melen projesi son durum / Melen Barajı son durum - 25/06/ - funduszeue.info

Melen Projesi Son Durum

melen projesi son durum

\n

Başlanmış, üzerinden yıllar geçmesine karşın bitirilmeyen bir kamu yatırımı, sadece başarısız  sayılmaz. O yatırım, devlete ve topluma çok yönlü pahalı faturalar çıkaran; tabiri caizse “atsan atılmaz satsan satılmaz” bir baş belasına dönüşebilir. \"Pahalı\" ifadesini bütçe kaynaklarının oluk oluk akıtılması anlamıyla sınırlamıyorum. Planlama hatası, yönetim beceriksizliği, otoriteye dalkavukluk, yolsuzluk veya bunların hepsinin bir araya gelmesi nedeniyle tamamlanmayan yatırımlar; toplumun yoksun kaldığı kamu hizmetleri, bu nedenle katlandığı zorluklar, enerji, zaman kaybı ve o proje bitmediği için başvurulan daha az iyi seçenekler dolayısıyla da ağır maliyete yol açar. 

\n

Türkiye’de kamu yatırımları tarihine bakıp “başarısız ve pahalı projeler” başlıklı bir konu çalışılsa, tereddütsüz uzun bir liste çıkar. İstanbul’un uzun vadeli su ihtiyacı için planlanmış ve ilk ihalesi 'de yapılan Melen Barajı, böyle bir listenin ilk sıralarını hak eder 

\n

Kaç yazı

\n

Melen Barajı hakkında, çalıştığım farklı basın kuruluşlarında içinde haber, ihale ve rapor bilgileri yer alan kaç yazı yazdığımı şu an anımsamıyorum. 

\n

Bugünkü kaotik tablonun tarihçesini iki madde ile özetlemek mümkün:

\n

- Barajın önce yerinin sonra da tipinin değiştirilmesi 

\n

- Yanlış tercihlerde şüphe uyandıran siyasi ve bürokratik ısrar. 

\n

***

\n

Melen Barajı  bugünlerde tekrar gündemde. Önce şu notu düşelim:

\n

İhalesiyle, planı, programı yönetimiyle, gerçekte iktidarın yönettiği bakanlığa bağlı bir Devlet Su İşleri (DSİ) projesi olmasına ve İBB bünyesindeki İSKİ kaynaklarını tüketmesine karşın, Melen Barajı, içinde bulunduğumuz cangılvari siyasi iklim dolayısıyla İBB sorumluluğunda gibi gösteriliyor. 

\n

Bu rahatlığın hesabını kim verecek?

\n

Melen Barajı gövdesinin ’de yapılan ’da tekrarlanan ihalelere rağmen su tutmayacağı anlaşılınca üç sene önce bir güçlendirme ihalesi yapıldı. Hesaba göre Melen Barajı’nın sonu, hadi bilemediniz başında yani şu sıralarda bitmesi gerekiyordu. Ancak bunun da çözüm olmayacağı anlaşılınca kamuoyundan saklanarak rapor hazırlanması istendi. Son olarak durumun ne kadar vahim olduğunu anlatan o teknik raporları da kamuoyuna duyurmuştuk. (5 Kasım Sözcü) 

\n

Geçen yıl temmuz ayında tasfiye kararı alındı. Firmalara - ve kim bilir belki de başka yerlere- aktarılan milyarlarca liralık bütçe kaynağına rağmen bitemeyen baraj için bu defa danışmanlık ihalesi açılmış: “Melen Barajı Revize Rehabilitasyon Proje Yapımı”  adlı yepyeni bir danışmanlık hizmeti ihale sürecinin süresi de günmüş.

\n

Bu son ihalenin en büyük anlamı, başta üç yıl önceki ,2 milyon TL’lik ihale olmak üzere kendisinden önceki bütün ihalelerin başarısızlığını, milyarlarca liralık kaynağın havaya savrulduğunu tescillemesidir. 

\n

Kamu zararının sorumlusu kim? 

\n

İktidar ve hükmettiği bürokrasideki bu rahatlığın, bu kayıtsızlığın, bu genişliğin hesabını ne zaman nasıl sorulacak belli değil. Ama tekrar kayıt düşmeden geçmeyeceğim: Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na göre bir kamu yatırımında sorun çıktığında kusurun kimde olduğunun araştırılması gerekir. Firmalardan kaynaklanıyorsa, o güne kadar yapılan imalat bedellerinin yani kamu harcamalarının müteahhitlerden tahsil edilmesi, yasal zorunluluk. Bitmedi, bu konuda bir de  müteselsil sorumluluk var. Yani bu işleri denetlemekle görevli kişi ve kurumlar da kamunun mutlak açmadı gereken  tespit ve alacak davasında birlikte sorumlu.

\n

Anımsattığım bu düzenleme konusunda, Sayıştay’ın da tarihli raporu yayımlanmıştı. Fakat bırakın sorumluluk üstlenmeyi, havaya atılan milyarlık kamu kaynaklarını geri isteme sürecini başlatmayı, DSİ başarısızlığı tescillenen güçlendirme ihalesinden sonra kalkıp bir de yeni analizler için danışmanlık ihalesi açıyor.

\n

Sakarya Nehri kirliliği

\n

Konunun kamu kaynakları boyutunun yanı sıra, sağlık ve enerji boyutu da mevcut. Bahsettiğimiz bu son ihale ile sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gelmeyişi ve yaşanan kuraklık İstanbul’un su gereksinimini yeniden gündeme taşıdı.

\n

DSİ’den emekli, içme suyu alanında çalışmış olan inşaat yüksek mühendisi değerli okur Mehmet Nuri Kirişçi hayli kapsamlı bir e-posta göndermiş. Önemli başlıkları vurguluyor.

\n

Kirişçi’nin anlattıkları arasında dikkatimi en çok çeken, Sakarya Nehri’nin kirliliği oldu. Çünkü Sakarya Nehri, zorunlu halde başvurulabilecek bir su kaynağı. Her ne kadar bazı uzmanlar ve kamu görevlileri, yüksek teknolojili arıtma ile kirli suların arıtılabildiğini belirtse de Kirişçi’nin Sakarya suyu konusundaki şu satırlarını paylaşmak isterim:

\n

“Geçmiş dönemlerde İSKİ, en yüksek derecede ağır metal kirliliği olan Sakarya Nehri'nin suyunu uzun yıllar boyunca Ömerli Baraj Gölü'nde depoladı. Ağır metaller durgun sularda aşağıya doğru çökerek birikir. Bu nedenle Ömerli Baraj Gölü'nde yüzde 30 seviyesinin altı (Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan), ağır metal kirliliğinden dolayı kullanılmamalıdır.”

\n

***

\n

İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın, Milliyet’e verdiği röportajda İSKİ’nin içilebilir kriterlerde su sağladığını, barajların doluluk oranının yüzde 31 olduğunu ancak Melen ve Yeşilçay’dan alınan su ve kayıp kaçak oranını azaltan yatırımlar sayesinde, ’te su sıkıntısı olmayacağını (ancak buna rağmen tasarrufun önemi vurgulanıyor) söylemesi kuşkusuz iyi haber.

\n

Ancak Kirişçi, yüksek derecede ağır metal kirliliğine ve organik kirliliğe sahip olduğunu belirttiği Sakarya Nehri suyunun arıtılabilir nitelikte olmadığına dikkat çekerek, “Arıtılabilir nitelikte olsaydı, DSİ çok daha uzağa, Melen Çayı'na gitmezdi. Eğer İSKİ yılından beri, Melen Barajı'nın yokluğunu kamufle etmek için Sakarya Nehri'nin suyunu İstanbul'a vermemiş olsaydı, İstanbul'un su sorunu çoktan ayyuka çıkardı” diyor.

\n

Öte yandan İstanbul’a su getirmek için kullanılan pompa sistemi, büyük elektrik tüketimine yol açıyor. İSKİ Genel Müdürü Başa’nın aynı röportajda söylediği, İstanbul’da tüketilen elektriğin yüzde ’ünü İSKİ’nin su getirme amacıyla kullanıyor olması da çok dikkat çekici.

\n

Velhasıl, eğer Melen Barajı zamanında bitirilebilseydi, bugün ne ağır metallerle kirlenmiş bir suyun arıtılması konusunu tartışacaktık ne de İSKİ’nin tüketmek zorunda kaldığı enerjiyi, ödediği devasa faturaları.

\n

 Bir karadeliğe benzeyen Melen Barajı'nın kamu kaynaklarını yutmasının durdurulduğu gün, Türkiye'nin geleceği için de başka bir dönem başlamış olacak.

\n\n\n\n\n
\n

Çiğdem Toker kimdir?

\n

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını () kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. ve ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin \"Futbolda Kara Para Aklama\" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan \"Orta Sayfa\" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap,

\"Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri\" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları,

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi,

\n

Ödülleri

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi \"En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü\" ()

- Sabah Gazetesi \"Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü\" ()

Türkiye Ziraat Odaları Birliği \"Basında Tarım Ödülü\" ()

Milliyet Gazetesi \"Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü\" – \"Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi\" başlıklı röportaj ()

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC \"Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü\"

\n

Uzaydaki yıldızlar büyüdükçe çekim gücü artar. İstanbul'da öyle oldu. Büyüdükçe çekim gücü artıyor. 'de 1 milyonluk nüfus 'de 16 milyonu geçme noktasına gelmiş. 'de bilim insanlarına yaptırılan çevre düzeni planı rafta bırakıldığı için plansız ve vizyonsuz büyüme oldu, büyüme yığılmaya dönüştü. Günümüzde \"çılgın proje\" gibi çevre düzeni planına aykırı projelerle İstanbul'da nüfus artışının durması olanaksızdır. Çevresini dört asma köprüyle bağlama, Avrupa Yakası'nı ortasından bir kanalla yarma ve üzerine altı tane daha devasa asma köprü yapma ve parayı verene su havzalarını imara açma misyonu ile Marmara Bölgesi, toplam nüfusunun 25 milyonun üzerine çıkmaya ve Türkiye'nin toplam nüfusunun en az üçte birini toplamaya aday duruma getirilmiştir. Sonuç olarak, Marmara Denizi'nin müsilâjla (deniz salyası) kaplanması, temiz suya ulaşımın zorlaşması ve hava ve çevre kirliliği sorunlarının artması kaçınılmazdır. İzmit Körfezi'nden çıkan ve Tekirdağ, Mürefte-Şarköy üzerinden Saros Körfezi'ne uzanan devasa Kuzey Marmara Fayı varken, nüfusu ve Gayri Safi Milli Hasıla içerisindeki payı artan bu kadim şehri daha da büyütme politikalarını anlamak zordur.

\n

Durdurulmayan nüfusu artışına \"su\" temini konusunda İstanbul her dönem gündem olmuştur. Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Terkos gölleri yetmemiş, su havzalarında ve akarsular üzerinde bazı barajlar ve tesisler (Alibeyköy Barajı, Ömerli Barajı, Darlık Barajı, Elmalı Barajı, Sazlıdere Barajı, Istranca dereleri üzerindeki barajlar, Şile kuyuları, tarihi bentler) yapılmış. Ama onlar da yetmemiş. İstanbul'un il sınırları içerisinde bulunan su havzaları yetmeyince, Büyük İstanbul Su Temin Projesi adı ile başlatılan proje ile hükümet, Düzce'den Bulgaristan sınırına kadar altı ili içine alan km uzunluğundaki ve 38 bin kilometrekare genişliğindeki kuzey Marmara bölgesindeki su kaynaklarını İstanbul'a akıtmaya karar verdi. İşte Melen Çayı'na baraj yapma projesi böyle doğdu.

\n

İstanbul'un km doğusunda Karadeniz'e dökülen ve yıllık su potansiyeli ortalama 51 ton/saniye olan Büyük Melen Çayı'ndan İstanbul'a daha fazla içme ve kullanma suyu getirmek için proje çalışmaları yılında başlatıldı. O zaman yapılan tahminlere göre yılında nüfusu 17 milyon olması beklenen İstanbul, bu barajdan 38 ton/saniyelik bir ek kaynakla su gereksinimini karşılayacaktı. Hesapların tutmayacağı belliydi. İstanbul nüfusu yılında 17 milyona dayandı. Proje ilan edildiğinden bu yana 30 yıl geçti. yılında bitirilmesi planlanan barajın, yılında bitmesine yakın bir zamanda gövdesinde kırıklar oluşmaya başladı. Acaba baraj gövdesi neden kırıldı? Bu yazıda, 30 yıl önce başlayan karar sürecini ve barajın neden kullanılmaz duruma geldiğini erişebildiğim kaynaklara dayanarak açıklamaya çalışacağım.

\n

Melen Ortak Girişim Grubu kuruluyor

\n

Büyük Melen Barajı planlama aşamasındaki ilk arazi çalışmaları yılları arasında yapıldı. yılında Japonya Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) Büyük Melen Sistemi Projesi'ne destek vermeyi kabul etti ve proje Nippon KOEI müşavirlik grubuna ihale edildi. Melen Projesi ile ilgili fizibilite etüdü yılında, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) ve müşavir firma Nippon KOEI tarafından hazırlandı. Projenin Mühendislik, Müşavirlik ve Kontrollük Hizmetleri, Melen Ortak Girişim Grubu (konsorsiyum) tarafından yürütüldü. Bu girişim grubu (biri Japonya, ikisi İngiltere ve beşi Türkiye menşeili toplam sekiz firmadan oluşmuştu. Bu grubun yapacağı işler şunlardı: zemin etütleri ve jeolojik araştırmaların yapılması, mevcut fizibilite raporunun gözden geçirilmesi, uygulama projelerinin (arıtma tesisi proses yapıları hariç) hazırlanması, sözleşme dokümanlarının (çelik boru ve özel parça temini işleri dahil) hazırlanması, harita çalışmalarının yapılması ve kamulaştırma planlarının hazırlanması, ÇED raporu ve çevresel izleme programının hazırlanması, inşaat ihale dokümanlarının hazırlanması, ihale değerlendirme sürecinde İdare'ye teknik destek verilmesi, inşaat kontrolluğu hizmetleri (baraj, boğaz geçişi tüneli ve kondüvi hariç). Müşavirlik grubunun yerli firmalarından bir bölümü ve DSİ Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı baraj gövdesinin oturacağı yerin ve göl alanının yeraltı yapısını ve zemin özelliklerini inceleyecek (jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütler) yöntemleri uygulayacak ve baraj gövdesini taşıyacak yeri ve su dolacak gölet alanının su tutma özelliklerini araştıracaktı.

\n

Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonrasında Büyük Melen vadisinde en fazla yağış alanını içine alabilecek, yer ve zemin yapısı ve topografik koşulları uygun yerin Melen Çayı'nın döküldüğü Karadeniz'in yaklaşık 7 km güneyinde Çayüstü tepesi ile Dikenli tepe arasındaki alan olmasına karar verildi. Yapılan araştırmalar sonucunda İstanbul'a yetecek miktarda su temini sağlama ve elektrik üretimi yapabilme açısından barajın fiziksel özellikleri ve kapasitesi ilgili teknik ayrıntılar belirlendi. Baraj gövdesi ön yüzü beton kaplamalı kaya dolgu tipi, gövde uzunluğu metre, gövde genişliği 12 metre, minimum su düzeyi 37 metre, minimum işletme su düzeyi 55 metre, aktif göl hacmi milyon ton olacaktı. Projeye göre içme ve kullanma suyu olarak Melen Barajı'ndan İstanbul'a yılda milyar ton su verilmesi planlanıyordu. Baraj ve batardo gövde yapıları yanı sıra proje kapaklı dolu savak, iki adet derivasyon tüneli, içme suyu pompa istasyonları, km uzunluğunda iki adet 3 metre çapında isale hattı, arıtma tesisleri ve 45 MW kurulu güçte HES tesislerinden oluşacaktı. Su, İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasına iç çapı metre olan beton kaplamalı tüneller olmak üzere 27 km uzunlukta beton borularla aktarılacaktı.

\n

Barajın ekonomik ömrü 50 yıldı. Plana göre, Melen Barajı Projesi`nin elektrik enerji üretimi ve içme suyu sağlamasının yanı sıra, Melen Çayı'nın akımlarını düzenleme özelliği ile taşkın koruma işlevine de katkıda bulunacaktı. Melen çayındaki su akımının düzenlenmesi, su içerisindeki canlıların yaşam şartlarının kolaylaşmasına da neden olarak ekosistem üzerinde olumlu etkilerde bulunacaktı.

\n

22 Mart tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye- Japonya sözleşmesi ile projenin gerçekleştirilmesi ve toplam maliyetinin milyar ABD doları olması öngörülmüştü. Büyük Melen Barajı inşaatının yılında başlayıp, yılı içerisinde bitirilmesine karar verildi. Kademeli olarak enerji üretecek ve içme suyu temini sağlayacak baraj, yılları arası milyon ton/yıl. yılları arası milyon ton/yıl ve yılı sonrası 1 milyar ton/yıl içme ve kullanma suyu sağlayacaktı. Enerji üretimi, içme ve kullanma suyu teminine göre ters orantılı ve yine kademeli olarak üretilecekti.

\n

Baraj aksının yeri ve yüksekliğinin tespiti amacıyla DSİ'nin ilgili uzmanları tarafından sahada incelemeler yapıldı ve çeşitli seçenekler değerlendirildi. Baraj gövdesi önce kil çekirdekli kaya dolgu olarak planlanmıştı ancak daha sonra maliyet baz alınarak önyüzü beton kaplı kaya dolgu türüne dönüldü. Bu karar nedeniyle ilk yapılan malzeme alanı etütleri tekrar yapıldı ve yılında yeni rapor yazıldı.

\n

yılında İstanbul'da yaşanan kuraklık nedeniyle projeye hız verildi ve inşaatı bitirilen Melen Regülatörü ile Büyük Melen Çayı'ndan çekilen su, döşenen isale hattı ile 20 Ekim tarihi itibariyle İstanbul'a verilmeye başlandı. O günden bu yana, baraj olmamasına rağmen Melen regülatöründen çekilen su İstanbul'a akıtılmaktadır. yılında Melen Çayı'ndan İstanbul'a verilen içme suyu ancak milyon tondur. Günümüzde baraj inşaatında ortaya çıkan ciddi sorunlar nedeniyle inşaatın bitirilememesi sonucu, Melen Çayı'ndan borularla getirilen su İstanbul'da mevcut tesislerde arıtılmakta ve kullanıma sunulmaktadır.

\n

Baraj gövdesinin oturacağı yerin zemin etütleri ne gösteriyordu?

\n

ÇED raporuna göre baraj yeri zemin özellikleri: DSİ‘nin isteği üzerine \"Büyük Melen Barajı, HES ve Malzeme Ocakları Projesi, Sakarya ve Düzce İlleri, Büyük Melen Çayı, Çayüstü ve Dikenli Tepe Mevkileri \" başlığı altında İTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) araştırması başlatıldı. Rapor, İTÜ'nün İnşaat, Ziraat, Jeoloji ve Çevre Mühendislikleri ve Biyoloji bilim dalından üniversite öğretim üyeleri ve uzmanlar tarafından hazırlandı. O zamanki çevre mevzuatına göre ÇED raporunda projenin çok yönlü analizi yapıldı ve yılında Nihai ÇED raporu DSİ'ye sunuldu. Rapor projeyi kısaca şöyle tanımlıyordu; \"Büyük Melen barajı 30o57' 57\"- 40o00' 24\" koordinatları arasında yer alan içme ve kullanma suyu temini ile birlikte elektrik üretimi amacıyla kullanılması planlanan ön yüzü beton kaplamalı kaya dolgu tipi bir baraj olup baraj gövdesi, kapaklı dolu savak, iki adet derivasyon tüneli, içme suyu pompa istasyonları, iki adet 3 metre çapında isale hattı, arıtma tesisleri ve HES tesislerinden oluşmaktadır.\" ÇED raporundaki açıklamalara göre baraj gövdesinin oturacağı yerde tortul (alüvyon) olarak adlandırılan toprak yapısı hakimdi. Rapora göre barajın gövdesinin inşaatı için 7 milyon bin metreküp malzeme kullanılması planlanmıştı. Baraj gövdesinin inşa edileceği alanda ağırlık taşıma gücü düşük ve suya doygun bu doğal tortul yer yapısının kalınlığı 34 metreydi ve su geçirimliliği oldukça yüksek ölçülmüştü. Uzmanlar 34 metre derinlikten sonra baraj gövdesinin oturacağı dayanıklı ve taşıma gücü biraz daha iyi olan kiltaşı-kumtaşı-silttaşı-marn türünden kayaçlar bulunduğunu, bölgedeki yamaçlardaki yüzeylerin kayma tehlikesi olduğunu ve bu yamaçların kazılması gerektiğine işaret ettiler. Uzmanlar, baraj gövdesinin oturacağı yer ile ilgili şöyle bir uyarıda bulundular; \"beton kaplanacak memba yüzü altında, yaklaşık metre kalınlığındaki alüvyon kaldırılarak, temel fliş üzerine oturtulmalıdır. Bu durumda gerek taşıma gücü ve gerekse oturma yönünden bir sorunla karşılaşılmayacaktır. Gövde altında, sol sahilde yaklaşık 65 metre derinliğinde, sağ sahilde yaklaşık 45 metre derinliğindeki, enjeksiyon perdesi ile sızdırmazlık sağlanacaktır. Alüvyonun (tortul) gövde altında kalacak kesimi için, farklı zemin oturmalarına müsaade edilmemesi amacıyla alüvyonun kaldırılması önerilir. Bu durumda gerek taşıma gücü ve gerekse oturma yönünden bir sorunla karşılaşılmayacaktır. Enjeksiyon perdesinin memba ve mansabında bir sıra 15 metre derinliğinde kapak enjeksiyonu, bir sıra da 5 metre derinliğinde konsolidasyon enjeksiyonu yapılması uygun olacaktır\". Ayrıca, ÇED raporunun 64'üncü sayfasının altıncı paragrafındaki \"Dere yatağında yer alan alüvyonun geçirimlilik ve taşıma gücü değerleri göz önüne alınarak, eski baraj tipine göre geçirimsiz kil çekirdek altında alüvyon tamamen kaldırılması uygun olacağı uygun görülmüştür\" şeklindeki açıklamayla, devamındaki paragraftaki \"Büyük Melen Barajı yeni aks yerindeki\" şeklindeki açıklama birlikte değerlendirildiğinde, kaya dolgu-kil çekirdekli barajın yerinde bazı değişiklikler yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine aynı sayfada bir başka açıklama şöyledir; \"DSİ Genel Müdürlüğü'nde Baraj inşaatı konusunda danışmanlık görevi yapan ve Ön Yüzü Beton Kaplama Baraj tipi inşaatlarında uzman olan Ö.D. ile yapılan mütalaalarda, sıvılaşmanın ilk 5 metrelerde olduğu bu sebeple Büyük Melen Barajı gövdesi altındaki alüvyon malzemede, kesin proje aşamasından önce sıvılaşma deneylerinin yapılması ve bu malzemenin ne kadarının kaldırılacağına karar verilmesi gerekliliği belirlenmiştir. Sıvılaşma deneyi sonrası gövde altındaki alüvyon malzemenin kısmen kaldırılması halinde talvegde metre sıyırma kazısı yapılacaktır. Topuk plağı, geçirimsizlik duvarı ile memba yüzü plağına bağlanarak barajın geçirimsizliği sağlanacaktır. Geçirimsizlik duvarı, memba eteği boyunca uygulanacak ve sıyırma kazısından sonra metre derinliğe kadar sağlam zemin içine girilecektir. Memba yüzü plağı ile topuk plağı mafsallı bir şekilde birbirlerine bağlanacaklarından memba yüzü ve topuk plaklarında farklı oturmalar tolere edilecek ve herhangi bir kırılma söz konusu olmayacaktır\". ÇED raporunda yapılan basınç deneylerinde baraj gövdesinin oturacağı tortul yer tabakasının taşıma dayanıklılığının düşük olduğuna dikkat çekilmiştir. ÇED raporundaki bu açıklamalar, baraj gövdesinin türünde bazı değişiklikler yapıldığı, baraj gövdesinin oturacağı yer yapısının oturma ve sıvılaşma gibi önemli tehlikeler içerdiği ve bu tehlikelerin bertaraf edilmesi için bazı önlemler alınması gerektiğini göstermektedir. Nitekim, DSİ Bölge Müdürlüğü Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltı Suları Şube Müdürlüğünce, ön yüzü beton kaplama yapılacak kesim altındaki yaklaşık 18 metre derinliğindeki alüvyonun kaldırılması önerisi yapılmıştır. Ulaştığımız bilgilere göre zeminin taşıma gücü ve su geçirgenliği ile ilgili ortaya çıkan sorunlar nedeniyle barajın yeri (aksı) memba tarafına doğru biraz kaydırılmıştır. Ancak baraj gövdesinin kırılması olayı, yeni seçilen alandaki zemin özelliklerinin değişmediğini göstermektedir.

\n

ÇED raporunu incelerken dikkatimi çeken ve beni üzen bir diğer bilgi de mesleğim olan Jeofizik Bilim Dalı ile ilgilidir. ÇED raporunun 68'inci sayfasında \"Jeofizik Etüt Çalışması\" başlığı altında yer alan \"Jeofizik Etüt çalışmasının amacı memba batardosunun yer aldığı bölgede Alüvyon biriminin kalınlığının saptanmasıdır\" cümlesidir. Barajın ana gövdesi gibi sistemin en önemli unsuru olan yapının oturacağı zemin özellikleri ile ilgili sismik, özdirenç ve elektromanyetik gibi etkin jeofizik etüt teknikleri kullanılmamış ama ikinci öneme sahip memba batardosu üzerinde birkaç noktada yalnızca özdirenç etütleri yapılmıştır. Halbuki baraj yeri seçimi ve analizi gibi alanlarda yapılan jeolojik ve jeoteknik zemin etütleri yanında jeofizik etütler olmazsa olmazdır. DSİ'nin ilgili dairesinde jeofizik etüt uzmanları varken, DSİ bu seçime neden sessiz kalmıştır anlamak mümkün değildir. Ayrıca bu tür projelerde jeofizik etütlerin yeteri kadar yer alması konusunda bugün dahi ilgili mevzuatta ciddi sorunlar vardır. Bu serzenişimin meslek şovenizmi ile bir ilgisi olmadığını da özellikle belirtmek isterim.

\n

İTÜ Yüksek Lisans Tezi'ne göre baraj yeri zemin özellikleri: yılında İTÜ'de \"Büyük Melen Barajı Aks Yerinin Mühendislik Jeolojisi İncelemesi\" başlıklı Yüksek Lisans Tezi'nde Melen Baraj gövdesinin oturacağı yerin zemin durumu ayrıntılı incelenmişti. Tezde baraj gövdesi boyunca yerinde zemin ve kayaların su tutabilme özelliklerini araştırmak amacıyla daha önce DSİ tarafından yapılmış 40 metre ile metre arasındaki derinliklerde 9 adet sondaj kuyusu verileri değerlendirildi. Elde edilen sonuçlar baraj gövdesinin oturacağı eksen boyunca temeli oluşturan jeolojik birimlerin temel olabilme ve su tutabilme özellikleri 1/ ölçekli harita üzerinde (1 santimetre=20 metre) mühendislik jeolojisi haritası ve kesitleri hazırlandı. Bazı sondajların geçirimsiz tabakaya kadar inmediği görüldü. Örneğin, BSK-2 sondaj kesiminde en az 70 metre derinliğinde bir enjeksiyon perdesinin gerekli olduğu anlaşıldı. Kuyulardan birinde yapılan serbest sızma deneyleri sonucunda, tortul zemininin yüksek geçirimlilik değerlerinden dolayı mutlaka sızdırmazlık önlemi alınması gerektiği belirtildi. Bulgulara göre enjeksiyon perde derinliği baraj gövdesinin sol sahilinde en az 70 metre, sağ sahilinde ise 75 metre olarak planlanması önerildi. Ayrıca, baraj gövdesinin yer alacağı nehir yatağında üstteki tortul örtünün tabanındaki temel kayanın su tutma özelliklerinin ayrıntılı olarak araştırılması ve yeni bazı sondajlar yapılması gerektiği belirtildi. Araştırmacı, zemin taşıma gücünü tespit için yapılan ölçüm değerlerine göre, gevşek ve orta sıkılıktaki tortul zeminlerin m yüksekliğindeki bir baraj için taşıma gücünün yetersiz olduğuna dikkat çekti. Bu bulgulara göre, alüvyon örtünün taşıma gücü ve sızdırmazlık için iyileştirilmesine yönelik teknik ve ekonomik durumun ayrıntılı araştırılması önerildi.

\n

Tarihini bilmediğimiz bir dönemde baraj türü yine değiştirildi ve barajın silindirle sıkıştırılmış beton baraj (RCC) türünde yapılmasına karar verildi. Bu değişikliğe hangi gerekçelerle karar verildiğini bilmiyoruz. Baraj türü değiştirilirken, acaba barajın oturma alanı ve birim alan başına düşen ağırlığı gibi etkiler gündeme geldi mi? Daha önce karar verilen kil çekirdekli kaya dolgu barajın birim alana düşen ağırlığı ile silindirle sıkıştırılmış beton barajın ağırlığı karşılaştırıldı mı?

\n

Baraj gövdesi inşaatı başlıyor

\n

29 Mayıs 'de Melen Barajı inşaat işinin ihalesi yapıldı. İnşaat işi sözleşmesi 17 Aralık 'de DSİ ile E. A.Ş. ve Y. A.Ş. arasında imzalandı. Şirket, baraj temelinin zemin özelliklerinin çok iyi tespit edilmesi ve üzerine inşa edilecek baraj gövde beton ağırlığını taşıyacak özellikleri olup olmadığının saptanması için sahada 14 adet metre araştırma sondajı talep etti. Herkes biliyordu ki, yılında DSİ'ye sunulan ÇED raporunda ve 'de İTÜ'de yapılan yüksek lisans tezinde yapılan araştırmalarda ciddi zemin sorunları saptanmış ve uyarılarda bulunulmuştu. Ancak DSİ Bölge Müdürlüğü 1 Mart tarihli yazısında talep edilen sondajların yapılmasını nedense uygun bulmadı. Baraj temelinin taşıma gücü ve zemin değerleri ile ilgili sakıncalardan dolayı şirket uluslararası deneyime sahip P.C.R. adlı şirkete bir çalışma yaptırdı. Raporda baraj temelinin oturacağı zemin yapısının taşıma gücü ve kaymaya karşı yeterli dayanıma sahip olmayacağı tahmini ve ek zemin araştırılmasının gerekli olduğu belirtildi. İlgili rapor DSİ yöneticilerine aktarıldı, ancak şirketin isteği reddedildi. Bu koşullar altında şirket baraj inşaatına başlamak zorunda kaldı. 21 Temmuz 'de baraj gövdesi dökümü başladı. Aralık 'da baraj gövdesinin 'ncı metresinde ilk kırığa rastlandı. Mart 'de DSİ heyeti oluşan kırığı yerinde inceledi. DSİ, Ağustos 'de konuyla ilgili araştırma yapmak üzere biri yerli diğeri yabancı iki şirketten talepte bulundu. 26 Ağustos 'de barajın beton gövdesi tamamlandı. 28 Şubat 'de baraj gövdesinin çatlağının onarımı ve güçlendirilmesi için 1 Haziran Şubat tarihlerini kapsayan 3 yıllık süre için proje milyon bin TL'ye E. M. AŞ'ye ihale edildi. Basına yansıyan haberlere göre, 2 yıl geçmesine rağmen firma işe başlatılmadı. Bütün bu koşullar altında barajın 26 Şubat 'de hizmete girmesi beklendiği duyuruldu. Sorunun çözümü için yalnızca onarım mı yapılacak, yoksa yeni bir baraj gövdesi mi yapılacak? Her ne yapılacaksa 'e yetişmesi mümkün mü? Çok geç kalındı.

\n

\n

6 Temmuz  - 10 Temmuz tarihleri arasında Orman ve Su İşleri Bakanı olan Veysel Eroğlu Aralık 'de bir konuşmasında Melen Baraj gövdesinin kırılması ile ilgili şu açıklamayı yaptı: \"Baraj inşaat çalışmaları tamamlandıktan sonra mühendislik gereği inşaatın farklı oturmalarının kompanse edilmesi, baraj gövdesinde gerekli genleşme için dilatasyon (aralık) bırakılır. Bu, bütün barajlarda yapılan teknik bir husustur. Melen Baraj gövdesinde herhangi bir çatlak yoktur. Melen Barajı'nda bırakılan bu dilatasyon beklenenden biraz fazla olmuştur. Bu konuda ıslah çalışması yapacağımız dönemde Bakanlık vazifesinden ayrıldım\". Barajın gövdesindeki kırıklara bakarsak ortada bir \"dilatasyon aralığı\" yok, ciddi oranda kırılmalar var. Ayrıca barajın gövdesinde çatlama da başladı ve kendisine bağlı olan DSİ Heyeti Mart 'de oluşan çatlağı yerinde inceledi ve ayrıntılı inceleme için yabancı bir şirketten talepte bulunuldu. Veysel Eroğlu'nun bu açıklamasını yorumlarınıza bırakıyorum.

\n

Diğer ilginç bir açıklama da DSİ'nin bir yetkilisinden geldi. Yetkilinin aktardığı bilgi şöyle; \"Mühendisler; baraj zemininin jeoteknik değerlendirme çalışmalarının yerli bir firma tarafından geçmişte yapıldığını, inşaata engel bir durum bulunmadığının firma tarafından tespiti sonrasında inşaat için onay verildiğini, ancak ortaya çıkan çatlamalar gibi aksaklıklar sonrasında ise davet üzerine gelen Avusturya merkezli bir firmanın bir kez daha zemin incelemesi gerçekleştirdiğini söylemektedirler. Avusturya merkezli şirket analizlerini sahip olduğu hibrit teknolojisi sayesinde ses ve ışık yardımıyla gerçekleştirirken, bizim yapabildiğimiz ölçüm sadece ses ile mümkün olmakta\". Bir yerbilimci olarak ülkemizde mesleğimle ilgili çeşitli konularda yapılan bazı açıklamalara çok hayret etmiş ve hayıflanmışımdır, ama yukarıdaki bu açıklamaya çok daha hayret ettim ve üzüldüm. Türkiye'de özel ve kamu kurumlarında maden, su, jeotermal, petrol ve doğal gaz aramalarında uzmanlaşmış çok sayıda jeofizikçi meslektaşlarımız varken ve aktif olarak çalışırlarken Avusturya'dan uzman çağırma olayı çok düşündürücüdür.

\n

Yazımı bitirirken şu sorulara yanıt aradığımı belirtmek isterim:

\n
    \n
  • İTÜ tarafından hazırlanan tarihli Nihai ÇED raporunda ve tarihinde yine aynı üniversitede yapılan zemin durumu araştırmasında, zeminin olumsuz durumu ile ilgili yapılan saptamalar ve öneriler nasıl görmezden gelindi?
  • \n
  • Baraj gövdesi türü neden üç kez değiştirildi ve sonunda neden \"sıkıştırılmış beton (RCC)\" türü bir baraja karar verildi? Hangi bilimsel ve teknik analizler ve ölçütler sonucu beton baraj türü seçildi? Beton gövdeli barajın sorunlu zeminle ilişkisi konusunda ne tür bir değerlendirme yapıldı?
  • \n
  • İTÜ ve özel firmalar tarafından DSİ'ye iletilen tehlike ve sakıncalar neden dikkate alınmadı?
  • \n
  • Kaya dolgu baraj yerine silindirle sıkıştırılmış beton baraj yapılmasına karar verildiğinde, bu tür baraj için zeminin taşıma gücünü belirlemek amacıyla daha ayrıntılı jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütler (zemin etütleri) yapılması gerekmez miydi? 'de baraj gövdesi inşaat işini alan firmanın ek zemin etüt talebi neden kabul edilmedi?
  • \n
  • İnşaat ve baraj mühendisliği teknikleri açısından bu boyutta bir beton barajın gövdesinde oluşan çatlakların onarımı ile milyon tonluk su kütlesini tutmak mümkün müdür? Su tutma sonrası barajın tekrar çatlaması ve kırılması tehlikesi ve riskleri nedir?
  • \n
  • Yeni yapılması planlanan baraj gövdesinin türü ne olacaktır? Yeni baraj kırılan baraj gövdesinin memba tarafına mı, yoksa mansab tarafına mı yapılacaktır? Melen Barajı'nın ne zaman devreye gireceği tarih belirlenmiş midir?
  • \n
  • Baraj gövdesindeki kırılmalara neden olan oturma hareketi başladığından bugüne kadar ölçülmekte midir? Planlanan yeni baraj gövdesi inşa edilmeden önce zemin iyileştirilmesi ve yeraltına sızdırmazlık perdeleri yapılacak mıdır?
  • \n
  • Türkiye'de yeraltı ve zemin etütleri için yetişmiş ve donanımlı jeofizik, jeoloji, jeoteknik uzmanları ve firmaları yok mudur ki Avusturya'dan firma getirilmiştir? Avusturya'dan gelen firmanın uyguladığı hibrit ses ve ışık tekniği nedir? \"Ses yöntemi\" olarak tanımlanan yöntemin, Jeofizik uygulamalarda yeryüzünde ve açılan sondaj kuyularında yaptığımız yüksek ayrımlı sismik ve elektrik özdirenç yöntemlerinden farkı nedir?
  • \n
\n

\n

Kaynakça

\n
    \n
  • Akbaş, A., İstanbul Su Kaynaklarının İncelenmesı̇ Yeşı̇lçay ve Melen Sı̇stemlerı̇nı̇n Ekonomı̇k Yönden Değerlendı̇rı̇lmesı̇, İstanbul Teknı̇k Ünı̇versı̇tesı̇, Fen Bı̇lı̇mlerı̇ Enstı̇tüsü Yüksek Lı̇sans Tezı̇, İnşaat Mühendı̇slı̇ğı̇, Hı̇drolı̇k ve Su Kaynakları Mühendı̇slı̇ğı̇, sayfa. funduszeue.info
  • \n
  • Büyük Melen Barajı ÇED Raporu, funduszeue.info
  • \n
  • Büyük Melen Barajı Planlama Taslak Raporu,
  • \n
  • Gündoğan, Y., Büyük Melen Barajı Aks Yerinin Mühendislik Jeolojisi İncelemesi, Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı, Uygulamalı Jeoloji Programı, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Haziran , sayfa. funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info%20OĞUZ%20Melen_Projesi_Kanal_İstanbul%20().pdf
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info
  • \n
  • funduszeue.info#.YcWiJS8RrAI
  • \n
  • Melen Barajı CHP Raporu, funduszeue.info?usp=sharing
  • \n
\n

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.