bedava elektrik enerjisi üretimi / Elektrik Nasıl Üretilir? - Aydem Perakende

Bedava Elektrik Enerjisi Üretimi

bedava elektrik enerjisi üretimi

6 Kolay Ad&#x;mda Bedava Elektrik Kullan&#x;n

Sadece 6 Kolay adımda bedava elektrik üretebileceğinizi, hatta bedava elektrik kullanmakla kalmayıp para da kazanabileceğinizi biliyor muydunuz? Bu yazının sonunda size bir iyi haberimiz daha var.

Mesken, iş yeri ya da fabrika fark etmeksizin çatınıza kuracağınız güneş enerjisi sistemi ile bedava elektrik kullanabilir, üstüne de de para kazanabilirsiniz. 12 Mayıs tarihi itibarıyla Resmi Gazetede yayınlanan yasa sayesinde gerçek kişiler de çatılarına kuracakları güneş enerjisi sistemini hem ihtiyaçları için kullanabiliyor hem de ihtiyaç fazlası elektriği dağıtım şirketine geri satabiliyor. Burada önemli olan nokta çatı alanınız ve kullandığınız elektrik miktarıdır. Çatı alanınız müsait olduğu sürece güneş enerjisi sistemi sayesinde gelir elde edebilir ve elektrik faturasında tasarrufa geçebilirsiniz.

Bedava Elektrik İçin Neye İhtiyacım Var?

Mesken kullanıcıların tüketimleri baz alındığında ortalama 5 kW’lık bir güneş enerjisi sistemi evin standart ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olacaktır, 5 kW'lık bir sistem içinde 12 adet güneş paneli kullanılmakta olup yaklaşık ihtiyaç duyulan çatı alanı da m2 ‘dir.

İş yerleri için tüketime bağlı olarak ihtiyaçlar değişkenlik gösterse de 20 kW lık güneş enerjisi sistemi ortalama elektrik tüketimi karşılayacak düzeydedir. 20 kW lık bir sistem için çatıda gerekli olan alan yaklaşık olarak m2 olup çatıda yer alan baca, anten gibi gölge yapacak faktörlerin olmadığı varsayılmıştır. Gölge faktörlerinden kaçınılacak şekilde de gerekli sistem dizaynı sağlanmaktadır. Buna istinaden gerekli alan m2 açısından farklılık göstermektedir.

Bedava Elektrik

Kuracağım Sistemin Amorti Süresi Nedir?

01 Temmuz tarihinde elektrik fiyatlarına gelen % 15’den fazla zam oranı ile sistem artık eskiye nazaran kendini daha hızlı amorti etmeye başlamıştır. Mahsuplaşma sistemi ile, Mesken aboneleri için bu süre daha önce yılı bulurken şu an 6 ile 7 yıl arasına gerilemiştir. Özellikle fabrikalarda amorti süreleri yaklaşık yılda amorti eder duruma gelmiş hem amorti süresindeki kısalma hem de elektrik faturasındaki tasarruf her geçen gün güneş enerjisine yapılması gereken yatırımın en doğru karar olduğunun göstergesidir.

Dağıtım Bedelinde %50 İndirim Teşviki

Yenilebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisine yatırım yapıldığı takdirde belirtilen yasa kapsamında çatısında sistem bulunan gerçek kişi veya tüzel kişiler olarak ayrım yapılmaksızın kendi ürettiği enerjiyi tüketen aboneler dağıtım bedelinden %50 oranda muaf sayılacaklardır. Tüketimin üretimi aşan kısmı için ise abone grubuna özgü tüketici dağıtım tarifesi geçerli olacaktır. Yönetmelikte geçen ilgili madde şu şekildedir;

"(5) 12/5/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete`de yayımlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki üretim tesislerinden, 12/5/ tarihi itibarıyla yapılacak başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan ve üretimi ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olan, YEK Destekleme Mekanizmasına tabi, kurulu gücü bağlantı anlaşması sözleşme gücü ile sınırlı, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesislerinde üretilip bu tesislerle ilişkilendirilen tüketim tesislerinde tüketilen elektrik enerjisine ilişkin olarak, tüketim tesisinin ihtiyacını karşılayan üretim miktarı için tüketim tesisinin abone grubuna özgü tüketici dağıtım tarifesinde %50 oranında indirim yapılır ve tüketimin üretimi aşan kısmı için ilgili abone grubuna özgü tüketici dağıtım tarifesi uygulanır. Tüketimin üretime eşit veya tüketimin üretimden fazla veya az olduğu durumlarda veriş yönünde dağıtım bedeli üretim tesisinin işletmeye giriş tarihinden itibaren on yıl süre ile %  indirimli uygulanır.’’

Bedava Elektrik İçin Ne Yapmalıyım?

6 kolay adımda bedava elektrik kullanabilirsiniz demiştik. Peki bu adımlar nelerdir? 

  1. Çağrı mektubu başvurusu

  2. Proje onayı

  3. Bağlantı anlaşması imzalanması

  4. Kurulum

  5. Geçici kabul işlemleri

  6. Sistem kullanım anlaşması imzalanması

Hani kolaydı dediğinizi duyar gibiyiz. Şimdi yazının başında bahsettiğimiz iyi haberi verelim: Elseroof olarak bu adımlarda gerekli tüm işlemleri sizin adınıza yapıyor, takip ediyor ve hızlı şekilde sonuçlandırıyoruz. Siz sadece bedava elektrik kullanmaya karar verin, gerisini biz hallederiz. 

Sonsuz enerji makineleri gerçek midir?

Yalansavar'dan bir yazı paylaşacağım:

Yeni bir buluş bulabilirsiniz. Bu buluş bilinen pek çok teoriye uymayabilir, Newton’un ve Einstein’ın yasalarına dahi karşı gelebilir. Bu buluşunuzun sınanmayacağı, doğruluğuna ihtimal verilmeyeceği anlamına gelmez. Ancaaak… Buluşunuz termodinamik yasalarına uymuyorsa, orada ciddi bir hata yapmışsınızdır demektir.

Dünya’da kaynaklar sınırlı ama ihtiyaçlar sonsuz… Herkesin diline pelesenk olduğu gibi, enerji ihtiyacı en büyük ihtiyaç. Ülkelerin enerji ihtiyaçları giderek artarken çoğumuz gelecekte savaşların başlıca nedenlerinin enerji olacağını tahmin ediyoruz. Zira petrol coğrafyası olan Orta Doğu’da bir güç mücadelesi olmadığını söylemek zor. Bu yüzden enerji sorununu çözmenin Dünya gezegeninde bir barış ortamı sağlayacağını söyleyenlere de haksız diyemeyiz.

Sonsuz ve bedava enerjinin sonsuz ihtiyaçları karşılayabileceğini, ekonomik sistemleri değiştireceğini ve hatta akabinde siyasal sistemlere de evrim geçirteceği dikkate alınabilecek bir teori olabilir. Yalnız… Sonsuz enerji eldesi gerçekten de mümkün müdür? Zaman zaman basında çıkan “sonsuz ve temiz enerji” iddialarını ne derece dikkate almalıyız? Termodinamik yasaları ışığında sonsuz enerji konusunu hep beraber irdeleyelim.

Sınırsız Enerji ya da Devr-i Daim Makinaları

Yıl Şirketlerden birisi “Erke Dönergeci” adında, Türkçe terimleri “enerji motoru” anlamına gelecek şekilde güzelce bir araya getirerek adını verdikleri yeni bir makinadan bahsettiler ve geniş katılımlı bir toplantı organize etti. Dönemin kuvvet komutanları ve devletlilerinin de katıldığı (eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, emekli Orgeneral Necati Özgen, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, emekli Orgeneral Fikret Boztepe, emekli Korgeneral Köksal Karabay ve eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş) toplantı basında büyük yer buldu ve komplo teorilerine meydan verecek şekilde toplantı hiçbir sonuç vermedi ve hiçkimse hiçbir açıklamada bulunmadı. “Erke Dönergeci” ismi piyasadan kalktı. (1)

Aynı yıl İrlanda’da benzer bir kampanya gerçekleştirildi. Steorn isimli şirket Economist dergisine tam sayfa ilan vererek geliştirdikleri Orbo adlı cihazla sonsuz enerji üretmenin bir yolunu bulduklarını duyurdu. Bu cihazı test etmek isteyen 12 bilim insanı aradıklarını da belirten ilan Bernard Shaw’ın “Tüm büyük gerçekler ilk ortaya çıktığında saçmalık gibi gelir” özdeyişini de içeriyordu. Firmanın ’de halka açık testinde makina çalışmadı. yılındaki gösteride de aletlerinin hünerini ispatlayamadılar.(1)(4)

Konu enerji olunca belki de hızlı bir şekilde nakte dönüştürülebileceği için zaman zaman çeşitli mucitlerin sonsuz enerjinin yolunu bulduklarına yönelik haberler sürekli olarak piyasaya düşüyor… Erke Dönergeci ve Orbo örneklerini saymazsak, bu gibi icat ve iddialar genelde termodinamik bilgisinden yoksun ya da bu bilgiyi tam anlayamamış olduğu belli olan bir kitleden geliyor. Bu kitlenin hep ölüm tehdidi almaktan, üniversitelerin kapılarını yüzüne kapatmasından, icatlarını kimsenin anlamıyor olmasından sitem etmeleri de ortak özelliği. Maalesef bu mucitlerden hiçbiri kendi evindeki enerji ihtiyacını bedavaya getirebilmiş değil.

Farkındayız. Yalansavar olarak gerçeklere çok fazla takılıyoruz. Gerçek ile yatıp, gerçek ile kalkmaya çalışıyoruz. Bu kadar gerçekle nereye kadar, öyle değil mi dostlar?

O yüzden haydi biraz hayal kuralım ve neşemiz yerine gelsin…

Mesela öyle bir termosumuz olun ki, içerisine sıcak kahve koyalım ve üç gün sonra termosun kapağını açtığımızda kahvemizi olduğu gibi sıcak, içilebilir bulalım. Ya da evimizi öyle bir yapalım ki, kış mevsimi başladığında kaloriferi bir gün yakalım, bütün kış o sıcaklıkla oturalım. Olmadı mı?

O halde öyle bir parfüm alalım ve bunu kıyafetlerimize sıkalım. Ama az sonra bundan sıkıldığımız için parfümün kapağını açalım ve üzerimizdeki koku gerisin geriye şişeye girsin. Ya da yemek yaparken soğan kavurduğumuzda öyle bir mekanizma kuralım ki, soğan kokusu ince bir hat halinde pencereden çıkıp gitsin? Bu da mı olmadı?

O halde öyle bir otomobil tasavvur edelim: Her gün, ilk günkü kadar yeni. Hiçbir bakım masrafı yok. Hatta ve hatta otomobil hareket etsin ve hiç benzin harcamasın. Yolları öyle bir yapalım ki, yokuş insin, yokuş çıksın, iniş hızımızla yokuşları çıktıkça İstanbul’dan Ankara’ya varalım, böylece motoru bile çalıştırmayalım. Yine mi gol değil?

Evet… Yine olmadı. Yine gol değil… Başlığımızda da dediğimiz gibi: YOK ÖYLE BELEŞE.

Termodinamik Yasaları ve Entropi

Termodinamik Yasaları, adından da anlaşılabileceği gibi ısının, dolayısıyla enerjinin hareketini belirleyen yasalardır. Dört adettir.

Sıfırıncı yasa aynı sıcaklıkta bir arada bulunan sistemlerin ısıl bir denge hali içerisinde olduğunu söyler. Yani şu an içerisinde bulunduğunuz odada enerjiye maruz kalmayan (ısınmayan, üzerine güneş vurmayan vs.) tüm nesnelerin sıcaklığı eşittir ve dengededir. (Bir süre sonra kahvemizin soğuması bundan)

Birinci yasa ısı ve işin de bir enerji olduğunu, yoktan var edilemez ve vardan yok edilemez olduğunu söyler.

İkinci yasa, az sonra detaylıca bahsedeceğimiz entropiyi tanımlayan yasadır. Entropinin daima arttığını, başka bir deyişle ısı enerjisinin sıcak olandan soğuk olana aktığını söyler. (Bu önemli bir yasadır. Bugün bize bu durum çok normal gelse de fiziğin pek çok prensibinin anlaşılamadığı zamanlarda sıcaklığın molekül ve atomların kinetik enerjileri olduğu bilinmiyordu. Hatta ısının cisimlerden cisimler akan kalori adında bir sıvı olduğu bile düşünülüyordu.)

Üçüncü yasa ise entropinin artmamasının, yani enerji kaybetmeden iş yapmanın ancak ve ancak sıcaklığın mutlak 0, yani derece olması halinde geçerli olacağını söyler. Kainatta böyle bir yer yoktur. Uzay boşluğunda dahi sıcaklık 4 K’dir.

Biz şimdilik, entropiyi tanımlayan ikinci yasa ile ilgileneceğiz.

Entropi tabiatın çok temel bir ilkesi olmasına karşın oldukça geç keşfedilmiş bir kavramdır. Buhar makinalarının icat edildiği zamanlarda Fransız düşünür Carnot’nun makinaların verimi konusundaki çalışmalarında hesaba katmadığı bir kavram olduğunu keşfeden Alman düşünür Clausius tarafından ortaya atılmıştır(3). Aslında Clausius, makinaların verimine yönelik bir formülasyon bulmuş olsa da aslında çok temel bir doğa kanununu işaret etmiştir.

Entropinin matematiksel yorumuna girmeyeceğiz, zira çok da gerekli değil. Ama fiziki yorumu kısa:

“MİNİMUM ENERJİ, MAKSİMUM DÜZENSİZLİK”

Tamam tamam… Kabul ediyorum. Cümle bu haliyle korkutucu, ama biraz örneklendirirsek basit bir hale gelecek.

Söz gelimi kor haline gelmiş bir kömür parçasını düşünün. Bu kömür üzerinde depolanmış bir enerji var ve kömür kendi enerjisini düşürmek, yani minimize etmek için bu enerjiyi yayıyor. Bu sırada ne yapıyor? Çevresinde bir düzensizlik yaratıyor: Kömürün çevresinde her ne varsa ısınıyor, ısındıkları için hareket ediyor / bozuluyor / şekil değiştiriyorlar.

Başka bir örnek daha verelim: Elimizde cam bir bardak var. Bu bardağı yere fırlattığımızda onun parçalarını bir arada tutan bağlar kopacak ve enerjilerini salacaklar. Bu sırada da süpürmesi zor bir düzensizlik yaratacaklar. Her yana dağılmış cam parçaları düzensizce uçacak. (Bu cam parçalarının dağılırken adınızı yazmış olması ne kadar zor değil mi?)

Bir örnek de günlük hayatımızdan. Beğendiğimiz parfümü kıyafetimize sıktığımız zaman o da düzensizlik yaratacak şekilde odaya dağılacak. Onu şişeye koymak için kullanılan enerjiden eser kalmayacak. Odanın her yanında oradan oraya uçuşan koku molekülleri artık önü alınmayan bir süreci başlatmış olacak.

Eğer “minimum enerji ve maksimum düzensizliği” anladı isek, artık entropiyi anlayabiliriz.

Şimdi bu üç örneğe dayanarak soruyorum: Sizce hangisi daha çok enerji gerektirir?

Kömürün yanması mı? Bir kömür oluşturmak mı?

Bir bardağı kırmak mı? Yoksa kırılmış cam parçalarını bardağın ilk günkü haline dönüşterecek kadar özenle yapıştırmak mı?

Parfüm sıkıp güzel güzel kokmak mı? Dağılmış parfüm moleküllerini bir araya toplamak mı?

Bu işlem ikilileri birbirinin tersi gibi gözükse de gerektirdikleri çaba ve enerji bakımından hiç de öyle değillerdir. İşte bu farka TERSİNMEZLİK denir. Yani her işlem içerisinde geri döndürülemez, geri döndürülmek istense, kendi halinde gerçekleştiğinden daha fazla enerji ve çaba gerektiren bir süreç barındırır.

Örnekler çoğaltılabilir:

Bir elektrik ampül yanarken çevresindeki havayı bir miktar ısıtacaktır. Burada elektrik enerjisi, ısı ve ışık enerjisine dönüşmüştür. İşlemi tersine çevirdiğinizde aynı sonucu elde etmeniz mümkün değil. Yani ampulün yaydığı ısı ve ışık, sönük bir ampüle verildiğinde onu aynı parlaklıkta yakacak bir durum yaratamazsınız.

Bir örnek de evlerimizdeki vantilatörlerden. Voltluk gerilimle, 1 A akımla çalıştırdığımız vantilatörümüz dakikada devir dönerken havayı bir 2 m/s hızla ittiriyor olsun. Durmuş bir vantilatöre 2 m/s hızla hava üflediğinizde devir dönüş, dolayısıyla da V’luk bir gerilim ve 1 A akım elde edemezsiniz.

TERSİNMEZLİK budur ve bir süreçte tersinmezlik var ise ENTROPİ artmıştır.

Bir işlemin tersini almak istiyorsanız, ona mutlaka daha fazla enerji vermek gerekir. Kısacası, bir şeyleri düzeltmek için onları bozmak için olduğundan daha çok enerji harcamak zorundasınız!

“ENTROPİ PRATİKTE ASLA AZALMAZ”

Yani doğada hiçbir zaman üç koyup beş alamazsınız. Ancak pratikte böyle olsa da, teoride üçüncü yasanın işaret ettiği gibi, o da özel koşullarda olmak üzere sadece “sıfır” olabilir.

“İDEAL DURUMLARDA ENTROPİ DEĞİŞMEZ”

Pratikte ideal durum yoktur!

İlla ki fiziksel düşünmeyin. Entropi natüralist bir yaklaşımla sosyal ve siyasal pek çok olguya da uygulanabilir: Hiç ilgi göstermediğiniz bir çocuğun sağlıklı bir karakter elde edebileceğini düşünmek olası mıdır? Sigarayı bırakmanın ona başlamaktan daha kolay olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da ölü bir balığın akıntıya karşı yüzdüğünü söylesem ne kadar mantıklı bulurdunuz?

Devri daim makinaları

Şimdi örnek olarak hep birlikte şöyle bir makine tasavvur edelim.

Elimizde bir adet dinamo olsun. Dinamolar, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirirler. Bisikletlerde biz tekeri döndürdükçe yanan ışıklar, ya da bir farenin / hamster’ın çevirdiği çarka bağlı yanan bir ampül dinamo kullanıyor demektir. Bu dinamoyu bir vantilatörün göbeğine bağlayalım. Yani o vantilatör döndükçe dinamo da dönsün ve elektrik enerjisi sağlasın. Bu elektrik enerjisini de vantilatörün motoruna funduszeue.info bu vantilatöre elektrik geldikçe bu vantilatör dönsün.

Entropinin hiç artmadığı bir dünyada böyle bir sistem nasıl çalışırdı?

Elimle vantilatörü bir kez çevirirdim. Dönen dinamo elektrik üretirdi. Bu elektrik vantilatörü çevirmeye devam ederdi. Vantilatör döndükçe dinamo da döndüğü için, sürekli bir enerji kaynağı elde ederdim.

Ama YOK ÖYLE BELEŞE!

Neden? Elektrik telleri ısınacak. Motorun bir direnci var. Dinamonun hareketli parçalarının bir sürtünmesi var. Ayrıca vantilatör dönerken hava da ona karşı koyar ve vantilatör enerjisinin bir kısmını bu hava direncini yenmek için kullanmalı.

Tamamen sürtünmesiz bir ortam oluşturulabilir mi? I-IH… Belki uzayda, hava sürtünmesinden kurtulunabilir. Ama birbirine temas eden hareketli iki parça arasında olacak iş değil.

Tamamen dirençsiz bir tel bulunamaz mı? I-IH. O da olmaz. Süper iletkenler çok küçük akımları iletecek kadar dirençsizdir ve hatta kritik bir sıcaklık altında sıfır direnç gösterebilirler, ama gerekli soğuk ortamı yaratmak da bedava değildir ve o ortam için de enerji harcamak zorundasınız.

O halde sistemin bana verdiğim enerjiden fazlasını çıkarıyor olması gerek ki, tüm bu sürtünmeleri ve ısı kayıplarını yensin… Bu enerji fazlası, enerjiyi yoktan var etmek demektir. Bildiğimiz en temel kanun, ne enerjinin, ne de onun yoğunlaşmış bir hali olan maddenin yoktan var edilemeyeceğidir.

Kısacası “bir devridaim makinası mümkün müdür?” sorusunun yanıtı için bir deyimimiz vardır, hepimiz biliriz:

EŞYANIN TABİATINA AYKIRI!

1, görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (16 Haziran ). Alındığı Tarih: 16 Haziran Alındığı Yer: Bağlantı

     
    Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Dönem Yönetim Kurulu, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği`ndeki değişiklik konusunda basın açıklaması yaptı. Değişikliğin Türkiye’nin enerji alanındaki başıboşluğu, kronik hale gelen denetim ve yönetim zafiyetlerini gösterdiği belirtilen açıklamada, “Bütün bunlar ortadayken ‘halka bedava elektrik verilecek’ yanlış yönlendirmesiyle ülkenin yenilenebilir enerji alanındaki gelişimine büyük bir ket vuracak bu yanlış uygulamanın bir müjde verir gibi kamuoyunda tartıştırılmaya çalışılıyor olması anlaşılır gibi değildir” denildi.
     

    ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI

    "BEDAVA ELEKTRİK" KURGU, YÖNETİM BAŞARISIZLIĞI GERÇEK

    Lisanssız elektrik üretim yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişmesi aksayacaktır!

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`nun (EPDK), Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği`nde yaptığı değişiklik, 11 Ağustos tarihinde Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik değişikliğiyle 12 Mayıs tarihinden sonra bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan kişilerin, ihtiyacın üzerinde satışa konu edilebilecek üretim miktarı, ilişkili tüketim tesisinin toplam elektrik enerjisi tüketimiyle sınırlandırıldı ve tüketiminin üstünde üreteceği enerjinin sisteme bedelsiz olarak verilmesine hükmedildi. Kurulu gücü 50 kW ve altındaki mesken abone grubundaki tüketim tesisleri ile ilişkilendirilen üretim tesisleri uygulamanın dışında tutulduğu yönetmelik değişikliğiyle aynı gün Resmi Gazete`de yayımlanan EPDK kararında ise satışa konu edilebilecek ihtiyaç fazlası enerji miktarının belirlenmesinde tüketim tesisinin bir önceki takvim yılında şebekeden çektiği tüketim miktarının baz alınacağı açıklandı. Tesisin bir önceki takvim yılında tüketimi olmaması durumunda aylık bazda mevcut tüketimleri göz önünde bulundurulacak.

    Bugün yapılan düzenleme vesilesiyle de açığa çıkan önemli eksikleri ve yanlışları olmakla beraber, amacı tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını lisans alma, şirket kurma gibi yükümlülükleri olmaksızın kendi üretim tesisinden karşılayabilmesi ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımı olarak belirtilen Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği ile enerji maliyetleri ve elektrik faturalarının son dönemde çok hızlı artması nedeniyle lisanssız yatırımlara olan ilgi de yükselmişti. Konut, işletme veya sanayi kuruluşunun elektrik faturasını düşürmeyi hedefleyen tüketicilerin bir kısmı olanakları ölçüsünde başta güneş olmak üzere küçük ölçekli yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi yatırımları gerçekleştirmekteyken, enerji üretimindeki kârlılık seviyesinin yüksekliği nedeniyle bu alana yönelen küçük ve orta ölçekli bazı yatırımcılar da lisanssız üretim mevzuatındaki kolaylıktan faydalanmaya çalışarak kurulu gücü yüksek, fiili tüketimi düşük tüketim tesislerinin bina, çatı ve diğer uygun alanlarını kiralayarak elektrik üretim tesisi yatırımlarına hız vermişti.

    Değişikliğin, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamındaki üretim tesislerinin, lisanslı santrallara benzer şekilde gelir elde etmesinin önüne geçilmesini hedeflediği anlaşılmaktadır. Kendi başına ele alındığında, ilk bakışta yönetmeliğin ruhuna aykırı birtakım uygulamaları engelleme amacı taşıması itibarıyla olumsuz olarak adlandırılmayacak bu değişiklik, daha geniş bir perspektiften bakıldığında, Türkiye`nin enerji alanındaki başıboşluğu, kronik hale gelen denetim ve yönetim zafiyetlerini bir kere daha gösteren özlü bir örnek olarak değerlendirilmelidir.  

     Öncelikle bu değişiklik başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelen ilginin düşmesine neden olma riski taşımaktadır. Sınırlandırmanın 12 Mayıs `dan itibaren geriye dönük olarak başlatılması son dönemde gerçekleştirilen yatırımlar için sorun teşkil edecek, örneğin kredi ödemelerinde risk oluşacaktır. Bu nedenle uygulama için geçiş tarihinin, yürürlük tarihinden sonra belirlenmesi daha doğru olurdu. Dahası Resmi Gazete`de 10 Mayıs tarihinde yayımlanan sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile lisanssız tesislerde üretilen ihtiyaç fazlası elektriği, ilişkili tüketim tesisi abone grubuna ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile YEKDEM kapsamında değerlendirilmek üzere on yıl süreyle satma hakkı getirilmesi kararını veren de siyasi iktidar ve onun enerji alanındaki yöneticilerinin kendileriydi.

    Konuyu içinden çıkılmaz hale getiren bir diğer nokta da şudur: Bilindiği üzere Temmuz itibarıyla 8 bin 65 MW`a ulaşan lisanssız kurulu gücün 7 bin MW`lık kısmı güneş enerjisine dayalıdır. Lisanssız kurulu güç kapasitesi Mayıs `da 5 bin MW seviyelerinde bulunuyordu. Aradan geçen dönemde 5 bin MW olan kurulu güce, 2 bin MW düzeyinde kurulu güç eklenmiştir. Bugün çalışmakta olan lisanssız üretim tesislerinin yaklaşık yüzde 30`u söz konusu tarihten sonra faaliyetlerine başlamıştır. Dolayısıyla lisanssız kurulu gücün üçte ikisi için önceki mevzuattan kaynaklanan hakları korunurken, son değişikle yaklaşık üçte biri için 10 yıllık üretim fazlasını satma hakkı, tüketim miktarıyla sınırlandırılmıştır. Bunun nedenini anlamak da mümkün değildir.

    Konunun uzun vadeli-stratejik olarak önem arz eden en önemli kısmı da şudur; bina yüzeyleri ve çatılarda halen yüksek bir üretim kapasitesi mevcuttur. Bu kapasitenin yalnızca "mahsuplaşmaya" izin verilmesi durumunda kullanımının sınırlı kalacağı açıktır. AKP döneminde sıkça örneğini gördüğümüz, günübirlik, plansız kararlar, sektörün geleceğinin yanı sıra ülkenin ekonomisini de baltalamaktadır. 3 yıldan fazladır uygulanan bir kuralı, bir gecede geriye dönük olarak değiştirmenin başka sonuçları da olacaktır. Üretim fazlasını bedelsiz sisteme vermek zorunda kalacak olan tesislerin bir kısmı sökülecek, bir kısmında ise kapasite düşürme çalışması yapılacaktır. Kaynak israfı yaratan bu değişiklik, ikinci el, sökülmüş veya hurda güneş paneli piyasası doğuracaktır.

    Yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim kapasitesinin artması ithal kaynak bağımlığının azalması açısından hayati önemdedir. Bugün karşı karşıya kaldığımız enerjide dışa bağımlılık çıkmazından kurtulmanın anahtarı yerli cihaz ve ekipman geliştirme koşuluyla yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık vermektir. Bu kapsamda tüm uygun alanların kullanılması amacıyla başta kooperatifler olmak üzere küçük yatırımcıların, kendi ihtiyaçları dışında da enerji üretebilmesine olanak sağlanmalıdır. Bu yatırımlara yönelik lisanslama süreçleri kolaylaştırılmalı, üretilecek enerjinin hangi şartlarda, ne kadar süre satın alınacağı günübirlik değişmeyecek kurallara bağlanmalıdır. Kamu yararı gözetilerek yenilenebilir üretim kapasitesinin düşmesine engel olmak için söz konusu değişiklikten etkilenecek, devrede veya tesis edilme aşamasında olan üretim tesisleri için de acil bir ara çözüm geliştirilmesi gerekmektedir.

    Bütün bunlar ortadayken, "halka bedava elektrik verilecek" yanlış yönlendirmesiyle ülkenin yenilenebilir enerji alanındaki gelişimine büyük bir ket vuracak bu yanlış uygulamanın bir müjde verir gibi kamuoyunda tartıştırılmaya çalışılıyor olması anlaşılır gibi değildir.

    Ne yazık ki, ülkemizde enerji alanında kamu yararını gözeten bir kurum bulunmamaktadır. EPDK`nın farklı sermaye gruplarının ve lobilerin birbiriyle çelişen çıkarlarını dengelemek için mevzuatı yapboz tahtasına çevrilmesine artık izin verilmemelidir. Ucuz ve kaliteli enerjiye erişimi güvenceye almak için yurttaşların kuracakları kooperatifler aracılığıyla dağıtık üretim tesisleri kurmaları teşvik edilmelidir. Enerji şirketlerinin inisiyatifine terk edilen bu alanda yeniden kamu otoritesi tesis edilmelidir. Kamunun enerji yatırımları yapmasının önündeki engeller kaldırılarak, elektrik alanında dikey entegre kamu tekeli yeniden kurulmalıdır.

    ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

    DÖNEM YÖNETİM KURULU

    16 Ağustos

    nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.