diyanet ihtisas kursu ders notları pdf / DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DİNİ YÜKSEK İHTİSAS SINAVI

Diyanet Ihtisas Kursu Ders Notları Pdf

diyanet ihtisas kursu ders notları pdf

DSpace JSPUI

Abstract: Bu çalışma Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki eğitim merkezlerinden ihtisas kursu düzenlenen, İstanbul Pendik Haseki (20 Ocak ), Konya Selçuk (26 Ekim ), Trabzon Akçaabat Darıca (30 Ekim ), Erzurum M. Nuri Yılmaz (07 Şubat ) ve Kayseri Eğitim Merkezleri (07 Ekim ) üzerine yapılmıştır. İhtisas kursu düzenlenmeyen eğitim merkezleri, araştırmanın dışında tutulmuştur. Başkanlık personelinden İlahiyat Fakültesi mezunu olanlar arasından, imtihanla bu kurslara eleman seçimi yapılmaktadır. Seçilen kursiyerler, otuz aylık bir kursa tabi tutulduktan sonra, yine başkanlık bünyesinde özellikle müftü ve vaiz olarak istihdam edilmektedir. Kursiyerler ilk dokuz ayda Kur’an-ı Kerim ve Arapça dersleri görmektedir. Kur’anı Kerim dersinde okuma, ezber ve meal, Arapça’da ise gramer, kelime yapıları ve konuşma üzerinde durulmaktadır. Hazırlık döneminde elde edilen seviye, ihtisas döneminde Arapça kaynaklardan işlenen derslere temel teşkil etmektedir. İhtisas döneminde hadis, tefsir ve fıkıh dersleri yoğun olmakla beraber, kelam dersi de işlenmektedir. Bu çalışmanın amacı, İhtisas Kurslarının önemine dikkat çekmek ve kursa giriş imtihanından başlayarak kurs bitimine kadar karşılaşılan sorunları tespit edip çözüm önerileri sunabilmek, olarak belirlenmiştir. Bu amaçlara, Niçin, Ne, Kime, Nasıl öğretilecek ve sonuçta Ne kadar öğretilmiş” soruları doğrultusunda ve eğitim bilimlerinin sistematiği içerisinde ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada uygulanan alan araştırmasına, beş eğitim merkezine devam eden kursiyerle, 18 mezun olmak üzere toplam kişi katılmıştır. Anket metinleri, her başlık için ayrı ayrı değerlendirilip tablolaştırılmıştır. Araştırmada öncelikle, kurslara duyulan ihtiyaç ele alınmış ve bu kursların son derece gerekli olduğu anlaşılmıştır. Kurslarda kaliteli bir eğitim verildiği anlaşılmış, bununla beraber kursların daha verimli hale getirilmesi için neler yapılması gerektiği de araştırılmıştır. Bu çerçevede, sistemli öğretmeye ve uygulamaya yönelik eksiklikler tespit edilmiştir. Sorunların çözümüne yönelik teklifler, anket metinleri doğrultusunda sonuç bölümünde verilmiştir. Bu çalışma, kurslar üzerine yapılan üçüncü araştırmadır. Önceki çalışmalarla birlikte değerlendirildiğinde son derece faydalı olacağını ve kurslarla ilgili yapılacak düzenlemelere katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
This study was made about İstanbul Pendik Haseki (20 January ), Konya Selçuk (26 October ), Trabzon Akçaabat Darıca (30 October ), Erzurum M. Nuri Yılmaz (07 February ) ve Kayseri Education Centers (07 October ) which are organized as the course of specialization in The Presidency of Religious Affairs. The education centers which are not organized as the course of specialization were excepted from this study. The members of these courses are chosen by examination from personnels of The Presidency of Religious Affairs, who are gratuated from the Faculty of Theology, to courses of specialization. Chosen members take a course for 30 months and than they are employed as a mufti or preacher. In the first nine months, the members of these courses take lessons of the Quran and Arabic. At the lessons of Quran they are educated in reading, memorizing and meaning of Quran. In Arabic grammer, speaking and structures of words are taken up intensively. The level gotten in the term of preparations makes base of lessons whice are taken in the term of specialization from written source of information in Arabic. By the way, in the term of specialization the members of these courses take lessons of Hadidth, Interpretation, Fiqh and Utterance. The aim of this study is to notice the importance of the courses of specialization and to take attention the problems which appear from the beginning to end of the course and to offer solutions about these problems. In the study we precedencely take up the necessity of these courses and it is understood from this search that these cources are extremely seafoodplus.info is also understood that well-education is trained in these courses however it is searchedthat how to get beter the education systems and what to seafoodplus.info is also established that there is the deficiency in systematic teaching and seafoodplus.info suggestions for the solutions of problems are offered in consequence in direction of questionnaire text. This study is the third search about these seafoodplus.info this study is evaluated with former studies, we think that it is extremely beneficial and contributes to reorganize about these cources.

İhti̇sas Ders Notlari Kavram

Okunan Derslerin Tablolarla Hazırlanmış Özetidir.


(Hadis Usûlü, Tahrîc Usûlü, Hadis Anlam Yorum, Fıkıh Usûlü, Medhal,
El-Ahvâlü’ş-Şahsiyye, Mukâranetü’l-Mezâhib, Kelam, Mantık, Tasavvuf,
Mezhepler Tarihi, Dinler Tarihi ve Güncel Fıkıh Meseleleri)
(Toplam Tablo ve 13 Ders)

Mezhepler
Hadis Akâid/Kelam Dinler Tarihi Tasavvuf Fıkıh
Tarihi

Medhal
Hadis Usûlü’t-Tahrîc (Fıkıh İlmine Giriş)
Usûlü (Tahlil-Tenkit)
Fıkıh Usûlü
El-Ahvâlü’ş-Şahsiyye
Hadis Anlam Yorum
(Aile Hukuku)
Mustafa
Mukâranetü’l-Mezâhib
ŞAHİN
Güncel Fıkıh Meseleleri


‫الر ِح ِيم‬
َّ ‫ان‬ َّ ِ‫ِب ْس ِم هللا‬
ِ ‫الر ْح َم‬ ‫الر ِج ِيم‬ َّ ‫ان‬ ِ ‫ط‬ َّ ‫عوذُ ِباهللِ ِمنَ ال‬
َ ‫ش ْي‬ ُ َ‫ا‬
َ‫ ِ ْال َاالَ ِمين‬
ِ ّ ‫ِل َر‬ ِ ّ ِ ‫اَ ْل َح ْم ُد‬
ْ َ‫ع ٰلى آ ِل ِه َوا‬
َ‫ص َحا ِب ِه أ َ ْج َم ِاين‬ ُ ‫ع ٰلى َر‬
َ ‫سو ِلنَا ُم َح َّم ٍد َو‬ َ ‫س ََل ُم‬
َّ ‫ص ََلة ُ َو‬
َّ ‫َوا‬
Bizi yaratan ve layık olmadığımız halde bütün nimetleri bize veren âlemlerin rabbi ALLAH’u
zülcelâle hamd olsun.
Bu eser, Diyanet İşleri Başkanlığı Diyarbakır Dinî Yüksek İhtisas Merkezinde okuduğumuz
süre (30 ay) boyunca gördüğümüz derslerin tablo şeklinde hazırlanmış bir özetidir. Görsel hafıza
yoluyla elde edilen bilginin daha kalıcı olduğuna inandığımız için çalışmamızı tamamen tablolar
üzerinde gerçekleştirdik. Özellikle İhtisas kurslarında okuyan kardeşlerimizin istifade
edebileceği ümidiyle düzenlediğimiz bu eserin, İlahiyat Fakülteleri ile İmam Hatip Liselerinde
okuyan öğrencilere ve Dhbt, Mbsts gibi sınavlara hazırlanan kardeşlerimize de faydalı olacağı
kanaatindeyiz.
İlk başlarda bulunan derslere ait tablolar, İslami ilimleri öğrenmek isteyen bütün
kardeşlerimizi ilgilendirmektedir. Son bölümlerde bulunan tablolar ise genel olarak Dinî Yüksek
İhtisas Merkezlerinde okuyan kardeşlerimize hitap etmektedir.

Eserin içerisinde eksik olan bazı dersler (Sarf, Nahiv, Tefsir Usûlü, Belagat) inşallah bir
sonraki baskıda eklenecektir. Özellikle Katru’n-Nedâ’nın şerhini nahiv tabloları olarak bu
çalışmamıza eklemeyi ümit ediyor ve ALLAH’ın yardımına sığınıyoruz.

Bu tablolardaki bilgileri hazırlamadan önce bize okutan/öğreten Diyarbakır Dinî Yüksek


İhtisas Merkezi Eğitim Görevlisi hocalarıma, beni sürekli teşvik eden aynı dönemde birlikte
okuduğum bütün İhtisas Merkezlerinin dönemi mezunlarına ve benimle sürekli vakit
geçirmeye alıştığı için ders çalışırken yanıma gelip “Baba! Yine mi ders çalışıyorsun!” diyerek
beni yalnız bırakmayan oğlum Ahmet Yusuf’a da özellikle teşekkür ediyorum.

Bütün nimetleri bize bahşettiği gibi teknoloji hususunda da bize faydalı bilgiyi öğreten
ALLAH’a hamdüsenalar olsun.

Not: Toplamda tablodan oluşan bu çalışma, içindekiler kısmından kolaylıkla istenilen
konuya ulaşılabilecek şekilde hazırlanmıştır. yılında mezun olacak kardeşlerimizin bitirme
sınavına yetiştirmek için biraz hızlı hazırladığımız bu çalışmada gözden kaçan hatalar varsa
tarafıma bildirmenizi rica ederim.

TABLOLARIN NUMARASI, YATAY ŞEKİLDE BAKINCA SAĞ ÜST KÖŞEDE BULUNMAKTADIR.

BU ESERİN ÇOĞALTILARAK PARA KARŞILIĞI SATILMASINDAN KESİNLİKLE RAZI DEĞİLİZ.

Mustafa ŞAHİN

Tel: 70 26
İÇİNDEKİLER
Hadis Usûlü (Sahih, Merfu, Mütevatir ve diğer hadis kısımları) ………………………………………………………Tablo-1
Hadis Usûlü (Zayıf Hadislerin Çeşitleri ve diğer konular) …………………………………………………………………Tablo-2
Hadis Usûlü (Hadis Öğrenme Metotları ve Ravilerin Kusurları) ………………………………………………………Tablo-3
Hadis Tahlil Tenkit (Hadis Edebiyatında İsnad Sisteminin Tarihi, Önemi ve Metin Tenkidi) …………Tablo-4/5
Hadis Tahlil Tenkit (Literatür, Hadisin Kaynağına Ulaşma Metotları ve Concordance Kullanımı)….Tablo-6/7
Hadis Tahlil Tenkit (Hadisin Kaynağına Ulaşma Metotları) . …………………………………………………………Tablo-8
Hadis Tahlil Tenkit (Cerh Ta’dil ve Rical İlmi ile Cerh/Tadil Lafızları) ………………………………………………Tablo-9
Hadis Tahlil Tenkit (İsnad Araştırma Aşamaları ve Bazı Hadislerin Kur’an’a arz edilmesi) ……………seafoodplus.info
Hadis Tahlil Tenkit (Sünnetin sünnete arz edilmesi ve Sünnetin Tarihe arz edilmesi) …………………Tablo – 11
Hadis Tahlil Tenkit (Bazı Hadislerdeki Mana Bozukluğu ve Dini Esaslara Aykırı Olması) ……………seafoodplus.info – 12
Hadis Anlam Yorum (Hadislere Bütüncül Bakış Önündeki Engeller –Önyargılı bakış vb…-) …………Tablo – 13
Hadis Anlam Yorum (Metin Tenkidinde Bütünlük ve Recm Hadisinin İncelenmesi) …………………….Tablo - 14
Hadis Anlam Yorum (Hadislerdeki İhtilaflar ve Çözüm Yolları) …….………………………………………seafoodplus.info - 15/16
Hadis Anlam Yorum (Bazı Hadislerin Değerlendirilmesi) …………………………………………………Tablo – 17/18/19
Fıkıh Usûlü (Bazı Kavramlar, Lafızların Kısımları ve Delaletleri ile Âmm Lafzın Tahsisi) Tablo – 20/21/22/23
Fıkıh Usûlü (Şerî Deliller – Kur’ân, Sünnet, İcma, Kıyas ve diğerleri – ) ………Tablo – 24/25/26/27/28/29/30
Fıkıh Usûlü (Seddi Zerâî ve Ahad Haber İle Amel Etme Meselesi) ……….……….……….……….…………seafoodplus.info – 31
Fıkıh Usûlü (Teklîfî ve Vadî Hükümler ile Kısımları) ……….……….……….……….……….…Tablo – 32/33/34/35/36
Fıkıh Usûlü (MAkâsıdü’ş-Şerîa, Zaruriyyat, Haciyyat, Tahsiniyyat) ……….……….…….…Tablo – 37/38/39/40
Medhal (İslam Fıkhına Giriş) (Fıkıh ve Fıkhın Devreleri ile Mezhepler Hakkında Bilgi) ……….………seafoodplus.info - 41
Medhal (Mal ve Kısımları ile Muhayyerlikler) ……….……….……….……….……….……….……….………..……Tablo – 42
Medhal (Milk ve Milkiyetin Kısımlarından Tam Milkiyet ile Nakıs Milkiyet, Şufa Hakkı) ………seafoodplus.info – 43/44
Medhal (Tasarruf ve Akit Nazariyesi) ……….……….……….……….……….……….……….……….……….………. Tablo – 45
Medhal (Ehliyet Arızaları ve Fuzûlî’nin Akdi) ……….……….……….……….……….……….……….……….………Tablo – 46
Medhal (Akdin Kusurları ve Kısımları) ……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….Tablo – 47
Medhal (Suç ve Ceza Nazariyesi) ……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….……seafoodplus.info – 48
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Aile Hukuku) (Tdv “Aile” Maddesi ve Literatür) ……….……….……….……….……Tablo – 49
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Nikah Şartları, Hıtbe, İcab-Kabul) ……….……….……….……….……….……….……….Tablo – 50
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Nikah Çeşitlerinden Mut’a, Muvakkat, Şiğar ve Nikahın Hükümleri) ………seafoodplus.info – 51
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Evlenilmesi Haram Olan –Mahrem– Kişiler) ……….……….……….……….…………Tablo – 52
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Velayet ve Kısımları) ……….……….……….……….……….……….……….……….………seafoodplus.info – 53
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Vekâlet ve Evlilikte Kefâet) ……….……….……….……….……….……….……….……….Tablo – 54
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Evliliğin İspatı ve Ehli Kitapla Evlilik) ……….……….……….……….……….……….…seafoodplus.info – 55
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Evlilik Hakları) ……….……….……….……….……….……….……….……….……….…………Tablo – 56
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Mehir, Şartları, Çeşitleri, Miktarı, Mut’a Nikahı ve Halvet Konusu) .Tablo – 57/58/59
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye ( Nafaka) ……….……….……….……….……….……….……….……….……….……….…Tablo – 60/61
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Tdv “Lian” , “Îlâ” maddesi ve Fesh) ……….……….……….……….……….……….…….Tablo – 62
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Talak, Çeşitleri, Sayısı, Lafızları, Muhâle’a, İddet) ……….………Tablo – 63/64/65/66/67
El Ahvâlü’ş-Şahsiyye (Nesep, Rada’, Hadâne, Hacr) ……….……….……….……….………Tablo – 68/69/70/71/72
Mantık (Niseb-i Erbea’, Külliyat-ı Hamse, Haddi Tam ve Nakıs, Makâsıd, Mebâdi’) ….Tablo – 73/74/75/76/77/78
Kelam (Tanımı, Konusu, Gayesi, Hükümler, Deliller ve Kelâmî Mezhepler) …………..…………Tablo – 79/80/81
Kelam (İlahiyat Bahisleri, Nübüvvet Bahisleri, Semiyyat Bahisleri) ………Tablo – 82/83/84/85/86/87/88/89
Tasavvuf (Tanımı, Tarihi, Mistisizm, Tahalluk ve Tahakkuk Kavramları) ……….……………Tablo – 90/91/92/93
Tasavvuf (Tarîkatlar, Tasavvuf Kurumları, Keramet, Rabıta vb Kavramlar) ……….……….…….Tablo – 94/95/96
Dinler Tarihi (Tanımı, Konusu, Gayesi, Yahudilik, Hristiyanlık) ……….……….……….Tablo – 97/98/99//
Dinler Tarihi (Mecusilik, Maniheizm, Sabiîlik, Budizm, Hinduizm, Cayinizm, Sihizim) ….Tablo – ///
Dinler Tarihi (Konfüçyanizm, Şintoizm, Taoizm) ……….……….……….……….……….……….……….……….Tablo –
Mezhepler Tarihi (Tanımı, Konusu, Amacı, Metodu, Mezheplerin Doğuş Sebebi, Hariciler)Tablo – /
Mezhepler Tarihi (Mu’tezile, Ehli Sünnet, Şia, Nusayrilik) ……….….….….Tablo – /////
Mezhepler Tarihi (Dürzîlik-Bâbîlik ve Bahâîlik, Vehhâbîlik ve Kadıyânilik) ……….……….…… Tablo – /
Fıkıh Mukayeseli Metinler (Mesh, Kıraat, Namazların Kısaltılması ve Cem Edilmesi) ………seafoodplus.info – /
Fıkıh Mukayeseli Metinler (Çocuğun Malında Zekat, Bir Sözle 3 Talak, Vakıf, Karîne) ……….Tablo – /
Fıkıh Mukayeseli Metinler (Sefeh ve Borç Sebebiyle Hacr) ……….……….……….……….……….………….Tablo –
Fıkıh Mukayeseli Metinler (Cihad, Rükunleri, Şartları, Ganimetler, Cizye) ……..….Tablo – ///
Güncel Fıkıh Meseleleri (Nevazil, Fetava, Hayzlı Kadının İbadeti) ……….……….……….……….…………Tablo –
Güncel Fıkıh Meseleleri (Diğer Din Mensuplarıyla Evlilik, Kadının Şahitliği) ……….……………seafoodplus.info – /
Güncel Fıkıh Meseleleri (Cihat, Bağy, İslam’da Ülke Kavramı, Misyar Nikahı ve İstişhad) …….Tablo /
HADİS USÛLÜ
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬
R ‫بسم‬ BU TABLO HADİS USÛLÜ (İ.Lüfti ÇAKAN-Talat KOÇYİĞİT) KİTABINDAN HADİSLERİN KISIMLARI (Merfu, Mütevatir, Sahih vb…) BAHSİNİ ANLATMAKTADIR ‫الحمد هلل رب العالمين‬ Tablo1
Hadis İlimleri İki Kısımda İncelenir: Rivayet İlmi ve Dirayet İlmi. (Rivâyetü’l-Hadîs ve Dirâyetü’l-Hadîs) ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬
Rivayet İlmi: Rasulullah, sahabe ve Tabiine ait söz, fiil ve takrirlerin, güvenilir bir şekilde bize ulaşmasını sağlar. Dirayet İlmi: Bize ulaşan hadislerin kabul ve red yönünden inceleyen ilim dalıdır. (Mustalah’ul Hadis, Ulumu’l Hadis de denir.)
Mervî: Rivayet edilen, nakledilen hadis, haber. Sünnet: Rasulullah’ın peygamberlik öncesi veya sonrası her türlü söz, fiil, takrir(onay) ve ahlâkî sıfatları (yaşama, yeme, içme vb) ile ilgili bütün davranışlarıdır.
Hadis: Genel olarak Rasulullah’a ait olan söz, fiil ya da takrîrlerdir. (Bazen de Sahabe veya Tâbiûna ait olan rivayetler için kullanılır.) İnkıta’: Senette bulunan kopukluğa (Herhangi bir ravinin düşmesine) inkıta’ denir.
Haber/Eser: Genel olarak Sahabe veya Tâbiûndan gelen her türlü bilgi ve rivayettir. (Bazen de Rasulullah’tan gelen rivayetler için kullanılır.) Mesrûk Hadis: İlgi çekmek için, senetteki bir ravisi, aynı dönemdeki başka ravi ile değiştirilmiş hadis.
Mütevatir: Senedin başından sonuna kadar her tabakada, aklen yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayacak kadar çok sayıda ravinin rivayet ettiği hadislerdir. Ahad: Mütevâtir hadis şartlarını taşımayan hadislerdir.
Hadisler olarak 4 Kısımda incelenmektedir: 1-Kabul ve Red Açısından 2- Ravi Sayısına Göre : 3- Kaynağına Göre: 4- Sıhhat Derecesine Göre

1- Kabul ve Red Açısından: 2- Ravi Sayısına Göre: 3- Kaynağına Göre: 4- Sıhhat Derecesine Göre:
Makbul ve Merdud olmak üzere 2 kısımdır. Bu hadisler Mütevatir ve Ahad olmak üzere 2 kısımdır. Senedin ulaştığı zâta göre hadisler Kudsî, Merfû, Mevkûf ve Sahih, Hasen ve Zayıf olmak üzere 3 kısımdır.
(Not: Hanefiler bu kısmı 3’e ayırır: Mütevatir-Meşhur-Ahad) Maktû olmak üzere 4 kısımdır.
A- Makbul Hadis (Kabul edilen Hadis):
Râvîsinin doğruluğu kabul edilen ve kendisiyle A- Sahih Hadis:
A- Mütevatir Hadisler: A- Kudsî Hadis:
amel edilmesi gereken hadistir. Adalet ve Zabt sahibi (Sika) râvilerin muttasıl bir senetle,
Senedin başından sonuna kadar her tabakada, Mânâsı ALLAH’a, lafzı Rasulullah’a ait olan hadislerdir.
(Ma’mulun Bih veya Me’huzun bih de denilir.) şaz ve muallel olmadan rivayet ettikleri hadislerdir.
aklen yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayacak Kur’ân’ı Kerîm dışında “ALLAH teâlâ şöyle buyurmuştur”
İki kısımda incelenir. 2 kısımda incelenir:
kadar çok sayıda ravinin rivayet ettiği hadislerdir. diyerek Rasulullah’ın ALLAH’a nisbet ettiği hadislerdir.
Kesin bilgi ifade ettiği için tetkike (araştırma/inceleme) İlâhî veya Rabbânî hadisler de denilebilir. a- Sahih Li Zâtihî: Sahih olmanın bütün şartlarını
a- Araştırma/İncelemeye Tabi Olmadan
tabi tutulmazlar. İki kısımda incelenir: Lafzî ve Manevî bizzat taşıyan (Kendi şartlarıyla sahih olan) ve sıhhat
Makbul Olanlar: Mütevatir Hadislerdir. B- Merfû Hadis: yönünden en üst derecede bulunan hadislerdir.
a-Lafzî mütevatir: Bütün rivayetlerde lafızları Senedi muttasıl veya munkatı olarak Rasulullah’a açıkça
b- Araştırma/İnceleme Sonucunda (Yani; Muttasıl senetle, şaz ve muallel olmadan,
aynı olarak rivayet olunan mütevatir hadislerdir. ya da hükmen nisbet edilen söz, fiil veya takrîrlerdir.
Makbul Olanlar: Sahih ve Hasen Hadisler. Adalet ve zabt sıfatlarını tam olarak taşıyan ravilerin
Bu tür hadisler yok denilecek kadar azdır. 2 kısımdır: Sarahaten Merfû ve Hükmen Merfû rivayet ettiği hadislerdir.)
B- Merdud Hadis: Örnek: Her kim bana isnâd ederek kasten yalan
Senet veya metni bakımından Rasulullah’a ait uydurursa, cehennemdeki yerine hazırlansın. a- Sarahaten Merfû: b- Sahih Li Gayrihî: Râvilerden birisinde bulunan bir
olma ihtimali bulunmayan veya ait olması az bir Rasulullah’a nisbeti, ravi tarafından açık bir şekilde kusur (zabt kusuru) sebebiyle sahih olamayan ancak
ihtimale dayanan hadislerdir. İki Kısımdır: b-Manevî Mütevâtir: İçeriği aynı olmakla beraber belirtilen hadislerdir. (“Rasulullah şöyle dedi, başka bir sahih isnad ile bu kusurun giderilmesi
farklı lafızlarla rivayet olunan mütevâtir hadislerdir. Rasulullah’ı şöyle yaparken gördüm” vb…) sonucunda sahih derecesine çıkan hasen hadistir.
a- Araştırma/İnceleme Sonucunda Bu tür hadislerin sayısı çoktur. Bu tür hadisler kendi zatıyla Sahih olmadığı için
Merdud Olanlar: Zayıf Hadislerdir Örnek: Rasulullah’ın dua ederken ellerini kaldırdığının b- Hükmen Merfû:
sıhhat yönünden Sahih Li-zatihî’nin bir altındadır.
rivayet olunması örnek olarak verilebilir. İsrailiyatla tanınmamış bir Sahabinin İçtihad ve Rey
b- Araştırma/İncelemeye Tabi olmadan dışındaki ( Geçmiş ve gelecekten haberler, azab ve B- Hasen Hadis:
Merdud Olanlar: Mevzu sözlerdir. B- Âhad Hadisler (Haberi Vâhid): sevap gibi) bir alanda yaptığı rivayetlere denir. Adalet sahibi olup fakat zabt sahibi olmayan râvilerin
Not: Bu kısımdaki rivayetlere Mütevâtir hadis şartlarını taşımayan hadislerdir. Çünkü bu konular ancak vahy ile bilinebilir. muttasıl bir senetle, şaz ve muallel olmadan rivayet
Hadis denmesi dahî uygun değildir. (Yani senedin herhangi bir yerinde râvi sayısı tevatür ettikleri hadislerdir. (Sahih ile tek farkı râvinin zabtıdır.)
derecesine ulaşmadan rivayet olunan hadislerdir.) C- Mevkûf Hadis: 2 kısımda incelenir:
*Hadis usûlünde tetkîke (İnceleme ve Araştırmaya) tabi Senedi muttasıl veya munkatı olarak Sahabeye nisbet edilen
tutulan hadis çeşitleri bu başlık altında incelenmektedir. söz, fiil veya takrîrlerdir. (Senedi Sahabede son bulan hadisler.) a- Hasen Li Zâtihî: Başka rivayetlerin desteğine
3 Kısımdır: Meşhur, Aziz ve Garîb ihtiyaç duymadan kendi zatında hasen olan hadistir.
Mutabi’ ile takviye edilirse, Sahih Li Gayrihi olur.
a- Meşhur Hadis: Senedinin her tabakasında en az 3 râvi tarafından rivayet olunan ya da en az 3 farklı D- Maktu’ Hadis:
Senedi muttasıl veya munkatı olarak Tâbiuna nisbet edilen söz, b- Hasen Li Gayrihî: Çok hata yapmayan ve yalanla
senetle rivayet edilen hadislerdir.
fiil veya takrîrlerdir. (Senedi Tabiunda son bulan hadislerdir.) itham edilmemiş ravilerin ehliyeti tam tesbit
Not: Burada açıkladığımız Meşhur hadis, senetteki râvi sayısına göre Meşhur olan hadistir. Bir de halk
edilemediğinden dolayı aslında zayıf olan ancak
arasında meşhur olduğu için bu isimle (Meşhur diye) anılan hadisler vardır ki birbirine karıştırılmamalıdır.
başka rivayetlerin desteğiyle hasen derecesine çıkan
b- Aziz Hadis: Senedinin herhangi bir tabakasında râvi sayısının 2’e düştüğü ya da en az 2 farklı senetle hadislere denilir.
rivayet edilen hadislerdir. Not: Sahabe ravisi tek olsa da genel kanaate göre yine aziz sayılır.
C- Zayıf Hadis: Sahih ve Hasen hadis şartlarını taşımayan hadislerdir.
c- Garîb Hadis: Senedinin herhangi bir tabakasında ravi sayısının 1’e düştüğü hadislerdir. 2 kısımdır. Yani Kabul Şartlarını taşımadığı için Merdud hadis olarak değerlendirililr.
Bir hadisin Merdud(Zayıf) olması iki sebepten dolayıdır:
*Nisbî Garib (Ferd-i Nisbî): *Mutlak Garîb (Ferd-i Mutlak): 1- Senette bulununan kopukluktan dolayı
Senedin başında (Sahabi) değil de Senedin başında ravinin tek kalmasıdır. 2- Râvide bulunan kusurdan dolayı
diğer tabakalarda ravinin tek kalmasıdır. (Yani Sahabi ravisinin tek kalmasıdır.) ***ZAYIF HADİSİN KISIMLARI SONRAKİ TABLODA İŞLENECEKTİR.***

***Önemli Notlar: Hadislerin Sıhhatine Göre Hükümleri (Hangi hadisle amel edilip edilmeyeceği):
*Mütevatir: Kesin bilgi ifade eder, amel etmek vaciptir, inkar eden kâfir olur.
*Unutmamak gerekir ki bir hadis aynı anda birden fazla özelliği taşıyabilir. Mesela Meşhur bir hadis aynı anda zayıf da olabilir.
Ya da Kudsi bir hadis Sahih ve Aziz olabilir. Aynı şekilde Kudsî ya da Merfû bir hadis aynı zamanda mevzû olabilir. **Sahih: Hüccettir, amel etmek vaciptir.
**Hadisçilere göre Meşhur olan bir hadis, Fıkıhçılara göre Müstefîd hadistir. ***Hasen: Çoğunluğa göre hüccettir, amel bakımından makbuldür.
**** Zayıf: 3 Görüş vardır: 1-Mutlak amel edilmez. 2-Mutlak amel edilir. 3- Üç şartla amel edilir: Bu şartlar şöyledir;
Meşhur Hadis (Muhaddisler): Senedin bütün tabakalarında en az üç ravisi olan hadislerdir. Bu, Fıkıhçılara göre Müstefiddir.
Meşhur Hadis (Fıkıhçılara göre): Senedin başında bir ravisi olsa da sonraki tabakalarda şöhrete ulaşan hadislerdir. Şiddetli zayıf olmayacak, İslam’ın temel esaslarına uygun olacak ve Zayıf hadisle amel edildiği bilinerek ihtiyatlı davranılacak.
USÛLÜ’T-TAHRÎC
(HADİS TAHLİL-TENKİT)
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬HADİS TAHLİL TENKİT DERSİ (KAYNAK: 4 KİTAP) SELAHATTİN POLAT (HADİS ARAŞTIRMALARI) + AHMET CÂSİM + MAHMUD TAHHAN + DUMEYNİ ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬ Tablo6
BU TABLO: MAHMUD TAHHAN’ın USULÜ TAHRİC KİTABINI (TAHRİC ve TANIMI, TAHRİC YOLLARI ve KİTAPLARI ) ANLATMAKTADIR.
Tahric: Bir hadisin senediyle birlikte asli kaynağındaki yerine ve sıhhatine ulaşmaktır. +++++ (Lügatde Tahric: Açığa çıkarmak Hadisçilerde Tahric: Hadisin kaynağını insanlara zikretmek ve asli kaynağına delalet için kullanılır.)
Asli Kaynak: Hadislerin Hz. Peygambere isnadı ile birlikte zikredildiği kitaplardır. Feri Kaynak Hadislerin İsnadsız zikredildiği kitaplardır.

En Meşhur Tahric Kitapları: Tahricin Tarihi: İlk dönemlerde Tahricin Hükmü, ve Faydası: 2-Fer-i Kaynaklar: 1-Asli Kaynaklar:
1-NasburRâye Li Ehâdisil Hidâye – İmam Zeyleî () tedvin çok az olduğu için Şer-i ilimlerle ilgilienen herkese Buluğul Meram (İbn Hacer) Kütübü Sitte
2-Ed Dirâye fi Tahrîcî Ehâdisil Hidâye: İbn Hacer () tahricle ilgilenilmedi. Tedvin Tahric ilmini bilmek vaciptir. Camius Sağir (Suyuti) Muvatta
3-Et Telhisul habir fi Tahrici Ehadisi Vecizil Kebir: İbn Hacer () döneminde ise Tahrice İhtiyaç Hadisin asli kaynağındaki yerine Riyazüs Salihin (Nevevi) Müsned-i Ahmed
4-El Muğni fi Tahrici ihya min el Ahbâr: Irakî () yoktu. Çünkü o dönemde ulaştırması en büyük faydasıdır. Müstedrek-i Hakim
5-Tahrîcu Ehâdisil Keşşaf – İmam Zeyleî () alimler, hadislerin kaynaklarını Hadisin ravilerini tanımak, Musannef-i Abdurrezak
6-Tahricu ehadisil mihzeb: El Hazimi () çok iyi biliyorlardı. sıhhatini, ravi ve sened sayısını
7-Tahricu ehadisul muhtasarul kebir: Makdisi () Fakat hadis temel kaynaklarına bilmek ve aslı olanı olmayandan
8-Elbedrul Münir: Ali b. Müleggın () vukufiyet azalınca tahric eseleri ayırt etmek gibi faydaları da vardır.
Asli Kaynaklara bağlı olarak yazılanlar Diğer ilimlerdeki asli kaynaklar
9-Tahricul Ehadisulleti yeşiru ilâ Tirmizi fi külli bab: Iraki () ortaya çıktı. İlk tahrici Hatib
El Cem’u Beynes Sahihayn (Humeydi) (içerisinde isnadlı hadis bulunan
Tahricu ehadisul beydavi: Müvani () Bağdadi () yılında yaptı.
Tuhfetul Eşraf (Mizzi) Tefsir, Fıkıh, Siyer gibi)
İlk 4 Kitap hakkında bilgi verilecektir.
Tehzibus Süneni Ebu Davud (Münziri) El Ümm (Şafii)
Tahric metodları 5 tir. (Asıl kaynağa gitme yolları) ErRisale (Şafii)
1-NasburRâye Li Ehâdisil Hidâye İmam Zeyleî () 1- Hadisi rivayet eden sahabeyi bilme yoluyla Taberi Tefsiri (ibn Cerir EtTaberi)
Bize ulaşan en meşhur kitaptır. Hidaye’de (Fıkıh kitabı) 2- Hadis Metninin ilk kelimesini bilme yoluyla Taberi Tarihi (ibn Cerir EtTaberi)
bulunan hadislerin kaynaklarını tahric eder. Tahric 3- Hadis metninin biryerinde bulunup az kullanılan kelime yoluyla Megazi (İbn İshak)
alanında daha iyisi yoktur. En faydalı ve kapsamlı tahric 4- Hadisin konusunu bilme yoluyla Tabakatul Kubra (İbn Sad)
kitabıdır. 5- Hadisin metin veya sened durumunu gözönünde bulundurma yoluyla
Metodu: Hadisin tamamını zikreder
Mütabi ve şahitlerini getirir.
1- Hadisi rivayet eden sahabeyi bilme yoluyla 2- Hadis Metninin ilk kelimesini bilme yoluyla 3- Hadis metninin biryerinde bulunup 4- Hadisin konusunu bilme yolu
2- Ed Dirâye fi Tahrîcî Ehâdisil Hidâye: İbn Hacer () Müsned Mu’cem ve Etraf kitaplarına gidilir. 3 farklı grubta bulunan kitaplara gidilir: az kullanılan kelime yoluyla 3 farklı grubtaki kitaba gidilir.
NasburRâyenin özetidir. Onun kadar faydalı değil fakat Müsned: Sahabi ismine göre telif edilen eser. a- Halk arasında meşhur hadisleri tasnif eden, Mu’cemul Mufehres (Concordance) a- Bütün konuları içeren eserler
bazen bu kitapta araştırma daha kolay olabiliyor. Mu’cem: Sahabi ismine göre alfabetik eser b- Hadislerin ilk kelimelerine göre tasnif edilen, b- Dînî Birçok konu içeren eserler
Etraf: Hadisin önemli bir kısmınun olduğu eser c- Mefatih ve Feharis kitaplarına giderek c- Bazı konular için özer eserler
Metodu: Hadisler fıkıh bablarına göre düzenlenmiştir. (Cami, Müstahrec, Müstedrek,
Genellikle baş tarfından bir bölüm alınır.
a-Halk arasındaki meşhur hadis eserleri: Mecami, Zevaid, Sünen,
3-Et Telhisul habir fi Tahrici Ehadisi Vecizil Kebir: -Ettezkire fi ehadisil müştehire – Zerkeşi () Musannef, Cüzler…..)
İbn Hacer () Müsned Sahipleri: -EdDurerul Müntesire – Suyuti ()
Humeydi () -El Leâlil mensure fi ehadisil meşhure – İ. Hacer ()
El Bedrul Münir kitabının özetidir.
Ahmed B. Hanbel () -El Mekasidul Hasene – Sehavi ()
Gazali’nin EL VECZİ’ne, Rafi ŞERHU KEBİR yazdı.
-Temyizut Tayyib Minel Habis– Şeybani ()
ŞERHU KEBİR’e Mülakkın BEDRU MÜNİR yazdı. Mu’cem Sahipleri: -Keşful Hafa – Acluni ()
BEDRU MÜNİR’i İbn Hacer TELHİS diye özetledi. 5- Hadisin metin veya sened durumunu
-Mu’cemul Kebir – Taberani () -Esne’l Metalib – Beyruti ()
gözönünde bulundurma yoluyla
Metodu: Hadisler fıkıh bablarına göre düzenlenmiştir. -Mu’cemul Evsat – Taberani ()
b-Hadislerin ilk kelimelerine göre düzenlenen: *Metinden hareketle 2 durum söz konusudur.
-Mu’cemul Sağir – Taberani () Hadisin ilk kelimesi veya hadisin konusuna bakılır.
Camius Sağir – Suyuti ()
-Mu’cemus Sahabe – Hemedani () **Senedden bakacaksak (mürsel, müselsel, kudsi
4- El Muğni fi Tahrici ihya min el Ahbâr: Irakî ()
-Mu’cemus Sahabe – Mevsili () c-Mefatih ve Feharis kitapları: vb ise,) ilgili esere gidilir.
Gazali’nin İhyasında bulunan hadislerin tahricidir. Hadis
Mifathus Sahihayn – Mustafa Tokadi () ***Hem sened hem metinden hareketle ilel veya
Sahihaynda ise ona işaret eder.
Miftahut Tertib – Ahmed El Gumari () mübhemat eserlerine gidilir.
Sonra kütübü sittede ise ona işaret eder. Etraf Kitapları: Merasil, Mürselat, Mişkat, Mevzu,
Buğye fi tertibi ehadisil hilye - Abdulaziz el Gumari
Orada da yoksa diğer kaynaklara işaret eder. -Etrâfus Sahihayn – Dimeşki ()
Fihris li Ehadisi Sahihi Müslim – Fuad Abdulbaki ()
Metodu: Hadisin bir kısmını ve sahabeyi zikrederek tahric eder. -Etrâfus Sahihayn – Vasıti () Miftahul Muvatta – Fuad Abdulbaki ()
-El Eşraf ala marifetil Etraf – İbn Asakir () Miftahu Süneni İbn Mace - Fuad Abdulbaki ()
Sonra sıhhatini zikreder ve kaynaklarda yoksa “La asle leh -
-Tuhfetul Eşraf bi marifetil Etraf – Mizzi ()
La E’rifu” diyerek belirtir. -İthaful mahere bi Etrafil Aşera – İbn Hacer ()
-Zehairul Mevaris – Nablusi ()
HADİS ANLAM
YORUM
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ HADİS ANLAM ve YORUM DERSİ (3 KİTAP) HADİSE BÜTÜNCÜL BAKIŞ, HADİSLERDE GÖRÜLEN İHTİLAFLAR, KEYFE NETEÂMELU MEA’S-SÜNNETİ’N-NEBEVİYYE ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬ Tablo13
BU TABLO HADİSE BÜTÜNCÜL BAKIŞ (SELÇUK COŞKUN) KİTABINDAN BÜTNCÜL BAKIŞ ÖNÜNDEKİ ENGELLER BAHSİNİ ANLATMAKTADIR.
Bütünlük: Hadisleri, Hz. Peygamber’in muradına uygun bir şekilde anlamayı sağlayacak bakış açısıdır. Bütüncül bakış kavramı daha geniş açıdan değerlendirilmeli ve hadisin ana kaynaklardan alınması, hadis ilim ve ıstılahlarına vakıf olma ve
ön yargıdan uzak durmak gibi özelliklere de şamil olması gerekmektedir. Böylece daha ilk baştan hadis karşısında sağlıklı bir durum sergilenerek bu sağlam alt yapı üzerine sonraki aşamalar bina edilmiş olur.
BÜTÜNCÜL BAKIŞ ÖNÜNDEKİ BAZI ENGELLER KISIMDA İNCELENEBİLİR

