Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turu arasında CHP'den istifa etmiş. Ve ilkinde Sinan Oğan'a verip, ikinci turda da geçersiz oy atmış.
Yapılacak şey değil. Ama yapsa bile bunu kim, hangi akla hizmet, gerine gerine duyurur!
CHP'den tekrar milletvekili adayı gösterilmemesinin intikamı diye açıklasanız O zaman da siyaseten bir intihar saldırısı, bir kamikaze eylemiyle karşı karşıyayız.
AK Parti'yle yolları ilk ayıranlardandı. Kılıçdaroğlu için halktan oy istiyordu.
Abdüllatif Şener, öyle bir yan çizdi ki Yıktı perdeyi, eyledi viran.
Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez halde, yan pala Zeydün'e döndü çoğumuz.
Fakat bazılarına da gün doğdu.
Kılıçdaroğlu'nun, CHP'yi yeni kitlelere açma ve helalleştirme açılımından rahatsız olanlar, zil takmış oynuyor.
Helalleşmenin, yenileşmenin, açılımın yanlış olduğunu kanıtlayan bir örnek bulmuşlar sanki. Şener'in, kendilerini haklı çıkardığını sanıyorlar.
'Bunların hepsi böyle; menfaatleri bozulsun, anında satarlar, biz demiştik' diye genellemezler mi bir de!
AK Parti saflarına geçen Mehmet Ali Çelebi, Metin Feyzioğlu, hatta Muharrem İnce örnekleri ne öyleyse! Onlar da içinden çıktıkları kesimdeki herkesi temsil ediyor mu?
CHP'deki değişim karşıtlarının hepsi böyle değil; Çelebi, Feyzioğlu, İnce bile aynı değiller, hayır.
Çelebi örneğinden hareketle genel yargılara varmak ne kadar yanlışsa Şener'i, herkese genellemek de o kadar haksız.
Muhalefetin seçim yenilgisinin üstüne tüy diktiği, doğru. Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açılımına inancı sarsmak için kullanılması da kaçınılmaz.
Ancak Şener'in güvenilmezliği, helalleşmeye inancı yıkıp sıfırlamadı. Olsa olsa kendi itibarını yerle bir etmiştir.
Ne gördüğünüz her sakallı, muhafazakârdır ne de her muhafazakâr, Abdüllatif Şener
Bakış açınız, sizi yanıltmasın.
Çizdiğiniz resim, gerçeğin bire bir çekilmiş fotoğrafı değil. Sizin seçici algıyla, peşin hükümlerle yorumladığınız şekli. Nereden baktığınızı, şartlanmışlıklarınızı, önyargılarınızı yansıtıyor. Ancak o kadar gerçekçi.
RESME BİR DE BURADAN BAKIN
Tam yerine rast geldi, şu başlıkta bir yazı okuyorum:
"Bir resim, gördüğümüz dünyayla aynı olmak zorunda değil!"
İş insanı Murat Ülker, kişisel blogunda "Hayatın İpuçları" yazılarına devam ediyor. Sonuncusu, yatırımcının yatırımla ve sanatçının sanatla ilişkisi arasındaki paralellik üzerineydi.
Yazı; "resim, fotoğraf değildir" cümlesiyle başlıyor.
Susan Woodford’un “Resimlere Bakmak” adlı kitabından yararlanılmış.
Sanatçı nasıl gerçekliği özgürce, kendine özgü yorumlayabilirse Gördüklerine sadık ve bağlı kalması gerekmez; nasıl eğip bükerek başkalaştırabilir, perspektifi ters yüz dahi edebilirse..
Murat Ülker, girişimcilere de benzer bir zihinsel özgürlüğe kanat çırpmayı salık veriyor. Koşulların, hazır kalıp klişelerin, ön kabullerin ötesine geçip özgün olmayı
Resmin, fotoğraftan ayrışma tarihinde kilisenin özel bir yeri var. Sanat ve sanatçı ocağı gibi. Murat Ülker, bu yanını da ele alıyor.
Kilise ve sanat denince benim aklıma ilk gelense şu
Bizans İmparatoru 3. Leon, 'putkırıcı imparator' olarak bilinir. İkonoklazma hareketini başlatan kişi.
Oysa kiliselerdeki resimlere; Tanrı'ya ortak koşuluyorlar, inanca aykırı diye savaş açmadı.
Yoksul halk, kutsal ikonalardan yardım dileyerek onları, imparatorun iktidarına ortak koşuyordu.
İmparator da İsa, Meryem ve azizlerin resimlerinden medet ummayı; putlara tapınmak saydı. Ve putperestlik diye yasakladı.
Aslında ikonaların arkasındaki kilise babaları, iktidarına ortak edilmesin diyeydi. Ama dini gerekçeye dayandırarak, dünyevi güç mücadelesini örttüğü söylenir.
Abdüllatif Şener ve benzeri tablolarda gerçek, görünenin altında. Görünmeyen nedene, iç yüzüne ulaşmak için örtüyü kaldırmalısınız.
1 ABANMAK
Наваливаться Neye Çocuk sıraya
(чему) abanmıştı.
Nereye Adam üstüme abandı,
(куда) parayı uzattı.
2 ABARTMAK
Преувеличивать Neyi Lütfen bu konuyu
(что-в.п.) abartma!
3 ABONE OLMAK
Подписаться Neye Ben de yeni çıkan
(чему) dergiye abone oldum.
4 ABONE YAPMAK
Подписать Kimi Öğretmen beni de
(кого-в.п.) abone yaptı.
Подписать Neye Ahmet’i “A” dergisine
(чему) abone yaptım.
5 ACELE ETMEK
Торопиться, Nsz. İşe geç kalmamak için
спешить acele ediyor.
6 ACIKMAK
Проголодаться Nsz. Ahmet çok acıkmış.
Nsz. Karnım çok acıktı.
7 ACIMAK
Болеть (орган) Nsz. Elim çok acıyor.
Жалеть Kime Onun çocuklarına
(кому) acıdım.
Neye Sadece arabama
(чему) acıyorum.
10
Становиться Nsz. Bu tereyağı acımış.
горьким
8 ACINDIRMAK
Вызывать Kimi Yoldan geçen
жалость (кого-в.п.) yolcuları kendine
acındırıyordu.
Вызывать Kime Dilenci yalvararak
жалость (кому) kendine acındırıyordu.
9 ACITMAK
Ушибиться Neyi Ali dün kolunu
(что- в.п.) acıtmış.
Делать больно Neyi Mehmet elimi acıttı.
(что-в.п.)
10 AÇIKLAMAK
Разъяснить Neyi Öğretmen bu konuyu
(что-в.п.) geçen hafta
açıklamıştı.
Kime Ben bunu size
(кому) açıklamıştım.
Открыть (тайну) Neyi Gerçeği açıklarsa çok
(что-в.п.) kötü olur.
Огласить Neyi Hâkim kararı açıkladı.
(приговор, (что-в.п.)
решение)
11 AÇILMAK
Открываться Nsz. Birden odanın kapısı
açıldı.
Nsz. Okullar eylülde
açılıyor.
Отчаливать Nereye O gemi dün denize
(куда) açıldı.
Отклеиваться Nsz. Ayakkabımın altı
açılmış.
11
Проясняться Nsz. Hava akşama doğru
açıldı.
Открывать душу Kime O sadece en iyi
(кому) arkadaşına açılıyor.
Делать большие Nsz. Bu ay çok açıldık.
расходы
Разойтись Nsz. Lütfen açılın, ben
doktorum!
12 AÇMAK
Открывать Neyi Lütfen kapıyı açar
(что-в.п.) mısın?
Делать отверстие Ne (что) Hırsız duvarda bir
delik açmış.
Прорубить Ne (что) Buradan bir kapı
açabiliriz.
Говорить о чем-л. Neyi Bu konuyu bir daha
(употр. в (что-в.п.) açma.
отр.форме)
Включать Neyi Burası çok karanlık,
(что-в.п.) ışığı açar mısın?
Выкапывать Ne (что) Babam bahçeye büyük
bir çukur açtı.
Расчистить Neyi Geçen kış bu yolu tam
(что-в.п.) üç saatte açtılar.
Расцветать Ne (что) Ağaçlar ilkbaharda
(çiçek ~) çiçek açarlar.
13 ÂDET EDİNMEK
Брать за правило Neyi Adam başkalarını
(что-в.п.) dolandırmayı âdet
edinmiş.
14 AFALLAMAK
Растеряться Nsz. Adam beni karşısında
görünce birden
afalladı.
12
15 AFFETMEK
Извинять, Kimi Lütfen beni affet!
прощать (кого-в.п.)
16 AĞAÇLANDIRMAK
Озеленять Neyi Biz bu parkı
(что-в.п.) ağaçlandırmalıyız.
17 AĞARMAK
Светать Nsz. Uzun bir bekleyişten
sonra gün ağardı.
Рассветать Nsz. İki saat sonra hava
ağaracak.
18 AĞIRLAMAK
Оказывать прием, Kimi Zeki misafirlerini çok
принимать (кого-в.п.) güzel ağırlamış.
19 AĞIRLAŞMAK
Становиться Nsz. Bu çanta her gün biraz
более тяжелым daha ağırlaşıyor.
Ухудшаться Nsz. Hastanın durumu
günden güne
ağırlaşıyordu.
20 AĞLAMAK
Плакать Nsz. Suat dün çok ağladı.
21 AĞLATMAK
Доводить до слез Kimi Niçin her gün
(кого-в.п.) kardeşini
ağlatıyorsun?
22 AĞRIMAK
Болеть Nsz. Bugün başım çok
(о части тела) ağrıyor.
23 AİT OLMAK
Принадлежать Kime Bana ait olmayan
(кому) eşyaları kullanmam.
13
24 AKILLANMAK
Поумнеть Nsz. Bu adam hiçbir zaman
akıllanmaz.
25 AKMAK
Течь Nsz. Bizim apartmanda
sular akmıyor.
26 AKSATMAK
Срывать (работу) Neyi Ama sen buradaki
(что-в.п.) işini aksatıyorsun.
27 AKTARMAK
Перемешивать, Neyi Kovadaki suyu bidona
переносить, (что-в.п.) aktar.
перевозить, Neye Kovadaki suyu bidona
переливать, (чему) aktar.
пересыпать, Nereden Bu suyu bu kovadan
пересаживать, (откуда) şu bidona aktaralım.
перекладывать Neyi Söylediklerinizi aynen
(что-в.п.) aktardım.
28 ALDANMAK
Заблуждаться Nsz. Ben problem çözüldü
sanıyordum,
aldanmışım.
Ошибочно Neye Ben onun sözlerine
поверить (чему) aldandım.
29 ALDATMAK
Обманывать Kimi Mahmut beni de
(кого-в.п.) aldattı.
30 ALDIRMAMAK
Не обращать Nsz. Bırak, aldırma.
внимания, İstediğini söylesin.
не придавать Neye Sen onun
значения (чему) söylediklerine
aldırma.
14
Kime Sen Ali’ye aldırma.
(кому)
31 ALINMAK
Быть купленным Nsz. Geçen hafta ofise iki
kutu boya alınmıştı.
Обижаться Neye Dün benim
(чему) söylediklerime
alınmış.
Расстраиваться Neyden Galiba yaptığımız
(от чего) şakadan biraz alınmış.
32 ALIŞMAK
Привыкать Neye Ben bu okula çok
(чему) çabuk alıştım.
Kime Çocuk yeni
(кому) arkadaşlarına bir
haftada alıştı.
33 ALIŞTIRMAK
Воспитывать Kimi Çocuğu küçük yaşta
(кого-в.п.) alıştırmak lazım.
Приучать Neye Çocuğu küçük yaşta
(чему) temizliğe alıştırmak
lazım.
34 ALKIŞLAMAK
Аплодировать Kimi Seyirciler sanatçıyı
(кого-в.п.) ayakta alkışladılar.
Neyi En çok, adamın son
(что-в.п.) sözlerini alkışladılar.
35 ALIŞ VERİŞ YAPMAK
Делать покупки Nsz. Dün biraz alış veriş
yaptık.
36 ALMAK
Взять Neyi Bu kalemi al, abine
(что-в.п.) ver.
15
Покупать Ne (что) Dün yeni bir araba
aldım.
Вмещать Neyi Bu valiz elbiselerin
(что-в.п.) hepsini almaz.
Получать Ne (что) Dün eski bir
dostumdan mektup
aldım.
Пропускать Nsz. Gemi birden su
(воду) almaya başladı.
Приглашать Nereye Genç kız bizi misafir
(куда) odasına aldı.
Принимать (душ) Ne (что) Önce güzel bir duş al.
Вытирать (пыль) Neyi Temizlikçi önce
(что-в.п.) tozları aldı.
Забирать Kimi Polisler bir akşam
(в милицию) (кого-в.п.) gelip babamı aldılar.
Простудиться Nsz. Annem biraz soğuk
(soğuk ~) almış.
Захватить Neyi Bin dokuz yüz kırk
(что-в.п.) birde Almanlar
Moskova’yı almak
istediler.
Перенести Neyi Toplantıyı saat beşe
(что-в.п.) aldık.
Красть Neyi Komşunun parasını
(что-в.п.) almış.
37 ANILMAK
Страд. от Nsz. Ünlü şair dün büyük
вспоминать bir törenle anıldı.
38 ANLAMAK
Понимать Neyi Ben bu konuyu
(что-в.п.) anlamadım.
Kimi Türkçe öğretmenimi
(кого-в.п.) çok iyi anlıyorum.
16
Neyi O, benim
(что-в.п.) söylediklerimi yanlış
anladı.
Neyi Bulutları görünce
(что-в.п.) yağmur yağacağını
anladım.
Разбираться Neyden Arabalardan çok iyi
(от чего) anlar.
39 ANLAŞILMAK
Быть понятным Ne (что) Son ders biraz
anlaşılmamış.
Nsz. Anlaşıldı, yarın
pikniğe
gidemeyeceğiz.
40 ANLAŞMAK
Договариваться Kiminle Biz sizinle
(с кем) anlaşmıştık.
Ладить Kiminle Ben Hasan’la çok iyi
(с кем) anlaşıyorum.
41 ANLATMAK
Объяснять, Kime Ben size geçen hafta
рассказывать (кому) anlatmıştım.
Neyi Bu konuyu
(что-в.п.) anlatmıştım.
Nereden- Sen bu konuyu ikinci
Nereye paragraftan sonuna
(откуда- kadar anlat.
куда)
42 ANMAK
Вспоминать Kimi Yedinci
(кого-в.п.) cumhurbaşkanımızı
törenle andık.
Neyi Arkadaşlarla eski
(что-в.п.) günleri andık.
17
43 ARALAMAK
Приоткрывать Neyi Çocuk kapıyı araladı,
(что-в.п.) beni görünce hemen
kaçtı.
44 ARAMAK
Искать Kimi Çocuk, sokakta
(кого-в.п.) annesini arıyordu.
Neyi Sabahtan beri
(что-в.п.) defterimi arıyorum.
Позвонить Kimi Ben akşam seni
(кого-в.п.) ararım.
Nereden İstanbul’dan Remzi
(откуда) aradı.
Сожалеть Neyi Sonra bu günleri çok
(что-в.п.) arayacaksın.
Обыскивать Neyi Polisler herkesin
(что-в.п.) üstünü aradılar.
45 ARAŞTIRMAK
Изучать Neyi Adam, İngiliz tarihini
(что-в.п.) araştırıyordu.
Neyi Polis bütün olayı
(что-в.п.) araştırdı.
Разыскивать Kimi Her yeri araştırdık
(кого-в.п.) ama onu bulamadık.
46 ARITMAK
Очищать Neyi Suları arıtmadan
(что-в.п.) içmeyin.
47 ARIZALANMAK
Ломаться Nsz. Dün buzdolabı bir
daha arızalandı.
48 ARZULAMAK
Желать Neyi Bir gün onunla
(что-в.п.) tanışmayı
arzuluyorum.
18
49 ASMAK
Вешать Neyi Buraya gömleklerini
(что-в.п.) asabilirsin.
Nereye Ceketini askıya as.
(куда)
Nereden Pantolonlarını
(откуда) paçalarından as.
Ne (что) Ben geldiğimde
çamaşır asıyordu.
Вешать (казнить) Kimi Mahkûmu yarın
(кого-в.п.) asacaklar.
50 AŞAĞILAMAK
Унижать Kimi O genelde insanları
(кого-в.п.) aşağılayarak konuşur.
51 ÂŞIK OLMAK
Влюбиться Kime Güzel bir kıza âşık
(кому) oldum.
52 AŞMAK
Преодолевать Neyi Bazı zorlukları aşmak
(что-в.п.) için sabır lazımdır.
Превышать Neyi Toplantı üç saati
(что-в.п.) aşmıştı.
53 ATAMAK
Назначить Kimi Serkan’ı genel müdür
(кого-в.п.) yardımcılığına
atadılar.
Neye Serkan’ı genel müdür
(чему) yardımcılığına
atadılar.
54 ATILMAK
Бросаться Nereye Köpekler birden
(куда) üstüme atıldılar.
Увольняться Nereden Kemal kötü çalıştığı
(откуда) için işten atılmış.
19
Атаковать Nereye Askerler hücum
(куда) emriyle ileri atıldılar.
55 ATIŞMAK
Поссориться Kiminle Dün Kenan’la biraz
(с кем) atıştık.
56 ATIŞTIRMAK
Перекусить Ne (что) Sabahleyin biraz
(о еде) atıştırdım.
Ne (что) Biraz salata atıştırdım.
Моросить Nsz. Dışarıda yağmur
atıştırıyor.
57 ATLAMAK
Прыгать Nereye Kadın birden denize
(куда) atladı.
Перепрыгивать Nereden Hırsız duvardan atladı
(откуда) ve kaçtı.
Садиться Neye Çabuk bir taksiye atla,
(в транспорт) (чему) gel!
Пропускать Ne (что) Bu paragrafta iki
cümle atlamışsın.
58 ATLATMAK
Понуд. от Neyi Yaşlı adam eşeğe
прыгать (что-в.п.) hendeği atlatmaya
çalışıyordu.
Отделаться Ne (что) Sevil geçen ay büyük
bir kaza atlattı.
Пережить, Neyi Borcumuz çok ama bu
преодолевать (что-в.п.) ayı atlatırsak biraz
rahatlarız.
Надувать, Kimi Benimle görüşmemek
обманывать (кого-в.п.) için devamlı beni
atlatıyor.
20
Избавляться Kimi Onu atlatmak için
(кого-в.п.) evde olmadığını
söyledim.
59 ATMAK
Бросать, кидать Kime Birisi Ömer’e taş
(кому) atmış.
Nereye Çocuklar cama taş
(куда) atmışlar.
Добавить Ne (что) Salataya biraz daha
tuz at.
Стрелять Ne (что) Bu gece iki el silâh
attılar.
Ne (что) Babam çok iyi ok atar.
Ударить (tekme ~) Ne (что) Arkadaşına tekme
atmış.
Обвинять (suç ~) Kime Suçu arkadaşına
(кому) atıyor.
Переносить Neyi Mahkeme duruşmayı
(что-в.п.) şubatın on beşine attı.
Выбрасывать Neyi Şunları çöpe atar
(что- в.п.) mısın?
Приставать Kime Parktaki kızlara lâf
(кому) atmış.
Выгонять Nereden Dün onu okuldan
(откуда) attılar.
Биться (о сердце) Nsz. Hastanın kalbi çok
hızlı atıyordu.
Отправить Ne (что) Geçen gün anneme bir
письмо mektup attım.
Отвечать наобум Neyi Sorunun cevabını
(kafadan ~) (что- в.п.) kafadan attım.
Придумывать, Nsz. Sen bir şey anlatırken
привирать biraz atıyorsun.
21
Увольнять Kimi Babamı işten attılar.
(кого-в.п.)
60 AVLAMAK
Охотиться Ne (что) Dün büyük bir keklik
avladık.
61 AVUTMAK
Занимать чем-то Kimi Çocukları belli bir
(кого-в.п.) süre oyuncaklarla
avuttuk.
Neyle Bizi her zaman boş
(с чем) sözlerle avutuyor.
62 AYAKLANMAK
Встать Nsz. Niçin hemen
ayaklandınız? Biraz
daha oturun.
Встать на ноги Nsz. Hasta iki günde
ayaklandı.
Восстать Nsz. Halk, ihtilalden sonra
ayaklandı.
63 AYARLAMAK
Организовать Ne (что) Güzel bir gezi
ayarladık.
Ne (что) Pazara güzel bir
piknik ayarladık.
Заводить (часы), Neyi Ben dün akşam saati
регулировать (что-в.п.) ayarlamıştım.
(что-л.) Neyi Saatimi radyoya göre
(что-в.п.) ayarlamıştım.
Найти Ne (что) Yarına iki araba
(организовать) ayarlamamız lâzım.
Настроить Neyi Artık bütün kanalları
(что-в.п.) ayarladım.
22
64 AYDINLATMAK
Освещать Neyi Küçük projektörler
(что-в.п.) sahayı çok iyi
aydınlatıyorlardı.
Просвещать Kimi Hocam, bizi bu
(кого-в.п.) konuda aydınlattığınız
için teşekkür ederiz.
65 AYIKLAMAK
Перебирать Neyi Pilav yapmak için
(что-в.п.) önce pirincin taşını
ayıklamalısın.
66 AYIP ETMEK
Поступать Nsz. Onu davet etmemekle
нехорошо çok ayıp ettin.
67 AYIPLAMAK
Осуждать Kimi Ayhan’ı
(кого-в.п.) söylediklerinden
dolayı çok ayıpladılar.
68 AYIRMAK
Разделить Neyi Bizim grubu ikiye
(что-в.п.) ayırdılar.
Разлучать Kimi Bizi hiç kimse
(кого-в.п.) ayıramaz.
Выделить Kime Küçük odayı sana
(кому) ayırdık.
Оставить Kime Haydar’a da biraz
(кому) yemek ayırın.
Выбирать Neyi Bunların içinden
(что-в.п.) okuyacağın kitapları
ayır.
Разнимать Kimi Dün kavga eden iki
(кого-в.п.) çocuğu ayırdım.
23
69 AYRILMAK
Делиться Nsz. Türkçe’de yapı
bakımından fiiller
dörde ayrılır.
Увольняться Nereden Ben işten ayrıldım.
(откуда)
Расставаться Kimden Hakan kız
(от кого) arkadaşından ayrılmış.
Покидать, Nereden İki saat önce buradan
уходить (откуда) ayrıldı.
Разводиться Kimden Adam on yıllık
(от кого) karısından ayrılmış.
70 AZARLAMAK
Ругать Kimi Babam kardeşimi
(кого-в.п.) biraz azarladı.
71 BAĞIRMAK
Кричать, орать Nsz. Sen çok bağırıyorsun.
Kime Abim bana çok
(кому) bağırdı.
72 BAĞIŞLAMAK
Жертвовать Kime Şarkıcı, bütün
(кому) servetini kimsesiz
çocuklara bağışladı.
Прощать Neyi Senin bu yanlışını
(что-в.п.) bağışlayamam.
73 BAĞLAMAK
Привязывать Neyi Köpeği bağladın mı?
(что-в.п.)
Nereye Köpeği kulübesine
(куда) bağladım.
Завязывать Neyi Ayakkabısının
(что-в.п.) bağcıklarını bağlıyor.
Связать Kimi Polisler hırsızı sıkıca
(кого-в.п.) bağladılar.
24
74 BAHSETMEK
Разговаривать Neyden Dün arabalardan
(о чем-то, о ком- (от чего) bahsettik.
то) Kimden Biz de tam senden
(от кого) bahsediyorduk!
75 BAKMAK
Смотреть Neye Şu yeşil arabaya
(чему) bakıyordum.
25
Нажимать Neye Şu düğmeye basarsan
(чему) kapı açılır.
Исполняться Neye Lokman bugün beş
(сколько-то лет) (чему) yaşına bastı.
Наполнять Neyi Bizim bodrumu su
(что-в.п.) bastı.
Накачивать Neye Ön lâstiğe biraz hava
(чему) basmamız lazım.
80 BASTIRMAK
Подавлять Neyi Polis isyanı
(что-в.п.) bastıramadı.
Нажимать Nsz. Olayı çözmemiz için
(со стороны yukardan bastırıyorlar.
руководства)
Нагрянуть Nsz. O saatte misafirler
bastırınca çok
şaşırdık.
Издать Neyi İlk kitabını bastırmak
(что-в.п.) için çok çalıştı.
Начинаться Ne (что) Öğleden sonra birden
yağmur bastırdı.
Подавлять Neyi Heyecanını bastırmak
(что-в.п.) için şarkı söylüyordu.
Одолеть (о сне) Ne (что) Yemekten sonra uyku
bastırdı.
Наступить Ne (что) O gelene kadar
karanlık bastırdı.
Nsz. İkinci yarı bizim
takım çok bastırdı
ama gol atamadı.
81 BAŞARMAK
Завершать с Nsz. Korkma! Sen
успехом başarırsın.
26
Neyi Bu işi ancak sen
(что-в.п.) başarırsın.
82 BAŞLAMAK
Начинать Neye Bugün yeni bir
(чему) konuya başladık.
Начинаться Nsz. Dersler saat sekizde
başlıyor.
Наступать Nsz. Artık kış başladı.
(о времени года)
83 BAŞLATMAK
Дать старт Neyi Hakem maçı erken
(что-в.п.) başlattı.
84 BAŞVURMAK
Обращаться Nereye İki ay önce bir
(куда) fabrikaya başvurdu.
Kime Zam için müdüre
(кому) başvurmalısın.
Прибегнуть Neye Seninle tanışabilmek
(к способу, (чему) için bu yola
методу) başvurdum.
85 BATIRMAK
Топить Neyi Düşmanlar iki
(что-в.п.) gemimizi batırdılar.
Воткнуть Neyi Bıçağı yavaşça
(что-в.п.) tereyağına batırdı.
Запачкать Neyi Bütün elbiselerini
(что-в.п.) batırmışsın.
Разорять Neyi Bütün sermayesini bir
(что-в.п.) yılda batırdı.
Сунуть Neyi Çocuk birden elini
(что-в.п.) boyaya batırdı.
86 BATMAK
Тонуть Nsz. Titanik yirminci
yüzyılda battı.
27
Воткнуться Nereye Elime iğne battı.
(куда)
Садиться Nsz. Güneş saat yedide
(солнце) batıyor.
Застрять Nereye Araba birden çamura
(куда) battı.
Обанкротиться Nsz. Bu krizde bir çok
şirket ve banka battı.
87 BAYATLAMAK
Зачерстветь Nsz. Ekmek bayatlamış.
Устаревать Nsz. Bu haber artık
bayatladı.
88 BAYILMAK
Лишиться чувств Nsz. Genç kız birden
bayıldı.
Обожать Neye Ben bu tatlıya
(чему) bayılıyorum.
Потерять Neyden Bugün açlıktan az
сознание (от чего) daha bayılacaktım.
89 BECERMEK
Справляться Neyi Bu işi ancak o
(что-в.п.) becerebilir.
90 BEĞENMEK
Нравиться Neyi Bu şarkıyı beğendim.
(что-в.п.)
Neyi Senin bu davranışını
(что-в.п.) herkes çok beğendi.
Выбирать Neyi Bu gömleklerden
(что-в.п.) birini beğen.
91 BEKLEMEK
Ждать Ne (что) İki saattir otobüs
bekliyorum.
Kimi Dünden beri seni
(кого-в.п.) bekliyorum.
28
Ожидать Kimden Bunu senden
(от кого) beklemezdim.
92 BENZEMEK
Походить Neye Arabanın rengi şu
(чему) masanın rengine
benziyordu.
Kime Bu çocuk babasına
(кому) benziyor
93 BESLEMEK
Кормить Kimi O anda kadın çocuğu
(кого-в.п.) besliyordu.
Разводить Ne (что) Benim ailem de koyun
besliyor.
Держать Ne (что) Evde kedi, köpek
beslemek tehlikeli
olabilir.
Укреплять Nsz. Eski evi iki yanından
beslemek istiyorlardı.
Питать чувства Ne (что) Nedense bana karşı iyi
duygular beslemiyor.
94 BEZMEK
Надоедать Neyden Artık futbol
(от чего) oynamaktan da
bezdik.
Kimden Senin bu kötü
(от кого) arkadaşlarından
bezdim.
95 BIKMAK
Надоедать Neyden Yürümekten bıktım.
(от чего)
Neyden Senin bu kötü
(от чего) alışkanlıklarından
bıktım.
29
96 BIRAKMAK
Бросать Neyi Babam sigarayı
(что-в.п.) bıraktı.
Оставлять Kime Çocuğu anneme
(кому) bıraktık.
Neyi Ben kitabı masaya
(что-в.п.) bıraktım.
Отпускать Neyi Jale birden ipi bıraktı.
(что-в.п.)
Kimi Öğretmen bizi beş
(кого-в.п.) dakika erken bıraktı.
Перенести Neyi İkinci toplantıyı
(что-в.п.) gelecek haftaya
bırakalım.
Оставить Neyi Artık fotoğrafçılığı
(о профессии) (что-в.п.) bıraktım.
Отпустить Ne (что) Bu sene sakal
(усы, бороду) bırakmak istiyorum.
(не) Сдать Nerede Matematikçi on kişiyi
(экзамен) (где) sınıfta bırakmış.
Отдавать Neyi Bu ayakkabıyı son
(по какой-то (что-в.п.) olarak kaça
цене) bırakırsınız?
97 BİÇMEK
Разрубить Kimi Kılıç adamı ikiye
(кого-в.п.) biçmişti.
Кроить Neyi Terzi benim verdiğim
(что-в.п.) kumaşı yanlış biçmiş.
Жать, косить Neyi Siz ekinleri ne zaman
(что-в.п.) biçersiniz?
Определять цену, Neye Antika bir eşyaya
оценивать (чему) değer biçmek zordur.
30
98 BİLDİRMEK
Сообщать Neyi Ben onun
(что-в.п.) gelmeyeceğini
bildirmek istemiştim.
Kime Bu durumu müdür
(кому) beye bildirmeliyiz.
99 BİLGİLENDİRMEK
Оповещать, Kimi Daha sonra bu konuda
просвещать (кого-в.п.) beni bilgilendirirsiniz.
100 BİLMEK
Знать Neyi Ben bu konuyu
(что-в.п.) bilmiyorum.
Уметь Ne (что) Arkadaşım Rusça
bilmiyor.
Считать (думать) Kimi Biz seni dost
(кого-в.п.) biliyorduk!
101 BİNMEK
Садиться Neye Dün uçağa bindi ve
(о транспорте, (чему) gitti.
лифте)
Садиться Neye Sen ata binmeyi
(о животных) (чему) biliyor musun?
102 BİRİKTİRMEK
Копить Ne (что) Ev almak için para
biriktiriyormuş.
Собирать, Ne (что) Ben de küçükken pul
коллекционирова biriktiriyordum.
ть
103 BİRLEŞMEK
Соединяться Nsz. İki yol burada
birleşiyor.
Объединяться Nsz. İki parti seçimi
kazanmak için
birleştiler.
31
Объединяться Neyle “As” dergisi, “Sis”
(с чем) dergisiyle birleşmiş.
Сходиться, быть Nsz. Bazı konularda
сходным fikirlerimiz birleşiyor.
104 BİRLEŞTİRMEK
Объединить Neyi Biz de iki odayı
(что-в.п.) birleştirdik.
Neyle Biz de salonla küçük
(с чем) odayı birleştirdik.
Neyi İki şirket güçlerini
(что-в.п.) birleşrirdiler.
105 BİTİRMEK
Заканчивать Neyi Ben bu kitabı bitirdim.
(что-в.п.)
106 BİTMEK
Заканчиваться Nsz. Dersler saat beşte
bitiyor.
107 BOĞMAK
Утопить Kimi Arkadaşları onu suda
(кого-в.п.) boğmak istemişler.
Связать Neyi Çuvalın ağzını bir iple
(что-в.п.) boğduk.
Завалить, Kimi Tatilden gelince bizi
осыпать (кого-в.п.) hediyeye boğdu.
Neye Tatilden gelince bizi
(чему) hediyeye boğdu.
Душить Kimi Bu sıcaklar beni
(кого-в.п.) boğuyor.
108 BOĞULMAK
Тонуть Nsz. Ayşe’nin kardeşi
boğulmuş.
Nsz. Dün bizim köpek
boğuldu.
32
Nerede Merâl’in kardeşi gölde
(где) boğulmuş.
Отравиться Neyden Az daha dumandan
(дымом) (от чего) boğulacaktık.
109 BOĞUŞMAK
Схватиться Nsz. Sokak köpekleri her
zamanki gibi
boğuşuyorlardı.
Ссориться Kiminle Dün Ercan’la Şamil
(с кем) yine boğuşmuşlar.
110 BOMBALAMAK
Бомбить Nereyi Askerler şehri
(что-в.п. о bombalamaya
месте) başladılar.
111 BORÇLANMAK
Задолжать Kime Sedat’a 50 bin lira
(кому) borçlandım.
Nereye Bu ay markete çok
(куда) borçlandık.
112 BOŞALMAK
Опустеть Nsz. Bizim üstümüzdeki
daire boşaldı.
Опустеть Nsz. Buzdolabı iki günde
boşaldı.
Не сдержаться Nsz. Ben konuyu açınca
birden boşalıverdi,
hemen ağlamaya
başladı.
113 BOŞALTMAK
Освободить Neyi Kiracılar evi yarın
(что-в.п.) boşaltacaklar.
Высыпать, Nereye Patatesleri bu sepete
выливать (куда) boşalt.
33
Эвакуировать Neyi Çabuk bu binayı
(что-в.п.) boşaltın.
114 BOŞANMAK
Развестись Nsz. İki yıl önce boşanmış.
Kimden İki yıl önce
(от кого) kocasından boşanmış.
Хлынуть Nsz. Vurur vurmaz
çocuğun burnundan
kan boşandı.
115 BOYAMAK
Красить, Neyi Dün kapıyı boyadık.
накрасить (что-в.п.)
Neyi Genç kız önce
(что-в.п.) dudaklarını boyadı.
116 BOZDURMAK
Разменять Ne (что) Ben de dün para
bozdurdum.
117 BOZMAK
Сломать Neyi Said bizim
(что-в.п.) televizyonu bozmuş.
Разменивать Ne (что) On milyon lirayı
(деньги) bozabilir misiniz?
Вредить Neyi Salçalı yemek midemi
(что-в.п.) bozdu.
Помять Neyi Koltuğun örtüsünü
(что-в.п.) bozmayın.
118 BOZULMAK
Сломаться Nsz. Bizim televizyon
bozuldu.
Портиться Nsz. Dün akşamki yemek
bozulmuş.
34
119 BOZUŞMAK
Рассориться Kiminle Geçen gün Gazi’yle
(с кем) bozuştuk, artık
konuşmuyoruz.
120 BÖLMEK
Делить Neyi Otuzu altıya böl.
(что-в.п.)
Neyi Ekmeği üçe böl.
(что-в.п.)
121 BÖLÜŞMEK
Делиться Neyi Bir ekmeği beş kişi
(что-в.п.) bölüştük.
Kiminle Bu ekmeği siz
(с кем) Tarkan’la bölüşün.
122 BULMAK
Найти Ne (что) Bu problemi çözmek
için yeni bir yol
buldum.
Neyi Kalemimi buldum.
(что-в.п.)
Kimi Dün seni bulamadım,
(кого-в.п.) neredeydin?
Изобретать, Neyi Elektriği Edison
открывать (что-в.п.) bulmuştur.
123 BULUNMAK
Находиться Ne (что) Nihayet bu hastalığa
bir çare bulundu.
Находиться Nsz. Ben de beş yıl kadar
Paris’te bulundum.
Иметься в Ne (что) Bu dükkanda her şey
наличии bulunur.
124 BULUŞMAK
Встречаться Kiminle Yarın Meryem’le
(с кем) buluşacağız.
35
125 BUNALMAK
Сильно скучать Nsz. Ben de buralarda
bunaldım.
Задыхаться Neyden Dün sıcaktan çok
(от чего) bunaldık.
126 BUNALTMAK
Понуд. от Nsz. Bu sıcaklar beni
задыхаться bunaltıyorlar.
Надоедать Neyle O da bazen sorularıyla
(с чем) insanı bunaltıyor.
127 BUNAMAK
Выживать из ума Nsz. Yaşlı adam artık
bunamıştı.
128 BURKMAK
Вывихнуть, Neyi Top oynarken bileğini
подвернуть (что-в.п.) burkmuş.
129 BURUŞMAK
Мяться Nsz. Çok oturmaktan
pantolonum buruştu.
Морщиниться Nsz. Belli bir yaştan sonra
cildimiz buruşuyor.
Сводить (о рте) Nsz. Gök hurmadan sonra
ağzım buruştu.
130 BURUŞTURMAK
Мять Neyi Dikkat et,
(что-в.п.) pantolonunu
buruşturma.
Комкать, мять Neyi Benim verdiğim
(что-в.п.) kağıdı buruşturup attı.
131 BUYURMAK
Приказать Neyi- Fatih, bana burayı
Kime temizlememi buyurdu.
(что-в.п.-
кому)
36
Сказать Ne (что) Bir şey mi
buyurdunuz efendim?
Проходить, Nsz. Lütfen önden
следовать buyurunuz.
Пожаловать, Nereye Lütfen salona
входить (куда) buyurun.
Позволить Nsz. Müsaade buyurursanız
biz gidelim artık.
132 BÜKMEK
Скрутить Neyi Çocuk birden kolumu
(что-в.п.) büktü.
Согнуть Neyi Adam kocaman
(что-в.п.) demiri bükmüş.
Сгибать Neyi Yaşlandık, artık
(что-в.п.) dizlerimi
bükemiyorum.
Свернуть, скатать Neyi Halıları büküp
(что-в.п.) kaldırın.
Сучить (нитки) Ne (что) İhtiyar kadın ipek
bükerek geçimini
sağlıyordu.
133 BÜYÜLEMEK
Околдовать, Kimi Kocakarı genç
очаровать, (кого-в.п.) prensesi büyülemişti.
обворожить
Очаровать, Ne-Kimi Adamın konuşmaları
околдовать (что- beni büyüledi.
кого-в.п.)
134 BÜYÜMEK
Расти Nsz. Çocuklar bu yaştan
sonra çok hızlı
büyüyorlar.
Nsz. Bizim kedinin
yavruları büyüdüler.
37
Nsz. Bahçedeki domatesler
henüz büyümemişler.
Вырасти Nsz. Said bugün bir yaş
daha büyüdü.
Перерасти Nsz. Sokaktaki kavga
(о драке) birden büyüdü.
Разрастись Nsz. İstanbul çok hızlı
büyüyor.
135 BÜYÜTMEK
Расширять Neyi Ben de artık işi biraz
(что-в.п.) büyütmeyi
düşünüyorum.
Воспитывать Kimi Biz çocuklarımızı
(кого-в.п.) böyle büyütmedik.
Увеличить Neyi Bu resmi biraz daha
(что-в.п.) büyütmeniz lazım.
Преувеличивать Neyi Bence sen bu olayı
(что-в.п.) biraz büyütüyorsun.
136 CANLANDIRMAK
Оживлять Kimi Bu filmde, bir kız
(кого-в.п.) ölüleri canlandırıyor.
Возрождать Neyi Bu yeni kararlar
(что-в.п.) ekonomiyi biraz
canlandıracaktır.
Играть роль Kimi Aktör, bu filmde
(кого-в.п.) zengin bir iş adamını
canlandırıyor.
137 CAYMAK (VAZGEÇMEK)
Передумать Neyden Zehra, evi satmaktan
(от чего) caymış.
138 CESARET ETMEK
Осмелиться, Neye Ben olsaydım böyle
решиться (чему) bir şeye cesaret
edemezdim.
38
139 CEVAP VERMEK
Поддаваться Neye Hasta, tedaviye cevap
(чему) vermeye başladı.
Отвечать Neye Niçin telefonlara
(чему) cevap vermiyorsunuz?
Отвечать Neye Bu kitap bizim
(чему) gereksinimlerimize
cevap vermiyor.
140 CEVAPLAMAK (YANITLAMAK)
Отвечать, давать Neyi Aşağıdaki soruları
ответ (что-в.п.) cevaplayınız.
141 CEZALANDIRMAK
Наказывать Kimi Çocukları
(кого-в.п.) cezalandırmak doğru
mu?
142 CİLÂLAMAK
Полировать Neyi Sıraları yeniden
(что-в.п.) cilâlamamız lazım.
143 CİLTLEMEK
Переплетать Neyi Bu kitabı da
(что-в.п.) ciltleyelim mi?
144 ÇAĞIRMAK
Звать Kimi Öğretmen seni
(кого-в.п.) çağırıyor.
Пригласить Neye Betül bizi akşam
(Nereye) yemeğine çağırıyor.
чему
(куда)
145 ÇALIŞMAK
Работать Nerede Bekir fabrikada
(где) çalışıyor.
Nsz. Tuncay şimdi
çalışıyor.
39
Nsz. Bizim buzdolabı
çalışmıyor.
Учить уроки Nsz. İlker ders çalışıyor.
Стараться Neye Bilâl Türkçe
(чему) öğrenmeye çalışıyor.
146 ÇALMAK
Красть Ne (что) Bu adam bir ayda
sekiz araba çalmış.
Neyi Hırsız bankadaki
(что-в.п.) bütün paraları çalmış.
Звонить Nsz. Telefon çalıyor,
(о телефоне, bakabilir misin?
звонке)
Играть (на муз. Ne (что) Şenay çok iyi gitar
инструменте) çalıyor.
147 ÇARPMAK
Врезаться Neye Taksi birden otobüse
(чему) çarptı.
Сбить Kime Dün Osman’a bir
(кому) araba çarpmış.
Kime Mert koşarken bir
(кому) çocuğa çarptı.
Ударить, задеть Neye Biraz önce kolumu
(чему) masaya çarptım.
Neye Erol masaya çarptı.
(чему)
Биться Nsz. Hastanın kalbi çok
hızlı çarpıyordu.
Захлопнуться Nsz. Rüzgârdan kapı çarptı.
Умножать Neyi- Sekizi beşle
Neyle çarpacaksın.
(что-в.п.,
с чем)
40
148 ÇATLAMAK
Лопаться Nsz. Kahvaltıda bütün
bardaklar çatladı.
Трескаться Nsz. Soğuktan ellerim
çatladı.
Мучаться, Neyden Vedat da
страдать (от чего) kıskançlıktan çatlıyor.
149 ÇEKİLMEK
Уйти, Ne (что) Kenara çekilmek
отойти isterken düştüm.
Высохнуть Nsz. Gölün bütün suyu
çekilmişti.
Уходить Nereye Akşam olunca herkes
(куда) evine çekildi.
Быть удаленным Nereden Son anda takımlardan
(откуда) biri yarışmadan
çekildi.
Уединиться Nereye Yaşlanınca küçük bir
(куда) köye çekildi.
Отступать Nsz. O gün düşman
çekilmeye başladı.
150 ÇEKİNMEK
Стесняться, Kimden Selim senden çok
робеть (от кого) çekiniyor.
Побаиваться Kimden Bu çocuk sadece
(от кого) babasından çekiniyor.
151 ÇEKİŞMEK
Спорить, Kime Haber vermediğim
пререкаться (кому) için babam bana çok
çekişti.
Бороться Nsz. İki takımda birincilik
için çekişiyor.
41
152 ÇEKİŞTİRMEK
Теребить, дергать Neyi Evladım, paltomu
(что-в.п.) çekiştirip durma.
Сплетничать, Kimi Ayşe de her zaman
злословить, (кого-в.п.) komşularını çekiştirir.
судачить
153 ÇEKMEK
Выхватить Neyi Birden elimdeki kitabı
(что-в.п.) çekti.
Черпать Ne (что) Dün kuyudan beş
kova su çektik.
Снять (деньги) Ne (что) Yarın bankadan para
çekeceğim.
Тянуть Nereden Fuat beni kolumdan
(откуда) çekti.
Nereden Köpek adamı
(откуда) paçasından çekiyordu.
Буксировать Neyi Vinç kenardaki
(что-в.п.) arabaları çekiyordu.
Повесить Ne (что) Araya bir örtü çektik.
(шторы)
Достать Ne (что) Adam polise silâh
(об оружии) çekti.
Вдыхать (içine ~) Nereye Önce temiz havayı
(куда) içine çekti.
Впитать Neyi Pilâv suyunu çekmiş.
(что-в.п.)
Остановиться Nereye Lütfen arabanızı
(на обочине) (куда) kenara çeker misiniz?
Испытывать Ne (что) Fatma çok zorluk
(трудности) çekti.
Задернуть Neyi Perdeleri çeker
(что-в.п.) misiniz?
42
Переписать Neyi Bu yazıyı temize
(что-в.п.) çeker misiniz?
Подводить (глаза) Ne (что) Genç kız gözlerine
sürme çekmişti.
Снимать фильм Ne (что) Şu anda yeni bir film
çekiyoruz.
Фотографировать Ne (что) O çok iyi fotoğraf
çeker.
Телеграфировать Ne (что) Dün anneme telgraf
(telegraf ~) çektim.
Походить Kime Bu çocuğun cimriliği
(кому) sana çekmiş.
Состоять Nsz. Bu yıl şubat yirmi
dokuz çekiyor.
Сесть (об одежде) Nsz. Bu pantolon yıkanınca
çeker.
Вырвать (о зубах) Neyi Doktor üç dişimi
(что-в.п.) birden çekti.
Опошлить Neye Sen de her şeyi kötüye
(kötüye ~) (чему) çekiyorsun.
Допрашивать Neye Polisler onu da
(чему) sorguya çektiler.
Вздохнуть (of ~) Ne (что) Of çekme, faydası
olmaz.
154 ÇEKTİRMEK
Вытащить, Neyi Sabahleyin dişimi
удалять, (что-в.п.) çektirdim.
выдернуть
Создавать Kime Bu çocuk ailesine çok
проблемы для (кому) çektirdi.
кого-то
Понуд. от Nsz. Dün on iki tane
фотографировать vesikalık fotoğraf
çektirdim.
43
155 ÇEVİRMEK
Вертеть Neyi Elindeki kalemi
(что-в.п.) durmadan çeviriyordu.
Поворачивать Neyi Şu masayı biraz
(что-в.п.) çevirelim.
Листать, Neyi Kitabın sayfalarını
переворачивать (что-в.п.) çok hızlı çeviriyorsun.
Задумать Ne (что) Galiba yine sen tuhaf
işler çeviriyorsun!
Переделать Neye Eski bir sarayı otele
(чему) çevirmişler.
Переводить Neyi Bu kitabı çevirmek
(что-в.п.) çok zamanımı aldı.
Обносить Neyle Bahçeyi duvarla
(забором) (с чем) çevirdiler.
Направлять Kime Polis silahını birden
(оружие) (кому) bana çevirdi.
156 ÇIKARMAK
Доставать Ne Çantasından bir kalem
(что) çıkardı.
Увольнять Nereden Patron beni işten
(откуда) çıkardı.
Разуваться, Neyi Ayakkabılarını burada
снимать (обувь) (что-в.п.) çıkarabilirsin.
Снимать Neyi İstersen paltonu
(одежду) (что-в.п.) çıkarma.
(не) Узнавать Kimi Bunu tanıyorum ama
(кого-в.п.) sağdakini
çıkaramadım.
Резаться (о зубах) Ne (что) Bu çocuk diş
çıkarıyor.
Срываться Kimden Başkasına kızmış
(от кого) öfkesini benden
çıkarıyor.
44
Наслаждаться Neyi Şu denizin keyfini
(keyfi ~) (что-в.п.) çıkaralım.
Рвать (тошнить) Neyi Çocuk bütün
(что-в.п.) yediklerini çıkardı.
Выводить пятно Neyi Bu deterjan bu lekeyi
(что-в.п.) çıkarır mı?
Выпускать Ne (что) Yeni bir dergi
(книгу) çıkarmak istiyorum.
Затевать (драку) Ne (что) Bu çocuk her zaman
kavga çıkarıyor.
Заносить Nereye Bütün eşyaları beşinci
(наверх), (куда) kata çıkardık.
поднимать
Вычитать Neyden- Elli sekizden kırk
Neyi dokuzu
(отчего- çıkaracaksınız.
что-в.п.)
157 ÇIKMAK
Выходить Nereden Ben şimdi sınıftan
(откуда) çıktım.
Дать (идею) Kimden Bu fikir Tolga’dan
(от кого) çıktı.
Увольняться Nereden Abim yeni işinden de
(откуда) çıkmış.
Производить Ne (что) Beş kilo sütten bir kilo
( из чего-то) yağ çıkar.
(не) Решить Neyden Bu toplantıdan da
(от чего) birşey çıkmadı.
Выходить Nereden Hapishaneden yeni
(откуда) çıkmış.
Оставаться Ne (что) Herşeyi hesapladık
(в долгу) ben borçlu çıktım.
Вычитать Ne (что) Yirmi sekizden beş
çıkınca kaç kalır?
45
Появиться Nereye Biz geziyorduk birden
(куда) karşımıza çıktı.
Сваливаться Nereden Bu ayakkabı her
(об обуви и (откуда) zaman ayağımdan
украшениях) çıkıyor.
Карабкаться Nereye Sen bu ağaca çıkabilir
(куда) misin?
Подниматься Nereye İki dakikada altıncı
(куда) kata çıktı.
Вспыхнуть Nsz. Sars hastalığı bir yıl
(об эпидемии) önce çıktı.
Выиграть Ne Ona piyangodan bir
(в лотерее) (что) araba çıktı.
Отправляться Nereye Yarın akşam yola
(куда) çıkacağız.
Отстираться Nsz. Gömleğimdeki leke
çıktı.
Вести (о дороге) Nereye Bu sokak nereye
(куда) çıkıyor?
Уходить Neye İki gün önce tatile
(в отпуск) (чему) çıktı.
Идти Neye Pazar günü alış verişe
(за покупками) (чему) çıkabiliriz.
Созреть Nsz. İki hafta sonra çilek
çıkar.
Разразиться Nsz. Birden çok büyük bir
(о буре) fırtına çıktı.
Выпускаться Nsz. Yeni bir dergi çıkmış.
(о книге)
Оказаться Nsz. Dün aldığımız elmalar
çürük çıktı.
Исполняться Nsz. Bak, benim dediğim
çıktı!
46
Шуметь (ses ~) Nsz. Bu sınıfta en çok
senin sesin çıkıyor.
Отлететь Nsz. Bu bisikletin tekeri
çıkmış.
158 ÇILDIRMAK
Сходить с ума, Nsz. Zavallı adam o
терять голову olaydan sonra çıldırdı.
Беситься, Nsz. Bu haberi duyunca
приходить в sinirinden çıldırdı.
бешенство
159 ÇILDIRTMAK
Свести с ума Kimi Bu çocuk bir gün beni
(кого-в.п.) çıldırtacak.
Ne (что) Bu adamın hareketleri
beni çıldırtıyor.
160 ÇİĞNEMEK
Жевать Ne (что) Sabahtan beri sakız
çiğniyor.
Топтать Neyi Çocuk bütün çimleri
(что-в.п.) çiğnemiş.
Пренебрегать, Neyi Sen kuralları
игнорировать (что-в.п.) çiğniyorsun.
161 ÇİZMEK
Рисовать Ne (что) Önce güzel bir uçak
çiz.
Подчеркнуть Neyi Konunun hatlarını
(что-в.п.) çizmek lazım.
Царапать Ne (что) Dikenler elimi çizdi.
Начертить Ne (что) Bir üçgen, iki kare
çiziniz.
162 ÇOĞALMAK
Увеличиться Nsz. Kulübe katılmak
isteyenler çoğaldı.
47
163 ÇÖZMEK
Решать Neyi Bu problemi çözebilir
(что-в.п.) misin?
Развязывать Neyi Önce şu sandalyedeki
(что-в.п.) ipi çözelim.
Разгадать Ne (что) Boş zamanlarımda
(кроссворд) bulmaca çözerim.
164 ÇÜRÜMEK
Сгнить Nsz. Dolaptaki bütün
sebzeler çürümüş.
Износиться Nsz. Arabanın kaportası
çürümüş.
Сгнить Nsz. Üç dişim çürümüş.
165 DAĞILMAK
Рассыпаться Nsz. Elimdeki boncuklar
birden her yere
dağıldılar.
Разрушаться Nsz. O olaydan sonra bütün
aile dağıldı.
166 DAĞITMAK
Раздавать Ne (что) Herkese hediyeler
dağıtırdı.
Neyi Bugünkü gazeteleri de
(что-в.п.) dağıttım.
Приводить в Neyi Sakın odanı dağıtma,
беспорядок (что-в.п.) daha yeni topladım!
167 DALMAK
Нырять Neye Çocuk birden suya
(чему) daldı.
Скрыться Nereye Adam kalabalığa dalıp
(куда) kayboldu.
168 DAMLAMAK
Капать Ne (что) Tavandan devamlı su
damlıyor.
48
Nereye Bütün sular masaya
(куда) damlıyordu.
169 DAMLATMAK
Капать Nereye-Ne Yere su
(куда-что) damlatıyorsun.
Закапать Nereye-Ne Gözlerime damla
(куда-что) damlatmam lazım.
170 DANIŞMAK
Советоваться, Neyi-Kime Bence bu konuyu bir
обсуждать (что-в.п.- bilene danışmalısın.
кому)
171 DANS ETMEK
Танцевать Neyle Muratın en sevdiği
(с чем) müzikle dans
ediyorlar.
Танцевать Kiminle Benimle dans eder
(с кем) misiniz?
172 DARILMAK
Обижаться Kime Özay bana darılmış.
(кому)
173 DAVET ETMEK
Приглашать Kimi Ben sadece Zeynep’i
(кого-в.п.) davet ettim.
Nereye Songül’ü bize davet
(куда) ettim.
Neye Yüksel’i akşam
(чему) yemeğine davet ettim.
174 DAVRANMAK
Действовать, Kime Büyüklere saygılı
вести себя (кому) davranmalıyız.
Доставать Neye Adam birden silâhına
(чему) davrandı.
49
175 DAYAMAK
Опирать, Neyi- Merdiveni ağaca
прислонить Nereye dayadılar.
(что-в.п.-
куда)
Опереться Neyi-Kime Sırtını ona dayamakla
(что-в.п.- kurtulucağını sanma.
кому)
Наставить Neyi- Polis, tabancayı
(об оружии) Nereye adamın başına dayadı.
(что-в.п.-
куда)
176 DAYANIŞMAK
Проявлять Nsz. Bizim dayanışmamız
солидарность lazım.
177 DAYANMAK
Опираться Neye Adam duvara
(чему) dayanmıştı.
Выдержать Nsz. Bu ayakkabı bana iki
yıl dayanır.
Терпеть Neye Bu çocuk bu soğuğa
(чему) dayanamaz.
Nsz. Lütfen, biraz daha
dayan şimdi ambulans
gelecek.
Хватать Nsz. Bu para bize sadece
on gün dayanır.
Ссылаться Neye Sen neye dayanarak
(чему) böyle söyledin?
178 DEFETMEK
Прогонять Kimi- Beni odasından
Nereden defetti.
(кого-в.п.-
откуда)
50
Отталкивать, Kimi Adamı defetmeye
прогонять (кого-в.п.) çalıştım ama olmadı.
179 DEFNETMEK
Хоронить, Kimi- Dün ünlü şarkıcı
погребать Nereye “Şebnem”i
(кого-в.п.- Zincirlikuyu
куда) mezarlığına
defnettiler.
180 DEĞDİRMEK
Понуд. от Neyi-Kime Elini bana değdirdi.
касаться (что-в.п.-
кому)
Задевать Neyi- Sakın, bidonları bir
Nereye yere değdirme.
(что-в.п.-
куда)
181 DEĞERLENDİRMEK
Оценивать Neyi Bu imkanı
(что-в.п.) değerlendirmelisin.
182 DEĞİNMEK
Касаться Neye Mithat Bey önemli bir
(чему) konuya değindi.
Касаться Neye Dün toplantıda bu tür
(чему) konulara hiç
değinmedik.
183 DEĞİŞMEK
Изменяться Nsz. Çocuğun yüzü birden
değişti.
Nsz. Öğleden sonra hava
değişti.
Nsz. Sen çok değişmişsin.
Nsz. Çok yıkanmaktan
gömleğin rengi
değişti.
51
184 DEĞİŞTİRMEK
Переставить, Neyi Haydi, şu odayı biraz
изменять (что-в.п.) değiştirelim.
Поменять Neyi Şimdi oturduğu evi
(что-в.п.) değiştirmek istiyor.
Neyi İlyas yeşil arabasını
(что-в.п.) değiştirmiş.
Neyi Bu para geçmez bunu
(что-в.п.) değiştir.
Neyi Bu gömlek defolu
(что-в.п.) bunu değiştir.
Менять (тему) Neyi Lütfen konuyu
(что-в.п.) değiştirme!
Разменять Ne (что) Benim para
(деньги) değiştirmem lâzım.
185 DEĞMEK
Касаться Nereye Masanın örtüsü yere
(куда) değiyordu.
Nereye Birden eli elime
(куда) değdi.
186 DEKLÂRE ETMEK
Декларировать Neyi Değerli eşyalarınızı
(что-в.п.) deklâre etmelisiniz.
187 DEKORE ETMEK
Украшать, Neyi Mağazayı yeniden
оформлять (что-в.п.) dekore etmeye karar
verdik.
188 DELİNMEK
Порваться,прохуд Nsz. Marketten çıkarken
иться paket birden delindi.
189 DELİRMEK
Сходить с ума, Nsz. Kadın, o olaydan
помешаться sonra delirdi.
52
Выйти из себя, Neyden Adam sinirden
вспылить (от чего) delirmişti.
190 DELİRTMEK
Свести с ума Kimi Bu çocuk bir gün beni
(кого-в.п.) delirtecek.
Вывести из себя Neyden O gün beni sinirimden
(от чего) delirtti.
191 DELMEK
Свернуть Neyi Bu matkap bu duvarı
(что-в.п.) delmez.
Делать дырку, Neyi Hırsızlar tel örgüyü
дырявить (что-в.п.) delmişler.
192 DEMEK
Означать, значить Nsz. Hoşgörü, insanları
sevmek demektir.
Nsz. Masa, Rusça ne
demek?
Говорить Kime Ben sana diyorum.
(кому)
Сказать Neye Sen buna ne dersin?
(чему)
(не) Иметь Nsz. Büyük, küçük demez
значения herkesle arkadaş
olurdu.
(не) Думать Ne (что) Sakın dışarıya
çıkayım deme, hasta
olursun!
193 DEMLEMEK
Заваривать Neyi Sen çayı demle, biz
(что-в.п.) şimdi geliyoruz.
194 DENEMEK
Попробовать Neyi Ben hızlı yazmayı
(что-в.п.) denedim ama olmadı.
53
Neyi Ben bu tatlıyı
(что-в.п.) denedim ama hiç
beğenmedim.
195 DENETLEMEK
Наблюдать, Nereyi Dün belediyeden
контролировать, (что-в.п. о bizim iş yerini
проверять месте) denetlemeye geldiler.
Наблюдать, Kimi Yeni müdür yarın bizi
контролировать, (кого-в.п.) denetlemeye
проверять gelecekmiş.
196 DEPOLAMAK
Хранить Ne (что) Adam on yıllık sigara
depolamış.
197 DERECELENDİRMEK
Оценивать Kimi Öğrencileri
(кого-в.п.) derecelendirmek
kolay değil.
Распределять, Neyi Arabaları kendi
классифи- (что-в.п.) aralarında şöyle
цировать derecelendirebiliriz...
198 DERTLEŞMEK
Жаловаться, Kiminle İnsan herkesle
сетовать (с кем) dertleşemez.
199 DESTEKLEMEK
Поддерживать Kimi Bu konuda biz her
(кого-в.п.) zaman seni
destekliyoruz.
Поддерживать Neyi Sen bizden
(что-в.п.) inanmadığımız bir
projeyi
desteklememizi
istiyorsun.
54
Подпирать, Neyi- Arka duvarı kolonlarla
укреплять Neyle destekleyebiliriz.
(что-в.п.-
с чем)
200 DEVİRMEK
Валить, сгибать Neyi Rüzgar bütün ağaçları
(что-в.п.) devirmişti.
Опрокинуть Neyi Kedi bir sürahi sütü
(что-в.п.) devirdi.
Свергать, Neyi Ülke içindeki bazı
низлагать (что-в.п.) gruplar hükümeti
devirmek istiyorlardı.
Выпить залпом Neyi Çocuk bir dikişte bir
(что-в.п.) litre suyu devirdi.
Заканчивать Nsz. Her hafta bir kitap
(разг.) deviriyor.
201 DEVRİLMEK
Повалиться, Ne (что) Bütün ağaçlar
рухнуть devrilmişti.
Опрокинуться Ne (что) Kedinin çarpmasıyla
sürahi devrildi.
Быть свергнутым Ne (что) Kısa bir süre sonra bu
hükümette devrildi.
202 DİKELMEK
Торчать, стоять Nerede Niye orada
неподвижно (где) dikeliyorsun, içeri gel.
Стоять Nerede Adam bir saattir
неподвижно, (где) durağın önünde
торчать dikeliyordu.
203 DİKKAT ETMEK
Обращать Neye Burada bazı konulara
внимание (чему) dikkat etmek
gerekiyor.
55
Быть Kime Şu adama dikkat et, ne
внимательным, (кому) yapacağı belli olmaz.
осторожным
Заметить Nsz. Ben dikkat ettim, her
akşam geç geliyor.
204 DİKMEK
Сажать Ne (что) Bu sene bahçeye
sadece çiçek diktim.
Шить Neyi Gömleğimin yakası
(что-в.п.) sökülmüş diker misin?
Ne (что) İstersen sana bir takım
elbise dikeyim?
Строить, ставить Ne (что) Sen buraya bir direk
dik.
Ne (что) Şimdi iki ayda bir
apartman dikiyorlar.
205 DİLEMEK
Желать Ne (что) İmtihanda hepinize
başarılar dilerim.
206 DİLENMEK
Просить Nsz. Yaşlı kadın dilenmek
милостыню, zorunda kalmıştı.
побираться
Выпрашивать, Kimden- Kimseyi dinlemiyor
клянчить Ne sonra da bizden
(от кого- yardım dileniyor.
что)
207 DİLİMLEMEK
Резать на кусочки Neyi Ekmeği dilimleyelim
(что-в.п.) mi?
208 DİNLEMEK
Слушать Kimi Evet arkadaşlar, sizi
(кого-в.п.) dinliyorum.
56
Ne (что) Boş zamanlarımda
müzik dinliyorum.
Neyi Doktor kalbimi
(что-в.п.) dinledi, bir şeyim
yokmuş.
Слушаться Neyi Annenin ve babanın
(birinin sözünü ~) (что-в.п.) sözünü dinlemelisin!
209 DİNLENMEK
Отдыхать Nsz. Yarın biraz
dinlenecekmiş.
Nerede İki gün evde
(где) dinleneceğim.
210 DİNMEK
Прекращаться Nsz. Abisi öldükten sonra
dinmedi göz yaşı.
Прекратиться, Nsz. Şiddetli kar yağışı
утихать öğleden sonra dindi.
Прекратиться Nsz. Ne zaman dinecek bu
çocuğun sesi?
Проходить, Nsz. O gün başımın ağrısı
ослабляться bir türlü dinmedi.
211 DİRENMEK
Упираться, Nsz. İndirim yapmamak
упрямиться, için çok direndi.
настаивать на
своем
Nsz. Kapıdaki görevli bizi
Упираться, içeri almamak için
упрямиться, çok direndi.
настаивать на
своем
212 DİRETMEK
Упираться, Nsz. Okula gideceğim diye
упорствовать çok diretti.
57
Упираться, Nsz. Onu işe almam için
упорствовать çok diretti.
213 DİZİLMEK
Выстраиваться в Nsz. Askerler sıraya
ряд, строиться dizildi.
Быть нанизанным Nsz. Bütün boncuklar ipe
dizilmişti.
214 DİZMEK
Нанизывать Neyi- Boncukları bu ipe
Nereye dizeceksin.
(что-в.п.-
куда)
Ставить, Neyi- Kitapları şu rafa
оасполагать в ряд Nereye dizelim.
(что-в.п.-
куда)
215 DOĞMAK
Рождаться Nsz. Ben bin dokuz yüz
ellide doğdum.
Вставать (солнце) Nsz. Sabah saat altıda
güneş doğuyor.
216 DOĞRAMAK
Разрезать Neyi Sen domatesleri
(что-в.п.) doğra.
Разрубить Kimi Filmde adam insanları
(кого-в.п.) doğruyordu.
217 DOĞRULMAK
Выпрямляться Nsz. Bu çivi bir daha
doğrulmaz.
Подниматься, Nsz. Adam bizi görünce
вставать doğruldu, ceketini
ilikledi.
58
218 DOĞRULTMAK
Выпрямить Neyi Sen şu çivileri doğrult.
(что-в.п.)
Направить Neyi Adam birden silahı
(что-в.п.) bana doğrulttu.
219 DOKUMAK
Ткать Ne (что) Bu köyün kızları çok
iyi halı dokuyorlar.
220 DOKUNDURMAK
Понуд. от Neyi Sakın! elini hiçbir
дотрагиваться (что-в.п.) şeye dokundurma.
Уколоть (словом) Nsz Nusret, laf
dokundurmayı çok
sever.
221 DOKUNMAK
Трогать, Neye Lütfen tablolara
прикасаться (чему) dokunmayın!
Kime Tanju’ya bir
(кому) dokundum, hemen
düştü.
Задевать (честь) Neye Ne oldu, gururuna mı
(чему) dokundu?
Вредить Nsz. Balık bana
dokunuyor.
Делать Nsz. Zamanında bana onun
(добро, зло) çok iyiliği dokundu.
Быть сотканным Nsz. Bu halı İstanbul’da
dokunmuş.
222 DOLANDIRMAK
Обманывать Kimi Bu adam herkesi
(кого-в.п.) dolandırıyor.
223 DOLANMAK
Обвиваться Nereye Bahçedeki sarmaşık
(куда) duvara dolanmıştı.
59
Кружить, бродить Nerede Akşama kadar evin
вокруг (где) etrafında dolandı.
Обматываться, Nsz. Karanlıkta ayağıma
обвиваться bir şeyler dolandı.
Путаться под Nsz. Çocuklar ayağımızın
ногами altında dolanıyorlar.
Распространяться Nsz. Sonra bu hikaye
dillerde dolanmaya
başlamış.
224 DOLAŞMAK
Гулять Nerede Dün biraz parkta
(где) dolaştık.
Kiminle Arkadaşlarla biraz
(с кем) dolaşabilir miyiz?
Кататься Neyle İstersen bugün de
(с чем) sandalla dolaşalım.
Путаться Nsz. Bu ipler birbirine
(birbirine ~) dolaşmış.
Бродить (искать) Nsz. Orayı bulmak için çok
dolaştık.
Течь (по чему-то) Nerede Kan damarlarımızda
(где) dolaşır.
225 DOLAŞTIRMAK
Водить, возить Kimi Taksici bizi boş yere
(кого-в.п.) tam iki saat dolaştırdı.
Прогулять, Kime-Neyi Halit bana şehri
показать (город) (кому- dolaştırdı.
что-в.п.)
Выгуливать Neyi Sabahları köpeğimi
(что-в.п.) dolaştırıyorum.
Запутывать Neyi Bizim küçük oğlan
(что-в.п.) bütün ipi dolaştırmış.
60
226 DOLDURMAK
Заполнять Neyi Mutfaktaki bütün
(что-в.п.) bidonları doldurdum.
Neyi Lütfen bu anketi
(что-в.п.) doldurun!
Исполняться Neyi Fatih şubatta altısını
(сколько-то лет) (что-в.п.) dolduruyor.
Заряжать Neyi Adam silahını
(что-в.п.) doldurdu ve
beklemeye başladı.
227 DOLMAK
Заполняться Nsz. Bütün bidonlar doldu.
Наполняться Nereye Bütün su odaya doldu.
(куда)
Истекать Nsz. Sayın yarışmacılar
(о времени) süreniz doldu.
228 DONATMAK
Украшать, Neyi- Odayı çiçeklerle
декорировать Neyle donatmış.
(что-в.п.-
с чем)
Сервировать Neyi- Masayı en güzel
Neyle yemeklerle
(что-в.п.- donatmıştı.
с чем)
Украшать Neyi- Bütün şehri
Neyle bayraklarla donattılar.
(что-в.п.-
с чем)
229 DONDURMAK
Заморозить Neyi Bu yılki soğuk bütün
(что-в.п.) ağaçları dondurdu.
Заставлять Kimi Bu soğuk insanı
мерзнуть (кого-в.п.) donduruyor.
61
Заморозить Neyi Adamın bütün banka
(перен.) (что-в.п.) hesaplarını
dondurmuşlar.
230 DONMAK
Замерзать Nsz. Yaşlı adam soğuktan
donmuştu.
Nsz. Bu soğukta bütün
meyveler donar.
231 DOYMAK
Наедаться Nsz. Teşekkür ederim, ben
doydum.
(не) Уставать Neye Galiba bu çocuk
(чему) hiçbir zaman oyuna
doymayacak.
232 DOYURMAK
Кормить Kimi Bebeği biraz önce
(кого-в.п.) doyurdum.
Neyi Köpek yavrularını
(что-в.п.) sırayla doyuruyordu.
233 DÖKMEK
Разлить, пролить, Neyi Bu suyu sen mi
налить (что-в.п.) döktün?
Nereye Bir bardak suyu yere
(куда) döktü.
Вылить, Nereye Tabakta kalanları çöpe
выбрасывать (куда) dök.
Сбрасывать Neyi Sonbaharda ağaçlar
(что-в.п.) yapraklarını dökerler.
Обливать, Nereye Çocuk yemeği üzerine
пачкать (куда) döktü.
Заливать Nereye Buraya beton
(куда) dökmeliyiz.
62
234 DÖKÜLMEK
Разлиться Nereye Birden su yere
(куда) döküldü..
Падать Nsz. Sonbaharda ağaçların
(о листьях) yaprakları dökülür.
Впадать Nereye Volga nehri
(куда) Karadeniz’e mi
dökülüyor?
235 DÖNDÜRMEK
Вращать, вертеть Neyi Bu mekanizma da
(что-в.п.) çarkları döndürüyor.
Заставить Kimi Telefon etti beni de
вернуться, (кого-в.п.) yarı yoldan döndürdü.
возвращать
Возвращать Kimi Küçük kızı kapıdan
(кого-в.п.) boş döndürmek
istemiyordu.
236 DÖNMEK
Вертеться Nsz. Dünya dönüyor.
Повернуться Kime Öğretmen bana döndü
(кому) ve: “Sen git” dedi.
Возвращаться Nereye Saat dörtte eve döndü.
(куда)
Nereye İşten eve dönerken
(куда) onu gördüm.
Вернуться Nereden Tatilden dönerken
(откуда) kaza yapmışlar.
Nereye Yarın eve dönüyorlar.
(куда)
Повернуться Neyi Bana sırtını dönmüştü.
(что-в.п.)
Повернуть Nereye Araba birden sağa
(куда) dönüp kayboldu.
63
Превратиться Neye Burası hababam
(чему) sınıfına dönmüştü.
237 DÖNÜŞMEK
Меняться, Neye Narın yeşil rengi
принимать (чему) zamanla kırmızıya
другой вид dönüşüyor.
Превращаться Neye Dev, istediği an bir
(чему) fareye
dönüşebiliyordu.
238 DÖŞEMEK
Стлать, застилать Nereye-Ne Yerlere halı döşedik.
(куда-что)
Облицовывать Nereye Duvara fayans
(куда) döşedik.
Обставить Neyi Yeni daireyi baştan
(мебелью) (что-в.п.) sona döşedik.
239 DÖVMEK
Бить Kimi Dün bazı çocuklar
(кого-в.п.) kardeşimi dövmüşler.
Ударяться о берег Neyi Dalgalar kıyıyı
(что-в.п.) dövüyorlardı.
Ковать Ne (что) Demirciler demir
dövüyor.
240 DÖVÜŞMEK
Драться Kiminle Dün İbrahim’le
(с кем) dövüştük.
241 DUA ETMEK
Молиться Kime Bize verdiği her şey
(кому) için tanrımıza dua
etmeliyiz.
Молиться Nsz. Bu işimin olması için
her gün dua ediyorum.
64
Молиться (в знак Kime Zavallı kadın,
благодарности) (кому) yardımlarımızdan
dolayı bize çok dua
etti.
242 DURAKLAMAK
Приостанав- Nsz. Bu ara işlerimiz
ливаться durakladı.
Nsz. Adam beni görünce
önce biraz durakladı.
243 DURDURMAK
Останавливать Ne (что)Biz de hemen bir taksi
durdurduk.
Останавливать, Kimi Dün yine beni trafik
задержать (кого-в.п.) polisi durdurdu.
Прерывать, Neyi Amerika uzay
прекращать (что-в.п.) çalışmalarını
durdurdu.
244 DURGUNLAŞMAK
Успокаиваться, Nsz. Dalgalar kesildi, göl
становиться durgunlaştı.
неподвижным,
утихать
Успокаиваться, Nsz. Jale, o olaydan sonra
становиться çok durgunlaştı.
вялым,
задумчивым
245 DURMAK
Останавливаться Nsz. Adam birden durdu ve
bana çok sert baktı.
Nsz. Araba tam önümde
durdu.
Nerede Orada birkaç gün
(где) durduktan sonra geri
döndü.
65
Вставать Nsz. İkinci motor da durdu.
Стоять Nerede Ayakta durma, şöyle
(где) geç!
Стоять (о делах) Nsz. Daha bütün işlerimiz
duruyor, yarına
bitirmeliyiz.
Nsz. A-Sen yeşil arabayı
sattın mı? B-Yok,
duruyor.
Прекращаться, Nsz. Dün gece yağmur hiç
переставать durmadı.
246 DURULAMAK
Ополаскивать Neyi Bulaşıkları
(что-в.п.) sabunladıktan sonra
durularsın.
247 DUYGULANMAK
Быть тронутым Nsz. Öğretmen, bu olay
karşısında çok
duygulandı.
248 DUYMAK
Услышать Neyi Biraz önceki
(что-в.п.) gürültüyü duydun mu?
Слышать Kimi Ben seni hiç
(кого-в.п.) duymuyorum.
249 DUYULMAK
Слышаться, быть Nsz. Bu haber duyulursa
услышанным çok kötü olur.
Слышаться, быть Nsz. Yan odadan bütün
услышанным konuştuklarınız
duyuluyordu.
250 DUYURMAK
Сообщать, Neyi-Kime Bu haberi bütün
распространять (что-в.п.- öğrencilere
кому) duyurmamız lazım.
66
Сообщать Neyi Sınav tarihini
(что-в.п.) duyurmak gerekiyor.
251 DÜĞMELEMEK
Застегивать на Neyi Çocuk gömleğin
пуговицы (что-в.п.) kolunu
düğmeleyemiyordu.
252 DÜĞÜMLEMEK
Завязывать узлом Neyi Bağladıktan sonra
(что-в.п.) ipleri çok sıkı
düğümlemişler
253 DÜŞLEMEK
Neyi Ben de onunla
Мечтать, грезить (что-в.п.) tanışacağım günü
düşlüyorum.
254 DÜŞMEK
Упасть Nereye Adam ikinci kattan
(куда) yere düştü.
Nereden Ağaçtan düştüm.
(откуда)
Nsz. Futbol oynarken
düşmüş.
Nerede Bahçede düşmüş.
(где)
Быть Kime Bunu söylemek bana
вынужденным (кому) düştü.
что-то делать
Предчувствовать Ne (что) Birden içime bir
(korku ~) korku düştü.
Излишне Neye Siz bu çocuğun üstüne
заботиться (чему) fazla düşüyorsunuz.
Быть в Kime Orada bana sadece
безвыходном (кому) susmak düştü.
положении
67
Доставаться Kime Mirastan bana sadece
(кому) iki daire düştü.
Упасть (о курсе) Nsz. Dün dolar yine düştü.
Распадаться Nsz. Bu hükümet de
(правительство) yakında düşer.
Упасть Nsz. İçerideki ısı gittikçe
düşüyor.
255 DÜŞÜNMEK
Думать Neyi Yarın kitap okumayı
(что-в.п.) düşünüyorum.
Kimi Şu anda annemi
(кого-в.п.) düşünüyorum.
256 DÜŞÜRMEK
Уронить Nereye Bütün kitapları yere
(куда) düşürdü.
Kimi Abim, ben küçükken
(кого-в.п.) beni elinden yere
düşürmüş.
257 DÜZELMEK
Быть Nsz. Tamirattan sonra
приведенным в yollar biraz düzeldi.
порядок,
улучшиться
Наладиться, Nsz. Ne zaman bu işler
поправиться düzelecek?
Улучшиться, Nsz. Artık havalar da
наладиться düzeldi.
Улучшиться, Nsz. Hastanın sağlığı
наладиться, düzelmeye başladı.
поправиться
258 DÜZELTMEK
Поправлять, Neyi Adam kırışmış
убирать (что-в.п.) pantolonunu düzeltti.
68
Neyi Ben yatağımı
(что-в.п.) düzelttim.
Прибраться Neyi Çocuklar odanızı biraz
(что-в.п.) düzeltin!
Исправить Neyi Ben sonra yanlışları
(что-в.п.) düzeltirim.
259 DÜZENLEMEK
Организовать Ne (что) Çok güzel bir parti
düzenledik.
Переставить, Neyi Bu odayı yeniden
обустроить (что-в.п.) düzenlememiz lazım.
260 EĞİLMEK
Наклониться, Nsz. Bahçenin demir
склониться korkulukları eğilmiş.
Наклониться Nsz. Çocuk eğilip yerden
parayı aldı.
Обратиться, Neye Sizin bu konulara
уделять внимание (чему) eğilmeniz lazım.
261 EĞİTMEK
Обучать Kimi İnsanları eğitmek çok
(кого-в.п.) kutsal bir görevdir.
Дрессировать Neyi Hayvanları eğitmek
(что-в.п.) çok zor.
262 EĞLENDİRMEK
Развлекать, Kimi Palyanço çocukları
веселить (кого-в.п.) çok güzel
eğlendiriyordu.
263 EĞLENMEK
Развлекаться, Nerede Dün piknikte çok
хорошо (весело) (где) eğlendik.
проводить время Kiminle Dün arkadaşlarla iyi
(с кем) eğlendik.
69
264 EĞMEK
Наклонить Neyi Bizi görünce başını
(что-в.п.) önüne eğdi.
Согнуть Neyi Çocuk bütün çatalları
(что-в.п.) eğmiş.
265 EKLEMEK
Добавлять Nereye-Ne Eve yeni bir oda daha
(куда-что) ekledik.
Наращить, Nereye-Ne Bunun ucuna küçük
надставлять, (куда-что) bir parça ekleyelim.
присоединять
Добавлять Nereye-Ne Salataya biraz daha
(куда-что) soğan ekleyelim.
266 EKMEK
Сеять Nereye-Ne Bu yıl tarlaya mısır
(куда-что) ekeceğiz.
Посыпать (солью) Nereye-Ne Salataya biraz daha
(куда-что) tuz ekin.
Обманывать, Kimi Murat dün yine beni
избавляться (кого-в.п.) ekti.
267 EKSİLMEK
Уменьшаться, Nsz. Bir baktım,
убывать çekmecedeki para
eksilmiş.
Уменьшаться, Nsz. Bu dünyanın derdi hiç
убывать eksilmez.
268 EKŞİMEK
Киснуть, Nsz. Dün yaptığımız ayran
становиться ekşimiş.
кислым
Киснуть, Nsz. Mahzendeki şıralar
становиться ekşimiş.
кислым
70
Прокиснуть Nsz. Dolaptaki bütün
yemekler ekşimiş.
Расстроиться (о Nsz. İki gündür midem
желудке) ekşiyor.
Не оставлять в Nsz. Bu adam da başımıza
покое ekşidi.
269 EL KOYMAK
Конфисковать Neye Bütün mal varlığına el
(чему) koymuşlar.
270 ELEMEK
Просеять Neyi Yeni unu bir daha
(что-в.п.) elemek lazım.
Отсеять, отбирать Kimi Mülakatta birçok
(кого-в.п.) kişiyi elediler.
Отбирать, Neyi- O takımı da kupadan
выбирать Nereden elediler.
(что-в.п.-
откуда)
271 ELENMEK
Быть Nsz. Ambardaki buğdaylar
разобранным, elendi.
выбранным
Быть Nereden Bazı takımlar
отобранным, (откуда) yarışmadan elendiler.
выбранным
Быть отсеянным Nsz. Ali de mülakatta
elenmiş.
272 ELEŞTİRMEK
Критиковать Kimi Sen her zaman herkesi
(кого-в.п.) eleştiriyorsun.
Neyi Sen de her filmi
(что-в.п.) eleştiriyorsun.
71
273 ELLEMEK
Касаться руками, Neyi Kitapları ellemeyin.
трогать (что-в.п.)
274 EMANET ETMEK
Вверять, Kime Bütün kitaplarımı
доверять, сдавать (кому) Bilâl’e emanet ettim.
на хранение
275 EMEKLEMEK
Ползать Nsz. Çocuk iki yaşında
olmasına rağmen
halen emekliyordu.
276 EMİN OLMAK
Быть уверенным Neyden Onun geleceğinden
(от чего) emin olmalıyız.
Neyden Korkma onu
(от чего) bulacağız, bundan
emin olabilirsin!
Доверять Kimden Serkan’dan emin
(от кого) olabilirsin.
277 EMRETMEK
Приказывать Kime Sen bana
(кому) emredemezsin.
278 ENDİŞELENMEK (ENDİŞE ETMEK)
Беспокоиться Neyden Senin geleceğinden
(от чего) endişeleniyorum.
Nsz. Ben senin için
endişeleniyorum.
Nsz. Ben zaten bu yüzden
endişeleniyorum.
279 ENGELLEMEK
Препятствовать Neyi Benim mesleğimde
(что-в.п.) ilerlememi Salih
engelledi.
72
280 ERİMEK
Растворяться, Nsz. Şeker, sıcak çayda
таять daha hızlı erir.
Плавиться Nsz. Altın da belli bir
ısıdan sonra erir.
Растаять (перен.) Neyden Kadın, oğlunun
(от чего) hasretinden erimişti.
Уменьшаться, Nsz. Bütün birikimimiz bir
таять (о деньгах) ayda eridi.
281 ERİŞMEK
Достигать Neye Herkes isteğine
(чему) erişmek ister.
Добираться Nereye Köye akşam üzeri
(куда) eriştik.
Достигать, Neye Hele o güne bir
добираться (чему) erişelim, o zaman
bakarız.
282 ERİTMEK
Понуд. от таять Neyi Güneş karları eritiyor.
(что-в.п.)
Плавить Neyi Demiri kızgın ateşte
(что-в.п.) eritiyorlar.
Топить Neyi Önce tereyağını
(что-в.п.) eritiyorsun.
Израсходовать Neyi Bütün mirası iki yılda
(что-в.п.) eritti.
283 ESKİMEK
Изнашиваться, Nsz. Üstündeki bütün
ветшать elbiseler eskimişti.
Устаревать Nsz. Artık bu şarkılar
eskidi.
284 ESKİTMEK
Изнашивать Neyi Yeni aldığımız
(что-в.п.) ayakkabıyı eskitmiş.
73
285 ESMEK
Дуть Nsz. Dün akşam çok
şiddetli rüzgar
esiyordu.
Взбрести в Nsz. Birden aklıma esti,
голову seni görmeye geldim.
286 ESNEMEK
Зевать Nsz. Adam ikide birde
esniyordu.
Растягиваться, Nsz. Bu ayakkabı zamanla
разнашиваться esner.
287 EŞLİK ETMEK
Сопровождать Kime Yarınki gezide bana
(кому) eşlik eder misin?
Аккомпанировать Kime Ünlü şarkıcıya büyük
(кому) bir orkestra eşlik etti.
288 EŞLEŞTİRMEK
Понуд. от Neyi Aşağıdaki kelimeleri
становиться (что-в.п.) eşleştiriniz.
одинаковым,
соединяться в
пару
289 ETKİLEMEK
Впечатлять, Kimi Onun konuşmaları
производить (кого-в.п.) beni çok etkiledi.
впечатление
Оказывать Kimi Ünlü yazar,
воздействие, (кого-в.п.) kendisinden sonraki
влиять birçok yazarı
etkilemiştir.
290 ETKİLENMEK
Оказываться под Kimden Ben de küçükken
воздействием, (от кого) öğretmenimden çok
влиянием etkilenmiştim.
74
Оказываться под Neyden Çocuklar bu tür
впечатлением (от чего) hareketlerden çok
çabuk etkilenirler.
291 EVLENDİRMEK
Выдавать замуж Kimi Geçen hafta Kezban’ı
(кого-в.п.) evlendirmişler.
Сочетать браком, Kimi- Ayla’yı Kadir’le
женить Kiminle evlendirdiler.
(кого-в.п.-
с кем)
292 EVLENMEK
Жениться, выйти Kiminle Hüseyin Gönül’le
замуж (с кем) evlendi.
293 EZBERLEMEK
Выучить, Neyi Ben sadece bu şiiri
вызубрить (что-в.п.) ezberledim.
294 EZİLMEK
Быть Nsz. Bütün domatesler
раздавленным ezilmişler.
Болеть Nsz. Midem eziliyor.
(от голода)
295 EZMEK
Задавить Kimi Araba genç kızı
(кого-в.п.) ezmişti.
Neyi Araba köpeği ezmiş.
(что-в.п.)
Раздавить Neyi Köpek bahçedeki
(что-в.п.) bütün domatesleri
ezmiş.
296 FAYDALANMAK
Воспользоваться Neyden Bu eski arabalardan
(от чего) faydalanabiliriz.
Использовать Kimden Bu çocuktan çok
(от кого) faydalanabiliriz.
75
297 FEDA ETMEK
Жертвовать Neyi Ben bütün varlığımı
(что-в.п.) onun için feda ettim.
Отдать жизнь, Neyi Ben senin için canımı
пожертвовать (что-в.п.) feda ederim.
собой
298 FENALAŞMAK
Ухудшаться Nsz. Durum hergün biraz
daha fenalaşıyor.
Nsz. Hasta birden fenalaştı.
299 FERAHLAMAK
Становиться Nsz. Koltukları çıkarınca
просторным, oda ferahladı.
свобождным
Становиться Nsz. Hasta, ameliyattan
легче sonra biraz ferahladı.
(о состоянии)
Стать легче Nsz. Maddi yönden biraz
ferahlayınca seyahate
çıkacağız.
Развеятся, Nsz. Açık havaya çıkınca
повеселеть biraz ferahladım.
300 FETHETMEK
Завоевывать Nereyi Fatih Sultan Mehmet
(что-в.п. о 1453’te İstanbul’u
месте) fethetti.
Покорять Neyi Ünlü şarkıcı son
(что-в.п.) kasetiyle bütün
gönülleri fethetti.
301 FIRÇALAMAK
Чистить Neyi Dişlerimi günde iki
(что-в.п.) defa fırçalıyorum.
Neyi Ayakkabılarını biraz
(что-в.п.) fırçalasana!
76
Ругать Kimi Dün babam beni biraz
(кого-в.п.) fırçaladı.
302 FIRLAMAK
Выбежать Nereye Çocuk birden arabanın
(куда) önüne fırladı.
Вылететь Nsz. Kalem elimden fırladı
(о предмете) ve cama çarptı.
Взлететь (о цене) Nsz. Yine fiyatlar fırladı.
303 FIRLATMAK
Метнуть, кинуть Kime Bu çocuk bana taş
(кому) fırlattı.
Швырнуть Nereye Birden elindekileri
(куда) yere fırlattı.
304 FISILDAMAK
Шептать Ne (что) Bana baktı sonra ona
birşeyler fısıldadı.
305 FISILDAŞMAK
Шептаться, Nsz. Kızlar, bana bakıp
шушукаться kendi aralarında
fısıldaşıyorlardı.
Kiminle Arif’le Ramazan bir
(с кем) şeyler fısıldaşıyorlar.
306 FIŞKIRMAK
Бить ключом Nsz. En son darbede
yerden petrol fışkırdı.
Бурно расти Nsz. Bu toprağa ne eksen
fışkırır.
307 GARANTİLEMEK
Обеспечивать Neyi Bu işe girmekle
(что-в.п.) geleceğini garantiledi.
Обеспечивать, Neyi Bizim görevimiz
гарантировать (что-в.п.) ülkenin güvenliğini
garantilemek.
77
308 GECELEMEK
Ночевать Nerede Dün amcamlarda
(где) geceledik.
309 GECİKMEK
Опаздывать Nsz. Bu otobüs her zaman
gecikiyor.
Nereye Yine işe geciktim.
(куда)
310 GEÇİNDİRMEK
Содержать, Nsz. Biz de aile
обеспечить geçindiriyoruz.
средствами к Nsz. Günümüzde ev
существованию geçindirmek çok zor.
311 GEÇİNMEK
Добыть средства Nsz. Yaşlı adam çok zor
к существованию geçiniyordu.
Ладить, Kiminle Haydar hiç kimseyle
уживаться (с кем) geçinemiyor.
Жить за чей-либо Kimden Adem devamlı benden
счет (от кого) geçiniyor.
Считать себя кем- Nsz. İlker de şarkıcı
то, выдавать себя geçiniyor.
за кого-то
312 GEÇ KALMAK
Опаздывать Nsz. Otobüs beş dakika geç
kaldı.
Nsz. Bu adam her zaman
geç kalıyor.
Nereye İşe geç kaldım.
(куда)
313 GEÇİRMEK
Вдевать Neye Önce ipliği iğneye
(чему) geçir.
78
Провожать Kimi Misafirleri geçirmek
(кого-в.п.) için dışarı çıktı.
Протянуть Nereden Kabloyu masanın
(откуда) altından geçirebiliriz.
Переносить Ne (что) Bundan iki yıl önce
(болезнь) büyük bir hastalık
geçirmiş.
Проводить Ne (что) Beraber çok güzel
vakit geçirdik.
Nerede Bu sene tatilimi
(где) İstanbul’da geçirmek
istiyorum.
314 GEÇMEK
Проходить Nerede Bütün zamanım
(где) okulda geçiyor.
Neyi Evet, bu konuyu
(что-в.п.) geçiyoruz.
Nsz. Saat beşi on geçe
geldi.
Nereye Çabuk hepiniz
(куда) yerinize geçin!
Nereden Volga nehri tam
(откуда) şehrin ortasından
geçiyor.
Nereden O sokaktan geçmek
(откуда) istemiyorum.
Nereden Hergün bu yoldan
(откуда) geçiyor.
Обогнать Kimi Arkamızdaki taksi bizi
(кого-в.п.) geçmek için çok
uğraştı.
Kimi Yarışmada Selma’yı
(кого-в.п.) geçtim.
79
Заразить, Kime Bu hastalık size de
перекинуться (кому) geçebilir.
Напекать Ne (что) Galiba başıma güneş
(güneş ~) geçti.
Перейти Neyi Bu sene de sınıfımı
(что-в.п.) geçtim.
Использовать Nsz. Artık madenî elli bin
liralar geçmiyor.
315 GELİŞMEK
Расти Nsz. Çocuk bu yaşlarda
çok hızlı gelişir.
Развиваться Nsz. 1950’den sonra ülke
hızla gelişmeye
başladı.
316 GELİŞTİRMEK
Развивать Neyi Bu tür faliyetler
(что-в.п.) insanın beynini
geliştiriyor.
Расширять, Neyi Ömer işini çok
развертывать (что-в.п.) geliştirmiş.
317 GELMEK
Приходить Nereye Yarın bize gelir
(куда) misin?
Nereden İşten geliyorum.
(откуда)
Приближаться Neye Saat üçe geliyor.
(о времени) (чему)
Попасть Kime Topa bir vurdum,
(кому) çocuğa geldi.
Neye Topa bir vurdum,
(чему) cama geldi.
(не) Получить Neyden Bu işten sana fayda
(пользу, вред) (от чего) gelmez.
80
Ехать Nereden Arkamızdan iki araba
(от чего) geliyor.
Привозиться Nereden Meyve, İstanbul’a
(откуда) Adana’dan gelir.
Быть (полезным) Nsz. Sabahları koşmak çok
iyi geliyor.
Течь (о крови) Nsz. Adamın ağzından kan
geliyordu.
Казаться Nsz. Bana, bu adam bizi
kandırıyormuş gibi
geliyor.
Приехать Neyle İstanbul’dan buraya
(с чем) trenle gelmiş.
318 GENELLEMEK
Обобщать Neyi Bu konuyu
(что-в.п.) genelleyemeyiz.
Neyi-Kime Bu konuyu herkese
(что-в.п.- genelleyemeyiz.
кому)
319 GENİŞLETMEK
Расширять Neyi Geçen yıl bütün
(что-в.п.) yolları genişlettiler.
Neyi Arkadaş çevremizi
(что-в.п.) genişletmeliyiz.
320 GERÇEKLEŞMEK
Сбываться, Nsz. ... ve adamın söylediği
осуществляться, herşey gerçekleşti.
притворяться в Nsz. En sonunda bu
жизнь isteğim de gerçekleşti.
321 GERÇEKLEŞTİRMEK
Притворять в Neyi Adam bütün
жизнь, (что-в.п.) düşüncelerini
осуществлять, gerçekleştirmiş.
81
реализовывать Neyi Bu projeyi
(что-в.п.) gerçekleştirmek için
çok para lazım.
322 GEREKMEK
Быть Nsz. Önce izin almanız
необходимым, gerekiyor.
надлежать
323 GETİRMEK
Приносить Ne (что) Bana bir bardak su
getirir misin?
Kime O yeşil kitabı yarın
(кому) bana getir.
Ne (что) Sence bu iş para
getirir mi?
324 GEZDİRMEK
Прогуливать Kimi Dün çocukları biraz
(кого-в.п.) gezdirdim.
Выводить гулять Neyi Sabahları köpeğimi
(что-в.п.) gezdiririm.
Показывать Kime Sonra da bana
(кому) fabrikayı gezdirdiler.
Копаться Neyi- Önce elini üst
Nerede çekmecede gezdirdi.
(что-в.п.-
где)
Поливать, Neye Salataya biraz daha
заправлять (чему) yağ gezdir.
Содержать Kimi Sultan, çocuklarını
(кого-в.п.) çok temiz gezdirir.
325 GEZMEK
Гулять Nerede Dün biraz sahilde
(куда) gezdik.
Kiminle Dün arkadaşlarla
(с кем) gezdik.
82
Осматривать Nereyi Bu sene İstanbul’u
(о месте) (что-в.п. о gezdik.
месте)
Находиться, Ne (что) Bu kitaplar burada ne
делать geziyor?
Ходить (с чем-то) Neyle Hâlen o eski
(с чем) ayakkabılarla geziyor.
326 GICIRDAMAK
Скипеть, Nsz. Salonun kapısı çok
скрежетать gıcırdıyor.
327 GIDIKLAMAK
Щекотать Kimi Abim her zaman beni
(кого-в.п.) gıdıklıyor.
328 GIDIKLANMAK
Боятся щекотки Nsz. Benim babam çok
gıdıklanıyor.
329 GIPTA ETMEK
Завидовать Kime Ben her zaman
(кому) Hüseyin’e gıpta
etmişimdir.
330 GİDERMEK
Устранять Neyi Bazı pürüzleri
(что-в.п.) gidermemiz lazım.
Утолять (о голоде Neyi Açlığımızı biraz
и жажде) (что-в.п.) giderdik.
331 GİRMEK
Заходить Nereye Saat üçte öğretmen
(куда) sınıfa girdi.
Пробираться Nereden Hırsız eve camdan
(откуда) girmiş.
Заносить Nereye Notları henüz
(куда) bilgisayara girmedim.
Пролезать Nsz. Bu kazağın boğazı
dar, kafam girmiyor.
83
Приступить Neye Ben hemen konuya
(к теме) (чему) girmek istiyorum.
Войти (о войсках) Nereye Bin dokuz yüz kırk
(куда) dörtte Ruslar Berlin’e
girdiler.
Исполняться Neye Oğlum yarın yedi
(о возрасте) (чему) yaşına giriyor.
Поступать Nereye Tıp fakültesine girmek
(куда) istiyorum.
Прихватить Ne (что) Birden mideme bir
(о боли) ağrı girdi.
Вмешаться Neye Sonra biz de kavgaya
(в драку) (чему) girdik.
332 GİTMEK
Уходить Nereye Kemâl eve gitti.
(куда)
Покинуть, Nereden İki ay önce buradan
уходить (откуда) gitti.
Идти Nsz. İşler nasıl gidiyor.
Nsz. Bu yemeğe üç kilo et
gitti.
Nerede Küçük kız yolda
(где) gidiyordu.
Вести (о дороге) Nereye Bu yol İstanbul’a
(куда) gider.
Подходить Neye Bu kravat bu gömleğe
(чему) gitmemiş.
Хватать Nsz. Bu para bize iki ay
gider.
333 GİYDİRMEK
Одевать Kimi İlk önce çocuğu
(кого-в.п.) giydirdi.
84
Заставить надеть Kime-Neyi Çocuğa montunu
(кому- giydirdi.
что-в.п.)
334 GİYİNMEK
Одеваться Nsz. Çabuk giyin, hemen
çıkıyoruz!
Nereden Her zaman bu
(откуда) dükkândan giyinirim.
335 GİYMEK
Одевать Neyi İstersen montunu giy!
(что-в.п.)
Ne (что) Hergün takım elbise
giyer.
336 GİZLEMEK
Прятать Nereye Bu parayı iyi bir yere
( куда) gizlemelisin.
Скрывать Ne (что) Galiba sen birşeyler
gizliyorsun!
Kimden Bunu bizden
(от кого) gizlemene gerek yok.
337 GÖÇ ETMEK
Переезжать Nsz. Bu olaydan sonra göç
etmişler.
Иммигрировать, Nereye İlk önce Almanya’ya
переселяться (куда) göç etmişler.
Nereden- Almanya’dan da
Nereye Türkiye’ye göç
(откуда- etmişler.
куда)
Летать Nereye Leylekler sonbaharda
(куда) sıcak yerlere göç
ederler.
85
338 GÖMMEK
Хоронить Kimi- Ünlü yazarı buraya
Nereye gömdüler.
(кого-в.п.-
куда)
Прятать в земле Neyi- Devekuşu da bazen
Nereye başını toprağa
(что-в.п.- gömüyor.
куда)
Зарывать, Nereye-Ne Zamanında buraya
закапывать в (куда-что) büyük bir hazine
землю gömmüşler.
339 GÖNDERMEK
Отправить Kime Ben onu sana
(послать) (кому) gönderdim.
Nereye Ben Ayten’i markete
(куда) gönderdim.
Ne (что) Sana İstanbul’dan
güzel bir tablo
gönderirim.
340 GÖREVLENDİRMEK
Поручать, Kimi Bu iş için en iyi
уполномочивать (кого-в.п.) adamımızı
görevlendirdik.
341 GÖRMEK
Видеть Kimi Ben dün Tamer’i
(кого-в.п.) gördüm.
Neyi Bu filmi daha önce
(что-в.п.) görmüştüm.
Ne (что) Dün çok güzel bir
rüya gördüm.
342 GÖRÜNMEK
Быть видным Nsz. Ama yine de alttaki
renk görünüyor.
86
Показываться Nerede Uzakta bir ev
(где) göründü.
Выглядеть Nsz. Bugün çok halsiz
görünüyorsun.
Казаться Nereden Uçaktan arabalar
(откуда) oyuncak gibi
görünüyor.
Показываться Kime İlk bakışta bana çok
(кому) güzel göründü.
Kime Sen çocuklara bir
(кому) görünsen iyi olur.
343 GÖRÜŞMEK
Видеться Kiminle Dün eski
(встречаться), (с кем) arkadaşlarımla
увидеться görüştüm.
Nsz. Tamam o zaman,
yarın görüşürüz.
344 GÖRÜŞÜLMEK
Быть предметом Nsz. Bu konu gelecek
беседы toplantıda bir daha
görüşülecek.
345 GÖSTERMEK
Показать Kime Şimdi git,
(кому) arkadaşlarına göster!
Neyi Yarın sana yeni
(что-в.п.) arabamı gösteririm.
Kimi Yarın sana o güzel
(кого-в.п.) kızı göstereceğim.
Говорить о том Neyi Bu, senin yalan
… (что-в.п.) söylediğini gösteriyor.
Выглядеть Nsz. Siz yirmi beş yaşında
gösteriyorsunuz.
87
346 GÖTÜRMEK
Отводить Nereye Dün çocukları
(куда) hayvanat bahçesine
götürdüm.
Kime Yarın Cemâl’i doktora
(кому) götüreceğim.
Относить Ne (что) Yarın hastaya yemek
götürmemiz lâzım.
347 GÖZETLEMEK
Следить, Kimi Galiba birileri bizi
шпионить (кого-в.п.) gözetliyor.
348 GÖZLEMEK
Наблюдать, Kimi Çocuğu gözle, sakın
смотреть (кого-в.п.) düşmesin!
Ждать Nsz. Bu adam sadece fırsat
gözlüyor.
Всматриваться, Kimi Bundan sonra biz de
обводить (кого-в.п.) onu gözlemeye
взглядом başladık.
349 GRUPLANDIRMAK
Группировать, Kimi Öğrencileri
делить на группы (кого-в.п.) gruplandırmamız
lazım.
Neyi Oyuncakları da
(что-в.п.) fiyatlarına göre
gruplandırın.
350 GURUR DUYMAK
Гордиться Kiminle Babam benimle gurur
(с кем) duyuyor.
Neyle Mustafa her zaman bu
(с чем) özelliği ile gurur
duyuyor.
88
351 GÜCENDİRMEK
Обижать, Kimi O gün beni çok
расстраивать (кого-в.п.) gücendirdi.
352 GÜÇLENDİRMEK (KUVVETLENDİRMEK)
Укреплять Neyi Ülkeyi bu alanda
(что-в.п.) güçlendirmeliyiz.
Делать сильным Kimi Öğrencilerimizi
(кого-в.п.) matematik de
güçlendirmeliyiz.
353 GÜLDÜRMEK
Смешить, Kimi Levent her zaman bizi
забавлять (кого-в.п.) güldürüyor.
354 GÜLMEK
Улыбаться Nsz. Sen çok gülüyorsun.
(смеяться) Neye Hepimiz bu olaya çok
(чему) güldük.
Смеяться Kime Herkes Murat’a çok
(кому) güldü.
355 GÜNEŞLENMEK
Загорать Nsz. Dün plajda çok iyi
güneşlendik.
356 GÜREŞMEK
Бороться, Nsz. Erhan çok iyi
состязаться güreşiyor.
Kiminle Yarın Erol’la Serkan
(с кем) güreşecek.
357 GÜVENMEK
Доверять Kime Ben her zaman sana
(кому) güveniyorum.
358 HABER VERMEK
Сообщать Kime Bana da Tarık haber
(кому) verdi.
89
359 HABERDAR ETMEK
Известить Kimi Sonra sonuçtan beni
(кого-в.п.) de haberdar eder.
360 HABERLEŞMEK
Сообщать друг Nsz. Arasıra ara beni,
другу о чем-либо haberleşelim.
Kiminle Biz Burak’la
(с кем) çoktandır
haberleşemiyoruz.
361 HAKARET ETMEK
Оскорблять, Kime Bana çok hakaret etti.
унижать (кому)
362 HAK ETMEK
Заслужить Neyi Seyfi bu hediyeyi
(что-в.п.) çoktan hak etti.
363 HALLETMEK
Решить, принять Neyi Lütfen bu meseleyi en
меры (что-в.п.) kısa zamanda hallet.
364 HALLOLMAK
Быть Nsz. O mesele çoktan
разрешенным, halloldu.
улаженным
(о вопросе,
проблеме)
365 HAPSETMEK
Арестовывать, Kimi Daha sonra adamı
сажать под арест (кого-в.п.) hapsettiler.
Запирать, Nereye Adamı evin
держать под (куда) bodrumuna
замком hapsettiler.
366 HARCAMAK
Тратить Ne (что) Bu arabaya çok para
harcadım.
90
Вложить Ne (что) Babam benim için çok
emek harcadı.
367 HAREKET ETMEK
Отправляться Nereye Tren biraz sonra
(куда) istanbul’a hareket
edecek.
Nereden Otobüs Ankaradan
(откуда) saat 5’te hareket
etmiş.
Двигаться Nsz. Biraz hareket et, hep
böyle yerinde oturma.
Вести себя Nsz. Bu çocuk her zaman
kafasına göre hereket
ediyor.
368 HASTALANMAK
Заболеть Nsz. Geçen hafta da Filiz
hastalanmış.
369 HAŞLAMAK
Варить Neyi Önce patatesleri haşla.
(что-в.п.)
370 HATIRLAMAK
Вспоминать Kimi Dün eski
(кого-в.п.) arkadaşlarımı
hatırladım.
Neyi Şimdi o eski günleri
(что-в.п.) hatırlıyorum.
371 HATIRLATMAK
Напоминать Kime Yarın bana hatırlatın.
(кому)
Neyi Yarın bana bunu da
(что-в.п.) hatırlatın.
372 HAVALANDIRMAK
Освежать, Neyi Bu odayı biraz
проветривать (что-в.п.) havalandırın.
91
373 HAYRET ETMEK
Удивляться, Nsz. Misafirlerin hepsi
изумлятся, hayret etti.
поражаться Neye Bu olaya herkes
(чему) hayret etti.
374 HAZIRLAMAK
Готовить Nereye Öğretmenimiz bizi
(куда) üniversiteye
hazırlıyor.
Neyi Arkadaşlar gezi
(что-в.п.) paralarını hazırlayın.
Neyi Akşam yemeğini
(что-в.п.) hazırladın mı?
Подготовить, Ne (что) Misafirlere çok güzel
приготовить bir program
hazırladık.
375 HEDİYE ETMEK
Дарить Ne Babam gömlek hediye
etti.
Kime Babam bana hediye
(кому) etti.
376 HESAPLAMAK
Подсчитать Neyi Tamirat için kaç para
(что-в.п.) gideceğini
hesaplamalıyız.
377 HESAPLAŞMAK
Рассчитываться Kiminle Biz Kemal’le
друг с другом (с кем) hesaplaştık. Kimsenin
kimseye borcu yok.
Kiminle Bir gün onunla da
(с кем) hesaplaşacağız. Çok
saygısızca davranıyor.
92
378 HEYECANLANDIRMAK
Волновать Kimi Bu haber beni de çok
(кого-в.п.) heyecanlandırdı.
379 HEYECANLANMAK
Волноваться Nsz. Dün çok
heyecanlandım.
Nerede Dün imtihanda çok
(где) heyecanlandım.
380 HIÇKIRMAK
Икать Nsz. Çocuk yemekten
sonra hıçkırmaya
başladı.
381 HIRPALAMAK
Трепать кого-то Kimi O akşam serseriler
(кого-в.п.) beni çok hırpaladılar.
382 HIZLANDIRMAK
Ускорять Neyi Tempoyu biraz
(что-в.п.) hızlandırmalıyız.
383 HIZLANMAK
Набирать Nsz. Otobüs birden
скорость hızlandı.
Усиливаться Nsz. Öğleden sonra yağmur
hızlandı.
384 HİDDETLENMEK
Рассердиться, Nsz O konu açılınca
прийти в ярость hemen hiddetlendi.
Kime O akşam bana çok
(кому) hiddetlendi.
385 HİSSETMEK
Чувствовать Neyi Peki şimdi elimi
(что-в.п.) hissediyor musun?
Nsz. Kendimi çok kötü
hissediyorum.
93
386 HİSSETTİRMEK
Понуд. от Neyi-Kime Kavga ettiğini bize
чувствовать, (что-в.п.- hissettirmemeye
ощущать кому) çalışıyordu.
387 HİTAP ETMEK
Обращаться Kime Adam bana “abi” diye
(кому) hitap ediyordu.
388 HİZMET ETMEK
Оказывать услуги Kime Fabrikamız yirmi
(кому) yıldır halkımıza
hizmet etmekte.
389 HORLAMAK
Храпеть Nsz. Babam her zaman
horluyor.
390 HOŞLANMAK
Нравиться Kimden Bu öğrencilerden çok
(от кого) hoşlandım.
Neyden Ben sadece resimli
(от чего) kitaplardan
hoşlanırım.
391 HÜCUM ETMEK
Атаковать Nsz. Askerler son bir kez
daha hücum ettiler
Штурмовать Nereye Kaleye ikinci defa
(куда) hücum ediyorlardı.
Нападать, Kime Birden dört kişi
набрасываться (кому) üstüme hücum ettiler.
392 HÜRMET ETMEK
Чтить, почитать, Kime Büyüklerimize hürmet
уважать (кому) etmeliyiz.
393 HÜZÜNLENMEK
Грустить, Nsz. Çocuk bu haberi
печалиться duyunca birden
hüzünlendi.
94
394 ILIŞTIRMAK
Разбавлять Nsz. Su çok soğuk, biraz
теплой водой ılıştırın.
395 ISINMAK
Греться, Nsz. Kalorifere yaklaş,
согреться biraz ısınırsın.
Разогреться Nsz. Bu çorba ısınmış.
396 ISIRMAK
Кусать Kimi Birden köpek beni
(кого-в.п.) ısırdı.
Neyi Köpek bacağımı
(что-в.п.) ısırdı.
Откусить Neyden Senin ekmeğinden
(от чего) biraz ısırabilir miyim?
397 ISITMAK
Греть, согреть Neyi Ellerini kaloriferde
(что-в.п.) ısıtabilirsin.
Разогреть Neyi Çorbayı biraz
(что-в.п.) ısıtmalıyız.
398 ISLATMAK
Намочить Neyi Yer ıslakmış,
(что-в.п.) çoraplarımı ıslattım.
Промочить, Kimi Yağmur bizi iyice
намочить (кого-в.п.) ıslattı.
399 ISMARLAMAK
Заказать Ne Çin’deki amcama bir
(что) kitap ısmarladım.
Kime Ben de arkadaşlarıma
(кому) ısmarladım.
400 ISRAR ETMEK
Настаивать Nsz. Kız, kendisini işe
almam için çok ısrar
etti.
95
Упорствовать Neyde Bu konuda çok ısrar
(у чего) etti.
Настаивать Kime Beraber çalışmamız
(кому) için bana da çok ısrar
etti.
401 IŞIKLANDIRMAK
Освещать Neyi Yeni futbol sahasını
(что-в.п.) ışıklandırmadılar.
402 İCAT ETMEK
Изобретать Neyi Elektriği Edison icat
(что-в.п.) etti.
403 İÇERMEK
Включать Nsz. Bu ilaç zararlı
(в состав) maddeler içeriyor.
404 İÇİRMEK
Понуд. от пить Kime-Ne Kadın, çocuğa
(кому- devamlı meyve suyu
что) içiriyordu.
405 İÇMEK
Пить Ne (что) Biraz su iç, kendine
gelirsin!
Курить (sigara ~) Ne (что) Bu kadar çok sigara
içmemelisin.
Выпивать Ne (что) Bu adam her akşam
(içki ~) içki içer.
406 İDAM ETMEK
Казнить Kimi 1925’te onu idam
(кого-в.п.) ettiler.
407 İDDİA ETMEK
Утверждать, Neyi Adam beş litre süt
настаивать (что-в.п.) içebileceğini iddia
ediyordu.
Neyi Betül, parayı onun
(что-в.п.) çaldığını iddia ediyor.
96
408 İDDİALAŞMAK
Спорить Kiminle Süleyman devamlı
(с кем) benimle iddialaşıyor.
409 İFLAS ETMEK
Обанкротиться, Nsz. Mustafa son işinde de
разориться iflas etmiş.
410 İHANET ETMEK
Изменять Kime En yakın
(кому) arkadaşlarına ihanet
etmiş.
Предавать Neye Vatanına ihanet etmiş.
(чему)
411 İHBAR ETMEK
Уведомлять, Kime Gelir gelmez polise
извещать (кому) ihbar etmiş.
Доносить Kimi Beni polise o ihbar
(кого-в.п.) etti.
412 İHMAL ETMEK
Пренебрегать, Neyi Okulunu ihmal etme.
относиться (что-в.п.)
небрежно Kimi Sakın bu arada aileni
(кого-в.п.) ihmal etme!
413 İHTİYARLAMAK
Стареть, Nsz Babası zaten çoktan
состариться ihtiyarladı.
414 İKRAM ETMEK
Предлагать, Ne (что) Yemekten sonra
угощать meyve ikram ettiler.
Kime Bana da yaş pasta
(кому) ikram etti.
415 İLAÇLAMAK
Опрыскивать Neyi Bütün ağaçları
(что-в.п.) ilaçladık.
97
Neyi Mutfaktaki böcekleri
(что-в.п.) ilaçladık.
416 İLÂN ETMEK
Объявлять, Neyi Yarışma tarihini ilan
сообщать, (что-в.п.) etmeliyiz.
обнародовать Kime Sınav sonuçlarını
(кому) öğrencilere ilan
etmeliyiz.
417 İLÂVE ETMEK
Добавлять, Neyi Bunu da ilave edin.
дополнять (что-в.п.)
Nereye Bu konuyu da oraya
(куда) ilave edin.
418 İLERLEMEK
Двигаться вперед, Nsz. Otobüs ağır ağır
продвигаться ilerliyordu.
Nsz. Arkadaşlar biraz
ilerleyelim.
Развиваться, Nsz. Teknoloji her gün
прогрессировать biraz daha ilerliyor.
Продвигаться Nereye Arkaya doğru
(куда) ilerleyin.
Спешить Nsz. Saat epey ilerlemişti.
(о часах)
Прогрессировать Nsz. Malesef hastalık
(о болезни) ilerlemiş.
419 İLETMEK
Доставлять, Neyi-Kime Bu paketi amcama
передавать (что-в.п.- iletir misin?
кому)
Отводить, Kimi- Çocuğu okula iletmem
отвозить Nereye lazım.
(кого-в.п.-
куда)
98
Доставлять Neyi- Elektriği evlere bu
Nereye kablolar iletiyor.
(что-в.п.-
Куда)
Передавать, Neyi Ben selamınızı ilettim.
сообщать (что-в.п.)
420 İLGİLENDİRMEK
Интересовать, Kimi Beni ilgilendirmez,
касаться кого-то (кого-в.п.) kendiniz karar verin.
Ne-Kimi Bu iş sizi
(что-кого- ilgilendirmez.
в.п.)
421 İLGİLENMEK
Обслуживать Kiminle Ben müşterilerle
(с кем) ilgilenirim.
Интересоваться Neyle Banu sporla
(с чем) ilgileniyor.
422 İLİKLEMEK
Застегивать Neyi Çocuk gömleğin
(что-в.п.) düğmelerini
ilikleyemiyordu.
423 İMA ETMEK
Намекать, дать Kime-Ne Adam bana bir şeyler
понять, давать (кому- ima etmeye çalıştı.
знак что)
424 İMAL ETMEK (ÜRETMEK)
Производить, Ne (что) Bu fabrikada ayakkabı
выпускать imal ediyorlar
425 İMRENMEK
Подражать Kime Biz öğretmenimize
(кому) çok imreniyoruz.
426 İMTİHAN (SINAV) ETMEK
Проверять, Kimi Onu işe alabilmek için
испытывать (кого-в.п.) imtihan etmeliyiz.
99
427 İMTİHAN (SINAV) OLMAK
Экзаменоваться, Neyden Yarın matematikten
подвергаться (от чего) imtihan olacağız.
испытанию
428 İMTİHAN (SINAV) VERMEK
Сдавать экзамен Neyi Dün matematik
(что-в.п.) imtihanını veremedim.
429 İMZALAMAK
Подписывать, Neyi En sonunda anlaşmayı
ставить подпись (что-в.п.) imzaladık.
Kiminle Nermin’le bir anlaşma
(с кем) imzaladık.
Neyi Ressam bütün
(что-в.п.) tablolarını
imzalıyordu.
Neyi En son kitabını
(что-в.п.) imzalayıp bana hediye
etti.
430 İNANDIRMAK
Уверять, Kimi Beni inandırmak için
убеждать, (кого-в.п.) çok çalıştı.
уговаривать
Заставлять Neye Bizi bu yalanlara
поверить (понуд. (чему) inandıramazsın.
от верить)
431 İNANMAK
Верить Kime Ben Allah’a
(кому) inanıyorum.
Neye Ben fala inanmam.
(чему)
432 İNAT ETMEK
Упрямиться, Nsz. Kardeşine vermemek
упорствовать, için inat ediyor.
настаивать
100
433 İNATLAŞMAK
Проявлять Kiminle Her zaman bizimle
взаимное (с кем) inatlaşıyor.
упорство
434 İNCELEMEK
Изучать, Neyi Uzun zamandır
исследовать (что-в.п.) Osmanlı tarihini
inceliyor.
435 İNCİNMEK
Ушибиться, Nsz. Dünkü maçta ayağım
подвернуться, incindi.
растянуться
(о ноге)
Обижаться, Nsz. İsmail o gün çok
огорчаться incinmiş.
Чувствовать себя Neyden Onun
задетым (от чего) söylediklerinden ben
de incindim.
436 İNCİTMEK
Ушибить Neyi Dün kolumu incittim.
(что-в.п.)
Ранить Kimi Bak, arkadaşını çok
(перен. знач.) (кого-в.п.) incittin!
437 İNDİRMEK
Спускать, Neyi Eşyaları ikinci kattan
сносить (что-в.п.) birinci kata indirdik.
Снимать Neyi İşçiler bütün eşyaları
(что-в.п.) yarım saatte indirdiler.
Снизить, Neyi Hakim son anda
уменьшить (что-в.п.) cezayı biraz indirdi.
Закрываться Ne (что) Çarşıda bütün esnaflar
kepenk indirmişti.
101
Разбивать, Neyi Top oynarken bütün
разрушать (что-в.п.) camları aşağı
indirmiş.
Снимать Neyi Kitapları raftan aşağı
(что-в.п.) indirdi.
Спускать Kimi Çocuğu merdivenden
(кого-в.п.) aşağı indiriyordu.
438 İNMEK
Слезать Nereden Otobüsten indim ve
(с траспорта), (откуда) eve gittim.
спускаться Nereden Çabuk merdivenden
(откуда) in.
Nereden Attan inerken ayağımı
(откуда) acıttım.
Пропускать Ne (что) Tekerin havası inmiş.
воздух
439 İPTAL ETMEK
Отменять Neyi Son anda yarışmayı
(что-в.п.)
iptal ettiler.
Аннулировать, Neyi Bir yıl sonra o
расторгать (что-в.п.)
anlaşmayı da iptal
ettiler.
440 İSPAT ETMEK (İSPATLAMAK)
Доказывать Neyi Sen bunu ispat
(что-в.п.) edebilir misin?
Kime Bunu bize ispat etmen
(кому) lazım.
441 İSRAF ETMEK
Тратить, Neyi Bütün parayı israf
транжирить (что-в.п.) etmiş.
442 İSTEMEK
Хотеть Ne (что) Seninle biraz
konuşmak istiyorum.
102
Neyi Şu yeşil gömleği
(что-в.п.) istiyorum.
Kimi Bu sene Galatasaray
(кого-в.п.) Tuncay’ı istiyor.
443 İSTİFADE ETMEK
Извлекать пользу Neyden Ben bu kitaptan çok
(от чего) istifade ettim.
Kimden Bu konuda Tahsin’den
(от кого) de istifade
edebilirsiniz.
444 İSTİFLEMEK
Упаковывать, Neyi Gece geç saatlere
складывать в (что-в.п.) kadar kutuları
определенном istifledik.
порядке
Рааставлять Nereye Kitaplarını rafa
(куда) istifledi.
Ставить Neyi Bütün malları depoya
(что-в.п.) istiflemiş.
445 İSTİRAHAT ETMEK
Отдыхать Nsz. Eve git, biraz istirahat
et.
446 İŞARETLEMEK
Помечать, делать Neyi Çocuk bütün kitapları
знаки (что-в.п.) işaretlemiş.
447 İŞGAL ETMEK
Захватить, Neyi Sonra askerler o şehri
оккупировать (что-в.п.) de işgal ettiler.
Занимать место Nsz. Sen burada boşuna yer
işgal ediyorsun.
448 İŞİTMEK
Слышать Nsz. Yaşlı adam çok zor
işitiyordu.
103
Neyi Çocukların seslerini
(что-в.п.) işitmiyorum.
Kimi Sen beni işitiyor
(кого-в.п.) musun?
449 İŞKENCE ETMEK
Мучать, истязать, Kime Adama çok işkence
подвергать (кому) etmişler.
пыткам
450 İŞLEMEK
Выделывать Ne (что) Bakır üstüne değişik
resimler işliyordu.
Работать, Ne (что) O zamanlar bizim
функционировать dükkan iyi işliyordu.
Обрабатывать Neyi Deriyi işleyerek bu
(что-в.п.) şekle getiriyorlar.
Перерабатывать Neyi Hammaddeyi burada
(что-в.п.) işliyorlar.
Вышивать Ne (что) Kumaşa çok güzel
nakışlar işlemiş.
Делать добро Ne (что) Babam da hayır
işlemeyi severdi.
Провиниться Ne (что) Yine büyük bir suç
işledi.
Запасть в душу Nereye Adamın söyledikleri
(куда) ruhuma işledi.
Находиться в Ne (что) Bütün makineler aynı
эксплуатации, anda işliyordu.
работать
Рассматривать Neyi Biz bu konuyu
тему (что-в.п.) işlemedik.
Совершать Ne (что) Bu hatta sadece bu
рейсы, minibüsler işliyor.
курсировать
104
451 İTELEMEK
Толкать, Kimi Otobüse binerken
рассталкивать (кого-в.п.) herkes birbirini
iteliyordu.
452 İTİMAT ETMEK
Доверять, верить, Kime Sedat’a itimat
положиться (кому) edebilirsin.
453 İTİRAZ ETMEK
Возражать, Neye Hemen buna itiraz
перечить, (чему) ettiler.
протестовать Kime O bana itaraz edemez.
(кому)
454 İTMEK
Толкать Neyi Çamura batan arabayı
(что-в.п.) beş kişi birden
itiyordu.
Neyi Pencereyi eliyle iterek
(что-в.п.) açtı.
Отталкивать Nsz. Eksi ve artı kutuplar
birbirini iter.
455 İYİLEŞMEK
Выздоравливать, Nsz. Babam yavaş yavaş
поправляться iyileşiyor.
Зажить Nsz. Ayağımdaki yara
iyileşti.
456 İYİLEŞTİRMEK
Исцелять, Kimi Bu ilaçlar beni
вылечивать (кого-в.п.) iyileştirdi.
Kimi En sonunda o doktor
(кого-в.п.) beni iyileştirdi.
Улучшать, Neyi Buradaki çalışma
совершенствовать (что-в.п.) şartlarını
iyileştirmeliyiz.
105
457 İZAH ETMEK
Освещать, Neyi Bu konuyu bir daha
объяснять, (что-в.п.) izah eder misiniz?
пояснять Kime Ben size bu konuyu
(кому) izah etmiştim.
458 İZLEMEK
Следить Kimi Polisler iki gün
(кого-в.п.) boyunca onları
izlemişlerdi.
Смотреть Ne (что) Çocuk her zaman
televizyon izliyor.
Проводить Ne (что) Müdürünün yanında
değişik bir politika
izliyordu.
459 KABARMAK
Становиться Nsz. Deniz gittikçe
бурным (о море) kabarıyordu.
Увеличиваться Nsz. Bu ay bakkalın hesabı
çok kabarmış.
Надуваться Nsz. Kümesteki tek hindi
(об индюке) durmadan
kabarıyordu.
Отходить, Nsz. Duvarların boyası
отставать kabarmış.
Подниматься Nsz. Hamur kabarmaya
(о тесте) başladı.
Важничать, Nsz. Yarışmada birinci
гордиться olduğu için kabarıyor.
Nsz. Beni küçük görünce
kabarmaya,
diklenmeye başladı.
460 KABUL ETMEK
Соглашаться, Neyi Oğuz bu fikri kabul
принимать (что-в.п.) etmez.
106
Neyi Bu fotoğrafları kabul
(что-в.п.) etmediler.
461 KABULLENMEK
Принимать, быть Neyi Ben bu durumu
вынужденным (что-в.п.) kabullenemiyorum.
согласиться
462 KAÇINMAK
Избегать, Neyden Bu tür davranışlardan
уклоняться (от чего) kaçınmalısın.
463 KAÇIRMAK
Пропускать Neyi Dün otobüsü
(что-в.п.) kaçırdım.
Украсть Kimi Adamlar küçük
(кого-в.п.) çocuğu kaçırdılar.
Торговать Ne (что) Bu adamlar deniz
незаконно, yoluyla silâh
провозить kaçırıyorlar.
Переедать Neyi Yemeği galiba biraz
(что-в.п.) fazla kaçırdım.
Пропускать Nsz. Ön lastikler hava
(воздух) kaçırıyor.
464 KAÇIŞMAK
Разбегаться Nsz. Çocuklar bizi görünce
kaçıştılar.
465 KAÇMAK
Убежать Nereden Hırsızlar
(откуда) hapishaneden
kaçmışlar.
Kimden Köpek benden
(от кого) kaçıyor.
466 KALDIRILMAK
Быть Nsz.- O kanun yürürlükten
отмененным, Nereden kaldırıldı.
упраздненным ( - откуда)
107
Быть снятым с Nsz.- Mavi otobüsler
эксплуатации Nereden seferden kaldırılmış.
( - откуда)
Быть Nsz.- Madenî paralar
выведенным из Nereden tedavülden kaldırıldı.
обращения ( - откуда)
Быть отмененным Nsz. Bütün izinler
kaldırılmış.
Быть Nsz.- Kazadan hemen sonra
отправленным в Nereye hastaneye kaldırılmış.
больницу ( - куда)
467 KALDIRMAK
Поднимать Neyi Bilenler elini
(что-в.п.) kaldırsın.
Neyi Adam iki tonluk
(что-в.п.) arabayı kaldırdı.
Kimi Ercan sevincinden
(кого-в.п.) beni havaya kaldırdı.
Убирать Neyi Kitapları masadan
(откуда-то) (что-в.п.) kaldırın.
Neyi Bu sene bu bölümü
(что-в.п.) kaldırmak istiyorlar.
Разбудить Kimi Beni saat dörtte
(кого-в.п.) kaldırın, biraz
dinlenmek istiyorum.
468 KALKIŞMAK
Затевать, Neye Onun böyle bir işe
задумывать, (чему) kalkışacağını hiç
приниматься за düşünmemiştim.
что-либо
469 KALKMAK
Вставать Nereden Oturduğu yerden
(откуда) kalktı ve yaşlı kadına
yer verdi.
108
Nsz. Her sabah erken
kalkarım.
Уходить Nsz. Misafirler çok çabuk
kalktılar.
Отправляться Nsz. Otobüs saat beşte
kalkıyor.
Набухать Nsz. Bu kapının boyası
kalkmış.
Отклеиваться Nsz. Bütün duvar kağıtları
kalkmış.
Быть Nsz. Madenî elli liralar
недействитель- kalktı artık.
ным
(не) Думать Neye Sakın beni aldatmaya
(чему) kalkma.
470 KALMAK
Оставаться Nerede Emine iki gün
(где) İstanbul’da kaldı.
Kime Arkadaşlar bu iş bize
(кому) kaldı.
Kimde Suzan dün gece bizde
(у кого) kaldı.
Nsz. Yaz tatiline bir hafta
kaldı.
Остаться на Nerede Bu yıl sınıfta kaldı.
второй год (где)
(sınıfta ~)
Доставаться Kimden Bu araba bana
(от кого) babamdan kaldı.
471 KANAMAK
Кровоточить Nsz. Dün parmağım çok
kanadı.
109
472 KANATMAK
Понуд. от Neyi Elimde bir yara çıktı.
кровоточить (что-в.п.) Krem sürerken
kanattım.
473 KANDIRILMAK
Быть обманутым Nsz. O dükkanda bir defa
da ben kandırıldım.
474 KANDIRMAK
Обманывать Kimi Aykut beni de
(кого-в.п.) kandırdı.
475 KANITLAMAK
Доказывать Neyi Sen onun yalan
(что-в.п.) söylediğini
kanıtlayabilir misin?
Kime Bunun doğru
(кому) olduğunu bana
kanıtlayabilir misin?
476 KAPANMAK
Закрываться Nsz. Bu saatte dükkanlar
kapanmıştır.
Запираться Nsz. Bu kapı kapanmıyor.
Прикрывать Nereye Polis hemen çocuğun
(куда) üstüne kapandı.
477 KAPATMAK
Закрывать Neyi Ben kasabın hesabını
(что-в.п.) kapattım.
Neyi Lütfen kapıyı kapat.
(что-в.п.)
Занести Neyi Bütün gece yağan kar
(о снеге) (что-в.п.) yolları kapatmıştı.
Закопать Neyi Bu çukuru
(что-в.п.) kapatmamız lazım.
Закрыть Neyi Lütfen bu konuyu
(что-в.п.) kapatalım.
110
Отключить Neyi Dün yine bir
(что-в.п.) televizyon kanalını
kapattılar.
Покупать Neyi Defolu malları ucuza
(со скидкой) (что-в.п.) kapattık.
478 KAPILMAK
Увлекаться, Neye Delikanlı kara
влюбляться (чему) sevdaya kapılmıştı.
Поддаваться Neye Ben onun sözlerine
(чему) kapıldım.
Быть Neye Küçük çocuk sonunda
подхваченным (чему) azgın dalgalara
волнами kapıldı.
479 KAPIŞMAK
Набрасываться на Neyi İndirimden sonra
что-либо (что-в.п.) müşteriler hemen
gömlekleri kapışmaya
başladılar.
Схватиться, Kiminle Dün yine Şahin’le
сцепиться, (с кем) kapıştık.
драться
480 KAPLAMAK
Обернуть Neyi Kitaplarımı kaplamam
(что-в.п.) lâzım.
Затягивать Ne (что) Gökyüzünü yine
bulutlar kapladı.
Постелить Neyle Bütün odaları halıyla
(ковер, паркет) (с чем) kapladık.
Покрывать Ne (что) Bütün yolları kar
kaplamıştı.
Наступать Ne (что) Birden ortalığı bir
(о тишине) sessizlik kapladı.
111
481 KAPMAK
Хватать, Neyi Adam birden elimdeki
выхватывать (что-в.п.) paketi kaptı.
Садиться на Neyi Biz en güzel yeri
самое лучшее (что-в.п.) kaptık.
место
Заполучить Kimi Bizim hemen bu
(кого-в.п.) futbolcuyu kapmamız
lazım.
Схватывать на Neyi Çocuk çok akıllı,
лету, быстро (что-в.п.) anlatılanları hemen
усваивать kapıyor.
Простудиться Ne (что) Geçen gün biraz
soğuk kaptım.
482 KAPSAMAK
Охватывать, Neyi İmtihan bütün
заключать, (что-в.п.) konuları kapsıyor.
содержать в себе Kimi Bu kanun sadece lise
(кого-в.п.) öğrencilerini kapsıyor.
483 KAPTIRMAK
Понуд. от Neyi Eşim de geçen hafta
хватать, (что-в.п.) çantasını kaptırmış.
выхватывать
Дать увлечь себя, Neye Kendini televizyona
втянуться во что- (чему) kaptırmış, hiç ders
либо çalışmıyor.
484 KARALAMAK
Зачеркнуть, Neyi Kitabın her yerini
начеркать (что-в.п.) karalamış.
Neyi Kompozisyondaki
(что-в.п.) yanlışları karalamıştı
485 KARAR VERMEK
Решать Neye Bu kitabı bitirmeye
(что-то делать) (чему) karar verdim.
112
486 KARARLAŞTIRMAK
Решать, Nsz. Biz böyle
принимать kararlaştırmamıştık.
решение, Kiminle Biz sizinle böyle
договариваться (с кем) kararlaştırmamıştık.
Neyi Bu hafta pikniğe
(что-в.п.) gitmeyi
kararlaştırmıştık.
487 KARARMAK
Темнеть, Nsz. Buralarda hava çok
смеркаться geç kararıyordu.
Меркнуть, Nsz. O beni terk edince
гаснуть bütün dünyam karardı.
Сойти с ума от Nsz. Adamın gözü
злости kararmış, hiç kimseyi
dinlemiyor.
Потемнеть в Nsz. Ayağa kalkmak
глазах isterken birden
gözlerimin önü
karardı ve düştüm.
488 KÂR ETMEK
Получать Nsz. Bu yıl çok iyi kâr
прибыль ettik.
Neyden Son gelen
(от чего) gömleklerden hiç kâr
edemedik.
Быть полезным Kime Benim söylediklerim
(кому) ona hiç kâr etmiyor.
489 KARIŞMAK
Смешаться Nereye Hırsız birden
(куда) kalabalığın arasına
karıştı.
113
Neye Burada sıcak su ile
(чему) soğuk su birbirine
karışıyor.
Поменяться Nsz. Çantalarımız karıştı
galiba.
Вмешиваться Neye Sen bu işe karışma.
(чему)
490 KARIŞTIRMAK
Мешать Neyi Çorbayı kaynayıncaya
(что-в.п.) kadar karıştırmalısın.
Neyi Önce şeker at sonra
(что-в.п.) çayını karıştır.
Рыться Neyi Birileri benim odamı
(что-в.п.) karıştırmış.
Neyi Bunu eski defterlerimi
(что-в.п.) karıştırırken buldum.
Переключать Neyi Sabahtan beri
(что-в.п.) kanalları
karıştırıyorsun.
Путать Kiminle Afedersiniz, ben sizi
(с кем) başka birisiyle
karıştırdım.
Вмешаться Kimi Lütfen beni bu olaya
(кого-в.п.) karıştırmayın.
491 KARŞILAMAK
Встречать Kimi Misafirleri kapıda
(кого-в.п.) karşılamalıyız.
Хватать, быть Neyi Bu para bizim
достаточным (что-в.п.) ihtiyaçlarımızı
karşılamaz.
492 KARŞILAŞMAK
Встречаться Kiminle Dün Okan’la
(с кем) karşılaştık.
114
Столкнуться Neyle İkinci defa böyle bir
(с ситуацией) (с чем) olayla karşılaşıyorum.
493 KARŞILAŞTIRMAK
Сравнить Neyi Matematikle tarihi
(что-в.п.) karşılaştırmak doğru
olmaz.
Kimi Sinan’la Yeşim’i
(кого-в.п.) karşılaştırma.
Neyi İki kitabı
(что-в.п.) karşılaştırdım.
494 KASTETMEK
Иметь в виду, Neyi Ben bunu
подразумевать (что-в.п.) kastetmemiştim.
Kimi Ben Ercan’ı
(кого-в.п.) kastetmiştim.
495 KAŞIMAK
Чесать Neyi Çocuk durmadan
(что-в.п.) başını kaşıyordu.
496 KAŞINMAK
Чесаться Nsz. Devamlı elimin içi
kaşınıyor.
497 KATILMAK
Участвовать Neye Ben bu yarışmaya
(чему) katılmıyorum.
Соглашаться, Neye Ben sizin bu fikrinize
быть согласным (чему) katılmıyorum.
Kime Ben Burcu’ya
(кому) katılıyorum.
Разбавить Neye Galiba bu benzine su
(чему) katılmış.
Присоединиться Nerede Öbür grup bize
(где) İstanbul’da katılacak.
115
498 KATLAMAK
Складывать Neyi Şu çamaşırları katlar
(что-в.п.) mısın?
Засучить Neyi Pantolonumun
(что-в.п.) paçalarını katlar
mısın?
499 KATMAK
Разбавить Ne (что) Galiba benzine su
katıyorlar.
Добавить Ne (что) Yemeğe tuz kattın mı?
500 KAVGA ETMEK
Драться Kiminle Dün Cengiz’le kavga
(с кем) ettik.
501 KAVRAMAK
Схватывать на Neyi Çocuk, anlatılanları
лету, быстро (что-в.п.) hemen kavrıyor.
усваивать
502 KAVURMAK
Жарить Neyi Senin getirdiğin etleri
(что-в.п.) kavurduk.
Жечь, иссушать Kimi Çölün sıcaklığı insanı
(кого-в.п.) kavuruyordu.
503 KAVUŞMAK
Встречаться, Kime Nihayet anneme
соединяться (кому) kavuştum.
Достигать Neye Delikanlı en sonunda
(чему) isteğine kavuşmuştu.
504 KAYBETMEK
Потерять Neyi Dün kalemimi
(что-в.п.) kaybettim.
Kimi Çocuk pazarda
(кого-в.п.) annesini kaybetmişti.
116
505 KAYBOLMAK
Потеряться Nsz. Dün kalemim, bugün
defterim kayboldu.
Nsz. Komşumuzun küçük
oğlu kaybolmuş.
506 KAYDETMEK
Записать Neyi Sen şu hesapları da
(что-в.п.) deftere kaydet.
Kimi Salih’i bizim okula
(кого-в.п.) kaydetmediler.
Ne (что) Bu teyp ses
kaydediyor.
Neye Bu kasete
(чему) kaydedebiliriz.
507 KAYDIRMAK
Переносить Kimi Çocukları yokuştan
(кого-в.п.) aşağı kaydırıyordu.
Сдвигать Neyi Sayfayı kaydırmışsın.
(что-в.п.)
508 KAYDOLMAK
Записаться Nereye Ben de iki hafta önce
(куда) bu kursa kaydoldum.
509 KAYIRMAK
Заботиться о ком- Kimi Annem her zaman
либо (кого-в.п.) kardeşimi kayırıyor.
Защищать Kimi Mert, devamlı
(кого-в.п.) fakirleri kayırırdı.
510 KAYMAK
Скользить, Nerede Çocuklar buzlu yolda
кататься (где) kayıyorlardı.
Nereden Yokuştan aşağı
(откуда) kayıyorduk.
Выскользнуть Nereden Birden bardak
(откуда) elimden kayıverdi.
117
Поскользнуться Nsz. Ayağım kaydı,
düştüm.
511 KAYNAMAK
Кипеть Nsz. Su kaynamış, fırını
kapatabilirsin.
512 KAYNATMAK
Кипятить, Ne (что) Önce su
вскипятить kaynatmalıyız.
Сварить Neyi Şu demirleri birbirine
(металл) (что-в.п.) kaynat.
513 KAZANDIRMAK
Давать Nsz.-Kime Bu iş bana çok
возможность ( - кому) kazandırdı.
выиграть, Ne-Kime Bu bize çok zaman
получить (что- kazandıracak.
прибыль кому)
514 KAZANMAK
Сдать (экзамен) Neyi Üniversite imtihanını
(что-в.п.) kazandım.
Выиграть Ne (что) Piyangodan bir araba
(победить) kazanmış.
Neyi Bu yarışmayı
(что-в.п.) kazanmalıyım.
Neyi Bu davayı
(что-в.п.) kazanmamız lâzım.
Приобрести Ne (что) Burada çok iyi
( друга) arkadaşlar kazandım.
Заработать Ne (что) Bu işten çok para
kazanacağız.
515 KAZMAK
Вырыть Ne (что) Şuraya bir çukur
(выкопать) kazalım.
118
516 KEFİL OLMAK
Ручаться, Kime Ben Cüneyt’e kefil
поручаться (кому) olmam.
517 KEKELEMEK
Заикаться Nsz. Çocuk biraz
kekeliyordu.
518 KESİNLEŞMEK
Окончательно Nsz. Toplantının saati
определяться, kesinleşti.
устанавливаться
519 KESİŞMEK
Пересекаться Nsz.- İki çizgi belli bir
Nerede noktada kesişiyorlar.
( - где)
Nsz.- Yollarımız burada bir
Nerede daha kesişti.
( - где)
520 KESMEK
Резать Neyi Sen şu karpuzu kes.
(что-в.п.)
Порезать Neyi Traş olurken yüzümü
(что-в.п.) kestim.
Стричь (saç ~) Neyi Bu berber de saçımı
(что-в.п.) güzel kesemedi.
Спилить Neyi Ormandaki bütün
(что-в.п.) ağaçları kesmişler.
Зарезать Ne (что) Ben tavuk bile
kesemem.
Отключить Neyi Yine suları kestiler.
(что-в.п.)
Замедлять Neyi Rüzgâr topun hızını
(что-в.п.) kesiyor.
Перекрыть Neyi Trafik polisleri yolu
(что-в.п.) kesmişlerdi.
119
Уменьшать Neyi Çay harareti keser.
(что-в.п.)
Вырезать Neyi Bu filmdeki bazı
(что-в.п.) sahneleri kesmişler.
Прекратить Neyi Kes şu gürültüyü!
(что-в.п.)
521 KEŞFETMEK
Открыть Neyi Amerika’yı Kristof
(что-в.п.) Kolomb keşfetti.
522 KIMILDAMAK
Шевелиться, Nsz. Sakın kımıldama,
двигаться sırtında böcek var!
Nsz. Kımıldamayın,
çekiyorum.
523 KIMILDATMAK
Шевелить, Neyi Başını kımıldatma!
двигать (что-в.п.)
М.М. КЭРУЛЫ
Учебное пособие
КАЗАНЬ
2016
УДК 811.512ʹ36
ББК 81.2-2
К98
Печатается по рекомендации
Ученого cовета Института международных отношений
Казанского (Приволжского) федерального университета в рамках
реализации Федеральной целевой программы по подготовке специалистов
с углубленным знанием истории и культуры ислама
Рецензенты:
кандидат филологических наук, доцент А.Р. Рахимова;
кандидат филологических наук, доцент А.М. Тузлу
Кэрулы М.М.
К98 Начальный курс грамматики турецкого языка: учeбное пособие /
М.М. Кэрулы. – Казань: Изд-во Казан. ун-та, 2016. – 168 с.
ISBN 978-5-00019-609-0
УДК 811.512ʹ36
ББК 81.2-2
ISBN 978-5-00019-609-0
1
Hengirmen M. Türkçe Öğreniyoruz. Ankara. 1988. S. 111.
4
за гласными заднего ряда (ненебными: a, ı, o, u) – только гласные за-
днего ряда.
Например: açık (открытый), adım (шаг), barış (мир), bilezik (брас-
лет), eğitim (образование), üzüm (виноград). Данный принцип не со-
блюдается в некоторых словах исконно тюркского происхождения
(anne – мама, elma – яблоко), заимствованиях (pilot – пилот, seyahat –
путешествие) и сложных словах (akciğer – легкие, başkent – столица).
Также принципу небного притяжения не подчиняются семь аффик-
сов (-yor, -ken, -ki, -leyin, -(i) mtrak, -daş, -gil).
2. Принцип небно-губного притяжения.
Этот принцип состоит в том, что за неогубленными гласными (a,
e, ı, i) могут следовать только неогубленные (a, e, ı, i), а за огубленны-
ми – либо узкие огубленные (u, ü), либо широкие неогубленные (a,
ı)1. В обобщенном виде данный принцип можно представить следу-
ющим образом:
a → a, ı (anlam – смысл, açık – открытый)
e → e, i (elemek – просеивать, eğitim – образование)
ı → a, ı (ısmarlamak – заказывать, ısınmak – греться)
i → e, i (izlemek – смотреть, izin – разрешение)
o → a, u (oynamak – играть, okul – школа)
ö → e, ü (öğretmen – учитель, öğüt – наставление)
u → a, u (uyanmak – просыпаться, uyku – сон)
ü → e, ü (ürkek – пугливый, üzüm – виноград).
Принцип небно-губного притяжения нарушается в некоторых ис-
конно турецких (yağmur – дождь, tavuk – курица, kavurmak – обжари-
вать) и заимствованных словах (radyo – радио, televizyon – телевизор,
otobüs – автобус).
При добавлении аффиксов к словам, в которых нарушается прин-
цип небно-губного притяжения, согласование гласных аффиксов идет
по последней гласной букве в слове: konsolos (консул)→konsolosluk
(консульство) →konsoloslukta (в консульстве).
3. Закон гармонии согласных.
В турецких словах идущие подряд две согласные согласуются
по звонкости. Это имеет значение при выборе аффиксов. Если ос-
1
Кузнецов П.И. Учебник турецкого языка: начальный курс. М., 1999.
5
нова слова заканчивается на звонкую согласную, то выбирается аф-
фикс, начинающийся со звонкого согласного, и наоборот. Это назы-
вается гармонией согласных (или уподоблением согласных): aç-tı-m
(открыл), aç-tır-dı-m (попросил открыть), aç-tır-ıl-dı (был открыт).
4. Ударение.
Для большинства турецких слов характерно ударение на по-
следнем слоге. Ударение не на последнем слоге встречается в заим-
ствованных словах (bánka – банк, eféndi – господин, tiyátro – театр,
lokánta – ресторан) и географических названиях (Rúsya – Россия,
Páris – Париж, Ánkara – Анкара, Danimárka – Дания). При присоеди-
нении аффиксов ударение перемещается на последний слог: çocúk →
çocuğún → çocuğundá → çocuğundakí → çocuğundakiné. Однако не-
которые аффиксы в турецком языке являются безударными. В словах,
содержащих данные аффиксы, ударение падает на предшествующий
им слог.
6
• ÜNİTE I •
MERHABA!
ЗДРАВСТВУЙТЕ!
TÜRK ALFABESİ
ТУРЕЦКИЙ АЛФАВИТ
В современном турецком алфавите 29 букв, причем каждому зву-
ку соответствует буква:
Aa Bb Cc Çç Dd Ee Ff Gg ğ Hh Iı İi Jj Kk Ll Mm Nn Oo Öö Pp Rr Ss
Şş Tt Uu Üü Vv Yy Zz
ОСОБЕННОСТИ ПРОИЗНОШЕНИЯ
7
p [p] как рус. П
r [r] как рус. Р, но не такой раскатистый, нередко имеет
«ш»- или «ж»-образный призвук
s [s] как рус. С
ş [ʃ] мягче рус. Ш
t [t] как рус. Т
u [u] как рус. У
ü [y] как татар. Ү
v [v] как рус. В
y [j] как рус. Й
z [z] как рус. З
8
İyi akşamlar (17.00 – 22.00) (Добрый вечер!)
İyi geceler (22.00 – …) (Спокойной ночи!)
9
Silver: Senin adın ne? (Как тебя зовут?)
Albert: (Benim adım) Albert. Senin adın ne? ((Меня зовут) Aльберт,
а тебя как зовут?)
Silver: (Benim adım) Silver. Memnun oldum. ((Меня зовут) Силь-
вер. Очень приятно.)
Albert: Ben de memnun oldum. (Мне тоже приятно.)
Silver: Nerelisin? (Откуда ты?)
Albert: Rusyalıyım. Peki, sen nereden geldin? (Я из России. А ты
откуда?)
Silver: Ben Arnavutluk'tan geldim. (Я из Албании.)
Albert: Tamam, sonra görüşürüz. (Хорошо, увидимся.)
Silver: Görüşürüz. (До свидания.)
10
Bu kim (dir)? Bu doktor(dur). Кто это? Это доктор.
Bunlar ne (dir)? Bunlar kalem (dir). Что это за предметы? Это
ручки.
Bunlar kim (dir)? Bunlar öğrenci (dir). Что это за люди? Это
ученики.
BURASI NERESİ?
ЧТО ЭТО? (ДЛЯ ОБОЗНАЧЕНИЯ МЕСТНОСТИ)
1. Burası neresi? 2. Şurası neresi? 3. Orası neresi?
Burası İstanbul. Şurası İzmit. Orası park.
Что это за место? Что это за место? Что это за место?
Это Стамбул. Это Измит. Это парк.
ÇOĞUL EKİ
ОКОНЧАНИЕ МНОЖЕСТВЕННОГО ЧИСЛА
В турецком языке множественное число именных частей речи об-
разуется путем прибавления окончания -lar/ -ler.
11
'-MI' SORU EKİ
ВОПРОСИТЕЛЬНАЯ ЧАСТИЦА «ЛИ»
Для того чтобы построить вопросительное предложение необхо-
димо прибавить частицу “mi” к предложению в изъявительном на-
клонении.
a, ı => mı?
e, i => mi ?
o, u => mu?
ö, ü => mü?
Bu dolap mı? Это шкаф?
Evet, dolap. Да, это шкаф.
12
• ÜNİTE II •
NEREDE NE VAR?
ЧТО? ГДЕ?
13
пользуется для обозначения времени: masada (на столе), saat altıda
(в шесть часов).
a, ı, o, u => -da
e, i, ö, ü => -de
Окончание -da подчиняется закону гармонии согласных. Если
последняя буква склоняемого слова – глухая согласная, то это слово
присоединяет к себе -ta/-te, если звонкая – -da/-de.
Слово в местно-временном падеже отвечает на вопросы kimde?
(у кого?), nerede? (где?), nede? (на чем?). Местному падежу в русском
языке соответствуют: предложный падеж с предлогами «в, на, при»,
родительный падеж с предлогом «у».
Ударение в слове в любом падеже переходит на падежное окон-
чание.
Nerede?
1. Kalem nerede? – Kalem masada.
2. Okul nerede? – Okul Vezneciler'de.
3. Öğretmen nerede? – Öğretmen sınıfta.
Kimde?
1. Kitap kimde? – Kitap Mehmet'te.
2. Para kimde? – Para Ayça'da.
3. Silgi kimde? – Silgi bende.
14
Öğretmen okulda mı?
– Evet, öğretmen okulda.
– Hayır, öğretmen okulda değil.
1. Defter çanta........?
2. Ahmet ev..........?
3. Yumurta sepet........?
4. Elma dolap.........?
5. Öğrenci sınıf..........?
6. Balık akvaryum.........?
VAR, YOK
ЕСТЬ / НЕТ
Sokakta lamba var. Sokakta lamba yok.
Bahçede çiçek var. Bahçede çiçek yok.
Sepette yumurta var. Sepette yumurta yok.
SAYILAR
ЧИСЛА
0 sıfır ноль 11 on bir одиннадцать 100 yüz сто
1 bir один 12 on iki двенадцать 101 yüz bir сто один
2 iki два 13 on üç тринадцать 200 iki yüz двести
3 üç три 20 yirmi двадцать 1000 bin тысяча
4 dört четыре 30 otuz тридцать 1010 bin on тысяча десять
5 beş пять 40 kırk сорок 2000 iki bin две тысячи
6 altı шесть 50 elli пятьдесят 10 000 on bin десять тысяч
7 yedi семь 60 altmış шестьдесят 200 000 iki yüz bin двести тысяч
8 sekiz восемь 70 yetmiş семьдесят 1 000 000 milyon миллион
9 dokuz девять 80 seksen восемьдесят 1 000 000 000 milyar миллиард
10 on десять 90 doksan девяносто
15
Следует помнить, что в турецком языке существительное с чис-
лительным употребляется обычно в единственном числе: üç öğrenci
(три ученика).
Если существительное имеет при себе определения, то числи-
тельное ставится, как правило, на первое место: iki küçük masa (два
маленьких столика).
Порядковые числительные образуются при помощи аффикса
-ıncı, -inci, -uncu, -üncü (после согласной основы) или -ncı, -nci, -ncu,
- ncü: birinci (первый), altıncı (шестой), onuncu (десятый), üçüncü
(третий).
KAÇ?
СКОЛЬКО?
“Kaç?” (сколько?) используется для обозначения количества,
цены и времени.
Örnek (пример):
1. Saat kaç? – Saat sekiz. (Который час? – Восемь часов.)
2. Tiyatro saat kaçta? – Tiyatro saat dokuzda. (Во сколько спек-
такль? – Спектакль в девять.)
3. Bir haftada kaç gün var? – Bir haftada yedi gün var. (Сколько дней
в неделе? – В неделе семь дней.)
4. Bir yılda kaç mevsim var? – Bir yılda dört mevsim var. (Сколько
времен года? – Есть четыре времени года.)
5. Sınıfta kaç öğrenci var? – Sınıfta 20 öğrenci var. (Сколько учени-
ков в классе? – В классе 20 учеников.)
6. Kaç yaşındasınız? – 30 yaşındayım. (Сколько вам лет? – Мне
30 лет.)
7. Bir tost kaç lira? – Bir tost 2 lira. (Сколько стоит тост? – Один
тост стоит 2 лиры.)
8. Telefon numaranız kaç? – Telefon numaram 0212 243 12 50. (Ка-
кой ваш номер телефона? – Мой номер телефона 0212 243 12 50.)
16
SAATLER
ЧАСЫ
60 saniye (60 секунд) = l dakika (одна минута)
60 dakika (60 минут) = l saat (1 час)
30 dakika (30 минут) = yarım saat (полчаса)
Tam saatler (ровное время)
08.00 = saat sekiz (время восемь)
Buçuk (половина): 30 dakika (30 минут)
08.30 = sekiz buçuk (восемь тридцать)
Çeyrek (четверть): 15 dakika (15 минут)
10.00 = saat on (время десять)
10.30 = on buçuk (десять тридцать)
12.00 = saat on iki (время двенадцать часов)
12.30 = on iki buçuk (двенадцать тридцать)
...(y)a... var
....(y)ı... geçiyor
08.15 = sekizi çeyrek geçiyor (пятнадцать минут девятого)
10.15 = onu çeyrek geçiyor (пятнадцать минут одиннадцатого)
03.20 = üçü yirmi geçiyor (двадцать минут четвертого)
07.10 = yediyi on geçiyor (десять минут восьмого)
17
2. Saat kaç? (06.30)
3. Saat kaç? (11.15)
4. Saat kaç? (12.45)
5. Saat kaç? (14.05)
6. Saat kaç? (16.50)
KAÇTA?
ВО СКОЛЬКО?
Film kaçta başlıyor? Во сколько начинается фильм?
Sekizde. В восемь.
Yediye on kala. Без десяти семь.
Bir buçukta. В половине второго.
Üçü çeyrek geçe. В четверть четвертого.
Kuruluş tarihi:
Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
Cumhuriyetin ilanı 29 Ekim 1923
1
2012 sayımı. www.tuik.gov.tr
18
1. Türkiye’nin nüfusu ne kadar?
2. Yüzölçümü kaç kilomerte kare?
ÜLKELER
СТРАНЫ
Ülke (страна) – millet (нация) –
dil (язык) – başkent (столица)
Almanya (Германия) – Alman (немец) – Almanca (немецкий) –
Berlin (Берлин)
Amerika (ABD) (Америка) – Amerikalı (американец) – İngilizce
(английский) – Washington (Вашингтон)
İngiltere (Англия) – İngiliz (англичанин) – İngilizce (английский) –
Londra (Лондон)
Kırgızistan (Киргизстан) – Kırgız Türkü (киргиз) – Kırgız Türkçesi
(киргизский) – Bişkek (Бишкек)
Macaristan (Венгрия) – Macar (венгр) – Macarca (венгерский) –
Budapeşte (Будапешт)
Rusya (Россия) – Rusyalı (россиянин) – Rusça (русский) – Moskova
(Москва)
Türkiye (Турция) – Türk (турок)– Türkçe (турецкий) – Ankara (Ан-
кара)
Suriye (Сирия) – Suriyeli (сириец) – Arapça (арабский) – Şam
(Дамаск)
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Türkiye Cumhuriyeti1
Türkiye Cumhuriyeti, kuzey yarım kürede, Asya ve Avrupa kıtalarının
birleştiği yerdedir. İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet
köprüleri, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlar. Türkiye'nin üç tarafı
denizlerle çevrilidir. Kuzeyde Karadeniz, batıda Ege Denizi ve güneyde
Akdeniz ve kuzeybatıda bir iç deniz olan Marmara Denizi vardır.
1
Karaman N.N. Türkçe Konuşalım, Filiz Kitapevi. İstanbul, 2000. S. 179.
19
Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923 tarihinde kurulmuştur. Türkiye
Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. İlk cumhur
başkanı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Başkenti Ankara'dır. Resmî dili
Türkçe, para birimi Türk lirasıdır. Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 76 milyon,
zölçümü ise 785.347 km2 dir.
Турецкая республика
Турецкая республика – государство, расположенное в северном
полушарии Земли, в точке пересечения Азии и Европы. Стамбуль-
ские мосты Богазичи и Фатих Султан Мехмет соединяют Европу
и Азию. Турция омывается тремя морями: Черным, Средиземным
и Эгейским, а Мраморное море является внутренним морем страны,
важным водным путем, соединяющим Черное море со Средиземным.
Турецкая республика образовалась 23 октября 1923 года. Она являет-
ся демократическим, правовым государством. Первым президентом
был Мустафа Кемаль Ататюрк. Столицей государства является город
Анкара, государственным языком – турецкий. Официальная денеж-
ная единица – турецкая лира. Численность населения составляет око-
ло 76 млн человек, площадь государства – 785.347 км2.
20
• ÜNİTE III •
NE YAPIYORSUNUZ?
ЧТО ДЕЛАЕТЕ?
ŞİMDİKİ ZAMAN
НАСТОЯЩЕЕ ВРЕМЯ
Данное время, как правило, используется для обозначения неза-
вершенного действия, продолжающегося в настоящем.
Если последняя буква основы глагола “а” или “e”, то при присо-
единении аффикса настоящего времени данные гласные сужаются,
т. е. переходят в гласные “ı”, “i”, “u”, “ü”.
“а” → “ı” (если предпоследняя гласная буква “а” или “ı”)
anlamak – anlıyor (понимать – понимает)
“a” → “u” (если предпоследняя гласная буква “o” или “u”)
oynamak – oynuyor (играть – играет)
“e” → “i” (если предпоследняя гласная буква “e” или “i”)
beklemek – bekliyor (ждать – ждет)
“e” → “ü” (если предпоследняя гласная “ö” или “ü”) söylemek –
söylüyor (говорить – говорит)
21
В глаголах gitmek и etmek, корень которых заканчивается на бук-
ву “t”, происходит озвончение и “t” переходит в “d”:
Seyretmek + yor = seyrediyor
Gitmek+yor = gidiyor.
22
geliyor musunuz?
geliyorlar mı?
23
2. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Заполните пропуски как в примере.)
1. Dilek her gün gazete oku.....................
2. Biz hiç yalan söyle.............................
3. Cemile ve Ayşegül Rusça bil........................
4. Biz yarın akşam sinemaya git......................
5. Ece hiç dondurma ye.......................
6. Kardeşim gündüz hiç uyu......................
7. Ahmet hafta sonu voleybol oyna...................
Olumlu Soru (вопрос)
Örnek (пример):
1. Sen yarın pikniğe gidiyor musun?
3. Bu akşam ne yapıyorsun?
2. Özlem İngilizce biliyor mu?
4. Bebek şimdi uyuyor mu?
3. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Заполните пропуски как в примере.)
1. Duygu bilet al....................?
2. Sen güzel yemek yap....................?
3. Siz her gün kompozisyon yaz..........................?
4. Onlar şimdi çalış..........................?
5. Her sabah kahvaltı et........................?
6. Burak ile Özge bu yaz evlen.........................?
7. Sen Türkçe bil.........................?
8. Bebek her gün bir bardak süt iç.......................?
Olumsuz Soru (вопрос «разве не…?»)
Örnek (пример):
1. Siz Türkçe anlamıyor musunuz?
2. Sen meyve yemiyor musun?
3. Onlar televizyon seyretmiyorlar mı?
4. Aykut Bey kahve içmiyor mu?
4. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız (Заполните
пропуски как в примере.)
1. Sen bana güven.....................?
24
3. Berna hiç rejim yap.....................?
5. Leyla İzmir’de çalış..................?
7. Sen Rusça bil.........................?
2. Siz tatlı ye......................?
4. Okula otobüsle git....................?
6. Duygu Beyazıt’ta otur.................
8. Siz şeker kullan.......................?
25
Правило не распространяется на следующие категории:
а) заимствования, которые в языке-источнике оканчиваются на t
Devlet – devlete
b) имена собственные
Mehmet – Mehmet’e
c) большинство односложных слов
at – ata, top – topa.
Направительный падеж также используется:
1) для обозначения времени
kışa (на зиму), yarına (на завтра)
2) для обозначения цели, причины
karşılamaya çıktı (вышел, чтобы встретить)
ayrıldğıına üzülüyorum (печалюсь из-за разлуки)
3) для обозначения цены
onar liraya (по десять лир)
4) для создания парных слов
arka arkaya (друг за другом)
5) в оборотах, синонимичных “-dan dolayı”, “-dığı için”
Geldiğine sevindim. (Обрадовался твоему приезду.)
6) после послелогов “dek (до), değin (до), doğru (к), göre (судя
по…), kadar (до), karşı (против), rağmen (несмотря на), üzerine (для)”.
Akşama kadar (до вечера)
7) в сложных наречиях aç karına (на голодный желудок),
bir bakıma (с одной сторонны), boş yere (впустую) и т. д.
8) в сложных глаголах
hoşa (hoşuma,hoşuna) gitmek (понравиться / нравиться), şakaya
vurmak (отшутиться), göze çarpmak (выделяться) и др.
Örnek (пример):
1. Tülay, markete gidiyor ve alışveriş yapıyor .
2. Ali, Merve'ye bakıyor.
3. Zerrin ve Hande sinemaya gidiyorlar.
4. Ahmet, kediye yemek veriyor.
5. Mehmet okula gidiyor.
26
1. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Заполните пропуски как в примере).
1. Meltem, vazo.......çiçek koyuyor.
2. Telefon... cevap veriyorum.
3. Leyla, kedi... yemek veriyor.
4. Fakirler.... ve yaşlılar... yardım ediyoruz.
5. Ümit, banka... gidiyor ve para yatırıyor.
6. Taksim'... gitmiyoruz, Şişli'... gidiyoruz.
7. Berkay, ben......yardım ediyor.
27
5) перед некоторыми глаголами
-dan söz etmek, -dan bahsetmek (рассказать о)
6) вместо оборота “-dan dolayı” (по причине)
7) для обозначения образа действия
Уağmur hafiften yağıyor. (Дождь накрапывает.)
8) в других частях речи
toptan alışveriş (продажа оптом).
Örnek (пример):
1. Ülkü, çantadan para alıyor.
2. Uçaktan çok korkuyorum.
3. Özlem, tatilden yarın dönüyor.
4. Dilek, bankadan para çekiyor mu?
5. Beyazıt'tan Taksim'e gidiyorum.
Bu Şu О
Çoğul (Множественное число) Bunlar Şunlar Onlar
Yönelme hali (Дательный падеж) Buna Şuna Ona
Bulunma hali (Местный падеж) Bunda Şunda Onda
Çıkma hali (Исходный падеж) Bundan Şundan Ondan
Belirtme hali (Винительный падеж) Bunu Şunu Onu
28
Zeynep'in Bir Günü1
Один день Зейнап
Zeynep, İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci. İstanbul'da yalnız yaşıyor.
Her sabah 07.00'de kalkıyor. Kahvaltıdan önce duş alıyor, giyiniyor ve
makyaj yapıyor. Sonra, kahvaltı ediyor. Kahvaltıda, portakal suyu içiyor;
zeytin, peynir, reçel ve yumurta yiyor. Kahvaltıdan sonra evden çıkıyor,
durağa gidiyor ve otobüse biniyor. Okula gidiyor. Dersten önce kantinde
arkadaşlarıyla oturuyor, biraz sohbet ediyor. Dersler her gün 8.30'da
başlıyor ve 13.30'da bitiyor.
Zeynep dersten sonra kantinde öğle yemeği yiyor. Öğleden sonra
Aksaray'da bir mağazada tezgahtarlık yapıyor. Mağazaya çok müşteri
geliyor. Bazı müşteriler çok kararsız ve titiz oluyor. Bazı müşteriler ise
kolay beğeniyor. Zeynep mağazada çok yoruluyor.
Zeynep, akşam 19.00'da işten çıkıyor, metroyla eve dönüyor. Biraz
dinleniyor ve akşam yemeği hazırlıyor. Akşam yemeği yiyor. Yemekten
sonra ders çalışıyor. Zeynep her gün 22.30'da yatıyor, yarım saat kitap
okuyor ve 23.00'da uyuyor.
1. Aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
(Ответьте на вопросы.)
1. Zeynep kaçta kalkıyor?
2. Zeynep kahvaltıda ne yiyor?
3. Zeynep nerede çalışıyor?
4. Zeynep kaçta işten çıkıyor?
5. Zeynep akşam yemeğinden sonra ne yapıyor?
2. Aşağıdaki tümceleri metne göre işaretleyin.
(Выберите вариант, опираясь на текст.)
Doğru (верно) Yanlış (неверно)
1. Zeynep İstanbul'da ailesiyle yaşıyor.
2. Zeynep okula metroyla gidiyor.
3. Zeynep öğleden sonra bir mağazada çalışıyor.
4. Mağazaya az müşteri geliyor.
5. Zeynep, akşam yemekten sonra ders çalışıyor.
1
Bölükbaş F., Özenç F., Yılmaz M. Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı. İstanbul,
2009. S. 33.
29
-dan önce
До того как
Örnek (пример):
1. Yemekten önce ellerimi yıkıyorum.
2. Buket sınavdan önce ders çalışıyor.
-dan sonra
После
Örnek (пример):
1. Fazilet yemekten sonra kahve içiyor.
2. Funda dersten sonra Taksim'e gidiyor.
3. Ben işten sonra tenis oynuyorum.
30
6. Sınav.......................pikniğe gidiyoruz.
7. Hasan Ocak......................İngiltere'ye gidiyor.
8. Sinema.....................bilet alıyoruz.
9. Tatil.....................rezervasyon yaptırıyoruz.
AD TÜMCELERİ
ИМЕННЫЕ ПРЕДЛОЖЕНИЯ
31
-imek спрягается по лицам и числам:
İsim, sıfat,
Zarf sayı
-imek çekimi Örnekler
(Место- (Сущ. / – ?
(Склонение -imek) (примеры)
имение) прил. / чис-
лит. / нареч.)
Ben Öğretmen Değil Mı -ım/-im/-um/-üm/- Siz okulda
yım/-yim/-yum/-yüm mısınız?
Sen Çalışkan Mi -sın/-sin/-sun/-sün Ben hastayım.
О Okulda Mu -dır, -dir, -dur, -dür, Sen öğrenci
-tır, -tir, -tur, - tür değilsin.
Biz Öğrenci Mü -ız/-iz/-uz/-üz/-yız/- 0 Ali mi?
yiz/-yuz/-yüz
Siz Ali -sınız/-siniz/-su- Biz öğretmeniz.
nuz/-sünüz
Onlar Hasta (-lar/-ler)
Örnek (пример):
1. Ben bugün çok mutluyum.
2. Siz çok çalışkansınız.
3. Özlem bizimle gelmiyor, o şimdi derste.
4. Siz diş doktorusunuz.
5. Onlar şimdi alışverişteler.
32
Olumsuz (отрицательная форма)
ad (сущ.) / sıfat (прилаг.) / zamir (местоим.) + değil +
kişi eki (оконч. лица)
Örnek (пример):
1. Garsonlar güler yüzlü değiller.
2. Bugün deniz dalgalı değil.
3. Annem ve babam evde değiller.
4. Biz tembel değiliz.
BİBER DOLMASI1
ФАРШИРОВАННЫЙ ПЕРЕЦ
Biber dolması için malzemeler:
l kilogram dolmalık biber,
2 tane domates,
2 su bardağı pirinç,
3 tane kuru soğan,
l yemek kaşığı kuş üzümü,
l yemek kaşığı dolmalık fıstık,
2 tatlı kaşığı nane,
2 tatlı kaşığı karabiber,
2 kesme şeker,
yarım demet maydanoz,
yarım limon suyu,
yarım su bardağı zeytinyağı,
tuz.
1
Öztürk, S. Gelincik Sofrası, M Mozaik. Yayınevi, İstanbul, 2006. S. 87.
33
su ekleyin. Kısık ateşte pişirin. Daha sonra servis tabağına alın, limon
dilimleri ve maydanoz ile süsleyin.
Afiyet olsun!
EMİR KİPİ
ПОВЕЛИТЕЛЬНОЕ НАКЛОНЕНИЕ
Kişi eki
Tekil (ед. число) Çogul (мн. число)
(лицо)
2 уaz – gel – yаzınız или gelin или geliniz –
напиши приходи yazın – напишите приходите
3 yazsın – gelsin – yаzsınlar – пусть gelsinler – пусть
пусть он пусть он они напишут они придут
напишет придет
+ Kişi eki Tekil (ед. число) Çogul (мн. число)
(лицо)
2 основа глагола основа глагола + -in / -ın / -un / -ün /
-yin / -yın / -yun / -yün
3 основа глагола + -sın/- основа глагола + -sınlar / -sinler /
sin/-sun/-sün -sunlar / -sünler
34
Örnek (пример):
1. Arabayı kaldırıma park etmeyin.
2. Ahmet, bu sabah erken kalk!
3. Lütfen, bizi rahatsız etmeyin.
4. Sabahları mutlaka kahvaltı edin.
5. Bu odayı temizlesinler.
6. Çimenlere basmayın.
7. Her ders, sözlükleriniz yanınızda olsun.
İSTEK KİPİ
ПОВЕЛИТЕЛЬНО-ЖЕЛАТЕЛЬНОЕ НАКЛОНЕНИЕ
Желательное наклонение выражает готовность, желание совер-
шения действия.
Fiil (основа глагола) + -a (ya), -e(ye) + kişi eki (окончание лица)
35
Fiil (основа глагола) + -ma/me + -a (ya),
-e(ye) + kişi eki (окончание лица)
Olumsuz
(отрицательная форма)
Ben gelmeyeyim
Sen gelmeyesin
O gelmeye
Biz gelmeyelim
Siz gelmeyesiniz
Onlar gelmeyeler
Soru (вопрос)
Ben geleyim mi?
Sen –
O –
Biz gelelim mi?
Siz –
Onlar –
Olumsuz soru
(отрицаательный вопрос)
Ben gelmeyeyim mi?
Sen –
O –
Biz Gelmeyelim mi?
Siz –
Onlar –
Örnek (пример):
1. Bu akşam size gelelim mi?
2. Hafta sonu sinemaya gidelim mi?
3. Bahçede top oynayalım.
4. Yarın erken kalkmayalım.
36
5. Size tatil fotoğraflarımı göstereyim.
6. Bu konuyu babamla konuşayım.
7. Yerlere çöp atmayalım.
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Geleneksel Türk Evleri
Safranbolu Evleri1
Safranbolu evleri, 18 ve 19. yüzyılda yapılan geleneksel Türk evleridir.
Safranbolu evleri ahşap oymacılığının güzel örneklerindendir. Evler
genellikle iki veya üç katlıdır. Bahçeler yüksek taş duvarlarla çevrilidir.
Bu evlerin tamamı birbirinin güneşini engellemez. Pencereler, komşu
evlerin pencerelerine bakmaz. Evlerin iki giriş kapısı bulunur. Kapılarda
iki farklı tokmak vardır. Küçük tokmağı kadın misafirler, büyük tokmağı
ise erkek misafirler çalarlar.
Safranbolu evleri, UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine
alınmıştır.
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı. Dilset, İzmir, 2013. S. 40.
37
Boğaziçi Yalıları
Boğaziçi mimarisinin en seçkin eserlerinden olan Boğaziçi yalıları
İstanbul'un simgelerindendir. Yalıların çoğu 19. yüzyılda yapılmıştır.
Bunlar iki veya üç katlıdır ve denize bitişiktir. Deniz âdeta onların
bahçesidir. Yalıların hepsinde küçük bir iskele vardır.
Дворцы Богазичи
Выдающиеся архитектурные сооружения – дворцы Богази-
чи – являются символом Стамбула. Большинство из них построено
в XIX веке. Данный вид домов состоит из двух или трех этажей.
Дворцы расположены на берегу моря, благодаря чему создается впе-
чатление, что море сливается с садами дворцов воедино. Кроме того,
у каждого дома есть своя небольшая пристань.
38
• ÜNİTE IV •
BENİM DÜNYAM
МОЙ МИР
OKULUM VE ARKADAŞLARIM1
МОЯ ШКОЛА И МОИ ДРУЗЬЯ
Benim adım Özlem, 16 yaşındayım. Beşiktaş Lisesi'nde öğrenciyim.
Ben, sarışın, mavi gözlü, uzun boylu bir kızım. Biz evde dört kişiyiz.
Annem, babam, ablam ve ben. Annem bir bankada çalışıyor. Babam bir
şirkette müdür. Ablam üniversitede okuyor. Onun nişanlısı var. O, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde asistan.
1
Aydın A. Türkçe Okuma Kitabı. Moskova, 2006. S. 10.
39
4. Bilge'nin kaç kardeşi var ve kardeşleri ne iş yapıyor?
5. Elifin kardeşinin adı ne ve kardeşi kaç yaşında ?
İYELİK EKLERİ
ОКОНЧАНИЯ ПРИНАДЛЕЖНОСТИ
Роль русских притяжательных местоимений (мой, твой, его
и т. д.) в турецком языке выполняют особые аффиксы, называемые
местоименными аффиксами, или чаще аффиксами принадлежности.
Имя существительное, присоединившее к себе такой аффикс, обо-
значает как сам предмет (объект), так и его обладателя, оказываясь
эквивалентным русскому определительному словосочетанию, где
в роли определения выступает притяжательное местоимение.
Правила присоединения окончаний принадлежности:
40
появляется согласный n: ev+i+n+de = еvinde (в его доме). Они могут
иметь и другое значение: еvinde (в твоем доме).
Cлова su (вода) и ne (что) являются исключением, так как, во-
преки правилу, принимают аффикс принадлежности для согласных
основ, при этом между словом и аффиксом появляется согласный у:
suyum neyim или nem (eski şekil (устаревш. вариант))
suyun neyin nen
suyu neyi nesi
suyumuz neyimiz nemiz
suyunuz neyiniz neniz
suyu, suları neleri neleri
3. В заимствованных из других языков словах rоl (роль), saat
(час), hal (положение), sual (вопрос) последний согласный произно-
сится мягко, поэтому все присоединяющиеся к ним аффиксы имеют
гласную переднего ряда: saatim (мои часы), saatlerimizden (из на-
ших часов), rolleriniz (ваши роли), halimizde (в нашем положении),
suallerinizden (из ваших вопросов).
4. В некоторых двусложных словах, имеющих во втором слоге
корня узкий гласный, этот гласный выпадает при добавлении аффик-
са, начинающегося с гласного звука. В словарях это явление обозна-
чается следующим образом: isim (smi).
Örnekler (примеры): aklı (его ум), aklınız (ваш ум), oğlu (его
сын), oğlunuz (ваш сын), ömrü (его жизнь).
5. Согласные р, t, k, ç, находящиеся в конце слога, при присоедине-
нии аффикса, начинающегося на гласную букву, обычно озвончаются.
Gözlük + ü => gözlüğü, kitap + ım=> kitabım, ağaç +ı=> ağacı
Аффикс принадлежности входит в состав вводных слов и устойчи-
вых словосочетаний: kısacası (короче говоря), daha doğrusu (точнее).
В предложении местоимение перед существительным опускает-
ся: Benim kitabımı al – Kitabımı al.
Örnek (пример):
1. Sizin ülkeniz çok soğuk.
2. Bizim evimiz Mecidiyeköy'de.
3. Senin akrabaların nerede?
4. Onun elbisesi çok şık.
41
5. Senin kolyen gümüş mü?
6. Ahmet'in pasaportu çantasında mı?
7. Benim kızım çok güzel şarkı söylüyor.
8. Bugün onların arkadaşları bize geliyor.
42
AD TAMLAMALARI
ИМЕННЫЕ СЛОВОСОЧЕТАНИЯ / ИЗАФЕТ
Сочетание двух имен, из которых одно является определяемым,
а другое – определением (babanın kitabı «книга отца» и пр.), в турец-
ком языке носит название изафет.
Belirtili Ad Tamlaması
Двухаффиксный изафет
Притяжательный изафет строится по типу onun defteri «его те-
традь»: зависимый член (определение) предшествует главному и
оформляется аффиксом родительного падежа; главный член получа-
ет аффикс принадлежности.
Örnek (пример):
1. Türkiye'nin başkenti Ankara'dır.
2. İstanbul'un havası çok kirli.
3. Hasan'ın kardeşi altı yaşında.
4. Bu çocuğun elbisesi çok şık.
5. Bugün ayın kaçı?
6. İzmir'in simgesi saat kulesidir.
7. Duygu'nun dayısının üç çocuğu var.
43
13. Mutfak.....musluk.....bozuk.
14. Sınıf..... kapı.....açık.
Belirtisiz Ad Tamlaması
Одноаффиксный изафет
Этот вид словосочетаний состоит из определения (tamlayan) без
окончаний (однако может иметь окончание множественного числа) и
определяемого (tamlanan) с окончаниями -sı (-si, -su, -sü).
Örnek (пример):
1. İstanbul Üniversitesi'nde çalışıyorum.
2. Şimdi okul müdürü konuşuyor.
3. Buket şimdi çalışma odasında mı?
4. Zeynep'in annesi devlet memuru.
5. Evimiz vapur iskelesine çok yakın.
44
İSTANBUL'DA BİR HAFTA SONU
ВЫХОДНЫЕ В ИСТАНБУЛЕ
Uğur, Funda, Hasan ve Bengü çok iyi arkadaşlar. Funda, Hasan ve
Bengü, Cumartesi günü piknik için Heybeliada'ya gitmek istiyorlar. Ama
Uğur, Heybeliada'ya değil; Büyükada'ya gitmek istiyor.
Funda: Uğur, niçin Heybeliada'ya gitmek istemiyorsun?
Uğur: Çünkü, orada piknik yapmak için güzel yerler yok.
Hasan: Seninle aynı fikirde değilim Uğur. Heybeliada'da da çok güzel
piknik yerleri var.
Uğur: Peki, siz neden Büyükada'ya gitmek istemiyorsunuz?
Bengü: Çünkü biz oraya her zaman gidiyoruz. Bu hafta sonu değişik
bir yere gitmek istiyoruz.
Funda: Arkadaşlar, niçin tartışıyorsunuz? Bu hafta sonu Heybeliada'ya
gidelim. Gelecek cumartesi de Büyükada'ya gidelim.
Uğur: Tamam arkadaşlar, kabul ediyorum. Yarın kaçta buluşuyoruz?
Hasan: Önce, vapur saatlerini öğrenelim. İlk vapur ne zaman kalkıyor,
biliyor musunuz?
Bengü: Ben biliyorum. İlk vapur saat 09.30'da kalkıyor.
Funda: 09.30 çok erken. 10.30 vapuruna binelim.
Uğur: Niye?
Funda: Çünkü benim evim iskeleye çok uzak. Cumartesi günü erken
kalkmak istemiyorum.
Bengü: Tamam. Yarın 10.30'da Adalar İskelesi'nde buluşalım.
45
EYLEM (ГЛАГОЛ) + -MAK İSTE...
ЖЕЛАТЬ ЧТО-ТО СДЕЛАТЬ
Örnek (пример):
1. Çok yorgunum, uyumak istiyorum.
2. Duygu sinemaya gitmek istemiyor.
3. Hafta sonu ne yapmak istiyorsunuz?
4. Biz yarın İzmir'e gitmek istiyoruz.
5. Kiminle konuşmak istiyorsunuz?
46
2. Neden rejim yapıyorsun?
Çünkü ......................................................
3. Niçin arabanı satmak istiyorsun?
Çünkü ......................................................
4. Neden bu filmi izlemek istemiyorsun?
Çünkü ......................................................
1.____________ ?
Şimdi saat beş. (kaç)
2.______________?
Hava çok güzel. (nasıl)
3._____________?
Biletler Sinan'da. (kimde)
4.________________?
Sokakta üç araba var. (kaç)
5._________________________?
Öğrenciler bahçede. (nerede)
6.________________________?
Mehmet Taksim'e gitmek istiyor. (nereye)
7.________________________?
Onlara büyük bir araba lazım. (nasıl)
8.________________________?
Telefon sana. (kime)
9.____________________________?
Tiyatro sekizde. (kaçta)
10._________________________?
Anahtar çantamda. (nerede)
47
3. Soruları ve yanıtları eşleştiriniz. (Выберите подходящий
ответ.)
Soru Yanıt
1. Nasıl? 1. Ali.
2. Ne kadar? 2. İstanbul'dayım.
3. Ne zaman? 3. Biraz sonra.
4. Neredesiniz? 4. Çok lezzetli.
5. O kim? 5. Bir şey yok.
6. Şurada ne var? 6. Dört kilogram
VÜCUDUMUZ1
НАШЕ ТЕЛО
Merhaba, benim adım Aykut. Ben 13 yaşındayım. Beyaz tenliyim.
Orta boyluyum ve 50 kiloyum. Benim saçlarım siyah ve kısadır. Alnım
dar; kulaklarım, burnum ve ağzım küçüktür. Ayak ve el bileklerim ince;
parmaklarım uzundur. Kaşlarım siyah, gözlerim mavidir.
Ben her gün parkta top oynuyorum ve terli terli su içiyorum. Meyve ve
sebze yemek istemiyorum. Hamburger ve cipsi çok seviyorum.Sağlığıma
hiç dikkat etmiyorum. Bu yüzden annem bana çok kızıyor.
Ben şimdi hastayım ve yatıyorum. Biraz ateşim var. Galiba gribim.
Her yerim ağrıyor. Başım, boynum, omuzlarım, kollarım, bacaklarım,
bileklerim, göğsüm, dizlerim, midem... Hastalık çok kötü bir şey. İyileş
mek için ilaçlarımı içiyorum ve dinleniyorum. Dengeli besleniyorum, bol
bol sebze ve meyve yiyorum.
Ben şimdi okula ve parka gitmiyorum; çünkü evde yatıyorum. Evde
çok sıkılıyorum. Hemen iyileşmek ve arkadaşlarımla oynamak istiyorum.
Arkadaşlarım beni her gün ziyaret ediyorlar. Bana çiçek ve kitap
getiriyorlar. Bana “Bir daha hasta olma. Sağlığına dikkat et!” diyorlar.
Arkadaşlarımı ve okulumu çok seviyorum.
1. Aşağıdaki soruları metne göre yanıtlayın.
(Ответьте на вопросы, опираясь на текст.)
1. Aykut nasıl bir çocuk?
1
Bölükbaş F., Özenç F., Yılmaz M. Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı. Pelikan Ya-
yınevi, İstanbul, 2009. S. 50.
48
2. Aykut niçin hasta oluyor?
3. Aykut iyileşmek için neler yapıyor?
4. Aykut'u kimler ziyaret ediyor ve ona neler getiriyorlar?
5. Siz sağlıklı olmak için neler yapıyorsunuz?
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Topkapı Sarayı1
Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460-1478 yılları
arasında yaptırılmıştır. Saray, İstanbul'un Marmara Denizi'ni gören en
güzel noktasına inşa edilmiştir. Bugünkü hâlini daha sonraki yüzyıllarda
eklenen yapılarla almıştır. Topkapı Sarayı, 380 yıl boyunca Osmanlı
sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezi olmuştur.
Topkapı Sarayı 1924 yılından beri müze olarak kullanılmaktadır.
Дворец Топкапы
Дворец Топкапы был построен по заказу Султана Фатиха Мех-
меда в 1460–1478 гг. Из окон дворца открывается прекрасный вид
на Мраморное море. Современный облик дворец Топкапы обрел бла-
годаря постройкам последующих столетий. Этот дворец служил ре-
зиденцией османским султанам, являясь центром государственного
управления и образования.
С 1924 г. он объявлен музеем и продолжает знакомить нас с исто-
рией и культурой Османской империи.
Dolmabahçe Sarayı2
Dolmabahçe Sarayı, Avrupa mimari tarzlarının bir karışımı olarak
1843–1856 yılları arasında Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.
Dolmabahçe Sarayı'nda eşsiz bir zenginlik ve ihtişam vardır. Sarayın
duvarları ve tavanları Avrupa'nın en ünlü sanatçıları tarafından altın resim
lerle dekore edilmiştir. Önemli oda ve salonlarda her şey aynı renktedir.
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı, Dilset, İzmir, 2013. S. 48.
2
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı, Dilset, İzmir, 2013. S. 55.
49
Tüm zeminler süslü ahşap parke ile kaplıdır. Cumhuriyet döneminde
saray, Mustafa Kemal Atatürk tarafından konut olarak kullanılmış ve
Atatürk 1938 yılında bu sarayda vefat etmiştir. Dolmabahçe Sarayı 1984
yılında müze hâline getirilmiştir.
Дворец Долмабахче
Являющийся образцом европейского архитектурного стиля,
Долмабахче был создан по приказу султана Абдульмеджида в 1843–
1856 гг. На свете нет ничего, что могло бы сравниться с богатством и
величием этого дворца, считают турки. Его стены и потолок украше-
ны золотой росписью самых искусных мастеров Европы.
Интерьер каждой комнаты дворца, имеющей особое предназна-
чение, подобран в одной цветовой гамме. Полы во дворце устланы
узорчатым деревянным паркетом.
50
• ÜNİTE V •
AİLEM
МОЯ СЕМЬЯ1
Benim adım Nesrin. Benim büyük ve mutlu bir ailem var. Babamın adı
Murat, annemin adı Nuray. Babam dişçi, annem ise ev hanımıdır. Benim
bir ablam var, onun adı Özge. Ablam siyah saçlı, yeşil gözlü ve uzun boylu
bir kız. O şimdi üniversite 2. sınıfa gidiyor.
Benim babamın bir kız, bir de erkek kardeşi var. Amcamın adı Mesut
ve o bir doktordur. Amcamın karısı (eşi) Nurten yengem ise hemşiredir.
Onların çocukları, Alican ile Ayşegül, benim kuzenlerimdir. Alican 10,
Ayşegül ise 12 yaşında. İkisi de çok çalışkan.
Meltem halam ve kocası (eşi) İbrahim eniştem muhasebecidirler.
Şişli'de büroları var. Onların çocukları Bora ve Zeynep ikizdir.
Bora ve Zeynep çok küçükler ve okula gitmiyorlar. İkizler çok şirin ve
ailenin göz bebeğidirler.
Babamın annesi ve babası İstanbul'a yakın bir köyde oturuyorlar.
Babaannem ev hanımı, büyükbabam (dedem) ise emekli veteriner. Onların
evi iki katlı ve bahçeli. Bahçelerinde tavukları, civcivleri ve bir de köpek
leri vardır.
Annemin de bir kız ve bir erkek kardeşi var. Dayımın adı Burak.
Burak dayım uzun boylu, dalgalı saçlı, kahverengi gözlü. O bekar ve çok
yakışıklı. Onun evi Levent'te. O bir şirkette müdür. Dayım hafta sonları
bize geliyor ve beraber çok eğleniyoruz.
Annemin kız kardeşi Ülkü teyzem, diş doktorudur. Onun
muayenehanesi Beşiktaş'ta. Teyzem nişanlı ve bu yaz evleniyor. O şimdi
anneannem ve dedemle aynı evde yaşıyor. Onların evi Şişli'de. Ülkü
teyzem konuşkan, güler yüzlü, sempatik bir kadındır. O seyahat etmeyi
çok seviyor.
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı. Dilset, İzmir, 2013. S. 49.
51
3. Nesrin'in dayısı nasıl bir kişidir.
4. Nesrin'in amcası ve yengesi ne iş yapıyorlar ?
5. Nesrin'in teyzesi nerede ve kimlerle yaşıyor?
52
SIFATLAR
ПРИЛАГАТЕЛЬНЫЕ
Sıfat Ekleri: -lı (- li, -lu, -lü)
Аффикс, образующий прилагательные: -lı (- li, -lu, -lü)
Этот аффикс присоединяется только к существительным для об-
разования прилагательного.
Örnek (пример):
Dedemin çiçekli bir bahçesi var.
Barış, fırından cevizli ekmek alıyor.
Annem üzümlü kurabiye yapıyor.
Sakallı adam bana bakıyor.
Murat dikkatli bir öğrencidir.
Ahmet, tozlu sokaklarda dolaşıyor.
Ben çikolatalı pasta yiyorum.
При прибавлении к названиям стран и городов аффикс -li обо-
значает выходцев из этой местности или людей, которые там живут.
Benim Çinli bir arkadaşım var.
Arkadaşımın eşi İzmirli bir avukattır.
53
A B
Bıyık + lı gömlek
Tuz kurabiye
Elma kadın
Çizgi kedi
Sarı saç adam
Şekerli ayran
Uzun kuyruk kahve
54
sakallı… sakalsız… suçlu… suçsuz…
değer… değer… gönül… gönül…
saygı… saygı… tuz… tuz…
acı… acı… güç… güç…
tat… tat … başarı… başarı…
neşe… neşe… iştah… iştah…
55
Sayı (число) + -(ş)ar
Örnek (пример):
Öğrencilere ikişer soru soruyorum.
Hepimizin tabağında üçer elma var.
Sınıfa birer birer giriniz.
İzciler dörder dörder yürüyorlar.
Сравнительная степень:
ad + -dan daha + sıfat
Örnek (пример):
Ahmet, Ali'den daha çalışkandır. İstanbul, Ankara'dan daha
kalabalıktır. O benden daha gençtir. Uçak, trenden daha hızlıdır.
56
Превосходная степень:
en + sıfat + ad
Örnek (пример):
Sınıfın en çalışkan öğrencisi Ayşe'dir. Dünyanın en kalabalık şehri
Tokyo'dur. İstanbul'un en pahalı semti Etiler'dir. Türkiye'nin en yüksek
dağı Ağrı Dağı'dır.
58
4. İş günleri hangi günlerdir?
5. En kısa ay hangi aydır?
6. Bir yılda kaç mevsim vardır?
7. Yaz mevsiminin ayları nelerdir?
8. Kış mevsiminin ayları nelerdir?
9. İlkbaharda bahçeler nasıldır?
10. Kışın her yer nasıldır?
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Türklerde Aile ve Komşuluk İlişkileri1
Türk milletinde gerek âdetlerin, gerekse de dinin etkisiyle aile
kurumuna çok önem verilmektedir. Aile kurumu gücünü aile bireyleri
arasındaki sevgi ve saygıdan alır.
Türk insanına göre aile içinde sevgiye, saygıya ve yardıma muhtaç
iki grup vardır. Bunlar, yaşlılar ve çocuklardır. Türkler çocukları sever,
onlara yardım eder ve şefkat gösterir. Çünkü çocuklar ailenin ve milletin
devamını sağlayan en önemli bireylerdir. Yaşlılar ise tecrübeleriyle,
yerinde tespitleriyle ve tavsiyeleriyle aile içinde önemli rol oynarlar.
Türkler, yaşlılara saygı duyar ve ölene kadar onların bakımını üstlenir.
Çocuklar, evlendikten sonra ayrı şehir ya da evlerde yaşasalar bile
büyükleriyle bağlantılarını koparmazlar. Sık sık onları ziyaret ederler ve
ihtiyaçlarıyla ilgilenirler.
Türk geleneklerinde komşuluk ve misafirlik ilişkileri de çok önemlidir.
Türkler, aileden sonra en çok komşuluk ilişkilerine dikkat ederler.
Aile bireyleriyle olduğu gibi komşularla da iyi geçinirler ve onlarla
yardımlaşırlar. Misafirlik için eve gelen kişiye “Tanrı misafiri” denir.
Misafir için en güzel yemekler hazırlanır ve misafiri memnun etmek için
elden ne geliyorsa yapılır.
Семья и добрососедские отношения в турецкой культуре
Большое значение турки придают своим семьям. Среди факто-
ров, повлиявших на формирование института семьи, можно назвать
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı. Dilset, İzmir, 2013. S. 56.
59
влияние традиций и религии. Крепкая семья, как известно, строится
на любви и уважении, на заботе членов семейства друг о друге.
Особого почтения, по мнению турок, заслуживают дети и пожи-
лые люди. Турки любят детей, всячески помогают им и заботятся о
них, поскольку дети считаются самыми главными членами семьи,
которые в дальнейшем обеспечат продолжение их рода и нации.
Важную роль в семье играют и пожилые люди, ведь у них есть жиз-
ненный опыт, именно они являются незаменимыми советчиками.
Турки берут на себя заботу о них до конца их дней. Так, молодые
люди, создав свою семью и переехав в другой дом или в другой го-
род, не разрывают связи со старшими членами семьи, не перестают
заботиться о них.
Кроме того, в турецкой культуре очень важно установление дру-
жеских отношений с соседями. После семьи наибольшее внимание
турки уделяют именно соседям. Им, как и членам семьи, оказывает-
ся разносторонняя поддержка.Турки – очень гостеприимный народ.
Неожиданный гость именуется у них «гостем от Бога»: ему пода-
ются лучшие угощения, делается все, чтобы гость остался доволен
приемом.
60
•
ÜNİTE VI •
ÇEVREMİZ
ОКРУЖАЮЩИЙ НАС МИР
EGE'NİN DÜNYASI1
МИР ЭГЕ
Benim adım Ege. Ben sekiz yaşındayım. Ben ikinci sınıftayım. Benim
bir ağabeyim var. Onun adı Emre. O, sekizinci sınıfta. O çok çalışkan ve
çok yakışıklı bir çocuktur. Ben onun kadar çalışkan değilim ama karnemde
zayıfım yok.
Benim odam ağabeyimin odasının yanında. Onun odası çok
düzenli ve temizdir. Benim odam da temiz ama düzenli değil, dağınık.
Odamda çalışma masam, yatağım, dolabım, kitaplığım, bilgisayarım ve
oyuncaklarım var. Ben, ağabeyimin odasında oynamaya bayılıyorum ama
o buna çok kızıyor.
Bizim sokağımız çok dar ama evimiz bahçeli bir ev. Bahçemizde
ağaçlar, çiçekler ve bir tane küçük havuz var. Havuzda beş tane küçük
balık var. Balıklar alt komşumuz.
Ahmet Amca'nın. O, balıklara gözü gibi bakıyor, onlara her gün yem
veriyor. Arka sokağımızda çocuk parkı var. Parkta salıncaklar, kaydıraklar
ve bir de kum havuzu var.
Benim okulum evimize çok uzak. Okula servisle gidiyorum. Ben
öğretmenimi çok seviyorum. Benim öğretmenim genç, güler yüzlü, kibar,
sevimli, cana yakın, melek gibi bir öğretmen. Sınıfımız aydınlık, temiz
ve geniş. Sınıfımızın duvarları beyaz. Sınıfımızda yirmi öğrenci var.
Sıralarımız yeni.
Ece, benim en yakın arkadaşım. Biz onunla aynı sırada oturuyoruz.
O sarışın, mavi gözlü, kırmızı yanaklı, çalışkan bir kız. O yaramaz değil;
uslu, sakin ve saygılı bir öğrenci. Onun annesi de öğretmen ama bizim
okulumuzda değil.
1
Bölükbaş F., Özenç F., Yılmaz M. Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı. İstanbul,
Pelikan Yayınevi, 2009. S. 58.
61
Aşağıdaki soruları metne göre yanıtlayınız.
(Ответьте на вопросы, опираясь на текст.)
1. Ege'nin ağabeyi nasıl bir çocuktur?
2. Ege'nin odası nasıl ve odasında neler var?
3. Ege'nin evinin sokağında ve bahçesinde neler var?
4. Ege'nin öğreйtmeni nasıldır?
5. Ege'nin en samimi arkadaşı kimdir ve o nasıl bir öğrencidir.
62
1. Aşağıdaki tümceleri -lik ekleriyle tamamlayınız.
(Заполните пропуски окончанием “-lik”.)
1. Bu hafta tüm mağazalarda ucuz........var.
2. İyi......yapın, kötü......yapmayın.
3. Öğretmen.......çok kutsal bir meslektir.
4. Sizin yaz......eviniz var mı?
5. Akşam yemeği için dört kişi.......bir masa hazırlayın.
6. Selim İstanbul'da kira.......ev arıyor.
7. Güzel.....ve çirkin......herkes için farklıdır.
8. Yemeğin hiç tuzu yok. Tuz......nerede?
9. Ağaç.....bir yerde piknik yapalım.
10. Pazardan turşu......biber alsınlar.
KAPALIÇARŞI1
КРЫТЫЙ РЫНОК
Dünyanın en eski ve en büyük kapalı çarşısı İstanbul'dadır. 60 kadar
sokağı, üç binden fazla dükkanı ile Kapalıçarşı, İstanbul'un en eski ve
en güzel alışveriş merkezidir. Dünyanın her tarafından buraya turistler
geliyor. İstanbul'a gelen her turist mutlaka kapalı çarşıya uğruyor.
Kapalıçarşı günün her saatinde çok hareketli ve kalabalık oluyor. Çünkü
insanlar Kapalıçarşı'ya sadece alışveriş için gelmiyorlar. Aynı zamanda,
gezmek ve yemek yemek için de geliyorlar. Esnaf, tüm müşterileri güler
yüzle karşılıyor, müşterilerle yakından ilgileniyor ve sohbet ediyor.
Onlara Kapalıçarşı'mn tarihi ile ilgili bilgi veriyor ve dükkanları tanıtıyor.
Turistler en çok halı ve kuyumcu dükkanları ile ilgileniyor.
Kapalıçarşı'da el emeği ile yapılmış her türlü eşya bulunuyor.
Kapalıçarşı'daki bütün eşyalar, kalite ve orijin belgeleri ile satılıyor ve
dünyanın her tarafına gönderiliyor. Kapalıçarşı'da halı ve mücevheratın
yanında, çeşitli kumaşlar, meşhur Türk işi gümüş ve seramik eşyalar ile
bakır ve bronz hediyelik eşyalar, deri kıyafetler de bulunuyor.
(Yeniden düzenlenmiştir)
(Упрощенный текст)
1
Avcı H. Gezi Rehberi. Kaynak, İzmir, 2008. S. 60.
63
Aşağıdaki soruları metne göre yanıtlayınız.
(Ответьте на вопросы, опираясь на текст.)
1. Kapalıçarşı nerededir ve nasıl bir alışveriş merkezidir?
2. Turistler Kapalıçarşı'ya niçin geliyorlar?
3. Kapalıçarşı'da turistler en çok neler ile ilgileniyorlar?
4. Kapalıçarşı'da hangi ürünler bulunuyor?
“İLE” BAĞLAÇI
СОЮЗ «C»
1. Cвязывает однородные слова, выполняя роль союза «и».
Örnek (пример):
a. Ayşe ile (Ayşe'yle) Ahmet kardeştir.
b. Ece'nin annesi ile (annesiyle) babası yarın bize geliyorlar.
64
7. Kuzenim Pazar günleri bisiklet.....geziyor.
8. Çocuklar okula servis.......gidiyor.
9. Öğrenciler öğretmeni dikkat.... dinliyorlar.
10. Filiz'..... Murat 26 Haziran'da nişanlanıyorlar.
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Anadolu Halı ve Kilimleri1
Çok eski bir geçmişi olan Anadolu halı sanatının ilk örneği M.Ö. 5. ve
6. yüzyıllara ait mezarlarda bulunmuştur. Selçuklular, Batı Asya ve İran'a
yaydıkları halı sanatım 1071 yılından sonra Anadolu'ya getirmişlerdir.
Osmanlılar zamanında da çok kaliteli halılar dokunmuştur. Sanayinin
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı. Dilset, İzmir, 2013. S. 65.
66
gelişmesiyle el dokuması halılar, yerini büyük oranda makine yapımı
halılara bırakmıştır.
Selçuklu halılarında geometrik motifler hâkimdir. Halılarda sekiz
köşeli yıldızlar, çengelli çerçeveler, bitki ve hayvan şekilleri görülür.
Yazı kabartmaları, Selçuklu halılarının karakteristik özelliğidir. Osmanlı
döneminin başında hayvan figürlü halılar, yerini dar köşe süslemeli, ortası
geometrik desenli halılara bırakmıştır.
Kilim, halıcılıktan daha önce gelişmiş bir dokumacılık tekniğidir.
Hafifliği ve katlama kolaylığı kilimi vazgeçilmez bir eşya hâline getirmiştir.
Günümüzde özellikle köy evlerinde kilim tezgâhları bulunmaktadır.
Kilimler dokundukları bölgelere, motif veya renklerine göre adlandırılır.
Kilimlerde başlıca özellik renklerin ahenk içinde kullanılmasıdır.
Ковры и паласы Анатолии (азиатской части Турции)
Древнейший образец ковроткачества Анатолии был обнаружен
в кургане в 5 в. до н. э. Сельджукиды распространили это искусство
от Западной до Малой Азии (официальной датой появления сельджу-
кидов в Анатолии считается 1071 г.). В последующий, османский,
период данный вид искусства развивался, именно тогда создавались
наиболее качественные гобелены. В дальнейшем, с развитием про-
мышленности, место большинства ковров, выполненных вручную,
заняли ковры, изготовленные на станках.
Наиболее часто на сельджукских коврах встречаются геометри-
ческие мотивы: восьмиугольные звезды, крючковатые рамки, а также
изображения растений и животных. Среди особенностей сельджук-
ских ковров необходимо отметить выпуклые надписи. Османы же
изображениям животных предпочитали украшение шпалер следую-
щим образом: углы украшались тонкой полоской узоров, а центр –
геометрическими фигурами.
Известно, что первые килимы появились одновременно с первы-
ми ткаческими техниками. Килимы – это основа настоящих ковров.
Так как изготовление килимов требует меньших усилий, они являют-
ся особенно распространенным предметом домашнего быта. Прилав-
ки для изготовления гобеленов можно встретить в деревенских домах
и в наши дни. Килимы имеют разные названия (в зависимости от цве-
тов и узоров или от местности, где их ткут). Гармоничную подборку
цветов можно назвать главной особенностью данного вида ковров.
67
• ÜNİTE VII •
KİM NE YAPTI?
КТО ЧТО СДЕЛАЛ?
MİMAR SİNAN1
АРХИТЕКТОР СИНАН
Yavuz Sutan Selim 23 yaşında Kayseri'den İstanbul'a getirildi. İlk
öğreniminden sonra, zamanın ünlü mimarlarının gözetiminde çalıştı. Kısa
zamanda yapı sanatına alıştı.
Yavuz Sultan Selim'in ordusuyla birlikte Tebriz'e ve Mısır'a gitti.
Büyük camileri inceleme fırsatı buldu.Baş Mimar sıfatıyla devletteki bütün
yapıların kontrolü ona verildi. Yaptığı hizmetlere göre çeşitli rütbeler aldı.
Sinan'ın ilk büyük eseri Şehzade Camii'dir. 60 yaşlarında Süleymaniye
Camii'nin inşaatına başladı. 84 yaşında Edirne'de Selimiye Camii'ni inşa
etti. Koca Sinan İslâm yapı sanatında ölümsüz eserleri ile ün yaptı.
Mimar Sinan, 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 22 türbe, 6 suyolu
kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 saray, 41 hamam ve diğerleriyle
birlikte toplam 360 eser meydana getirdi.
1
Karaman N.N. Türkçe konuşalım. Filiz Kitapevi, İstanbul, 2000. S. 398.
68
Olumlu Olumsuz Olumlu Soru Olumsuz Soru
(Утвердительная (Отрицательная (Вопрос) (Вопрос
форма) форма) с отрицанием)
69
5. Значение условия:
Bey oldun mu, konuk eksilmez!
6. При использовании совместно с деепричастием на -alı выража-
ет значение «с тех пор как»:
O kendini bildi bileli hep iyi bir romancı olmayı istiyor.
7. Употребляется в существительных, образованных от глаголов:
gecekondu (хибарка), Durdu (имя человека).
В отличие от настоящего времени, вопросительная частица ста-
вится после окончания, обозначающего лицо. Сравните: Seçiyor
musun? Seçtin mi?
Гласная буква в вопросительной частице подчиняется гармонии
гласных. Один из четырех вариантов выбирается в зависимости от
последнего слога окончания.
Cледующие наречия используются с прошедшим временем:
dün +.......: dün sabah, dün öğleden sonra, dün akşam, dün gece;
.......+ önce +…..: az önce, bir saat önce, beş dakika önce, üç hafta
önce, iki yıl önce;
geçen +.....: geçen salı, geçen akşam, geçen yıl, geçen ay, geçen gün.
Olumlu
(Утвердительное предложение)
Örnek (пример):
1. Dün teyzemi ziyaret ettim.
2. Geçen hafta Ahmet bize geldi.
3. Geçen kış İstanbul'a çok kar yağdı.
4. Biz tatilde İzmir'e gittik.
70
Olumsuz
(Отрицательное)
Örnek (пример):
1. Ben Mısır'a hiç gitmedim.
2. Derya dün gitar çalmadı.
3. Dün annem ve babam konsere gitmediler.
4. Siz beni hiç aramadınız.
Olumlu Soru
(Вопрос)
Örnek (пример):
1. Sen hiç Suriye'ye gittin mi?
2. Özlem bugün beni aradı mı?
3. Çocuklar dün parkta oynadılar mı?
4. Daha önce hiç Türkiye'ye geldiniz mi?
71
Olumsuz Soru
(Вопрос «разве не…?»)
Örnek (пример):
1. Sen daha önce hiç tiyatroya gitmedin mi?
2. Daha önce Antalya'ya hiç kar yağmadı mı?
3. Sabah saat 10.00 oldu, hâlâ otobüse binmediniz mi?
4. Hasan altı yıldır üniversiteye gidiyor. Daha mezun olmadı mı?
5. Yerleştirelim
(Заполните пропуски подходящими наречиями.)
Bir hafta önce • önceki gün
Geçen sene • Bu yıl • Az önce
Bugüne kadar hiç • Bugün • Dün
1. Bir hafta önce arkadaşlarımla piknik yaptık.
2._________________ buraya yerleştik.
3._________________üniversiteden mezun oldular.
4. __________________kuzenime gittim.
5._________________arabamı tamir ettim.
6._______________böyle bir insanla tanışmadım.
7.______________akşam tatilden döndük,
8.______________elektrikler kesildi.
72
AD TÜMCELERİNDE BELİRLİ GEÇMİŞ ZAMAN
ПРОШЕДШЕЕ КАТЕГОРИЧНОЕ ВРЕМЯ
В ИМЕННЫХ ПРЕДЛОЖЕНИЯХ
Olumlu
(Утвердительное предложение)
Örnek (пример):
1. Yemek çok lezzetliydi.
2. Duygu çalışkan bir öğrenciydi.
3. Biz geçen hafta Ankara'daydık.
73
Olumsuz
(Отрицательное предложение)
Örnek (пример):
1. Ben dün kütüphanede değildim.
2. Film hiç güzel değildi.
3. Onlar bize karşı dürüst değillerdi.
Olumlu Soru
(Вопрос)
Örnek (пример):
1. Senin baban avukat mıydı?
2. Nergis geçen yıl Alanya'da mıydı?
3. Nihal ve Turgay aynı sınıfta mıydılar?
Olumsuz Soru
(Отрицательный вопрос)
Örnek (пример):
1. Niçin onu sevmiyorsun? Siz önceden arkadaş değil miydiniz?
2. Pervin ve Ali nişanlı değiller miydi?
3. Niçin arabam sattın? Memnun değil miydin?
74
4. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Заполните пропуски как в примере.)
1. Lokantadaki balıklar taze .................?
2. Moralin bozuk görünüyor. Sınav kolay ...................?
3. Nimet Hanım'ın oğlu avukat ...................?
4. Neden bu kadar erken kalktın? Sen uykusuz .............?
5. Niçin kızının saçını sen kesmiyorsun? Sen önceden kuaför…?
PEKİŞTİRME SIFATLARI
УСИЛИТЕЛЬНАЯ ФОРМА ПРИЛАГАТЕЛЬНЫХ
Для усиления значения к прилагательным прибавляются буквы
m, p, r, s. Первый слог слова повторяется.
m P r s
beyaz bembeyaz sarı sapsarı Temiz tertemiz mavi masmavi
siyah simsiyah kara kapkara çabuk çarçabuk pembe pespembe
yeşil yemyeşil kırmızı kıpkırmızı sefil sersefil koca koskoca
sıcak sımsıcak taze taptaze perişan perperışan doğru dosdoğru
başka bambaşka sırın şipşirin belli besbelli
sıkı sımsıkı açık apaçık kıvrak kıskıvrak
düz dümdüz kuru kupkuru yuvarlak yusyuvarlak
boş bomboş dolu dopdolu kocaman koskocaman
canlı capcanlı
dar dapdar
karanlık kapkaranlık
75
4. Ayşe'ye çok büyük bir miras kaldı. Ondan sonra...............bir insan
oldu.
5. Elektrikler kesildi, her yer............oldu.
6. Sonbaharda bahçeler.................yapraklarla doluyor.
7. Aslı çok güzel bir kızdı, uzun ve ..................saçları vardı.
8. Buzdolabı ....................., hemen alışveriş yapalım.
9. Deniz................, niçin girmiyorsunuz?
10. Elinde ......... bir bavul vardı.
Örnek (пример):
1. Aysel ve Ümit daracık bir sokaktan geçtiler, (daracık: çok dar).
2. Bugün hiç iştahım yok. Azıcık yemek yedim, (azıcık: çok az).
3. Küçücük çocuk çalışıyor ve para kazanıyor, (küçük – küçücük: çok
küçük).
4. Onlar çok fakirlerdi, ufacık bir evleri vardı, (ufak – ufacık: çok
ufak).
76
Аффикс -ca/-ce/-ça/-çe усиливает значение прилагательных или
наречий.
Örnek (пример):
Araba yavaşça hareket etti.
Eh! Güzelce bir kıza benziyor.
Evi iyice temizle, hiçbir yerde toz kalmasın.
Uzunca boylu bir çocuk, üstelik yakışıklı da.
Genişçe bir evleri vardı.
При присоединении аффикса -cık, звук k на конце многосложных
слов, как правило, выпадает.
Örnek (пример):
1. Küçücük çocuk çalışıyor ve para kazanıyor, (küçük – küçücük:
çok küçük).
2. Onlar çok fakirlerdi; ufacık bir evleri vardı, (ufak – ufacık:
çok ufak).
77
-ki ilgeçi
Форма на -ki
1. Будучи присоединенным к существительному в местно-вре-
менном падеже, -ki образует слова со значением «находящийся на (в)
…, у (кого)».
Örnek (пример):
Balkondaki çiçekler çok güzel.
Saksıdaki çiçekleri suladım.
Odamdaki koltuklar çok eski, onları değiştirmek istiyorum.
Bu sınıftaki öğrenciler Rusya'dan geliyor.
Sendeki kitap yeni mi? Onu daha önce hiç görmedim.
78
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Anne ve Çocuk1
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı,
Bütün gece ağlayıp, onu uyutmayarak teşekkür ettiniz...
2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti,
Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz...
3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı,
Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz...
4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu,
Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz...
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi,
Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz...
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü,
Sokaklarda “Gitmeyeceğiiiim!” diye ağlayarak teşekkür ettiniz...
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti,
Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz...
9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu,
Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz...
10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her
yere sizi arabayla götürdü,
Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz...
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü,
“Sen bizimle oturma!” diyerek teşekkür ettiniz...
12 yaşınızdayken zararlı televizyon programlarını seyretmenizi
istemedi,
O evde değilken hepsini seyrederek teşekkür ettiniz...
15 yaşınızdayken sizi yurt dışında yaz kampına gönderdi,
Tek satır mektup yazmayarak teşekkür ettiniz...
17 yaşınızdayken arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi,
Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz...
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampüse
götürdü ve eşyalarınızı taşıdı,
1
«ANADOLU» Türkçe Ders Kitabı. Dilset, İzmir, 2013. S. 75.
79
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak
teşekkür ettiniz...
21 yaşınızdayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek
istedi:
“Ben senin gibi olmayacağım!” diyerek teşekkür ettiniz...
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı,
Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz...
24 yaşınızdayken evlenmek istediğiniz çocukla tanışmak istedi,
“Zamanını ben bilirim!” diye tersleyerek teşekkür ettiniz...
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu
oldu, hem çok duygulandı,
Siz, dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz...
30 yaşınızdayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi,
“Artık bu ilkel yöntemleri bırak!” diyerek teşekkür ettiniz...
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı,
“Anne işim başımdan aşkın!” diyerek teşekkür ettiniz...
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye
gittiğinizde mutlu oldu,
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz...
Derken bir gün... O öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir
yıldırım gibi düştü...
O zaman gidin, hâlâ fırsat varken, o yanınızda iken, o hayatta iken,
vakit ayırıp ilgilenin. Ve onca sene veremediğiniz sevginizi verin.
Fırsat varken, sevin, sevdiğinizi belli edin ve mutlu edin... Haydi geç
kalmayın lütfen.
Acele edin... Bakın yine geçiyor dakikalar ve saatler. Bitmeden, sona
ermeden yapın şu işi.
Мама и ребенок
В 1 годик кормила вас своими руками,
Вы же сказали ей спасибо, проплакав всю ночь…
В 2 годика научила вас ходить,
Вы же поблагодарили ее, убежав из комнаты, когда она звала…
В 3 года со старанием готовила вам еду,
80
Вы поблагодарили ее, вылив тарелку под стол…
В 4 годика дала вам цветные карандаши и учила рисовать,
Вы же поблагодарили ее, разрисовав все стены дома…
В 5 лет украшала вас красивой одеждой,
Вы поблагодарили ее, прыгнув в первую попавшуюся лужу…
В 6 лет проводила вас до школы,
Вы поблагодарили ее, плача на улице, со словами: «Не пойдууу!..»
В 7 лет подарила вам мяч,
Вы же поблагодарили ее, разбив соседское окно…
В 9 лет нашла для вас учителя по пианино,
Вы поблагодарили ее, ни разу не выполнив задание…
В 10 лет возила вас на машине от праздников дня рождения до
уроков танцев,
Вы побагодарили ее, даже не обернувшись, когда вышли из ма-
шины…
В 11 лет отвезла вас и ваших друзей в кино,
Вы поблагодарили ее, попросив не садиться с вами...
В 12 лет она не хотела, чтобы вы смотрели вредные программы
по телевизору,
Вы поблагодарили ее, посмотрев все эти программы, пока ее не
было дома…
В 15 лет отправила вас в летний лагерь заграницу,
Вы не поблагодарили ее, написав письмо хоть в одну строчку…
В 17 лет разрешила пойти вам на вечеринку с вашим другом,
Вы поблагодарили ее, прийдя к утру домой и ни разу не позвонив
за это время…
В 19 лет оплатила учебу, отвезла вас на машине до студенческого
городка, привезла ваши вещи…
Вы поблагодарили ее, попрощавшись с ней у ворот, чтобы ваши
друзья не смеялись над вами…
В 21 год хотела дать совет по вашей работе и карьере,
Вы поблагодарили ее, сказав: «Я не буду таким как ты»…
В 22 года с гордостью обняла вас,
Вы поблагодарили ее, попросив денег на поездку в Европу…
В 24 года она захотела познакомиться с девушкой, с которой вы
хотели пожениться,
81
Вы же поблагодарили ее, сказав: «Я сам знаю, когда нужно будет
познакомиться»…
В 25 лет оплатила все ваши расходы на свадьбу,
Вы же поблагодарили ее, переехав на другой конец света…
В 30 лет захотела дать вам совет по уходу за ребенком,
Вы поблагодарили ее, сказав: «Оставь эти первобытные методы»…
В 40 лет позвонила и напомнила о дне рождения вашего род-
ственника,
Вы поблагодарили ее, сказав что у вас дел выше крыши…
В 50 лет она сильно заболела. Когда вы приехали к ней в выход-
ные, она была очень рада,
Вы поблагодарили ее, сказав, что пожилые люди как дети
малые…
И вдруг… Она умерла…
И в тот момент ваше сердце почувствовало всю тяжесть всего
того, чего вы не сделали для нее…
Раз так, то идите, пока есть возможность, пока она рядом, уделите
ей время и внимание.
И дайте ей столько любви, сколько вы не смогли дать за все это
время.
Любите, показывайте свою любовь, дарите ей счастье, пока есть
возможность. Пожалуйста, не опаздайте.
Поспешите… Смотрите, снова проходят минуты и часы. Сделай-
те это, пока все не закончилось.
82
• ÜNİTE VIII •
NELER OLACAK?
ЧТО ОЖИДАЕТСЯ В БУДУЩЕМ?
1
Bölükbaş F., Özenç F., Yılmaz M. Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı. İstanbul,
2009. S. 79.
83
Özellikle Ay'da tatil yapmak, o tarihlerde çok revaçta olacak.
Dünyadaki tatil beldeleri de yine hatırı sayılır bir ilgi görecek. 2050
yılında uzaya gitmek için, şimdiki parayla sadece
1200 $ ödemek yeterli olacak.
* Petrol bitiyor...
Petrol, 2050 yılında tarihteki yerini alacak. Yerine en güçlü aday, bor
ve uzay elementleri olarak gösteriliyor. Türkiye bor madeni bakımından
çok zengin bir ülkedir.
Bu yüzden, dünyanın sayılı ülkeleri arasındaki yerini alacak. Hava
otomobilleri, güneş enerjisi ile çalışacak.
* Uykusuzluk hapı...
2050'de insanoğluna, 24 saat yetmeyecek. Bu nedenle bilim adamları,
uykuyu en az seviyeye indirmek için, bu konuyla ilgili çalışmalara hız verdi
bile. 2050 yılında, vücut dengesini özel haplar sağlayacak. Bu mükemmel
haplar sayesinde insanlar, uyku gereksinimlerini karşılayacak. Tabii, bu
derece etkili bir hapın geliştirilmesi için daha uzun yıllar gerekiyor. Bilim
adamlarına göre, bu hapı üretmek elbette zor ama kesinlikle imkansız
değil.
* Dünya nüfusu 10 milyar olacak!
Dünya nüfusu 2050 yılında 10 milyar civarında olacak. Asya ve
Afrika'daki ülkelerin nüfusu hızla artacak. Çin'in nüfusu, 100 milyon
artacak ve l milyar 400 milyona ulaşacak. Ancak, o tarihte dünyanın en
kalabalık ülkesi Hindistan olacak. 35 yıl sonra, Hindistan l milyar 600
milyonluk nüfusuyla, dünyanın en kalabalık ülkesi olacak. Türkiye'nin
nüfusunun ise 100 milyon olması bekleniyor.
* Teknolojik evler büyük rahatlık...
2050 yılında insanlar, evlerindeki her şeyi sesle yönetecek. Ses tanıma
sistemi sayesinde insanlar, her şeyi (televizyonu, müzik setini açmak ve
kapatmak, yemek pişirmek, kapıyı açmak...) komutlarla yapma şansına
sahip olacak.
* Para kullanımı azalacak...
Teknoloji sayesinde, herkes özel şifreler ve parmak izleriyle alışveriş
yapacak. Para kullanımı artık çok az olacak. Tek tip bankalar kurulacak
ve bunlar her cadde başında yer alacak. Sistem gereği, tüm işlemler birkaç
saniye gibi çok kısa süre içinde sonuçlanacak.
84
* Öğrenim kolaylığı ciplerle sağlanacak...
İnsan vücuduna bir cip sistemi yerleştirilecek ve böylece öğrenim
kolaylaşacak. Özel cipler sayesinde, başta yabancı dil olmak üzere birçok
zor konu kolaylıkla öğrenilecek.
Takvim / Aktüel
23 Ocak 2005
(Yeniden düzenlenmiştir.)
GELECEK ZAMAN
БУДУЩЕЕ КАТЕГОРИЧЕСКОЕ ВРЕМЯ
Это время выражает действие, которое обязательно совершится.
Eylem (глагол) + -(y)acak + kişi eki (окончание лица)
85
Как видно из таблицы, -acak подчиняется закону гармонии глас-
ных. К основе глагола, заканчивающейся на гласный звук, прибав-
ляется соединительный согласный y. Ударение падает на последний
слог аффикса - acák.
Будущее категорическое время выражает следующие значения:
1. Достоверное предстоящее будущее действие.
Ben yarin işe gideceğim.
2. Долженствование.
Şimdi benim dersim var. Ben gideceğim.
3. Приказ.
Katibe gideceksin, bu yazıyı ona vereceksin.
4. Предположение.
Mehmet Ali’nin sözlerini duymuş olacaklar ki, (…), el çırpıp bağırmaya
başladılar.
Olumlu
(Утвердительная форма)
Örnek (пример):
1. Önümüzdeki ay teyzemi ziyaret edeceğim.
2. Yarın sabah pikniğe gideceğiz.
3. Bu akşam anneme mektup yazacağım.
86
3. Kardeşimle bu akşam Çin Restoranı'nda yemek ye..
4. Bence öğretmen sınavda bu soruyu sor.........
5. Konser yarım saat sonra başla..........
6. Aysel üç ay sonra doğum yap.........
7. Okullar 15 Haziran'da kapan.........
Olumsuz
(Отрицательная форма)
Örnek (пример):
1. Onlar tatilde Uludağ'a gitmeyecekler.
2. Derya bugün alışveriş yapmayacak.
Olumlu Soru
(Вопрос)
Örnek (пример):
1. Biraz sonra ders başlayacak mı?
2. Yarın okula gelecek misiniz?
3. Çocuklar bugün parka gidecekler mi?
87
Olumsuz Soru
(Отрицательный вопрос)
Örnek (пример):
1. Siz benimle tiyatroya gelmeyecek misiniz?
2. Bir daha onunla konuşmayacak mısın?
3. Sınavdan sonra partiye gitmeyecek miyiz?
88
Olumlu
(Утвердительная форма)
Örnek (пример):
1. Sinem ve Simge önümüzdeki yıl öğretmen olacaklar.
2. Cumartesi bütün gün evde olacağız.
3. Bundan sonra her şey daha güzel olacak.
Olumsuz
(Отрицательная форма)
Örnek (пример):
1. Çok acele pişirdim. Bu yemek hiç lezzetli olmayacak.
2. Bugün öğretmenimiz hasta, ders olmayacak.
3. Babam bu yıl emekli olmayacak.
Olumlu Soru
(Вопрос)
Örnek (пример):
1. Bu yıl baban emekli olacak mı?
2. Yarınki sınavın soruları kolay olacak mı?
3. Sence biz zengin olacak mıyız?
89
3. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Заполните пропуски как в примере.)
1. Yarın size gelmek istiyorum. Evde ol...............?
2. Fotokopiler bir saate kadar hazır ol..............?
3. Sınavdan sonra ders ol............?
4. Metin çok kötü bir adam. Onunla mutlu ol...............?
5. Müdür Bey yarın ofiste ol..............?
6. Bayramda bankalar açık ol..........?
Olumsuz Soru
(Вопрос «разве не…?»)
Örnek (пример):
1. Niçin şemsiyeni aldın? Bugün hava güneşli olmayacak mı?
2. Çok çabuk sinirleniyorsun. Sen hiç sakin olmayacak mısın?
90
ver......... Ben bu para........biriktir............ve ailemle birlikte ağustos.......
bir haftalığına Antalya'......tatile git........... Tatilde bol bol yüz.............,
dinlen............Tatilden sonra tekrar Ahmet Bey'.......dükkân..........
çalış.............
Sen tatil.....ne yap.............? Bütün yaz İstanbul'da mı ol...........?
EVLİLİK HEYECANI
СВАДЕБНЫЕ ХЛОПОТЫ
Meltem, bir hafta sonra evlenecek. En yakın arkadaşları Özlem ve
Sibel dün gece Meltem'in evinde kaldılar. Sabaha kadar sohbet ettiler.
Meltem: Kızlar, çok telaşlıyım. Düğünde bir aksilik olacak diye ödüm
kopuyor. Düğünüme sadece bir hafta kaldı.
Özlem: Bence, gereksiz yere telaşlanıyorsun. Her şey yolunda gidiyor.
Davetli sayısı belli mi?
Meltem: Kesin belli değil ama 250 kişi kadar olacak. Sinem'in
düğünündeki aksilikler, benim de başıma gelecek, diye çok korkuyorum.
Sibel: Ben yurtdışındaydım, Sinem'in düğününde ne oldu ki?
Meltem: Sinem'in düğünü bahçede oldu. Saat on bire doğru, düğünün
en güzel yerinde şiddetli bir yağmur başladı. Misafirlerin çoğu düğünden
erken ayrıldı. Sinem'in gelinliği ıslandı, saçları ve makyajı bozuldu.
Kızcağız çocuk gibi ağladı. Daha önce onu hiç bu kadar üzüntülü ve sinirli
görmedim.
Sibel: Bence de gerçekten çok üzücü bir durum. Ama senin düğününde
bunun gibi aksilikler olmayacak. Meteorolojiye göre, önümüzdeki
haftalarda hava çok sıcak olacak ve yağmur yağmayacak.
Özlem: Aman Meltem! Gerçekten felaket habercisi gibisin. Kötü
şeyler düşünme; daima olumlu düşün ki güzel şeyler olsun.
Meltem: Doğru söylüyorsun. Ama çok heyecanlıyım.
Sibel: Meltemciğim, ben de senin kadar heyecanlıyım. Çocukluğumuzu
hatırlıyorum da zaman ne kadar çabuk geçiyor. Her şey daha dün gibi....
Yaramazlıklarımız, lise yıllarımız, sonra üniversiteye giriş heyecanı....
Meltem: Evet, ne güzel günlerdi…
Özlem: Kızlar! Bırakalım şimdi eski günleri. Geleceğe bakalım.
Meltemciğim, çok merak ediyorum. Acaba evlilik seni değiştirecek mi?
Şimdiki gibi sık sık bir araya gelecek miyiz?
91
Meltem: Tabi ki. Sizler bana kardeşim kadar yakınsınız. Her zaman
görüşeceğiz. Murat da sizi çok seviyor.
Sibel: Ondan şüphe etmiyorum, ama düğünden sonra böyle sabahlara
kadar sohbet edemeyeceğiz.
Meltem: Murat'ın işini biliyorsunuz. Düğünden sonra da şimdiki gibi
iş seyahatleri olacak. O iş seyahatindeyken, biz yine eskisi gibi bir araya
geleceğiz ve eski günlerdeki gibi olacağız.
Özlem: Birbirimize söz verelim. Evlendikten sonra da dostluğumuzu
devam ettirelim. Çünkü insanlar böyle güzel dostları kolay bulamıyor.
Gibi
Örnek (пример):
1. Leyla da ablası gibi avukat olacak.
2. Kenan Bey tilki gibi kurnaz bir adamdı.
3. Kar gibi bembeyaz bir elbise giydi.
Kadar
Örnek (пример):
1. Murat, Ali kadar yakışıklı değil.
2. Onun okulu bizimki kadar yakın değil.
3. Siz de bizim kadar yorgun musunuz?
92
2. Aşağıdaki tümceleri örnekteki gibi tamamlayınız.
(Закончите предложения как в примере.)
1. Balıkesir, İstanbul...........kalabalık değil.
2. Sen hiç bu.........ilginç bir film gördün mü?
3. Bu olaya siz de bizim.........üzüldünüz mü?
4. Daha önce Çince........zor bir dil görmedim.
-a kadar (до)
-a kadar выражает предел во времени и пространстве.
Örnek (пример):
1. Dün, sabahtan akşama kadar evdeydim.
2. Hazirandan Eylüle kadar okullar tatil.
3. Murat Bey, 1998'den 2005'e kadar İzmir'de yaşadı.
4. Dersimiz saat üçe kadar devam edecek.
93
5. Sabah..................yağmur yağdı.
6. Sabah sekiz buçuk......öğleden sonra iki..................Türkçe
öğreniyoruz.
7. Dün Taksim'......Sultanahmet'...............yürüdüm.
8. Toplantı kaç......kaç..................sürecek?
9. Akşam...................işim yok; sana yardım edebilirim.
10. Bu ayın sonu...................İstanbul'da kalacağım.
Örnek (пример):
Bence Hülya Ömer'le evlenmeyecek. = Bana göre Hülya Ömer'le
evlenmeyecek.
Bizce onlar çok mutlu olacaklar. = Bize göre onlar çok mutlu olacaklar.
Sizce biz bu sınavı kazanacak mıyız? = Size göre biz bu sınavı
kazanacak mıyız?
Başbakanca ≠ başbakana göre
Başbakanca = başbakan tarafından
Başbakana göre ülkemizin ekonomisi çok iyi.
94
1. Aşağıdaki tümceleri uygun biçimde tamamlayınız.
(Заполните пропуски в предложениях.)
1. Ben.......bu yaz çok sıcak geçecek.
2. Özlem...................İzmir Türkiye'nin en güzel şehri.
3. Onlar....................matematik çok zor.
4. Bilim adamları........................dünyanın en önemli sorunu küresel
ısınmadır.
5. O...................hayat çok zor.
6. Sen..............bugün yağmur yağacak mı?
7. Üniversite öğrencileri..........................gençler ülke siyasetinde söz
sahibi değiller.
8. Siz...................bu otel güzel mi?
9. Onlar...................herkes suçlu, yalnızca kendileri suçsuz.
10. Meteoroloji uzmanları......................yarın kar yağacak.
KÜLTÜR KÖŞESİ1
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Ölürken Doğmak
Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş.
Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları
oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark ediyorlarmış.
Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine
hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
“Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi?
Hayat ne güzel şey be kardeşim!”
Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar, öyle ya,
hayatın kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle
bunları birbirine içinde beslenip büyütüldüklerini tesbit etmişler.
“Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan
her şeyi gönderiyor.”
Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir
deyişle “yolun sonu” na yaklaşıyorlarmış. Bu değişiklikleri hayretle
1
Bölükbaş F., Özenç F., Yılmaz M. Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı. İstanbul,
2009. S. 91.
95
gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin
işaretlerini almaya başlamışlar.
Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye
başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:
“Neler oluyor? Bütün bunların anlamı ne?”
Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya
çoğu zaman ona yetmiyor, duyguları daha geniş bir âlemi arzuluyormuş.
O cevap vermiş:
“Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına
geliyor.” Ve eklemiş:
“Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.”
“Ama ben gitmek istemiyorum!” diye haykırmış kardeşi.
“Hep burada kalmak istiyorum.”
“Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat
vardır.”
“Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir
ki?!” diye cevaplamış öteki.
“Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler
misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da
gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu
söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.” demiş.
Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş: “Hem, belki de anne diye
bir şey de yok!”
“Olmak zorunda!” diye itiraz etmiş kardeşi. “Buraya başka türlü nasıl
gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?”
“Sen hiç anneni gördün mü?” diye üstelemiş öteki. “O belki de sadece
zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu
belki de biz uydurduk.”
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve
tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış, ikizler
dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve
sevinçten ağlamaya başlamışlar.
Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.
96
Родиться, умирая
В утробе матери было два близнеца. Они получали информацию
об окружающем мире, разглядывая друг друга в течение нескольких
недель. У них начали появляться руки, ноги, внутренние органы.
В это время они продолжали наблюдение. Узнав, что место, где они
находятся приятное и безопасное, их радость возросла. Они постоян-
но говорили друг другу:
«Какое это чудо, что мы оказались здесь, в животе у мамы, так
ведь? Как прекрасна жизнь, мой братишка!».
Взрослея, они стали задумываться о том, откуда появился этот
мир. Пока они искали ответ на этот вопрос, наткнулись на канал, ко-
торый связывал их с мамой. Они предположили, что еда, спокойствие
и безопасность приходят к ним именно из этого канала.
Как милостива наша мама! Она при помощи этого канала отправ-
ляет нам все необходимое. Время быстро проходит, близнецы растут,
приближается время родов. Они начали понимать, что им придется
покинуть этот прекрасный мир. Ближе к девятому месяцу они начали
ощущать знаки конца сильнее. Один из них спросил у другого: «Что
происходит?».
Другой был умнее, и к тому же его душа требовала мира, кото-
рый бы намного превосходил нынешний. Он ответил, что это знаки
того, что их мир приближается к концу. Второй сказал, что не жела-
ет уходить. Брат успокаивал его, говоря, что, наверное, после этого
начнется новая жизнь. «Как там может быть другой мир? Может, это
все обман, может, вообще мамы не существует?» – настаивал другой.
«Как же тогда мы здесь оказались, если ее нет?» – «А кто же ее, эту
маму видел?»
Когда они родились, то оказались в том мире, о котором они даже
не могли мечтать.
97
• ÜNİTE IX •
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
БЫЛО ИЛИ НЕ БЫЛО
98
4. Радость и хвальба:
İyi ki böyle bir işi seçmişsin, kutlarım seni!
5. Предположение. Может использоваться со словами “belki” (мо-
жет быть), “galiba” (возможно), “sanırım ki” (считаю, что…)
Bana öyle geliyor ki, siz bu hatayı işlememişsiniz.
6. Факт, по поводу которого нет сомнений. Для создания такого
смысла используется также и с окончаниями -dır (-dir, -dur, -dür, -tır,
- tir, -tur, - tür).
Masonluğu dünyaya İnglizler sokmuştur…
7. Данное время используется в сказках, так как рассказчик не
является очевидцем событий.
Olumlu
(Утвердительная форма)
Örnek (пример):
1. Annem söyledi. Ben bir yaşımda konuşmaya başlamışım.
2. Çok yorulmuşsunuz, biraz dinlenin.
Olumsuz
(Отрицательная форма)
Örnek (пример):
1. Bilge bizi hiç özlememiş.
2. Yemeğe hiç tuz koymamışsınız.
99
3. Anna ile Olga daha önce hiç baklava ye............
4. Futbolcular maça hiç iyi hazırlan................, çok kötü oynuyorlar.
5. Bence öğrenciler bu konuyu hiç anla..............
Olumlu Soru
(Вопрос)
Örnek (пример):
1. Gizem'e sor bakalım. Yemeği hazırlamış mı?
2. Kızım, pencereden bir bak. Kar yağmış mı?
3. Onlar buraya daha önce gelmişler mi?
Olumsuz Soru
(вопрос «Разве не…?»)
Örnek (пример):
1. Niçin kapıda bekliyorsun? Anahtarını yanına almamış mısın?
2. Onlar daha kompozisyonlarını bitirmemişler mi?
3. Saat gece yarısı oldu, hâlâ yatmamışlar mı?
100
AD TÜMCELERİNDE BELİRSİZ GEÇMİŞ ZAMAN
ПРОШЕДШЕЕ НЕОПРЕДЕЛЕННОЕ ВРЕМЯ
В ИМЕННЫХ ПРЕДЛОЖЕНИЯХ
101
4. Hülya Hanım'm evi bahçeli miymiş?
Evet, _________
Hayır,___________________
5. İstanbul'da hayat pahalı mıymış?
Evet,______________________
Hayır,_________________________
6. O kız nişanlı değil miymiş?
Evet,________________________
Hayır, ______________________
7. O lokantanın yemekleri lezzetli miymiş?
Evet,________________________
Hayır,______________________
8. Deniz kenarı kalabalık değil miymiş?
Evet,___ ____________________
Hayır, ___________________,__________
1
Yılmaz C. Nasreddin Hoca Fıkraları. Tutku Yayın, Ankara, 2009.
102
Pazardakiler “Kaça bu hindi?” diye sormuşlar. Hoca “On beş altın.”
diye cevap vermiş. Bu duruma en çok papağanın sahibi şaşırmış. “Bir
hindi on beş altın eder mi?” diye sormuş.
Hoca da “Ama sen yumruk kadar papağanı on iki altına satıyorsun.”
diye yanıtlamış.
Papağanın sahibi, “Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki
ne yapar?” diye sormuş. Hoca da “Senin papağanın düşünmeden konuşur.
Ama benim hindim insanlar gibi düşünür.” diye yanıt vermiş.
Nasreddin Hoca, fazla meraklı insanları da fıkralarında eleştirir:
Nasreddin Hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri: – “Hocam, az önce nar
gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler.” demiş. Hoca aldırış etmeksizin;
“Bana ne?” demiş. – “Ama, baklava tepsisini sizin eve götürdüler.” demiş
geveze. Hoca o zaman “Sana ne?” diye cevap vermiş.
Nasreddin Hoca, aynı zamanda, hazır cevap bir kişidir de. Her durum
karşısında mutlaka söyleyecek bir sözü vardır:
Bir İranlı'ya memleketinden mektup gelmiş. Adam, mektubu okutmak
için Hocaya vermiş: – “Hocam!” demiş, “Şunu bir oku.”
Hoca bakmış, yazı hem okunaksız hem de Farsça. “Bunu başka bir
kişiye okut, ben Farsça bilmem, yazı da okunaksız.” demiş.
İranlı kızıp köpürmüş; “Başında değirmen taşı kadar kavukla şu
mektubu okuyamazsın ha!” diye söylenmiş. Hoca hemen kavuğu çıkarmış,
İranlı'nın başına koymuş; “İş kavuktaysa, buyur sen giy. Mektubu da sen
oku!” diye cevap vermiş.
Nasreddin Hoca, can sıkıcı konuları bile esprili bir üslupla dile getirir:
Bir gün Hocanın bir arkadaşı “Hocam, senin karın çok geziyor.”
demiş. Hoca da gayet sakin bir tavırla “Hiç öyle şey olur mu? O kadar
çok gezse, arada bir bizim eve de uğrardı.” diye cevap vermiş.
Canten Yılmaz
(Yeniden düzenlenmiştir)
(Упрощенный текст)
103
DOĞRUDAN ANLATIM
ПРЯМАЯ РЕЧЬ: ‘DİYE’
Прямая речь образуется при помощи слова diye (сказал, что).
Örnek (пример):
Biz öğretmene “Yarın ders var mı?” diye sorduk.
Öğretmen bize “Hayır yok, çünkü yarın toplantı var.” diye cevap
verdi.
Gülay tezgâhtara “Bu halı ne kadar?” diye sormuş.
Tezgâhtar Gülay'a “Sekiz bin YTL.” diye cevap vermiş.
Gülay “Bu mağaza çok pahalı. Başka bir yerden alayım.” diye
düşünmüş.
104
BAĞLAÇLAR
СОЮЗЫ
hem .... hem (de) (и … и)
Данный союз связывает однородные члены предложения либо
однородные придаточные.
Örnek (пример):
Hem öğretmenlik mesleğini hem (de) öğrencilerini seviyor. Toplantıya
hem annesi hem (de) babası geldi. Yolda okumak için hem dergi hem (de)
gazete aldım.
105
4. Çok az param var...........kitap...........parfüm alacağım.
5. Doğum gününe........beni........Gülgün'ü........Ece'yi davet etti.
Hepimiz çok üzüldük.
6. ........Murat'a........Mehmet'e küstüm. İkisiyle de konuşmuyorum.
7. ........Salı gel.........Çarşamba. Çünkü Perşembe günü evde
olmayacağım.
8. ........güzel..........akıllı bir kız. Onun nişanlısı çok şanslı.
9. Saçları........uzun........kısa.
10. Haydi, karar verin artık..........döner yiyelim..........pizza.
11. Berk çok sağlıklı;........sigara..........içki içiyor.
12. Tatilde.......Marmaris'e..........Bodrum'a gideceğiz. Daha karar
vermedik.
-dan beri, -dır
C тех пор как
Эта форма используется для обозначения времени начала дей-
ствия или его продолжительности.
Örnek (пример):
İstanbul'a 2006'da geldim. Hâlâ İstanbul'da yaşıyorum. 2006'dan beri
İstanbul'da yaşıyorum. İki yıldan beri İstanbul'da yaşıyorum. İki yıldır
İstanbul'da yaşıyorum.
106
Uzun zamandan beri tiyatroya gitmedim. = Uzun zamandır tiyatroya
gitmedim.
KÜLTÜR KÖŞESİ
УГОЛОК КУЛЬТУРЫ
Siz Hangisisiniz?1
Bir baba ile kızı dertleşiyorlarmış. Kızı hayatında çok sıkıntı
yaşadığından ve bunlarla nasıl baş edeceğini bilemediğinden bahsetmiş
babasına. Hatta sorunlar ardı arkasına devam ediyormuş hayatında.
Babası kızını dinlemiş, dinlemiş ve “Gel, sana bir şey göstereceğim!”
diye kızını mutfağa götürmüş.
107
Daha sonra ateşi kesmiş. Masaya iki adet tabak ve bir adet de boş
bardak koymuş, ilk önce haşlanmış havucu alıp bir tabağa koymuş... Daha
sonra artık epey pişmiş olan yumurtayı alıp diğer tabağa koymuş...
En sonunda da artık suya iyice sinmiş ve tam kıvamında kahve
görüntüsü olan kahveyi de alıp bir bardağa boşaltmış.
Kızına sormuş:
“Kızım ne görüyorsun?”
Kızı: “Havuç, yumurta ve kahve görüyorum.” demiş.
Kızını elinden tutup masaya yaklaştırmış ve daha yakından bakıp,
hissetmesini istemiş.
Kızı babasının dediklerini yaptıktan sonra demiş ki:
“Ne görüyorum... Haşlanmış yumuşak bir havuç (bunu yaparken
çatalı havuca batırmış ve yumuşaklığını hissetmiş); sonra, artık pişmekten
içi katılaşmış bir yumurta (yumurtayı da eline almış, hatta bir tarafından
masaya vurup çatlatmış ve içini görmüş) ve bir bardak da kahve.” (Kahveyi
de biraz içtikten sonra...) “Hatta tadı oldukça iyi...” demiş.
Ardından da:
“Baba, bunu niçin bana gösteriyorsun?” diye sormuş. “Bak!” demiş
babası. “Hepsi aynı şekil kapta, aynı sıcaklıkta, aynı süre boyunca
pişti. Fakat hepsi bu etkiye farklı tepki verdiler... Havuç ilk başta sertti,
güçlü idi.
Ama kaynatılınca yumuşadı, hatta güçsüzleşti... Yumurta çok
kırılgandı, hafifçe dokunsan çatlayabilirdi, ama kaynatılınca içi sertleşti,
hatta katılaştı... Bir avuç çekilmemiş kahve ise yine sertti. Hepsi birbiri
ne benziyordu ama ısıtılınca ne oldu, bu kahve çekirdekleri ısındılar,
gevşediler ve içinde oldukları suya yayıldılar. Yayıldıkça suya koku, tat
verdiler ve suyu eşsiz tatta bir kahveye çevirdiler... Şimdi söyle bakalım,
sen bunların hangisisin? Zorluklarla karşılaştığın zaman nasıl tepki
gösteriyorsun?
Sen havuç musun, yumurta mısın, yoksa kahve misin?”
Peki siz hangisisiniz?
Havuç gibi sert bir kişi misiniz, sorunlar yaşayınca yumuşayan ve
güçsüzleşen?
Yoksa yumurta gibi, içi yumuşak, her an kırılabilir bir kişi misiniz?
Ölüm, ayrılık, yaşanan maddi manevi krizler gibi sorunlar karşısında
güçleniyor ve sertleşiyor musunuz?
108
Yoksa bir kahve çekirdeği gibi misiniz? Kahve sıcak suyu değiştirir,
hatta suyun sıcaklığı en üst dereceye çıktığında, en lezzetli kahve ortamı
hazır olur. Lezzet en üst düzeye ulaşır. Eğer siz, ben, biz bu kahve çekirdeği
gibi olabilirsek, çevremizde ne kadar sorun olursa olsun, bunları olumluya
çevirebiliriz. Çevremize güzel tatlar, duygular katarız, işte o zaman dünya
daha yaşanabilir, yaşadığımız hayat da daha lezzetli olmaz mı?
Şimdi düşünün bakalım, siz hangisisiniz? Havuç mu, yumurta mı,
yoksa kahve mi?
А вы кто?
Во время беседы с отцом дочка поведала ему о том, что у нее
много проблем в жизни, и она не знает, как ей правильно себя ве-
сти. Оказалось, что проблемы шли в ее жизни друг за другом. Отец
слушал ее и слушал, и в конце концов отвел ее на кухню, сказав, что
что-то покажет.
Он был хорошим поваром.
Он поставил на плиту три кастрюли, налил в них одинаковое ко-
личество воды и включил одинаковый огонь.
В одну кастрюлю он положил морковь, в другую – яйцо, а в тре-
тью – горсть кофе.
Все три варил 20 минут.
Потом он выключил огонь и разложил морковь и яйцо в тарелки,
а как раз отлично приготовившийся кофе налил в стакан. Теперь он
задал ей вопрос: «Дочка, что ты видишь?».
Дочь ответила: «Я вижу морковь, яйцо и кофе».
Отец взял ее за руку и приблизил к столу для того чтобы она, раз-
глядев их поближе, подробнее рассказала о них.
Она, выполнив просьбу отца, ответила: «Что я вижу… Сваренную
мягкую морковь (когда это говорила, она проткнула морковь вилкой
и почувствовала, что она мягкая); здесь яйцо, ставшее твердым от
того, что оно долго варилось (она взяла яйцо в руки, даже разбив
скорлупу о стол, посмотрела, какое оно внутри); и стакан кофе (после
чего немного отпила), вкусный».
В конце концов она спросила: «Папа, почему ты мне все это по-
казываешь?». Отец ответил: «Смотри! Все они сварились при одной
температруре и в одинаковое время. Однако все под таким влиянием
109
дали разную реакцию. Морковь изначально была сильной, но когда
мы ее сварили, она стала мягкой и бессильной. Яйцо было «обид-
чивым», могло разбиться от легкого прикосновения. Когда мы его
сварили, внутри оно стало тверже. Горстка немолотого кофе также
была жесткой. Каждое из этих зерен было твердым. Все были похожи
друг на друга. И что случилось когда их нагрели? Зерна нагрелись,
размякли и придали воде вкус и запах. Они превратили воду в кофе
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası