sıcak çikolata sivilce yapar mı / Akne (Sivilce) Tedavisi | UZM. DR. SERPİL PİRMİT

Sıcak Çikolata Sivilce Yapar Mı

sıcak çikolata sivilce yapar mı

Sıcak hava sivilceleri artırıyor

Sivilce oluşumundaki ilk aşamanın, kıl ve yağ bezi ünitesindeki kanalların tıkanması olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek, yaz aylarının can sıkıcı sorunlarından birinin de aşırı sivilceler olduğunu söyledi.

Ergenlikle birlikte daha önce küçük olan ve az üretim yapan yağ bezlerinin büyüdüğünü ve üretimlerinin arttığını belirten Dr. Çiçek, yaz aylarında artış gösteren sorunla baş etmenin yollarını anlattı, önerilerde bulundu:

“Yağ bezlerindeki üretim artışı ile aynı zamanda kanal içerisindeki hücrelerin oluşum döngüsü de bozulur. Bu aşırı yağlı ortam ve tıkanmış kanala bir de deri yüzeyinde normalde bulunan ancak sayıları çok olmayan bakteriler ve mantar türlerinin kolonize olup sayılarının gün geçtikçe artması eklenir. Bu şekilde sivilcenin hem komedon dediğimiz tıkaçlı lezyonları hem de iltihaplı lezyonları ortaya çıkar.

SICAK HAVA SİVİLCE OLUŞUMUNDA ETKEN Mİ?
Sıcak havalarda da cilt gözeneklerinin tıkanması nedeniyle sivilceler vücudumuzu ele geçirebiliyor. Aynı zamanda terleme nedeniyle sivilcelerde artışta oluyor. En çok ergenlik dönemi dediğimiz kızlarda 14–17 yaş, erkeklerde ise 16–19 yaş arası dönemde görülür. 25 yaşlarına dek devam edebilir. Hatta bazı geç başlangıçlı sivilcelerde 25 yaşından sonra da görülebilmektedir. Bunun dışında nadir görülen bazı durumlarda da sivilceye rastlanmaktadır. Örneğin hormonal bozukluklar, kortizon gibi sistemik ilaç alımları, deriye yağlı kremlerin ve bitkisel yağların sürülmesi, mesleki olarak endüstriyel bazı ürünlere maruz kalınması gibi.

ABUR CUBURLAR SİVİLCE YAPAR MI?
Abur cuburların sivilce yaptığına dair kesin bir bilimsel kanıt yoktur. Ancak bazı hastalarda cips, çikolata, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve yağlı süt alınmasına bağlı olarak lezyonlarda alevlenme gözlenmiştir. Sivilce bir yağ bezi ünitesi hastalığı olduğu için yağlı ciltlerde, yağlanma olan bölgelerde daha fazla görülür. Hastalığın doğal bir gidişi vardır. Bu nedenle tedavi için kullanılan ilaçlar kesin bir iyileşme sağlamayabilir ve hastalık tekrar edebilir. Hastanın dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır. Örneğin; yiyecekler konusunda kendi üzerinde gözlem yapmalı ve yukarıda saydığımız yiyecekleri yediğinde alevlenme görüyorsa bunları tüketmemelidir.

KÜKÜRTLÜ VE ZEYTİNYAĞLI SABUNLAR KULLANILABİLİR
Cilt temizliği, ciltteki yağın uzaklaştırılmasını sağladığı için faydalıdır. Bunun için dermatolojik temizleme kalıpları olarak adlandırılan sindetler veya kimyasal olarak aynı içerikteki sıvı temizleme jelleri kullanılabilir. Ancak pahalı olmaları dezavantajlarıdır. Tek başına kükürt içeren sabunlar da tahriş edici olabilmektedir. Son zamanlarda içerisinde kükürtle birlikte zeytinyağı bulunan sabunlar geliştirilmiştir. Zeytinyağı, antiseptik özelliğinden dolayı bakteri ve mantar oluşumunu engelleyebileceği gibi kükürdün irritasyon etkisini de hafifletir.

FAZLA MAKYAJ SİVİLCEYİ ARTIRIR
Makyaj malzemeleri çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır. Cilde bakım amaçlı kullanacak ürünler mutlaka doktora danışılmalıdır. Çünkü bazı kozmetik ürünler akneye yol açabilmektedir. Cilt yüzeyinde oluşan siyah tıkaçlar kendi kendine sıkılmamalı, bu konuda deneyimli kişilerden yardım alınmalıdır.

İLAÇ TEDAVİSİ 2 GRUBA AYRILIYOR
1) Topikal (Cilt yüzeyine sürülen) tedaviler:
Bunların içerisinde antibiyotikler ve retinoik asit türevleri bulunmaktadır. Daha çok hafif ve orta şiddetli aknelerde önerilir.

2) Oral (Ağız yoluyla) tedaviler: Bunları kendi içerisinde 3 gruba ayırabiliriz.
Antibiyotikler: Propionibacterium Acnes adlı bakterinin sayısını azaltmaya yöneliktir. Bu şekilde cilt üzerindeki enfeksiyon engellenmiş olur.

Hormonal ilaçlar: Yağ bezleri kısmen seks hormonlarının kontrolünde olduğundan bu tedavi ile hormonal salgılama kontrol altına alınmış olur.

Retinoidler: Sivilce tedavisinde çok etkilidirler. Diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen veya çok şiddetli seyreden sivilcelerde başarı ile uygulanırlar. Yağ üretimini önemli ölçüde durdurur. Bakteri sayısını ve dolayısıyla iltihabi da azaltırlar.”

Akneye (Sivilceye) Sebep Olan Faktörler Nelerdir?

Sıklıkla karşılaşılan cilt problemlerinden akne (sivilce) oluşumuna sebep olan ve akne (sivilce) oluşumunu artıran faktörleri keşfedin.

1 - Hormonal Faktörler

Hormonlar büyüme ve metabolizmayı düzenlemede önemli role sahip olan, canlıların yapısında bulunan organik maddelerdir. İç salgı bezlerinden salınıp kana karışırlar.

Sivilce (akne) oluşumunu tetikleyen bir çok sebep olsa da asıl nedenin androjen hormonunun seviyesindeki artış olduğu düşünülmektedir. Ergenlikle beraber androjen hormonunun seviyesi yükselir. Yükselen hormon seviyesi, cildin altındaki yağ bezlerinin büyümesine yol açar. Büyümüş yağ bezleri daha fazla sebum üretir ve aşırı sebum, gözeneklerin tıkanmasına ve bakterilerin çoğalmasına neden olabilir.

Hormon seviyeleri ergenlik, hamilelik, regl gibi dönemlerde değişiklik gösterir. Hormonal seviyedeki bu dalgalanmalar sivilcelenmeye (aknelenmeye) sebep olabilir.

Özetle; hormon düzeylerindeki düzensizlik ve artış aşırı yağ üretimine ve kıl köklerinin tıkanmasına sebep olur. Bununla beraber yağ ve ölü cilt hücreleri tarafından tıkanmış kıl köklerinde bakterilerin artması da sivilce (akne) oluşumumunun başlıca sebeplerindendir.

2 - Genetik Yatkınlık

Her iki ebeveyniniz de sivilce (akne) problemi yaşamış ya da hala yaşıyorsa muhtelemen siz de risk altındasınızdır. Yapılan bir çalışmaya göre sivilce (akne) sorunu yaşayan kişilerin %50’sinin birinci derece akrabalarının da sivilce (akne) sorunu yaşadığını göstermektedir. 

Ailesinde, iz bırakıcı şekilde, şiddetli sivilce (akne) rahatsızlığı yaşanmış kişilerde, sivilcelerin (aknelerin) daha erken yaşta başlama ve uzun sürme olasılığı yüksektir. Bu kişilerin tedaviye erken başlaması oldukça önemlidir. Bu sebeple gerekli önlemleri alarak doğru cilt bakım rutinini uygulamak son derece önemlidir.

3 - Stres

Stresli dönemlerde sivilcelerin (aknelerin) çıktığı doğrudur. Stres sivilce (akne) oluşumunun asıl nedeni olmasa da mevcut sivilcelerinizin (aknelerinizin) artmasına ve durumunun kötüleşmesine yol açabilir. Çünkü endişe ve stres hormonal dengeyi bozabilir.
Sivilce (akne) ile stres arasındaki ilişki konusunda yapılan bir araştırmada sınav döneminde normal döneme göre uyku süresinin ve kalitesinin, yemek saatlerinin ve içeriğinin değiştiği ve stres seviyesinin yükseldiği görülmüştür. Stres seviyesi yüksek olan öğrencilerin aynı zamanda sivilce (akne) sorununu da daha şiddetli yaşayanlar olduğu tespit edilmiştir.
Bu konuda yapılan tüm bilimsel çalışmalar, düzenli seyreden stresin; sivilce (akne) ve cilt hastalıklarının alevlenmesine sebep olduğunu göstermektedir. Sivilce (akne) eğilimli bir cilde sahipseniz stresi azaltmanın bir yolunu bulmak son derece önemlidir.
Uyku düzeni de stres ve sivilceyle (akneyle) mücadelede önemli rol oynamaktadır. Uyku esnasında salgılanan melatonin hormonu bağışıklık sistemini harekete geçirerek bakteriyel enfeksiyona karşı cildi korur. Düzensiz ve kalitesiz uyku stres seviyesini artırırken sivilceye (akneye) neden olabilir.
Düzenli yapılan spor ve egzersizler de hormon ve özellikle stres seviyesini olumlu olarak etkilemektedir. Yapılan bilimsel araştırmaya göre düzenli spor ve fiziksel aktivite yapanların stres düzeylerinin, yapmayanlara göre daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Ancak spor yaparken makyajınızı çıkarmış olmanız oldukça önemlidir. Dikkat etmeniz gereken bir diğer unsur ise spor yaptıktan sonra terin deri yüzeyinden hızlıca temizlenmesidir. Mümkünse soğuk suyla terinizi temizleyebilirsiniz.

4 - Diyet/Beslenme Düzeni

Sivilcelerin (aknelerin) oluşma sebebi gözeneklerin yağ ve ölü hücrelerle tıkanmasıdır. Sanılanın aksine yağlı yiyeceklerin sivilceye (akneye) sebep olduğu net olarak kanıtlanmamıştır.
Yapılan bilimsel çalışmalar süt tüketiminin (özellikle yağsız süt) ve karbonhidrat bakımından zengin beslenme düzeninin sivilceleri (akneleri) daha da kötüleştirebileceğini göstermektedir. Fakat yeri gelmişken belirtmeden geçmeyelim; bazı durumlarda çikolata da bunların arasına dahil edilebilmektedir.
Karma, yağlı ve sivilce (akne) eğilimli bir cilde sahipseniz bol bol su tüketmek, işlenmiş gıdalardan kaçınmak, doymuş yağ tüketimini azaltmak cilde iyi gelecektir.
Cilde iyi geldiği kanıtlanmış bir diğer gıda ise doymamış bir yağ asidi olan Omega-3'tür. Vücudunuzda doğal olarak üretilemeyen Omega-3 deniz ürünleri, avokado, somon, keten tohumu ve ceviz gibi besinlerden alınabilir. Araştırmalar Omega-3 yağ asidinin vücuttaki iltihabı (enflamasyon) azalttığını göstermektedir. Tam da bu noktada Omega-3 ve Omega-6 yağ asitlerinin birbirinden farklı olduğunu hatırlatmakta fayda var. Her iki yağ asidinin sağlığımız açısından farklı faydaları olsa da ayçiçeği, mısır gibi bitkisel yağlaran alınan Omega-6 enflamasyona sebep olabilir. Bu yüzden Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin bir beslenme programı tercih edilirken Omega-6 kaynaklarının tüketimi de azaltılmalıdır. Beslenme düzeninize antioksidan etkili A Vitamini de eklemeniz oldukça faydalı olacaktır. Havuç, balık ve koyu yeşil yapraklı sebze tüketimi de cildinize iyi gelecektir.

5 - Kozmetik Kullanımı

Temel olarak gözeneklerinizi tıkamayan, cildinize uygun su bazlı ve yağsız makyaj ürünleri kullanıyor, uyumadan önce makyajınızı temizliyorsanız bu alışkanlığınız sivilce (akne) oluşumunun önüne geçmenizde size önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Makyaj yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi de kullanılan fırçaların ve süngerlerin temiz olmasıdır. Düzenli olarak temizlenmeyen makyaj fırçaları ve makyaj süngerlerinde bakteriler oluşabilir. Tekrar kullanımla birlikte bu bakteriler cildinize bulaşıp sivilce (akne) oluşumu için uygun şartları yaratmaya yardımcı olabilirler. Bu sebeple makyaj malzemelerinizi de kimseyle paylaşmamanızı tavsiye ederiz. Diğer önemli bir konu ise; uzun süre kullanılan makyaj ürünlerinde de bakteriler üreyebilir. Bu sebeple kullandığınız ürünlerin son kullanım tarihlerine dikkat etmelisiniz. yılında Londra’da Metropolitan Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre; temizlenmemiş makyaj malzemesi (fırça, sünger vb.) ve eski tarihli ürünlerde sivilce (akne), mide, bağışıklık sistemi, idrar ve solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olan farklı bakteri türleri tespit edilmiştir.
Özellikle hamile ve bebeği olan annelerin bu duruma azami dikkat göstermesi gerekmektedir.
Doğru ürünleri tercih ettiğiniz sürece makyaj yapmanın herhangi bir mahsuru olmayacaktır. Makyajdan önce uygulayacağınız rutin sırasıyla cilt temizliği, kullanıyorsanız akne (sivilce) tedavisi ürünleri, nemlendirici krem, güneş koruyucu ve en son olarak makyaj ürünü olmalıdır.

Bununla beraber sivilce (akne) tedavisi için ilaç kullanıyorsanız, cildinize uygun olmayan kozmetik ve makyaj ürünlerini kullanmanız, bu ilaçların etkinliğini de azaltacaktır.

6 - İlaç Kullanımı

Genel olarak, hormonlarınızın işleyişini değiştiren bazı ilaçların kullanımları sivilceye (akneye) sebep olabilmektedir. Doğum kontrol hapları, kortikosteroidler (kortizonlar), antidepresanlar, testosteron ve lityum içeren ilaçlar sivilce (akne) oluşumunu ya da mevcut sivilcelerinizi (aknelerinizi) kötüleştirebilecek faktörler arasındadır.
Lityum ve antikonvülsan grubu ilaçların olası yan etkileri olarak sivilce (akne) oluşumu görülebilmektedir. Sakinleştirici ve öksürük ilaçlarının içinde bulunan bromür maddesi de sivilce (akne) oluşumuna yol açabilmektedir. Steroid kullanımı da hormon düzeylerini etkileyebileceğinden dolayı sivilce (akne) oluşumuna sebep olacaktır.
Kortizon kullanımlarında sivilceler (akneler) genellikle göğüs ve sırtta oluşur ancak yüzünüz de bu durumdan etkilenebilir. Bütün bunlarla beraber sivilce (akne) oluşumuna neden olan ilaçların kullanımı kesildiğinde genel olarak sivilcelerin (aknelerin) etkisinin ve sayısının azaldığı gözlemlense de sağlığınız için en önemlisi, ilaç kullanımı ve kullanımın bırakılması mutlaka bir doktor yönlendirmesiyle yapılmalıdır.

7 - Güneş

Cildin bronzlaşması, sivilceleri (akneleri) geçici bir süre için gizleyebilir ancak bazı durumlarda sivilce (akne) problemi güneş maruziyeti sonrasında şiddetlenebilir. Bununla birlikte güneşten gelen ultraviyole ışınları ciltte iltihap ve kızarıklık oluşturabilir ve bu durum cilt yüzeyinde lekelere sebep olabilir.
Eğer sivilce (akne) tedavisi görüyorsanız ilaçların cildinizi güneş ışığına karşı daha hassas hale getirebileceğini de unutmayın. Bu yüzden – saatleri arasında güneş ışığından kendinizi korumaya çalışın. Güneş ışığına maruz kalmadan 20 dakika önce cildinize, en az SPF 15 veya daha yüksek koruma faktörlü bir güneş koruyucu uygulayın ve sık sık tekrarlayın! Seçtiğiniz güneş koruyucunun cildinizde yeni sivilcelere (aknelere) sebep olmaması için gözenekleri tıkamayan su bazlı yapıda olmasına dikkat edin.

8 - Çevresel Faktörler

Bulunduğunuz iklim şartları özelinde sivilcelere (aknelere) yol açabilecek çok sayıda çevresel faktör vardır. Hava kirliliği, sıcak ve nemli bir ortam cildin yağ üretimini arttıran en önemli çevresel faktörlerdir.
Soğuk havalarda ise rüzgar ve düşük nem oranı cildin yüzeysel olarak su kaybetmesine neden olabilir. Cildin nem oranı değiştiğinde vücut buna karşılık savunma olarak daha fazla yağ üretir. Bu durum da sivilcelere (aknelere) neden olabilecek gözenek tıkanmalarına yol açabilir.

“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.

Akne (Sivilce) Tedavisi

     AKNE NEDİR?

     Yüz, boyun, sırt ve gövdede yer alan, yağ bezlerinin aktivitesinden kaynaklanan, ciltten kabarık olarak görülen, zaman zaman içi iltihaplı olabilen sivilcelerdir. Ergenlik döneminde en sık görülen dermatolojik hastalıktır. yaşları arasındaki bireylerin yaklaşık @’ında görülür.

      AKNENİN OLUŞMASINA NELER NEDEN OLUR?

     Oluşumunda bir çok faktör rol oynar. Genetik olarak yatkın kişilerde yağ salgısının deri dışına atıldığı kıl-yağ bezi kanalında kalınlaşma ve buradaki hücrelerin yapışkanlığından dolayı kanalın tıkanmaya meyilli olması önemli bir faktördür. Diğer faktörler ergenlik döneminde artan yağ salgısının (sebum) bu kanalda birikerek komedon adı verilen siyah ya da beyaz noktaları oluşturmasıdır. Gözeneklerin tıkanmasında genetik faktörler kadar fiziksel faktörler de rol oynar. Fiziksel faktörler arasında sürülen yağlı kremler, sıcak hava, terleme artışı, makyaj ve uygun cilt temizleyicilerin kullanılmaması sayılabilir. Akneye yol açan diğer sebepler arasında ise; bu tıkanan gözeneklerdeki sebuma bakterilerin yerleşmesi ve burada bir yangıya yani inflamasyona neden olması gelir. Bu şekilde oluşan aknede cildimizde kızarıklık ve iltihaplanmış sivilceler görülebilir.

     BAZI İLAÇLAR AKNENİN ARTIŞINA NEDEN OLABİLİR!

     Kortikosteroidler(Kortizon), Hormonlar,Bazı psikiyatri ilaçları,Tüberküloz ilaçları, Epilepsi ilaçları,Vitaminler gibi. Ayrıca kapatıcı fondoten ve benzeri makyaj ürünleri

     AKNE TEDAVİSİ NASIL PLANLANMALI?

    Tedavi kişiye göre değişir. Aknenin şiddeti önemlidir. Tek bir tedavisi yok & birkaç tedavi birlikte uygulanabilir. Sabır !!!! En az aylık tedavi ile ancak etki görülür. Lezyonlar tekrarlayabilir.

     DEVAM TEDAVİSİ ÇOK ÖNEMLİ!

     Tedavi bittikten sonra haftada gün önerilen kreme devam edilmelidir.

     AKNE NASIL TEDAVİ EDİLİR?

     Akne gibi çok yaygın görülen bir hastalıkta birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Hafif aknelerde sadece yıkama ürünleri ve kremler yeterli olabilirken orta-ağır aknede ve hormonal aknede ağızdan hap kullanımı gerekir. Bu haplar arasında en çok kullanılanlar antibiyotikler, A vitamini türevi ilaçlar ve doğum kontrol ilaçlarıdır, fakat bunlar doktor gözetiminde ve kontrolünde uygulanmalıdır. Bunun dışında lazer, kimyasal cilt soyma (peeling), akne peelingi, deri içine iğneyle ilaç verilmesi de kullanılan yöntemler arasındadır. Unutulmaması gereken her hasta birbirinden farklıdır ve her hastanın tedavisi ayrıdır.


     Günümüzde akne tedavisinde başlıca 4 yol izlenmektedir;
1) DESTEKLEYİCİ TEDAVİ: Bu tedavide hastalara deriyi temizleyecek ürünler önerilmektedir.


2) TOPİKAL TEDAVİ: Hafif aknesi olanlarda tek başına kullanılabilir. Etkili olabilmeleri için düzenli kullanılmalı, çoğu kızarıklık, kepeklenme, kaşıntı gibi yan etkilere neden olabilir. Bu etrkiler hafta sürer, sonra azalır. BU YAN ETKİLERİ ÖNLEMEK İÇİN BAŞLANGIÇTA GECEDE 1 SÜRÜLMELİ, BİRKAÇ SAAT SÜRÜP SONRA YIKANARAK GİDEREK SÜRE ARTTIRILMALI . Gerekirse bir süre ara verilerek tedaviye sonra devam edilmeli. Sadece aknelere değil tüm yağlı cilde sürülmelidir. Bu basamakta komedolitikler (azelaik asit, retinoik asit, benzoil peroksit, salisilik asit vb), antibiyotikler (tetrasiklin, nadifloksasin, klindamisin, sodyum sulfasetamid, azitromisin) veya bunların kombinasyonları doktor gözetiminde önerilmekte ve belli bir süre kullanılmaktadır.

3) SİSTEMİK TEDAVİOral antibiyotikler; Daha şiddetli aknesi olanlarda veya kremlerden fayda görmeyen hastalarda tercih edilir. Tedavi süresi ayı geçmemeli. Asla tek kullanılmamalı, hekimin önereceği antibiyotik direncini önleyecek kremle birlikte kullanılmalıdır. YOKSA TÜM ANTİBİYOTİKLERE DİRENÇLİ SÜPERBAKTERİLER GELİŞİR. Bu tedaviler antibiyotikler (azitromisin, tetrasiklin) ve vitamin A derivesi olan izotretinoin tedavisidir. Bu ilaçların da ne kadar kullanılacağına dermatolog karar vermelidir.
İzotretinoin Tedavisi: İzotretinoin (Roaccutane®, Zoretanin®, Aknetrent®) tedavisi piyasada bilinen tüm akne formlarına etkili olan tek tedavidir. Tedaviden sonra pek çok hastada kesin çözüm sağlamakta, daha sonra lezyonların tekrarlamasını azaltmaktadır. Diğer tüm tedavilerden sonra rekürens veya relaps dediğimiz hastalığın tekrarlaması görülürken izotretinoin tedavisinden sonra çok daha az hastada tekrarlamaktadır. Bu tedavi çok etkili olmasına rağmen çeşitli yan etkileri de bulunmaktadır, ancak bu yan etkilerin çoğunluğu tedavi esnasında veya sonrasında kaybolmaktadır. O nedenle mutlaka her türlü şikayetiniz üzerine sizi takip eden hekime başvurmanız gerekmektedir. En önemli yan etkisi deride yaptığı kuruluğa bağlı etkilerdir. Kan yağlarını arttırıp, nadiren karaciğer testlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle genellikle hekiminizin kararıyla belli aralıklarda kan tetkiki yaptırmanız gerekecektir. İlacı kullanırken en önemli nokta kesinlikle gebe kalmamanızdır. Doğurganlık yaşında olan bayanların en az iki korunma yöntemiyle korunmaları önerilmektedir. Tedavi öncesi mutlaka gebelik testi yaptırılmalıdır, tedavi boyunca gebelik testi yapılması istenebilir. Tedaviyi kestikten 2 ay sonra gebe kalınabilir.


4) DİĞER YÖNTEMLER: Akne için özel geliştirilmiş peeling kremi veya kimyasal peeling tedavileri yapılabilir. Ayrıca aknenin güneş maruziyeti sonrası hafiflemesi nedeniyle günümüzde çeşitli ışık tedavileri ve lazer tedavileri kullanılmaya başlanmıştır. Bu amaçla KTP (potassium titanyl phosphate) lazer, ve nm pulsed dye lazer, diod lazer, radyofrekans ve fototerapi ile ilgili yapılan çalışmalar bulunmaktadır. Bu tedavilerin etkinlikleri farklı ve tartışmalı olup maliyetleri de yüksektir. Özellikle akne skarlarının tedavisinde ablatif (deriyi soyarak tedavi eden) ve nonablatif lazerler başarıyla uygulanmaktadır.


5) KOMBİNE TEDAVİ: İlk dört maddede bahsedilen tedavilerin çeşitli kombinasyonları hekim tarafından önerilebilmektedir.

AKNE TEDAVİ EDİLMESE DE OLUR MU?


Akne kronik olması, psikolojik stres oluşturması, tedavi edilmeyince kalıcı izler bırakabilmesi nedeniyle tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Eşlik eden farklı hastalıkların bulunabilmesi, bazı ilaçların akne oluşturması ve piyasada uygunsuz çok sayda ürünün akne tedavisinde denemesi gibi pek çok nedenden dolayı mutlaka bir doktor tarafından tercihen de (özellikle şiddetli olgular) dermatoloji uzmanı tarafından tedavi edilmesi gereken hastalıktır. Tedavi için başvuruda bulunmayan hastalar genellikle hastalığının geçeceğine dair inancını yitiren veya akneyi bir hastalık olarak görmeyip tedavisiz geçeceğini düşünen kişilerdir. Bu yüzden beden ve benlik kaygısının yüksek olduğu ergenlik döneminde görülen, hastaların psikolojisini de etkileyen bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmeli ve dermatoloğa başvurarak uygun tedavi yollarını araştırmalıdır. Ayrıca verilen tedavilerin etki göstermesi için en az hafta geçmesi beklenmelidir. Bu nedenle tedavide en önemli nokta; sabırlı olmak, hekimle uyumlu olmak, verilen önerilere uymaktır. Hastanın uyumlu olması çok sayıda tedavi seçeneği olan bu hastalıkta istenilen sonuca ulaşılmasını kolaylaştıracaktır.

AKNEYİ NEDEN TEDAVİ EDİYORUZ?


Tedavide Amaçlar
• Mevcut sivilcelerin tedavisi
•Yeni sivilce çıkışının önlenmesi
•Leke ve iz kalma riskinin azaltılması
•İzlerin tedavisi

SİHİR YOK SABIR VAR!!!!!
Magazinsel reklamların peşine düşmemelidir!! Sivilce tedavisi sabır gerektirir ve hekim kontrolünde yapılması gerekmekir.

DEVAM TEDAVİSİ

Retinoid kremler veya benzoil peroksit kremi tercih monash.pwa kez sürülmeli ve tüm yağlı alanlara uygulanmalıdır.


İZ VE LEKE TEDAVİSİ

Erken evrede lekeler, bazı leke kremleri ve güneşten korunmayla tamamen ve kısa sürede ortadan kalkabilir
İzlerin tedavisi zordur ve sabır gerektirir. Hatta tam olarak yok olmayabilirler. O nedenle akneli kişilerde mümkün olan en erken dönemde tedavi verilerek iz oluşumunu baştan engellemek çok önemlidir
Yüzeyel akne izlerinde: soyucu kremler ve peeling
Daha derin izlerde; derin peeling, dermabrazyon, PRP, dermaroller, lazer uygulamaları veya birkaç tedavi birlikte yapılabilir.
Dermatologa danışmak ve sabırlı olmak gerekir.

İZLER KALMADAN TEDAVİYE BAŞLAMAK ÇOK ÖNEMLİDİR!

AKNEDE DERİ TEMİZLİĞİ

Yüz günde iki kereden fazla yıkanmamalı. Sabun olarak ‘’Sindet" adı verilen normal deri pH’sına yakın (), deride tahriş ve kuruluk yapmayan temizleyiciler kullanılmalı. Kozmetik marketlerden alınan ya da Sağlık Bakanlığı onayı olmayan temizleyicilerden uzak durulmalı. Hekiminizin cilt tipinize göre önerdiği ürünleri tercih etmelisiniz.Aşırı yıkama ve ovalama akneyi şiddetlendirebileceği için fırça - lif kullanımından kaçınılmalıdır.

SONUÇ OLARAK

Hekimle hastanın uyumu ve güven ilişkisi Hastanın tedaviye uyumu Akne tedavisine mümkün olduğunca erken başlamak İz gelişmeden tedavi edebilmek Uzun süreli ve düzenli takip ve tedavi önemlidir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır