ilk seriyye / Seriyye - wikishia

Ilk Seriyye

ilk seriyye

HAZRET-İ MUHAMMED
Aleyhisselâm

 

Hicretin Birinci Yılı

İlk Seriyeler

 

Namazların Tamamlanması:

Daha önce Akşam namazı üç rekât, öğle, ikindi ve yatsı namazları ikişer rekât olarak farz kılınmıştı. Resulullah Aleyhisselâm Mekke'de iken ve Medine'ye hicretten sonra bir ay gibi bir süre geçmesine kadar bu şekilde devam etti. Sonra öğle, ikindi ve yatsı namazları seferîlik zamanlarında iki rekât olarak bırakıldı, diğer zamanlar dörde çıkarıldı. Sabah namazı ise uzun surelerin okunması sebebiyle iki ve akşam namazı da üç rekât olarak bırakıldı.

 

İlk Seriyeler:

Resulullah Aleyhisselâm iç işleri düzene koyup dini işleri de düzelttikten ve aynı şehirde beraber yaşadıkları yahudilerle muamelelerini anlaşmaya bağladıktan sonra Kureyş'e karşı takınılacak tavrı, izlenecek yolu kararlaştırmaya lüzum gördü.

On seneden beri müslümanlara her türlü zulüm ve haksızlığı revâ görmekten başka, neticede onları vatanlarından ve akrabalarından uzak bırakan Mekke müşriklerine nasıl bir karşılık vermek gerektiğine dair istişare yaptı. Durumu amcası Hazret-i Hamza -radiyallahu anh- ile müzakere etti. Sonunda Kureyşliler'in Şam ile münasebetlerini kesme kararı verildi. Mekkeliler ticaretle uğraştıklarından her sene büyük çapta bir ticaret malı ile Şam'a kervanlar çıkarırlardı. Bu kervanlara taarruz edilmesi için çeteler gönderilmesi uygun görüldü.

Mekkeli müşrikler de, müslümanların Medine'de giderek kuvvetlendiklerini görüyorlar ve günün birinde Mekke'yi ellerinden alacaklarından korkuyorlardı. Bu sebeble de Medine'deki münâfıklar ve yahudileri müslümanların aleyhine tahrik etmeye çalışıyorlardı.

Baş münâfık Abdullah bin Ubeyy bin Selül ve onun müşrik arkadaşlarına bir ültimatom gönderdiler. "Siz bizim firari arkadaşımızı aranızda barındırıyorsunuz. Yemin ederiz ki onunla harbetmez veya onu kovmazsanız, savaşçılarınızı öldürmek, karılarınızın da ırzına geçmek üzere hepimiz üzerinize yürüyeceğiz."

Resulullah Aleyhisselâm da bu düşmanca plânlar karşısında boş durmuyor, gerekli tedbirleri almayı ihmal etmiyordu. Şehrin âsâyişini korumak, düşmanların davranışlarını kontrol edebilmek, müslümanlara karşı ne gibi bir hazırlıkta bulunduklarını öğrenmek için, Medine'ye gelişlerinin ilk yılında civardaki bazı bölgelere seriyyeler göndermeye başladı.

"Keşif kolları" demek olan bu seriyyeler Medine'nin âsâyişini korumak, mühim bazı bölgeleri kontrol etmek ve müşrikleri korkutup göz dağı vermek için çıkarılıyordu. Fakat düşman tarafından hücuma uğramadıkça savaş emrini vermemişti.

İlk olarak, amcası Hazret-i Hamza -radiyallahu anh-ı Muhâcirler'den otuz kişilik bir gönüllü süvari birliğinin başına geçirerek, Medine'nin batısından deniz kenarı bölgesine doğru gönderdi. Ebu Cehil'in de bulunduğu Mekkeliler'in ticaret kervanı ile karşılaştılar, bir ok atımı kadar birbirine yaklaştılar. Ancak savaş izni verilmediği için müdahale etmediler. İslâm'da ilk sancak bu seriyyeye verilmiştir.

Akabe biatı'nda sadece Muhâcirler'i Medine'de korumak şartı koşulmuş olduğu için, Resulullah Aleyhisselâm Bedir savaşına çıkıncaya kadar Ensâr'dan hiç kimseyi askeri sefere göndermemişti.

İkinci olarak da amcası Haris'in oğlu Hazret-i Ubeyde -radiyallahu anh-i yine Muhâcirler'den altmış kişilik bir süvari birliğinin başında Râbığ vâdisine gönderdi. Ebu Cehil'in oğlu İkrime'nin idâre ettiği iki yüz kişilik bir kervanla karşılaştılar. Birbirlerine hafif ok atışları yapmışlarsa da kılıç kılıca hücum edemediklerinden, aralarında bir çatışma olmadı. Kureyşliler selâmeti kaçmakta buldular.

Sa'd bin Ebi Vakkas -radiyallahu anh- komutasındaki yirmi kişilik birlik ise düşmanın durumunu incelemek veya bu bölgede yaşayan kabilelerin vaziyetini öğrenmek için Harrar bölgesine gönderilmişti.

Kureyş kafilesinin bir gün önce geçtiğini öğrenince geri döndüler.

Resulullah Aleyhisselâm'ın bizzat idâre ettiği savaşlara "Gazve" başında bulunmadığı birliklere de "Seriyye" adı verilir.

Gazâların sayısı on dokuzdur. Seriyyeler gece çıkarılan ve sayıları en az beş, en çok üç yüz-dört yüz olan birliklerdir.


  ÖncekiSonraki  

Fahr-i kâinat sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Medîne’nin asâyişini korumak, düşmanların durumunu kontrol etmek için seriyyeler yâni küçük askeri birlikler tertipledi. Bu seriyyelere katılanların sayısı, 5 ile arasında değişirdi. Peygamber efendimizin katıldığı ve bizzat idare ettiği savaşlara da gazâ denirdi. Sevgili Peygamberimiz, düşmanın anî saldırılarını önlemek için, Medîne’ de nöbet tutma usûlünü koyarak, gerekli emniyet tedbiri aldı.

Müşrikleri, ticârî ve iktisadî yönden zayıf düşürmek ve yola getirmek lâzımdı. Bunun için Suriye ticâret yollarını kesmeleri îcâbediyordu. Bu sırada, bir müşrik kervanının Medîne yakınlarından geçmekte olduğu işitildi. Sevgili Peygamberimiz, derhal sefer hazırlığı yapılmasını emredip, otuz süvârinin başına Hazreti Hamza’yı kumandan tâyin etti. Kendisine, Allahü teâlâdan korkmayı, emri altında bulunanlara iyi davranmayı tavsiye buyurduktan sonra; “Allahü teâlânın yolunda, Allahü teâlânın ismini anarak gazâya çıkınız! Allahü teâlâyı tanımayanlarla çarpışınız&#;” buyurdular. Hazreti Hamza’ya, beyaz bir bayrak vererek uğurladılar.

Hazreti Hamza, emrindeki süvârilerle, üç yüz süvârinin koruduğu müşrik kervanına doğru harekete geçti. Kervan; Şam’dan Mekke’ye gitmek üzere Sîfrül-Bahr denilen yere gelince, mücâhidlerle karşılaştılar. Şanlı sahâbîler, derhal savaş düzenine girerek çarpışmaya hazırlandılar. O sırada, orada bulunan Mecdî bin Amr el-Cühenî, yetişip araya girdi. Mecdî bin Amr el-Cühenî, iki tarafın da müttefiki idi. Müslümanların sayıca çok az, müşriklerin pek fazla olduklarını görüp, müslümanların yenilebileceklerini düşündü. Müslüman devletinin ilelebet devamını umarak arabuluculuk edip, iki tarafı çarpışmaktan vazgeçirdi. Sonra, Hazreti Hamza ve arkadaşları Medîne’ye geri döndüler.

Mecdinin hareketi, Peygamber efendimize arzedilince, memnuniyetini bildirerek; “Mübârek, iyi ve doğru bir iş yapmıştır” buyurdular.

Bundan sonra seriyyelerin arkası kesilmedi. Ubeyde bin Hâris hazretlerinin emrine 60 veya 80 kadar mücâhid verilerek, Rabig’e gönderildi. Müşrikler, müslümanlardan korkarak selâmeti kaçmakta buldular.

Peygamber efendimiz bir gün, Kureyş müşriklerini gözetlemek üzere, Nahle’ye seriyye tertip etmek istediler. Gönderilecek askerlere de Ebû Ubeyde bin Cerrah hazretlerini kumandan yapmayı istediler. Ebû Ubeyde bin Cerrah, bu emri alınca, Peygamberimizden uzak kalmanın acısıyla ağlamaya başladı. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem onun yerine Abdullah bin Cahş hazretlerini emir tâyin ettiler.

Abdullah bin Cahş, İslâmiyet’i heyecanla yaşayan zâtlardandı. Müslüman olduğu zaman, kâfirler kendisine akla gelmedik işkence yapmalarına rağmen, onlara îmân gücü ile karşı koymuş, ezâ ve cefâlarına metanetle katlanmıştı. Bu sebeple Peygamber efendimiz, onun için Eshâbına; “&#;Açlığa ve susuzluğa en çok dayanan ve katlananınızdır” buyurmuştu. Abdullah bin Cahş, Resûlullah efendimizin şehîdler için verdiği müjdeleri duyarak, hep şehâdete can atmıştı. Harplerde en önde kahramanca çarpışırdı.

Hazreti Abdullah bin Cahş der ki: “O gün, Resûl aleyhisselâm, yatsı namazını kılınca, beni yanına çağırdı. “Sabah erkenden yanıma gel. Silâhın da yanında olsun. Seni bir tarafa göndereceğim” buyurdu.

Sabah olunca, mescide gittim. Kılıcım, yayım, ok ve çantam üzerimde, kalkanım da yanımda idi. Resûl aleyhisselâm, sabah namazını kıldırdıktan sonra evine döndüler. Ben daha önce geldiğim için kapının önünde bekliyordum. Muhâcirlerden benimle gidecek bir kaç kişi buldu. “Seni bu kişilerin üzerine kumandan tâyin ettim” buyurarak, bir mektup verdi. “Git! iki gece yol aldıktan sonra mektubu aç. Onda buyrulana göre hareket et” buyurdu. “Yâ Resûlallah! Hangi tarafa gideyim?” diye sordum. “Necdiye yolunu tut. Rekiye’ye, kuyuya yönel!” buyurdu.

Abdullah bin Cahş, Nahle seferine me’mur edildiği zaman, kendisine ilk defa, Emîrül mü’minîn sıfatı verildi. İslâm’da ilk defa bu isimle anılan emir, o oldu. 8 veya 12 kişilik bir birlik ile, iki gün sonra Melel mevkiine vardıklarında, açtığı mektupta;

“Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu mektubu gözden geçirdiğin zaman, Mekke ile Tâif arasındaki Nahle vâdisine ininceye kadar, Allahü teâlânın ismi ve bereketiyle yürüyüp gidersin. Arkadaşlarından hiç birini, seninle birlikte gitmeye zorlamayasın! Nahle vâdisindeki Kureyşîleri, Kureyşîlerin kervanını gözetleyip denetleyesin. Onların haberlerini bize bildiresin” yazılıydı.

Emirül mü’minîn Hazreti Abdullah bin Cahş, mektubu okuduktan sonra; “Bizler Allahü teâlânın kullarıyız ve hep O’na döneceğiz. İşittim ve itâat ettim. Allahü teâlânın ve sevgili Resûlünün emrini yerine getireceğim” diyerek mektubu öpüp, başına koydu. Sonra arkadaşlarına dönerek; “Hanginiz şehîd olmaya can atıyorsa benimle gelsin. Gelmek istemeyen dönüp gidebilir. Hiç birinizi zorlayıcı değilim. Gelmezseniz, ben tek başıma gidip, Resûl aleyhisselâmın emrini yerine getireceğim” dedi. Arkadaşları hep birden; “Biz Peygamber efendimizin emirlerini işittik. Allahü teâlâya, Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme ve sana itâat edicileriz. Nereye istersen, Allahü teâlânın bereketi üzere yürü” diye cevap verdiler.

Sa’d bin Ebî Vakkas hazretlerinin de bulunduğu bu küçük ordu, Hicaz’a doğru yol aldı ve Nahle’ye geldi. Bir yere gizlenerek oradan gelip geçen Kureyşîleri gözetlemeye başladı. Bu sırada, bir Kureyş kâfilesi geçti. Develeri yüklü idi. Mücâhidler, kâfileye yaklaşarak onları İslâm’a dâvet ettiler, Kabul etmeyince çarpışmağa başladılar. Birisini öldürüp ikisini esir aldılar, birisi atlı olduğu için yetişemediler. Kâfirlerin bütün malı mücâhidlere kaldı. Abdullah bin Cahş, bu ganîmet mallarının beşte birini Resûlullah efendimize ayırdı. Bu, müslümanların aldıkları ilk ganîmetti.

İbn Hişâm, es-Sîre, I, ; Vâkıdî, el-Megazî, I, 13; el-Kilaî, el-İktifa, II,

Benzer Yazıları Okumak İçin Tıklayınız

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf TerbiyesiSultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler
  • Giriş Üye Ol
  •  
  • nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası