barak oyun havaları halebi / ‘Bu çocukları bu ülkenin bir parçası haline getirmek zorundayız’ - Magazin Hayat

Barak Oyun Havaları Halebi

barak oyun havaları halebi

‘Bu &#;ocukları bu &#;lkenin bir par&#;ası haline getirmek zorundayız’

Güncelleme Tarihi:

Gizem Coşkunarda / [email protected]

Oluşturulma Tarihi: Haziran 18,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

UNICEF’in verilerine göre dünyada yaklaşık 37 milyon çocuk yerinden edildi. Yaklaşık 2 milyon sığınmacı çocuk da Türkiye’de yaşıyor. 20 Haziran Dünya Mülteci Günü öncesi ülkemizde yaşayan sığınmacı çocuklarla ve konunun uzmanı Prof. Dr. Murat Erdoğan’la konuştuk. Görünen o ki; bu çocukları topluma kazandırmanın yolu eğitimden geçiyor.

Haberin Devamı

Onlar savaş, çatışma ve yoksulluk yüzünden evlerinden, topraklarından, hayatlarından edilmiş mülteci ve sığınmacı çocuklar. UNICEF’in verilerine göre sayıları bugün dünya genelinde 37 milyondan fazla. Savaşın kazananı olmaz denir ama kaybedeni önce çocuklar oluyor. Hayatlarını oyun oynayarak ve öğrenerek, mutlu geçirmesi gereken çocuklar, savaşı yaşamak zorunda kalıyorlar. Ülkelerini terk ettikleri gibi ailelerini  yitiriyor, ölebiliyor, yaralanıp sakat kalabiliyorlar. Bulaşıcı hastalıkla, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmeyle karşılaşıyorlar. Sağlık hizmetlerine erişemiyorlar. Gelişimleri ve eğitimleri etkileniyor.

Bu salı 20 Haziran Dünya Mülteci Günü. Bu özel gün vesilesiyle odağımızı bir kez daha ülkemizde yaşayan sığınmacı çocuklara çevirdik. Sayıları 2 milyona yakın. Milli Eğitim Bakanlığı’nın son verilerine göre anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lisede kayıtlı bin sığınmacı çocuk var. Eğitim çağında olup da okula gitmeyenlerin sayısıysa bin civarında. Çünkü çalışmak zorundalar. Yeni bir çevre, kültür ve dilini bilmedikleri bir ortamda hayatlarını sürdürme mücadelesi veriyorlar.

Haberin Devamı
‘Bu çocukları bu ülkenin bir parçası haline getirmek zorundayız’

Sığınmacı çocuklar ayrımcılığa uğramadan huzurlu yaşamak istiyor.

‘Gelecek için risk’

Konuyla ilgili olarak Türkiye’de göç alanında en yetkin isimlerden, İGAM-Academy (İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi)  Başkanı Prof. Dr. Murat Erdoğan’la görüştüm. Kendisine ilk olarak “Yıllardır ne yapmamız gerektiğini biliyoruz ama ülkemizde kayıp bir jenerasyon oluşmasının önüne geçemiyoruz. Yanlışımız nerede” diye sordum. Erdoğan yanlışın, gerçeği kabul etmek istemeyişimiz olduğunu söyledi. Erdoğan’ın bahsettiği gerçek, ülkemizdeki sığınmacıların büyük bir bölümünün geri gitmeyecek olması. Erdoğan geri dönüşü imkânsıza yakın olarak tanımladı ve bir türlü sağlayamadığımız uyum politikaları hakkındaki fikirlerini şöyle aktardı: “Yaptığımız saha araştırmalarında görüyoruz ki; Türkiye’nin yüzde 88,5’i mültecilerin geri dönmesini istiyor ama gideceklerine inanmıyor. Biz de hâlâ mültecilerin gönderilmesi üzerinden politik söylemlerle zaman kaybediyoruz. Arada geçen zamanda yapılan yanlış, siyasetin bir biçimde bu gerçekliği kabul etmeyişi. Oysa bu çocukların hiçbir suçu yok. 10 yaşın altındaki çocukların neredeyse tamamı Türkiye’de doğdu. Ve o çocuklar kayıp kuşaklar olarak Türkiye’nin geleceğine dair risk oluşturan, kendisine onurlu bir hayat kurması zorlaşacak insanlar haline gelecekler. Bu çocukları eğitime katmak, yetiştirmek zorundayız. Mülteciler eğitim alanında ciddi zorluklar yaşıyorlar. Bazı okullar ve veliler kabul etmiyor. Bu çocuklar bir şekilde okula girseler bile akran zorbalığına maruz kalıp okulu bırakmak istiyorlar. Uyum politikalarını kendi huzurumuz, kendi ülke geleceğimiz için yaptığımız bir yatırım olarak görmemiz gerekiyor. yaş arasında milyon mülteci çocuk var. Bunlar zorunlu olarak okula gitmesi gereken çocuklar. Yüzde 65’i eğitime kayıtlı ancak ne kadarı devam ediyor bilinmiyor. Kalan kayıtsız yüzde 35 nerede? Bu çok ciddi bir risk. Burada sempatiden
ya da kalsınlar gibi bir şeyden bahsetmiyoruz, gerçeklikle ilgili bir tespit bu. Aynı zamanda da bir güvenlik alanı. Bunu ortadan kaldırabilmek için bu çocukları bu ülkenin bir parçası haline getirmek zorundayız. Sınıflarımıza yabancı çocuklar girdiğinde farklı kültürden gelmeleri ve dil bilmemeleri nedeniyle eğitimin kalitesi düşüyor, veliler haklı. Bu ırkçılık ya da yabancı düşmanlığı değil. Herkes çocuğunun ülkesinde iyi eğitim almasını ister. Devletin yapması gereken, yerel halkın üstündeki yükü almak. Daha çok okul açıp daha çok öğretmen atamak ve eğitim kapasitesini arttırmak.”

Haberin Devamı

Prof. Dr. Murat Erdoğan’ın dikkat çektiği bir nokta da milliyetçilik konusu oldu: “Bu çocuklara her gün hakaret eder ve toplumdan dışlarsak ileride yaratacakları kendi milliyetçiliklerine şaşırmamak gerekiyor. Böyle giderse Türkiye’de dalga dalga çok sert bir Suriyeli milliyetçiliği gelecek. Bizim milliyetçiliğimizin seviyesi de artacak, sonra alın size ciddi bir sosyal ve siyasal kriz, hatta çatışma alanı. Bunun önüne geçmek için eğitimden başka çaremiz yok.”

Prof. Dr. Erdoğan’ın anlattıklarıyla, görüştüğümüz sığınmacı çocukların anlattıkları örtüşüyor. Yetişkinlerden ve yaşıtlarından zorbalık görebiliyorlar. Bazılarının geleceğe dair çok güzel hayalleri var. Birçoğu UNICEF ortaklığında çalışmalarını sürdüren Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin eğitim merkezi Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi’nde dilin yanı sıra sanat, spor ve müzik gibi alanlarda ücretsiz eğitimler alıyor. İstedikleri ayrımcılığa maruz kalmadıkları güven ve huzur dolu bir gelecek. Söyleşi sırasında şarkı söylemeyi çok seven 11 yaşındaki B. E. İ.’nin mırıldandığı gibi “Çocuk demek ışık demek, renk demek, gelecek demek”

Haberin Devamı
‘Bu çocukları bu ülkenin bir parçası haline getirmek zorundayız’

‘En büyük başarım okula devam edebilmek’

* Adım C. H., 13 yaşındayım. Halep’te doğdum. 3 yaşında Türkiye’ye geldim. 4 kardeşiz. Yolcululuğumuz çok zorlu geçti, annemin ağlamalarını hatırlıyorum. Önce Gaziantep’e geldik, uzun bir süre ahırda yaşadık. Sonra teyzemin verdiği borçla Ankara’ya yerleştik. Babam mobilya ustası olarak çalışıyordu.

* Okulda ilk başlarda dil bilmediğim için zorlandım ama sonra öğrensem de arkadaşlarım benimle dalga geçmeye devam etti. Ama önemsemiyorum, derslerime çok çalışıyorum. 6 aydır kuaförde staj yapıyorum. Kuaför salonu açmaktan büyük bir hayalim yok. Bir de Kore’ye gitmek istiyorum yemekleri için. Bir kere yemiştim, çok sevmiştim.

Haberin Devamı

* Ailemizde yaşına gelince “Yeter artık, büyüdünüz”, “Kız tek başına çıkamaz sokağa” diyorlar. Bazen çok
zor da olsa çıkıyorum. Benim şu ana kadar en büyük başarım okuyor olmak. Çünkü Suriyeli kızların yarısı okula gitmiyor. Al Farah’ta ritim derslerine katılıyorum. Hocam da seviyor beni.

‘Hem doktor hem boksör olmak istiyorum’

* Adım M.N, 15 yaşındayım. 2 yıl önce Afganistan’dan ailemle geldim. Büyüklerin savaşı özellikle Afgan kız çocuklarını eğitimden mahrum bıraktı. Memleketimden aklımda sadece savaş kareleri kaldı.

* Ülkemde 7’ye kadar okuyabildim. En çok matematik ile Fars dili ve edebiyatı derslerini seviyorum. Türkiye’de eğitime devam etmek en büyük hayalim, bu yüzden Türkçe dil kursuna gidiyorum.

Haberin Devamı

* Büyüyünce hem doktor hem de boksör olmak istiyorum. Kadın doğum doktoru olunca insanlara yardım edebilirim. Boksta ise ülkem adına yarışmalara katılıp madalya kazanmak istiyorum.

* Bir çocuğun en önemli hakkının eğitim olduğuna inanıyorum. Yetişkinlerden dileğim çocukların eğitimine destek olsunlar. Tüm çocuklara fırsat eşitliği sağlansın. Fırsat eşitliği sağlanmış çocuklardan milletvekilleri ve öğretmenler çıkarken fırsat eşitliği tanınmamış çocuklar küçük yaşta evlendiriliyor.

‘Bu çocukları bu ülkenin bir parçası haline getirmek zorundayız’

‘Öğretmenlerim beni çok seviyor ve tebrik ediyor’

* Adım B. E. İ., 11 yaşındayım. Halep’te doğdum. Ben 3 yaşındayken Türkiye’ye geldik. Halep’teyken iki kardeşim vardı. Diğer ikisi burada doğdu. Hayalimde çok güzel bir okul var. Okuyabildiğim kadar okuyacağım. İlk zamanlar okulda hiçbir şey anlamıyordum. Sınıf öğretmenim bana yardımcı oldu, çabuk öğrendim. Üniversiteye gitmek ve doktor olmak istiyorum. Kardeşim Cuma da polis olmak istiyor.

* Okulda pek Türk arkadaşım yok. Bizi sevmiyor ve istemiyorlar sınıfımdakiler. Ama öğretmenlerim öyle değil, beni çok seviyor ve tebrik ediyorlar. Sınavlarda yüksek not alıyorum, derslere katılıyorum, ödevlerimi yapıyorum. Müzik dinlemeyi ve kitap okumayı çok severim. Hikâye kitaplarını çok severim. ‘Pamuk Prenses’i okudum, ‘Beyaz Diş’i okuyorum şimdi. Şarkı söylemeyi de çok severim; “Çocuk demek ışık demek, renk demek, gelecek demek… Çocuğum ben, bu benim bayramım” Siz bu şarkıyı biliyor musunuz?

kaynağı değiştir]

Barak Türkmen kadınları geleneksel olarak üç eteği, kemerle giyerler. Kadınların geleneksel halk kıyafetlerinin bir parçası olarak giydikleri "Ahmediye" olarak bilinen turuncu başörtüsü, Barakların simgesi haline gelen ikonik bir parçadır. Bu genellikle "tozak" olarak bilinen güller ve tüyler içerir. Bazen Ahmediye'nin üzerine bozuk paralı fes giyilir. Erkekler yöresel desenli aba ve beline sarılı bir keffiyeh ile şalvar giyerler. Kafasına beyaz keffiyeh giyilebilir.[7][8]

Mutfak[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası