MAYSA VE BULUT ÇZİGİ FİLMİ yılında TRT Çocuk kanalında yayınlanmaya başlayan Maysa ve Bulut adlı çizgi film Türk yapımı olup, Eskişehir animasyon stüdyolarında çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Günümüzde pepe gibi eğitici bir yönü olmasa da hem çocukların hem de yetişkinlerin harika şeyler bulabileceği, içinde çok fonksiyonel Türk motiflerini barındıran aynı zamanda toplumumuza özünü yani Yörük yaşantısını anlatan bir çizgi filmdir. Maysa isim anlamı olarak ilkbaharda yeni açmış bir çiçek anlamındadır ve güçlü, sağlam ve her türlü cingözlüğü yapan ve ayırt edici bir mizahi yönü olan şeklinde karakter analizi yaparsak doğru bir tespitte bulunmuş oluruz. Maysa arkadaşı Buluta çok sadık olan ve her türlü olaya çözüm üretebilen bir kız çocuğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bulut ise çobanlıkla uğraşan azimli ve her yönüyle Yörük yaşantısını sizlere hissettiren bir tipleme olarak karşınıza çıkar. Maysa ve Bulut çizgi filminde Yörüklere ait Türk motiflerine ait özellikler yansıt
VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 1 Ekim BAKÜ / AZERBAYCAN VI. ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ Editör Bican Veysel YILDIZ BAKÜ/AZERBAYCAN VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 3 VI. ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU BİLDİRİLER Editör Bican Veysel YILDIZ Kapak Tasarımı Sultan GÜNER BASIM TARİHİ Aralık ISBN: BASIM YERİ Akademi Ajans Matbaa Davutpaşa Mahallesi Güven İş Merkezi No: Topkapı/İstanbul VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 5 VI. ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU Sempozyumu Düzenleyen: Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Birliği Sempozyumun Paydaşları: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nizami Gencevi Edebiyat Enstitüsü Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Mimarlık ve Güzel Sanatlar Enstitüsü Azerbaycan Milli Konservatuvarı Sempozyum Tarihi: Ekim Yer: Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Merkezi İlmi Kütüphane Salonları Bakü / Azerbaycan Sempozyumun ile Eş Zamanlı Yapılan Etkinlikler: Azerbaycan Milli Konservatuarı Gençlik Korosu Çocuk Şarkıları Konseri Azerbaycan Devlet Çocuk Flarmoni Orkestrası Çocuk Şarkıları Konseri (Şef Dr. Terane YUSUFOVA Yönetiminde) Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Mimarlık ve Güzel Sanatlar Enstitüsü Çocuk Resimleri Sergisi Bakü Gezisi VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 7 İÇİNDEKİLER Sempozyum Düzenleme Kurulu 13 Sempozyum Bilim Kurulu 15 Takdim 17 Doç.Dr. Ülker TALİBZADE Azerbaycan Çocuk Şarkı Folkloru 21 Doç.Dr. Semengül GAFAROVA Uşak Nağmeleri 27 Harun KOMAN Çocuk Müziği ve Ninni Bağlamında Tamburi Cemil Bey 35 Doç.Dr. Nazile ABDULLAZADE Çocukların Ahlaki-Manevi Terbiyesinde ve Vatanseverlik Ruhunda Yetişmelerinde Şarkı-Marşların Psikolojik Rolü 41 Doç.Dr. Terane HEŞİMOVA Azerbaycan ve Özbek Şiirinde Vatan Konusunda Enlemler; Ulusal Marşların Kimlik Bilincinin Gelişmesinde Rolü 47 Doç.Dr. M. Abdullah ARSLAN Marşlarımızda Çocuk ve Gençler 53 Uygar ÖNALAN Bican Veysel Yıldız'ın Çocuklar İçin Bestelenmiş Eserlerinde Vatan ve Karabağ Sevgisinin İşlenişi ve Çocuklara Acıyı Hissettirme 67 funduszeue.info Ali Fuat ARICI - Öğr.Gör. Yusuf GÜNAYDIN TRT Çocuk Şarkıları Repertuar Kitabında Kavramlar Dünyası 97 Lamiye NECEFOVA Üvey Annenin Laylasındaki Şefkat ve Bilgelik ("Üvey Anne" Filmindeki Şarkılara Dayanarak) Dr.Öğr. Üyesi Zeynep GÜLTEKİN AKÇAY Sosyal ve Kültürel Değerlerin Bir Aktarıcısı Olarak Çizgi Film Müzikleri Zeynep Sati YALÇIN Cennetin Rengi Filminde Göstergesel İmge ve Değerler Dr.Öğr. Üyesi Dilshoda MUBARAKOVA Özbekistan’da Çocuk Folkloru-Şarkılar funduszeue.info Almaz Ülvi BİNNATOVA Modern Çocuk Şiirimizin Ritmi ve Ahengi ("Leyla'nın Türküleri" Çocuk Şiirleri Esasında) Doç.Dr. Fidan QASIMOVA Çocuk Oyunları ve Şarkılarının Eğitimsel Önemi funduszeue.info Lale HÜSEYNOVA Oktay Zulfuqarov’un Çocuk Şarkı ve Şiirleri VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 9 Doç.Dr. Terane YUSİFOVA Oktay Kazım’ın Çocuk ve Öğrenci Şarkıları Dr. Saadet AĞAKİŞİYEVA Hanımana Alibeyli’nin Şiirlerine Bestelenmiş Şarkılar Gülay SORMAGEÇ Türkülerde Çocuk Duyarlılığı Nevin Nesrin SOYSAL Türkiye’de Çocuk İlahi Gruplarının Gelişimi ve Eserlerinin Eğitsel İletiler Açısından İncelenmesi funduszeue.info Ramil ALİYEV Çocuk Masallarının Sanatsal Dil Özellikleri Doç.Dr. Pervane MEMMEDLİ Samed Behrengi’nin Öykü ve Masallarında Toplumsal Duyarlılık, Kültür ve Değer Algısı Doç.Dr. Hazar ZEYNALOV Azerbaycan Halk Masalları İçin Çizilmiş İllüstrasyonların Çocukların Sanatsal ve Estetik Dünya Görüşlerine ve Psikolojik Gelişimine Etkisi Doç.Dr. Meleyke MEMMEDOVA Azerbaycan ve Anadolu Folklorunda Masal Tekerlemeleri Büşra İNAL Ninniler ve Dil Gelişimi funduszeue.info Hanife Dilek BATİSLAM Mir 'atü'l-beyt’te Çocuk ve Bir Ninni Örneği Doç.Dr. Zakire ALİYEVA Şiirlere Dönüşen Laylalar-Ninniler Dr. İlhame AĞAZADE Çocuk Şiirinde Ninni Çağatay Ege Şfunduszeue.info Feyzan Göher VURAL Türk ve Japon Ninnilerinin Sözel ve Müzikal Analizi funduszeue.info İlseyar ZAKİROVA Tatar Türklerinde Bişek Cırları (Ninniler) Dr.Öğr. Üyesi Mustafa Said KIYMAZ Balkanlarda Türk Çocuk Edebiyatının Sembol İsmi Necati Zekeriya’nın Ninniler Adlı Kitabı Üzerine Bir Araştırma Doç.Dr. Şehla HÜSEYNLİ Menzer Niyarlının “İkizler ve Onların Fındıkburun Bacıları” Povestinde Folklor Motifleri Arş.Gör. Yerkegül ARYKKARA Gülay Sormageç’in Eserleri ve Türk Halklarının Edebiyatındaki Yeri funduszeue.info Merziyye NECEFOVA Gülay Sormageç’in Çocuk Şiirlerinde Yurtseverlik Motifleri Dr. Leyla ALLAHVERDİYEVA Bağımsızlık Devri Çocuk Şiirinde Vatanseverlik Konusu Doç.Dr. Atıf AKGÜN Ahmet Cevat’ın Çocuk Şiirlerine Yansıyan Millî Hassasiyeti 10 Doç.Dr. Günay GARAYEVA Geşem İsabeyli'nin Sanatsal Tarzı Doç.Dr. Aynur HALİLOVA Teymur Elçin’in Eserlerinin İdeolojik İçeriğinin Temel Yönleri Doç.Dr. Aygün BAĞIRLI Azerbaycan Çocuk Şiirinde Haydar Aliyev funduszeue.info Mahire QULUYEVA Rafig Yusifoğlu’nun Yaratıcılığında Çocuk Şiirleri Neva ABDURAHMANOVA Geşem Necefzade’nin Çocuk Şiirlerinde Konu Rengarenkliği Doç.Dr. Solmaz HAYATOVA Tofig Mahmud’un Çocuk Şiiri Dr. Ruhengiz ALİYEVA Hanımana Elibeyli’nin Çocuk Şiirlerinde Farklı Özellikler funduszeue.info Muna YÜCEOL ÖZEZEN Muallim Naci’nin Bir Ninnisi Üzerine Dr. Azer TURAN Ali Bey Hüseyinzade’nin Çocuk Edebiyatının İdeoloji Yönünün Belirlenmesinde Rolü Dr. Gülnar QEMBEROVA Çağdaş Çocuk Şiiri: Konu ve Fikir Arama Reşide CEFİYEVA Edebi Eserlerin Toplum Duyarlılığı ve Değerleri Açısından İncelenmesi ve Karşılaştırılması funduszeue.info Elnare AKİMOVA Çocuk Edebiyatı – Mefkûre Kaynağımız Doç.Dr. Abdul Fareed BROHİ Çocukların Şiirsel Çalışmalarında İnsan-Doğa İlişkisi ve Çevre Bilinci: Pakistan Bakış Açısı Doç.Dr. Esmira FUAD Güney Azerbaycan'da Çocuk Edebiyatının Gelişimi Yazınsal Sürecin Temel Önceliklerindendir Doç.Dr. Nezaket İSMAYİLOVA Nahçıvan’da Çocuk Edebiyatı ve Bedii Hususları Öğr. Üyesi Aynur NOVRUZOVA Ömer Seyfettin'in Çocuk Hikayelerinde Milli ve Manevi Değerlerin Sanatsal Yansıması Doç.Dr. Aytac ABBASOVA Kırgız Nesrinde Çocuk Kahramanların Mitoloji Dünyası Arif Şevket METE- Doç.Dr. Yasin Mahmut YAKAR Eski Harfli Çocuk Dergilerinin Sonuncusu: “Çocuk Yıldızı” Doç.Dr. Seba NAMAZOVA Çocuk Basın Organları ve Sanatsal Yayıncılık Esra KAN- Bican Veysel YILDIZ Çocuk Süreli Yayıncılığında Milli ve Manevi Değerlerin Çocuk Müziği, Çocuk Şarkıları, Ninniler, Sayışmacalar ve Şiirlerde İşlenişi: Milli Çocuk Örneklemi VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 11 Doç.Dr. Şerebani MEMMEDOVA Çocuk Edebiyatının Öğrenilmesi ve Avantajında Kütüphanelerin Görevleri funduszeue.info Leila MİNGAZOVA Şair Kişiliğinin Çeviriye Yansıması (R. Minnullin’in Edebi Eserlerinin Çevirileri Örneğinde) Doç.Dr. Arzu Ahmed HACIYEVA Azerbaycan Çocuk Edebiyatı Tarihinde Abdulla Şaik Doç.Dr. Seadet BAYRAMOVA Yüzyılın İlk Yarısında Sanatsal Edebiyatta Çocuk Edebiyatının Yeri Doç.Dr. Samira ABDULLAYEVA- Dr. Ferid KERİMOV Fiziksel Engelli Çocuklar ve Mimari Doç.Dr. Rahibe ALİYEVA Bakü’de Çocuk Parkları Doç.Dr. Necdet TOZLU Türkiye’de Geleneksel Çocuk Oyunlarından “Aşık” Oyunu ve Bu Oyunun Türk Dünyasındaki Genetik Kodu Üzerine Zeliha SERTTAŞ - Doç.Dr. Oğuzhan YILMAZ Çocuk Kitaplarında Çocuk Karakterler Aracılığıyla Sunulan Meslekler ve Ortaokul Öğrencilerinin Bu Mesleklere İlişkin Algıları Doç.Dr. Eşgane BABAYEVA Cumhuriyetin Başlangıcı Türk Romanında Çocuk Karakteri VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu Programı 12 SOSYAL VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN BİR AKTARICISI OLARAK ÇİZGİ FİLM MÜZİKLERİ Dr.Öğr. Üyesi Zeynep GÜLTEKİN AKÇAY Özet Araştırmada çizgi film müzikleri, işlevsel açıdan incelenmiş; bu müziklerin toplumsal bakımdan hangi bağlamlarda sosyal ve kültürel bir aktarıcı olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Müzik, içinde bulunduğu toplumsal yapının tüm özelliklerini içeren bir gelişim gösterir. Müzik ve kültür ayrılmaz bir parçadır ve toplumun gelişimine paralel bir ilerleme sergiler. Müzik, mensubu olduğu Dr. Öğretim Üyesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü, [email protected] VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu kültürün özelliklerini yansıtmanın yanı sıra, kaynağını aldığı kültürden hem etkilenir hem de bu kültürü etkiler. Ayrıca, nesilden nesile kültür aktarımını da sağlar. Müzik pek çok alanla birlikte iç içedir. Bu alanlardan biri de film endüstrisidir. Görüntüyle eşleştirilen müzik bu endüstri için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Çizgilerle bir anlatım yaratmaya çalışan yapımcılar da müzikten sonuna kadar faydalanmıştır. Yapımcılar toplumsal, kültürel, psikolojik açıdan değerlerin aktarımında ve inşasında müziğe başvurur. Çünkü çizgi filmler, diğer türlerden farklı olarak gelecek nesilleri oluşturan çocuklar için üretilir. Çocuklar için üretilen filmlerde aktarılacak her değer toplumu şekillendirme özelliğine sahiptir. Müzik ise bu hususta iyi bir aktarıcı konumdadır. Buradan hareketle çizgi film müziklerinin hangi açılardan kültürel ve sosyal değerlerin aktarıcısı olabileceğini ortaya koymak bu çalışmanın konusudur. Çizgi film müziklerinin kullanım biçimlerinin ve işlevlerinin ne olduğunu açıklamak ise çalışmanın amacını oluşturur. Bu amaç doğrultusunda şu sorulara yanıt aranmaktadır: Müziğin çizgi filmlerdeki işlevleri nelerdir? Ülkenin kültürel değerlerinin aktarılmasında müziğin işlevi nedir? Kültürel değerlerin aktarımında çizgi film müzikleri hangi unsurları kullanmaktadır? Araştırma TRT Çocuk kanalını kapsamaktadır. Bu kanalda yayınlanan yaş aralığına hitap eden çocuk programları ve bu programlardan sadece çizgi filmler çalışmanın sınırlılıklarıdır. Bu sınırlılıktan dolayı yarışmalar, yarı canlandırmalar ve tanıtımlar vb. araştırmaya dâhil edilmemiştir. yaş programları içinde bulunan tüm yerli yapım çizgi filmler araştırma kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda Pak ile Pırpır, Maysa ve Bulut, Cille, Keloğlan Masalları, Barbaros, 64 Kare Ülkesi ve Dede Korkut Hikayeleri çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Anahtar Kelimeler: Müzik, çizgi film, çizgi film müzikleri, TRT çocuk, yerli çizgi film müzikleri. CARTOON MUSIC AS A TRANSMITTER OF SOCIAL AND CULTURAL VALUES Zeynep GÜLTEKİN AKÇAY Abstract In the research, cartoon music was examined in terms of its function; it was tried to determine in which contexts these music were socially and culturally transmitter. Music shows a development that includes all the features of the social structure in which it belongs. Music and culture are inseparable and show progress in parallel to the development of society. In addition to reflecting the characteristics of the culture, it is affected by the culture it originates, and it has an influence on the culture. It also provides culture transfer from generation to generation. Music is intertwined with many areas. One of these areas is the film industry. Music paired with the scene has become an indispensable tool for this industry. Moreover, the filmmakers, who tried to create a narrative through the lines, benefited from music until the end. Producers use the music in order to transfer and construct social, cultural and psychological values. Cartoons are produced for children who make up future generations, unlike other target groups. Every value to be conveyed in children films has the characteristic of shaping society. Music is a good transmitter in this regard. From this point of view, it is the subject of this study to reveal in which angles the cartoon music can transmit cultural and social values. The purpose of the study is to explain the use and function of music in cartoons. For this purpose, the following questions are asked: What are the functions of music in cartoons? What is the function of music in conveying the cultural values of the country? What elements do the cartoon music use in the transfer of cultural values? The children's programs from TRT Children’s channel were used in this study. Only the cartoons were analyzed from the programs for children between 9 to 11 years of age. Due to this limitation, Dr., Assistant Professor, Sivas Cumhuriyet University Faculty of Communication, Department of Radio Television and Cinema, [email protected] competitions, semi-animations and promotions etc. not included in the study. All locally produce cartoons within the age programs were included in the study. In this context, Pak and Pırpır, Maysa and Bulut, Cille, Keloğlan Tales, Barbaros, 64 Square Country and Dede Korkut Stories were the samples of the study. Key Words: Music, cartoon, cartoon music, TRT cocuk, local cartoon music Müzik Tartışmaları Müziğin ne olduğu ve ne işe yaradığı konusunda birçok düşünür farklı açıklamalar yapmıştır. Müziği sözle anlatılmayanı anlatma sanatı olarak tanımlayan yaklaşıma göre, müzik, toplumun ve bireyin ayrılmaz bir parçası olarak görülmüş ve bireyin doğduğu andan ölümüne kadar yaşamının içerisinde yer alan önemli bir ihtiyaç olduğu her fırsatta vurgulanmıştır. Yine bu yaklaşıma göre, müzik; duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş seslerle işleyerek anlatan estetik bir bütündür. Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği yegâne dildir (İmik, 6, 8). Ünal İmik ( 8) bu yaklaşımın müzik anlayışını şu şekilde açıklamıştır: “Müzik kişisel, sosyal ve kültürel anlamlandırmalardan oluşan ve diğer iletişim biçimlerinden farklı bir karışımdır. Müzik, yaşamdaki duygusal gidip-gelmeleri, zayıflıkları, yenilgileri, kutlamaları ve çatışmaları özel olarak yaşanabilen ya da diğer insanlarla paylaşılabilen etkileyici tempolara dönüştürmektedir. Kendini oluşturan kişilere de, dinleyenlere de farklı deneyimler yaşatmaktadır”. Müziği bir ideolojik dizge gören yaklaşım ise, müziği iktidarla ilişkilendirilerek açıklamaktadır. Bu yaklaşımın önde isimlerinden Jacques Attali’ye ( ) göre müzik, “bir ayna, bir kristal küre, insanoğlunun yaptıklarını kaydeden bir yüzey, bir eksikliğin işareti, bir ütopya parçası, her dinleyicinin kendi duygularını kaydettiği hususi bir bellek, düzenin ve soyağaçlarının ortak hafızasıdır; ne özerk bir etkinlik ne de ekonomik altyapının bir ürünüdür. O, halkların ve sanatçıların, insanların ve tanrıların, şenliklerin ve duaların ürünüdür. Bu durumda müzik artık sadece, insana insanın eserinden bahseden, onun içinde bulunduğu durumu, işlenmemiş yaratıcılığının büyüklüğünü duymak ve duyurmak için kullandığı dolambaçlı bir yoldur. Her müzik, her ses düzenlemesi bir topluluğu belirleyerek, bir iktidarın bireyleriyle ilişkisini, bu iktidarın herhangi bir niteliğini yaratmak veya pekiştirmek için bir imkân oluşturur. Müzik, en az lisan kadar eski bir buluştur. Büyük imparatorluklar dönemine kadar, insanlara ait bütün diğer faaliyetler gibi dinsel uygulamaların bir parçası olarak kullanılmıştır. Sonraları daha önemsiz ve ‘aksesuar’ görünüşlü, hassas ve belirsiz bir sanat halini alarak kendini soyutlamış, bu şekliyle önce kendisi için inşa edilen mekanlarda var olup, sonra da seri imalat ürünleri, anlaşılması güç avuntular, kazanç kaynakları, iktidarı ele geçirme umutları, pek çok insanın gerçekten dinlemeden putlaştırdığı ve gerçekten duymadan satın aldığı fon gürültüleriyle dünyayı istila etmiştir”. Müziğin, dünyasallaşmanın en uç noktası haline gelmiş durumda olduğunu Theodor Adorno da onaylamaktadır. Adorno (akt, Oskay, ) müziği toplumsal değişime etkide bulunabilecek bir kültürel alan olarak düşünmektedir. Ona göre müzik, diğer metalarla değiş-tokuş edildiği bugünkü yaşamda, acıları ortadan kaldıran değil, bu acıların hissedilmesini azaltan bir aldanma aracı olmaktadır. Attali () için müziğin iktidar biçimi; unutturmak, inandırmak ve susturmaktır. Müzik, korkuyu ve şiddeti unutturmak söz konusu olduğunda kutsal; düzene ve ahenge inandırmak söz konusu olduğunda gösterici; itiraz edenleri susturmak gerektiğinde ise tekrarcıdır. Barış Kılıçbay da ( 67) bu görüşlere katılarak nerede müzik varsa, orada para vardır demektedir. Bir meta haline gelmiş olan haz sağlayıcı müzik, maddi olmayanın da satıldığı bir simgeler toplumunun ürünüdür. Müzik, kültürel anlamlandırma pratiklerinin bir parçası olarak sözlerin ve kimi zaman görüntülerine eksik bir bicimde ifade ettiğini tamamlamaya ve anlam haritasına bir bütünlük kazandırmaya yaramaktadır. Evrensel bir simge olarak görüntünün daha anlamlı biçimde aktarılması için bir başka dile, yani müzik diline ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyacın hissedildiği alanlardan biri de film dilidir. Film Müziği VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu İlk olarak, “sinemanın bulunduğu yıllarda, gürültülü film makinelerinin seslerini örtmek amacıyla kullanılan film müziği, zaman içinde sinemanın ayrılmaz bir parçası durumuna gelmiş, günümüzde ise neredeyse sinemadan ayrı bir sektör halini almıştır. ’lerin ilk yıllarında sessiz filmlere, izleyicinin sıkılmaması için piyanoyla rasgele çalınan klasik eserler eşlik etmiş, ’larla birlikte sesli film dönemine gelindiğinde ise filmin tarzı ve karakterini belli eden müzikler bestelenmeye başlamış, hatta ‘film müziği besteciliği’ ciddi ün ve gelir getiren bir meslek halini almıştır. Bu dönemden sonra, müziğin filmdeki öneminin anlaşılmasıyla birlikte gözlenen hızlı değişimle ‘müzikal film’, ‘operet’ gibi türler ortaya çıkmıştır. ’lara gelindiğinde bestecilerin, müziği filmden de öne çıkaran başarılı çalışmalarıyla birlikte birçok film, müzikleriyle birlikte anılmaya başlamıştır. Bu gelişme ‘film müziği albümü’, kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Artık beğenilen filmlerin müzikleri, müzik listelerine ön sıralardan girmeye başlamıştır. O dönemlerden günümüze kadar birçok film müziği albümü, en çok satılan albümler arasında yerlerini almışlardır. Film müziklerinin sektörel anlamda ayrılmaya başladığı yıllar ’lı yılların başıdır. Film müzikleri olgusu bu yıllarda ‘soundtrack’ kelimesi ile dilimize girerek, kendisine sinemadan farklı bir alan yaratmayı başarmış ve ekonomik alanda da film yapımcılarına yeni bir sektör oluşturmuştur. Artık filmlerin gösterime girmesiyle birlikte film için bestelenmiş veya filmde çalan müziklerin içinde bulunduğu ‘soundtrack’ albümleri piyasaya çıkmaya başlamıştır. Tüm bu toplumsal ve ekonomik sonuçları doğuran film müziklerinin, söz konusu filmlerin izlenmesindeki payı; bu payının duygusal, psikolojik ve hatta biyolojik sebepleri birer tartışma ve merak konusudur” (Doğan, ). Televizyon yayınlarının ortaya çıkması sinemayla birlikte çalışan müzik endüstrisinin bu alana kaymasını sağlamıştır. Televizyon yayıncılığında yaşanan hızlı gelişmelerle müzik endüstrisinin gelişimi arasındaki ilişki, bu alanların gerek teknolojik gerekse içerik düzeyinde şekillenmesine etkide bulunmuştur. Televizyon yayıncılığının kablo, uydu ve dijital televizyon sistemleri aracılığı ile genişlemesi, müziğin gittikçe artan bir şekilde, bu kanalların yayın akışının önemli bir parçası haline gelmesine neden olmuştur (İmik, ). Televizyon ve Müzik Televizyon, görsel ve işitsel açıdan ortaklığı olduğu için sinema ile ilişkilendirilmiştir. Sinemanın yaşadığı değişimlerden televizyon da etkilenmiş hatta ondan faydalanmıştır. Bu konuda ses ve müzik önemli açılımlar sağlamıştır. Sinema ve televizyonun görüntü sunma, diyaog, ses efektleri ve müziği aynı anda izleyiciyle paylaşma özelliği olduğu doğru olsa da, iki alanda yapılan araştırmalar, gelenek olarak farklı disiplinlerden beslenmiştir. Sinema daha çok edebiyat ve tarihten beslenirken televizyon iletişim ve medya çalışmalarından beslenmiştir. Bu ikili ayrım önemlidir çünkü sinema anlatı sanatı olarak kabul edilirken televizyon iletişim aracı olarak kabul edilmiştir. Hatta televizyon daha çok aynı anda aynı kitleye mal ve hizmet satarken, bilgi ve eğlenceyi de kitlelere yayan araç olarak tanımlanmıştır. Bu ayrım televizyonda belirgin şekilde postmodern bir söylem yaratmıştır: TV’nin elektronik pazarda (en azından Amerikan televizyonunun hemen hemen tüm alanlarında) gerçek olayları, kurgusal anlatımları ve bir takas reklam sistemi içeren metinlerararasılık yaratmıştır. Sinema filmleri hareketli görüntülerin ve seslerin gösterilmesinde sanatsal özgünlük için uğraşmış, geniş bir ekranda sosyal konuları ifade etmiştir. Diğer taraftan, televizyonda, ses ve görüntü, izleyici demografisi veya ticari sponsorluk ekonomisine indirgenmiştir (Rodman, ). Sinemanın işleyişinde estetik veya ideolojik olma durumu tartışılırken televizyonda sosyolojik veya pazarlama durumu tartışılmıştır. Tıpkı sinema çalışmalarında olduğu gibi televizyon çalışmalarında da televizyon görüntü ilişkisi baskın olarak ele alınmış ses ise ‘görünmeyen’ olarak kalmıştır. Televizyon çalışmalarında müzik çok yakın zamanda başlamıştır ve iki koldan ilerlemiştir. İlki televizyon müziklerinin müzikolojisine yoğunlaşmış ve müziğin bestecisi, üretim pratikleri ve tarihi açıdan ilişkilendirmeleri yapılmıştır. Bu kampta, bugüne kadar televizyon müziği üzerine pek çok yazı, televizyon tema müziğinin nostaljik bir bakışı, besteci röportajlarının koleksiyonları ve televizyon programları nasıl yazılır kılavuzları hazırlanmıştır. İkinci yaklaşım ise göstergebilim ve kültür teorisini kullanarak televizyon müziğini açıklamaya çalışmıştır. Bu yaklaşım daha çok televizyon müziğinin hikâye ve anlatıları nasıl aktardığını, izleyicisine zaman ve mekân duygusunu müzikle nasıl sağladığını yani izleyicinin etkileşim kurmasında müziğin nasıl işlevleri olduğunu incelemiştir (Rodman, ). Doğası gereği yapımlarında müziği en yoğun kullanan televizyonda müzik neredeyse her program türünde çeşitli şekillerde ve işlevlerde kullanılmıştır. Televizyon, Jeremy Butler’ın (akt, Kılıçbay, 55) deyimiyle, “sessiz olmayan bir araçtır; konuşma bir yana, gerisinde müzik duymadığımız çok az an ve diyalog vardır. Televizyonun kendisini bir anlatı olarak gören Raymond Williams’ın klasikleşmiş kuramına göre ise televizyon daimi bir akış içerisinde bölümlere ayrılmıştır, bu sebeple sinemanın tersine, başlayıp biten bir dramadan ya da anlatıdan çok, dramatik anların bir araya gelmesidir. Böylece devamlılığı sağlayacak uzun müzik bölümlerinin yerine bazı anların altını çizecek, önemsizleştirecek ve estetize edecek, bazen de anlar arasında geçişi sağlayacak müziklere ihtiyaç duyulmaktadır. Endüstrinin, tecimsel kanallarda müziği pazarlama aracı olarak kullanmaya başlamasıyla gelişen müzik ile televizyon ilişkisinin bir sonucu olarak yeni müzik kültürleri de doğmuştur” (Kılıçbay, 55). Eda Doğan’ın da ( 55) belirttiği gibi, televizyon içinde birçok seçeneği barındıran ve izleyicinin istediği anda tercihini değiştirebileceği bir yapıya sahiptir. Bir kanaldan sıkılan izleyici elindeki kumanda aleti sayesinde o anda başka bir kanala geçebilmekte, bu da televizyon kanalları ve dolayısıyla televizyon yapımları arasında rekabeti arttırmaktadır. Bu durum televizyon yapımcılarını daha hareketli, duygulara hitap eden ve dikkati canlı tutan yapımlara, dolayısıyla akılda kalıcı müzikleri yoğun bir şekilde kullanmaya itmektedir. Zamanın kısıtlı olması sebebiyle de kullanılan müzikler o yapımlara özgü besteler olmamaktadır. Televizyonun çoğunlukla aydınlık bir odada duruyor ve seyrediliyor olması, yine çoğunlukla anonim bireylerin değil, hane halkının bir arada yaşadığı bir ortamın içinde bulunuyor olması ve boyutlarının küçüklüğü yayınındaki sesin sinemadakinden çok daha farklı olmasına neden olur. Bu yüzden televizyon izleyicisinin sinema izleyicisi kadar konsantre olmaya gereksinim duymaz. Böylelikle ses, televizyon için varoluşunun en önemli parçalarından biri haline gelmektedir. Sinema perdesine büyük bir dikkatle bakan seyircinin tersine televizyon ekranına şöyle bir bakan izleyiciyi ekran başında tutabilmek için müzik televizyonda sinemadan çok gösterişli biçimde kullanılmaktadır (Kılıçbay, 60). Televizyonda müzik eğlendirme amacının yanında gerçeklik yanılsamasının içine çekmek, toplumsal düzenin normalleştirilmiş duygu örüntüleriyle donatılma ve egemen değerlerin verilmesi için de kullanılmaktadır. Ronal Rodman’a göre () Raymond Williams’ın akış tanımı, müzikle de ilişkilendirilebilir çünkü hane halkının kültürel akışını sağlayan şeylerden biri de müziktir. İzleyicilerin yaşam alanlarının geliş ve gidişleri hane halkı akışıdır. Çok gelişmiş yayın sistemleri, izleyiciler için rekabetin keskin olduğu ve televizyon gelirlerinin artan izleyici sayısı ile arttığı kapitalist toplumlarda yerleşiktir. Televizyon kanalları izleyiciler için sadece birbirileriyle değil, aynı zamanda evdeki dikkat dağıtıcılarla da rekabet etmek zorunda kaldıklarından, televizyon sesi iki ana yolla çalışır: Ekrandaki görüntüleri tanımlamak (etiketlemek) ve ekrandaki önemli olaylara dikkat çekmek (italikleştirmek). Ses anlamlandırmasını tanımlayan, akustik bir ses kaynağıdır. Ekrandaki bir karakter veya olayın yeri, müzikle etiketlenmektedir. İzleyiciyi ekrana çekme potansiyeline sahip, favori bir oyuncunun sesi, italikleştirici bir araçtır. Ses ilerlemesi, gelecekteki önemli olaylara işaret eder, örneğin alkış bir italikleştirme biçimidir. Televizyondaki sesin işlevi şu şekilde de belirtilebilir: 1. İzleyicinin dikkatini yakalamak, 2. Görüntüdeki anlamı değiştirmek, 3. Televizyon akışını devam ettirmek, 4. Bireysel sahneler arasında sürekliliği sağlamak. Müzik, dürtü, arzu, irade ve çaba gösterme gibi eylem veya değişime yol açan bir uyarıcıdır. Müzik, programların başlangıcını açıklayarak izleyiciyi çağırır ve ürünleri satın almasını sağlar. Televizyon müziğinin bir başka işlevi de izleyiciyi küçük ekrana çekmesidir. Programlar devam ettikçe, anlatının özelliklerini, ortamın karakterlerini ve duygularını, programın havasını ve benzerlerini iletmek için müzik kullanılır. Televizyon Çizgi Filmlerinde Müzik Çizgi film üretiminden kısa bir süre sonra Hollywood’da Max Steiner ve Erich Wolfgang ile çizgi film müziği popülerleşmiştir. Bu iki besteciden sonra filmlerde melodik temalar ve kombinasyonlardan oluşan müzikler yaygınlaşmıştır (Goldmark ve Taylor, xiii). Diğer film formlarında olduğu gibi animasyon da zaman içinde farklı formlar üretilmiştir. Hollywood çizgi filmleri, ilk üretildikleri yıllarda sadece çocuklara değil aynı zamanda yetişkinlere de üretilmiştir. Bu nedenle de çizgi filmler daha tiyatral olmuşlardır. Amerika’da ’lerde televizyonun insanların yaşamına girmesi, animasyon üretiminde ciddi değişimleri beraberinde getirmiştir. Çocuklar artık televizyon çizgi VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu filmlerinin birincil hedefi haline gelmiştir. Bu durum, hikâye, karakter, arkaplan, ses, müzik ve ses efektlerinin de değişimini kaçınılmaz kılmıştır. Pek çok yapımcı çocuk izleyiciler için müziğin çizgi filmden ayrılmaz bir unsur olduğunu düşünmüştür. Önceden müzikler filmin çekilmesi ve tamamlanmasından sonra düzenlenirken, televizyon için üretilen çizgi filmlerde yönetmen besteciyle eş zamanlı çalışarak filmi tamamlamaya başlamıştır (Goldmark, ). Televizyon çizgi film müzikleri esas olarak 90’ların ortasından sonra hızla görünür hale gelmiştir. Bunun ardında hızla yayılan kablo, uydu ve platform yayıncılığının katkısı söz konusudur (Nye, ). Yayıncılığın bu sistemler aracılığıyla genişlemesi, müziğin gittikçe, kanalların yayın akışında önemli bir parça haline gelmesine neden olmuştur. Televizyonun çoktan beridir tescillenmiş eğlence misyonu ile uyumlu bu gelişme, televizyon yayıncılığını ve kanallarını eğlendirme amacına uygun olarak dönüştürmüştür (Çelenk, ) ve tematik kanalların ortaya çıkmasında da rol oynamıştır. Bu süreçte çocuk kanalları ve çizgi filmler de tüm dünyada hızla artmıştır (Nye, ). Hatta sadece çocuklara yönelik yirmi dört saat yayın yapan kanallar ortaya çıkmış, bu kanalların sayısı artmış ve programların içerikleri renkli, dikkat çekici hale gelmiştir. Sinemaya göre, televizyon çizgi filmlerinin kısa olması nedeniyle bestecilerin büyük orkestralarla uzun eserler bestelemesine gerek kalmamış ve kısa, çoğunlukla hareketli müzikler besteleyerek televizyon endüstrisinde yeni bir sektörün oluşumuna neden olmuşlardır (Goldmark, ). Her ne kadar yeni bir sektör doğmuş olsa da çizgi film müziklerinde farklı yönlere hareket eden, hızlı, ani, sert kesmeler olan ve Warner Bros’un görüntü ve sesi eşleştirdiği Mickey Mousing uygulaması da kullanılmıştır (Corbet, ). İlk dönemlerde, duyulmayan melodiler olarak isimlendirilen çoğu çizgi film müziğinde, müziğin kendi başına anlamı olmamış daha çok görselin anlamını güçlendirme, belirsiz durumları anlatma, durum ve duyguları güçlendirme ve şekillendirme için kullanılmıştır. Genelde bu dönemde, çizgi film müziklerinden görüntü çıkarıldığında müzikler atomize olmuş, kompozisyon çerçevesini kapsayan eksiklikler, doğrusal algı eksikliği olarak ortaya çıkmıştır. Son dönemlerde ise, metinlerararasılık pek çok yerde olduğu gibi çizgi film müziklerinde de karşılaşılan bir durum haline gelmiştir. Bunun yanında eklektizm (biraz jazz, biraz hiphop, biraz reggae karışımı vb.), postmodernizm çizgi film müziğinin son kırk senede büyümesine olanak sağlamıştır (Corbet, , ). Kimi zaman da televizyon çizgi film müzikleri, geleneksel film müziklerini tekno dans müzikleriyle sentezlemiştir. Kullanılan ses efektleri ise artık çizgi filmlerin kendi mizah anlayışlarını oluşturmuş ve giderek sinema çizgi filminden ayrılmıştır (Goldmark, ). Bir çizgi filmle eşlenen müziğin, çizgi filmin başarısında önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Metin Karkın ve Ünal İmik’e göre ( 15) “çizgi film yapımcıları, müziği her zaman güçlü bir anlatım aracı olarak görmüştür. Çizgi filmin izleyici üzerindeki etkisi, film müziği sayesinde artmakta ve film adeta müzikle gerçek kimliğine kavuşmaktadır. Film müziğinin görüntülerle birliği, görüntülere uyan ve filmin ritmini değerlendiren bir müzikle gerçekleşmektedir. Bunun kullanım yeri ve zamanı çizgi film içerisindeki dinamiklere göre değişim sergilemektedir”. Analiz Çocuklara yönelik hazırlanan televizyon çizgi filmlerinin, çocukları eğlendirmenin yanında, bilgilendirme ve eğitme işlevlerini de gerçekleştirmesi oldukça önemlidir. Müziğin işlevlerinin insan yaşamındaki yeri ve önemi düşünüldüğünde bu zaman dilimi içinde dinlenen müziklerin, çocuklar için çok önemli bir eğitim aracı olabileceğini söylemek mümkündür. Pek çok duyuya hitap eden televizyon sözle görüntüyü birleştirerek çocuğu kolay etkiler ve yaşamında daha kalıcı izler bırakabilir (Sager vd., ). Örneğin herhangi bir yerde ve zamanda Hayalet Avcıları (), Pembe Panter (), Lucky Luke (), Aslan Kral () ve pek çok çizgi filmin müziği duyulduğunda çocuklukta yaşanan deneyimler hatırlanmaktadır. Çizgi film müziklerinin bu etkisi fark edilerek sıkıcı ve zorlu bir uğraş olan eğitim süreci eğlenceyle özdeşleştirerek daha etkili bir hale getirilebilmiş ve böylelikle televizyonun sahip olduğu bu gücü de olumlu yönlerde kullanılmıştır. Çizgi film müzikleri ile de hiç gitmeden dünyanın farklı yerlerinde yaşayan farklı insanların yaşamları, kültürleri, tarihleri, coğrafyaları, hayvanları ve bitkileri hakkında bilgi edinilebilmiş, çocuklara olumlu bireysel ve toplumsal iletiler verilmiştir. Bu sayede de çocukların fiziksel, sosyal, kültürel, bilişsel gelişimlerini etkileyerek onların davranışlarına, konuşma becerilerine, okuma alışkanlıklarına, kişilik gelişimlerine ve hayal güçlerinin gelişimine önemli katkılar sağlanmıştır (Sager vd., ). Çocuklar için üretilen filmlerde aktarılacak her değer toplumu şekillendirme özelliğine sahiptir. Müzik ise bu hususta iyi bir aktarıcı konumdadır. Çizgi film müziklerinin olumlu bu durumunun dışında şu da gözden kaçırılmamalıdır ki müzik, diğer metalarla değiş-tokuş edildiği bugünkü yaşamda, acıları ortadan kaldıran değil, bu acıların hissedilmesini azaltan bir aldanma aracı olmaktadır. Müzik iktidar için, unutturma, inandırma ve susturmayı sağlayabilir. Attali’nin () de belirttiği gibi, müzik, korkuyu ve şiddeti unutturmak söz konusu olduğunda kutsal; düzene ve ahenge inandırmak söz konusu olduğunda gösterici; itiraz edenleri susturmak gerektiğinde ise tekrarcıdır. Buradan hareketle çizgi film müziklerinin hangi açılardan kültürel ve sosyal değerlerin aktarıcısı olabileceğini ortaya koymak bu çalışmanın konusudur. Çizgi film müziklerinin kullanım biçimlerinin ve işlevlerinin ne olduğunu açıklamak ise çalışmanın amacını oluşturur. Bu amaç doğrultusunda şu sorulara yanıt aranmaktadır: Müziğin çizgi filmlerdeki işlevleri nelerdir? Ülkenin kültürel değerlerinin aktarılmasında müziğin işlevi nedir? Kültürel değerlerin aktarımında çizgi film müzikleri hangi unsurları kullanmaktadır? Araştırma TRT Çocuk kanalını kapsamaktadır. Bu kanalda yayınlanan yaş aralığına hitap eden çocuk programları ve bu programlardan sadece çizgi filmler çalışmanın sınırlılıklarıdır. Bu sınırlılıktan dolayı yarışmalar, yarı canlandırmalar ve tanıtımlar vb. araştırmaya dâhil edilmemiştir. yaş programları içinde bulunan tüm yerli yapım çizgi filmler araştırma kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda Pak ile Pırpır, Maysa ve Bulut, Cille, Keloğlan Masalları, Barbaros, 64 Kare Ülkesi ve Dede Korkut Hikayeleri çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Bulgular Bulgulara değinmeden önce çalışmaya konu edilen çizgi filmlerin konularından bahsetmekte yarar var. Konularının bilinmesi incelemeye konu edilen müziklerin de konuyu ne anlamda anlattığını ortaya koyamaya yarayacaktır. Maysa ve Bulut Göçebe yaşam tarzının işlendiği bu çizgi filmde küçük Yörük kızı Maysa ile yakın arkadaşı Bulut, Yörük obası Akçaoba’da yaşamaktadırlar. İki arkadaşın gözünden, obada yaşayan Yörük ailelerin yaşantıları ve gelenekleri anlatılmaktadır. Her bölümde farklı olaylarla karşılaşılmakta ve bu olaylar kimi zaman dedelerinin, kimi zaman babalarının, kimi zaman da arkadaşlarının sayesinde çözülmektedir. Dede bilgelik yönüyle, nine masalcı yönüyle öne çıkmaktadır. Anne ve diğer genç kızlar yoğurt mayalamakta, süt sağmaktadır. Yörük çadırlarının kurulması ve toplanmasının işlendiği bölümde zamanı geldiğinde göç etmenin nasıl olacağı gösterilirken, sürüyü bir kurdun takip ettiği bölümde doğal hayatın karşısında nasıl durulacağı hikâyeleştirilmekte; genel anlamda ise Toroslarda süren hayat anlatılmaktadır (Karakuş, ). Film Resimli Film şirketi tarafından yapılmış, ortalama on bir dakikadır. Filmin müziklerini Gökhan Tamir bestelemiştir. Cille Adını, misket oyununa Bursa yöresinde verilen isimden alan Cille’de, efsaneye göre hava, su, toprak ve ateşten yapılmış özel güçlere sahip 12 cille vardır. Kayra ve arkadaşları tesadüfen cillelerden bir kaçını bulur ve heyecan dolu serüven başlar. Filmin senaristi Arif Sağlam’ın da (akt, Yılmaz, ) belirttiği gibi Cille’de; Türk tarihindeki, mimarisindeki ve mitolojisindeki öğeleri, çocukken oynanan misket (cille) oyununa, fantastik bir bakış açısıyla yedirerek, dinamik, hareketli, kültüre ait, yani Türk malı bir macera çizgi dizisi yaratılmıştır. Sağlam’a göre, “son zamanlarda iyice unutulmaya yüz tutmuş görkemli tarihten, motiflerden, inanılmaz zengin mitolojiden beslenen, günümüzü yakalayan bir çizgi film”. Film Cordoba şirketi tarafından yapılmış, ortalama yirmi bir dakikadır. Filmin müziklerini Barış Kırımşelioğlu, Mehmet Yaranona ve Onur Teker bestelemiştir. VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu Barbaros Barbaros Hayreddin Paşa’nın hikâyesini anlatan çizgi filmde Osmanlı İmparatorluğu’nun en parlak döneminde yaşanan sürükleyici hikâyeler anlatılmakta. Oruç ve Hızır isminde iki kardeşin Barbaros ile tanışması ve sonrasında onun gemisinde yaşadıklarının anlatıldığı çizgi filmde Osmanlı dönemine ışık tutulmaktadır. Film Animax şirketi tarafından yapılmış, ortalama on beş dakikadır. Filmin müziklerini yılında Eurovision’a katılan Cenk Yeles bestelemiştir. Dede Korkut Masalcı bilge dede Dede Korkut’un hikâyelerinin anlatıldığı çizgi filmde, Basat, Bamsi Beyrek, Uruz, Tepegöz, Deli Dumrul ve diğerlerinin öyküleri anlatılmaktadır. Film Mavi Rüya şirketi tarafından yapılmış, ortalama on beş dakikadır. Filmin müziklerini Flört grubu bestelemiştir. 64 Kare Ülkesi Satranç oyununu anlatan filmde 64 kare ülkesinde satranç taşlarının çikolata ve süt padişahı, ülkeyi kimin yöneteceğine karar vermek için satranç oynamaya karar verirler. İlk bölümlerinde taşların işlevleri öğretilirken ilerleyen bölümlerde çeşitli hamleler anlatılmaktadır. Film CGİ Studio Animation and Visual Effect şirketi tarafından yapılmış, ortalama on dakikadır. Filmin müziklerini Efe Demir bestelemiştir. Keloğlan Masalları Anadolu’nun masal dolu diyarında geçen hikâyelerden oluşan Keloğlan her bölümünde Keloğlan ve arkadaşları farklı macera yaşamaktadır. Her bölümde devler diyarından, köyün geleneksel domates festivaline, peri nehrindeki altın balığın peşinde geçen maceradan, Bilgecan Dede’nin yaptığı saç- sakal otuna kadar eğlendirici hikâyeler anlatılmaktadır. Filmin yapımcısı Barış İslamoğlu’na göre ( 49), çocukların yerli kahramanlara olan ilgisi en az dünyada popülerleşmiş kahramanlar kadardır. Bize ait olanı görmek elbette çocukların ilgisini çekmiştir. Bizim olanı, bizden olanı benimsemekte hiç sıkıntı yaşanmamış, bilakis daha çok sahiplenilmiştir”. Film Animax şirketi tarafından yapılmış, ortalama yirmi iki dakikadır. Filmin müziklerini Selçuk Ergen, H. Soner Şeker, H Hüsnü Haznedaroğlu, Nihan Uç bestelemiştir. Pak ile Pırpır Çevre korumayı görev edinen Pak ile uçak arkadaşı Pırpır’ın maceraları konu edilmektedir. Her bölümde farklı bir çevre sorununa değinilen çizgi filmde güneş, patlamaları, çöp temizliği, buzulların erimesi, suların kirlenmesi, erozyon gibi konular anlatılmaktadır. Film, Mia yapım tarafından yapılmış ve süresi de 12 dakika civarındadır. Filmin Müziklerini ise, Ömür Öztürk ve Murat Yücel bestelemiştir. Çizgi filmlerde kullanılan müzik biçimsel ve içerik olarak iki şekilde değerlendirilebilir. Bu çalışmada ilk olarak biçimsel açıdan müzikler ele alınacak ardından içerik açısından çizgi film müzikleri değerlendirilecektir. Biçimsel Açıdan Çizgi Film Müzikleri Mahmut Tali Öngören (akt. Doğan, ) müziği; dinleti için müzik, başlangıç müziği, dip müziği olarak gruplandırmaktadır. Dinleti için müzik kavramıyla müziğin müzikaller ve şarkılı filmlerdeki kullanımını, başlangıç müziği ile jenerik müziğini, dip müziği ile de fon müziğini kastetmektedir. Ancak televizyon çizgi filmlerinde, Öngören’in ayrımlamasından çok daha fazla müzik biçimi kullanılmaktadır. Bu bölümde öncelikle müzik biçimleri tanıtılacak ardından bunların işlevlerine değinilecektir. Tema Müzik Temayı anlatan müziklerdir. Bu müzik türünün kökü Weber’e, Hector Belioz’a ve Richard Wagner’e dayanan Leitmotiv tekniğidir. Kelime olarak kılavuz motif anlamına gelmektedir. Özellikle Wagner’in operalarında çok kullanılan bir yöntemdir. Filmdeki karakterler, kavramlar ve hatta nesneler için ufak melodiler yazılır ve melodiler, perdede temsil etmekte olduğu görüntüler gözüktüğünde müzik içinde belirirler. Filmde leitmotiv tekniği en başta perdede görülen kişilerin nasıl kişiler olduklarını verir. Filmdeki kahramanlar, kötü adamlar, sempatik kişiler, vamp kadınlar vb. leitmotiv tekniğiyle seyircinin kulağına fısıldanır. Kötü adam filmin başında iyi gibi gözükse bile seyirci kötü adam teması yüzünden onu en başta tanır. Bunun dışında temanın üzerinde daha önce bahsedilen müzik tekniklerinin kullanılmasıyla seyirci müzikten filmdeki karakterin üzüntülü mü, sevinçli mi, kederli mi yoksa kızgın mı olduğunu çıkartır (Konuralp, ). Leitmotiflerle karakterlerin temaları da anlatılır. Bu müziklerin tekrarlanmasıyla geçmiş olaylar hatırlatılır, gelecekteki olaylar tahmin edilebilir. Sahneden sahneye, mekândan bir yere, düşünceden düşünceye geçişi sağlamak, öznel bir karakterin iç düşüncelerini, duygularını ve anlamlarını göstermek için kullanılmaktadır (Rodman, ). Televizyon müziği, bir şekilde, duygusal olarak veya bir kültürdeki diğer benzer metinlerle ilişkilendirir. Çizgi filmler tıpkı masallar gibidir. Karakter ya iyidir ya da kötüdür. Araştırmaya konu edilen filmlerdeki karakter de bu şekildedir. Leitmotiv müzik, çizgi filmlerde karakterlerin bu ikili yapısını net şekilde vermektedir. Çoğunlukla müzikler yumuşak, hafif tonlarda ise iyi karakterleri anlatmakta, sert, hızlı ritimler söz konusuysa kötüleri temsil etmektedir. Bu müziğin farklı ritimlerle çalınması ile karakterlerin iç dünyası, düşünceleri, duyguları anlatılmaya çalışılmaktadır. Dede Korkut, Barbaros, Cille, Keloğlan gibi filmlerde bu müzikle karşılaşmak mümkündür. Keloğlan Masalları’nda karakterlerin özelliklerini anlatan tema müzikler kullanılmıştır. Örneğin bebek için ninni ezgileri kullanırken, cadı için kasvetli, yüksek ritimli ezgiler kullanılmıştır. Dede Korkut Hikayeleri’nde arka planda Orta Asya ezgileri hâkimken ön planda tema olarak mücadele ve tedirginliği anlatan hızlı ritimler ve bilgeliği, sükuneti anlatan hafif ritimler ağır basmaktadır. Tema müzik, kuş sesleri, at koşusu gibi ses efektleri ile desteklenmekte bu sayede de anlatım güçlendirilmektedir. Barbaros’ta ise karakterler için ayrı ayrı müzikler olmamakla birlikte kimi zaman onların eylemleri, özellikleri ve duygu durumları için fon ve jenerikten ayrı müzikler kullanılmıştır. Örneğin filmde Yunan veya İtalyan karakterleri yer aldığında lirli veya mandoralı ritimler söz konusu olur. Mekân anlatılarında denizde geçen sahneler için sert ve hızlı ritimler kullanılırken, köy sahnesinde bağlama ezgileri kullanılmaktadır. Cille’de tema müzik karakterleri, mekânı ve olayı anlatmak için kullanılmaktadır. Mücadele, müsabaka ve kötü karakterler için sert ve hızlı ritimler kullanılırken, başarı, mutluluk, mizah için daha sakin ritimler tercih edilmektedir. Kalabalık sesi, rüzgâr sesi gibi sesler ise tema müziği güçlendirmek için kullanılan ses efektleridir. Fon Müzik (Dip Müzik) Fon müzik ile anlaşılması gereken ise, olay esnasında çalınan müziktir örneğin, bir balo sahnesinde kadın ve erkek aralarında konuşurlarken arkada duyulan dans müziği gibi (Konuralp, 16). Mahmut Tali Öngören (akt. Doğan ) ise fon müziğini şöyle betimlemektedir: “bilgi verme, durumu ya da sonucu belirtme, kişilik belirtme, ruhbilimsel yapıyı aktarma, dramatik havayı belirtme, vurgulama ve noktalama, heyecanı destekleme, coğrafya ve dönemi yansıtma, geçişi sağlama, boşluğu doldurma, karşılıklı konuşmanın yerini alma, ses efektinin yerini tutma, kurgu ile eşleşme”. Araştırmadaki yedi çizgi filmde karşılaşılan en belirgin müzik türüdür. Çizgi filmin temasına göre fonda çalınana müziğin ritimleri değişmektedir. Örneğin Cille’de mücadele, heyecan durumları rock ritimleriyle verilirken, sükûnet, rahatlama senfonik ritimlerle anlatılmıştır. Bu filmde iki fon müziğinin kullanıldığından bahsetmek mümkündür. Barbaros’ta ise, Osmanlı dönemi müzikleri andıran ezgiler vardır. Yani filmin konusuna uygun müzik fonda çalınmaktadır. Dede Korkut’da fon müzik ezgileri daha çok Orta Asya’ya dairdir. 64 Kare Ülkesi’nde fon müzik hafif tonludur. Çocuklara satranç anlatımını kolaylaştırıcı etkidedir. Fon müziğini destekleyen kuş sesi, su sesi gibi ses efektleri kullanılmıştır. Keloğlan Masalları’nda fon müzik karakterlerin yaşadıkları olayları destekler niteliktedir. Kimi zaman gerilimli, heyecanlı, gizemli kimi zamanda dram, mutluluk gibi durumları anlatır. Daha çok halk müziği ezgileri elektronik hale getirilmiştir. Karakterler için farklı fon müzikleri kullanılmıştır. Pak ile Pırpır’da elektronik bir fon müzik hâkimdir çoğunlukla tek tiptedir. Olaylar ve karakterleri vurgulamak yerine arka fonda destekleyici niteliktedir. Maysa ve Bulut’da ise fon müzik diğer çizgi filmlerde olmadığı kadar kendisini duyurmaktadır. Yörüklere vurgu yapan müzik modern VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu formla sunulmaktadır. Barbaros’ta Osmanlı dönemini anımsatacak mehteranı andıran müzikler fonda kullanılmaktadır. Cille’de konuya uygun çok sesli bir müzik fon müziğidir. Jenerik Müzik Televizyona ilk zamanlar radyonun bir uzantısı biçiminde bakıldığından, televizyon filmlerinde radyo oyunları tekniklerinin yer almasında bir sakınca görülmemiştir. Radyolarda program başının ve sonunun belirlenmesi için kullanılan sinyal müziği televizyonlarda kendisini jenerik olarak göstermiştir. Hatta bir aralar jenerik müzikleri, sinyal müziklerinin tıpatıp kopyası olmuştur. Radyodan geçme bir başka alışkanlık da, kendisini uzun süre jenerikte göstermiştir: Ses. Radyonun kulağa hitap etmesi, her tür olayın ses ile yorumlanmasını gerektirmiştir. Oysa televizyonda görsel engel ortadan kalkmış olduğundan, ses ve müzik, görüntüye göre abartılı kalmıştır. Örneğin televizyon jeneriklerinde filmin/programın adı ekranda gözükse bile bir anlatıcı ses yine de programı/filmi tanıtmış hatta oyuncuların adları bile okunmuştur. Zamanla tanıtıcı ses kaldırılmış ama eski alışkanlıkları bırakmak kolay olmadığından bu sefer de jenerik müzikleri şarkılı olmaya başlamıştır. Özellikle programın/filmin adının geçtiği mısraların şarkıda en sık tekrarlanan kısımlarda olmasına dikkat edilmiştir. Şarkılı jenerikler bir süre sonra çizgi filmlere kaymıştır çünkü yapımcılar şarkıların çocuklar üzerinde daha etkili olduğunu gözlemlemiştir. Şarkının benimsenmesi aynı zamanda dizinin de beğenilmesi anlamına gelmiştir. Şarkılar fazla melodik değildir ve radyo reklamlarında çalınan jingle tarzı şarkılar daha başarılı olmuştur. Bu biçimde jenerik müzikleri, radyo etkisinden kurtulmuş ama bu sefer reklam yönü ağır basmıştır. Başlangıç ve bitiş jenerikleri bir programın/filmin en can alıcı kısımlarıdır. Amaç yalnızca programda/filmde kimlerin oynadığını sergilemek değildir. Amaç ürünü en dikkat çekici hale getirmek olduğundan programın/filmin jenerik müziği ve pilot bölümleri genelde televizyon piyasasının en profesyonel sayılan bestecilerine yaptırılır. Bu müzikler elektronik aletlerle hazırlanıyorsa bu durumda bütün bölümlerin müzikleri tek bir kişinin eseri olabilmektedir (Konuralp, ). Maysa ve Bulut’da jenerik müzik aynı zamanda fon ve tema müziktir. Her bölümde işlenen konulara göre bu müziğe bazı eklemeler yapılmakta ya da yine bu müziği andıran farklı müzikler çalınmaktadır. Pak ile Pırpır çizgi filminde de jenerik müzik aynı zamanda fon müziktir. İşlenen konulara göre müzikten ayrışan noktalar olsa da temelde tek müzik tüm çizgi filmin müziğidir. Keloğlan Masalları’nda jenerik müzik filmin başında ve sonunda sunulmakta daha çok halk müziği ezgilerinin elektronik formu hakimdir. Bunun yanında jenerik müzik, Keloğlan Masalları’nda filmin nasıl olduğunu anlatmaya çalışır ve çocukların ilgisini çekebilmek amacıyla filmin çarpıcı sahnelerinden görüntüler jenerikte kullanılmıştır. Mümkün olduğu kadar ritmik biçimlerden, gür ve kimi zaman çok tiz kalitede seslerden oluşan müzik, çocukların hatta filmin yapımcısının da belirttiği üzere yetişkinlerin ilgisini ister istemez televizyon ekranına yöneltmektedir. Jenerik müzikte geleneksel enstrümanlarla elektronik müzik kullanılırken ses efektleriyle (horoz ötüşü vb.) de desteklenmiştir. 64 Kare Ülkesi’nin jenerik müziği neşeli, hareketlidir çoğunlukla piyano tuşları duyulmaktadır. Dede Korkut Hikayeleri’nde Orta Asya ezgilerinin yer aldığı elektronik müzik vardır. Jenerik müzik aynı zamanda fon ve tema olarak da kullanılmaktadır. Barbaros’ta Jenerik müzik, Osmanlı dönemi müziklerini andırmaktadır. Cille’de jenerik aynı zamanda fon ve tema müzik için de kullanılmaktadır. İçinde darbuka, ney gibi geleneksel enstrümanlara da yer veren, Rock müzik ezgilerini barındıran yüksek tempolu elektronik müzik jenerik müziğe hakimdir Stok Müzik Televizyonda sıklıkla müzik kullanılır hale geldiği ve yeni müzikler besteletmek mümkün olamayacağı için herkesin aşina olduğu ve belli duyguları uyandırdığı, belli temalara uygun olduğu düşünülen ve bu amaçlarla kullanılmış müzikler birçok yapımda karşımıza çıkmaya başlamıştır. Kimi stok müzikler, önceden, herhangi bir programda kullanılmak için bestelendiyse de, stok müziklerin büyük bir kısmı televizyon için bestelenmemiş, birçok kişinin bildiği müziklerden seçilmiştir. Bazı durumlarda ise belli bir programda, kendisi için özel olarak bestelenmiş bir müziği olsa da, müzik bölümlerinin durmaksızın çalınması ve birbirinden farklı durumlarda yeniden karşımıza çıkması, müziğin hafızamıza kazınmasıyla sonuçlanmıştır. Kimi zaman müzik temaları, temposu ya da orkestrasyonu değişmiş bir bicimde birçok sahnede kullanılmıştır. Her dizinin, kendisini hatırlatıcı bir temasının olması artık gelenek haline gelmiş bulunmaktadır (Kılıçbay, 58). Araştırmada incelenen yedi çizgi filmin müzikleri özgün bestelerdir. Ancak Kılıçbay’ın belirtiği gibi tek bir müzik farklı tempolarda çalınarak pek çok sahnede kullanılmaktadır. Bu noktada çizgi filmlerde tamamen stok müzik vardır demek mümkün değildir ancak kimi özellikleriyle örtüşmektedir. Mickey Mousing Sadi Konuralp’in () ‘paralel müzik’ olarak çevirdiği/tanımladığı Mickey Mousing, müziğin ritmi genelde filmin ritmiyle uyum içindedir. Kovalamaca sahneleri hızlı tempolarla, durgun sahneler ağır tempolarla verilir. Ritmin hipnotik bir etkisi vardır. Kalp atışı ve nefes alıp vermeler, çalınmakta olan müziğin ritimlerinden etkilenir ve ritme bağlı olarak bunlarda artış veya azalma görülür. Bu psikolojik etki ve perdede görülen görüntü sayesinde, seyirci filmin akış hızına kendisini daha iyi ayarlayabilmektedir. Paralel müzik, karakterlerin ruh halini ve o anda yapılan hareketleri seyirciye aktarma çabasındadır. Müzik mümkün olduğunca, perdede olan her şeyi taklit etmeye çalışır. Bir aktör müziğin yardımı olmadan kaşını bile kaldıramaz. Aktör yürümeyi kestiğinde müzik de durur, tekrar yürümeye başladığında müzik de başlar. Araştırmada incelenen yedi filmden sadece üç tanesinde bu tekniğe yakın müziklerle karşılaşılmaktadır. 64 Kare Ülkesi’nde çocukların dikkatini filme çekmek için bu tekniğe yakın müzik kullanılmıştır. Her bir karakter için kısa ve ritmik müzikler kullanılmıştır. Örneğin, kale için darbuka kullanılmış ve onun her hareketinde darbuka çalarken kale durduğunda darbuka da durmuştur. Cille’de ise mizah ve komedi durumlarında karakterlerin eylemlerini vurgulamak ve desteklemek için bu müzik kullanılmıştır. Barbaros’ta piyano tuşları karakterlerin hareketlerimi belirtmek için kullanılmıştır. Act-out, Act-in ve Köprü Televizyonda hızlı akan görüntüleri desteklemek için kullanılan başka müzikler de vardır. Örneğin on saniyeyi geçmeyen özel müzik parçaları yazılır. Televizyon dünyasında Act-out olarak anılan müzik parçaları çoğunlukla kreşendo 1 içerir, uzatılmış seslerle biter. Bu esnada görüntüde filmdeki karakterlerden biri uzunca gösterilirken karartma yapılır. Act-in adı verilen diğer müzik parçası ise görüntünün açılmasıyla başlar. Act-in için fazla bir sorun yoktur ancak kısa süreli Act-out’lar filmde fazla sırıtır. Bundan ötürü mümkün olduğunda müziğin daha geriden başlamasına yani parçanın daha uzun süreli olarak bestelenmesine dikkat edilir. Televizyon çizgi filmlerinde (ortalama dakikadırlar) zaman kısıtlaması olduğu için olayların hızlı bir biçimde gelişmesi gerektirmektedir. Bu nedenle mekânlar beş dakikada bir değişir. Seyircinin bu koşturmadan rahatsız olmaması için geçişler müzikle yumuşatılmaktadır. Bu amaç için bestelenen müzikler kısa sürelidir. Bunlara köprü (bridge) müzik adı verilmektedir (Konuralp, ). Araştırmaya konu edilen çizgi filmlerde Act-out ve Act-in genelde jenerik sonrasında ve öncesinde kullanılmaktadır. Cille’de bölümler arası geçiş için kreşendo yapılarak act-out kullanılır. Dede Korkut’da ise sahne değişimi ve mekan değişikliğinde müziklere ses efektleri de destek olmaktadır. Köprü ise hemen her çizgi filmde karşılaşılan bir müziktir. Cille’de keman olaylar arasında geçişi sağlamak için kullanılmıştır. Pak ile Pırpır’da elektronik müzik kısaca verilerek bir başka sahneye geçiş yapılır. Keloğlan Masalları’nda fon müziğin kısa bir bölümü köprü için kullanılır, izleyici çalınan notaları anlayabilecek durumdadır. 64 Kare Ülkesi’nde ise piyano ile köprü müzik sağlanır. Dede Korkut da ise fon müzik kısa bir şekilde çalınır. Çizgi filmlerin pek çoğunda act-out/act-in ve köprü müzik, fon olarak kullanılan müzikle yapılmaktadır. Araştırmaya konu edilen çizgi filmlerde biçimsel açıdan çizgi film müzikleri tablosu aşağıdaki gibidir. Tablo 1: Biçimsel Açıdan Çizgi Film Müzikleri Dede Korkut 64 Kare Keloğlan Maysa ile Cille Barbaros Pak ile Pırpır Hikayeleri Ülkesi Masalları Bulut Tema Müzik √ √ √ √ √ √ √ 1 Kreşendo bir müzik eserinde gerçek anlamda seslerin daha da veya gittikçe güçleneceğini belirten harekettir. VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu Fon Müzik √ √ √ √ √ √ √ Jenerik √ √ √ √ √ √ √ Müzik Stok Müzik √ - - √ - √ - Mickey √ √ - √ - - - Mousing Act-in ve √ √ √ √ √ √ √ Act-out Köprü √ √ √ √ √ √ √ Müziğin İçerik Açısından İşlevleri Çizgi filmlerde müziğin çok çeşitli işlevleri de vardır. Televizyonda müzik daha çok eğlenceyle özdeşleştirilmiştir. Bunun sebebi, müziğin televizyonu, televizyonun müziği kullanmasından daha gösterişli bir biçimde kullanmasıdır (Doğan, ). Temel olarak televizyonda müziğin kullanılmasını Eda Doğan () şöyle özetlemektedir: a) İlgi çekme ve eğlendirme: İyi seçilmiş müziğin amacı, reklamı daha ilgi çekici hale getirerek etkisini arttırmaktır. Kullanılan müzik parçasının satılan ürün ile benzeşmesi şart değildir, çünkü ilgiyi çekmek ön plandadır. b) Yapı ve süreklilik: Müziğin en önemli görevi bir seri görüntüyü, dramatik parçayı ve verilecek mesajı bağlayarak kısa sürede çok şey anlatılmasını sağlamaktır. c) Akılda kalıcılık: İnsan beyninin ilginç özelliklerinden biri de müziğin beyni işgal etme şeklidir. Ayrıca müziği algılanması çoğu zaman istem dışı olmaktadır. İyi seçilmiş bir müzik parçası, çizgi film bittikten sonra da zihinde kalır. d) Müziksel Dil: Müzikle söylenen sözler, konuşularak söylenen basmakalıp sözlerden daha fazla ilgi çeker. Bu sebeple mesaj konuşma ile duygusal ve destekleyici öğeler ise müzikle iletilmeye çalışılır. e) Hedef Kitle: Müzik türleri ve stilleri uzun süredir belli toplumsal kesimler ile özdeşleşmiştir. Bu nedenle müzik, hedef kitleye ulaşmak için iyi bir araçtır. f) Otorite Kurulması: Müziğin bir başka yardımı da inandırıcılığın arttırılması ve bu yolla otorite kurulmasıdır. Konuralp (), müziğin filmdeki işlevlerini ortamın atmosferini vermek, bir karakterin kafasındaki düşünceleri yansıtmak, bir duyguyu güçlendirmek, aksiyonun ilerlemesini kolaylaştırmak olarak sıralamaktadır. Sinemanın doğuşundan beri müziğin en önemli işlevi izleyiciyi yatıştırmak ve filmin sürekliliğini sağlamaktır. Bu işlev sessiz film dönemimde daha da önemli olmuştur. Müzik gerektiğinde hafif, tatlı bir melodiyle izleyicinin ruhunu okşar, rahatlatır; gerektiğinde hızlanarak, sertleşerek izleyiciye gerilimi aşılar. İzleyici filmdeki bir kovalamaca sahnesinde heyecanlanmasını, filmdeki heyecanlı koşuya yorarken, aslında onu heyecanlandıran şey varlığının farkına bile varmadığı müziktir. Müziğin sadece destekleyici, yorumlayıcı değil, aynı zamanda anlatıcı, betimleyici rolü de vardır. Müzik sahneler arası geçişleri sağlamanın yanında, diyalog ve hareketlere ihtiyaç duymaksızın tek başına izleyiciye bir karakteri tanıtabilmektedir. Bununla birlikte filmde müzikle birlikte anlam yaratılmaktadır. Filmlerde izleyiciyle duygusal bir iletişim kurulabilmesi, izleyicinin heyecanlandırılması ve eğlendirilebilmesi için müzik önemli bir araçtır. İyi seçilmiş bir müzik filmi daha ilgi çekici ve etkileyici hale getirecek, bu yolla izleyiciyi ekran (veya perde) karşısında tutmak daha kolay hale gelecektir (Doğan, ). Araştırmaya konu edilen çizgi film müziklerinin üstlendiği rolleri Eda Doğan’ın ( ) betimlemelerinden yola çıkarak şu şekilde sıralamak mümküdür: a. Coğrafya belirtici: Filmde; olayın geçtiği ülke, bölge, yöreye ait müzikler kullanılır. Örneğin Maysa ve Bulut Yörük yaşamını anlattığı için, Keloğlan Anadolu’yu anlattığı için bu mekanlara uygun müzikler kullanılmıştır. b. Anlamı destekleyici: Bir diyalog sırasında kişinin karşısındakinin söylediğinden ne anladığı, hatta bazen hiçbir şey anlamadığı müzikle anlatılabilir. Bazen bir diyalog sırasında kişi konuşmaya devam ederken kamera dinleyenin ifadesiz suratına odaklanır, konuşan kişinin sesinin yerini tamamıyla müzik alır. İzleyici müziğin renginden o kişiye acı, sevinçli vb. bir haber verildiğini anlayabilir. c. Atmosfer belirtir: Olayın geçtiği yerdeki ve andaki atmosferi belirtmek için genelde o coğrafyaya uygun olmasının yanı sıra, o döneme de uygun müzik kullanılır. Örneğin Barbaros çizgi filminde yüzyılda yaşamış olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın hayatı anlatılmaktadır. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu hüküm sürdüğü için filmde vurmalı çalgılar ve ney ağırlıklı geleneksel Osmanlı müziğine yakın bir tarz yakalanmıştır. Benzer şekilde Maysa ve Bulut’da da Yörük müziklerine yakın müzikler kullanılmış, Keloğlan’da halk müziği ezgileri ve Dede Korkut da ise Orta Asya ezgilerine yer verilmiştir. d. Duyguyu destekleyici: Müziğin, izleyicinin neşe, hüzün, heyecan gibi duygularını yaratan ya da arttıran rolü vardır. İncelenen çizgi filmlerde, gerilim, sıkıntı, kavga gibi durumları sert müzikler anlatırken, daha sakin durumlar için yumuşak ritimli müzikler tercih edilmiştir. e. Vurgulayıcı: Filmde çoğu zaman bir sahneye, bir yere, bir kişiye vurgu yapmak için müzik kullanılır. Köy yerine vurgu yapılmak istendiğinde bağlama gibi geleneksel enstrümanların kullanılırken, Osmanlı Saray’ını anlatmak için mehteran gibi müziklerin kullanılması söz konusudur. f. Doldurucu: Filmlerde müziğin en sık üstlendiği görevdir. Birçok sahnede sessizliği bozmak, anlatımdaki boşluğu doldurmak, akışı sağlamak ve sahnedeki monotonluğun izleyiciyi sıkmaması için dolgu müziği kullanılır. h. Canlılığı vurgulayıcı: Filmi hareketlendirmek için yine hareketli olan bir müzik kullanılır. Kalabalık ortamlardaki canlılık, hareket duygusunu güçlendirmek için kullanılır. Bu tarz müziğin kullanıldığı sahnelerde ortam olduğundan daha kalabalık ve hareketli algılanır. i. Kurguyla eşleştirilmiş: Bazen müzik hareketle eşleştiği gibi kurguyla da birebir eşleşebilir. Müziğin bu görevi genelde hızlı kurgu-hareketli müzik eşleşmesi şeklinde görülebilir. Daha önce de bahsedildiği gibi paralel müzik bu görevi yapmaktadır. j. Gerilim hissettiren: Filmde sahnenin gerilimli ruh hali, görüntüden çok müzikle verilir. Müziğin görüntüye uyum sağlamasını en çok gerektiren rollerinden biridir. Filmdeki gerilim keman, davul gibi çalgılarla sağlanabilirken; bazen bir ıslık, bir çocuk şarkısı bile gerilimi katlayabilmektedir. k. Doğallık hissi veren: Genelde çevre sesi olarak kullanılan müzik doğallık hissi verir. Bir barda, kafeteryada çalan müzik izleyicinin o ortamı daha doğal ve gerçekçi algılamasını sağlar. l. Zamanın geçtiği duygusu veren: Müzik bu rolü çeşitli şekillerde üstlenebilir. incelenen çizgi filmlerde zamanın geçtiği duygusu için ses efektleri de kullanılmıştır. m. Kültürü yansıtıcı: Filmdeki bir oyuncunun, bir nesnenin farklı bir kültürden olduğunu belirtmek için kullanılan türde müziktir. Örneğin Barbaros’ta Yunan için mandora, İtalyan için Lir, Osmanlı için mehteran tercih edilmiştir. Yukarıda belirtilenler ışığında ele alınan çizgi film müziklerinin üstlendiği roller şu şekilde tablolaştırılabilir: Tablo 2 : Çizgi Filmlerde Müziğin Üstlendiği Roller Dede 64 Kare Keloğlan Pak ile Maysa ve Cille Barbaros Korkut Ülkesi Masalları Pırpır Bulut Coğrafya - √ √ - √ - √ Belirticisi VI. Müziklerin değer aktarımını görselleştirirken Pınar Özgökbel Bilis ve Ali Emre Bilis’in () çalışmasından yola çıkılarak aşağıdaki tablo oluşturulmuştur. Toplumun Devamlılığını Güvence Altına Alan Değerler (uyum sağlama, mütevazılık, tevazu gösterme, adalet, eşitlik, işine bağlılık, temizlik, özdenetim, güven duyma, sorumluluk). Hedonist Değerler (macera, değişkenlik, heyecan, haz alma, zevklenme, güzellik) Bireysel Gelişim Değerleri (özerklik, otoriteden kurtulma, özgürlük, bilgi, akıl, yaratıcılık/ fikir zenginliği, kendiliğindenlik, başarı, cesaret, öz-saygınlık, kendini kanıtlama). Hegemonya Değerleri (mücadele, rekabet, egemenlik, güç, saygı, takdir, bağlılık). Ulusal Değerler (millet, devlet, vatan, ordu, cumhuriyet, ulusal marş, ulusal anıtlar, ulusal bayram, bayrak, kahramanlık, dil, gelenek ve görenekler). Soyut- Evrensel Değerler (yaşam, hayat, mutluluk, memnunluk, aile, sağlık, aşk, mal, mülk, kültür, kültürel bir edinim olarak teknolojik bilgi, tabiat). Cille’de haz alma, mücadele, rekabet, güç temel vurgu yapılan konulardır. Barbaros’ta arkadaşlık, yardımseverlik gibi toplumsal yaşamı sağlayan değerler verilmektedir. Bunun yanında Tevazu gösterme, eşitlik, adalet, işine bağlılık gibi toplumun devamlılığını güvence altına değerler de vurgulanmaktadır. Deniz üzerinde Osmanlı’nın egemenliğini korumaya çalışan Kaptan-ı Derya’nın hayat hikâyesi başlı başına hegemonya değerlerini de taşımaktadır. Bu anlamda altı çizilen ise Osmanlı İmparatorluğu ile İslam dinidir. Dede Korkut’ta ise dürüstlük, gerçeği söyleme, arkadaşlık, ekip çalışması gibi konulara değinilmiştir. Toplumun devamlılığını güvence altına alan değerlere de vurgu yapılmıştır. Kahramanlık, geleneğin devamı gibi ulusal değerler ise çizgi filmin temel konularındandır. 64 Kare Ülkesi’nde ise ekip çalışması, hoşgörü gibi değerler vardır. Sorumluluk, eşitlik gibi değerlere yer verilmenin yanında bireysel gelişim değerlerine de vurgu yapılmıştır. Aklı kullanma, başarı, cesaret, kendini kanıtlama gibi değerler satranç oyunu ile vurgulanmaktadır. Yine bu çizgi filmde soyut evrensel değerlerden yaşam, mutluluk, bilgi konular işlemektedir. Keloğlan Masalları diğer çizgi filmlerden tüm değer başlıklarını taşımasıyla ayrılmaktadır. Buna göre yukarıda sıralanan yedi değer başlığının içindeki pek çok unsuru taşımaktadır. Pak ile Pırpır çizgi filminin konusu gereği özellikle; toplumsal yaşamı sağlayan değerler, bireysel gelişim değerleri ve soyut evrensel değerler ön plandadır. Maysa ve Bulut’ta ise hedonist değerlerin dışındaki tüm değerler bulunmaktadır. Bu değerler anlatılırken daha önce de tartışıldığı gibi müzik destekleyici unsurdur. Çocukların dikkatini sürekli tutabilmek bu sırada da değerleri anlatabilmek için müzik vazgeçilmez bir unsur olarak tüm çizgi filmlerde kullanılmıştır. SONUÇ Müziğin ne olduğu ve ne işe yaradığı konusunda çok çeşitli görüşler ortaya koyulmuştur. Kimileri müziğin toplumun gelişimine paralel bir ilerleme gösterdiğini tartışırken kimi tartışmalara göre ise müzik, ideolojik bir izge olarak, iktidarın bireyleriyle ilişkisini, bu iktidarın herhangi bir niteliğini yaratmak veya pekiştirmek için bir imkân oluşturur. Her ne şekilde düşünülürse düşünülsün müziğin görüntüyle ilişkisi vazgeçilmez bir yapıdadır. Film endüstrisinin ilk yıllarından itibaren, görüntünün anlamını pekiştirmek, anlamı yeniden üretmek, duygu durumu yaratmak, atmosferi betimlemek vb. pek çok anlam yaratımı için müzik, film sektöründe göz ardı edilemez bir hal almıştır. Müziğin izleyici üzerinde yarattığı etkinin göz ardı edilemeyecek bir hal alması bu alanda yeni bir endüstrinin oluşumunu da sağlamıştır. Bu noktadan sonra film müzikleri de başlı başına birer ürün haline gelmiştir. Öyle ki yayıncılığın ilk gününden itibaren müzik endüstrisi bu alanda her nokta söz sahibi olmuştur. Televizyon dünyasının, sinemaya göre hızlı bir akışının olması, müziklerin kullanımında da bu durumu yaratmıştır. Bu nedenle hızla akan televizyon dünyasına uygun jenerik müzik, köprü müzik gibi yeni müzik biçimleri de yaratılmıştır. Önemli tüketici olan çocuklar da televizyon dünyasında yerlerini almışlardır. Önce televizyon için üretilen çizgi filmler ortaya çıkmış daha sonra sadece çocuklar için yayın akışı olan kanallar kurulmuştur. Bu sayede yirmi dört saat yayın kanallarda, televizyon için üretilmiş çizgi filmler yayınlanmıştır. Bu çizgi filmler, sinema çizgi filmlerinden hem içerik hem konuyu ele alış hem de müzik açısından ayrılmıştır. Araştırmanın sorularından bir olan, müziğin çizgi filmlerdeki işlevinin ne olduğu sorusunun da cevabı bu sayede ortaya çıkmıştır. Bu durumda incelenen yedi çizgi filmde müziklerin biçimsel işlevleri şu şekilde sıralanabilir: Tema müzik, fon müzik, jenerik müzik, stok müzik, paralel müzik, köprü müzik. Biçimsel olarak sıralanan bu müziklerin, incelen çizgi filmlerde, coğrafyayı belirtmek, anlamı desteklemek, atmosferi belirtmek, duyguyu desteklemek, vurgu yapmak, dolgu olarak kullanılmak, VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu geçişi sağlamak, canlılığı vurgulamak, kurguyla eşleştirmek, gerilim hissettirmek, doğallık hissi vermek, zaman geçişini anlatmak, kültürü yansıtmak için kullanıldığını söylemek mümkündür. Araştırmaya konu edilen yedi çizgi film müzikleri; toplumsal yaşamı sağlayan değerler, toplumu devamlılığını güvence altına alan değerler, hedonist değerler, bireysel gelişim değerleri, hegemonya değerleri, ulusal değerler, soyut evrensel değerler olarak sıralanabilir. Bu değerler müziklerin ritimleri, kullanılan enstrümanların farklılığı, konu ve dönemine göre anlatım farklılığı özelliklerle sunulmaktadır. Türkiye’de film müziği ile ilgili sayısı az da olsa yapılan araştırmalar, televizyon müzikleri için çok azdır, televizyon çizgi film müzikleri ile ilgili ise yok denecek kadar azdır. Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek olan bu çalışmaların bir kısmı müzikoloji üzerinden, bir kısmı da eğitim bilimleri açısından ele alınmıştır. Bu noktada iletişim bilimleri ve özelinde televizyon ve çocuk araştırmaları açısından bu konunun daha kapsamlı ele alınmasına ihtiyacın kaçınılmaz olduğunu vurgulamak gerekir. Çalışma, bu öneriye bir başlangıç ve katkı yaptığını ümit etmektedir. KAYNAKÇA Attali, Jacques () Gürültüden Müziğe Müziğin Ekonomi Politiği Üzerine, Çev. Gülüş Gülcügil Türkmen, İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Corbet, John () A Very Visual Kind of Music The Cartoon Soundtrack Beyond The Screen içinde (funduszeue.info Goldmark ve Yuval Taylor) The Cartoon Music Book, Illinois: A Cappella Books, s Çelenk, Sevilay () Cep Telefonlu Bir Baudelaire: Müzik ve Televizyon İlişkisi Üzerine Düşünceler, İletişim, Bahar 5: Doğan, Eda () Sinema Filmlerinde İzleyicinin Etkilenmesinde Önemli Rol Oynayan Öğelerden Biri Olarak Film Müziği, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Anabilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Goldmark, Daniel ve Yuval Taylor () Introduction, içinde (funduszeue.info Goldmark ve Yuval Taylor) The Cartoon Music Book, Illinois: A Cappella Books, funduszeue.info-xvi. İmik, Ünal () Çizgi Film Müziklerinin Yapısal Olarak İncelenmesi ve Değerlendirilmesi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anabilim Dalı Müzik Bilimleri ve Teknolojisi Bilim dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, Malatya. İmik, Nural () Arası Türkiye’de Televizyon Dizilerinde Kullanılan Müziğin Genç İzleyicilere Etkileri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo-TV ve Sinema Anabilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ. Karakuş, Neslihan () Maysa ve Bulut İsimli Animasyon Çizgi Filmin Kültürel Öğeler Açısından İncelenmesi, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler enstitüsü Dergisi, 34 (13): Karkın, A. Metin ve Ünal İmik () Sosyo-Kültürel Yönüyle Çizgi Film Müziği, Sanat Dergisi, (24): Kılıçbay, Barış () Televizyonun Müziği: Bir Eklemlenme Öyküsü, Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü, içinde (der. Cem Pekman ve Barış Kılıçbay), İstanbul: Pan Yayıncılık, s. Konuralp, Sadi () Animede Müzik, Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü, içinde (der. Cem Pekman ve Barış Kılıçbay), İstanbul: Pan Yayıncılık, s. Nye, Sean () From Punk to the Musical South Park, Music, and the Cartoon Format, içinde (edt. James Deaville), Music in Television: Channels of Listening, UK: Routledge, s. Oskay, Ünsal () Müzik ve Yabancılaşma Aristo, Huizinga ve Adorno Açısından Bir Önçalışma, Ankara: Dost Yayınevi. Özgökbel Bilis, Pınar ve Ali Emre Bilis () TRT Çocuk Kanalı’nda Yayınlanan Yerli Çizgi Film Yapımlarında Toplumsal Değerlerin Aktarımı, I. Uluslararası Dil ve İletişim Sempozyumu, İzmir Üniversitesi, s Rodman, Ronald () Auteurship And Agency In Televısıon Musıc, içinde (Edt. David Neumeyer) The Oxford Handbook Of Film Music Studies, Oxford: Oxford University Press, S. Sager, Turan, Ünal İmik ve Perçin Demirkol () Televizyon Çocuk Programı Müziklerinin İlköğretim Müzik Dersine Katkılarına Yönelik Görüşler, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7 (17): Yılmaz, Betül Havva () Misketle Kültür Söylemek: Cille, Cordoba Animasyon Ekini ile Söyleşi, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 11 (1): İnternet Kaynakları: funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info VI. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu
Presentation of Locality in Popular Culture: "Maysa and Bulut" Example
Öz:Along with technological developments in the field of television, the number of national television channels has been increased and it has created global media network. Cartoons that emerged as a new art form and industrial field, play an important rolebothinfluencing by its own culture and alsopromoting the cultural valuesof its own culture to different cultures with these developments. The foreign-born lineage series as a popular cultural product have been effective in our country long period of time and have included Turkish children in the area ofinfluence. Along with expanding of thematic children's channels, local productions have been given more space and cartoons have played an important role in cultural construction. Maysa and the Bulut cartoons are among the best examples of this. In this work, local culture transfer in the cartoon named Maysa and Bulut that is broadcasted on TRT Children's channel has been examined by qualitative content analysis method, by using Gerbner's theoretical approach of cultural sowing. Twenty sections of the Maysa and the Bulut lineage shown on the TRT Children’s channel were watched in the survey. In these sections, local cultural elements are determined under the titles such as traditions and customs, games, and language. The aim is to determine whether cartoons can contribute to the transfer of cultural heritage. It is determined that Maysa and Bulut which is completely local production contains many cultural elements. Due to the limited number of publications related to the subject, it is foreseen that the researcher will contribute to the work in the future.
Anahtar Kelime:
Konular:
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası