kırık bacak ne kadar sürede iyileşir / Kırık Sonrası Rehabilitasyon - Doktor Fizik

Kırık Bacak Ne Kadar Sürede Iyileşir

kırık bacak ne kadar sürede iyileşir

Kemiğin Yapısı ve Kemik Kırığı İyileşme Süreci

Kemik yapısı ve kemik kırığı

Kemikler; çeşitli hücrelerden, protein, mineral ve vitaminlerden oluşan, kan damarları ile beslenen canlı dokulardır. Kemiklerin bu dinamik ve canlı yapısı büyüme ve kendini onarma yeteneği sağlar.

Oldukça aktif, sert ve aynı zamanda esnek yapısıyla kemikler yüksek fiziksel güce dayanıklılık gösterir. Ancak, kemik üzerine uygulanan kuvvet çok fazla olduğunda veya osteoporoz (kemik erimesi) gibi kemiğin gücünü kaybettiği durumlarda kemik kırığı meydana gelebilir. Kemikler, kendiliğinden iyileşme yeteneğine sahiptir ve doğal süreçte kırık bir kemik, uygun koşullar altında kendi kendini onarabilir.  

Bu yazımızda; Kemiğin yapısı nedir?Kemik çeşitleri nelerdir? Kemik kırıklarına ne iyi gelir? Kırık kemik kaynarken ağrı yapar mı? Kırık kemikte yanma hissi neden olur ve kemik kaynaması belirtileri nelerdir? Sorularının cevaplarına ulaşabilirsiniz.

İçindekiler:

Kemiğin Yapısı

Kemikler; kemik dokusu, kemik iliği ve bunları çevreleyen kemik zarından (periosteum) oluşan, damarlı ve sinirlerle donatılmış yapılardır. Bir bebek dünyaya geldiğinde yaklaşık yumuşak kemiğe sahiptir. Çocukluk ve ergenlik döneminde bu yumuşak kemik dokuları büyümekte ve yavaş yavaş sert kemik halini almaktadır. Daha sonra ise bu kemiklerin bazıları birleşerek kemikten oluşan yetişkin iskeletini oluşturmaktadır. Vücudumuzdaki kemiklerin bir kısmı Resim 1’de yer almaktadır.

İskelet sistemi

Kemiğin temel görevi; iskeletin hareketi ve hayati organların korunabilmesi için gerekli olan sertliği sağlamaktır. Kemik yapısının diğer önemli işlevleri ise; kan hücrelerinin oluşumunu (hematopoesis) ve depolanmasını sağlamak, mineral maddeler (kalsiyum ve fosfor gibi), büyüme faktörleri ve sitokinler için depo görevi üstlenmektir.

Kemiğin yapısı

Kemiğin yapısında; kortikal (kompakt, sıkı) kemik, spongiöz (kansellöz, trabeküler, süngerimsi) kemik, subkondral doku, periosteum (kemik zarı) ve medüller kanal (ilik boşluğu) yer almaktadır.

-Sert (Kortikal, Kompakt, Sıkı) Kemik

Kemiğin sert ve pürüzsüz dış dokusudur. İskelet sisteminin %80’nini oluşturan kemik olup uzun kemiklerin gövdesinde; diğer kemiklerin ise dış yüzeyinde yer almaktadır. Kalsiyum, fosfat, kalsiyum karbonat ve magnezyum fosfatın birikmesinden dolayı sert bir yapıya sahiptir.

Sert kemiklerde kan damarları ve sinirlerin geçmesini sağlayan kanallar bulunmaktadır. Kanallardan boyuna olana “havers kanalları”, bu kanalları birbirine bağlayan yan kanallara da “volkmann kanalları” denilmektedir.

-Süngerimsi (Spongiöz, Trabeküler) Kemik

Kemiklerin içindeki süngerimsi dokudur. Uzun kemik yapısının baş, diğer kemik yapılarının ise iç kısımlarında bulunur. Sert kemiğe oranla daha yumuşaktır ve gözenekli bir yapıya sahiptir. Süngerimsi kemik dokunun arasındaki boşluklarda (gözenek) kırmızı kemik iliği bulunmaktadır. Bu kırmızı kemik iliğinde ise kan hücreleri üretilmektedir.

-Subkondral Doku

Kemiklerin uçlarındaki kıkırdak ile kaplı olan dokudur.

-Periosteum (Kemik Zarı)

Kemikleri kaplayan sert, ince dış zara periosteum denir. Periosteumun sert dış kabuğunun altında, kemik için besin taşımak üzere kan ve lenfatik damarların geçtiği tüneller ve kanallar bulunmaktadır.

-Medüller Kanal (İlik Boşluğu)

Kırmızı (aktif) veya sarı (aktif olmayan) kemik iliğini içeren ilik boşluğudur.

Kemik Yapısı Neden Oluşur?

Kemiğin yapısı, hücreler ve ara maddeden oluşmaktadır. Kemik hücreleri osteosit olarak adlandırılırken; kemik doku ara maddesi ise osein olarak ifade edilmektedir. Osteositler (kemik hücreleri) birbirlerine sitoplazmik uzantılarla bağlanmakta ve lagün adı verilen boşluklarda yer almaktadır. Peki, kemiğin yapısında hangi maddeler yer almaktadır?

Kemik dokusunun; % 25’i su, % 30’u organik madde ve % 45’i ise inorganik ara maddeden oluşmaktadır.  Ara maddenin organik kısmını; tip I Kollajen ve proteoglikanlar (kondroitin-4 sülfat, kondroitin-6, keratan sülfat), glikozaminoglikanlar (hiyaluron asit) ve glikoproteinler (osteonektin) oluşturmaktadır.

İnorganik ara maddenin bir kısmını hidroksiapatit kristalleri şeklinde bulunan kalsiyum ve fosfor iyonları; bir kısmını ise magnezyum, sodyum, potasyum ve florür iyonları oluşturmaktadır. Ayrıca kemik dokusu vücutta bulunan kalsiyumun hemen hemen tümünü (%99) depolayarak günlük kalsiyum ihtiyacını buradan karşılamaktadır.

Organik maddeler kemik dokunun dayanıklılığını arttırırken inorganik maddeler ise kemiğin sertliğini sağlamaktadır. Ancak bu noktada inorganik ve organik maddelerin dengesi önemlidir. Örneğin, bir kemikten tüm organik ara maddeler (kollajen) çıkartıldığında kemik kolayca parçalanmaktadır. Tersine, tüm inorganik ara maddeler (mineraller) çıkartıldığında ise kemik aşırı esnek hale gelerek ağırlık taşıyamabilmektedir.

Ayrıca kemik dokudaki mineral tuz miktarı arttığında yani inorganik madde arttığında kemik dokunun sertliği yani kemiğin kırılganlığı da artmaktadır. Özellikle yaş ilerledikçe organik maddenin azalması ve inorganik maddenin artmasına bağlı olarak yaşlılarda kemik kırıkları meydana gelebilmektedir.

Kemik Çeşitleri Nelerdir?

Uzun Kemikler

Uzun kemik yapısının iki ucundaki şişkin kısımlara baş bölgesi; ortada kalan kısma ise gövde bölümü denir. Uzun kemiklerin baş kısmındaki süngerimsi kemiğin gözeneklerini kemik iliği doldururken; gövdesinde bulunan kanal şeklindeki boşluğu sarı kemik iliği doldurmaktadır. Sarı kemik iliği sadece uzun kemiklerde bulunmaktadır.

uzun kemik yapısı

Uzun kemiklerin başı ile gövdesi arasında kemiğin boyuna uzamasını sağlayan ve kıkırdak dokudan oluşan tabaka “epifiz plağı (büyüme plağı)” olarak adlandırılmaktadır. Epifiz plağı, ergenlik dönemi sonrası kapanmakta ve kemiklerde uzama durmaktadır.  Ayrıca vücut hareketleri genellikle uzun kemikler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Örneğin; ön kol, dirsek, pazı, uyluk, kaval, baldır ve parmak kemikleri uzun kemiklerdir.

Kısa Kemikler

Kısa kemikler dıştan kemik zarı ile sarılmıştır. Kısa kemiklerde kemik kanalı ve sarı kemik iliği bulunmazken kırmızı kemik iliği bulunmaktadır. Genellikle el bileklerinde ve ayak tarsuslarında yer almaktadırlar.

kalkaneus ve skafoid kemiği

Yassı Kemikler

Kalınlığı, eni ve boyundan az olan kemiklerdir. Yassı kemiklerin kemik zarı altında sıkı kemik dokusu ve bunun ortasında ise süngerimsi kemik dokusu yer almaktadır. Kemik kanalı ve sarı ilik bulunmamaktadır. Bu tip kemiklerin temel işlevi beyin, kalp ve pelvik organlar gibi iç organları korumaktır. Kafatası, kürek kemikleri, kaburgalar, göğüs kemiği yassı kemiğe örnek olarak gösterilebilmektedir.

kafatasi ve kürek kemiği

Düzensiz Kemikler

Genellikle birkaç kemikle bağlantı kuran ve içyapıların (organların) korunmasına yardımcı olan kemiklerdir. Omurga kemikleri ve pelvis kemikleri düzensiz kemiklere örnek olarak gösterilebilmektedir.

Omur gövdesi- korpus omurları

Sesamoid Kemikler

Tendonların kesiştiği üst ve alt ekstremitelerdeki uzun kemiklerin sonunda bulunmakta olup genellikle küçük ve oval şekle sahiptirler. Sesamoid kemiğin ana işlevi, sürtünmeyi azaltarak tendonları aşırı stres ve aşınmadan korumaktır. Dizdeki patella kemiği veya el bileğinin pisiform kemiği sesamoid kemiklere örnektir olarak gösterilebilmektedir.

Patella (diz kapağı) kemiği görseli

Kemik Kırıkları

Kemikler sert bir yapıda olmalarına rağmen, dışarıdan bir kuvvet uygulandığında bükülür veya eğilebilirler. Bununla birlikte, uygulanan kuvvet şiddetli ise, tıpkı bir ağaç dalı gibi aşırı eğilme sonucu çatlayabilir veya kırılabilmektedirler.

Kemik kırığı genellikle düşme, araba kazaları veya spor yaralanmaları gibi travmalardan kaynaklanmaktadır. Ancak aşırı kullanım veya tekrarlayan hareketler kasları yorabilir ve kemiğe daha fazla baskı uygulayarak stres kırıklarına neden olabilmektedir. Bu durum sporcularda daha yaygındır.

Ayrıca osteoporoz yani kemik erimesi de kemiklerin zayıflamasına neden olarak kırık olasılığını artırmakta olan bir diğer nedendir. Sağlıklı kişilerde 50 yaşına kadar kemik oluşumu ve kemik yıkımı dengeli bir şekilde devam etmektedir. Ancak, özellikle 50 yaşından sonra, bu denge bozulabilir ve kemik yıkımı, kemik oluşumunun önüne geçerek kemiklerin zayıflamasına neden olabilmektedir. Yaşlanma sürecinin bir sonucu olan bu durum ise kemiğin içeriğini, yapısını ve işlevini bozarak osteoporoza (kemik erimesi) zemin hazırlamaktadır.

Özellikle kadınlarda yaş ilerlemesiyle birlikte görülen menopoz dönemi kemikler için önemli olan östrojen hormonu miktarının azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, menopoz dönemi ve sonrasında kemikler daha zayıf bir hale gelebilmektedir. Ancak unutmayın ki, yaşla birlikte kemik yoğunluğu azalabilse de kemik erimesi ve ağrılı kemik kırıkları ile yaşamak doğal bir yaşlanma süreci değildir. Osteoporoz (kemik erimesi), önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.

kemik yoğunluğu

Yaygın olarak görülen kırık türleri ise şunları içermektedir:

  • Kısmi kemik kırıkları: Kemik bütünlüğü kısmi olarak bozulan; ancak tek parça halinde olan yani yer değiştirmemiş kemik kırıklarıdır. Kemikte çatlak olarak da adlandırılabilmektedir.
  • Basit kemik kırıkları: Kemik bütünlüğü bozulan ve iki parçaya ayrılan kemik kırığıdır. Kırık oluşmasına rağmen kemikler birbirine yakın konumdadır.
  • Açık kemik kırıkları: Açık kemik kırıklarında kırılan kemikler birbirinden uzaklaşmakta ve kırılan kemiğin uç kısımları cilt dışına çıkmaktadır. Bu tür kırıklarda kanama ve enfeksiyon görülme riski bulunmaktadır.
  • Parçalı kemik kırıkları: Kemik bütünlüğünün bozulduğu ve kemiğin birden fazla yerden kırıldığı ciddi kemik kırığıdır.

Kemik kırıkları vücudumuzda meydana geldikleri bölgeye göre sınıflandırılabilmektedir:

  • Göğüs kısmını, kolları ve üst vücudu etkileyen kırıklar şunlardır; köprücük kemiği kırığı, omuz kırıkları, üst kol kemiği/humerus kemik kırığı, dirsek kırığı ve kaburga kemiği kırığıdır.
  • Ellerini veya bileklerinizi etkileyebilecek bazı kırıklar; el bileği kemik kırıkları ve tarak kemiğinin küçük parmak ile eklem yaptığı bölgede meydana gelen metakarpal kırıklardır.
  • Alt vücutta ve bacaklardaki kemiklere zarar veren kırıklardan bazıları; leğen kemiği kırığı, kalça kemiği kırığı, uyluk kemiği kırığı, femur başı kırığı, patella kırığı, tibia ve fibula kemiği kırığıdır.
  • Ayak ve ayak bileklerini etkileyen kırıklardan bazıları ise şunlardır; tarak kemiği kırığı, talus kırıkları, metatarsal kemik kırığıdır.

Kemik Kırığı Belirtileri Nelerdir?

Kemik kırığının en yaygın belirtisi şiddetli ağrı ve kırığın meydana geldiği bölgenin hareket ettirilememesidir. Yaygın görülen diğer belirtiler ise şunlardır:

  • Kemik kırığının çevresinde şişlik ve hassasiyet,
  • Kırığın meydana geldiği bölgede kızarıklık, morarma ve yanma hissi,
  • Bir uzvun yerinden çıkmış gibi görünmesi (deformite).

Kemik Kırığı Nasıl Teşhis Edilir?

Ortopedi ve Travmatoloji doktoru tarafından kişinin genel durumu ve yaralanmanın boyutunu değerlendirmek için dikkatli bir fiziki muayene yapılarak tıbbi geçmişiniz ve kırığın nasıl meydana geldiğine yönelik sorular sorulmaktadır.

Ayrıca kırığın doğrulanması ve kemikte oluşan hasarın teşhis edilmesi için doktorunuz tarafından röntgen görüntüleme yöntemine veya çevre dokularda oluşabilecek hasarın değerlendirilmesi için Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) taramasına başvurulabilmektedir.

Kemik Kırıklarına Ne İyi Gelir?

Derideki bir kesiğin zamanla iyileşmesi gibi, bir kemik de kendi kendini onarıp iyileşebilmektedir. Kemik kırığından sonra kemik kaynaması sürecini desteklemek, iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Kemiğin iyileşmesini desteklemek için kullanılan alçılar; kırık kemikleri birkaç hafta boyunca hizada ve birbirine yakın tutmaktadır. Kemik kırığı bacaktaysa, iyileşme sürecinde olan kemiğin ağırlığını korumak için genellikle koltuk değneği ve tekerlekli sandalye kullanılabilmektedir.

Kemik kaynamasını desteklemek için göz önünde bulundurulması gereken birkaç faktör vardır. Bunlar:

İmmobilizasyon (Hareketsiz hale getirmek)

Kırığın meydana geldiği kemiğin hareket etmesini engellemek, hızlı ve güvenli iyileşmede önemli bir faktördür. Kemiği hareketsiz hale getirmek için genellikle bir alçı kullanılır ve bazı durumlarda cerrahi bir seçenek olan; kemiği yerinde tutmak için vidalar, plakalar veya teller kullanılabilir.

Beslenme

Sağlıksız bir beslenme ve kemikler için önemli olan besinlerin eksikliği, kemik kırığının iyileşmesi için geçen süreyi etkileyebilmektedir. Protein, kalsiyum, D ve C vitamini dâhil olmak üzere vitamin ve mineraller kemik sağlığı için gereklidir. Süt ürünleri, yeşil sebzeler, bazı yağlı balıklar ve yumurta gibi besinlerce zengin bir diyet, kemik sağlığını artırmaya ve iyileşmeyi hızlandırmaya yardımcı olabilir.

Sigara ve alkol

Sigara ve aşırı alkol tüketimi, kemik sağlığını olumsuz etkiler ve kırık kemiklerin daha yavaş bir şekilde iyileşmesine neden olabilmektedir.

Fizik Tedavi

Sağlıklı bir kan dolaşımı, kemik onarımı için gereklidir. Bu nedenle, kan akışını hızlandıran fizik tedavi egzersizleri, kemiklerin iyileşmesine yardımcı olabilmektedir. Fizik tedavi, kırılan kemik henüz alçıdayken, hafif hareket egzersizleriyle başlayabilmektedir. Bu hafif egzersizler, kasların güçlü kalmasına yardımcı olur ve dolaşımı iyileştirir.

Fizik tedavi, kemik hareketsizken güvenli bir şekilde hareket edebilmenize de yardımcı olarak kemiklerin iyileşme sürecini desteklemekte ve meydana gelebilecek diğer yaralanmaları önleyebilmektedir. Ayrıca kemik yeterince iyileştiğinde uygulanan fizik tedavi, güç ve dengenin yeniden kazanılmasına da yardımcı olabilmektedir.

kemik kırıklarına ne iyi gelir

Hangi Kemik Kırıkları İçin Ameliyat Gerekir?

Kemiklerin kendi kendine sağlıklı bir şekilde iyileşebilmesi için, kırılan kemik parçalarının birbirine yakın olması yani yer değiştirmemiş olması gerekmektedir. Kemiklerin birbirine yakın konumda bulunmadığı kemik kırıklarında kemik kendini onaramamaktadır. Bu durumlarda, kemikleri doğru konumlandırmak için; iç sabitleme (kemiğin içine yerleştirilmiş metal çubuklar veya pimler), dış sabitleme (vücudun dışında bulunan metal çubuklar veya pimler) veya protez ameliyatı uygulanmaktadır.

Kemik Kaynaması Nasıl Olur?

Kemik kaynaması belirli adımları içeren karmaşık bir biyolojik süreçtir. Kemikte kırık yaşandığında vücut bu yaralanmayı düzeltmek için hemen harekete geçmektedir. Kemik kaynaması için geçen süre, kişinin yaşı ve kırığın yeri gibi birçok faktöre bağlıdır.

Kemiklerin kaynaması sürecinin 4 aşaması vardır:

İnflamatuar Aşama

Kemik kırıldıktan hemen sonra inflamatuar yanıt başlar ve birkaç gün sürer. Kemik kırılması; hasar gören bölgede kanama, inflamasyon ve kan pıhtısı (hematom) oluşmasına neden olur. Kemiğin kırık uçlarındaki kopmuş kan damarları, pıhtılaşma ile kapatılır. Bu kanama ve inflamatuar yanıt, yeni kemik üretmek için ilk adımı oluşturur.

Kan pıhtısı oluşumu

Kemik Oluşumu

Kırıktan birkaç gün sonra meydana gelen kan pıhtısının içinde yer alan ve fagosit adı verilen özel hücreler, kırılan kemik parçalarını temizlemeye ve hasar gören bölgedeki mikropları öldürmeye başlar. Bağ dokunun temel hücresi olan fibroblastlar ve henüz olgunlaşmamış kemik hücresi olan osteoblastlar bölgeye toplanır ve kemiği yeniden oluşturmaya başlar. Fibroblastlar, kırık kemik uçlarını birbirine bağlayan kollajen lifleri üretirken, osteoblastlar süngerimsi kemiği oluşturur.

Süngerimsi kemik oluşumu

Kemikli Kallus Oluşumu (Onarım)

Kemik kırığı ve kan pıhtısı çevresinde, kallus denilen bir onarım dokusu oluşur. İlk başta yumuşak olan kallus, zamanla daha sert olan kemikli kallusa dönüşür. Yumuşak kallus, zamanla sertleşir ve hafta içinde yeterli sertliğe ulaşır.

Kemikli Kallus Oluşumu

Kemiğin Yeniden Şekillenmesi

Sert dokuyu oluşturan kemikli kallus daha sonra kemik hücreleri tarafından yeniden şekillendirilir ve normal kemiğe dönüştürülür. Osteoklast adı verilen özel kemik hücreleri; kemik tamamen iyileşene kadar kırığın etrafındaki fazla kemiği parçalamaya devam eder. Kemik şekillenmesi, onarım evresinin ortasından başlayıp hafta sürerken; şekillenme kaynama süreci yıllar boyunca da devam edebilmektedir.

iyileşmiş kırık

Kırık Kemik Kaynarken Ağrı Yapar Mı?

Genel olarak, kemik kırılması sonrası oluşan ağrının üç aşaması vardır. Bunlar akut (ani) ağrı, subakut (geçici) ağrı ve kronik ağrı olarak adlandırılmaktadır. Akut ağrı genellikle yaralanmadan hemen sonra ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık bir veya iki hafta sonra ağrı genellikle geçmektedir. Ağrılar hafiflese dahi kırık kemiğin kaynama aşamasında da ağrılar görülebilmektedir. Bu süreçte oluşan ağrılar subakut ağrı olarak ifade edilmektedir. Ancak herkes de görülmemekle birlikte iyileşme tamamlandıktan sonra ortaya çıkabilecek kronik yani devam eden ağrılarda mevcuttur.

Kemik Kaynaması Belirtileri Nelerdir?

Kemik kaynaması belirtileri; azalan ağrı, hareket aralığının artması, kırığın oluştuğu bölgedeki şişliklerin ve morarmaların azalması şeklinde sıralanabilmektedir. Peki, kırık kemikte yanma hissi neden olur? Kemik kırığından hemen sonra yanma hissi olarak da bilinen iltihaplanma meydana gelmektedir. Kırık kemikte oluşan bu yanma hissi, erken iyileşmenin bir işareti olan hücre üretiminin ve kas içindeki kanamanın değişmesinden kaynaklanmaktadır.

Kemik Kaynaması Ne Kadar Sürer?

Kemiklerin kaynama yani iyileşme süreci, bireyler arasında farklılık göstermektedir. Kemik kaynaması için gereken süre; kırığın tipi, hastanın yaşı, altta yatan tıbbi durumlar ve beslenme durumu gibi birçok faktöre bağlıdır. Çoğu kemik kırığı haftada iyileşir, ancak bu süreç kemikten kemiğe büyük ölçüde değişmektedir.

Çocuklarda; kemiği saran ve besleyen doku, yetişkinlere göre daha kalındır. Bu nedenle çocuklarda kemik, yaşlı insanlara göre daha hızlı iyileşme görülebilmektedir. Ayrıca el ve bilek kırıkları genellikle haftada iyileşirken, kaval kemiği kırığı 20 hafta veya daha uzun sürede iyileşebilmektedir.

Kemik kırığı yaşayan her hastanın iyileşme süreci yani kemik kaynaması farklı ilerler. Kırığın türü, kemik yapısı, yaş, hastanın genel sağlık durumu ve uygulanan tedaviler, kemik kırıklarının iyileşme sürecini etkiler.

Ayrıca; yaşlılık, şeker hastalığı ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklar, uzun süreli kullanılan ilaçlar da (kortizon gibi) kemik iyileşmesini olumsuz etkileyip iyileşme süresini uzatabilmektedir.

Özellikle osteoporoz (kemik erimesi) nedeniyle daha zayıf olan kemikler, kırık oluşumda daha büyük risk taşımaktadır. Kemik mineral yoğunluğu değerlendirmesi ile osteoporoz riskiniz belirlenebilir ve erken teşhis yapılabilir. Siz de kemik mineral yoğunluğu değerlendirmesi yaptırarak kemik sağlığınızı korumada ilk adımı atabilir; detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kemik Kırıklarının İyileşme Süreci

Kemik Kırıklarının İyileşme Süreci

Kemik kendi kendini onarabilen bir yapıdır…

Kemik, kendi kendini onarabilen bir yapıdır. Kemikte kırılma meydana geldiği zaman; yeniden eski haline dönerek iyileşmesi pek çok faktöre bağlıdır. Örneğin; büyüme, antioksidanlar, kemiği yıkan ve yeniden yapan hücreler, hormonlar ve aminoasitler gibi pek çok faktör kırılan kemiğin iyileşmesinde büyük role sahiptir.

Kırık sonrası morluk iyileşme belirtisidir!

Kemik kırılır kırılmaz onarım süreci başlar. İyileşme dönemi üç evredir ve ilk evre olan yangı evresi birkaç gün boyunca devam eder. Kırığın iyileşmesini sağlayacak hücreler, ilgili bölgenin çevresinde toplandığı için morluk meydana gelir. Bu halk arasında kangren olma belirtisi olarak düşünülse de, oluşan morluk aslında iyileşmenin habercisidir.

Kemiğin iyileşmesi aylar sürüyor…

İkinci ise evre; tamir evresidir ve kırığın meydana gelmesinden 2 hafta sonra başlar. Bu evrede osteoblastların ve kondroblastların üretiyor oldukları proteinlerin üzerine kalsiyum minerali çöker. Bu çökme sonucunda sertleşme oluşur. Sonrasında ise kırık kemiğin sabitlenmesi için yumuşak kallus rol alır. Yeni gelişen bu yapı 6 ila 12 hafta arasında daha da sert bir hale gelerek sert kallus adını alır. Size, doktorunuz kemik iyileşmiş diyorsa; aslında bu sert kallus oluşmuş demektir.

Diğer üçüncü evre ise kemiğin iyileşmesi ve eski haline yeniden dönmesi için gereken yapılanma evresidir ve birkaç ay boyunca devam eder.

Sigara iyileşme dönemini olumsuz yönde etkiliyor!

Kırıkların iyileşme sürecinde, vücudumuza nasıl destek oluruz? sorusunun yanıtı çok önemlidir. Vücut zaten ilgili bölgenin onarımını yapıyor ve iyileşme sürecini devam ettiriyor. Peki, biz bu sürece nasıl destek oluruz? Sigara, yüksek kan şekeri, hormonal bozukluklar, damar rahatsızlıkları ve bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanımları oluşan kırığın iyileşmesini olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden sigarayı bırakmalı ve aklınızda olan tüm sorular için doktorunuza danışmalısınız.

İyileşme sürecinize destek olacak gıdaları tüketmeye özen gösterin…

Oluşan kırık serbest oksijen radikalleri açığa çıkarır. Bu süreçte; antioksidan olan E vitaminini, hem antioksidan hem de kollajen üretimi için ihtiyaç duyulan C vitaminini ve kalsiyum emilimini artıran D vitaminini tüketmek çok önemlidir. Ayrıca; kemiğin en önemli minerali olan kalsiyum yönünden zengin olan; yoğurt, süt ve peynir gibi besinleri tüketmek de çok faydalı olacaktır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir