para tağşişi nedir / Osmanlı Para ve Finansman sisteminin esasları nedir?

Para Tağşişi Nedir

para tağşişi nedir

Tağşiş

Tağşiş, değerli madenlerin içerisine daha değersiz olanlarına katılarak gerçek değerinin düşürülmesi işlemidir. Böylece üzerinde yazılı olan değer aynı kalsa da gerçek değeri düşmektedir. Örneğin altın için “Ayar” kavramı içerisine katılan yabancı madenlerin oranını ifade eder. Ayar yükseldikçe altının oranı artmaktadır. (24 Ayar en kaliteli olandır.) Altına genellikle bakır katılır. Fakat bu durum rengini değiştirerek kızıllaşmasına neden olur. Günümüzde bozuk paraların gerçek değeri ihmal edilir. Çünkü göreceli olarak değersiz madenlerden imal edilirler. Önemli olan üzerindeki nominal değerdir.

Osmanlı İmparatorluğunda yüzyıla kadar madeni para, sikke kullanılıyordu. Temel para birimi akçe idi. Mangır veya pul denilen bakır paralar günlük alışverişte geçerliydi. Akçe, gümüştendi.

Büyük işlerde, ihracatta, birikimde ise altın para kullanılırdı. Osmanlı önce başka devletlerin altın parasını dolaşımda tuttu. yüzyıla kadar bu altın sikkelerden en meşhurları yaldız altını, efrenciyye denilen Venedik Dukası'dır. Mısır'dan gelen eşrefi denilen altınlar vardı.

Para sistemi altın ve gümüşe dayanan bir sistemdi. Paranın değeri bu madenlere göreydi. Altın ve gümüş fiyatı değiştikçe kur da değişiyordu, yani sikke fiyatları.

Tağşişte devlet dolaşımdaki sikkeleri toplar, bunların madeni içeriğini azaltır, yeniden piyasaya sürer. yüzyıla kadar bu işlem gümüş parada yapıldı. 'in akçesinde g olan saf gümüş, Orhan Bey'in ilk akçelerinde gramdı. Yüzde 40'lık bir düşüş.

Tağşişin en sık görüleni devletin piyasaya daha fazla para sürerek ek gelir elde etmesidir. Hem devalüasyon, hem ek para basma. Memurların alım gücü düşünce Yeniçerilerle birlikte ayaklanıyorlardı. Beylerbeyi Vakası'nda para işleri sorumlusu Rumeli Beylerbeyi Mehmed Paşa'nın kellesi istenmiş, padişah paşayı asmıştır.

Tağşişten sonra fiyatlar yükselirken satın alma gücü düşer, hayat pahalılığı artardı. Ayrıca yerli paranın bu düşüşüyle piyasaya Avrupa paraları girer, bir süre sonra onların da sahtesi ürerdi.

Akçe gitgide düştü ve kullanılamaz hale geldi. Para adıyla üç akçe değerinde bir sikke basıldı. yüzyıl başında akçe değerinde büyük gümüş kuruş tedavüle sürüldü. Temel para birimi Osmanlı kuruşu oldu. Ama yüzyıl sonunda yüzde 80 devalüasyona uğramıştı. Tağşişlerin sonuçları: Devlet gelirlerinin önce artmış görünmesi sonra düşmesi, yabancı sikkelere kaçış, kalpazanlık, devletin iç piyasalardan borç almasını güçleştirme ve en önemlisi siyasal muhalefet. Devlet, yeniçerileri yok ederek tağşişe devam etti.

Kaynakça[değiştir

OSMANLI'DA PARANIN TAĞŞİŞİNDEN GÜNÜMÜZDE DEVALÜASYON VE ENFLASYONA

Bugünkü iktisadi problemlerin temelinde yer alan olgular bugüne ait değildir. Aslında efsanelerle örülmüş bir sis perdesi altında gizlenmiş tarihe tekrar döner ve bakarsak hemen hemen aynı problemleri ve problemlerin arkasında aynı olguları buluruz. Bugün biraz geçmişe gidip Osmanlı’da paranın tarihine dalacağız. Oradan günümüze gelecek ve enflasyonla devalüasyonu açıklamaya çalışacağım.

EFSANELER PERDESİYLE GİZLENMİŞ TARİH

Geçmiş, her çağda sıkıntı içinde bulunan toplumlara hükümetler veya kanaat önderleri tarafından, “geri dönülmesi gereken Altın Çağ” olarak sunulmuş ve bu yolla kitleler örgütlenmiştir. Örneğin Osmanlı’nın duraklama dönemlerinde yazılan ve padişahlara sunulan layihalar (raporlar) çözümün hep Kanun – u Kadim’e dönülmesinde olduğunu söylemekteydi. Onlar için “Altın Çağ” imparatorluğun en güçlü olduğu dönemdi. (NOT: Kanun-u Kadim ile Fatih ve Kanuni Dönemlerinde neşredilen kanunlara atıfta bulunuluyordu. Bu raporlarda hususiyetle “kardeş katline” ve “devşirme sisteminin eski haline” dönülmesi kastedilmekteydi. DMD) Ama imparatorluğun çökmesine neden olan süreçlerin tohumlarının hep bu “Altın Çağda” atıldığı, ne hikmetse, hiç söylenmez. Yine 80’lerden bugüne belli bazı ”beyazlatılmış Türkler” için kurtuluş “Atatürk dönemine geri dönmek ve Kemalist Devrimleri ihya etmekten” geçmekteydi. Bu “çok özgürlükçü, solcu ve demokrat arkadaşlar” için de “Altın Çağ” ’lardaki tek partili erken Cumhuriyet devriydi. Bazı İslamcılar için “Altın Çağ” Peygamberimiz ve Dört Halife Devrini içeren Asr-ı Saadet (Mutluluk Çağı) olarak tanımlanır. Asr-ı Saadet’in, özellikle Dört Halife Devrinin, hiç de “mutluluk çağı” olmadığı tarihi gerçeği ise söylenmez, söyleyene de “fitneci” denir. Bütün bunların oluşturduğu sis perdesini aralamak için ilk önce kayıtlara dayalı bilimsel yöntemle yazılmış tarihlere başvurmak gerekir.

OSMANLI’DA PARA SİSTEMİ

Klasik Dönem Osmanlı ekonomisinde temel para birimi, gümüş bir sikke olan, Akçedir. Akçe, eski Türkçede, içindeki gümüşe nispetle verilen “akça / beyazca” tabirinin İstanbul Türkçesinde aldığı şekildir. ’de, bu sefer, Kuruş temel para birimi oldu. Buna göre akçe değerinde gümüş sikkeye “Kuruş” denirken, bunun bozukluğu olarak da 3 akçe değerinde “Para” darp edildi. Vaka – yı Hayriye sonrasında devletin yeniden düzenlenmesini takiben ’te para sistemi yeniden revize edildi ve o gün dünyada yaygın olan çift metal sistemine geçildi. Artık gümüş Kuruş’un yanında Altın Osmanlı Lirası da darp ediliyordu. Uzmanların kayıtlarına göre bir akçenin ağırlığı 1,15 ile 1,18 gr arasında değişmekteydi. (Basılan altın paraların büyüklüğü ve ağırlığı da değişkendi. Bugün kuyumcularda artık nadir olarak rastlanan Reşat, Hamit ve Aziz altınları gibi… Bu paralar farklı padişah dönemlerinde basılmış farklı ağırlıktaki paralardı. DMD)

Akçe’nin ağırlığı 1,18 gram iken paranın temel değerini (intrinsic value) oluşturan içindeki gümüş miktarıdır. Aşağıdaki Tabloda yıllar içinde 1,18 gramlık akçe içindeki gümüş ağırlığını gram cinsinden görmektesiniz. Tabloyu Paolo Malanima’nın tarihinde basılmış “Pre-Modern European Economy: One Thousand Years (10thth Centuries) / Erken Modern Avrupa Ekonomisi: Bin Yıl (Onuncu ve On Dokuzuncu Asırlar )” adlı kitabının ’inci sayfasından özetle oluşturdum. (ISBN )  

TABLO: YILLARA GÖRE AKÇENİN DEĞERİ

YILLAR
GÜMÜŞ (GR)
ENDEKS

0,85


0,68
80

0,29
34

0,13
15

0,
6
Yani Tablo’ya göre ’de akçenin içindeki gümüş miktarı birim ise para sisteminin yenilendiği ’de bu 15 birime kadar düşmüştü.  Altın Osmanlı Lirasının tedavüle girdiği ’te ise akçenin içindeki gümüş 6 birime düşmüştü. Pekiyi gümüş paranın içindeki gümüş oranı neden ve nasıl düşüyordu? 

PARANIN TAĞŞİŞ EDİLMESİ NEDİR?

Kıymetli metalden darp edilen sikkelerin tağşişi bu sikkelerin içinde bulunan ve sikkenin temel değerini belirleyen kıymetli maden oranının düşürülmesi anlamına gelir. Bu kavram meta paranın dolanımda olduğu, yani para olarak altın ve gümüş sikkelerin kullanıldığı ekonomilerde geçerlidir.

PARA NEDEN TAĞŞİŞ EDİLİR?

Tabloda görüldüğü üzere Fatih dönemi 1,18 gramlık akçenin içinde 0,85 gram saf gümüş (sikkenin yüzde 72’si) bulunurken III. Selim dönemine gelindiğinde akçenin içindeki saf gümüş miktarı 0, grama (sikkenin yüzde 4’ü) düşmüştür. Bunu kim yapmıştı? Tabiî ki, “dış güçler”, “karanlık mihraklar” veya “Tapınak Şövalyeleri” değil. Bizatihi Osmanlı yönetiminin kendisi… Pekiyi, neden?   

Bir hükümetin parasını tağşiş etmesini sebebi, bu işlemden elde edilecek mali kazançtır. Hükümet aynı miktarda gümüşle daha fazla para basar ve bu değeri düşmüş para ile borçlarını öder. Böylece çok daha ucuza borçlarını kapatır. Ancak bunun bir maliyeti vardır: Enflasyon. Basılan sikkelerin değerinin düşük olduğu anlaşıldığı andan itibaren, sikkenin değer kaybına denk bir fiyat artışı olur. Yani, hükümet kendi harcamalarını daha ucuza finanse ederken, enflasyon yolu ile halkın kursağından kesmektedir.

Eğer paranın basıldığı kıymetli madenin piyasa değeri artarsa, o takdirde sikkenin de değeri artar. Sikkenin değerini sabit tutmak için hükümet sikkenin içindeki kıymetli metal oranını düşürür. Yani sikkeyi tağşiş eder. Bu da tağşişin ikinci sebebidir.

Paranın tağşiş edilmesi sikkenin içindeki kıymetli metal miktarını azalttığı için paranın temel değerini düşürür. Eğer bu çok sık tekrar ederse yeni bir sikke basma zorunluluğu doğar. Tıpkı ’de Osmanlı ekonomisinde olduğu gibi… 

Osmanlı dönemini incelersek gümüş veya altının aşırı değer kazanması gibi bir durum söz konusu değildir. Aksine ’lerin başından itibaren Amerika’dan İspanyol yağmacıları ve eşkıyalarının getirdiği altın ve gümüş sebebiyle önce Avrupa’da, sonra ’ler başı itibariyle Osmanlı ekonomisinde altın ve gümüşün değeri düşmüştür. Bu, bugünkü anlamda, bütün mal fiyatlarının artması, yani enflasyon, demektir. O halde, ikinci açıklama geçersizdir. Osmanlı’daki para tağşişinin sebebi, esasen, hükümet harcamalarını karşılayacak gelirlerin temin edilememesidir. Bunun birçok sebebi vardır. Ama sonuçta bütçe açığı ve devlet borçları daha fazla para basılarak finanse edilmiştir. Avrupa’dan gelen “ithal enflasyona”, bir de, paranın tağşiş edilerek basılmasından kaynaklanan “yerli ve milli enflasyon” eklenmiştir. Bunun sonucunda halk fakir düşmüş, maliye ve toprak düzeni bozulmuştu. ’lerde Celali İsyanları patlamış, sonrasında devletin vergi gelirlerini tefeci bezirgânlara bırakma karşılığında nakit alması anlamına gelen “iltizam sistemi” kurulmuştur. ’lerin sonuna geldiğimizde Anadolu ve Rumeli’de devlet artık fiilen yoktu. Devletin yerini eşkıyadan bozma Âyanlar almıştı. Cennetmekân Sultan II. Mahmut Han ortadan kaldırana kadar da Âyan hakimiyeti devam etti.

Bugünkü anlamda popülist para politikası, yani açıktan para basma, yolu ile iç borç ve bütçe açıklarının finanse edilmesi ile klasik dönemdeki tağşiş eylemi aslında aynı şeydir. Sikkeler tağşiş edildiğinde, yerli para biriminin hem mal cinsinden hem de yabancı paralar değeri düşer. Bu ise, bizim anlayacağımız dilde, enflasyon ve devalüasyon demektir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İktisadi anlamda Türkiye’nin geçmişinde bir “Asr-ı Saadet / Mutluluk Çağı” bulunmamaktadır. İşler ne daha iyiye gitmiştir ne de daha kötüye. Esas itibariyle hikâye hep aynıdır: hesapsız harcamalar sonucunda oluşan açıklar, bunların çeşitli yollardan likidite sağlayarak (para basarak, ucuza kredi vererek, dışarıdan borç alarak veya paranın ayarını bozarak) finanse edilmesi ve sonuçta enflasyon ve devalüasyon. Yani, tarih tekerrür etmektedir. Mehmet Akif merhum ne demişti:

 KISSADAN HİSSE

Geçmişten adam hisse kaparmış Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

                       [Safahat: Yedinci Kitap]

 

 

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.