3 evre beyin tümörü / Yüksek Dereceli Beyin Tümörü - Prof. Dr. Bora Gürer

3 Evre Beyin Tümörü

3 evre beyin tümörü

Beyin T&#;m&#;r&#; Nedir?

Beyin hücrelerinin yenilenmesi sırasında kopyalamada meydana gelen anormal hücrelerin büyümesi ve bir kitle haline gelmesi beyin tümörü olarak adlandırılmaktadır. Yeni doğanlardan ileri yaştaki kişilere kadar her yaşta görülebilen beyin tümörü kafatası içinde basınca neden olmaktadır. Bu baskı ve basınç beynin görevini tam olarak yerine getirememesini sağlamakta ve hastalar çeşitli belirtiler göstermektedir. Özellikle, hastaların yaklaşık %60’ında görülen şiddetli ve uzun süre devam eden baş ağrısı önemli belirtilerden biridir.


Genel olarak iyi huylu ve kötü huylu olarak ayrılan beyin tümörlerinde erken teşhis büyük önem taşımaktadır. Her beyin tümörü öldürücü etkiye sahip olmadığı için doğru müdahale ve erken teşhis tümörlerin iyileştirilmesinde çok önemlidir. Erken teşhis ve tıbbın gelişmesi ile ortaya çıkan yeni tedavi yöntemleri sayesinde tümörler kontrol altına alınabilmektedir.

Nasıl Oluşur?

Beyin tümörleri, vücudun farklı bölümlerinde oluşan tümörler gibi hücre anormalliklerinden kaynaklanmaktadır. Hücreler, tıpkı yaşayan organizmalar gibi gelişim göstermektedir; büyüyen ve ölen hücrelerin yerini yenileri almaktadır. Bu yenilenme aşamasında hücrelerin farklı bir yapıya bürünmesi, aşırı hücre çoğalması ya da yeni gelen hücrelerin ölmediği durumlarda bu hücreler kitle haline gelmeye başlamaktadır. Tümör olarak adlandırılan bu kitlelerin tam olarak nedeni ise bilinememektedir. Bununla birlikte, genetik faktörlerin ve radyasyona maruz kalmanın tümör oluşumunda önemli bir role sahip olduğu kabul edilmektedir.

Beyin tümörüne neden olan faktörler günümüzde hala araştırılsa da bazı faktörlerin tümör oluşumunda etkisi olduğu bilinmektedir. Bu faktörler:

  • Genetik,
  • Radyasyon ve çeşitli kanserojen kimyasallara maruz kalma,
  • HIV enfeksiyonu başta olmak üzere çeşitli virüsler,
  • Sigara kullanımı.
  • Cep telefonu kullanımı (Henüz kanıtlanmasa da şüphe duyulan nedenlerden biridir.)

Belirtileri Nelerdir?

Beyin tümörü belirtileri bazı faktörlere bağlı olarak hastadan hastaya değişiklik göstermektedir. Tümörün yeri, büyüklüğü, büyüme hızı ve tipi belirtilerin değişmesine neden olmaktadır. Semptomların ortaya çıkması ise tümörün sinir uçlarına baskı yapması ve çok büyük tümörlerin beyin içinde sıvı birikmesine neden olması gibi sebeplere dayanmaktadır.

Beyin, vücudun tüm hareketlerini yöneten organ olduğu için farklı bölgelerde belirti görülebilmektedir. Çok şiddetli baş ağrısı beyin tümörü ile karakteristik olsa da hastalarda genel olarak görülen belirtiler şu şekildedir:

  • Şiddetli baş ağrısı,
  • Epilepsi nöbetlerine benzeyen bayılma atakları,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Denge ve yürüme bozuklukları,
  • Kol ve bacaklarda uyuşukluk ve hissizlik,
  • Bulanık ve çift görme gibi görme problemleri,
  • Konuşmada yaşanan bozukluklar,
  • Bilinç bozuklukları,
  • Kişilik değişiklikleri,
  • Hareket ve mimiklerde yavaşlama.

Beyin Tümörü Çeşitleri Nelerdir?

Beyin tümörleri oluşum yerlerine ve şekillerine göre sınıflandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yılında beyin tümörlerini 7 ana kategori altında sıralamıştır. Bu ana kategorilerin altında da farklı özelliklere sahip 30’dan fazla tümör türü bulunmaktadır. Bu ayrımın en önemli nedenlerinden biri beyin içinde oluşan tümörlerin tamamının sinir sistemi ile ilişkili olmamasıdır; bazı tümörler diğer anormal hücrelerden, damarlardan, beyin zarından veya beyin dışında vücudun farklı bir bölgesinde görülen tümörler nedeniyle oluşabilmektedir.

Beyin tümörleri temelde birincil (primer) ve ikincil (seconder) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Beynin herhangi bir yerinde, beyin dokusunda meydana gelen ve yayılan tümörler birincil tümör olarak adlandırılmaktadır. İyi huylu ya da kötü huylu olabilen birincil tümörlerin en yaygın görülen türleri arasında glial hücrelerden kaynaklanan glioma ve meningioma bulunmaktadır.

Vücudun mide, akciğer, bağırsak gibi organlarında görülen kanser hücreleri kan damarları aracılığı ile beyne ulaşabilmektedir. Bu hücreler nedeniyle beyinde oluşan yeni kanserli hücreler ise ikincil tümör olarak adlandırılmaktadır. Bu hücrelere metastaz da denmektedir.

İyi Huylu (Benign) Tümörler

İyi huylu tümörler, beyin hücrelerinden kaynaklanmayan nedenlerle ortaya çıkan ve kanser hücrelerini içermeyen tümör türüdür. Genel olarak yavaş bir şekilde büyüyen iyi huylu tümörlerin sınırları bellidir; bu sayede cerrahi operasyonla beyin dokusu üzerinden tümü ya da bir kısmı kolay bir şekilde çıkarılabilmektedir. Genellikle çevresindeki dokulara yayılım göstermeyen iyi huylu tümörler çok büyük boyutlara ulaştığında yakındaki dokulara baskı uygulayarak beynin bazı işlevlerini yerine getirmesine engel olabilmektedir. Aynı zamanda, çok nadir de olsa iyi huylu tümörler kötü huylu tümörlere dönüşebilmektedir. Tekrar oluşma ihtimali düşük olan bu tümörlerin yayılma riski de oldukça düşüktür.

Başta en sık görülen meningioma olmak üzere iyi huylu tümörler arasında dermoid ve epidermoid tümörler, kolloid kist, hipofiz adenomları, nörinomlar, hemanjioblastom ve astrositom bulunmaktadır.

Kötü Huylu (Malign) Tümörler

Hızlı bir şekilde büyüyen ve yayılan kötü huylu tümörler beyin kanserinin başlıca nedenidir. Sınırları net olarak bilinemeyen kötü huylu tümörler çevresinde bulunan beyin dokusuna da zarar vererek beynin işlevini yerine getirememesine neden olmaktadır. Beyin fonksiyonlarını yerine getirmekle görevli olan hücrelerin oluşturduğu bu tümörlerin cerrahi operasyonlarla tamamen çıkarılması tercih edilen bir yöntem değildir. Bu hücrelerin tümünün çıkarılması beyin aktivitelerinin de kayba uğraması anlamına gelmektedir. Cerrahi operasyon sonrasında kötü huylu tümörler tekrar büyüyebilmektedir.

Kötü huylu tümörler arasında yaygın olarak glial tümörler ve metastatik beyin hücreleri görülmektedir. En sık görülen beyin tümörlerinden biri olan ve kansere yol açan glial tümörler kontrolsüz bir şekilde çoğalmaktadır. Kanserli hücreler, bu hızlı büyüme sonucunda çevresindeki sağlıklı hücreleri de etkisi altına almaktadır. Derece I, derece II, derece III ve derece IV olarak ayrılan bu süreçte hastalara çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Metastatik hücreler ise vücudun beyin dışında farklı bir bölümünde görülen kanserli hücrelerin beyne yayılması ile oluşmaktadır. Tüm beyin tümörlerinin yaklaşık %10’unu oluşturan metastazlar akciğer, mide, pankreas gibi farklı organlardan kaynaklanabilse de bazı hastalarda bu kanserli hücrelerin kaynağı tespit edilememektedir.

Nasıl Teşhis Edilir?

Beyin tümörü tanısı görüntüleme yöntemleri, hastaların tıbbi öyküsü ve nörolojik muayene sonucunda konulmaktadır. Özellikle Manyetik Rezonans (MR) ve beyin tomografisi teşhis sırasında öncelikle başvurulan yöntemlerdir. MR sayesinde hem beynin anatomik durumu hem de biyokimyasal yapısı hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Aynı zamanda tümörün büyüklüğü, şekli ve yerinin tespitinde de görüntüleme yöntemlerinden faydalanmak mümkündür. Bazı durumlarda anjiyografi, beyin grafisi, BT ve biyopsi de uygulanmaktadır. Patolojik incelemeler sonucunda ise beyin tümörü kesin olarak teşhis edilmektedir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Beyin tümörü tedavisinde cerrahi operasyonların yanı sıra ışın tedavisi (radyasyon) ve ilaçlı tedavi (kemoterapi) de uygulanmaktadır. Doğru tedavi yönteminin seçiminde ise tümörün boyutu, yeri, tipi ve hastaların durumu göz önünde bulundurulmaktadır.

Cerrahi Operasyon

Günümüzde oldukça başarılı olan cerrahi operasyonlar tümörlerin bir kısmını ya da tamamını çıkarmak amacıyla uygulanmaktadır. Cerrahi operasyonlar biyopsi ve mikroskop yardımıyla uygulanan mikrocerrahiden oluşmaktadır. Biyopsi, özellikle tümörün tipini öğrenmek amacıyla tümöre yakın bir noktadan iğne yardımıyla yapılmaktadır. Mikrocerrahi ise genellikle tümörün tümünü çıkarmak amacıyla uygulanmaktadır. Hem kafa içi basıncını düşürmek hem de tümörün neden olduğu semptomları ortadan kaldırmak için mikrocerrahi yöntemi tercih edilmektedir.

Radyoterapi

Genellikle kötü huylu tümörlerde tercih edilen yöntemlerden biri olan radyoterapi, belli aralıklarla tümörlü bölgeye X ışınları ya da gamma ışınları uygulanmasını içermektedir. Tümörlerin çevresindeki sağlıklı dokulara zarar vermeden uygulanan radyasyon tedavisinde amaç hücrelerin büyümesinin önüne geçmek ya da bu hücreleri tamamen yok etmektir.

Kemoterapi

Kemoterapi kapsamında hastalara belli aralıklarla verilen ilaçlarla hücrelerin çoğalmasının önüne geçmek amaçlanmaktadır. Kanserli, kötü huylu tümörlere yaygın olarak uygulanan kemoterapi, genel olarak hastaların yaşam sürelerini uzatmaktadır.

Sık Sorulan Sorular

Beyin tümörü kimlerde daha çok görülür?

Beyin tümörü doğumdan itibaren her yaşta görülebilmektedir. Bununla birlikte, 70 yaş üstü bireylerde ve 10 yaşından küçük çocuklarda daha çok ortaya çıkmaktadır. Yaşın yanı sıra cinsiyet ve beyaz ırka dahil olma da risk faktörleri arasında sayılmaktadır. Beyin tümörü, erkeklerde kadınlara göre daha yaygın olarak görülmektedir. Ailesinin tıbbi öyküsünde beyin tümörü bulunanların da tümöre yakalanma riski daha fazladır.

Her baş ağrısı beyin tümörü belirtisi midir?

Hayır. Baş ağrısının migren, aşırı stres ya da yüksek tansiyon gibi çok çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Beyin tümörü belirtisi olarak gösterilen baş ağrısı çok şiddetli, ani ve kontrol edilemezdir. Bu şiddetli ağrı, aynı zamanda beyin kanamasının da habercisi olabilmektedir. Bazı durumlarda ise ağrılar şiddetsiz olsa da çok uzun süre devam etmektedir. Bu durumlarda mutlaka tetkik için uzman bir hekime başvurmak gerekmektedir.

Beyin tümörlerinin hepsi alınmalı mıdır?

Hayır. İyi huylu ya da doğuştan gelen bazı tümörler için cerrahi uygulanmadan takip yeterli olabilmektedir. Bu tümörlerin belli aralıklarla takip edilmesi yeterlidir. Kötü huylu tümörlerde ise mutlaka uygun tedavi yönteminin uygulanması gerekmektedir.

Beyin tümörü ne sıklıkta görülür?

Günümüzde 5/ şeklinde görülen beyin tümörü için uzmanların öngörüsü ilerleyen yıllarda hastaların artış göstereceğidir. Bunun önemli nedenleri arasında ileri yaştaki bireylerin hızla artması ve görüntüleme tekniklerinin gelişmesi bulunmaktadır.

İleri evre beyin t&#;m&#;r&#; hastalarının &#;mr&#; &#;zel beslenme programıyla 5 yıla kadar uzayabiliyor

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslıhan Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyin tümörlerinin ölümle sonuçlanabilen ciddi bir hastalık olduğunu söyledi.

Hastalıkta tedavi kadar kişinin yaşam kalitesinin artırılması ve ortalama yaşam süresinin uzatılabilmesinin de çok büyük önem taşıdığını dile getiren Gürbüz, bunun için yurt içi ve yurt dışında çok sayıda çalışma olduğunu ifade etti. Gürbüz, bu araştırmalardan birinin de Ankara Üniversitesi'nde AÜ Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Çağlar Uğur ve kendisinin başkanlığında yapıldığını aktardı.

Gürbüz, "Beyin tümörlerinde 4. evrede (Glioblastoma grubu) beslenmenin düzenlenmesi ile hayat kalitesinin ve yaşam kalitesinin artırılması başlıklı bir araştırma yaptık. Araştırma 3 yıl önce başladı." dedi.

Literatürde bu konuda birçok çalışma olduğunu belirten Gürbüz, katılımcı sayısının çok az olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Bu kişiler son evre hastaları olduğundan yoğun tedavi alıyorlar ve vücut dirençleri düşüyor. Vücudun tümöre karşı direncini artırmak için ne yapılabileceği üzerinde durduk. 'li yıllarda yurt dışından bir bilim insanı, tümörlerin şeker hücreleri ile beslendiğini ispatladı. Tümörler şekerle beslendiği için hastaların diyetlerinden şekeri çıkarıp ya da oldukça azaltarak, onun yerine sağlıklı yağları ve hücreleri yenileyen mineral ve vitaminleri ağırlık verildiğinde artan fayda düzeyine baktık. Bu şekilde beslenmenin kişiye zarar verip vermediğine, kan değerlerinde olumsuz bir etki olup olmadığını inceledik."

"Hastaların yaşam süreleri yıl arttı"

Prof. Dr. Gürbüz, araştırmanın ileri evre beyin tümörü bulunan ve ameliyat edilen hastada uygulandığını anlatarak, 'den fazla bilimsel çalışmanın tarandığını söyledi.

Araştırma kapsamında ayrıca bir de kontrol grubu oluşturulduğunu belirten Gürbüz, sözlerine şöyle devam etti:

"Şekerden az, sağlıklı yağlardan, vitamin ile minerallerden fazla beslenme programı uyguladık ve bu beslenmenin karaciğer ile böbreğin etkilenip etkilenmediğini, vücuttaki mineral ve enzimlerin değişip değişmediğini ortaya koyabilmek için düzenli hastaların kan değerlerini takip ettik. Bu takipler, birinci, üçüncü, altıncı ve on ikinci ay şeklinde takip ettik."

Prof. Dr. Gürbüz, belirlenen diyete harfiyen uyulmasının şart olduğunun altını çizerek, hasta ve hekimin sürekli iletişim halinde olması gerektiğini vurguladı.

Belirlenen diyetin ilk bir yıl sıkı, daha sonraki günlerde biraz daha gevşetildiğine dikkati çeken Gürbüz, uygulanacak beslenme programına ilişkin şu bilgileri verdi:

"Hastalar kesinlikte paketli, içeriğinde tatlandırıcı bulunan, yapay katkı bulanan gıdaları hayatlarından çıkardı. Yiyeceklerdeki unlar bron içermiyordu, öyle ki bir süre hastalarımız glutensiz yiyecekler tüketti. Süt ürününde ise kazeinsiz olanlar tercih edildi. Örneğin, fermente süt ürünlerinden kefir ve yoğurt tükettirildi. Tatlı olarak çalı meyveleri olan kuru kayısı, hurma verildi. Fabrikasyon şeker asla tükettirilmeli. Buğday unu yerine badem ya da nohut unu kullandırıldı. Sebze, meyve ve etler mutlaka sağlıklı üretimden tercih edildi. Klordan uzak, mineral değeri yüksek yeterli miktarda gün içinde su içmeleri istendi. Hastaların iyot düzeylerine bakıldı, gereklilik halinde takviye verildi. Bağırsak floralarına bakıldı."

Bunun yanı sıra hastaların öncelikle ağız ve vücut sağlığına özen gösterdiğini anlatan Gürbüz, "Çünkü, toksinler ağızda ve vücutta birikiyor. Özellikle sabah kalkındığında hastalar, ağızlarını hindistan cevizi yağı ile çalkalayarak tükürdü ve toksinlerden ağız içini arındırdı. Kullanılan diş macunu, flor ve bron içermeyen ürünler oldu." dedi.

Gürbüz, hastaların sağlıklı ve dengeli uyku almalarına da özen gösterildiğini dile getirerek, "Özellikle akşam arasında uyku önemli, çünkü bu saatlerde melatonin salgılanır ve antioksidan özelliklidir. Bu nedenle hastalarımızdan detoks için o saatlerde mutlaka karanlık ve sessiz bir ortamda uyumaları istendi. Gün içinde yeterli fiziksel aktivite yaptırıldı ve sosyal yaşamın içinde olmaları sağlandı." ifadelerini kullandı.

"Araştırma sonuçları, Nöroonkoloji Kongresi'nde bilim insanlarıyla paylaşıldı"

Prof. Dr. Gürbüz, araştırma sonuçlarına ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Sağlıklı yağlardan zengin, bir miktar sağlıklı et, mevsiminde sebze ve meyve tüketiminin karaciğer ve böbreği koruyucu etki yaptığını belirledik. Hastaların kontrollerinde gerek tedavi sürecindeki motivasyonlarının arttığı, psikolojilerinin belirgin düzeyde olumlu seyir izlediğini, cilt sağlıklarının düzeldiği ve kan değerlerinin olumlu yönde geliştiği saptandı. Hastalarda kullandıkları ilaçların yan etkilerinin azalırken, yaşam süreleri de uzadı. Katılımcı hastalarımızın yaşam süreleri yıl artarken, hayat kaliteleri de oldukça yükseldi. Altı ayı geçtikten sonra katılımcıların beslenme ve tat alma beğenileri de değişti ve eski alışkanlıklarından zevk almamaya başladı. Şeker krizi yaşanmamaya başladı ve tat alma duyuları gelişti. Çünkü, vücut gerçek ve doğal besinlerle karşılaştığında bir süre sonra artık bu çizgide kalmak istiyor."

Gürbüz, araştırmanın sonuçlarının Nöroonkoloji Kongresi'nde bilim insanlarıyla paylaşıldığını ve kısa bir zaman içinde uluslararası bir tıp dergisinde yayımlanacağını ifade etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Yüksek Dereceli Beyin Tümörleri (Beyin Kanserleri)

Yüksek dereceli gliomalar (kötü huylu beyin tümörleri) ya da beyin kanserleri, beynin kendi dokusunun bir üyesi olan destek hücrelerinden (glial doku, astrositler) köken alırlar. Bu tümörler beyne başka bir kanser odağından sıçrayan metastazlardan farklıdırlar.

Beyin tümörlerinin sınıflandırılması

Beyin tümörü cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra ya da biyopsi alındıktan sonra bir patoloji uzmanı tarafından ışık mikroskobisi, genetik ve moleküler tetkiklere tabi tutulur. Gliomalar, beynin kendi hücrelerinden köken alan tümörler, iyi huylu davranıştan kötü huylu davranışa doğru dört evrede (I, II, III ve IV) sınıflandırılırlar. Tümörün evresi, tedaviyi ve hastanın yaşam süresini belirleyen ana etmendir.

Evre I ve II tümörler düşük dereceli gliomalar (iyi huylu beyin tümörleri) olarak isimlendirilirler. Evre III ve Evre IV tümörler, yüksek dereceli glial tümörler (kötü huylu beyin tümörleri) ya da malign tümörler olarak bilinirler.

Çeşitli genetik yapılarına ve moleküler özellkleri ile köken aldıkların beyin hücrelerinin niteliğine göre bu tümörler astrositoma, glioblastoma, oligodendroglioma veya ependimoma gibi alt sınıflara ayrılırlar. Son on yılda bu tür tümörlerde ‘izositrat dehidrogenaz (IDH) geninin mutasyon durumu önem kazanmış ve modern patoloji sınıflamalarında yerini almıştır. IDH mutasyonu gösteren tümörlere IDH-mutant, bu mutasyonu taşımayan tümörlere ise IDH-wildtype tümörler denmektedir. IDH-wildtype tümörler çok daha hızlı büyüyen, agresif davranışlı ve yaşam süresini son derece kısaltan tümörlerdir.

Bulgular

Yüksek dereceli beyin tümörleri köken aldıkları beyin bölgesine saldırarak (invaze ederek) ve baskı oluşturarak bulgulara neden olurlar. Bu tür beyin tümörlerinde en sık görülen bulgular:

  • Hafıza kayıpları, kişilik değişiklikleri, bilinç durumunda bozulma, konuşma bozuklukları gibi bilişsel işlev değişiklikleri
  • Baş ağrısı
  • Nöbet – Evre III ve evre IV tümörü olan hastaların yaklaşık üçte birinde nöbet görülür. Nöbetler beyinde ortaya çıkan düzensiz elektiriksel aktivitenin bir sonucudur. Bir takım ilaçlar ile (antiepileptik ilaçlar) önüne geçilmektedir.
  • Diğer sık bulgular ise, kuvvet kayıpları, denge problemleri, görsel bulgular ve his kayıplarıdır.

Tanı

Görüntüleme yöntemleri – Yukarıdaki bulgular ile başvurduğunuz hekim, klinik olarak beyin tümöründen şüphelenmesi durumunda sizden beyin görüntülemesi yöntemlerinden birini isteyecektir. Bu yöntemlerden en sık kullanılanları manyetik rezonans (MR) görüntüleme ve/veya bilgisayarlı tomografidir (BT). Her iki görüntüleme de beyin tümörü tanısını koydurabilir. Tümör dokusunu daha net ortaya koymak adına kontrastlı (ilaçlı) yöntemler tercih edilebilir. MR (özellikle ilaçlı MR) beyin dokusu ve tümör hakkında BT’ye oranla çok daha detaylı bilgi vermektedir.

Cerrahi – Bir tümörün kesin tanısını koymanın tek yolu ameliyat esnasında parça alınarak patolojiye gönderilmesidir. Alınan parça patolog tarafında ışık mikroskobisi altında incelenir, genetik ve moleküler testlere tabi tutularak tümörün kesin tanısı konur.

Biyopsi – Tümör kritik beyin bölgelerinde yerleşmiş ya da hasta ameliyat olamayacak kadar kötü durumda ise, büyük bir cerrahi girişim yerine yalnızca biyopsi alınması tercih edilebilir. Bu durumda, kafatasında açılan küçük bir delikten, nöronavigasyon denilen bir cihaz yardımıyla girilerek, tümör hedefine ulaşılır ve küçük bir parça alınarak tanı amaçlı patolojiye gönderilir.

Tanı

Yüksek dereceli beyin tümörlerinde ana tedavi yöntemi cerrahi çıkarım olup, cerrahi sonrası kemoterapi (ilaç tedavisi) ve radyoterapi (ışın tedavisi) yöntemleri kullanılır. Tedavinin amacı, kitleye bağlı bulguları ortadan kaldırmak ve tümör büyümesini kontrol altına almaktır. Bir çok yüksek dereceli beyin tümöründe tedavi yöntemleri tam iyileşme sağlamamakta, imkânlar nispetinde yaşam süresini uzatmaktır.

Bulguların kontrol altına alınması – Nöbet (sara krizi) ve beyin ödemi hayatı tehdit edecek kadar ciddi nörolojik bulgulara neden olabilir. Cerrahi ile tümörün çıkartılması ve ardından başlanacak tedaviler ile bu buğular kontrol altına alınmaya çalışılır:

-Nöbet: Beyin tümörü nedeniyle ortaya çıkan nöbetler, çoğu zaman, nöbet ilaçları (antiepileptik ilaçlar) ile kontrol altına alınır. Beyin tümörü tanısı konulduktan sonra hastaya bu ilaçlar hemen başlanır ve ameliyat sonrası hastanın klinik durumu göz önünde bulundurularak, belli bir zamandan sonra kesilir.

-Beyin ödemi: Beyin ödemi, beynin şişmesine neden olarak nörolojik bulgulara neden olabilir. Semptomatik beyin ödemi glikokortikoid ilaçlar ile (kortizol gibi) tedavi edilir. Bu amaçla en sık kullanılan glikokortikoid ilaç deksametazondur (dekort, kordexa).

-Hidrosefali: Beynin etrafında ve içinde (ventrikül denilen sıvı karıncıklarında) dolaşan sıvıya beyin omurilik sıvısı (BOS) denir. Bu sıvı beynin içinde belirli bir dolaşıma sahiptir ve dengeli şekilde üretilip emilir. Bu sıvının dolaşımının tümör tarafından engellendiği durumlara hidrosefali (beyinde su toplanması) denir ve kafa içindeki basıncın hayatı tehdit edecek miktarda artmasına neden olabilir. Hidrosefali gelişimi, çok sık olmamakla birlikte, ortaya çıkması halinde bir tüp yardımıyla (şant) bu sıvı karın boşluğuna yönlendirilir.

-Derin venöz trombus (toplar damar tıkanıklığı): Yüksek dereceli beyin tümörü olan hastalar bacak toplar damarlarında pıhtı oluşturmaya (derin venöz trombus – DVT) eğilimlidirler. DVT, bacakta şişlik, ağrı ve sıcaklık artışına neden olur. Bacakta oluşan bu pıhtı, buradan yer değiştirerek akciğerde damar tıkanıklığına (pulmoner emboli) neden olabilir. DVT ve pulmoner emboli hayatı tehdit edecek boyutlarda olabilir ve antikoagülan ilaçlar (kan sulandırıcı) ile tedavi edilir.

Cerrahi

Yüksek dereceli beyin tümörlerinin ilk ve öncelikli tedavisi ameliyat ile olabildiğince fazla tümör çıkartılmasıdır. Tümörün ne kadarının çıkartılabileceği, tümörün boyutuna, yerleşim yerine ve olası cerrahi girişimin normal fonksiyon gösteren beyin dokusuna ne kadar hasar verme olasılığı olduğu ile doğrudan ilişkilidir. Cerrahinin temel amacı, hastanın konuşma, yürüme, anlama gibi önemli beyinsel fonksiyonlarına zarar vermeden, en fazla miktarda tümör çıkartmaktır.

Hastanın normal fonksiyonlarını korumak adına, cerrah,  nöronavigasyon, ameliyat ultrasonu, fonksiyonel MR, cerrahi mikroskop ve çeşitli tümör boyaları ve beyin haritalaması gibi teknolojilerden faydalanır. Tüm bu teknolojik gelişmelere rağmen, çok kritik beyin bölgelerinde yerleşmiş tümörlerde ya da hastanın genel durumunun cerrahiyi kaldıramayacak kadar kötü olduğu durumlarda ameliyat gerçekleşmeyebilir.

Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Tüm tümör dokusu ameliyat esnasında alınmış, geride tümör bırakılmamış olsa dahi, hemen hemen tüm yüksek dereceli beyin tümörleri nüks eder. Bunun nedeni, mikroskobik düzeydeki tümör hücrelerinin ameliyat sahasında ya da daha ötedeki normal beyin dokusunun içinde bulunuyor olması ve bu mikroskobik tümörlerin MR ile tespit edilemiyor olmasıdır. Ameliyat sonrasında radyoterapi ile tümör sahasına yüksek enerjili x-ışınları gönderilerek bu mikroskobik hücrelerin ölmesi sağlanır. Bu tedaviye ‘adjuvan radyoterapi’ denilmektedir. Radyoterapi tümörün tekrarlama riskini azaltırken, hastanın yaşam süresini uzatır.

Radyoterapi, genellikle, bölünmüş günlük dozlarda, ameliyat sonrası birkaç hafta devam edecek şekilde verilir. Bölünmüş radyoterapi yöntemi (fraksiyone radyoterapi) ile en fazla miktarda tümör hücresinin ölmesi sağlanırken, normal beyin dokusuna verilecek zarar en aza indirilir.

Bir çok yüksek dereceli beyin tümörü, cerrahi yapılan sahanın 2cm komşuluğunda ortaya çıkar, bu nedenle bu alan da radyoterapi ile ışınlanacak alanın içine dahil edilir.

Radyoterapinin yan etkileri – Tümör hücreleri radyoterapiye normal beyin hücrelerinden daha hassas olmasına rağmen, normal beyin hücreleri de ışından etkilenir. Normal beyin dokunda meydana gelecek hasar çok az olabilir, bu durumda düşünce keskinliğinde zayıflama, bilinçte hafif zayıflama gibi bilişsel işlevler gerileyebilir. Bilişsel yetekneklerdeki gerilemenin düzeyi, radyasyon alanının ve dozunun artmasıyla fazlalaşır ve genellikle zaman içinde kötüleşir.

Bilişsel bozulmanın ilerlemesinin nedeninin tümör nüksüne mi yoksa radyoterapinin etkisine mi bağlı olduğunu her zaman ayırt etmek mümkün değildir. Radyoterapi nadir de olsa hormon kontrolünü bozabilmektedir.

Kemoterapi – Kemoterapi, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen ve hücreleri öldüren ilaç tedavilerine verilen genel isimdir. Hızlı bölünen kanser hücreleri üzerinde daha fazla etki gösterir. Birçok normal hücremiz yavaş bölündüğü ya da bölünmediği için kemoterapiden az etkilenir ya da etkilenmez. Bunun istinası hızlı bölünen saç, kemik iliği ve mide-barsak hücreleridir. Bu hücreler üzerine kemoterapinin olumsuz etkisi yan etkileri ortaya çıkartmaktadır.

Yüksek dereceli beyin tümörleri tedavisinde, cerrahiyi takip eden süreçte radyoterapi ve kemoterapinin beraber kullanılması hastanın yaşam kalitesini ve yaşam süresini uzatmaktadır. Yüksek dereceli beyin tümörleri tedavisinde en sık kullanılan ilaç ‘temozolomide’dir (Temodal). Genellikle, ameliyat sonrasında, temozolomide her haftanın ilk beş günü (toplam 4 haftalık döngülerle ve toplamda 6 ay kullanır) radyoterapi ile eşzamanlı kullanılır.

Nüks sonrası tedavi

Hemen hemen her hastada, yüksek dereceli beyin tümörleri nüks eder. Tümör nüks ettiğinde hangi tedavinin uygulanacağı ve uygulanan tedavinin hastaya ne kadar fayda vereceği tartışmalıdır.

Nüks durumunda ikinci cerrahi aşağıdaki durumlarda düşünülebilir:

  • Genel sağlık durumunun iyi olması
  • Nüks tümör miktarının az olması
  • İlk cerrahiden sonra geçen sürenin uzun olması (bir yıldan uzun)

Cerrahi – Nüks etmiş bir yüksek dereceli beyin tümöründe hangi hastanın cerrahiden fayda göreceği tartışmalıdır. Yapılacak ikinci bir cerrahi sonrası hastanın yaşam süresinin ne kadar uzun olacağının en önemli göstergesi, hastanın ameliyat öncesi sağlık durumudur. Yaşam süresinin uzun olmasını belirleyen diğer etkenler genç yaş, ilk ameliyattan nükse kadar geçen sürenin uzun olması (özellikle bir yıldan fazla ise) ve ikinci ameliyatta olabildiğince fazla tümör çıkartılmasıdır.

Radyoterapi – İstisnalar olmakla beraber, normal beyin dokusuna zarar verme riski çok yüksek olduğundan, yüksek dereceli beyin tümörlerinin nüksü durumunda tekrar radyoterapiye başvurulmaz. Tümöre özel, odaklanmış radyocerrahi (GamaKnife ya da stereotaktik radyocerrahi) seçilmiş vakalarda kullanılabilir. Ancak bu tedavilerin, hastanın yaşam süresini uzattığına dair bir kanıt yoktur.

Kemoterapi – Yüksek dereceli beyin tümörlerinin nüksünde verilen kemoterapi ilk cerrahi sonrası verilen kemoterapi kadar etkili değildir.

Bu aşamada hedeflenmiş ilaçlar (akıllı ilaç) kullanılabilir. Nüks etmiş yüksek dereceli beyin tümörlerinin tedavisinde bevacizumab kullanılmaktadır. Bu ilaç, tümörü besleyen damarların gelişmesini ve yenilerinin oluşmasını engelleyerek, tümörün beslenmesini bozarak etki etmektedir. Kan basıncında yükselme, kanama, inme ve enfeksiyon gibi ciddi yan etkilere neden olabilir.

Hafifletici tedaviler (palyatif tedavi) – Yaşam sonu bakımı

Birçok yüksek dereceli beyin tümörü, tüm çabalara rağmen tedavi edilemez ve ölümcüldür. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi, yüksek dereceli beyin tümörlerinde de hafifletici tedaviler ve yaşam sonu bakımı için profesyonel destek almak önemlidir. Kanser tedavisinin ne zaman sonlandırılacağına karar vermek son derece zordur. Bu karar, hekim, hasta ve hasta yakınlarıyla beraber alınmalıdır.

Kanser tedavisini sonlandırmak, hastanın bakım ve tedavisini sonlandırmak anlamına gelmez. Hastanın talepleri doğrultusunda ağrının kesilmesi, beslenmenin düzenlenmesi, psikolojik ve ruhani destek sağlanması palyatif tedavinin içeriğini oluşturur.

Daha detaylı bilgi için kliniğimize başvurabilirsiniz.

BEYİN TÜMÖRÜ BELİRTİLERİ, TANI VE TEDAVİSİ

Beyin tümörü nedir?

Beyin tümörü, beyninizdeki anormal hücrelerin oluşturduğu kitlelerdir. Beyninizi saran kafatasınız çok sert ve kapalı bir yapıdır. Böylesine sınırlı bir alan içindeki herhangi bir büyüme büyük sorunlara neden olabilir. Beyin tümörleri kanserli (kötü huylu) veya kanserli olmayan (iyi huylu tümör) olabilir. İyi huylu tümör veya kötü huylu tümörler büyüdüğünde, kafatasının içindeki basıncın artmasına neden olabilir bunun sonucunda  beyin hasarına neden olarak yaşamı tehdit edebilir.

Beyin tümörleri birincil veya ikincil olarak kategorize edilir. Birincil beyin tümörü direk olarak beyninizdeki hücrelerden oluşur. Çoğu birincil beyin tümörü iyi huyludur. Metastatik beyin tümörü olarak da bilinen ikincil bir beyin tümörü ise vücudunuzdaki kanserli başka bir organdan kanserli hücrenin beyninize metastazı sonucunda ortaya çıkar.


Beyin Tümörü Neden Olur ?

Birincil beyin tümörleri, normal beyin hücrelerinin DNA'larında hatalar (mutasyonlar) birikmeye başladığında oluşur. Bu mutasyonlar, hücrelerin kontrolsüz oranlarda büyümesine, bölünmesine ve ölmeleri gereken zamanda bile yaşamaya devam etmesine izin verir. Mutasyonların sonucunda anormal hücrelerden bir tümör oluşur. Sekonder beyin tümörleri ise başka bölgede oluşmuş bir tümörün beyine metastazı ile oluşur.


Beyin Tümörü Çeşitleri

Birincil Beyin Tümörleri

Birincil beyin tümörleri, beynin kendisi veya beyni örten zarlar (meninksler), kraniyal sinirler, hipofiz bezi veya epifiz bezi gibi ona yakın dokularda oluşan tümörlerdir.

Birincil beyin tümörleri, normal beyin hücrelerinin DNA'larında hatalar (mutasyonlar) birikmeye başladığında oluşur. Bu mutasyonlar, hücrelerin kontrolsüz oranlarda büyümesine, bölünmesine ve ölmeleri gereken zamanda bile yaşamaya devam etmesine izin verir. Mutasyonların sonucunda anormal hücrelerden bir tümör oluşur.

Yetişkinlerde birincil beyin tümörleri, kanserin başka bir yerde başlayıp beyne yayıldığı ikincil beyin tümörlerinden çok daha az yaygındır.

Birincil beyin tümörleri direk beyindeki dokularda oluşur. Bu tümörler aşağıdaki bölgelerde gelişebilirler:

• beyin hücreleri

• beyninizi saran meninks adı verilen zarlar

• sinir hücreleri

• bezler

Birincil tümörler iyi huylu veya kanserli olabilir. Yetişkinlerde en yaygın görülen beyin tümörü türleri gliomlar ve menenjiyomlardır.

Gliomlar

Gliomlar, glial hücrelerden gelişen tümörlerdir. Glial hücrelerde başlayan tümör türleri şunlardır:

• serebrumdan kaynaklanan astrositomlar gibi astrositik tümörler

• Genellikle frontal temporal loblarda bulunan oligodendroglial tümörler

• Destekleyici beyin dokusundan kaynaklanan ve en agresif tip olan glioblastomalar

Diğer Birincil Beyin Tümörleri

Diğer birincil beyin tümörleri şunları içerir:

• genellikle iyi huylu tümör olan hipofiz tümörleri

• İyi huylu veya kötü huylu olabilen epifiz bezi tümörleri

• genellikle iyi huylu ependimomlar

• Çoğunlukla çocuklarda ortaya çıkan, iyi huylu tümör olan ancak görme değişiklikleri ve erken ergenlik gibi klinik semptomlara sahip olabilen kraniofarenjiyomlar

• kötü huylu birincil merkezi sinir sistemi (CNS) lenfomaları

• beynin iyi huylu veya kötü huylu olabilen birincil germ hücre tümörleri

• meninkslerden kaynaklanan menenjiyomlar

• Schwann hücreleri denen sinirlerinizin koruyucu kılıfını (miyelin kılıfı) üreten hücrelerden kaynaklanan schwannomlar

Çoğu meningiom ve schwannom, 40 ila 70 yaşları arasındaki insanlarda görülür. Meningiomlar kadınlarda erkeklerden daha yaygındır. Schwannomalar hem erkeklerde hem de kadınlarda eşit oranda görülür. Bu tümörler genellikle iyi huyludur, ancak boyutları ve konumları nedeniyle komplikasyonlara neden olabilirler. Kanserli menenjiyomlar ve schwannomlar nadirdir ancak çok agresif olabilir.

İkincil Beyin Tümörleri

İkincil beyin tümörleri, beyin kanserlerinin çoğunu oluşturur. Vücudun bir bölümünde başladıktan sonra beyne metastaz yapar. Aşağıdakiler kanserler beyne metastaz yapabilir:

• Akciğer kanseri

Meme kanseri

Böbrek kanseri

• Cilt kanseri

İkincil beyin tümörleri her zaman kötü huyludur. İyi huylu tümörler vücudunuzun bir bölümünden diğerine yayılmaz.


Beyin Tümörü Risk Faktörleri Nelerdir?

Beyin tümörleri için risk faktörleri şunları içerir:

Aile Öyküsü

Beyin tümörlerinin küçük bir kısmı, ailesinde beyin tümörü öyküsü olan veya ailesinde beyin tümörü riskini artıran genetik sendrom öyküsü olan kişilerde görülür. Bir beyin tümörünün genetik olarak kalıtsal olması nadirdir. Ailenizde birkaç kişiye beyin tümörü teşhisi konduysa doktorunuzla konuşun. Doktorunuz size genetik bir danışman önerebilir.

Yaş

Çoğu beyin tümörü türü için risk yaşla birlikte artar.

Irk

Afrikalı-Amerikalıların menenjiyomlara yakalanma olasılığı daha yüksektir.

Kimyasallara Maruz Kalma

Belirli kimyasallara maruz kalmak beyin kanseri riskinizi artırabilir. 

Radyasyona Maruz Kalma

İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmış kişilerde beyin tümörü riski artar. Yüksek radyasyonlu kanser tedavileriyle iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalabilirsiniz. Ayrıca nükleer serpinti kaynaklı radyasyona da maruz kalabilirsiniz. Fukuşima ve Çernobil'deki nükleer santral olayları, insanların iyonlaştırıcı radyasyona nasıl maruz kalabileceğinin örnekleridir.


Beyin Tümörü Belirtileri 

Beyin tümörü belirtileri tümörün konumuna ve boyutuna bağlıdır. Bazı tümörler beyin dokusunu istila ederek doğrudan hasara neden olurken, bazı tümörler beyinde bulundukları alanın çevresine baskı uygular. Büyüyen bir tümör beyin dokunuza baskı uyguladığında belirgin belirtiler yaşarsınız. Beyin tümörü belirtileri göz ve görme yeteneğini etkileyebilir.

Baş ağrısı, yaygın görülen bir beyin tümörü belirtisidir. Aşağıdaki şekillerde baş ağrılarını yaşayabilirsiniz:

• sabah uyanırken kötüleşen baş ağrısı

• uyurken oluşan baş ağrısı 

• öksürme, hapşırma veya egzersizle kötüleşen baş ağrısı

Diğer beyin tümörü belirtileri şunlardır:

• kusma

• bulanık görme veya çift görme

• bilinç bulanıklığı, konfüzyon

• nöbetler (özellikle yetişkinlerde)

• bir uzvun veya yüzün bir kısmının zayıflığı

• zihinsel işleyişte bir değişiklik

Diğer yaygın semptomlar şunları içerir:

• beceriksizlik

• hafıza kaybı

• yazma veya okuma güçlüğü

• duyma, tatma veya koku alma yeteneğindeki değişiklikler

• uyuşukluk 

• yutma güçlüğü

• baş dönmesi 

• göz kapaklarının sarkması ve göz kapaklarının eşit seviyede gözükmemesi

• kontrol edilemeyen hareketler

• el titremeleri

• denge kaybı

• mesane veya bağırsak kontrolü kaybı

• vücudun bir tarafında uyuşma veya karıncalanma

• konuşma veya başkalarının ne dediğini anlamakta güçlük çekmek

• ruh hali, kişilik, duygular ve davranıştaki değişiklikler

• yürüme güçlüğü

• yüz, kol veya bacakta kas güçsüzlüğü

Hipofiz Tümörlerinin Belirtileri

Hipofiz tümörlerinde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

• meme başı akıntısı

• kadınlarda adet görmeme

• erkeklerde meme dokusunun büyümesi veya jinekomasti

• ellerin ve ayakların büyümesi

• sıcağa veya soğuğa aşırı duyarlılık

• vücut kılı miktarında artış 

• düşük kan basıncı

• obezite

• bulanık görme veya tünel görüşü gibi görme değişiklikleri


Beyin Tümörleri Nasıl Teşhis Edilir?

Beyin tümörünün teşhisi, fizik muayene ve tıbbi geçmişinizin incelenmesi ile başlar.

Fizik muayene çok detaylı bir nörolojik muayeneyi içerir. Doktorunuz, kraniyal sinirlerinizin sağlam olup olmadığını görmek için testler gerçekleştirecektir.

Doktorunuz, göz bebeklerinize ve retinalarınıza ışık saçan bir alet olan oftalmoskopla gözünüzün içine bakacaktır. Bu, doktorunuzun ışığa nasıl tepki verdiğinizi ve optik sinirde herhangi bir şişlik olup olmadığını görmesini sağlar. Kafatasının içindeki basınç arttığında, optik sinirde şişlikler meydana gelebilir.

Doktor ayrıca aşağıdakileri değerlendirmek amacıyla testler de gerçekleştirebilir:

• kas gücü

• koordinasyon

• hafıza

• matematiksel hesaplamalar yapma yeteneği

Doktorunuz fizik muayeneyi bitirdikten sonra aşağıdaki ek testlerden bazılarını isteyebilir.

BT Taraması (Bilgisayarlı Tomografi)

BT taramaları, doktorunuzun vücudunuzun bir X-ışını makinesinden daha ayrıntılı bir şekilde taranmasının yoludur. Bu, kontrastlı veya kontrastsız yapılabilir.

Kontrast, doktorların kan damarları gibi bazı yapıları daha net görmelerine yardımcı olan özel bir boya kullanılarak başın BT taramasında elde edilir.

MR

Bir MR görüntüsü, radyasyon kullanmadığı için BT taramasından farklıdır ve genellikle beynin kendi yapılarının çok daha ayrıntılı resimlerini sağlar.

Anjiyografi

Bu çalışmada, genellikle kasık bölgesine atardamarınıza enjekte edilen bir boya kullanılmaktadır. Boya beyninizdeki arterlere gider. Doktorunuzun tümörlerin kan akışının neye benzediğini görmesini sağlar. Bu bilgi ameliyat sırasında faydalıdır.

Kafatası Röntgenleri

Beyin tümörleri, kafatasının kemiklerinde kırılmalara veya kırılmalara neden olabilir ve spesifik X-ışınları bunun olup olmadığını gösterebilir. Bu X ışınları, bazen bir tümörün içinde bulunan kalsiyum birikintilerini de alabilir. Kanseriniz kemiklerinize taşınmışsa, kan dolaşımınızda kalsiyum birikintileri olabilir.

Biyopsi

Biyopsi sırasında küçük bir tümör parçası alınır. Nöropatolog adlı bir uzman bunu inceleyecektir. Biyopsi, tümör hücrelerinin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığını belirleyecektir. Ayrıca kanserin beyninizden mi yoksa vücudunuzun başka bir bölümünden mi kaynaklandığını belirleyecektir.


Beyin Tümörlerinin Evrelendirilmesi

Analiz için tümörden alınan parça tümörün tipini, derecesini ve tümörün ne kadar hızlı büyüyebileceğini tahmin eden ek moleküler özellikleri bulmak amacıyla incelenir. Bu bilgiler doktorunuzun sizin için en iyi tedaviyi planlamasına yardımcı olacaktır. Bu bilgilerin ışığında beyin tümörü derecelenmekte ve özelliklerine göre belli bir evre ismi almaktadır. Genel olarak daha hızlı büyümesi beklenen özelliklere sahip tümörlere daha yüksek bir evre verilir. Çoğu tümör için evre ne kadar düşükse prognoz o kadar iyidir.

o 1. Evre Beyin Tümörü. Bu tümörler yavaş büyür ve yayılma olasılığı düşüktür. Genellikle ameliyatla iyileştirilebilirler.

o 2. Evre Beyin Tümörü. Bu tümörlerin büyüme ve yayılma olasılığı daha düşüktür, ancak tedaviden sonra geri dönme olasılığı daha yüksektir.

o 3. Evre Beyin Tümörü. Bu tümörlerin hızla bölünen hücrelere sahip olma olasılığı daha yüksektir, ancak ölü hücreler yoktur. Hızlı büyüyebilirler.

o 4. Evre Beyin Tümörü. Evre 4 beyin tümöründe, tümördeki hücreler aktif olarak bölünür. Ek olarak, tümör hem kan damarı büyümesine hem de ölü doku alanlarına sahiptir. Bu tümörler hızla büyüyebilir ve yayılabilir.


Beyin Tümörlerinin Tedavisi

Bir beyin tümörünün tedavisi aşağıdakilere bağlı olarak planlanır:

• tümör tipi

• tümörün boyutu

• tümörün yeri

• genel sağlığınız

Kötü huylu beyin tümörleri için en yaygın tedavi cerrahidir. Amaç, beynin sağlıklı bölgelerine zarar vermeden kanseri olabildiğince uzaklaştırmaktır. Bazı tümörlerin yeri kolay ve güvenli bir şekilde tümörün çıkarılmasına izin verirken, diğer tümörler, tümörün ne kadarının çıkarılabileceğini sınırlayan bir alanda bulunabilir. Beyin kanserini oluşturan tümörlerin kısmen çıkarılması bile çoğu durumda hastaya çok faydalı olabilir.

Beyin tümörü ameliyatının riskleri arasında enfeksiyon ve kanama bulunur. Klinik olarak tehlikeli iyi huylu tümörler de ameliyat ile çıkarılır. Metastatik beyin tümörleri, primer beyin tümörleri ile aynı şekilde tedavi edilir.

Cerrahi, radyasyon tedavisi ve kemoterapi gibi diğer tedavilerle birleştirilebilir.

Fizik tedavi, konuşma terapisi gibi ek tedaviler beyin cerrahisinden sonra iyileşmenize yardımcı olabilir.


Beyin Tümörü Nasıl Önlenir

Beyin tümörü, aile öyküsüne dayandığından kesinlikle önlenebilir bir hastalık olmasa da beyin tümörünün oluşum riskini minimuma indirecek aktiviteler bulunmaktadır.

Sağlıklı Beslenme

Sağlıklı beslenmenin en önemli unsuru, bünyenize uygun bir şekilde vücudunuza faydalı yiyecekleri almak, zararlı olanları çıkarmaktır. Birçok insan gereğinden daha fazla şeker yer. Yüksek miktarda şeker tüketilmesi, kalpte, damarda ve beyinde çeşitli sıkıntılara yol açabilir. Şekeri azaltmak amacıyla proses edilen yiyeceklerden ve ağır tatlılardan vazgeçmeniz doğru olacaktır. Canınız tatlı bir şey istediğinde ise bir parça meyve yemeyi tercih edebilirsiniz. Bunun yanı sıra tuz da içerdiği sodyum ile kalp ve beyin hastalıklarının en önemli risk faktörlerinden biri olarak gösteriliyor. Hazır yiyecekler, salam ve sosis gibi et ürünleri çok fazla miktarda sodyum içerdiğinde mümkün olduğunca tuzdan ve bu tarz yiyeceklerden kaçınılması gerekiyor.

Sigara ve Alkol Tüketimini Bırakmak

Az miktarda alınan alkolün, sağlığa faydalı olduğu tespit edilmiştir. Ancak alkolün dozu kaçtığında vücuda çok fazla zarar verir. Alkol, beyin tümörü riskini arttırdığı gibi vücudumuzu temizleyen karaciğere de fazlasıyla zarar vermektedir. Vücudun su kaybetmesine de yol açan alkol, bayanlar için günde maksimum 1 kadeh, erkekler için günde maksimum 2 kadeh tüketilmelidir. Öte yandan her türlü damar tıkanıklığına yol açan sigaranın da hiç kullanılmaması gerekiyor. Sigarayı bırakma konusunda destek almak için makalemizi burayatıklayarak okuyabilirsiniz. 

Spor Yapmak

Düzenli yapılan sporun ve fiziksel aktivitenin sağlığımız üzerindeki etkisi büyüktür. Bilimsel verilere göre, egzersize başlayan her kişiden 80'i henüz başlarda pes ediyor. Ortaya çıkan hastalıkların birçoğunda spor ve egzersizin yoksunluğu görülmekle birlikte sporun, vücudumuzdaki tüm organları çalıştırdığını bilmeli ve beyin tümöründen tutun damar tıkanıklığı ve kas hastalıklarına kadar birçok hastalıktan korunmak için düzenli olarak spor yapılmalıdır.


Beyin Tümörü Hakkında Sorular

Beyin Tümörü Kan Testinde Çıkar Mı?

Tüm kanser ve tümörlerde kanda lökosit hücre miktarı inanılmaz derecede artar. Kan tahlilinde ortaya çıkan sonuçlar ise sadece bir alarm zilidir. Böyle bir yükselme görüldüğünde daha detaylı inceleme için farklı kan tahlilleri istenir ve artan hücrelerin tipi gözlenir.

Beyin Tümörü Nasıl Bir Ağrı Yapar?

Baş ağrısına sebep olabilecek faktörlerden birisi beyin tümörü olmakla birlikte tüm baş ağrısı vakalarının yalnızca yüzde üçünde asıl sebep beyin tümörüdür. Beyin tümörü özellikle geceleri etkisi artıran ancak gün içinde de sürekli olan; ara ara etkisini artıran karakteristik bir ağrı ortaya çıkarır. Ağrının şiddetlendiği dönemlerde mide bulantısı ve kusma da ağrıya eşlik eder.

Beyin Tümörünün Oluşturduğu Baş Ağrısı İle Migren Ağrısı Arasındaki Fark Nedir?

Beyin tümörünün ortaya çıkardığı baş ağrıları sürekli ve orta şiddetlidir. Ağrı, bazı dönemlerde ciddi artış gösterir ancak çoğu zaman tamamen ortadan kaybolmaz. Ayrıca ışığa karşı duyarlılık da olabildiğince azdır. Migrenağrıları ise bir anda başlayan şiddetli ağrılardır. Kriz sonlandıktan sonra ağrı tamamen ortadan kalkar. Işığa duyarlılık ise fazladır.

Beyin Tümörü Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Hakkında Bizimle İletişime Geçin

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası