Yemek yemek her insan için elzem olsa da bazen bambaşka anlamlar da içerebilir. Aslında dostlarımızla ve sevdiklerimizle oturduğumuz bir sofrada yediklerimizden çok, sohbetten ve birliktelikten aldığımız keyif ön plana çıkar. Bazen de yoğun bir günün ardından en sevdiğimiz yemeği güzel bir film eşliğinde yiyerek kendimizi ödüllendirmek isteriz. Kimi zaman ise yemek bir kaçış, bir çözüm arayışı hatta bir cezalandırma yöntemi oluverir. Kötü geçen bir günün sonunda kendimizi tıkınırcasına yemek yerken bulabiliriz. Tam tersi şekilde aniden alınan bir haber ya da yükselen stres duygusu karşı konulamaz bir mide bulantısına yol açabilir. Yaşanan bu tür sorunlar zamanla psikolojik yemek yeme dürtüsü bozukluklarına doğru da evirilebilir. Eğer siz de duygu değişimleri esnasında ya da sonrasında olağan yeme alışkanlıklarınızın dışında çıkıyorsanız, duygusal yeme hakkındaki detayları paylaştığımız bu yazıyı incelemeniz faydalı olabilir.
Duygusal yeme, duygu değişimlerini bastırmak ya da kontrol etmek için yemek yemeğe sığınmak olarak tanımlanabilir. Herhangi bir anda karşı karşıya kalınan stres, kaygı ya da mutsuzluk hissini bastırmak ve kontrolü ele almak için yeme davranışı oluşabilir. Bu durumda kişi aç olmadığı halde yiyecek tüketmek isteyebilir. Böyle zamanlarda genellikle yoğun şekerli gıdalara ve fast food tarzı kalorisi yüksek yiyeceklere yönelinir.
Duygusal yeme davranışını iş stresini yatıştırmak için sürekli bir şeyler atıştırmak istemek gibi düşünebilirsiniz. Bir arkadaşınızla, partnerinizle ya da aile üyesiyle tartıştığınızda gelen yemek yeme isteği de buna bir örnektir. Aslında bu tanım çerçevesinden bakıldığında, duygusal yemenin oldukça yaygın olduğunu görebiliriz. Neredeyse herkesin stres, kaygı ya da korku anında yemeye sarıldığı bir gün olmuştur. Burada önemli olan ise bu davranışın ne kadar sık tekrarlandığı. Yani stresli olduğunuz zamanlarda arada bir kendinizi buzdolabının başında bulmanız çok da garipsenecek bir durum değildir. Fakat bu davranış çok sık tekrarlanıyorsa, duygusal yeme bozukluklarının habercisi olabilir.
Duygusal yeme bozukluğu, duygu değişimleri ile gelen yeme davranışının hayatı olumsuz etkilemeye başlaması ve bu davranışın bir sağlık sorununa dönüşmesi olarak tanımlanabilir. Aslında literatürde yalnızca yeme bozukluğu olarak geçer. Belirti ve işleyişine göre birçok farklı yeme bozukluğu vardır. Bu konuda merak ettiğiniz her şeyi Yeme Bozukluğu Nedir? yazımızda bulabilirsiniz.
Duygusal yeme bozukluğu psikolojik ve fizyolojik sonuçları olabilecek bir durumdur. Aslında sorunun kaynağı psikolojiktir ve davranışın önü alınmazsa ciddi, klinik bir yeme bozukluğuna dönüşebilir. Bu durumdan vücut fiziksel olarak da etkilenmeye başlar. Aşırı yeme sonucu fazla kilo alımı ve sağlığın bozulması, alınan kiloların psikolojiyi daha kötü etkilemesi ve takıntıların oluşması, duygusal yeme bozukluklarının yol açabileceği sorunların başında gelir.
Duygusal yemek yeme sorunu genelde kişinin başa çıkamayacağını düşündüğü his ve durumlarla baş başa kalması sonucu görülür. Bunun yanında:
Literatürde ayrı ayrı psikolojik rahatsızlıklar olarak tanımlanmış yeme sorunların belirtileri birbirinden farklı olabilir. Ama genel olarak belirtiler şöyle sıralanabilir:
Şimdiye kadar bahsettiklerimiz size tanıdık geliyorsa ve belirtileri gösterdiğinizi düşünüyorsanız ya da zaten bu sorun hayatınızın bir parçası ise, “Duygusal yeme bozukluğu nasıl geçer?” sorusu içinizi kemiriyor olabilir. Bu aşamada rahat bir şekilde uygulayabileceğiniz birkaç ipucunu incelemek isteyebilirsiniz.
Her şeyden önce yaşadığınız şeyin ne olduğunu anlamalısınız. Bu davranış ne kadar sık tekrar ediyor, hangi duygular sizi tetikliyor? Bunları öğrenmek sorunun çözümüne ulaşmak için izleyebileceğiniz en iyi yollardan biri. Bunun için de her yediğinizi ve duygularınızı not alabilir, bir günlük tutabilirsiniz. Buraya kaydettiğiniz bilgileri inceleyerek yeme davranışının dinamiğini çözebilirsiniz.
Kendinizi izlediniz, duygusal yeme atakları ile ne zaman baş başa kaldığınızı bir nebze de olsa çözdünüz. Sıra geldi bu verileri aksiyona dökmeye. Bu noktadan sonra sizi tetikleyen şeylerden uzak durabilirsiniz. Tabii bu aşama biraz zorlayıcı olabilir. Bazı tekliflere karşı koyamayabilir, alışkanlıklarınızı hemen değiştiremeyebilirsiniz. Ama unutmayın, bunların hepsi sizin için. Emin olun, hayatınızı sandığınızdan daha çok etkileyen bu davranıştan uzaklaştıkça özgürleştiğinizi hissedeceksiniz.
Hiçbir şeyi yalnız başınıza halletmek zorunda değilsiniz. Biraz önce bahsettiklerimizi yapmak size her zaman iyi gelebilir. Ama en etkili çözüm için bir uzmana danışmanızda fayda var. Nitekim duygusal yeme bozukluğu psikolojik destek ile kontrol altına alınabilir. Tabii ki duygusal yeme bozukluğu diyetisyen ile de görüşülebilir. Özellikle yeme sorunlarının olduğu süreçte alınan kiloların sağlıklı bir şekilde verilebilmesi ve dengeli beslenme alışkanlıkları için diyetisyenle görüşmek de önemlidir. Fakat işin psikolojik yanının yarattığı sorunu, en iyi şekilde, kaynağına inerek çözebilirsiniz. Duygusal yeme bozukluğu tedavisi sürecinde uygulanan terapi ile sizi bu davranışa iten esas sebepleri bulabilirsiniz. Kendinizi daha yakından tanıyabilir, farkındalığınızı artırabilirsiniz.
Bu makaledeki bilgileri faydalı bulduysanız “Belirsiz Kayıp: Adını Koyamadığım Kaybın Yasını Nasıl Tutacağım?” ve “Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” yazılarımız da ilginizi çekebilir.
3 dakika
Duygusal boşlukla mücadele etmek için herkesten önce kendinizi sevmeyi öğrenmelisiniz ve size zarar veren her şeyden kurtulmalısınız. Anın yaşayın ve tadını çıkarın.
Son Güncelleme: 08 Mayıs,
Duygusal boşluk ile yaşamak kadar insanı felç eden birkaç durum daha var. “Vakum” bir şeyi yokluğuna işaret etse de psikolojide de acı çekme, rahatsızlık ve aşırı mutsuzluk anlamına gelir. Duygusal boşluk, genellikle ilişki problemi olarak nitelendirilse de aslında bundan daha fazlasıdır.
Hayal kırıklıkları, zorlu bir çocukluktan kalan acılar, başarısızlık hatta stres ve anksiyete bile bu duruma yol açabilir. Sizi içinizdeki “sizden” ayıran duygusal bir memnuniyetsizlik.
Bugünkü yazımızda bu bağı tekrar kurmanıza yardımcı olacak 5 yoldan bahsedeceğiz. Kendinizi olduğunuz gibi kabul ettikçe, duygusal boşluk durumunu ortadan kaldırmak kolaylaşacaktır. Bu tavsiyeleri uygulamaya koymanızı öneriyoruz. Kesinlikle vaktinizi ayırmanıza değecek.
Duygusal vakum, yalnızlık hissiyle oldukça alakalıdır. Vakaların büyük ve aynı zamanda insanları en çok acıtan kısmı kendilerini yalnız, yanlış anlaşılmış ve hatta dışlanmış hissettiklerinden kaynaklanıyor.
Yalnızlık ve duygusal boşluk arasındaki yakın ilişkiyi gösteren birkaç örnek:
Bu kişisel dinamiklerden herhangi biri, memnuniyetsizliğe, yalnızlığa ve kaybolmuşluk hissine neden olabilir.
İçinizdeki “sizin” karanlık taraflarıyla iletişime geçmek, atacağınız ilk adım olacaktır. Size zarar veren ve duygusal boşluğa sebep olan şeylerden uzaklaşın.
İçinizdeki “siz” sizi özgür olmaktan alıkoyan koyun ve kompleks zihin sesleriyle dolu. Özgürlüğünüz ve özünüz duvarlar arasına hapsolmuş.
Hayatlarımızın yarısını boşluklarımızı doldurmak için birisini beklemekle geçiririz. Ruhumuza çiçekler getiren birini isteriz ve elimizden tutup bizi mutluluğa ve doygunluğa götürmesini bekleriz.
Ancak bu romantik tablo ne yazık ki yetersiz ve sağlıksızdır. Hiç kimse sizi tam hissettirmek ya da sizi kendinizden kurtarmak zorunda değildir. Kendini kurtarmak ve iyi bakmak zorunda olan kişi sizsiniz.
Yapabileceğiniz en iyi şey her gün kendi mutluluğunuzu yaratmaktır. Kendi ruhunuzun içinde bir bahçe kurun ve istediğiniz insan olun. Duygusal vakumdan ancak bu şekilde kurtulabilirsiniz.
Düşüncelerinize ve davranışlarınıza dikkat etmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Pozitif, gerçekçi ve cesur bir düşünme şekli duygusal vakumu ortadan kaldırmak için en iyi yoldur. Zihninize dikkat etmenin yanı sıra, sağlığınıza, vücudunuza ve kalbinize de dikkat etmelisiniz. Bu küçük tavsiyeleri not alın:
Anı yaşayın her öğünün ve yürüyüşün tadını çıkarın. Dün ya da gelecek hakkında strese kapılmayın. Sadece şu anı yaşayın.
İlginizi çekebilirArtık eve bir şey alacağız diye korkuyoruz. Aldığımız sabaha kalmıyor, bizim kız yiyip bitiriyor. Yediği yüzüne gelse bari O da yok. Baksanıza haline, çöp gibi”
O gün, o babaya kızının ruhsal sorunları nedeniyle böyle yaptığını bir türlü anlatamamış, o kızcağızın haline de çok üzülmüştüm. Bu işler hemen verilecek bir ilaçla filan düzelmez ki Uzun ve ciddi terapiler gerekir ama onlar benden bu hastalığı hemen iyileştirmemi istiyorlardı. Keşke elimden gelse de istediklerini yapabilseydim.
ONLARINKİ DE EKSİK
Duygusal boşluk adını verdiğimiz durum nedeniyle kimi de çok alışveriş yapar. Halk arasında buna “Alışveriş hastalığı” derler. Gerekli, gereksiz ne bulursa alır. Aldıkları genellikle kişisel eşyalardır. Bol bol elbise, bluz, pantolon, etek, kazak, kolye, küpe, bilezik, yüzük, eşarp, mont alırlar. Eskiden insanlar çarşıya alışverişe giderken “Eksik tamamlamaya gidiyoruz” derlerdi. Aslında onlar da eksik tamamlıyor. Kendilerine bolca bir şeyler alarak, ruhlarındaki eksiği tamamlamak amaçları.
Yine böyle bir hastam vardı. Elmas. Kendi anlatırdı evdeki dolapların halini. Üzerinde etiketiyle dolapta asılı duran, hiç giyilmemiş yüzlerce giysi ve takı Kendisi de çalışırdı, bir geliri vardı ama aldığı para kendine yetmiyor, kredi kartları şiştikçe şişiyordu. Çok borçlanmıştı ve bunları eşinden gizliyordu.
“İçime bir sıkıntı geliyor, öğlen tatillerinde ya da iş çıkışı kendimi hemen atıyorum çarşıya. Her gördüğüm mağazaya giriyorum. Aldıkça sanki bir rahatlık geliyor üzerime. Satış elemanları artık tanıdı beni. Görür görmez geliyorlar yanıma. Mağazaya yeni gelen ne varsa diziyorlar önüme. Biliyorlar alacağımı. Hiç düşünmeden başlıyorum almaya. Bütün gün asık suratla gezen, pek kimseyle konuşmayan ben, orada aniden güler yüzlü biri oluyorum. Çocuk gibi seviniyorum ama aldıklarımı giysem bari.
Sıra kasaya gidip para ödemeye gelince rengim değişiyor. Bir sürü kart var çantamda. Çoğunun limiti dolmuş. Artık alıştılar bana. Kartları veriyorum ellerine, sırayla deniyorlar ve sonunda birinden alıyorlar parayı. Paketleri alıp da dükkândan çıkarken biri görecek diye ödüm kopuyor. Utanıyorum Eve gelmek ayrı stres. Eğer kocam benden önce eve gelmişse içeri paketlerle gelmiyorum. Alt komşuma bırakıyorum. Eğer yanlışlıkla elimde paketlerle eşim beni görürse evde kıyamet kopuyor. Dolapları gördükçe adam deliriyor.
Her seferinde eve gelirken bu son diyorum, bir daha bir şey almayacağım. Zaten ömür boyu alışveriş yapmasam bu aldıklarım ömrümün sonuna kadar bol bol yeter bana. Ama bir türlü sözümü tutamadım. Böyle giderse adam beni boşar. Bir çocukla ne yaparım, bilmiyorum.”
Böyle anlatmıştı genç kadın bana derdini. Annesi onu nasıl doyuramadıysa o da çocuğuna aynı şeyi yapıyordu. Onu yediriyor, içiriyor, giydiriyor, oyuncak alıyor ama onu bir türlü bağrına basamıyor, çocuğuna ihtiyacı olan sevgiyi ve güveni veremiyordu.
KİMİ UYUŞTURUCUDA ARAR
Kimi de bir türlü kendine beğendiremediği kendini mükemmel yapabilmek için sürekli güzellik enstitülerinin, estetik cerrahların kapısını aşındırırken kimi hayattan sürekli şikâyet ederek bu boşluğu doldurmaya çalışır.
Kimi ise çareyi uyuşturucularda arar. Madde kullanan insanların büyük bir çoğunluğu, içlerinde hep hissettikleri ama neye yoracaklarını bilmedikleri bu boşluğu doldurmak için girer bu yola. Kendine güvenen, kendi ayakları üzerinde durabilen, sosyal ilişkilerde başarılı, seven ve sevilen insanların arasından çoğu zaman çıkmaz bu uyuşturucu müptelaları.
O ‘YAR’ BİR TÜRLÜ GELMEZ
Bir türkü vardı, babaannem söylerdi:
“Neyleyim sarayı, neyleyim köşkü,
İçinde salınan yar olmayınca”
Aileleri tarafından en iyi şekilde bakılmış, hatta herkesten daha özenle büyütülmüş de olsa duygusal olarak yalnız bırakılmış, sevgi, şefkat, önemsenme, sahiplenilme ihtiyacı bir türlü doyurulmamış
Bir gün olsun doğdukları evde değerli hissettirilmemiş, sözü dinlenmemiş, onunla sohbet edilmemiş, onunla birlikte hayat paylaşılmamış, varlığı fark edilmemiş
Korkularını, hayallerini, sevinçlerini, endişelerini anlatmasına izin verilmemiş
Sürekli aşağılanmış, utandırılmış, çocuğun aradığı onay verilmemiş
Koşulsuz sevgi ve şefkat isteği doyurulmamış
Yani duygusal paylaşımı aileleriyle yaşayamamış, duygusal ihmale uğramış çocuklara türküdeki ‘YAR’ bir türlü gelmez.
Haftaya yeniden görüşmek dileğiyle,
Hoşça kalın, sevgiyle kalın.
#Uyuşturucu#Yoksulluk#Korku
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası