geleneksel türk tiyatrosu içinde yer alan oyunlar / Geleneksel Türk Tiyatrosu - Türk Dili ve Edebiyatı

Geleneksel Türk Tiyatrosu Içinde Yer Alan Oyunlar

geleneksel türk tiyatrosu içinde yer alan oyunlar

kaynağı değiştir]

Cumhuriyet'in ilanından sonra yeni devlet, yeni bir toplum kimliği oluşturmada tiyatronun etkin gücünden yararlanmak istedi ve bütün ülkeye yaygınlaştırmaya çalıştı.[3][5] 'lu yıllarda, modern bir ulus inşa etme sürecinde geliştirilmiş yeni tarih tezini destekleyecek mahiyette oyunlar yazılmaya ve sahnelenmeye başladı[4]

’lı yıllarda Devlet Konservatuvarı ilk mezunlarını verdi; şehir tiyatroları gelişti, özel tiyatrolar yurt çapında turnelere çıktı; çocuk tiyatroları kuruldu. ’da Devlet Tiyatro ve Operası Yasası yürürlüğe girdi. Çeşitli kentlerde perdelerini açan Devlet Tiyatroları; turneler düzenleyerek Türkiye’nin her yanında izleyiciye ulaşır hale geldi. İstanbul Şehir Tiyatroları adını alan Darülbedayi çeşitli semtlerde 5 sahneye sahip oldu. Halkevleri ve Köy Enstitüleri tiyatroyu İstanbul ve Ankara dışında yaygınlaştırmaya hizmet etti. 'de halkevlerinin kapatılması, 'te Köy enstitülerinin klasik öğretmen okullarına dönüştürülmesi ile kültür-reform hareketlerini tüm Anadolu'ya yaygınlaştırılması çabası yarım kaldı. Tiyatro tarihinin en önemli toplulukları olan Dostlar Tiyatrosu ve Arena Tiyatrosu'nun çekirdeğini oluşturan Ankara Deneme Sahnesi 'te kuruldu.[6] ’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde bir tiyatro enstitüsü kuruldu; 'te dört yıllık eğitim veren bir tiyatro kürsüsüne dönüştü.

arasında özel tiyatroların sayısı arttı. Amatör tiyatro toplulukları kuruldu. 'ların sonunda oyun yazarlarının sayısı artarken oyunların konuları da çeşitlendi. Brecht'in Göstermeci üslupta oyunları Türkiye'de sahnelendi ve yerli yazarları etkiledi.[7] Kabare türü ve müzikaller gibi yeni türler de denendi. ’lerde pek çok topluluk politik tiyatro üstünde durdu. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun ve Dostlar Tiyatrosu'nun başını çektiği ve kendilerini "devrimci tiyatrolar" olarak adlandıran gruplar tiyatro hayatının önemli bir adımı idi. Bu dönemde Devlet Tiyatroları Adana, Antalya, Trabzon, Diyarbakır gibi kentlerde yayılmayı sürdürdü. 'li yılların sonlarında daha çok eğlencelik bir tiyatro anlayışını temsil eden bulvar komedileri, vodviller, kaba güldürüler oynayan özel tiyatrolar dönemin yükselen tiyatro anlayışı haline geldi.[8]

'li yıllarda oyun yazarlığında bir durgunluk görüldü.[7] Tek kişilik oyun türünde bir patlama yaşandı. Dönemin üretkenlikleriyle ve yapıtlarının yarattığı etki nedeniyle öne çıkan beş yazar, Turgut Özakman, Ferhan Şensoy, Tuncer Cücenoğlu, Murathan Mungan ve Memet Baydur'dur.[9] Tiyatro izleyicilerinin vaktini televizyon karşısında geçirmeye başladığı bu dönemde ideloojik olarak sakınca görülmeyen oyunlara devlet yardımı verildiği görüldü. Özel tiyatrolar, salt güldürü odaklı oyunlar üretmeye yöneldi'lı yılların başında deneysel çalışmalara yönelen birkaç yeni topluluk kuruldu. İkinci dalga alternatif tiyatro olarak anılan bu toplulukların başlıcaları Bilsak, Kumpanya, Tal, Stüdyo Oyuncuları ve Birim Tiyatro idi.[10]

'li yıllarda yabancılaşmış bireyin kendini sorgulaması, kadın erkek ilişkileri ve domestik komediler, en popüler konu dağarcığını oluşturdu; fantastik -absürd içerikli oyunlarda artış görüldü.[11] Bu dönemde yeniden alternatif tiyatro mekanları açarak var olmaya çalışan, tiyatro sanatında yeni anlatım biçimleri arayan topluluklar ortaya çıktı. Çerçeve sahne yerine blackbox sahneleri tercih eden topluluklar uzun süre alternatif tiyatrolar olarak anıldı. 'te bir manifesto yayımlayan 41 topluluk, yaptıkları tiyatroyu ana akımdan ve ticari tiyatrolardan ayırdıklarını ifade etti.[10] Türk tiyatrosu içindeki alternatif tiyatro zaman içinde kendi yazarları ve yönetmenlerini yaratmış; seyirci ilgisi görmüş; uluslararası çalışmalarla dünyaya açılmıştır[12]

Geleneksel Türk Tiyatrosu türleri[değiştir kaynağı değiştir]

Geleneksel T&#;rk Tiyatrosu T&#;rleri Ve &#;zellikleri Nelerdir? T&#;rk Tiyatrosu Ka&#; Gruba Ayrılır?

Haberin Devamı

 Geleneksel Türk Tiyatrosu genel olarak kökeninde eski gelenekleri ve inançları barındıran modern tiyatro haricinde tutulan bir tiyatro çeşididir. Geleneksel Türk Tiyatro'larının arasında pek çok farklı tür bulunmaktadır. 

Geleneksel Türk Tiyatrosu Nedir?

 Türk tiyatrosu, Türkiye içerisinde kırsal bölgelerdeki köy tiyatrosu ile şehirlerdeki halk tiyatrosunu içeren alışılmış Türk tiyatrosunu ifade etmektedir. Bununla beraber Yüzyılın ikinci yarısı içerisinde Osmanlı Devleti'ndeki Batılılaşma hareketiyle ortaya çıkan batılı türdeki Türk tiyatrosunu kapsamaktadır. 

 Diğer toplumlarda mevcut olduğu gibi Türk toplumunda da tarihin önceki dönemlerinde bazı ritüeller, ayinler ve dini törenlerin beraberinde masal, efsane ve destan gibi türler ile şekillenmiş geleneksel tiyatro; Osmanlı toprakları içerisindeki halklarının katkıları ile beraber karagöz, Orta oyunu, meddah, köy seyirlik oyunları, çengi ve kukla gibi oyun çeşitleri ortaya çıkarmıştır. Bunlar, çıkış noktaları itibariyle güldürü olan, sözlü nitelikteki gelenek ürünü türleridir. Geleneksel halk tiyatrosu yüzyıl içerisinde batı tiyatrosu ile birleşerek Tulûat tiyatrosu isminde yeni bir tarza dönüşmüştür. Metinli tiyatroya geçiş de aynı yüzyılda gerçekleşmiştir. 

Haberin Devamı

Geleneksel Türk Tiyatrosu Türleri Nelerdir?

 Geleneksel Türk tiyatrosu türleri çok sayıdadır. Bu türler ise şu şekilde sıralanmaktadır: 

Karagöz 

Kukla 

Meddah 

Hokkabazlık 

Orta Oyunu 

Köy Seyirlik Oyunları

 Şeklinde ifade edilmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi Türklerde de mevcut tiyatronun doğuşu konusunda iki kaynak etkili olmuştur: Birinci kaynak, tarih öncesinde yer alan devirlerden kalan dinî merasimler ve ritüellerdir. İkinci kaynaksa efsane, masal ve destan gibi türler ile günlük yaşamdan alınan farklı olaylardır. 

Geleneksel Türk Tiyatrosu Türlerinin Özellikleri Nelerdir?

 Genel olarak İstanbul'da ortaya çıkan geleneksel Türk tiyatrosu, sanat içerisinde bir susuştur. Türklerin geleneksel tiyatrosu yüzyıllardan bu yana kendi problemlerini ve kendi insanlarını seyircisine aktarmaktadır. Günümüzde geleneksel Türk tiyatrosunu görmek çok olanaklı değildir. Eski zamanlarda -oldukça yaygın olan bu geleneksel Türk tiyatro türleri, çağımızda çok fazla görülmemektedir ve tercih edilmemektedir. Hacivat Karagöz, köy seyirlik ve meddah oyunu gibi oldukça farklı oyunları içerisinde barından bir tiyatrodur. Türleri bütünüyle çeşitli özelliklere ayrılmaktadır. Hemen hemen her bireyin bildiği meddah oyunu, tek kişi ile gerçekleştirilmiş olan bir oyun türü olmaktadır. 

Haberin Devamı

 Hacivat ve Karagöz'e bakıldığındaysa sahne içinde oynatılan iki tane karakteri yansıtmaktadır. Yapılan seslendirmeler ve konuşmalar bütünüyle geleneksel Türk tiyatrosuna has olarak yapılmıştır ve yapılmaktadır. Türk tiyatroları, her bireyin yakından takip etmiş olduğu ve geçmiş senelerden beri bildiği oyun türleridir. 

Geleneksel Türk Tiyatrosunda Amaç Nedir?

 Türk edebiyatı içerisinde ilk tiyatro eserinin örnekleri Tanzimat döneminde verilmiştir. Bununla beraber geleneksel seyirlik oyunların hemen hemen tamamının çıkış noktası ise komedidir. Hedef seyirciyi güldürmek ve aynı zamanda eğitmektir. Oyunların sonunda genelde anlatılan bir olaydan alınması gerekli olan ders vurgulanmaktadır. Oyunların daha önce hazırlanmış metinleri bulunmamaktadır. 

Haberin Devamı

 Hepsi yüz yıldan bu yana sürüp gelebilen sözlü geleneğin ürünü olmaktadır. Oyunun konusu bellidir. Oyuncular ise oyunun akışına uyup söylenmesi gerekli olan kalıp sözler haricinde doğaçlama yapmaktadırlar. Bu oyunların, yaratıcısı belli olmamasından dolayı toplumun ortak malı bir başka deyiş ile anonim sayılmaktadır. 

Geleneksel Türk Tiyatrosunda Güldürü Ögeleri Nelerdir?

 Geleneksel Türk tiyatrosu içerisinde güldürü ögeleri şu şekilde olmaktadır: 

Farklı yörelere özgü olan şive ve ağız taklidinin yapılması 

Belirli tip veya karakterlerin yansıtılması 

Faklı uluslardan bireylerin bazı özelliklerinin gülünçleştirilmesi 

Yanlış anlamalar ile birlikte söz oyunlarının yapılması 

Haberin Devamı

Doğaçlama olarak yapılmış espriler 

Abartılı tavırların mevcut olması 

Şeklinde sıralanmaktadır.

Geleneksel Türk Tiyatrosu(Karagöz-Meddah-Ortaoyunu-&#;)

İçindekiler

Geleneksel Türk Tiyatrosu

Zamanımızdan yaklaşık dört bin yıl önce Orta Asya&#;da yaşayan Türk boylarının bulunduğunu biliyoruz. Türklerin sığır, yuğ, şölen adları verilen törenlerindeki gösteriler, gelenekli Türk tiyatrosunun ilk örnekleri sayılabilir. Bu törenlerin yönetmen ve oyuncuları şaman adı verilen din adamlarıdır.

Zamanla içeriği genişleyen dinsel törenler, geleneksel törenler hâline gelir. Ergenekon Destanı&#;nda yer alan demir dövme töreni bu örneklerden birini oluşturur. Bu törene bütün boy halkı katılır, büyük bir alan sahne olarak kullanılırdı. Dede Korkut Öyküleri incelendiğinde, ozan ve kopuzun dram sanatının bir parçası olduğu anlaşılır. Ayrıca Şamanizm ayinleri bu rakımdan dikkati çeker.

Orta Asya&#;daki Türklerin; dine, destan ve efsanelere dayalı dramatik gösterileri dışında, tiyatro gelenekleriyle ilgili yeterli bilgimiz yoktur. Bilgilerimizin bir kısmı Çin kaynaklarına dayanmaktadır.

yüzyılda İslâmiyet&#;i tamamen kabul etmiş olan Türkler, yeni kültürün etkisiyle tiyatrodan uzak kaldılar. Buna karşılık, gölge (hayal) oyunları cansız olduğu için, hoşgörüyle karşılanmıştır. Ayrıca Türkler; kültür, inanış ve yaşayışlarına uygun olarak geleneğe dayalı bir canlandırma sanatı geliştirdiler. Geleneksel Türk tiyatrosu adı verilen bu tiyatro anlayışının kolları şunlardır:

KÖY SEYİRLİK OYUNU

Kırsal bölgelerde,  köylerde görülen,  daha çok yöresel yaşamdan konularını alan seyirlik oyunların oluşturduğu bir tiyatro geleneğidir. Kökleri geçmişe dayanır. Bolluk, sevgi, savaş, kıskançlık, yoksulluk gibi konular işlenir. Köylü tiyatrosu oyunu da denilen bu oyunlar sözlü gelenek içinde yer alır. Oyunların içeriği ve yapısı, yörelere göre farklılıklar gösterebilir. Oyuncular genellikle profesyonel değildir. Kılık değiştirme, kişileştirme, maskeler ve müzik oyun içinde yer alabilir. Köylü tiyatrosu geleneği içinde yer alan oyunlarda  kalıplaşmış sözlerin yanı sıra doğaçlamalar da bulunur.

MEDDAH

Methedici (övücü), taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya meddah denir. Türk halk zekâsının ve halkın, olayları karikatürize etme gücünün büyük sanatlarından biri olan meddahlık, yüzyıllar boyu yaşamış, Türk halkı arasında çok ilgi görmüştür. Meddahlık için tek adamlı tiyatro diyebiliriz. Meddah, tiyatronun bütün kişilerini varlığında birleştiren bir aktördür. Yüksekçe bir yerde oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre konuşturarak anlatır. Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek adamın zekâsına, bilgisine, söz söylemedeki başarısına bağlıdır. Meddahların çoğu, klasikleşmiş beyitlerle öykülerine başlarlar. Meddah anlatacağı öyküye geçmeden önce: &#;Haak dostum Haak!&#; diyerek çoğunlukla şu beyitle öyküye girer:

&#;Söyledikçe sergüzeşti verir bezme letafet,

Dinle imdi bende-i âcizden hoş bir hikâyet.&#;

Meddah kişilerin ağız özelliklerini taklit ettiği gibi hayvanların, doğanın ve cansız nesnelerin seslerini de taklit eder. Meddahın iki aracı vardır; biri boynuna doladığı mendili, öteki de elinde tuttuğu sopasıdır. Mendille çeşitli başlıklar yapar, terini siler. Sopayı da oyunu başlatmak, seyirciyi suskunluğa çağırmak, kapıyı vurmak için ya da saz, süpürge, tüfek, at yerine kullanır.

Bitişte özür diler, oyundan çıkan sonucu (kıssa) bildirir. Daha sonra anlatacağı öykünün adını ve öyküyü nerede anlatacağını söyler.

Günümüzde meddahlıkla ilgili birkaç dağınık yazma ve taş baskısı kitap dışında fazla kaynak yoktur.

 

ORTAOYUNU

Orta oyunu, çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur. Orta oyunu adının geçtiği ilk belge tarihlidir. Daha eski kaynaklarda bu oyun; kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî gibi adlarla anılmıştır.

Orta oyunu, han ya da kahvehane gibi kapalı yerlerde de oynanmakla birlikte, genel olarak açık yerlerde ortada oynanan bir oyundur. Oyunun oynandığı yuvarlak ya da oval alana palanga denir. Oyunun dekoru; yeni dünya denilen bezsiz bir paravandan ve dükkân denilen iki katlı bir kafesten oluşur. Yeni dünya ev olarak, dükkân da iş yeri olarak kullanılır. Dükkânda bir tezgâh, birkaç hasır iskemle bulunur.

Orta oyununun kişileri ve fasılları karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir. Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr&#;dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz&#;ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat&#;ın karşılığıdır. Orta oyununda da gülmece öğesi, Karagöz oyunundaki gibi, yanlış anlamalara, nüktelere ve güldürücü hareketlere dayanır. Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların meslekî ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir. Bunlar arasında Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni vb. sayılabilir. Orta oyununda kadın rolünü oynayan kadın kılığına girmiş erkeğe Zenne denir.

Kavuklu Hamdi ile Pişekâr Küçük İsmail Efendi, orta oyununun önemli ustaları sayılır.

Orta Oyununun Bölümleri:

Mukaddime (Giriş): Zurnacı, Pişekâr havası çalar. Pişekâr çıkar ve izleyiciyi selâmladıktan sonra zurnacıyla konuşur. Bu konuşmada, oynanacak oyunun adı bildirilir. Daha sonra zurnacı Kavuklu havasını çalar. Kavuklu ile Kavuklu arkası oyun alanına girer. Kavuklu ile Kavuklu arkası arasında kısa bir konuşma geçer. Sonra bu kişiler birden Pişekâr&#;ı görüp korkarlar ve korkudan birbirlerinin üstüne düşerler. Bazı oyunlarda zenne takımı ve Çelebi&#;nin daha önce çıkıp Pişekar&#;la konuştukları bir sahne de vardır.

Muhavere (Söyleşme): Bu bölüm Kavuklu ile Pişekâr&#;ın birbirleriyle tanıdık çıktıkları tanışma konuşmasıyla başlar. Kavuklu ile Pişekâr&#;ın birbirinin sözlerini ters anlamaları bir gülmece oluşturur ki buna arzbâr denir. Arzbârdan sonra tekerleme başlar. Tekerlemede Kavuklu, başından geçen olağan dışı bir olayı Pişekâr&#;a anlatır. Pişekâr da bunu gerçekmiş gibi dinler, sonunda bunun düş olduğu anlaşılır.

Fasıl (Oyun): Oyunun asıl bölümü, belli bir olayın canlandırıldığı fasıl bölümüdür. Orta oyunu fasılları genellikle iki paralel olay dizisinde gelişir. Dükkân dekorunda gelişen olaylarda genellikle Kavuklu bir iş arar. Pişekâr&#;ın ona iş bulmasıyla olaylar gelişir. Dükkâna gelip giden çeşitli müşterilerle ilgili oyunlar da vardır. İkinci olaylar dizisi yeni dünya denilen ev dekorunda geçer. Zenne takımının, Pişekâr aracılığıyla ev araması ve bir eve yerleşmesi biçiminde olaylar gelişir.

Bitiş: Oyunun son bölümüdür. Pişekâr, izleyicilerden özür dileyerek gelecek oyunun adını ve yerini bildirir. Oyunu kapatır.

Geleneksel Türk halk tiyatrosunun önemli seyirliklerinden olan orta oyununun başlıcalar şunlardır: Mahalle Baskını, Terzi Oyunu, Yazıcı Oyunu, Büyücü Hoca, Fotoğrafçı, Hamam, Tahir ile Zühre, Kale Oyunu, Pazarcılar, Çeşme, Gözlemeci, Çifte Hamamlar, Kunduracı, Eskici Abdi.

KARAGÖZ

Karagöz, bir gölge oyunudur. Bu oyun, deriden kesilen ve tasvir adı verilen birtakım şekillerin (insan, hayvan, bitki, eşya vb.) arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılması temeline dayanır.

Gölge oyununun önce Çin&#;de (M.Ö. 2. yüzyıl) veya Hint&#;te çıktığı söylentileri vardır. Evliya Çelebi ise Karagöz ile Hacivat&#;ın Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında ( yüzyıl) yaşamış gerçek kişiler olduğunu belirtir.

Halk arasındaki bir söylentiye göre ise Karagöz ile Hacivat, Sultan Orhan ( yüzyıl) zamanında Bursa&#;da bir cami yapımında çalışmış işçilerdir. İkisi arasındaki nükteli konuşmalar, diğer işçileri oyaladığı için Sultan Orhan tarafından öldürülmüşlerdir. Daha sonra Şeyh Küşteri, Hacivat ve Karagöz&#;ün deriden yapılmış tasvirlerini oynatmış ve onların şakalarını tekrarlamıştır. Bu nedenle Karagöz perdesine Küşteri Meydanı da denir.

İslâm dünyasında yüzyılda sözü edilmeye başlanan bu oyuna hayal-i zili (gölge hayali) adı verilmiştir.

Karagöz oyunu, özellikle yüzyıldan sonra oldukça yaygınlaşmıştır. yüzyılda Karagöz, kısaca, hayal oyunu diye anılmış, bu oyunu oynatan sanatçılara da hayalî (hayalci, Karagözcü) denmiştir.

Karagöz oyunu, halk kültürünün ortak ürünüdür. Bu oyunlarda işlenen çeşitli konuları kimin düzenlediği belli değildir. Karagöz, tuluata dayandığı için oyunun sözlerini, her sanatçı, oyun sırasında kendine göre düzenler. Karagöz oyunları yüzyılda yazıya geçirilmeye başlanmıştır.

Karagöz oyunun bölümleri:

Mukaddime (Giriş): Oyunun başlangıç bölümüdür. Perdede görüntü verilmeden önce müzik başlar. Sonra konuya uygun olarak bir görüntü verilir. Hacivat Of&#; hay, Haak! diyerek perde gazeline başlar.

Muhavere (Söyleşme): Karagöz ile Hacivat arasında geçer. Muhavere iki bölüme ayrılır: Bunlar, fasılla ilişkisi olan ve fasılla ilişkisi olmayan bölümlerdir. Muhaverede yalnız, Hacivat ve Karagöz bir oyun oynar. Bu oyun, önce olmayacak bir olayın gerçekleşmiş gibi anlatılmasıyla başlar, sonra bunun düş olduğu anlaşılır.

Fasıl (Oyun): Oyunun kendisidir. Hacivat ve Karagöz&#;den başka oyun kişileri fasılda görünürler. Karagöz oyunları genellikle adlarını bu bölümün içeriğinden alır.

Bitiş: Bu bölüm çok kısadır. Karagöz, oyunun bittiğini haber verir, kusurlar için özür diler, gelecek oyunu duyurur. Karagöz&#;le Hacivat arasında kısa bir söyleşme geçer. Bu söyleşmede oyundan çıkarılacak sonuç da belirtilir.

Karagöz oyununun kişileri:

Karagöz oyununun en önemli kişileri Karagöz ile Hacivat&#;tır. Karagöz okumamış halkı; Hacivat ise aydın ya da yarı aydın kimseleri temsil eder. Oyunda konuya göre türlü meslek, yöre ve uluslardan kişiler, kendi şiveleriyle taklit edilir. Karagöz oyununun diğer önemli kişileri şunlardır:

Çelebi (Genç, züppe bir mirasyedi)Kürt (Hamal, bekçi)

Altı Kulaç Beberuhi (Cüce ve aptal)

Arnavut (Bahçıvan, korucu, bozacı)

Tuzsuz Deli   Bekir (Sarhoş, zorba)

Acem (Zengin tüccar)

Efe (Zorba)                                                 Ak Arap (Dilenci, kahve dövücüsü)

 

Bolulu(Aşçı)                                            Frenk   ve Rum (Doktor, terzi, tüccar, meyhaneci)Kayserili (Pastırmacı)                              Lâz (Kayıkçı, kalaycı)

Rumelili (Pehlivan,   arabacı)                   Tiryaki (Lâf ebesi)

Matiz(Sarhoş)                                          Zenci   Arap (Lala, köle)

Zenne (Kadın)                                         Yahudi   (Bezirgan)

Kastamonulu (Oduncu, bekçi)                Ermeni   (Kuyumcu)

 

 

Karagöz oyununun dağarcığı:

Bilinen Karagöz oyunlarının sayısı çoksa da Karagöz oyununun klâsik dağarcığı yirmi sekiz oyunda birleşmiştir. Bu oyunlardan bazıları şunlardır: Ağalık, Bahçe Sefası, Balıkçılar, Baskın, Leylâ ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Cambazlar, Sahte Esirci, Hain Kâhya, Horozlu Düğün, Karagöz&#;ün Yalova Sefası, Cin Çarpması.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir