaleye göre genetik olarak saldırganlığa eğilimli olan insanlar, öfkelerini kontrol etmekte daha çok zorlanıyorlar ve beyinlerinde duygularını kontrol eden bölgelerin işleyişi daha verimsiz. Bu sebeple insanın irade gücünün bir bakıma biyolojik olduğunu söylenebilir. Karakteristik özelliklerin sadece bir kısmı genlerden etkilense de agresiflik güçlü bir şekilde genlere dayanan tek sosyal davranış.

Moleküler Psikiyatri Dergisi'nde yayınlanan bir araştırmaya göre ise insanlar ve farelerde agresif davranışlarla ilişkili 40 farklı gen çeşidi bulunmakta. Araştırmanın yazarlarının açıklamalarına göre konu agresif davranışlar olduğunda insanların ve farelerin ortak gen temellerine sahip oldukları ortaya çıkıyor. Araştırmada yer alan isimlerden biri olan Bru Comand da agresif davranış genlerinin biyolojik evrimsel sürecin başından itibaren insanlarda mevcut olduğunu ve atalarımızın hayatta kalmak için bu 'sinirliliğe' ihtiyaç duydukları fikrini destekliyor.

Pittsburg Üniversitesi'nden araştırmacılara göre ise sinir, kin ve agresiflik, seratonin reseptör geninde oluşan farklılıklar sonucunda ortaya çıkan ve genetik olan hisler. Pittsburg Üniversitesi Davranışsal Psikoloji Laboratuvarında tamamlanan araştırmada birbiriyle herhangi bir bağlantısı olmayan 550 Avrupa kökenli kadın incelendi. Araştırmanın hedefi, Seratonin 2C Reseptörü genindeki farklılıklar ve sinirlilik arasındaki ilişkiyi anlamaktı. Genlerindeki ve davranışlarındaki normal farklılıkların bulunabilmesi adına kadınların davranış biçimleri önceden kayıt altına alınmadı. Araştırmacılar, Seratonin 2C Reseptörü geninin promotör bölgesinde değişim yaşayan kadınların sinir, kin ve agresiflik üzerine yapılan iki testte de düşük puan aldıklarını tespit etti.

Araştırmada yer alan isimlerden olan Dr. Indrani Halder, bulunan bu genetik işaretlerin insanların agresiflik ile ilişkili olan hipertansiyon ve kalp rahatsızlıkları gibi hastalıklara yatkınlığını önceden tespit edebilmek adına da önemli bir adım olduğunu belirtti.

Sinirlenmenin zararları nelerdir?

Sinirlenmenin tetiklediği bu hormonal patlama hali çok sık veya devamlı olarak tekrarlanırsa, bunun uzun dönemli etkileri olabilir. Öfkeden kaynaklanan stres hormonu artışları ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bu hormonlar iltihaba neden olan ve kalp damar hastalığı riskini artıran C-reaktif protein düzeylerini de artırabilir. Öfke, kalp ritminde elektriksel bozukluklara da yol açabilmektedir.

Yerine göre sudan sebeplerle oluşan sinir sağlığımıza da, çevremize de zarar. Bu nedenle eğer öfkeniz çevrenizdekileri ve en önemlisi sizi de rahatsız ediyorsa, bu konuyu doktorunuzla görüşün, onun önerdiği bir psikiyatr doktordan profesyonel yardım almanız, inanın sağlığınıza yıllar kazandırabilir.

Sinir ve strese ne iyi gelir?

Gündelik koşturmaca arasında bazen gereğinden fazla strese ve yorgunluğa maruz kalabiliyoruz. Vücudu rahatlatmak, zihni dinlendirmek ve daha iyi bir uyku çekmek için özellikle stresi azaltıcı etkisi olan bitkilerin şifasından yararlanabilirsiniz

  • Melisa çayı
  • Adaçayı
  • Lavanta
  • Kediotu
  • Kantaron
  • Ihlamur
  • Passiflora

Öfkelenen vücutta neler olur?

Dr. Hasan İnsel

Öfkeden kaynaklanan stres hormonu artışları da ciddi sağlık problemlerine neden olabilir

Bir yaz geldi ve yavaş yavaş geçiyor. Ramazan nedeniyle tatil yerlerinden dönüş de bu sene daha erken başladı. Evet şehirler dolmaya ve yazın hareketliliği de bitmeye başladı tabii. Yazın ne de olsa daha hareketli bir yaşam sürülüyor. Kış aylarının rehavetine kapılmadan belki bir geçiş dönemi yapıp kışı biraz daha hareketli geçirmeye bugünden başlanabilir oysa. Yani, hazır yazın sıcak günleri yavaş yavaş geçerken, yaşamımıza biraz egzersiz katabiliriz; mesela günde yarım saat, 40 dakika kadar tempolu yürüyebiliriz. Üstelik eskiden zannedildiği gibi bunu bir seferde yapmanın şart olmadığı, beşer, 10’ar dakikalık sürelere bölünmüş de olsa, atılan her adımın, yapılan her hareketin bize katlanarak sağlık olarak döndüğü ispatlandı.

Evet bu alışkanlığa sonbaharın ilk günlerinden başlarsak, bunu kışın da devam ettirebiliriz ve gelecek yaza daha fit, daha sağlıklı bir şekilde girebiliriz. Hem yazın güzel günlerinde aldığımız moralle bu daha da kolay yapılır sanırım.

İnsanlar ‘pardon’ diyebilse
Moral derken, bir yandan da ne çabuk strese ve gereksiz sinirlenebil-diğimiz dikkatimi çekti. Tatilden dönüş erken başladığında, İstanbul’da trafik de keşmekeş olmaya zamanından önce başladı. Ben de İntermed’deki penceremden, Nişantaşı köşesinde karşı tarafın yolunu gaddarca tıkayan ve inanılmaz bir şekilde kendilerini haklı gören sürücülerin, yollarını tıkadıkları kişilerle kavgalarını seyretmeye başladım zamanından önce.

Halbuki dövecekmiş gibi elleriyle acayip hareketler yapacaklarına, gülümseyip “pardon” diyebilse insanlar haksız olduklarında. Ne hoş olurdu. Niye bu öfke, yazık değil mi hem kendimize, hem de karşımızdakilere?

Yaşamın bir parçası
Hayatımızda öfkelenmek için binlerce neden bulabiliriz. Trafik kurallarına uymayan sürücülerden, ayakkabınızın altına yapışan sakıza, yemek siparişinin gecikmesinden bilgisayarın bozulmasına birçok olay karşısında öfkelenmek çoğumuz için yaşamın doğal bir parçası gibidir. Kuşkusuz herkesin öfkelenme eşiği farklıdır. Kimimiz bir kıvılcımla patlarken kimimiz için de bardağı taşıran son bir damla vardır. Ama sonuçta öfke herkesin zaman zaman dışa vurduğu bir insanlık durumu. Öfke belki sosyal yaşamda bir evliliğin bitmesine, bir iş kaybına veya ciddi yasal sorunlara neden olabilir, ama kesin olan bir şey var ki, uzun süreli ve tekrarlayan öfke hali sağlığa ciddi zararlar verebilir.

Ya savaş ya kaç
Bunların genel anlamı, vücudunuzun yoğun bir fiziksel aktiviteye hazırlanmak için “vites değiştirmesidir”; yani “ya savaş, ya da kaç” yanıtının “savaş” bölümüdür. Stresli bir duruma maruz kaldığımızda vücudumuz savaşmaya ya da kaçmaya hazırlanır. Hastalık ve öfke arasında bağlantı kuran birçok çalışma var. 13 bini aşkın kişide yapılan büyük bir çalışmada öfke düzeyleri yüksek, ama kan basıncı normal olan insanlarda kalp krizi riskinin daha fazla olduğu bulunmuş. En öfkeli kişilerde kalp krizi olasılığı öfke düzeyi en düşük olanlara göre üç kat daha fazla. Normalde vücudumuzun öfkeye karşı fiziksel reaksiyonu kısa süreli olması amaçlanan bir reaksiyondur, bu reaksiyon, kişinin bir çatışma olasılığı karşısında, yukarıda dediğimiz gibi savaşma ya da kaçma gibi bir eylemi gerçekleştirmesine yarar.

Öfkenin getirdikleriÖfke acaba sadece bir duygu mudur? “Evet” diyorsanız yanılıyorsunuz. Öfke aslında hem psikolojik, hem de fizyolojik yönleri olan bir durum. Trafikte veya futbol maçı izlerken öfkeye kapıldığınızda, sinir sisteminiz bir dizi biyolojik reaksiyonu tetikler:
-Kortizol gibi hormonların düzeyi artar.
- Solunumunuz hızlanır.
- Nabzınız hızlanır.
- Tansiyonunuz yükselir.
- Terlemeye başlarsınız.
- Gözbebekleriniz genişler.

Sağlığa da çevreye de zarar
Oysa öfkenin tetiklediği bu hormonal patlama hali çok sık veya devamlı olarak tekrarlanırsa, bunun uzun dönemli etkileri olabilir. Öfkeden kaynaklanan stres hormonu artışları ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bu hormonlar iltihaba neden olan ve kalp damar hastalığı riskini artıran C-reaktif protein düzeylerini de artırabilir. Öfke, kalp ritminde elektriksel bozukluklara da yol açabilmektedir.
Yerine göre sudan sebeplerle oluşan öfke sağlığımıza da, çevremize de zarar. Bu nedenle eğer öfkeniz çevrenizdekileri ve en önemlisi sizi de rahatsız ediyorsa, bu konuyu doktorunuzla görüşün, onun önerdiği bir psikiyatr doktordan profesyonel yardım almanız, inanın sağlığınıza yıllar kazandırabilir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası