Kazdağları Biga Yarımadası’nda Balıkesir ile Çanakkale arasında yer alan bölge olarak geçiyor. Milli Park dışında kalan bölgelerinin çoğu Edremit ve Ayvacık'a bağlı. İstanbul'dan arabayla gelmeyi planlayanlar için yolun ortalama 4,5 saat, İzmir'den de 3 saat sürdüğünü söyleyebiliriz.
Kazdağları Milli Parkı ülkemizin en zengin ekolojik alanlarından birisi. Türlü türlü bitkiler, şelaleler, göller ve kanyonlar bu milli parkın içerisinde. Zaten bu çeşitliliği sebebiyle yılında Milli Park ilan edilmiş. Fakat Kazdağları Milli Park'ı sadece rehberle gezebiliyorsunuz. Bunun için Zeytinli'deki Kazdağları Tanıtım Ofisi'ne gitmeniz ve bir rehberle anlaşmanız gerekiyor. Rehberle anlaştıktan sonra milli parkı ister yürüyerek ister jeep safari turu eşliğinde keşfedebilirsiniz.
Kazdağları deyince ilk akla gelen yerlerden birisi Hasan Boğuldu. Hasanboğuldu'nun aslında hüzünlü bir hikayesi var. Emine dağda yani obada yaşayan bir köylü kızı. Hasan ise ovada, yani köyde yaşıyor. Emine ile birbirlerine aşık oluyorlar fakat Emine'nin ailesi Hasan'ı kabul etmiyor ve Emine'yle evlenmek için bir sınav vermesi gerektiğini söylüyor. Sınav ise 60 kiloluk bir tuz çuvalını obaya çıkartmak. Bu sınav sırasında Hasan dayanamayıp nehre düşüp boğuluyor. Emine de buna dayanamayıp kendini Hasan'ın gömleğinden bir parça ile ağaca asıyor. İşte Hasanboğuldu Göleti'nin yanındaki bu ağacın adı da ondan sonra Emine'nin Çınarı olarak geçiyor.
Hasanboğuldu göletinin çevresi bir mesire yeri. Gölet oldukça temiz olmasına rağmen yüzmek yasak çünkü kayalıklar sebebiyle oldukça tehlikeli. Mesire yeri olduğu için etrafta alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar var, evden de getirebiliyorsunuz. Mangal için ise istasyonlar kullanılıyor. Hasanboğuldu'nun güzelliğine diyecek yok, ah bir de doğaya biraz daha saygılı davransak ve arkamızda çöp bırakmasak ne güzel olur!
Hasanboğuldu'ya gelmişken Sütuven Şelalesi'ni görmeden olmaz. Burası Hasanboğuldu'ya giderken karşınıza çıkan, gümbür gümbür akan ve Hasanboğuldu'ya dökülen mükemmel bir şelale Sabah erken saatlerde izlemesi çok keyifli, fakat aman diyelim yüzmek yasak!
Mıhlı Çayı'nın eteklerindeki Mıhlı Şelalesi Kazdağları'nın en güzel mesire alanlarından. Arabayla rahat bir şekilde gelinebiliyor olsa da öğlen saatlerinden itibaren çok kalabalıklaşıyor, o yüzden erken saatlerde gelmekte fayda var. Buraya kadar gelmişken Başdeğirmen Köprüsü'nü görmeyi ve önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın! :)
'Şahinderesi Kanyonu Kazdağları rotasında en sevdiğimiz yer oldu' diyebiliriz. Burasını diğer piknik alanlarından ayıran şey kanyonda yapacağınız yürüyüş sonrası ulaşacağınız şelalede yüzebilmek, hem de dona dona ama doğanın güzelliğine hayran olarak
Şelaleye gitmek için Şahinderesi Kanyonu'na piknik alanından girip aracı park alanına park edip suyun yarı içinden yarı dışından ilerlemeye başlıyorsunuz. Burada yanınızda deniz ayakkabısı ya da sağlam bir su terliği olması önemli çünkü yerler hem kaygan hem de bazı yerleri keskin. Suda yaklaşık yarım saat ilerledikten sonra havuz kısmına varıyorsunuz. Biz gittiğimizde hiç kimse yoktu ve 2 saat boyunca keyfini çıkarabildik. Gelirken su getirmeyi ve çöplerinizi dönerken yanınıza almayı lütfen unutmayın.
Kazdağlarına gelmişken Kazdağları'nın muhteşem köylerini görmeden olmaz. Köylerin çoğu birbirine yakın ve saatte gezilecek kadar ufak. Ayrıca eğer köylerdeki otellerde yer bulabilirseniz Kazdağları rotanız için çok güzel bir konaklama noktası olabilir.
Gezdiğimiz köyler arasında en çok sevdiğimiz yer burası oldu. Köye gelince gözünüze ilk çarpan köyün Rum tipi taş evleri olacak. Bunun sebebi de köyde Türklerle Rumların çok uzun yıllar bir arada yaşamış olması. Köyün insanı çok tatlı. Sokakları fotoğraflık Ve aynı zamanda köyde her köşede inanılmaz dondurmalar yapan dükkanlar var. Güllü dondurmadan hurmalı dondurmaya, nanelisine, otlusuna daha önce görmediğimiz kadar dondurma çeşidini burada gördük diyebiliriz.
Adatepe Köyü'nün hikayesi şöyle; Eskiden bir Rum köyüyken 60'lı yıllarda terk ediliyor ve uzun bir süre atıl kalıyor. Daha sonra bir grup aydın buraya komün halinde gelip yerleşince köy tekrar canlanıyor ve kalkınmaya başlıyor. Zamanla da eski neşeli günlerine kavuşuyor. Adatepe Köyü'ne gelirseniz Taş Mektep'i gezmeyi, hemen yakınlarındaki Zeus Altarı'na çıkmayı ve Adatepe Zeytinyağı Müzesi'ni ziyaret etmeyi unutmayın!
Tuncel Kurtiz'in Kaz Dağları sevgisini belki duymuşsunuzdur. Hayatının son yıllarını burada geçirdiğini, ve hatta mezarının bile Çamlıbel Köyü'nde olduğunu da Çamlıbel Köyü bu yüzden bizim için ayrı bir yere sahip. Çamlıbel'de çok güzel kahve molası verebileceğiniz yerler ve zeytin alabileceğiniz yerel dükkanlar var. Kısıtlı zamanınız olsa bile Çamlıbel'e 1 saat ayırarak hem köyün sokaklarını gezebilir hem de Tuncel Kurtiz'in mezarını ziyaret edebilirsiniz. Kaz Dağları bölgesini keşfetmek için daha fazla zamanı olanlar rotaya Asos Behramkale, Akçay, ve Küçükkuyu Sahili'ni ekleyebilir. Kaz Dağları'nda herkese şimdiden güzel keşifler!
Bonus:Datça seyahat rehberi
Çok özel bir yere gidiyorsunuz. Beklentileri çok yükseltmek istemeyiz ama Yunan mitolojisinden, Hristiyanlığa, Alevilikten, Sünniliğe tarih boyunca her inancın Kaz Dağlarının kutsal bir yer olduğuna kanaat ettiği kadar var.
Biz her gittiğimizde anne rahmine dönmüş gibi bir huzur ve yenilenme hissediyoruz. Ama cennetimize meteor düşerek elimizden alındığı da oldu. Nerede, ne zaman bulunduğunuza göre Kaz Dağlarındaki deneyiminiz tamamen değişebilir.
Şöyle ki; Kaz Dağları Çanakkale ve Balıkesire yayılan çok geniş bir coğrafya ve insanlar sıklıkla tüm dağın milli park olduğu gibi bir yanılgıya kapılıyorlar ama aslında dağın sadece %10u milli park, gerisi, içinde köylerin, maden ocaklarının olduğu orman ve yerleşim karışımı yerlerden oluşuyor.
Anlayacağınız; Kazdağı genelinde insanı mest eden bakir doğa harikası kuytular da var, koşarak uzaklaşmak isteyeceğiniz istila altındaki piknik alanları da. Keşfedilmiş, haritada görünen çoğu doğal güzellik, yok çay bahçesi, yok piknik alanı yapılarak harcanmış. Maalesef Hasanboğuldu, Mıhlı gibi bilinen çoğu yer ününü hak edecek doğal güzelliğe sahip olsa da iş çıkışı metrobüs tadında olduğu için pek bir keyfi kalmamış. Mangal dumanı, bağrış çağrış çocuklar maalesef buraların olağan manzaraları olmuş.
Dolayısı ile hayalinizdeki Kaz Dağları karelerini bulmanız için çoğu zaman bizzat keşfe çıkmanız gerekiyor. Aşağıda zaten rehberlik hizmeti ve bunun gibi konulara gireceğiz. Ha, benim kafamdaki tatil çantaları sırtlanıp ormanı karışlamayı içermiyor diyorsanız yine de Kaz Dağları güzel bir destinasyon çünkü yarım saatte denize ulaşılıyor, renove edilmiş çok hoş köyleri var, (Mehmetalan Köyünü referans alırsak) Assos ve Cundaya 1,5 saatlik mesafede bulunuyor.
Listeye eklenmesinin iyi olacağını düşündüğünüz bir yer varsa her zaman yorumlara yazabilirsiniz.
♡ Ne Demek? En sevdiğimiz şeyleri sizin için ♡ ile işaretledik.
Çünkü ağzından sular akarak dağları oymak isteyenler var.
Kazdağlarının altında dünyanın en verimli altın madenlerinden bir kısmı yatıyor, ormanları ise biyoçeşitlilik açısından çok kıymetli bir rezerv ve dünyanın en zengin 2. oksijen kaynağınına ev sahipliği yapıyor. Dağ zaten şu an dört bir yanında açılan madenlerin kuşatması altında. Dağın kendisine de girmek için türlü dolaplar dönüyor. Anlamıyorlar ki; dağın üzerindekiler altındakilerden kat be kat daha kıymetli Bölge için HES planları olduğundan da bahsediliyor. Sonumuz hayrola
Index
Kaz Dağlarına uçakla gelecekseniz, en yakın havalimanı Balıkesir Edremit Havalimanı. Buraya çeşitli havayolu firmalarının direkt uçuşları var. Uçak biletinizi almadan önce fiyat karşılaştırması yapmayı unutmayın. Fiyat karşılaştırması yapmak ve uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak içinTIKLAYIN.
Kaz Dağlarında ağırlıklı olarak restore edilerek butik otele dönüştürülmüş taş evler, küçük oteller ve pansiyonlar var. Bunların en iyileri de Adatepe ve Yeşilyurt Köyünde bulunuyor. Kaz Dağlarında seçtiğimiz otelleri aşağıda bulabilirsiniz:
Hünnap Han aynı zamanda yüzyıldan kalma otantik bir Osmanlı konağının otele dönüştürülmüş hali. Kahvaltı dahil. WiFi ücretsiz. Ne yazık ki evcil hayvan kabul edilmiyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Yeşilyurt Köyü’nde, 16 odalı bir taş butik otel. Odaların hem Kaz Dağları manzarası hem deniz manzarası var. Yarım pansiyon hizmet veriyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Kurşunlu Köyünde, 5 kişi kapasiteli, 3 yatak odasında 4 yatak ve tek banyo bulunan bir taş ev seçeneği. Akşamları verandasında barbekünüzü yakabileceğiniz bir yer. İncelemek için TIKLAYIN.
Kaz Dağlarının eteklerindeki Bayramiçte, 5 kişi kapasiteli, taşın ahşap ile karıştığı sıcak, otontik, verandalı bir ev seçeneği. İncelemek için TIKLAYIN.
Kaz Dağları Milli Parkı Türkiyede çadır kampı yapılacak en güzel yerlerden. Ayrıca işletme de olsun isterseniz, Türkiyedeki en sevdiğimiz kamp noktalarından biri olan Hızır Kamp da burada.
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
Yeme-İçme
Kaz Dağları, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için çok önemli bir biyoreserv alanı. Alplerden sonra dünyanın en önemli 2. oksijen deposu olarak biliniyor. Bilinenin aksine bu oksijenin üreten orman değil, denizdeki yosunlarmış. Denizde üretilen oksijen, dağların arasındaki kanyonlardan bir baca misali yukarı vakumlanıp yoğun olarak metre arasında birikiyormuş. Kaz Dağlarında uykunun tatlılığı işte bu oksijen seviyelerinden geliyor.
Oksijen seviyesi, denizden gelen nem, dağın yüksekliği gibi bazı etkenler bir araya gelince burada çok özel bir ekosistem oluşmuş ve başka coğrafyalarda yaşaması mümkün olmayan bitki türlerinin gelişmesi mümkün olmuş. Kaz Dağlarında den fazla bitki çeşidi var ve bunların 49u Anadoluya, 31de bu milli parka özel endemik türler. Barındırdığı türlerin zenginliği ve benzersizliği bakımından aynı Amazonlar gibi dünya için kritik önem taşıyor.
Eskiden dağın %10unu kapsayan milli parka sadece rehber eşliğinde girmeye izin veriliyordu ve bu ne kadar bilinçsiz olduğumuz düşünüldüğünde çok doğru bir uygulamaydı ama artık uygulamayı kaldırmışlar. Ateş yakmalar, çiçek toplamalar, patikadan çıkıp bitkileri ezmeler, çöp atmalar, dal koparmalar, güneş yağı ile dereye girmeler buraları geri dönüşü olmayan bir şekilde tahrip etmekte. Ayrıca, burada yetişen bitkiler farmakolojik özellikleri nedeniyle biyo-kaçakçılarca sökülüp götürüldüğünden denetim şart. Haritada 1 numara.
Tabi biz sadece bir alan kılavuzu ile tanıştığımız için tüm kılavuzlar için genelleme yapamayız ama bizim kılavuzumuz o kadar bilgiliydi ki çok etkilendik. Alan kılavuzu ile gezmenin en büyük bonusu da bu zaten; baktığınız şeylerin onların açıklamaları ile anlam kazanması. Endemik bitkileri gösterip faydalarını ya da bir ağacın nüfus artışının işaret ettiği iklimsel değişiklikleri anlattığı zaman tabi ki çok farklı bakıyor ve haz alıyorsunuz.
Kılavuz ayarlamak için Zeytinli Köyündeki Kaz Dağları Tanıtım Ofisine gitmeniz gerekiyor. Sabah a kadar tanıtım ofisine geldiniz geldiniz, yoksa rehber kalmıyor. Rehberlerin hepsi, bölgeyi kimse bölgeyi onlar kadar iyi bilemeyeceği için buranın köylülerinden seçilmiş. Adaylar önce bir teste tabi tutulmuşlar, seçilenler Orman Bakanlığınca eğitilip alan kılavuzluğuna yükselmişler. Alan kılavuzu almak isteyen belirtildigi gibi Zeytinlideki tanıtma ofisini gitsin ordan yönlendiriyorlar. Önemli not: Rehberin ücretini Orman Bakanlığına veriyorsunuz. Rehberelere ufak miktarlar kalıyor. Bu servisi vermeye devam edebilmeleri için sizin vereceğiniz bahşiş çok önemli. Lütfen rehberinize bahşiş vermeyi unutmayın!
Klasik tur, araçla yapılıyor. Bir kaç noktada dura dura Milli Parkın Sarıkız Türbesine gidiyor. Dönüş yolunda araba bir yerde park edilip bir yürüyüşe çıkılıyor. Ne kadar yürünmek istediği misafirlere kalmış; 2, 4, 7 ya da 20 km olmak üzere farklı yürüyüş parkurları var. Ama siz rehberinizle görüşüp bambaşka bir rota çizebilirsiniz.
Önerimiz gelmeden bir kaç gün önce temasa geçip ayarlamanız çünkü az sayıda rehber var ve erkenden kapılıyorlar.
Kazdağı Milli Parkı Alan Kılavuzları Derneği Başkanı Coşkun Taşkın Tel: 0 31 16
Kazdağı Milli Parkı Tel:+90 72 00
Tanıtım ofisinin konumu için tıklayın. Haritada 2 numara.
Hatırlatalım: Rehberinize bahşiş vermeyi unutmayın!
Milli Park sınırları içinde, zirvede, Sarıkızın türbesi de bulunuyor. Hem Aleviler, hem de Sünniler için kutsal kabul ediliyor ve her sene buraya şenliğe geliniyor. Yılın diğer günleri de adakçılar ziyaret ediyor. Resimde görünen taş duvar ve Edremit Körfezi manzarası dışında bir şey bulunmuyor. Haritada 3 numara.
Kaz Dağları ile özdeşleşmiş olan Sarıkızın efsanesi, çok önemli bir toplumsal konu olan töre cinayetlerine parmak basıyor: Bir zamanlar civar köylerden birinde genç ve güzel bir Sarıkız ve babası yaşarmış. Sarıkız köyden kimseye varmak istemeyince köyün gençleri tarafından adı kötüye çıkarılır ve yok yere dışlanır. Babasına namusunu temizlemesi söylenir ancak baba kızını öldüremeyince, kazları ile birlikte kızı dağa götürüp orada ölmeye terk eder.
Yıllar sonra dağa çıkanlardan kızının hala yaşıyor olabileceği haberini alır bunun üzerine dağa çıkmaya karar verir. Gerçekten de kızı yaşıyordur. Vardığında kızından yüzünü yıkamak için su ister, kızı bir elini uzatır testisine denizden su doldurur, diğer elini uzatır dağlardan susayan babasına içme suyu getirir.
Baba o an anlar ki kızı ermiştir. Kızına hakkısızlık edildiğini anlayan baba kahrından bu dağlarda ölür. Buradaki Sarıkız Tepesinde kızın türbesi, hemen yakınındaki diğer bir zirveye de Baba Tepe deniliyor ve Sarıkızın babasının türbesi bulunuyor. Bu zirvede Sarıkız Türkmen Şenlikleri adı altında Türkmenlerin yıllık geleneği yaşatılıyor. Her sene Ağustos ayında buraya çıkan Türkmenler zirvede kurban kesiyor, adak adıyor, hayırlı bir yıl için dualar ediyor.
Gelmişken Edremitte, Kazdağlarının yaklaşık metre rakımlı Şahindere Kanyonu üzerine de kurulan cam seyir terasına o muhteşem manzarası için uğramaya değer. Tüm körfez, Burhaniye, Gömeç, Küçükkuyu, Madra Dağı, Midilli ayaklarınızın altında olacak. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Kaz Dağlarındaki ardaşık köylerde Rumu, Yörükü, Türkmeni yüzyıllarca kardeşçe bir arada yaşamış. Rumlar taştan, Türkmenler ahşaptan, Yörükler de hayvancılıktan anlar, birbirlerinin söküklerini dikerlermiş.
Her köyün bir hiyakesi var. Mesela;
Fatih Sultan Mehmet, İstanbulu fethetmeye karar verdiğinde gemilerin taşınacağı kızakları yaptırmak için ahşap işçiliği çok iyi olan Türkmenleri Toroslardan buraya getirmiş. Daha sonra buraya kalıcı olarak yerleşmişler. Tahtakuşlar, Mehmetalan ve diğer bazı köylerde bu emektarların torunları yaşıyor.
Yörükler daha sonra yerleşik hayata adım attıklarında evlerini yapmaları için Rum taş ustalarıyla anlaşmışlar. Daha sonra o Rumlar da aynı köye yerleşmeye karar vermiş ve beraber yaşamışlar; örneğin şimdi anlatacağımız Adatepe ve Yeşilyurt Köyleri.
Bir zamanlar Rumlar ve Türkler’in beraber yaşadığı Adatepe Köyünün nüfusu seyrele seyrele lerde hayalet köy olma yolundaymış. Bir grup aydın köyü keşfedip, evleri satın alıp, kendi gayretleri ile restore ettirerek köyü kurtarmış ve burada bir düşünce üretme havzası kurmuşlar. Mimari ve sosyolojik dokuya saygısı ile övgüyü hak eden Adatepe Köyünde ne yapılır, nerede kalınır ADATEPE KÖYÜ yazımızda anlattık. Kesinlikle Kaz Dağılarında öncelikli olarak görülecek yerlerden. 1 saat ayırmanız yeterli olacaktır. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Adatepeye hemen 10 dakika mesafedeki Zeus Altarının bulunduğu tepe, Kaz Dağlarının yani Mitolojideki İda Dağının en manzaralı noktalarından biri. Bu altarla birlikte Troya Antik Kenti’ni de keşfeden Heinrich Schliemann tarafından ortaya atılan bir iddiaya göre İlyada Destanında da bahsedilen, Zeusun Truva Savaşını izlediği tepe de burası oluyor. Zeus Altarı da zaten adeta kayadan bir tahtı andırıyor. Edremit Körfezi, Küçükkuyu ve Midilliye hakim nefis bir manzarası olan bir nokta. Bizce Behramkaledeki tapınak manzarasıyla kapışır romantiklikte bir yer. E Zeusunki can da bizimki patlıcan mı? Tek kusuru yazın biraz kalabalık olabilmesi. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Adatepeye arabayla 10 dakika mesafedeki, restore edilmiş taş evleri ile ziyaretçileri çeken bir diğer köy de Yeşilyurt Köyü. Kaz Dağılarında göçebe yaşan Türkler yerleşik hayata adım attıklarında evlerini yapmaları için Rum taş ustalarıyla anlaşmışlar. Daha sonra o Rumlar da aynı köye yerleşmeye karar vermiş ve beraber yaşamışlar. Daha sonra mübadele ile birlikte Rum nüfus gitmiş olsa da Yörük ve Türkmen nüfus kalmış.
Adatepeye kıyasla çok daha turistik bir köy. Çok sayıda butik otel ve işletme bulunuyor. Köyde bir de dışı taş, içi ahşap ile süslü yıllık tarihi bir cami var. Gittiğinizde imamını yakalarsanız kendisinden detaylıca hikayesini dinleyebilirsiniz.
Son olarak, gitmişken köydeki Teknoloji Müzesine de uğrayın deriz. Ufak ama çok hoş bir müze. Bireysel bir koleksiyonun sergiye açılması ile oluşmuş. Arabadan telefona bugünün bilinen markalarının hikayesini anlatıyor. Çok şaşırtıcı şeyler var; mesela bugün ünlü bir çanta makrası olan Hermes aslında bir daktilo üreticisiymiş! Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Köye 1 saat ayırmanız yeterli olacaktır.
Kaz Dağlarında değil ama hemen yamacında ve Adatepe’ye giderken her halükarda önünden geçtiğiniz Küçükkuyu‘da bulunuyor. Tarihi bir sabunhanenin dönüştürülmesiyle yılında oluşturulmuş, bölgedeki köylerden toplamış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin presler, taşıma saklama toplama aletleri gibi çeşitli araç – gereçlerin sergilendiği hoş bir müze burası. Müze aynı zamanda kuru baskı tarzında zeytinyağı üretiminin de olduğu bir üretimhane. Müzenin yanında bir de zeytin ve zeytinden üretilen yağ, sabun gibi ürünleri alabileceğiniz bir dükkan var. Taze köy ekmeğiyle tadım yapmak da en büyük artısı. Adatepeye çıkan yolun başında. Ya köye girişte ya da köyden çıkışta mutlaka uğrayın deriz. Giriş ücretsiz. Adres: Eski Sabunhane Binası, İlkokul yanı. Ayvacık Tel: () E-mail: [email protected] Çalışma Saatleri: Haftanın yedi günü Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kaz Dağları Fatih Sultan Mehmetten bu yana Türkmenlere ev sahipliği yapıyor. Kazdağlarında yaşayan Türkmenler, ta yüzyılda Orta Asyada yaşadığımız zamanlara kadar soylarının izini sürebiliyorlar. Moğol istilasından kaçarak Anadoluya doğru göçü başlayan Oğuz Türklerinin Ağaç Eri boyundan geliyorlarmış. Horosan ve Iraktan sonra Toroslara varıp, oraya yerleşmişler. Toroslardaki ormanlarda ağaç işçiliğinde ustalaşarak Tahtacı ismini almışlar.
Fatih Sultan Mehmet İstanbulu almaya karar verdiğinde gemi ve kızakların kerestelerinin için Kazdağlarındaki ağaçlardan yapılması gerekince tahta işçiliğinde usta olan Tahtacı Türkmenlerine yeni bir göç yolu gözükmüş. Padişahın fermanı üzerine develerini yükleyip Kaz Dağlarının yolunu tutan Tahtacılar, burada Midilli İsyanlarını bastırmada da kullanılan 67 adet geminin yanı sıra, birçok ahşap malzeme de yapmışlar. Fetih sonrasında buraya yerleşip, Kaz Dağlarında Türkmen geleneklerini sürdürdükleri köyler kurmuşlar.
Orta Asyadayken Türklerin uyguladığı birçok örf ve adeti sürdürmesi sebebiyle Tahtakuşlar Köyünden bazı yerlerde “şaman köyü” olarak bahsediliyor. Tuncel Kurtiz vefat edince buraya gömülmek istiyormuş ama sonra ailesi Çamlıbel’de karar kılmış.
Köyün en önemli ve aynı zamanda en çok ziyaretçi çeken özelliği, içindeki Alibey Kudar isimli bir öğretmen tarafından kurulmuş, dünya çapında birçok ödül almış olan Etnografya Müzesi. Müzede eski Türk boylarının kültürleriyle ilgili hikayeler, Orta Asyadan göçten bugüne geçirdikleri sosyolojik evrim hakkında bilgiler yer alıyor.
Burayı müzeyi işleten ve aynı zamanda kurucusu olan Alibey Bey ile gezmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Onun açıklamaları ile dinlemezseniz buranın sıradan bir köy müzesi olduğuna kanaat edebilirsiniz ve çok şey kaçırırsınız. Kendisinden tarihi dinlediğinizdeyse bambaşka gözlerle bakacaksınız. Müze her gün arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Kaz Dağları, ekolojik tarım ve permakültür komüniteleri ile sıkça anılmaya başlandı.
Kaz Dağlarının Çanakkaleye bakan kısımlarında Türkiyedeki TaTuTa ağına veya daha global ölçekte Global Ecovillage Networke üye olan, kar amacı gütmeyen ama bölgedeki sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı da gözeten, kendi kendine yetebilen bir permakültür girişimi olan birçok ekolojik çiftlik var. Buralarda yemek ve yatak karşılığında gönüllü olabiliyorsunuz. Biz buraları deneyimlemedik. Gitmeden araştırmanızı tavsiye ederiz.
Ayvacık, Küçükkuyudaki Çamtepe Ekolojik Yaşam ve Kültür Merkezi; insanların doğada yarattığı tahribatı minimuma indirmek, bu konuda daha önce yapılmış çözümleri geliştirmek ve yenilerini bulmak amacıyla kurulmuş bir merkez. Burada ekolojik araştırmalar ve uygulamalar yapılıyor. Başka bir ekolojik yaşam derneği olan Buğday Derneğinden bir grup görevli, Çamtepe Merkezini hayata geçirmiş ve bu konuda gönüllüleri bilinçlendirmek amacıyla eğitim veriyorlar. Tel: Adres: Adatepebaşı Köyü Yolu Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Global Ecovillage Networke de üye olan Bayramiç Yeniköy de bir Ekolojik Çiftlik. Çiftlikte gönüllü olan kişiler doğal tarım uygulamalarını hem burada uyguluyorlar, hem de burada öğrendiklerini çiftliğe gelen ve öğrenmeye hevesli başka gönüllülerle paylaşıyorlar. Bayramiç Yeniköy kendi kendine yeten bir köy kurma girişimi olarak açıklıyor çiftliğin amacını. Zaman zaman organik tarım, hayvancılık veya ekolojik yaşamla ilgili herhangi bir konuda gerek gönüllüler gerek konunun uzmanı insanlar konuşmalar yapıyor. Bu şekilde ekolojik farkındalık sağlayıp doğal tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlıyorlar. Tel: Adres: Yeniköy Mevkii, Muratlar Köyü, Bayramiç Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Ayrıca bunlara ek olarak, Türkiyedeki TaTuTa ağına dahil olan, gönüllü olarak ekolojik tarım yapabileceğiniz çiftlik ve tarlalar da var. TaTuTa web sitesine girip ev sahipleri bölümünden çanakkale diyerek arattığınızda, bu bölge desteğe ihtiyacı olan ev sahiplerini ve müsaitlik durumlarının görüntüleyebiliyorsunuz. TaTuTa ağı nedir, nasıl bu ağa dahil olunur, nasıl gönüllü olunur gibi tüm diğer sorularınızın cevabını TATUTA yazımızda tüm detaylarıyla anlattık.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu bölgede toplamda 10 Türkmen 14 Yörük köyü var. Bu da burada hatrı sayılır bir Türkmen Yörük nüfusu var demek. Bu da Burada yaşayan Türkmenler yüzyıllardan beri süregelen geleneklerini yaşatmaya ve nesilden nesile aktarmaya özen gösteriyorlar. Özellikle Sarıkız Türkmen Şenlikleri adı altında, her yıl Ağustos ayında 10 günlüğüne Kaz Dağları’nın Kartal Çimeni Yaylasına çıkıp finali Sarıkız Türbesinde kurban keserek ve adaklar adayarak yaptıkları, yıllık geleneksel ritüelleri aralarından en ünlüsü. Yakalarsanız yıldır yaşatılan bu özel geleneğe şahit olabilirsiniz.
Kaz Dağlarının yılından beri, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından düzenlenen bir ekolojik festivali var. Kazdağı Ekofestivalinin bu yıl Ağustos ayında, Fidanlıkta üçüncüsü düzenlenmiş. Aslında festivalin çıkış noktası, te Devlet Su İşlerinin Mıhlı Çayı üzerinde başlattığı HES projesine dikkatleri çekmek üzere burada toplanan insanların başlattığı ekolojik bir karşıt duruşa dayanıyor. Zamanla iş festival boyutu kazanıyor. Daha sonra her sene aynı tarihlerde burada toplanan insanlar, bölgedeki ekolojik değerlere dikkat çekici söyleşiler, atölyeler, paneller, dinletiler ve konserlerle bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Çeşitli konulara ve sorunlara çözüm üretmek için beyin fırtınası yapıyorlar.
Darıdere Tabiat Parkı yakınında topluca kamp kurulan festivalde, gün sabah yogası ile başlıyor, doğa yürüyüşüyle devam ediyor, gün boyu spor temelli aktiviteler, nefes ve ritim egzersizleri, doğa gözlem turları, ahşaptan, çamurdan, sermikten hatta geri dönüşümden yani doğa ile yüzde yüz uyumlu birçok materyalden el işi atölyeleri oluyor. Ağustos ayında bu taraflardaysanız aklınızda olsun. Bu festivale gitmedik. Ama yapıldığı alanı gördük. Çok içimizi açmadı. Bu nedenle gitmeden araştırmanızı yapın. Konum için tıklayın.
Girişte yazdığımız gibi buraların doğal güzelliğine söz söylemek ne mümkün ama insan faktörü nedeniyle biz hiç haz alamadık. Hem yok varsaymamak için, bem de bir ihtimal sezon dışı gidenler belki farkı manzaralarla karşılaşıyorlardır ümidiyle onları da not ettik. Tekrar ediyorum;
Bu maddeler önermek niyetiyle değil, sadece varlığı konusunda bilgilendirmek amacıyla yazdığımız yerlerdir
Bir diğer popüler piknik alanı da Hasanboğuldu. Kaz Dağları’nın eteklerinde, Zeytinli sınırları içinde kalan bu piknik alanına Beyoba Köyü’nden geçerek ulaşılıyor. Hemen metre önce de Sütüven Şelalesi var. Kocaman bir yeme içme tesisi ve köylülerin ürünlerini sattıkları bir de pazar var. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Mıhlı Çayı da Kaz Dağlarının Çanakkale tarafında kalan kısmındaki popüler mesire alanlarından biri. Çayın oluşturduğu turkuaz havuzcukta yüzme deneyimini ve gürleyip de akan şelale burayı diğerlerinden daha bir ayrıcalıklı yapıyor. Piknik alanı ve restoran var. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
Mıhlı Çayının üzerinde bir başka yerde de Roma döneminden kalan, kemerli bir Başdeğirmen Köprüsü var. Yanında da eskiden değirmen olarak kullanılmış harika bir taş bina var. Elbette diğer mesire yerleri gibi burası da piknikçilerle dolup taşıyor. Şu anda körüden restorasyon çalışması var. Bu nedenle hali yukarıdaki resimle alakasız. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Şahinderesi Kanyonu 27 kilometre uzunluğunda, metre yüksekliğinde, çevresi endemik bitkilerle ve hatrı sayılır çeşitlilikte bir canlı popülasyonuna sahip oldukça bakir bir kanyon. Buraya iki giriş var. Biri Piknik alanı, bir diğeri Milli Park tarafından. Milli Park tarafından girerseniz Yine Edremit Milli Parklar Mühendisliği ya da Zeytinli Kazdağı Milli Parkı Ön Tanıtım Bürosundan izin ve alan kılavuzu almak gerekiyor.
Kendi aracınızla gidebiliyorsunuz ancak dediklerine göre yolu bozuk olduğundan arabasını harcamak istemeyenler tur şirketlerinin düzenlediği turlara katılabilirlermiş. Kazdağı Tur ve Miss Turun kanyona her gün, günübirlik jeep safari turları oluyor ama sizi jeep safari ismine çok kaptırmayın, daha çok bir jeepin arkasına banklar konulması ile oluşmuş bir nevi ulaşım hizmeti şeklinde oluyor. Tur arası oluyor. Miss Turun haraket noktaları, Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay, Edremit iken Kazdağı Tur, Akçay ve Altınoluktan haraket ediyor. Yanınıza mayonuzu da alın zira kanyonun buz gibi soğuk suyunu kaçırmak istemezsiniz! Haritada 15 numara.
Güre Köyüne gelmeden Yassıçalı’ya devam ederseniz Ağlayan Şelale’den önce iki tane piknik alanı var. Orayı geçtiğinizde dar bir yol sizi Ağlayan Şelale’ye götürecek. Halk arasında Patlak Çınar da denebiliyor bu yüzden duyarsanız şaşırmayın bilin ki aynı şeyden bahsediyorsunuz. 🙂 Ağlayan Şelale’nin çevresinde park, restoran, ormanda masalar var. Aklınızda bulunsun ateşsiz bir piknik alanı olduğu için mangal yakılamıyor (OLEY!). Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
Bu bir önerme değil, varlığı konusunda bilgilendirme. Kampa katılmadığımız için olumlu ya da olumsuz bir şey söyleyemeyiz:
Kaz Dağı Turizm Zayıflama Kampı Darıdere Tabiat Parkı içinde hizmet veren bir zayıflama ve sağlık kampı. Konaklama da burada oluyor, eğitimler de, özel diyetisyenlerle beslenme de spor aktiviteleri de. Ayrıca dönem dönem bio enerji, meditasyon, yoga, çakra açma, masaj ve nefes terapileri gibi birçok yan aktivite de oluyor. Kamp toplam 30 kişi alıyor ve 1 periyod 21 gün sürüyor. Önceden arayıp rezervasyon yaptırılması şart. Tüm periyodlar, tarihler, program akışı ve fiyatlamalar için no’lu rezervasyon numarasına isminizi bırakıyorsunuz, yetkili temsilcilerinden birisi size en kısa zamanda dönüş yapıyormuş. Ekşisözlükte hakkındaki yorumlar pek olumlu değil. Biz alanı ve kampı gördük. Alanı çok güzel görünüyordu ama dediğimiz gibi kamp ile ilgili katılmadığımız için olumlu veya olumsuz yorum yapamayacağız. Haritada 17 numara.
Kaz Dağlarından akıp giden bir sürü dere, çay, şelale var, bunlar arkalarında yüzülebilir havuzcuklar bırakarak teras teras akıyorlar. Eğer sezonda buradaysanız, bizce dağda yapılacak en güzel şey bu havuzcuklarda yüzmek. Bu sularda yüzmenin arınıyormuşcasına pür bir hissiyatı var. Ama tavsiyemiz, piknikçilerle dolup taşan, mangal dumanı altı, popüler mesire yerleri yerine kendinize daha bakir yüzme noktaları bulmanız.
Bu dağlar bereketli yerler, bu tezgahlardakileri her yerde bulamazsınız. Mesela kekiğin 40, nanenin da 7 çeşidi yetişiyor. Bu otların zengin aromasıyla ne yemekler pişer siz düşünün.
Temmuz ve Ağustos ayı boyunca yol kenarlarında kurulmuş çilek tezgahları göreceksiniz. Bir oturuşta 1 kilo yedirtir güzellikte.
Buraların zeytini meşhur. Zeytin ve zeytinyağı almak için doğru yerdesiniz.
Kafanızda canlanan Ege köyünün vücud bulmuş hali. Mutlaka bi köy kahvesine uğrayın ki yerellerle sohbet edin.
Milli Parkın içinde kamp için tahsis edilmiş bir alan var ancak yukarıda da bahsettiğimiz yanınızda alan kılavuzu olmadan gidemiyorsunuz. Kafanıza göre kamp atamazsınız, hiçbir şekilde ateş yakamazsınız. Rehber sizinle geliyor ve metre ötenizde bir yerde çadırını kuruyor, beraber takılıyorsunuz. Bu ayakta alkışlanası uygulamayı anlamamak için ya bencil, ya da buranın ekolojik önemini anlayamacayacak kadar anlayış yoksunu olmak lazım diye düşünüyoruz. Fiyatları eleştirilebilir orası ayrı konu.
Hayallerindeki şey bu olmayanlara dağın geri kalan %90lık bölümünün milli park olmadığını ama hala orman olduğunu hatırlatalım. Ateş yakmak tüm bölgede katiyetle yasak. Buralarda duman nöbetinde birkaç tane askeriye olduğunu da ve konuyu ciddiye almanız gerektiğini de hatırlatalım.
Mehmetalan Köyü ormanın bitip artık yerleşimin başladığı yerde kurulmuş. Köyden arabayla 10 dakika mesafede ormanın içine kurulmuş kamp yerleri var. Hepsi dere kenarında ve yüzme imkanı sağlıyor. Bütün kamplardan trekking için destek alabilirsiniz. Bizce Kaz Dağlarında kamp yapmak için en iyi seçenek bu köyün civarındaki kamplar.
den beri gittiğimiz ve kesinlikle Türkiyenin en iyi 10 kamp alanı arasında listeleyeceğimiz bir yer. İki akademisyen ve köyün yerlileri beraber işletiyor. Ama burası tematik bir yer ve herkese hitap etmiyor. Adında kamp geçmesi sizi yanlış yönlendirmesin; burası bir inziva ve çeşitli beden atölyeleri alanı.
Mandala, yoga, tai-chi gibi konulara ilgisi olmayanlar aşağıda bahsettiğimiz komşusu olan diğer kamplara bakmalılar. Çocuklar bir kenarda oynar, biz de piknik yaparız diyen günübirlik kullanıcılara açık değil. Günübirlik ve rezervasyonsuz kapıdan ziyaretçi alınmıyor. Kendi çadırınızda, taş veya ahşap evlerde ve ağaç evlerde olmak üzere 3 çeşit konaklama opsiyonunuz var. Yarım pansiyon şeklinde ücretlendiriliyor. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
Çadır kişi başı 90 TL (2 öğün yemek dahil)
Ağaç Ev TL (2 öğün yemek dahil, ortak banyo)
Taş Ev TL (2 öğün yemek dahil)
Önemli: Buralarda telefon çekmiyor, telefon ile ulaşmaya çalışmayın. Buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
Klasik kamp arayanların buradaki tercihi genellikle Endes Kamp. Hem çadır kampı hem de taş-ahşap evlerde kalma opsiyonu var. Evlerde duş, wc, sıcak su var. İşin en güzel tarafı her evin kendine ait sebze bahçesi var. Her bahçede ekili dikili ürünler var. Bu bahçeyi dilediğinizce sulayıp, çapalayıp, ürün hasatı yapabiliyorsunuz. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği açık büfe şeklinde. Fiyatlara iki öğün de dahil. yaş grubu ücretsiz. Çadır kampı için ise ister kendi çadırınızı kurun ister buradan kiralayın. Fakat bu fiyata yemek dahil değil. Kamp alanında ortak kullanımlı duş ve wc var. Kendi mangal ve kamp ateşiniz yakabiliyorsunuz. Endes Kamp
Akeleos Ağaç Evler, buz gibi dere suyunun kenarında, ağaç evde veya orman içinde çadırlarda konaklıyorsunuz. Gidenler genelde hakkında olumlu yazmışlar ama bize sıkışık ve kalabalık geldi. Yeme-içme fiyata dahil değil ama onlar da bir o kadar uygun. Duş, wc, güneş enerjisi ile elektrik var. İnternet yok. Telefon çoğunlukla çekmiyor. Tel: 35 68 Konum için tıklayın.
Kuzgun Kamp aslında henüz açılmadı, o yüzden pek bir alt yapı ya da servis beklemeyin ancak bayram gibi aşırı yoğunluk dönemlerinde yer bulamama ihtimalinize karşı yine de buraya not edelim dedik. Sadece kendi çadırınızda konaklayabiliyorsunuz. Çocuklardan ücret almıyorlar. Tuvalet ve duş var. Kendi yiyecek ve içeceklerinizi getirebiliyorsunuz ama ortak yakılan kamp ateşini kullanmak dışında kendi ateşinizi yakmanıza müsade edilmiyor. Rezervasyon yapmanıza gerek yokmuş ama gelmeden kampı haberdar etmekte fayda var. Kapıda şifreli bir kilit varmış şifreyi öğrenmek için telefonla aradığınızda yardımcı oluyorlar. Araçla geliyorsanız köy merkezinden kuzgun işaretlerini takip ederek ulaşabiliyorsunuz. Tel: Konum için tıklayın.
Kazdağları eteklerinde, Hıdırlar Köyü mevkiinde, çok tatlı bir çiftin, titizlikle, organik bir şekilde oluşturduğu bir çiftlik konaklaması seçeneği. Rezervasyonsuz kimseyi kabul etmiyorlar. Ahşap evciklerde konaklama yapıyorsunuz. Her bir ahşap evin farklı bir karakteri var. Yemeğinizi de kendiniz evde pişiriyorsunuz. Samimi bir çiftlik konaklaması deneyimi için tercih edilebilir. Instagram Tel: + Konum için tıklayın.
Senelerce köy kahvaltısı diye market peyniri kakalanmaktan sıkılanlara müjde! Burada sadece ev yapımının ötesinde şeyler yiyeceksiniz. Tarladan bile gelmeyen, dağdan bizzat kendi topladıklarını kahvaltı olarak sundukları manzaralı, sade, samimi, minnoş bir köy işletmesi. Süt ürünleri yine tanıdık köylülerden alıyorlarmış. Masayı envai çeşitle donatıyorlar. Her şeyi bitirmenize imkan yok ama yine de ekstradan çiğ börek de söyleyin deriz. Nazım Usta ve eşi çoğu zaman mekanda oluyor, tam bir aile anlayacağınız. Tel: 30 74 Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Zeytinbağı Restaurant, Kaz Dağlarının eteklerindeki Çamlıbel Köyü’nde, Ramiz Dayı karakteri ile bilinen, çok sevdiğimiz ama ’de kaybettiğimiz Tuncel Kurtiz’in oteli olan Zeytinbağı Otelin restoranı. Meşhur kahvaltısında her şey doğal ve ev yapımı. Yemeklerde ise malzeme olarak Kaz Dağlarının kendine özgü otları, köy pazarlarından, yerel imalathanelerden ve Ege Denizinden çıkma ürünler kullanılıyor. Yalnız restoran dışarıdan misafir kabul edemiyor. Otel müşterisi olmanız gerekiyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Düşler Vadisi Güre’de Çamlıbel Köyü’nde bir restoran. Çam ağaçları ve kuş sesleri arasında yemek yemek ya da serpme bir kahvaltı yapmak isterseniz doğayla iç içe olabileceğiniz güzel bir alternatif. Otlu omletleri mutlaka denenmeli. Havuzu ve akşamları havuz başında canlı müzikleri de var. En büyük sıkıntılardan biri Çamlıbel Köyü’nden Düşler Vadisi’ne giden bayağı dar olması. Rezervasyon yapılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Yaya yaya bir keyif kahvaltısı yapmak için Nazım Usta ve Düşler Vadisi daha uygun ama yolunuz bu taraftan geçecekse yol üzerindeki çok tatlı bir alternatif Şarlak Deresi Köy Kahvaltı Yeri. İçinde ördeklerin yüzdüğü dere kenarında, tahta salaş masalarda, samimi bir işletme ama yemeklerden Nazım Usta performansı beklemeyin. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Narlı Köy Erdemit’te bir rum köyü. Kışın nüfusu oldukça az olsa da yazın süper manzaraları görmek ve doğa kaçamağı yapmak isteyenlerle bayağı doluyor. Kalmak isterseniz pansiyon bulmakta da zorlanmazsınız, hatta bazı evler ziyaretçilere evini bile açıyormuş. Narlı Köy’de yapılabilecek en keyifli şeylerden biri Kısık Restoranda manzaraya karşı mangal yapmak. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Kaz Dağlarında canınız tapas ve taco gibi alternatif lezzetler çekerse uğrayabileceğiniz bir gastronomi durağı. Patates Bravas, Dana Yanağı Taco, Poke Bowl, Ördek Bao, Lita Burger, Penne Romesco, Lomo Saltado gibi seçeneklerle dolu zengin bir menüsü var. Instagram Tel: Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Adatepede yydan kalma otantik bir Osmanlı konağı olan Hünnap Han, şu an otel olarak işletiliyor. Evin alt katı ve avlusu zamanında hayvanlar için ayrılan bir bölmeymiş. Şimdiyse çok sevimli bir restoran olarak işlevselleştirilmiş. Websitesi Tel: Adres: Adatepe Köyü Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Akçay, Zeytinlide, kendinizi evinizde annenizin zeytinyağlılarını yiyormuşcasına hissedeceğiniz sıcak ve samimi bir aile işletmesi. Zeytinyağlıları başarılı ama mantısı ayrı bir başarılı. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Bayramiç çok eskiden Troya Krallığı’nın bir parçası olan Çanakkale’de bir ilçe. Ama Bayramiç merkezde enteresan bir şey yok. Özellikle yemyeşil doğası, buz gibi akan dereleri ve bol oksijeniyle Ayazma bölgesi ve yerlilerinin baldan tatlı oluşu buranın enleri. Kaz Dağları ve Menderes Çayı’nın tam dibinde şirin bir yer. Ayazma Pınarı üzerinde bilimum birçok alabalık çiftliği ve balık restoranı var. Hepsinde kiremitte kırmızı benekli alabalık spesiyal. Biz denemedik ama aralarından en ünlüsü Keskin Restoran. Bu bölgenin meyvesi, sebzesi de topraktan hep tap taze ve lezzetli. Zaten bölgede irili ufaklı birçok meyve bahçesi, çiftlik ve tarla var. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Dağda değil, ama hemen sahilinde. Küçükkuyu liman içinin en sevilen balıkçılarından. Özellikle mezeleri çok ünlü. Sütlü patlıcan diye bir spesiyali var. Ahtapot salatası ve kalamarı da çok seviliyor. Gitmişken az ilerisinde bir Küçükkuyu klasiği olan Ballım Dondurmaya da belki uğrarsınız. Websitesi Tel: Adres: Sahil Mahallesi, Sahil Mahallesi Cemal Burnaz Caddesi No Küçükkuyu-Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Kazdağlarının oksijen deposu Yeşilyurt Köyünde konumlanan butik otel Casa Mila içindeki İtalyan mutfağı lezzetlerini sunan mekan. Türk ve İtalyan kahvaltısı, kokteyller, şefin hazırladığı aperatifler, atıştırmalıklar, sürpriz günlük tatlar, makarnalar, yöresel lezzetlerle harmanlanmış etler ve pizzalar bulabileceğiniz bir adres. Instagram Adres: Yeşilyurt, Yeşilyurt/Ayvacık/Çanakkale Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Ayvalıkta Ne Yenir, Nerede Yenir
Ayvalık Tostu Nerede Yenir
Kaz Dağları’nın çok bilinen birkaç tane efsanesi var. Ucu bucağı bitmeyen bir efsaneler listesi olsa da biz “en”leri yazıyoruz sizin için. İlki ve en çok kulaklarımıza çalınanı Zeus hakkında olanlar. Efsaneye göre Zeus Kaz Dağları’nda doğmuş, Truva Savaşı’nı buradan izlemiş ve sonra da Hera ile yine bu dağda evlenmiş. Yani Zeus’un hayatındaki köşe taşları hep Kaz Dağları -diğer adıyla İda Dağı-’nda yaşanmış.
Bir diğer efsane de Üçgüzeller hakkında. Zeus bir toplantıya tanrıça Eris’i çağırmıyor, Eris de toplantıya altın bir elma gönderip bu elmayı en güzel tanrıçaya vermesini söylüyor. En güzel tanrıçanın kim olduğuna bir türlü karar verilemeyince, Zeus kararı Paris’e bırakmış. Sonuçta Paris elmayı Afrodit’e vermiş ve Homeros’un İlyada Destanına göre bu yarışma tarihteki ilk güzellik yarışması olarak tarihe geçmiş. Bu yarışmadan sonra Paris, Afrodit’in de yardımıyla Helen’i kaçırmış ve böylece Troya Savaşı başlamış.
Kazdağları, eski adıyla İda Dağı, Türkiyenin kuzeybatısında yer alan bir bölge. Çanakkale ve Balıkesir şehirlerinin sınırında diyebiliriz.
Balıkesir Merkez ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 2 saat 43 dakika,
Çanakkale ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 3 saat 11 dakika,
İzmir ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 4 saat 22 dakika,
İstanbul Beşiktaş ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 5 saat 48 dakika sürüyor.
Aynı zamanda Bergama, Ayvalık, Cundaya da çok yakın olduğundan aynı tatil planında dahil etmek fena fikir olmaz:
Cunda Adası Gezilecek Yerler
Ayvalık Gezilecek Yerler
Bergama Gezilecek Yerler
Rotaya dökülmüş halini görmek isterseniz: Kazdağları Bergama Rotası
Kaz Dağlarına gidebilmek ve rahatça gezebilmek için nasıl gitmeyi tercih ederseniz edin bir noktadan sonra araba gerekiyor. Orman ve dağ yollarından gidecekseniz, bazı yollar bozuk ama 44 bir araçla gitmeniz şart da değil. Bize kalırsa İstanbuldan direkt şahsi aracınıza atlayıp gitmek en rahatı olur. İstanbuldan Kaz Dağlarına direk gitmek isterseniz aşağı yukarı 6 saatte orada olursunuz.
Diğer bir seçenek de İstanbuldan Edremit Havalimanına uçup oradan araba kiralamak olabilir. Pegasus Hava Yollarının İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından Pazartesi günleri günde 3, diğer günler ise günde 2 uçuşu var. Türk Hava Yollarının ise neredeyse her gün 1 tane Atatürk Havalimanından, 1 tane de Sabiha Gökçen Havalimanından direkt uçuşu var. Bazı günler sefer sayısı 1e düşebiliyor veya 3e çıkabiliyor bu yüzden düşündüğünüz tarihe göre mutlaka kontrol edin deriz.
-Edremit Koca Seyit Havalimanına ulaştıktan sonra da havalimanından araba kiralayabilirsiniz, birçok bilindik araba kiralama şirketinin oradan kiralama seçeneği var. Koca Seyit Havalimanından Kazdağı Milli Parkı ise 27 kilometre ve arabayla yaklaşık 50 dakika sürüyor. Zeytinli ise havalimanından taş çatlasa 20 dakika.
Dimes GO vişne rotası da tam buralardan geçiyor. Kaz Dağları’nın bol oksijenli köylerinden çıkıp, Ayvalık ve Cunda Adası’na uğrayıp İzmir’de son bulan 3 – 4 günlük bir kaçamak yapak isteyenler için: Dimes GO Vişne Rotası
İçindekiler
Kaz Dağları Hakkında;Çanakkale ve Balıkesir illeri arasında yer alan Kaz Dağları, tertemiz havası, yemyeşil doğası, zengin fauna ve florası ile oldukça turistik bir yerdir. Büyük bir kısmı Biga Yarımadasına uzanan Kaz Dağları, Alplerden sonra oksijenin en fazla olduğu yerlerden biridir. Antik Çağda İda Dağı olarak bilinen Kaz Dağları, Yunan mitolojisinde de adından sıkça söz ettirmiş. Her mevsim ziyaret edebileceğiniz bir bölge olmasının yanı sıra, yeşil alanları, kanyonu, şelaleleri, köyleri ve daha birçok güzelliğiyle Kaz Dağları gezilecek yerler listesi sizlerle
Kaç Günde Gezilir; Kaz Dağlarını ortalama günde gezebilirsiniz.
Ziyaret Etmek İçin En İyi Zaman; Kaz Dağlarını ziyaret etmek için ilkbahar ve yaz aylarını tercih etmelisiniz.
Havalimanı Merkez Ulaşım; Balıkesir Koca Seyit Havalimanını tercih ederek, daha hızlı ulaşım sağlayabilirsiniz. Havalimanı ile Kaz Dağları arası mesafe yaklaşık 45 km olup, araç kiralayarak ya da transfer hizmeti kullanarak 1 saate ulaşabilirsiniz.
Ne Yenir; Köy kahvaltılarının meşhur olduğu bu yerde; Narlıköy Çınarları Nazım Ustanın Yerinde köy kahvaltısı yapmalı ve Çamlıbel Köyü Düşler Vadisinde güzel bir akşam yemeği yemelisiniz.
Burası neresi? Bakanlar Kurulu tarafından, yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınan bölge, 21 bin hektarlık bir alan üzerinde bulunuyor. Dünyanın en önemli ikinci oksijen deposu olarak bilinen Kaz Dağları, bu oksijeni ormanlardan değil denizdeki yosunlardan alıyor. Denizde üretilen bu oksijen, dağların arasından yukarı doğru yoğun bir şekilde birikiyor. Oksijenin seviyesi, denizden gelen nem ve dağın yüksekliği sayesinde burada farklı bir ekosistem oluşuyor ve çeşitli sayıda bitki türleri meydana geliyor. 49u Anadoluya, 31i milli parka özel olmak üzere, burada yaklaşık den fazla bitki çeşidinin yer aldığını söyleyebiliriz.
Neden gitmeliyim? Kızılçam, karaçam, meşe ve göknar ağaçları ile çevrelenen Kaz Dağları, yeşilin her tonunu görebilmenizi sağlıyor. Aynı zamanda karaca, ayı, domuz, çakal, yaban tavşanı, ağaç sansarı, kartal, şahin ve doğan gibi hayvanlara da ev sahipliği yapan Kazdağı Milli Parkı, Anadolunun en güzel yerleri arasındadır. Sarıkız, Karataş ve Baba Tepesi olmak üzere 3 zirvesi bulunan Kazdağı Milli Parkı, kesinlikle görülmeye değer bir noktadır. Ancak bu bölgelere rehbersiz girilmediğinin altını da çizelim. Parkın içerisinde gösterilen yerlerde kamp yapabilir veya karavanda konaklayabilirsiniz. Ancak yine uyarıyoruz, kontrollü bölgeler dışında kamp yapmaya izin verilmiyor. Ayrıca parkın içerisindeki yürüyüş parkurlarında güzel bir yürüyüş yapmalı ve bu muhteşem havayı solumalısınız!
Uyarı! Başka bir bitki yetiştirilmesine, koparılmasına, avcılık yapılmasına ve ateş yakılmasına izin verilmiyor.
Burası neresi? Yine oksijen deposu bir yer olan Darıdere Tabiat Parkı, yürüyüş ve kamp yapmayı sevenler için birebir noktadır. Yeşilin ve mavinin her tonuna rastlayacağınız bu yer, Kaz Dağlarının eteklerinde bin metre yükseklikte doğal bir mesire alanıydı. yılında ise, 10 hektarlık bir tabiat parkına dönüştürüldü. Karaçam, kestane, kızılçam ve meşe ağaçları ile kaplı olan tabiat parkı, aynı zamanda ayı, karaca, çakal, sincap, yaban domuzu, porsuk, atmaca ve şahin gibi hayvanlara da ev sahipliği yapıyor.
Neden gitmeliyim? Parkın içerisinde; futbol, voleybol ve basketbol sahaları, piknik alanları, gölet ve kamp alanları yer alıyor. Kamp alanlarında, çadır kurarak harika bir tatile imza atabilirsiniz. Ancak hemen uyaralım, gösterilen alanlar dışında çadır kurmak ve ateş yakmak yasak! İster göletin serin sularında yüzün, ister çadır kurun ve kamp yapın, ister doğa yürüyüşleri yapın, ister arkadaşlarınızla oyun oynayın Her şekilde güzel vakit geçireceğiniz aşikar.
Burası neresi?Edremitin Zeytinli ilçesi yakınlarında yer alan şelaleler, Kaz Dağlarının eteklerinde metre yükseklikte bulunuyor. Yemyeşil zeytin ağaçları arasında yer alan Sütüven Şelalesi, Kızılkeçili Çayı üzerinden akıyor ve bu şelalenin 17 metre yükseklikten aşağı akan suyu da Hasanboğuldu Göletini oluşturuyor. Zeytinli Köyüne 4 km mesafede yer alan Sütüven Şelalesinin, tüvleyen yani sıçrayan su anlamına geldiği biliniyor. Sütüven Şelalesinden Hasanboğulduya doğru yürüdüğünüzde; Romadan kalma olduğu bilinen su kemerlerinin sütunlarını görebilirsiniz. Efsanelere konu olan Hasanboğuldu Göletinin, aynı zamanda birçok film ve öyküde yer aldığını söyleyebiliriz.
Üç farklı hikayesi olan Hasanboğuldu Göletinin en çok bilineni; Beyoba Köyünde yaşayan Emine ve Ova Köyünden Hasanın pazarda birbirini görerek aşık olmasıyla başlar. Bu iki genç birbirini sevse de, Eminenin ailesi Hasan ile evlenmesine izin vermez. Hasanın ovada yetişmesi üzerine, Yörük köyünün şartlarına ayak uyduramayacağını düşünürler ancak yine de onu bir sınavdan geçirmeye karar verirler. 40 kiloluk bir tuz çuvalını, 5 saatlik mesafedeki obaya yani Kaz Dağlarının zirvesine çıkarmasını isterler. Emine önde, Hasan ise arkada yola düşer ve Hasan sadece birkaç km dayanır. Bir süre sonra Hasanın arkada olmadığını fark eden Emine, ona verdiği yazmanın suyun içerisinde olduğunu görür. Hasanın boğulduğunu düşünen Emine, bu acıya katlanamaz ve göletin yanındaki çınar ağacına kendini asar.
Neden gitmeliyim? Yaz aylarında buz gibi suyuyla sizi serinletecek olan Hasanboğuldu ve Sütüven Şelalesi etrafında, dinlenme ve piknik alanları ile birlikte restoran ve cafe yer alıyor. Aynı zamanda köy halkı tarafından kurulan hediyelik eşya satan tezgahlar da bulunuyor. Yemyeşil alan içerisinde, şelalenin muhteşem sesi eşliğinde yürüyüş yapabilir, tezgahlardan kendiniz ve sevdikleriniz için hediyelik eşya satın alabilir ve restoran ya da cafede oturup manzara eşliğinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkalenin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyuda yer alan Mıhlı Çayı, en güzide yerlerden biridir. Altınoluk-Çanakkale yolu üzerinde yer alan Mıhlı Çayı, Akçaya 25 km uzaklıkta konumlanıyor. Etrafı ormanlık bir dere kenarı olan bölgeye, Selton Tesislerinin yanından içeri girip 5 km gittikten sonra ulaşım sağlıyorsunuz. Buraya ulaştığınızda, harika bir manzara sizi karşılıyor. İçerisinde yüzülebilen zümrüt yeşili rengindeki gölet ve bu gölete dökülen şelale
Neden gitmeliyim? Mesire alanından çıkıp, patika yolu izlediğinizde ise karşınıza Roma döneminden kalma kemerli bir Başdeğirmen Köprüsü çıkıyor. Bu köprü, Truvaya giden antik yolun bu çay üzerindeki tek geçiş noktası olma özelliğine sahip. Ayrıca yanında da eskiden değirmen olarak kullanılan bir taş bina yer alıyor. Dere kenarından akış yönüne doğru gittikçe, büyüklü küçüklü birçok şelale ile karşılaşacağınıza da belirtelim. Doğa severlerin uğrak noktası olan bu bölge, çam, çınar, zeytin, defne, incir, ayva ve armut ağaçları, kekik ve böğürtlen ile çevrili olup, içerisinde alabalık ve sazan yavruları yer alır.
Burası neresi? Güre Köyüne gelmeden Yassıçalıdan devam edin, karşınıza iki tane piknik alanı çıkacak. Bu kısımları geçtikten sonra, dar bir yol sizi bu şelaleye yönlendirecek. Ağlayan Şelale, bir diğer adıyla da bilinen Patlak Çınar, çevresindeki parkı, restoranı ve ormanındaki parkları ile eşsiz bir yerdir. Piknik veya kamp yapabileceğiniz gibi, lezzetli bir köy kahvaltısı da yapabilirsiniz.
Burası neresi? Uzunluğu 26 km, yüksekliği metre olan Şahinderesi Kanyonu, Altınoluk bölgesinin en popüler yerlerden biridir. Kaz Dağlarının mükemmel doğasına sahip olan kanyon, macera tutkunlarının, fotoğrafçıların ve yürüyüş severlerin adresidir. Denizden gelen iyot kokusu ve temiz havası ile doğa harikası bir yer olan Şahinderesi Kanyonu, birbirinden farklı ağaç ve bitki türlerinin yanı sıra birçok farklı hayvana da e sahipliği yapıyor.
El değmemiş doğası ile muhteşem yerlerden biri olan kanyonun iki girişi bulunuyor. Biri piknik alanı diğeri de Milli Park tarafıdır. Kazdağı Milli Parkı sınırları içerisinde yer aldığı için koruma altında olan kanyonun sadece belirli bir kısmı gezilebiliyor. Ayrıca Edremit Milli Parklar Mühendisliği ya da Zeytinli Kazdağı Milli Parkı Ön Tanıtım Bürosundan izin almanız gerekiyor. İzin ile birlikte alan kılavuzu da alırsanız, bir hayli işinize yarayacağını söyleyebiliriz.
Kaçırmayın! Şahinderesi Kanyonuna yaz aylarında gelin ve buz gibi sularında serinleyin!
Burası neresi? Adatepe Köyünün metre uzağındaki Dede Tepede yer alan Zeus Altarı, bir diğer adıyla da bilinen Zeus Sunağı, Alman gazeteci Heinrich Schliemann ve Arkeolog Judeich sayesinde tanınmış. Köyden tepeye rahatlıkla ulaşım sağlayabileceğiniz Zeus Altarı, büyük bir kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuş. Kayaya ulaşım sağlayan merdivenler oyularak yapılmış ve sunak nişleri, oturma alanları ve sarnıç mekanından oluşturulmuş. Sunağın altındaki, içerisinde su bulunan sarnıca ise, Zeus Mağarası denildiğini de belirtelim.
Homeros, İlyada Destanında Zeusun Kaz Dağları yani İda Dağında yaşadığından ve Truva Savaşını bu alanda yönettiğinden bahseder. Mitolojideki İda Dağının en manzaralı noktalarından biri olan Zeus Altarı, bu destanda Gargaros Tepesi olarak geçer. Hatta Zeus ve eşi Heranın birbirlerine burada aşık olduğu bilinir. Edremit, Küçükkuyu ve Midillinin muhteşem manzarasına hakim olan bölge, kesinlikle Kaz Dağları gezilecek yerler listesinde olmalı!
Burası neresi? Kaz Dağlarının en yüksek noktası olan Sarıkız Tepesinde yer alıyor Sarıkız Türbesi. Denizden yüksekliği metre olan Sarkız Tepesinde, türbe ile bir heykel bulunuyor. Sarıkız Türbesi hakkında birçok efsanenin de anlatıldığından bahsedelim. Bir rivayete göre; Sarıkız, babası ile birlikte yaşar. Babası hacca gittiği zaman köydeki erkekler Sarıkıza talip olur. Sarıkız, erkeklerin hiçbirini kabul etmeyince, arkasından dedikodu çıkarırlar. Haccan dönen babası bu haberi duyunca, Sarıkızı öldürmek için Kaz Dağlarının tepesine çıkarır. Ancak kendisi öldürmeye kıyamaz ve hayvanlara yem olsun diye orada bırakır.
Yıllar sonra köye gelirken yolunu kaybeden misafirler, yanında kazları olan sarı bir kızın yardımıyla yollarını bulduklarını söyler. Bu hikayeyi duyan baba, kendi kızı olduğunu düşünerek tepeye çıkar ve günümüzde Sarıkız olarak adlandırılan bu tepede kızını bulur. Babası, Sarıkızdan su ister ve kız körfeze elini uzatarak tasa su doldurur. Böylece babası kızının ermiş olduğunu anlar. O sırada Sarıkızın üstüne bir kara bulut düşer ve kız kaybolur. Babası ise kendini tepelere atar ve günümüzde Babadağı olarak adlandırılan yerde hayatını kaybeder. Yöre halkı, Sarıkız ve babası için mezarlar yaptırmış ve Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız Tepesi, babasının mezarının olduğu tepeye ise Baba Tepe ismini vermişler. Günümüzde hala Sarıkızı anmak için bu tepeye çıkılıyor ve dilekler tutuluyor.
Burası neresi? Adatepede yer alan Hünnap Han, yüzyıldan kalma otantik bir Osmanlı konağıdır. Şu anda otel olarak işletilen Hünnap Han, kesinlikle ziyaret edilmeli. Konağın alt katı ve avlusu, o dönemlerde hayvanlar için ayrılan bir bölme iken, şimdilerde sevimli bir restorana dönüşmüş.
Burası neresi? Tahtakuşlar Köyünde yer alan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, yılında Alibey Kudar tarafından kurulmuş. Türkiyenin ilk özel etnografya müzesi olan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, aynı zamanda Türkiyede ilk kez bir köyde kurulan sanat galerisi olma özelliğine sahip. UNESCO ödüllü olan müzede, Orta Asyadan Türkiyeye göç eden Türk boylarının inandıkları Şamanizm kültürüne ait eşyalar sergileniyor. Türkmen kıyafetleri, Türk boylarına özgü kıyafetler, ev eşyaları, aletler, el yapımı yün torbaları, çocuk yelekleri ve günlük yaşamda kullandıkları eşyalar yer alıyor. Alibey Kudar ve oğulları, gönüllü olarak Türkmen kültürünü ve sanatını günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır.
Neden gitmeliyim? Bu müzede sadece Türkmen kültürüne ait eşyalar sergilenmiyor, aynı zamanda resim ve el sanatlarının da düzenleniyor. Müzeye, yılında Selim Turan Galerisi ve yılında bir kütüphane eklenmiş. Dünyada sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağası da bu müzede yer alıyor ve müzenin en önemli eserlerinden biri olmayı başarıyor. Müzede; yöreye özgü kıyafetler, ev eşyaları, halı, çadır, kilim, nazarlıklar, takıların yanı sıra Nijerya, Türkmenistan ve Avustralyadan getirilen objeler de yer alıyor. Tüm bunlar dışında, Kaz Dağlarına yetişen bitki ve şifalı otların satıldığı bir bölüm de bulunuyor.
Burası neresi? Ayvacık ilçesinin Küçükkuyu kasabasında yer alan Adatepe Zeytinyağı Müzesi, sabun fabrikasının restore edilmesiyle yılında hizmete açılmış. İki katlı ve geniş bir bahçesi olan müzede, mengene, taş değirmen ve zeytinyağı üretiminde kullanılan eserler oldukça dikkat çekiyor. Zeytinyağı ve zeytinyağlı sabunun üretimi hakkında detaylı bilgiye sahip olacağınız müzenin birinci katında; zeytinyağı üretiminde kullanılan presler, zeytin toplamada kullanılan aletler ve saklama küpleri yer alıyor. İkinci katında ise; sabun kazanı, sabun kesme ve dökme tavlası yer alıyor. Aynı zamanda içerisinde taze zeytin, zeytinyağı ve sabunların satıldığı bir dükkan yer alıyor ve buradan ayrılmadan önce kesinlikle satın almalısınız.
Burası neresi? Güre Köyü sınırları içerisinde yer alan Pınarbaşı, Akçaya 6 km uzaklıkta konumlanıyor. Aynı zamanda Milli Park sınırları içinde Orman Müdürlüğü tarafından işletilen Pınarbaşı, en çok ilgi gören mesire alanlarından biridir. Kaz Dağlarındaki kar sularının bir kısmı, tepenin altından fışkırarak kaynak halinde buradan çıkıyor ve bir dere oluşturuyor. Yamaçtan akan bu buz gibi suya, yaz aylarında serinlemek için sıklıkla akın ediliyor. İki adet günübirlik kullanım alanı bulunan Pınarbaşında, özellikle yaz aylarında, bin ziyaretçi piknik ve mangal için de burayı tercih ediyor.
Burası neresi? Kaz Dağlarının en zengin sularından Ayı Deresinin kenarına kurulu olan Mehmetalan Köyü, harika noktalardan biridir. Güzel vakit geçirmek ve doğayla iç içe olmak için en ideal yerlerden biri olan köyde, kamp yapabileceğiniz alanlar fazlasıyla mevcut. Aynı zamanda yeme-içme ihtiyacınızı karşılayacağınız tesisler de yer alıyor.
Burası neresi? Kaz Dağlarının eteklerinde yıllık bir yerleşim yeri olan Kızılkeçili Köyü, Edremit ilçesine bağlıdır. Akçaya 3 km uzaklıkta bulunan köy, Balıkesirin diğer köylerinde de olduğu gibi geçimini zeytincilikle sağlıyor. Köyün en bilindik simgesinin ise, yaşındaki funduszeue.infoını yaşayan Anıt Ağacı olduğunu belirtelim. Oksijen deposu bir yer olmasıyla bilinen Kızılkeçili Köyünün, bronşit, astım, nefes darlığı, kalp hastalıkları ve kuru öksürük gibi rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor. Yaklaşık bin hane bulunan köyün nüfusu civarındadır ve her yıl, özellikle yaz aylarında, neredeyse 2,5 milyon insan köyü ziyaret eder.
Neden gitmeliyim? Köyde 17 tane cafe ve tesis yer alıyor ve köye ilk girdiğinizde Çınarlı Kahve sizi karşılıyor. Köyün vazgeçilmezi olan cafede, mola verip dinlenmeli ve bir fincan kahve içmelisiniz. Ayrıca yeni açılan Naciye Hanım Sanat Evi ve Atölyesini de mutlaka ziyaret edin. Eski sarı ve beyaz renkte boyalı olan okul binası size nostalji yaşatırken, sıcak kanlı insanların sohbeti ise içinizi huzurla dolduracak. Aynı zamanda Perşembe günleri kurulan köy pazarına gitmeyi de unutmayın! Buradan ayrılmadan önce, yöresel şeyler satın almalısınız!
Burası neresi? Az bilinen yerlerden biri olan Tahtakuşlar Köyü, Anadolunun sürprizlerle dolu gizli kalmış hazinelerindendir. Şaman inancının geleneklerini ve ayinlerini hala yaşatan bir köy olan Tahtakuşlar Köyü, mutlaka Kaz Dağları gezilecek yerler listesinde olmalı! Yukarıda bahsettiğimiz Tahtakuşlar Köyü Etnografya Müzesini de gelmişken görmeli ve Şaman kültürünü daha yakından öğrenmelisiniz. Güreye bağlı küçük bir köy olan Tahtakuşlar Köyünde güzel bir köy kahvaltısı yapmalı ve meşhur Anıt Ağacını yani Tahtakuşlar Meşesini görmelisiniz.
Burası neresi? Kaz Dağlarının meşhur Sarıkız efsanesindeki, Sarıkız ve babasının yaşadığı köydür Kavurmacılar Köyü. Yukarıda da Sarıkız Türbesinde bahsettiğimiz bu efsane, farklı şekillerde anlatılarak ün salmış bir durumda. Bu köy için anlatılan; iftiralara maruz kalan Sarıkızı, babası tarafından öldürülmesi istenir. Bunun üzerine babası ve Sarıkız köyü terk eder ve Sarıkız giderken beddua eder. Köyde kimse barınamasın diye dua ettiği için, günümüzde hala doğru düzgün bir yerleşim tam anlamıyla yoktur. Köyün yapısı yüzyıldan kalma gibi duruyor.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Çamlıbel Köyü, Edremit Körfezinin harika manzarasını gözler önüne serer. Şehrin kargaşasından, gürültüsünden ve trafiğinden uzaklaşmak, sessiz, sakin ve huzur dolu bir yerde tatil yapmak, kafa dinlemek için en ideal yerlerden biri olan Çamlıbel Köyü, doğa harikası bir yerdir desek yanlış söylemeyiz. Tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Çamlıbel Köyünde, geçmişte evler tahta baraka şeklinde inşa edildiği için ismi Tahtaköydü. yılında Çamlıbel olarak değiştirilen köy, zeytin ağaçlarla çevrilidir ve bu köyün en büyük özelliklerinden biridir. Zaten köy halkı da geçimini zeytin ağaçlarından sağlıyor.
Neden gitmeliyim? Yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin akın ettiği bu yerde, Tuncel Kurtizin mezarı bulunuyor ve birçok insanın asıl gelme sebebi de bu oluyor. Aslında Tuncel Kurtiz, Tahtakuşlar Köyüne gömülmeyi vasiyet etmiş ancak köyün yerlileri ve gelenekleri nedeniyle kabul edilmemiş. Bu nedenle Tahtakuşlar Köyünün hemen yakınında yer alan Çamlıbel Köyünde karar kılınmış. Geldiğiniz zaman, Ezelin meşhur Ramiz Dayısının mezarını ziyaret edebileceğiniz aklınızda bulunsun.
Kaçırmayın! Köyde yer alan restoran, otel, pansiyon ve hediyelik eşya satan dükkanlardan ihtiyaçlarınızı doya doya karşılayabilirsiniz. Hemen arkasında yer alan Kazdağı Milli Parkını da ziyaret etmeyi unutmayın!
Burası neresi? Çanakkalenin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu bölgesinde yer alan Yeşilyurt Köyü, çam, zeytin ve çınar ağaçlarıyla kaplı şirin bir köydür. yıllık bir tarihi geçmişi olduğu tahmin edilen köy, yılında Oğuzların Çepni boyu tarafından kurulmuş. Rum ve Türk nüfusun bir arada yaşadığı bu köyün ilk kurucularının, evlerini inşa ettirmek için Marmara Adası ve çevresinde yaşayan Rum taş ustalarının köye gelmesi ile başlamış. Zamanla Rumla köye yerleşmiş ve burada bir mahalle kurmuşlar. yılında, nüfus mübadelesi nedeniyle Midilli ve Girit Adasından gelen Türklerle yer değiştirmişler.
Neden gitmeliyim? Taş evleri, butik otelleri, sokakları, güler yüzlü insanları, tertemiz havası, manzarası ve yemyeşil doğası ile tam kafa dinlemelik bir yerdir. Ege kasabası tadında bir yer olan Yeşilyurt Köyü, içerisinde barındırdığı evlerin mimarisinin en güzel örneklerini sizler için sergiliyor. Küçük ama şirin dükkanlar, begonvilli sokaklar, aile işletmesi cafeler, hediyelik eşya dükkanları ile muazzam bir yer olan köy, kelimenin tam anlamıyla sessiz, sakin ve huzur dolu bir yerdir.
İstanbula yakın bir konumda bulunduğu için, İstanbul başta olmak üzere çevre illerden pek çok turist bu köye ilgi gösteriyor. yılında ilk butik otelin açılması ile köyde, yeni cafeler, restoranlar, dükkanlar sırayla açılmış ve köy bir hayli gelişmiş. Gözlemeden mantıya kadar birçok lezzetin tadına doyamacağınız bu yerde, köylü kadınlar tarafından kurulan tezgahlara da kesinlikle bakmalısınız. Yöreye özgü karadut reçeli ve suyu, el yapımı örgüler, tarhana, tahta kaşık ve daha birçok şeyi bu tezgahlardan satın alabilirsiniz.
Kaçırmayın! Köyün yakınında yer alan Adramitteion, Antandros, Assos, Gargaros ve Skepsis gibi antik kentlere gelmişken uğrayabilirsiniz. Bunların dışında köyün içerisinde yer alan Köyden Kente Teknoloji Müzesini de ziyaret etmeyi unutmayın! yüzyıldan günümüze kadar gelmiş den fazla etnografik esere yer veren müzede, Osmanlı ve dünyanın farklı ülkelerinden her bir parçaya rastlayabilirsiniz.
Burası neresi? Balıkesirin Edremit ilçesinde yer alan Doyran Köyü, bu dünyadan uzaklaşmanızı ve kafa dinlemenizi sağlayacak bir yerdir. Kartal yuvalarının bulunduğu bu köy, aynı zamanda dağın uç noktasında yer alıyor. Bu nedenle eşsiz bir manzaraya ev sahipliği yaptığını ve tertemiz bir havaya hakim olduğunu söyleyebiliriz.
Burası neresi? Kaz Dağlarının son zamanlardaki en popüler yerlerinden biri olan Adatepe Köyü, Çanakkalenin Küçükkuyu ilçesine bağlıdır. Eski bir Rum köyü olan Adatepe Köyü, Kurtuluş Savaşına kadar Rumlar ile Türklerin bir arada yaşadığı bir yerleşim yeriydi. Ancak mübadele yıllarıyla birlikte köyün nüfus iyice azalmış ve köy terk edilmiştir. Bu talihsiz durum, bir grup doğa severin burayı keşfederek el birliğiyle aslına uygun olarak restore etmesi ile değişmiş. Edremit Körfezine bakan bir tepeye kurulu olan Adatepe, çok eski bir köy olmasına rağmen doğal sit alanı içerisinde yer aldığı için ülkede en iyi korunmuş yerlerden biridir.
Neden gitmeliyim? Zeytin ağaçları arasında oldukça dingin bir yer olan Adatepe Köyü, tarihi taş evleri, kahveleri, yemyeşil doğası, tertemiz havası, zengin mutfağı, tarihi dokusu, sıcakkanlı insanları, doğal ürünleri ve otelleri ile olağanüstü bir köydür. Arnavut kaldırımlı sokaklarında ve taş evlerin arasında yürümeli, meşhur otlu dondurmasını tatmalısınız. Homerosun, İlyada Destanında Gargaros olarak bahsettiği Adatepe Köyünde, Midilli, Truva, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait izlere rastlamanız da mümkün. Hatta Osmanlı Dönemine ait cami ve mezarların günümüze kadar geldiğini gördüğünüzde çok şaşıracaksınız.
Kaçırmayın! Asırlık çınar altındaki kahvelerde mola verin, yukarıda bahsettiğimiz Zeus Altarına gidin ve manzarayı seyredin! Taş Mektep, Hüseyin Meral Zeytinyağı ve Sanat Evi, Adatepe Zeytinyağı Müzesini ziyaret edin ve tarihi taş evlerin süslediği sokaklarda dolaşın!
Burası neresi? Edremite bağlı bir köy olan Narlı Köyü, Balıkesire km, Edremite ise 32 km uzaklıkta yer alıyor. Mıhlı Çayının doğusunda yer alan köyün, tarihi, isminin nereden geldiği, ne zaman kurulduğu ve geçmişi hakkında herhangi bir bilgi yok. Köy, Girit, Midilli ve mübadele yıllarındaki göçmenlerden oluşuyor. Kendine has gelenek ve görenekleri olan köye, yaz aylarında hem yerli hem de yabancı birçok turist akın ediyor. Köyün içerisinde yer alan restoran ve otellerden yararlanabilir, Tarihi Başdeğirmen Köprüsü ve şelaleyi yakından görebilirsiniz.
Burası neresi? Ayvacık ilçesinde yer alan Nusratlı Köyü, Kaz Dağlarının güney yamaçlarında konumlanıyor. Yeşilyurt ve Adatepe Köyleri gibi turistik bir yer olmasa da, potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Köyün içerisinde; zeytin, zeytinyağı, şifalı bitkiler ve organik ürünlerin satıldığı dükkan ile birkaç tane ev pansiyonu yer alıyor.
Burası neresi? Ayvacık ilçesine 25 km mesafede yer alan Küçükçetmi Köyü, taşın ve ahşabın birlikte kullandığı evleri ile resmen sizlere görsel şölen sunuyor. Turizm açısından fazla gelişmediği için, ihtiyacınız olan çoğu şeye karşılık veremeyebilir. Ancak taş evleri ve otantik güzelliklerini korumayı başarmış nadir köylerinden biri olmasıyla dikkat çekmeyi başarıyor. Ayrıca Tarihi Afrodit Kaplıcasına ev sahipliği yaptığını da söylemezsek olmaz.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Beyoba Köyü, yıllarına uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Zeyin ağaçlarıyla çevrelenen köy, yine turizm açısından fazla gelişememiştir. Tipik köy hayatının sürüldüğü köylerden biri olan Beyoba Köyünde, nüfus da oldukça azdır.
Burası neresi? Çanakkalenin Yenice ilçesine bağlı bir köy olan Kıraçoba Köyü, terk edilmiş desek yanılmayız. Oldukça az nüfusa sahip olan köyün halkının bir kısmı Edremite, bir kısmı da Yeniceye taşınmış. Kaz Dağlarının en ıssız köşelerinden biri olan köy, çok az kişi ile kendi halindedir.
Burası neresi? Ayvacık ilçesine bağlı olan Arıklı Köyü, Çanakkaleye 90 km, Ayvacıka ise 17 km uzaklıkta konumlanıyor. Kaz Dağlarının eşsiz doğal güzelliklerini barındıran bu köy, nadide yerlerden biridir. Üstelik turizm potansiyeli de yüksektir. Ancak köy halkının ekonomik durumu nedeniyle gelişemediği çok açık. Bu nedenle diğer köylere göre daha bakımsız kalmıştır.
Burası neresi? Çanakkalenin Ayvacık ilçesine bağlı olan Behramkale, ilçeye 17 km mesafede yer alıyor. Osmanlı döneminde kurulmuş eski bir köy olan Behramkale Köyü, 32 senedir sit alanı olarak koruma altındadır. hanelik bir köy olan Behramkalede, yeni bina inşa etmek yasak olup, sadece var olanlar restore edilebiliyor. Assos mimarisinin taş işçiliğinin en güzel örneklerini gözler önüne seren köyde, tarihi sokaklarda dolaşarak tarihi izleri yakından görebilirsiniz. İçerisinde pansiyon, otel, restoran ve hediyelik eşya tezgahları yer alıyor. Hüdavendigar Cami ve Hüdavendigar Köprüsünü gelmişken de mutlaka uğramalısınız.
Burası neresi? Mehmetalan Köyüne 2 km uzaklıkta yer alan Hızır Kamp, Türkiyenin en iyi kamp alanları arasında yer alıyor. İki akademisyen ve köyün yerlileri tarafından işletilen kamp, tematik bir yerdir. Kazdağı Milli Parkı sınırlarına yürüyüş mesafesinde olan kampta, bol bol yürüyüş yapabilir ve içerisindeki Zeytinli Çayının serin sularında yüzebilirsiniz. Günlük yoga dersleri, meditasyonlar, masaj seansları, nefes terapileri gibi etkinliklerin yapıldığı bu yerde, kendi çadırınızla, ağaç evlerde, ahşap ve taş evlerde konaklayabilirsiniz. Farklı farklı birçok organizasyona ve etkinliğe yer veren bu yere bayılacaksınız.
Burası neresi? Klasik kamp arayışında olanların tercih ettiği bir yer olan Endes Kamp, hem çadır hem de taş-ahşap evlerde konaklama imkanı sunuyor. Evlerde ihtiyacınız olan her şey mevcut ve her evin kendine ait sebze bahçesi var. Bu bahçe size aitmiş gibi, sulayabiliyor, çapalayabiliyor ve ürün hasatı yapabiliyorsunuz. Açık büfe halinde sabah ve akşam yemeği de fiyatlara dahil! İster kendi çadırınızı kurun ister kiralayın. Kamp alanında ortak kullanabileceğiniz her şey mevcut ve mangal yakabiliyorsunuz. Kaz Dağları kamp için en uygun yerlerden biri olan Endes Kampı, mutlaka tercih etmelisiniz.
Burası neresi? Buz gibi dere suyunun kenarında, ağaç evlerde ya da ormanın içindeki çadırlarda konaklamak mı? Sanırım buna kimse hayır diyemez! 🙂 İnternet hariç, ihtiyaç duyacağınız her şey burada mevcut. Çoğu zaman telefon çekmiyor ancak böyle bir ortamda kim telefonu dert edinir ki? Her şeyi boşverin ve mis gibi tatilinizi yapın!
Burası neresi? Yeni olduğu için fazla bir alt yapısı ve servisi olmasa da, kalabalıktan kaçmak isteyenler için birebirdir. Kendi çadırınızla konaklayabileceğiniz bu yerde, ortak alan dışında kamp ateşi yakmak yasak. Kendi yiyecek ve içeceğinizi getirin ve doğayla iç içe bir tatil yapın!
Burası neresi? Doğa güzellikleri ve taş evleriyle ün salmış bir yer olan Ayvacık, oldukça küçük bir kenttir. yüzyılda yerleşimin başladığı bu yer, birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış. Sırtını Kaz Dağlarına dayayan Ayvacık, Ege Denizi ile çevrilmiş ve ormanların yeşili, denizin mavisi ile ülkemizin en güzide yerlerinden birisi olmayı başarmış. Organik Kültürler Diyarı olarak hafızalara kazınmış olan Ayvacık, Babakaleden başlayıp Küçükkuyuya kadar devam eden 78 kmlik sahil şeridiyle de oldukça meşhurdur.
Neden gitmeliyim? Çevresindeki yerlere olan yakınlığı ile sık sık tercih edilen bu yer, kafa dinlemek, şehir kargaşasından uzaklaşmak için adeta aranılan bir rotadır. Kaz Dağlarına geldiğinizde, kesinlikle uğramanız gereken yerlerin başında gelen Ayvacıkta; Şahinderesi Kanyonu, Hüdavendigar Camisi, Behramkale Köprüsü, Babakale, Adatepe, Afrodit Kaplıcası, Zeus Altarı, Chryse Antik Kenti, Apollo Smintheus Tapınağı ve Assos Antik Kentini ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Balıkesirin en güzel ilçelerinden biri olan Edremit, doğası, tarihi, tertemiz havası ile yaz aylarının vazgeçilmez noktasıdır. Aynı zamanda Balıkesirin üçüncü büyük ilçesi olan Edremit, Altınoluk ve Akçay beldeleri ile de yerli ve yabancı birçok turist tarafından rağbet görüyor. Özellikle de yaz aylarında artan nüfusuyla dolup taşıyor diyebiliriz. Edremit Körfezi ve Kaz Dağları arasındaki bölgede yer alan Edremit, köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Antik Çağda ismi Adramytteion olan Edremit, daha sonraki yıllarda yeniden inşa edilerek, ismi Adramys olarak değiştirilmiş.
Neden gitmeliyim? Her mevsim ziyaret edilebilen bir yer olan Edremit, yeşil ve mavinin bütünleştiği harika yerlerden biridir. Adeta cennet gibi bir yer de diyebiliriz! Sıcak kanlı insanları, huzurlu ve sakin ortamı, yemyeşil doğası, masmavi denizi, tertemiz havası ile çok farklı bir atmosfere sahiptir. Edremite geldiğinizde; Kazdağı Milli Parkı, Sütüven Şelalesi, Hasan Boğuldu Göleti, Şahinderesi Kanyonu, Ayazma Pınarı Tabiat Parkı, Akçay Altınkum Plajı, Saka Çim Plajı, Ören Halk Plajı, Altınoluk Halk Plajı ve daha birçok yeri ziyaret etmelisiniz. Zaten çoğuna bu listede yer verdik ancak eksik olanları Edremit gezilecek yerler yazımızda bulabilirsiniz.
Burası neresi? Edremite bağlı olan Zeytinli, Akçay ile Edremit arasında kalıyor ve Akçaya 15 dakikalık bir mesafede yer alan dere ile birbirinden ayrılıyor. Akçaya 2 km mesafede yer alan Zeytinlide, pek çok cafe, restoran, otel mevcut ve hepsi yürüme mesafesinde. Akçaya göre plajı çok daha temiz ve sakindir. Bu nedenle de daha sık tercih ediliyor. Zeytinlinin en önemli özelliği ise, neredeyse her yıl düzenlenen Zeytinli Rock Festivalidir. Yerli rock gruplarının katıldığı bu festival, mükemmel bir eğlence fırsatı sunuyor ve yaz aylarında dolup taşıyor. Bunun yanı sıra, Zeytinliye geldiğinizde; Kızılkeçili Köyü, Pınarbaşını, Sütüven Şelalesini ve Kazdağı Milli Parkını ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Ege Bölgesinde yer alan Burhaniye, kuzeyde Edremit, güneyde Gömeç ve Ayvalık, güneydoğuda Bergama ile komşu olup, kuzeyde Kaz Dağları ve güneyde Madra Dağı arasında kalıyor. Zeytin ağaçları ile çevrelenmiş yolları, fesleğen kokulu sokakları ve bol oksijenli havası ile Burhaniye, oldukça şirin bir yerdir. M.Ö yüzyılda, Mysia bölgesi halkı tarafından kurulan Burhaniye, Adramytteiona bağlı kalarak, onunla birlikte anılmıştır. Pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Burhaniye, yılına kadar Edremite bağlı iken yılında ilçe olmuştur.
Neden gitmeliyim? Burhaniyenin en önemli antik kenti olan Adramytteion Antik Kentini, Cilalı Taş Devrinden beri adından söz ettiren Kaya Sunaklarını, yaklaşık yıllık tarihi kökeni ile Şahinler Köy Camisini, en popüler mahallesi olan Öreni ve plajlarını, sahil mahallesi olan Pelitköyü, en büyük yat limanı olan İskele Mahallesini ve bir tatil köyü olan Seklil Tepe Çamlığını ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Balıkesirin bir ilçesi olan Gömeç, Ayvalık ve Burhaniye ilçeleri arasında kalıyor. Doğuda Madra Dağı, batıda ise Edremit Körfezi ile komşu olan Gömeç, Balıkesire km uzaklıkta konumlanıyor. Yunanistan muhacirleri, Yörükler, Boşnak göçmenleri ve Arnavutların yaşadığı bilinen bu yer, asırlık çınarları ve Atatürk siluetini andıran tepesi ile bir hayli ünlüdür. Gömeçe geldiğiniz zaman; Kız Çiftliği, Koca Çınar, Atatürk Kayalıkları, Güvercin, Martı ve Gemi Yatağı Koyları, Keremköy, Karaağaç Sahili ve Sırataşlar Plajına uğramalısınız. Daha detaylı bilgi için Gömeç gezilecek yerler yazımızı inceleyebilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkalenin Ayvacık ilçesine bağlı olan Küçükkuyu, tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile şirin mi şirin bir yerdir. Çanakkale merkeze 94 km uzaklıkta konumlanan Küçükkuyu, dünyadaki oksijen yoğunluğunun en çok olduğu yerlerden biridir. Kaz Dağlarının eteklerinde yer alan bölge, şifalı kaplıcaları ile hastaları iyileştiren bir yer olmasıyla da fazlasıyla dikkat çekiyor. Balıkçılık ve zeytinciliğin en iyi yapıldığı yerlerden olan Küçükkuyuda, en kaliteli zeytinyağları bulabilir ve lezzetli deniz mahsullerinin tadına bakabilirsiniz.
Neden gitmeliyim? Egenin başladığı yer olarak bilinen bölgenin, ilk kurulduğunda ismi Gargaronmuş. Kurulduğu tarihten bu yana pek çok uygarlığın hakimiyetinde kalan Küçükkuyu, tarihi yapıları, antik kentleri, doğal güzellikler ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Burayı ziyaret ettiğinizde; Zeus Altarı, Afrodit Kaplıcası, Mıhlı Şelalesi, Behramkale Köprüsü, Sarıkız Tepesi ve köylerine uğramalısınız. Bazı noktalardan listemizde bahsettik ancak bahsetmediğimiz diğer yerler için Küçükkuyu gezilecek yerler yazımıza göz atabilirsiniz.
Burası neresi? Çanakkalenin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos, Edremit Körfezinin kıyısında, Midilli Adasının karşısında yer alıyor. Çanakkale şehir merkezine 85 km mesafede yer alan Assos, şirin bir tatil beldesidir. Tarihi yapıları, temiz havası, sessiz ve sakin atmosferi ile yaz aylarında sıklıkla tercih edilen yerlerdendir. Antik Çağın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan kent, andezit kayalıkları üzerinde kurulmuş ve yapılan kazı çalışmaları sonucunda tarihinin Tunç Çağına kadar uzandığı ortaya çıkmıştır. Birçok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan kent, tarihi ve kültürü ile adını çokça kez duyurmuştur.
Neden gitmeliyim? Assosa geldiğinizde; Assos Antik Kenti, Athena Tapınağı, Assos Antik Liman, Behramkale Köprüsü, Hüdavendigar Cami, Kadırga Koyu, Sokakağzı Koyu, Yeşilyurt, Adatepe, Assos Antik Tiyatro, Assos Aristo Heykeli, Sivrice Koyu ve daha birçok yeri ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Assos gezilecek yerler yazımızı incelemeye bakın!
Burası neresi? Balıkesirin Ege Bölgesi kıyısında yer alan Ayvalık, yemyeşil ormanları, taş evleri, masmavi ve mavi bayraklı plajları ile hem yurt içi hem de yurt dışından binlerce ziyaretçiği ağırlıyor. Aynı zamanda İstanbula yakınlığı ile sıklıkla tercih edilen bir bölge olan Ayvalık, Balıkesire yaklaşık 2 saat, istanbula da 5 saat uzaklıktadır. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin altında kalan Ayvalık, Antik Çağda ayva anlamına gelen Kidonia adıyla anılıyordu. Tarihi evlerin en fazla yer aldığı Ayvalık, sokakları, cafeleri, butik restoranları, sanat galerileri, antikacıları, seramik atölyeleri ile adeta nostaljik bir yerdir.
Neden gitmeliyim? Gün batımını en güzel seyredebileceğiniz Şeytan Sofrası, Ayvalıkın akciğeri olarak bilinen Kozak Yaylası, en çok ziyaret edilen yerlerden olan Cunda Adasının yanı sıra Ayvalık Çarşısı, Taksiyarhis Kilisesi, Saatli Cami, Ayazma Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Cennet Tepesi, Sarımsaklı Plajı, Badavut Sahili ve Ortunç Koyu mutlaka ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Ayvalık gezilecek yerler listemize göz atmalısınız.
Burası neresi? Ayvalık ilçesine bağlı olan Cunda Adası, bir diğer adıyla da bilinen Alibey Adası, Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 ada arasından en büyüğü ve yerleşime açık tek adasıdır. Aynı zamanda Türkiyenin Ege Denizindeki dördüncü büyük adası olan Cunda, yılında bir köprü ile Lale Adasına sonra da ilçe merkezine bağlanmış. Lale Adası ile Cunda Adası arasındaki bu köprü, aynı zamanda Türkiyenin ilk boğaz köprüsü olma özelliğine sahiptir.
Neden gitmeliyim? Arnavut kaldırımlı taş sokakları, yel değirmenleri, kiliseleri, manastırları, tarihi yapıları, doğal güzellikleri, manzara noktaları ile muazzam bir yerdir. Cunda Adasına geldiğinizde; Aşıklar Tepesi, Rahmi Koç Müzesi, Taksiyarhis Kilisesi, Yel Değirmeni ve Agios Yannis Kilisesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Tarihi Cunda Evleri, Ada Camping, Ayışığı Manastırı, Arkadeniz Plajı, Çataltepe Plajı, Duba Plajı, Tımarhane ve Güvercin Adalarını ziyaret etmelisiniz. Daha detaylı bilgi için Cunda Adası gezilecek yerler yazımıza göz atmalısınız.
Burası neresi? Burhaniyeye 4 km mesafede yer alan Ören, tertemiz sahilleri ve ince kumlarıyla meşhurdur. Öğretmen Evleri ve İskele Mevkiinden denize girilebileceğini söyleyerek, 10 km uzunluğunda kumsala sahip olduğunu da ekleyelim. Doğal sit alanı olan Ören, plajlarıyla sizi oldukça mest edecek.
Burası neresi? Edremit ilçesine bağlı olan Altınoluk, eskiden köy olarak kentin kuzeyinde bir tepede yerleşim yeriydi. İsmi, yılına kadar Papazlık olarak biliniyordu. Edremit-Küçükkuyu arasında, Ege Denizi kıyısında kalan Altınoluk, zeytinlikler içerisinde harika bir sahil kasabasıdır. Kuzeyinde Kaz Dağları ve güneyinde Ege Denizi bulunan bölgenin, mitolojide ışıklar sahili olarak anıldığını belirtelim.
Neden gitmeliyim? Günübirlik veya yatılı tekne turları ile gelebileceğiniz Altınoluk, tarihi ve doğal güzelikleri ile adını duyuran bir şehirdir. Buraya geldiğinizde; Antandros Antik Kenti, Şahinderesi Kanyonu, Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, Sütüven Şelalesi, Sarıkız Tepesi, Altınoluk Antandros Plajı, Manuka Beach ve daha pek çok yeri ziyaret etmelisiniz.
Burası neresi? Edremite bağlı bir yer olan Güre, Edremite 12 km, Akçaya ise 4 km mesafede konumlanıyor. Yaz aylarında en çok rağbet gören yerlerden biri olan Güre, lü yıllara uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Eski çağlarda Astyrene olarak adlandırılan bölge, en eski yerleşim yerlerinden biri olup, birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Güreye geldiğinizde; Güre Cami, Güre Kaplıcaları, Gelinçamı Mesire Alanı, Pınarbaşı Mesire Alanı, Kavaklar ve Körfez Balkonuna gitmelisiniz!
Burası neresi? Türkiyenin en huzurlu tatil beldelerinden biri olan Akçay, Kaz Dağlarına oldukça yakın bir konumdadır. Tertemiz denizi, sakin ve sessiz ortamı, termal kaynakları ve bol oksijen depolu havası ile sık sık tercih edilen yerlerdendir. Türkiyenin ilk turizm beldeleri arasında yer alan Akçay, hem yerli hem de yabancı birçok turist tarafından akın ediliyor. Edremit ilçesine bağlı olan Akçay, Edremite 8 km uzaklıkta konumlanıyor. Günlerce denizin ve güneşin tadını doya doya çıkaracağınız bu yerde; Altınkum Plajı, Sarıkız Heykeli, Çamlıbel Köyü, Zeytinli, Hasanboğuldu ve Sütüven Şelalesi, Güre Kaplıcaları ve Kordonu ziyaret etmelisiniz.
Kaz Dağları ve çevresinde farklı yöresel lezzetlerin bulunduğunu hemen söyleyerek, köylerde kurulan pazarlardan ev yapımı reçel, kekik, adaçayı, oğul otu ve farklı baharatları satın alabileceğinizi ekleyelim. Ayrıca dünyanın en iyi ve en lezzetli zeytinyağlarının üretildiği bölge olmasından dolayı, kesinlikle buradan ayrılmadan önce zeytinyağı satın almalısınız. Bunun dışında; testi peyniri, kapari, ısırgan otları, çam balı, dağ çiçeği, zeytin sosu, üzüm ve incirin yanı sıra yöresel kıyafetler, el işi ürünler, bez çantalar ve örgü takıları da satın alabilirsiniz.
Eşsiz manzarası, şelaleleri, kanyonu, yürüyüş alanları ile huzur dolu bir yer olan Kaz Dağlarının gece hayatı, tahmin edersiniz ki aktif değildir. Zaten çoğu kişi, sessizlik ve sakinlik içerisinde tatil yapmak istedikleri için burayı tercih ediyor. Yine de köylerde yer alan bazı mekanlarda, özellikle yaz aylarında, fasıl ve canlı müzik performansları gerçekleşiyor ve keyifli bir akşam geçirmenizi sağlıyor. Bunun için, Çamlıbel Köyünde yer alan Saklı Bahçe Restaurantı tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda Altınoluk, Akçay ve Ayvalık beldeleri, Kaz Dağlarına oldukça yakın olduğu için gece eğlenmek adına bu beldelere gidebilirsiniz. Sahil kenarındaki birçok mekanda eğlenebilir, doya doya dans edebilir ve felekten bir gece çalabilirsiniz. 🙂
Kaz Dağlarını en rahat araba ile dolaşabilirsiniz. Bunun dışında çoğu yeri yürüyerek keşfedebilirsiniz. Ayrıca cip safari turlarına katılabilir ve ATV kiralayarak da çevreyi gezebilirsiniz.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası