cinli korku hikayeleri kısa / Kısa Korku Hikayeleri - Lanetli Cin - Wattpad

Cinli Korku Hikayeleri Kısa

cinli korku hikayeleri kısa


Size bir kasabadan bahsedeceğim  ve asla gitmemeniz gereken bir kasaba. Güvenliğiniz için size adı veya yeri söylemeyeceğim. Ama size şunu söyleyeceğim: eğer bu şehirde olabileceğinizi düşünüyorsanız, oradan gidin ve arkanıza bakmayın.

Birkaç yıl bu olay başıma geldi. Arabamla yolda giderken benzinim bitti ve ıssız bir yerde kala kaldım. Harita bilgim olmadığı için nerede olduğumu tahmin edemiyordum. Bir anda aklıma otostop çekmek geldi bu biraz korkutucu olsa da cesaretimi topladım ve otostop çekmeye karar verdim.

Öğle vakti güneş tam tepeden vuruyor ve kavurucu bir sıcak vardı. Başım ağrıyordu ve kıyafetlerim ter içinde kaldı. Yorgun kolum, bir yolculuk yapma umudum gibi aşağı ve aşağı asılıydı. Ama uzaktan kırmızı bir kamyonet göründü. "Lütfen dur. Lütfen durun, &#;diye tekrarladım, başparmağımı sonuna kadar dışarı çıkardım. Kamyon yaklaştıkça, sonunda yavaşlayıp durana kadar kollarımı salladım.

"Araban oradaki mi?" diye sordu direksiyonun başında ki kişi.


"Evet efendim. Benzinim bitti &#; dedim

"Atla dedi. Bir sonraki durakta sana biraz benzin

 getireceğiz." dedi.


Cappy  ne kadar iyi biriydi. Ailesi hakkında konuşmaktan kesinlikle hoşlanıyordu,ve eğlenceli hikayeler anlatıyordu. Uzun bir sohbet olmuştu ve biraz da olsa korkum geçmişti.


Bir süre sonra, bu kasabanın ne zaman ortaya çıkacağını merak etmeye başladım ve çok uzak olabileceğine dair endişemi ifade ettim. Cappy'yi rahatsız etmiyor gibiydi. Sanırım yapacak daha iyi bir şeyi yoktu  ve hala nereye gittiğini asla öğrenemedim. Yol inişli çıkışlıydı, daha sonra çimenleri ortada olan iki kahverengi şeride dönüştü. Sonunda vahşi tarlalara bakan bir kasaba görebiliyordum.

Zavallı ama tuhaf, değişik küçük kasaba: beyaz süslemeli soluk mavi evler, el yapımı işaretli birkaç tuğla ve harç işi, kasaba meydanı, büyük kırmızı ahır bulunuyordu. Arabalar buraya orada, bazıları da lastiksiz park edilmişti; ama etrafta hiç insan görmedim. Böyle uzak bir mezra için şaşırtıcı değildi, ama beni şaşırtan şey, ahıra rağmen hiçbir hayvan görmememdi.


Resmi bir akaryakıt istasyonu yoktu ama biz bir benzin pompası önünde eski bir garaj bulundu. Cappy, dağınık garajda arama yaparken gaz kutusunu bir komşusuna ödünç verdiği için özür diledi. &#;Giden birini bulsam iyi olur,&#; dedim, &#;onlara ne yaptığımızı söyle, böylece yeri soyuyor olduğumuzu sanmasınlar.&#; dedi. Gerçekten, sadece o kokudan kurtulmak istedim.
Bir tane gaz kutusu bulmamız gerekiyordu ve aramaya koyulduk.


Kasaba ıssız görünüyordu ama bir yerden yankılanan sesler duyabiliyordum, bu yüzden onları takip ettim. Uzun otların arasından birbirini kovalayan iki çocuk ortaya çıktı. Uzakta, ileri geri koşan, elmaları birbirine savuran, bazıları dört ayak üzerinde olan bir elma bahçesi vardı. Yaklaştığımda, kahkahalar ve eğlenceli çığlıklar her taraftan geldi. Normal çocuk davranışı gibi görünüyordu, ama sonra hepsinin köpek maskeleri giydiğini fark ettim.

Küçük boy bir piknik masasında oturan ve pastaya benzeyen bir şeyle oynayan birkaç çocuk vardı. Pastadan, maskelerden ve ara sıra partiden bir doğum günü partisinin olduğunu kabul ettim. Mümkün olduğunca tehdit edici görünmemeye çalışarak, üzerinde dolaştım ve sorgulamaya çalıştım.

&#;Eminim birisi o pastayı pişirip pişirmemek için pişirdi,&#; dedim, yetkili bir ebeveyn gibi gelmeye çalışarak. Çocuklar yaptıkları işi durdurdular ve bana baktılar. Bir anda titremeye başladım. Hepsi köpek maskesi takıyor ancak bu maskeler sevimli maskeler olmaması beni daha da çok korkuttu.

&#;Üzgünüm, ama iyi çocuklar bu maskeleri bir dakika çıkarır mısın?&#; dedim. Çocuklar birbirlerine baktılar, sonra bana döndüler. Utanmaya başladım. &#;Peki kimin doğum günü?&#; dedim. Çocuklardan biri biraz yırtıcı bir ses çıkardı. &#;Ah, sen misin?&#; Başka bir çocuk diğerini taklit etti. &#;O zaman sen misin? Hmm? Bu senin doğum günün mü? diye birbirlerine sordular ve köpek taklidi yapmaya devam ettiler.

Sonunda bir bardak su aldım ve birazda olsa rahatladım ancak onlara anne ya da babanız neredeler diye sordum. Sonra ise:

&#;Peki o zaman. Ama ebeveynlerini bulduğumda bununla ilgili her şeyi duyacaklar. &#;Sanki ne dediğimi bile bilmiyorlardı. Ayrılmak için döndüm ama şakacı olan tüm çocuklar şimdi yan yana duruyorlar, yolumu kapatıyorlardı. Onlara hareket etmelerini söylemek yerine, etraflarında dolaşmak için sola doğru yürüdüm. Ama ben bir yöne giderken onlar da gitti. Ve ben başka yöne gittiğimde, onlar da gitti.

Kesin şunu funduszeue.infoı itmek istemedim; onlar sadece çocuklardı. Ancak maskeleri çok farklı ve gerçekçi gözüküyordu. İki maske birbirine benzemiyordu - her biri farklı bir köpek cinsi, ifadeler uysaldan öfkeye kadar değişiyordu. Saymaya başladığımda, &#;Üç&#;&#; birkaç çocuk soluk, düşük homurdanan sesler çıkarmaya başladı. Geri saymaya devam ettim, &#;İki&#;&#; ve daha fazla çocuk kötü hırıltılara katıldı. Hareket etmeyeceklerini bilerek ağır bir nefes aldım.

&#;Tamam o zaman&#; Bir!&#; Hepsi bir kerede, çocuklar yüksek sesle havlamaya başladılar. Ne kadar vahşi ve öfkeli olduklarından korktum. &#;Kes şunu!&#; Diye emrettim, ama sadece daha yüksek sesle havladılar. İçlerinden biri bana çürük bir elma fırlattı ve o elma acıttı.Bu sefer diğer çocuklarda bana bir şeyler fırlatmaya devam ettiler. &#;Aileni bulana kadar bekle!&#; Diye bağırmaya başladım ama bitirmeden önce bir elmayı yüzüme götürdüm. Dikkatim dağılmışken birkaç çocuk beni itti ve dengemi kaybettim. Hepsi bana koştu, tekmeledi ve tırmaladı.


&#;Siz çocuklardaki sorun nedir ?!&#; diye bağırdım, onları tek tek yere iterek. Ama onlar solmaya devam ettiler, tekmelemeye ve tırmalamaya devam ettiler ve rahatsız edici sesler çıkardılar. Köpek gibi uluyan ve şiddetli yüksek ses başımı ağrıttı. Çocukları vurmaya başladım, güvenliklerini ya da ebeveynlerinin  ne yapacaklarını umursamadım. Onlardan kurtulduktan
sonra Cappy bulmak için kaçtım.














Çocuklar beni kasabaya kadar kovaladılar. Onlar sadece çocuklardı ama ürkütücü görüntüleri vardı.  Cappy'nin kamyonunu gördüm ama onu görmedim. Çocuklar beni yakaladılar ve beni yere düşürdüler. Yine, o tuhaf ve korkutucu veletlerle çevriliydim. Kalkmaya çalıştım ama üzerimde çok fazla çocuk vardı ve yardım çığlıklarım hiçbir yardım getirmedi.

Lanet olası maskeleri çıkar! Diye bağırdım, birini çıkarmaya çalışarak; sıkı bağlanmıştı. Havlama kahkahalara döndü ve başka yetişkinlerin izliyor olabileceğinden korktum . Çocuklar aniden saldırmayı bıraktığında öfkem biraz dinmişti. Hepsi başlarını aynı yöne çevirdi ve birlikte kaçarak sevinç çığlıkları atıyorlardı. tim.

&#;Cappy!&#; Diye bağırdım, etrafa baktım. Sesim kilometrelerce yankılandı. Çocuklar gözden uzaktı, bu yüzden hala garajda arama yapmak için kamyona doğru koştum. Kimsenin bize yardım edip edemeyeceğini görmek için önce mağazada görünümlü yerde durdum. Ancak içerde kimse yoktu  ve içerdeki raflar genellikle boş ve tozla kaplıydı.Sonra ise dışardan bir kargaşa sesi duydum.

Pencereden dışarı baktım ama kimseyi görmedim, bu yüzden kapıyı biraz açtım ve kulağımı çevirdim. Bu çocuklarla ilgili bir şeyler olduğundan emindim. Bütün kasabadaki tek gürültü o yönden funduszeue.info yanım  garaja geri dönmem gerektiğini söylüyordu ama  çocukların davranışları için azarlanıyorlar mı diye bakmak istedim. Boğuk, kederli bir çığlık duyana kadar yankıları takip ettim.


Sesi duyduğum eve ulaştığımda evde kimse varmı diye bağırdım ve kapıya tıkladım ancak herhangi bir cevap alamadım. Sonra yine kargaşa sesleri gelmeye başladı ve sesi takip ettim.

Kargaşa, meyve bahçesine yakın bir tepenin dibindeki bir çiftlik evinden geliyordu. O kadar hızlı koştum ki eve geldiğimde tereddüt etsem de neredeyse topukların üstüne düştüm. Kapı tamamen açıktı ve yerde köpek maskeleri vardı. Neler olduğunu bilmem gerekiyordu ama öğrenmeye hazır değildim. Tekrar yardım için ya da Cappy için bağırmayı düşündüm, ama yine de ses çıkaramadım. Çığlıklar biraz azaldığında, sundurma basamaklarını yukarı kaydırdım ve içeri baktım ama içeride kimseyi görmedim. Maskeler yerde duruyordu.


 İçeri girmek zorunda kaldım. Ayak sesleri panoları gıcırdattı ama gerginliği gidermeyeceğini

biliyordum. Bir parça maske beni iğrenç seslere yaklaştırdı ve harap evden bodrum katına inen açık bir kapıya götürdü. 


Yakından dinlerken, neler olduğunu belirlemeye çalıştım. Kesinlikle bu çocuklardı - hırıltı, havlama, sızlanma, salya sesleri geliyordu. Oraya gitmek istemedim ama kendi gözlerimle görmek zorunda kaldım.

Tek bir ampul odanın çoğunu aydınlatıyordu ama merdivenlere tam olarak ulaşamıyordu, bu yüzden karanlıkta saklanacağımı biliyordum. Çoçukları gördüm ve çoğu ışık altında merkezde toplandı. Görünüşe göre bir şeyler yiyorlardı.

Yedikleri bir etti ve yerken ağızlarında kanlar akıyordu yüzlerini tarif etmem olanaksızdı çünkü çok kötü ve iğrenç aynı zamanda deformite olmuşlardı. Peki bu ne eti diye düşündüm ama birde ne göreyim o yedikleri Cappy'di bir anda çok korktum ne yapacağımı düşünüyordum.



Ağzımı kapattım ve çığlık atmamak için kendimi zor funduszeue.info kaçmak istedim ancak onların beni duymaması için dua ediyordum. O evden çıktım ve mağazaya doğru yol aldım ve hemen bir barikat kurarak kendimi koruyabileceğimi düşündüm.

Gece oldu ve çocukların uzaktan inleyen seslerini duyabiliyordum. Beni aramaya koyulduklarını düşündüm. Aklıma bir anda Cappy geldi bana yardım edeyim derken zavallı adamı o korkunç yaratıklar yedi. Şu anda gaz bulmayı eskisinden daha çok istiyordum çünkü bu lanet olası kasabayı yakmak istiyordum.

Çoçukların uluma sesleri ve iniltileri geçmişti, bu yüzden arka kapıdan gizlice çıktım ve ormana sürünerek gittim ve güneş doğduktan sonra bir ana yola çıkmayı planladım. Bir anda bir siluet yaklaşıyordu zar zor görülebiliyordu ve yabani otların hışırtısını duyabiliyordum; o vahşilerden biriydi. Beni duyduklarından ve diğerlerini uyaracaklarından korktuğum için tereddüt ettim. Ayaklarımın yakınında birkaç kilo ağırlığında kaya vardı, bu yüzden bir tane aldım ve sıkı tuttum.

Çocuk otların içinden sıçrayan bir hayvanı kaparken gördüm. Zavallı yaratığa kemirirken canım yandı ve tiksindim. Yemek yerken hırlıyordu. Kafasını yavaşça kaldırırken nefesimi tuttum ve o çocuğun kafasını defalarca vurdum. Bunu bir çocuğa yapabileceğimi hiç düşünmemiştim ama güvenliğim için bunu yapmam ve az da olsa Cappy'nin intikamını almak istedim.

Güneş doğmaya başladı ve çocuğun vücudunu göfunduszeue.infoğişik bir vücudu vardı dişleri kocaman iri gözleri yüz şekli falan bayağı ürpertici seviyedeydi. Sonra ise  kahkaha sesleri kasabadan duyulmaya başladı ve ters yönde hızlıca arkama bakmadan koşmaya başladım.

Sonrasında ise bir ana yola çıktım ve biraz yorgun bedenimi dinlendirdim. Aklımda hala onların hırıltı sesleri ve gözümün önünde ucube görüntüleri geliyordu. Onlar kimdi neden böyle davranışlar gerçekleştiriyorlardı hala anlamadım ve o günden sonra o kasabanın km ötesinden bile geçmedim.

DEVAMINI OKU

50 Kısa Korku Hikayesi

50 Kısa Korku Hikayesi

Kısa Korku Dolu Hikayeler Okumaya Hoş Geldin. Korkmaya Hazır Mısın?

Onu yatağa yatırırken bana, yatağımın altında bir canavar var baba dedi!
Yatağın altına baktım, onu titrerken gördüm, ve fısıldadı;
Baba yatağımda biri var!

Kedimin her zaman garip bir hareketliği vardı, gözlerini diker ve saatlerce bana bakardı.
Ancak bir gün fark ettim ki baktığı benim suratım değildi ,arkamdaki bir şeye bakıyordu!

Duş alırken arada bir şarkı söylemeyi çok severim.
En son sefer duştan çıktığımda aynadaki buharın üzerinde büyük harflerle;
Sesin çok güzel yazıyordu!
Sorun şu ki, üç senedir yalnız yaşıyorum.

Annemin ağlama sesiyle uyandım.
Ne olduğuna bakmak için yataktan kalktığımda, gözüm odada ki aynaya takıldı, yatağımın aynadaki yansımasında hareketsizce yatıyordum!

Karım gece beni uyandırıp, evin içinde hırsız olduğunu söyledi,
 ancak kendisi iki yıl önce eve giren hırsız tarafından öldürülmüştü!

Hareket edemiyorum! Konuşamıyorum ! Nefes alamıyorum!
Çok karanlık , bu kadar yalnız olabileceğimi bilseydim yakınmak isterdim.

Kızımın küçük erkek kardeşiyle oynarken gördüğüm de dehşet içinde bakakaldım!
Onu bu sefer yeteri kadar derine gömdüğüme emindim!

Uyurken yanıma doğru sokulup;
Uyuyamıyorum dedi. Bir anda uyandım!
Öldürülürken üzerinde olan elbiseye sarılmıştım

Tökezleyerek bir şeylere takıldım ve duvara çarptım.
Işıkları açmaya çalıştım ancak her yer zifiri karanlıktı belli ki çalışmıyorlardı.
Eşim arkadan seslendi;
Tatlım neden bu kadar güneşli bir sabah vakti ışıkları açmaya çalışıyorsun ki?

Salonda kestirirken, bebek telsisinden annesinin ninni söylediğini duyarak uyandım.
Birden evin kapısı açıldı, ve eşim marketten geldiğini söyledi!

Psikologuma orada olmayan bazı sesler duyduğumu söyledim.
Oda bana bir psikologum olmadığını söyledi!

50 Kısa Korku Hikayesi

Kedim asla yatak odasında  ki dolabın yanına gitmezdi.
Bir gün gitti, ve asla geri dönmedi!

Kullanmadığımız odanın kapısı devamlı çalıyor gibi olurdu!
Paranoyaklaşıyorum derdim, artık açmaya karar verdim. 
Çalan yine bendim!

Kalp krizinden sonra her şey tuhaflaşmıştı.
Hava biraz soğuktu, ve etrafımızda tanıdıklar vardı,
derken bir ferman çekildi, ve öldüğümü anladım.
Daha kötüsü ölümün ne olduğunu. Sonsuza kadar vücudun içinde hapsolma.

Acaba yüz yılar önce ölenler halen kurtulmaya mı çalışıyordu?
Orada olmayan birisi, sizi izliyormuş gibi hissettiğinizde, midenize giren o tuhaf kramplar ve kasılma kadar güzel bir şey yok. Sonunda fark edilmiş olmak, çok güzel!

Geceleri mezarlıkta yürümekten nefret ediyorum, çünkü gerçekten çok karanlık, ve kendi mezarımı tekrardan bulmak zaman alıyor!

Yeni kız arkadaşım ile beraber caddenin karşısından geçip eve geldim, ve onu babamla tanıştırdım.
Babam bana korku dolu gözlerle bakıyordu, ve şöyle söyledi;
Hangi arkadaş?

Kızım sabaha kadar ağlamaya, ve çığlık atmaya devam ediyor!
Mezarına gidip, ona susmasını söylüyorum, ama yardımın dokunmuyor.

O günden beri doktorum bir daha asla adım atamayacağımı söylemişti,
ancak saatim her gün on bir adım attığıma dair bana uyarı gönderip duruyor! 
Gece uykuda olmam gereken zamanda.

Gecen gün telefonla oynarken galeriye girdim, ve benim uyurken çekilmiş bir fotoğrafım vardı!
Sorun şu ki, evde yalnız  yaşıyorum.

Uzun bir büyük ardından kız arkadaşımı, bebeğimizi beşiğine yatırırken buldum.
Hangisi daha korkunç bilmiyorum.  Ölü kız arkadaşımı ve ölü doğan bebeğimizi görmek mi? Yoksa birinin daireme gizlice  girip, onları buraya koyduğunu bilmek mi?

Bir eli ile çığlıklarımı susturup, diğer eli ile uzun ve iğrenç tırnaklarını göğsüme geçirirken son hatırladığım saatin gece &#;yi göstermesiydi! Nefes, nefese kalktığımda sadece bir rüya olduğu için rahattım, ama saatin olduğunu fark ettiğimde gardolabın kapısı gıcırdayarak açıldı

50 Kısa Korku Hikayesi

Sabah parmağımda evlilik yüzüğümle uyandım. Üç yıl önce eşim öldüğünde onu yüzükle beraber gömmüştüm!

Annenin seni aşağı çağırdığını duyuyorsun, tam merdivenlerden aşağı inecekken dolabın içinden bir ses;
Bende aynısını duydum hayatım, sakın aşağı inme!

Bir gün yanlışlıkla tanımadığım bir numaraya mesaj attım.
Geri cevap verdiğinde ise benim iki ismim ve soyadımı kullanmıştı!  

Üzerimde en sevdiğim pembe elbise ve mor anlamsız porselen gözlerle lafta oturuyordum.
Neden orada olmak zorundaydım ki!

Canavarlardan korkmayın, onları arayın. Sağınıza bakın, solunuza bakın, yatağınızın altına bakın. Gardolabınızın arkasına, yada içine, ama asla yukarıya bakmayın, çünkü görülmekten nefret ederler!

Sırıtan bir surat penceremin önündeki karanlıktan bana baktı, on dördüncü katta yaşıyorum. Bu büyük evde yıllarca yalnız yaşadıktan sonra kiramdan anımsadım. Bu süre içinde açtığım kapılardan çok çok daha fazlasını kapatmıştım.

Bir karanlık odada bebeği ayağımda sallarken üzerinde  belli belirsiz gölgeler oluşuyor. Derin uykulu olan bebeğim ise aniden kikirdemeye başlıyor.

Keyifli bir rüya görüyordum,  sonra birden ürkütücü bir sesle uyandım. Bir süre sonra mezarımın üstüne atılan toprak sesleri, çığlıklarımı bastırmaya başlamıştı.

Cama tıklama sesi ile uyandım, ilk başta pencereden geldiğini sanmıştım ama yine aynadan geliyordu.

Kedi ve köpekler ile büyürken kapıda tırmalama sesi ile uyumaya alışıyorsun. Asıl sıkıntı veren kısım, ben artık yalnız yaşıyorum.

Saatlerdir beni izliyor, bazen bilgisayar ekranından yansımasını yakalıyorum ama dönmeye cesaret edemiyorum.

Sonunda onu karanlıkta yakaladığımda, yüzeye geri döndüm. Su yüzeyinin ne kadar çabuk dolabileceği unutmuşum.

Gecenin bir yarısı evde tek başıma yatarken kapı çaldı. Dolabın içinden bir ses ise kapıyı açmamamı söyledi.

Büyük annem ölüm meleğinin görebilmenin büyük armağan olduğunu söylerdi, bende öyle sanırdım. Her evin kapısının önünde görmeye başlayıncaya kadar.

Cansız mankenlerin balonun naylonda getirdiler. Şimdi de içerden patlama sesleri geliyor. 

50 Kısa Korku Hikayesi

Ormandaki ıssız kulübeden asılı olan  Hortler, sadece yıpranmış ve lanetlileri gösterdiği için gözüme uyku gitmedi. Ancak doğru düzgün uyuyamıyorum.  Çünkü uyandığımızda Hortseler funduszeue.infoe sadece pencereler vardı. 

Seni aptal! Diye bağırdım beni raylara bağlarken, bu hattın yıllardır kullanılmadığını bilmiyor musun? Tabi ki biliyorum dedi. Sırıtarak uzaklaşırken, buraya kimse gelmez.

Kız kardeşim onu annemin öldürdüğünü söylüyor. Annemse bir kız kardeşim olmadığını.

Ailem, hayali bir arkadaşımın olması için yaşımın biraz geçtiğini iddia ediyor. Bende ondan ayrılmaya karar verdim. Onun cansız bedenini bu sabah buldular.

Ölmeden önceki geçen sefer de annem sendin, diyor kızım. Tiz bir sesle elindeki yapboz parçalarını yerine koyarken bir dakika sonra gözündeki ışık sönüyor ve fısıldıyor. Bu sefer daha çok acıyacak. 

Bebek monitöründen gelen ağlama sesi bir türlü durmuyordu. Problemi ise, kızın bu hafta sonu annesi ile beraber anneannesine gitmişti. İki yüz kilometre uzaktalardı.

Erkek arkadaşım bana bu gece neden bu kadar derin nefes alıp verdiğimi sordu. Derin nefes almıyordum.

Kocam dün akşam eve çok geç geldi ve beni yanağımdan öperek uyandırdı. Sabah telefonu kontrol ettiğimde, eşimden bir mesaj vardı. Bu akşam bir arkadaşımda kalacağım, beni bekleme.

Bu dünyada bir bebeğin gülüşünden daha tatlı bir şey yoktur. Ancak gece birisi, ve evde yalnızsanız aynı düşüncelerde olmayabilirsiniz.

Yoğun gecen bir günün ardından yorgun bir şekilde işten eve gelmişsindir. Tek başına keyifli bir zaman geçirmek için hazırsındır. Eve girersin ışıkları açmak için elini uzatırsın, ancak orada zaten başka bir el daha vardır!

Yemek masanın üzerinde körleşmiş bir bıçak, tornavida, bir kaç parça bez ve o anda kayıt aldığını varsaydığın bir kamara gördün. Bu aletlerden hiç birine sahip değilim!

Açtıkları mezarın içinde yer alan tahta tabutun dış tarafında tırnak izleri bulmuşlardı, ancak onları asıl rahatsız edense içinde bulduklarıydı!

Arkadaşlar okuduğunuz için çok teşekkürler 🙂
Biliyorsunuz ki sizlerle zaman, zaman korku hikayeleri paylaşıyorum, ancak bu seferkiler oldukça kısaydı, makalenin başlığında anladığınız gibi sadece 2 yada 3 cümleden oluşuyordu. Kısa korku hikayeleri hoşunuza gidiyorsa, daha fazla içerik paylaşmamızı istiyorsanız, yorumlar kısmına belirtebilirsiniz.

Hoş çakalın&#;

Uzun Hikayeler &#; 9 Yaş Masalları &#; Uyku Öncesi Masallar

Yaşanmış, Türk ve Kısa Öyküler ()

Korku hikayeleri dinlemeyi veya anlatmayı sevenler için ürkütücü bir liste hazırladım. Bu içerikte yaşanmış kısa ve uzun korku hikayeleri yer alırken kurgulanarak hazırlanmış öykülerde yer alıyor. Türk korku hikayeleri genellikle cinler aleminden oluşur. Ayrıca Anadolu korku öyküleri adlı kitaptan ise çeşitli alıntılara yer verdim. Korku edebiyatı, zor bir edebiyattır. Gizemleri parça parça verirken okuyucuyu akışa bağlamak gerekir ki, okuyucu titresin, tüyleri diken diken olsun.

Korku Hikayeleri: Yaşanmış Kısa ve Uzun Hikayeler (+18)

1. Amen-Ra’nın Laneti

amen ranin laneti korku hikayeleri

Korku hikayelerinin başında amen-ra&#;nın laneti yer alıyor. Prenses amen-ra M.Ö yılında yaşamış bir Mısır prensesi, Nil nehri kıyısında gömülmüş olan prensesinin tabutunu ’lerde 4 zengin İngiliz Luksor’da kazı yaparken buluyorlar ve büyük paralar vererek satın alıyorlar. Akabinde, adamlardan biri çöle doğru yürürken görülüyor ve bir daha geri gelmiyor, diğer ikisi de iflas ediyor, üçüncü ise bir Mısır’lı tarafından kazayla vuruluyor.

Ama mumya yine de İngiltere’ye ulaşıyor, Londra’lı zengin bir iş adamı mumyayı satın alıyor ama ailesi kazada yaralanıp, evinde yangın çıkınca çareyi mumyayı müzeye British Museum bağışlamakta buluyor..

Mumya müzeye taşınırken, aniden ters dönüp işçilerin üzerine düşüyor, birinin ayağı kırılıyor, diğer işçi ise sağlıklı bir olduğu halde 2 gün sonra ölüveriyor.

Mumya, müzenin Mısır bölümüne yerleştirilince, belalar peş peşe geliyor, gece bekçileri mumyadan çekiç ve ağlama sesleri geldiğini söylüyorlar, bir bekçi görev başında ölü bulununca, diğer bekçiler korkup işi bırakıyorlar. Temizlikçiler mumyayı temizlemeyi reddediyorlar. Sonunda yetkililer mumyayı bodruma kaldırıyorlar sadece lahiti sergiliyorlar. (Lahitin sergi no ve hala müzede sergilenmekte!)

Sonunda tüm bunlar gazetecilerin kulağına gidiyor, bir fotoğrafçı mumyanın resmini çekiyor, resmi basınca korkunç bir insan yüzü çıkıyor, adam yatak odasına gidip, kapıyı kapatıyor ve sonra kendisini vuruyor.

Kısa süre sonra mumyayı bir kolleksiyoncu satın alıyor ama onun da başına ölümler dahil belalar gelince adam mumyayı tavan arasına kaldırıyor ve sihirli güçler konusunda uzman olan Madam Helena Blavatsky’yi çağrıyor. Kadın evde çok yoğun kötü güçler hissediyor, adam kadından bu şeytani güçleri kovmasını isteyince kadın, bunu kovmak imkansız, en kısa zamanda ondan kurtul diyor. Fakat 10 yıl içinde 20 kişinin ölümüne sebep olan mumyayı hiçbir müze istemiyor.

En sonunda, Amerikalı bir arkeolog ve satranç ustası William T. Stead yüklü miktarda para verip mumyayı satın alıyor ve gemiyle İngiltere’den, New York’a götürmek istiyor. Fakat, kötü şöhreti yüzünden mumyayı gemiye almazlar diye korktuğundan, mumyayı Renault marka yeni bir otomobilin altına saklıyor!

Tahmin ettiğiniz gibi gemi Titanik!…adam felaket gününden bir gün öncesine kadar kimseye gerçeği söylemiyor. Ve, 14 Nisan ’de Amen-re, yolcuyla birlikte sulara gömülüyor. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

2. Yatağın Üstünde Biri Var

korku hikayeleri uzun

Her çocuk gibi o da dolabın içinde saklanan yaratıklardan, yatağın altındaki canavarlardan korkuyordu. Bu nedenle de kapısını hiç kapatmaz, her gece uykuya dalana kadar annesi ya da babasının anlattığı masalları dinlerdi.

Yine bir gün babasına uykusunun geldiğini söyledi ve beraber çocuğun odasına gittiler. Çocuk pijamalarını giyerken, babası bu sırada çalan telefona koştu ama ahizeden sadece cızırtı geliyordu. Hatlarda bir sorun olduğunu düşünerek, oğlunun yanına geri dönen baba, onun yatağına çoktan girmiş olduğunu gördü.

Ve her gece yaptığı gibi “hadi bakalım, yatağının altında canavar var mı yok mu kontrol edelim” dedi. Ama aşağıya eğilince orada öylece donakalacaktı. Çünkü yatağın altında elindeki pijamalarına sıkı sıkı sarılmış oğlu vardı ve korku içinde fısıldayarak “baba yatağımın üstünde biri var” diyordu. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

3. Şok Eden Fotoğraf

korkunc hikayeler

Korku hikayelerinin bu kısmında şok eden fotoğraf konu alınıyor. Kadın yeni bir cep telefonu satın alır. Sonra eve gelir ve telefonu mutfak masasının üzerine bırakıp yemek yapmaya başlar. Telefonu gören çocuk onunla oynaması için annesinden izin ister.

Annesi kimseyi aramaması ve hiçbir mesajı silmemesi karşısında telefonla oynaması için çocuğa verir. Çocuk annesinin koyduğu şartı kabul eder ve telefonla oynamak için yatak odasına geçer.

Akşam 10 gibi annesi çocuğun odasına çıkar telefonu almak için. Yukarı çıktığında çocuğunu uyuyor olarak bulur. Fakat cep telefonu yanında değil, yatağın uzağında yerde durmaktadır.

Annesi telefonu alır ve çocuğunun telefonda herhangi bir şeyi silip silmediğini kontrol eder. Telefon ekran temasının ve zil tonunun değişimi gibi birkaç küçük değişikliği fark eden kadın, telefona bakmaya devam eder.

Galeri kısmına geldiğinde çocuğunu cep telefonu ile birkaç fotoğraf çektiğini fark eder. Yeni çekilen fotoğrafların olduğu dosyaya gelip içindeki fotoğraflara bakar, fakat buz kesilir, inanamaz.

Çekilen fotoğrafta çocuğu arka planda kadını dehşete düşüren şeyse fotoğrafın sol tarafında, fotoğrafta çocuğu da içine alacak şekilde çeken bir varlıktır. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

4. Kişiye Mezar Olan Hastane

korkunc hikayeler esrarengiz hastane

Korku hikayeleri arasında yer alan A.B.D. nin Kentucky eyaletinde yıllarda inşa edilen, içinde ölen 63, kişi ölüm kokusunu halen havasında taşıyor. lilerin başlarında Amerika’da verem vakaları tehlikeli boyutta artınca inşa edilmiştir. O dönemlerde veremin çaresi olmadığından bu hastalığa yakalanan herkes bir anlamda toplumdan uzaklaştırılmak amacıyla bu hastaneye getiriliyordu.

Fakat burada geçen uzun yıllar boyunca vereme çare bulunamadı. Hasta sayısının sürekli artması ve hiçbir çözüm bulunamaması ile birlikte artık hastalar akıllarını yitirmeye, acılar çekmeye başladılar. İşin korkunç tarafı hastalar veremden ziyade intihar ederek ölmeye başlamıştı.

Bu ölen hastalarda hastanenin en meşhur kısımlarından olan metrelik ölüm tüneli olarak bilinen tünelden geçerek ölmeye götürülür. Hastanenin kapatıldığı yıl olan senesine kadar toplamda 63,ne yakın insan hayatını kaybetmişti.

Hastane kapatıldıktan bir sene sonra ise akıl hastanesi olarak tekrar faaliyete başlar. Aynı sıkıntılar sürer, hastaların intiharları da tabi. Sonrasında akıl hastanesi de kapanır. senesinde arada geçen 20 senede onlarca insan intihar eder. Hem de sadece akli dengelerini tekrar sağlamaya gelmişerken.

Tam bir trajedik filmi geçen yıllar içinde hastane ile alakalı onlarca ürpertici iddia atılır. Pek çok insan hala hastanenin koridorlarında ölen insanların ruhlarının gezdiği devam ediyor. Yeni bulguların ortaya çıktığını ve kapalı olan hastanenin duvarlarına ölümün gölgesini yansıttığı söyleniyor.

Görülen hayaletlere yada mistik olaylara inanmamız mümkün değil. Elbette gerçek olan bir şey var oda hastanede şifa arayan insanın ölüme terk edildiği, intihara zorlandığı veya akıllarını kaybettirildiği. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

5. Perili Deniz Feneri

perili denizfeneri

Korku hikayeleri arasında yer alan Perili Tevennec deniz zaferinde 60 gün. Fransa’da bulunan yıldır kayalar üzerinde yer alan tevennec deniz zaferi sert rüzgarlar ve kısır dalgalar tarafından her geçen dakika aşındırılıyor, büyük kısmı yok oluyor. Diğer deniz fenerlerinden farklı olarak bu deniz fenerinin, farklı bir geçmişi ve ilginç bir namı var.

Fransa’da bulunan Tevennec deniz feneri halk arasında perili olarak adlandırılıyor. Buna inanmaları içinse birçok kanıt mevcut. Geçmişten bugüne deniz fenerini bekleyen bekçilerin hepsi vahim bir şekilde burada can verdi. Bekçiler akıllarını kaybetti. Gizemli bir şekilde bıçaklar üzerlerine fırladı. Bunun gibi birçok vaka yaşandı.

Bekçiler geceleri hayaletler gördüğünü dile getirdi. Bunlardan bir tanesi olan belenin kunzik yılında oradan ayrılmak istediğini bildirdi ve ardından aklını yitirdi. Perili olduğuna inanılan tevennic deniz fenerinde yılına kadar 24 bekçi görev yaptı. Tevennec deniz feneri ile yılları arasında her yıl bekçi değiştirdi.

yılında ise fener otomatiğe bağlandı ve o günden sonra kimse yanına yaklaşmaya cesaret edemedi. Mark Povendet’se bir farklılık yaratmak için deniz fenerinde altmış gün geçirmeyi kabul etti. Amacı ise Fransa’da unutulmaya yüz tutmuş onlarca deniz fenerini yeniden canlandırmaktı.

Mark Povendet 60 gün macerasına 26 Şubat da başladı. Bu 60 gün boyunca Mark Povendet basınla sürekli iletişim içinde oldu. Mark bölgeye gitmeden önce her türlü tedbiri alındı. En ufak bir olay anında 15 dakika içinde yardıma gelecek helikopter hazırlandı. Hayaletlere ve perilere inanmadığını belirten Povented, insanlara inat 7 Mayıs tarihine kadar deniz fenerinde yaşamını sürdürdü.

Çıktığındaysa deniz fenerinde anormal bir şeyin olamadığını belirtti. Bunun üzerine tarihte yaşanan anormal olaylar insanların kafasında soru işaretleri oluşturdu. Mark bütün önlemleri alınıp oraya gitmese, basınla birada olmasaydı aynı sonuç alınır mıydı. Yoksa daha farklı olaylar yaşana bilinir miydi? Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

6. Yayladaki Cin

yayladaki cin

Korku hikayeleri arasında yer alan bu olay Trabzon&#;da yaşanıyor. Ben Trabzonluyum, bilirsiniz bizim Trabzon’un yaylaları meşhurdur. Eskiden bizde yazları yaylaya çıkardık, hayvancılık yapardık.

O zamanlar tane ineğimiz vardı, otlamaya gönderdik. Öğle vakti bunlar otlamadan döndü ama bir tanesi sürüden ayrılmış, dağda kalmıştı.

Dedem bana çık yukarı dağlara bak ama fazla yukarı gitme demişti. İneği belki görürüm diye ben elime değneği alıp dağa çıkmaya başladım.

Ormanı geçtim, ormanın yukarısında büyük bir ova var. Biz oraya büyük düz deriz.

Baktım bizim inek orada değil, ben de bir taşın üzerine oturdum. Bekliyorum hani belki inek oraya gelir diye.

Sonra baktım iki tane adam dağdan yukarıya çıkıyor. Bende peşlerinden gitmeye başladım. Güya yanlarına gidip burada inek gördünüz mü diye soracağım.

Adamlar gidiyor bende peşlerinden hızlı, hızlı yürüyorum, bir türlü yetişemiyorum. Sonra koşmaya başladım ama yine de yetişemedim. Sonra adamlar tepeden arkayı aştı. Biraz sonra bende aştım. Baktım adamlar ta karşı dağın tepesinde yürüyorlar. Şaşırdım bunlar ne zaman geçti oraya diye.

Sonra bunlara yetişemem diye tekrar ovaya döndüm. Ovaya geldim baktım en az tane koyun var.

Başlarında da dört tane adam. Adamlar hep aynı giyimli, beyaz palto gibi bir şey var, yakaları siyah, kafalarında da koni biçiminde kırmızı şapka gibi bir şey. Ben onları izliyorum, orada el arabası gibi bir şey var.

O adamlardan birisi ona bindi. Araba dağdan yukarı doğru çıkmaya başladı. Sonra araba dağın tepesin den kendi kendine aşağı indi. Diğer üçü de ona bindi ve sonra tekrar dağa çıktı araba.

Sonra ormandan bir inek sesi duyar oldum. Gittim taşların arkasından ormana doğru, en fazla saniye bakmışımdır.

Kafamı ovaya çevirdim, ne kuyruğu var ne de başka bir şey. İşte orada çok korktum, kendimi ormana attım.

O korkuyla iki dakikada eve indim. O zamanlar cin, peri nedir bilmiyorum. Gittim dedeme böyle, böyle diye anlattım.

Dedem onlar cindir dedi. Öyle insana görünürler ama onlara bir şey yapmazsan sana zarar vermezler dedi.

Çünkü dedem de zamanında çok görmüş, o yüzden korkma öyle şeylerden dedi. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

7. Cin Düğünü Hikayesi

korkunc dugun

Korku hikayeleri arasında yer alan bu olay yılında gerçekleşiyor. Babamla birlikte Bingöl‘ün Çatak Köyünden geliyordu. Şeker baba adlı yerden yaylaya doğru yürüyorduk. Babam için gece gündüz fark etmez yürürdü. Çıkalım oğlum dedi gün battı. Benim işlerim var onun için burada kalamayız dedi. Yola çıktık önümüzde eşek vardı.

Ben babamla geliyordum ve yürüyüp kara cehennem bölgesi sonuna, eser baba yaylasına, karar bölgesine doğru geldik. Orada yolun sonuna doğru baktım. Ormanlıkta bir ateş yanıyordu.

O ateş bazen gölge oluyor, bazen de parlıyordu. Garip garip sesler vardı . Babam eline dahriye aldı. Ağaç kesmeye yarayan demir bir aletti bu.

Babam yabani hayvanları ve cin, peri dediğimiz varlıkları korkutmak için yanında taşırdı. Cinler demir sesini duyunca korkarlarmış. Yollarına yakın geçtiğimiz için eşek öndeydi, ben arkadaydım ve babam beni araya aldı. Sen gel dedi, geliyorlar dedi.

Daha sonra yürürken türkü, şarkı gibi sesler gelmeye başlamıştı, babamla tepeye çıkmıştık.

Babama neler olduğunu sordum. Babam korkmam için bana ne olduğunu söylemiyordu. Ertesi gün eve varınca ablama anlattım yaşadıklarımızı. Ablam ise o gördüğünüz çoban ateşidir dedi.

Kara Cehennem bölgesinde o saatte gördüğünüz çoban ateşidir dedi. Kara Cehennem bölgesinde o saatte çoban ateşinin etrafında cinler bulunur.

O ateşin etrafında cinlerin düğünü olur dedi. Ateş yakmışlar ve düğün yapmışlar. Babam senin korkmaman için söylememiştir dedi.

Babam seni eşekle arasına aldı ki sana zarar vermesinler, dahriyeyi de cinler metal sesinden korkar diye çıkartmıştır dedi. Bu hikaye de burada bitti. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

8. Define Cinleri

define cinleri

Korku hikayeleri arasında yer alan bu olay yılında gerçekleşiyor. Dedem köyde hep define arama peşindeydi. Gece elli bir saatlerde kazmaya başlardı. Jandarma görüp yakalamasın diye gece yapardı bu işleri. 11 Mart gecesi dedemin yanında kalan halam aradı bizi.

Babam defineyi buldu dedi. Tabi bizde heyecanlandık hemen yola düştük. Dedemin evi Kayseri Tomarzadaydı. Merkezden iki saat kadar uzaklıktaydı. Define heyecanıyla hiç konuşmadan elimiz, ayağımız titreyerek gidiyorduk.

Arabayla gece yarısı saat iki sularında vardık köye. Çevreden dikkat çekmemek için hiç ses yapmadan dedemin evine yürümeye başladık. Kapıyı yavaşça tıklattı babam.

Açan olmadı ama pencereden gaz lambasının ışığı gözüküyordu. Annemin pencereye yaklaşıp, camdan içeri bakmasıyla çığlık atması bir oldu. Sonrasında dili tutulmuştu sanki, konuşamadı.

Biz de hemen koştuk pencereye. Baktık içeri dedemle, halam kendilerini asmış, bedenleri ipte sallanmaktaydı. Gördüğümüz manzaranın rehaveti ve yaşadığımız anın şoku üzerine hepimiz tıpkı annemin yaptığı gibi çığlık çığlığa bağırmaya başladık.

Arkadaşlarımızın üzerine uyanan köylü dedemin evinin önüne toplandı. Olayı görenler jandarmaya haber verdiler. Bir süre sonra olay yerine gelen jandarmanın evi didik didik aramasına rağmen define falan çıkmadı.

Halamla, dedemin mezarları köy mezarlığının yukarı kısmında. Bu olaydan sonra bazı söylenti ve dedikoduların nedeniyle köyü yaklaşık elli kadar kişi terk etti. aman ben hala anlamıyorum, dedemle, halam neden astılar kendilerini.

Hem defineyi bulduk yetişin demişlerdi, define yok ortalıkta. Kimilerine göre define büyülüymüş. Olay hala çözülemedi. Hikaye bu kadar. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

9. Yine Bir Cin Vakası

cin vakasi

Yaşanmış korku hikayeleri arasında yer alan bu olay tamamıyla gerçek yaşanmış bir olaydır. İsmim Merve aslen İzmirliyim Bergama’ya taşındık. Ben annem, ablam ve babam olmak üzere ailemiz dört kişilik küçük bir aileydi, oturduğumuz ev kiraydı ve bir nedenden dolayı taşınmamız gerekti.

İşte ne olduysa o eve taşındıktan sonra oldu. O eve taşındığımızda 9 yaşındaydım. Küçük şirin bahçeli bir evdi. Ev sahipleri orada otururken muskayla oturuyorlarmış. Tabii bizim de haberimiz yoktu bu durumdan sonradan öğrendik.

Bir gün gece uyurken bahçeden gelen ayak sesleriyle uyandım, ne olduğunu anlamak için camdan baktığımda sesler kesildi ve kimse yoktu. Kafamı tekrar yastığa koyduğumda yine aynı sesleri duydum çok korkmuştum yorganın altına saklandım korkumdan, bu olay her gece devam etti.

Sabah ezanı okunurken sesler kesiliyordu olayı anneanneme anlatım anneannem İzmir’den ziyaretimize gelmişti. Bu arada Anneannem hacıdır ve imanlı biridir.

Anneannem hiç korkma dedi ve bana yazdığı salavatı şerif duasını verdi .Ondan sonra hiç korkmamıştım. Ramazan ayıydı gece sahura kalkmıştık. Annem sofra bezini verdi çıkmam için bahçede bir arsa vardı.

Her zaman oraya çırpardık tavuklarımız vardı ekmek kırıntılarını onlar yerdi, tam sofra bezini çırparken birden ortalık bembeyaz bir ışık oldu. Yazarken dahi tüylerim diken diken oluyor, hemen koşarak annemin yanına gittim anneme olayı anlattım, annemle birlikte tekrar bahçeye çıktık.

O ışığı annem de gördü, hemen babamı kaldırdık. Ama babam kalktığımda hiçbir şey yoktu bu olaydan günler sonra bir gün gezmeye gittik ,her tarafı topladık evden öyle çıktık eve geldiğimizde her taraf dağılmıştı. Önce eve hırsız girdi sandık ama annemin altınları ve evdeki değerli eşyalar duruyordu, bu hırsız olamazdı.

Bunlar benim yaşadığım basit olaydı en büyük olayı annem yaşadı. Annemin yaşadığı olaysa şöyle başlıyor. On beş tatildi, ben anneannemin yanına İzmir’e geldim.

Bir gün babamla ablam hastaneye gitmek için evden çıkarken annem de üzerimden kapıyı kilitleyin gidin demiş. Köy evlerini bilirsiniz,

hepsi asma kilitlidir genelde, babamda asma kilitle kapıyı kapatmış gitmiş. Annem uyanınca yatağın içine oturmuş. Tam kalkacakken karşısında iki tane siyah şey belirmiş. Ellerinde bir tane tabut varmış gir şu tabutun içine demişler.

Annem can havliyle hemen dışarıya fırlamış bakmış kapı kilitli hemen tekrar içeriye girip çekmeceden yedek anahtarı alıyorum diyetığı almış. Kapıyı açmaya çalışırken yanında bir tane yaşlı adam belirmiş .

Dur kızım ben sana yardım edeyim demiş ve içeriden anahtarı alıp gelmiş kapıyı açmış ya sonra Bergama’nın çıkışına kadar beraber gitmişler. Orada bir tanıdık Annemi görmüş evini almış.

Babamla abam hastaneden geldikten sonra annemi evde bulamayınca her yeri aramışlar fakat bulamamışlar. En son babamın aklına o tanıdık gelmiş ve oraya gitmiş .Bakmış annem orada Ayşe hadi evimize gidelim demiş babam. Oradaki insanları bir şey belli etmemek için öyle davranıyormuş sorgulamamış.

Fakat annem, babamın hiç beklemediği bir şey yapmış annem, sen kimsin ben gelmem diye babamı terslemiş. Anneme bir haller olmuş babam da Bergama’nın Mahmudiye köyünde bir hoca varmış ona gitmiş gittiği Hoca Derin Hocaymış.

Allah ondan razı olsun daha babam Hocanın yanına gider gitmez Hoca Kitabı açmış ve babama demiş ki, karını bir daha o eve sokarsan ölümüne sebep olursun, o ev sahipli orada cinler yaşıyor sakın karına oraya sokma sizde durmayın demiş.

#İlginizi Çekebilir: Vampir Filmleri: Top 10 Listesi ()

Kur’an-ı Kerim’den bazı sureler okumuş ve babama okunmuş bir su vermiş. Bunu karnına içir demiş ,ertesi gün babam annemi İzmir’e anneannemin yanına getirdi.

Tabi bütün bu olanlardan benim haberim yok. Ben annemin yanına koştum hoş geldin anneciğim diye boynuna sarıldım, annem elinin tersiyle belli etti. Sen kimsin çekil diye inanın o anı ölsem unutmam. Halbuki annem bizler için canını verir.

Ama o an şuuru gitmişti. O gün Anneannem annemi besmele çektirmeye çalışıyordu fakat annem bir türlü söyleyemiyordu. Anneannem annemin başında Kur’an okumaya başladı.

Anneannem okuduğu sırada, annem yeter okuma artık her tarafım kan içinde kaldı diyordu. Halbuki ortada kan man yoktu. Anneannem terlediğini ve vücudunun gerildiğini hissedebiliyorduk dışarıdan.

Ablamla ben korkudan birbirimize sarıldık, ağlıyorduk, sonrasında annem bayıldı. Babam annemi ayıltınca da, çok şükür zamanla her şey normale döndü, o evden çok kısa bir sürede taşındık.

Rabbim kimseye yaşatmasın, çok kötü bir olaydı. Şu an 31 yaşındayım aradan 22 sene geçmesine rağmen hala çok korkuyorum. Hikaye burada son buluyor. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

Gölgeler

golgeler

Aile, maddi sıkıntılardan dolayı kırsal alanda yeni bir eve taşınmıştı. 13 ve 1 yaşlarında iki çocuğu olan anne, baba eski evi ellerinden geldiğince tamir etmeye çalıştılar. Ancak uğuldayan camlara ve gıcırdayan tahtalara yapılabilecek daha fazla bir şey yoktu.

Yeni düzenlerine alışmaya çalışan ailede, halinden tek memnun olan kişi ise küçük John&#;du. Normalde tek başına duramayan, sürekli oyun isteyen bebek düşe kalka evin içinde geziniyor, kendi kendine gülümsüyor ve genellikle eğleniyor gibi görünüyordu.

Bir gece hepsi uyurken anne, bebek telsizinden sesler geldiğini fark etti. John&#;un kıkırdamasının haricinde fısıltı şeklinde sesler vardı. İlk önce bebeğin yanında eşinin olduğunu düşünse de onun yanında uyuduğunu görünce içini bir korku kapladı.

Yataktan kalkarak yavaşça bebeğin odasına doğru ilerledi ve odadaki manzara karşısında adeta buz kesildi. Çünkü bebeğin beşiğinin etrafında uzun boylu, ince yapılı birkaç kişi duruyordu. Işığı açtığında ise hepsi yok olmuştu. Bu korku hikayeleri hakkında aşağıda bulunan yorum alanından yorum bırakabilirsiniz.

Sonuç

Korkunç hikayeler serisi her daim güncellenecektir. Yeni korku hikayelerini sakın kaçırmayın.

Son Güncelleme Tarihi: 5 Eylül

Baş&#x;mdan geçen garip; ama gerçek olan bir olay&#x; sizinle paylaşmak istiyorum. Henüz çocuktum. 12 yaş&#x;ndayd&#x;m. Ablamla ayn&#x; oday&#x; paylaş&#x;yorduk. Büyük bir oda ve karş&#x;, karş&#x;ya yataklar&#x;m&#x;z, bir de büyük bir penceremiz vard&#x;. Bir gece uyurken, bir el beni dürtükledi. Ben de bilinçsiz, uykulu uykulu gözlerimi aç&#x;p, hemen pencereye doğru bakt&#x;m ve siyah bir gölge şeklinde bir cisim gördüm uzun kulakl&#x;. Ablam&#x;n ayağ&#x;n&#x;n ucunda oturmuş, d&#x;şar&#x;y&#x; seyrediyordu. Bakt&#x;m ablam uyuyor. Akl&#x;ma bir şey gelmeden, korkumdan gözlerimi yumdum. Yorgan&#x; çektim, Kur'an okumaya başlad&#x;m uyuyana kadar. 

Sabah olup bitenleri anneme, babama, ablama anlatt&#x;m. Annem, "cin, şeytan" diye çok korktu. "Hocaya götürelim." dedi. Ama babam, bana inanmad&#x; ve, "Ağaç gölgesidir." dedi. Halbuki, boş bir bahçeye bak&#x;yor odam&#x;z ve ağaç falan da yok. 

&#x;kinci gün; ben, annem, ablam ve kundaktaki kardeşim Ozan, bizim odada yere yatak serdik ve uyuduk. Yine bir el beni dürtükledi ve benim gözlerim, yine cama gitti. Yine ayn&#x; şeyi gördüm ki, Ozan hemen ağlad&#x; ve ağlamas&#x;na annem gece lambas&#x;n&#x; açt&#x;. Ama o, kaybolmuştu. Olaylar, büyümeye başlad&#x;. 
Yatağ&#x;mda uyuyorum. Uyand&#x;ğ&#x;mda kendimi bahçede, salonda, damda, annem'le babam&#x;n aras&#x;nda buluyorum. Ama birgün uyand&#x;ğ&#x;mda, ağz&#x;m yamulmuştu!!! Sanki yanağ&#x;m, felç olmuştu. hissetmiyordum, oynatam&#x;yordum. Yanağ&#x;m ve ağz&#x;m resmen yamulmuştu ve benden korkmaya başlad&#x;lar, "Seni cinler çarpt&#x;!" diye Annem, beni doktora götürdü. Doktor, çok şaş&#x;rd&#x;. Yanağ&#x;ma tam 15 gün, elektirik verdiler ki düzeldim. Eve geldim ve o gece yine beni uyand&#x;rd&#x;lar; ama bu defa lanetli cinler değil, ayn&#x; şekilde bir cisim. Ama nur gibi, &#x;ş&#x;k gibi. Ben, yine korktum. 

Ertesi gün annem, beni babamdan habersiz bir hocaya götürdü. Bütün bu olanlar&#x; anlatt&#x;m ve bana cinlerin iliştiğini, beni yanlar&#x;na almak, lanetlendirmek istediklerini söyledi. Başaramay&#x;nca (Kur'an okuduğum için) bana tokat vurduklar&#x;n&#x;; ama son gördüğüm şeyin beni korumas&#x; için Allah'&#x;n gönderdiği bir melek olduğunu söyledi. Büyük bir Kur'an getirdi ve elini baş&#x;m&#x;n üstüne koyarak okumaya başlad&#x;.O günden sonra da, hiçbir şey görmedim ve onlar&#x;n lanetinden kurtulduğum için mutluyum. Ayr&#x;ca Kur'an'&#x;n, ayetlerin ne kadar önemli olduğunu da anlam&#x;ş oldum.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası