kuranın kitaplaştırılması / Kuran’ın Yazılması ve Korunması – Dr. Kerem Koseoglu

Kuranın Kitaplaştırılması

kuranın kitaplaştırılması

Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı

Cem’u’l-Kur’&#;n

Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber (a.s.)’e inen ayetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Ayetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti. 

Hz Peygamber (a.s.)’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında bir çok hafızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebu Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hafız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti. Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit’in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As, ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yer yüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.

Kur'an-ı Kerim Portalı

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz

Bağlantılar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Uygulamalar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

YAZARLAR

Kur’an ilimleri denince akla gelen en zor konu kıraatlerdir. Bu zorlukta Arapların yazı kültürüne eğilimli olmamaları, yazılarının noktasız olması nedeniyle bir kelimenin ya da cümlenin birkaç anlama gelebilecek şekilde okunmasının mümkünlüğü vb. nedenlerin önemli payı vardır. Bu yazıda kıraatler konusu, Türkiye’de ilahiyat alanında mümtaz kişilerden Tayyip Okiç ile ()Konya Yüksek İslam Enstitüsünde üç sene birlikte hocalık yapan İsmail Karaçam’ın Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati1 adlı eseri bağlamında şu soruların cevaplarını ortaya koymaya çalışacağız: Kur’an’ı farklı okuma izni ne zaman verildi? Kur’an ne zaman kitaplaştırıldı? Surelerin Kur’an’daki sıralaması vahiyle mi sahabe içtihadıyla mı oldu? “Kur’an yedi harf üzerine indirildi.” hadisi ile “yedi kıraat” aynı şey midir? Kur’an’da fazla/eksik sureler ve hatalar bulunduğuna dair rivayetler nasıl değerlendirilmelidir?

1- Kur’an Kıraatleri

Farklı kıraatlerle Kur’an okuma izni, Mekke’de değil de insanların kitleler halinde Müslüman olduğu dönemlerde verilmiş olsa gerektir; çünkü Mekke’de kullanılan lehçe Kureyş lehçesi idi. Dolayısıyla farklı okuyuşlar -genel itibariyle-2 zaten söz konusu değildi.

Kur’an’ın yedi harf üzerine indirildiği rivayetiyle3 ilgili olarak İbn Teymiyye’den (ö. /) nakille Karaçam, muteber âlimler arasında hadisteki “yedi harf”in meşhur yedi kıraat olmadığı hakkında anlaşmazlık bulunmadığını aksine bu kıraatleri ilk defa toplayan kişinin, Bağdat’ta Hicri 3. asrın başında kıraat âlimi Ebû Bekr b. Mücâhid (/) olduğunu söylemektedir. İbn Mücâhid Mekke, Medine, Basra, Kufe ve Şam kıraatlerini toplamak istemiştir. Bu beş kent; Kur’an, hadis, tefsir, fıkıh ve diğer dinî ilimlerden nübüvvet ilminin ortaya çıktığı şehirlerdir. O, bu kentlerin kıraat imamlarından bu meşhur yedi kıraati toplamayı isteyince bu rakam Kur’an’ın indiği harflerin sayısına denk gelmiştir. Yoksa “yedi harf”ten maksadın “yedi kıraat” olduğuna inandığı için sayı yedi değildir. Kıraat ve hadis âlimi İbnü’l-Cezerî (ö. /) de böyle bir düşünceye ancak sıradan kimselerin (avam) sahip olacağını belirtmekte ve “Bu Yedi Kurrâ henüz (bu hadis söylendiğinde) dünyaya gelmemişlerdi.” demektedir.4

“Yedi harfin anlamı, bilinen yedi kurrâdan nakledilen yedi kıraatten başka bir şey değildir.” şeklindeki yaklaşımı doğru bulmayan Karaçam, “yedi harf” hadisi söylendiğinde henüz yedi kıraatin mevcut olmadığını dolayısıyla Resulullah’ın gerek kendisini ve gerekse ashabını Kur’an’ın indiği “yedi harf”le okumaya mecbur edişinin imkânsız olduğunu belirtmektedir; çünkü bunun için iki buçuk asırdan fazla beklemeleri gerekecekti. Hâlbuki gerek bu yedi kıraat imamı ve gerekse diğerleri kıraati asaptan ve tabiinden almışlardır.5

2- Kur’an’ın Kitaplaştırılması ve Surelerin Sıralaması

“Öyle bir günden sakının ki o gün hepiniz Allah'a döndürülüp götürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.” (Bakara, 2/) ayetinin inen son ayet olduğu yaklaşımını aktaran Karaçam’a göre bu ayetin inişinden sonra Resulullah’ın dokuz ile seksen bir gün arasında yaşadığı söylenmektedir ancak tercih edilen görüş dokuz gecedir. Bu kadar bir sürede de Kur’an’ın kitaplaştırılması kolay değildir.6 Zaten Resulullah da Kur’an ayetlerinin ne zaman son bulacağını bilmiyordu. Her ne kadar ayetleri yazılı olarak kayıt altına aldırdı ve müminlerin bir kısmının ezberlemesini sağladıysa da onları derleyip iki kapak arasında bir metne dönüştürmemişti.

Bir kısım İslam bilginine göre surelerin sırası ashabın içtihadına dayanmaktadır. İbn Hacer, bu düşüncenin âlimlerin çoğunluğu tarafından kabul edildiğini söylemektedir.7 Fatiha Suresi hariç tutulursa surelerin uzun, orta ve kısa sureler şeklinde Kur’an’da sıralandığı söylenebilir. Karaçam’ın İbn Hacer’e dayandırdığı görüş doğru kabul edilirse sureler arası uyumu ortaya koymaya çalışan “tenasübü’s-süver” ilmi anlamsız bir çabaya döner.

3- İbn Mes‘ûd Mushafı İle Nas ve Felak Sureleri

Abdullah İbn Mes‘ûd’un (ö. 32/) Nas ve Felak surelerini kendi mushafına almadığı konusunda nakledilen bir rivayet şöyledir: “Bize Ali b. Abdullah anlattı, dedi ki: Bize Süfyan anlattı, dedi ki: Abde b. Ebi Lubabe ve Asım,Zirr b. Hubeyş’ten anlattılar, (Zir) dedi ki: Ubeyy b. Kâ‘b’a sordum ve dedim ki:‘Ya Eba Munzir! Kardeşin Abdullah b. Mes’ud şöyle şöyle sözler söylüyor (Nas ve Felak sureleri Kur’an’dan değildir diyor.) sen ne dersin?’Ubeyy dedi ki: Bu iki sureyi ben de ResululIah’a sordum, bana dedi ki: (‘Bunlar Kur’an’dandır, oku!’) denildi. Ben de okudum.(Sonra Ubeyy) dedi ki: İşte biz de Resulullah’ın okuyup söylediği gibi okuyoruz.”8 Bu iddiayı el-Burhân’dan nakille değerlendiren Karaçam, Eş‘arî kelamcısı ve Mâlikî fakihi el-Bâkıllânî (ö. /) ve Mâlikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimi Kādî İyâz’a (ö. /) göre İbn Mes‘ûd aslında bu iki surenin (Nas ve Felak) Kur’an’dan olduğunu inkâr etmemiştir9 yalnız büyük bir ihtimalle Resulullah’tan bunların Mushaf’a yazılmalarını emrettiğini duymadığı için bunların yazılmasına karşı çıktığını belirtmektedir. Diğer bir rivayete göre İbn Mes‘ûd, Resulullah’ı Hz. Hasan (ö. 49/) ve Hz. Hüseyin  (ö. 61/) için bu iki sure ile dua ederken gördüğünden dua sanmıştı.10

Zerkeşî’nin (ö. /) belirttiğine göre Nevevi’nin (ö. /) el-Mühezzeb şerhinde, “Müslümanlar Nas, Felak ve Fatiha surelerinin Kur’an’dan olduğu konusunda icma etmişlerdir. İbn Mes‘ûd’dan (bu surelerin Kur’an’dan olmadığı hakkında) nakledilen haberler batıldır, sahih değildir.” İbn Hazm (ö. /) da bu konuda şöyle demektedir: “Bu, İbn Mes‘ûd’a yalan isnat etmektir ve uydurmadır. Âsım’ın (ö. /) kıraati, Zirr b. Hubeyş tariki ile İbn Mes‘ûd’a dayanır ve Âsım’ın kıraatinde de bu üç sure vardır.”11 İbn Mes‘ûd’un Kur’an’ın mana ile kıraatini caiz gördüğü iddiası da bir iftira olarak görülmüştür.12 Zaten bu iddia doğru kabul edilse İbn Mes‘ûd’un, ayetlerin lafızlarını önemsemediği sonucu çıkar.

4- Kur’an Yazımında Hata Olduğu İddiaları Üzerine

Kur’an’ı noktalayan tâbiî Yahyâ b. Ya’mer (ö. 89/ [?]) ve İbn Abbâs’ın kölesi İkrime’nin (ö. /) Osman b. Affan’dan (ö. 35/) rivayet ettikleri haberde, “Mushaflar yazıldıktan sonra Osman’a arz edildi. Osman onlarda yanlış birtakım harfler görmüş ise de ‘Onları oldukları gibi bırakınız, Arap onları düzeltecektir.’ veya ‘Dilleriyle onları düzeltecektir.’ demiştir.”13 Endülüslü kıraat âlimi d-Dânî (ö. /), bu haberin iki yönden doğru olmayacağını belirtir: Birincisi, Yahyâ b. Ya’merve İkrime, Hz. Osman’ı görmemişler ve ondan hiçbir şey işitmemişlerdir. Öyleyse isnadındaki karışıklık ve lafzındaki inkıta nedeniyle bu haber delil getirmeye yetecek sağlamlıkta değildir. İkincisi bu haberin açık anlamı da bunun Hz. Osman’dan gelmesine engeldir; çünkü o, bulunduğu dinî konum, içtihadının kuvveti ve ümmetin kurtuluşu konusunda ortaya çıkan ihtilafları önlemek için diğer hayırlı sahabe ile Mushaf’ın toplanması vazifesini üzerine almıştı. Böyle olunca Mushaf’ta bir hatayı gördüğü halde onlara göz yumması aklın kabul edeceği bir şey değildir.14

Kur’an’da yanlış bulunduğuna dair nakillerden birisi de Hz. Âişe’den  (ö. 58/) rivayet edilmektedir. Ebu Muaviye’nin, muhaddis tâbiî Hişam b. Urve’den (ö. /), onun da babasından naklettiği rivayete göre Maide Suresi 69’da geçen “el-mukîmîne” kelimesinin yazımı konusunda Hz. Âişe, “Ey kardeşimin oğlu! Bu, kâtiplerin işidir. Kur’an’ı yazdıkları sırada hata etmişlerdir.” demiştir.15 Bu konuda Mısırlı mücadele ve hareket adamı, âlim Abdülaziz Çâviş ()şöyle der: “Bu hadis aynı ibare ile sahih müsnedlerin hiçbirinde yoktur. Böyle bir yanlışın varlığı biliniyorsa bunun düzeltilmesi için çaba sarf edilmesine bir engel yoktu. Babası Kur’an’ın cem edilmesini emrettiğinde kendisi neredeydi?”16

Süveyd b. Saîd’den (/) gelen bir rivayet şöyledir: “Biz uzunluğu ve şiddeti açısından Berâe Suresine benzettiğimiz bir sure okuyorduk ki onu unutmuş bulunuyorum. Yalnız hatırımda şu kadarı kalmış: ‘Eğer Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa üçüncü bir vadi isterdi. İnsanın hırsını ancak toprak doyurabilir.’ Sonra Sebbeha surelerine benzettiğimiz bir sure daha vardı. Onu da unuttum. Yalnız şu kadarı ezberimdedir: Ey iman edenler! Niçin yapamayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Kıyamet günü sizden sorulacak bir şehadeti boynunuza bağlıyorsunuz.”17 Karaçam bu hadisi rivayet eden Süveyd b. Saîd hakkındaki hadis kritiği ile tanınmış olan kişilerin kanaatlerinin, olumlu bir noktada toplanmadığını belirtmektedir. Ez-Zehebi’nin (/) Mizânü’l-İ’tidal’de haber verdiğine göre her ne kadar Müslim, İbn Mâce, el-Beğavî gibi kişiler ondan rivayetlerde bulunmuşlarsa da çoğunluk bu kişiye güvenmemektedir. Uzun bir ömür sürmüş, gözleri kör olmuş ve kendisine ait olmayan birçok hadis rivayet etmiştir.18

Karaçam’ın Mizânü’l-İ’tidal’den aktardığına göre Buhârî (ö. /), “Onun (Süveyd) hadisi reddolunmuştur.” demiştir. Hadis ve fıkıh âlimi İbn Hibbân (ö. /), aynı kişinin zındıklıkla itham edildiğini haber vermiştir. İbnu’l-Cevzi (/), Ahmed b. Hanbel’in (ö. /) “Onun hadisi metruktür.” dediğini rivayet etmektedir. en-Nesâî  (ö. /), “Zayıftır.” derken Ebû Dâvûd (ö. /), “O kıymetsiz bir kimsedir.” demiştir. Şiiliğe eğilimli olduğu da rivayet edilmektedir.19

Sonuç

Görüldüğü gibi aşamalı olarak inen vahyin ne zaman son bulacağı kesin olarak bilinmediğinden Resulullah döneminde ezberlemek ve yazmak suretiyle korunan Kur’an, kitap haline getirilmemiş, Kur’an’ın Mushaf haline gelmesi Hz. Ebubekir döneminde olmuştur.

Surelerin sıralamasının Resulullah tarafından belirlendiğini söyleyenler olduğu gibi sahabe tarafından sıralandığı da söylenmektedir. Sahabeden bazılarından (İbn Mes‘ûd, Hz. Osman, Hz. Âişe) nakledilen Kur’an hakkında zan oluşturan rivayetler, eleştirisiz kalmamıştır. Rivayetlere dönük eleştirilerin gerekçeleri kuvvetli ise söz konusu eleştiri, “hadis karşıtlığı ya da sahabe düşmanlığı” olarak görülmemelidir. Korunmuş olan şey, rivayetler değil Kur’an’dır.

 

Dipnotlar:

1- İsmail Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati, 2. Bs., İstanbul, Nedve Yayınları,

2- Fethu’l-Bârî’de belirtildiğine göre Hz. Ömer ve Hişâm Kureyşli olmalarına rağmen, farklı kıraatlere sahip idiler. Bkz. Karaçam, A.g.e.,

3- İsmail Ebu AbdillahBuhârî, “Kûlûamenna billahi ve mâünzileileynâ”, Sahihu’l-Buhârî, Beyrut, DaruTavki’n-Necat, , 6: Bu rivayette “yedi harf”ten ne kastedildiğine dair Resulullah’tan bir açıklama gelmemiştir. Bkz. İbrahim Sarmış, Hadislerle Kur’an Eşdeğer midir?, İstanbul, Düşün Yayınları, ,

4- Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati, Karaçam aynı yerde İbnü’l-Cezerî’nin görüşünü en-Neşr adlı eserden nakletmektedir.

5- Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati,

6- Sebilurreşad Mecmuasından naklen bkz. Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’înNüzûlü ve Kırâati,

7- Burhân ve Fethu’l-Bâri adlı eserlerden naklen bkz. Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’înNüzûlü ve Kırâati,

8- İsmail Ebu Abdillah Buhârî, “Kavluhu Allahussamed”, Sahihu’l-Buhârî, Beyrut, DaruTavki’n-Necat, , 6:

9- Karaçam, A.g.e.,

Te’vilu Müşkili’l-Kur’an adlı eserden naklen bkz. Karaçam, A.g.e.,

Muhammed b. Abdullah b. BurhânZerkeşî, el-Burhân fî Ulûmi’l-Kur’ân, Beyrut,Daru’l-Marife, , 2: ; Karaçam, A.g.e.,

Ebû Abdillâh Fahruddîn Muhammed b. el-Hadır b. Muhammed el-Harrânî İbnTeymiyye, Mecmûu Fetâvâ, Medine, Mecmau Melik Fehd li Tabâati’l-Mushafi’ş-Şerif, , ; Karaçam, A.g.e.,

Muhammed Abdülazim Zerkânî, Menâhilü’l-İrfân fî Ulûmi’l-Kur’ân, 3. Bs., Mısır, Matbaatu Îsa el-Babî el-Halebî ve Şürekâuhu, ts., 1: ; Karaçam, A.g.e.,

Karaçam, A.g.e., el-Mukni’den yapılan bu alıntıda bir bilgi sorunu görünmektedir. Hz. Osman mushafı toplamamış, zaten toplanmış olan mushafı çoğalttırmıştır.

Menâhil adlı eserden naklen bkz. Karaçam, A.g.e.,

Karaçam, A.g.e.,

Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc Müslim, “Lev Enne Li’bni Âdeme Vadiyeyni Lebteği”, el-Müsnedu’s-Sahih, Beyrut,Daruİhyai’t-Turasi’l-Arabi, ts., 2: ; Karaçam, A.g.e.,

Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati,

Mizânü’l-İ’tidal adlı eserden naklen funduszeue.infoçam, A.g.e.,

 

Kaynakça

Buhârî, İsmail Ebu Abdillah. Sahihu’l-Buhârî, 6, Beyrut, DaruTavki’n-Necat,

İbn Teymiyye, Ebû Abdillâh Fahruddîn Muhammed b. el-Hadır b. Muhammed el-Harrânî. Mecmûu Fetâvâ. 35 Cilt, Medine, Mecmau Melik Fehd li Tabâati’l-Mushafi’ş-Şerif,

Karaçam, İsmail, Kur’ân-ı Kerîm’în Nüzûlü ve Kırâati, 2. Bs., İstanbul, Nedve Yayınları,

Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc. el-Müsnedu’s-Sahih, 2, Beyrut, Daru İhyai’t-Turasi’l-Arabi, ts.

Sarmış, İbrahim. Hadislerle Kur’an Eşdeğer Midir?, İstanbul, Düşün Yayınları,

Zerkânî, Muhammed Abdülazim, Menâhilü’l-İrfân fî Ulûmi’l-Kur’ân, 3. Bs., 2 Cilt, Mısır, Matbaatu Îsa el-Babî el-Halebî ve Şürekâuhu, ts.

Zerkeşî, Muhammed b. Abdullah b. Burhân, el-Burhân fî Ulûmi’l-Kur’ân, 4 Cilt, Beyrut,Daru’l-Marife,

Kuran Çalışmaları

Haksöz Dergisi Sayı: - Mart

Etiketler :haksöz , mart , murat Kayacan, kuran, kıraat, kuran dizimi, kuranın yazılışı

Kur'an-ı Kerim Ne Zaman Kitap Haline Getirildi? Kur'an-ı Kerim'in Kitap Haline Gelmesi Hangi Halife Döneminde Oldu?

Hz. Muhammed (S.A.V) ilk vahiyleri aldığı günden sonra Müslüman olan bazı kişilere Kur'an-ı Kerim'i ezberletmeye ve ayetleri ezberlediklerinden emin olmaya çalışıyordu. Bu sayede Kur'an-ı Kerim yalnızca bir kişinin değil pek çok kişinin hafızasında ezberlenmiş hali ile bulunacaktı. Ayrıca sık sık Kur'an-ı Kerim okumaları da yapılmaktaydı.

KUR'AN-I KERİM NE ZAMAN KİTAP HALİNE GELDİ?

Kur'an'ın kitap haline getirilmesi ve toplanması işlemine Mushaf haline getirilmesi de denilmektedir. İslamiyet dini peygamberi olan Hz. Muhammed 40 yaşına yaklaşırken yaklaşık 5 yıllık bir süreçte farklı rüyalar görmeye ve nereden geldiğini anlamadığı bazı sesler duymaya başlamıştır. Hayatında benzerini yaşadığı bu rüyalarla ve sesler ile dolu dönem yaklaşık beş yıl sürmüştür.

Bu dönemde sık sık Hira mağarasına giden Hz. Muhammed bu rüyaları ve sesleri anlamlandırmaya çalışıyor ve bir yandan da ibadet ediyordu. Dört beş yıllık bu sürecin sonunda yine bir gün Hira Mağarası'nda ibadet eden Hz. Muhammed'in yanına vahiy meleği olan Cebrail gelmiş ve ona "Oku" anlamına gelen ilk ayeti söylemiştir. Kadir gecesinde inen ilk ayetlerden sonra Kur'an yıllar içinde tamamlanmıştır.

Kur'an'ın toplanması yani mushaf işlemi Kur'an tarihinde yoplam 3 kere yapılmıştır ve ilk kez Hz. Muhammed'in önderliğinde gerçekleşmiştir. Hz. Muhammed'in vefatını izleyen yılların sonunda Yemame Savaşı'nda bazı hafızların da şehid olmasının sonucunda kitaplaştırılmıştır.

KUR'AN-I KERİM HANGİ HALİFE DÖNEMİNDE KİTAP HALİNE GETİRİLDİ?

Hz. Muhammed ile yapılan son Kur'an-ı Kerim okumasında pek çok sahabe Kur'an'ı son haliyle ezberlemiştir. Ancak Yemame Savaşı'nda bazı hafızların da şehit olması nedeni ile endişelenen Hz. Ömer, Hz. Ebubekir'e giderek Kur'an'ın toplanması ve kitaplaştırılması konusunda onu ikna etmiştir.

Kur'an daha önceden yazılmış olduğu malzemeler ve Hz. Muhammed'in ölümünden önce sahabe ve hafızlara yaptırdığı ezberler sayesinde eksiksiz olarak toplandı. Hz. Ebubekir'e teslim edildi. Kur'an Hz. Ebubekir döneminde kitaplaştırılmış oldu. İki kapak arasında olan bu derlemeye mushaf adı verildi ve bu derleme kitap Hz. Ebubekir'den sonra Hz. Ömer'e sonrasında ise Hz. Ömer'in kızı ve Hz. Muhammed'in eşi olan Hafsa'ya kalmıştır.

KUR'AN-I KERİM AYETLERİ NASIL YAZILDI?

Müslümanların ve gelen vahiylerin uzunluğu arttıkça Hz. Muhammed tarafından vahiy katipleri atandı. Bu katipler yazabilecekleri her türden malzemeye Kur'an'ı Kerim'in ayetlerini yazıyorlardı. Bu malzemeler çok çeşitliydi. Develerin kürek ve kaburga kemikleri, deri parçaları, yapraklar, taşlar, bazı hurma dalları, seramik parçaları, tahtalar, parşömen ve papirüsler bu malzemelere örnek olarak verilebilmektedir.

KUR'AN-I KERİM NE ZAMAN ÇOĞALTILDI?

Hz. Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti ve Müslümanlar için yeni bir lidere ihtiyaç olması nedeni ile halifelik sistemi uygulanmaya başladı. Hz. Muhammed'in son yıllarında zaten hızla yayılmaya başlayan İslamiyet dini Hz. Ebubekir'in halife olduktan sonra gerek İslamiyet'i yaymak gerekse de İslam Devleti'nin sınırlarını genişletmek için yaptığı savaşlarla daha da hızla yayıldı. İslam Devleti ise eskisinden çok daha büyük topraklara hükmetmeye başladı.

İkinci Halife olan Hz. Ömer'in döneminde bu yayılma iyice arttı. Sonrasında 3. Halife olan Hz. Osman ülkenin bazı büyük merkezlerine Kur'an'ı Kerim'in çoğaltılmış baskısını dağıtmak zorunda kaldı. Bu çoğaltma ve dağıtma ile hem İslamiyet dininin yayılma hızı artmış olacak hem de fethedilen yerler de İslamiyet'in yolundan ilerleyeceklerdi. İslamiyet'i ise tek kaynak olan Kur'an-ı Kerim'den öğrenebileceklerdi.

Kuran&#;ın Yazılması ve Korunması

Kuran&#;ın İnmesi

Kuran ayetleri, ekseriyetle indiği çağda meydana gelen sosyal olaylarla örtüşerek ve onlara paralel olarak indirilmiştir. Dolayısıyla ayetlerin iniş sırası, kısmen tarihi olayların meydana gelme sırasıyla olmuştur.

Allah; zamandan ve mekandan beridir, herhangi bir şeyi yapması, bizim tabi olduğumuz zamana tabi değildir. Kuran; sindire sindire ve sosyal hayattaki olaylarla iç içe, yedire yedire inmiş bir kitaptır. Bu yüzden uzun yıllara yayılmıştır.

Kuran’ın ana amacı bir tarih kitabı olmaktan ziyade her çağda uygulanabilecek hükümleri göstermektir. İndiği çağa ait tarihi olaylar, hükümlerin anlaşılması için örnek olarak gösterilir. Bu yüzden, ayetler bir tarih kitabı gibi kronolojik olarak değil, Kuran üslubuna ve amacına uygun sureler şeklinde toplanmıştır.

Pek çok yorumcu, tarihi ve Kuran’i bilgilere dayanarak, “İniş sırasında göre Kuran-ı Kerim” şeklinde düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerdeki kronolojinin tamamen doğru olduğundan emin olunamamakla birlikte, olayların olası akışını takip etmek isteyenler bu kaynaklara bakabilir.

Kuran&#;ın Ciltlenmesi

Bir görüşe göre; Kuran ayetleri indikçe Peygamber tarafından deri, tahta levha, beyaz taş, vb çeşitli yerlere yazdırılmış ve muhafaza edilmiştir. Kronolojiye göre değil, Kuran üslubuna uygun şekilde sıralanmıştır. Kitaplaştırılması ise Zeyd bin Sabit tarafından yapılmıştır.

İkinci görüşe göre; Kuran o çağın geleneklerine uygun olarak (en azından kısmen) sözlü aktarılmış, ezberlenmiş ve kaleme alınması uzun yıllar sonra olmuştur. Dolayısıyla elimizdeki mushaflardaki ayet sırası, kısmen kaleme alan kişilerin düzenlemesi olabilir.

Kuran&#;ın Korunması

Kuran&#;ın bugünkü mushafının Peygamber&#;e inen vahiylerle birebir aynı olup olmadığını, %&#;ünün tastamam olup olmadığını batı bilimi ile ispatlamamız mümkün değil elbette… Ancak şu var: Levh-i Mahfuz ile ilgili ayete bakarsak: &#; Allah dilediğini silip yok eder, dilediğini sâbit tutar. Kitap’ın anası/ana Kitap O’nun katındadır.&#;

Kuran&#;ın bugünkü matematiksel dengesini hesaplayan pek çok çalışma var, tesadüf olamayacak kadar harikulade bir yapı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla; Kuran birebir aynı kaldı ise de, o gün indirilmiş bazı ayetler kitaptan (ayetteki ifadeyle) &#;silinip yok edildiyse de, ikisi de Allah&#;ın iradesi dahilinde olmuştur.

Birebir aynı kaldıysa ne ala…

Bazı ayetler eksik bırakıldıysa; bu, o ayetlerin sadece indiği yer/zaman için geçerli olup
daha uzun vadede kalıcı olmasının (Allah tarafından) gerekli görülmemesi ile ilgili olacaktır. Yani olması gereken, &#;eksik bırakılmış&#; hali olacaktır. Yoksa o matematiksel denge ortaya çıkmazdı.

&#;Hayy-el Kayyum&#; sebebiyle; her ne oldu ise Allah&#;ın izin verdiği sistem dahilinde olmuştur. Olmuş herhangi bir şeyin o izin vermemesine / razı olmamasına rağmen olduğunu düşünmek, bizi şirke bir adım yaklaştırır.

İnsan Sözü Karışması

Her şeyin sebebini anlayamayız. Anlayamıyor olmamız, kendi kısıtlarımız kaynaklıdır. Sufizm&#;deki nefs-i raziye mertebesine öykünerek; olanları (tefekkür edip anlamasak dahi) razı olmanın bir nefis mertebesi olduğu söylenebilir.

Kainattaki gezegenleri, düzeni, insan gözündeki ince mimariyi, beslenme zincirini, (doğuda Shiva&#;nın dansı denen) sonsuz değişim/dönüşümü, kuşların havada kalabilmesini, ruhları, madde/enerji dönüşümünü, kulaklarımız içerisinde bilimin yanına bile yaklaşamadığı ince mekanizmayı, beyin denen mucizevi organı, farklı canlı çeşitlerini, ırkları, vs yaratmak; bir düşünüldüğünde kanıksanamayacak kadar büyük ve mucizevidir. Bir de bunların yoktan yaratıldığını düşünürsek&#;

Bizim kendi sözde yaratmamız , Allah&#;ın yoktan yarattıklarının şekliyle ve yeriyle oynamaktan ibarettir.

Bu kadar ince mimariyi düzenleyen bir güç; hangi sözün / kitabın hangi aşamada hangi forma doğru değişeceğini de iradesine dahil etmiştir elbette&#;

Kimi kutsal kitaplara insan sözü karışmasının ötesinde sorgulanabilecek bambaşka şeyler de var. Bir ceylan yavrusu doğar doğmaz leopar gelip onu kapabiliyor&#; Yıllarca masum kadınlar cadı diye yakılmış&#; Dünyada nice seri katiller, zalim devlet başkanları gelmiş geçmiş&#; Bunlar da Allah&#;ın rızası dışında mı? Değil&#;

Hepsi gereklidir. Kimi kitaplara insan sözü karışması/karışmaması da her nasıl olduysa öyle gereklidir&#;

Biz gerekliliği anlayamıyorsak, acziyetimizi kabul edip nefs-i raziye kapsamında teslimiyet ve rızamızı ifade eder; idrakimizin genişlemesini niyaz ederiz. Kısmetse olur. Olmazsa, ona da razıyız.

Kainat, Allah&#;ın ifadesi olarak düşünülürse, onun &#;sıfatları&#;nın ifadesi olarak celal kabilinden sıfatları da, cemal kabilinden sıfatları da barındıracaktır. İkisinin de yeri var. Yaratma sıfatı da var, yok etme sıfatı da var. gazap sıfatı da var, şefkat sıfatı da var.

Kendimizin ne hissettiğine göre değil, Allah&#;ın ifadesi olarak görürsek; hepsi &#;gereklidir&#;.

Kimi kitapların bozulması da gereklidir, oldu ise Allah&#;ın iradesi dahilinde olmuştur, endişelenmeyelim. Biz olacak olanlar hakkında nasıl bir yol seçiyoruz cüzi irademizle, ona bakalım.


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası