laroxyl 25 mg ne için kullanılır / Depresyonda Antidepresan İlaçlar ve Sık Görülen Yan Etkileri

Laroxyl 25 Mg Ne Için Kullanılır

laroxyl 25 mg ne için kullanılır

Depresyonda Antidepresan İlaçlar ve Sık Görülen Yan Etkileri

Antidepresan ilaçlar; bazıları tarafından kullanılması gerektiğine rağmen kaçınılan, bazıları tarafından ise bilinçsizce kullanılan ilaçlar olmuştur. Her iki duruma da antidepresanlar ile ilgili bilgi kirlilikleri neden olmaktadır.

Antidepresan ilaçların en sık kullanıldığı hastalıklardan biri major depresyondur. Orta ve ağır şiddetteki major depresyonda antidepresanlar sıklıkla kullanılmaktadır.

Antidepresanların sık kullanıldığı diğer durumlar ise anksiyete bozuklukları, OKB (takıntı bozukluğu), demans gibi psikiyatrik hastalıklardır.

Antidepresan kullanımının gerekliliği klinikten kliniğe ve hastanın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, hafif şiddette depresyonu olan bir kişiye ilaç başlamak doğru olabildiği gibi elzem değildir. Kişi ilaç kullanmak istemiyorsa bu durumda psikoterapiye ulaşabiliyor mu veya bundan fayda görecek midir bunlar değerlendirilir. Kişinin geçmiş psikiyatrik durumu, aile öyküsü, sosyal çevresi gibi etmenler göz önüne alınarak değerlendirme yapılır.

Ancak orta veya ağır şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi genellikle gereklidir. Bu tablolarda antidepresan tedavinin başarısı % oranındadır.
Özellikle ağır tablolarda hemen her zaman antidepresan başlanması gerekmektedir.

Orta şiddetteki vakalarda ise, hastanın psikoterapiye ulaşımı mümkün olmayacaksa veya tekrarlayan depresif dönemleri mevcutsa, ek psikiyatrik hastalıkları varsa (anksiyete bozuklukları gibi), erken yanıt gerekmekte ise antidepresan kullanımı daha akılcı olabilir.

Hafif ve orta şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi olmadan sadece psikoterapinin de ilaç tedavisi kadar etkinliği bulunmaktadır. Hatta iyileşme görülen hastalarda hastalığın yineleme sıklığının psikoterapi görenlerde sadece ilaç kullananlara göre daha az olduğu bilinmektedir.

Tabi ki hem ağır hem orta şiddetteki tablolarda antidepresan tedavi ve hastanın durumuna göre psikoterapinin birlikteliği en istenilen tedavidir. Ancak terapiye ulaşılabilirlik anlamında bu her zaman mümkün olamamaktadır.

Sık kullanılan antidepresanlar ve yan etkileri


Fluoksetin, essitolapram, sertralin, paroksetin, sitalopram, venlefaksin tedavide en sık kullanılan antidepresanlardandır

SSRI lar (seçici serotonin geri alım inhibitörleri)

  • Sitalopram (cipram, citol..)

  • Essitalopram (cipralex, secita, citoles..)

  • Sertralin (lustral, selectra, misol..)

  • Fluoksetin (prozac, zedprex, depreks..)

  • Paroksetin (paxil, paxera..)

  • Fluvoksamin (faverin)

SSRI'lar depresyon tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Uzun vadede kullanımının önemli yan etkilere neden olmaması nedeniyle daha güvenle tercih edilirler. Genellikle günlük işlevselliği bozacak yan etkiler görülmez. Tedavinin ilk bir haftasında iç huzursuzluğu nispeten sık görülebilir. SSRI'ların etkinliği genellikle bir haftadan sonra başlar. Kimi zaman dört-altı haftadan önce ilacın etkinliği görülmeyebilir. Cinsel isteksizlik en sık yan etkisi olmakla birlikte ilacın bırakılmasından sonra yan etki tamamen kaybolur.

SNRI lar (serotonin ve noradrenalin geri alım inhibitörleri)

  • Duloksetin (cymbalta, duxet, duloxx..)

  • Venlefaksin (efexor, venegis, sulinex..) en sık kullanılan SNRI'lardır.

SNRI'lar da SSRI'lar gibi güvenle kullanabilen ilaçlardandır. Depresyon dışında yaygın olarak anksiyete bozuklukları ve ağrı bozukluklarında da kullanılmaktadırlar. Tedavi başlangıcında baş ağrısı, huzursuzluk, ishal, tansiyon yüksekliği gibi yan etkiler görülebilmektedir. Genellikle yan etkiler geçicidir. Kimi zaman tansiyon yüksekliği ve baş ağrısı aylarca sürebilir ve bu durumda başka ilaca geçiş düşünülebilir.

Trisiklik antidepresanlar:

  • Amitriptitlin (laroxyl)

  • Klomipramin (anafranil) en sık kullanılan trisikliklerdir.

Trisiklikler günümüzde daha az kullanılmakla birlikte depresyon tedavisinde en etkili ilaçlardandır. Yüksek dozlarda ağız kuruluğu, baş dönmesi gibi yan etkiler yapabildikleri için tedavi konforunu bozabilirler. Genellikle SSRI ve SNRIlar ile yeterli etkinlik sağlanamazsa tercih edilirler.

Diğer sık kullanılan antidepresanları;

  • Vortioksetin

  • Bupropion (wellbutrin)

  • Mirtazapin (redepra, remeron, zestat..)

  • Trazadon (desyrel) olarak sayabiliriz.

Mirtazapin ve trazadon düşük dozlarda başka bir antidepresana eklemede sık kullanılırken, özellikle mirtazapin yüksek dozlarda depresyonda tek başına da kullanılabilir.

Antidepresanların kullanımında hastanın çekinceleri

Geçmişte daha sık kullanılan trsiklik antidepresanların yan etkileri şiddetli olabilirken, günümüzde sık tercih edilen SSRI ve SNRI grubu (seçici serotonin geri alım inhibitörleri) ilaçların yan etkileri görece hafif düzeydedir veya hiç görülmez.

Tabi ki her antidepresanın etkisi ve yan etkisi birbirinden farklı olabilmektedir.

Hekim ise ilacı hastalığın şiddetine, özelliklerine ve hastanın durumuna göre (kilo, yaş, ek hastalık, gebelik gibi) kar zarar hesabını gözeterek antidepresanın seçimini yapar. Bazı durumlarda hasta ve hekim tedavi konusunda anlaşırken bazen de hasta ilaç kullanmak istemeyebilir.

Hekimin önermesine rağmen hastanın ilaç kullanmak istememesindeki etkenler ise;

  • Hastanın antidepresanların bağımlılık yaptığını düşünmesi

  • Hastanın kilo alma endişesi

  • İlaçların olası sersemletici veya uyku getirici etkileridir

Antidepresanlar bağımlılık yapar mı?

Antidepresanların bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Bağımlılık yapıcı etkisi olan ilaçlar, ilaç alındıktan kısa bir süre sonra keyif verme, öfori gibi etkilere neden olur (benzodiazepinler gibi). Antidepresanlar ise hasta olmayan bir kişide bu etkiye neden olmaz. Depresyonu olan kişide ise antidepresanlar; kişinin duygudurum çökkünlüğünü haftalar içinde azaltır.

Peki hastalar bu fikri neden benimsemişler?

En sık sebebi; tedavi devam ederken bazı antidepresanların (paroksetin, venelefaksin gibi) bir gün dahi alınmadığında ortaya çıkan etkilerdir. Bu etkilere geri çekilme belirtileri denir. Geri çekilme belirtileri; ilacın vücuttaki metabolizma süresinin tamamlanması ile görülür.

Bu etkiler ilaçlar arası farklılıklar gösterebilmekle birlikte genellikle;

  • Huzursuzluk, Sinirlilik

  • Baş ağrısı, baş dönmesi veya yüzde karıncalanma hissi

  • Ellerde uyuşma, karıncalanma

  • Uykuya dalmada güçlük ve canlı rüyalar

  • Denge bozukluğudur.

Metabolizma ömrü her hastaya ve her antidepresana göre değişebilir. Örneğin; fluoksetinle sıklıkla böyle bir durum yaşanmazken, paroksetinin bir gün dahi alınmaması bu belirtilerin görülmesine neden olacaktır. Bu nedenle ilaçların düzenli kullanılması, kesileceği zaman ise doz azaltılarak hekim kontrolünde kesilmesi gerekmektedir.

Geri çekilme etkileri dışında bağımlılık yaptığına dair düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan diğer bir durum ise; ilaç tedavisinin belirlenen sürede düzgün olarak kullanılmasına rağmen ilaç kesildikten sonra depresif belirtilerin tekrarlamasıdır. Burada depresyonun yineleyebilen veya kronikleşebilen bir hastalık olduğu gözardı edilmektedir.

Hastaların bir kısmında (yaklaşık %30'unda) belirtiler düzeldikten sonraki altı aylık tedavi sonrası ilacın azaltılarak kesilmesiyle major depresyon tablosu bir daha görülmez.

İlk kez major depresyon tanısı almış birinde uygun tedaviye rağmen % 70 ihtimalle ikinci bir depresyon dönemi görülmektedir. Bu kimi zaman tedaviden birkaç ay sonra kimi zaman da yıllar sonra görülebilir. Her depresyon döneminin görülmesi ise bu durumun tekrarlama ve kronikleşme riskinin artması anlamına gelir.

Antidepresan kullanımını ve depresyonubaşka bir hastalık üzerinden örnekleyecek olursak;

Kırk beş yaşında diyabet teşhisi koyulan bir kişiye ilaç başlandığını düşünün. Bu kişinin açlık kan şekeri sınırın hemen üzerinde ve diyabete bağlı belirgin yan etkiler henüz gözlenmemiş olsun. Kişinin rejim uygulaması, egzersiz yapması ve düzenli ilaç kullanması ile kan şekeri normal düzeyde seyredip kişi hekim kontrolünde bazen ilacı bırakabilmektedir. Ancak hem genetik hem de çevresel etmenler dahilinde hasta daha ileri düzeyde bir tablodaysa ilacı ömür boyu kullanması gerekebilmektedir. Hatta ikili ilaç kullanması veya insülin dahi kullanması gerekebilir.

Depresyonda da buna benzer şekilde hafif tablolarla daha ağır seyreden tablolar arasında tedavide büyük farklılıklar bulunabilir.

Depresyonun da diyabet gibi çevresel ve genetik etmenler ile oluşan bir hastalık olduğunu, kimi zaman süreğen ilaç kullanımı gerektiğini unutmamak gerekir.

Antidepresanlar ve kilo alımı

Antidepresanların iştah açıcı etkileri görülebilmektedir. Bu; doğrudan değil yeme miktarının denetlenememesi sonucu kilo alımına neden olur. Hastanın iştah kontrolünü sağlaması genellikle kilo alımıyla baş etmesinde yeterli olur.

Hasta kilo alımının önüne geçemediğinde hekim ilaç değişimi veya doz azaltmayı düşünebilir. Ancak bazen hastada iştah artışı yapmayan ilaçlarla tedavide yeterli düzelme sağlanmazsa kar zarar hesabı gözeterek iştah artışı yan etkisi olabilen ilaçlar kullanılabilmektedir.

Paroksetin, mirtazapin gibi ilaçlarla daha sık iştah artışı görülürken; bupropion, fluoksetin gibi ilaçlarla iştahta azalma görülebilir.

Bazı hastalarda iştahta azalma ve kilo verme depresyonda önemli sorun oluşturur. Bu durumlarda ilaçların yan etkisi gibi görülen iştah artışı tedavide olumlu sonuç doğurur.

Uyku hali ve sersemlik hissi


Antidepresanların sersemlik etkisi yarattığına dair deneyimler ise genellikle tedavinin başlangıçtaki bir iki haftalık dönemi için geçerlidir. Kimi zaman da doz atlandığında geri çekilme belirtisi olarak da sersemlik görülebilir.

Antidepresanların çoğu uyku yapmaz ve sabah alınır. Essitalopram, sertralin gibi sık reçete edilen ilaçlar genellikle uyku yapmasa da bir kısım hasta gün içinde uyku hali tarifleyebilir. Bu hastalarda hekime danışılarak ilacın akşama çekilmesi yan etkilerin kaybolması için genellikle yeterli olur.

Az sayıda antidepresan uyku halini sıklıkla yapar (mirtazapin, trazadon). Bunların da uykuya dalamayan hastalarda akşam saatlerinde kullanılmasıyla tedaviye katkısı sağlanır.

Antidepresan ilaçlar depresyonda ne kadar süre kullanılmalı?

Antidepresanların depresyonda kullanım süresi değişkenlik gösterebilmektedir.

İlk kez major depresyon tedavisi gören bir kişide temel yaklaşımilaç ile belirtilerde tam düzelme görüldükten sonra en az altı ay daha tedaviye devam edilmesi gerekliliğidir.

İkinci kez depresyon dönemi geçirenlerde ise belirtilerin düzelmesinden sonra bir yıl daha tedavinin sürdürülmesi gerekebilir.

Tedavi kesilmesiyle sıklıkla major depresyonun tekrarladığı hastalarda ise sürekli antidepresan kullanımı gerekebilmektedir.

Tedavi süresi ile ilgili en sık yapılan hata ise; antidepresan tedaviyle belirtilerinde iyileşme olan hastaların bir kaç ay sonra hekim kontrollerine gelmeyip ilacı bırakmasıdır. Bu durumda sıklıkla bir kaç ay içinde belirtiler tekrarlayacaktır. Bu durum hem tedavinin uzamasına neden olurken hem de antidepresan tedavinin etkinliğini bozabilmektedir.

Sonuç olarak; antidepresan tedavileri hastalığın getirmiş olduğu etkilerin giderilmesinde etkili tedaviler olup, kullanımı hekim gözetiminde yapılmalıdır. Antidepresanların bazı yan etkileri olabilmekle birlikte SSRI ve SNRI grubu ilaçların yan etkileri genellikle tolere edilebilir. Antidepresanlar bağımlılık yapan ilaçlar olmamakla birlikte kronik nitelikte depresyonu olanların bu ilaçları süreğen olarak kullanması gerekebilir.

Uzm. Dr. Berkay Vahapoğlu

LAROXYL 25 MG 40 DRAJE

İlaç Formulü

Bir draje 25 mg amitriptiline eşdeğer amitriptilin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler: Demir oksit kırmızı, titanyum dioksit, şeker, laktoz

Endikasyonları

Laroxyl, depresyon belirtilerinin giderilmesinde, özellikle endojen depresyonun tedavisinde endikedir.

Kontrendikasyonları

Dibenzazepin ilaçlarına karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalar. Yakın zaman önce geçirilmiş miyokard enfarktüsü; her düzeydeki kalp blokları; kardiyak aritmiler. Trisiklik antidepresan kullanımıyla durumunun ağırlaşabileceği manik hastalar. Laroxyl, antikolinerjik etkileri nedeniyle de dar açılı glokom vakalarında veya prostat hipertrofisini düşündürecek semptomları olan hastalarda kullanılmamalıdır. Laroxyl, monoamino oksidaz inhibitörleriyle birlikte verilmemelidir. Monoamino oksidaz inhibitörleriyle tedavi gören hastalarda, monoamino oksidaz inhibitörlerinin kesilmesinden sonra Laroxyl tedavisinin başlanmasına kadar iki haftalık bir ara bırakılmalıdır. Laroxyl&#;in başlangıç dozu düşük olmalı ve aşamalı olarak artırılmalıdır. Amitriptilin veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda Laroxyl kullanımı kontrendikedir.

Uyarılar / Önlemler

Genç, yaşlı veya halsiz hastalarda ve kronik böbrek veya karaciğer hastalığı bulunanlarda dozların değiştirilmesi gerekebilir. Prostatik hipertrofi, üriner retansiyon, hipertiroidizm veya kan diskrazisi öyküsü olan hastalara Laroxyl verilirken dikkatli olunmalıdır. Trisiklik antidepresan alan hastalar düzenli gözlem altında tutulmalı, serebral ve kardiyak fonksiyon üzerindeki etkilerine özel bir dikkat gösterilmelidir. Laroxyl&#;in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle, emzirme sırasında Laroxyl&#;den kaçınılmalıdır. Epilepsi öyküsü veya geçirilmiş yeni konvülsiyon öyküsü olan hastalara Laroxyl verilmemelidir. Laroxyl, nöroleptikler, trankilizanlar, hipnotikler, analjezikler ve anestezikler gibi santral etkili ilaçlarla birlikte verilirse sedatif etkisi artabilir. Bu tip tüm ilaçlar gibi Laroxyl&#;in de, doz, uygulama ve kişisel duyarlılık gibi etkenlere çeşitli derecelerde bağımlı olarak, hastanın beceri gerektiren işlerdeki (araba kullanma, makine kullanma vs) performansını değiştirebileceği, hastalara söylenmelidir. Hastalara ayrıca, alkolün herhangi bir bozukluğu artırabileceği ve bu nedenle tedavi sırasında kullanılmaması gerektiği de söylenmelidir. Trisiklik antidepresan tedavisi sırasında verilen anestezi aritmi ve hipotansiyon riskini artırabilir. Eğer anestezi gerekliyse, anesteziste hastanın Laroxyl ile tedavi görmekte olduğu söylenmelidir. Amitriptilin guanetidin, betanidin veya debrizokin (Declinax) gibi adrenerjik nöron blokerlerinin ve muhtemelen klonidinin antihipertansif etkilerini azaltabilir. Laroxyl tedavisi sırasında tüm antihipertansif tedavinin gözden geçirilmesi tavsiye edilir. Tiroid ilaçları veya antikolinerjik ilaçlar alan hastalar yakından izlenmelidir. Laroxyl adrenalin, efedrin, izoprenalin, noradrenalin, fenilefrin ve fenilpropanolamin gibi sempatomimetik ajanlarla birlikte verilmemelidir. Barbitüratlar, amitriptilinin antidepresan etkisini azaltabilir, metilfenidat ise artırabilir. Depresyondaki hastalarda intihar olasılığı bulunduğu akılda tutulmalıdır ve özellikle tedavinin erken dönemlerinde hastalar dikkatle gözlenmelidirler. Amitriptilin ani olarak kesildiğinde yoksunluk semptomlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenle, uzun süreli kullanımdan sonra, özellikle Laroxyl, yüksek dozda verilmişse yavaş yavaş azaltarak kesilmelidir. Duyarlı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.

Yan Etkiler

En sık görülen yan etkiler tedavinin ilk birkaç günündeki uyuşukluk, ağız kuruluğu, baş dönmesi, kabızlık, akomodasyon bozuklukları, taşikardi, intraoküler basınç artması ve idrar tutukluğu gibi antikolinerjik etkilerdir; bunlar da zamanla genellikle azalır veya kaybolurlar. Yaşlı hastalar yan etkilere daha duyarlıdırlar ve tedaviye düşük dozda Laroxyl ile başlanmalıdır. Diğer yan etkiler nadirdir ve baş ağrısı, hipotansiyon, gastrointestinal bozukluklar, deri döküntüleri, tremor, cinsel fonksiyonda değişiklik ve idrar retansiyonunu kapsar. Kan diskrazileri, ikter, hipomani, konvülsiyon ve periferik nöropati görülen izole vakalar da bildirilmiştir. Amitriptilinin yüksek dozları ile veya kişinin aşırı dozda uygulaması ile kardiyak aritmilerin ve ciddi hipotansiyonun görülmesi olasıdır. Ayrıca, daha önceden kalp hastalığı bulunan hastalarda normal dozda bile görülebilirler. Mani ve paranoid hezeyanlar gibi psikoza bağlı belirtiler trisiklik antidepresan tedavisi sırasında şiddetlenebilirler.

Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı

Laroxyl&#;in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle emzirme sırasında Laroxyl kullanılmamalıdır.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Etkileşimler

Laroxyl, antikolinerjik ya da sempatomimetik ilaçlarla (lokal anesteziklerle kombine edilen epinefrin de dahil) birlikte ancak hekim kararı ve hekim kontrolünde kullanılabilir. Antidepresanlarla, antikolinerjik etkili ilaçları birlikte kullanan hastalarda, paralitik ileus gelişebilmektedir. Simetidin, trisiklik antidepresanların karaciğerdeki metabolizmasını azaltmakta ve eliminasyonu geciktirerek, bu ilaçların kararlı plazma konsantrasyon seviyesini yükseltmektedir. Simetidin ile birlikte kullanıldığında, trisiklik antidepresanların etkilerinde klinik açıdan anlamlı farklılıklar oluştuğu bildirilmiştir. Simetidin ile trisiklik antidepresanların plazma seviyelerinin yükseldiği ve başta antikolinerjik olmak üzere yan etkilerin sıklığı ve şiddetinin arttığı saptanmıştır. Antidepresan ile simetidinin birlikte kullanıldığı ve çok iyi takip edilmekte olan hastalarda, simetidinin kesilmesiyle antidepresanın plazma seviyesi ve etkinliğinde düşüş olabilir. Laroxyl ile birlikte yüksek doz etklorvinol kullanılan hastalar yakından izlenmelidir. Bir gram etklorvinol ve mg amitriptilin HCl kullanan hastalarda geçici delirium bildirilmiştir. Amitriptilin, guanetidin, debrizokin, betanidin ve klonidin gibi antihipertansiflerin etkisini bloke edebilir. Fluoksetin ve fluvoksamin gibi serotonin geri emilim inhibitörleri ile beraber kullanımı, amitriptilinin plazma konsantrasyonunu artırabilir. Bu nedenle, doz ayarlaması gerekebilir.

Dozu Kullanma

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

Yetişkinler: Önerilen başlangıç dozu günde üç kez bir draje Laroxyl (10 mg veya 25 mg)&#;dır. Gerekli olduğunda istenilen terapötik yanıt alınana kadar, doz kademeli olarak artırılabilir. İdame dozu genellikle, günde draje Laroxyl ( 25 mg)&#;dır. İdame tedavisinde verilecek miktar tek doz halinde ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir. Nadir olarak günlük dozun mg&#;ı aşması gerekebilir, ancak bununla birlikte, hospitalize hastalarda dozun mg&#;a kadar yükseltilmesi bazen gerekli olabilir.

Yaşlı hastalar: Etkisine karşı daha fazla duyarlılık bulunması olasılığı yüzünden, Laroxyl&#;e yaşlı hastalarda her zaman daha düşük dozlarla başlanmalıdır. Yaşlı hastalarda ve hafif depresyon vakalarında önerilen başlangıç dozu günde üç kez 10 mg&#;dır. Bu hastalarda günde 50 mg&#;lık idame dozu yeterli olabilmektedir. İdame tedavisi için toplam doz, bir kerede ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir.

Çocuklar: Laroxyl pediatrik kullanımda önerilmemektedir.

Doz Aşımı

Amitriptilinin isteğe bağlı veya yanlışlıkla alınan aşırı dozuna bağlı ölüm görülmüştür. Semptomlar uyuşukluk hali, stüpor ve koma; taşikardi ve diğer kardiyak aritmiler, ventriküler fibrilasyon dahil; ciddi hipotansiyon ve konjestif kalp yetmezliği; ajitasyon, hiperrefleksi ve konvülsiyonlar; hiperpireksi, pupilla dilatasyonu ve paralitik ileustur. Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Mide olabildiğince çabuk yıkanmalı ve bunu aktif kömür kullanımı izlemelidir. Solunum yolu açık tutulmalı ve sıvı alımı uygun olmalıdır. Devamlı olarak EKG ile izlenmesi gereklidir; ciddi kardiyak aritmiler neostigmin (Prostigmine), piridostigmin (Mestinon) veya propranolol ile tedavi edilebilirler. Kan basıncını sabit tutmak için intravenöz sıvı gerekebilir. Vücut ısısı düzenlenmelidir. Konvülsiyonları kontrol etmek için intravenöz diazepam (Valium) tavsiye edilir. Amitriptilinin aşırı dozunda verilecek spesifik bir antidot yoktur ancak fizostigminin intravenöz verilmesinin ( mg) semptomları düzelttiği bildirilmiştir. Endike olan durumlarda doz tekrarlanmalıdır. Santral olarak etkili ilaçlarla, özellikle alkol ile birlikte alındığında, aşırı doza bağlı etkilerin daha şiddetli olması olasıdır.

Saklama Koşulu
30oC&#;nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Per. Fiyatı

İlaç Fiyatı YTL

amitriptilin içeren bitkilerantidepresan kullanımından ne kadar süre sonra gebelik olmalıdırgüneş kremi fiyatlarıhcl faydalarıkeçi boynuzu ile mirtaron birliktekeçi boynuzu tabletilaroxil tbLAROXLY MGlaroxyllaroxyl laroxyl 25 mglaroxyl 25 mg draje hangi hastalarda kullanılırlaroxyl 25 mg faydalarılaroxyl 25 mg FAYDASIlaroxyl 25 mg ne ilacılaroxyl 25 mg ne işe yararlaroxyl 25 mg prospectolaroxyl 75laroxyl 75 mglaroxyl depresyon ilacılaroxyl endikasyonları 25mglaroxyl faydalarılaroxyl faydasılaroxyl günde laroxyl güneş kremilaroxyl güneş kremi fiyatılaroxyl hakkında yorumlarlaroxyl ilacının yararlarılaroxyl intar edilirmilaroxyl intiharlaroxyl kapsüllaroxyl kaşıntı tedavisilaroxyl kullananlarlaroxyl ne işe yararlaroxyl tabletlaroxyl tablet 25 mgMETİL FENİDATMetil fenidat HCLmetil fenidat hcl içeren bitkilermetilfenidat hcımetilfenidat hclmirtaron etkilerimirtaron ve laroxyl aynı mımırtaron ılacını hangı hastalar kullanabılırömer coşkun şifalı bitkilerle paranoid tedavisiserebral antidepresan uyku verirmitarkan güveloğlutranko buskas prozactrisiklik

LAROXYL 25 MG 40 DRAJE adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

Laroxyl 25 mg ne zaman içilir?

İçindekiler:

  1. Laroxyl 25 mg ne zaman içilir?
  2. Laroxyl 50 mg ne için kullanılır?
  3. Laroxyl 10 miligram Niçin Kullanılır?
  4. Laroxyl 10 mg ilaç ne işe yarar?

Laroxyl 25 mg ne zaman içilir?

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi: İdame dozu genellikle, günde draje Laroxyl(25 mg)'dır. İdame tedavisinde verilecek miktar tek doz halinde ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir.

Laroxyl 50 mg ne için kullanılır?

bir tür kas gevşetici olarak ta kullanılabilir. 10 ve 25 mg.lık 2 formu vardır. depresyon, anksiyete, insomnia yanı sıra fibromiyalji ve migrenden muzdarip kişilerde de eğer bir kontrendikasyon yoksa ve şiddetli yan etki görülmediyse kullanılabilen bir ilaçtır.

Laroxyl 10 miligram Niçin Kullanılır?

Yaşlı hastalarda ve hafif depresyon vakalarında önerilen başlangıç dozu günde üç kez 10 mg'dır. Bu hastalarda normal dozun yarısı idame dozu olarak yeterli olabilmektedir. İdame tedavisi için toplam doz, bir kerede ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir.

Laroxyl 10 mg ilaç ne işe yarar?

ATC kodu: N06AA09 Laroxyl, trisiklik antidepresan bir ilaçtır. Antidepresan etkisinin beyinde, noradrenalin ve serotonin geri emiliminin inhibe edilmesine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

LAROXYL 25 mg 40 draje {Deva} Nedir ve Ne İçin Kullanılır

seafoodplus.infoL nedir ve ne için kullanılır?

LAROXYL, amitriptilin adı verilen etkin madde içeren bir ilaçtır. Her draje 25 mg amitriptilin içerir. Drajeler, kokusuzla hafif kokulu arası kırmızımsı renklidir.

LAROXYL 40 adet draje içeren beyaz opak şişe ambalajlarda bulunur.

LAROXYL trisiklik antidepresan adı verilen ilaç grubuna aittir. Bu ilaçlar beyindeki kimyasal maddelerin düzeyini değiştirerek depresyon semptomlarını (belirti) düzeltir.

LAROXYL aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır;

• Depresyon semptomlarının tedavisinde

• LAROXYL depresyon belirtilerinin giderilmesinde, özellikle endojen depresyonun tedavisinde kullanılır

Depresyonu AnlamakDepresyonu Anlamak  Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep seafoodplus.infoyona neler sebep olur?
Depresyonu AnlamakDepresyonu Anlamak  Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep seafoodplus.infoyona neler sebep olur?

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir