Merveler Kötü Kötü Merveler Zalım Zalım

ön edit: içerik tamamen saçmalıklar manzumesidir ve oldukça uzundur. bu uyarıyı yapalım, küfür yemeyelim.

merve, ülkemizde oldukça yaygın kullanılan bir kadın ismidir. bir örnek dışında bu isimde bir erkeğe rastlanmamıştır. küçük bir kasabada yaşayan ahmet kızister annesine çok bağlıdır. annesi genç yaşta vefat ettiği için ona doyamamıştır. bu yüzden bir kızı olmasını ve ona annesinin ismini vermeyi arzu etmektedir. arka arkaya on bir tane oğlu olmuştur. 76 yaşında, dördüncü karısıyla yeni doğacak bebeklerini beklerken, kız olsa da erkek olsa da bu kez doğan bebeğe merve ismini vermeyi kafasına koymuştur. doğan bebek erkektir ve dünya ilk ve tek erkek merve ile tanışır. bunun üzerine halk ozanı alacakaracaoğlan şu türküyü yakar:

"ahmet kul istedi tek bir kız evlat
on iki tane oğlu oldu hey hat
merve diye erkek mi olur gel de anlat
leylim ley leylim ley"
(derleyen: mükerrem yergin- türk halk türküleri, boğaziçi yay. ankara, )

genç kızlarımızın sıklıkla evinde misafir oldukları kişiler mervelerdir. feyizli bir abimizin de dediği gibi, "merveler de gelsin, ablalar da kalırlar." bu abimiz khk kapsamında hapise atılmıştır. mizah yaptığını yetkililere anlatamamıştır. mizah, yılındaki bir seçimle ülkeyi terketmiştir. yurtdışında bulunduğu için mizahın görüşlerine başvuramayan mahkeme, bu abimize ömür boyu hapis cezası vermiştir. ( videonun linki: funduszeue.info )

merveler genellikle ömerlerle evlenirler. esmalarla arkadaşlıkları kuvvetlidir. mustafaları sever gibi yaparlar ama sevmezler. seviyorum diyenlerine de rastlanır. daha sonra mahkemede ortaya çıkar yalanları. anayasada yer alan mustafaları koruma kanunu kapsamında ya sürgün ya da idam edilirler. ama mustafa kemal'i severler. sevmediklerine dair bir delil bulunamadığı için bu beyanları kabul edilmiştir.

peki nereden gelir bu merve ismi? başlıca özellikleri nelerdir? tarihin hangi döneminde dünyada görülmeye başlanmıştır? bu konularla ilgili bir çok araştırma ve makale mevcuttur. gökbilimciler, dilbilimciler, ilahiyatçılar, tarihçiler vb. bu konuyla yoğun bir şekilde ilgilenmiştir. yalnızca fizikçiler ilgilenmemiştir. ünlü fizikçi isaac promise "total futbolun yatay ilkeleri" adlı ünlü kitabında -kitabın aykut kocaman'ın başucu kitabı olduğu bilinmektedir- bu durumu şu cümleyle açıklar: "çünkü onların fiziği güzel değil." günümüz mervelerine bakınca bu görüşe hak vermek pek de mümkün değildir.

homo sapiens'in bir türü olan mervelere ilk olarak buzul çağının hemen öncesinde rastlarız. bu konuda etkin bir otorite olarak kabul edilen yenal nuh haydari - büyük büyük dedesinin hatay'da teşrif ettiği bir rakı sofrasında haydari mezesine hayran kaldığı, soyadı kanunu geldikten sonra da haydari soyadını aldığı söylenir- ünlü eseri homo sapiens'te buzul çağı öncesi ve buzul çağı mervelerini şöyle anlatır: "buzul çağının eli kulağındadır. sapienslerden snow lakaplı merve "winter is coming" der, ama kimse ona inanmaz. hatta "you are nothing merve snow" diye dalga geçerler. derken buzul çağı gelir. önlemini çoktan almış olan merve ve ona inan 47 sapiens hayatta kalır. böylece sapiens ırkı merve sayesinde neslini sürdürür. fakat buzul çağı iş bölümü demektir, yapılan işlerde uzmanlaşma demektir. merve'nin önderliğinde hayatta kalan sapiensler etkin bir şekilde yaşamlarını sürdürürler. merveler, neolitik devrime kadar hüküm sürerler." haydari'nin aktardıklarına göre, merveler sapiens ırkını yok olmaktan kurtarmıştır. bu da demek oluyor ki, merveler, adem ve havva'dan sonra ikinci atamızdır.

neolitik devrim gerçekleşince, mervelerin dünya üzerindeki konumları değişmiştir. tarım devrimi ahlak anlayışını, değer yargılarını, sosyal hiyerarşiyi değiştirmiştir. bitki ve hayvanlar evcilleştirilmiş, yerleşik hayata geçilmiştir. üretici bir toplum teşekkül etmiş, bu da elde kalan fazla ürünlerin satılmasını sağlamıştır. bunun sonucunda kapitalizmin temelleri atılmıştır. haydari, neolitik devrimdeki mervelerin konumlarını şu sözcüklerle açıklamaktadır: "neolitik devrim, ataerkil bir toplumun oluşmasına sebep olur. neolitik devrimin ilk yıllarında erkeklere direnmeye çalışan merveler, bunun faydasız olduğunu görürler ve egemenlik alanlarını erkeklere bırakırlar. tarımla uğraşılan bu çağda, merveler ekerler. dönemin ana düşüncesi şudur: "üret ve fazlasını sat." tarihin ilk devrimci kadını olduğu sanılan merve helpful, bu düzeni değiştirmek için kolları sıvar. ehlileştirdiği arpa, buğday, çavdar gibi tahılların ihtiyacı kadar olanını kendine saklar, geri kalanları yoksullara dağıtır. bu eylemin tek tanırılı dinlerin temelini attığı bilinmektedir. ayrıca merve helpful, üstüne vazife olmamasına rağmen inek, köpek, koyun, at gibi hayvanları da evcilleştirmiştir.(üstüne vazife olmayan dedik çünkü hayvanları evcilleştirmek erkeklerin göreviydi) evcilleştirdiği hayvanlarla duygusal bir bağ kuran merve helpful, et yemeyi bırakır. tarihte bilenen ilk vegan, merve helpful'dur. bundan yıllar yıllar sonra platonik lakaplı başka bir merve "devlet" adlı eserini kaleme almış ve bugünkü modern devletin kurulmasına ön ayak olmuştur. bu eseri yazmasındaki sebep bir devlet memuruna 14 yıl boyunca platonik bir aşk beslemesidir." haydari'nin aktardıklarına göre merveler egemenliklerini kaybetseler de toplumsal yaşamdaki hakimiyetlerini kaybetmemişlerdir. tek tanrılı dinlerin ve modern devletin temelini atmaları bunun ispatıdır. erkek egemen bir toplumda devrim gerçekleştirmeleri ise güçlü karakterlerinin bir göstergesidir.

tarım devrimi biter, sanayi devrimi başlar. bu devirde mervelerle ilgili aktarabileceğimiz ilginç bilgiler bulunmamaktadır. tarlada bitki eken merveler, fabrikada elbise dikmeye başlamışlardır. carl markis, ünlü kitabı "hümanist manifesto"da "dünyanın tüm merveleri, birleşin" dediyse de bunu gerçekleştirememişlerdir. günümüzde bir çoğu plazalarda çalışmaktadır. tarihin diğer dönemlerinde diğer kadınlardan farklı olan merveler, günümüzde bu farklılıklarını kaybetmişler, herkes gibi olmuşlardır.

edebiyatçılarımız da eserlerinde mervelere yer vermiştir. oğuz tatar, ünlü eseri 'atanamayanlar'da şunları yazmıştır: " merveler, atanamayanları ekerler. merveciğim ekerler, neler yaptınız neler?"

ahmed hayim "merveler hakkında bazı mülahazalar" başlığı altında kaleme aldığı metinde şunları söyler: "ne tekerleme ne de tahkir bir münakaşaya zemin olamayacağı için, biz bu satırlarda evvelce okuduklarımızı ve işittiklerimizi hatırlamağa lüzum görmeyerek merve'de 'anlam' ve 'açıklık'ın ne kıymette şeyler olduğu hakkında kendi telakki ve kanaatimizi söylemekle iktifa edeceğiz. mervelerde anlam aranmaz. mervelerin sözleri mühim değildir, diyemeyiz lakin ses tonları daha mühimdir. ne söylediklerine değil, nasıl söylediklerine bakmalıyız. cümlelerindeki ritim önem arz etmektedir. ritimsiz konuşuyorlarsa yalan konuştukları düşünülebilir. cümleleri ahenkli mi? değil mi? bu da önemli bir husustur. en tehlikeli türleri öğretici olanlarıdır. bunlara rastlandığı anda zaman kaybetmeden bulunulan ortamdan kaçmak hayati bir öneme haizdir."

mehmet hamit taşpınar, ankara'da rastladığı merveleri 'beş vilayet' adlı eserinde şöyle anlatmaktadır: "boyları arası değişmektedir. standart bir kiloları yoktur. spor yapmayı severler, spor salonlarını sevmezler. sert bir mizaçları vardır. bunun sebebi de yüksek ihtimalle ankara'nın o meşhur ayazıdır. tavuk yemeyi severler. %93'lük bir kesiminin aile bağları kuvvetlidir. bu kuvvetli bağa rağmen ailesini üzenlere de rastlanır. esmerlerdir. ankara'da sarışın bir merve bulunmamaktadır. arabalara ilgi duyarlar. yabancı dil bilirler. dört yabancı dil bilenine bile rastlanmıştır.

son bir örneği de hiciv ustası nef'ili'den verelim. nef'ili eski sevgilisi merve'yi şöyle hicvetmiştir:

"merve sultan bize demiş o bir yılan
tutam ben de o'na diyem güzel sultan
lakin çıkılınca ruz-ı mahşere
ikimiz de çıkarız orada yalan"

bu hiciv yüzünden nef'ili başından olmuştur. dönemin padişahının hatunun da ismi mervedir. hatun bu hicvi üzerine alınır. bu hicvi eski sevgilisine yazdığını kadıya inandıramayan nef'ili idam edilir.

gelecekle ilgili tahminlerinin bulunduğu homo deus adlı kitabında haydari şunları şöylemektedir: " yapay zekalar, sapiens türünün en büyük düşmanı olacaktır. bu savaşta en kritik rol mervelere düşmektedir. tarım devrimiyle etkilerini kaybeden, sanayi devrimiyle tamamen tarih sahnesinden silinen mervelerin genetiğinde, belleğinde, bilinçaltında buzul çağının etkileri halen varlığını sürdürmektedir. buzul çağda sapiens türünün hayatta kalmasını sağlayan merveler bakalım gelecekte de sapiensleri kurtarabilecekler mi? benim umudum var. bir gün bir merve çıkacak ve 'ai is coming' diyecek." yazımızı burada sonlandırıyor ve haydari'nin haklı çıkmasını umuyoruz.