1-Ana Kaynaklardan Uzaklaşma: Hadisi 2- Hadis Istılahlarına Vakıf Olmama: Bir kavram birden çok anlama gelebildiği gibi, aynı anlamda birçok kavram da olabilir. Mesela “Müsned” kavramı 3- Hadislere Önyargılı Bakış: Önyargı; önceden
doğru anlamak için, orijinal ve doğru 8 anlama gelebilir. (Merfu Muttasıl + Merfu + Muttasıl + AlerRical eserleri + Metinleri senediyle ihtiva eden eserler + Güvenilir âlim + Güvenilir eser) oluşturulmuş ya da edinilmiş fikirdir. Bilinçli ve
parçaların uygun şekilde yerleştirilmesi Leyse Bi Şeyin ifadesi cerh ve ta’dil kitaplarında zayıf ravi için kullanılırken, İbn Main, çok az rivayet eden ravi için kullanmış. Bilinçsiz olmak üzere 2 türlüdür. Bilinçsiz olandan
gerekmektedir. Orijinal parçalar ise ancak “Kudsi Hadis” denilince ise sahih olarak anlaşılabilmektedir. Halbuki kaynağı açısından Kudsi olan bir hadis sıhhati açısından Mevzu olabilir. kurtulmak neredeyse imkansızdır.
ilk dönem kaynaklarda (Ana kaynaklarda) Mesela “Mukatebe” kavramı, hadis tahammül ve eda yollarından olmasına rağmen bazı araştırmacılar mektuplaşma diye çevirmişler, Hadis araştırmasında iki ihitmal olabilir. Ya konuyla
mevcuttur. Ana kaynaklardan uzaklaşma Bir hadis ıstılahı olan “Ceyyid” kavramını “Yeni” diye, “Garib” kavramını ise “ilginç –tuhaf” diye tercüme etmişlerdir. ilgili hadislerden sonuca varılabilir ya da öönyargıların
2 şekilde olmuştur: “Mutekaddimun” kavramı Hadis ilminde Hatib El Bağdadi’ye kadar olan dönem iken, Kelam ilminde Gazzali’ye kadar olan dönemi anlatmaktadır. etkisiyle, önceden belirlenmiş sonuca göre hadis
Mesela “Rikak” kavramı köle ile ilgili hükümler diye çevrilmiş fakat bu kavramla, zühde ve ahirete yönelmeye teşvik eden hadisler kastedilir. seçlilir. İkinci durum insanlığa hizmetten uzaktır.
Mesela “Kadınlar kaburga kemiğinden
a- Kaynak Olarak
b- Kaynakların farklı özelliklerinin bilinmemesi: 4 başlıkta incelenmektedir. yaratılmışlardır, düzeltmeye kalkarsanız….” hadisi,
Tercümelerin kullanılması:
bazı önyargılı kimseler tarafından kullanılarak, yanlış
Tercüme bir ihtiyaçtır fakat
yorumlanmış ve İslam’ın kadınları aşağıladığı ifade
sorumluluk isteyen ve hata 1- Hadis Eserlerinin Nasıl 2- Nüsha Farklılıklarını Dikkate Almama. edilmiştir. Bu durum önyargılı yaklaşıma en güzel
3- Her Eserin Kendi Özelliğini Bilmemek. 4- Kaynaklar Arasında
ihtimali olan bir iştir. Tasnif Edildiğinin Bilinmemesi. Eski eserler, günümüz teknolojisi esas örnektir. Halbuki hadis, kadınların yaratılışlarının
Her müellifin eserinde gözettiği tertip, Mukayese Yapmama. Hadisin
Tercümanın, her iki dile İlk eserler Alel Ebvab ve Aler Rical alınarak değerlendirilmemeli. Çünkü o farklı olduğu, erkeklere hitaben, bu yaratılışı
amaç, tashih metodu farklı olabilir. sadece tek bir eserden
vakıf olması ve hitap ettiği olarak tasnif edilmiştir. günün yazı malzemeleri ve zaman şartları incelenmek ve diğer eserleri değiştirmeye çalışmamaları, aksi halde kadınların bu
kitlenin anlayış seviyesini Mesela Ahmed seafoodplus.info’in Müsnedinde,
Alel Ebvab: Konularına göre. çok farklı idi. Musannif nüshası tek olup göz önünde bulundurmamak durumu kaldıramayacakları ve kötü sonuçlar
dikkate alması gerekir. Bazı oğlu Abdullah ve talebesi El Katii’nin de
(Cami, Musannef, Sünen) talebeleri tarafından çoğaltılan eserlerde hata olur. doğuracağını ifade etmektedir.
hadis eseri tercümelerinin ilavelerinin olduğu bilinmelidir. Sonuç; hadisi bütüncül olarak değerlendirebilmek
Aler Rical: ilk veya son Raviye göre hatalar olabilir. Mesela ameller niyetlere Zira rivayet esnasındaki yazım
halk tarafından alınarak, bir Başka bir örnek ise, bir hadisin için mümkün olduğunca önyargılardan uzak
(Müsned(ilk), Mu’cem(son) ) göredir hadisi Muvatta’nın sadece yanlışı ve telaffuz hataları
ilmihal veya dua kitabı gibi Not: La yesihhu (sahih değil) Kütübü Sitte içerisinde sadece durmalıdır. Aksi taktirde hiç de uygun olmayan bir
Şeybani nüshasında bulunmaktadır. ancak bütün rivayetler
okunması bir takım ibaresi mevzu hadis eserinde İbnMace’nin Sünen’inde olduğunu anlamda kullanılmasına ve hadisin eleştirilmesine,
Buhari’nin ise yalnızca Firebri, Nesefi, değerlendirilerek çözülebilir.
olumsuz sonuçlar geçerse hadisin uydurma belirtmek için “ve fi’z zevaid..” kaydı ayrıca yanlış sonuç ve hükümler çıkarılmasına sebep
Nesevi, Bezdevi ve Mehamili ravileri Busiri tarafından konulmuştur. olabilir.
doğurmuştur. olduğunu ifade ederken, ahkam
Tercüme problemleri kitabında geçerse sahih olmadığını bilinmektedir. Firebri Nüshası Buhari’nin
ifade eder. en meşhur nüshasıdır.
3 başlıkta incelenebilir:

*Batı dillerindeki bazı tercüme hataları:


Mesela Hamidullah ’de yayınladığı
eseriyle, Sahih-i Buhari’nin Fransızca Cami: Bütün dini konuları içeren Müsned: Sahabi (ilk) ravisi esas alınarak
tercümesindeki hataları düzeltmiştir. en kapsamlı eserlerdir. 8 konu: yazılan eserlerdir.
**Türkçedeki bazı tercüme hataları: Akaid+İbadat+Muamelat+Siyer+ Mu’cem: Musannefin hocası (Son ravi)
esas alınarak yazılan eserlerdir. Hanefilere göre hadis 3 kısımdır. Hadisçilere göre Hadis 2 kısımdır.
‫“ خلق هللا آدم على صورته‬ALLAH insanı Menakıb+Rikak+Fiten+Tefsir
Musannef: Merfu, mevkuf, maktu NOT: Bu 2 tür eserde, metin Mütevatir – Meşhur – Ahad Mütevatir – Ahad
Rahmân’ın suretinde yarattı” hadisinin
hadisleri fıkhî konularına göre bütünlüğünü bozabilecek Takti’ ve İhtisar
tercümesi aslında “ALLAH insanı, insana has bir
düzenleyen eserler. gibi tasarruflara çok az rastlanır. Yani
surette yarattı” olması gerekmektedir. Ahad: Mütevatir ve Meşhur hadis: Mütevatir: Her iki gruba Ahad haberi 3 e ayırırlar.
Sünen: Sadece merfu olup, fıkıh hadis parçalanmaz. Araştırmacı,
Bu tercüme hatası, zamirin merciindeki hatadan Meşhur dışında Sahabi ravisi tek göre de aynı anlamdadır. Meşhur, Aziz, Garib
bablarına göre düzenlenmiş ahkam Bir ravinin hadisini tamamen görebilir
kaynaklanmaktadır. kalanlardır. olup sonrasında
hadisleri vardır. fakat aynı konudaki başka hadisleri zor
“Her çocuk islam fıtatı üzere doğar” hadisinin tevatür derecesine
bulur.
aslı “her çocuk fıtrat üzere doğar”olmalıdır. ulaşan hadislerdir.
***Tercümede Referans problemi: Bazıları;
1- Hadisin ana kaynakta hangi cilt, konu veya
sayfada olduğunun hatalı verilmesi ya da hiç Konularına göre tasnif edilen bu eserlerdeki hadisleri doğru anlamk için şu hususları
verilmemesidir. bilmek gerekir:
1- Hadis birden fazla konu içeriyorsa, parçalanarak ilgili konu başlığı altında verilebilir. Bu sebeple Hanefiler meşhur hadisi kesine yakın bilgi olarak görüp sahih kabul ederler.
2-Hadisin sıhhati hiç verilmemektedir. Fakat Hadisçiler meşhur bir hadisi zayıf görebilirler.
2- Musannifin hadisi hangi amaç için kullandığı ve hangi bab başlığını seçtiği önemlidir.
3-Hadis kaynağı olmayan eser verilmektedir.
(Fıkhul Buhari fi teracimihi: Buharinin görüşleri, O’nun bab başlıklarındadır.) Bu ihtilaf, hadislerin farklı taksime tabi tutulmasından kaynaklanmaktadır.
(Keşful Hafa, Hayatüs Sahabe gibi) 3- Çok sayıda tekrar olduğu bilinmelidir. Bu ıstılahlara vakıf olmayan araştırmacı, hadislerden çıkan hükümleri yanlış anlayabilir.
4-Temel kaynak yerine tali kaynak verilmekte. Not: Okuyucu, hadisin bütün değil parça olduğunu bilmesi gerekir.
(Feyzül Kadir, Camius Sağir, Ramuzul Ehadis) 4- Buhari ve Müslim’de farklı lafızlarla geçen bir hadis karşılaştırıldığında, Müslim’de
5- Sadece kaynak adı verilip, yeri belirtilmemesi geçen hadis tercih edilir çünkü Müslim, lafız ile rivayete daha çok önem vermiştir.
(Buhari, Müslim, Tirmizi gibi)
FIKIH USÛLÜ
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬
‫بسم‬ BU TABLO USÛLÜ FIKIH (ZEKİYYÜDDİN ŞABAN) KİTABINDAN LAFIZLAR BAHSİNİ ve BAZI KAVRAMLARLA ESERLERİ ANLATMAKTADIR ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬ Tablo20
Fıkıh: Müçtehitlerin tafsili şer’i delillerden çıkardığı şer’i ameli hükümlerdir. (İmam-ı Azam: Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyler bilmesidir. Fıkhın Konusu: Şer’i hükümler açısından mükellefin fiilleridir.
Fıkhın Gayesi: İnsanların fiillerine şer’i hükümlerin tatbiki. Fâkihin Görevi: Usul kurallarını uygulayarak hüküm çıkarmaktır. FIKIH USULÜ: Müçtehidin şer’i ameli hükümleri tafsili delillerden çıkarmasına yarayan kurallardır.
Fıkıh usulünün gayesi: Şer’i hükümlere ulaşmak için kaideleri tafsili delillerde tabik etmek Fıkıh hükümleri Tabiin döneminde yazılmaya başlandı. Fıkıh Usulü alanında ilk eser yazan Ebu Yusuf’tur. Günümüze ulaşmamıştır.
FIKIH USULÜNÜ İLK DÜZENLİ YAZAN ve ELİMİZE ULAŞAN ESER ER-RİSALE’dir.(İ.ŞAFİ)- Kaide: Cüz ünün hükmünü barındıran külli (genel) kurallar. (Mesela “Her emir Vücub ifade eder” sözü külli kaidedir.)
Zahiru’r-Rivaye: seafoodplus.infoed 6 eseri yazdı = Mebsut, Camius Sağir, Camiul Kebir, Siyerus Sağir, Siyerul Kebir, Ziyadat)Hakim Eşşehid 6 Kitabı topladı(KÂFİ)  İmam Serahsi Kâfi’yi şerh etti(MEBSUT)
Külli (İcmali) deliller: Belli bir hükmü göstermeyen deliller (Kuran, Sünnet, İcma, Kıyas ve bunlara bağlı deliller.) Tafsili (Cüz-i) deliller: Mesela bir ayet “Zinaya yaklaşmayın” (Zina haramlığını ifade eder)
İLMİN İLKELERİ: Tarifi+Konusu+Gayesi+Belirleyen kişi+Doğuşu+Faydası+Diğer ilimlere Nisbeti Fıkıh Usûlü; Mütekellim metodu (Şafi,Maliki) + Hanefiyye Metodu + Memzuc Metod olarak 3’e ayrılır.
Mütekellim Eserlerdener Bazıları (4 Tane): Hanefî Metoduna Göre Eserlerden Bazılar (5 Tane) : Memzuc Eserlerden Bazıları:
Kadı Abdülcebbarel-Umde Ali el-Cessasel-Usûl DebbûsîTakvîmu'l-Edille es-SübkîCem'ul-Cevâmî
İmamu'l-Harameyn el-Cüveyniel-Bürhan Pezdeviel-Ûsul Hafîzuddin en-Nesefîel-Menâr İbnu'l-Hümâmet-Tahrîr
Gazzâlîel-Müstasfâ es-Serahsi el-Usûl
Ebû'l-Hasen el-Âmidîel-İhkâm fî Usûli'l-Ahkâm LAFIZLAR 4 KISIMDA İNCELENİR

Vaz'olunduğu mana Bakımından 3’e ayrılır. Delaletin açıklığı Bakımından lafız 4’e ayrılır.
ZAHİR+NAS+MÜFESSER+MUHKEM Delaletin kapalılığı Bakımından lafız 4’e ayrılır. Delaletin şekli Bakımından lafız 4’e ayrılır.
HÂS+ÂMM+MÜŞTEREK Hafi+müşkil+mücmel+müteşabih İbarenin Delaleti + İşaretin Delaleti +Nassın Delaleti +
Aralarında tearuz olursa güçlü olan tercih edilir.
Yani Muhkem sonra Müfesser sonra Nas sonra Zahir İktizanın Delaleti (Bu 4 kısmın delaleti katîdir. Ancak
Hafi: Kapsamında birçok ferd bulunan fakat bir Tevil veya tahsis edilirse zannî olabilir.)
Hâs Lafız: Tek bir Âmm Lafız: Tek bir vaz ile bir Müşterek Lafız: Her biri Zahir: Manasının anlaşılmasında harici engelden dolayı ferdlerin bir kısmına delaleti açık
ferd veya fertleri manayı gösteren ve sınırlı ayrı vaz’ ile birden fazla bir karine olmadan açıkca delalet eden olmayan ve bu durumun içtihat sonucu anlaşıldığı İbarenin Delaleti: Lafzın kendisinin hükme delalet
tek tek gösteren, olmadan bütün fertlerini manaya sahip lafızlar. ve sözün asıl sevk sebebi olmayan, lafızdır. etmesi ‫أحل هللا البيع و حرم الربا‬
yada sınırlı çokluğu kapsayan lafızlardır. (Ayn, Kur’ gibi) tevil+tahsise açık lafız. Mesela şu ayet ‫والسارق والسارقة فالقطعوا ايديهما‬ Bey’ ve Ribanın farklı şeyler olduğu asaleten, Ribanın
gösteren lafızlar. ‫والسارق والسارقة فالقطعوا ايديهما‬ Çıkış sebepleri: sevk sebebi ‫أحل هللا البيع و حرم الربا‬ Ayetteki Hırsız lafzı gibi. Yankesici ve kefen soyucu haram Bey’in helal olduğu Taban kastedilmiştir.
(2,3,4,80, köle gibi Ayetindeki hırsız lafzı gibi. 1- Arap kabileleri faiz ve alışverişin farklı olduğunu farklı bir isimde olduğu için bu manaya dahil olup
lafızlar) Umum lafızlar şunlardır: arasındaki farklılıklar. anlatmak için gelmiştir. olmadığı hafidir. Hükmü: İyice inceledikten ve derin
Aksine delil yoksa Küllü+Cemi lafızları 2- Ortak manada kullanılan Hükmü: Aksine delil bulunmadıkça düşündükten sonra amel edilebilir. İşaretin Delaleti: Lafzın kendisinin asaleten ve taban
delaleti katidir. İstiğrak ifade eden harfi tarifli lafzın Zamanla ortak amel etmek gerekir. Umum lafız ise değil bağlı olarak işaret ettiği mananın hükme delaletidir
‫عش َََر ة‬ َ ‫طعَا ُُم‬ ْ ‫ارت ُ ُه ُ ِإ‬
َ َّ‫فَ َكف‬ mananın unutularak farklı
çoğul (‫ )المحسنين‬+ tahsis, Has lafız ise Tevil edilebilir. Müşkil: Kendisiyle kastedilen mananın, karineler ve 2 kısım. Zahiri ve seafoodplus.info neseb babanınsa nafaka da
‫سطُِ َما‬ َ ‫ن أ َ ْو‬ ُْ ِ‫ساكِينَُ م‬ َ ‫َم‬ manalara gelmesi.
‫ن أ َ ْهلِي ُك ُْم أ َ ُْو‬
َُ ‫ط ِع ُمو‬ ْ ُ‫ت‬ İsmi mevsul + İsmi İşaret + derin incelemeler sonucu anlaşılabildiği lafızlardır. babaya aittir. Bu zahiri işaretin delaletidir.
ََ َ‫ير َرق‬
‫ب‬ ُُ ‫ِكس َْوت ُ ُه ُْم أ َ ُْو ت َحْ ِر‬ İstifham + Nefy, Nehy sonrası 3- Bir alakadan dolayı Zahiri işaret: ُ‫َوعلَى ْال َم ْولُو ُِد لَ ُهُ ِر ْزقُ ُهنَُّ َو ِكس َْوت ُ ُهن‬
Nas: Manasına açıkca delalet eden ve ‫نساؤكم حرث لكم فأتوا حرثكم أنى شئتم‬
Ayetindeki on ve gelen nekra. mecaz yoluyla başka ‫َب ا للُ لَ ُك ُْم‬ َُ ‫فَاآلنَُ َباش ُِروهُنَُّ َوا ْبتَغُواُْ َما َكت‬
manada kullanılan lafız , sözün asıl sevk sebebi olan, Ayette ( َ‫ ) أن‬lafzı ( ‫ ) كيف‬manasına geldiği gibi (‫) من أين‬
rakabe kelimesi. Umum lafzın tahsisi ve delaleti Bu ayette Fecrin doğuşunda cünübün orucu geçerlidir.
sonraları hakikat olur. tevil+tahsise açık lafız. Şu ayette: manasına da gelir. ( ‫ ) حرثكم‬lafzı, ayeti
4 kısımdır. konusu ihitilaflıdır. Hafi İşaret: Ayette hamilelik+emzirme 30 ay diyor
ُْ ُ ْ ِّ ‫ ) )كيف‬manasında anlamamıza sebep olacağını
Mutlak+Mukayyed+ Hükmü: َ‫… ِّمنَ النساء مثنَ وثالثَ و ُرباعَ فإنَ خفت ْم‬ fakihler söylemişlerdir.
Diğer ayette Tam emzirme 24 ay. (=6 ay hamilelik)
Emir+Nehiy Lafzın müşterek olma ve Hükmü: Gereği gibi amel etmek vaciptir.
olmama ihtimali varsa, Asıl sevk sebebi Evliliğin 4 ya da 1 Kur’un kelimesi= Şafi-Malikiye göre TEMİZLİK
‫ة‬
Mutlak: belirli olmayan bir ferdi ya da olmama durumu seçilir. olarak sınırlandırılması asıl sevk Hanefi-Hanbeliye göre HAYZ’dır
fertleri gösteren, bir sıfatla kayıtlanmamış Lafızda aslolan Müşterek sebebidir. Hükmü: Lafzın manaları ele alınarak, karineler
lafız EYYAM(günler) gibi. olmasıdır. Hem müşterek Hükmü: Zahirin Hükmü gibidir. Tevil vasıtasıyla, kastedileni tespit için içtihat edilir.
Hükmü: Başka bir nasla kayıtlanmamışsa
Nassın Delaleti: İbarede belirtilen birşeyin
Hem müşterek olmama edilme ihtimali Zahire göre daha az. Mücmel: Delalet ettiği mana ancak lafzı hükmünün müşterek illet sebebiyle, ibarede zikri
mutlak hali ile amel edilir
ihtimali varsa, olmama
Söyleyenin açıklamasıyla bilinecek lafızdır geçmeyen birşeye delalet etmesidir.
ihtimali seçilir. Hanefiler
Mukayyed: Belirsiz bir ferdi veya fertleri Müfesser: Hükme açık bir şekilde Sabırsız = ‫اِن االنسان خلق هلوعا‬ Ayette anne babaya Üf denilmemesi istenir. Buradan
gösteren ve bir sıfatla kayıtlanmış lafız. 1 lafzın aynı anda bütün Hükmü: Açıklama yapılmadıkça kendisiyle
delalet eden, Tevil+Tahsise imkanı anlaşılacağı üzere Sövme, dövmek de haramdır. Yine
Şehrayn mutetabiayn (Ardarda 2 ay) gibi. manalarını
olmayan lafız. Ayette iftira atana “80” amel etmek caiz değildir. Açıklama yapılırsa 2 Ayetteki Yetime malını haksız yemeyin ibaresinden,
Hükmü: Bir nasta mukayyed gelen lafız kastedemeyeceğini söyler.
celde vurma lafzının tevil ve tahsise görüş: 1- Açıklama tam ise Müfessere dönüşür. Yetim malını giymek, telef etmek de haramdır denilir.
başka nasta mutlak gelse, kaldırıldığına delil Şafiler ise 1 lafız aynı anda
bütün manalara kullanılabilir. ihtimali yoktur. Mücmel iken başka 2- Açıklama tam değilse Müşkile dönüşür
yoksa mukayyet haline göre amel edilir.
nas ile açıklanan lafız da müfesserdir.
Namaz, Oruç, Zekat gibi. Delaletul İktiza: İbareden hüküm çıkarılması için
Emir: Eylemin ilerde yerine getirilmesini Müteşabih: Bilinmesi beklenmeyen kapalı mutlaka bir takdiri mananın olması gereken delaletdir.
Hükmü: Manasına uygun amel gerekir
talep eden sözlerdir. (Çeşitleri var) Vücuba, lafızdır.Mükellefiyetle ilgili ayetlerde müteşabih
‫ة‬ Ümmetimden hata,unutmak ve ikrah kaldırıldı hadisinde
İrşada, İbahaya delalet edebilir. yoktur. Hurufu Mukattaa+ ALLAH’ın el, göz, gibi
Muhkem: Hükme delaleti açık, Tevil+Tahsis+Nesh kabul etmeyen lafız takdiri mana vardır. Bu sayılanların bizzat kendisi değil
Cumhura göre Emir vücub içindir. ً sıfatları + ALLAH’a nisbet edilen inme gibi fiiller bu
َ ُ ‫ولَ أنَ تنك ُحوا أزواج‬
‫ھ من ب ْعدهَ أبدا‬ kısımdadır.
bunlar sebebiyle günah kaldırıldı denilebilir.
Nehy: Fiilden el çekme ve terketme ifade eder Hükmü: Ayette hüküm açık olduğu amel edilmelidir. Ebeden lafzı
Tahrim, Kerahet, İrşad ve Dua manası olabilir. Hükmü: Bu lafız hakkında konuşmak kelam ilmine
Cumhura göre=Nehy Tahrim içindir.
ayetin asla nesh edilmeyeceğini gösteriyor. aittir.
‫بسم ميحرلا نمحرلا هللا‬ BU TABLO USULU FIKIH (HALLAF) KİTABINDAN ŞER’İ DELİLLER BAHSİNİ (KUR’ÂN-I KERÎM’i) ANLATMAKTADIR. ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬ Tablo24
DELİL: Doğru düşünmeyle, kesin veya zanni olarak, ameli şeri hükme götüren şeydir.
ŞER-İ DELİLLER 4 TANEDİR: Kur’an, Sünnet, İcma, Kıyas. (Bir olayın hükmü önce Kur’an’da aranır, yoksa Sünnet’e bakılır, orada da yoksa müçtehitlerin bu olay hakkında birleşip birleşmediklerine (İCMA) bakılır, orada da yoksa Kur’an ve Sünnet’deki
bir hükme Kıyas edilir. Bu sıraya uymanın delili şu ayettir: “Ey iman edenler, ALLAH’a itaat edin. Peygamber’e ve ulu’l emre de itaat edin. Bir şeyde anlaşamadığınızda, ALLAH’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu ALLAH’a, Rasulune arz edin….”
Hadisteki delili ise Muaz B. Cebel hadisidir. (Rasululullah, Muaz b. Cebel’i Yemen’e göndereceği zaman, bir olayla karşılaşırsa ne ile hükmedeceğini sorduğunda, Muaz b. Cebel’in cevap olarak sırasıyla Kur’an, Sünnet, İçtihad ve Kıyası söylemesi…)
İHTİLAF EDİLEN ŞER-İ DELİLLER 6 TANE: İstihsan, Maslahatı Mürsele (Kamu Yararı), Örf, İstishab, Şeru Men Gablena (Bizden Öncekilerin Şeriatı), Sahabi Mezhebi.
Not: TOPLAM 10 TANE ŞER-i DELİL VARDIR. Kuran, Sünnet, İcma ve Kıyas ile delil getirmekte müslümanların çoğu ittifak etmiştir. Ancak sonraki 6 tanesi ile delil getirmekte ihtilaf etmişlerdir. (Sedd-i Zerai Bu Kitapta Yoktur)

5- İstihsan (Kapalı Kıyas): Müçtehidin daha kuvvetli gördüğü bir delil veya husustan dolayı,
1-KURAN: ALLAH’ın, Cebrâil aleyhisselâm 2- SÜNNET: Rasulullah’ın, 3- İCMA’: Hz. Peygamber’in bir meselede benzerlerine verdiği hükümden vaz geçip başka bir hüküm vermesidir.
vâsıtasıyla, Muhammed aleyhisselâma 4- KIYAS: Hakkında nass
sözleri, fiilleri ya da vefatından sonra,
indirdiği, Fatiha suresi ile başlayıp Nas bulunmayan bir meseleye,
takriri eylemleridir. herhangi bir devirde, 6- Maslahatı Mürsele: Gerçekleşmesi için bir hüküm konulmamış, şer-i bir delilinde
suresi ile biten, tevâtürle nesilden nesile aralarındaki ortak illet sebebiyle,
müçtehitlerin dinî bir hakkında nass bulunan meselenin o şey hakkında görüş belirtmediği nesnedir.
nakledilmiş ve mushaflarda yazılı olup, meselenin hükmü hakkında hükmünü vermek demektir.
okunması ile ibâdet edilen son ilahi kitaptır. ittifak etmesidir. 7- Örf (Adet): İnsanların anlaştığı ve ona göre davranıkları söz, iş veya terketme eylemleridir.
Kur’an’ın özellikleri: Hz. Peygamberin,
peygamber olduğuna delil, insanları da 8- İstishab: Geçmişte sabit olan bir hükmün değiştiğine dair delil bulunmadıkça, hâli üzere bırakmaktır.
doğru yola ulaştıran bir kitaptır. Başka dile -KUR’AN’IN İCÂZİ YÖNÜ: İnsanların, Kur’an’ın bir benzerini getirmekte aciz ve güçsüz kalmalarıdır.
tercüme edilen ayetler, ne kadar dikkatle Müşrikler, arap diline çok iyi hakimlerdi ve zamanları da vardı. Karşı koymalarına bir engel yoktu. 9- Şer-u Men Kablena: Önceki milletlere konulan hükümlerin, bizim için de geçerli olduğunun
tercüme edilirse edilsin Kur’an sayılmaz. Fakat yapamadılar. “.…Şüphe ediyorsanız benzeri bir sure geitirin….” ayeti ve buna benzer Kur’an ve Sahih Sünnet’te anlatılmasıdır. Bu şer’i hükümler konusunda ihtilaf yoktur.
diğer ayetler Kur’an’ın icazına delildir. Kur’an’ın birçok icazi yönü vardır;
Sahabi Mezhebi: Akıl ve Fikirle anlaşılamayan hususlarda sahabe sözünün delil olmasıdır.
KUR’AN AYETLERİNİN DELALETİNİN -KUR’AN’IN HÜKMLERİNİN TÜRLERİ: Kur’an 3 çeşit hüküm getirmiştir.
KESİN VE ZANNİ OLUŞU: Kur’an’ın bize 1- İnanç hükümleri, 2- Ahlaki hükümler, 3-Ameli hükümler:
nakledilmesi ve sabit olması kesindir. Mana ve İbare Düzeni ile Hüküm ve Nazariye Bakımından İcazı:
“Kur’an’ı indiren biziz, O’nu biz koruyacağız”
1- İnanç hükümleri: ALLAH, melekler, 2- Ahlaki hükümler: Mükellefin, İbareler arasında tenakuz yoktur, tamamen fesahat üzere beliğ
ayeti buna delildir.
kitaplar, peygamberler ve ahiret günü hakkında zinetleneceği faziletler ve sakınacağı bir üslubu vardır. ALLAH’tan başka biri tarafından olsaydı, ibare
Kur’an, ihtiva ettiği hükümlere delaleti mükellefin inanması gereken hükümlerdir. kötülüklerle ilgilidir. ve manalarda çelişki ile bozukluk olurdur. Bazı ayetler arasında
bakımından iki kısımdır.
dış görünüşüyle çelikşi bulunsa da, müfessirler bu durumun
1- Hükme Delaleti Kesin Olan
3-Ameli hükümler: Mükellefin söz, fiil ve akitleriyle meydana gelen sonuçlarla ilgilidir. düşünmeyen kimseye öyle göründüğünü, aslında öyle olmadığını
2- Hükme Delaleti Zanni Olan
Bu da Kur’an’ın Fıkhı’dır. Usuul’ü Fıkıh ilmiyle ulaşılmak istenen bu kısımdır. açıklamaktadırlar.
Ameli Hükümler 2’ye ayrılır: a- İbadet Hükümleri: b- Muamelat Hükümleri:
Kur’an Ayetlerinin ilmî Nazariyelere Uygun Olması: Kur’an’ın
asıl gayesi, yer ve göklerin, insan ve diğer varlıkların
1- Hükme Delaleti Kesin Olan: Belli bir manaya delalet edip, a- İbadet Hükümleri: İnsanların, b- Muamelat Hükümleri: İbadet dışında
kalan akitler, yönetimler ve cezalarla yaratılmasını anlatmak veya hareketlerini bildirmek değildir.
yorum ihtimali olmayan ve başka bir mana anlaşılmasına ALLAH ile ilişkilerini düzenleyen Bunlardan bahsetmesi ALLAH’ın birliğine delil getirme ve
imkan olmayan ayetlerdir. namaz, oruç, hac, zekat, adak, ilgilidir. Yani insanlar, toplumlar ve
milletler arası ilişkilerle ilgilidir. nimetlerini hatırlatmadır. “…Oysa onlar (dağlar) bulutların
“Karılarınızın çocuğu yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir” yemin gibi ibadetlerle ilgilidir. süzülüşü gibi süzülürler…” “Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderir..”
Bu ayet açık net bir manaya delalet eder. Delaleti kesindir. Bunları 7 başlıkta inceleyelim;
gibi ayetler, İcazın bu türüne örnektir.
“Her birine ’er değnek vurun” ayeti de, bekar olup
1- Aile Hukuku (Ahvalu’ş Şahsiyye): Şahsın durumları ile ilgili hükümlerdir. Karı-Koca ve
zina edenlerin cezasını kesin olarak belirlemektedir. ALLAH’tan Başkasının Bilemeyeceği Gaybı Bildirmesi: “Bunlar
akrabalar arası ilişkileri düzenler. Kur’an’da bununla ilgili 70 civarında ayet vardır.
’den eksik ya da fazla olmaz. sana vahyettiğimiz gayb haberleridir….“ ayetinde bu tür icaza
2- Medeni Hukuk (El Ahkamu’l Medeniyye): İnsanların muameleleri ile ilgili olup, alışveriş, değiştokuş,
kiralama ve rehin gibi mali ilişkileri düzenler. Kur’an’da bununla ilgili 70 civarında ayet vardır. delildir. “Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Bu yenilgilerinden
1- Hükme Delaleti Zanni Olan: Belli bir manayı gösterip, 3- Ceza Hukuku (El Ahkamu’l Cinaiyye): Suçlar ve bundan ötürü verilen cezalardan bahsedip insanların sonra üç ile dokuz yıl arasında yeneceklerdir….” Ayeti de yine bu
yorum ihtimali olan ve başka bir manayı kasdetmenin can ve mallarını korumayla ilgilidir. Kur’an’da bunun ayetleri 30’dur. icaza işaret etmektedir.
mümkün olduğu ayetlerdir. 4- Duruşma Hükümleri (El Ahkamu’l Murafaat): Muhakeme hükümleridir. Hüküm, kaza, şahitlik ve
“Boşanmış kadınlar kendi kendilerine 3 aybaşı beklerler” yemin ile ilgili hükümlerdir. Adaleti sağlar. Kur’an Ayetlerinde Fesahat ve Belağat olması: Kur’an’da kulağa
ayeti buna örnektir. Çünkü Kur’ kelimesi arapçada 5-Anayasa (El Ahkamu’l Düsturiyye): Yöneten ile yönetilenin ilişkilerini sınırlar ve fertler ile hoş gelmeyen ve bir öncesi ve sonrasıyla uyuşmayan bir yer
2 manaya delalet eder. (Temizlik ve aybaşı hali.) toplumların haklarını tespit eder. yoktur. Bu durum, arap dilinin zevkine varmış olanlarca anlaşılır.
“Size ölü ve kan haram kılındı” ayeti de böyledir. 6- Devletler Hukuku: İslam devletinin diğer devletlerle ve İslam devletinde yaşayan gayri müslimlerle Bunun delili ise, dinlemesinin usandırmadığı ve yeniliğinin
Çünkü “ölü” sözü umumidir. Deniz ölüsünden başkasının ilgili ilişkileri tayin eder. Kur’an’da bununla ilgili 25 ayet vardır. eskimediğidir. Azılı düşman Velid B. Muğire dahi şöyle diyor.
haram olduğuna tahsis etmeye imkan vardır. Bu sebeple, 7- İktisat ve Mal Hukuku (El Ahkamu’l Maliyye): Zeninin malındaki yoksul ve fakirin hakkı (Zenginlerle ”Şüphesiz bir tatlılığı vardır, bunu insan söyleyemez.”
müşterek, umum ve mutlak söz ile bunlara benzeyenlerin fakirler) ile devlet ve fertler arasındaki mali illişkileri düzenler. Kur’an’da bununla ilgili 10 ayet vardır.
delaleti zannidir.
KUR’AN HÜKMLERİNİN TÜRLERİNİ DEĞERLENDİRME: Kur’an’da ibadet hükümleri, Şahsi Hukuk ve Miras Hukuku teferruatlıdır. Çünkü
bu hükümlerin çoğu ibadet sayılır. Aklın bu hususta yeri yoktur. Medeni Hukuk ve Ceza Hukuku gibi diğer hükümlerde ise nadiren cüzî tafsilata
inilmiştir. Genel kurallara ve temel ilkelere bağlı kalmıştır. Yönetimi elinde bulunduranların bu tür hükümlere bağlı kalarak, Kur’an ile çatışmadan
kendi maslahatlarına uygun kanunları tafsilatlı hale getirmelerine imkan sağlamıştır.
MEDHAL
(FIKIH İLMİNE GİRİŞ)
‫بسم ميحرلا نمحرلا هللا‬ BU TABLO, MEDHAL (ABDULKERİM ZEYDAN) KİTABINDAN, MİLKİYET (NAKIS MİLKİYET) ve KISIMLARINI ANLATMAKTADIR. ‫ اللهم صل على سيدنا دمحم‬Tablo 43
MİLK= Sahibine şer’an bir şeyde tasarruf imkanı vererek tahsis edilmesidir. Mallarda aslolan milkiyeti kabul etmesidir. Kamu ve Vakıf malları Ferdi milkiyeti kabul etmez.
Menfaat bir milkiyettir. Fakat İbaha, menfaati elde etmede bir ruhsattır. (Bir şeyi kullanma izni, o şeye sahip olmak manasına gelmez. Yararlanma izni mülkiyet ifade etmez.)
İnsanlar 3 şeyde ortaktır. Su+Ot+Ateş
MİLKİYET 2 KISIMDA İNCELENİR: TAM ve NAKIS MİLKİYET

TAM MİLKİYET: Malın aynına ve menfaatine birlikte sahip olmak NAKIS MİLKİYET: Malın Sadece aynına veya sadece menfaatine sahip olmak.

Ayn (Rakabe) Milkiyeti: Menfaat(İntifa) Milkiyeti: Bir kişinin bizzat menfaatten yaralanabilmesidir. Zaman, mekan ve
Malın sadece aynına sahip olmaktır. sıfatla sınırlandırılır. İcarede masraf mal sahibine aittir. İarede masraf menfaat sahibine ait.
Daima tam mülkiyete dönüşür (Araç icare eden vergisini ödemez) Hanefilere göre Miras bırakılmaz Cumhur=Bırakılır
4 yolla sahip olunur= İcare+İare+Vakf+Vasiyet
4 yolla biter= Menfaat hakkı sahibi ölümü+Mal sahibi ölümü+Süre bitimi+Malın yok olması
2Kısımdır=Şahsi İntifa ve Ayni intifa hakları.
Umumi ortaklık: Umumi Yollar Büyük nehirler gibi

Bedelli akitte şart koşmak: Tarlayı satarken ve İcare: Ücret karşılığı menfaati kiralamak
alırken kendi tarlasına gitmek için şart koşmak
Şahsi İntifa Hakkı: Şahsi Menfaat Hakkı: İare: Menfaati ücretsiz vermek (hibe)
Ayni İntifa Hakkı : İrtifak Hakkı
Bir kişinin bizzat menfaatten
2 farklı kişiye ait farklı akarların ortak menfaat hakkıdır.
Tekadum (Mururu zaman): Hakkın önceden var olduğunu yaralanabilmesidir. 4 yolla sahip olunur
3 yolla sahip olunur Ve 6 Çeşittir.
bilmeki. Hak doğurmaz, Var olan bir hakkı sebebe dayandırır. İcare + İare + Vakf + Vasiyet. Vakf ve Vasiyet: Menfaati ücretsiz vermek

Mürur Hakkı: Umumi veya Hususi yoldan


kendi mülküne ulaşma hakkıdır. Başkasına Şirb Hakkı: Sudan hisse hakkıdır. 3 kısımdır. Kimsenin mülkü olmayan sular. (Dicle gibi)
zarar verilmediği sürece Umumi yoldan Sulama, içme eve taşıma yapılabilir.(şirb+şurb)
geçmek genel bir haktır.

Arazi sahibinin arazisindeki kuyu, havuz suları gibi.


Sadece içme (ŞURB) hakkı vardır. Zorlada olsa içilir.
Ayni İntifa Hakları (İRTİFAK) ile Tealli Hakkı: Başkasına ait binanın üzerine Mecra Hakkı: Başkasının arazisinden suyu
Şahsi İntifa Hakları (Menfaat) arasındaki farklar: ev yapma ve tavanı kullanma hakkı. Alttaki geçirme hakkıdır. Arazi sahibi engel olamaz.
yıkarsa evi yapmak zorunda, Üstteki evi Masraflar suyu taşıyana aittir. Kova, Kap, kacak vb şekilde sahipli sular.
1 – İrtifak hakkı akara bağlıdır kişiye özel değildir. yıkarsa zorunda değil. Fazla ise zorla içme hakkı var. Az ise hiç hak yok
Menfaat hakkı ise belirli bir şahsa özeldir.
2 – İrtifak hakkı akarda olur
Menfaat hakkı ise akarda ve menkulde olur
Mesil hakkı: İhtiyaç fazlası ve yararsız suyu
3 – İrtifak hakkı devamlıdır ve miras kalır. Civar Hakkı: Duvar veya arsa sınırlarının
tahliye hakkı. Arazi sahibi ev yapsa bile bu
Menfaat hakkı vakitlidir ve miras kalmaz bitişmesidir. Car’ul mülasık denir.
hak devam eder.
MEDHAL KAVRAMLARI

Akar(Gayri Menkul): Bir yerden diğer bir yere hiçbir şekilde taşınamayan mallardır ki yalnız arazi bu türü oluşturur.
Akit: Sözleşme yapan taraflardan birisinden ortaya çıkan icapla diğerinden ortaya dökülen kabul açıklamasının bir konuda uyuşmasıdır.
İcab ve kabulun birbirine bağlanmasından ibarettir.
Ariya: Bir malın kullanımının ücretsiz olarak geçici süreyle bir başkasına verilmesi. (İğreti)
Asli velayet : Babalık sebebiyle sabit olan velayettir.
Ateh (Bunaklık) : Akıldaki karışıklıktır ki, böyle kimsenin anlayışı az sözü saçma sapan, tedbiri de bozuk düzendir
Ayni Haklar: Maddi varlığı olan bir aynı üzerinde sahibi lehinde sabit olan haklardır.
Ayni intifa (İrtifak) hakları: Tamamen malı sahibine bakılmaksızın, çoğu zaman bir gayrimenkul üzerinde başka bir gayrimenkul lehine
kararlaştırılmış bir haktır.
Bağlayıcı akid: Sözleşmenin taraflarından birinin rızası olmadan diğer tarafın tek taraflı olarak sözleşmeyi bozamadığı iş ve işlemlerdir.
Satış ve Kira akdi gibi.
Bağlayıcı olmayan akid: Sözleşmenin taraflarından birisince feshi mümkün sözleşmelerdir. Vedia ve Ariyet gibi
Batıl akid: Akdin rükunlerinde sakatlık bulunan sözleşmelerdir.
Bey-i taati: Fiili mubadele, yeni bir taraftan malın diğer taraftan da bedelin teslimi suretiyle münakit olan satış akdi.
Cenin Devresi: Doğumdan Temyize kadar olan devredir.
Diyet: Cana veya uzva karşı işlenen suçlara ödenmesi gereken maldır.
Eda Ehliyeti : İnsanın leh ve aleyhine olan sahalarda haklarını kullanma yetkisi. Hakkını alma ve başkasının hakkını da yerine getirme yetkisidir.
Ehliyet: Kişinin leh ve aleyhine olan meşru hakların şahsı hakkında subutu, haklara ve ödevlere yetkisidir.
Fasid akdi: Akdin öğelerinde değilde gerekli vasıflarından bazılarında sakatlıkların fesadın bulunmasıdır.
Fuzuli: Velayet ve benzeri bir durum olmadığı halde başkasının adına işlemde tasarruf eden kimsedir.
Gabn: Akitte karşılıklı vecibeler arasında önemli bir dengesizliğin bulunması.
Gabnı Fahiş: Bilir kişilerin yaptıkları taktirlerin dışında kalan bir aldanmadır ki bu uruz (ticari mallar) da 1/20 hayvanlarda 1/10 akarda 1/5
parada 1/40 yada daha fazla oranda aldanmaktır.
Gabni Yesir: Gabni fahişte belirlenen oranlardan daha az miktarda aldanmak. Böyle bir muamelede aldanmış olana Magbin denir.
Gayri Mütekavvim Mal: Mülkiyet bolluk ve ihtiyar durumunda yararlanılabilme şartları bulunmayan mallardır. (Müslüman için Şarap.
Gayri Sahih Akit: Şart ve hükümleri tam olarak bulunmayan sözleşmelerdir.
Hacr: Hukuken kişiyi sözlü ve fiili işlemlerinde önlemek alıkoymaktır.
Had cezası: Onlar fiilden önce önleyici fiilden sonrada caydırıcı ve başkalarını men edicidir. ALLAH’ın hakkı olarak konulup takdir edilmiş cezalardır.
Hıyar-ı Kabul: Akit meclisinden ayrıalana kadar o icabı kabulde icab kendisine teklif olunana tanınan hakka denir.
Hıyar-ı Rücu: Kabul açıklamasından önce mucibin icabından dönmesidir.
İare: Bedelsiz şekilde menfaati bağışlamaktır.
İbadet: Mükellefin yaratanına karşı saygı ve boyun eğmesini simgeleyen ALLAH ve rasulu tarafından yapılması istenen belirli davranış biçimleridir.
İbaha: intifaya izin sebebiyle insana istifade imkanı veren bir haktır. İbaha menfaati elde etmede bir ruhsattır. Menfaat mülkiyeti değildir.
İcab ve Kabul: Âkitlerden birinin ağzından ilk defa çıkan söz İcap, diğerinden sadır olan söz de kabuldür.
İcare: Ücret karşılığı menfaati temliktir.
İkrah: Birini haksız yere istemediği bir işi yapma hususunda korkutmak suretiyle zorlamak. Zorlayan kişinin bu tehtidini meydana getirmeye
gücünün yetmesi ve zorlanan kişininde bundan korkmasıdır.
İkrah-ı Gayri Mülci: Uzuv kesme veya mala ağır zarar verme tehditlerinin dışında kalan tehditlere denir. Dövme, Hapis gibi.
İkrah-ı mülci: Öldürme veya organ kesmekle yada bunlara benzer bir tehtitle yapılan ikrahtır.
İltizam (Borç): Bir kimseye karşı yapma veya yapmama şeklinde borçlanmak suretiyle kişinin yükümlülük altına girmesidir.
İslam Dini: ALLAH tealanın kullarına kararlaştırıp gönderdiği hükümlerdir. Bu hükümlerin Kuran veya sünnet tarafından konulmasında fark yoktur.
İslam Hukuku: İstidlal yoluyla hukuken ayrıntılı delillerden hareketle ameli hukuk hükümlerini bilmektir
Kazf: Zina iftirası: Bir kimseye belirli koşullarla zina isnadında bulunmaktır.
Kenz ( Define): Gömü. Yer altında gömülü olup sahibi bilinmeyen altın gümüş paralar ve silahlar.
Kıyemi Mal: Piyasada benzeri olmayan veya benzeri olupta birbirleri arasında büyük fark bulunan normal olarak benzeri karşılanmayan şeylerdir.
Mal: Kazanılması ve kendisinden normal şekilde istifade edilmesi mümkün şeylerdir.
Mecra Hakkı: Sulanılması istenilen ariziye suyu ulaştırmak veya başkasının arazisinden geçirmek, akıtmaktır.
Menfaat: Maddi, manevi kendisinden istifade edilen şey. (Hayvanın sütü, İneğin yavrusu gibi)
Menkul Mallar: Taşınma anında mahiyeti değişsin veya değişmesin bir yerden diğer bir yere taşınabilen mallardır.
Mesil Hakkı: İhtiyaçtan fazla olan veya arazi üzerine yapılması uygun olmayan yahut bitkilere zararlı olan suyu icab eden yere (dere yatağına
vs.) ulaşana kadar akıtmaktır.
Meşfuun Bih: Şufa hakkının doğmasına sebep olan akara denir.
Meşfuun fih: Satılmış olan akara denir.
Mevat Arazi: Meskun mahallelerden dışarda bulunan (Umran) hiç kimsenin hakıkının söz konusu olmadığı başkasının hakkıyla meşgul
olmayan herhangi bir sebeple faydalanılmayan topraklardır.
Mevkuf akid: Ehliyet sahibi fakat akit yapmaya yetkisi bulunmayan kişiler arasında ortaya çıkan ve yapılan sözleşmelerdir
Miras : Bir ölünün terekesinden yakınlarına intikal eden mal.
Misli Mal: Parçalarının herbirimi arasında ayrılık olmayan veya az bir ayrılıkla beraber piyasada benzerini bol ve rahatça bulunması sebebiyle
önem arz etmeyen mallardır. Altın, Gümüş
Muharip: Yol kesme suçunun failine (Yağmacı,Harami) denir
EL-AHVÂLÜ’Ş-
ŞAHSİYYE
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ BU TABLO EL AHVALÜ’ş- ŞAHSİYYE (MUHAMMED MUHYİDDİN ABDULHAMİT) KİTABINDAN TALAK ve KISIMLARINI (Ric’î/Bâin + Sünnî/Bid’î + Talak Sayısı ve Şartları) ANLATMAKTADIR Tablo63
ÎLÂ: Kocanın yemin, adak veya şarta bağlayarak karısıyla cinsel ilişkide bulunmayı kendisine yasaklamasıdır. Bâin Talak: Koca, hiç ilişkiye girmeden veya ilişkiye girdiği karısını sözlü/fiili olarak mübalağa ya da 3 sayısını ifade edecek şekilde boşamasıdır.
LİÂN (MÜLÂANE): Karısının zinâ ettiğini veya çocuğun zinâ sonucu olduğunu iddia eden kocanın hâkim önünde karısıyla birlikte karşılıklı yeminleşmeleridir. Sünnî Talak: Temizlik süresi içerisinde ve ilişkiye girmeden Ric’i olarak verilen talaktır.
Furka: Nikâh bağını ortadan kaldıran herşeydir. (Yani Talak ve Fesih’tir) Furka; Talak ve Feshi de kapsayan genel kavramdır. Bid’î Talak: Hayz döneminde veya temizlik süresi içinde ilişkiye girdikten sonra, ya da bir temizlik süresi içinde birden fazla boşamak.
Talak: Sahih evlilik bağını hemen veya sonra ortadan kaldıran bir kavramdır. (Hemen kaldırana Bâin; sonradan kaldırana Ric’i denir) Sarih veya Kinevi lafızlarla ya da yazı/işaret gibi şeylerle de olabilir. Koca, vekili ya da başvuru sonucu kâdî tarafından olur.
Fesih: Akit anında veya sonradan nikâha engel bir sebep sonucu akdin bozulmasıdır. Ric’î Talak: Kocanın, ilişkiye girmiş olduğu karısını, sarih bir lafız ile, söz veya fiili olarak mübalağa (Efâlu Tafdil veya bir sıfat) veya 3 sayısını ifade etmeden boşamasıdır.

FURAKU’N NİKÂH: Nikâh akdini sonlandıran herşeydir. 2 Kısımda incelenir: Ayrılığın Nasıl Gerçekleşeceği ve Ayrılığın Ebedi Olup Olmaması
AYRILIĞIN NASIL GERÇEKLEŞECEĞİ: Ayrılık 2 şekilde olabilir: 1- Fesh 2- Talak AYRILIĞIN EBEDİ OLUP OLMAMASI: 2 şekilde incelenir: 1- Ebedi haramlık gerektiren ayrılık 2- Geçici haramlık gerektiren ayrılık.

1- FESH: Akit anında veya sonradan nikâha 2- TALAK: Sahih bir evlilik akdini hemen veya daha sonra ortadan kaldırmak üzere sarih veya kinevî bir lafzın, erkek ya da vekîli tarafından söylenmesidir. TALAĞIN DELİLLERİ; Kitap, Sünnet, İcma ve Akıldır.
engel bir sebep sonucu akdin bozulmasıdır. (Cumhura göre hanımın talebi üzerine hâkimin ayırması da talaktır.) Talak; farklı kısımlarda incelenmektedir: Kitap: “Talak iki defadır…” ayeti delildir.
1- Talak sayısı açısından 2- Dîne uygun olup olmamasına göre 3-Talağın şartları 4- Dönüşlü olup olmamasına göre Sünnet: Rasulullah, eşi hafsayı ric’î olarak boşamış
ve sonra geri dönmüştür.
1- Talak Sayısı Açısından İnceleme: Sahih bir evlilik akdinde 2 veya 3 talak vardır. 3- Talağın Şartları 3 kısımda incelenir: İcma: Sahabe döneminden beri icma vardır.
Taraflardan birisinin hür veya köle(cariye) olması talak sayısına etki etmektedir. Bu durumda; a- Talağı veren kişide (Koca, vekili ya da elçisinde) bulunması gereken şartlar. Akıl: Eşlerin birbiriyle yaşaması bazen imkânsız olur
b- Kadında bulunması gereken şartlar Bunun bir çaresi mutlaka olmalıdır.
a- Erkek ve Kadın HÜR ise ittifakla 3 talak vardır.
b- Erkek ve Kadın KÖLE/CARİYE ise ittifakla 2 talak vardır. c- Talak lafzının şartları
c- Erkek hür kadın cariye ise Hanefi mezhebinde 2, Şafi mezhebinde 3 talak vardır.
4- Dönüşlü olup olmamasına göre a- Talağı veren kişide (Koca, vekili ya da elçisinde) bulunması gereken şartlar:
d- Erkek köle kadın hür ise Hanefi mezhebinde 3, Şafi mezhebinde 2 talak vardır.
(Nikâhı iptal edip etmemesine göre Hanefilere göre 3 şart vardır:
***Not: Hanefi mezhebi talak sayısında kadını esas alır. Şafi mezhebi ise erkeği esas alır.
Talak Çeşidi 2 kısımdır) * Boşayan kişi, koca/elçi/vekil olmalı. Başka kimse boşayamaz. Efendi, kölesini boşayamaz.
a- Ric’î Talak b- Bâin Talak * Akıllı olmalıdır.
2- Dîne Uygun Olup Olmamasına Göre Talak: * Baliğ olmalıdır.
Kadının bulunduğu duruma göre belirlenen bu talak 2 kısımdır: Sünnî ve Bid’î a- Ric’î Talak: Kocanın, ilişkiye girmiş olduğu
Önemli: Hanefilerde şakayla, hata ile, gafilin, mükrehin, hastanın, sefihin ya da haram yolla
karısını, sarih bir lafız ile, söz veya fiili olarak
sarhoş olanın da talakı geçerlidir.
mübalağa (Efâlu Tafdil veya bir sıfat) veya 3
a- Sünnî Talak: Temizlik süresi içerisinde ve b- Bid’î Talak: Hayz döneminde veya Malikilerin cumhuru, İ.Şafi ve İ. Züfer’e göre sarhoşun talakı geçerli değildir.
sayısını ifade etmeden boşamasıdır.
ilişkiye girmeden Ric’i olarak verilen talaktır. (Yani; temizlik süresi içinde ilişkiye girdikten Maliki Mükrehin talakı geçersizdir. Şafilerde ise 7 şart varsa mükrehin talakı geçersiz olur:
* İddet bitmeden nikahı iptal etmez.
Talakların birerbirer ve temizlik süreleri içinde Ric’i sonra, ya da bir temizlik süresi içinde - Mükreh, tehdit edildiği zorluğu gidermeye gücü yetmeyecek.
* Bir talak sayısı eksilir.
olarak verilmesidir.) Dîne uygun olan talak şeklidir. birden fazla boşamaktır. Geçerli olup - Tehdit edildiği şeyden zarar göreceğine zannı galip ile emin olması
* Kadının rızası olmasa da iddet içinde koca,
Delil: “Talak iki defadır; bundan sonra ya iyilikle olmaması ihtilaflıdır: - Tehdit edildiği şey, canıyla, bir organıyla veya uzun hapisle olmalı.
yeni bir nikah ve mehir olmadan dönebilir.
tutmak ya da…” ayeti ve “…Kadınları boşadığınızda 1- Dört mezhebin tercih edilen görüşüne - Tehdit edilmesi haksız yere olmalı.
iddetlerini gözeterek boşayın…” ayetidir. Burada göre geçerlidir. Fakat kişi günahkar olur. b- Bâin Talak: Koca, hiç ilişkiye girmeden veya - Talak lafzını kullanırken boşama niyeti olmayacak
iddetten kasıt temizlik süreleridir. Delil: Kıyas; Cuma vakti alışveriş geçerli ilişkiye girdiği karısını sözlü/fiili olarak mübalağa - Tehdit edildiği kadar söyleyecek. (1 talakla tehdit edilip 3 talakla boşasa geçerli olur)
**Sarih bir lafızla temizlik süresi içinde ilişkiye ama günah. ya da 3 sayısını ifade edecek şekilde boşamasıdır. - Zorlayan (Mükrihin) boşama yetkisi olmamalı. (Koca, vekilini talak için tehdit etse geçerlidir.
girmeden bir talak olarak meydana gelen ric’î 2- İbn Hazm’a göre Bid’i talak geçersiz. 7 şekilde olabilir:
b- Kadında bulunması gereken şartlar: 1 şart vardır:
boşama, iddet sona erdiğinde AHSENİ TALAK olur. 3- İbn Teymiye ve seafoodplus.infoım El Cevziyye’ye * Hiç ilişkiye girmeden eşini boşarsa
*Hakikaten veya hükmen eş olmalıdır. (Yani aralarında sahih bir evlilik akdi olmalı ya da ric’i talak,
***Sarih bir lafızla temizlik süresi içinde ilişkiye göre 1 bain talakdır. * Muhala’a ile (Mal karşılığı anlaşma)
beynuneti süğra veya akitten sonraki bir sebeple fesihten dolayı iddet bekleyen bir durumda olmalı)
girmeden bir talak olarak meydana gelen ric’î Bid’î Talak, Kadına 2 türlü zararı olduğu * Üç talak sonucunda
Kadın Şu durumlarda iken Talak gerçekleşmez:
boşamada, iddet bitmeden diğer talaklar da diğer için yasaklanmıştır: * Bâin kelimesini talak lafzına ekleyerek.
- Kadınla erkek arasında nikâh yoksa,
temizlik süreleri içinde verilirse HASEN TALAK olur. * İddet süresi uzamış olacağı için kadın * İsmi Tafdil ile boşarsa
- Evlenip Cinsel birliktelikten önce boşarsa, (Duhul öncesi talak, baindir. İddet beklemez)
Ahsen Talak sonucu Beynuneti Suğra olur zarar görür *Mübalağa ifade eden bir sıfat ile(Dağ gibi)
- Evlenip Cinsellikten sonra ric’î talak ile boşadığında iddet biterse,
Hasen Talak sonucu Beynuneti Kübra olur. * Kadının hamile olduğu bilinemezse * Kinevî bir lafızla talağa niyet ederek boşama.
- Evlenip Cinsellikten sonra Beynuneti Suğra ile boşadığında iddet biterse,
çocuk veya babası zarar görür. Bain Talak İki kısımdır:
- Beynuneti Kubra ile boşadığında.
Beynuneti Kübra ve Beynuneti Suğra (Diğer Tabloda)
Bu durumlarda kadın erkeğe yabanıcıdır. Aralarında nikah bağı yoktur.
c- Talak lafzının şartları (Talak ne ile gerçekleşir): Talak ifade eden bütün söz, fiil, yazı, işaret ve davranışlar ile talak meydana seafoodplus.infoızlar kadına hakikaten veya hükmen izafe edilmesi gerekir:
Hakiki İzâfe: Kadının yüzüne karşı direk söylerse ya da ismiyle talak cümlesi kullanırsa. (Sen boşsun, eşim Burcu boştur vb..) Hükmî İzâfe: Erkek mutlak olarak talak ifade ederse. (Bana talak şart olsun, Eğer seninle evlenirsem boşsun vb…)
Talak 4 şekilde gerçekleşebilir: * Sarih Lafız *Kinevî Lafız *Kitabet *İşaret ***(TALAK LAFZININ ZAMAN VEYA ŞARTA BAĞLI OLUP OLMAMASI 3. TABLODA İŞLENMİŞTİR.)***

* İşaret: Hanefilerde işaret ile ilgili 2 görüş vardır: * Kitabet: Konuşabilen veya konuşamayan kişinin yazısı talak için geçerlidir.
* Sarih Lafız: Karineye ihtiyaç duymadan talak anlaşılan ve örfte talak için kullanılan mutlak lafızlardır. (Sen Boşsun vb…) Bu yazı Sarih veya Kinevi olabilir. (Lafızda olduğu gibi) Yazı 4 kısımda incelenir:
- Dilsiz kişi yazmayı biliyorsa işaretle talağı geçersizdir.
Not: Sarih lafızlarda niyet önemli değildir. Kazaen boşama geçerlidir. Diyaneten kendisi mesuldür. 1- Müstebîne 2-Ğayrı Müstebîne 3-Mersûme 4-Ğayrı Mersûme
- Dilsiz kişi yazmayı bilse de bilmese de işaretle talağı geçerlidir

* Kinevî Lafız: Talak ihtimali olan ve anlaşılması için karine gereken lafızlardır. (Sen bana haramsın, işin senin elinde, 1- Müstebîne: Herkesin okuyabileceği açık yazıdır. (Kağıt üzerine mürekkeple yazmak)
Eğer Kitabet;
sen bainsin vb. gibi…) Hanefilerde Kinevi lafız 2 şartla geçerlidir: 1 ve 3 şeklinde olursa Sarih Lafız gibidir. 2-Ğayrı Müstebîne: Yazıldığı an izinin yok olmasıdır. (Suya yazmak)
1- Koca, talak için niyet etmelidir. 2- Sözün söylendiği an talak verme durumu olmalıdır. 1 ve 4 şeklinde olursa Kinevi Lafız gibidir.
(Eşiyle gayet mutlu bulaşık yıkarken söylenen kinevi talak geçerli olmaz. Çünkü gayet mutlu bir durumda boşanma düşünülmez) 3-Mersûme: Talak hususunda şüphe bırakmadan, kadının adı/soyadı, adresi vb yazılması
2 numaradaki yazı ise geçersizdir,
Şafilere göre sadece kocanın niyeti önemlidir. Söylenen durum önemli değildir.
hükümsüzdür. 4-Ğayrı Mersûme: Kadının isminin açıkça yazılmaması.
MANTIK
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ BU TABLO İSAGOCİ (EBHERÎ) KİTABINDAN BİLGİNİN KISIMLARI (TASDİKÂT VE TASAVVURÂT) KONUSUNU ANLATMAKTADIR. Tablo75
BİLGİ 2 KISIMDIR: TASDİKAT ve TASAVVURAT

TASAVVURAT: Müfredleri bilmektir, hükümsüz bilgidir, (BİLGİNİN İLK BASAMAĞIDIR) TASDİKAT: Hüküm içeren bilgidir. Haberi cümleyi bilmektir.

MEBADİ: İlk bilgidir. 5 TÜMEL MAKASID: İlk bilgilerden (Mebadi ile) kastedilendir. TARİF, MUARRİF,
Mekasıd: İstidlal (Delil kullanma) MEBADİ: Kazıyyeler (Önermeler) Olumlu yada olumsuz hüküm
(KÜLLİYATI HAMSE) KAVLU ŞARİH (açıklayıcı söz) de denir. TARİF 2 KISIM dır. HAD VE RESM
Bilinen iki hükmü inceleyerek, bildiren cümleler. (Haberi cümleler) 3 farklı taksime tabidir.
bilinmeyen üçüncü hükme ulşmaktır. Cüzleri bakımından, Keyfiyeti bakımından, Kemmiyeti bakımından
HAD: Birşeyin hakikatine delalet eden sözdür RESM: Birşeyin arazlarına delalet eden sözdür
2 kısımdır. Haddi Tam ve Haddi Nakıs 2 kısımdır. Resm-i Tam ve Resm-i Nakıs Kemmiyeti bakımından 3 kısımdır:
Cüzleri bakımından 2 kısımdır: Keyfiyyeti bakımından 2 kısım:
Resm-i Nakıs; Resm-i Tam; Hamliyye ve Şartıyye Mucibe ve Salibe Mahsura, Mühmele ve Mahsusa
Haddi Tam; tarif edilen şeyin Haddi Nâkıs; tarif edilen şeyin
cins-i karîb ve fasl-ı karîbi ile cins-i baîd ve fasl-ı karîbi ile Tarif edlien şeyin tümü, Tarif edlien şeyin,
tek bir hakikate ait olan Cins-i Karîbi ile Kazıyyeyi Cüziyyeyi Kazıyyeyi Kazıyyeyi Kazıyyeyi Kazıyyeyi Mahsusa: Mevzusu belli
oluşur. İnsan kavramının oluşur. İnsan kavramının
arazîlerden oluşur. Şartıyye: Cüziyyeyi Mucibe: Salibe: olan kazıyeler. (Zeyd yazıcıdır)
tarifindeki “Düşünen Canlı” tarifindeki “Düşünen Cisim” gibi hâssa-i lazimelerinden
İnsan’ın tanımındaki (Şartlı Önerme) Hamliyye: Olumlu Olumsuz
gibi oluşur.
“iki ayağı ile yürüyücü, Her iki cüz’ü, müfred Her iki cüz’ü de kazıyyelerdir. kazıyyelerdir. Kazıyyeyi Mühmele: Mevzudaki
İnsan’ın tanımındaki Cümle eğer
tırnakları geniş, cildi (cümlenin karşıtı) müfred Cümle eğer fertlerin miktarı belli olmayan
“Gülen Canlı” lafzı gibi. “dır” ile
açık, dik duran…” gibi olmayan (cümlenin karşıtı) “değildir” ile kazıyeler. (İnsan yazıcıdır)
önermelerdir. olandır. Birinci bitiyorsa bitiyorsa
olumludur. olumsuzdur.
Kazıyyeyi Mahsura: Külliyyet veya
Tarif-i Bi’t Taksim: Tarif-i Lafzî: Bir lafzı, eş Birinci Cüz’ü Cüz’ü Mevzu, cüziyyet bildiren edatlarla yapılan
Tarif-i Bi’l Misal: (Bazen (Leyse=olumsuz)
Bir şeyin kısımlarını anlamlısı ile tarif etmek. Mukaddem, ikinci ikinci cüz’ü kazıyyelerdir. Bütün insanlar yazıcıdır.
Bir şeyi misallerle başında “La” Zeyd yazıcı
zikrederek tarif etmek. cüz’ü Tali dir. Mahmul dür.
tarif etmek. Bilinmeyeni daha çok olsada değildir. Mahsurat 4 kısımdır.
“Kelime” lafzını; 2 Kısımdır: Muttasıle (Zeyd Yalancıdır)
“İsim” lafzı; Zeyd, bilinen ile tarif etmek: olumludur. (Mahsuratı Erbea denilir)
ve Munfasıle 2 kısımdır.
isim,fiil ve harftir diye Racul, Ellezi gibidir. ‫ب ٌُّر = قَ ْمح‬ (Muttasıla= İn, İza, Lev) Ma’dûle ve Gayrı Zeyd yazıcıdır
tarif etmek. İki kelimede Buğday’dır Zeyd yazıcı
(Munfasıla= İmma) Ma’dûle
OLMAYANDIR :‫ ليس‬+ ‫بعض‬
(Muhassala) :‫ ليس‬+ ‫كل‬
Not: Tarifte (Mekasıdda) aranan 3 şart vardır. Bunlar; Kazıyyeyi Cüziyyeyi Şartıyyeyi Muttasıla: Bazı insanlar hayvan değildir
Kazıyyeyi Cüziyyeyi
1- Tarif, Muarraf’a denk olacak. Yani tarif muarrafın fertlerini İki önermeden birisinin doğru olması ile diğerinin de doğru
Şartıyyeyi Munfasıle:
içine alacak, dışarda bıraktıklarını dışlayacak tarzda olmalı. olduğuna hükmedilebildiği, ya da birinin doğru olması ile :‫ واحد‬, ‫بعض‬ Bu 4 grup
diğer önermenin de doğru olduğuna hükmedilemediğini İki veya daha fazla
2- Tarif, Muarraftan (tarif edilenden) daha açık olmalı. Bazı insanlar beyazdır Kazıyyeyi
ifade eden kazıyyeler. (Şart edatları ile olur) nisbetten muhakkak
Örneğin Aslanı Gazanfer diye tarif etmek zayıf olur. Hamliyyenin
“Eğer güneş doğmuşsa, gündüz vardır. (Muttasıla-i Mûcibe) birinin bulunması
3- Tarifte devr (kısırdöngü) bulunmayacak. Mesela “Bilgi”nin :‫ ال واحد‬, ‫ال شيء‬ edatlarıdır.
Hava her rüzgârlı olduğunda yağmur yağacak değildir. gerektiğine veya Mahsuratı
tarifinde “Bilineni bilmektir” denilirse kısırdöngü olur. Hiçbir insan taş değildir.
(Muttasıla-i Salibe) gerekmediğine Erbea olarak
ÖZET OLARAK: ‫انعكاس = جمع األفراد‬ 2 KISIMDIR Lüzumiyye ve İttifakiyye hükmolunan önermedir. isimlendirilir.
:‫ الم اإلستغراق‬, ‫ك ّل‬
‫اطراد = منع األغيار‬ (Genelde “imma” edatı olur)
Her insan beşerdir
Efradını câmi’, Ağyarını Mani’ Lüzumiyye 3 kısımdır: İttifakiyye: Sayı ya tektir ya da çifttir.
a- Mukaddem ile tali birbirine sebep olursa: Mukaddem ile İnsan ya Türk ya da Arap
(Sonuç sebebe bağlıysa) “Güneş doğmuşsa
Lafız gündüz vardır” örneğindeki gibi.
tali arasında olacak değildir. Kazıyyeyi Cüziyyeyi Hamliyyeyi Gayrı Ma’dule (Muhassala):
alaka yoksa. 3 kısımdır. Nefy edatı hiçbir cüz’ünde bulunmayandır.
b- Mukaddem ile tali başka şeyin sonucu
Eğer insan Zeyd katibtir. (Mucibe, yani olumlu kaziyye)
olursa: (1 Sebep 2 sonuç varsa) “Gündüz
düşünebilense, Maniatu’l Huluvvi: Zeyd katib değildir. (Salibe, yani olumsuz kaziyye)
Muhmel Gavlun olmuşsa ortalık aydınlıktır” Güneş=sebep
Eşek anırandır. Ayni anda bir şeyde
(Manası olmayan) (manası olan) c- Mukaddem ile tali arasında tezayüf olursa:
(Sebebin anlaşılması sonuca, sonucunki de birleşmeleri mümkün, Kazıyyeyi Cüziyyeyi Hamliyyeyi Ma’dule: Nefy edatının, tek bir
fakat tamamen
sebebe bağlıysa) (Zeyd Amr’ın babası ise, Amr cüz’ünde veya ikisinde de bulunduğu kazıyyeyi hamliyye .
da Zeyd’in oğludur.) Maniatu’l Cem’ ve’l ayrılmaları mümkün
olmayandır. “Zeyd ya ‫حي جماد‬
ُّ ‫ ألال‬Canlı olmayan cemaddır. (Ma’dûletu’l Mevzu)
Huluvvi mea (Hakikiyye)
Kelime Müfred Kazıyyeyi Şartiyye Edatları:
Ayni anda bir şeyde sudadır ya da ‫الحي ال جماد‬
ُّ Canlı cemad olmayandır. (Ma’dûletu’l Mahmul
Kelam Muttasıla :‫ لو‬,‫ إن‬,‫ إذا‬,‫ متى‬,‫ مهما‬, ‫كلما‬
birleşmeleri ya da boğulmuyordur.” Hem ‫حي ال عالم‬
ُّ ‫ألال‬ Canlı olmayan alim olmayandır (Ma’dûletul tarafeyn)
suda, hem yüzüyor olabilir.
Nahv ilminde, Katrunneda şerhinin girişinde İbn Hişam hazretleri Munfasıla: ‫ إما‬,‫ دائما‬,‫أبدا‬ tamamen ayrılmaları
Kelimeyi tarif ederken “Gavlun Mufredün” diyordu. İşte Bu tanım; mümkün olmayandır.
Maniatu’l Cem’: Aynı anda bir şeyde birleşmeleri mümkün olmayan fakat
Kelime’nin yakın cins ve yakın faslından oluşmaktadır. Hem Muttasıla hem Munfasıla: “Sayı ya tek, ya da çifttir.”
tamamen ayrılmaları mümkün olandır. Bir şey ya Taş’tır, ya da Ağaç.
Bu tanım HADDİ TAM’dır. ‫ قد ال يكون‬,‫ ليس ألبتة‬,‫قد يكون‬ Aynı anda tek ve çift
Aynı anda hem ağaç hem taş olamaz. Fakat aynı anda ağaç ve taş olmayabilir.
olmaz.
AKÂİD/KELAM
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬
‫ بسم‬BU TABLO KELÂM (A. SAİM KLAVUZ ve NUREDDİN ES’SÂBÛNÎ) KİTABINDAN İLAHİYYAT BAHİSLERİNİ (ALLAH’ın VARLIĞININ DELİLLERİ, ALLAH’ın İSİMLERİ ve SIFATLARI) ANLATMAKTADIR Tablo82
İman Esasları 3 başlıkta incelenmektedir: İlahiyyat – Nübüvvât – Sem’iyyât. Bunlara Usûl-ü Selâse denir.
İlahiyyat: ALLAH’a iman ve O’nun varlığı/birliği hakkında bilgilerden bahseder, Nübüvvât: Peygamberlere iman ve onlar hakkında bilgilerden bahseder, Sem’iyyât: Ahirete iman ve ahire günü hakkında bilgilerden bahseder
İmanın diğer 3 şartı (Kitaplar, Melekler ve Kaza/Kader) ise bu başlıkların altında incelenir. Biz burada “İlahiyyat” (ALLAH’a iman) bahislerini inceleyeceğiz.
ALLAH’a iman: En eski çağlardan beri insanlarda bir din inancı vardır. Bu durumda şüphe yokki ALLAH inancı insanda yaratılıştan vardır. ALLAH’ın Varlığının Delilleri 4 Başlıkta İncelenebilir.

Bazı islam alimlerine göre: Asrımızda ALLAH’ın varlığına bazı deliller: Asrımızda özellikle materyalizm ve tesadüf
Bazı islam alimleri ise: Delile ihtiyaç olduğunu savunur. Sûfiyyeye göre ise: ALLAH’ın varlığı üzerinde
ALLAH inancı doğuştan (Fıtrî) olduğu için iddiasını reddetmek üzere hareket edilir. Kainatın kendi kendini yaratması
Bu delillerden bazıları şunlardır: İsbât-ı Vâcib, Fıtrat, Hüdûs, İmkan, düşünmek doğru değildir. Çünkü akıl insanı
delil aramaya gerek yoktur. (Materyalizm) imkansızdır. Çünkü her sonradan olan bir yaratıcıya muhtaçtır. Kainatın
İbda’ - İllet-i Ğâiyye, Nizam, Kabûl-i âmme, İhtira, Hareket, Kemal, yanıltabilir. Ancak Marifetullah ile ALLAH tesadüf eseri meydana gelmesi ise muhal birşeydir. Çünkü kainattaki bütün ahenk ve
Nâmütenâhî, Ahlâkî/Fazilet, bilinebilir. nizam, bizi bir yaratıcıya götürür.

1- İSBÂT-I VÂCİB: Kur’an’da ALLAH’ın varlığına delalet eden ayetlere bakıldığında 6- İllet-i Ğâiyye: Birşeyin varlığının hikmeti, gayesi ve yaratılışındaki amaçtır. Bu delil İBDA’ delili ile birlikte evren ve insandaki
genelde İki metod takip edilmiştir: eşsiz ahengi ve düzeni inceleyerek bütün bunları yaratanın çok üstün bir varlık olduğunu ortaya koyar. O da ALLAH’tır.
a- Var olandan hareketle var edeni bulmak (Eserden Müessire) 7- Nizam: Tabiatta meydana gelen olaylara ve yaratılmış varlıklara baktığımızda büyük bir ahenk ve şaşmaz bir düzen görürüz.
b- Kâinattaki düzene bakıldığında bunca hayret veren şeylerin ve düzenin olması, Bunların hepsinin bir düzenleyicisi (Nâzım’ı) olması gerekir. İşte O ALLAH’tır.
bir yaratıcı ve düzenleyicinin olmasını zorunlu kılmaktadır. (Rasulullah’ın hadislerinde de,
kâinâta bakarak ibret alınması gerektiğini belirten birçok sebep vardır.) 8- Kabûl-i âmme: İlk insanlardan itibaren ırk, dil, din farkı olmasına rağmen ezelî ve kadîm bir yaratıcı kabul edilmiş
ve insanlar O’na tapmıştır. O’da ALLAH’tır.
2- FITRAT: Yaratılışı bozulmamış ve çevreden etkilenmemiş her insan yüce bir yaratıcıyı kabul eder.
9- İhtira: Yaratmak manasına gelir. Etrafımızdaki herşey yaratılmıştır. Her yaratılan bir yaratıcıya ihtiyaç duyar. O yaratıcı ALLAH’tır.
3- Hüdûs: Sonradan var olan birşeyin mutlaka bir var edene ihtiyaç duymasıdır.
(Âlem hâdistir. (Sonradan olmuştur) Her hâdisin bir muhdisi vardır. Âlemin muhdiside ALLAH’tır.) Hareket: Etrafımızdaki herşey hareket etmektedir. Her hareket edenin bir hareket ettiriciye muhtaç olduğunu biliyoruz. O’da
ALLAH’tır.
Kemal: İnsanda bir kemal ve olgunluk düşüncesi vardır. Bu düşünce kendisinden gelemez. Çünkü insan eksik bir varlıktır.
4- İmkan: Âlem, mümkün varlıktır. (olsa da olur olmasa da olur) Çünkü cüzlerden meydana gelmiştir.
Bu düşünce ancak olgun, tam bir varlıktan gelebilir. O varlık, eksiklikten münezzeh olan ALLAH’tır.
Cüzlerden meydana gelen ise mürekkebtir ve zorunlu varlık (Vâcibu’l Vücud) olamaz. Mümkün olan
âlemin yaratıcısının ise Vâcibu’l Vücud (Varlığı zorunlu) olması gerekir. O varlığı zorunlu olan ise ALLAH’tır. Nâmütenâhî: Sonsuzluk düşüncesinin insanda bulunmasıdır. İnsan, sonu olan bir varlık olduğuna göre bu düşünce kendisinden olamaz.
Ancak sonsuz bir varlıktan olması gerekir. O varlık, sonsuz olan ALLAH’tır.
5- İbda’: Daha önce hiçbir örneği ve modeli olmadan yoktan yaratmaktır.
Ahlâkî/Fazilet: (Bu delili ben anlamadım? 2 cümleyle özetleyen olursa ekleyebilirim)

ALLAH’ın isimleri: Mu’tezile’den bazı kelamcılara göre ALLAH hakkında caiz olan bütün isimler O’nun için kullanılabilir. ALLAH’ın Sıfatları: ALLAH’ın sıfatlarının hepsi ezelî ve ebedî sıfatlardır. Başlangıcı ve sonu yoktur. Bu sıfatları 5 kısımda inceleyeceğiz.
Ehl-i Sünnete göre ALLAH’ın isimleri tevkîfîdir. (Ayet ve Sahih hadislerle, yani nakille bilinebilir) (Not: Müellifimiz, ilmihallerde şimdiye kadar okudğumuz Zâtî ve Subûtî sıfatları azıcık farklı bir taksime tabi tutmuş)
Sıfâtı Nefsiyye, Zâtî (Selbî) Sıfatlar, Subûtî Sıfatlar, Fiilî Sıfatlar, Haberî sıfatlar.
1- Sıfâtı Nefsiyye (Vücûd): Var olmak demektir. ALLAH vardır. Varlığı
zâtının gereğidir ve zorunludur. Yokluk ALLAH için düşünülemez. 4- Fiilî Sıfatlar: Hareket noktası Tekvîni Sıfattır. Evrene ve yaratılanlara yansıyan, 5-Haberî sıfatlar: Sadece nasslarda (Ayet ve Sahih Hadis) geçen, yalnız nakil ve haberle sabit olan
ALLAH’ın yaratma, diriltme, hayat verme ve rızıklandırma gibi fiilerini gösteren sıfatlara haberi sıfatlar denir. Yed, Vech, İstiva, Mecî, İtyân, Nüzûl. Bu sıfatlarla ilgili 4 farklı görüş
3- Subûtî Sıfatlar: Varlığı zorunlu ve ALLAH’ın, kendisiyle nitelenmesi sıfatlardır. 5 kısımdır: Tahlîk(Yaratma): ALLAH herşeyin yaratıcısıdır. Hidayet ele alabiliriz. Müşebbihe, Mücessime ve Haşeviyye bu sıfatları zahiri manasında anlamak gerekir
vacip olan sıfatlardır. Bunlar 8 tanedir: Hayat, İlim, İrade, Kudret, Sem’, etmek ve Dalalete sevketmek: ALLAH, dlediğine hidayet, dilediğine sapkınlık diyor. Cehmiyye, kaderiyye ve Mu’tezile bu sıfatlar te’vil edilir, eğer te’vilden aciz kalınırsa inkar
Basar, Kelam, Tekvin. Ehli sünnete göre bu sıfatlar ezelî ve ebedîdir. yaratabilir. Peygamber ve kitap göndermek: ALLAH dilerse kitap ve peygamber edilir. Selefe göre bu sıfatlara iman edilir ve tevile gidilmez. Bunları sadece ALLAH bilir.
(Mu’tezile’ye göre ise bu sıfatların bir kısmı ezelî ve ebedî değildir. gönderip doğruyu insanlara anlatabilir. Ba’s ve Haşr: ALLAH dilerse kullarını Ehli sünnetin ilk dönem kelamcıları Selef’in izinde giderek haberi sıfatları te’vil etmemiş fakat
Çünkü ALLAH’tan başka ezelî bir şey olsa Teaddüdü Kudemâ olur. Bu ise tekrar diriltip hesaba çekmek üzere toplayabilir. Ten’im ve Ta’zib(Nimet vermek, İmam Cüveynî sonrası kelamcılar ALLAH’ın zatına uygun bir biçimde te’vil etmiştir.
tevhid inancına aykırıdır.) azab etmek): ALLAH dilediğine nimet verir, dilediğine azab eder. (Mesela Yed=Nimet ve Kudret Vech=Zât ve Vücûd gibi)
a- Hayat: ALLAH diri ve canlıdır. Herşeye hayat veren O’dur. 2- Zâtî (Selbî) Sıfatlar: ALLAH’ı noksan sıfatlardan münezzeh kılan sıfatlardır. 5 başlıkta incelenebilir. (Kıdem,Beka,Vahdaniyyet….….)
b- İlim: ALLAH herşeyi bilendir. *Kıdem: Ezelî olmak, başlangıcı olmamak. *Muhalefetün li’l Havâdis: Sonradan olan şeylere benzememek.
c- İrade: Dilemektir. ALLAH’ın dilediği olur. 2 türlü irade vardır: ALLAH ezelîdir. Ne kadar geriye gidersek gidelim ALLAH’ın olmadığı ALLAH’tan başka herşey sonradan olmuştur. ALLAH hiçbirisine benzemez.
--Tekvînî İrade: Bütün yaratıkları (iyi/kötü, hayr/şer) kapsayan ve kulun irade ettiklerini yaratandır. bir an söz konusu değildir.
--Teşrîî İrade: Dînî irade de denir. ALLAH’ın birşeyi sevmesi ve ondan razı olmasıdır. *Beka: Ebedî olmak, sonu olmamak. ALLAH ebedîdir. Ne kadar ileri *Kıyam bi Nefsihi: Varlığının kendinden olması ve var olmak için
gidersek gidelim ALLAH’ın olmadığı bir an söz konusu değildir. başka bir varlığa ihtiyaç duymamasıdır.
d- Kudret: ALLAH’ın sonsuz güç ve kudret sahibi olmasıdır. Kâinatta tasarrufta bulunmasıdır.
e- Sem’: ALLAH, gizli açık herşeyi işitendir. f- Basar: ALLAH gizli açık herşeyi görendir. *Vahdâniyyet: Zâtında, sıfatlarında, fiillerinde bir ve tek olması eşi ve benzeri olmamasıdır.
Bu sıfatı Burhân-ı Temânu’ delili ıspat etmektedir: Evrende başka bir ilah (yaratıcı) olsaydı, düzen tamamen bozulur fesat çıkardı.
g- Kelam: ALLAH konuşan bir varlıktır. Bu sıfatıyla peygamberlerine kitap göndermiştir. Selefe göre Kur’an, Bu delile göre irade çatışması meydana gelirdi. Yâni 2 ilahdan birisi dünyanın dönmesini istese diğeri dönmemesini istese 3 ihtimal olur.
hem harf hem de manalardan oluşur. Bu sebeple yaratılmış değildir. Mu’tezileye göre Kur’an mahluktur. 1- Her iki ilahın dediği de olacaktır. Bu imkansızdır. Dünyanın hem dönmesi hem durması düşünülemez.
Ehli Sünnet Kelamcıları ise Kelamı Nefsi ve Kelamı Lafzi olarak 2 kısımda ele alırlar: 2- Her iki ilahın dediği de olmaz ise her iki ilah da aciz olmuş olur. Dediği olmayan bir ilah düşünülemez.
Kelam-ı nefsi: ALLAH’ın zâtı ile kaim olan ver mahiyetini anlayamadığımız ezeli bir sıfattır. Mahluk değildir. 3- İlahlardan birinin dediği olsa ve diğerinin dediği olmasa, dediği olmayan aciz olur. Acizden ilah olmaz.
Eş’arîye göre Nefsî kelam işitilebilir. Fakat Maturidi’ye göreişitilemez. Burhân-ı Tevârüd: Birden fazla ilah olsa ve bütün kainatı ortaklaşa yaratsalar bu durumda tek başına yaratmaktan aciz oldukları için
Lafzî kelam ise, Nefsî kelamın varlığını gösteren ses ve harflerden oluşmuş Kur’an’dır. Lafzî kelam ezelî değildir. ilah olamazlar. Ya da her biri bağımsız yaratsa bu sefer bir yaratılmış üzerine iki yaratıcı müdahele etmiş olur ki bu imkansızdır.
h- Tekvin: Yaratmak, yok olanı varlığa çıkarmak demektir. Tekvîn sıfatının altında fiili sıfatlar bulunur. Veya birisi yaratsa diğerlerinin bir müdahelesi olmasa ilahlardan birisi diğerlerine tercih edilmiş olur. Bu durum diğer ilahları geçersiz kılar.
TASAVVUF – 1
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ BU TABLO ANA HATLARIYLA TASAVVUF ve TARÎKATLAR (H. KAMİL YILMAZ) KİTABINDAN TASAVVUFUN TANIMI, ÖZELLİKLERİ ve MİSTİSİZMLE FARKI BAHSİNİ ANLATMAKTADIR Tablo90
Tahalluk: İslam ahlakını öğrenmektir. (Halk ile ilgilidir.) Tahakkuk: Öğrenilen İslam ahlakını uygularak manevi yükselişle tahkîki bilgilere ulaşmaktır. (Hakk ile ilgilidir.) ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬
Tasavvufun Konusu: İnsanın nefs ve ruh bakımından yapısı, ruhun tasfiyesi, nefsin tezkiyesi ve ahlakın yüceltilmesidir.
Tasavvufun Gayesi: İnsanı kötü ahlak ve çirkin huylardan kurtararak, güzel sıfatlarla donatmak, ALLAH ve Rasûlünün ahlakını benimseyerek insanı kâmil yetiştirmektir.
Fevt: Haktan uzaklaşmak Mevt: Halktan uzaklaşmak Fevt, mevtten daha kötüdür.
Makam: kulun tekrar ede ede, istekle çalışarak kazandığı ve vasıf haline getirdiği âdap ve ahlaktır, kalıcıdır. İlk makam tevbe sonuncusu da rızadır. Hal: Kasıt ve çalışma olmadan kalplere gelen neş’e ve hüzün, rahatlık ve sıkıntı gibi manalardır.
Vakit: Mazi ile istikbal arasında sûfinin içinde bulunduğu şeydir. Gönül dünya ile meşgulse vakit dünyadır. Ukbâ ile meşgulse vakit de ukbâ olur. İbnü’l-vakt; içinde bulunduğu zamana göre en güzel işi yapan kişidir.

Tasavvufun Kaynakları (Klasik Tasavvuf Eserleri): Tasavvuf Nedir? İslamın ruh hayatı, İslam Peygamberi’nin temsil ettiği manevi otoritenin müesseseleşerek günümüze gelmiş şeklidir.
1- Haris b. Esed el-Muhasibî (ö. ) er-Riâye li Hukûkillâh, Cibril hadisinde geçen 3 önemli kavramın her birini inceleyen bir ilim dalı oluşmuştur:
(Günümüze ulaşabilen ilk eserlerdendir) İslam: Fıkıh İman: Kelam, Akâid İhsan: Tasavvuf
Tasavvuf: Bir ahlak sistemi, zikir, fikir, riyazat, zühd ve nafile ibadetlerle ihsan duygusuna ulaşmak üzere çalışmalar yapan bir müessesedir.
2- Hakîm Et-Tirmizî (ö. ) Hatmu’l-Velaye
Çoğu zaman hatalı olarak mistisizm ile birbirine karıştırılır.
3- Ebû Nasr es-Serrâc Et-Tûsî (ö. ) el-Lüma,
4- Ebu Bekir el-Kelâbâzî (ö. ), et-Ta’arruf, Mistisizm (Konuşmamak, Dudak ve Gözleri Yummak):
Tasavvuf ve Mistisizm Farkları: İnsanı ahlâken yüceltmek, ruhî saadete erdirmektir.
5- Ebû Talib Mekkî (ö) Kûtu’l-Kulûb, * Tasavvuf ruhi bir yükselme sağlar, Mistisizmde geçici hazlar vardır.
6- Abdülkerim el-Kuşeyrî (ö. ), Risâle, Dinlerin derûnî ve ruhânî yönüdür. İnsanlık kadar eskidir.
* Tasavvufta ıstırabın özel yeri yoktur, Mistisizmde ıstırap önemlidir. Mistisizm Özellikleri:
7- Hucviri (ö. ) Keşfu’l-Mahcub, * Tasavvufta ferdin karakterine göre farklı metodlar vardır, Mistisizmde yok. * Nefsin riyazatla temizlenmesine bağlıdır.
8- Gazali (ö. ) İhyau Ulumi’d-Din, * Tasavvufta manevi yükseliş için ferdî gayret gerekir, Mistisizmde gerekmez. * Riyazatın sonucu mutlak hakikatte fânî olmaktır.
9- Sühreverdi (ö. ) Avarifu’l Maarif * Tasavvuf hem vecd hem ilim gerektirir, Mistisizmde sadece vecd yeterlidir. * Hakikat akıl ile değil, kalb, keşf, zevk ve manevi tecrübe
Muhyiddîn İbn Arabî (ö. ) el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye, Fususu’l-Hikem, * Tasavvufta zikir ve şeyhin muhabbeti gerekir, Mistisizimde bu yoktur. ile kavramak gerekir.
* Tasavvufta ruh hakka kavuşmak için arıtılır, Mistisizmde ruhun cesede * Fânî olan insan, tarifi imkânsız huzura kavuşur.
Mevlana (ö. ) Mesnevi,
hâkimiyeti için uğraşılır. * Mistik tecrübeler, işaret ve sembollerle anlatılır.
Tasavvuf ve SûFî kelimelerinin Kökeni: Bu kelimeler Kur’an ve hadislerdete zikredilmemektedir.
Sahabe ve Tâbiîn devrinde de bilinen kavramlar değildir. Önceleri zâhid, âbid gibi isimlerle
anılan kimseler hicri 2. asrın oratalarından itibaren SÛFÎ diye anılmaya başladı.
İlk Sûfî lakabını alan kişi Cabir B. Hayyân ya da Ebû Hâşim’dir. Tasavvufun Özellikleri:
* Kuşeyrî ve Hucvirî’ye göre Sûfî kelimesi türememiş (Câmid) bir kelimedir. Bazılarına göre ise; * Kaynağı Kur’ân ve Sünnettir.
* Ashâb-ı Suffe’nin suffesinden * Tadarak ve yaşayarak manevi tecrübe ile anlaşılan hal ilmidir.
* Çöl bitkisi olan sufâneden * Tasavvuf bilgisinin konusu marifetullahtır.
* Tasavvuf, mürşid/şeyh gözetiminde ve terbiyesinde öğrenilir.
* Saff-ı Evvelden
(Kıraat ilminin Fem-i Muhsinden öğrenilmesi gibi)
* Halka hizmet eden Benu’s Sûfe’den
* Mürşid/şeyh/üstad diye isimlendirilen kişilerin silsilesi kesintisiz olarak Rasulullah’a ulaşmalıdır.
* Sıfat kelimesinden
* Tasavvuf kitâbi ve aklî bir ilim değildir.
* Yunanca hâkim ve filozof anlamındaki sofia dan
*Tasavvufa, tarîkat denilen ve ALLAH’a ulaştıran yollarla girilir.
* Yün anlamında gelen sûftan (En çok kabul gören budur)

Tasavvuf’un Farklı Tarifleri de Yapılmıştır:


1- Tasavvuf Zühddür: Dünyaya karşı tavır koymak ve herşeyden (Mâsivâ’dan) yüzçevirip ALLAH’a yönelmektir.
İlk tarifi yapan Maruf Kerhî: Hakikatleri almak, insanların elindekinden ümit kesmektir. Ayet: “Herşeyden uzaklaşarak tam anlamıyla ALLAH’a yönel..”
Hadis: Dünyaya karşı zahid ol ALLAH seni sevsin, İnsanların elindekilere karşı zahid ola insanlar seni sevsin.
2- Tasavvuf Güzel Ahlaktır: Kötü huyları söküp atarak güzel huyları yerleştirmeyi amaçlar.
3- Tasavvuf Kalp Temizliğidir, Tasfiyedir: Bişr Hafi: Sûfî ALLAH için kalbini tasfiye edip tertemiz yapan kişidir.
Ayet: “O gün ne mal ne de evlat fayda vermez. Ancak ALLAH’a kalbi selîm (Temiz bir kalp) ile gelenler müstesna”
4- Tasavvuf Nefs İle Mücahade, Tezkiyedir: Nefsin riyazat ve mücahade yoluyla kötü sıfatlardan arınmasıdır. Ayet: …Nefsini tezkiye eden kişi kurtuluşa ermiştir…
5- Tasavvuf İstikamet, Kitap ve Sünnete Sarılmaktır: Şeriat ölçüleri dışındaki bir tasavvuf islami değildir. Ayet: Emredildiğin gibi dosdoğru ol.
Cüneydi Bağdadi: Tasavvuf bir evdir, kapısı şeriattır.
6- Tasavvuf ALLAH’a tam teslimiyet ve Rabbaniliktir: Teslimiyet ve ibadet konusunda titiz davranarak yaşanır. Rabbâni âlim, ilmi kendisine fayda sağlayan ve dünya
ziyneti, mal ve evlat fitnesinden ve şehvetinden kendisini koruyan kimsedir. İlmi kendisine fayda sağlamayan âlim ise Rasulullah’ın sözüyle, kıyamette en çok azaba
uğrayan kişilerdir. Ayet: Ben âlemlerin Rabb’ine teslim oldum.
7- Tasavvuf Hakka Vuslattır: ALLAH’ı herşeye tercih ederek bir hayat sürmektir.
8- Tasavvuf İslam Ruh Hayatıdır: Hakikat itibarıya ALLAH’ın, suret ve zahiri itibarıyla kişinin kendisidir.
9- Tasavvuf Batın İlmidir: Suretten çok Sîrete, kalıptan çok kalbe önem veren bir ilimdir. Ameller ve ibadetlerde olduğu gibi Kur’an ayetlerinde de bâtınî bir mânâ vardır.
Tasavvuf Havâssa Ait Ledün İlmidir: Mutasavvıflara göre Rasulullah 3 kısım ilim sahibidir.
* Sadece ALLAH ile kendi arasında olan ilim. (Huruf Mukattaa, Müteşabihât vb..)
* Sahabesinden bazılarına öğrettiği ilim. (Tasavvuf, Tarîkat, havass ilmi vb)
* Bütün halka öğrettiği ilim. (Emir ve Nehitler gibi şeriat ilmi)
DİNLER TARİHİ
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ BU TABLO YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ (BAKİ ADAM) KİTABINDAN HİNDUİZM (Tarih, İnanç, Kutsal Metin ve İbadetleri) BAHSİNİ ANLATMAKTADIR Tablo
Şabat: Yahudilikte kutsal dinlenme günüdür. On emirden biridir. Cuma günü ikindiden Cumartesi akşamına kadarki süredir. Kohen: Hz. Harun’un soyundan gelen, ayrıcalıklı konumu olan din görevlileridir. Mitzvot: Tevratta anlatılan ve uyulması gereken kanunlardır
Rabbi: Tora ve Halaka bilgisine sahip olan fetva vermeye ehil yetkili dînî cemaat liderleridir. Tevrat (Tanah, Tora)  Mişna (Sözlü Tora)  Talmud (Mişna’nın Tefsiri) Koşer (Kaşer): Yahudilikte yenilmesi ya da kullanılmasında sakınca olmayan helal ürünlerdir.
Endüljans: Günahtan dolayı alınan cezanın kilise tarafından affedilmesidir. Kanonik İnciller: Kilise tarafından Sahih kabul edilen Matta, Markos, Luka, Yuhanna incillerine verilen isimdir. Kotel: Yahudilerin ağlama duvarı isimlendirdiği yer.
Sinoptik İnciller: İçeriği konu bakımından birbiriyle aynı olan Matta, Markos ve Luka’ya ait 3 incildir. Apokrif İncil: Kilise tarafından onaylanmamış incillerdir. (4 İncil dışındaki incillere apokrif denir)
ُ‫سولُه‬ ْ َ ‫ش َه ُد ا َ ْن الَ اِلهَ ِاالَّ هللاُ َوا‬
َ ‫ش َه ُد ا َنَّ ُم َح َّمدًا‬
ُ ‫ع ْب ُدهُ َو َر‬ ْ َ‫ا‬
Hinduizm: Hint alt kıtasında ortaya çıkan inanç sistemlerinin en eskisidir. Kendi mensuplarınca “SANATANADHARMA” Ezeli-Ebedî şeriat olarak anılmaktadır.
Belirli bir kurucusu ve amentüsü bulunmamaktadır. Hint alt kıtasıyla sınırlı olduğu için etnik kökenlidir ve bu yönüyle Yahudiliğe benzer.

A- Tarihçesi: Klasik, ortaçağ ve Modern Hinduizm olarak 3 bölümdür.


Tanrı Anlayışı: Hint kutsal metinlerinde farklı tanrı tanımları yer almaktadır. Politeist, Monist, Monoteist ve
teslis inançları vardır. Upanişatlardan sonra Brahman olarak isimlendirdikleri tanrıya inanırlar ve
1- Klasik Dönem Hinduizmi: Ortaya çıkmasından 9. Yüzyıla kadar olan dönemi kapsar. 5 devrede incelenir:
monist/panteist bir yapıya sahiptir. Brahman algılanamaz ve put ya da heykelleri yapılmaz.
* Vedalar Devresi: Hindu kutsal metinlerinin oluştuğu ve yazıya geçirildiği devredir.
Sonraları ise Avatara (Tanrının varlık sahasına inmesi) inancıyla birlikte monoteist bir yapı da ortaya çıkmıştır.
* Sutralar Devresi: Kurban törenlerinin hızla arttığı ve zamanla karmaşık bir hal aldığı devredir.
Hintlilerin havas sınıfına göre tanrı birdir, başlangıcı ve sonu yoktur, hakîm, hayy olandır. Hiçbirşeye benzemez.
* Destanlar Devresi: Bugünkü mevcut haliyle Hindu kutsal metinlerinin bir araya getirildiği ve Hinduizmin din adamlarının
tekelinden çıkıp Hinduların dini haline geldiği devredir. Kutsal Metinleri: Hinduizmde kutsal metinlerin vahye dayalı olanlarına Sruti, akla dayalı olanlarına Smriti adı verilir.
* Puranalar Devresi: Hinduizmin bütün hint yarım adasına hakim olduğu ve yayılması açısından altın çağı sayılan devredir.
* Son Darsana Devresi: Bir tanrı ve alem anlayışı bütün dine hâkim olmuştur. 1- Srutiler: Vahye dayalı metinlerdir. 4 kısımdır:
* Veda ilahileri: Ne zaman ortaya çıktığı bilinmemeyen ve Hinduizmin temelini oluşturan metinlerdir. 4 veda vardır
Ortaçağ Hinduizmi: Yüzyıldan Yüzyıla kadar süren Bhakti Yoga hareketinin ortaya çıkarak yayıldığı ve
Rig Veda: Hinduizmin en eski ve en kutsal metinleridir. Tanrıların gücü ve kudretini anlatmaktadır.
İslam dîni ile karşılaşma dönemidir. İslam dininden çok etkilenmiş ve değişimler meydana gelmiştir.
Yajur Veda: Tamamen kurban törenlerini anlatmaktadır.
Bu sebeple Guru Nanak adındaki şahıs Sihizm adında, Hinduizm ile İslâm karışımı bir görüş çıkarmıştır.
Sama Veda: Dînî törenlerde okunan ilahiler vardır.
Modern Dönem Hinduizmi: yılından günümze kadar olan dönemdir. Atharva Veda: Törenlerde okunan dualar vardır.
* Brahmanalar: Hindu talmudu diye bilinen bu eserler, Veda’larda anlatılan kurban törenlerinin tefsiridir.
* Aranyakalar: 4 devreye ayrılan insan hayatının üçüncü devresinde ormanda ya da inzivâ merkezinde bulunurken
Hindu Mezhepleri: 3 temel mezhebi vardır: Şivacılık, Vişnuculuk, Saktizm
okunan ve tefekkür edilen metinlerdir.
* Upanişadlar: Hint düşüncesinin dayandığı en önemli kaynak ve Hint felsefesini en berrak şekilde anlatan
1- Şivacılık: Şiva’yı yüce tanrı ve ona tapmayı temel görev kabul ederler. Şiva öldüren ve yaratandır. düşüncelerin yer aldığı metinlerdir. Son oluşturulan metinlerdir.
Zâhidliğe düşkündürler ve yoga ile nefsin öldürülmesi için kendilerine işkence ederler.
2- Smriti: Akla dayalı metinlerdir. Ramayana ve Mahabharata gibi destan anlatan metinlerden oluşur.
2- Vişnuculuk: Vişnu isimli tanrıya inanırlar. Şivacılığın aksine öte dünyaya yönelik işlere ilgi göstermezler.
3- Saktizm: Farklı tanrılardan Sakti denilen ve dişilerle temsil edilen tanrıya inanırlar. İbadet: Hinduizmde ibadet bireysel bir faaliyettir. Genelde bireysel olarak yapılır. Brahmin, kşatriya ve vaisya grubuna
İnanışlarına göre Kali şefkatli bir tanrıçadır, Durga ise vahşi ve acımasız bir tanrıçadır. mensub olanlar sabah, öğlen ve akşam olmak üzere ibadet ederler. Uyanan kişi kutsal “OM” sözü ile güne başlar.
(Onların besmelesi=OM) * Aytrıca Hac ibadetlerini yapmak için Keşmir gibi bazı yerlere giderler.

Dînî Gelenekleri: Günlük ibadetler dışında yaptıkları Samskara denilen ve doğum ya da ölüm zamanında
gerçekleştirdikleri törenler vardır. Cenazeleri de genel olarak odun ateşinde yakılır.

Hinduizm’in Temel Özellikleri:


* Birbirinden çok farklı inançların genel adıdır. milyon civarı mensubu olmasıyla en büyük ve enski dinlerden birisidir. * 3 büyük mezhebiyle birlikte (Vişnuculuk, Şivacılık ve Sakti) bunlar dışında da 15 farklı mezhebi bulunmaktadır.
* Yüzlerce kitaptan oluşan, konu ve üslubu birbirinden farklı kutsal metinleri vardır. İlâhi kaynaklı ve hatasız kabul edilir: Veda ilahileri, Upanişadlar, Destanlar ve Purana * Bütün hindular, karma/tenasüh öğretisini kabul etmek zorundadır.
* Yoga; dünyevi sıkıntılardan kurtuluş yollarının adıdır. Seçkinlerin ibadet tarzıdır. (Yoga: Bireyin gizli güçlerini ortaya çıkaran ve ona birtakım insanüstü nitelikler yükleyen geleneksel Hindu inanç ve uygulamalarını ifade eder.
Ayrıca başka anlamlarda da kullanılmaktadır. En yaygın şekliyle, insanın duygu ve düşüncelerini dizginleyen bir uygulamadır. Birçok yoga çeşidi vardır. Kişi, kendi tabiatına en uygun yogayı Guru denilen kişiler nezaretinde öğrenir.)
* Çok farklı âlem ve varlık anlayışları vardır. Varlıklar dünyası sırayla şöyledir: Cansız nesneler, bitkiler, hayvanlar, insanlar. Mutlak ruh Brahman’a en yakın varlık insandır.
* Kast sistemi vardır. Herkes doğuştan farklı sınıflara mensuptur ve hayatı boyunca bunu değiştiremez. Kast sistemini şunlar oluşturur: Brahminler(Din adamları), Kşatriyalar(Yöneticiler ve Askerler), Vaisyalar(Tüccar, Esnaf, Çiftçiler), Sudralar(Hizmetçiler).
Ayrıca kast kurallarını çiğneyerek kast dışına atılan Paryalar(Dokunulmazlar) vardır. Kast sistemi dînî bir inançtır. Daha üst kastlardan birine mensup olarak dünyaya gelmek için şu anda bulunduğu kastın kurallarına uymalıdır ki ölümden sonra üst kastta
Hint
yerDinlerinin Ortak
alsın. (Müftü Özellikleri:
olmak Cayinizm,
için Vaizlik göreviniBudizm ve Sihizm gibi dinler, Hinduizme ait birçok özelliği barındırmaktadır. Tanrı ve varlık konusunda farklı anlayışlara sahiptirler. Hayata ve insana bakış açıları birbirine benzer. Ortak özellikleri şunlardır:
iyi yapmalısın)
Maya,
* İnsanKarma,
hayatı Samsara,
4 devreyeNirvana
ayrılır ve(Mokşa)
sorumlulukları buna göre değişir: Öğrencilik devresi yaş arasıdır. Aile hayatı devresi, öğrendiklerini uygulamaya geçirmesidir.
İnziva ve riyazet devresi, ev ve aileyi terkedip ormanda veya inzivâ merkezinde tefekkür etmektir. Dîni dilencilik dönemi, aile ile bütün bağları koparıp sadece dilenerek geçirilen devredir.

Mokşa(Nirvana): Kişinin doğum-ölüm girdabından (samsara çarkından)


Maya (Avidya) İnancı: Gerçeği kavrayarak nihâî kurtuluşa ermeyi engelleyen unsurlardır. Samsara(Tenasüh): Dünyadaki doğum-ölüm-yeniden doğuş döngüsünü ifade eder.
kurtuluşunu ve mutlak aydınlanmaya kavuşmasını ifade eder.
Bu usnurlar Hint inanç sistemlerine göre kişinin maruz kaldığı bütün acı ve sıkıntıların Bizim dilimizde Tenasüh ya da ruh göçü olarak bilinir.
Mokşa, Mukti, Nirvana, Apavarga gibi birçok ismi vardır. Bu tecrübe
sebebi olan ezelî prensiptir. Karma: Samara denilen fasit döngüde, ruhun hareketini düzenleyen temel prensibin
ölümden sonra değil ancak bu dünyada yaşanır.
(Başka bir ifadeyle Maya, Dünyanın varoluşunun temel nedenidir.) adıdır.
Bu tecrübeyi yaşayan kişilere JivanMukti denir.

Modern Dünyada Hinduizm: Bölgeye sonradan giren Hristiyanlık ve İslâm, Hinduizmin gelişiminde etkili olmuştur. Hinduizm ve İslam’ı uzlaştırma gayreti sonucunda Sihizm ortaya çıkmıştır. Ayrıca Yoga ve Meditasyon uygulamalarını öne çıkarmak
isteyen bazı hareketler Batı dünyasında yeni oluşumlara kapı açmıştır. Bunların en meşhuru Transandantal Meditasyon’dur. Bu oluşum ruhsal huzur vaat eder ve uyuşturucu, alkol gibi sorunların çözülmesine yardımcı olur.
MEZHEPLER
TARİHİ
‫ميحرلا نمحرلا هللا‬ ‫بسم‬ BU TABLO MEZHEPLER TARİHİ (HALİL İBRAHİM BULUT) KİTABINDAN EHLİ SÜNNET (Doğuşu, İsimlendirilmesi, Maturidiyye…) BAHSİNİ ANLATMAKTADIR ‫اللهم صل على سيدنا دمحم‬ Tablo
Mezhep: Müslümanların sosyal, siyasi ve kültürel sebeplerden dolayı dinin ana kaynaklarını farklı olarak anlayıp yorumlamalarından doğan görüşlerin zamanla taraftar bularak meydana getirdiği gruplaşma hareketidir.
Haricîlik: İnsanlardan, dinden, haktan veya Hz. Ali’den uzaklaşan ve meşru yönetime karşı ayaklanarak cemaatten çıkanlar”(TDV) İbadiyye: Hâricî fırkalarının en mutedili ve günümüze ulaşan tek fırkasıdır. (TDV)
Mu’tezile: İtikadi meseleleri akıl ve irade ile yorumlamaya öncelik veren “Tevhid, Adalet, Vaad-Vaîd, El-menzile Beyne’l-Menzileteyn, Emri Bi’l-Ma’ruf” şeklinde beş temel esası (Usulü Hamsesi) bulunan itikadi ve siyasi amaçla ortaya çıkmış kelam mezhebi.
ŞİA: Rasulullah’tan sonra en faziletli olarak seafoodplus.info’yi benimseyen, O’nun nas ile halife tayin edildiğini ve seafoodplus.info’den sonra kıyamete kadar hilafetin O’nun soyundan geleceğine inanan topluluklardır.
İhtilafı reddetmek, insan fıtratını reddetmektir. İhtilafın olduğu yerde doğru da yanlış da olabilir. ÖNEMLİ OLAN HAKİKATİ ARAMA ÇABASI İÇİNDE VE İYİ NİYET SAHİBİ OLMAKTIR. (Gazzâlî=Çağ açıp çağ kapatan bir âlimdir.)
EHLİ SÜNNET VE’L-CEMAAT: İnanç esaslarında Kur’an ve Sünnete bağlı olmayı tercih eden ve müslümanların çoğunluğunu oluşturan mezhebin adıdır. Ehli Sünnet mensuplarına ise Sünnî denilmektedir. İtikadi, Fıkhi, Tasavvufi ve Siyasi boyutları vardır.
A- İsimlendirme Meselesi: Kur’an ve Hadislerde bulunmamakla beraber, Sünnete uyanlar/Sünneti benimseyenler manasında. C- Ekolleri: İki ana bölümde ele alınabilir. Selefiyye ve Halefiyye (Maturidiyye-Eş’ariyye)
* Ehli Sünnet terkibini ilk kulanan İbn Sirin’dir. Hasan-ı Basri de kullanmıştır.
* Sünnî kavramını ise Said B. Cübeyr kullanmıştır. 1- Selefiyye (Ehli Sünneti Hâssa): Bidat gruplarla karıştırmamak için Ehli Sünneti Hâssa denilmektedir.
* Kendilerine verdikleri diğer isimler: Ashâbu’l Hadis, Ashabu’s-Sünne, Ehlu’l-Hak, Fırkayı Naciye, Sevadü’l Azam, Ehlü’l-Hadis, *İtikatta Rasulullah ve sahabeye uyan, tabiin, mezhep imamları e muhaddislerin yoludur.
* Ehli Sünnet ve’l Cemaat terkibini ise Ahmed B. Hanbel ve İbn Kuteybe kullanmış, Ebu Leys Semerkandî ile bu terkip iyice yerleşmiştir. * Eseriyye (Nakilciler), Sahibu’s-Sünne, Ehlü’l Hadis gibi isimlerle de anılmıştır.
* Mu’teziile tarafından verilen isimler: Kulların fiillerini ALLAH’a nisbet ettikleri için Ehl-i Sünnet-i Mücbire, ALLAH’ın sıfatlarını Ortaya Çıkışı ve Oluşumu: Fetihlerin çoğalmasıyla İslam’ı savunmak için diğer din ve kültürlerle cedel, münazara ve
olduğu gibi kabul ettikleri için Müşebbihe diye isimlendirilmişlerdir. mücadele eden Mu’tezile ve Cehmiyye’ye karşı bu uslüpların bidat olduğunu söyleyerek ve reddiyeler yaparak
* Bidat ve farklı fikirlerin ortaya çıkması sonucu sünneti savunmak, ümmetin birliğini korumak ve bidat fırkalara karşı naslardan ayrılmamaya dikkat çekmişlerdir.
tepki olarak ortaya çıkmıştır. İnanç Esasları: Te’vili kabul etmemişler, Kur’an ve sünnette bulunmayan bir konuyu din sahasına taşımayı caiz
görmemişlerdir. 7 esası vardır:
B- Oluşumu: a- Takdis: ALLAH’ı, şanına uygun düşmeyen şeylerden ve cisimden tenzih etmek.
* Hariciler, Şia, Kaderiyye ve özellikle Mu’tezile gibi fırkaların çıkışından sonra tepki olarak doğmuştur. b- Tasdik: Kur’an ve Hadislerdeki ALLAH’ın sıfatlarını yorumsuz olduğu gibi kabul etmek.
* Ehli Sünnet düşüncesi Sahabe döneminden itibaren gelişen olaylarla oluşmaya başlamıştır. c: Aczini İtiraf: Müteşabih konusunda te’vil yapmadan maksadı ALLAH’a bırakmak ve bunların bilinemeyeceğini itiraf etmek.
* Hz. Ali’nin oğlu Muhammed B. Hanefiyye, İbrahim En-Nehai, Hasan Basri, Ömer B. Abdulaziz, Ebu Hanife gibi isimler bu d- Sükut: Müteşabihlerin anlamını sormamak, Cahilin sormaması ve alimin de cevap vermemesi.
oluşumda etkili olmuştur. e- İmsak(Uzak durmak): Müteşabihleri yorum ve te’vil etmekten uzak durmak.
* Sadece akaid boyutu değil Fıkhi, Tasavvufi ve Siyasi boyutları da vardır. f—Keff: Müteşabihleri zihnen ve kalben bile düşünmemek
* İtikadi olarak müslüman olmanın şartlarını ortaya koymuş, siyasi olarak da ümmet/cemaat olmanın ilkelerini belirlemiştir. g- Ma’rifet Ehline Teslim: Rasulullah, sahabe ve ALLAH’ın bildirdiği kimselerin belirtilen hususları bilebileceğini kabul etmek.
* Ehli Kıble tekfir edilemez ilkesiyle birlik ve beraberliği sağlamaya çalışmıştır.

2- Halefiyye (Ehli Sünneti ÂMME): Tamamen nakilci olan Selefiyye ile Aklı ön planda tutan Mu’tezile arasında orta yol tutan topluluktur.
Nakli ön planda tutarak Mu’tezile’den ayrılmış ve Kur’an/Sünneti yorumlama konusunda akla yer vererek de Selefiyye’den ayrılmıştır. 2 ana kolu vardır: Maturidiyye ve Eş’ariyye
b- EŞARİYYE: Sonraki tabloda anlatılacaktır.
a- Maturidiyye: Ebû Mansur El-Maturidi’nin görüşlerini benimseyen itikadi topluluğa verilen isimdir. (Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Maturid beldesinde doğmuş, de vefat etmiş)
Bize ulaşan 2 eseri vardır: *Kitabu’t-Tevhid: Kelam ilmini anlattığı eseridir. Bekir Topaloğlu tercüme etmiştir. * Te’vilâtü’l Kur’an: Kur’an tefsiridir. Öğrencilerine yaptığı takrirlerden oluşmaktadır.

1* ALLAH’ın varlığı ve Sıfatları: Tarihi Gelişimi: seafoodplus.infodi, Ebû Hanife’nin görüşlerini sistemleştirdiği için Maturidiliğin kuruluşunu Ebû Hanife’ye kadar götürmek mümkündür.
-ALLAH hakkında bilgi sahibi olmak, ancak onun isim ve sıfatlarını bilmekle mümkündür. Çünkü kelâmi olarak temel görüşleri Ebû Hanife’nin görüşleriyle aynıdır. Pezdevîye kadar olan dönem Mütekaddimun Maturidiliğidir.
-ALLAH’ın benzeri bulunmadığı için mahiyeti söz konusu edilemez. Ebul Muîn en-Nesefî ile Müteahhirun Maturidilik dönemi başlamıştır. (Nesefinin konumu, Gazzâli’nin Eşarilikteki konumu gibidir.)
-ALLAH’ın sıfatları, zatından ayrı da değildir gayrı da değildir. (10 sayısının içindeki 2 gibi) Yeni İlmi Kelam döneminde ise seafoodplus.info El-Kevseri, Ö. Nasuhi Bilmen ve seafoodplus.infoı İzmirli gibi isimler temsil etmektedir.
-Hayat, ilim, irade, kudret, sem’, basar, kelam ve tekvin subuti sıfatlardır.
-Eğer tekvin sıfatı sonradan var olan bir sıfat olsaydı ALLAH ezelde yaratma sıfatından Genel görüşlerini şu başlıklar altında inceleyelim: 1- ALLAH’ın varlığı ve Sıfatları 2- İmamet 3- Nübüvvet/Peygamberlik 4- Bilgi Teorisi
mahrum olmuş olurdu ki bu da ALLAH hakkında düşünülemez. 5-Kulların Fiilleri 6- ALLAH’ın görülebilmesi 7- Kader Kaza 8-İman-Amel, İman-İslam ilişkisi 9- Ahiret Halleri
-ALLAH’ın kelâmı zatıyla kâimdir ve Nefsî kelam diye isimlendirilir. Peygamberleri ile 7*Kader ve Kaza:
insanlara ulaştırılan tebliğ ise Lafzî kelamdır. Lafzî kelam Hâdisdir(Sonradan yaratılmıştır) -Hayır-şer, güzel-çirkin, hikmet-sefeh gibi durumlar açısından birşeyin olacağı zaman ve mekanı planlamak kaderdir.
-Naslarda bahsedilen ALLAH’ın sıfatlarına Haberî sıfatlar denilir. Bu sıfatları zahiri üzere bırakmak -Belirlenen plan dahilinde varlık ve olayları yaratmak ise kazadır.
tecsim ve teşbih olacağı için te’vil edilmesi gerekir. -Kaza ve Kader, insanı sorumluluktan kurtarmaz ve cebri bir tutum barındırmaz.
-ALLAH hakkında “şey” denilmesi caizdir.
8*İman-Amel İlişkisi:
2*İmamet: Halîfe, adil ve liyakatlı ve Kureyşten olmalıdır. (Yeni ilmi kelam dönemi alimlerine göre -İmanın aslı, kalp ile tasdik etmektir. Dil ile ikrar ise, kalpteki imanın başkaları tarafından bilinmesi içindir.
Kureyşten olmak zorunda değildir. (Müellif burda hatalı bilgi vermiştir)) -Amel imandan olmadığı için, imanda artma veya eksilme olmaz. İmanın yakînî veya gücünün artıp eksilmesi mümkündür.
3* Nübüvvet/Peygamberlik: -Her mümin müslimdir, her müslim mümindir. İman ile İslam aynı manadır.
-Nefsî arzulara uymanın kötülüğünü anlatan bir klavuz aklen gereklidir. -İnşallah mü’minim demek caiz değildir. Çünkü imanda şüpheye yer yoktur.
-ALLAH, yarattığı kullarını bilgilendirmesi ve doğru yolu göstermesi açısından peygamber göndermesi -Taklîdî iman geçerlidir ancak bu iman sahibi kimse araştırmayı terk ettiği için günahkardır.
aklen mümkün, hikmet açısından ise zorunludur. -Erkek olmak peygamberlik için gerekli şartlardandır. -İnsanlar, din gelmese de akıl yürüterek ALLAH’a inanmak zorundadır.
-Peygamberler günah işlemekten korunmuşlardır. -Büyük veya küçük günah işleyenler bunları helal saymadıkça müslümandır.
-Büyük günah işleyen müminlerin ebedî olarak cehennemde kalacakları iddia edilirse, İman ederek yaptıkları en büyük amel karşılıksız kalmış olur.
4*Bilgi Teorisi:
-Kur’an’ı, mütevatir sünneti inkar eden, İslam’ın kutsal değerlerini alaya alıp küçümseyen, başka bir dînin alameti olan şeyleri
-Bilginin kaynağı duyular, akıl ve doğru haberdir. -Havassı Selime denilen duyu organların bilgisi en doğru bilgidir.
(Haç takmak gibi) kendi isteğiyle kullanan kişi kafir olur.
-Akıl sahibi kimselere Peygamber daveti ulaşmasa da ALLAH’ın varlığını ve birliğini aklı ile bilmek zorundadır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir