d bakır manileri / Serseri Diyarbakır Mani Süper - Dailymotion Video

D Bakır Manileri

d bakır manileri

Esrarı çekmişim gözlerim kanlı,
yolda yürüyorum gönlüm yaralı,
kolumda var 3.5 jilet yarası
o da kahpenin son hatırsasııı..
(bu söz kardeşim BAĞLARLI BERHO İÇİN GELSİN EYWW..)

Diyarbakırlıyız,
Asfaltta ceketimizi atar yatarız,
Ölümüne delikanlıyız,
Millet diskolarda dans ederken,
Biz sokaklarda TEK KRALIZZ..

Farkımız tarzımız diyarbakrılı olmamız,
Ya sustururuz,
Ya da kan kustururuz,
Alemde delikanlıyız,
En kralını tanımayız…

Millet sakız çiğnerken,
Biz jilet çiğniyoruz,
Çileyi tesbih niyetine çekiyoruz,
Millet estetiğin acısıyla yatağında uyurken,
Biz parçalanmış vücudumuzla ekmek bulmak için çırpınıyoruz..

Deniz kenarına oturmuş denize bakan,
Yakasız gömleğine kravat takan,
Ciğarasını tersten yakan
Bir çilekeş d.bakırlı görürsen beni hatırla,

Dedim ya güzel kız,
Sen ilkokula giderken,
Biz demir bağlamayı,
90’lık sallamayı,
3’lü ciğara sarmayı öğrendik.

SENİN GİRDİĞİN SOSYETE ALEMLERİ BİR ŞİŞE ŞAMPANYAYLA SABAHA KADAR SÜRER,
BİZİM GİRDİĞİMİZ KEYİFÇİ ALEMLERİ BİR ÜÇLÜ CİĞARAYLA BİTER.

—————————————————————————————–

Pantolumda Yama
Cebimde Kama
ELimde Sator SaLLama
BeLimde Keleş TaRama
Avareyim YaKarım
Şimşek Gibi Çakarım
Kabadayı Dinlemem
GöbeĞine TaKaRıM..!dama serdim tentene
topladım tene tene
diyarbakı içinde
sevdiğim var birtane

 

Diyarbakır diyarım
Yar yitirdim ararım
Gelip geçen yolcudan
Her gün onu sorarım

Diyarbakır sarayım
Seni kimden sorayım
Mektuban hayran oldum
Gül cemalin göreyim

Diyarbekir elini
Saram ince belini
Küstünse gel barışak
Naz etme ver elini

Diyarbakir şehrini
Sevdim bütün yerini
Bildim bana yar olmaz
Boşa çektim kahrini

——————————–

Yemenimin yeşili
Bulamadım eşimi
Al mendili elimden
Sil gözünün yaşini

Mendilim sende kalsın
Katla koynunda kalsın
Ben murat almamışam
Mendilim murad alsın

Mendilimde kare var
Ciğerimde yare var
Ne ben öldüm kurtuldum
Ne bu derde çare var

El attım dalda kaldi
Sevdiğim yolda kaldi
İki gözüm yol oldi
Gözlerim yolda kaldi

——————————–

Tabakasi karadan
Ne bakisan oradan
Yusuf Züleyha gibi
Kavuştursun yaradan

Gökte yıldız bir sıra
Yar gidiyor mısıra
Kul olam uşak olam
Gideyim ardı sıra

Bu dağlar kavuşturur
Yel vurur savuşturur
Yusuf Züleyha gibi
Hak bizi kavuşturur

——————————–

Kalenin bedenleri
Çağırın gidenleri
Acep nere koyarlar
Sevdadan ölenleri

Kaleden inenleri
Çevirin gidenleri
Kıyma,kıyma çekerler
Sevip terk edenleri

Kaleden inerem ben
Çağırsan dönerim ben
Derdinden çöpe döndüm
Dokunsan yanarım ben

