nazım hikmet atatürk ilişkisi / atatürk ün nazım hikmet e büyük mikrop demesi - uludağ sözlük

Nazım Hikmet Atatürk Ilişkisi

nazım hikmet atatürk ilişkisi

Millet dergisinin 3 Temmuz yılında çıkan sayısında Cemal Kutay'ın Nazım Hikmet ilgili bir makalesinde geçen olaydır. Şöyle anlatıyor Cemal Kutay :

"Atatürk Nazım Hikmet'i hiç sevmemişti. Bugün artık Rus sübvansiyonuyla olduğunu ifşa edebileceğimiz Nazım Hikmet'in Hazer ve Salkımsöğüt plağını Musiki Muallim Mektebi'nde dinlemişti. Atatürk bu plağı üç defa tekrarlatmıştı. Orada bulunanlar buna Ata'nın da hayran olduğunu sanıyorlardı. Halbuki Atatürk plağı aldı yere vurup kırmış ve:

-Bu şiirde ve bu plakta Türk milletinin varlığına kasteden bir bomba vardır, demişti.

Artık Atatürk'le Nazım'ın arası bir daha hiç kapanmamak üzere açılmıştı. Atatürk ondan her bahsedildiği yerde: "Büyük mikrop" diyordu."

nedense atatürk iyi olan taraflarını almayıp sadece sosyalistlere, komünistlere söylediği cümleleri bulan, yazan, savunan yazarların zihinsel masturbasyon cabalarının ürünü olan başlıktır.

işinize geldiği zaman atatürk, vatan, millet, sakarya; gelmediği zaman hemen eleştiri, saldırı, hakaret

gerçektir veya yalandır bilinmez. uydurma olması kuvvetle muhtemeldir.

fakat, atatürk'ün anti-komünist görüşleriyle ilgili kaydı kuydu olan bir sürü sözü zaten her yerde bulunmaktadır. neden böyle kaynağı belirsiz, dramatik menkıbelere ihtiyaç duyulur? anlaşılması güçtür. atatürk komünizmi kabul edilemez bulduğunu daha cumhuriyeti kurmadan evvel mecliste defalarca yinelemiştir. e daha nedir o zaman?

herşeye rağmen bazı yazarlara göre:

atatürk'ün anti-komünist olduğunu söylemek atatürk'e atılmış çirkin bir iftiradır. *
ayrıca atatürk'ün iyi yanlarını bırakıp, kötü yanları olan, canavarca anti-komünist fikirlerine ne gerek vardır? *

işbu başlık altındaki ilk cümle ortalamasına uyup gerçek olup olmadığı bilinmez veya gerçekliğinin kayda değer bir bilgi olup olmadığı nazım ve atatürk hayranları tarafından tartışılır diyeyim funduszeue.info gel gör ki nazımı sevdiğini iddia edenler ve onun takipçileri olduğu davasında olanlar aynı intisabı atatürk için de dillendirmekteler ve bu durumun tam tersi de ayniyle vakiidir.büyük mikrop diyen zatın takipçileri kendisine büyük mikrop denen zatın da takipçileri funduszeue.info ve izaha muhtaç.

"sevmeyen böyle mi anlatır" denecek iddiadır.

--spoiler--
funduszeue.info?v=MsA_0AXuVJY
--spoiler--

bu sadece bir spekülasyondan ibarettir. böyle bir olayin oldugunu hic sanmiyorum. nazim hikmet´in yurtsever bir insan oldugunu artik dünya alem kabul etmistir. böyle bir söylem olmussa bile, mustafa kemal pasa ´ya o an dinletilen hangi siirse o siir bulunmali ve incelenmelidir, belki de sahiden o bahsedilen siir böyle bir "bomba" tasiyordur icinde. ancak sonucta bu iddialar, hem nazim hikmet´i hem de atatürk ü yipratir, kesinlikle bilinmeden üstünde yorum yapmamak gerekir.

ben bu tür iddialara cok mesafeli durulmasi gerektigini düsünüyorum.

ne etsek de hem atatürk'e hem nazım hikmet'e bok atsak diye kıvranan zihniyetin son büyük keşfi.

doğru da olabilir, bilmiyorum ama atatürk'ün de nazım hikmet'in de yanlışlar yapmış olduğunu çoktan kabul ettim zaten. ne atatürk ne de nazım yanlışsız. değerlerini azaltır mı? hayır!

atatürk'ü ya da nazım'ı sevenlerin onları kusursuz ilahlar diye algıladıklarını sanıp, bel altına vurma çabasında olan kifayetsizlerin nafile çabası işte. okuyun:

Dağlarda tek, tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.

"cidden kaynak pek objektif imiş.hadi inanalıfunduszeue.info yy değil funduszeue.info da falan yaşıyoruz.öyle duyduğumuz her şeye inanırız diyen zihniyete soracak sorum, edecek lafım yoktur." der giderim.

bana göre kesinlikle iftira ve uydurma olan olaydır.

(bkz: at yalanı sikeyim inananı)

(bkz: yobaz iftira şeması)

yobaz iş başında. "o onu dedi, bu bunu dedi" ile tarih

geçiniz.

Birincisi, atatürk peygamber degildi. Her söylediği söz doğru kabul edilmez ki bunu kendi de ifade etmiştir defalarca.
Ikincisi; vefatindan 10 sene sonra kaleme alındığı iddia edilen bir haberi, salt gercekmiş gibi ortaya koymak art niyet taşır.
Ve nihayet; komünizm zamanının en büyük tehdidi olarak görülüyordu. Atatürk her cephede verdiği savaşı, insanlara aşıladığı millet olma bilinci ile kazanmıştı. Buna tehdit olarak komunizmi görmesi kadar doğal ne olabilir?

atatürkün gelmiş geçmiş en doğru sözlerinden biridir. net.

Atatürk Nâzım Hikmet'le karşılaşınca ona ne söyledi

Nâzım Hikmet'in yakın dostu Vâlâ Nureddin'in ünlü eseri "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle okurla yeniden buluştu.

Türk şiirinin “dünyaca” ünlü şairi Nâzım Hikmet'i; aynı okul sıralarında okuyup aynı maceralara atılan, Milli Mücadele döneminde birlikte önce Anadolu'ya oradan Sovyetlere geçen “yoldaşı” Vâlâ Nureddin anlatıyor

Kitapta Vâlâ Nureddin, Nâzım'la beraber Ankara'da İsmail Fâzıl Paşa tarafından Atatürk'e takdim edilişlerini aktarıyor.

İşte "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" kitabında Vâlâ Nureddin ve Nâzım Hikmet'in Atatürk'le olan o kısa görüşmesi:

"Mustafa Kemal konuştuğu gruptan ayrılıp bize yaklaşmıştı. Salonun tam ortasında buluştuk.

İsmail Fâzıl Paşa isimlerimizi söyleyerek:

- Genç şairler, diye bizi takdim etti.

Mustafa Kemal, elini ilk önce bana uzattı. Aklıma öpmek geldi. Sonra askeri bir edayla sıkmayı üsluba daha uygun buldum. Yine balkonda gördüğümüz kılıktaydı. Ve meşin getrleri vardı.

Elinin etkisini hiç unutmayacağım. Bir kadın eli kadar nahifti. Nâzım da aynı şekilde selâmladı. Zaten ben öpseydim, elini o öpmeyecekti. Onun hesabına gaf olmasın diye hareketimi ayarlamıştım.

‘Yolculuğunuz nasıl geçti, Ankara’yı nasıl buldunuz’ gibi basmakalıp lâflara ihtiyaç duymaksızın, Mustafa Kemal, bizim için çok önemli olan konuya girdi:

- Bazı genç şairler, modern olsun diye, mevzusuz şiir yazmak yoluna sapıyorlar. Size tavsiye ederim, gâyeli şiirler yazınız, dedi.

Daha da konuşacaktı. Ama aceleyle yanına bir iki kişi yaklaştı. Bir telgraf getirdiler. Paşa göz atınca telgrafla ilgilendi. Eliyle selamlayıp bizden uzaklaştı."

"GEÇİRDİĞİ 'SERENCAM'IN SEBEBİ 'GAYELİ ŞİİRLER' YAZMASI OLMADI MI"

Şair Attila İlhan Vâlâ Nureddin'in kitabındaki bu bölüm hakkında şu sözleri kullanıyordu:

"Gâzi’nin tavsiyesine gelince, Nâzım’ın bu tavsiyeyi yürekten benimsemediğini, kim iddia edebilir? Kimbilir, geçirdiği ‘serencam’ın asıl sebebi, ‘gayeli şiirler’ yazması olmadı mı?"

funduszeue.info

İşte Nâzım'ın Atatürk'e yazdığı mektup

Nâzım Hikmet’in ve annesi Celile Hanım’ın Atatürk’e yazdığı mektuplar ortaya çıktı.

Radikal'in haberine göre, aslında Nâzım Hikmet’in Atatürk’e yazdığı mektup sır değildi, içeriği de biliniyordu; ancak bu mektupların Atatürk’e hiçbir zaman ulaşmadığı iddia ediliyordu. İşte Atatürk’e ulaşmayan o mektuplar, geçen günlerde Çankaya Köşkü’nde bulundu.

Ünlü şairin mektubu oldukça duygusal. ‘Askeri isyana teşvik’ suçlamasının iftira olduğunu söyleyerek Atatürk’ten adalet istiyor. Celile Hanım’ın mektubu ise daha kısa ve net. Celile Hanım, Nâzım Hikmet’in suçsuz olduğunu ve Atatürk’ten oğlunun bağışlanmasını istiyor. Her iki mektup da Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yan yana duruyor.

Orijinali ilk kez yayımlanan Nâzım Hikmet’in mektubu “Cumhur Reisi Atatürk’ün Yüksek Katına” diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:

“Türk Ordusunu ‘isyana teşvik’ ettiğim iddiasıyla 15 yıl ağır hapis cezası giydim. Şimdi de Türk Donanmasını ‘isyana’ teşvik etmekle töhmetlendiriliyorum. Türk inkılabına ve senin adına and içerim ki suçsuzum. Askeri isyana teşvik etmedim Deli, serseri, mürteci, satılmış, inkılap ve yurt haini değilim ki bunu bir an olsun düşünebileyim. Askeri isyana teşvik etmedim. Senin eserine ve sana, aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim. Sırtıma yüklenen ve yükletilebilecek hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirim. Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felaketi ile alakalandırmak istemezdim. Bağışla beni. Seni bir an kendimle meşgul ettimse, alnıma vurulmak istenen bu ‘inkılap askerini isyana teşvik’ damgasının ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır. Başvurabileceğim en inkılapçı baş sensin. Kemalizm’den ve senden adalet istiyorum. Türk inkılabına ve senin başına and içerim ki suçsuzum.”

18 Ağustos tarihini taşıyan mektubun sonunda Nâzım Hikmet’in imzası bulunuyor.

'NÂZIM'I BAĞIŞLAYIN'
Celile Hanım, Nâzım Hikmet’in Atatürk’e yazdığı mektubun Atatürk’e ulaşmadığını tahmin etmiş olacak ki bu kez kendisi el yazısıyla Atatürk’e bir mektup yazar. Aynı tarihlerde yazıldığı anlaşılan bu mektupta Celile Hanım’ın mektubunun özeti ise şöyle:

“Gazimiz… Size iki kez geldik. Teyzezademin ve Fuat Paşa’nın çok selamı var. Sizin çok merhametli olduğunuzu söylüyorlar. Affı hususinizi istiyoruz. Yarattığınız Türk lisanının kıymetli bir hizmetkârı olan Nâzım’ı bağışlayın! Hapislerde her gün ah alarak üzülmesine mani olun. Bu husustaki delaletinizi bizden esirgememenizi rica ederiz.

Enver Paşa Kızı Celile."

Nâzım, tutukluğuna o kadar içerlenir ki o dönemde milletvekillerine de mektup yazar. O dönemin özgürce yayın yapabilen gazetelerine de kendisine yapılan haksızlıkla ilgili mektuplar gönderir. İşte Büyük Millet Meclisi Azalarına diye yolladığı mektup da bunlardan biridir. Bu mektupta da Nâzım Hikmet, suçlu olmadığını haykırır.

Nâzım Hikmet’in tutuklanmasına ve Atatürk’e bu mektupları yazmasına neden olan mahkeme kararı da yine mektuplarla aynı dosyada bulunuyor. ‘Zata mahsus’ olarak yazılan, 21 Ocak tarihli ve Müdafai Milliye Bakanı (Milli Savunma Bakanı) Kazım Özalp imzalı bilgi notu Başvekil Celal Bayar’a yazılmış. Celal Bayar da mektubu Cumhurbaşkanlığı’na göndermiş.

'KOMÜNİST NÂZIM TUTUKLANDI'
Bu notta şunlar yazılı:

“Harp Okulu Adli Müşavirliği’nce, Askeri Ceza Kanu’nun 94’üncü maddesine uyan suçundan dolayı tevkifine karar verilmiş olan Komünist Nâzım Hikmet’in İstanbul’da tevkif edildiği ve Askeri Mahkeme’ye verilmek üzere trenle Ankara’ya sevk edildiği İstanbul Komutanlığı’ndan bildirilmiştir. Arz ederim.”

ATATÜRK'E ULAŞTI MI?
Siroz hastalığı teşhisi konan Atatürk, hastalığının iyiden iyiye artması üzerine de 26 Mayıs günü Ankara’dan ayrıldı, İstanbul’a hareket etti. Bu, Atatürk’ün Ankara’daki son günüydü. Atatürk, İstanbul’da 1 Haziran ’den 25 Temmuz ’e kadar Savarona yatındanda kaldı. Yaz sıcakları üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı’na döndü. 10 Kasım günü de vefat etti.

18 Ağustos tarihli Nâzım Hikmet’in ve Celile Hanım’ın mektuplarını sağlık sorunları yaşayan Atatürk’ün görmeme ihtimali yüksek gibi duruyor. Bu mektupların Dolmabahçe Sarayı’ndan Çankaya Köşkü’ne ulaşması, bugüne kadar saklanması da ‘manidâr’ olarak değerlendiriliyor.

TOZLU RAFLARDAYDI
Nâzım Hikmet ve Celile Hanım’ın Atatürk’e yazdığı mektupların bugün ortaya çıkması bir rastlantı değil. Yıllardır dokunulmayan, kapısı aralanmayan Cumhurbaşkanlığı Arşivleri’nde son iki yıldır hummalı bir çalışma var. Akademisyen kökenli Prof. Dr. Mustafa İsen’in Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olmasından sonra yapılan bu çalışmalar şimdilerde meyvesini vermeye başladı.

Yakın tarihimize ışık tutması beklenen pek çok belge ve yazışma küften, tozdan arındırılarak kaybolması önlendi. Köşk’teki binlerce belge, film ve fotoğraf, elden geçirilerek kateloglara kaydedildi. Başta Atatürk’e gelen mektuplar, fotoğraflar, kartpostallar çeşitli katagorilere ayrılarak tasnif edildi. Bunlarla ilgili bilgiler, kataloglara yazıldı. Bu kataloglar yakında araştırmacıların hizmetine sunulacak.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası