Gonore Bitkisel Tedavi

Halk arasında bel soğukluğu diye adlandırılan gonore tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Gonore tedavisi için neler yapılmalı?

Sorusuna yanıt olarak gonore tedavisi için şifalı bitkiler ve gonore tedavisi hakkında faydalanacağınız bilgiler bu makalede yer almaktadır.

Neisseria gonorrheae isimli bir mikrobun idrar kanalını (üretra) tutmasıyla başlayan ve tedavi edilmediği takdirde bölgesel yada tüm vücudu ilgilendiren sorunlar oluşturan ve de cinsel ilişki ile bulaşan hastalıktır.

Çok sık görülen bir cinsel hastalık belsoğukluğu. Daha çok erkeklerde görülse de kadınların bu enfeksiyonu erkeklerden kapma olasılığı, erkeklerin kadınlardan kapma olasılığından daha yüksek.

Belsoğukluğu nasıl tedavi edilir?

Tedavide önemli olan hangi tip belsoğukluğu olduğudur. Genellikle yüzde oranında gonore enfeksiyonunun üzerine ikincil olarak nongonokoksik üretritler de yerleşebiliyor. Bu durum özellikle erkeklerde görülüyor. Bu nedenle kombine tedavi denilen, hem gonore hem de nongonogoksik üretrit tedavisini bir bütün olarak uygulamak faydalıdır.

Gonore enfeksiyonunda penisilin grubu antibiyotiklerin ağızdan gün boyunca alınması ile tedavi sağlanır.

Eğer, gün süresince sarımsı-yeşilimsi akıntı erkekte kesilmiyor ve renk değiştirip şeffaf hale geliyorsa, o zaman nongonokoksik üretrit üstüne eklendi demektir. İlk tedavinin üzerine bunun tedavisi eklenebilir. Yani önce penisilin grubu tedavisi ile başlanır, ardından tetradoks grubu antibiyotikle devam edilebilir.

Baştan bu ekfeksiyonun eklenebileceği düşünülerek her iki gup ilaç kombine edilip, 14 gün veya 21 güne uzatılarak tedavisi yapılabilir.
Tedavide en önemli detay, kişilerin beraberce tedavi edilmesidir.

Erkek veya kadın, seksüel partneriyle ilişkiyi devam edecekse, karşı cinsin de tedaviye katılması gerekir. Aksi takdirde tam tedavi gerçekleşmez.

Belsoğukluğu tedavi edilmezse ne tür sorunlara yol açabilir?

Düzgün tedavi edilemediği, geç tanı konulduğu veya kişi hekime gitmeyip kendi kendine hastalık kronikleştiği takdirde, akıntı belli bir süre sonra geçer. Kişi iyileştiğini zannedebilir.

Ancak hastalık konikleştiğinden, zaman zaman nüksedebilir.

Bu tekrarlanmalar sayesinde özellikle erkeklerde idrar yolunun içinde darlıklar gelişir.

Bu da işeme bulgularının kötüleşmesine yol açabilir.

Bunun dışında testis ve döl yollarının da iltihaba eşlik etmesi nedeniyle ileriki dönemde kısmi de olsa kısırlığa yol açabilir.

Bel soğukluğuna karşı uygulanacak bitkisel terkipler:

Terkip 1:

«Keten tohumu kaynatılır, birer bardak içilir»1.
Terkip 2:

«Meyan kökü, kaynatılır, birer bardak icilir.«20 gün, 20′şer gr. havuç tohumu yutulur»8.
Terkip 3 :

«20 gün, 20′şer gr. havuç tohumu yutulur»8.
Terkip 4:

«6 gr. kitre, sıcak suda eritilip içilmeli»
Bel soğukluğu için hasır otu kürü:

1 su bardağı kadar kaynatılmış suyun içine 4 gram hasır otu kökü atılır. 10 dakika demlenmesi için beklendikten sonra hazırlanan bel soğukluğu bitkisel kürü içilir.

Bel soğukluğuna Turp Tohumu Kürü:

Turp tohumu toz haline getirildikten sonra balla karıştırılıp macun haline getirilir ve bu macun yenir.

Bel soğukluğuna salatalık çekirdeği kürü:

10 gram salatalık çekirdeği ezilip toz haline getirilir ve 1 gram kahve ile birlikte aç karnına içilir.

Gram (-) diplokoktur. Gonokok olarak da anılır. Çeşitli klinik sendromlar oluşturan suşları vardır. Dünyada enfeksiyon o derece yaygındır ki ABD&#;de her 30 saniyede bir kişinin enfeksiyona yakalandığı iddia funduszeue.infoiyona yakalananlar gün olan kuluçka dönemi içinde yüksek derecede bulaştırıcıdır.

Klinik

Gonokok enfeksiyonlarının büyük çoğunluğu primer enfeksiyon odağında kalır. Kadınlarda % vakada bulgu vermez. Gebelikte taşıyıcılık özellikle sıktır. Kadınlarda en sık endoservikse (rahim ağzı kanalına) yerleşir. Pürülan , kokusuz bir akıntıya servikste bir eritem eşlik eder. Alt genital organlardaki diğer enfeksiyon odakları, üretra (idrar deliği), bartolin ve skene bezleridir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma , akıntı,vulvada yanma ve kızarıklık ön plandadır. Skene guddeleri ve üretradan pürülan akıntı gelir. Bartolin guddesi genelde tek taraflı olarak tutulur. Ağrı, şişlik, kızarıklık gibi belirtiler oldukça rahatsız edicidir. Menopoz sonrası ve menarş öncesi dönemlerde vajen mukozasını da tutabilmektedir.

Serviksteki gonokok infeksiyonlarının %&#;si üst genital organlara ilerler. Bu durumda anormal kanamalar, ateş, pelvik ve abdominal ağrılar majör semptomlardır

Dissemine gonokok infeksiyonları bakterinin hemotojen (kan yoluyla) yayılımıyla oluşan genel infeksiyonlardır. Gezici poliartirit, artraji ve tenosinovit en sık görülen bulgulardır. Dissemine gonokok enfeksiyonunun en sık görülen komponenti artritisdir. Ateş, titreme, papül olarak başlayıp püstilleşen deri lezyonları bulunur. % olguda endokardit (kalpte enfeksiyon) görülür. Rektal (barsak son kısım) yerleşimli gonorede rektumda ağrı, akıntı ve kanama olur. Bazen enfeksiyon farinkse de yerleşir, bu durumda genellikle asemptomatik seyreder. Farinks ve rektuma yerleşmiş olgular tedaviye daha dirençli olarak bilinmektedirler. Öksürme, öne eğilme ve derin nefes alma ile artan ve sağ omuza vuran ağrı, ateş, bulantı, kusma şikayetleri gelişen hastalarda perihepatitis (Fitz-Hugh-Curtis endromu) akla gelmelidir.

Tanı

Erkeklerde üretral akıntının gram yayması % &#;e yakın duyarlılığa sahipken bu oran serviksten alınan örneklerde % 80 olarak bulunmuştur. Servikal ve üretral akıntıdan yapılan yaymaların gram veya metilen mavisi ile boyanarak PNL&#;ler içerisinde intraselüler gonokokların görülmesi en basit tanı yöntemidir. Ancak tanı mutlaka kültürle doğrulanmalı ve rezistan suşlarının saptanması için antibiyogram yapılmalıdır. Kültür için Thayer-Martin besiyerine ekim yapılır. 48 saat içinde sonuç verir. Kültürde üreme oranı % arasındadır. Son yıllarda tanıda antijen saptama (ELISA), DNA probe gibi yöntemler geliştirilmiştir (PCR).

Tedavi

Gonokokların çoğu penisilin, sefaloporin, tetrasiklin, makrolidler, kinolonlar ve rifampisine hassastır. &#;li yıllardan sonra penisiline dirençli gonokok suşları oldukça sık görülmeye başlamıştır. Gonokokların çoğalma süresinin 29 dakika oluşunun bulunmasından sonra komplike olmayan olgularda tek doz tedavi önerilmeye başlanmıştıfunduszeue.info doz mg seftriakson ve kinolon grubu antibiyotikleri de tedavide önerenler funduszeue.infoğer enfeksiyonlarla beraber olan olgularda özellikle eşlik eden klamidya infeksiyonları için tedaviye tetrasiklin ve eritromisin (en az 1 haftas üreyle) eklenmelidir.