atatürk peygamber efendimiz mezarı / Diyorlar ki; Atatürk Peygamberimizin türbesini kurtarmış “Yalan”… - Haber 7 Yazarı Ahmet Anapalı

Atatürk Peygamber Efendimiz Mezarı

atatürk peygamber efendimiz mezarı

“Atatürk, Hz. Peygamber’in kabrinin yıkılmasına engel oldu”

ARRAffinity

(funduszeue.info)

Oturum (Session) Çerezi

Azure tarafından kullanıcı isteklerinin aynı instance a erişebilmesi için tuttuğu çerezdir

Oturum boyunca

_gat_UA

(funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Google Analytics'in analitik veriler tuttuğu çerezdir.

Oturum boyunca

_gid

(funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir

1 Gün

_ga

(funduszeue.info)

Zorunlu Çerez

Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir

Gün__gads

Takip Çerezi

Google DoubleClick (DFP)'nin kullanıcıları takip etmek ve yeniden pazarlama yapmak gibi çalışmaları için kullanılan çerezdir

GünIDE (funduszeue.info)

Takip Çerezi

Reklam amaçlı kullanıcı davranışlarını takip etmek için kullanılan 3. parti uygulama çerezidir.

Gün_ym_visorc_ (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex Metrica'nın kullanıcı oturumu ile ilgili tuttuğu çerez

Oturum boyuncasync_cookie_csrf (funduszeue.info)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Oturum boyunca

sync_cookie_csrf (funduszeue.info)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Oturum boyuncacX_S (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Oturum boyunca_ym_isad (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex Metrica'nın kullanıcının reklam engelleyicileri kullanıp kullanmadığını belirlemek için kullandığı çerez

Oturum boyuncayabs-sid (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın analitik veriler için kullandığı oturum id si

Oturum boyuncacX_P (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullandığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Güngckp (funduszeue.info)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan cxense çerezidir.

GüncX_G  (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Gün__auc (funduszeue.info)

Takip Çerezi

Alexa Analytics'in kullanıcı hedefleme ve analytics verileri için kullanılmaktadır.

Günsync_cookie_ok (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

1 Gün

yandexuid

(funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Gün_ym_wasSynced (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın analitik veriler tuttuğu çerezdir

1 GünYandexuid (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın site kullanıcı sayısını belirlemek için kullandığı çerez

Gün_ym_d (funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın kullanıcının ilk oturum açma tarihini tuttuğu çerez

Gün

_ym_uid

(funduszeue.info)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın kullanıcı oturum id si

Gün
Ana Sayfa1 milyon Türkiye fotoğrafı

Giriş Yap

Atatürk'ün din hakkındaki düşünceleri (kendi elyazısı ile)
« önceki    767778    sonraki »

ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET
kilitli

sayfa 77
erdemkaya
11 yıl önce - Sal 15 May ,

İyi de Haziran 'da funduszeue.info'in orduları falan yoktu o donemde böyle bir pozisyona sahip degildi yukarda arkadasın verdigi funduszeue.info'in söylediği iddia edilen soz tamamen uydurmadir..öyle olmasa bile hangi niyetlerle kimlere poz verme amaçlı yazıldığını da biliyoruz da neyse hadi ergenleri uyutun funduszeue.info bir de Suud Kralından bahsediliyor uydurma mektupta;sanki o tarihte Suud Kral'i varmış gibi Ne zaman büyüyeceksiniz merak ediyorum dogrusu )

 mesajı beğendiniz mi?: &#;-2

kıvanç

11 yıl önce - Sal 15 May ,

yazıyı yazan adamın harita bilgisi takdire şfunduszeue.inforı alır aşağı inerim alt kata iniyor sanki dangalak..
atatürkü sevmek de sorun yok da,her şeye de balıklama atlamak olmaz ki canım.

 mesajı beğendiniz mi?

kemotek56

11 yıl önce - Çrş 16 May ,

konuyla direkt alakası yok ama bir şeyi çok merak ediyorum
te açıklanması için bir vasiyeti vardı Atatürk ün
ve bu vasiyet açıklanmadı evren bunu 'önemli bir şey değil toplum buna hazır değil demişti galiba '

 mesajı beğendiniz mi?

Ali_Hasan

11 yıl önce - Çrş 16 May ,

Atatürk ün Suud kralligina cektigi telgrafla ilgili paylastigim resimde tarih yanlis yazilmis anlasilan bende paylasirken tarihe dikkat etmedim bazi arkadaslarin degerlendirmesi dogru ama böyle bir mektup varmis.

Suudiler Peygamberin mezarını yıkmak üzereymiş. Atatürk bunu haber almış ve Suudileri titreten bir telgraf çekmiş. İşte o telgraf;

Suudiler yılında kendi sınırları içindeki tüm mezarlıkları yıkma kararı alır. İşin en ilginç yanı Hz. Muhammed'in mezarının da Suudi sınırları içerisinde olmasıdır. Ancak Atatürk öyle bir telgraf çeker ki, Suudiler mezarın tek bir taşına bile dokunamazlar.

Nevzat Yalçıntaş'ın anekdotunu Can Ataklı köşesinden şöyle aktarmış:

TEK TAŞINA DOKUNURSANIZ ORDUMU GÖNDERİRİM

Prof. Nevzat Yalçıntaş &#;Suudiler yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed&#;in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, &#;Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim&#; demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed&#;in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi&#; dedi.

Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed&#;in mezarı da olmayacaktı

O BELGE NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Yalçıntaş anlatıyor: &#;(Dışişlerinde Bakanlık arşivini araştıran) Münir Bey aradı. Çok ilginç bir belge bulduğunu, bunu getirip göstermesi gerektiğini söyledi. O sırada benim çalıştığım başbakanlık binası ile dışişleri binası aynı yerde. Hemen atlayıp geldi. Çok heyecanlıydı.&#;

Prof. Yalçıntaş, Münir Bey&#;in gösterdiği belgeye baktığında çok şaşırdığını belirterek şöyle devam etti: &#;Belge bir telgraf metniydi. Henüz yeni kurulan Suudi devletinin kralına gönderilmişti. Telgrafta &#;Hazreti Muhammed&#;in mezarının yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderirim&#; anlamına gelen cümleler vardı.&#;

ZAMANINDA FAHRETTİN PAŞA MEZARI TERK ETMEMİŞ

Yalçıntaş, burada Hazreti Muhammed&#;in mezarı ile ilgili kısa bir detay anlattı. İngiliz işgali sırasında komutan olan Fahrettin Paşa&#;nın kabri terk etmemek için uzun süre direndiğini, aç kaldıklarını bu nedenle çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda İngilizler&#;in hiçbir şekilde dokunmamaları kaydıyla Hazreti Muhammed&#;in mezarını terk ettiklerini ancak kutsal emanetleri de yanlarına aldıklarını söyledi.

BELGEYİ AÇIKLAMAMIŞLAR

Şimdi gelelim belgenin bulunmasından sonraki gelişmelere, çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçıntaş&#;ın anlattığına göre Münir Bey belgeyi önce bir üst amirine götürüyor. Belge oradan daha yukarı taşınıyor. Sonunda müsteşara oradan da Bakan İlter Türkmen&#;e geliyor. Tabii Evren Başkanlığı&#;ndaki Milli Güvenlik Konseyi&#;nin de haberi oluyor.

Sorun şu: Bu belge ne yapılacak? Dönemin Atatürkçü komutanları ve onların emrindeki bürokrasi bu belgenin açıklanmasını istemiyor. Ancak belge de ortaya çıkmış bir kere. Sonunda o dönemde yazılan ve şimdi kitapçılarda tek nüshası bile kalmayan bir Atatürk kitabının içine, hiçbir anons yapılmadan konuyor.

Kısacası konu adeta kapatılıyor, sadece o tuğla gibi kalın kitabı sonuna kadar okuyanların dikkatini çekecek biçimde &#;zevahiri kurtarmak&#; adına konuyor.

Peki bu belge şimdi nerede? Kimin koruması altında? Bu da bilinmiyor. Bilinen tek şey, Atatürk&#;ün İslam aleminin peygamberi Hazreti Muhammed&#;in mezarının ortadan kaldırılmasını önlemesi herkesten saklanıyor.

HZ. MUHAMMED MESCİDİ NEBEVİ'DE YATIYOR

Hazreti Muhammed yılında doğdu yılında vefat etti. Peygamberimiz Medine&#;de oturduğu evde toprağa verildi. Bu mezar bugün dünyanın en büyük camisi olan Mescidi Nebevi&#;nin içinde.

Mescidi Nebevi, Hazreti Muhammed&#;in Mekke&#;den Medine&#;ye göç etmesinden sonra ilk namaz kıldığı yer. Hazreti Muhammed, Medine&#;de oturduğu evin hemen yanına kentin ilk mescidini inşa ettirmişti. Bu mescit geçen yıllar içinde defalarca yenilendi. Bugün bin kişinin aynı anda namaz kılabildiği Mescidi Nebevi&#;nin korumasını çok uzun yıllar Osmanlı askeri yapmıştı.

Arabistan&#;da mezar adeti yoktur. Ölüler herhangi bir yerde toprağa verilir, üzerine belirleyici bir şey konmaz. Bu nedenle sadece Hazreti Muhammed&#;in mezar yeri ile ilgili bilgi vardır. O&#;nun dışındaki İslam büyüklerinin mezarlarının yeri bilinmez. Bir süre önce Hazreti Muhammed&#;in annesine ait olduğu ileri sürülen bir mezar ortaya çıkarılmıştı. Ancak Suudi yönetimi bu mezarı da ortadan kaldırmış ve yerine otopark yapmıştı.

Atatürk&#;ün müdahalesi olmasa Suudiler, Mescidi Nebevi&#;nin hemen dibindeki Hazreti Muhammed&#;in mezarını da tamamen ortadan kaldıracaktı. Nitekim Hazreti Muhammed&#;le aynı yere defnedildikleri bilinen Sahabe&#;nin önde gelen isimlerinin mezar yerleri bugün dümdüzdür.__________________

 mesajı beğendiniz mi?: &#;+1

Göksel Çetiner

 mesajı beğendiniz mi?

A.Yıldırım

11 yıl önce - Prş 17 May ,

Siz atanızı yalanlarlamı ayakta tutmaya çalışıyorsunuz.

Atatürkün sizin yalanlarınıza ihityacımı var.

Okuyun!

Atatürk funduszeue.infoed'in (SAV) mezarını yıkılmaktan kurtardı yalanı

M. Kemal Atatürk, Peygamberimiz funduszeue.infoed'in (sallallahu aleyhi vesellem) mezarını yıkılmaktan kurtardı yalanı

Gerek bana ulaşan özel mesajlar, gerekse sayfamıza gelen neredeyse her kemalistin bu asılsız iddiayı "gururla" dile getirmesi, bizi bu konuyu açmaya icbar etti.

Evvela bu asılsız iddiayı buraya yazalım

Iddia şöyle:

"""Hz. Muhammed'in mezarını yıkıp, yerini degiştirmek isteyen zamanın Suud kralına Atatürk'ün kendi el yazısı ve imzasıyla çektigi telgraf:

Not: Yazıya başlarken Krala sayın kelimesini kullanmıyor..

" Suud kralının dikkatine !! Tarafımıza ulaşan haberlere göre Allah'ın sevgili ve özel kulu, elçisi peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın kabrini yıkıp yerini degiştirecekmişsin. O mezarın tek taşına dokunursan Kurtuluş Savaşı'nı bırakır ordularımla aşağı inerim."

26 Haziran MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

(Cumhurbaşkanlığı Atatürk Özel Arşivi)"""

Birde düştükleri "not"ta; Krala "sayın" kelimesi kullanmadığını belirtmişler Ne kadar da gururlanıyorlardır kimbilir.

Gelelim cevabımıza

1 - "Sözde" telgraf "el yazısıyla" çekilmiş Faks mı bu mübarek, el yazısıyla çekilebilsin? Telgraf sisteminde mürekkepli kalem bir kağıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Daha sonra ise Samuel Morse ve yardımcısı Vail bu sistemi geliştirdiler. "Nokta ve çizgilerden" oluşan bir kodlama sistemi ortaya çıkardılar. Bu kodlama sistemi, daha sonra tüm dünyada kabul gören Mors alfabesiydi.[1]

2 - "Sözde" telgraf; "Mustafa Kemal *Atatürk*" imzasını taşıyor. Halbuki "Atatürk" soyadı taa 24 Kasım tarih ve sayılı kanunla kendisine verilmiştir.[2]

3 - Dışişleri ile ilgili yazışmalar "Dışişleri Bakanlığı" arşivinde muhafaza edilir. Oysa bu "sözde" telgrafın kaynağı "Cumhurbaşkanlığı" arşividir. Üstelik "sözde" belgenin hangi dosya ve numarada olduğu hakkında bilgi de verilmemiş. Böyle kaynak olur mu? Zaten böyle bir belge olmadığı için numarası verilemiyor olsa gerek. Eğer böyle bir belge varsa çıkarın ortaya. Şayet bulamıyorsanız yok hükmündedir, olmayan bir belge nasıl delil olur?

4 - "Suud Kralına" çekildiği iddia edilen telgrafın tarihi "26 Haziran 'dur. Oysa Suudi Arabistan Krallığı taa 23 Eylül tarihinde kurulmuştur.[3]

Bazıları da telgrafın yılında çekildiğini iddia ederler Ancak bu tarih "sözde" telgrafın içeriği ile çelişmektedir. Zira metinde:

"O mezarın tek taşına dokunursan **Kurtuluş Savaşı'nı** bırakır ordularımla aşağı inerim."

ifadeleri yer alıyor. yılında Kurtuluş Savaşı mı vardı? Kurtuluş Savaşı 11 Ekim 'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 'te imzalanan Lozan Antlaşması ile resmen sona ermiştir.

Kısaca bu iddianın aslı yoktur, saçma bir iddiadır.

Nevzat Yalçıntaş, bunu M. Kemal Atatürk'ü müslüman göstermek için uydurduklarını Kadir Mısıroğlu'na itiraf etmiş ve Kadir Mısıroğlu'da bunu televizyonda açıklamıştır. Nevzat Yalçıntaş'ın Kadir Mısıroğlu'nu yalanladığını da duymadık.

Söz konusu videoyu izlemek için şu linke tıklayınız:




(Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed.)


KAYNAKLAR:

[1] funduszeue.info

[2] T.C. Resmî Gazete, 24 Aralık , sayı , sayfa

[3] Konya Ticaret Odası, Suudi Arabistan Krallığı Ülke Raporu, Etüd-Araştırma Servisi Ocak , sayfa 1.

Kaynak : Linkte sorun var, resimden linki alabilirsiniz.

funduszeue.info


Not : İnanan inanır, inanmayan hesabını Allah'a versin

En son A.Yıldırım tarafından Prş 17 May , tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi

 mesajı beğendiniz mi?: &#;+5

A.Yıldırım
11 yıl önce - Prş 17 May ,

Alıntı:
konuyla direkt alakası yok ama bir şeyi çok merak ediyorum
te açıklanması için bir vasiyeti vardı Atatürk ün
ve bu vasiyet açıklanmadı evren bunu 'önemli bir şey değil toplum buna hazır değil demişti galiba '


Demekki kamalizmin çökmesinden korktular!

 mesajı beğendiniz mi?

Hüseyin ATAR
11 yıl önce - Prş 17 May ,

Alıntı:
Arabistan&#;da mezar adeti yoktur. Ölüler herhangi bir yerde toprağa verilir, üzerine belirleyici bir şey konmaz.

Başlıkla ilgili olmasa da bu bilgi çok ilginç geldi bana
İslamda mezar ziyareti öğütlenmiyor mu ?
Suudiler yerini bilmedikleri mezarları nasıl ziyaret ediyorlar ?

 mesajı beğendiniz mi?

manifesto
10 yıl önce - Sal 30 Ekm ,

Atatürk funduszeue.infoed'in mezarını yıkılmaktan kurtardı HİKAYESİNE dair



Atatürk'ün funduszeue.infoed'in mezarını yıkılmaktan kurtardığı efsanesi üzgünüm ama arkadaşlar ÜFÜRÜKTEN tayyare.

Neden mi , azıcık zeka

Bir kere telgraf'ın çekildiği söylenen tarih ki tarih konusunda da değişik riyavetler var kimi tarih olarak 'u söylerken kimi yılını söylemekte oysa iki tarihte de Henüz Suudi Arabistan Kralı diye birisi yoktu
Suudi Arabistan Krallığı yılında ilan edildi ve ilk tanıyan devletlerden biri de Türkiye'dir.

 mesajı beğendiniz mi?: &#;+1

Atila@Kara
10 yıl önce - Prş 08 Ksm ,

Atatürk ve Hz. Muhammed



Alıntı:
Atatürk'ü Peygamber efendimizle eşdeğer gören insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz.


Atatürk'ü sevmek bir zorunluluk değil. Demokrasilerde devlet adamlarını sevme veya sevmeme özgürlüğümüz var. Ama herhalde vicdanlı olan ve birazcık tarih bilgisi olan azılı Atatürk karşıtları bile
Atatürk'ün canı kanı pahasına Türk milletinin Milli kurtuluş mücadelesine öncülük ettiğini ve bir
İmparatorluğun küllerinden yeni bir devlet kurduğunu takdir edeceklerdir.

Hz. Muhammed'in ise benim milletim için, Türk milleti için bir kahramlığı var mı ?
Bırakın kahramanlığı, hayatı boyunca bir tek Türk insanı ile karşılaşmamıştır ? Soruyorum !
Elimizde Hz. Muhammed'in soyu Türk olan herhangi bir kişi ile karşılaştığına dair bir tarihi belge
var mı ?
Bir Türk olarak benim için Atatürk ile Hz. Muhammed arasındaki öncelikli fark işte bu.
Biri benim için milli bir kahraman diğeri arap bir din adamı.

Şimdi denilebilinir ki ''nasıl böyle bir karşılaştırma yaparsın? Peygamber efendimiz sallallahu vesellem Allah'ın elçisiydi !''

Ben de derim ki ''sen Allah'ın elçisi olduğuna inanıyorsun, ben inanmıyorum ki''
Kırk yaşına kadar normal bir tüccar olarak yaşamını sürdürmüş olan Muhammed mağarada
Cebrail ile karşılaşıyor, Cebrail kendisini üç kere canını alırcasına sıkıyor ve oku diyor o da nihayetine okuyor ve böylece ilk ayetler inivermiş ve kendisine Allah'ın resulu olduğu bildirilmiş oluyor

Buna inanmama hakkım var herhalde. Şimdi soruyorum eğer benim şüphem doğru ise Hz. Muhammed'den geriye ne kalıyor. Peygamber filan değil, çünkü peygamberliği kendi uydurması olduğuna göre.

O yüzden ben hiçbir zaman hiçkimseyi Atatürk ile eşdeğer görmem. Eğer illada tapılacak biri varsa o Atatürk olur benim için. (Ona da tapmam tabiki çünkü Atatürk bizden böyle birşey beklemiyor )



En son Atila@Kara tarafından Prş 08 Ksm , tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi

 mesajı beğendiniz mi?: &#;-4

sayfa 77

kilitli

« önceki    767778    sonraki »

ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET
 

Atatürk, peygamber sevgisi olan bir Müslüman'dı

Duayen Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Karadeniz TV’de canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu programına telefonla katılan Prof.

Duayen Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Karadeniz TV’de canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu programına telefonla katılan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Atatürk’ün Suud Kralı’na gönderdiği “Hz. Muhammed’in mezarının tek taşına dokunursan ordularımla aşağıya inerim” yazılı telgrafı Dışişleri Bakanlığı arşivinde gördüğünü söyledi.


Atatürk, peygamber sevgisi olan samimi bir Müslüman’dı
Mustafa Kemal’i menfi göstermeye çalışan bazı ateist ve softa kesimlerin olduğunu söyleyen Prof. Yalçıntaş, “Atatürk’ü inancının dışında bir insan gibi takdim etmek yanlıştır” dedi.
Eski AKP Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, “Atatürk’ü menfi göstermeye çalışan bazı ateist ve softa kesimler var. Ancak Atatürk kalbinde peygamber sevgisi olan samimi bir Müslüman’dı” dedi. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Atatürk’ün evinin tam bir Türk ve Müslüman evi olduğunu kaydetti. Duayen Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Karadeniz TV’de canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu programına telefonla katılan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Atatürk’ün Suud Kralı’na gönderdiği “Hz. Muhammed’in mezarının tek taşına dokunursan ordularımla aşağıya inerim” yazılı telgrafı Dışişleri Bakanlığı arşivinde gördüğünü söyledi. Yalçıntaş, “İfadeler tam böyle olmasa da diplomatik bir dille tehdit vardı belgede. Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde yer alan kesinlikle gerçek bir belge” diye konuştu.

“Dışişleri, belgeleri
açıklamalı”

Ceviz Kabuğu’nun stüdyo konuğu olan Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal Arı da, Dışişleri Bakanlığı’nın yakın tarihle ilgili belgeleri açıklamasını istedi. Prof. Dr. Kemal Arı ayrıca, işgal sırasında Yunan komutan Sofokles Venizelos’un Osman Gazi’nin türbesini çiğnemesinin fotoğraflarını izleyicilerle paylaştı.
Hulki Cevizoğlu: Genelkurmay’ın sitesinde, Anıtkabir Ziyaret Saatleri başlığında şöyle bir açıklama yapıldı.
“ATATÜRK’ün 74’üncü Ölüm Yıldönümü anma törenleri kapsamında, 10 Kasım Cumartesi günü, ANITKABİR’de Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında Çelenk Sunma Töreni icra edileceğinden; emniyet tedbirlerinin kontrolü ve tören hazırlıklarının yapılabilmesi maksadıyla, ANITKABİR, 9 Kasım Cuma günü saat ’ten, 10 Kasım Cumartesi günü saat ’a kadar ziyarete kapatılacaktır.”
 Bugüne kadar hiç oldu mu böyle bir şey, hatırlıyor musunuz siz? Güvenlik daha önce de söz konusu değil miydi?
Prof. Dr. Kemal Arı: Atladığımız bir şey daha var. İlk defa Başbakanımız 10 Kasım törenlerinde olmayacak. Cumhuriyet tarihinde ilk defa Başbakansız anılacak 10 Kasım. Bir güvenlik zafiyeti hakikaten olabilir. Bir de bazı sivil toplum kuruluşlarının düzenleyeceklerini ilan ettikleri bir yürüyüş var. Nahoş bir olay yaşanır kaygısı mı var? Onu da emniyet güçleri değerlendirir. Bu keyfi bir uygulama ise kınamak gerekir ancak ciddi bir tehlike varsa bir şey diyemeyiz.
Hulki Cevizoğlu: Anıtkabir Komutanlığı diye bir komutanlık var. Böyle korunan bir yerde güvenlik zafiyeti olabilir mi?
Prof. Dr. Kemal Arı: Güvenlik zafiyeti yoksa bu Türkiye’yi yönetenlerin ve Türkiye’nin ayıbıdır diye düşünüyorum. Ama gerçeği bilmiyoruz.

“Sonradan olma
sözde tarihçiler türedi”

Hulki Cevizoğlu: “Kulaktan dolma, sonradan olma” tarihçiler, Atatürk hakkında kesin yargılara varıyorlar. Acaba Atatürk anıtına çelenk koymayı putperestlik olarak mı görüyorlar? Suudi Arabistan’daki bir kesim de peygamberin mezarına sahip çıkmayı putperestlik görüyor. Onun gibi mi görülüyor?
Prof. Dr. Kemal Arı: Türkiye’de belli bir kesim böyle görüyor tabii. Anıtkabir’i uçurmak gibi fikirler söylendi zamanında. Bu tür akıl sorunu olan insanlar bu tür olumsuz düşünceleri ortaya koyuyorlar.
Hulki Cevizoğlu: Atatürk’ün Suudları, Hz. Muhammed’in mezarını yıkmamaları için uyardığı söyleniyor ve bu konunun kamuoyu önüne çıkan tek tanığı var. Şu anda telefon hattımızda. 2 Dönem AKP milletvekilliği de yaptı. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş.
Hocam neler söyleyeceksiniz? 
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Bundan önce son zamanlarda Moskova kaynaklı bir haber var. Mescid-i Nebevi’nin yıkılacağı ile ilgili ama bu gerçek değil. Böyle bir şey olamaz. Genişletme, yenileme çalışmaları her zaman yapılmıştır. Provokasyon olabilir, bu konuda vatandaşlarımıza bilgi vermek istedim.
Söz konusu olaya gelirsek Vahabiler Osmanlıların o topraklardan çıkması ile sahabe kabirlerini yıktı. İslam dünyasının ileri gelenlerinin kabirlerini ziyaret etmelerini putperestlik olarak görüyorlardı. Vahabilik, İngilizler tarafından yaratılan bir “Osmanlı’ya dini isyan hareketidir.”
Bölgedeki İslam alimleri, peygamberimizin kabrinin yıkılmaması için başvuracak yer aradıkları belli oluyor kaynaklardan. Ve bu yer de Türkiye olmuş. O zamanlarda oraya gidenler bu kabirlerin yıkıldığını görüyor ve Peygamber’in kabrine de yapacakları korkusu oluşmuş. Buna karşı koyacak bir merci arıyorlar ve gözler Ankara’ya dönüyor. Bülent Ulusu kabinesinde rahmetli Atatürk’ün hatırası için ne yapalım diye düşünürken İzmir İktisat kongresinin ikincisinin yapılması için karar alınıyor. Turgut abi (Özal) bana görev verdi.
Hüsnü Kuran isimli genç bir arkadaş Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde çalışırken bir belge bulmuş ve beni aradı. Bir vesika gösterdi. Rahmetli Atatürk’ün bir telgrafının metni
Telgrafta, Atatürk kendisine bir duyum geldiğini, peygamberin kabrinin yıkılacağını duyduğunu Suudi Arabistan kralına doğrudan yazıyor. Çok açık olarak değil, diplomatik bir dille ama tehdide varan bir üslupla yazılmış
Hulki Cevizoğlu: Tarihi nedir bu belgenin?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: ’ların başı. veya olmalı. Hüsnü bey “ben ne yapayım hocam” dedi. Ben de “devlet belgesi, bina dışına çıkarma” dedim. Ve amirine söylemesini istedim. Söyledi. En son bundan kimseye bahsetmemeleri ve gizli belgeler arasında yerine konulması gerektiği söylenmiş onlara.
Hulki Cevizoğlu: Atatürk’ün gönderdiği bir telgraf neden gizli belge olarak saklansın?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Bundan rahatsız olanlar oldu. Atatürk’ün dinle ilgisini ortaya koyan bu durumdan rahatsız olan büyük bir zümre var bugün de. Atatürk’ün evi normal bir Türk ve Müslüman evidir. Atatürk’ü menfi göstermek isteyen bir zümre var. Ateistler ve softa bir kesim var.
Hulki Cevizoğlu: Siz bir profesör olarak bu belgeyi gördünüz ve sonradan düzenlenmiş ya da fotokopi bir belge olmadığını tespit ettiniz. Tanıksınız.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Gördüm efendim, kesinlikle gerçek   
Hulki Cevizoğlu: Atatürk neden böyle bir telgraf çekme gereği duysun? Hilafeti kaldıran devrimci bir insan Üstelik topraklarımız dışında ve coğrafyamızdan uzak bir yerde olan olay için neden telgraf çeksin?

“O’nun söylediği
sözlere baksınlar”

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Bunun sebebi şu. Atatürk samimi bir Müslüman çünkü. Atatürk’ün konuşmalarında samimi bir Müslüman olarak söylediği sözlere baksınlar. Atatürk’ü inancının dışında bir insan gibi takdim etmek yanlıştır. O dönemde Türkiye’nin dışında, kendi ayaklarının üzerinde duran bir ülke yok. Atatürk inanmış bir Müslüman, elbette sahip çıkacak. Orayı daha düne kadar bizim ordumuz korumuş. Atatürk’ün samimi bir peygamber sevgisine sahip olduğu ortada.
Hulki Cevizoğlu: Bu olay sizin tanıklığınızda ’de yaşanmış. ’de “Atatürkçüyüm” diyen Kenan Evren bir darbe yapmış. Askeri Konsey iş başında. Bülent Ulusu Başbakan ve Turgut Özal ihtilal hükümetinin başbakan yardımcısı!..
Acaba o dönemde askerler “Atatürkçüyüz, bunu açıklarsak dincilerin eline bir koz vermiş oluruz” diye ortaya çıkarmamış olabilir mi?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Çok önemli bir noktaya işaret ettiniz. Şöyle bir şey var. Başörtü meselesinde bir başka olay daha ortaya çıktı unutulan Bu yasağı meşru göstermek için Diyanet İşleri’nden fetva istendi. Fakat ve çok şükür Diyanet İşleri oradan buradan gelen emirle hareket etmek yerine meseleyi bir kurula getirdi. O kurulda İslam’ın esasları içinde kadınlar için başlarını örtme zorunluluğu olduğunu belirttiler. Tayyar Altıkulaç, Türkiye’yi geliştirmek isteyen Atatürk’ün, kadınlara karışmadığını, bunun Atatürk’le, Atatürkçülükle alakası olmadığını belirtti. Gayrı ilmidir ve Atatürk’e karşı işlenmiş bir vebaldir.

“Her başbakan
ziyaret etmelidir”

Hulki Cevizoğlu: İslamiyet’te kabir ziyaretlerinin yeri nedir?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Kabirlerde dualar okunur. Hiçbir aklı başında insan Atatürk’ün kabrine put diye gitmez. Hele ki, Türkiye gibi İslam’ın yüzyıllardır kültürünü almış bir ülkede. Akıl almıyor. Herhalde Atatürk hakkında menfi şeyler ortaya çıkarmak için deniyordur böyle şeyler. Put diye gidip tapması için mecnun olması gerekir insanın.
Hulki Cevizoğlu: Bu ülkeyi kurtaran bir insanın mezarını başbakanlar, yılda bir defa ziyaret etmeli mi etmemeli mi?
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: Etmelidir kesinlikle. Ben ümit ediyorum ki o resmi iş yapıldıktan sonra halk gibi, insan gibi aşağı inip bir Müslüman’a gösterilen saygıyı göstermeleri, Fatiha okuyup Atatürk’ün ruhuna bağışlamaları gerekir. Biliyorsunuz asıl mezar, mozolenin altında yer alan bölümdedir. Bütün millet aşağıya inemez ama devlet erkânı gitmelidir.

İzmir’de 9 Eylül’ü 
hatırlatan eser yoktur

Prof. Dr. Kemal Arı: Dünya karmaşık bir durumda. Adım adım yaklaşan bir ikinci dünya savaşı var. İç siyaset karışıktı Türkiye’de, Mustafa Kemal ebediyete intikal ettiğinde. “Atatürk öldürüldü mü” diye pek çok spekülatif şeyler ortaya çıktı. Sizin elinizde bulunan kitabın yazarı Dr. Eren Akçiçek, yıllar süren bir araştırma ile sirozdan öldüğünü kesinlikle ortaya koymuştur. Kamuoyunda bazı insanlar kendi adını duyurmak için, kendine alan açmak için çalışıyor. Bunların kimisini de zaman zaman bilim insanı olarak üniversite kürsülerinde görüyoruz.
Hulki Cevizoğlu: “Kurtarılmış illerimiz arasında yer alan İzmir’de neden bir kurtuluş anıtı yok” diyorsunuz siz de kitabınızda. İzmir’de kurtuluş anıtı yok mu?
Prof. Dr. Kemal Arı: İzmir’de Kurtuluş günlerini hatırlatan Saat Kulesi dışında tek bir şey yoktur. Bir de sayılırsa ’te yapılan Hasan Tahsin heykeli yer alıyor. Onun da yeri yanlıştır. Tarihin adeta “Kızıl Elma”sı İzmir’de 9 Eylül’ü hatırlatan bir tane eser yoktur. İzmir son derece vahim bir durumda. Bir günde öldürülen insan sayısı iki bin kişidir o günlerde.

“Gizli vasiyeti yok”
Hulki Cevizoğlu: Atatürk’ün ölüm saati ve doğum günü ile ilgili sorular var. Atatürk’ün gizli bir vasiyeti var mı diye de bir soru var, efsane haline gelmiş neredeyse.
Prof. Dr. Kemal Arı: Ölüm saati ile ilgili hiçbir şüphe yok. Atatürk’ün yanındaki yakın doktorları resmi tebliğ ile belirttiler. Ama doğum tarihi ile ilgili sorular haklı. Sağlığında yayınlanmış bazı kitaplarda tarihi de geçmiş ve bazı resmi belgelere de yansımış.
Hulki Cevizoğlu: Kendisi de diyor. “Gizli sözler” adlı kitabımda o metnin tamamına yer verdim.
Prof. Dr. Kemal Arı: Atatürk doğduğunda babası Kuran-ı Kerim’in arkasına doğum tarihini yazmış ancak sonra kaybolmuştur. Benim yaptığım araştırmaya göre kesinlikle ’dir ama bunun kesin tespit edilmesinin yolu Yunanistan’da doğum kayıtlarının incelenmesidir.
Hulki Cevizoğlu: Atatürk ne zaman toprağa veriliyor?
Prof. Dr. Kemal Arı: ’de defnediliyor. O tarihe kadar mumyalanmış bir biçimde Etnoğrafya Müzesi’nde bekletilmiş.
Atatürk’ün gömüleceği yerle ilgili vasiyeti olduğu da söylenir. Tam da Rasattepe’ye denk gelir. O dönemde bir milletvekilinin önerisi ile yapılıyor bu. Ankara Kalesi ve (eski) Meclis arasında bir yıldızı andırır diye bu düşünülüyor.
Hulki Cevizoğlu: Gizli vasiyeti?  
Prof. Dr. Kemal Arı: İkinci bir vasiyet olduğu konusunda bir belge elimize geçmedi. Ben bunun bir şehir efsanesi olduğunu düşünüyorum.
Hulki Cevizoğlu: “Atatürk diktatördü” diyenlere ne diyecek hocamız diye soruluyor.
Prof. Dr. Kemal Arı: Atatürk’e diktatördü diyenler halt etmiş.

suud'ların 'da ülkedeki tüm mezarlıkları(hz muhammed'inki de dahil) yıkma kararı almasına gazi'nin tepki göstererek engel olmasıdır.

--spoiler--
Kutsal mezarı Atatürk kurtarmış

Suudiler Peygamberin mezarını yıkmak üzereymiş. Atatürk bunu haber almış ve Suudileri titreten bir telgraf çekmiş.
Suudiler yılında kendi sınırları içindeki tüm mezarlıkları yıkma kararı alır. işin en ilginç yanı Hz. Muhammed'in mezarının da Suudi sınırları içerisinde olmasıdır. Ancak Atatürk öyle bir telgraf çeker ki, Suudiler mezarın tek bir taşına bile dokunamazlar.

Nevzat Yalçıntaş'ın anekdotunu Can Ataklı köşesinden şöyle aktarmış:

TEK TAŞINA DOKUNURSANIZ ORDUMU GÖNDERiRiM

Prof. Nevzat Yalçıntaş "Suudiler yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed'in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, 'Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim' demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed'in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi" dedi.

Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed'in mezarı da olmayacaktı

O BELGE NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Yalçıntaş anlatıyor: "(Dışişlerinde Bakanlık arşivini araştıran) Münir Bey aradı. Çok ilginç bir belge bulduğunu, bunu getirip göstermesi gerektiğini söyledi. O sırada benim çalıştığım başbakanlık binası ile dışişleri binası aynı yerde. Hemen atlayıp geldi. Çok heyecanlıydı."

Prof. Yalçıntaş, Münir Bey'in gösterdiği belgeye baktığında çok şaşırdığını belirterek şöyle devam etti: "Belge bir telgraf metniydi. Henüz yeni kurulan Suudi devletinin kralına gönderilmişti. Telgrafta 'Hazreti Muhammed'in mezarının yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderirim' anlamına gelen cümleler vardı."

ZAMANINDA FAHRETTiN PAŞA MEZARI TERK ETMEMiŞ

Yalçıntaş, burada Hazreti Muhammed'in mezarı ile ilgili kısa bir detay anlattı. ingiliz işgali sırasında komutan olan Fahrettin Paşa'nın kabri terk etmemek için uzun süre direndiğini, aç kaldıklarını bu nedenle çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda ingilizler'in hiçbir şekilde dokunmamaları kaydıyla Hazreti Muhammed'in mezarını terk ettiklerini ancak kutsal emanetleri de yanlarına aldıklarını söyledi.

BELGEYi AÇIKLAMAMIŞLAR

Şimdi gelelim belgenin bulunmasından sonraki gelişmelere, çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçıntaş'ın anlattığına göre Münir Bey belgeyi önce bir üst amirine götürüyor. Belge oradan daha yukarı taşınıyor. Sonunda müsteşara oradan da Bakan ilter Türkmen'e geliyor. Tabii Evren Başkanlığı'ndaki Milli Güvenlik Konseyi'nin de haberi oluyor.

Sorun şu: Bu belge ne yapılacak? Dönemin Atatürkçü komutanları ve onların emrindeki bürokrasi bu belgenin açıklanmasını istemiyor. Ancak belge de ortaya çıkmış bir kere. Sonunda o dönemde yazılan ve şimdi kitapçılarda tek nüshası bile kalmayan bir Atatürk kitabının içine, hiçbir anons yapılmadan konuyor.

Kısacası konu adeta kapatılıyor, sadece o tuğla gibi kalın kitabı sonuna kadar okuyanların dikkatini çekecek biçimde "zevahiri kurtarmak" adına konuyor.

Peki bu belge şimdi nerede? Kimin koruması altında? Bu da bilinmiyor. Bilinen tek şey, Atatürk'ün islam aleminin peygamberi Hazreti Muhammed'in mezarının ortadan kaldırılmasını önlemesi herkesten saklanıyor.

HZ. MUHAMMED MESCiDi NEBEVi'DE YATIYOR

Hazreti Muhammed yılında doğdu yılında vefat etti. Peygamberimiz Medine'de oturduğu evde toprağa verildi. Bu mezar bugün dünyanın en büyük camisi olan Mescidi Nebevi'nin içinde.

Mescidi Nebevi, Hazreti Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç etmesinden sonra ilk namaz kıldığı yer. Hazreti Muhammed, Medine'de oturduğu evin hemen yanına kentin ilk mescidini inşa ettirmişti. Bu mescit geçen yıllar içinde defalarca yenilendi. Bugün bin kişinin aynı anda namaz kılabildiği Mescidi Nebevi'nin korumasını çok uzun yıllar Osmanlı askeri yapmıştı.

Arabistan'da mezar adeti yoktur. Ölüler herhangi bir yerde toprağa verilir, üzerine belirleyici bir şey konmaz. Bu nedenle sadece Hazreti Muhammed'in mezar yeri ile ilgili bilgi vardır. O'nun dışındaki islam büyüklerinin mezarlarının yeri bilinmez. Bir süre önce Hazreti Muhammed'in annesine ait olduğu ileri sürülen bir mezar ortaya çıkarılmıştı. Ancak Suudi yönetimi bu mezarı da ortadan kaldırmış ve yerine otopark yapmıştı.

Atatürk'ün müdahalesi olmasa Suudiler, Mescidi Nebevi'nin hemen dibindeki Hazreti Muhammed'in mezarını da tamamen ortadan kaldıracaktı. Nitekim Hazreti Muhammed'le aynı yere defnedildikleri bilinen Sahabe'nin önde gelen isimlerinin mezar yerleri bugün dümdüzdür.

Mustafa Kemal Atatürk'ün adını duyunca çoooook müslüman oldukları için travma geçirenlere ve onun gibi düşünüp Mustafa Kemal dinsizdi teccalldi diyenlere ithaf olunur. Masa başı Atatürk'çülerin sakladığı daha bizim bilmedigimiz neler var neler var.
--spoiler--

sözüm ona dindar olan ve allah diyen atatürk düşmanı yobazları delirten acı gerçektir.
bu yüzdendir ki bu acı gerçek karşısında epey kudurmuş bu aciz yaratıklar.

haber ile detay nette zibil gibi vardır.
mesela;
funduszeue.info

allah dillerde tek, gönüllerde coktur.

kendilerince ve yeterince kendilerinden olmayanlara icin kara calmada üstüne olmayanlara logar kapağı olsun.

arınmak icin gittiğiniz kutsal topraklara atatürk sayesinde ayak bastığınızı ve vahhabiler tarafından söğüşlendiğinizi anlamayacak kadar kalpleriniz ve gözleriniz kararmış sizlerin.

allah ıslah etsin topunuzu

bildiğimiz allah, para falan değil haaa

aslında bir cesaret örneğidir.
bir müslüman'ın yapması gerekendir ve bunu da her şeyden önce bir müslüman olarak yapmıştır atatürk.
ama belki de asıl sorulması gereken soru sudilerin bu işe neden karşı koymadıkları ve bu işe karşı çıkmak zorunda atatürk'ün bırakıldığıdır.

düzmece delillerden biridir. bir "funduszeue.info kurtardı." furyasıdır aldı başını gidiyor. bu hızla giderse dünyayı kurtaran adamın babası sıfatıyla anılacak.

atatürk düşmanlarının hazmedemediği gerçektir.
gerçi bunlar atatürk türkiyesinde yaşamayı hazmedemiyor da bunu mu hazmedecek.

sözlükteki dincilerin, neyin dincisi olduğunu göstermiş başlıktır.

bu adamlar hiçbir boku kabullenmezler, atatürk'ten en az kürtçüler kadar nefret ederler. aslında atatürk'ün, anadoluyu düşman işgalinden kurtarmasıyla bir milleti tam olarak ; milli, dini, kültürel birçok açıdan kurtardığını da anlayamayacak kadar salaklardır.

bir entryde, atatürk'e tepki olarak " mekke'de ezanın türkçe okunması. " diye bir ibare geçmiş. acaba türkçe ezan atatürk değil de ismet inönü zamanında ortaya çıkan bir hadise olmasın ? günümüz ergenlerinin, fem dershanelerinde beyinleri tarihi tutarsızlıklarla yıkandıkları için doğal. hatta çoğuna göre fetoş, 11 kasım doğumludur. tabi bunu idrak edemeyecek kadar gerizekalı oldukları için ne yazık ki bu da doğal.

" bir telgraf ile neler olmuş vay anam vay. " atatürk ; çanakkale'de, trablusgarp'ta ve en basidi milli mücadele döneminde savaşırken, ünü kıtalar arası aşmış olan birisi değildi. trablusgarp'ta italyanlara kalayı vermesi, çanakkale'de ingilizlere onu bir bakıma ünlü etse de esas ününü, türkiye cumhuriyeti'ni kurarak kavuşturmuştur. neticede, osmanlı gibi bir ülkeden çağdaş ve modern bir ülke kurar. hatta kadınlara seçme ve seçilme hakkını, " çağdaşlık ! modernlik ! " diye bik bik öten ; ingiltere, fransa, almanya gibi ülkelerden çok çok önce vermiştir.

ayrıca buna çok rahat birkaç tane örnek verilebilir. örneğin ;

hatay sorunuyla ilgili, italyan dış işleri bakanını atatürk'ü ziyaret edip " biz hatay'ı istiyoruz. " lafına atatürk'ün, odadan ayrılıp, üzerini değiştirip, mareşal ünüformasıyla geldikten sonra, " hadi bakalım. " diyerek ayarı vermesidir. haliyle italya bu durum karşısında bir bok yapamamıştır. 1 yıl sonra hatay türk topraklarına katılır.

velhasıl kelam, bu olay zaten yıldır konuşulan ve gerçeklik payı olan bir olaydır. böyle maldonado kıvamındaki cahillere bir şeyin ispatını yapmaya da gerek yoktur. olanlar olmuştur. bir takım insanlıktan nasibini almamış örümcek kafalılar hala daha kendisinin ardından atıp tutabilir, allah yerine paraya tapabilirler. bu adamların derdi ve olayı din değil.

işin ilginci önemli olan atatürk'ün mezarı kurtarıp kurtarmaması değildir. asıl garip olan insanların bunun olabileceğine inanmamaları ve aşırı karşıt tepki vermeleridir. gerçekten yazık bir durumdur.

atatürk ün bunu yaptığını zaten biliyoruz.
şimdi sormak lazım her fırsatta atatürkçüyüz deyip sonra da açık unuttuğu telefondan peygamber ve din hakkında ileri geri konuştuğu ortaya çıkan chp li vekilimize, böye mi atatürkçüsünüz siz?

devrimler ile birlikte din alanında pek çok değişikliğe sebep olan ata'nın, din düşmanı olmadığını muhafazakar kesime inandırma uğraşında olan bir grup kemalist atmasyonu. neden inandırmaya çalışmaktadırlar çünkü muhafazakar sokakta yobaz, sandıkta bireydir.

islamiyet'i tekellerinde gören zavallı yobazların kabullenemedikleri durum. bunlara herşeyden önce türkler olmasa, haçlı savaşları sonucunda islamiyet'in de yok olacağını öğretmek lazım. atatürk için yorum yapmalarına şimdilik kapasiteleri yetmiyor

yobaz dedikleri kişilere bu olay aracılığıyla laf sokmaya çalışıp, atatürk ün hz muhammed in mezarını kurtardığı için takdir edip te osmanlıdan nefret eden kişiler de bir düşünsün bakalım osmanlı devleti bu din için neler yaptı, islam dini için ve kutsal emanetler için neler yaptı*, osmanlıyı da bu yüzden takdir etseler ya

iddaa ya da değil, eğer olayı doğru kabul edersek mümkünatı olan bir davranıştır. çünkü bilindiği gibi vahhabiler mezarları ve mezara gömmeyi pek kabul etmezler, nedeni ise vahhabiliğin bu konuda mezarları bir çeşit put olarak kabul etmesidir.

olayı osmanlıya bağlamakta ayrı bir basiretsizliktir, ne yani osmanlı aşağı osmanlı yukarıanadolu ve kutsal toprakları canla başla savunan selçuklulardan tek kelime bile bahseden yok, ama o başka bir entry konusu.

(bkz: gerçekler acıdır yobazlar)
atatürk düşmanlarının bi taraflarına giren olaydır.

Ecyad kalesinden sonra Son kalan Osmanlı yadigarını da yıkmaya yeltenen Araplara ikinci bir Atatürk'ün resti çekmesinin gerektiğini gösteren olaydır.

funduszeue.infourksi-kurtaricisini-bekliyor

eksi üzerine ek: Arkadaş isteseniz de istemeseniz de vahabilerle görülecek hesabımız var. eninde sonunda göreceğiz bu hesabı. Artık bol bol arap akrabalarınız için ağıtlar yakarsınız.

gerçekten olmuşsa gayet güzel bir olay olan bir iddiadır. lakin belgesi ortaya çıkarılamamıştır, görüldüğü ve devlet arşivlerinde durup kimselere gösterilmediği rivayet edilmektedir.

laik hardcore kemalistin şiddetle karşı çıkabileceği durum.

- hacı ulu önder atatürk hz. muhammed in mezarını kurtardı ne anlatıyon sen.
- hadi lan dinci uydurma.
- olum bi aç oku lan.
- yok lan öyle bişey. türkiye laiktir laik kalacak.

atatürk' ün yobazlardan daha dinini seven bir kişilik olduğunun kanıtıdır.
(bkz: hadi şimdi bsg çay koyun içelim)

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası