göz nazarı / Tarihi, Sosyal ve Dini Yönleriyle Nazar (Göz Değmesi) Kavramı I Makale | Genç Ufuk Derneği

Göz Nazarı

göz nazarı

NAZAR Bir insan veya başka varlığın başına kötü şans, hastalık kaza hatta ölüm gelmesine sebep olduğuna inanılan bakışın adı olup, özellikle çocuk, hamile ya da hayvanların etkilendiğine inanılmaktadır. İnsanlık tarihi kadar olan eski inanışa neredeyse tüm kadim kültürlerde rastlanmakta olup, Eski Romalılarca fascinum, Yahudilerce ayin harah, Fransızlarca mauvais veil, Almanlarca boser blick, İtalyanlarca malocchio, Yunanlılarca baskania veya matiasma Türkçe’de kem göz veya nazar olarak adlandırılmaktadır.

Slav folklorunda çocuklarına nazarı değdiği için kendini kör eden bir adama dair anlatılan bir masal “nazar” inanışının ne derece güçlü olduğunu göstermektedir. Pek çok kültürde gözün nesneleri çatlatabilecek hatta insanları öldürebilecek denli güçlü olduğuna inanılmakta bu yüzden mavi boncuk üzerine işlenen göz resminin bu kötü enerjiyi içine çekerek sahibini koruyacağına inanılmaktadır. Bask halkının inanışında gözde birikmiş nazar gücü ‘betadur’ olarak adlandırılmaktaydı. Eski Yunanlılar ise gemilerin pruvasına büyükçe bir göz resmi çizerek nazarı engelleyeceklerine inanmaktaydı. İtalyanlar nazara karşı corno (boynuz) ve figga adını verdikleri nazarlıkları Ortadoğu’da hamsa (Fatima’nın eli), nazar boncuğu ve muska gibi nesneler kişilerin (özellikle çocukların) üzerinde taşınmaktaydı. Bazı Asya toplumlarında yine nazara karşı çocukların gözlerinin etrafına siyah boya sürülmekte, Hindistan’da ise yeni evlenen çiftler kem gözlerden korunmak için –muhtemelen bakanı şaşırtmak amacıyla- karşı cinsin kıyafetlerini giymektedir. Bazı Afrikalı kabileler ağız açıkken ruhun vücudu terk etmesinin daha kolay olduğuna inandığından nazarın yemek yerken insanı daha çok etkilediğini düşünmekte bu yüzden yemekler asla açık alanda veya yabancıların yanında yenilmemektedir.

Anadolu’da kötü bir olayın gerçekleşmesi doğaüstü bir sebebe yüklenmekte ve nazar değmesi olarak adlandırılmaktadır. Nazar sadece insanlara değil, mala mülke, hayvanlara da değebilmekte bu yüzden ‘nazarlık’ veya ‘nazar boncuğu’ adı verilen tılsımları kullanmak gerekmektedir. Nazar, sadece kötü niyetten ve kıskançlıktan kaynaklanmayıp, aşırı hayranlık ve sevgide nazar değmesine yol açabilmekte, özellikle mavi gözlülerin potansiyel nazar gücü olduğuna inanılmaktadır.

Kaynak:Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016

Kur’an ve Nazar

11,K

Kelime olarak nazar; bakmak, görmek, bakış atmak, yan bakmak, dikkatini çekmek ve daha pek çok anlamlara gelmektedir. Terim olarak nazar; herhangi bir şeye bakarak onu etki altına almak, özenmek, imrenmek, etkilemek, kıskançlıkla bakma neticesinde zararlı bir gücün meydana gelmesi gibi anlamları ifade etmektedir.[1] Nazar, halk arasında daha çok göz değmesi anlamında kullanılmaktadır. Nazar, insanlar üzerinde etkili olabildiği gibi, hayvan, bitki benzeri diğer çeşitli varlıklar üzerinde de etkili olabilmektedir.

Çeşitli toplumlarda halk arasında folklorik yani kültürel bir inanış olan nazara inanma olayı, çeşitli toplumlarda bulunmakta ve kökeni milattan çok önceye dayanmaktadır. Ne zaman başladığı bilinmemekle birlikte, Mezopotamya, Mısır, Hint, Yunan ve benzeri eski medeniyetlerde, nazar inancının var olduğu bilinmektedir. Özellikle açık mavi gözlü ve keskin bakışlı kişilerde nazar gücünün fazla olduğuna inanılmaktadır. Kıskançlık duygusunun nazarda etkili olduğu düşünülmektedir. Nazar, olumsuz duygulardan kaynaklanabildiği gibi, aşırı sevgi ve hayranlık duygusu ile de ortaya çıkabilir. Toplumda, herhangi bir sebep olmadan bir çocuğun aniden hastalanması, herhangi bir malın zarar görmesi, bir şeyin kırılması ve benzeri durumlarda, nazar değmesi olarak düşünülmektedir. Yine halk inancına göre, çok iyi giden dostlukların aniden bozulası, çok iyi giden işlerin birden ters dönmesi ve benzeri çeşitli durumlarda, nazarın etkisinin olduğu kabul edilmektedir. Tasavvufta da nazarın ayrı bir yeri vardır. Nazar değmesine kaşı en çok nazarlık türleri kullanılmaktadır. Nazara karşı muska yazıp takanlar da vardır.[2] Nazar, atasözü ve şiir gibi kültür unsurlarında da yer almaktadır. Nazarın adı değişse de mahiyeti aynıdır. İslâm kültüründeki nazar ile Batı kültüründeki nazar anlayışı aynıdır. Ancak nazara karşı korunma yolları, değişik kültürlere göre farklılık arz etmektedir.

Kur’ân-ı Kerimde doğrudan nazardan bahsedilmemekle beraber, nazarın varlığına işaret edildiği iddia edilmektedir:

وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ.

 “İnkârcılar zikri/Kur’â’ı duydukları zaman, neredeyse seni gözler ile devireceklerdi. Onlar, ‘Muhakkak ki o, bir delidir’ diyorlar. Aslında Kur’ân, âlemler için uyarıdan başka bir şey değildir.”[3] 

Tefsirciler, burada geçen “neredeyse seni gözler ile devireceklerdi” cümlesini, çok çeşitli anlamlarda yorumlamışlardır. Muhammed b. Cerîr et-Taberî (ö.310/922) bu cümleyi, “Kıskançlıkları yüzünden nerdeyse sana nazar değdirecekler ve kötü gözlerinin şerriyle seni öldürecekler” anlamında yorumlamıştır ve bu yorumu, Abdullah b. Abbas (ö. 68/687) gibi sahabenin ileri gelenlerine nispet etmiştir.[4]

Oğlu Yusuf Peygamberi kaybeden Yakup Peygamber, diğer çocuklarını Mısıra gönderirken, onlara şöyle söylemiştir:

وَقَالَ يَا بَنِيَّ لاَ تَدْخُلُواْ مِن بَابٍ وَاحِدٍ وَادْخُلُواْ مِنْ أَبْوَابٍ مُّتَفَرِّقَةٍ وَمَا أُغْنِي عَنكُم مِّنَ اللّهِ مِن شَيْءٍ إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَعَلَيْهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُتَوَكِّلُونَ

“Yakup, ‘Oğullarım! Tek bir kapıdan değil, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben, Allah’a karşı hiçbir şekilde savunamam. Çünkü her şeyin hükmü, Allah’ın iradesindedir. Ben, Allah’a tevekkül edip güvendim. Tevekkül edenler, Allah’a tevekkül edip güvensin!’ dedi.”[5]

Yakup Peygamber, yakışıklı genç çocuklarının hep beraber Mısıra bir kapıdan girdikleri takdirde, insanların onları kıskanacaklarından ve onlara göz değeceğinden endişelendiği için, onlara bu tavsiyede bulunmuştur.[6] 

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) de nazar/göz değmesi ile ilgili söylemiş olduğu çok sayıda hadis vardır. Bunlardan bazılarının manası şöyledir: “Göz değmesi/nazar, gerçektir.”[7] “Göz değmesi, gerçektir. Eğer kaderin önün herhangi bir şey geçebilseydi, göz değmesi onun önüne geçerdi.”[8] Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kendisi, göz değmesinden Allah’a sığınmıştır ve başkalarına da Allah’a sığınmalarını tavsiye etmiştir. Ayrıca İbrahim Peygamberin de oğlu İshak için böyle dua ettiğini söylemiştir.[9]

Nazardan korunmak için, daha çok dua etmeye ve Kur’ân’dan İhlas, Felak ve Nâs surelerini okumaya başvurulmaktadır. Nazardan korunmak için nazarlık gibi çeşitli nesnelerin takılmasının ne ilmi ne de dini bir değeri vardır. Nazardan korunmanın en sağlıklı yolu, gücü her şeyin üzerinde olan Allah’a sığınmaktır. Yakup peygamberin, “Ben, Allah’a tevekkül edip güvendim. Tevekkül edenler, Allah’a tevekkül edip güvensin!’” diye ifade ettiği gibi nazardan korunmak için Allah’a tevekkül edip sığınmamız gerekir. “Üzerinizde nazar var. Bana bu kadar para verin üzerinizdeki nazarı kaldırayım” diyenlere asla, ama asla inanmamamız ve güvenmememiz gerekir. Onların gücü, haşa, Allah’ın gücünden daha mı üstündür.

Nazar, sihir, büyü ve benzeri şeylerin şerrinden kurtulmak için, sadece Allah’a sığınalım.

Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.


KAYNAKLAR

[1]Cemaluddin Muhammed b. Mukerrem İbn Manzûr, “nezare”, Lisânu’l-Arab, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1994, V, 215 vd.

[2]Oya Adalı ve diğerleri, “Nazar”, Büyük Laros, İnterpress Basım ve Yayıncılık, İstanbul 1986, XVI, 8565

[3]el-Kalem 68/51, 52.

[4]Muhammed b. Cerîr et-Taberî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân, thk. Sıtkı Cemil Attar, Darü’l-Fikr, Beyrut 1995, XXIX, 56; Muhammed b. Habib el-Mâverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûn, Muessesetu’l-Kutubi’s-Sekâfiyye, Beyrut 1992, VI,75; İsmail b. Kesîr, Tefsiru’l-Kur’âni’l-Azim, Daru’l-Ma’rife, Beyrut 1969, IV, 409 vd.

[5]Yûsuf 12/67.

[6]Muhammed Fahruddin er-Râzî, Mefatihu’l-Ğayb, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1990, XVIII, 176 vd; Süleyman Ateş, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul tsz., IV, 409.

[7] Buhârî, tıp, 36; Müslim, selâm, 41, hadis no: 2187.

[8] Müslim, selâm, 42, hadis no: 2188; Buhârî, tıp, 36; Ebû Dâvûd, tıp, 15; Tırmizî, tıp, 19, İbn Hanbel, I, 274.

[9]Buhârî, bed’u’l-halk, enbiya, 10; İbn Mâce, tıp, 36; Tirmizî, tıp, 18.

Nazar Hakkında Bilinmeyen Gerçekler...

Folklorik araştırmalarıyla tanınan Berkeley Üniversitesi profesörlerinden Alan Dundes'a göre nazarın merkezi Ortadoğu. Sümer'den Mısır'a, Mısır'dan Yunanistan ve Roma'ya geçerek tüm Avrupa'ya yayılmış. Nazar Ortaçağ Avrupa'sında, Orta Asya şaman kültüründe, Antik Mısır uygarlığında, Hindu, Yahudi ve Müslüman halklarında önemli bir kültürel öğe. Çoğu toplumda var olan nazar inancının geçmişinin Neolitik çağlara kadar uzandığı sanılıyor

Folklorik araştırmalarıyla tanınan Berkeley Üniversitesi profesörlerinden Alan Dundes'a göre nazarın merkezi Ortadoğu. Sümer'den Mısır'a, Mısır'dan Yunanistan ve Roma'ya geçerek tüm Avrupa'ya yayılmış. Nazar Ortaçağ Avrupa'sında, Orta Asya şaman kültüründe, Antik Mısır uygarlığında, Hindu, Yahudi ve Müslüman halklarında önemli bir kültürel öğe. Çoğu toplumda var olan nazar inancının geçmişinin Neolitik çağlara kadar uzandığı sanılıyor

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır