kanuni oglu mustafayi neden oldurdu / Şehzade Mustafa nasıl öldürüldü - Yaşam haberleri

Kanuni Oglu Mustafayi Neden Oldurdu

kanuni oglu mustafayi neden oldurdu

İşte, Kanunî Süleyman'ın evlât ve torun katli raporu

Türkiye, Şehzade Mustafa'nın idamının ayrıntılarını dört buçuk asırlık küçük bir gecikme ile öğrenebildi. Kanunî'nin idam ettirdiği ve kanından gelen tek kişi Mustafa değildir, hükümdar Mustafa'nın idamından sekiz sene sonra, 'de bir başka oğlunu, Şehzade Bayezid'i beş çocuğu ile beraber boğduracaktır.

TÜRKİYE, dört buçuk asır önceki tarihi ile yeni tanışıyor..,
Üstelik okuyarak, o zamanın kaynaklarını elden geçirerek falan değil; bir TV dizisi, "Muhteşem Yüzyıl" sayesinde
Evlât katli konusu, Kanunî Sultan Süleyman'ın büyük oğlu Mustafa'yı 'ün 6 Ekim'inde Konya Ereğlisi yakınlarında idam ettirmesini canlandıran meşhur çadır sahnesinin ardından bu kadar asır sonra gündemimize girdi Şehzade Mustafa'nın Bursa'daki kabri asırlardan buyana ilk defa ziyaretçilerle dolup taştı, hattâ vatandaşın biri savcılığa Kanunî hakkında suç duyurusu bile yaptı!

Türkiye, Kanunî Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’yı idam ettirdiğini dört buçuk asırlık küçük bir gecikme ile öğrendi ve kıyamet koptu Şimdiden hatırlatayım: Kanunî, Mustafa’nın ardından küçük torununu, sonra da Hürrem Sultan’dan doğan bir başka oğlunu, kendisine isyan eden Bayezid’i ve Bayezid’in küçük yaşlardaki beş çocuğunu da boğdurmuştur!

HÜRREM SULTAN'IN OĞLUYDU

Muhteşem Yüzyıl ne kadar devam edecek ve sonraki bölümlerde nelere yer verilecek bilmiyorum ama, daha sonraki bölümlerde zannedersem bir başka facia ile karşılaşacağız: Kanunî Sultan Süleyman'ın, Şehzade Mustafa'nın ardından bir diğer oğlunu ve beş torununu idam ettirmesi ile!

Kısaca söyleyeyim: Kanunî'nin idam ettirdiği kanından gelen kişiler sadece Şehzade Mustafa ile sınırlı değildir, hükümdar toplamda iki oğlu ile altı torununu boğdurmuştur! O zamanların Türkiye'si 'te Mustafa ile küçük oğlunun idamından sekiz sene sonra bir diğer şehzadenin, Kanunî'nin Hürrem Sultan'dan doğan bir başka oğlunun, Şehzade Bayezid ile Bayezid'in küçük yaşlardaki beş oğlunun idamı ile sarsılacaktır!

Şehzade Mustafa’nın ardından idam edilen küçük oğlunun cenazesi.

İKİ ŞEHZADENİN SAVAŞI!

İşte, Kanunî'nin bir diğer evlâdını, yani Şehzade Bayezid'i katlettirmesine kadar uzanan hadiselerin kısa öyküsü:

Sultan Süleyman'ın sekiz oğlu olmuş; Murad, Mahmud ve Abdullah çocukken ölmüş, hükümdarın favorisi olan Şehzade Mehmed 'te hayata veda etmiş, Mustafa 'te idam edilmiş, en genç şehzade olan Cihangir de bu idamın verdiği üzüntü ile kısa bir müddet sonra hayattan ayrılmıştı
Geriye, iki şehzade kalıyordu: Her ikisi de Hürrem Sultan'dan doğan Selim ve Bayezid
Şehzadeler, o zamanın âdeti uyarınca Anadolu'da sancaklara yollanmışlardı. Selim'in yeri Manisa, Bayezid'inki de Kütahya idi. İki kardeş güç mücadelesine girdiler. Oğullarının hırsları ve birbirlerinden nefretleri yüzünden ortalığın kan gölüne dönmesinden endişe duyan Kanunî yanlarına "lâla" denen danışman hocalar vererek her iki şehzadeyi birbirlerinden daha uzak yerlere, Selim'i Konya'ya, Bayezid'i de Amasya'ya gönderdi.

Asıl kargaşa bu değişikliklerden sonra yaşandı, şehzadeler arasındaki çekişme lâlâlarının kışkırtması ile daha da arttı ve 'da savaşa kadar uzandı.

CEM SULTAN GİBİ

Kanunî şehzadelere nasihatçiler göndermesine rağmen sözünü dinletemedi, iki şehzade orduları ile birbirlerinin üzerlerine yürüdüler ve Mayıs'ında Konya Ovası'nda karşı karşıya geldiler. 30 Mayıs sabahı başlayıp akşama kadar devam eden savaş kesin bir netice vermedi ve hangi tarafın kazanıp kimin kaybettiği ortaya çıkmadı ise de, Şehzade Bayezid askerlerini alarak geri çekilmeyi tercih etti ve Selim'e karşı daha uygun bir zamanı beklemeye başladı.

Bayezid'in hareketi artık taht mücadelesinin sınırlarını aşmış ve devlete isyan halini almıştı. Vaziyetin gittikçe ciddileştiğini farkeden Kanunî o senenin 5 Haziran'ında ordu ile beraber Üsküdar'a geçti ve Amasya'daki oğlunun üzerine yürümek üzere hazırlıklara başladı.

Şehzade Bayezid en büyük hatasını işte o zaman, babasının Üsküdar'a geçtiğini haber alınca yaptı: Oğullarından dördünü yanına aldı ve 12 bin kişilik bir kuvvetle iltica etmek üzere İran'a doğru yola çıktı!
Bayezid'in kaderi, artık büyük amcası Cem Sultan gibi olacaktı!

ASKERLERİNİ GERİ YOLLADI!

Kanunî, oğlunun imparatorluğun o sırada düşmanı olan İran'a sığınmasını önlemek maksadı ile arkasından Sokullu Mehmed Paşa'nın kumandasında bir ordu gönderdi ama Bayezid'in askerleri Sokullu'nun ordusunu İran sınırında kılıçtan geçirdiler ve şehzade bu zaferin ardından askerleri ile beraber İran'a ulaşmayı başardı.

Bayezid, 'un 21 Ekim'inde İran'ın o zamanki başkenti Kazvin'de Şah Tahmasb tarafından parlak bir törenle karşılandı. Osmanlı'ya karşı eline çok büyük bir koz geçmesinden dolayı büyük memnuniyet duyan Tahmasb, şehzadenin emrine bir saray tahsis etti, oğullarının herbirini İranlı beylerin himayesine verdi ama bu arada Bayezid'in beraberindeki 12 bin askerden 9 bininin Osmanlı topraklarına dönmesini sağladı.

PAZARLIK KONUSU OLDU

Şehzadenin yanında hâlâ 3 bin asker vardı ve bunlardan bazıları Kanunî ile Şehzade Mustafa'ya karşı başarı kazanılamamış olmasına rağmen İran'da ellerinde hâlâ bir şans bulunduğunu düşünüp Şah Tahmasb'ı devirerek İran'a hâkim olma hevesine kapıldılar Bu teşebbüslerin haber alınması Bayezid'in ilk felâketi oldu ve Şah şehzadenin askerlerini kılıçtan geçirdikten sonra Bayezid'i hapsettirdi.

O günlerde İstanbul ile Kazvin arasında yoğun bir elçi trafiği vardı. Kanunî ile Şahzade Selim'in elçileri Şah'tan Bayezid'in ölü veya diri kendilerine teslimini istiyorlardı, Şah da bu işi mükemmel bir pazarlık konusu haline getirmişti.

Bayezid o günlerde babasına şiir şeklinde mektuplar yazıyor, hata ettiğini söyleyip affedilmesini istiyordu. Kanunî Süleyman da aynı şekilde, yani şiir biçiminde gönderdiği cevabî mektuplarında Bayezid'e "Tövbe ettiğin takdirde affedebilirim" diyordu ama bütün bu yaşananların ardından artık affetmesi mümkün değildi

ANNESİNDEN ALIP BOĞDULAR

Gurbetteki şehzadenin kaderi, 'in 25 Eylül'ünde acı şekilde noktalandı! Şah Tasmab, 1 milyon bin altın ve Kars Kalesi'nin verilmesi karşılığında Bayezid'i Kanuni ile Selim'in elçilerine teslim etti ve bu işi son derece utanç verici şekilde yaptı! Bayezid'in sakalını ve bıyığını traş ettirdikten sonra yanına getirtti, Osmanlı elçilerini de çağırdı, elçilere "Bayezid Han bu mudur?" diye sorup "Evet" cevabını aldıktan sonra teslim etti ve Şehzade Selim'in bir adamı, isyankâr şehzadeyi hemen orada boğdu ve ardından Bayezid'in İranlı beylerin konaklarında tutulan dört şehzadesi de idam edildi. İdamlar bu kadarla da kalmadı, Şehzade'nin İran'a giderken çok küçük olduğu için yanına almayıp Amasya'da bıraktığı oğlu da annesinin kucağından alınarak boğduruldu!

Kanunî, Şah Tahmasb ile daha önce yaptığı pazarlıklarda asi oğlunun sağ olarak teslim edilmesi şartını koymuştu ve idamına izin verilği için Şah'a yaptığı vaadlerin tamamını yerine getirmedi. 1 milyon bin altın yerine sadece bin altın ödedi ve Kars Kalesi'ni İran'a vermekten vazgeçti!

KANUNNÂME'YE UYGUN

Şehzade Bayezid'in İran macerası, Osmanlı tarihinde Cem Sultan hadisesinden sonra yaşanan en hüzünlü hadiselerden idi ama Kazvin'deki idam taht vârisi kardeşler arasında çıkan savaşları ve onbinlerce kişinin hayatını kaybetmesi ile neticelenecek diğer mücadeleleri önlemek için yapıldığından, Fatih'in "Kanunnâme"sine göre hukukî bir hak idi ve hattâ mecburiyet sayılırdı.

Türkiye'nin bundan dört buçuk asır önceki tarihinin karanlık sayfalarından birini, yani Kanunî'nin oğlu Şehzade Mustafa'yı idam ettirdiğini şimdi öğrenmesinden sonra bu kadar kıyamet kopmasına bakılırsa, "Muhteşem Yüzyıl"da Şehzade Bayezid hadisesi de anlatıldığı zaman kimbilir ne gümbürtü çıkacak!

EVLÂD KATLİ BİZE MAHSUS DEĞİLDİR AVRUPA'DA DA BOL ÖRNEĞİ VARDIR!

BUNDAN asırlar önce meydana gelmiş tarihî olaylar bugünün şartları ve kuralları içerisinde değerlendirildiği takdirde, yanlış ve sağlıksız neticelere varılır.

Kanunî Sultan Süleyman'ın oğullarını, diğer bazı padişahların da kardeşlerini idam ettirmeleri konusu da bugünün kavramları ve değer yargıları içerisinde düşünüldüğünde varılacak olan sonuçlar aynı şekilde sağlıksız olur.


Fatih'in "Kanunnâme"sinde kardeş katlinin yeri geldiğinde mümkün olduğunu ve ulemadan çoğunun buna izin verdiğini ifade eden maddenin, o zamanın şartları ile değerlendirilmesi gerekir. İznin verilmesine sebep olan gerekçelerin başında, taht mücadelelerinin devleti parçalaması ve tahtı elde edebilmek maksadı ile girişilen savaşlarda sivil halktan onbinlerce, hattâ yüzbinlerce kişinin hayatını kaybetmesi gelir.
Üstelik, evlât ve kardeş katli sadece Osmanlılar'a mahsus değildir ve o devrin bütün monarşilerinde "devletin bekaası için" sık rastlanan bir uygulamadır

Bu konuda iki önemli örnek:
Rusya'nın kurucularından kabul edilen ve tarihlere "Korkunç" unvanı ile geçen Dördüncü İvan, kendisine isyan ettiği gerekçesi ile 17 yaşındaki oğlu İvan İvanoviç'in kafasına elindeki asa yahut sopa ile vurmuş, İvan 19 Kasım 'de ölmüştü.

Bir diğer evlât katli Saint Petersburg'daki Çarlık Sarayı'nda yaşanmış, Çar Pedro, oğlu ve veliahdı Aleksis Petroviç'e yine kendisine karşı başkaldırdığı gerekçesi ile işkence yapılmasını emretmişti. Bu arada oğlunu senatörler ile asillerden oluşan bir mahkemede yargılatmış, Aleksis Petroviç 7 Temmuz 'de işkence sırasında can vermiş ve hakkındaki idam kararı ölümünden iki gün sonra çıkmıştı!

Şehzade Mustafa kimdir? Şehzade Mustafa, Kanuni Sultan Süleyman&#;ın en büyük şehzadesidir. Babasına isyan ettiği iddiasıyla &#;te Konya&#;da boğdurulmuştur.

Bu yazımızda Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk oğlu Şehzade Mustafa’nın hayatı, ölümü ve türbesi anlatılmaktadır. Bu yazımızın amacı, Kanuni Sultan Süleyman’ın en büyük oğlu olan Şehzade Mustafa’nın 39 yaşında öldürülmesi hakkında oluşan karanlık olaylara ışık tutup öldürülen Şehzade Mustafa’nın hayatı, karakteri, ölüm sebepleri ve ölümünden sonra defnedildiği türbesi ile ilgili detaylı bir biçimde bilgi edinmek. Şehzade Mustafa’nın çocukluğu hakkında elimizde çok az bilgi olmasından dolayı kendisinin çocukken nasıl bir psikolojiye sahip olduğuna dair bir veriye ulaşamamaktayız. Ayrıca Şehzade Mustafa hakkında Hürrem Sultan ile Kanuni Sultan Süleyman arasında konuşulanlar hakkında bilgimiz olmamaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan yıkılışına kadar padişahlar tarafından birçok seçim yapılmış ve şüphesiz ki bazı seçimler hanedanlığın kaderini büyük bir şekilde değiştirmiştir. Osmanlı Hanedanlığı’nın varlığı boyunca yapılmış en büyük seçimlerden biri de Şehzade Mustafa’nın öldürülmesidir. Şehzade halk tarafından çok sevilmekte olup Kanuni’den sonra tahtın sahibi olarak görülmektedir. Birçok tarih alanında profesör olan kişi, kendisinin Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderini değiştirebileceğini düşünmekteydi.

Bu Yazının İçindeki Başlıklar:

Şehzade Mustafa&#;nın Babası Kanuni Sultan Süleyman

Kanuni Sultan Süleyman, yılının Kasım ayında Anadolu’nun kuzeyinde olan Trabzon’da doğmuştur. İstanbul’a üst düzey bir biçimde eğitim alabilmesi için gönderilmiştir. Enderun’da eğitim alan Kanuni Sultan Süleyman edebiyat, din ve askeriye gibi birçok alanda yüksek düzeyde bilgiye sahip olmuştur. Kendisinin uzun boylu ve kibar biri olduğu söylenmektedir. Babası Yavuz Sultan Selim’in ölümünden sonra 30 Eylül ’de tahta çıkmıştır. Tahta çok rahatça çıkabilmiştir çünkü kendisinden başka veliaht bulunmamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi boyunca en uzun süre tahtta kalan padişah olmuştur. Kendisi iki saatte Macar İmparatorluğu’na karşı kazanılan Mohaç Savaşı’nda yer almıştır. Buna ek olarak Belgrad ve Rodos’u fethetmiştir. Batı’daki lakabını Muhteşem Süleyman yapacak kadar zeki ve güçlü bir padişahtır. Doğu’da ise adaletli oluşundan dolayı kendisine Kanuni Sultan Süleyman denmektedir. Takvimler yılına geldiğinde Viyana’yı kuşatmayı denemiştir. Fakat eli boş dönmüştür.

Saltanat süresi boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını önemli ölçüde genişletmiştir. Kendisinden önceki gelen padişahların verdiği tüm buyruklarını toplayarak İslam esaslarını göz önünde bulundurarak kanunname çıkardı. Eğitim alanında da birçok hizmeti olmuştur. Halkın kitap okumasını ve bilgilenmesini önemsemiştir. Bunu yaptırdığı kütüphaneler ile net bir şekilde görebilmekteyiz. Kendisi nikris ismi verilen bir hastalığa sahipti. Tedavisi mevcuttu fakat hekimleri hiçbir zaman dinlemememişti. Son kuşattığı kale, Zigetvar Kalesi’dir. Günümüz dünyasında Macaristan’da bulunan kalenin alındığını göremeden yılının 9. ayında hayata gözlerini yumdu.

Şehzade Mustafa&#;nın Hayatı

Şehzade Mustafa, Kanuni Sultan Süleyman’ın Manisa’da sancakbeyliği yaptığı sırada dünyaya gelmiştir. Annesi Mahidevran Hatun’dur. Kanuni’nin yılında tahta çıkmasının ardından annesi Mahidevran Hatun ile başkent İstanbul’a gelmiştir. Şehzade Mustafa, üst düzey bir biçimde en iyi biçimde eğitim almıştır.

Şehzade Mustafa&#;nın Sancakbeyliği Dönemi

Osmanlı İmparatorluğunda her genç şehzade belirli bir yaşa gelince bir sancağa sancakbeyi olarak atanırdı. Bu gelenek Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk kuruluşundan beridir yapılmaktadır. Şehzadeler sancakbeyliği yaparken hem yöneticiliği hem de askerliği öğrenerek kendini geliştirirdi. Halkın dertlerini dinler , daha çok küçük yaşta hükümdarlık hakkında beceriler elde edinirlerdi. Her genç şehzade gibi Şehzade Mustafa da sancakbeyliği yapmalıydı. İlk sancakbeyliğini babası Kanuni Sultan Süleyman, yılında Irakeyn Seferine giderken Manisa’da yapmaya başlamıştır. Sancakbeyliğini sürdürdüğü zaman boyunca sürekli Kanuni Sultan Süleyman ve Pargalı İbrahim Paşa ile irtibat halinde kalmıştır. Manisa halkı, Şehzade Mustafa’yı iyi davranışlarından ve adaletli oluşundan dolayı sevip benimsemişlerdi. Manisa halkının Şehzade Mustafa’ya olan bu sevgisi Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın gözünden kaçmamıştır. Özellikle Pargalı İbrahim Paşa’nın ölümünden sonra Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan’ı daha çok dinlemeye başlamıştı.

yılına gelindiğinde Şehzade Mustafa Amasya’ya sancakbeyi olarak gönderilirken Hürrem Sultan’ın ilk evladı olan Şehzade Mehmed, Manisa’ya sancakbeyi olarak gönderilmiştir. Şehzade Mustafa’nın Amasya sancakbeyliğine atanmasının sebebini Kanuni Sultan Süleyman bir fermanla açıklamıştır. Padişah atanmanın sebebinin düşman topraklardan gelebilecek bir saldırı ihtimaline karşın olduğunu belirtmiştir. Şehzade Mustafa hiç direnmeden padişahın buyruğuna uymuştur.

Şehzade Mustafa&#;nın Saltanat Mücadelesi

Coğrafi Keşiflerden sonra ticaret yolları değişmiştir. Ticaret yollarının değişimi de büyük ölçüde Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirlerini etkilemişlerdir. Gelirlerin düşüşü tüccarları ve esnafın Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığından şikayet etmelerine sebep olmuştur. Halkın çoğu kesimi ihtiyar padişahın saltanatı erkek evlatlarından birine bırakmasını ümit etmeye başlamıştı. Herkesin hakkında konuştuğu tek bir isim vardı. O isim Şehzade Mustafa’ydı. Halk ve ordu tarafından çok sevilen Kanuni’nin ilk oğlu saltanatın birinci adayı olarak gösteriliyordu. Şehzade Mustafa’ya olan bu büyük sevgi Hürrem Sultan’ı da oldukça çok sinirlendirip endişelendirmişti. Hürrem Sultan, evlatlarından birinin tahta geçmesini istiyordu. Lakin Şehzade Mehmet yılında öldüğünden Hürrem Sultan diğer oğlu Şehzade Bayezid’in saltana gelmesini istemekteydi. Şehzade Selim, Şehzade Bayezid tarafından ciddiye alınmamaktaydı. Şehzade Bayezid’e göre kardeşi Selim; utangaç, korkak ve zevkine düşkün biriydi. Şehzade Mustafa, kendisinin diğer kardeşlerinden daha becerikli ve üstün olduğunu düşünmekteydi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatı devam ettiği sürece tahtta kalmasını, babasının vefatının ardından tahta geçmeyi istemekteydi. Ayas Paşa Şehzade Mustafa’ya bir mektup yazarak Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatından sonra kendisini destekleyeceğini bildirmişti. Kanuni, şehzadelerin arasındaki saltanat yarışını sonlandırmak ve kendi otoritesini sağlamlaştırmak için onları farklı sancaklara atadı. Fakat padişahın yönergelerine uymayan şehzadeleri saltanattan mahrum etmekle tehdit etmiştir. Şehzadelerin hükümdarlık için yaptığı kavgalar yönetimde değişimler olmasına neden olmuştur.

Şehzade Mustafa&#;nın Karakteri

Birçok Tarihi kaynak Şehzade Mustafa’nın suretinin dedesi Yavuz Sultan Selim’e benzediğini söyler. Ancak şair Nazmi onun babası Kanuni Sultan Süleyman’a benzediğini söyler:

Hazret-i Sultan Süleyman kendü idi san hemân
Şeh Süleyman gibi ol bir pür-salâbet han idi

Şehzade Mustafa, devrin şairlerinin söylediği üzere yakışıklı ve kusursuz bir vücuda sahiptir. Taşlıcalı Yahya bu konuda şu satırları kaleme almıştır:

Vücûdu muhteşem ü şevketi mu’azzam idi

Devrin şairleri ayrıca kendisinin uzun boylu, güçlü, perileri andıran ve İslam dininde önemli bir kişi olan Hz. Yusuf gibi yakışıklı olduğunu söyler.

Mersiyelerde yazılanlara göre Şehzade Mustafa cömert, alçakgönüllü, bilgili, adaletli , cesur ve mizaç olarak babası Kanuni Sultan Süleyman’a çokça benzediği söylenebilir. Padişahın cömertliğini vurgulamak için dilenciler yüzünün onun devrinde sürekli güldüğüne birçok mersiyede dikkat çekilmiştir. Güzel özellikleri sayesinde halk Şehzade Mustafa’yı tahtın varisi olarak görmekteydi. Halk ve ordu Şehzade Mustafa ile bir istikbalin düşünü kurmaktaydı.

Şehzade Mustafa&#;ya Karşı Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa İşbirliği

Rüstem Paşa, yılının Mayıs ayında Saraybosna yakınlarında doğmuştur. Gençlik yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbula gelmiştir. Başkentte devşirme süreci sırasında keskin zekasıyla dikkat çekip yaşıtlarından ayrılmıştı. Zeki bir çocuk olmasından dolayı Enderun Mektebi’nde en iyi eğitim alması için çaba verildi. En iyi eğitimleri aldı. Enderun Mektebi’nden rikab ağası olarak çıktı. Kanuni Sultan Süleyman’ın 29 Ağustos yılında Macar Krallığı’yla yaptığı savaşa silahtar olarak katıldı. Üstün becerilerini ve sivri zekası sayesinde padişahın da gözüne girmeyi başardı.

Birçok kaynakta Rüstem Paşa’nın paraya düşkün olduğu, bencil ve aç gözlüğü olduğundan bahsedilmektedir. Fakat bu sıfatlara ek olarak kendisinin akıllı, tedbirli, kurnaz ve zengin olduğundan bahsedilir. Ardından Hürrem Sultan’ın kızı Mihrimah Sultan ile evlendi. Bu evlilikte Hürrem Sultan büyük rol oynadı. Kendisine damat lakabı ile de seslenilmektedir. Takvimler yılını gösterdiğinde ise sadrazam olmayı başarmıştı. Hürrem Sultan, hususi olarak Rüstem Paşa’nın sadrazam olmasını istemiştir. Rüstem Paşa’yla kendisinin mizaçlarının aynı olduğunu düşünmüş ve yanına zeki bir müttefik almayı istemiştir.

Hürrem Sultan ise Lehistan Krallığı’ndan geldiği düşünülmektedir. On beş yaşındayken kendisinin Tatar askerleri tarafından kaçırıldığı ve sonrasında ise Topkapı Sarayı’na sunulduğu düşünülür. Kendisinin kızlık ismi Anastasia’dır. Kanuni Sultan Süleyman ile ne zaman tanıştıkları hakkında elimizde kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Saçlarının kızıl, teninin süt kadar beyaz ve gözlerinin yemyeşil olduğu söylenmektedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın da eşine yazdığı şiirlerde bunu görebiliyoruz. Günümüze kadar gelen herhangi bir portresi gerçek değildir. Tamamen ressamlar tarafından uydurulmuş eserlerdir. Kendisi ilk saraya geldiğinde pek iyi bir konumda değildi. Padişah, Mahidevran Sultan’dan Mustafa adında bir şehzadeye sahipti. Sarayda padişahın anasından sonra en çok Mahidevran Sultan’ın sözü geçmekteydi. Fakat güzelliği ve cazibesiyle Kanuni Sultan Süleyman’ı etkilemeyi başarmıştı. Birlikteliklerinden yılında Mehmet isimli bir erkek evlad dünyaya geldi.

Doğumun ardından sarayda en çok sözü geçen 3. kişi Hürrem Sultan olmuştu. Kendisi sürekli padişahın ilk eşi Mahidevran Sultan ile kavgalar edip rekabet etmiştir. Lakin Hürrem Sultan zekası sayesinde entrikalar aracılığıyla rekabette üstün duruma gelmiştir. Mahidevran Sultan bu durumdan sonra gözden büyük ölçüde düşmüştür. Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ın nikahlandığı ilk kadındır. Bu nikah ayrıca bir anlama daha sahiptir. Dünya’ya hükmeden bir padişahın resmiyetteki eşidir. Nikahlanmaları dünyaca kutlanan bir olaydır. Nikahın ardından artık tüm gözler Hürrem Sultan’ın üstündedir. Unvanı Haseki Sultan olmuştur.

Şehzade Mustafa Neden Öldürüldü?

Hürrem Sultan, Şehzade Mustafa’nın kötülüğünü istemek çeşitli sebeplere sahipti. İlk olarak Şehzade Mustafa, Mahidevran Sultan’ın evladıydı. İkinci bir sebep ise Şehzade Mustafa en büyük şehzadeydi ve halkla ordu tarafından çok sevilmekteydi. Hürrem Sultan evlatlarından birinin tahta geçmesini istiyordu. Çünkü Fatih Sultan Mehmet’in çıkardığı bir geleneğe göre tahta geçen kişi tüm erkek kardeşlerini öldürmelidir. Her anne gibi evlatlarını çok seven Hürrem Sultan da çocuklarını kaybetmek istemiyordu. Böylece Rüstem Paşa ile birlik oldular.

Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan işbirliği sonucunda sürekli olarak Şehzade Mustafa’ya zorluk yaşatılmıştır. Şehzade Mustafa başkentten yardım istediğinde Rüstem Paşa yardımı engellemiştir. Genç şehzadenin öldürülmesinde etkili olduğu düşünülen iki iddia vardır. Birincisi Rüstem Paşa’nın şehzadenin mührünü kullanarak İran Kralı’na mektup yazdığıdır. İkinci iddia ise Hürrem Sultan’ın gerçek olmayan bir mektubu padişaha gösterdiği üzerinedir. Her iki iddianın sonucunda tek bir sonuca varılabilir. Şehzade Mustafa’yı bir vatan haini olarak göstermeye çalışmışlar, padişahın şehzadeyi idam etmesi için her şeyi yapmışlardı. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğluna karşı duyduğu güven yavaş yavaş azalmaya başlamıştı.

Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan, şehzadeyi bir zehirli kaftanla öldürmeye çalışmışlardı. Ancak Şehzade Mustafa kendisini öldürmeyi istediklerini bildiğinden ilk olarak kaftanı bir köleye giydirmişti. Köle zehirlenerek öldüğünde de şüphesinde haklı olduğunu doğrulamıştı. Rüstem Paşa, Hürrem Sultan’ın iddalarını doğrulamakla meşgul olmaktaydı. Hürrem Sultan ise padişahın zayıflıklarından yararlanarak onun dikkati çekip etkilemeye çalışmıştı.Rüstem Paşa, Hürrem Sultan’ın, sözünden çıkmayan ve Şehzade Beyazid’in tahta geçebilmesi için elinden geleni yapmıştır.

Şehzade Mustafa&#;nın Öldürülmesi

Şehzade Mustafa’nın son seferi yılında çıkılan Nahçıvan Seferi’dir. Kanuni Sultan Süleyman, en büyük oğlu hakkında kendisine söylenenler karşısında zamanla daha çok yıpranmıştı. Oğluna olan güveni artık hiç kalmamış, şehzadenin bir vatan haini olduğunu düşünmekteydi. Padişah daha başkent İstanbul’da Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi kararını kafasında vermişti. Sefer sırasında Edirne’yi koruması için Şehzade Beyazid görevlendirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, oğlunu sefere katılması için bir mektup göndermişti. Şehzade Mustafa; değer verdiği, kıymetli gördüğü, validesi dahil herkesle istişare etmiştir. İstişarede bulunduğu herkes asla ama asla sefere katılmamasını vurgulamışlardı. Ancak şehzade babasına fazlasıyla bağlıydı, her ne olursa olsun her koşulda buyruğa uymak istemişti. İkinci vezir Ahmet Paşa, şehzadenin sefere katılmasının çok tehlikeli olabileceği konusunda Şehzade Mustafa’yı uyarmıştı. Şehzade Mustafa çok zor bir seçim içerisindeydi. Sefere katılması halinde belki de canından olacağını biliyordu. Lakin katılmadığı taktirde kendisi hakkında çıkan hain iddalarını doğrulanmasında koz olarak kullanabileceğinin farkındaydı.

Olabilecek tüm durumlara karşı Allah’a tevekkül ettiğini söyleyen şehzade, sefere beş bin kişilik birlikleriyle katıldı. Bir rivayete göre askerler tarafından kendisinin yakınlarına atılan bir okun ucunda kağıt olduğu bahsedilir. Kağıtta Kanuni Sultan Süleyman’ın biricik şehzadesini gözden çıkardığı ve babasının yanına gitmemesi gerektiğini yazılmıştır. Şehzade Mustafa okun sahte olduğunu, babası ile görüşmesini engellemek için tuzak olduğunu düşünmüştür. Şehzade Mustafa’ya sadık olan adamları, şehzadenin tenha bir yerin aksine herkesin içinde görüşmesi gerektiğini söylemişlerdir. Ancak Şehzade bunları dikkate almadan atına binerek babasının otağına gitmiştir.

Şehzade Mustafa Nasıl Öldürüldü?

Otağın önünde askerler şehzadeden tüm silahlarını istemişlerdir. Şehzade Mustafa babasına olan güveni ve sadakati nedeniyle hiç çekinmeden teslim etmiştir. İçeri girdiğinde babasının kendisine birkaç hakaret ettiği söylenmektedir. Şehzade Mustafa’nın beyaz elbisesi ile bir minareye benzediği tasvir edilmektedir. Ardından 7 adet kulakları duymayan ve konuşamayan cellat ile karşı karşıya kalır. Şehzade Mustafa sarayın en tecrübeli 7 cellatına binbir çabayla yine de karşı durabilmiştir. O kadar güçlüdür ki 7 kişiye karşı direnmeyi başarabilmiştir. 7 cellatın elinden kurtulmayı başaran şehzade, babasına doğru koşmaya çalışmıştır. Lakin sarayın hizmetlilerinden olan Mahmut Ağa, Şehzade Mustafa’yı arkasından yakalayarak boğmuştur.

Şehzade Mustafa Nasıl Öldürüldü?

Kanuni Sultan Süleyman o andan sonra masum bir şehzadeyi öldürmüştür. Mahmut Ağa daha sonralarında Osmanlı hanedanlığından biriyle evlenerek damat olmuştur. İlk göz ağrısı, biricik evladı Şehzade Mustafa’nın ölümünü perdenin ardından izlemiştir. Şehzade’nin parasına, mallarına el konulmuştu. Bazı kaynaklarda Şehzade Mustafa’nın öldürüldükten sonra İran halısı üzerine yatırıldığı söylenmektedir. Bir başka rivayete göre de Şehzade Mustafa’ya en sadık olan, sağ kolum dediği askerler de kılıçtan geçirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, 39 yaşındaki şehzadeyi kendisine ihanet ettiği düşünerek öldürtmüştür. Fakat halk ve ordu şehzadenin masum olduğunu düşünmekteydi. Şehzade Mustafa, her şeye rağmen babasına fazlaca bağlılığından dolayı ölüme dahi gitmişti. Lakin yaşlanmış padişah Kanuni Sultan Süleyman, masum bir şehzadenin canına kıydığı yaşamı boyunca asla fark edemeyecekti. Padişah, evladının ölümüne çok üzülmüştür fakat her zaman onun bir hain olduğunu düşünmeye devam etmiştir.

Şehzade Mustafa’nın Ölümünün Yankıları

Şehzade Mustafa, özellikle Manisa ve Amasya halkı tarafından çok sevilmektedir. Ordu ve halkın veliaht olarak gördüğü şehzadenin ölümü herkesi derinden sarsmıştı. Türk tarihi boyunca ölümüne herkesin üzüldüğü sayılı insanlardan biridir. Bu sevgi ve benimsemenin ana sebebi şehzadenin her zaman adaletli, alçakgönüllü ve cömert olmasıdır. Halk, en çok da masum olduğunu düşündüğünden üzülmüştür. Ayrıca ordu ve halk yalnızca üzülmekle kalmayıp duruma karşı tepki gösterir. Yeniçeriler isyana kalkışarak suçluların idam edilmesini isterler. Şehzadenin şair dostları da güzel karakterli bu değerli insanın ölümünü kabullenmekte çok büyük zorluk yaşar.

Kanuni Sultan Süleyman, sefer sırasında ordunun üstüne yürümesinden çekinmiştir. Batıda yazan bazı kaynakların ışığında söylenenlere göre orduya rüşvet verilmeye çalışınılmıştır. Padişahın, süt kardeşi olan Mehmed Çelebi, padişaha bu konuda suçlayıcı sözler sarf etmiştir. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi sadece Türk milletini üzmemiştir. Şehzadenin ölümüne Dünya’nın birçok yanından insanların üzülmesine sebep olmuştur. Ancak ilginç düşünceler de vardır. Örneğin Venedik balyosuna göre Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi Avrupa Devletlerinin yararına olmuştur. Şehzadenin öldürülmesi Avrupalı yazarlar tarafından yazılan seyahatnamelerde büyük ölçüde yer almıştır. Elbette Avrupalılar bunu daha dramatikleştirerek yapmışlardır. İtalya kökenli yazar Prospero Bonarelli, bir eserinde Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini oyunlamıştır. Bu eser yılına gelindiğinde sahnelenmiştir. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi operalara da konu olmuştur. Salimano operası ’da sergilenmişlerdir. Batı bu duruma asla kayıtsız kalmamıştır. Kitaplara, operalara ve tiyatrolara konu olmuştur.

Şehzade Mustafa’nın Türbesi

Bazı kaynaklarda Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlunun vefatının ardından çok üzüldüğü hatta ve hatta hastalandığı geçmonash.pw yine de hâlâ oğlunun bir vatan haini olduğu konusundaki fikri değişmemişti. Kanuni Sultan Süleyman oğluna bir türbe dahi yaptırmamıştı. Mahidevran Sultan Bursa’ya sürgün edilip evlat acısıyla ızdıraplı günler geçirmişti. Mahidevran Sultan’ın tek bir arzusu vardı. Bu da elbette oğlu adına bir türbe yaptırmaktı. Bu arzu daha sonrasında II. Selim tarafından gerçeğe dökülmüştü. yılında inşasına II. Selim’in emri ile Mehmed Çavuş tarafından başlanmıştır. Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Mehmed Çavuş’un İstanbul’daki Sultan Ahmet Camii mimarı olduğu iddia edilmektedir. Türbenin inşası yılında tamamlanmıştır. Türbenin içerisinde dört farklı sanduka bulunmaktadır. Sandukların içerisinde Şehzade Mustafa, şehzadenin annesi Mahidevran Sultan, şehzadenin taht yarışında mücadele ettiği kardeşi Bayezid ve kimliği meçhul bir çocuk bulunmaktadır.

Şehzade Mustafa Türbesi

Türbe sekizgen biçimde dizayn edilmiştir. Türbe inşa edilirken ahşap, mermer ve tuğla kullanılmıştır. Türbe birçok çini ile süslenmiştir. Türbe, geçmiş yıllarda restorasyondan geçmiştir. Şehzade Mustafa Türbesi, Türkiye’nin Bursa ilinde bulunmaktadır. II. Murat Türbesi’nin güneybatısında yer almaktadır.

Şehzade Mustafa Türbesi Nerede?

Not: Yukarıdaki haritaya tıklayarak bulunduğunuz konumdan Şehzade Mustafa Türbesine yol tarifi alabilirsiniz.

Şehzade Mustafa’nın Ölümünden Sonra Tahta Çıkan Şehzade Selim

II. Selim, bir başka lakabı ile Sarı Selim. 30 Mayıs ’de Osmanlı İmparatorluğu’nun kalbi İstanbul’da doğmuştur. Kendisi Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın birlikteliğinden dünayaya gelmiştir. Sünneti 27 Haziran senesinde Şehzade Musatafa ve Şehzade Mehmet ile ortak bir törenle kutlanmıştır. Kendisi 16 yaşına gelinceye dek sarayda iyi bir şekilde eğitim aldı. Babası Kanuni Sultan Süleyman, oğlunun hazır olduğunu hissedince Şehzade Selim’i Manisa’ya sancakbeyi olarak atadı. Manisa’da 14 sene boyunca sancakbeyliği yapan Selim, yıllarını eğlence ve av partileriyle geçirdiği söylenmektedir. senesine gelindiğinde ise Konya’ya sancakbeyi olarak ataması yapıldı. Şehzade Selim, Konya’da da 4 yıl geçirdi.

Şehzade Selim taht mücadelesi için kardeşleri gibi Kanuni Sultan Süleyman daha yaşarken girişimlere başlamıştı. Lakin Kanuni’nin yaşamında yalnızca 2 şehzade dışında tüm şehzadeler vefat etmişti. Sadece Şehzade Beyazid ve Şehzade Selim kalmıştı. İki şehzade de Hürrem Sultan’ın evlatlarıydı. Fakat bu iki kardeşin birbirleriyle mücadeleye girişmeleri kaçınılmazdı. İki kardeş, anneleri Hürrem Sultan’ın ölümünün ardından taht için yarışmaya başlamıştı. Şehzade Selim, babasının desteğini arkasına almıştı. İki şehzade, takvimler 29 Mayıs ’u gösterdiğinde Konya civarında ordularıyla beraber bir savaşa giriştiler. Kazanan Şehzade Selim olmuştu. Mağluğ olan Şehzade Beyazid ile evlatlarıyla beraber Safevi devletine sığındı.

Kanuni Sultan Süleyman, şehzadenin teslim edilmesini istedi. O dönemki lider Şah Tahmasb, şehzadelerin tamamını boğdurtmuştur. Naaşlarını da Osmanlı’ya göndermiştir. Şehzadelerin naaşları Sivas’a gömülmüştür. Bu ölümün ardından tahtın tek varisi Şehzade Selim olmuştu. Babası Kanuni Sultan Süleyman’ın Zigetvar Kalesi kuşatması esnasında öldüğünü öğrenince doğrudan başkent İstanbul’a gitti. Sarı Selim, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi boyunca devlet meseleleriyle uğraşmayan ilk padişahtı. Devlet yönetimini kızına ve sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’ya bırakmıştı. Ayasofya’nın onarımı ve Edirne’ye Mimar Sinan’ın ustalığı ile Selimiye Cami’sinin inşası hüküm yıllarında olmuştur. Bir rivayete göre kendisi haremdeki hamamda ayağının kayması sonucu yılında vefat etmiştir.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Hürrem Sultan Kimdir? Osmanlı Siyasetini Nasıl Etkiledi? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Süleyman Mustafa'yı neden öldürdü

Muhteşem Yüzyıl dizisinin dün akşamki yayınlanan bölümünde Kanuni Sultan Süleyman’ın büyük oğlu Şehzade Mustafa’nın katledilmesi ekranlara geldi. Herkesi ekran başına kilitleyen sahne izleyici tarafından büyük ilgi gördü.

Gazeteci Doğan Yurdakul Odatv Davası’ndan tahliye olduktan sonra, yazar Doğan Avcıoğlu’nun hiç yayınlanmamış notlarını toparlayarak Türklerin Tarihi kitabının monash.pwi Osmanlı Düzeni adıyla yayına hazırlamıştı.

Doğan Yurdakul 2 yıl önce Odatv’de yazdığı yazısında kitaptaki notlara değinerek Kanuni’nin evlatlarını neden öldürdüğünü anlatmıştı.

İşte o Doğan Yurdakul’un o yazısı:

"KANUNİ EVLATLARINI NEDEN ÖLDÜRDÜ?

Doğan Avcıoğlu, Kanuni Sultan Süleyman’ın öz oğullarından önce Mustafa’yı, daha sonra da Beyazıt’ı öldürtmesini, toprak düzeninde yapılan bazı değişikliklerin yarattığı hoşnutsuzluklara bağlar. Şerafettin Turan’a da atıflarda bulunarak (Kanuni’nin oğlu Şehzade Bayezit vakası, Ankara ) şu değerlendirmeyi yapar:

Kanuni döneminde eski Anadolu beyliklerindeki toprak mülkiyetlerinde yapılan bazı yenilikler,  tımar sahibi beylerin bu sisteme uyum sağlamaması sonucu iç isyanlar çıkıyor. Tımarlı sipahiler huzursuz, köylüler ve kapıkullarıyla anlaşmazlıkları var. İşte bu huzursuzluklar ortasında bir takım çevreler, padişahın artık kocadığını, tahttan indirilmesi ve Mustafa’nın yerine getirilmesini gerekli görmekteydi. Mustafa’yı ikna bile etmişlerdi. Bu harekette hususiyle Anadolu tımar erbabı, kapıkullarının imtiyazlı durumlarına ve saraylı zümreye karşı onu kuvvetle destekledikleri gibi, Mustafa öldürülünce bu hoşnutsuz sınıf Şehzade Beyazıt etrafında toplandı.

Kanuni, Selim’i Konya’ya, Beyazıd’ı Kütahya’dan Amasya’ya aldı. Her birine biner akçe terakki verdi. Selim’in şehzadesi Murad’a Akşehir, Beyazıd’ın büyük oğlu Orhan’a da Çorum sancaklarını verdi. Bayezid Padişahtan uzağa tayinini hakaret sayarak gitmek istemedi. Zorlanınca çok yavaş gitti. Yol boyunca çok kişi ona katıldı ve kuvveti büyüdü. Kanuni kaygılıydı. Teskin göreviyle Pertev Paşa Bayazıd’ın, Sokullu Mehmet Paşa Selim’in yanına yollandı. İddiaya göre Bayezid yevmlü namıyla birçok eşkıyayı başına toplamış, kapıkulu, sekban ve tüfekçi yazdırmıştı. Kanuni, Selim’e yalnızca çiftbozanı değil, yetenekli raiyeti yevmlü yaz dedi. bin akçelik terakki verdi. Beylerbeylerini Selim’in hizmetine koydu. Konya savaşında Bayezid yenildi. Af istedi. Kanuni İran’a kaçmasın diye tedbir aldı.Ama Bayezid kaçmayı başardı. İran Şahı Tahmasp Bayezid’i pazarlık konusu yaptı: Kanuni bin, Şehzade Selim bin altın ödemeyi kabul ettiler.  Karşılığında Kars Kalesi Şah’averilecekti. (Ama sonradan verilmedi). ’de Bayezid’i Sivas’a gönderdiler. Beyazıd ve oğulları teslim alınıp hemen öldürülürler.

“KİTAP SEVMEYEN” RÜSTEM PAŞA’NIN KÜTÜPHANESİ

Pargalı İbrahim Paşa’nın Sadrazamlığı sırasında Üçüncü Vezirken 'da Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan ile evlenen, İbrahim’in katlinden sonra da Sadrazam olan Rüstem Paşa, Avcıoğlu’nun defterlerinde yaptığı yolsuzluklarla çok zengin olmuş bir devlet adamı olarak anılır:

“Hırvat, Boşnak veya Arnavut acemi oğlanları ocağından yetişmiş, saraya intisap etmiş. Mohaç seferinde Padişahın silahdarı mirahur-i evvellikle Enderun’a çıkmış ve Diyarbakır Beylerbeyi, Anadolu beylerbeyi olan Rüstem, daha üçüncü vezir iken büyük bir servet sahibi idi.

Hazineyi doldurmuş: Saray bahçesinde yetişen çiçeklere kadar satmış. Barbaros’un bile servetini oğluna intikal ettirebilmesi için, ona köle ve 30 bin altın vermiş. Memuriyetleri bir rüşvet ve peşkeş satma usulünü kural haline getirmiş. Büyük servet yapmış, sayısız akarı, Bursa’da ipek tezgahları, Elissa’da tuzlaları var idi. 5 bin ciltlik kütüphanesi var. “

Avcıoğlu’nun notlarında Rüstem Paşa’nın bu kütüphaneyi nasıl kurduğuna dair bir kayıt yok. Ama bununla ilgili ipuçlarını da Cahit Ülkü’nün bir romanında buluyoruz: (Rüstem Paşa (İnkılap, , sayfa: )  

Yarı belgesel olan romanda, İbrahim ile Rüstem’in ortak dostları olan Musevi Haim’le aralarında şu konuşma geçer:

Haim önce İbrahim Paşa ile konuşmalarını, sonra bu mevsimde elmas fiyatları düşük olduğu için alım yapmanın tam zamanı olduğunu anlattı. Rüstem ona altınlık elmas alma yetkisini verince Haim bir süre düşündü, sonra,

“Aslında ilk fırsatta sana kitap almalıyız” dedi.

Rüstem duraksamadan karşılık verdi.

“Ben kitap sevmem!”

Haim gülümsedi:

“Kitap kadar kazanç getiren şey az bulunur. Hele iyi yazılmış, süslemeleri usta işi olan bir Kuran, iyi bir ev alacak kadar para eder. Durumu bozulanlar, ya da pederi ölünce kıymet bilmeyenler, bunları yok pahasına satıyorlar. İyi bir kitap düşürdüğün zaman, ondan dört elmastan kazanamayacağın kadar para kazanabilirsin. Zaten elyazmaları ulemaya çok kazandırdığı için memlekette matbaa kurulmasına izin verilmiyor. Ulemanın rızkına el uzatmak, padişahı dahi korkutur.”

Bunun üzerine kafası karışan Rüstem matbaanın ne demek olduğunu sorar, Haim’in anlattıklarına biraz ikna olunca da şöyle der:

“Bir çiftlik almayı düşündüğümden şimdilik ancak bu kadar param var, onunla istersen kitap al, istersen elmas”…

İlber Ortaylı da matbaanın Türkiye’ye geç gelmesinin nedenleri arasında, el yazmasıyla geçinen bir zümre olduğunu belirtir (Son İmparatorluk Osmanlı, s. ).

Doğan Yurdakul"

monash.pw

 

kaynağı değiştir]

6 Ağustos tarihinde babası Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliği sırasında babasının yedinci, annesinin ikinci evladı olarak Manisa’da dünyaya geldi. Annesi Çerkesya hükümdarı İdar Mirza Temruko'dan olma, Kırım HanıI. Mengli Giray kızı Nazcan Hatun'dan doğma Mahidevran Sultan'dır. Ana-baba bir Şehzade Mahmud adında doğumlu bir ağabeyi, doğumlu Şehzade Ahmed, doğumlu Fatma Nur Sultan ve doğumlu Raziye Sultan adlı 4 kardeşi daha vardır. Dedesi Yavuz Sultan Selim’in ’de hayatını kaybetmesi üzerine Osmanlı tahtına oturmak üzere İstanbul’a giden babasının yanında başkente gitti.

Hürrem Sultan’ın babasının sarayına girmesinden sonra annesi Mahidevran Sultan ile Kanuni’ye dört şehzade daha doğuran Hürrem Sultan arasında, Kanuni’den sonra kendi oğullarının tahta çıkmasını sağlamak için büyük bir mücadele yaşandı. Şehzade Mustafa, arasında Saruhan Sancak Beyi (Aydın sancağı ilavesiyle) olarak görev yaptı. Saruhan (Manisa), padişah adayının görev yaptığı yer kabul edilirdi, dolayısıyla Şehzade Mustafa dönemin veliaht şehzadesiydi. 16 Haziran 'de[5] Amasya Sancak Beyliği'ne atandı, Saruhan Sancak Beyliği'ne ise kardeşi Şehzade Mehmed getirildi. Halk ve askerler bu duruma tepki gösterdi, bunun üzerine I. Süleyman, doğu topraklarının güvenliği için şehzadenin Amasya'ya gönderildiğini ve veliahtlığının sürdüğünü açıkladı.[6] Ardından, Mehmed’in beklenmedik şekilde ’te ölümünden sonra Saruhan Sancakbeyliği'ne Şehzade Selim getirilirken; Şehzade Mustafa ise yılında Konya Sancakbeyliğine atandı.

Şehzade Mustafa'nın şahsına dair önemli verilerden biri de Bernardo Navagero adlı İtalyan elçinin yazdığı bir mektupta hakkında verdiği bilgilerdir.[7]

Diğer bir veri ise Guillaume Postel'in Osmanlı gelenek-göreneklerini ve siyasi durumunu anlattığı kitapta bulunmaktadır. 'da, Fransız kralı I. François, Kanuni Sultan Süleyman'la bir sözleşme imzaladı ve ardından resmî tercümanı ve tarihçisi Guillaume Postel'i yardımcı olarak Fransız elçisi olan Jean de La Forêt'in yanına, İstanbul'a gönderdi. Fransız tarihçi Guillaume Postel, "De la République des Turcs" (Türklerin Cumhuriyeti) adlı kitabında Şehzade Mustafa’nın iktidarı devralabilecek yaşa ve olgunluğa ulaştığını, tedbirli ve son derece iyi eğitimli bir şehzade olduğunu yazmaktadır.[8]

Kişiliği[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır