delta kuluçka süresi / Omicron Varyantının Neden Olduğu Semptomların Güncel Listesi - Foto Galeri - monash.pw

Delta Kuluçka Süresi

delta kuluçka süresi

Delta Varyantı Neden Daha Riskli ve Bulaşıcı?

Delta-varyantı-neden-daha-riskli-ve-bulaşıcıDelta varyantı nedir? Neden daha riskli ve bulaşıcı? Biontech gibi mRNA aşıları ve Sinovac gibi geleneksel aşılar delta varyantına karşı ne kadar etkili? Aşı olmak hastalanmanızı veya bulaştırmanızı önler mi?

Delta ve diğer varyantlar

Bilmeyen yoktur ama eksik kalmasın diye tanımlarla başlayalım: Delta varyantı Covid hastalığına yol açan ve halk arasında Corona virüsü olarak bilinen SARS-CoV-2’nin bir suşudur. Ayrı bir suş olarak değerlendirecek kadar farklı davranan birkaç Corona virüsü varyantından biridir. Diğer varyantlar ise ilk basın suş olan afla, beta ve gama varyantlarıdır. Delta varyantı ’de saptandığından bu yana dünyanın birçok bölgesinde baskın suş oldu. Buna Avustralya ve İsrail gibi önceki suşları gayet iyi yöneterek kamu sağlığını korumaya yönelik kısıtlamaları kaldıran ülkeler de dahildir.

Nitekim Dünya Sağlık Örgütüne göre delta varyantı önceki varyantlardan daha bulaşıcı ama neden bu kadar hızlı yayıldığını bilmiyoruz. Bir araştırmaya göre bunun nedeni vücudunda virüs yükü ağır olan, yani zaten çok sayıda virüs taşıyan insanlara bulaşmasıdır. Bu doğruysa delta varyantının kuluçka süresi daha kısa olup delta varyantı bulaşanlar daha kısa sürede belirti gösteriyor demektir. Yine de önce araştırmanın teyit edilmesi gerekiyor.

Diğer veriler ise delta varyantının belirtilerinin biraz farklı olduğunu gösteriyor. Öyle ki baş ağrısı, ateş, boğaz şişmesiyle nezle yaygınken öksürük ve koku duyusu yitimi daha az görülüyor. Bunun yerine hastalık işitme kaybı gibi yeni belirtiler gösteriyor. Peki delta varyantı enfeksiyonları daha mı ağır geçiyor? Bundan emin değiliz ama bazı uzmanlara göre evet. Dahası İskoçya’dan gelen bir raporda, uzmanlar aşılanmamış bireylerin delta varyantı yüzünden hastaneye yatma olasılığın alfa varyantına göre iki kat fazla olduğunu söylüyor. Delta varyantı daha tehlikeli olabilir:

İlgili yazı: Kodlama İçin En Gerekli 16 Programlama Dili

uuuu

 

Gerçi bunun yerine…

Hastalığa yakalanma riski sosyal mesafe kurallarına uymayan ve maske takmayan halk arasında yayılma olasılığı daha yüksek olabilir. Nitekim İsrail’de maske yasağının kaldırılmasının delta varyantı salgınını artırdığını biliyoruz. Hatta bu yüzden yetkililer kapalı mekanlarda maske zorunluluğunu geri getirdiler. İşte Hindistan’da durum berbat. Hindistan’da herkesin bir arada yaşadığı büyük aileler var. Zenginler de uşaklarıyla yatıp kalkıyor. Bu yüzden delta varyantı alt kıtayı fena vurdu. Tam aşılama başlamıştı ki delta varyantı hızla yayılmaya başladı. Tabii asıl sebebi kısıtlamaların esnetilmesiydi.

Özellikle de delta varyantının daha hızlı bulaştığı olasılığı dikkate alınmadan, halkın belirli mekanlarda toplanmasına yeniden izin verilmesiydi. Yine de salgın hastalıkların çok dinamik olduğunu unutmamak gerekir. Virüsün yeni suşlarla hızla evrim geçirmesinin yanı sıra (Bkz. 15 milyon yıl süren pandemi) farklı popülasyonlarda, kültürel farklılıklar yüzünden farklı hızlarda yayılması da var… Sonuçta insan–virüs etkileşimleri virüs üzerinde sadece ilaçla aşıya bağlı doğal seçilim değil, öncelikle sosyal seçilim baskısı oluşturuyor. Bunun için Avustralya’yı örnek gösterelim:

Avustralya sosyal mesafe ve maske kurallarına en sıkı uyan ülkedir. Hükümet yurt dışı yolculukları ve girişleri erkenden kısıtlamış ve önlemleri taviz vermeden uygulamıştır. Buna rağmen delta varyantı Avustralya’da hızla yayılıyor. En azından Avustralya ölçülerinde… Koyun ve kanguruların ülkesi yazına dek haftada yeni vakayla idare etti. Oysa temmuzda bu sayı ’e çıkıverdi! Bu bizim için düşük bir sayı ama Avustralya için endişe verici. Peki Avustralya’da buna yol açmak için eksik olan ne diye sorarsanız aşılama oranının düşük olmasıdır:

İlgili yazı: Natron Gölü Kuşları Nasıl Taşa Çeviriyor?

biontech yan etki shutterstock 16 9 16 9

 

Delta varyantı için aşı yeter mi?

Yine de aşı olmakla iş bitmiyor. Aşılanan bireylerin dikkatli olması gerekiyor; çünkü aşı olanlar da hasta olabiliyor. Gerçi aşılı insanların hasta olmasını beklemek gerekir. Öncelikle hiçbir aşı bulaşı önleyecek kadar kusursuz değildir. Üstelik Biontech dahil bütün aşılar Covid’un ağır geçirilmesini önlemek için test edilmiştir. Bulaşı hepten durdurmak için değil… Ardından aşıların bir ölçüde hastalığın bulaşmasını da engellediğini gördük ama asıl amaçları bu değildi.

Sonuçta bir aşıdan en çok ne beklersiniz? Ağır hastalığı, kalıcı hasarları ve ölümü önlemesini… Aşılar bunu yapıyor. Bu olasılıkları büyük ölçüde azaltıyor. Dünya Sağlık Örgütü verileri Moderna, AstraZeneca ve SinoVac’ın ağır hastalık, hastaneye yatma ve ölüme karşı yüzde 80’in üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Öyleyse asıl sorular; 1) Delta varyantının aşılı insanlara bulaşma olasılığının diğer varyantlardan daha yüksek olup olmadığıdır.

2) Ayrıca aşılı olmasına rağmen enfekte olanların delta varyantını daha hızlı bulaştırıp bulaştırmadığıdır. Elimizde olan az sayıdaki veriye göre AstraZeneca ve BioNTech mRNA aşılarından iki doz olanların delta varyantına yakalanma olasılığı sadece yüzde yüksektir. Tek doz aşılar delta varyantına karşı tüm diğer varyantlarda olduğu gibi çok daha az etkilidir. Tek dozda delta varyantından korunma oranı yüzde 50’den yüzde 30’a düşüyor. Dediğim gibi aşılı olanlar da herhangi bir suşla enfekte olabilir:

İlgili yazı: Gerçek Adem: ilk insan ne zaman yaşadı?

uuuuuuuu

Delta varyantı için asıl risk

Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri kurumuna ve henüz yayınlanmamış verilere göre, aşılı insanların virüs yükü (vücutlarındaki virüs sayısı) aşı yaptırmadan enfekte olanlar kadar yüksektir. Delta varyantının hızlı kuluçka dönemiyle hızlı çoğaldığını anımsayalım. Her durumda bu raporlar aşılı insanların da hastalığı yayacağı endişelerini artırmıştır. Oysa aşı karşıtlarının atladığı birçok noktanın yanı sıra önemli bir tespit var… Virüs yükünün fazla olması bulaşıcılığın fazla olması anlamına gelmez. Enfekte olan aşılı bireylerin bağışıklık sistemi virüsleri bulaşamayacak kadar zayıflatabilir.

Nitekim toplumun yüzde 70–80’i aşı olursa enfeksiyonların büyük kısmı aşı olanlar arasında görülecektir. Bu, aşıların etkisiz olduğunu göstermez. Aksini söylemek; yazın boğulma vakalarının artmasını, yine yazın artan dondurma tüketimine bağlamak gibidir. Peki delta varyantına karşı ne yapabiliriz? Öncelikle ABD’de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre1, iki doz Corona virüsü aşısı olmuş kişilerin yeniden enfekte olma riski daha düşüktür.

Ülkede kullanılan mRNA aşıları BioNTech ve Moderna üzerine yapılan çalışmada, iki doz aşı olmuş kişilerin hastalığa yakalanma riskinin yüzde 91 daha azdır. Bunun yanında bazı aşı üreticilerinin belki de ticari kaygılar nedeniyle bağışıklığı artırmak için ek aşı dozu olmayı önerdiğini görüyoruz. Bu biraz da Sağlık Bakanlığının dördüncü doz aşı olun deyip kamuoyu tepkisini görünce sözünü geri almasına benziyor. Gerçi bizde bunun uzmanları dinlemeden beyanat verilmesiyle de ilgisi olabilir:

İlgili yazı: Düz Dünya Teorisini Çürüten 12 Kanıt

Delta-varyantı-neden-daha-riskli-ve-bulaşıcı

 

Öyleyse

İlk yapmamız gereken şey ikiden fazla doz olmak yerine, henüz aşı olmamış insanların aşı olmasını sağlamaktır. İkincisi sosyal mesafeye dikkat etmeli ve kalabalık yerlerde açık havada bile maske takmalıyız. Üçüncüsü akraba ziyaretleri ve düğünlerden olabildiğince uzak durmalı, en azından temiz maske takmalıyız. Corona önlemleri olmadan sadece aşıyla salgını önleyemezsiniz. Bunun için aşılar yetersiz demek de “ben önlem almadan yaşayacağım” umarsızlığıyla tembelliği olur. Aşılar ağır hastalığı, hastaneye yatmayı ve ölümü büyük ölçüde önlüyor. Ayrıca aşılı olanların ikinci kez hastalığa yakalanma ve başkalarını enfekte etme olasılığının daha düşük olduğu da görülüyor.

Özetle sürü bağışıklığı için sağlığı elveren herkesin aşı olması gerekiyor. Aşı olmayan ve kurallara uymayanlar pandemiyi tüm ekonomik sorunlarıyla birlikte uzatıyor. Siz de bu yazıda kullandığım kaynaklara aşağıdan ulaşabilirsiniz. Biontech gibi mRNA aşılarının nasıl çalıştığına ve insanı şempanzeden ayıran yüzde 4 DNA’ya bakabilirsiniz. Henüz okumadıysanız evreni genişleten vakum enerjisi nedir yazısına göz atabilirsiniz. Hızınızı alamayarak dünyadaki en tehlikeli 5 kimyasal madde, en ölümcül 5 toksin ve dünyanın tek doğal nükleer reaktörü Oklo’yu görebilirsiniz. Toryum reaktörleri ve Akkuyu’nun gerçekten temiz nükleer enerji getirip getirmeyeceğini görme hakkınız da var. Bilimle ve sağlıcakla kalın. 😊

Uzmanlar delta varyantı anlatıyor


1CDC COVID Study Shows mRNA Vaccines Reduce Risk of Infection by 91 Percent for Fully Vaccinated People
2SARS-CoV-2 B Delta variant emergence and vaccine breakthrough
3COVID Vaccine Breakthrough Case Investigation and Reporting
4Australia Situation
5Weekly epidemiological update on COVID &#; 10 August
6Effectiveness of Covid Vaccines against the B (Delta) Variant
7Vaccine efficacy, effectiveness and protection

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Omicron kaç günde bulaşır, kuluçka süresi kaç gün?

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, vakalardaki artışa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İlhan, vakalar arttığını, hayatını kaybeden kişi sayısının ise düştüğünü belirterek, "Vefat eden kişilerin çok büyük çoğunluğu Omicron varyantı ile enfekte olan kişiler değil, muhtemelen daha önceki varyantlar ile enfekte olan kişiler. İnşallah rakam daha aşağı gider, kimse koronavirüsten vefat etmez ama geldiğimiz aşamada sayının bu kadar çok olması halen risk olduğunu söylüyor'' dedi.

"Kronik hastalar ve 65 yaş üstü dikkatli olmalı"

65 yaş üstü vatandaşlarımızın dikkatli olması gerektiğini belirten İlhan, ''18 bin kişi enfekteyken vefat eden kişi sayısı daha az olabilir, aşağıya doğru gidebilir; ama sayı katına çıktığında sayı daha aşağıya doğru gitse de enfekte olup, etkilenen kişi sayısı çok olabileceği için risk yine yüksek olabilir. Bu nedenle başta kronik hastalığı olan vatandaşlarımızın ve 65 yaş üstü vatandaşlarımızın dikkatli olması gerekiyor" diye konuştu.

Maske, mesafe ve hijyen uyarıları da yinelenirken, uzmanlar 3’üncü dozun antikorların kalitesini artırdığını ve Omicron’a karşı daha güçlü savaştığını söylüyor.

3'üncü doz aşı antikorları güçlendiriyor

Omicron’un hızlı bulaşma özelliği nedeniyle, 3’üncü doz aşının zamanı 3 aya indirildi.

Maske, mesafe ve hijyen uyarıları da yinelenirken, uzmanlar 3’üncü dozun antikorların kalitesini artırdığını ve Omicron’a karşı daha güçlü savaştığını söylüyor.

Grafik: TRT Haber[Grafik: TRT Haber]

[Grafik: TRT Haber]

 

ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak görev yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz ile Omicron varyantının etkisini ve toplumsal bağışıklığın kazanılmasını konuştuk.

“Omicron büyük bir tsunami gibi gelmiş durumda”

Prof. Dr. Derya Unutmaz, ABD’de Omicron’un büyük bir tsunami etkisi yarattığını belirtiyor. Tehlikesinin boyutları konusunda da uyarıları var.

“Vakalar inanılmaz bir hızla artıyor. Ben de ABD’de yaşıyorum. Eyaletlerde, salgının başından beri en yüksek vaka rekorları kırılıyor. New York’ta günlük vaka sayısı 50 bine yaklaştı. Ve bu biraz daha artarak devam edecek gibi görünüyor. Bütün eyaletlerde bu şekilde artış var. Avrupa’da da durum iyi değil. İngiltere’de vakalar binin üstüne çıktı. Fransa, ilk kez bin vaka bildirdi. Birçok ülkede önemli tedbirler alınıyor. Salgının başındaki gibi kısıtlamalar getirilmek zorunda kalınıyor. Elbette, sıfır noktasına geri dönmedik. Farklı bir noktadayız. Ama çok fazla insanın çok hızlı bir şekilde enfekte olması ve hafif geçirmelerine rağmen toplumsal anlamda çok etkisi görünüyor.

ABD’de binlerce uçak iptal edildi. Çünkü kaptanlar ve hostesler virüs kapıyorlar. Bu yüzden uçaklar kalkamıyor. Sağlık sisteminde çok büyük bir sıkıntı var. Hastanelerdeki doluluk oranı çok fazla arttı. Çocukların hastaneye yatışlarında rekor düzeye ulaşıldı. Hatta 5 yaş altı çocuklarda bile vaka artışı çok fazla. Ayrıca, sağlıkçılar da koronavirüs olmaya başladı. Onların da sistemden uzak kalması sistemi zora sokuyor. Yani, Omicron şu an ABD’ye büyük bir tsunami gibi gelmiş durumda.”

“Omicron, insanlık tarihinde görülen en bulaşıcı virüslerden birisi”

Koronavirüs salgının başında toplumsal bağışıklığın yüzde 70 oranında olması gerektiği söyleniyordu. Varyantlar arttıkça, hedeflenen sürü bağışıklığı oranları da revize edildi.

Prof. Dr. Derya Unutmaz, artık bu oranın yüzde 95’e kadar çıkması gerektiğini söylüyor.

“Toplumsal bağışıklığın oransal olarak daha yüksek olması gerekliliği varyantlarla doğrudan ilişkili. Salgın başında yüzde 70 toplumsal bağışıklığın yeterli olacağını düşünüyorduk. Fakat, Delta varyantının daha fazla bulaşıcı olması nedeniyle bu oran yüzde ’e çıkmıştı. Bir varyant ne kadar bulaşıcıysa bağışıklığın da o kadar yüksek olması lazım. Çünkü bağışıklık kalkanı, virüsün toplumun içinde yayılmasını durduracak yeterlilik seviyesine çıkması gerekiyor. Örneğin, çok bulaşıcı olan kızamık virüsünde de bu durumu görüyoruz. Bu yüzden, Omicron varyantında gerekli olan toplumsal bağışıklık oranı yüzde 95 seviyesinde olmalı.

Vakalardaki artış devam edecek maalesef çünkü Omicron belki de insanlık tarihinde görülen en bulaşıcı virüslerden birisi. Neredeyse kızamık virüsünü bile geçmiş durumda. Bağışıklık, hem aşılarla hem de hastalığı geçirmişlerle oluşuyor. Omicron kendi bağışıklığını da oluşturuyor bir taraftan da. Çünkü aşı olanlar bile enfekte oluyorlar. Önemli olan Omicron’la karşılaştığımızda tam aşılı olmak. Yoksa ciddi sorunlar oluşabiliyor.”

Tarihin en bulaşıcı virüslerinden biri: Omicron[Tarihin en bulaşıcı virüslerinden biri: Omicron]

“3’üncü doz ile antikorlar az bile olsa daha güçlü oluyor”

Prof. Dr. Unutmaz, bağışıklık seviyesinin her aşı ile güçlendiğinin altını özellikle çiziyor ve 3’üncü dozun antikordan kaçabilen Omicron için çok önemli olduğunu vurguluyor.

“Bağışıklık seviyesi her aşı ile güçleniyor. Sadece antikorların tekrar artırılması ilgili değil. Bağışıklıkta antikorlar artar bir süre sonra düşmeye başlar. Bu bağışıklığın normalidir. Fakat, özellikle 3’üncü dozun önemli bir etkisi var. 2’nci dozda da bunu görüyoruz ama 3’üncü dozda bu durum daha etkili. Bu etki antikorların yani virüse bağlanıp durduracak akıllı füzelerin kalitesini de artırıyor. Yani virüse daha iyi bağlanıyorlar. Miktarı az bile olsa antikorların bağlanma gücü daha iyi oluyor. Omicron’da bu kalite daha da önemli hale geldi. Çünkü, Omicron antikorların önemli bir kısmından kaçabiliyor ve saklanabiliyor. Bu yüzden de güçlü antikorların olması lazım. Ve 3’üncü dozun bağışılığı hatırlatıcı etkisi de var. 3’üncü kez bir şey öğretilmiş gibi oluyor. Daha uzun süreli bağışıklık kalmış oluyor yani. Daha önce de tavsiye ediyorduk, 3’üncü dozu ama 6 aylık bir ara vardı. Şimdi Omicron’la birlikte 3 aya inmesi gerekti çünkü daha güçlü antikorların gelmesi acil duruma geldi.”

“Aşısız ve aşısı eksik kişilerde Omicron’un az etkili olduğu bilgisi yanlış”

Unutmaz'a göre, aşılama geciktikçe Omicron’dan daha fazla insan etkilenecek.

“Aşılamanın gecikmesi, çok daha fazla insanın ağır hasta olmasına ve ölmesine neden olacak. Toplumsal bağışıklık yine oluşacak sonuçta enfekte olmuş kişiler de bağışıklık kazanacak. Fakat, aşı tam değilse ciddi sorunlarla karşı karşıya gelinecek. Aşısız ve aşısı eksik kişilerde Omicron’un daha az etkili geçirildiği yönünde bir bilgi oluştu ama bu yanlış. Elimizde böyle bir veri yok. Ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Aşılı ve daha önce virüsü geçirmiş kişilerde hafif geçiyor.”

 

Grafik: TRT Haber[Grafik: TRT Haber]

[Grafik: TRT Haber]

 

“2 doz BioNTech olanlar bile korunmasız kalıyor”

Omicron varyantı diğer varyantlardan farklı.  Prof. Dr. Unutmaz, antikorlardan kaçabilecek düzeyde mutasyonlar geliştirdiğini söylüyor.

“Omicron’un diğerler varyantlardan 2 önemli farkı var. Biri, antikorlardan kaçabilecek düzeyde mutasyonlar geliştirmesi. Yani, yüzeyindeki anahtar kısmını (proteinini) öyle bir noktaya getiriyor ki oraya bağlanacak ve virüsü durdurcak olan antikorlar artık tanınmamaya başlıyor. Bu nedenle, 2 doz BioNTech olanlar bile korunmasız kalıyor. Enfekte olabiliyorlar ama yine hafif geçiyor. Çünkü bağışıklıklarını sağlayan askerler virüsün ilerlemesini durduracak düzeye getiriyor. Bağışıklık ordusunun başka parçaları da hala çalışıyor ama virüsün içeri girmesini engelleyecek olan antikorlar yeterince çalışmıyor. Omicron’un İkinci farkı ise bazı mutasyonları sayesinde çok daha az virüs etkili şekilde hücre içine girebiliyor. Ve hızlı şekilde ürüyor. Mesela, ilk çıkan koronavirüste inkübasyon (virüsün vücuda girdikten sonra hasta etme süresi) seviyesi günken, Delta’da güne düştü. Omicron’da ise güne geriledi. Yani az virüs olsa da etkisi büyük oluyor.”

“Omicron hiç beklemediğimiz bir varyant, sürpriz oldu”

Prof. Dr. Unutmaz'a göre Delta'dan sonra bu kadar bulaşıcı varyant sürpriz oldu. Salgının bundan sonraki seyrinde Omicron belirleyici olacak.

“Salgının geleceğini Omicron belirleyecek. Omicron hiç beklemediğimiz bir varyant, sürpriz oldu. Delta’dan daha fazla bulaşıcı bir varyantın çıkması az bir ihtimaldi ve daha bulaşıcı olan çıkmış oldu. Fakat, Omicron’un hızlı yayılma özelliği bir süre sonra enfekte edecek insan bulamamasına sebep olacak. Bu ne demek? Yani insanlar ya aşılarla ya da Omicron’la enfekte olduktan sonra bağışıklık kazanacak. Bunu da aşıyla yapmak lazım ki en az kayıpla bu büyük tsunamiyi atlatalım. Önümüzdeki ay çok zor geçecek yani belki birkaç milyar insan enfekte olabilir ya da dünyanın yarısı da olabilir. Fakat bu sayede de sürü bağışıklığına ulaşılmış olacak. Umarım, en az hasarla atlatırız. Önümüzdeki aylar zor geçecek ama bence bahardan itibaren Omicron düşük noktalara gelecektir. Onun yerine başka varyant gelir mi bilmiyoruz. Öngörü yapmak zor ama bundan daha bulaşıcı bir varyantın çıkma olasılığı çok çok daha düşük ihtimal diyebiliriz.”

“Bu kışı atlatabilirsek artık tünelden çıkabileceğiz”

Prof. Unutmaz Omicron'un çocuklar arasında hızlı yayıldığını da belirterek kış aylarına işaret ediyor. 

“ yaş grubuna aşı yapılması gerekiyor. Aşılı olanlar Omicron’a karşı daha rahat olabilirler. Hafif geçirecekler. Ben, ’ye çok daha umutla bakıyorum. Bu kışı atlatabilirsek artık tünelden çıkabileceğimizi düşünüyorum.”

Omicron belirtileri neler? Omicron belirtileri ne zaman ortaya çıkar?

Wuhan’da tespit edilen virüsten ve Delta varyantından çok daha farklı belirtiler gösteren omicron birçok ülkede baskın varyant haline geldi. Önceki corona virüsü türlerine göre çok daha hızlı bulaşan omicron belirtileri açısından farklılık gösteriyor. Geçmişte en sık görülen belirti olan tat ve koku kaybı omicron beliritleri arasında yer almıyor ancak boğazda ağrı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, vücutta ağrı yanı sıra ishal görülüyor. Vuhan varyantında 5 gün, Delta varyantında 4 gün süren kuluçka süresi Omicron'da 3 gün sürebiliyor.

Yayınlanma:

Omicron belirtileri neler? Omicron belirtileri ne zaman ortaya çıkar?

Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘endişe verici tür' olarak nitelendirdiği omicron, dünyada baskın varyant haline geldi. İçerisinde tam 32 farklı mutasyon tespit edilen omicron varyantında uzmanlar, 6 deri hastalığı giderek yayılmaya başladığını belirterek, ayağı, çatlak veya şişmiş dudak, kuru cilt, isilik, kurdeşen ve perniyo olarak da bilinen chilblain semptomlarına karşı uyardı. Omicron belirtileri arasında ilk sırada boğazda ağrı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, vücutta ağrı yer alıyor. Son dönemde açıklamalarda bulunan bilim insanları Omicron varyantı belirtileri arasında ishal görülebildiğini duyurdu.

OMİCRON BELİRTİLERİ NELER?

ABD merkezli medya kuruluşu Business Insider, Omicron varyantının belirtileri ile ilgili kapsamlı bir analiz yayınladı.

Güney Afrika, İngiltere, ABD ve diğer ülkelerde Omicron varyantı hastalarının önce boğaz ağrısı şikayetiyle doktorlarla iletişime geçtikleri kaydedilirken, Omicron varyantının önceki varyantların aksine burundan önce boğazı enfekte ettiği öne sürüldü.

ABD’nin Connecticut eyaletinde görevli Dr. Jorge Moreno’nun görüşlerine yer verilen haberde, bölgede Omicron varyantı hastalarının sayılarının giderek arttığını ve semptomların da benzer bir şekilde yaygınlaştığı belirtildi.

Yale Tıp Fakültesi’nde görevli Dr. Moreno, “Bu yeni varyant hastalarının belirtileri aynı. Kuru bir boğaz ağrısı ve bir şey yutmak istediklerinde keskin bir acı. Bu semptom diğer Covid semptomlarından önce çıkıyor. Boğazda bir gıcık gibi değil, boğazlarının kuru hissettiğini söylüyorlar” dedi.

Norveç, Güney Afrika ve Birleşik Krallık’ta da benzer semptomların duyulduğuna dikkat çeken uzmanlar bu belirtileri hissedenlerin test yaptırması gerektiğini söyledi. Business Insider’ın haberinde Omicron varyantının ilk tespit edildiği ülkelerden olan Güney Afrika’nın en büyük sağlık sigorta şirketi Discovery Health’in CEO’su Ryan Noach’ın sözlerini hatırlattı. Noach da belirtilerin sırasıyla boğazda ağrı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, vücutta ağrı şeklinde görüldüğünü söyledi.

“BELİRTİLERİ ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR”

Öte yandan Moreno, boğaz ağrısıyla birlikte sinüste doluluk ve baş ağrısının birlikte geldiğini de aktardı.

Johns Hopkins Bloomberg Kamu Sağlığı Fakültesi’nde görevli Dr. Andy Pekosz ise, “Omicron varyantıyla ilgili bildiğimiz bir diğer şey de semptomların diğer varyantlara göre farklı olması. Covid’da en çok karşılaşılan koku kaybı Omicron’da yok. Daha çok öksürük ve boğaz ağrısı Omicron’un belirtileri arasında” dedi.

İSHAL OMİCRON BELİRTİLERİ ARASINA GİRDİ

ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), corona virüsünün birçok semptomu olduğunu hatırlatırken, Omicron varyantının ise daha önceki dalgalarda görülmeyen belirtileri olduğunu duyurdu. İngiliz basınında yer alan haberlerde CDC ve Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nde görevli uzmanlar hastaları inceledi ve virüs bulaştıktan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan yeni bir belirtiye dikkat çekti.

Bilim insanları ve uzmanlar virüs bulaştıktan çok kısa bir süre sonra hastaların yüzde 20'sinde ishal görüldüğünü açıkladı. Omicron varyantının belirtilerinin önceki varyantlardan farklı olduğunu ve tespit edilmesinin zor olduğuna dikkat çekilirken uzmanlar bu belirtiye dikkat edilmesi gerektiğini altını çizdi.

CDC, “Eğer tuvalete gittiğinizde ishal olduğunuzu görürseniz, bu Omicron varyantının bulaştığına dair bir işaret olabilir” açıklamasını yaptı. ABD merkezli medya kuruluşu NBC Chicago ise, “Bağışıklık sistemiyle ilgili sorun yaşayanların ishal ya da benzeri gastrointestinal semptomlar yaşaması olası” yorumunu yaptı.

Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nden yetkililer de hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde bu belirtinin görüldüğünü duyurdu.

OMİCRON BELİRTİLERİ ARASINDA İLK SIRADA BOĞAZ VAR

Bilim insanları Omicron varyantı tespit edilen hastalarda en çok görülen belirtileri sıraladı. Yapılan incelemeler sonrasında Omicron varyantı tespit edilenlerin yüzde 83’ünde öksürük, yüzde 78’inde burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı tespit edilirken, yüzde 74’ünde ise halsizlik görüldü.

YÜZDE 12’SİNDE KOKU KAYBI

Omicron şikayeti olan hastaların yüzde 72’sinde boğaz ağrısı, yüzde 68’inde baş ağrısı, yüzde 54’ünde ateş, yüzde 23’ünde tat kaybı ve yüzde 12’sinde koku kaybı tespit edildi.

Yapılan incelemeler sonucunda hastaların yüzde 42’sinin hastalığı hafif geçirdiği ve hiçbirinin hastaneye kaldırılmadığı da belirtildi.

OMİCRON BELİRTİLERİ SOĞUK ALGINLIĞINA BENZİYOR

Uzmanlar, “Omicron varyantı soğuk algınlığına daha çok benziyor” yorumunu yaptı.

İngiltere'nin çok okunan tabloid gazetelerinden Daily Star ise, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nin verilerine göre Omicron varyantında kuru öksürük, boğazda gıcık ve kaşıntının öne çıkan semptomlar olduğuna dikkat çekti. Gazete özellikle boğazda gıcık ve kaşıntıya dikkat edilmesi gerektiğini yazdı.

Öte yandan halsizlik, burun akıntısı ve hapşırma gibi belirtilerin de olduğu fakat bunların diğerlerine göre daha hafif geçtiği belirtildi.

OMİCRON VARYANTI BELİRİTLERİ ARASINDA TAT VE KOKU KAYBI YOK

İlk Omicron varyantı hastalarını tespit edip bunu üst mercilere aktaran Dr. Angelique Coetzee de, “Genelde olağandışı semptomlar görülüyor. Aşırı halsizlik gibi. Fakat vakaların hiçbirinde tat ve koku kaybı yok” dedi.

Güney Afrika'daki Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nde görevli Dr. Wassila Jassat da, “Tshwane kentinde tespit edilen Omicron vakalarından hastaneye kaldırılanların yüzde 87'si aşı olmayanlar” dedi.

BURUN AKINTISI, BAŞ AĞRISI VE YORGUNLUK BELİRTİ OLABİLİR

İngiliz The Guardian, Soweto kentindeki hastanenin yoğun bakım ünitesinin başkanı Rudo Mathivha'nın sözlerine de dikkat çekti. Mathivha, “Şu an Covid hastalarında demografik bir değişim görüyoruz. Gençler yani 20'lerinden 30'larının sonundaki insanlar daha ağır olarak hastaneye geliyor ve yoğun bakıma alınıyor. Bunların yaklaşık yüzde 65'i aşısız. Geri kalanlar da tek doz aşılı” dedi. Fakat bu demografik farklılığın bir sebebinin gençlerde aşılanma oranlarının düşük olması olabileceği kaydedildi.

İngiltere’de yapılan araştırmalarda, varyantın, Covid’den çok soğuk algınlığına benzediği belirtilirken, burun akıntısı, baş ağrısı ve yorgunluk gibi semptomların Omicron’un ayırt edici özellikleri olduğu vurgulandı.

OMİCRON BELİRTİLERİ KLASİK VİRÜS ÖZELLİKLERİNDEN FARKLI

Omicron’un çok görüldüğü İngiltere’deki vakalar analiz edildiğinde, virüsün en yaygın belirtilerinin burun akıntısı, baş ağrısı, yorgunluk, hapşırma ve boğaz ağrısı olduğunu bildirdi.

Bunların hiçbiri, uyarılarda bulunulan öksürük, yüksek ateş veya tat ve koku alma duyularında eksiklik gibi klasik virüs belirtileri arasında olmadığı belirtildi.

ZOE Semptom İzleme Çalışması’nı yürüten epidemiyolog Profesör Tim Spector, özellikle yeni yıl öncesi toplu etkinlikler düşünüldüğünde herkesi ‘dikkatli olmaya çağırdı’. “Umarım insanlar artık Omicron’un baskın özelliği gibi görünen soğuk algınlığı semptomlarını tanırlar” dedi.

‘EVDE KALIN UYARISI’

Spector, “Omicron semptomları ağırlıklı olarak soğuk algınlığı semptomları, burun akıntısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve hapşırmadır, bu nedenle insanlar Covid olabileceği için evde kalmalıdır.” ifadelerinde bulundu.

Uyarı, Omicron’un geçmiş varyantlardan daha hafif hastalığa neden olduğuna dair çok sayıda araştırma ile de uyumlu olduğu için oldukça önemli.

OMİCRON BELİRTİLERİ 3 GÜNDE ORTAYA ÇIKIYOR

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, şunları söyledi:
“Bütün dünyada Omicron çok etkin hale gelmiş durumda. Özellikle İngiltere ve Avrupa’da çok yoğun şekilde Omicron görünüyor. Buralarda hastane yükü de artmış durumda. Bizim ülkemizde şu an için baktığımızda hastane yükünde artış söz konusu değil; ama tedbirli ve dikkatli olup, hazırlıklı olmak gerekiyor.

Hastane yükümüzde, yoğun bakımımızda bir artış söz konusu değil; ama sayı çok arttığı için her zaman tehlikenin söz konusu olduğunu bilmemiz gerekiyor. Omicron’da kuluçka süresi, şu anki bilgilerimize göre daha kısa gibi görünüyor. Vuhan varyantında bu süre 5 günken, Delta varyantında 4 gün, Omicron’da ise 3 gün gibi görünüyor. Çok da çabuk hasta ediyor, elimizdeki bilgilere göre çok da çabuk çevreye bulaşıyor. Çok kısa sürede hastalık ortaya çıkartıyor. Ama vatandaşlar, ‘bir temasım oldu üzerinden 5 gün geçti, hasta olmayabilirim’ diye düşünmemeli.

OMİCRON VARYANTI NEDİR?

Dünya Sağlık Örgütü yeni varyant B’u ‘endişe verici tür' olarak sınıflandırdı ve Omicron olarak adlandırdı. Bilim insanlarının delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu söyledi.

Omicron bir diğer adıyla nu varyantı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kaygı uyandıran varyantlar listesine eklenen beşinci varyant oldu.

Uzmanlar bu varyant içerisinde tam 32 farklı mutasyon tespit edildiğini açıklarken, bu virüsün corona virüsü aşılarına karşı daha dirençli olabileceğini duyurdu.

CİLDİNİZDE BU BELİRTİ VARSA OMİCRON OLABİLİR

İngiltere’nin çok okunan tabloid gazetelerinden Daily Express, resmi yetkililer ve ZOE isimli araştırma grubunun öneri ve uyarılarını okurlarıyla paylaştı. Omicron varyantının, Wuhan’dan çıkan corona virüsünden çok daha farklı belirtileri olduğuna dikkat çeken gazete, uzmanların çok daha az bilinen semptomlarını gündeme getirdi.

İngiltere’de Covid’a yakalanan kişilerin dahil olduğu anket çalışması ZOE Covid Çalışma programından çıkan sonuçlarda ise birçok insanın umursamadığı bazı semptomların Omicron varyantına işaret ettiği belirtildi.

Daily Express’in haberinde, “Özellikle Omicron varyantı tespit edilenlerde 6 deri hastalığı giderek yayılmaya başlanıyor” denilerek 6 semptoma dikkat edilmesi gerektiği kaydedildi.

Bu semptomlar ise Covid ayağı, çatlak veya şişmiş dudak, kuru cilt, isilik, kurdeşen ve perniyo olarak da bilinen chilblain olarak sıralandı.

COVID AYAĞI

Makalede, “Resmi makamlar, Covid ayağı olarak bilinen ve ayakta şişme ve kabarcıkların oluşmasına sebep olan bu cilt hastalığını resmi semptomlardan biri olarak görmüyor. Fakat Covid’a yakalananlarda bu durumdan sıklıkla şikayet ediliyor” denildi.

İngiliz makamlar tarafından resmi bir semptom olarak görülmeyen “Covid parmağı” son dönemde sıklıkla gündeme gelmeye başladı.

Bu cilt rahatsızlığının kaşıntı ve ağrı yapabildiği ve ayak parmaklarının rengini değiştirebildiği de belirtildi.

KURU VEYA ŞİŞ DUDAKLAR

Daily Express’in haberinde, “Omicron varyantı giderek daha da çok gribe benzetildiği için, dudakların çatlaması ve kuruması ve ağrı yaratması kaçınılmaz” yorumu yapıldı.

KURU CİLT

Öte yandan gazetenin görüş aldığı uzmanlar, ciltte kuruluğunun da bir semptom olduğunu duyurdu. Fakat bu cilt kuruluğunun göğüs ve boyunda olduğu kaydedilirken bunun kaşıntıya sebebiyet verebildiği de belirtildi.

Uzmanlar göğüs ve boyun bölgesinde kaşıntılı kabarcıklar konusunda uyarıda bulundu.

İSİLİK

İsiliğin bedende ufak bir alanı kapsadığı fakat vücudun herhangi bir noktasında tespit edilebildiğini açıklayan yetkililer, özellikle el, ayak ve dirseklerde bu rahatsızlığın meydana gelebileceğini duyurdu.

Haberde, bu cilt rahatsızlığının haftalar boyunca sürebileceği de belirtildi.

KURDEŞEN

Daily Express’in haberinde Omicron varyantı bulaşan kişilerde görülen bir diğer cilt rahatsızlığının da ciltte oluşan kurdeşen olduğu belirtildi.

PERNİYO

Öte yandan aynı makalede, “Semptomlardan biri de perniyo ya da chilblain’e benziyor. Cildin üzerinde mor veya kırmızı kabarcıklar oluşuyor. Genelde bu semptom gençlerde ortaya çıkarken, kaşıntı yaratmıyor” denildi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır