kavram realizmi kavramcılık adcılık / Adcılık - Vikipedi

Kavram Realizmi Kavramcılık Adcılık

kavram realizmi kavramcılık adcılık

Kavram Realizmi Nedir? Kavram Gerçekçiliği

Kavram realizmi nedir sorusuna şöyle cevap vermek mümkündür: Kavram realizmi, Orta Çağ felsefesinde, tümellerin bireylerden ayrı ve daha yüksek bir varoluşa sahip olduklarını öne süren felsefi görüştür.

Albertus Magnus tümeller probleminin geldiği durumu üç temel kategoriye ayıracak bir sınıflandırmaya gider ve tümel olanın içinde bulunabileceği üç durumdan bahseder. Bunlar, “şeyden önce”, “şeyin içinde” ve “şeyden sonra” şeklindedir.

Buradaki ilk görüş, tümellerin fizik nesnelerden önce varolduğu; ikinci görüş, tümellerin fizik nesneyle beraber varolduğu fikrine dayanır. Üçüncü görüş ise tümellere fizik nesnelerden sonra, nesnel bir gerçekliği olmaksızın, uzlaşım yolu ile ulaşıldığını ifade eder. Bu görüşlerden ilki Platoncukavram realizmi, ikincisi Aristotelesçi gerçekçiliğin; üçüncüsü ise adcıların tümel anlayışını özetlemektedir.

Albertus Magnus, kavramcılık anlayışının önemli bir temsilcisidir.

Albertus Magnus, kavramcılık anlayışının önemli bir temsilcisidir.

Kavram Realizmi Örnekleri

Kavram realizmine göre kavramlar ya da tümeller, insan zihninden bağımsız gerçek varlıklar olarak bulunurlar.

Örneğin sıcak su, sıcak hava, sıcak ev vb. varlıklar geçici birer varlık olarak görüntüler dünyasında mevcut iken “sıcaklık” kalıcı bir gerçeklik olarak soyut, genel ve değişmez bir varlıktır ve sudan, havadan ve evden ayrı olarak kendisinde vardır. Buradan da şu sonuca ulaşmak mümkün olacaktır: Asıl varolan; Doğa, Yiğit, Tuba, Ömer isimleriyle anılan insanlar değil, yalnızca “insan” kavramı ya da tümelidir.

Bu yaklaşıma göre, asıl varolan, bizzat varlığın kendisi değil, kavramıdır. Örneğin insanın bizzat kendisi var değildir, asıl varlık olarak, “insan” kavramı vardır.

Radikal Kavram Realizmi Nedir?

Patristik dönem felsefesinin büyük düşünürü Augustinus, hem Platon’dan miras alınan radikal kavram realizmini savunmuş ve hem de bu görüş üzerinde önem taşıyan birtakım değişiklikler yapmıştır. Buna göre; tümeller, Platon’da olduğu gibi, tikellerden ayrı ve bağımsız bir biçimde varolan formlar olarak değil de Tanrı’nın zihnindeki ideler olarak düşünülmüştür.

Augustinus’a göre tümeller kalıcı tözsel gerçeklikler olamazlar çünkü hiçbir şekilde fiziksel varoluşları yoktur. Fakat tümellerin fiziksel varoluşlarının olmaması, onların zihnin yalın kavramları oldukları anlamına da gelmemektedir çünkü onlar, Tanrı’dadırlar. Burada Augustinus’un Platon’la bir benzerliği daha karşımıza çıkmaktadır, tıpkı Platon’daki gibi Augustinus da tümellerin dünyadan ayrı bir yerde varolduklarını söylemektedir.

Hazırlayan:
 Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı, MEB Ders Kitabı

Tweetle

kaynağı değiştir]
  1. ^Moreland, J.P. (). Universals. McGill-Queen's University Press. ISBN&#;&#;
kaynağı değiştir]

Adcılık kavramlar ve gerçekler arasına kategorik bir ayrım koyduğundan dolayı, bilgi ile inanç, akıl ile iman arasına da ayrım getirmiş olur. Böylece adcılık güçlendikçe hem felsefi hem de siyasi alanda etkili olmuştur. Soyut inanıştan deneysel bilime doğru geçişte adcılığın felsefi müdahaleleri etkili olmuştur. Öte yandan William, Papa'nın mutlak egemenliğine karşı çıkan bir düşünürdü ve Fransisken mezhebine mensuptu. Adcılık ve Ockhamlı William bu anlamda Martin Luther'i ve Protestanlığın oluşumunu öncelemişlerdir. Daha da ötesi sekülarizmin ve Rönesans'ın meydana gelişinde doğrudan etkili bir akımdır.[2]

Ayrıca bakınız[değiştir kaynağı değiştir]

Tümeller çatışması bütün Orta Çağ boyunca sürmüş ve bu çağın sonlarına doğru önde gelen İngiliz adcılarından Ockhamlı William'ın etkisiyle adcıların (Nominalizm) lehine sonuçlanmıştır. Bu ne anlama gelmektedir? Gerçekten varolanlar, adcıların dedikleri gibi, tümeller değil de tikeller olduğuna ve tümeller, birbirlerine benzeyen tikelleri gösteren işâretlerden başka bir şey olmadıklarına göre, bilgi arayışı tikellere, yani şu tek tek bireylere yönelmeli ve onlardan yola çıkarak geliştirilmelidir. Tikellerin bilgisine ulaşmanın tek yolu ise gözlem ve deney yapmaktır. Böylece gözlem ve deney yöntemi adcılar sâyesinde güvenilir bilginin bir aracı haline getirilmiş veya başka bir deyişle sağlam bir felsefî zemine oturtulmuştur.

Bilgi arayışında yöntem olarak gözlem ve deneyin güçlü bir biçimde gündeme gelişi ve yaygınlaşması, doğa bilimlerinin doğuşunu hızlandırdı. Bir felsefî yaklaşım, yani adcılık, doğa bilimlerinin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmış ve böylece güvenilir bilgi edinme sürecinin yolunu açmıştır. Bu gelişme, bilim tarihinde ve genel olarak bakıldığında düşünce tarihinde gerçekten de çok önemli bir dönüm noktasına gelindiğini gösterir.

Adcılığın, din alanındaki etkisi de olağanüstü olmuştur; çünkü bu etki, din-bilim ayrışmasının gerçekleşmesinde önemli bir role sahip olmuştur. Ockhamlı William'a göre, sadece şu tek tek bireyler varolduğu için, her türlü bilginin kaynağı deney, yani iç ve dış deney olmalıdır; bu yüzden önermeleri deneylen denetlenemeyen bir rasyonel teolojinin veya ruhun ölümsüzlüğünü kanıtlamak isteyen bir psikolojinin olamayacağı ortadadır; dolayısıyla Tanrı'nın birliği, sonsuzluğu ve hatta varlığı bile akıl yoluyla kesin olarak kanıtlanamaz. Tanrı ile, gerçeği aşan şeylerle ilgili bilgimiz, inanca dayanır veya inanç önermelerinden oluşur. Kutsal Kitap'ın otoritesi ile Kilise Geleneği, bu önermeleri belirlemiştir; ancak bunlar kanıtlanamaz ve kanıtlamalarda kullanılamaz; bunlara sadece inanılır; yani kanıtlanarak değil inanılarak benimsenir.

Öyleyse, adcılık akıl-inanç çatışmasının veya başka bir biçimde ifade edersek bilim-din ve felsefe-din çatışmalarının giderilmesi için en uygun çözümün, bunların yollarının birbirlerinden ayrılması olduğu sonucuna varmış ve böylece düşünce tarihinin en büyük açmazlarından birini gidermek suretiyle özgür inancın ve özgür aklın yollarını açarak, bütün Orta Çağ boyunca nafile yere gerçekleştirilmeye çalışılan akıl-inanç uzlaşmasının epistemolojik açıdan olanaksız olduğunu göstermiştir.

Kaynakça[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası