oturduğum evin zekatı olur mu / Evlerimizin zekâtı yoktur | Fıkıh Köşesi

Oturduğum Evin Zekatı Olur Mu

oturduğum evin zekatı olur mu

Kategori :

Fıkıh Soruları

Açıklama :

İki evi olana zekat düşer mi? Halis Hoca (Ebu Hanzala)

Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz;
funduszeue.info

Soru:
İki evi olana zekat düşer mi?

Cevap:
Zekat konusunda bir başka kaide daha söyleyeyim inşallah. Temniyeye açık olmayan malların zekatı yoktur İslam’da.

İmam Buhari (r.h) şöyle bir hadis naklediyor Peygamberden (sav):
“Müslümanın evinde ve bineğinde sadaka yoktur.” (Buhari)

Kişi bir malın ticareti yapmadığı müddetçe o malın zekatı olmaz. Oturduğun ev, ektiğin arsa, bindiğin araba ister biri yazlık, biri kışlık, biri dağlık olsun, biri bayırlık olsun. On tane araban olsun. Bunlarla ticaret yapmadığın müddetçe bunların zekatını vermek zorunda değilsin. Oturduğun evlerin de zekatını vermek zorunda değilsin.

Ne zaman zekat verirsin?
1. Evalıp satmaya başladığın zaman. Ev senin için bir ticaret aracına dönüştüğü anda o eve zekat düşer.
2. İki evini kiraya verdiğin anda. Kiraya verdiğinde nerenin zekatını veriyorsun. Evin değil, gelen kiranın zekatını veriyorsun. Bir sene sonunda kira parasını hesaplıyorsun. Eğer bir sene sonunda elinde 80 gr altına ulaşacak kadar para kalmışsa o zaman o paranın 40’ta 1’ini zekat olarak veriyorsun.

Ancak oturduğumuz ve kullandığımız şeylerin zekatı olmaz.

Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…

Ev, araba gibi, değeri artan mallardan neden zekat alınmıyor?

Değerli kardeşimiz,

Ev, araba gibi mallar;

- Asli ihtiyaç ise, kişinin ihtiyaçlarına girdiğinden zekatı yoktur.

- Kiraya verilmişse, kira gelirlerinden (bürüt üzerinden yirmide biri) zekat olarak verilir.

- Ticaret malları ise, üzerinden tam bir yıl geçince kırkta bir zekat verilir.

Soruda geçen ev örneğine gelince:

Bu ev, oturduğu veya yazlık-kışlık gibi bir ihtiyaç için kullandığı bir yer ise buna zekat gerekmez. Ancak kiraya vermişse, kira gelirinden zekat verilir, alım satım yapıp kar elde etmek istiyorsa, o zaman da ticaret malı olarak kabul edilir.

Nema, sözlükte “artmak, çoğalmak, gelişmek” anlamındadır. Terim olarak ise, hakiki ve takdirî olmak üzere ikiye ayrılır.

Hakiki nema, malın gerçek anlamda artışını ifade eder ve toprak ürünleri, ticaret malları, hayvanlarla define ve madenler bu grupta mütalaa edilir.

Takdirî (hükmî) nema ise, bir malın potansiyel olarak artma, arttırılma ve çoğalma özelliğine sahip bulunması sebebiyle fiilen artış gerçekleşmese bile artıcı (nâmî) nitelikte sayılmasıdır. Altın, gümüş ve para böyledir.

Hz. Peygamber (asm) ve Hulefâ-yi Râşidîn döneminde bu vasıflara sahip olmayan mallardan zekât alınmamıştır. (Serahsî, el-Mebsût, Beyrut , II, )

Hz. Peygamber (asm)’in kavlî ve amelî sünnetiyle Hulefâ-yi Râşidîn’in uygulamalarını dikkate alan fakihler bu devirlerde zekâta tâbi tutulan malların nâmî olduğunu tesbit etmişler, dolayısıyla nemâyı zekâtın mala ilişkin vücûb şartı olarak kabul etmişlerdir.

Ticaretin kâr amacıyla yapıldığı dikkate alınarak, ticarî emtia hakikaten nâmî mallar grubunda mütalaa edilmiştir. Nitekim Hz. Ömer deri ticareti yapan Hammâs’ın, zekât ödemeyi gerektirecek malı bulunmadığını söylemesi üzerine derileri göstererek onların parasal değerini belirleyip zekâtını ödemesi gerektiğini hatırlatmıştır. (Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. )

Toprak ürünleri de tarım yoluyla elde edilen ve mal varlığında gerçek artış sağlayan bir gelir sayılmıştır. Bakara sûresinin âyetinde bunların zekâta tabi olduğuna işaret edildiği gibi hâkim kanaate göre, “Hasat günü hakkını verin” ifadesinde geçen (En‘âm, 6/)“hak”tan maksat zekâttır; toprak ürünlerinin zekâtına ilişkin nisap ve nisbetleri gösteren hadisler de bu görüşü desteklemektedir. (Buhârî, Zekât, 55)

Hakikaten nâmî olan diğer bir mal grubu zekâta tâbi hayvanlardır. Hz. Peygamber deve, sığır ve koyun cinsi hayvanlardan zekât tahsil etmiş (Buhari, Zekât, 42), fakihler keçiyi koyuna ve mandayı sığıra kıyas ederek bunların da zekâta tâbi olacağı hususunda ittifak etmiştir.

Fukahanın çoğunluğuna göre bu hayvanların zekâta tâbi olması, yılın çoğunu otlaklarda otlayarak geçirme şartına bağlıdır; dolayısıyla yemle beslenen hayvanlarla ziraat, nakliye vb. işlerde kullanılan hayvanlar bu kapsamda değildir.

Madenler de istihsal edildikçe sahibi veya işletmecinin mal varlığına artı değer olarak katıldığından hakikaten nâmî mallardandır. Maden, define, hazine gibi eşyayı ifade eden “rikâz”dan 1/5 nisbetinde vergi ödeneceğini belirten hadise dayanarak (Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, Kitâbü’l-Emvâl, s. ) Hulefâ-yi Râşidîn döneminde ve sonraki devirlerde yapılan tahsilâtın zekâtın harcama kalemine mi yoksa fey’inkine mi konulacağı tartışılmıştır.
Mübadele aracı olması yanında çalıştırılınca gelir getiren ve saklandığında tasarruf aracı vazifesi gören altın, gümüş ve para takdiren nâmî sayılmış, zekâta tâbi kılınarak sahiplerinin bunları yatırıma sevketmesi hedeflenmiştir.

Hz. Peygamber (asm), ister nakit ister külçe olsun piyasada çokça bulunan gümüşün nisab ve nisbetini belirlemiş (Buhârî, Zekât, ), Hz. Ömer ve Hz. Ali ondan öğrendikleri şekilde altının her 20 dinarından 1/2 dinar zekât almış (Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, s. ), mezhep imamları da gümüşün nisabının dirhem, altın nisabının 20 miskal ve her ikisinin % 2,5 nisbetinde zekâta tâbi mal olduğu hususunda görüş birliğine varmıştır.

O devirde henüz kâğıt para kullanılmadığı için, mezhep imamlarının fetvalarında bu tür paranın zekâtıyla ilgili açık bir hükme rastlanmaması tabiidir. Altını temsilen ödemelerde altın yerine kullanılan banknotun tedavülde bulunduğu dönemlerde yaşayan fakihler bu paraları karşılığı hemen ödenebilen borç senedi olarak değerlendirmiştir. Kâğıt para giderek altına bağlı olmaktan çıkarılıp müstakil mübadele aracı haline geldiği ve fıkhî açıdan para olarak kabul edilen altın ve gümüşün mübadele aracı, bedel, stok vb. fonksiyonlarını yerine getirdiği için günümüz İslâm âlimleri, madenî ve kâğıt paraların da altın ve gümüş gibi zekâta tâbi olduğu hususunda ittifak etmiştir.

Öte yandan temel ihtiyaçlar için gerekli olan mallarHanefîler tarafından “havâic-i asliyye” terimi çerçevesinde özel biçimde ele alınarak, fakihlerin çoğunluğunca ise daha çok nemâ vasfı taşımamasıyla irtibatlandırılarak zekâta tâbi tutulmayan mallar arasında mütalaa edilmiştir.

Buna göre binek hayvanları, özel otomobiller, oturulan evler ve ev eşyaları, sanatkâr aletleri vb. zekâta tâbi olmadığı gibi bu vasfını geçici veya devamlı kaybeden mallar da zekâttan muaf olur.

Yine çalınan, gasbedilen, kaybolup ulaşılamayan mallarla ödenmesinden ümit kesilen alacaklar nâmî olsa da ele geçmedikçe zekâta konu olmaz. (Kâsânî’nin İmam Mâlik’in zekâtın farz olması için nemâyı şart koşmadığı yönündeki ifadesinin eleştirisi için bk. M. Abdülgaffâr eş-Şerîf, XV/41 [/], s. )
Zekâtın kelime mânasıyla (artma, çoğalma, bereket) zekâta tâbi mallarda aranan nemâ vasfı arasında sıkı bir bağ bulunduğuna dikkat çeken Kâsânî, bir yandan zekâtın yatırıma teşvik özelliğiyle servetin artmasını sağladığını, öte yandan yukarıda açıklanan yollarla nemâlanan mallardan zekât verilerek fakirlerin ihtiyaçlarının giderildiğini, böylece fakir ve zengin arasında maddî ve mânevî bakımdan yakınlığın oluştuğunu belirtir.

Ayrıca, malî bir ibadet olması yönüyle zekâtta asıl amacın Allah’a kulluk edip O’na yakınlık sağlanması olmakla birlikte, beşerî ilişkiler açısından bu ibadetle dince zengin sayılan kişilerin mallarından fakirlere gelir aktarıp onların ihtiyaçlarının giderilmesi hedeflendiğinden, aynı fakih bu amacın gerçekleşmesi için artma niteliği taşımayan mallardan zekât alınmadığını, bu ölçünün esas kabul edilmemesi halinde zekâtın zenginleri fakirleştirme gibi bir sonuç ortaya çıkarabileceğini hatırlatır. (Bedâi, II, 11; klasik fakihlerin nemâ anlayışına bazı çağdaş araştırmacılar tarafından yöneltilen eleştiri ve bunun tenkidi için bk. Mahmûd Ebü’s-Suûd, s. ; M. Abdülgaffâr eş-Şerîf, XV/41 [/], s. )

İlave bilgi için tıklayınız:

- Gayrimenkullerin zekatı var mı? Kiraya verilen ev, daire, arsa

Kaynaklar:

- Yahyâ b. Âdem, Kitâbü’l-Harâc (nşr. Ahmed M. Şâkir), Kahire /, s.
- Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm, Kitâbü’l-Emvâl (nşr. M. Halîl Herrâs), Kahire , s. , ,
- Cessâs, Ahķâmü’l-Ķurân, I, ,
- İbn Hazm, el-Muĥallâ, V,
- Serahsî, el-Mebsûŧ, Beyrut , II,
- Kâsânî, Bedâi, II,
- İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, I, 72,
- Şevkânî, Neylü’l-evtâr, Kahire, ts., IV, ,
- Yûsuf el-Kardâvî, Fıķhü’z-zekât, Beyrut /, I,
- Bilmen, Kamus, IV,
- Mahmûd Ebü’s-Suûd, Fıķhü’z-zekât el-muâśıra, Küveyt , s.
- Mehmet Erkal, Zekat: Bilgi ve Uygulama, İstanbul , s.
- M. Abdülgaffâr eş-Şerîf, “en-Nemâ ve eŝerühû fi’z-zekât”, Mecelletü’ş-şerîa ve’d-dirâsâti’l-İslâmiyye, XV/41, Küveyt /, s. ; “İnmâ”, Mv.F, VII, ; “Nemâ”, a.e., XLI,
- Diyanet İslam Ansiklopedisi, Zekat, Para, Nema, Havaic-i asliye md.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

İki evim var, zekat gerekir mi?

Değerli kardeşimiz,

Zekât, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin, Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belirli miktarı ifade eder.

Dolayısıyla zekât, sırf Allah’ın emri olduğu için ifası gereken ve samimi niyet gerektiren farz bir ibadettir.

Bu itibarla bir kimsenin elinde bulunan altın, gümüş, TL veya döviz cinsinden birikimi, banka hesaplarındaki değerler ve zekâta tabi diğer ticari mal ve gelirlerin, temel ihtiyaçlar ve bir yıllık borçlar çıktıktan sonra nisap miktarına( gr. altın veya değeri) ulaşması ve üzerinden bir kamerî yıl geçmesi hâlinde, bu birikimden kırkta bir (%) oranında zekât verilmesi gerekir.

Öte yandan kişinin oturduğu evi ve binek olarak kullandığı arabası (ticaret malı olmadığı sürece) temel ihtiyaçlardan / havaic-i asliyyeden sayılır. Bu sebeple oturulan ev ve binilen araba, zekâta tabi değildir.

Asli ihtiyaçları(oturduğu ev ve kullandığı araba) dışında yatırım veya ticaret amaçlı olmayan birden fazla ev veya arabaya sahip olunması durumunda; şayet bu ev ya da arabalar kiraya verilmişse, bu kira gelirlerinin toplamından yirmide bir (%5) zekât olarak verilir.

Asli ihtiyaç dışında sahip olunan ev veya parsel gibi yerler, kira geliri için değil de yatırım maksadıyla alınmışsa, değeri üzerinden zekât vermek gerekir.

Buna göre, sizin bu iki eviniz de ihtiyacınız için alınmış ve kendiniz kullanıyorsanız, kira gibi bir geliri de yoksa, ikisine de zekât düşmez.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet


Sual: Bir takvim yaprağında aynen şöyle diyor:
“Zekât verilecek malın hem borçtan hem de sahibinin asli ihtiyaçlarından artmış olması şarttır. Asli ihtiyaçların başında orta halli bir mesken gelmektedir. Aynı zamanda aile fertlerinden bakmakla yükümlü olduğu kimselerin bir yıllık nafakası olması gerekir. Elinde bulunan altını veya hazır parası nisap miktarına ulaşsa bile, başını sokacak orta halli bir evi ve bir yıllık nafakası olmayan bir kimseye zekât farz değildir. Bu neye benzer? Suyu bulunan bir yolcu, yolda susuz kalabileceğini hesaba katarak suyunu kullanmayıp teyemmüm etmektedir. Böyle bir durumda su yok hükmünde olduğu için teyemmüm caizdir. Bunun gibi, bir kimsenin asli ihtiyaçlarına sarf edilmek üzere nisap miktarının üstünde parası olsa bile yok hükmündedir. Mesela bir kimsenin kırk koyunu olunca birini zekât olarak vermesi gerekiyor. 39 olunca, arada bir fark olmasına rağmen zekât düşmüyor. Çünkü Allahü teâlâ âyet-i kerimesinde (Allah sizin için kolaylık ister, güçlük istemez) buyuruyor. (Bekara ) Allahü teâlâ hiç kimseye takatinin dışında bir yük yüklememektedir.”
Öyle zenginler var ki, parayı eve yatırmıyor, eve vereceği para ile ticaret yapıyor veya tahvil senedi falan alıp ev kirasından fazla kâr getiriyor. Böyle zenginlere de evi yok diye zekât düşmez mi?
CEVAP
Dinimizde dört delil vardır. Akıl delil değildir. Dört delilin hiç birinde evi olma şartı bildirilmiyor. Konuyu açıkça bildiren fıkıh kitapları varken akıl ile bunu açıklamaya çalışmak, elbette hakikati katletmek olur.

Hiçbir fıkıh kitabında (Evi olmayan zengine zekât düşmez) diye bir şart olmadığı gibi (Bir yıllık nafaka) şartı da yoktur. Bu tamamen indi görüştür. zekâtı teyemmüme benzetmek de indi bir kıyastır. (Allah kolaylık ister, güçlük istemez) ifadesini evi olmaya delil getirmek ne kadar yanlıştır.

Kolaylık olsun diye, ince çorap üstüne mesh etmek, 5 vakit namazı bir vakitte kılmak, dini değiştirmek olur. Sabah namazına kalkmak zordur, Allah kolaylık istiyor diye sabah namazını kılmamak kolaylık ise de dine aykırıdır. Bir ay Ramazan orucu çok diye üç gün oruç tutmak kolaydır ama, Allah’ın emri yerine gelmiş olmaz. Bir gün oruç tutmak daha kolaydır. En kolayı da hiç oruç tutmamak ve hiç zekât vermemektir. Demek ki ölçü kolaylık değil, dinin emrine uymaktır. Dinimiz kırk koyundan biri zekât olarak verilir buyuruyor. Daha aşağısına zekât düşmez diyor. Din ne emrediyorsa odur.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(20 dinar olana kadar altının zekâtını vermek gerekmez. 20 dinar olup da üstünden bir yıl geçerse, yarım dinar zekât vermek gerekir. Daha fazla olursa, hesabı ona göredir.) [Ebu Davud]

(Gümüş dirheme ulaşınca, 5 dirhemi zekât olarak verilir.)
[Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed]

(Nisaba ulaşıp da, zekâtı verilen mal, kenz
[istif edilmiş] değildir.) [Ebu Davud, Hâkim, Hatib]

Aşağıdaki yazılar, Redd-ül-muhtar, Dürer Gurer, Hindiyye, Seadet-i Ebediyye, Cevhere, Dürr-ül-münteka, Camiur-rümuz,Uyun-ül-besâir, Tahtavi gibi kıymetli eserlerden alınmıştır:
İslamiyet'e uygun ve rahat olarak yaşayabilmesi için kullanılması gereken şeylere, ihtiyaç eşyası denir. Bunlar yiyecek, giyecek, ev gibi şeylerdir. Bu ihtiyaç eşyasının mevcut olması şart değildir. Eğer mevcut ise, zekât nisap hesabına katılmaz. İhtiyaç eşyasını almak için biriktirilen para nisap hesabına katılır. Zira zekât için, ihtiyaç eşyasına malik olmak şart değildir. Bu eşya mevcutsa nisaba katılmaz.

Altın ile gümüş, para olarak veya kadınların ziynet eşyası olarak kullanılsın, ev, yiyecek, kefen satın almak için saklanılsın, kılıç gibi ihtiyaç eşyası olsalar da, zekât nisabının hesabına katılır.

Ticaret için olmayan ev, apartman, tezgah, kamyon, gemi ve demirbaş eşyanın zekâtı verilmez. Bir senelik ev ihtiyacı için ayrılmış olan gıdaların da zekâtı verilmez. Yiyecek, içecek, giyecek ve barınacak ev gibi lüzumlu nafakadan olan ihtiyaç eşyası satın almak için sakladığı altın, gümüş ve kağıt paranın hepsi nisap hesabına katılır, yani zekâtları verilir.

Evi olmayan zenginler
Sual:
Bir yazar diyor ki:
(Zenginin evi yoksa, kirada oturuyorsa ona zekât düşmez. Ev, onun ihtiyacıdır. Nakit tasarruflarında zekât oranı % tur. Ev almak için biriktirilen para için bu oran büyük yekun tutar. Ev alana kadar bu para bence zekâttan muaf tutulmalı. Kur’anda nisapla ilgili bir âyet yok. Ancak nisabı açıklayan hadisler ile Peygamberin uygulaması ve fıkıhçıların görüşleri var. Hazret-i Peygamberin uygulaması, kendi döneminin ortalama zenginlik ölçüsünü veren ictihadına dayalıdır. Peygamberin ictihadı bağlayıcı değil, yol göstericidir. Yani değişmez bir ölçü değildir. Nisap, günün şartlarına göre yeniden tespit edilmelidir.)
Kur’anda nisap miktarı yok diyor. Kur’anda beş vakit namazın vakitleri de yok. Ama Resulullah bunu bildirmedi mi? Onun bildirmesi niye bağlayıcı olmuyor ki? O zaman namaz vakitleri de, namazın farzları da bağlayıcı olmaktan çıkarılıp bir reform mu yapılmak isteniyor? Bu yazarın görüşleri doğru mudur?
CEVAP
Deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş. Yukarıdaki görüşler tamamen yanlıştır. Yazar, asırlardır gelen fıkıh kitaplarının hiç birine itimat etmiyor, fıkıhçıların görüşü diye basite alıyor. Hatta Resulullah efendimizin hükümlerine bile, ictihad diyor, bağlayıcı olamaz diyor. Bunlar değişmeli diyor. Yazara hadis-i şerifleri bildirsek bağlayıcı değil diyecek. Mezhebimizin fıkıh kitaplarını delil getirsek, onlar birer görüş, benim de görüşüm var diyecek. Adam mezhep falan kabul etmiyor ki. Ama biz mezhebe inanan, Resulullahın koyduğu hükmü bağlayıcı ve fıkıh kitaplarını senet kabul eden okuyucularımız için, bütün muteber fıkıh kitaplarında yazılı olan mezhebimizin hükümlerini bildiriyoruz:
1-
Altın, gümüş ve ticaret eşyasında zekât nisabı kırkta birdir.

2-
Koyunda kırkta bir, sığırda otuzda bir, beş devede de bir koyun.

3-
Madenlerde beşte bir, toprak mahsullerinde onda birdir. Parayla sulanırsa yirmide bire iner.

Burada bildirilen zekâta tâbi mallar çok ucuzlasa da, çok pahalı olsa da yine oranları kıyamete kadar değişmez. Mezhepsizler beğenmeyip değiştirse de, değişmiş olmaz.

Öyle zenginler var ki, parayı eve yatırmıyor, eve vereceği para ile ticaret yapıyor veya tahvil senedi falan alıp ev kirasından fazla kâr getiriyor. Bu yazara göre, böyle zenginler de, evi olmadığı için zekât vermez.

Muteber fıkıh kitaplarında para ne için biriktirilirse biriktirilsin, nisabı buluyorsa zekât vermek gerektiği yukarıdaki yazıda bildirildi.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası