obezite dünya sıralaması / Obezitenin en yüksek olduğu ülkeler - Yaşam haberleri

Obezite Dünya Sıralaması

obezite dünya sıralaması

Dünyanın en şişman ülkeleri açıklandı… Listedeki ilk 10 ülke şaşırttı

Yapılan bir çalışmaya göre, dünya üzerindeki en şişman ve sağlıksız ülkeler belli oldu.

seafoodplus.info

Yayınlanma: - 23 Ocak Güncellenme:

Dünyanın en şişman ülkeleri açıklandı… Listedeki ilk 10 ülke şaşırttı

Fazla kilolu olmanın getirdiği bir hastalık olan obezite, dünya genelinde önlenebilir ölümler arasında ikinci sırada gelirken dünyadaki en kilolu ve sağlıksız milletleri sıralayan Our World in Data’nın verileri, yılında dünyanın dört bir yanındaki ülkeden alınan rakamların derlemesiyle elde edildi.

Daily Mail’in haberi, dünyadaki yetişkinlerin üçte birinden fazlasının veya yüzde 39’unun aşırı kilolu veya obez olduğunu gösterdi. Rakamlara göre İngilizlerin kabaca yüzde 64’ü ve Amerikalıların yüzde 68’i de şişman.

Ayrıca, dünya genelinde 18 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin yüzde 13’ünün yılında obez olduğu kaydedildi.

Türkiye’nin obezite oranı da yılında %66,80 olarak açıklandı, bu rakam yılında %34,50 idi.

ABD İLK 10’DA YER ALMADI

Listeye göre, Pasifik adası Nauru, %88,5 oranında fazla kilolu veya obez olarak listenin başında yer aldı. Dünyanın en zayıf ülkesi de %18,3 oranla Vietnam oldu.

Dünyanın en şişman on ülkesinin tamamı Pasifik’te bulunurken ikinci olan Palau’yu (%85,1) sırasıyla yüzde 84,7, yüzde 83,5 ve yüzde 81,9 oranlarıyla Cook Adaları, Marshall Adaları ve Tuvalu izledi.

İlk 10’da listenin devamında ise Niue, Kiribati, Tonga, Samoa, Micronesia ülkeleri yer aldı.

Pasifik dışında, Kuveyt yüzde 73,4’lük bir oranla on birinci sıraya yerleşti.  ülkenin yer aldığı tabloda ABD , Avustralya ve İngiltere sırada yer aldı.

Obezite; kalp hastalığı, inme, diyabet ve çeşitli kanser türleri dahil olmak üzere dünyanın önde gelen ölüm nedenlerinden bazıları için önemli bir risk faktörüdür. Obezite ile bağlantılı olan tip 2 diyabet; kalp hastalığı, görme kaybı ve böbrek sorunları gibi komplikasyonlara da yol açabilir.

Artan obezite oranları, "tombul" çarpışma testi mankenlerini beraberinde getirdiİlginizi ÇekebilirArtan obezite oranları, "tombul" çarpışma testi mankenlerini beraberinde getirdiBilimsel araştırma: Obezite ilacı diyabet riskini yarı yarıya düşürdüİlginizi ÇekebilirBilimsel araştırma: Obezite ilacı diyabet riskini yarı yarıya düşürdüBilimsel araştırma: Kilo vermek için en etkili yöntem açıklandıİlginizi ÇekebilirBilimsel araştırma: Kilo vermek için en etkili yöntem açıklandı

Türkiye’nin yüzde 56’sı fazla kilolu veya obez, OECD ülkelerinde durum ne?

Uzmanların uyarısına rağmen aşırı kilo veya obezite ciddi bir sorun olmayı sürdürüyor. ABD’de 15 yaş yaş üstü nüfusun yüzde 67’si fazla kilolu veya obez durumda. Bu oran Türkiye’de ise yüzde Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkerin büyük kısmında halkın yarıdan fazlası fazla kilolu veya obez. 

Peki, aşırı kilo veya obezite en yüksek hangi ülkelerde? Obezite oranında Türkiye kaçıncı sırada?

OECD’nin yılı verilerine göre 15 yaş üstü dikkate alındığında fazla kilo veya obez nüfus oranı en yüksek ABD’de. Bu ülkede halkın yüzde 67’si fazla kilolu veya obez. ABD’yi sırasıyla İzlanda (yüzde 65), Finlandiya (yüzde 60) ve Çekya (yüzde 58) takip ediyor.

Fazla kilo veya obez nüfus oranı Macaristan’da yüzde 58 ve Yunanistan’da yüzde

Türkiye 28 ülke içinde 9. sırada.

Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun yüzde 56’sı fazla kilolu veya obez durumda. Türkiye bu oranla 28 ülke içinde 9. sırada yer alıyor. 28 ülkenin 26’sında bu oranın yüzde 45’in üstünde olması sorunun ne kadar yaygın olduğunu ortaya koyuyor.

En düşük Güney Kore’de

Fazla kilolu veya obez nüfusun en düşük olduğu ülke yüzde 31 ile Güney Kore. Bu ülke diğer üyelerden açık şekilde ayrılıyor. Bu ülkeden sonra yüzde 42 ile İsviçre geliyor.

Diğer bazı ülkelerdeki fazla kilolu veya obez nüfus oranı şöyle: Kanada yüzde 55, Almanya yüzde 53, Hollanda yüzde 48, İtalya yüzde 46 ve Fransa yüzde

OECD verileri kişilerin beyanına dayanıyor. Veriler veya mevcut buna en yakın yıla ait bilgileri kapsıyor.

Obezite ’te bu yana 3’e katlandı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya çapında obezite oranı son 45 sene 3’e katlanmış durumda. yılı verilerine göre dünyada 18 yaş üstündeki yetişkinlerin yüzde 39’u fazla kilolu ve yüzde 13’ü obez. Dünyada milyondan fazla kişi obez.

DSÖ obezitenin önlenebilir olduğuna dikkat çekerek yetkilileri önlem almaya çağırıyor.

Obezite kadınlarda daha fazla

DSÖ verilerine göre yılında dünya nüfusunun yüzde 13’ü obez iken cinsiyetler arası belirgin bir fark dikkat çekiyor. Obezite kadınlarda daha yaygın. ’da yetişkin kadınlarda obezite oranı yüzde 15 iken bu oran erkeklerde yüzde 11 idi.

D&#;nyada Obezite Sıralaması: T&#;rkiye Ka&#;ıncı Sırada?

Obezite, besinlerle alınan kalorinin, harcanan kaloriden daha fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Çağımızda yaygınlaşan ve görülme sıklığı artan obezite, diyabet, kalp hastalıkları gibi ciddi hastalıkların da en önemli nedenleri arasında yer alır. Peki, obezite dünyanın en çok hangi bölgesinde görülür? İşte, dünyada obezite sıralaması:

Dünyada Obezite En Çok Nerelerde Görülür?

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yılına ait verilere göre, dünyada obezitenin en çok görüldüğü yer %61 oranıyla Nauru'dur. Obezitenin bu ülkede yatkın olmasının nedeni, yetersiz beslenme alışkanlıklarıdır. Nauru'da yaşayan insanların beslenme alışkanlıklarında pirinç, makarna ve konserve yiyecekler mevcuttur. Bölge halkının öğünlerinde şeker ve karbonhidrat oranı yüksek besinler tüketilir. Bunun nedeni ise bölge halkının meyve ve sebze gibi sağlıklı besinlere ulaşmakta zorluk çekmesidir. Bu durum Cook Adaları için de geçerlidir.

obezite

Dünyada Obezite Sıralaması

  1. Nauru
  2. Cook Adaları
  3. Palau
  4. Marşal Adaları
  5. Tuvalu
  6. Niue
  7. Tonga
  8. Samoa
  9. Kiribati
  10. Mikronezya
  11. Kuveyt
  12. Amerika Birleşik Devletleri
  13. Ürdün
  14. Suudi Arabistan
  15. Katar
  16. Libya
  17. Türkiye
  18. Mısır
  19. Lübnan
  20. Birleşik Arap Emirlikleri

Amerika'da obezitenin yaygın olmasının nedeni, yüksek kalorili besinler ve hazır atıştırmalıklardır. Ayrıca fiziksel aktivitenin azlığı da obezite riskini artırır. Bunların dışında obezite sıralamasında Irak sırada, Kanada 26, Meksika 29, Çek Cumhuriyeti 46, Bulgaristan 53, Yunanistan 54, İspanya 62, Rusya 70, Almanya 79, Fransa 87, Azerbaycan , Tayland , Hindistan ise sıradadır. 

Listenin sonunda ise % oranıyla Vietnam bulunur. Vietnam halkında da pirinç en çok tüketilen besinler arasındadır. Ancak Vietnam halkı, pirinci buharda pişirerek tüketir. Bunun yanı sıra öğünlerinde bol sebze, meyve ve protein ağırlıklı besinler olmasına özen gösterir. Protein kaynağının balık olması da, Vietnam'daki obezite oranının düşüklüğü ile ilişkilendirilebilir.

obezite

Türkiye'de Obezite

yılındaki rapora göre Türkiye, obezite sıralamasında sırada gözüküyor. Obezitenin erkeklerde görülme sıklığı %20, kadınlarda %41 ve toplam nüfusta %30 oranında görünmektedir. Türkiye'de obezitenin en çok görüldüğü il ise İstanbul'dur. Bunun nedeni İstanbul'un en yüksek nüfuslu il olması olabilir. Son yıllarda obezite, küçük yaşlardan itibaren görülmeye başlayan bir hastalıktır. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet gibi hastalıklara yol açan obezite için, erken yaşta tedaviye başlamak, uygun bir beslenme planı oluşturmak ve her gün düzenli olarak egzersiz yapmak gerekir. 

Şunlara da göz atın;

  1. Obezite tedavisi nasıl desteklenir?
  2. Obezite nasıl önlenir?
  3. Çocuklarda obezite neden olur?
  4. Sindirim sistemi hastalıkları nelerdir?

Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre 18 yaş üstü yetişkin nüfusta görülen obezite oranı olan yüzde 32 ile Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Araz, obezitenin 21’inci yüzyılın en önemli ve yaygın sağlık sorunu olduğunu vurguluyor ve pandemi dönemindeki artışa dikkat çekiyor.

Pandemi döneminde evde kalma süresinde yaşanan artış sonucu psikolojik faktörlerin etkisiyle yeme davranış bozukluğu ve hareketsizlik toplumda kilo artışına neden oldu. Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanı, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Araz, pandemi sürecinin başında toplumda ayda bir kilogram kilo artışı gözlemlenirken, pandemi sürecinde bir yıl içinde yaklaşık yüzde kilo artışı olduğunu söylüyor. Toplumun yüzde 60’nın pandemi sürecinde kilo aldığını kaydeden Prof. Dr. Araz, “Obezite, 21’inci yüzyılın en önemli ve yaygın sağlık sorunlarından biri. Obezitenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu hakkında farkındalık yaratılması, kamuoyunun obeziteyle mücadele konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor.” diyor. Prof. Dr. Mustafa Araz ile pandemi döneminde artış gösteren obeziteyi konuştuk.

“OBEZİTE, KARMAŞIK VE ÇOK FAKTÖRLÜ BİR HASTALIK”

 Obezitenin nedenleri nelerdir?
Obezitenin en önemli nedeni hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme. Ancak bunlar tek nedenler değil. Obezite, karmaşık ve çok faktörlü bir hastalık. Genetik, sosyolojik (çevresel faktörler, yaşam tarzı) ve psikolojik faktörler obezitenin temel etkenleri. Bu konuda vücudumuzdaki açlık tokluk gibi çeşitli hormonlar ve beyindeki iştah merkezi gibi noktalar da rol oynuyor. İşte bu yüzden “Obezite bir hastalıktır.” diyoruz.

“PANDEMİDE TOPLUMUN YÜZDE 60’I KİLO ALDI”

Pandemi döneminde obezite arttı mı? Bu durumun nedenleri neler?
Pandemi döneminde evde kalma süresinde yaşanan artış sonucu psikolojik faktörlerin etkisiyle görülen yeme davranış bozukluğu ve hareketsizlik, toplumda kilo artışına neden oldu. Özellikle vakit geçirme anlamında aklımıza geldikçe abur cubur olarak ifade edebileceğimiz atıştırmalıklara yöneldik. Ayrıca genel olarak karbonhidrat tüketimimiz de arttı. Bir taraftan da hareketsiz kaldık. Sonuç olarak hem aldığımız enerji arttı hem de harcadığımız enerji azaldı ve toplum olarak kilo aldık. Pandemi sürecinin özellikle başında ayda bir kilogram civarında kilo artışı gözlemledik. Toplumda pandemi sürecinde bir yıl içinde yaklaşık yüzde kilo artışı oldu. Genel olarak baktığımızda ise toplumun yüzde 60’nın pandemi sürecinde kilo aldığını görüyoruz. Bu durum kadınlarda daha belirgin (kadınların yüzde 65’i, erkeklerin yüzde 54’ü).

“AVRUPA’DA OBEZİTENİN EN YOĞUN OLDUĞU ÜLKEYİZ”

Obezite en çok hangi kesimde görülüyor? Türkiye obezitede hangi seviyede?
Obezite, 21’inci yüzyılın en önemli ve yaygın sağlık sorunlarından biri. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; dünyada 1,9 milyar fazla kilolu ve milyon obez birey bulunuyor. Yine, 5 yaş altındaki 41 milyon çocuk ise fazla kilolu veya obez. Dünya Sağlık Örgütü tarafından en son yayınlanan raporda 18 yaş üstü yetişkin nüfusta Türkiye, yüzde 32 obezite görülme oranıyla Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Ne yazık ki Avrupa’da obezitenin en yoğun olduğu ülkeyiz. Günümüzde, Türkiye’de her üç kişiden biri (20 milyon birey) obez. Kadınlarda obezite görülme sıklığı yüzde 40 iken, erkeklerde yüzde Yaş dağılımına göre incelendiğinde obezite sıklığının 30’lu yaşlarda arttığı, yaşları arasında zirve yaptığı görülüyor. Obezite sıklığı kentsel alanda yüzde 23,8 iken kırsal alanda yüzde 19,6 olarak tespit edildi. Obezitedeki hızlı artıştan çocuklar da olumsuz etkileniyor. Çalışmalar, ülkemizdeki her dört çocuktan birinin fazla kilolu veya obez olduğunu gösteriyor. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması’na göre; ilkokul öğrencileri arasında obezite oranı yüzde 10, fazla kilolu olma oranı ise yüzde 15,7.

Obeziteden korunmak için neler yapılabilir?
Hangi önlemler alınmalı? Obezite ile mücadele anne karnından yaşamın sonuna kadar sürdürülmeli. Bu nedenle obezite hakkında toplumdaki farkındalığın artırılması, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması, gerek önlemede gerekse tedavide önem taşıyor. Pandemi sürecinde kilo artışından kaçınmak için şekerli, yağlı atıştırmalıklardan uzak durmalı, evde ekmek ve diğer unlu ürünlere yüklenmemeli, karbonhidrat, yağ ve protein oranları uygun bir beslenme sürdürmeliyiz. Ev içi veya bahçede, günde en az beş bin adım atmaya çalışmalıyız. Park, bahçe, sahil veya spor alanlarına çıkmaya başlayacağımız zaman ise sosyal mesafe kuralına dikkat ederek en az 7 bin , 10 bin adım atmalıyız. Bu dönemde çocuklarda obezite ne durumda? Ebeveynler çocuklarını obeziteden korumak için neler yapmalı? Bu dönemde çocuklarda da kilo artışı oldu. Koronavirüs nedeniyle evden çıkamayan çocuklar için düzenli beslenmek ve öğün atlamamak önemli. Çocukların günde beş porsiyon sebze-meyve tüketmeleri iyi olacaktır. Ara öğünlere yağlı, tuzlu, şekerli atıştırmalıklar yerine vitamin, mineral, posa ve antioksidanlardan zengin sebze çubukları ve meyveler eklenebilir. Tatlı yemek istediklerinde meyveli yoğurt, ev yapımı fındık/fıstık ezmesi gibi tarifler veya az yağlı, az şekerli kek, kurabiye gibi seçenekler tercih edilebilir.

“KİLO VERMEK YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR”

Obezite birçok kronik hastalığı da beraberinde getiriyor. Bunun hastalık rakamlarına etkisi nedir? Obezite, başta tip 2 diyabet olmak üzere, hipertansiyon, kalp hastalığı, yağlı karaciğer hastalığı gibi birçok kronik kardiyometabolik hastalığa zemin oluşturur. Obez bireylerde kanser gelişimine, safra taşları, kısırlık, astım ve solunum yolu hastalıklarına, uyku apnesine daha sık rastlanır. Ayrıca kas iskelet sistemine ait pek çok mekanik yakınma ve depresyon, duygu durum bozuklukları gibi ruhsal hastalıklar da sık görülür. Kilo vermek birçok hastalık riskini azaltıyor:

  • 1 kilo vermek kan basıncını yaklaşık 1 mm/Hg düşürür.

  • 5 kilo vermek diyabet riskini yüzde 55 azaltır.

  • 5 kilo vermek osteoartrit riskini yüzde 50 azaltır,

  • 11 kilo vermek obstrüktif uyku apnesi riskini yüzde 76 azaltır.

Kilo vermek hastaların yaşam kalitesini artırır. İnsanlar, yalnızca yüzde aralığında dahi kilo vererek yaşam kalitelerini artırabilirler.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, obeziteden ölen insan sayısının açlıktan ölenleri geçtiği bir dünyada ülkelere düşen görevler neler? Bunun önüne geçmek için neler yapılmalı?
Obezitenin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu hakkında farkındalık yaratılması, kamuoyunun obeziteyle mücadele konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye obeziteyi hastalık olarak tanımlayan dünyadaki ilk üç ülkeden biri oldu, günümüzde bu ülkelerin sayısı 20’ye ulaştı. Obezite kliniklerinin ve temel bakım merkezlerinin kurulmasının desteklenmesi önemli. Bu merkezlerde sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı eğitimlerinin verilmesi, bireylerin gerekirse yeme davranışlarının düzeltilmesi için psikolojik destek almalarının sağlanması gerekiyor.

Konuyla ilgili eklemek istedikleriniz varsa alabilir miyiz?
Bilindiği üzere obezitenin çevresel, yaşam tarzı, genetik, kullanılan ilaçlar ve psikolojik faktörler olmak üzere pek çok nedeni var. Bunların başında ise hızlı kentleşme ve hareketsiz yaşam yer alıyor. Koronavirüs salgını öncesinde de zaten fazla kilo ve obezite dünyada ve Türkiye’de giderek artan, toplum için risk oluşturan bir hastalık konumundaydı. Ancak fazla kilo ve obezite, tedavi edilebilir bir hastalık. Tedavi süresince diyet ve egzersiz, kilo yönetimi tedavisinin olmazsa olmazı. İlk aşamada diyet ve egzersizle, bu şekilde yeterli kilo kaybı sağlanamayan hastalarda ilaçlarla tedavi mümkün. Obezite tedavisinde kullanılan ilaçların, araştırmalarla etkinliği, dozu, yan etkileri belirlenmiş onaylı antiobezite ilaçları olması önemli. Ülkemizde onaylı iki farklı antiobezite ilacı mevcut. Bir tanesi ağızdan kullanılan ve bağırsaklardan yağ atılmasını sağlayan, diğeri cilt altı iğne şeklinde kullanılan tokluk hissi sağlayan ilaç. Bir diğer seçenek de, diyet/egzersiz ve ilaç tedavisine rağmen kilo veremeyen ve tedavi edilebilir bir hormonal hastalığı olmayan obez hastalarda bariatrik cerrahi olarak adlandırdığımız cerrahi tedavidir. Ancak özellikle cerrahi tedavi için hastanın yeterli süre ve uygun şekilde diyet/ egzersiz ve gerekirse ilaç tedavisini uygulamış, cevap alamamış ve cerrahi tedavi için uluslararası uygunluk kriterlerini karşılıyor olması gerekir. Obezite hastalığının tedavisinin her aşamasında hekim, hemşire, diyetisyen, psikolog ve ailenin iş birliği içinde olunması gerekiyor.

PROF. DR. MUSTAFA ARAZ KİMDİR?

Prof. Dr. Mustafa Araz, yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden yılında mezun oldu. yılında aynı üniversiteden uzmanlığını aldı. yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı’nda göreve başlayan Prof. Dr. Mustafa Araz’ın kliniksel uzmanlık alanı iç hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıklarıdır. Prof. Dr. Mustafa Araz hâlen Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görev yapıyor.

PAYLAŞ

Bağlantıyı kopyala

seafoodplus.info

KOPYALA

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir