Danimarka Göçmenlik

• küresel ısınmaya karşı alınacak önlemleri içeren uluslararası kyoto sözleşmesini 'de imzalayan, 'de onaylayan, 'te uygulamaya koyan ama burası ilginç, faroe adalarını kapsam dışında bırakan "çevreci" ab ülkesi.
  
  edit: imlâ

• vize sürecinde bürokratik kuralları en katı uygulayan ülkelerden biri. şişli camii'nin orada bulunan ve danimarka vizesi başvurusunun yapıldığı şirkete de bu kodumun krallığına da lanet ettim artık. zira vize başvurusu yapılan şirket dünyadan bir haber. sırf problem çıkmasın diye gittim adamlardan öğrenci vizesi için istenen gerekli evrakların listesini aldım ancak gel gelelim ki listedeki bazı şeyler yanlış. en basitinden listede 3 fotoğraf istendiği yazılı ancak 6 fotoğraf isteniyor. dahası listede oturma izni için danimarka'daki bankaya yatması gereken paranın lafı bile geçmiyor. kaldı ki bu para oturma izni alınacaksa en önemli gereklilik. bu paranın yatırıldığına dair verilmesi gereken dekontu vermemem üzerine söyleme lutfunda bulunuyorlar ancak yatması gereken parayı dkk olarak söylüyorlar. halbuki öğrenciler için bu miktar dkk. yani vize başvurusu yapılan şirket(konsolosluk değil) pek güvenilir değil.
  
  gelelim oturma izni için danimarka'daki bankaya yatması gereken para nasıl yatar konusuna ben çektim başkaları çekmesin ocak 'de bir case order id denen bir şey çıkarmışlar. bu id danimarka'dan oturma izni almak için alınması gereken bir id. bu id internetten funduszeue.info adresinden alınır. yine oturma izni alınması için belli bir miktar (öğrenciler için dkk) danimarka'daki bankanın(benim yatırdığım danske bank) hesabına para yatırılması gerek. parayı yatırırken bu case order id denen lanet şeyi dekontun açıklamalar kısmına yazdırmalısınız. onu dekontta açıklamalar bölümüne yazdırmazsanız yatırdığınız para kabul edilmiyor. işin bu kısmında çok çileler çektim. zira bankaya gidip veznedekilere bunu anlatırken (adamlar haliyle böyle bir şeye yabancı ve yanlış bilmiyorsam böyle bir uygulamayı bir tek danimarka yapıyor.) çatlayabiliyorsunuz. "böyle bir şey yapamıyoruz" "o nasıl bir şeymiş" "dur bir sorup geleyim" gibi yanıtlarla kan ter içinde kalabiliyorsunuz. sinir kat sayınız avogadro'yu geçebiliyor. sonuç olarak bu case order id'yi dekonta mutlaka yazdırın.

• devlet dairelerinin çalışma saatleriyle şaşırtan ülke. erasmus için başvurduğum okul tarafından bana gönderilen tanıtıcı formda cpr numarasını (kimlik kartı gibi bir şey) almak için gitmemiz gereken belediyenin çalışma saatleri yazılmış. bu çok büyük ihtimal oradaki devlet dairelerinin de çalışma saatleri. saatler şunlar:
  
  pazartesi &#x; çarşamba &#x;
  
  perşembe &#x;
  
  cuma &#x;
  
  perşembenin onlar için önemi ne, niye bu kadar çok çalışıyorlar anlam veremedim. perşembe dışında gayet kebap bir program. tabi ki bu çalışma saatleriyle bu ülkede yaşayan insanlar dünyanın en mutlu insanları olmayacak da türkiye'dekiler mi olcak lan.

• yüksek oranda doymuş yağ içeren yiyeceklere vergi uygulamaya başlamış ülke.
  
  funduszeue.info&#x;0/_danish_fat_funduszeue.info

• diğer iskandinavya ülkelerine, özellikle de norveç'e göre daha ucuz olmasının dışında değişik pek bir numarası olmayan sempatik ülke. insanların yüzünde dingin, huzurlu bir ifade var gibi hep. erkekleri oldukça yakışıklı. århus da çok güzel bir şehir.

• hayatta özendiğim birileri varsa eğer, o da bu ülkenin vatandaşlarıdır.. hangi danimarkalıyı tanıdıysam istisnasız ya dünyayı geziyor, ya müzik yapıyor, ya sporla ilgileniyor, ya da hayatta başka keyif alınacak ne varsa onları yapıyor ve bunları çalışırken yapabiliyorlar.. neden mutlu olduklarını anlamak çok da zor değil zira ekonomik özgürlükleri öyle boyuttaki hayatın tadını sonuna kadar çıkarıyorlar.. bir de genelde düzgün hoşsohbet sıcak insanlardır.. imkanım olursa eğer bir süre danimarkada yaşamak, şu dertsiz tasasız hayatın nimetlendirmek faydalanmak istiyorum..

• danimarka polisiyle aram(ız)daki görülmemiş bir hesabı bugün bu başlıkta kapatmak, yoluma devam etmek istiyorum.
  
  yer: kopenhag (edit: tekzip geldi, yer odense'ymiş.)
  alkol var mı gençler: çok miktarda
  saat: gecenin bi yarısı
  aylardan: ocak
  
  bi takım insanlar olarak (alkollü) bi yerlerden çıkmış (sızmaya müsait) bi yerlere yürür, tüm şehir nüfusunun bizim kadıköy'ünkinden az olduğunu hesaba katmadan sokaklarda tek bir canlının bile olmamasını (dillendirmesek bile bilinçaltımızda) yadırgarken, (tinerciyi midyeciyi geçtik, en azından bi sokak köpeği falan saldırır di mi?) birden bire, anglosakson gavurların (ve bunların dillerini maşallah anadilleri gibi konuşan konumuz iskandinavların) deyimiyle out of nowhere, bir polis otosu yolumuzu kesmiş bulundu. (düşüncelerini çok sonraları o geceye çevirdiğinde sylarcan, polis otosunun yollarını kesmiş olmasından ziyade kendilerinin polisin gitmekte olduğu yola çıkmış olma ihtimalinin çok daha akla yatkın olduğunun farkına varacaktı.)
  
  bizim bu yalnız ve güzel ülkede alıştığımızın aksine, aracın içindeki polisler böyle bi geyik havasında, esnafla sohbet eder gibi iyi akşamlar dileyip (önce danca, bilmediğimiz anlaşılınca ingilizce), niye kırmızı ışıkta geçtiğimizi sordu. ingilizce bilen her dünya vatandaşını gururlandıracak bir şekilde 'what?' diye cevap verdik. o anda bu memur arkadaşımız yanındaki memur arkadaşıyla gülüşerek kırmızı yandığını ve kırmızıda geçmiş olduğumuzu tekrarlayarak niye kırmızıda geçtiğimizi, kırmızıyla yeşil arasındaki farkı bilip bilmediğimizi sordu.
  
  biz üç türk vatandaşı olarak o an geçtiğimiz yerin arabalar için oraya yapımış bir yol olduğunu, yolda bi trafik lambası olduğunu ve o anda o lambada yayalara kırmızı yandığını ibretle fark ettik.
  
  görüldüğü üzere hava eksi bilmemkaç, saat gecenin körü ama ama trafik ışıkları çalışıyor, emniyet de çalışıyor. danimarka denen ülkede, boş bir yolda o saatte bi polis aracının üç tane yayayı kırmızı ışıkta beklemediği için durdurabileceği gerçeğini idrak edemediğimiz için o an veremediğimiz cevabı yaklaşık bir yıl sonra şimdi vermek isterim, eğer bunu okuyorsan:
  
  hava çok soğuk amına koyim, niyesi mi var?

• gelir seviyesinin nasıl bu kadar yüksek olduğunu oturma izni başvurusu yaparken daha rahat anlayabileceğiniz vampir ülke, zabıta irfan ülke. danimarka göçmenlik bürosu'na danimarka kronu ( lira) havale edip buradaki aracı kuruma da lira vermeden başvuru bile yapamıyorsunuz. bu başvuru ücretinin geri ödemesiz olduğunu söylememe gerek yok sanırım. bir de bu miktarlar öğrenci için dikkat edersen; daha bunun evlenip geleni var, çalışmaya geleni var, staja geleni var, var oğlu var. zaten sen her gelenden lira arası para alırsan rahat rahat döndürürsün ülkeyi, bunu matah bir şey olarak anlatmak nedir sevgili danimarka? arkadaşlarım 5 kuruş vermeden ispanya'ya, almanya'ya giderken ben daha gitmeden içerideyim, ayıptır yahu, edep ya hu.
  (bkz: sözlükçülerin kazıklanma hikayeleri)

• berberlerin 4 yıllık berberlik bölümünü bitirdikten sonra aldıkları diplomayla dükkan açabildikleri, en azından benim konuştuğum türk berberi baz alacaksak olursak, gelirlerinin vergiler ve bütün maliyetler çıkarıldıktan sonra kron yani euro olduğu ülke.
  
  ayrıca dünyanın en mutlu 2. ülkesi. hava saat üç buçukta kararmasa yeminle dönmem mülteci hayatı yaşarım bu ülkede.

• bugün itibariyle, avrupa birliği dönem başkanlığını polonya'dan devralan ülkedir.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.