karkın boyu özellikleri / Kargın Boyu | kargin

Karkın Boyu Özellikleri

karkın boyu özellikleri

Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları

5. ULUSLARARASI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU OĞUZLAR: DİLLERİ, TARİHLERİ VE KÜLTÜRLERİ OĞUZLARIN KARKIN BOYU SA DU LL AH GÜL TEN Giriş Oğuz adının anlamı hakkında çeşitli görüşler öne sürülmüşse de ilim âleminde en fazla rağbet gören fikir J. Nemeth tarafından ortaya konulmuştur. Buna göre, “ok” kelimesi boy manasında olup “z” çoğul eki ile birleşerek ok+u+z=boylar şekline dönüşmüştür (Gündüz, a, s. 57). Oğuz kelimesinin Çince’ye “kabileler” diye tercüme edilmesi (Kafesoğlu, , s. ) ve Oğuzların boylar halinde yaşamaları da J. Nemeth’in görüşünü desteklemektedir. Oğuz adına ilk defa Barlık çayı kıyısındaki Yenisey kitabesinde rastlanılmıştır. VI. veya VII. yüzyıla ait olduğu kabul edilen kitabeye göre, Oğuzlar bu dönemde altı boy halinde Barlık ırmağı kıyısında yaşamaktaydılar (Sümer, , ss. ). VI. yüzyıldan itibaren Göktürk Hakanlığı’nda toplanmış olan Türk kabilelerinden bir kısmı ’da başlayan fetret devresinde, kendi aralarında birlik kurarak Tula-Selenge ırmakları bölgesinde Dokuz Oğuz kağanlığını meydana getirmişlerdi (Kafesoğlu, , s. ). Göktürklerin en başta gelen düşmanları Tula başında oturan bu Oğuzlar idi. Ötüken de onların idaresinde bulunuyordu. Bu sırada, Oğuzların başlarında bulunan hükümdarları Kağan unvanı taşıyordu. Oğuzların Göktürkler için tehlikeli olmaya başlaması üzerine, Göktürkler onların üzerine bir sefer düzenlenmişler ve yapılan savaş sonucunda onları kendilerine bağlamışlardı (Tüysüz, , s. ). Oğuzlar, Orhun kitabelerinde adı en çok geçen Türk kavimlerinden biri olup, Göktürk Kağanlığı’nın dayandığı başlıca iki unsurdan birisiydi (Orhun, , s. ). Buna rağmen, onların Göktürk hâkimiyetinden kurtulmak için pek çok defa başkaldırdıkları ve Göktürklerle savaştıkları bilinmektedir (Tüysüz, , ss. ). Oğuzlar, Göktürk hâkimiyetinde bazen Üç Oğuz bazen de Sekiz Oğuz şeklinde anılmakla birlikte, en çok Dokuz Oğuz olarak anılmışlardır. Oğuzların boy sayısındaki artış, tarihi süreç ve boy gelenekleriyle herhangi bir tenakuza düşmemektedir. Çünkü boylar halinde yaşamalarının bir sonucu olarak, boyların nüfusu arttıkça yeni boylar ortaya çıkmakta ve diğer boylar gibi nüfus ve siyasi güce SADULLAH GÜLTEN ulaştıklarında boylar birliği içinde kendi adları ile temsil olunmaktaydılar. Göktürk yazıtlarında görülen Üç Oğuz, Altı Oğuz, Sekiz Oğuz, Dokuz Oğuz tabirleri bu durumun bir sonucuydu (Gündüz, a, s. 47). Oğuz boy isimlerine dair ilk bilgilere XI. yüzyılın ikinci yarısında Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Divan-ı Lügati’t Türk’te, ikinci ve daha teferruatlı olarak ise XIV. yüzyılın başlarında Reşidüddin tarafından yazılan Camiü’t-Tevarih’te tesadüf edilmektedir. Kaşgarlı Mahmud, Oğuzların 24 boy hÂlinde yaşadıklarını belirtir. Fakat listesine 22 boyu alırken iki boyu dâhil etmez (Kaşgarlı Mahmud, , C.I, ss. ). Listenin dışında kalan iki boyun Halaçlar olduğunu ve onların bazı hususlarda Oğuzlardan ayrıldıklarını bildirir. Kaşgarlı Mahmud, Halaç adını alarak Oğuz boylarından ayrıldıklarını belirttiği iki boyun isimlerini ise kaydetmez (Kaşgarlı Mahmud, , C. I, s. 55; C. III, s. ). O, Oğuzlar arasında bulunduğu sırada, onların boy yapıları ile ilgili bilgileri duymuş olmalıdır. Ancak, onun Oğuz boylarının hepsiyle karşılaşmamasından dolayı, eksik bildiği boyları Halaçlar ile tamamlamış olma ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır (Gündüz, a, s. 57). 24 boy hakkında Reşidüddin’deki bilgiler Kaşgarlı’ya göre daha açıktır. O, Karkınların da dâhil olduğu Oğuz boylarının 24’ünün de isimlerini vermiş, Oğuz boylarını Boz- ok ve Üç-ok olarak tasnif etmiştir (Toğan, , ss. ). Faruk Sümer, her iki listeyi de karşılaştırarak Kaşgarlı Mahmud tarafından isimleri belirtilmeyen ve yine aynı müellif tarafından Halaç adını alarak bazı hususlarda diğer boylardan ayrıldıkları söylenen iki boyun Kızık ve Karkın boyları olduğunu düşünmektedir (Sümer, a, s. ; Sümer, , C. I, ss. ). Kaşgarlı Mahmud’un listesinde Kızık ve Karkın boylarının olmamasının nedeni, bu boyların nüfus kaybına uğramaları veya alt gruplarından birinin nüfus bakımından güçlenerek diğer boylar gibi temsil olunmaya başlamasıyla ilgili olmalıdır. Nitekim belirtilen bu hususun örneklerine Anadolu’da rastlanılmıştır. Avşarlara mensup Köpekli, Gündüzlü ve Kutbeğli aşiretleri Avşarlar ile birlikte temsil olunarak Köpekli Avşarı, Gündüzlü Avşarı, Kutbeğli Avşarı şeklinde boy adları ile birlikte anılırken, cemaatlerin nüfuslarının artmasıyla Köpekli, Gündüzlü, Kutbeğli şeklinde müstakil olarak anılmaya başlamışlardır (Gündüz, a, s. 62). Buna göre, Karkınların, Kaşgarlı’nın listesini hazırladığı dönemde, eğer gözden kaçmamışsa, nüfuslarını kaybederek temsil güçlerini kaybetmiş oldukları veya nüfuslarının azlığı nedeniyle temsil gücüne ulaşamadıkları söylenebilir. Dolayısıyla, Kaşgarlı’nın ve Reşidüddin’in verdikleri listeler kesin listeler olmayıp, bunlar Oğuz boylarının kaydedildiği dönemdeki boy sayılarını ve büyük boyları yansıtmaktadır (Gündüz, a, s. 62). Karkın boyunun adı ilk olarak Reşidüddin’in eseri Camiü’t- Tevarih’te geçmektedir. Karkınlar Oğuz Eli’nin Boz-ok kolunda gösterilmiş, Oğuz Han’ın oğullarından Yıldız Han’ın dört oğlundan biri sayılmıştır. Yıldız Han’ın geriye kalan üç oğlu Avşar, Kızık ve Beğdili’dir (Toğan, , ss. ; Sümer, a, s. ). Reşidüddin, diğer Oğuz boylarınının olduğu gibi Karkın boyunun da damgasını, ülüşünü ve onugununu belirtmiştir. Oğuz boyları damgalarını koyunlarına ve atlarına vurmuşlar, böylece boyların atları ve koyunları birbirine karışınca bu damgalar sayesinde onları kolayca ayırt edebilmişlerdir (Agacanov, , s. ). Bu gelenek, Oğuzların Anadolu’ya gelmesinden sonra da devam etmiştir. Anadolu’daki Türkmenler, damga yerine “em” kelimesini kullanmışlardır (Gündüz, b, s. ). OĞUZLARIN KARKIN BOYU Reşidüddin, dört kardeş boyun toylarda koyunun sağ umacasını yediklerini ve Karkın boyunun ongonunun ise Tavşancıl olduğunu belirtmiştir (Sümer, a, s. ). Oğuz destanına göre, her boyun bir kuş sembolü mevcut olup, bunlar yırtıcı kuşlardan seçilmişlerdir. Moğolca olan ongon sözünün Türkçe’si “töz” olup, anlamı “kök ve menşe”dir (Ögel, , s. 32). Karkın boyunun ongonu olan Tavşancıl, Ortaçağda Türklerin bütün kartal cinsleri için kullandıkları umumi bir tabirdir (Ögel, , s. ). Karkın isminin anlamına gelince, Reşidüddin Karkın’ın anlamını “çok ve doyuran aş” olarak açıklamıştır (Sümer, a, s. ). Yazıcıoğlu Ali ve Ebu’l Gazi, Reşidüddin’in verdiği bu bilgiyi tekrarlamışlardır. Yazıcıoğlu Ali kelimenin anlamını “ulu aş ve doyurucu”, Ebu’l Gazi ise “aşlı” olarak ifade etmiştir (Toğan, , s. 51). Bahaeddin Ögel, Oğuz boy isimleri üzerinde yaptığı etimolojik denemede, Karkın isminin anlamının çok karanlık olduğunu ifade ederek bu konuda her hangi bir görüş belirtmemiştir (Ögel, , s. ). Zeki Velidi Toğan ise “aşın” ölülerin ruhuna veya mevlit gibi dini merasimlerde verilen yemek olduğu kanaatindedir. Ona göre Karkın adı bu umumi yemeklerle ilgili bir unvandır (Toğan, , s. 97, dipnot). Dede Karkın Karkınların Anadolu’da bilinen ilk iskânı bir Türkmen dedesi olan Dede Karkın’ın önderliğinde gerçekleşmiştir. Dede Karkın’la birlikte hareket ederek Anadolu’ya gelen Karkın boyuna mensup gruplardan bazılarını tahrir defterlerinde tespit etmek mümkündür. tarihli Kars-Maraş tahrir defterinde yer alan bilgiye göre Maraş’ın Göksun nahiyesindeki Tenri Bayat mezrasında “Dede Kargın oğulları” ziraat etmekteydi (KKA. TD. nr. , v. b). Yine aynı bölgede Dede Karkın zaviyesinin hizmetini yerine getiren Dede Karkın isimli bir cemaat mevcuttu. Toplam 19 hane olan cemaatin 9 hanelik bir nüfusu Dede Karkın zaviyesine hizmet etmekteyken, 10 hanelik bir nüfus ise zaviyenin kurbandaranlarıydı. Zaviyenin hizmetiyle ilgilenenlerden biri ise “Evlad-ı Dede Karkın” olarak kaydedilmişti (BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. / II, s. ). Ayrıca, Beriyyecik bölgesinin Osmanlı döneminde bağlı olduğu Mardin sancağında da Dede Karkın isimli bir köy bulunmaktaydı (BOA. TD. nr. 64, s. ; BOA. TD. nr. /I, s. 53; BOA. TD. nr. , ; KKA. TD. nr. , v. a; Göyünç, , s. 61). Köyde Dede Karkın’a nisbet edilen bir de zaviye mevcuttu (BOA. TD. nr. , s. ). Maraş ve Mardin sancaklarında bulunan zaviyelerden başka Dede Karkın isimli bir başka zaviye de Hamid sancağına bağlı Uluborlu kazasının Yassıviran köyünde bulunmaktaydı (BOA. TD. nr. /I, s. ). Buradaki zaviyeden sorumlu kişi de “Evlad-ı Dede Karkın” olarak kaydedilmişti (MAD. , s. 36). Maraş, Mardin ve Hamid sancaklarında tespit edilen zaviyelerin kurucuları ile Dede Karkın isimli köyler ve cemaatler onun çevresinde bulunan müritleri ve akrabalarından başkaları değillerdi. Karkın Boy İsimli Yer Adları Anadolu’nun fethini takip eden dönemde Oğuz boylarının önemli kısmı Anadolu’ya gelerek, burada kendi isimleriyle köyler kurmaya başlamışlardır (Köprülü, , s. 84). Anadolu’da kurulan köy isimleri üzerinde yapılan araştırmalarda boy ve oymak adlarına dayanan yer isimlerinin önemli bir yer tutuğu anlaşılmaktadır (Yediyıldız, a, s. 21; Yediyıldız, b, s. 26; Eröz, , ss. ). Oğuz boy isimlerini SADULLAH GÜLTEN taşıyan yer adları genellikle XII., XIII. ve XIV. yüzyıllardan kalmış olup, Oğuz boy isimlerine yoğun olarak Fırat nehri ve Ege denizi arasında tesadüf edilmektedir (Sümer, a, s. ). Oğuz boy isimlerinin bu sahada yoğun olmasının sebebi Selçukluların iskân politikasının yanında, bölgenin konar-göçer hayatın bir gereği olarak yüksek dağlarla alçak düzlüklerin yan yana veya birbirine yakın bir coğrafi yapıya sahip olmasıdır (Gümüşçü, , s. 71). Fırat nehrinin doğusunda Oğuz boy isimli yer adlarının az olmasında XIV. yüzyılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan bir hayli Türk unsurun İran’a ve Orta Anadolu’ya göç etmesi etkilidir (Sümer, b, ss. ; Gümüşçü, , s. 71). XVI. yüzyıl itibariyle Anadolu’da 90 adet Karkın isimli yer mevcuttu. Bunların 71’i köy, 17’si mezra, 1’i nahiye ve l’i de yaylaktır. Karkın boyunun yerleştiği yerler bakımından İç Anadolu ve Batı Anadolu bölgeleri ilk sırada yer almaktadır. Bu cümleden olarak, İç Anadolu bölgesinde 41, Batı Anadolu bölgesinde 30, Doğu Anadolu bölgesinde 10, Akdeniz bölgesinde 4, Karadeniz bölgesinde 3 adet Karkın boy isimli yer bulunmaktaydı. Günümüzde bu yerlerden ancak 24 adeti tespit olunmaktadır. Bunlardan Kırşehir’e bağlı Kargın Meşe, Kargın Selimağa, Karkın Kızıközü ile Malatya’ya bağlı Dede Kargın köyleri tahrir defterlerinde tespit edilmiş köyler arasında değildir. Kırşehir’de bulunan köylerin Karkın isminin yanı sıra Meşe, Selimağa, Kızıközü isimlerini de taşıması Karkın cemaatlerinin bahsedilen köylere sonradan yerleştiklerini ve köylerin eski isimlerinin yanında kendi boy isimlerini de kullandıklarını göstermektedir. XVI. yüzyılda mevcut olan köylerin zamanla ortadan kalkmasında köylerin çeşitli sebeplerle nüfus kaybetmelerinin yanında, köy isimlerinin de değişmiş olması etkili olmuştur. Örneğin, XVI. yüzyılda Mardin sancağının Beriyyecik kazasına tabi olarak tespit edilen Dede Karkın köyünün ismi Dedeköy olarak değişmiştir. Öte yandan, Karkın isminin boy adı dışında farklı anlamlarda da kullanılması Karkın isimli köylerin tamamını Karkın boyuna bağlamızı zorlaştırmaktadır. Bu cümleden olarak, karkın kelimesi eriyen karların oluşturduğu akarsu, karla karışık yağan yağmur, marangozlukta kullanılan rende, su değirmenlerinde üst taşın konulmasına yarayan bir çeşit çatal ağaç, karaya veya mora boyanmış deri, hesabını bilmeyecek kadar zengin, tarlada mahsulün fazla büyüyerek yere yatması gibi farklı manalarda kullanılmaktadır (Yalçın, , ss. 21). Bunların yanında, karkın kelimesi yer altı sularının yüzeye çıkması sonucunda toprakla karılması anlamına da gelmektedir. Muğla’nın Dalaman ilçesine bağlı Kapukargın köyünün ismi buradan gelmektedir.1 Burada altı çizilmesi gereken başka bir husus ise, Karkın isimli köylerde yaşayanların Karkın boyuna mensup kişiler olup olmadıklarıdır. Özellikle, XVI. yüzyılda meydana gelen nüfus hareketleri (Demir, , ss. ; Demir, , ss. ) göz önüne bulundurulursa Karkın isimli yerlerde Karkınların dışında başka grupların da sakin olmaları söz konusudur. Mesela, Aksaray sancağına bağlı Karguncak mezrasında Yallı cemaati, Bozok sancağındaki Karkın köyünde Tacirli ve Hemşalı cemaatleri sakindi. Belirtilen cemaatler eğer Karkın boyuna mensup değillerse buraların Karkınlar tarafından iskâna açıldığı, fakat sonradan onların 1 Bu bilgi Kapukargın köyü sakinlerinden emekli öğretmen Ali Vatan ile yapılan görüşmede elde edilmiştir. OĞUZLARIN KARKIN BOYU köyleri terk etmeleri sonucunda bölgede konar-göçerlik eden diğer cemaatler tarafından köylerin yeniden şenlendirildiği savunulabilir (Gündüz, , ss. ). Aynı durum Karkınlar için de varit olup, farklı isimli köylerde Karkınların yaşadıkları anlaşılmaktadır. İçel sancağına tabi Kargu Çatağı, Kırşehir sancağına tabi Çatal Meşhed ve Çetek İni ile Maraş sancağına tabi Kala-i Aşağı Çopurca, Kalecik ve Çakal-ı Sağir karyeleri bu cümledendi. Konar-Göçer Karkın Cemaatleri Anadolu’ya gelen Karkınların önemli bir kısmı yerleşik hayata geçerken bir kısmı ise konar-göçer hayata devam etmişlerdi. Oğuzlar Anadolu’ya geldikten sonra boy yapıları tamamen bozulduğu için, onlar büyük Türkmen taifeleri içinde irili ufaklı cemaatler halinde yaşamışlardı. Tahrir kayıtlarından anlaşıldığına göre, Karkın boyuna mensup konar-göçer teşekküller yaygın olarak Anadolu’nun doğu ve güney bölgelerinde bulunan Türkmen ulusları arasında yer almışlardı. Bu suretle Karkın cemaatleri Halep, Dulkadirli, Ramazanlı ve Bozulus Türkmenlerinin teşekkül ve faaliyetinde rol oynamışlardı. Ayrıca, Batı Anadolu Yörükleri arasında da birkaç Karkın cemaati yaşamıştı. Halep Türkmenleri arasına bulunan Karkınlar Kanuni devrinden Sultan İbrahim dönemine kadar dört oymağa ayrılmış bir halde yaşamışlardı. Bunlar Sultan İbrahim döneminde Oturak Karkın ve Göçer Karkın olmak üzere iki kısma ayrılmışlardı (BOA. TD. nr. , ss. , 70). Faruk Sümer, Oturak Karkınların Uşak’ın Banaz ilçesine bağlı Büyük Oturak ve Küçük Oturak isimli köylere yerleşmiş olabileceklerini düşünmektedir (Sümer, , s. ). Ancak, bunun bir tahminden öteye gitmediği açıktır. XVII. yüzyıldan itibaren, Halep Türkmenleri arasında bulunan Karkınların bir kısmı yerleşik hayata geçerken bir kısmı ise değişik yerlerde konar-göçer hayata devam etmişlerdi. Bozulus’a dâhil olan Karkın şubesi üç cemaatten ibaretti. Karkın cemaatlerinin nüfusları Kanuni ve II. Selim dönemlerinde kalabalık olmasına karşılık, bu gruplar Bozulus’un Orta Anadolu’ya yaptığı göçlere katılmamış, bir bölümü Güneydoğu Anadolu’da tedricen yerleşik hayata geçerken bir bölümü ise Halep, Yeni İl veya Dulkadir Türkmenleri arasında bulunan Karkın aşiretleri arasına karışmışlardı (Gündüz, , s. 83). Dulkadirli Türkmenleri arasındaki Karkın şubesi, bu cemaatin Halep ve Bozulus Türkmenleri arasındaki teşekkülünden daha ehemmiyetliydi. Fakat Dulkadirli Türkmenleri arasında bulunan bu Karkın şubesi de toplu bir halde değil, dâhil olduğu ilin muhtelif dağılma sahalarından Maraş, Kars, Bozok ve Sivas bölgelerinde küçük kısımlara ayrılmış bir şekilde yaşamışlardı (Sümer, , s. 87). Karkın cemaatlerinin bulunduğu diğer bir Türkmen teşekkülü de Ramazanlı Türkmenleriydi. Tarsus bölgesinde Kusun taifesine bağlı cemaat ile İçel sancağında Bozdoğan teşekkülleri arasındaki cemaat bu cümledendir. Her iki cemaat de yerleşik hayata geçmiş olup, Tarsus’taki cemaat Kayaçık-Ağıl mezrasında, İçel’deki cemaat ise Kargu Çatağı isimli köyde sakindi. Batı Anadolu bölgesindeki Yörükler arasında Karkın cemaatleri yok denecek kadar az olup, Hamid ve Teke sancaklarında iki şube hâlindeydiler. Sonuç Karkın boyuna dair ilk bilgiler Reşidüddin’in eseri Camiü’t-Tevarih’te geçmektedir. Reşidüddin, Karkın isminin anlamı yanında boyun ülüşünü, ongonunu ve SADULLAH GÜLTEN damgasını da vermiştir. Karkın boyuna mensup pek çok cemaat Malazgirt savaşının ardından ve Moğol istilası sırasında Anadolu’nun muhtelif yerlerine gelmiştir. Karkınların Anadolu’da bilinen ilk iskânı Dede Karkın’ın önderliğinde gerçekleşmiştir. Anadolu’ya gelen cemaatlerin bir kısmı köyler kurarak yerleşik hayata geçerken bir kısmı ise ananevi hayat tarzları olan konar-göçerliğe devam etmişlerdir. Karkınlar yerleştikleri köyler ile mezraların pek çoğuna kendi boy isimlerini vermişlerdir. Bu yerlerden 90’ı tahrir defterlerinden tespit olunmaktadır. XVI. yüzyılda tespit edilen 90 adet yerden günümüze ancak 24 adeti ulaşabilmiştir. Konar-göçer hayata devam eden cemaatler ise muhtelif teşekkülleri oluşturan cemaatler olarak yaşamışlardır. Bu gruplar da zamanla yerleşik hayata geçmişlerdir. Zaten XVI. yüzyıl itibariyle konar-göçer Karkınların fazla olmaması onların büyük bir oranda yerleşik hayata geçtiklerini göstermektedir. Konar-göçer hayat sürenler ise XVII. ve XVIII. yüzyıllarda ve daha sonraki tarihlerde tedricen yerleşik hayata geçmişlerdir. Tablo 1. XVI. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. b. 3 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. 4 BOA. TD. nr. 40, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s; KKA. TD. nr. , v. 21a. 5 BOA. TD. nr. /I, s. 6 Sümer, a, s. 7 BOA. TD. nr. 90, s. 80; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 34, vb. 8 BOA. TD. nr. /I, s. 9 BOA. TD. nr. , s. ; BOA TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. 74, v. b. 10 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /1, s. ; KKA. TD. nr. 74, v. b. 11 BOA. TD. nr. 60, s. ; BOA. TD. nr. , s. 20; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 46, v. a. 12 BOA. TD. nr. /II, s. 13 BOA. TD. nr. 40, s. ; BOA. TD. nr. /I, s. 48; KKA. TD. nr. , v. 6b. 14 BOA. TD. nr. s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 79, v. a. TD. nr. 88, s. ; BOA. TD. nr. /II, s. 16 BOA. TD. nr. 88, s. ; BOA. TD. nr. /II, s. 17 BOA. TD. nr. 88, s. ; BOA. TD. nr. /II, s. 18 BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 19, v. b. 19 Sümer, a, s. 20 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 30, v. b. 21 BOA. TD. nr. 13, s. 45; BOA. TD. nr. 37, s. 22 KKA. TD. nr. 81, v. 50b. 23 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 81, v. b. 24 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 81, v. b. 25 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 38, v. a. 26 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 38, vb. 27 BOA. TD. nr. /II, s. 28 KKA. TD. nr. , v. a; BOA. TD. nr. /I, s. 29 BOA. TD. nr. /I, s. 30 BOA. TD. nr. 30, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; BOA. TD. nr. , s; KKA. TD. nr. 51, v. a 31 BOA. TD. nr. 30, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; BOA. TD. nr. , s; KKA. TD. nr. 51, v. b 32 BOA. TD. nr. 30, s. 22; BOA. TD. nr. , s. 46; BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. 51, v. 21b. 33 BOA. TD. nr. 30, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 51, v. a. 34 BOA. TD. nr. 23, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. 35 BOA. TD. nr. 23, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. TD. nr. 23, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. 37 BOA. TD. nr. 23, s. , BOA. TD. nr. , s. 38 BOA. TD. nr. 23, s. ; BOA. TD. nr. , s. 39 BOA. TD. nr. , s. 40 KKA. TD. nr. 80, v. b. 41 BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. a. 42 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. a. 43 BOA. TD. nr. /1, s. ; KKA. TD. nr. , v. a. 44 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. a. 45 BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. a; BOA. TD. nr. , s. 46 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. b; BOA. TD. nr. , s. 47 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. a; BOA. TD. nr. , s. 48 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. a. 49 BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. , v. 76b. 50 BOA. TD. nr. , s. 49; BOA. TD. nr. , s. 46; KKA. TD. nr. , v. 26b. 51 BOA. TD. nr. , s. 52 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. 91a. 53 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. l0lb. 54 BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. b. 55 KKA. TD. nr. , v. b. 56 BOA. TD. nr. , s. 57 BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. a. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. 61; KKA. TD. nr. , v. 67bb. 59 BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 49, v. b. 60 BOA. TD. nr. 40, s. 43; BOA. TD. nr. 63, s. 37; BOA. TD. nr. , s. 31; KKA. TD. nr. , v. 51a. 61 KKA. TD. nr. , v. 66b. 62 KKA. TD. nr. , v. b. 63 BOA. TD. nr. , s. 65; KKA. TD. nr. , v. a. 64 Solak, , s. 65 BOA. TD. nr. 64, s. ; BOA. TD. nr. /I, s. 53; BOA. TD. nr. , s. 66 BOA. TD. nr. 64, s. ; BOA. TD. nr. /I, s. 49; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , va. 67 BOA. TD. nr. /II, s. 68 KKA. TD. nr. , v. a; BOA. TD. nr. , ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. b. 69 KKA. TD. nr. , v. 97b; BOA. TD. nr. , s; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. , v. b. 70 KKA. TD. nr. , v. 65b; BOA. TD. nr. , s. 39 71 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. 41; KKA. TD. nr. , v. 69b. 72 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. 73 BOA. TD. nr. , s. ; BOA. TD. nr. , s. 74 BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. , v. 69a. 75 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. 79, s. ; KKA. TD. nr. 14, v. 90a. 76 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 14 v. b. 77 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. , s. ; KKA. TD. nr. 14, v. b. 78 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. 79, s. 79 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. 79, s. 80 BOA. TD. nr. /II, s. ; BOA. TD. nr. 79, s. SADULLAH GÜLTEN 80 Sivas Komanat Mezra Karkıncık81 81 Sivas Turhal Köy Karkın82 82 Sivas Frenk Hisarı Köy Karkın83 (Sonisa) 83 Sultanönü Karacaşehir Köy Karkın84 84 Sultanönü Seyitgazi Köy Karkın85 85 Şevle - Nahiye Karkın86 86 Tarsus Tarsus Mezra Karkın87 87 Tarsus Tarsus Mezra Karkın Oluğu88 88 Teke Antalya Köy Karkın89 89 Trabzon Rize Köy Karkın90 90 Trabzon Çepni Mezra Kargun91 Tablo 2. TD. nr. /II, s. 82 Sümer, a, s. 83 BOA. TD. nr. 54, s. 46; BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 12, v. 85b. 84 BOA. TD. nr. /I, s. ; KKA. TD. nr. , v. 51b.; BOA. TD. nr. , s. 85 BOA. TD. nr. /I, s. 86 KKA. TD. nr. , v. 66ab. 87 BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. , v. 95a. 88 BOA. TD. nr. /II, s. 89 KKA. TD. nr. , v. 47b. 90 BOA. TD. nr. /II, s. ; KKA. TD. nr. 43, v. 58b. 91 BOA. TD. nr. /II, s. 92 Köylerimiz , T.C. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Ankara, OĞUZLARIN KARKIN BOYU 20 Kastamonu Tosya Merkez Kargın 21 Kırşehir Kaman Merkez Kargınkızıközü 22 Kırşehir Kaman Merkez Kargınmeşe 23 Kırşehir Kaman Merkez Kargınselimağa 24 Kırşehir Mucur Merkez Karkın KAYNAKÇA I. Arşiv Vesikası 1. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tahrir Defterleri (BOA. TD.) 13, 23, 30, 37, 40, 59, 60, 63, 64, 69, 79, 83, 88, 90, , , , , ,, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , 2. Kuyud-ı Kadime Arşivi Tahrir Defterleri (KKA. TD.) 3, 10, 12, 14, 19, 26, 29, 30, 34, 37, 38, 40, 43, 49, 51, 54, 74, 79, 80, 81, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , II. İnceleme ve Araştırmalar Agacanov, S.G. (). Oğuzlar. Çev. Ekber N. Necef-Ahmet Annaberdiyev. İstanbul. Demir, A. (). Yüzyılda Samsun-Ayıntab Hattı Boyunca Yerleşme Nüfus ve Ekonomik Yapı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi. Ankara. Demir, A. (). “ Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır Şehir Demografisine Göçlerin Etkisi”, Bilig, Sayı 50, Yaz. Eröz, M. (). Ege Bölgesinde Yer (Köy ve Şehir) Adları. Türk Kültürü Araştırma Dergisi 19, Reşit Rahmeti Arat Armağanı. Ankara. Göyünç, N. (), XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, Ankara. Gümüşçü, O. (). Xvı. Yüzyıl Anadolu’sunda Oğuz Boy Adlı Yerleşmeler. Genel Türk Tarihi, Ed. Hasan Celal Güzel vd., C. IV. Ankara. Gündüz, T. (). Anadolu’da Türkmen Aşiretleri Bozulus Türkmenleri ( ). Ankara. Gündüz, T. (). Kayseri’de Mezraların Köye Dönüşmesinde Konar-Göçer Aşiretlerin Rolü. II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri. Kayseri. Gündüz, T. (a). Oğuzlar Genel Türk Tarihi. Ed. Hasan Celal Güzel vd., C. II. Ankara. Gündüz, T. (b). Konar-göçer. DİA, C. Ankara. Kafesoğlu, İ. (). Türk Milli Kültürü. İstanbul. Kaşgarlı Mahmud. (). Divan-ı Lüğati’t- Türk. Çev. Besim Atalay, C. I, Ankara. Köylerimiz (). T.C. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü. Ankara. Köprülü, F. (). Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu. Ankara. Orhun, H.N. (). Eski Türk Yazıtları. C. I. Ankara.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası