zeynebim zeynebim ilahisi / Zeynep Ilahi Si Mp3 indir

Zeynebim Zeynebim Ilahisi

zeynebim zeynebim ilahisi

Ağlama Zeynebim Sözleri - Ağlama Zeynebim İlahisini Dinle - Ağlama Zeynebim İlahi Sözleri

Abdurrahman Önül kaleminden yazılan Ağlama Zeynebim ilahisinin sözlerisini sizler için aşağıda derledik. Ağlama Zeynebim İlahisinin Sözlerine aşağıdan erişebilirsiniz.


Abdurrahman Önül Ağlama Zeynebim İlahi Sözleri

Üzdüler seni çok
Kırdılar seni çok
Genç yaşta mateme düştün ah Zeynebim
Üzüldü Peygamber, ağladı Medine
Gözlerde yaş seli, suskundu Medine

Ağlama Zeynebim, ağlama Zeynebim
Dayanmaz yürekler, ağlama Zeynebim
Peygamberin gülü, ümmetin annesi
Cennetin sultanı, ağlama Zeynebim

Medine sessizdi, Medine suskundu
Zeynebim diyen Peygamber mahsundu
Yürekte hüzün var, gözlerde yaş seli
Ağlıyor sahabe, Zeynebim Zeynebim

Ağlama Zeynebim, ağlama Zeynebim
Dayanmaz yürekler, ağlama Zeynebim
Peygamberin gülü, ümmetin annesi
Cennetin sultanı, ağlama Zeynebim




Abdurrahman Önül'a ait Ağlama Zeynebim ilahisini aşağıdaki bölümden dinleyebilirsiniz. Ağlama Zeynebim İlahisini Dinle

Abdurrahman Önül kaleminden yazılan Ağlama Zeynebim ilahisinin sözlerisini sizlerin hoşunuza gitti ise Ağlama Zeynebim İlahisinin Sözlerini arkadaşlarınız ile paylaşabilirsiniz.

“ZEYNEP TÜRKÜSÜ” HİKÂYELERİNDE MİTİK VE YİTİK ZEYNEP Zeynep Candır ∗ GİRİŞ Türk halk edebiyatının, anonim şiir türlerinden biri olan ‘türkü’yü günümüze kadar; Ali Şir Nevâyi’den Şemseddin Sâmî’ye, Fuat Köprülü’den Pertev Naili Boratav’a pek çok araştırmacı tanımlamıştır. Hepsinden hareketle; Türklere özgü, anonim bir halk ezgisi olan türkünün; içinden doğduğu topluluğun gelenek, görenek ve âdetlerini; yaşam tarzları, değer yargıları, duyguları ve inançlarını yansıtan; sözlü geleneğin en önemli türlerinden biri olduğu söylenebilir. Türkülerin kökenini mitolojik dönemlerde bulmak mümkündür; zira Merdan Güven, türkülerle mitoloji arasındaki sıkı ilişkiye dikkat çeker ve şamanlardan âşıklara uzanırken evrilen, evrilirken zenginleşen bu ilişkiyi şöyle özetler: “Türküler, tarihin en eski çağlarında Şamanların (kamların) mitolojik dönemlere dönüşü simgeleyen törenler esnasında Tanrı’yı anmak, ona övgüler düzmek, onlardan çeşitli dileklerde bulunmak için icra edilen rituel seanslarındaki ezgi eşliğinde söyledikleri bugünkü manadaki ilahileri andıran ilkel şiirlerle ortaya çıkmıştır. Bu ilk ezgili eserler, zaman içinde değişimlere uğrayıp gelişmiştir. (…) Daha geç dönemde ise Şamanların (kamların) büyü, kehanet, şifa, başka bir boyuta ulaşma ve inanç faaliyetlerini yerine getirme durumlarında terennüm ettikleri, bugünkü manadaki ilahi türü halk ezgileri özelliğine kavuşmuştur. Bu eserler, zaman * içinde daha fazla konu yenileşmesine, ezgi ve şiir çeşitliliğine ulaşmış; ayrıca kutsallıktan da arınmıştır.” ∗ Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Doktora öğrencisi. * Merdan Güven, Türküler Dile Geldi, Ötüken, İstanbul, , s. 1 Türkülere mitolojik çerçeveden bakarken, sembol çözümlemesi sayesinde, insanlığın ortak mirasının izlerini sürmek mümkündür. Bu çalışmada; yaygın olarak Sivas’ın Kangal İlçesi’nin Mamaş (Soğukpınar) Köyü’ne ait olduğu kabul edilen Zeynep Türküsü hikâyesinin yöreden derlenmiş farklı varyantları incelenecek, bu varyantlardaki benzerlikler ve mitolojik unsurlar araştırılacak, söz konusu türkü mitolojik bir gözle okunacak ve türkünün arka planındaki ‘yaratılış’ izlerine ışık tutulmaya çalışılacaktır. Ayrıca Zeynep tipinin özelliklerine ve günümüz halk kültüründeki yansımalarına da değinilecektir. ZEYNEP TÜRKÜSÜ TRT repertuarında Zeynep Bu Güzellik Var mı Soyunda ismiyle kayıtlı olan † Zeynep Türküsü, çeşitli halk bilimi araştırmacıları tarafından Zeynep Türküsü, Allı Zeynep Türküsü, Zeynebim Türküsü, Söğüdün Yaprağı Narindir Narin gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Kaynaklarda üç, dört veya beş bentlik biçimlerine rastlanabilen türkü üzerine yaptığı araştırmada Doğan Kaya; ilk dört bendini TRT repertuarından, diğer bentlerini farklı araştırmacılardan derleyerek toplam 9 bent kaydetmiştir. “Zeynep bu güzellik var mı soyunda ‡ Elvan elvan güller biter bağında Arife gününde bayram ayında Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim § Beş köyün içinde şanlı Zeynebim Zeynebe yaptırdım altından tarak Tara zülüflerin bir yana bırak Zeynebe gidemem yollar pek ırak Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim Beş köyün içinde şanlı Zeynebim † Doğan Kaya, Zeynep Türküsü Üzerine Bazı Mülahazalar funduszeue.info , s ‡ “Elvan elvan güller kokar koynunda” versiyonu da mevcuttur. Bkz. Salahaddin Bekki, Baş Yastıkta Göz Yolda Sivas Türküleri, Kitabevi, İstanbul, , s § “Üç köyün içinde şanlı Zeynebim” versiyonu da mevcuttur. Bkz. A.g.e. Zeynep Türküsü’nün internet ortamında sıklıkla rastlanan bir başka benti de aşağıdaki gibidir: “Gönlüm Erzincan’da sevdam Mamaş’ta İntizarım var ol yüce Allah’ta Asker oldum vatan borcum Kangal’da Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim †† Beş köyün içinde şanlı Zeynebim” Öte yandan, Yusuf Ziya Demirci kendi araştırmasında bir bent daha kaydetmiştir: “Zeyneb sen güzelsin hameyli takın Hamamdan geliyor boyuna bakın O kadar salınma nazardan sakın Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim ‡‡ Üç köyün içinde şanlı Zeynebim” Tüm bu bentlerin yanında, kulaklarda yer etmiş ancak kaynaklarda yer almayan bir benti daha anmak yerinde olacaktır: ** Salahaddin Bekki, Baş Yastıkta Göz Yolda Sivas Türküleri, Kitabevi, İstanbul, , s †† funduszeue.info ‡‡ Yusuf Ziya Demirci, Anadolu Köylerinin Türküleri- Türk Halk Edebiyatından Köylerde Toplanmış Türkü, İstanbul, , Burhaneddin Matbaası, s. 4 Zeynebe yaptırdım bir gümüş kaşık İçine yazdırdım ben sana âşık Zeynebe gidemem yollar dolaşık Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim Beş köyün içinde şanlı Zeynebim Adı, hikâyeli türküler arasında anılan Zeynep Türküsü dikkatli okunduğunda bentlerin olay sırasına göre dizilmemiş olduğu görülür. Bazı ipuçlarından hareketle bentler doğru sıralandığında hikâyenin genel çerçevesine ulaşılması mümkündür; ancak öncelikle Doğan Kaya’nın derlediği dört hikâye varyantına bakmak yerinde olacaktır. ZEYNEP TÜRKÜSÜ HİKÂYESİNİN VARYANTLARI Birinci Varyant§§: Doğan Kaya’nın Kemal Sarıkartal’ın anlatmasından aktardığı bu varyanta göre; Allı Zeynep, Şah İbrahim soyundan gelen Hasan Ağa’nın kızıdır. İlk olarak asıl memleketi Malatya’nın Mezirme köyündeki akrabalarından biriyle nişanlanır; fakat gönlü Mamaşlı Ali’ye düşünce nişan bozulur ve Zeynep ile Mamaşlı Ali evlenirler. Zeynep’in Kamber adında bir oğlu olduktan sonra Ali askere gider. Uzun dönem askerlik sebebiyle Zeynep’in hasretine dayanamayan Ali askerden kaçar ve köye döner. Kaçak olduğu için gündüzleri köyde, geceleri dağda yaşar. Peşine düşen kolcular Zeynep’in ifadesini almak isterler; fakat güzelliği nedeniyle kimselere görünmeyen Zeynep ifade vermek istemez ve bir ot yığınının içine girip saklanır. O sırada ikinci çocuğuna hamile olan Zeynep, saklandığı yığındaki otun zehirinden etkilenir. Kanaması başlar ve hayatını kaybeder. Bu türküyü, Zeynep’in ölümünü duyan ve çok üzülen ilk nişanlısının yaktığı rivayet edilir. İkinci Varyant***: Doğan Kaya’nın Mamaşlı Mihmanî’nin anlatmasından aktardığına göre; Zeynep’in babası Gazi Karababa, annesi Zöröğ Hatun’dur. Zeynep’in ‘Yer Tanrısı’ lakaplı Battal, ‘Pehlivan’ lakaplı Mahmut ve Ali adlarında üç ağabeyi vardır. Zeynep, güzelliği §§ Doğan Kaya, Zeynep Türküsü Üzerine Bazı Mülahazalar funduszeue.info , s *** A.g.m. s 5 dillere destan olmuş, yüzünde ben olan bir kızdır. Yürüdüğü zaman herkes damlara çıkıp onu seyreder. Zeynep’in Kangal, Malatya, Şarkışla, Elazığ ve Tunceli’ne gelin gitmiş beş kız kardeşi vardır. Zeynep ise yaşlarında, Hafik ilçesinin Yalıncak köyünden Ali adlı bir genç ile evlendirilir. Anlatıldığına göre Zeynep eve gelin girdikten sonra eve nur doğmuştur. Türküyü Zeynep gelin gittikten sonra annesi Zöröğ Hatun’un yaktığı; derleyen Mamaşlı Âşık Süleyman olduğu için, türkünün de Mamaş türküsü sanıldığı rivayet edilir. Üçüncü Varyant††† : Doğan Kaya’nın Mehmet Kızılöz’ün anlatmasından aktardığına göre; Birinci Dünya Savaşı sırasında, Erzincanlı bir genç Sivas’ın Kangal ilçesinde jandarma olarak askerlik görevini yapmaktadır. Görevi gereği köylere gidip gelen bu genç, Mamaş köyünde Zeynep’i görür ve ona âşık olur. Zeynep’in güzelliği dillere destandır. Genç defalarca köye giderek Zeynep’i görür. Tezkere vakti gelince, bir yolunu bulup Zeynep’le görüşür. Ona ana babasını dünür olarak göndereceğini söyler. Aradan aylar yıllar geçer; ama dünür gelen olmaz. Umut kesilince Zeynep’i başkasına verirler. Rivayete göre türkü, bu genç tarafından yakılmıştır. Dördüncü Varyant‡‡‡ : Doğan Kaya’nın Okay Kangal’ın anlatmasından aktardığına göre; Zeynep Kangal’ın köylerinde güzelliğiyle meşhur, hamarat bir kızdır. Gelinlik çağa gelince, kendi köyü olan Arpalı’dan Mamaş’a gelin gider. Gittiği köyde de güzelliği ve hamartlığı ile dillere destan olur. Kayınpederinin de en sevdiği gelin Zeynep’tir. Zamanla evdeki diğer gelinler Zeynep’i kıskanmaya başlarlar ve bir gün içeceğine zehir koyarak onu öldürürler. Ulaşım zor olduğu için Zeynep’in köyüne haber ulaşmaz. Aradan üç dört yıl geçtikten sonra, kızını merak eden Zeynep’in babası, dünürlerine hediyeler alarak Mamaş’a gittiğinde ise acı haberi alır. Doğan Kaya, derlemiş olduğu dört varyantın benzerlikten çok, farklılıklar arz ettiğini vurgulayarak çalışmasının devamında bu farklılıklar ve türkünün yapısal özellikleri üzerinde durmuştur. Öte yandan söz konusu varyantlar arasındaki birtakım benzerliklerin de altının çizilmesi, türkünün duygu dünyasına açılan bir kapıyı daha aralayabilir. ††† A.g.m. s ‡‡‡ A.g.m. 6 Öncelikle bütün varyantlarda Zeynep’in ‘güzelliği’ vurgulanmaktadır. Birinci varyantta, Zeynep ‘Allı’ Zeynep olarak anılır. Güzelliği nedeniyle kimselere görünmek istemez. İkinci varyantta o kadar güzeldir ki yürüdüğü zaman herkes damlara çıkıp onu seyreder. Üçüncü ve dördüncü varyantlarda ise güzelliği “dillere destan” deyimiyle ifade edilmiştir. Bütün varyantlarda ‘evlilik’ teması yer alır. Birinci ve üçüncü varyantlarda ‘evlilik’; hasret ve ayrılık temalarıyla, ikinci ve dördüncü varyantlarda ise bunlara ek olarak ölüm temasıyla iç içedir. Bütün varyantlarda yol imgesi ve ulaşılmazlık duygusu ön plana çıkmaktadır. Yol, ayrılık ve hasretin en önemli sebebi rolündedir. Zeynep Türküsü’ne konu olan Zeynep, yerel kullanıcılar tarafından internet ortamında da anlatılmaktadır. Mamaşlı Yücel adlı bir kullanıcının anlatması şöyledir: “Derler ki Ozanlar Ocağı Mamaş’ta dilber dudaklı, kaşı keman, servi boylu, sırma saçlı, görenleri kendine hayran bırakan, Zeynep adında bir güzel yaşardı. (…) Zeynep aslen Malatya’nın Mezirme Köyü’nden gelerek Mamaş’a ilk yerleşen ailelerden İbrahim Ağa’nın kızıdır. Henüz 13 yaşında olan Zeynep, 20 yaşındaki gelinlik bir kız gibi yetişkin ve görkemli olup civar köylerde dahi dillere destan olmuştur ve dahi herkesin gözü onun üzerindedir. Onu gören bir daha görmek arzusu içerisindedir. (…) Zeynep gün geçtikçe daha da güzelleşir, boy atar, huyuyla ve endamıyla dikkatleri üzerinde toplar. Cana yakın ve sıcakkanlı oluşu, onun bu güzelliğine daha bir güzellik katmaktadır. (…) Jandarma şikayet üzerine köyleri devriye gezerken, Mamaş’a da uğrar. O gün gelen askerler içerisinde bizim Erzincalı er de bulunmaktadır. Bir ara susayan er, komutanından izin alarak kuyuya su içmeye gider. Zeynep de aynı anda içme suyu getirmek için sitilleri koluna takıp salına salına kuyuya iner. Zeynep’ten önce gelen asker su içerken, daha önce silahlı bir asker görmemiş olan Zeynep de onu ürkek gözlerle ve biraz da korkarak süzmektedir. Suyunu içen asker başını çevirdiğinde bir güzelin kendisini seyrettiğini fark eder. O da Zeynep’i süzmeye başlar. Askerin de kendisine baktığını gören Zeynep biraz utanarak başını eğer ve ellerindeki sitilleri doldurmaya başlar. Zeynep’in güzelliği karşısında büyülenen asker, Zeynep suyunu doldurana kadar kuyunun başında oyalanır. (…) Asker bir vesile ile her geldiğinde Zeynep’i görür. Askerin köye geldiği bir yaz günü Zeynep ve babası İbrahim Ağa, ot getirmek için öküz arabasını hazırlamaktadırlar. Jandarma Komutan’ı İbrahim Ağa’yı görünce durur ve başlarlar İbrahim Ağa ile sohbete. Zeynep arabaya yaslanmış bir vaziyette ürkek ürkek askerleri izlerken 7 askerlerden birisi de Zeynep’i süzmektedir. İşte bu asker yine bizim her zamanki Erzincanlı meçhul askerdir. (…) Asker terhisine az bir zaman kala köye gelerek Âşık Süleyman’a sırrını açar. Ondan kendisi için Zeynep’e görücü gitmesini ister. (…) İbrahim Ağa kızının yaşının küçük oluşunu ve uzak yere kız vermek istemeyişini ileri sürerek; kesin bir dille ‘hayır’ cevabını verir; fakat asker bir türlü vazgeçmek niyetinde değildir. Asker terhis olduğu gün Âşık Süleyman’ın yanına gelerek hem Zeynep’i uzaktan da olsa son bir defa görür hem de Âşık’a (…) adresini bırakarak Zeynep’i tekrar istemeye geleceğini söyler ve Zeynep’in durumundan kendisini haberdar etmesini ister. Asker ile Âşık Süleyman zaman zaman mektuplaşırlar. (…) Zeynep’in gönlünde artık bir aslan yatmaktadır. Mamaş’ta Ali adında bir gence âşıktır ve bu aşk karşılıklıdır. (…) Zeynep’in karşılıklı aşkı Ali; babayiğit mi babayiğit, iyi huylu, herkesin takdir ettiği, yakışıklı bir gençtir. Fakat gelin görün ki Ali’nin ailesi fakir bir ailedir. (…) Çok üzülen Zeynep hastalanarak yatak döşek yatar. Kendisine hastalığının nedenini soran annesine Ali’den başkasıyla evlenmeyeceğini; eğer ona vermezlerse evde kalıp ailesine hizmet edeceğini söyler. Kızının bu sözlerine üzülen annesi Tamam Hatun, kızının bu üzgün halini kocası İbrahim Ağa’ya anlatır. İbrahim Ağa bu duruma kızar mızar ama akrabaların ve hatırı sayılır kişilerin araya girmesiyle kızı Zeynep’i Balı Efendi’nin §§§ oğlu Ali’ye vermeye razı olur. (…)” Anlatmanın devamında Ali ile Zeynep nişanlanırlar. Bir hafta sonra evleneceklerken Erzincanlı asker, bayram arifesinde köye gelir ve Zeynep’in bir hafta sonra düğününün yapılacağını öğrenir. Hikâyenin bundan sonraki bölümü Doğan Kaya’nın derlediği birinci varyantla aynıdır. Bu son varyantta Zeynep’in güzelliğinin altının biraz daha çizildiği gözlemlenir. Özelliklerine dilber dudaklar, servi boy, keman kaşlar, sırma saçlar eklenmiş; terbiyesi, utangaçlığı, sıcakkanlılığı vurgulanmıştır. Diğer varyantlardaki tema ve duygular bu varyantta da görülmektedir. Varyantlara göre ve özellikle son varyantın ışığında, türkü bentlerinin olay sırası açısından dizilişi şöyle gösterilebilir: §§§ funduszeue.info Salahaddin Bekki, Baş Yastıkta Göz Yolda Sivas Türküleri, Kitabevi, İstanbul, , s †††† “Üç köyün içinde şanlı Zeynebim” versiyonu da mevcuttur. Bkz. A.g.e. 10 Söğüdün yaprağı narindir narin İçerim yanıyor dışarım serin Zeynebi bu hafta ettiler gelin 11 Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim Beş köyün içinde şanlı Zeynebim ZEYNEP TÜRKÜSÜ’NDE ‘YARATILIŞ’ Bir türküdeki sembolleri çözümlemek ve metnin yüzeydeki anlamının altında yatan ilksel motifleri okumak; toplum belleğinin kaynağında yatan zengin çağrışım dünyasına açılmak için bir yoldur. Zeynep Türküsü, bu bakımdan sembolik okuma için oldukça elverişli bir metindir. Türküdeki semboller üzerinden bir inceleme yapıldığında karşımıza bir yaratılış hikâyesi çıkmaktadır. Türkünün tamamında izlenen yaratılış ânı hem evrenin yaratılışı hem insanın dünyaya gelişi olarak iki boyutlu bir şekilde okunabilir. Söz konusu yaratılış hikâyesi, pek çok yaratılış mitinde olduğu gibi karanlık ve su ile başlar; zira birinci bentte Kangal’dan aşağı, Mamaş’ın köyünde yer alan derin kuyudaki serin sudan söz edilmektedir. Derin kuyunun karanlık ve suyla dolu ortamı kaosu, ilksel suları çağrıştırmaktadır; aynı zamanda bu ortamın kadın cinsel organı ve ana rahmini simgelediği düşünülebilir. Birinci bentteki dişil unsurlardan sonra, ikinci bentte eril unsurlar dikkat çeker. (Zeynep gelir arabaya yaslanır / Yağmur yağar zülüfleri ıslanır / Bir gün olur deli gönül uslanır) Bu bentte geçen araba imgesinin semboller sözlüğündeki karşılığının hareketlilik, güç ve erkek cinselliği olduğu görülür. ‡‡‡‡ Öte yandan zülüfleri (saç) ıslatan yağmur söz konusudur. Saç, semboller sözlüğünde kadınsı şehvet ve yaşamsal güçle ilişkilendirilirken§§§§ , saçı ıslatan yağmur imgesi ile Perseus mitindeki ‘Zeus’un Danae’yi altın yağmuru ile döllemesi’ imgesi arasında ilişki kurulabilir. Dolayısıyla türkü düzleminde ‡‡‡‡ Nanon Gardin & Robert Olorenshaw, Larousse Semboller Sözlüğü, çev. Beyza Akşit, Bilge Kültür Sanat, İstanbul, , s. §§§§ A.g.e. s. 11 Zeynep ile ona âşık olan erkek karşılaşırken, mitolojik düzlemde dişil unsurlarla eril unsurların bir araya geldiği bir yaratılış gerçekleşmektedir. Üçüncü bentte (Zeynebe yaptırdım altından tarak / Tara zülüflerin bir yana bırak / Zeynebe gidemem yollar pek ırak), Zeynep’e altından bir tarak yaptırma ifadesi, Zeus’un altın yağmuru çağrışımının pek de tesadüf olmadığının bir göstergesi gibidir; zira altın; ilahiliğin, güneşin; güneş de Zeus’un sembolü olarak bilinir. Bununla beraber tarak, semboller sözlüğünde kadın saçının erotizmi ve “tan vakti”yle ilişkilendirilmektedir.***** Tan vakti ise yaratılış arifesi olarak düşünülebilir. Sözlükte tan vakti, bu bakımdan bitimsiz bir an ve sonsuzluk sözcükleri ile tarif edilmektedir.††††† Dördüncü bentte göze çarpan sembol, gümüş nalındır. (Zeynebe yaptırdım bir gümüş nalın / Giyin Zeynep giyin karşımda salın / Bin beş yüz altındır Zeynebe kalın) Altın erilliğin ve güneşin sembolüyken, gümüş de dişiliğin ve Ay’ın sembolüdür. Ayrıca yine bu bentte; takunya anlamına gelen, dolayısıyla ayağa giyilen nalının; yeryüzüne ayak basışı, dünyaya gelişi çağrıştırdığı söylenebilir. Beşinci bentte de gümüş sembolüne rastlanmaktadır. (Kösteğimin gümüşü yüz gıram / Kösteğimi acep kime bozduram / Allı Zeynebime gazi dizdirem) Gazi dizdirmek, altın takmak anlamına gelen yöresel bir ifade olduğundan; bu bentte gümüş sembolünün yanında altın sembolüne de rastlanmaktadır. Yine eril ve dişil unsurlar bir aradadır. Altıncı bentte, türkünün bağlantı dizelerinde de görülen al, kırmızı rengin kullanıldığı görülür. (Zeynebin alı var malı n’eylesin / Al yanak üstünde şalı n’eylesin / Bu yosmalık varken varı n’eylesin) Kırmızı, kan rengi olması itibariyle yaşamı çağrıştırır ve yeniden doğuşun sembolü olarak bilinir. Bu bakımdan, kırmızı rengin olduğu yerde bir yaratılış sahnesinden söz edilebilir. ***** A.g.e. s ††††† A.g.e. s 12 Sekizinci bentte, yol ve su imgeleri bir arada kullanılmıştır. (Zile’nin yolları dardır geçilmez / Soğuktur suları bir tas içilmez / Anadan geçilir yardan geçilmez) Yol, semboller sözlüğünde kader ile bağdaştırılmıştır. ‡‡‡‡‡ Bu bakımdan, türkü düzleminde Zeynep’in kaderine işaret eder. Öte yandan, dar ve geçilmesi zor olan yol, insanın doğum anını ve bu anda yaşanan anksiyeteyi; mitolojik düzlemde ise yine bir yaratılış arifesini çağrıştırmaktadır. Dokuzuncu bentte; gül, bağ (bahçe) gibi imgeler yer alır. ( Zeynep bu güzellik var mı soyunda / Elvan elvan güller biter bağında / Arife gününde bayram ayında) Gül, semboller sözlüğünde aşkın ve saflığın sembolü olarak gösterilirken§§§§§ bahçe anlamında kullanılan bağ sözcüğünün göksel cennetin sembolü olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Dünyaya geliş bir bayram ayı gibi mutlulukla karşılanırken, arife gününde; yani doğumun hemen öncesinde kayıp cennete ömür boyu duyulacak özlem, anksiyete başlamıştır bile. On ve on birinci bentlerde adeta doğum, yaratılış gerçekleşmiş; sanki insan, kaynağından kopup dünyaya gelmiştir. Dolayısıyla bu bentlerde ayrılık acısı ile kaybedilmiş olan cennete ağıt ve özlem gözlenmektedir. Nitekim söğüt, semboller sözlüğünde bir ‘feryat ağacı’ olarak nitelendirilir.****** Bu bentlerde feryat edilmektedir; zira Zeynep artık yitiktir; diğer bir deyişle ‘kayıp cennet’, Zeynep’tir. HİKÂYE VARYANTLARINDA MİTOLOJİK UNSURLAR Zeynep Türküsü hikâyelerinin varyantlarında göze çarpan ayrıntılar, türkünün mitolojik düzlemdeki yaratılış hikâyesini destekler niteliktedir. Birinci varyantta Zeynep, hamiledir ve kanamayla hayatını kaybeder. Hamilelik bir yaratılış arifesini bildirmekte, kan ise yeniden doğuşu müjdelemektedir. Dolayısıyla metnin kendisi ile metin hakkında anlatılan hikâye mitolojik düzlemde kol kola yürümektedir. ‡‡‡‡‡ A.g.e. s. §§§§§ A.g.e. s. ****** A.g.e. s. 13 İkinci varyantta Zeynep eve girdikten sonra, eve nur doğar. Evin kapalı, çevrili bir iç mekan olması açısından dişil bir imge olduğu; nurun yani ışığın da eril bir imge olduğu fikrinden hareketle yine eril ve dişil unsurların yaratılış gerçekleştirmek üzere bir araya geldikleri söylenebilir. Yol imgesi ise türkünün kendisinde olduğu gibi tüm varyantlarda da görülmektedir. Denilebilir ki aslen mitik unsurlar barındıran türkü metni, dilden dile aktarılırken bu özelliğinden bir şey kaybetmemiştir, hatta türkünün doğuşuyla ilgili anlatılan hikâyelerin de bu özellikleri destekledikleri gözlemlenmektedir. ZEYNEP TÜRKÜSÜ’NÜN POPÜLER KÜLTÜRE YANSIMALARI Zeynep Türküsü başta Sivas yöresi olmak üzere Tokat, Erzincan, Malatya, hatta Gaziantep yöreleri tarafından da benimsenmiştir; fakat etki alanı bu yörelerle sınırlı kalmamış, yankıları yurdun dört bir yanına uzanmıştır. Türkünün tüm Anadolu tarafından sahiplenilmesinin bir sebebi; anlattığı kavuşamama öyküsünün, Anadolu’ya has ortak kimi yaralara değinmesi olarak görülebilir. Evlilik çağına gelen kızın karar sürecine dahil olamayışı, birbirine uzak köyler arasında kız alıp verme, başlık parası gibi engeller bu yaralardan sayılabilir. Türkünün sahiplenilip, zamana da direnerek günümüz popular kültürüne dahil olmasının bir diğer sebebi de barındırdığı mitolojik unsurlardır, denilebilir. İçerdiği mitolojik semboller bir yana, türkünün kendisi bir “kavuşamama” sembolü olarak pek çok filmde, dizide yer almıştır. Türlü sebeplerle gurbete giden, pek çok nedenle ayrılığı, acıyı, ölümü tadan ve hep yiten genç ve güzel kızları konu alan filmlerde bu kızların adları Zeynep koyulmuştur. Yılmaz Güney ve Hülya Koçyiğit’in birlikte oynadıkları yapımı Zeyno; Eşref Kolçak ve Evrim Fer’in oynadığı, yapımı Yedi Köyün Zeynebi; Kadir Savun ve Nazan Şoray’ın oynadığı, yapımı aynı adlı film; Kadir İnanır ve Türkân 14 Şoray’ın oynadığı, yapımı Deprem adlı film, daha yakın yıllarda çekilen Deli Yürek ve Geniş Aile gibi diziler örnek gösterilebilir. DİĞER “ZEYNEP” TÜRKÜLERİ Zeynep Türküsü, durgun göle atılmış bir çakıl taşı gibi geniş bir coğrafyayı etkilemiştir. Öyle ki Zeynep ismi için onlarca türkü yakılmıştır. Elbette ki Anadolu’da Zeynep ismi en çok rastlanılan kız isimlerinden biridir ve tek Zeynep de Zeynep Türküsü’nde adı geçen Zeynep değildir; ancak diğer türkülerdeki Zeynep’lerin hepsinin bir sebeple “kavuşulamayan, ulaşılamayan, yitik” olması; bu türkülerin hepsinde hasret, ayrılık, acı gibi duyguların hakim olması tesadüf olmasa gerektir. Günümüzde herkes tarafından bilinen, kına gecelerinde söylenen “Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” adlı Tekirdağ- Malkara türküsü dahi; ailesinin bulunduğu köyden uzakta, yabancı bir köye gelin giden genç ve güzel Zeynep’in hikâyesini anlatmaktadır.†††††† Üstelik bu hikâyedeki Zeynep’in evlendiği gencin adı da Zeynep Türküsü’nün varyantlarındaki gibi Ali’dir. Günümüz türkücülerinden Karadenizli Şükrü Güler’in, Niğdeli Ali Ercan’ın, Malatyalı Fahri Kayahan’ın “kavuşulamayan” bir Zeynep’e yakılmış türküleri mevcuttur. SONUÇ “Zeynep bu güzellik var mi soyunda?” diye soran türküden hareketle; Zeynep’i üç köyün, beş köyün, hatta yedi köyün en güzeli olarak tanımlayan; onu değil Anadolu’ya, yere göğe sığdıramayan bir mitik algı oluşmuş; zaman içinde bu algının izleri günümüze kadar ulaşmıştır. Mitolojik bir bakışla ele alındığında, her bendinde yaratılışı yeniden canlandıran semboller içeren türkü, ne yazık ki Zeynep’e ölümsüzlük yükleyememiş, onu “yitik” †††††† funduszeue.info 15 olmaktan kurtaramamıştır; tıpkı kayıp cenneti özleyen insan gibi, âşığın da bu dünyadaki sınavı Zeynepsizliktir. Türk Halk Edebiyatı, Altın Kitaplar, İstanbul, • Bekki, Salahaddin. Baş Yastıkta Göz Yolda Sivas Türküleri, Kitabevi, İstanbul, • Demirci, Yusuf Ziya. Anadolu Köylerinin Türküleri- Türk Halk Edebiyatından Köylerde Toplanmış Türkü, Burhaneddin Matbaası, İstanbul, • Erol, Aydil. Adlarımız Şarkılarla Şiirlerle ve Tarihi Örneklerle, Turan Kültür Vakfı, İstanbul, • Gardin, Nanon. & Olorenshaw, Robert. Larousse Semboller Sözlüğü, çev. Beyza Akşit, Bilge Kültür Sanat, İstanbul, • Güven, Merdan. Türküler Dile Geldi, Ötüken, İstanbul, • funduszeue.info • Kaya, Doğan. Zeynep Türküsü Üzerine Bazı Mülahazalar funduszeue.info • funduszeue.info 19

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası