akıllı tahtayı kim icat etti / Smartboard'u kim icat etti?

Akıllı Tahtayı Kim Icat Etti

akıllı tahtayı kim icat etti


funduszeue.info Board:

     Smart Board  yani akıllı yazı tahtası, Smart Technologies şirketi tarafından yılında dünyada ilk interaktif akıllı yazı tahtası olarak üretilip pazara sunulmuştur. İngilizcede smart = akıllı, board = tahta anlamına geldiği için bu teknoloji dilimize akıllı tahta olarak çevrilmiştir.

  funduszeue.info Tahta:

    Bal mumlu tablet dışında, öğrencilerin silip tekrar yazabildiği diğer ucuz tablet, siyah kayrak taşından veya siyah boyalı tahtadan yapılan yazı tabletiydi. El-Biruni Hindistan&#;da &#;da yazdığı Kitab al-Hind adlı kitabında &#;Öğrenciler, ellerindeki siyah tabletlere beyaz tebeşirle soldan sağa doğru yazıyorlardı&#; diyerek siyah tableti tanıtmıştı. Günümüzde Afrika&#;daki bazı okullarda, öğrenciler bir dosya kağıdı boyutundaki siyah boyalı tahta tabletlere tebeşirle yazı yazmaktadır. Kağıt, Çin&#;de yıl önce icat edildi ama İngiltere&#;ye , ABD&#;ye ise yıl sonra ulaştı. Avrupa ve ABD&#;de kağıt çok pahalı olduğu için uzun süre okullarda kayrak taşı yazı tableti kullanıldı. Öğretmenler, sınıfta öğrencilerin yanına gidip onların yazı tabletine yazı yazmalarını isterdi.   *Öğretmenlerin harita çizmesi veya matematik sorularının çözümünü anlatması çok zordu. Kara tahtanın ilk olarak ne zaman ve kim tarafından icat edildiği bilinmiyor. Ancak Avrupa&#;da yüzyılda müzik eğitimi veren bazı okullarda kullanıldığı biliniyor. İlk kez ABD&#;de West Point Askeri Akademisi&#;nin matematik hocası G. Baron&#;un &#;de sınıfın duvarına büyük bir kayrak taşı asarak ders anlattığı biliniyor. Kara tahtayı ilk kez kullananın İskoçya&#;da Old High School adlı lisenin coğrafya öğretmeni J. Pillans olduğunu öne sürenler de var. Ancak Pillans, ilk kez &#;te yazdığı bir mektupta kara tahta kullandığını anlatır ve kendi icat ettiği renkli tebeşirden bahseder. Kayrak taşından yapılan kara tahtalar &#;ten itibaren dünyaya yayıldı. Zamanla kayrak taşı yerine mat siyah boyalı yazı tahtaları sınıf duvarlarına asıldı.

   

   funduszeue.info Tahta:

     Beyaz tahtalar kara tahtadan çıkageldi. Kara tahtalar popüler olmasına rağmen, bazı öğretmenler ve öğrenciler tebeşire alerjikti. Buna bir çözüm bulunmalıydı. &#;lara gelindiğinde, beyaz tahtanın ilk versiyonları ortaya çıkmaya başladı.

    Bununla birlikte, karatahta hala popülerdi. &#;lerin sonlarında tebeşir alerjileri raporlarının yaygın bir şekilde bilinmesi, beyaz tahta tarihinin sonsuza kadar değişmesini sağladı.

Beyaz Tahtanın Evrimi:

   Ortaya çıkan ilk olanlar melaminden oluşuyordu. Yalnızca pahalıydı, aynı zamanda aşırı miktarda kullanılan maddenin soluk görüntüleri kaldı. Temizlik de zordu. Çelik üzerindeki mine üzerine yazma / silme manyetik tahta Magiboards tarafından İngiltere&#;de üretildi. Amerikalı mucit Michael Boone, Boone Board kuru silme kurulunun yaygınlaştırılmasına yardımcı oldu.


 funduszeue.info


kaynağı değiştir]

Bilgisayar Mühendisliği bölümünde aktif olarak kullanılmaktadır.

Fizik Bölümü zemin katında (Z) kurulan akıllı sınıflar rektörlüğe bağlı olup, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından işletilmektedir. Video konferans ve canlı yayın teknolojisi ile yapılandırılmış, fiziksel olarak farklı mekanlarda bulunan eğitmen ve katılımcıları interaktif ortamda birleştiren bir yapı olmuştur. yılından beri uzaktan eğitim dahil her türlü bilişim teknoloji içerikli uygulamalara cevap vermektedir.

ODTÜ Akıllı Sınıf’ın oturma kapasitesi eğitmen hariç 32 kişidir. 16 kişi sınıftaki diz üstü bilgisayarlardan faydalanabilmektedir.

Kullanım Olanakları: ODTÜ Akıllı Sınıfta;

-Mevcut video konferans sistemi ile dünyanın herhangi bir yerinde bulunan benzer teknolojiye sahip sınıflarla ortak dersler işlenebilmekte, seminerler verilebilmekte ve jüriler yapılabilmektedir.

-Yapılan dersler, seminerler, sunumlar ve toplantılar İnternet üzerinden yerleşkeye canlı olarak yayınlanabilmektedir.

-Yapılan derslere, seminerlere, sunumlara ve toplantılara İnternet üzerinden yetkilendirilmiş erişimle etkileşimli katılım sağlanabilmektedir.

-Yayınlanan derslerin görüntü ve ses kayıtları, isteğe bağlı olarak dijital ortama kaydedilerek arşivlenebilmekte, DVD olarak basılabilmektedir.

-Mevcut bilgisayarlar sayesinde katılımcılar öğrendiklerini ders esnasında bilgisayar ortamında uygulayabilmektedir.

Akıllı sınıfın konumu için, Merkezi Derslikler Enformatik Bölümü B numaralı sınıf seçilmiştir. Odanın mümkün olduğunca ses ve güneş ışığı yalıtımının sağlanmasına dikkat edilmiştir. Sınıf içi oturma planı 30 kişi için düzenlenmiş ve katılımcıların oturma yönleri video konferans cihazının ana kamerasına ve karşı tarafın görüntüsünün alındığı perdeye dönük olarak ayarlanmıştır. Böylece yüz yüze görüşme en iyi şekilde simüle edilmiştir. Karşı tarafla olduğu kadar aynı taraftaki katılımcıların da birbirleriyle iletişimlerinin rahatlıkla sağlanabilmesi için yarım daire masalar kullanılmıştır. Görüntünün verimli bir şekilde karşı tarafa aktarılabilmesi için, oda dekorasyonunda ışığı olduğu gibi yansıtan veya soğuran renklerden kaçınılmıştır.

Bahçeşehir Üniversite’sinde yılı içinde devreye alınan “akıllı tahta” sistemleriyle, ders anlatımı sırasında tahtaya yazılan her şeyin anında bilgisayara web sayfası olarak aktarımına olanak veren bir sistem kurulmuştur. Tüm bilgisayar dersleri ve CALL programındaki bilgisayar destekli İngilizce dersleri,çoklu ortam ve video projeksiyon /akıllı sınıf destekli akıllı sınıf ortamında yapılmaktadır. Diğer ders anlatımlarında da akıllı sınıftan yararlanılmaktadır.

Donanımı[değiştir

Bu yüzyıl içinde insanlığın, tür olarak konuşmaya başladığımızdan bu yana benzeri görülmemiş, alet kullanımı ve tarım devrimi gibi dönüştürücü bir deneyim yaşayacağı öngörülmektedir. Bu deneyim "Teknolojik Tekillik", "Yapay Genel Zeka" veya "Zeka Patlaması" olarak bilinmektedir.

Bu kavramlar, teknolojik ilerleme ile hızlanan değişim ve bilgiyi işleme becerimizdeki artış sonucunda insanlığı kökten değiştirecek bir bilimsel devrimin yaşanacağı fikrine dayanmaktadır. Çeşitli biçimlerinde bu hipotez; teknolojinin yinelemeli doğası, bilgi işlemedeki ilerlemeler ve devrimsel yeniliklerin insan toplumlarında patlayıcı bir gelişmeye yol açtığı tarihi örneklere atıfta bulunur.

Anonim

Teknolojik tekilliğin bilgisayar ve yapay zeka, robotik, nanoteknoloji ve biyoteknoloji alanlarındaki artan gelişmeler sonucu gerçekleşeceği konusunda uzmanlar arasında genel bir fikir birliği vardır. Bununla birlikte, teknolojik tekilliğin bu alanlardan hangisinde artan gelişmeler sonucu gerçekleşeceği konusunda ise bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu alanlarda yaşanabilecek ve teknolojik tekilliğe yol açabilecek gelişmeler şu şekildedir:

  • İnsan kontrolünden bağımsız olarak eylemlerde bulunabilen, gelişmiş bir YZ türü olan yapay genel zekanın geliştirilmesi ile ortaya çıkan zeka patlaması ve yapay bilinç,
  • Kendi kopyalarını üretebilen ve kendisini daha zeki olacak şekilde geliştirebilen yapay genel zeka ile yeni teknolojiler geliştirmede bir patlama yaşanması,
  • Biyoteknoloji ile insan bedeni ve beyninin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi vb.

Teknolojik tekilliğin, ani bir değişim şeklinde mi yoksa zamana yayılan ve tanımlanabilir bir başlangıç ​​veya kırılma noktası olmayan kademeli bir süreç olarak mı deneyimleneceği konusunda da görüşler farklılık göstermektedir. Ancak her iki durumda da, teknolojik tekillik bir kez gerçekleştiğinde, bildiğimiz anlamda yaşamın bir daha asla eskisi gibi olmayacağı kabul edilmektedir. Bu bağlamda, genellikle kara delikler için kullanılan "tekillik" terimi oldukça uygundur; çünkü kara deliklerin etkilerini anlama kapasitemizin bozulduğu bir zaman noktası, yani olay ufkunun ötesi bulunmaktadır.

Kurzweil Technologies

Teknolojik Tekillik Kavramının Geçmişi

Teknolojik bağlamda "tekillik" terimi ilk olarak, Stanislav Ulam tarafından John von Neumann'ın hayatı ve başarıları hakkında yazılan bir makalede kullanıldı.[1] Ulam, arkadaşının sahip olduğu görüşleri aktarırken, ikisinin bir noktada değişimi hızlandırmak hakkında nasıl konuştuklarını şöyle anlatıyor:

Teknolojinin sürekli hızlanan ilerlemesine ve insan yaşam biçimindeki değişikliklere odaklanan bir konuşma, ırkın tarihinde, bildiğimiz şekliyle insan ilişkilerinin devam edemeyeceği bir temel tekilliğe yaklaşmakta olduğu izlenimini vermektedir.

Bununla birlikte, insanlığın bir gün bir "zeka patlaması"na ulaşacağı fikrinin, Ulam'ın açıklamasından önce gelen bazı emsalleri mevcuttur. Örneğin UC Berkeley'den Mahendra Prasad, yüzyıl matematikçisi Nicolas de Condorcet'in kaydedilen ilk tahmini yapmasına ve bunun için ilk modeli yaratmasına atıfta bulunuyor. De Condorcet, "İnsan Zihninin Gelişiminin Tarihsel Bir Resmi için Taslak: Onuncu Dönem" () başlıklı makalesinde; bilgi edinme, teknolojik gelişme ve insan etiğindeki ilerlemenin hızlanmaya nasıl tabi olduğunu şöyle ifade ediyor:[2]

Bu doğal [insan] yetilerin kendisi ve bu [insan vücudu] organizma da geliştirilebilseydi, kesinlik ne kadar büyük olurdu, umutlarımızın şeması ne kadar geniş olurdu? Tıp pratiğinin gelişmesi aklın gelişmesiyle daha etkili hale gelecektir Ortalama insan ömrünün sonsuza kadar uzayacağına inanmak zorundayız [Mükemmelleşme umudumuzu] entelektüel ve ahlaki yetilere kadar genişletemez miyiz? Eğitimin bu nitelikleri mükemmelleştirirken aynı zamanda [fiziksel] organizmayı etkilemesi, değiştirmesi ve mükemmelleştirmesi olası değil midir?
Anonim

Teknolojik tekillik konseptinin bir diğer öncüsü, 2. Dünya Savaşı sırasında Alan Turing ile Bletchley Park'ta çalışan İngiliz matematikçi Irving John Good'dur. yılında, "Alt Küme Teorisi" olarak bilinen tekrar eden bir süreçte yeterince zeki bir yapay zekanın kendisinin daha zeki versiyonlarını yaratabileceğini öne sürdüğü "İlk Süper Zeki Makineye İlişkin Tahminler" başlıklı bir makale yazdı.[3] Aynı yıl () Amerikalı mühendis Gordon Moore, ise bir entegre devredeki (IC) transistör sayısının her yıl iki katına çıkmasının beklenebileceğini belirtti (daha sonra bu tahmin, kabaca her iki yılda bir olarak güncellendi). Zamanla bu beklenti, "Moore Yasası" olarak bilinir hale geldi. Moore Yasası, yüzyılın ikinci yarısında hesaplamanın üstel doğasını tanımlamak için kullanılmaktadır. Ayrıca teknolojik tekillik ve bir "zeka patlaması"nın neden kaçınılmaz olduğu argümanında Moore Yasası'na başvurulur.

Reklamsız Deneyim

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %% reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır. Kreosus Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık Daha fazla göster

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, % reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Destek Ol

yılında Vernor Vinge, teknolojik tekillik hipotezini Omni dergisi için bir makalesinde tanımladı. Makalesinde, hızla kendini geliştiren yapay zeka sonucunda bir tür "tekilliğe" ulaşılacağını ve bu noktadan sonraki gerçekliğin tahmin edilmesinin çok zor olacağını öne sürdü. Kara deliklerin olay ufkunun ötesindeki tekillik ile karşılaştırma da ilk olarak bu makalede şöyle yapıldı:

Yakında, kendi zekamızdan çok daha büyük bir zeka yaratacağız. Bu gerçekleştiğinde insanlık tarihi, bir tür tekilliğe, bir kara deliğin merkezindeki düğümlenmiş uzay-zaman kadar aşılmaz bir entelektüel geçişe ulaşmış olacak ve dünya bizim kavrayışımızın çok ötesine geçecek.

Vinge, ayrıca şöyle söylüyor:

Bu tekillik fikrinin, birçok bilimkurgu yazarının uykusunu kaçırdığını düşünüyorum. [Teknolojik tekillik] yıldızlararası bir geleceğe gerçekçi bir tahminde bulunmayı imkansız kılmaktadır. Yüzyıldan fazla bir süre sonra geçen bir hikaye yazmak için, dünyanın anlaşılabilir kalmasına ve bunun için de arada bir nükleer savaşa [sıfırlamaya] ihtiyaç vardır.
Anonim

Burada bir dipnot açmakta fayda var: Vinge'in, yıldızlararası gelecek için tahminde bulunmanın zor olacağını söylemesinin nedeni, yıldızlararası yolculuğun imkansız olduğunu düşünüyor olmasından dolayı değil; teknolojik tekillik nedeniyle yüzyıl ötesini düşünmenin ve tahminlerde bulunmanın çok zor olmasından dolayıdır. Gelecekte bizleri veya torunlarımızı şu an algılayamadığımız yeni bir dünya bekliyor olabilir. Kim bilir, belki de yıldızlararası yolculuk yapmaya gerek duyulmayacaktır ve yine bu nedenle Dünya dışı akıllı yaşamın izlerine ulaşamıyor olabiliriz.

Burada, teknolojik tekilliğin ne kadar değiştirici ve dönüştürücü olduğunu şu örnekle açıklamak abartı olmayacaktır: Böyle devrimsel bir gelişme ile bilinçlerimizi dijital ortama yükleyerek kendi dünyalarımızı simüle edebilir ve yarattığımız bu gerçekliklerin tanrısı olarak sonsuza dek yaşayabiliriz. Bu örneği bir adım öteye götürecek olursak kendi Star Wars, Star Trek,Game Of Thrones, Supernatural evrenlerinizi oluşturabilir ve istediğiniz kişi olabilir, istediğinizi yapabilirsiniz. Bunlar her ne kadar bilimkurgu fikirleri gibi görünse de, şu anki zekamızı teknolojik tekillik ile aştıktan sonra bunların mümkün olması içten bile değildir.

Teknolojik Tekillik, Nasıl ve Ne Zaman Gerçekleşecek?

Vinge, teknolojik tekillik fikrini, "Yaklaşan Teknolojik Tekillik: İnsanlık Sonrası Çağda Nasıl Hayatta Kalınır?" başlıklı tarihli bir makalesinde daha da popüler hale getirdi.[4] Bu tekillik kavramının doğasını tekrar etmenin yanı sıra Vinge, bu olayın nasıl gerçekleşebileceğine dair dört olası senaryo da ortaya koydu. Bu olası senaryolar şu şekildedir:

  1. Yapay Genel/Süper Zeka: Bu senaryo, nihayetinde "bilinçli" yapay zeka geliştirilebileceği fikrine dayanmaktadır. Bunun sonucu zeka patlaması yaşanacaktır.
  2. Ağ: Bu senaryoda, insan beyni ve büyük bilgisayar ağları bir araya gelerek insanüstü zekayı oluşturacaktır.
  3. Beyin-Makine Arayüzü: Bu senaryoda insan zekası, bilgi işlem teknolojileriyle birleşerek gelişebilecek ve böylece insanüstü zeka ortaya çıkacaktır.
  4. Yönlendirilmiş Evrim: Bu senaryoda biyoteknoloji bilimi, doğal insan zekasını geliştirmek için bir araç sağlayacağı noktaya ulaşacak ve bunun sonucunda insanüstü zeka ortaya çıkacaktır.

Günümüzde teknolojik tekillik kavramının en popüler savunucusu, bilim insanı ve fütürist Ray Kurzweil'dir. tarihli "Tekillik Yakında: İnsanlar, Biyolojisini Ne Zaman Aşacak?" isimli kitabı en çok bilinen eseridir ve Kurzweil, daha önceki kitaplarında sunulan fikirleri, özellikle de "Hızlanan İvme Yasası"nı bu kitabında detaylıca ele almaktadır.[5]

Hızlanan İvme Yasası, esasen Moore Yasası'nın bir genellemesidir ve teknolojik sistemlerdeki büyüme hızının zaman içinde katlanarak arttığını belirtir. Kurzweil, çalışmalarında, bu yasayı baz alarak bilgi işlem, genetik, nanoteknoloji ve yapay zeka gibi teknolojilerde üstel bir artışın nasıl zirveye ulaşacağı ve insanüstü zeka çağına yol açacağını öne sürer. Kurzweil, kitabında şunları söylüyor:

Tekillik, biyolojik bedenlerimizin ve beyinlerimizin sınırlarını aşmamıza izin verecek. Tekillik sonrasında, insan ve makine arasında hiçbir ayrım olmayacak.

Kurzweil ayrıca, yapay zekanın insan beyin gücünün toplamını önemli ölçüde aşacağı ve dolayısıyla tekilliğin gerçekleşeceği en erken nokta olarak yılını işaret ediyor. Fütüristler ve spekülatif düşünürler, önemli dönüşüm noktalarını açıklayabilmek için genellikle insanlık tarihindeki büyük yenilikleri örnek gösterirler. Her durumda amaç, büyük yenilikler arasındaki sürenin zamanla nasıl kısaldığını göstermektir.

Öte yandan, yapay zeka uzmanıyla yapılan bir çalışmaya göre, teknolojik tekilliğe (yapay genel zekaya ve dolayısıyla zeka patlamasına) yılından önce ulaşmamız çok olasıdır.

Kurzweil, R./Jurvetson, S.

Hızlanan Değişim

Temel düşüncelerden biri, "Mesaj Sıkıştırma" olarak da bilinen verilerin paylaşılma şekliyle ilgilidir.[6] Buradaki püf nokta, insanların yarattığı ve paylaştığı artan miktarda verinin, ortalama insan sayısı üzerinden zamanın bir ifadesi olarak ölçülebilmesidir. Örneğin mağara resimleri, dolaylı (yani sözlü olmayan) iletişimin bilinen en eski araçlarıdır ve bu resimler, yaklaşık olarak yıl öncesine dayanmaktadır.[7] Tarihsel kayıtlar, atalardan kalma hikayeler veya o zamanlar bilinen takımyıldızlarının en eski katalogları olabilecek bu resimlere, muhtemelen yalnızca onları oluşturan geniş aile topluluklarının üyeleri tanık oldu.

Bir sonraki büyük yenilik, Neolitik Dönem'de (MÖ ) fiziksel nesnelere benzeyen semboller ("piktogramlar") biçiminde ortaya çıktı. Bu değişim, yaklaşık yıl önce nesnelerden ziyade kavramları ileten sembollere ("ideogramlar") yol açtı. Ardından, kabaca yıl önce ilk alfabe (Fenike Alfabesi) ortaya çıktı. Sonrasında, 3. yüzyılda tahta blok baskıyla başlayan, yüzyılda hareketli tip ile devam eden ve yüzyılda ise matbaa ile sonuçlanan toplu baskı teknikleri geliştirildi. Bunu takiben 'de icat edilen telgraf, gezegenin bir noktasından diğer bir noktasına yazılı iletişimi mümkün kıldı. Yaklaşık bir yüzyıl sonra, 'da, Alexander Graham Bell, çok uzak mesafeler kapsamında işitsel iletişime izin veren ilk telefonu icat etti.

Birkaç on yıl sonraysa sesli iletişimi bir adım öteye götüren radyo icat edildi. 'lerin ortalarında televizyon icat edilerek sesli ve görsel mesajlaşmayı birleştiren "hareketli resimler" iletilmeye başlandı. 'de MIT'den H.L. Hazen ve Vannevar Bush, o zamana dek yapılmış en karmaşık analog bilgisayar olan "diferansiyel analizör"ü geliştirdi.[8] 'da ilk elektromekanik analog bilgisayar (dijital bilgisayar) tanıtıldı. 2. Dünya Savaşı sırasında vakum tüplerine, dijital elektronik devrelere, transistörlere ve depolanmış programlara dayanan bilgisayarlar oluşturuldu. 'lerde ilk entegre devreler icat edildi ve 'larda kişisel "masaüstü" bilgisayarlar ortaya çıkmaya başladı. yılında IBM, ilk mobil bilgisayarı (IBM ) ve 'de ise ilk "dizüstü bilgisayarı" tanıttı. Bin yıl içinde akıllı telefon kullanımı ve mobil bilgi işlemi, bilgi teknolojisi sektörü gibi üretken hale geldi.

Bir perspektife oturtmak gerekirse, tahmine dayalı analistler, modern akıllı telefon teknolojisini genellikle Apollo Dönemi bilgisayarlarıyla karşılaştırır. ile arasında astronotlara Ay yolculuğunda rehberlik eden NASA bilgisayarları, yalnızca baytlık belleğe sahipti. Buna ilaveten, günümüzdeki akıllı telefonlar, Apollo kılavuz bilgisayarının belleğinin yaklaşık katına eş değer olan 32 GB'a kadar belleğe sahiptir. Ayrıca, yıldızlararası uzaya ulaşan ilk insan yapımı nesneler olan Voyager 1 ve 2 uzay araçlarındaki bilgisayarlar kilobayt belleğe sahipti. Karşılaştırıldığında, Apple'ın iPhone 5'i (ilk kez 'de piyasaya sürüldü), Voyager bilgisayarlarının yaklaşık katına eş değer olan 16 GB'a kadar belleğe sahiptir.

Ve Sonraki Hayattan Kırk Öykü

&#;Eagleman gerçekten farklı. &#;Ve&#;&#;yi okuyun, büyülenin. Tekrar okuyun, tekrar büyülenin.&#; Time
&#;Şaşırtıcı derecede orijinal&#; Dudak uçuklatacak kadar dahice.&#; Geoff Dyer, Observer

&#;&#;Ve&#;&#; dünyanızı ihtimaller ile zenginleştirecek ve bunu yaparken size bir insanın hayal gücünün ne kadar derin ve gizemli olabileceğini gösterecek.&#; Mary Postgate, Scotsman
&#;Gerçekten muhteşem. Öykülerin yaratıcılığı, anlaşılırlığı ve zekiliği ile tüm kitaba hükmeden dinginlik birleşerek ortaya tamamen özgün bir yapıt çıkarıyor.&#; Philip Pullman

&#;Bu yıl Eagleman&#;ın &#;Ve&#;&#;sinden daha baş döndürücü bir kitap okuyamazsınız.&#; Stephen Fry

Öldükten sonra başımıza neler gelir? Ve bu insanlığımız hakkında bize neler söyler?
Sonraki hayatta Tanrı&#;nın bir bakteri boyutunda ve varlığınızdan tamamen bihaber olduğunu keşfedebilirsiniz ya da yanınızda yalnızca hatırladığınız insanları bulabilirsiniz. Kimi sonraki hayatlarda tüm yaşlarınıza ayrılmış halinizdesinizdir, kimisinde kredi kart kayıtlarınıza bakılarak yeniden yaratılırsınız, kimisindeyse aslında olabileceğiniz ama olmadığınız kişiliklerinizin moral bozucu varlıklarıyla birarada yaşamanız gerekir.

Eagleman aynı anda hem komik, hem hüzünlü hem de sarsıcı olabilen kurmaca öyküleriyle geleneksel kavramlar kulesini yerle bir ediyor ve bizlere kendimizi &#;burada&#; ve &#;şimdide&#; görmemizi sağlayan, büyüleyici bir mercek sunuyor. Dudak uçuklatıcı bir hayal gücüne dayanan bu öykülerin kökleri bilime, romantizme ve gizemli varoluşumuza yönelik huşuya dek uzanıyor. Bu kitap, ölüm, ölümsüzlük, ümit, aşk, biyoloji ve insanlığımızın yepyeni çehrelerini ortaya çıkaran arzunun bir karışımı.

Devamını Göster

Ve Sonraki Hayattan Kırk Öykü

Satın AlTüm Ürünler

Kısacası, bugün insanlar, sadece iki nesil önce yaşayan insanları oldukça afallatacak miktarda veri tüketiyor ve üretiyorlar. Bu hızla gidersek, bundan sadece bir nesil sonraki yetişkinler, bugün bizim için neredeyse anlaşılmaz olan bir dünyada yaşayabilir.

Hilbert, M. ()

Bilgi Çağı ve Büyük Veri

Ufukta bir tekilliğin olduğuna dair bir diğer önemli gösterge, bilgi teknolojisi ve bilgi üretiminin zaman içinde büyük ölçüde artıyor olmasıdır. Bilgi işlem, ağ oluşturma, internet ve kablosuz teknoloji gibi gelişmelerle birlikte sayısız kişiyle iletişim kurabilen insan sayısı, çok kısa sürede katlanarak arttı. ile yılları arasında, dünya genelinde internet erişimi olan insan sayısı kat artarak 2,5 milyondan 3,5 milyara çıktı.[9] Birleşmiş Milletler Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin (ITU) tarihli bir raporuna göre, mobil cihazların ve uydu internet hizmetlerinin gelişmesi sayesinde, yılına kadar küresel nüfusun %90'ı geniş bant internet hizmetlerine erişebilecek.[10], [11] %90 oranı, şu anda internete erişimi olan yaklaşık 4 milyar insana (küresel nüfusun yaklaşık yarısı) göre %'lik bir artışla 8,76 milyar insana eş değer bir miktardır.

Diğer bir önemli ölçü, zaman içinde üretilen veri miktarıdır. Techonomy Konferansı'nda Google CEO'su Eric Schmidt, medeniyetin şafağı (yaklaşık yıl öncesi) ile yılı arasında üretilen toplam bilgiye eş değer bilgiyi insanlık olarak yalnızca her iki günde bir ürettiğimizi ifade etti. Schmidt, bu veri miktarının beş eksabayt veya beş kentilyon (1018) bayt civarında olduğunu söylüyor.[12] 'lara gelindiğinde insanlık, üretilen veri miktarının bir sekstilyon () bayta eşit olduğu "Zettabayt Çağı" olarak da isimlendirilen bir döneme girdi.[13]Statista'ya göre, ile arasında oluşturulan veri hacmi 2 zettabayt'tan her yıl %32'lik bir artışla 64,2 zettabayt'a (ZB) yükseldi.[14] yılına kadar veri hacminin, her yıl %36 artışla ZB'ye ulaşması bekleniyor.

Benzer şekilde, zaman içinde tutulan veri miktarı da olağanüstü bir oranda arttı. ve yılları arasında, dünya çapında veri depolama kapasitesi eksabayt veriden yılda ortalama % artışla 6,7 ZB'ye yükseldi. %19,2'lik tahmini bir yıllık bileşik büyüme oranıyla, küresel veri depolama kapasitesinin yılına kadar 16,12 ZB'ye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Peki ya bunun ötesi? Mevcut ilerleme hızı göz önüne alındığında, insanlığın yılından önce "Yottabayt Çağı"na ( bayt) girmesi oldukça muhtemeldir.

Tüm bu veriler, insan bilgisinin temelini oluşturmaktadır ve giderek daha fazla insan, yüksek hızlı internete eriştikçe ve bu şaşırtıcı miktarda veriyi parmaklarının ucunda (veya muhtemelen doğrudan beyinlerine arayüzlenmiş olarak) buldukça, bu kolektif kütüphane teknolojik tekillik için bir tür ateşleme rampası işlevi görebilir.

Gerçek Yapay Zeka veya Yapay Genel Zeka

Tekilliğe giden bir başka beklenen yol, yapay genel zekanın geliştirilmesidir. Bu kavram başlangıçta, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunu gündeme getiren ünlü matematikçi ve kod çözücü Alan Turing tarafından yazılan tarihli "Bilgi İşlem Makineleri ve Zeka" başlıklı makale ile bilinir hale geldi[15] . Aynı zamanda adından da anlaşılacağı üzere Turing Testi'nden ilk kez bu makalede bahsedildi. Kısaca Turing'in tasarladığı test, bir bilgisayar ile bir dizi soruyu metin biçiminde yanıtlayacak bir insan arasında ayrım yapmaya çalışan bir insan sorgulayıcıdan oluşmaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda Stuart Russell (UC Berkeley) ve Peter Norvig (Google'da Araştırma Direktörü), yapay zeka çalışmalarına öncülük eden "Yapay Zeka: Modern Bir Yaklaşım" başlıklı bir ders kitabı yayımladı. Kitapta ikili, insan gibi düşünen ve hareket eden bilgisayar sistemleri ile sadece rasyonel düşünerek hareket eden bilgisayar sistemleri arasında bir ayrım yaptılar. Son yıllarda, süper bilgisayarlar, makine zekası, derin öğrenme ve bilgiyi işleme ve kalıpları ayırt etme yeteneğine sahip diğer uygulamalar sayesinde bu ayrım daha belirgin bir hale geldi. "Düşünen makineler"e yönelik ilerleme, bilgi işlemedeki gelişmelere ayak uydurdu ve bazı açılardan insan zekasını çok aşabilen programlara yol açtı.

Yapay genel zeka geliştirme çabaları, yılında RAND Corporation'dan ekonomist ve bilişsel psikolog Herbert A. Simon, J.C. Shaw ve Allen Newell tarafından oluşturulan bir bilgisayar programı olan General Problem Solver'ın (GPS) icadıyla ciddi olarak başladı. Bu programın, "evrensel bir problem çözücü makine"nin geliştirilmesine yol açacağını umdular. yılında bir sinir ağını taklit etmek için tasarlanan ilk bilgisayar (Mark 1 Perceptron), Amerikalı bir psikolog olan Frank Rosenblatt tarafından yapıldı. Makine, deneme yanılma yoluyla öğrenme kapasitesi gösterdi. Kimilerince Rosenblat, "Derin Öğrenmenin Babası" olarak kabul edilmektedir.

'lerde "geri yayılım algoritmaları", sinir ağlarıyla entegre edildi ve bu, onların daha hızlı çalışmasına ve daha önce çözülemez olduğu düşünülen sorunları çözmesine olanak sağladı. Bu gelişmeler, gelecekteki tüm sinir ağları ve yapay zeka uygulamaları için temel dayanak noktası olmuştur. 'da IBM, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u bir dizi oyun ve rövanşta koltuğundan eden satranç oynayan bir bilgisayar olan Deep Blue'yu tanıttı. 'e gelindiğinde ise IBM, 'de Jeopardy! isimli bir bilgi yarışmasında şampiyonları yenmeyi başaracak bir bilgisayar olan sorulara cevap veren Watson'ı tanıttı.

WatsonWikimedia Commons

yılında Google, genel amaçlı öğrenme algoritmaları oluşturmak için makine öğrenimi ve sinirbilimi birleştiren İngiliz teknoloji şirketi DeepMind'ı satın aldı. yılında şirketin AlphaGo programı, dünya şampiyonu Go oyuncusunu (Lee Sodol) beş maçlık bir oyunda yendi. 'te Çinli Baidu şirketi, Minwa süper bilgisayarının Google'ın önceki rekorunu geçerek görüntüleri tanıma konusunda nasıl yeni bir rekor kırdığını açıklayan bir makale yayımladı.[16] Bu rekor, görüntüleri ortalama bir insandan daha yüksek doğrulukla tanımlamasına ve kategorilere ayırmasına olanak tanıyan, evrişimli sinir ağı olarak bilinen yeni bir derin öğrenme türüyle mümkün oldu.

Günümüzde, süper bilgisayarlar ve makine öğrenimi hükümetler, araştırma enstitüleri ve özel sektör tarafından "veri madenciliği" yapmak, büyük veri kümeleri içindeki anormallikleri, kalıpları ve korelasyonları bulmak için sıklıkla kullanılmaktadır. Bu, günlük olarak oluşturulan artan bilgi hacmiyle başa çıkmak ve sonuçları tahmin etmek için gereklidir.

yılında, algoritmik bilgi teorisinin mucidi Prof. Ray J. Solomonoff, yapay genel zekanın tam olarak gerçekleştirilebilmesi için ulaşılması gereken yedi gelişimsel dönüm noktasını detaylandıran bir makale yazdı. Bu yedi madde, şu şekildedir:

  1. Yapay zekanın bilişsel psikolojiyi (insan problem çözümü) taklit edebilmesi ve bunun için insan beynine benzer büyük paralel bilgisayarların geliştirilmesi,
  2. Makine öğrenimi, bilgi işleme ve depolama, uygulama yöntemleri ve diğer yeni kavramlardan oluşan genel bir problem çözme teorisinin oluşturulması,
  3. Kendini daha zeki olacak şekilde geliştirebilen bir yapay zeka geliştirilmesi,
  4. Hemen hemen tüm veri kümelerini okuyabilen ve bu materyallerin çoğunu veri tabanına dahil edebilen bir yapay zekanın geliştirilmesi,
  5. Tasarlandığı alanlarda (matematik, bilim, endüstriyel uygulamalar vb.) bir insanınkine yakın genel problem çözme kapasitesine sahip bir yapay zeka geliştirilmesi,
  6. En iyi bilgisayar bilimcilerinin kapasitesine yakın bir kapasiteye sahip bir yapay zeka geliştirilmesi,
  7. En iyi bilgisayar bilimcilerinin kapasitesinden kat ve kat daha fazla kapasiteye sahip bir yapay zeka geliştirilmesi.
Anonim

Kısacası Solomonoff, gerçek anlamda yapay zekanın geliştirilmesinin, insan beyni fonksiyonlarını (öğrenme, bilgi saklama, problem çözme, kendini geliştirme vb.) taklit edebilecek ve sonunda bunları aşabilecek makineler inşa etmekten geçeceğine inanıyordu. Bu yol haritasına dayanarak, modern süper bilgisayarlar, özellikle soyut veya sezgisel akıl yürütmede, hepsinde olmasa da birçok açıdan insanlardan daha iyi performans gösterebildiğinden, artık gerçek yapay zekaya veya bilinen ismiyle yapay genel zekaya ulaşmaya yakın olduğumuzu söyleyebiliriz. Makine zekasının insan zekasını aşabileceği zamana her geçen gün daha da yaklaşıyoruz.

Bu gerçekleştiğinde, bilimsel araştırma ve gelişme inanılmaz bir düzeyde hızlanacaktır. Tekillik cesur yeni olasılıklara, yeni bir dünyaya yol açacaktır. Eğer bu yapay zeka, kendisinin daha gelişmiş versiyonlarını yaratmakla görevlendirilirse, insan seviyesinde genel zekaya ulaştıktan sonra bunu yapmaktan vazgeçmesi için hiçbir sebebi olmayabilir ve Kurtzweil'in yapay süper zeka olarak isimlendirdiği yapay zeka seviyesine ulaşana kadar kendisini geliştirmeye devam edebilir. Kurzweil, bunun teknolojik tekilliğe ulaşılacak kesin bir dönüşüm noktası olacağını düşünüyor.

Tabii ki bilgi işlem, bilgi üretimi ve ilerlemelerin artan bir şekilde sürekli hızlanması, bizi tekilliğe götürebilecek yollardan sadece birkaçını ifade ediyor. Bu yazının devamı niteliğindeki ikinci yazımızda, bilgi işlemenin yanı sıra nanoteknoloji ve tıp teknolojisindeki ilerlemelerin bizi geleceğin tahmin edilmesinin zor olacağı bir zaman noktası olan tekilliğe nasıl götürdüğünü inceliyoruz. Ayrıca, bu öngörülen büyük değişimin nasıl gerçekleşeceğine - hızlı bir başlangıç ​​​​ya da kademeli bir şekilde - ve etkilerinin neler olabileceğine bir göz atıyoruz

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.