mozart ın en önemli eserleri / Mozart kimdir, Eserleri, hayatı, Mozart Sihirli Fülüt Operası

Mozart In En Önemli Eserleri

mozart ın en önemli eserleri

Wolfgang Amadeus Mozart&#;ın Hayatı ve Bilinmesi Gereken 7 Eseri

27 Ocak &#;da Salzburg&#;da doğan Wolfgang Amadeus Mozart, Klasik Batı Müziği’nin en üretken, en etkili bestecilerinden biridir. Eserleri, senfonileri, konçertoları, oda orkestralarını, piyanoyu, operayı ve korolu müzikleri etkilemiştir. 35 yıllık ömrüne eser sığdırmıştır. Günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olarak kabul görmektedir.

Babası Leopold Mozart, Arşövek Prens&#;in saray bestecisi ve 2. orkestra yöneticisiydi. Dünyaya gelen 7 çocuğundan sadece 2&#;si yaşadı: Wolfgang Amadeus ve ondan 5 yaş büyük ablası Marianne (ailede çağırıldığı gibi, Nannerl). Evde sık sık arkadaşlarıyla bir araya gelerek müzik yapan baba Leopold, ’de kızının müzik eğitimine başlaması gerektiğini düşünmüş, Nannerl da klavsen çalmaya başlamıştı. Böylece bebek Wolfgang, yalnızca babası ve arkadaşları çalarken değil, ablası çalışırken de müzik duyuyordu.

mozart çocukluğu

Jean-Baptiste Greuze’nin yılında yaptığı Mozart portresi

mozart çocukluğu

Pietro Antonio Lorenzoni’nin yılında yaptığı çocuk Mozart portresi

Mozart &#; Bir Yaşam Öyküsü kitabının yazarı İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası&#;nda flüt sanatçısı olan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi&#;nde de Müzik Tarihi dersleri veren Aydın Büke “Birçok Mozart araştırmacısı ya da müzik tarihçisinin aksine Mozart&#;ın en büyük şansının babası olduğunu düşünüyorum. Otoriter, tatlı sert, inanılmaz mantıklı bir insan. Babası olmasaydı Wolfgang o yeteneğinden hiçbir şey kaybetmezdi ama serseri, oralarda buralarda dolaşırdı. Çünkü büyük bir kısmı tanrı vergisi bir yetenek, ama bu yeteneğin böyle olağanüstü besteciye dönüşmesinin tek nedeni Leopold&#;un bilinçli eğitim politikası. Wolfgang&#;ın babası dini bütün bir Katolik. Mozart  yaşında harika çocuk belirtileri gösterince, &#;Tanrı bu mucizenin benim oğlum olarak doğmasını lütfetti. Bu çocuğu iyi yetiştirmek benim Hristiyanlık borcum&#; diye düşünüyordu.”

Symphony No In G Minor K &#; Molto Allegro

5 yaşındaki Mozart, müzikseverleri şaşkınlığa düşürecek, kendisi için gurur kaynağı olacak klavsen için iki kısa parçayı besteleyerek müzik tarihindeki yerini alacaktır. 1 Ekim tarihinde halk önüne çıkarak ilk konserini Linz şehrinde gerçekleştirmiştir. 27 Kasım tarihinde başpiskoposluk Saray Orkestrası baş kemancılığına getirilmesi, 12 yaşındaki bir çocuk için oldukça onur verici bir olay olmuştur. Henüz o yaşında bestelediği yapıt sayısı elliyi aşmıştır. 9 Ekim tarihinde zorlu bir sınavdan sonra Bologna’daki Accademia Filarmonica&#;ya kabul edilmiştir. Bu kurumdan alınan diploma 14 yaşında ve bestecilik kariyerinin başında olan genç bir delikanlı için çok önemlidir.

Lacrimosa

Aydın Büke Mozart’ın kişiliğini şöyle anlatıyor: &#;Mektuplarını Mozart, o kadar daldan dala atlayarak yazıyor ki. Hiç nokta, virgül koymadan konuları birbirine bağlıyor. Tam bir hiperaktif insan tarzı. Mozart&#;ın çocuk tarafı hiç bitmiyor ve büyümüyor. İnsanları çok seviyor. Ortam ne kadar kalabalık olursa olsun o bir anda kendi içine çekilip beste yapabiliyor. Beyninin çok farklı çalıştığı kesin. Beethoven&#;le arkadaş olmayı istemeyebilir, çünkü o çok hırçın, kavgacı, kulağı da iyi duymadığı için bağıran çağıran, burnu büyük bir tip. Mozart çok kafa, gülüp söyleyen, her türlü ortama rahatlıkla uyum sağlayan bir insandı diyebiliriz. Arkadaşımız olsun isteyeceğimiz bir tip. Komiklik yapan, gülen söyleyen, piyanonun başına geçip taklitler yapan, renkli bir insan.&#;

Eine Kleine Nachtmusik Allegro

Mozart, müziğinin gelişmesinin yanı sıra kendine özgü bir müzik anlayışını ortaya koyma olanağı yakalamıştır. “Mozart, sonat formunu, sonat, senfoni, yaylı çalgılar dörtlüsü ve konçertolarda, eşsiz güzellikteki ezgiler içinde uygulamış ve klasik piyano konçertosunu ilk kez büyük bir parlaklığa ulaştırmıştır. Mozart, Viyana ve Mannheim okullarının uyguladığı çalgı müziği tekniğinin özelliklerini sentez yapıp, bunları kendi müziğinde benimsetebilmiştir. Evrensel değerleri savunmuş ve bunları müziğine yansıtmıştır. Kadını, sıradan insanı ve acıyı işlemiş, soylularla zaman zaman alay etmiş, dünyaya iyimser bakmıştır. Hüznünü notaların derinliklerine gömmüştür. Bütün eserlerinde kendisini ulusal kavram içinde sınırlamadan Alman, İtalyan, Fransız müziği ve kültüründen etkilenmiş, böylece evrensel bir bütünlüğe ulaşmıştır.

Piano Concerto No. 21 &#; Andante

Annesi ile beraber 23 Eylül &#;de, Münih, Mannheim ve Paris&#;i kapsayan bir Avrupa turuna çıktı. O dönemin en iyisi Mannheim Orkestrası ile çalar. Aynı kentte, Weber ailesinin küçük kızı, şarkıcı Aloysia Weber&#;e aşık olur. Mozart aşık ama çok dile getirmiyor. Flört de ediyorlar. Ama babasının ısrarı sonucu annesiyle Paris&#;e gidip aylarca kalır. ’de annesinin Paris’te ölümüyle derinden sarsılır.

O sırada Aloysia Münih&#;te operada şarkı söylüyor. Orada yeniden karşılaştıklarında Mozart&#;ın yüzüne bakmadığı gibi, Wolfgang&#;ın üzerindeki matem kıyafetleriyle de dalga geçiyor. Mozart iki yıl sonra Viyana&#;ya gidip Weber ailesiyle tekrar karşılaşıyor. Aloysia başka biriyle evlenmiştir. Aloysia&#;nın kardeşi Constanze ile birlikteliği başlar. Baba bu evliliğe sonunda sefalete düşeceği ve bestecilik kariyerinin zarar göreceği düşüncesiyle karşı çıkar.

constanze mozart

Constanze Mozart

Can sıkıcı olaylardan sonra, evlilik töreni 4 Ağustos ’de Viyana’da Saint-Étienne Katedrali’nde yapıldı. Mozart babasına yazdığı mektupta şöyle der:

“Nikahımız kıyılınca karım ve ben ağlamaya başladık. Orada bulunan herkes, rahip de dahil olmak üzere, bu durumdan çok etkilendi ve ağlamaya başladı. Artık sevgili Constanzem, Salzburg’a gelmek için eskisinden yüz kat daha fazla istekli ve ben de onu tanıdığınız zaman ne denli mutlu olduğuma sevineceğinizi tahmin edebiliyorum. Sevgili karım ve ben kez ellerinizden öpüyor, sevgili ablamızı tüm kalbimizle kucaklıyoruz. Her zaman size sadık oğlunuz.”

6 çocukları olmasına rağmen, sadece 2 tanesi yaşadı.

aloysia weber

Aloysia Weber

Mozart’ın Constanze ile beraberliği için çok şey yazıldı. Kuşkusuz, yeteneklerine karşın bilgisiz ve koket olan Constanze’nin Mozart’ın dehasını anlayabilmesi olanaksızdı. Constanze karşısında kendisine tapan bir koca görüyordu, başka şeye de aldırdığı yoktu. Onun yapay ve hafif yaradılışının bu dahi bestecinin yaşamını gölgeleyen güçlükleri ağırlaştırdığı gerçektir. Mozart’ın kısa süreli ayrılıklarda bile eşine yazdığı mektuplardan sevgi, şefkat ve romantizmle yüklü bir felsefe yansır.

Mozart&#;ın ilk biyografisi Mozart&#;ın eşi Constanze&#;nin ikinci kocası Nissen tarafından yazıldı. Bu mektupların büyük bölümü Constanze tarafından ikinci kocasına verilir. Mektupların Constanze ile ilgili kısımlarında hep bir sansür var, bunları onun yaptığı söylenir.

Karısının en çok eleştiri aldığı konu da Mozart’ın mezarının kaybolmasıdır. O yıllarda hijyenik kurallar nedeniyle ölen kişi hava karardıktan sonra kireçlendikten sonra mezarlığa götürülüyor. Gömülüşü 8 Aralık’ta berbat bir havada olur. Mezarlığa Constanze, hasta ve hava kötü diye gitmez. Büyük bestecinin cenazesine gelen birkaç dostu, yağmurla karışık kar fırtınası şiddetlenince birer ikişer dağılırlar. Mezarlığa kadar kimse kalmaz. Ölüsü, fakirlere mahsus ortak bir çukura konur. O dönemde Viyana&#;nın orta sınıfı için geçerli olan örf ve adetlere uygun olarak, Mozart&#;ın naaşı herhangi bir mezar taşı konulmadan ortak bir mezara gömülür. Daha sonra da nereye gömüldü diye Constanze merak edip gitmez.

Figaro&#;nun Düğünü

Mozart hayatında dönem dönem maddi zorluklar yaşamıştır. Karakter olarak savruk olması, karısının hastalığı, yolculuklar, giyim kuşam buna neden oluyordu. Birçok arkadaşından borç almış, borcu ödenmemiş şekilde ölmüştür. Aydın Büke şöyle diyor: “Mozart’ın mükemmel bir borç isteme taktiği var. Kendini acındırarak istiyor. Mozart, müziğinde de aynı şeyi yapıyor. Bestelerinde ilk andan sizi o havanın içine sokar. Tanrım, eyvah gibi laflarla aryalara başlar siz de mahvolursunuz. Aynı şekilde &#;Ah dostum, mahvoldum ben, bittim&#; diye başlıyor mektuba. Peşinden kendini de, karşısındakini de dolduruşa getiriyor. Borçlarına teminat olarak da kendisine gelecek kazançları gösteriyor.”

Requiem

Hastaydı, Lorenzo da Ponte’ye yazdığı mektupta “Bununla beraber, yaşam ne kadar güzeldi ve korunarak gelişen meslek ne kadar şanslı… Fakat, insanın kendi yazgısını değiştirmesi olası değil. Hiç kimse, günlerini belirleyemez. Boyun eğmek gerek. Tanrı bundan hoşnut olacak… Bitiriyorum. Bu benim cenaze şarkım ve onu yarım bırakmak zorundayım.” diyor. Kont Walsegg’in eşinin anısı için sipariş ettiği ünlü Requiem isimli eserini kastediyor olmalıydı.

Hasta yatağındaki Mozart, eserini bitiremeden 5 Aralık ’de 35 yaşında ölür. Karısı, baldızı ve öğrencisi Süssmayr başındaydı. Genç bir bestekar ve Mozart&#;ın öğrencisi Franz Xaver Süssmayr, Constanze tarafından Requiem&#;i bitirmesi için görevlendirilir. Constanze öncelikle Joseph Eybler&#;e başvurur, ancak Eybler beceremez ve görevi reddeder.

In Search of Mozart (Mozart’ın ’da kutlanmakta olan doğum yılı vesilesiyle yapılan Mozart’ın İzinde, ünlü bestecinin hayatı hakkında çekilen ilk uzun metrajlı belgeseldir)

Mozart’ın öldürüldüğü söylentileri ölümünden hemen etrafta yayılmaya başladı. ′de bir Berlin gazetesi, Mozart’ın ölümünden sonra cesedinin şişmiş olması, zehirlendiği yolunda kuşkular doğurdu diye yazmıştı. Kuşkular en başta Mozart’ın öğrencilerinden birinin kocası, Franz Hofdemel üzerinde toplanmıştı ama kanıt yoktu. &#;lerde, Avusturyalı eski bir saray bestecisi Antonio Salieri’nin Mozart’ı kıskandığı için öldürdüğü söylendi. Bu gerçek dışı bir söylemdi. Daha sonraki yıllarda Salieri, akıl hastanesindeyken kendisini ziyarete gelenlere &#;Mozart&#;ı ben öldürmedim bütün dünyaya söyleyin&#; diyor.

mozart

Barbara Krafft’ın &#;da yaptığı Mozart portresi

Mozart, &#;te küçük bir Viyana Mason locasına katılmıştı. Aktif bir üyeydi, son tamamladığı eseri Sihirli Flüt dahil, Masonik temaları olan birçok eser bestelemişti. Örneğin, Mason törenlerinde büyük anlam taşıyan 18 rakamı, Mozart’ın operasında da önemli bir yere sahipti. II. sahnenin başında, on sekiz papaz ve on sekiz sandalye vardır ve koronun söylediği şarkının ilk bölümü on sekiz ölçülüktür. Ayrıca bu sahneye orkestranın girişinde on sekiz nota grubu yer alır. Bu nedenle, onu masonların zehirlediği söylendi.

′de, Mozart’ın ölümünün yıldönümünde toplanan bir tıp sempozyumunda, ölüm nedeni için en baş sıraya iki neden yerleştirilmişti: Böbrek yetmezliği ve akut romatizmal ateş. Ama hiçbirinin bestecinin zehirlendiğine inanmaması dışında, uzmanlar arasında açık bir uzlaşma yoktu. Mozart’ın ölümüne dair somut bir tıbbi kanıt yok. Otopsi yapılmamış. Tahlil sonuçları yok. Hepsinin ötesi de cesedi de yok. Fakat kısa süre önce yayınlanan bir makaleye göre, yıllar içinde araştırmacılar Wolfgang Amadeus Mozart&#;ın ölüm nedenine ilişkin teori ortaya atılır.

Kaynak
Wolfgang Amadeus Mozart, Klasik Dönem Bestecisi Mozart&#;ın Yaşamı, Müzik Anlayışı ve Klarnet Eserleri, Mozart &#; Bir Yaşam Öyküsü, Aydın Büke, Aydın Büke Habertürk Röportajı

kaynağı değiştir]

İlgili maddelere bağlantılar

ESERLERİMAKALELER

Bu belgeyi Word Dökümanı Olarak İndirebilirsiniz!

“Zafer Milletindir” (Haftalık dergi)
Yıl: 1, Cilt: 1
Sayı: 6 (Ankara)
9 Aralık

Cevad Memduh Altar

            Mozart’ın bize olan ilgisini sırf bir “turquerie” olarak vasıflandırmaya imkân yoktur. Güya o devrin sanatçıları, eserlerinde Doğunun sihirli masal dünyasına yönelirken, Türk âdet ve ananelerine kapılmaktan kendilerini alamamışlar da, Batı sanatında “turquerie” denen yeni bir tecessüse yol açılmış ve Doğu dünyasına merakla el uzatan böyle bir tecessüs ile de sarayın ve harem hayatının bilinmeyen özelliklerini Batı sanatına daha çok mizah yoluyla konu yapabilme imkânı sağlanmış (!). Ancak yalın kat diyebileceğimiz bir görüşle elde edilen bu sonucu, şüphesiz yalnız “turquerie” teriminin gereği gibi karşılayabileceği tabiidir. Fakat konu deşildikçe ve Mozart sanatına temel olan duygu ve düşünceler araştırıldıkça, “turquerie” terimini alabildiğine zayıflatan sebeplerle karşılaşılacağı da muhakkaktır. Çünkü Mozart, hele Türk geleneklerinden faydalanarak meydana getirdiği eserlerde, sanatına temel olan hümanizmaya görünür bir vuzuh vermiş, bu arada en mühim eserlerinden biri olan “Saraydan Kız Kaçırma” operasındaki ana fikirle, sanatta insanseverlik adına ilk anıtı dikmeye muvaffak olmuştur.

            Şimdi bu gerçeği Avusturyalı büyük bilgin ve müzikolog Prof. Bernhard Paumgartner’ın ağzından dinleyelim. Prof. Paumgartner, ’te yayımladığı “Mozart” adlı kitabında, “Mozart gerçek kardeşlik idealine ilk olarak Türk konulu Saraydan Kız Kaçırma operasında yaklaştı” demektedir. Nitekim yılında yazılan bu operanın metnini hazırlayan Bretzner’in, önemli rolleri oynayan eşhasla [şahıslarla] ilgili tertibine tamamen aykırı olarak Mozart’ın metinde bizzat yaptığı bir değişiklik, Prof. Paumgartner’ın görüşünü büsbütün kuvvetlendirmektedir. Bretzner’in metninde, eserde en önemli bir şahıs olan Türk Paşası Selim’in aşkta rakibi,  kendi öz oğlu olduğunu sonradan teşhis edip idam cezasını affa çevirdiği Belmonte’dir. Belmonte, çocukken Batıya kaçırılıp Hıristiyan yapılan ve vaka icabı yıllardan sonra Türkiye’ye gelip Selim Paşa’ya aşkta rakip olan gençtir. Belmonte’nin Paşa’nın oğlu olduğunu, vakanın akışı içinde Paşanın kendinden gayrı kimse anlamamış ve onun için genç âşık, idam edilmeyerek affedilmiştir. Halbuki Bretzner’in kendi anlayışına göre tertiplediği bu dolambaçlı buluş, Mozart’ı hiç tatmin etmemiş ve büyük sanatçı, metnin bu kısmını değiştirerek, Belmonte’yi kendi oğlu olmaktan çıkarıp, kendisinin korkunç rakibi ve düşmanı olan Hıristiyan bir şövalyenin oğlu yapmıştır. Bu suretle Belmonte’nin, Hıristiyan rakibinin oğlu olduğunu gizlice sezen Selim Paşanın, sevgilisi Constanze’yi kaçırırken yakalanan gencin idam cezasını affedip, her iki sevgiliyi de bir arada azat etmesini, Paumgartner eserdeki ahlâki (ethique) özün muhassalası olarak [özeti] vasıflandırmakta ve sanatçının librettoda yaptığı bu dikkate değer değişikliği, Mozart sanatında hümanizmaya açılan kapı olarak tanımaktadır. Görülüyor ki, Mozart’ın daha başka eserlerinde de Türkiye’den ilham alması, suni bir “turquerie” yaratma değil de, moral bir tatmine yönelişin sembolüdür.

            Sanatında insanlık idealine ulaşan Mozart’ın, bizden mülhem olan [esinlenen] daha başka eserler de yazmış olması, Türkiye ile ilgili şu kronolojik akışın meydana gelmesine yol açmıştır; şöyle ki: 36 yaş civarında ölen Mozart, 24 yıllık bir devreye sığan yaratma hamleleri içinde, Türkiye’den aldığı ilhamla beş eser yazmıştır. Sanatçının Türkiye’ye yönelen yaratma devresinin başlangıcı, Osmanlı-Avusturya münasebetlerinin karanlık bir safhaya girdiği tarihlere isabet etmektedir (). Bu tarihlerde Mozart, Türk keman Konçertosunu yazmıştır (K.V. ). Büyük sanatçı, bu konçertoda kullandığı bir Türk temasını, ’de İtalya’da iken bestelemiş olduğu “Sarayda Kıskançlık” adlı balesinde de kullanmıştır.

            Mozart, kendince tasavvur ettiği Türk temalarından mülhem en önemli eserlerini, ve yıllarında yazmıştır. Bu arada bestelediği 11 numaralı La-majör piyano sonatı (K.V. ), Türkiye’de I. Abdülhamit’in Avusturya ile dostluk münasebeti kurma yolunda büyük gayret sarf ettiği bir devreye tesadüf etmektedir. Hele bu sonatın “Rondo alla turca” kısmının Paris’te yazıldığı tarih (), Avusturya İmparatoriçesi Marie Therese’in Türklerle devamlı bir barış sağlama bakımından bütün gücüyle uğraştığı bir devreye rastlamaktadır. İmparatoriçenin ölümünden sonra, Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya arasında başgösteren anlaşmazlıklara rağmen, Türkiye’ye olan ilgisi barışsever bir hava içinde devam eden Mozart, tam o tarihlerde, Kanuni Sultan Süleyman’dan mülhem olan “Zaide” adlı ilk Türk operasını (K.V. ) bitirmeye çalışmış, fakat bu eser her nedense yarım kalmıştır ().

            Ne gariptir ki Mozart, en önemli eseri olan “Saraydan Kız Kaçırma” operasını, İmparatoriçe Marie Therese’in artık hayatta olmadığı ve iki devlet arasındaki münasebetlerin hayli bozulmuş olduğu bir devrede yazmıştır () (K.V. ). Fakat işin daha çok dikkate değer tarafı, yukarıda da açıklandığı gibi, Mozart’ın bu iş için hazırlanan metnin en önemli yerini bizzat değiştirmiş olmasındadır. Onun içindir ki, Marie Therese’in barışsever rejimine alışık olan Mozart’ın, İmparator II. Josef zamanında yazdığı “Saraydan Kız Kaçırma” operasında Türk Paşası Selim’i, insanseverlik idealinin sembolü mevkiine yükseltmek için metni değiştirmesi, böyle bir inisiyatifin dayandığı moral sebebi açıklaması bakımından bilhassa ehemmiyetlidir. Nitekim bu eser ilk olarak yılında Viyana’da Burgtheater’da çok büyük bir başarı ile oynanmış ve günün politika ihtiraslarının fersahlarca üstünde kalan Mozart dehası, sanatın, milletleri birbirine yaklaştıran en yüksek bir ideal olduğunu böylece ispat etmiştir.

            ’da Mozart’ın ölüm yıldönümü münasebetiyle Avusturya İlimler Akademisi tarafından Viyana’da tertip edilmiş olan Mozart Kongresi’nde, “Osmanlı-Avusturya münasebetleri ışığında Mozart” adlı tebliğimi, Viyana Üniversitesi salonunda henüz yapmıştım ki, aynı Kongreye davet edilmiş olan tanınmış bir müzikolog yanıma gelmiş ve: “Mozart’ın son eseri olan Requiem’i, bir Türkün kendisine sipariş etmiş olduğunu biliyor muydunuz?” diye sormuş ve bu konuda yaptığı araştırmalarla ilgili bir metni sonradan bana da göndermişti. Bu muhterem bilgin, vakıa bazı dikkate değer ipuçları bulmuş, fakat bunları kesin bir sonuca ulaştıramamıştı. Belki de günün birinde bu hususların aydınlanmasını mümkün kılacak bazı vesikalar ortaya çıkacaktır. Bence mühim olan şey, Mozart’ın Türkiye’ye ilgisinden doğan menkıbelerin günümüze kadar devam etmesidir.

Wolfgang Amadeus Mozart

Wolfgang Amadeus Mozart (27 Ocak , Salzburg - 5 Aralık , Viyana) veya vaftiz adıyla Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart, Klasik Batı Müziği'nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekârlarından biridir.

Kutsal Roma İmparatorluğu'na bağlı Salzburg'da doğan Mozart, olağanüstü yeteneklerini erken yaşta göstermeye başladı. Beş yaşında piyano ve keman konusunda yetkin hale gelmiş, beste yapmaya başlamıştı ve Avrupalı kraliyet ailelerine konserler veriyordu. 17 yaşında Mozart, Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yapmaya başladı ama orada tatmin olmayınca daha iyi bir pozisyon aramak üzere seyahatlere çıkmaya başladı. 'de Viyana seyahati sırasında Salzburg'daki görevinden ihraç edildi. Bunun üzerine Viyana'da kalmaya karar verdi. Viyana'da daha meşhurdu ama maddi güvencesi daha azdı. En ünlü senfonilerinin, konçertolarının ve operalarının birçoğunu ve Requiem'in bazı kısımlarını Viyana'daki son yıllarında besteledi. 35 yaşında öldüğünde Requiem henüz tamamlanmamıştı. Ölümüyle ilgili ayrıntılar hâlâ tartışma konusudur.

Bestelediği 'den fazla eserin birçoğu senfoni, konçerto, oda, opera ve koro müziğinin zirve noktaları olarak kabul edilir.[1][2] Mozart tüm zamanların en önemli klasik bestecileri arasında sayılır ve Batı müziği üzerindeki etkisi çok derindir. Ludwig van Beethoven ilk eserlerini Mozart'ın gölgesinde bestelemiştir. Joseph Haydn, Mozart için "Böyle bir yetenek yıl boyunca bir daha gelmez." demiştir.[3]

Yaşamı[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası