Gülay Uygun Kimdir

Ankara'daki evinde 3 Haziran'da ölü bulunan Aleyna Çakır'a daha önce şiddet uygulayan ve Çakır'ın ailesi tarafından 'cinayetle' suçlanan Ümitcan Uygun'un önceki hafta Ankara'da ormanlık alanda başından vurulmuş halde bulunan annesi Gülay Uygun hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı açıklama yaptı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülay Uygun'un ölü bulunmasının ardından yapılan incelemelerde elde edilen bilgileri Çarşamba günü paylaştı.

Kriminal incelemelerde Uygun'un elinde silaha ait atış artığına rastlandığı fakat tabancada uygun parmak izi bulunamadığı belirtildi.

Savcılık olay yerinde bulunan tabancanın ölüme yol açan tabanca olduğunu; kovan, tabanca ve telefon kayıtlarının incelemesinin devam ettiğini açıkladı.

Bugüne kadar 20 kişinin emniyette, iki kişinin de savcılıkta ifadesinin alındığı bildirildi.

Gülay Uygun'un ölüm sebebiyle ilgili resmi makamlarca açıklama yapılmadan önce ailesi intihar ettiğini ve bunun sebebinin de Müge Anlı'nın programında hakkında yöneltilen suçlamalar olduğunu öne sürmüştü.

Ancak Uygun'un ölümüyle ilgili de cinayet olabileceğine dair şüpheler dile getirilmişti.

Demirören Haber Ajansı, öğretmen olan Gülay Uygun'un 17 Eylül sabah saatlerinde bir akrabasının evine gitmek için dışarı çıktığını, akşam saatlerinde Uygun'a ulaşamayan ailenin durumu polise bildirdiğini yazdı.

Hem polis hem de yakınlarının aramaya başladığı Gülay Uygun'u yakınları buldu. Dağlık alanda bir ormanda başından vurulmuş halde bulunan Uygun'un hayatını kaybettiği belirlendi.

Annesinin hayatını kaybettiği yerde Ümitcan Uygun, babası ve avukatları kameralara konuşarak, Gülay Uygun'un ardında bir not bırakarak intihar ettiğini söyledi.

Avukat Çağatay Cengiz de Müge Anlı'nın programında dile getirilen iddiaları hatırlatarak "Gülay Uygun sabah saatlerinde bana 'Bu iftirayı nasıl kaldıracağım' diye mesaj attı. Akşam saatinde cansız bedeniyle karşılaştık" dedi.

Ümitcan Uygun ve babası, Gülay Uygun'un mektubunda iftira olarak nitelendirdiği iddialardan dolayı Müge Anlı'yı suçladığını iddia etti.

Mektubun doğruluğuyla ya da Uygun'un ölüm sebebiyle ilgili henüz resmi makamlarca yapılmış bir açıklama yok.

Sosyal medyada paylaşılan Gülay Uygun'un cansız bedeninin fotoğraflarında, yanında bir alışveriş poşeti ve yüzünde de maske olduğu görülüyor.

Bu sebeple birçok sosyal medya kullanıcısı, olayın intihar olmayabileceğini savunuyor.

Sosyal medyada aynı zamanda #mügeanlıyalnızdeğildir etiketiyle Müge Anlı'yı destekleyen binlerce paylaşım yapıldı.

Anlı da programının bugünkü yayınında Gülay Uygun hakkındaki iddiaların yayınlarda dile getirilmediğini, açılan soruşturma sonrası konuyla ilgili röportaj bantlarını müfettişlere teslim ettiklerini belirterek, ailesi ve yakınlarına başsağlığı diledi.

Anlı, "Ben gazeteciyim. Ben taraf tutmam. Olay beni nereye götürürse oraya giderim. Bazen bazı şeylerin ortaya çıkmasını istemeyiz. O zaman öyle şeylerin içine girmemek gerekir" dedi.

Ümitcan Uygun, 3 Haziran'da, kız arkadaşı olduğunu söylediği, gerçek ismi Sema Esen olan Aleyna Çakır'ın evine gittiğinde genç kadının cansız bedenini bulduğunu belirtti. Olayla ilgili ifadesi alınan Uygun, daha sonra serbest bırakıldı.

Olay kayıtlara intihar olarak geçti.

Ancak 30 Haziran'da, olayın intihar olmayabileceğine dair verilerin yer aldığı otopsi raporu çıktı. Raporda, Çakır'ın nasıl öldüğünün tespit edilemediği ve daha detaylı inceleme için bir üst kurula sevk edildiği belirtildi.

Bu gelişme üzerine, Esen ailesi, kızların bir cinayet sonucu yaşamını yitirdiğini öne sürerek, Atv'de yayınlanan Müge Anlı ile Tatlı Sert programına başvurdu.

Çakır'ın ölümü, ilk kez programın 8 Eylül'deki yayınında işlenmeye başlandı. Ümitcan Uygun da bağlandığı bir programda suçsuz olduğunu iddia edince, Çakır'ın anne ve babası sinir krizi geçirdi.

Programın bir bölümünde ise Çakır'ın bir komşusu tarafından Şubat ayında kaydedilen ve genç kadının şiddete uğradığı anlara ait olduğunu söylenen bir ses kaydı dinletildi.

Programı birçok kişi telefonla arayarak ya da Anlı'nın ekibine mülakat vererek, Çakır'ın defalarca Uygun tarafından darp edildiği ve parasının gasp edildiği yönünde iddialarda bulundu.

Ayrıca programda, Mart ayına ait Çakır'ın gördüğü şiddet sonucu yerde baygın yattığı görüntülere ilişkin soruşturma ile ölümüne yönelik soruşturmanın iki ayrı dosya halinde sürdürüldüğü de ortaya çıktı.

Çakır ailesinin avukatları Tuğçe Sayın ve Umur Yıldırım, iki dosyanın birleştirilmesi, Çakır'ın tırnak aralarında tespit edilen DNA için örnek alınması ve Uygun'un da ölümle ilgili dosyada şüpheli sıfatıyla ifade vermesi talebiyle bu hafta içerisinde savcılığa dilekçe sundu.

Çakır'ın ölümüyle ilgili Uygun'un ifadeye çağrılmamasına hafta boyunca gerek Çakır'ın ailesi gerek Müge Anlı ve programın katılımcıları gerekse de sosyal medya kullanıcıları tepki gösterdi.

Savcılığın programın yapımcılarına ulaşarak, programa katılan kişilerin bilgilerine başvurulmak için ifadeye çağrılacaklarını belirterek, kimlik bilgilerini istediği açıklandı. Anlı, davanın önümüzdeki günlerde daha farklı noktalara gidebileceğini söyledi.

Anlı'nın bir haftadır ATV'de yayımlanan programında işlediği konuyla ilgili, 15 Eylül Salı günü Ankara'dan bir kişi canlı yayına bağlandı ve şunları söyledi:

"Bizim burada yaklaşık 10 ay evvel bir düğün oldu. Düğüne gittik. Sonradan Ümit geldi, arkasından 6 tane 19 en fazla 21 yaşlarında kız geldi. Benim yanımda da Ümit'in annesi oturuyordu. Yanına gelen o kızlar 'Yurt anne' diyerek seslendi. Sordum 'neden yurt anne diyorsunuz?' diye. 'Bizim yurtta çalışıyor, o yüzden' dediler. 'Okuyor musunuz?' diye sordum, hani yurttan çıktıkları için. 'Hayır, yurt anne bizi 18 yaşından sonra alıp ev açıyor. İşe sokma adıyla götürüyor, oğlu…"

Yayına bağlanan kadının sesi burada programın yapımcıları tarafından kesildi.

Gülay Uygun'un, bir 'engelsiz aile yaşam ve rehabilitasyon merkezi'nde çocuk eğitmeni olarak çalıştığı belirtiliyor.

Programa daha sonra katılan başka gizli tanıklar da Gülay Uygun'un yaşını doldurduktan sonra yurttan ayrılan kızları "fuhuşa sürüklediğini" iddia etti.

Anlı, 17 Eylül Perşembe günkü yayında bu konuyla ilgili de soruşturma açıldığını, yaklaşık 20 kişinin de benzer iddialarda bulunmak için yayına bağlanmak istediğini ve bu kişilerin ifadelerinin de soruşturmaya dahil edileceğini söyledi:

Anlı, "Yayınımıza bağlanan kişilerle ilgili kanalımıza talepte bulunuldu. Kimliklerinin gizli kalması şartıyla bilgiyi paylaşacağımızı ifade ettik" dedi.

Programa çok sayıda video ve fotoğraf gönderilerek bu iddianın tekrarlandığını belirten Müge Anlı, "Gündeme gelen iddialar üzerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da soruşturma başlattı çok hızlı bir şekilde. O videoları da müfettişimize ulaştırdık." dedi.

Uygun ailesinden iddialarla ilgili yayınlar boyunca herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak Gülay Uygun'un yaşamını yitirmesinin ardından oğlu ve eşi, gazetecilere yaptıkları açıklamada programdaki iddiaları "iftira" olarak nitelendirdi.

Ailesi, iftira olarak nitelendirdiği iddiaların ortaya atılmasından da Müge Anlı'yı sorumlu tuttu.

Ancak iddialarla ilgili Gülay Uygun henüz ifade vermemişti, perşembe günü açıldığı belirtilen soruşturma kapsamında teyit edilmiş bir bilgi olup olmadığı da bilinmiyor.

Gülay Uygun'a yönelik soruşturma açıldığına dair bir resmi belge, kamuoyuyla paylaşılmadı. Konuyla ilgili bilinen tek şey; Müge Anlı'nın bakanlık yetkilileriyle konuştuğunu söyleyerek yayın sırasında verdiği bilgi.

Ailenin programda açıkladığı adli tıp raporuna göre ise, intihar ettiği iddia edilen Aleyna Çakır'ın tırnaklarında erkek DNA'sı çıktı. Vajinal sürüntü örneğinde de en az birisi erkek genotipe sahip, birden fazla şahsa ait olabilecek karışım DNA profili tespit edildiği belirtildi.

Ankara Adli Tıp Kurumu, kesin ölüm sebebi hakkında kanaate varılmadığı gerekçesiyle dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderirken, Çakır'ın avukatları, Ümitcan Uygun'un tutuklanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaptı.

Çakır'ın ölümünün ardından Uygun'un daha önce Çakır'a şiddet uyguladığı, genç kadın baygın halde yerde yatarken sosyal medya üzerinden canlı yayın yaptığı ve "Öyle yapılmaz böyle yapılır" dediği ortaya çıktı.

Aleyna'nın 17 Nisan'daki olayın ardından polise giderek şikayette bulunduğu, Uygun'a bir ay uzaklaştırma cezası verildiği, Uygun'un polise ifade verdikten sonra görüntüleri sosyal medyadan sildiği tespit edildi.

Çakır'ın ölümünün ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaparak, "Esen'in 17 Nisan'da darp edilmesiyle 3 Haziran'da ölümü arasında bağlantı bulunmadığını" belirtmişti.