Ilk Öğretmen Sahabe

Mus'âb İbn-i Ümeyr, Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'in yetiştirdiği kahramanlardan biridir. O Mekke'nin en varlıklı ve saygın ailelerinden birinin yere göğe sığdıramadığı, Mekkeli kızların hayallerini süsleyen yakışıklı bir delikanlı olmasına rağmen her şeyi bir kenara bırakıp Allah ve Resulü'nü tercih etmiş, başta annesi tarafından birçok işkenceye maruz kalmasına rağmen davasından geri dönmemiştir.

Işık Yayınları tarafından yayımlanan ve İsmail Gökçe tarafından kaleme alınan Mus'ab İbn-i Umeyr isimli eser, genç yaşta şehâdet makamına ulaşan bu ilklerin sahabisini, iman davasındaki samimiyeti ve şecaati ile günümüz okurlarının istifadesine sunuyor.

‘Günümüzün Mus'abları'na…' takdimiyle okuyucuya sunulan kitap, Mus'ab İbn-i Umeyr'in İslâm'la müşerref olduktan sonra ortaya çıkan örnek hayatını etraflıca ele alıyor.

Mus'ab İbn-i Umeyr'in iman ve samimiyet destanı İbn-i Erkam'ın evinde başlıyor. Bu eve gelip gidişleri sırasında kâinatın anlamını ve gayesini bulan kutlu sahabinin hayatı, Medineli Müslümanların dinlerini öğrenmek için Resullullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den öğretmen talebinde bulunması üzerine zirveleşiyor.

Resullullah sallallâhu aleyhi ve sellem, kendisini Medine'de temsil etmesi ve Medineliler'e İslâm'ı öğretmesi için onu seçiyor. Böylece ona, Medine'ye hicret eden ilk sahibi ünvanını kazandırıyor. Efendiler Efendisi sallallâhu aleyhi ve sellem'in bu iltifatının hakkını veren Mus'ab İbn-i Umeyir kısa bir zamanda Medine'de çalmadık kapı bırakmıyor. ‘Medenilere galebe ikna iledir…' kaidesince her mecliste dinini anlatıyor, en haşmetli ve öfkeli insanların karşısında dahi hilmini ve tavrını koruyarak kısa zamanda Medine'deki tüm evlerde İslâm'ın konuşulmasına muvaffak oluyor, Medine'yi Resulullah'a hazırlıyordu.

Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'e benzeyen siması, onu temsil eden tebliği ile her fırsatı değerlendirerek kalplere iman taşımaya çalışan bu kutlu sahabi, samimiyeti, aşkı, cehdi ile birçok ilke nâil oluyordu. İslâm tarihinin ilk öğretmeni, ilk mürşidi, ilk mübelliği, ilk Cuma namazının imamı, İslâm'ın ilk sancaktarı ve İslâm'ın ilk şehidiydi Mus'âb İbn-i Umeyr. O Uhud'da İslâm sancağını taşırken Resulullah'ı korumak için çırpınacak ve ona benzediği için müşriklerin hedefi olacaktı. İki kolunu kaybedecek ama son ana kadar İslâm'ı ve onun şanlı Nebî'sini korumaktan vazgeçmeyecek, Hakk'a yürürken bile tedbiri elden bırakmayacak, yüzünü saklamayı ihmal etmeyecekti. Ve bir melek onun suretine bürünerek mücadeleye devam edecek, Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem ‘Mus'ab!..' diye seslendiğinde ise gelen cevapla Mus'ab'ın şehadet makamına ulaştığını anlayacaktı: Ben ‘Mus'ab değilim Ya Resullullah!'

Kitap hakkında teknik bilgi almak ve sipariş şartları için bu linki kullanabilirsiniz

KİTABIN KÜNYESİ

Kitabın adı: Mus'ab İbn-i Ümeyr

Yazarı: İsmail Gökçe

Yayınevi: Işık Yayınları

Sayfa sayısı: sayfa

Konu: İslam/ Biyografi - Otobiyografi

Barkod:

Basım Tarihi : Temmuz

İftar için tatlı bir telaş vardı. Abdurrahman bin Avf (RA) önündeki iftar sofrasına şöyle bir bakıverdi. Nedendir bilinmez, aklına birden Mus'ab (RA) gelmişti. Mus'ab (RA) şehit edildi. "Hâlbuki o benden daha hayırlıydı." dedi, sonra. Uhud Savaşı'nda şehit düşen Musab'ın (RA) hali bir türlü gözünün önünden gitmiyordu.

🔵 Öylesine yokluk içindeydi ki bedenine kefen yapılacak, doğru dürüst bir örtü bile bulunamamıştı. Zorlukla elde edilen bir bürdeyle kefenlendi, Mus'ab (RA) Lakin onunla da başı örtüldüğünde ayakları, ayakları örtüldüğünde ise başı açıkta kalıyordu. Mus'ab, yokluk içinde bu dünyadan göçüp gittiği hâlde kendisi dünyada her türlü nimetlere nail olmuştu. O günü hatırladıkça gözyaşlarına hakim olamıyordu. Uzanamadı eli sofraya bir türlü. Kalktı, gitti…

❗ Abdurrahman bin Avf kimdir?

Hz. Peygamber'e (SAV) ilk iman eden ve cennetle müjdelenen on sahâbiden biridir.

❗ Bürde ne demektir?

Üstten giyilen libas, elbise anlamına gelir.

🔵 Abdurrahman bin Avf (RA) gibi adını işiten herkes hayırla yad ediyordu, Mus'ab bin Umeyr'i (RA). Müslüman olmak uğruna hiçbir Kureyşli'nin yapamayacağı bir fedakarlıkta bulunmuş, sahip olduğu konforlu hayatı ve zenginliği hiç tereddüt etmeden elinin tersiyle itivermişti. Halbuki, Mekke'de onun gibisi yoktu.

🔵 Gençti, yakışıklıydı. Saçının güzelliği, kıyafetlerinin gösterişi, kullandığı koku, hatta giydiği ayakkabının kalitesi herkesin dilindeydi. Anne, babası onu çok seviyor, bir dediğini iki etmiyordu. Herkes nasıl da imreniyordu onun ihtişamlı yaşantısına

MUS'AB'IN İSLAM İLE TANIŞMASI

🔵 Meraklı bakışların kuşatması altında olan Mus'ab (RA), o günlerde gizliden gizliye Erkâm'ın evine gidiyordu. Kimsenin haberi yoktu, Allah'a (CC) ve Resulü'ne (SAV) iman ettiğinden.

🔵 Bir gün kabilesinden Osman bin Talha (RA), onu namaz kılarken gördü ve hemen ailesine giderek durumu haber verdi. Oğullarının Müslüman olmasına çok öfkelenen anne ve babası onu vazgeçirmeye kararlıydılar. Günlerce hapsettiler, baskı altında tuttular ama döndüremediler, onu gittiği yoldan.

🔵 Genç Mus'ab (RA), Allah (CC) ve Resulü'nün (SAV) uğruna sahip olduğu her şeyi terk etti. Hem de hiç tereddüt etmeden. Onların sevgisi bir yana dünya ve dünyaya dair ne varsa hepsi bir yanaydı.

🔵 İslam davetinin açıktan yapılmasıyla birlikte müşriklerin baskılarını arttırmaları nedeniyle Mus'ab bin Umeyr (RA) beraberindeki bir grup Müslüman ile Habeşistan'a hicret etti. Bir müddet orada kaldıktan sonra tekrar Mekke'ye döndü. Birinci Akabe Biatı'nda Medineli Müslümanların isteği üzerine Allah Resulü (SAV) onu Medine'ye öğretmen olarak gönderdi.

🔵 Genç ve yetenekli Mus'ab (RA), Resulullah'ın (SAV) tebliğ metodunu çok iyi biliyordu. Bunun yanı sıra o zamana kadar inen Kur'an ayetlerini ezberlemesi ve etkili konuşma tarzıyla da dikkat çekiyordu.

🔵 Kısa sürede birçok insanın gönlünü kazanan Mus'ab, başta Sad bin Mu'âz (RA) ve Üseyd bin Hudayr (RA) gibi Medine'nin önde gelenleri olmak üzere çok sayıda Medineli'nin Müslüman olmasına vesile oldu. Onun çabası sayesinde artık her ensâr evinde mutlaka bir Müslüman vardı.

🔵 Bir yılın ardından beraberinde 75 Müslümanla İkinci Akabe Biatı için Mekke'ye gelen Mus'ab (RA), Allah Resulü'nün (SAV) verdiği görevi hakkıyla yerine getirmiş ve onun takdirini kazanmıştı. Mus'ab bin Umeyr (RA) ilmi ve ahlakının yanı sıra cesareti ve azmiyle de örnek bir sahabiydi. Hz. Peygamber (SAV) Bedir ve Uhud Savaşları'nda sancaktarlık görevini ona vermişti.

❗ Akabe Biatları nedir?

Mekke'nin Akabe mevkiinde, yıllarında Medineli Müslümanlar ile Hz. Peygamber (SAV) arasında yapılan iki anlaşmaya denir.

MUSAB'IN ŞEHİTLİKLE MÜJDELENİŞİ

🔵 Uhud'da savaşın en zor anında dahi, bir an olsun Resulullah'ı (SAV) yalnız bırakmadı, Mus'ab (RA). Daha önce Allah (CC) ve Resulü (SAV) uğruna sahip olduğu her şeyi feda eden ensarın ilk öğretmeni artık elinde kalan tek şeyi canını feda etmek üzere savaş meydanındaydı. Zira Allah'a (CC) verilen sözün gereğiydi bu ve Mus'ab'ın (RA) verdiği sözden geri dönmeye hiç niyeti yoktu. İbn-i Kamie'nin (RA) kılıç darbeleriyle önce sağ eli, ardından da sol eli koptu. Yine de sancağı düşürmedi, kollarıyla tutarak göğsüne bastırmaya devam etti. En sonunda mızrakla yaralanarak şehit düştü.

BİR KEFENİ BİLE OLMADI

🔵 Savaşın ardından Allah Resulü'nü (SAV) ölümüyle en çok hüzünlendirenlerden biri o oldu. Resulullah (SAV) Musab'ın (RA) yüz üstü düşmüş bedeninin başında durduktan sonra o ve beraberindeki diğer şehitlere hitaben, Allah (CC) katında şehitler olduklarına kıyamet günü bizzat şahitlik edeceğini söyledi.

🔵 İslamla şereflenmeden önce asaleti ve zenginliği dilden dile dolaşan Mus'ab bin Umeyr'in (RA) şehit olduğunda bedenini tamamen örtecek bir kefeni bile yoktu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV) başının örtülmesini, ayaklarının üzerine ise izhîr otu konulmasını istedi.

🔵 Hicretten sonra yüce Allah'ın (CC) mükâfatı, ila ashab çeşitli nimetlere nail olmuşken Mus'ab bin Umeyr (RA) bunların hiçbirini göremeden yokluk içinde şehadete yürüdü. Fakat onun nezdinde Allah (CC) ve Resulü'nün (SAV) sevgisi yanında malın, mülkün şöhretin hiçbir kıymeti yoktu.Onun gerçek serveti imanıydı.