Kaleden atın beni
Kumlara katın beni
Ağam bezirgan olmuş
Götürün satın beni

——————————–

Evine sermiş üzüm
Dinle bir iki sözüm
Kalbimde ataşım var
Cihanı görmi gözüm

Çağırdım bağ içinde
Kavruldum yağ içinde
Eller seyrana çıkmış
Benimki yok içinde

Bağa yendim üzüme
Diken battı gözüme
Ne dedim niye küstün
Eğri baktın yüzüme

Bağa gel küçük hanım
Sahan kaynadi kanim
Mah cemalin görende
Sağ olur haste canim

——————————–

Ocakta duman olur
Gün olur zaman olur
Diyarbakır karpuzu
Her yerde yaman olur

Karpuzlar biter oldu
Bostanı tutar oldu
Gel artık ey sevdiğim
Hasretlik yeter oldu

Çay önünde karpuzlar
Uruldum yaram sızlar
Ben bu dertten ölürsem
Mezarım kazsın kızla

Karpuz getir yiyeyim
Aç yorganı gireyim
Uyan uyan sar beni
Yar olduğun bileyim

——————————–

Dağda geçirdim yazı
Kaybettim kırık sazı
Ben senin hayranınım
Etme artık bu nazı

Şu dağı aşam dedim
Aşam dolaşam dedim
Bir vefasız yar için
Herkese paşam dedim

Şu dağın yoluna bak
Çiçeğin moruna bak
Üzülme deli gönül
Sen bu işin sonuna bak

Duman basti dağlara
Yayildi ovalara
Kara gözlüm güzelim
Geldi mi buralara

——————————–

Gül demedi
Elinde gül demedi
Ya ben nasıl güleyim
Yar bana gül demedi

Gülmenem
Bülbül menem gülmenem
Gönlü şad olan gülsün
Ber dertliyim gülmenem

Senin yeren
Gül sevdim senin yeren
Sen ölme canan yazık
Ben ölem senin yeren

Güle naz
Bülbül eyler güle naz
Girdim dost bahçesine
Ağlayan çok gülen az.

——————————–

Karşıdan görünürsün
Al yazma bürünürsün
Al yazmanın altında
Ne güzel görünürsün

O Güzel sözlerine
Bayıldım gözlerine
Dünya güzel kesilse
Bakamam yüzlerine

Taş üstüne taş koydum
Bir yastığa baş koydum
Yarim gelecek diye
Sağ yanimi boş koydum

Ben güzel
Yarim güzel ben güzel
Görenler böyle deyi
Yanaktaki ben güzel

——————————–

Felek beni dul eyledi
Her kapıya kul eyledi
Yaktı canım kül eyledi
Uyu öksüz yavrum uyu
Kimse artık açmaz kapuyu

Diyarbekir kara taştan
Yüreğim Kan ağlar baştan
Öksüz kaldım küçük yaştan

Ecel aldi bey babani
Keder kapladi her yani
Hani aslan baban hani

Götürdüler gelmez geri
Toprak oldu artık yeri
Yılan akrep yemen bari

——————————–

Akşam olur karalar
Çekilir sitaralar
Yarsız yatağa girmem
Yatağ beni paralar

Köşkün önünde çınar
Dalına bülbül konar
Geç buldum tez yitirdim
Yüreğim ona yanar

Karanfil bedrenk olur
Aşka düşen denk olur
Bir gün başan gelirse
Görürsen ne renk olur

——————————–

Köşkün köşküme karşı
Atma köşküme taşi
Sevip sevip ayrılmak
Ne çetindir ataşi

Çıkardın tahta beni
Bıraktın bahta beni
Can verdim emek verdim
Koydun sokakta beni

Alma attım nar geldi
Dar sokaktan yar geldi
Bir öptüm bir dişledim
Ona bana Ar geldi

——————————–

Mendilim dalda kaldı
Zülüfüm yarda kaldi
Benim o garip gönlüm
Daima onda kaldı

Mendilimin uçları
Çıkamam yokuşları
Yardan selam getirin
Yeddi dağın kuşları

Mendilim yele yele
Düşmüşem gurbet ele
Onbeş yıl can çürüttüm
Gözlerim sile sile

——————————–

Arpalar hasıl oldu
Muratlar vasıl oldu
Herkesin yarı oldu
Ya benim nasıl oldu

Arpa ektim bittimi
Yara haber gittimi
İşittim yar evlenmiş
Başı göge erdimi

Arpa biçtim az kaldı
Kamış biçtim saz kaldı
Merak etme sevdiğim
Kavuşmamız az kaldı.

——————————–

Ter sinemi
Bürümüş ter sinemi
Felek çarkın kırıla
Her işin tersinemi

Yüz yerde
Yüz yaram var yüz yerde
Felek kervanım vurdu
Beni koydu yüz yerde

Güne düştüm
Gölgeden güne düştüm
Felek gözün kör olsun
Dediğin güne düştüm

Bir ah çeksem derinden
Dağlar oynar yerinden
Felek bir yara vurdu
Fitil işler derinden

——————————–

Giden beni yandırır
Söz verir inandırır
İçerden aşk ateşi
Dışardan el yandırır

Yeleği basma yarim
Kendisi yosma yarim
Eller bizi ayırdı
Selamı kesme yarim

Zindan cihan gözüme
Ah inanmi sözüme
Öldüğüme yanmazdım
Bir baksaydı yüzüme

Sararmişam solmişam
Sor ki neden ölmişam
Vefasız bir yar için
Bin derd ile dolmişam

——————————–

Karenfilem desteyem
Bülbülem kafesteyem
O yare selam söyle
Ölmemişem hasteyem

Armut dalın egende
Dali yere degende
Üç gün oruç tutarım
Elim elen degende

Yemenim turalıdır
Sevdiğim buralıdır
Geçme kapım önünden
Yüreğim yaralıdır

Ben bir küçük kafesim
Ağlarım çıkmaz sesim
İsterim yar koynunda
Vereyim son nefesim

——————————–

Benusen’e gideyim
Yarimi ben göreyim
O yar değil misk amber
Kokusunu alayım

Benusen’de bahçalar
Nazlı yarim tef çalar
O yarin kaşı gözü
Cigerimi parçalar

Bahçalarda gül açar
Etrafa koku saçar
Yara nerde rastlasam
Kaş çatıp benden kaçar

Bahçeye gelde görim
El uzat bir gül verim
Aramız dağlar aldı
Ben seni nasıl görim

—————————-
MANİLER 2
Arpa biçtim çig iken
İçinde çakıl diken

Ben seni o çağ sevdim
Sen oğlan ben kız iken

Arpa biçtim az kaldi
Kamış biçtim saz kaldi
Merak etme sevdiğim
Kavuşmamız az kaldi

Atım araptır benim
Yüküm şaraptır benim
Üç gün görmesem
Halim haraptır benim

Bahçeye gel de görüm
El uzat bir gül verim
Aramız dağlar ald
Ben seni nasıl görüm

Bahçe har aldı getti
Ayva nar aldı getti
Azacık aklım vardı
O da yâr aldı getti

Bakarım aydır sanki
Kaşları yaydır sanki
Bir gün ı görmesem
Sanırım aydır sanki

Karaca
Aldım aşkın tüfengin
Vurdum birkaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşi gözi karaca

Merdivenim kırk ayak

Kırkına bastım ayak

Deseler yarin geli
Koşarım yalın ayak

Ter sinemi
Bürümüş ter sinemi
Felek çarkın kırıla
Her işin tersine mi

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

Diyarbakır karpuzu, maniler ve bir efsane

Folklor ( Halk bilimi ) : 

Şimdi tam karpuz mevsimi ve bol bol yeme zamanı...Hem de çok ucuz...Herkese tavsiye ediyorum. Şeker hastaları hariç... 

Güney kentlerimizden olan Diyarbakır geniş folklorunun yanında karpuzuyla ünlüdür. Diyarbakır deyince önce kocaman karpuzları aklıma geliyor. Dedelerimiz şöyle anlatıyorlar Diyarbakır karpuzu hakkında: Yetiştirdiğimiz karpuzlar ikişer tanesi birer deve yüküydü. Yıl olur bir karpuzun tanesi 60 kilo, 70 kilo geldiği olurdu. Şimdilerde bereket kalmadı “ diye feryat ederlerken her yıl Karpuz Festivali yapılmakta ve de yine 40, kilo, 50 kilo gelen karpuzlar gelmektedir. Kavunlarımız da o denli büyük olur. Diyarbakır karpuzunun tadı bal gibidir, kabukları kalın olur, onun için damlarda kış aylarının son günlerine kadar saklamak mümkündür. Halk harasında hastalara şifa diye verir anlayışı vardır. Özellikle Dicle nehri kenarında yetişir karpuzlar daha büylük ve daha tatlı olur. Ayrıca Güvercin gübresiyle yetiştirilir. 

Halk edebiyatımızda halkımız düğünde, bahçede, bostanda ve harmanda yerinde eğlenirken yöresel maniler söylerler. Bunlarla ilgili birkaç mani sunuyorum: 

Çay öğünde karpuzlar 

Uruldum yaram sızlar 

Ben bu dertten ölürsem 

Mezarım kazsın kızlar 

*** 

Karpuz içinde çiğit 

Elinde altın divit 

Dostlar size emanet 

Bir ocakta bir iyit ( yiğit ) 

*** 

Karpuz kestim yiyen yokh 

Halin nedir diyen yokh 

Ele (öyle) bir yar sevmişem 

Gözün aydın diyen yokh 

*** 

Kavun, karpuz almalı 

Pahalıya satmalı 

Senin kimi ( gibi ) güzelle 

Kış gecesi yatmalı 

*** 

Karpuz kestim sulandı 

Yedim midem bulandı 

Kırılası kollarım 

İnce ince dolandı 

*** 

Karpuz kestim kan kimi 

Uzadı urgan kimi 

Benim bir sevdiğim var 

Kıhnalı kurban kimi ( kınalı ) 

*** 

Karpuz kestim kırmızı 

Şu gelen kimin kızı 

Gerdanında “ben-i “ var 

Sandım seher yıldızı 

*** 

Çay önünde karpuzlar 

Çaykenarı bostanlar 

Diz dize otursahdıh 

Obi yaydı destanlar 

*** 

Dicle etrafı bostan 

Bir ziyan gelmez dosttan 

Aklım başımdan gitti 

Yârim düşündüğüm an 

*** 

Karpuzlar yenmez oldu 

Sıcaktan yer yer soldu 

Bir yar sevdim oda heç 

Gidipte gelmez oldu 

*** 

Bağa gel, bostana gel 

Zülfünü destele gel 

Eğer anan vermezse 

Kendini khestele gel 

*** 

Ocakta duman olur 

Gün olur, zaman olur 

Diyarbakır karpuzu 

Her yerden yaman olur 

*** 

Karpuzlar biter oldu 

Bostanı tutar oldu 

Gel artık ey sevdiğim 

Hasretlik yeter oldu 

*** 

Karpuz kes dilim dilim 

Gelecek nazlı gülüm 

Bilmem nettim darıldın 

Lal olsun benim dilim 

*** 

Tepside karpuzum var 

Üregimde sızım var 

Dünya hakk’a emanet 

İçimde bir kuzum var 

*** 

Karpuz getir dileyim 

Aç yorganı gireyim 

Uyan uyan sar beni 

Yar olduğun bileyim 

*** 

Karpuz kestim kırmızı 

Şu gelen kimin kızı 

Gerdanında ben-i var 

Sandım seher yıldızı 

*** 

Karpuz kestim kan gibi 

Uzandı urgan gibi 

Benim bir sevdiğim var 

Kınalı kurban gibi 

*** 

Karpuz kestim yiyen yok 

Halini nedir diyen yok 

Ele bir yar sevmişem 

Gözün aydın diyen yok ( 1 ) 

Bu manilerden başka Diyarbakırlı ünlü folklorcu araştırmacı yazar, Şevket Beysanoğlu Diyarbakır karpuzlarını yedi bölüm halinde inceler: 

1-Pembe karpuz 

2-Sürmeli karpuzu 

3- Ferik Paşa Karpuzu 

4-Yafa karpuzu 

5-Kara karpuz 

6- Alaca Karpuz 

7- Mehmet Emin Karpuzu. 

Böyle halkımız arasında maniler sürüp gidiyor. Elbette daha başka maniler de vardır. Halkımızın ağzında türkü gibi söylenen bu manilerden sonra birde Diyarbakır Karpuzu ile bir efsane vardır. Onu da buraya almakta yarar görüyorum. 

Halk hekimliği folklorunun kollarından biridir. Diyarbakır’ın halk hekimliğinde karpuzun ayrı bir yeri vardır. Karpuzun idrar söktürücü, böbrek taşlarını döktürücü olduğuna inancı vardır. Günümüzde bile doktorların bu konuda tavsiyeleri vardır. Halkımız arasında karpuzla ilgili şu ünlü sözleri vardır: 

Kavun ye bilegen bak,

Üzüm ye rengine bak

Karpuz ye işegen bak

Gibi sözlerden başka birde halk arasında söylenen bir Efsane şöyledir: 

Lokman Hekim hazretleri peygamberlik mertebesine erişmiş bir niteliğe sahipti. Her derdin dermanı lokman Hekim’den sorulur. Bir hastalığın dermanını bilmezseniz başını alır kırlara, dağlara, çıkar ve her bitkiden her çiçekten, her ottan bir tutam alıp evlerine döner. Bunları yer ve faydasını bulur. Yine günün birinde Lokman Hekim ölümsüzlüğün dermanı bulma sevdasına düşerken yola Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakır’da Urum ( Urfa ) Kapısından içeri girerken zerzevatçılar ( sebzeciler ) meydanına gelir. Orada yığın yığın duran koca patlıcanları görünce hayrete düşmüş. 

Bu patlıcanları yiyen halk nasıl olurda hasta olmuyor” diye düşünürken, biraz daha ilerde koca koca karpuzları görünce “ha “demiş yemekten sonra bu karpuzları bol bol yiyorlar, onun için hasta olmuyorlar, sebebi bu “diye söylenmiş. Karpuz birçok derde devadır. Deva olmakta devam ediyor. Kimi evlerde kışın son günlerine kadar saklanan karpuzlar hastalara ilaç diye ikram edilir. İşte Diyarbakır karpuzu bu yönüyle dillere destandır.... 

Kaynaklar:

1- Diyarbakır Karpuzu ve Karpuzla ilgili Maniler / Abdülkadir Güler / 

Türk Folklor Araştırmaları Dergisi - Yıl: 27, Sayı: 342, İstanbul- 1978.s. 8210 

2- Diyabakır Karpuzu ve Bir Efsane / Abdülkadir Güler , Kemalist Ülkü Dergisi sayı: 118- Nisan 1978 - Ankara 

3- Diyarbakır Kapruzu ve Bazı Maniler / Şevket Beysanoğlu Elek Dergisi, Ankara, yıl: 2, sayı: 11- 1977.s.22, 23. 

 

MANİCE (21-DİYARBAKIR)

MANİCE (21-DİYARBAKIR)

Şiirin hikayesini görmek için tıklayın

Sevgili şiir dostları adım adım Anadolu manice turuna değerli desteklerinizle devam ediyorum, bu gün sırada Güneydoğunun güzel ili Diyarbakır var, bilen dostlar vardır ben aslen Şanlı Urfa’lıyım..İki komşu şehrin şivesi birbirine çok benzer, ancak bu Manice’yi yazarken..Diyarbakırlı bir Ana’nın oğluna yazdığı mektup şiveyi kullanmada ki kaynağım oldu, manide yine bu mektuptan esintiler bulacaksınız, onun dışında yöreyi yine tarihi ve meşhurları, yöresel yemekleri ile sizlere tanıtmaya çalıştım, Buyurun mani sofrasına Diyarbakır Manice, saygı ve sevgi ile...



Gülende güller açiy
Yüzünde ışıh saçiy
Diyarbekir şen ola
Gönlüye neşe dola

Bilmiyem ne haldesan
Göziy kör ola Ehsan
Ne arıy ne soriysan
Heç mi hatır bilmiysan

Köye tango getirdiy
Anayı sen bitirdiy
Pırçikli meftüneyi
Biye gelin getirdiy

Ben diyem babakunuç
O diy patlıcan ezme
Diyem ki klor aşı
Diyiy ekşili köfte

Carut değil faraşmış
Küçe adı sokakmış
Böyle konuşam diye
Anay’dan utanıymış

Ne havşiyi süpiriy
Ne de romanı bitiy
Ayak yoluna gidiy
Ora bile su dökmiy

Kıran girsin yaşıya
Tüfiy küller başıya
Yerre girsin bu gelin
Meğl ettin bir şaşıya

Ana oğul muhabbet
Geldik Diyarbakıra
Maniye başlayalım
Şive kalsın hatıra

Karpuzuyla ünlüdür
Ağlayanı güldürür
Öyle güzel bir şehir
Görmeyeni öldürür

Urfa Mardin’e bakar
Diyarbakır şad akar
Gezmeli diyar diyar
Tam ondört ilçesi var

Çin Seddinden sonra
En uzun surlar burda
Diyarbakır surları
Tarihi Ortaçağ’ da

Dicle’ de çöküntüde
Kurulmuş Bismil İlçe
En eski yerleşimli
Küçük ama güzelce

Dağlıktır toprakları
Akarsu yatakları
Çaylarla sulanmakta
Çermik’in toprakları

Çüngüş, Eğil,Ergani
Kocaköy,hazro, hani
Küçük bir ilçe Lice
Kulp ilçesinden önce

Batman çayını toplar
Silvan’ın yamaçları
Tarımla geçinirler
Yaşamak amaçları

Bitti artık ilçeler
Sayalım meşhurları
Delilo halk oyunu
Unutma karpuzunu

Çermik kaplıcalarım
Hilar kayalıklarım
Sarı saltık bir türbe
Meryem Ana kilise

Malabadi köprüsü
Türkülerin öyküsü
Ünlüdür sokakları
Ergani’nin bakırı

Son verdik meşhurlara
Deliller hanı ile
Tarihi eser olan
Behram paşa camiiyle

Yemeklerden neler var
Misafir yemek arar
Tezgahlarda esnafı
Cartlak kebabı satar

Et,pirinç bir de nane
Kibebumbar, işkembe
Biber tuzla karıştır
Yemesi çok şahane

Lebeni der ye beni
Gel gör içli köftemi
Acıyı çok seversen
Denersin çiğ köftemi

Üzümden pestil, sucuk
Çerez yermisin acık
Halen yemek diyorsan
Keşkek’le, Kibikudur

Doyamazsın tadına
Burma kadayıfına
Başka tatlı istersen
Bak Nuriye tadına

Doğunun Parisiyim
Size daha ne diyim
Surlarla veda edin
Başka maniye gidin

MEHMET FİKRET ÜNALAN

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası