yanakta kitle / Çene Tümörleri ve Kistleri - Medicana Sağlık Grubu

Yanakta Kitle

yanakta kitle

Ağız ve yüz bölgesi tümörleri

Hastanemiz Pandemi Hastanesi Değildir!

Koronavirüs (COVID) Tedbirlerimiz Devam Ediyor

Değerli Hastalarımız, Değerli Çalışanlarımız, Sevgili Meltem Dostları

Meltem Sağlık Grup olarak amacımız, insan sağlığına yönelik kaliteli bir hizmet vermektir. İçinde bulunduğumuz yeni Koronavirüs pandemisi ve buna karşı aldığımız tedbirler konusunda sizi proaktif olarak sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Her zaman olduğu gibi, hastalarımızın ve ekip üyelerimizin güvenliği ve emniyeti en yüksek önceliğimizdir. Koronavirüse karşı hijyen ve sağlık kılavuzlarına uygunluk açısından gerekli önlemleri aldık. Koronavirüse karşı önlem olarak, temizlik ve hijyen protokollerimizi daha da titiz hale getirmek için TC Sağlık Bakanlığı talimatlarına uygun olarak geliştirilen ek önlemler aldık.

Çalışma ekiplerimize sürekli brifingler ve gelişmiş işletme protokolleri verdik.

Hasta yatakların dezenfeksiyonuna özel önem verdik.

Ortak alanlarımızın (lobiler, asansörler, kapı kolları, banyolar vb.) temizleme sıklığını artırdık.

Yiyecek ve içecek servisini mevcut gıda güvenliği tavsiyelerine göre ayarlamaya devam ettik.

Antibakteriyel el dezenfektanlarına ulaşma kolaylığı sağladık.

Meltem Sağlık Gruba ve Ekibimize olan güveniniz için teşekkür ederiz.

Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi

Meltem Hastanesi Başhekimi

&#;ene T&#;m&#;rleri ve Kistleri

Tümör ve kist gibi anormal çene kitleleri genellikle yavaş büyür ve ağrısızdır. Kemiğin kademeli olarak tahrip olmasına, çenenin genişlemesine ve zayıflamasına neden olur. Kitle, zamanla dişlerin yerinden çıkmasına neden olabilir. Bazı çene kitleleri ise hızlı büyüyerek ağrı ve şişlik gibi semptomlar yaratabilir. Çenedeki sinirlerin sıkışması nedeniyle dudaklarda, diş etlerinde ya da dişlerde uyuşma görülebilir.

Çene Tümörleri ve Kistleri Nedir?

Çene tümörleri ve kistler; ağız ve yüzdeki yumuşak dokularda ya da çene kemiğinde gelişen lezyonlardır. Çenede ortaya çıkabilen odontojenik tümörler ise diş gelişimi ile ilişkili epitel veya ektomezenşim kalıntılarından kaynaklanan bir grup lezyondur. Diş kaynaklı çeneyi etkileyen bir büyüme veya kist için kullanılan tıbbi bir terimdir.

Ağızda ve çenede meydana gelebilecek üç tür oluşum bulunur. Kistler, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilen ve içinde sıvı veya katı materyaller bulunan şişliklerdir. Çoğu çene kisti, başlangıçta dişlerin gelişiminde rol oynayan hücreler nedeniyle ortaya çıkar. Bu hücreler normalde aktif olmasa da uyarıldığında bir kist oluşturmak için büyüyebilir. Sıvı, kist içinde toplandıkça şişlik yavaş yavaş genişler ve çene kemiğine zarar verir.

İyi huylu tümörler, kanserli olmayan tümörlerdir. Çene kemiği içinde anormal bir doku büyümesidir. Bir bölgedeki hücre sayısındaki artıştan kaynaklanır ve bu da genişlemeye neden olur. Dişlerin oluşumunda rol oynayan hücrelerden kaynaklanabilir. Bazı iyi huylu tümörler kemik, kıkırdak ya da diğer dokuları oluşturan hücrelerden oluşabilir. Ağız ve çene içindeki tümörlerin çoğu iyi huylu olsa da uygun şekilde tedavi edilmediği takdirde çene yapısına zarar verebilir.

Kötü huylu tümörler ise kontrolsüz bir şekilde çoğalan, vücudun diğer bölgelerine yayılan ve düzensiz şekilli hücrelerden tümörlerdir. Çene kemiğinden komşu dokulara yayılan anormal bir büyümedir. Genellikle diş etlerinden ya da ağız mukozasından gelen kanser, çene kemiğine yayıldığında ortaya çıkar. Odontojenik tümörler oldukça nadir görülen lezyonlardır.

Kanserli odontojenik tümör türleri aşağıdaki gibidir:

  • Nadir görülen agresif bir tümör olan ameloblastik karsinom
  • Kemikte ortaya çıkan ve nadir bir skuamöz hücreli karsinom olan primer intraosseöz karsinom
  • Kemikte ortaya çıkan ve nadir bir primer intraosseöz karsinom olan sklerozan odontojenik karsinom
  • Dişi oluşturan dokulardan kaynaklanan berrak hücreli odontojenik karsinom
  • Bir odontojenik epitelyal tümör olan hayalet hücreli odontojenik karsinom
  • Epitel içeren bağ dokusu tümörlerinden oluşan odontojenik sarkomlar
  • Odontojenik karsinosarkom

Bu kötü huylu tümörlerin çoğu ağzın arkasında, alt çenedeki azı dişlerinin yakınında büyür. Bazıları üst çeneyi de etkiler.

Çene Tümörleri ve Kistleri Neden Olur?

Genellikle çene tümörleri ve kistlerinin nedeni belli değildir. Bununla birlikte bazıları gen değişiklikleri, mutasyonlar ya da genetik sendromlarla ilişkilidir. Odontojenik çene tümörleri ve kistleri, diş gelişimini destekleyen bazı dokular ve hücreler nedeniyle meydana gelebilir. Çenede gelişen bazı tümörler ise odontojenik değildir. Bu, kemik ya da yumuşak doku hücreleri gibi dişlerle ilgili olmayan çene içindeki diğer dokular nedeniyle de lezyonların gelişebileceği anlamına gelir.

Yirmi yaş dişleri dışında köpek dişleri ve ikinci azı dişleri de uygun pozisyonu bulamadığında gömülü kalabilir. Öncelikle diş telleri yardımı ile bu dişlerin korunması amaçlansa da konumları nedeniyle bu dişler cerrahi ile çekilmelidir. Çekilmeyen gömülü dişler kist oluşumuna neden olurken ağızda bulunan diğer dişlere de zarar verir.

Kalıtsal genetik mutasyondan kaynaklanan Gorlin-Goltz sendromuna sahip olan bazı kişilerde tümörlerin baskılanmasını sağlayan gen bulunmaz. Bu sendrom, çenede çoklu odontojenik lezyonların ya da bazal hücreli kötü huylu tümörlerin gelişmesine neden olabilir.

Çene Tümörleri ve Kistleri Belirtileri Nelerdir?

Çene kistleri ve tümörleri genellikle herhangi bir semptoma neden olmaz. Özellikle kistler yavaş ve ağrısız büyür. Tipik olarak başka nedenlerle yapılan rutin kontrollerde keşfedilir. Bazı durumlarda ise hastalar ilgili bölgede ağrı ve şişlikten şikayet edebilir. Fazla büyüdüğü takdirde diğer dişlere, sinüs ve burun tabanı gibi anatomik oluşumlara zarar verebilir.

Ağız ve çene içindeki bir tümörün belirtileri şu şekilde olabilir:

  • Ağızda anormal tat
  • 2 hafta içinde iyileşmeyen ağız yaraları
  • Protezlerin ağza uymaması
  • Yutma güçlüğü
  • Küçük boyutlu bir şişlik
  • Deride çatlaklar

Çene Tümörleri ve Kistleri Nasıl Teşhis Edilir?

Çene tümörlerinin ve kistlerin teşhisi için öncelikle fiziki muayene yapılır. Radyolojik görüntüleme yöntemleri ile anormal doku tanımlanabilir. Bazı durumlarda biyopsi ile lezyon tanımlanır. Tedavi planı, kist ya da tümörün tipi teşhis edildikten sonra yapılır.

Çene Tümörleri ve Kistleri Nasıl Tedavi Edilir?

Çene tümörleri ve kistleri için tedavi planı yapılırken lezyonun tipi, büyüme hızı, evresi ve hastaların semptomlara dikkate alınır. Ağız, çene ve yüz cerrahları, çene tümörünü veya kistini genellikle ameliyatla alır. Tedavide cerrahi ve tıbbi tedavi kombinasyonundan da faydalanılabilinir. Bazı lezyonlar hızlı büyür ve agresiftir. Anormal hücrelerin tekrar büyümemesini sağlamak için daha büyük bir ameliyat gerekebilir.

Tedavi planı kistin yeri ve büyüklüğüne göre radyografilere bakılarak yapılır. Genelde çene kemiğindeki kiste ulaşmak için mümkün olduğu kadar minimum miktarda kemik çıkarılır. Kist o bölgeden temizlendikten sonra kesi dikilir. Bazı durumlarda kistin alındığı bölgeye kemik grefti materyalleri uygulanır. Alınan kist, patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir. Çıkarılan doku incelendikten sonra lezyonun türü tespit edilir.

Cerrahi operasyonlar eksizyon ve rezeksiyon olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Eksizyon, çevreleyen kemiğin bir kısmının çıkarılmasıyla birlikte kist ya da tümörün tamamen çıkarılmasını içerir. Aynı işlem sırasında hasarlı çene kemiği yeniden oluşturulabilir.

Genel anestezi altında gerçekleştirilen rezeksiyon ya da kısmi mandibulektomide ise çenenin bir kısmı ile birlikte kist ya da tümör tamamen çıkarılır. Çevredeki dişlerin bir kısmı da alınabilir. Çenenin başlangıçta titanyum plakalar ve vidalarla stabilize edilmesi gerekebilir. Çene rekonstrüksiyonu, aynı işlem sırasında ya da ikinci bir ameliyatla gerçekleşebilir.

Birçok hasta işlemden sonra eve gidebilir. Ameliyatın türüne bağlı olarak hafta içinde normal yaşama geri dönülebilir. Hastaların bu süre içinde herhangi bir yorucu fiziksel aktiviteden kaçınması gerekir.

Diğer tedaviler şunları içerebilir:

  • Çene kemiğinin ya da diğer yapıların rekonstrüksiyonu
  • Bazı çene tümörleri ve kistleri için tıbbi tedavi
  • Beslenme, konuşma ve yutma ile eksik dişlerin yerine konması dahil yaşam kalitesinin korunmasına yardımcı olacak destekleyici bakım

Çene Kisti Belirtileri Nelerdir? Ameliyatı Nasıldır?

Çene kisti çoğunlukla kaynağını dişlerden alan patojen yapılardır. Çene kemiğinin herhangi bir bölgesinde meydana gelebilen bu kistler aynı zamanda diş köklerinde de oluşabilir. Bazı hastalar kistin mevcudiyetini fark etmiyor. Özellikle rutin ağız ve diş kontrollerinin de ihmal edilmesi durumunda bu kistler yıllarca varlığını koruyabiliyor. Bazı hastalarda ise şişlik ya da ağrı gibi şikayetlere yol açtığından tanı konması, tedavi edilmesi mümkün hale geliyor. Toplumda bu kistler basit oluşumlar şeklinde algılansa da aslında tedavi edilmesi son derece önemlidir. Tedavinin nasıl yapıldığına, bu kistlerin tehlikeli olup olmadığına ve benzeri konulara da değineceğiz. Öncelikle çenede oluşan kistleri daha yakından tanımak adına çeşitleri birlikte gözden geçirelim.

Çene Kisti Çeşitleri Nelerdir?

Genel olarak çene kisti 3 farklı grupta ele alınır. Bunlar;

  • Kök ucu kistleri
  • Dentigeröz kistler
  • Nazopalatin kistler

Bu noktada kistin tanımına da değinmekte fayda olacaktır. Kist, vücuttaki herhangi bir bölgede meydana gelebilen, yumuşak dokuların yanı sıra kemiklerde de oluşum gösterebilen, etrafı doku ile kaplı olan boşluklardır. Büyüme eğiliminde olmaları mümkündür ve genellikle oldukça yavaş bir büyüme süreci yaşarlar.

Özellikle çene kistlerinin son derece sinsi olduğunu belirtmek mümkün olabiliyor. Çünkü oluştuklarında fark edilmeyecek kadar küçüktürler. Ancak zamanla büyüyebilirler ve elle hissedilebilecek kadar büyük ebatlara ulaşılabilirler.

Çene Kisti Belirtileri Nelerdir?

çene kisti belirtileri

Bu noktada çene kisti belirtilerinden söz etmekte fayda olacaktır. Ancak kistler küçük olduklarında çoğu zaman herhangi bir belirti göstermezler. Zaman içerisinde büyüdüklerinde hasta tarafından da hissedilmeleri mümkün olabilir. Ancak genellikle röntgen filmi çekildiğinde tespit edilirler. Çene kistlerinin belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Ağrı (her zaman görülen bir belirti değildir)
  • Çene bölgesinde ya da yüzde şişme
  • Çoğunlukla alt dudakta olmak kaydıyla uyuşukluk
  • Kistin bulunduğu yere göre dişlerde sallanma ya da kırılma

Çene Kisti Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavi çene kisti oluşumunun lokalizasyonu, büyüklüğü ve cinsi ile birlikte hastanın yaşı, genel sağlık durumu gibi faktörler bir arada değerlendirilerek belirlenir. Diş köklerinden kaynaklanan kistler mevcut olduğunda bu dişlere kanal tedavisi yapılması da gerekebilir. Önemli olan ise kistin vücuttan çıkarılmasıdır. Bunun için de zorunlu olarak cerrahi müdahale yapılması gerekir.

Hastanın ağrı ya da şişme gibi bir şikayetinin olup olmaması, ameliyat kararında belirleyici değildir. Hasta herhangi bir semptomdan yakınmıyor olsa bile çene kistlerinin muhakkak tedavi edilmesi gerektiğini belirtelim. Aksi halde özellikle çene kemiğinin kistten zarar görmesi söz konusu olacaktır.

Bilginiz olsun &#;> Sedasyon anestezi

Çene Kisti Ameliyatı Nasıl Yapılır?

çene kisti ameliyatı

Sıklıkla sorulan sorulardan biri de çene kisti ameliyatının nasıl yapıldığı oluyor. Öncelikle ameliyat sırasında hastanın hiçbir şekilde acı hissetmesinin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Ameliyat ile müdahale edilecek olan bölge anestezi ile uyuşturulur. Mevcut tabloya bağlı olarak yapılacak müdahale de ameliyat öncesinde belirlenir. Anestezinin etkisini göstermesinin ardından ameliyata başlanır.

Elbette bu cerrahi müdahalede temel amaç kistin çıkarılması yani vücuttan tahliye edilmesidir. Kiste ulaşmak için diş etine kesi uygulanması gerekir. Aynı zamanda diş etinin altında bulunan kemiğin de bir ölçüde kaldırılması söz konusu olabilir. Kistin alınmasının ardından bölgenin temizlenmesi sağlanır. Sonrasında kesi uygulanan bölgeye dikiş atılır ve ameliyat tamamlanır. Çıkarılan kist ise patolojik inceleme için laboratuvar ortamına gönderilir. Çoğunlukla ameliyat süresi de merak ediliyor. Ancak kistin nerede olduğu, büyüklüğü gibi unsurlar nedeniyle ameliyat süresi de her hastada aynı olmaz.

Ameliyatta enükleasyon ve marsüpyalizasyon olarak adlandırılan iki farklı tekniğin kullanılabildiğini de belirtelim. Enükleasyon yönteminde kist bir bütün halinde yani parçalanmadan tamamen tek parça halinde çıkarılıyor. Büyük ebatlarda olan kistlerin öncelikle küçültülmesi ve sonrasında çıkarılması da tercih edilebilir. Bu işlem ise marsüpyalizasyon ve drenleme olarak adlandırılır. Marsüpyalizasyon tekniğinin çoğunlukla büyük ölçülere ulaşmış olan kistler için tercih edilen bir teknik olduğunu söyleyebiliriz. Bu yöntemde bölgeye küçük bir delik açılır. Bu delik yardımı ile kistin içindeki sıvı boşaltılır ve böylelikle kist içinde bulunan basınç da azaltılmış olur. Sonrasında ise ebatları küçültülmüş olan kisti vücuttan çıkarılır.

Kistin çıkarılması ile birlikte dişin çekilmesi durumu son derece ender yaşanır. Ancak böyle bir durumda da iyileşme gerçekleştikten sonra çekilen dişin yerine implant uygulaması yapılabilir. Bu sayede eksik diş probleminin ortadan kaldırılması sağlanmış olur.

Çene Kistleri Tehlikeli Midir?

Elbette çene kisti iyi huylu olabildiği gibi kötü huylu da olabiliyor. Bu nedenle tamamen tehlikesiz ve zararsız oluşumlar olduğundan söz edemeyiz. Yapılan incelemelerde kistin iyi huylu olduğu tespit edilebilir. Ancak ilerleyen dönemlerde bu kist kötü huylu da olabilir. Zira tedavi edilmesinin önemi bundan kaynaklanıyor. Aynı zamanda çene kaslarına da ciddi düzeyde zarar verebileceklerini göz ardı etmemek gerekiyor. Hatta kimi zaman bulunduğu bölgeye bağlı olarak bu kistler sinir sıkışmasına da sebebiyet verebiliyor. Özellikle kötü huylu olup olmadıklarının belirlenmesi için mutlaka patolojik incelemenin gerçekleştirilmesi gerekiyor.

İlginizi çekebilir &#;> Ağız kokusu neden olur

Çene Kisti Oluşum Nedenleri Nelerdir?

çene kisti oluşum nedenleri

Henüz çene kisti oluşumuna yol açan unsurların net bir şekilde tespit edilemediğini söyleyebiliriz. Ancak genellikle dokuların dişlerin arasına doğru emilmesi neticesinde bu boşluklar meydana gelebiliyor ve kist oluşumu gözlemlenebiliyor. Bununla birlikte aşağıdaki durumlarda da kistlerin oluşabildiğini söyleyebiliriz:

  • Dişte travma olması
  • Diş tedavisinin doğru şekilde yapılmaması
  • Dişte çürük olması
  • Gömülü diş

Yukarıda sorunların hiç biri mevcut olmadığında da çene kistinin oluşabileceğiniz söyleyebiliriz.

Çene Kistleri Nasıl Anlaşılır?

Net bir şekilde çene kisti olduğunun anlaşılması için ağız filmi çekilmesi gerekiyor. Aynı zamanda elle yapılan muayenede kistler belirli bir büyüklüğe ulaştıklarında hissedilebiliyor. Radyografik ve histopatolojik bulgular ile tanı konması sağlanıyor. Çok detaylı bir inceleme yapılması gerekmez. Ancak kistlerin patolojik olarak incelenmesinin de gayet önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Çene Kistleri Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavinin yapılmaması çene kisti kaynaklı olarak hastaların günlük hayatlarının da olumsuz etkilenmesi anlamına gelir. Çünkü kistler zamanla büyüyebilir ve şişlik ya da ağrılar çok daha sancılı, rahatsız edici bir boyut kazanabilir. Bu durumda hastaların günlük yaşam konforu kadar uyku kalitesi ve iş hayatı da olumsuz etkileniyor. Bununla birlikte tedavi edilmeyen çene kistlerinin sinir sıkışması, hissizlik ya da yanma hissi gibi çeşitli sorunlara da sebebiyet verebileceğini belirtelim.

Tedavisi yapılamayan bu kistler çene kemiğinde de önemli tahribatlara yol açabiliyor. Çene kemiğinin zayıflamasına neden oluyor ve bu da dişlerin olumsuz etkilenmesi anlamına geliyor. Çene kemiği zayıfladığında çok basit bir travma dahi kemiğin kırılabilir hale gelmesine yol açabilir. Kimi zaman kistler gömülü dişlerden de kaynaklanabiliyor. Bu durumda komşu dişlerin de zarar görmesi söz konusu oluyor. Hatta bu zarar diş kayıplarını da beraberinde getirebiliyor. Kistlerin sinirlere baskı yapması da sık rastlanan bir durumdur. Sinir sıkışması, hissizlik gibi şikayetler de ortaya çıkabilir.

Sonuç olarak bu kistler kişide herhangi bir şikayete yol açmıyor olsa bile tedavisinin mutlaka yapılması gerekiyor. Konuyla ilgili tüm sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Merak edenler için &#;> Diş ağrısı tedavisi

 

ORAL MUKOZANIN KİTLESEL LEZYONLARI

Oral Mukozanın Kitlesel Lezyonları Hasta Bilgilendirme Formu

 

Soru: Oral mukozanın kitlesel lezyonları nelerdir?

 

Ağız içi ve etrafında iyi huylu ve kötü huylu kitleler görülebilir. Kitlenin yerine görünüşüne, bulunma süresine, büyüklüğüne ve birçok kritere bakılarak ilgili hekim tarafından kitlenin iyi ya da kötü huylu olduğu konusunda ön tanı konulabilir. Ancak kesin tanı kitleden alınacak biyopsinin patolojik incelemesi sonucu ortaya çıkar. Oral mukozanın kitlesel lezyonları üç ana başlık altında toplanabilir:

 

A. Büyümeler:Şiş veya yumru olarak da adlandırılır. Dokularda meydana gelen enfeksiyonvetahriş sonucu ya da gelişimsel olarak meydana gelebilir.(Apse,kist,epulis,granülom,hiperplazi,mukosel ve hemanjiyom, yağ granüllerivs)

 

B. İyi huylu tümörler: Bir alanının büyümesine neden olan hücre sayısındaki artışla ilgilidir.

 Yumuşak doku tümörleri; Bu tümörler büyümedeki hücre sayısının artışı sonucu oluşur ve alanın genişlemesine neden olurlar. (Papillom, Fibrom, Lipom, Siğil)

 Sert doku tümörleri; Sert doku tümörleri kemiklerde ve hatta dişlerde ortaya çıkabilir. Ağızda yumru veya şişlik gibi gözle görülebileceği gibi sadece filmde anlaşılabilecek şekilde de olabilir.

C. Kötü huylu tümörler: Anormal biçim, büyüklük ve sayıca artmış kötü huylu hücrelerden oluşurlar. Bu tümörler kontrolsüz çoğalır ve vücudun diğer bölümlerine de yayılma riski taşırlar. Normal vücut fonksiyonlarını funduszeue.info tür tümörler arasında en sık görüleni ise % 90 oranla yassı hücreli kanser(skuamoz hücreli veya epidermoid karsinom) dediğimiz kanser türüdür.

 

Soru: Ağız içerisinde kitle ya da tomurcuk şeklinde görünüm verebilecek gelişimsel ve doğuştan lezyonlar var mıdır?

 

Ağız içinde kitle olarak tarif edilen lezyonların önemli bir kısmı normal anatomik oluşumlardır. Bunlar:

 Dil kökünde açıklığı öne bakan ve dil ‘’V’’si adı verilen bir düzende yerleşmiş olan tat tomurcukları

 Dil bağının ağız tabanına bağlandığı yerin hemen iki yanında çene altı tükrük bezlerinin kanal ağızları

 Dilin yukarı kaldırılması ile ortaya çıkan dil altı tükrük bezlerinin oluşturduğu iki taraflı tümseklik. Ayrıca yanak mukozasında toplu iğne başı büyüklüğündeki sarı lekeler yağ dokularıdır. Yine yanak mukozasında dişlerin kapanma hizasında önden arkaya doğru uzanan beyaz bir çizgi görülebilir. Bunlar genellikle olağan anatomik oluşumlardır.

 

Soru: Ağız mukozasında kanser öncesi ve kanseröz lezyonların oluşmasındaki faktörler nelerdir?

 

 Fiziksel etkenler; ultraviyole, dişlerle ilgili etmenler, yüksek ısı

 Kimyasal maddeler; tütün, alkol, esrar, A ve B vitamin eksiklikleri; olguların yüzde 75'inde primer neden alkol ve sigara olarak kabul edilmektedir.

 Canlı etkenler; insan siğil virüsü, kandida mantar enfeksiyonları, Streptokok enfeksiyonları, firengi(sifiliz) mikrobu

 Genetik faktörler

 Bağışıklık sisteminin herhangi bir sebeple baskılanması

 

Soru: Sigara ile ağız kanserleri arasındaki ilişki nedir?

 

Sigara, pipo veya puro içimi, boğaz, ağız, gırtlak ve yemek borusu kanserinin görülme ihtimalini arttıran en önemli etkenlerden biridir. Sigara verdiği ısı ve kimyasallarla ağız içinde keratin diye adlandırılan ağız içi dokunun sertleşmesini sağlayan yapıda kötü huylu hücresel değişikliklerin başlamasına neden olur. Bu yapı zamanla değişim geçirerek ağız kanserine neden olabilir. Tütün çiğneyen kronik dumansız tütün kullanıcılarının, kullanmayanlara nazaran 50 kat daha fazla ağız kanserine yakalanma riskine sahip olduğu tespit edilmiştir. Dudak kanserlerinin oluşma nedeni sıklıkla sigara, pipo ve güneş ışınlarıdır. Başlangıçta sertleşmiş olan yüzeyde kabuk oluşumu gözlenir. Sıklıkla alt dudakta görülür.

 

Soru: Ağız kanseri ve alkol arasında nasıl bir ilişki var?

 

Kronik ve/veya yoğun alkol kullanımı da ağız kanser riskini arttıran bir diğer faktördür. Sürekli alkol ile temas eden ağız mukozası ile sigara dumanının bir araya gelmesinin tek başına sigara kullanımına göre kanser riskini daha da arttırdığı bilinmelidir. Soru: Ağız bakımı ile ağız kanserleri arasındaki ilişki nedir? Ağız bakımı şüphesiz genel sağlığımız için vazgeçilmez bir unsurdur. İyi bir fırçalama sonrası kullanılan diş ipleri ağız bakımını daha iyi sağlar. Diş kaybına neden olacak kadar kötü ağız hijyenine sahip olan bireylerde ağız kanseri riski, ağız hijyeni iyi olan bireylere göre daha fazladır.

 

Soru: Ağız içindeki kitlesel lezyonların hangi özellikleri kanserleşme riskini gösterir?

 

 haftadan fazla süren kabarık, çıkıntılı kenarları olan yaralar

 Kırmızı, beyaz veya kırmızı/beyaz karışık lezyon; Ağız içinde sürekli beyaz lekeler (lökoplaki) veya kırmızı lekeler (eritroplaki) ortaya çıktığında bu lekelerin kanser öncüsü olabilmesi nedeniyle ilgili hekim tarafından muayene edilmesi gerekir.

 Yüzey dokusu değişikliği (soyulma, çatlama)

 Parmakla yoklama sırasında hissedilen sertlik

 Anormal damarlanma gösterme, zemininde sertleşme

 Gevrek ve hafif temasla parçalanıp kanayan doku

 Derin dokulara veya üstteki deri ya da mukozaya yapışık lezyon

 Normal anatominin bozulması, dişte gevşeme/yerinden oynama

 Boyunda sert veya derin dokulara ve çevreye yapışık, hareketi sınırlı lenf bezi büyümesi

 Ağızda veya boğazda tekrarlayan kanamalar

 Seste boğukluk veya boğazda yutulamayan cisim hissi

 Çiğneme ve yutma güçlüğü

 Dil ve çene hareketlerinde zorlanma

 Dil veya ağızın diğer bölgelerinde his kaybı, uyuşukluk

 Alt veya üst çenede meydana gelen şişlikler ve bunun sonucu mevcut protez uyumunun bozulması

 

Soru: Ağız kanserlerinde ağrı görülür mü?

 

Ağız kanseri lezyonları başlangıç döneminde ağrısızdır ve bu nedenle de ihmal edilebilirler. Kanser ilerleyerek sağlıklı ağız dokularında harabiyet oluşturdukça ağrı şikâyeti de başlar. Kişinin ağız kanserini fark etmesi güç olabilir. Erken tanı için en ufak bir değişiklikte hekime (Dermatolog, diş hekimi, kulak burun boğaz hekimi) gidilmesi son derece önemlidir. Gelişen bir tümör ağrı vermeyebilir ancak yayılarak kanamaya sebep olabilecek yaralar oluşturabilir. Dil kanseri çoğunlukla acı verir ve dilin anormal bir şekilde sert ve bükülmez olması, konuşma ve yutkunma zorluğu ile uyuşma hissine neden olabilir.

 

Soru: Ağız kanserlerinin görülme yaşı nedir?

 

Hastaların yüzde 95'inin yaş üzerindeki bireylerdir ve hastalığın tanısı konulduğu sırada ortalama yaş 60’tır ve erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha yaygındır.

 

Soru: Ağız kanserlerinin yerleştiği alanlar nelerdir?

 

Ağız kanserleri dediğimizde aslında hem ağız boşluğunun içinde hem de ağzın gerisinde yer alan boğaz girişi bölgesinde (orofarinks) görülen kanserler aklımıza gelir. Bu kanserler ayrıca dilde, dişte, dişetinde, kemikte ve dudakta da yerleşebilir. Dudaktaki kanserler genellikle alt dudakta yerleşir.

 

Soru: Ağız kanserinin toplumdaki yaygınlığı nedir?

 

Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde yapılan çeşitli çalışmalara göre ağız kanserlerinin, tüm kanser olgularının % arası bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu oran Türkiye'de de benzerdir. Dudak kanserleri de dahil edildiğinde ağız kanserleri cilt kanserlerinden sonra baş boyun bölgesini ikinci sıklıkta tutan kanser çeşidini oluştururlar. Dünya genelinde ağız kanseri, çoğu insanın varlığından bile haberdar olmamasına rağmen kansere bağlı ölümlerin nedenleri arasında 8. sırada yer almakta ve dünyada her yıl lösemiden daha fazla kişinin ölümüne neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmasına göre, dünyada her yıl 40 bin vakaya ağız kanseri tanısı konuluyor. Bu rakam her geçen yıl artış gösteriyor. Ağız kanseri nedeniyle bir yılda hayatını kaybeden hastaların sayısı ise 12 binin üzerindedir. Bu artışında özellikle sigara kullanımının yaygın olmasıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

 

Soru: Ağızda kitlesel lezyonlarda tanı nasıl konulmaktadır?

 

Hekim muayenesi genelliklegörsel muayene ile başlar, bunun ardından hastalıklı bölgeye dokunulur, şişlik veya ülser ya da çatlak gibi öteki sıradışı belirtilerin olup olmadığı muayene edilir. Örneğin herhangi bir şişlik veya ülserin ne kadar süredir var olduğu, ağrı veya kanama olup olmadığı ve yutkunma veya konuşmada güçlük yaşanıp yaşanmadığına yönelik olarak hastanın ağız sağlığı geçmişi hakkında kendisiyle görüşmek de yararlı olabilir. Küçük bir biyopsi (analiz etmek amacıyla az miktarda doku örneği almak) teşhisi doğrulayabilir. Kanserin boyutunu belirlemek ve kemikleri veya diğer bölgeleri etkileyip etkilemediğini belirlemek üzere Röntgen ve tomografi taramaları da faydalı olabilir.

 

Soru: Ağızda kitlesel hastalıklardan koruyucu yaklaşımlar neler olmalıdır?

 

 Sigara, alkol az tüketilmeli veya bırakılmalı; hem alkol hem de tütün ürünlerini kullanan kişilerde ağız kanseri riski alkol ve tütün ürünlerini kullanmayan kişilere göre 15 kat artmıştır

 Yanak ve dudak ısırma gibi alışkanlıklardan vazgeçilmeli ve gerektiğindepsikiyatrik/psikolojik yardım alınmalı.

 Uygun ağız/diş bakımı ve florür desteği yapılmalı. Dişlerimizi günde en az iki kez fırçalamak yalnızca diş çürüklerini önlemez, aynı zamanda iyi ağız hijyeni kanserden de korur.

 Ağızda tahriş ve travmaya neden olabilecek keskin kenarlı uygunsuz protezler, kırık diş kenarları yumuşak dokuları uzun süreli tahriş ederek kanser gelişimine katkıda bulunabilir

 Ultraviyole ışınları herpesinfeksiyonunu tetikleyebildiği ve yassı hücrelikanser gelişiminde rol oynadığı için dudaklara güneşten koruyucu uygulanmalı

 Ağız kanserinden koruyucu etkisi nedeniyle taze meyve, sebze ve selenyum, folik asit, A, C, E vitamininden zengin gıda tüketilmeli

 Sebat eden HPV infeksiyonu kanser gelişmesi riskini arttırabileceğinden, özellikle risk gruplarında HPV açısından düzenli muayene yapılmalı ve mevcut lezyonlar tedavi edilmeli. Uygun aşılama programı uygulanmalıdır.

 Kanser öncüsü lezyonu olan hastalar(lökoplaki, eritrolökoplaki/eritroplaki lezyonları, erozive liken planus) erken kanser belirtileri konusunda bilgilendirilmeli

 Bağışıklık sistemini baskılayıcı (immunsupresif) tedavi öncesi hastalar ağız ve diş infeksiyonları ve kanser öncüsü lezyonlar açısından muayene edilmeli

 Ağızda uzun süredir iyileşmeyen yara varlığında mutlaka hekime başvurulmalı.

 Günümüzde pek çok ülkede 40 yaş üzeri bireylerde yılda 1 kez ağız muayenesinin yapılması önerilmektedir.

 

Soru: Oral mukoza kanserleri nasıl tedavi edilmektedir?

 

Tedavi genelde tüm kanserli dokuların cerrahi müdahaleile çıkartılması, radyoterapi (kanser hücrelerini yok etmek için radyasyon kullanma), kemoterapi (kanserle savaşan ilaçlar kullanma) ya da bu ve benzeri tedavi yöntemlerininbirlikte kullanılması şeklindedir. Bazı ağız kanseri türlerinde fotodinamikterapi denilen yeni bir tedavi de kullanılmaktadır. Bu tedavide kanser hücreleri yok etmek için lazer ışını ve ışığa duyarlı bir ilaç kullanılır.

 

Soru: Ağız kanserlerinin tedavisinde başarı oranı nedir?

 

Ağız kanseri erken tedavi edildiğinde iyileşme olasılığı yüksektir. Ameliyat sonrasında yumuşak dokuda veya deride bir takım düzeltici ameliyatlar yanısıraeksilen kemiklerin yerine protez konulması gibi yaklaşımlar gerekli olabilir.

 

Soru: Dudak kanseri nasıl tedavi edilir?

 

Erken dönemde, ameliyat ve/veyaışın tedavisi (radyoterapi) ile başarılı sonuçlar alınmaktadır. Metastaz denilen başka organlara sıçrama durumunda ilaçlı tedaviler (kemoterapi) gerekli olabilir.

 

funduszeue.info


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası