ceza kanunu 104 / Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu TCK 104 Cezası 2023

Ceza Kanunu 104

ceza kanunu 104

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçuna İlişkin Bazı Tartışmalar

A. Genel Olarak

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 104. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Maddenin 2 ve 3. fıkralarında suçun iki nitelikli hali düzenlenmiştir. TCK m. 104/2'ye göre, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. Yine üçüncü fıkrada bu suçun evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde ikinci fıkraya göre ceza verilecektir. Suçun temel şekli şikayete tabi iken suçun nitelikli halleri için şikayet aranmamaktadır. Ayrıca reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda korunan hukuki yarar çocuğun cinsel dokunulmazlığıdır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçuyla çocukların, "cinsel yönden olgunluğa erişmekle birlikte algılama ve irade yeteneklerinin, fiilin anlam ve sonuçları hakkında sağlıklı değerlendirme kabiliyetinin tam olarak gelişmemiş olabileceği ve dolayısıyla çabuk etkide kalabilecek durumda olmaları dikkate alınarak" erken cinsel deneyimden korunması istenildiği belirtilmektedir. Buna göre 15-18 yaş arasındaki çocukların cinsel eylemlerine yönelik algılamaları tam olarak yerleşmiş değildir. Bu sebeple çocukların bu dönemdeki cinsel birlikteliklerinin onlara zarar vermemesi için mezkur suçun düzenlendiği ifade edilmektedir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu esasında 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış, fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olan çocuklara karşı, cebir, tehdit ve hile olmaksızın gerçekleştirilen, "cinsel ilişki" fiili cezalandırmaktadır. Bu kapsamda cinsel ilişki fiilinin 15 yaşını doldurmamış ya da doldurmuş olmakla birlikte fiillerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuğa karşı işlenmesi halinde TCK m. 104'te düzenlenen suç değil, TCK m. 103'te düzenlenen çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır (TCK m. 103/1-a). Yine cinsel ilişki fiilinin 15 yaşını doldurmuş çocuğa karşı cebir, tehdit veya hile kullanılarak gerçekleştirilmesi durumda da TCK m. 103'te düzenlenen suç oluşacaktır (TCK m. 103/1-b).

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna ilişkin öğretide birçok tartışma ve eleştiri mevcuttur. Bu suça yönelik eleştirilerin bir kısmına iştirak etmekteyiz. Bu kapsamda aşağıda bu suça yönelik çeşitli tartışmaları ve eleştirileri ele alacağız.

1. Madde Başlığı ile Madde Metninin Uyuşmadığına Yönelik Tartışma

TCK m. 104'ün madde başlığı, "Reşit olmayanla cinsel ilişki"dir. Madde metnin de ise "reşit olmayan" ifadesine yer verilmemiş ve "onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla" ifadesi kullanılmıştır. Bu noktada öğretide yazarlar madde başlığı ile madde metninin uyuşmadığını belirtmektedir.

TCK m. 6/1-b'ye göre, "Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi" anlaşılır. Yine 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na (ÇKK) göre, "Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi" ifade eder. Bu tanımlardan anlaşılacağı üzere herhangi bir nedenle ergin olmuş olsa bile 18 yaşını doldurmamış herkes çocuk olarak kabul edilecektir. Bu noktada reşit, ergin anlamına gelmektedir. Ergin ise kelime anlamı olarak, "olmuş, yetişmiş, kemale ermiş" demektir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na (TMK) göre, erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar (TMK m. 11). Ancak, on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir (TMK m. 12). Bu duruma kazai rüşt denilmektedir. Ayrıca TMK m. 11/2'ye göre evlenme kişiyi ergin kılar. TMK'ya göre, erkek ya da kadın 17 yaşını doldurduğunda yasal temsilcinin izniyle evlenebilmektedir. Yine hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir (TMK m. 124/2). Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere bir çocuk çeşitli sebeplerle ergin olabilmektedir. Bu noktada herhangi bir şekilde ergin olmuş olan çocukla, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, cinsel ilişkide bulunulması durumunda reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşup oluşmadığını belirlemek gerekmektedir.

Öğretideki bazı yazarlar maddenin metnini esas almak gerektiğini belirtmektedir. Bu yazarlara göre, madde metninde "reşit olmayan" ifadesine yer verilmediği için 15 yaşını doldurmuş ve fakat 18 yaşını doldurmamış bir çocuk herhangi bir nedenle ergin olmuş olsa bile bu çocuğa karşı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu işlenebilecektir. Daha kısa bir ifadeyle 15 yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış reşit (ergin) çocuklar da bu suçun mağduru olabilecektir. Bu görüşün kabul edilmesi halinde karşımıza önemli bir sorun çıkmaktadır. Örneğin 20 yaşında bir erkek ile 17 yaşında bir kızın evlenmiş olmaları durumunda erkek ve kızın cinsel ilişkiye girmeleri halinde bu suç oluşacak mıdır? Ergin çocukların da reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağduru olabileceğini savunan yazarlardan bazıları böyle bir durumda evlilikten doğan bir "hakkın kullanılmasının" söz konusu olduğunu ve bir hukuka uygunluk nedeninin bulunduğunu bu sebeple erkek eşe ceza verilmeyeceğini belirtmektedir. Ancak dikkat edilirse bu görüşü savunanlar fiilin TCK m. 104 kapsamında tipik olduğunu ancak olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunduğunu kabul etmektedir. Bu yazarlara göre sözgelimi 17 yaşındaki kadın eşin kocası haricinde başka bir erkekle cinsel ilişkiye girmesi durumunda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşacaktır. Zira böyle bir durumda evlilikten doğan bir hakkın kullanılması söz konusu değildir. Bu görüşe göre mahkeme kararıyla ergin kılınmış olan çocuklara karşı da reşit olmayanla cinsel ilişki suçu işlenebilecektir.

Öğretideki diğer bir görüş ise madde başlığından hareketle herhangi bir nedenle ergin olmuş olan çocuğun bu suçun mağduru olmayacağını belirtmektedir. Diğer bir ifade ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ergin çocuklara karşı işlenememektedir. Yargıtay da bu görüşe iştirak etmektedir:

"Sanığın mağdure ile rızası ile cinsel ilişkide bulunduğu yönündeki aşamalarda değişmeyen ifadeleri, mağdurenin de çelişkili beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya içeriğinden; sanığın mağdure ile rızası ile cinsel ilişkide bulunduğu 17.02.2004 gününden önce mağdurenin evli olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 11/2. maddesinin “evlenme kişiyi ergin kılar” hükmü karşısında, reşit olan kişi ile rızası ile cinsel ilişki de bulunmanın suç teşkil etmeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2011/12610, K. 2012/460, T. 19.1.2012)

Bu kapsamda öğretideki görüşe göre çocuğun hangi nedenle ve nasıl ergin olduğunun bir önemi yoktur. Ergin olan çocuk reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağduru olamaz. Kanaatimizce uyumsuz olan madde başlığı ile madde metninin uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda madde metninin, madde başlığına uygun olarak yeniden düzenlenmesi yerinde olacaktır. Zira ergin bir çocuğun cinsel özgürlüğü üzerinde tasarruf edebileceğini kabul etmek gerekir.

2. Eşitlik İlkesi Kapsamında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçuna Yönelik Tartışma

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda maddi unsuru oluşturan hareket cebir, tehdit ve hile olmaksızın on beş yaşını doldurmuş olan çocukla cinsel ilişkidir. Daha kısa bir ifade ile "cinsel ilişki" bu suçun fiil unsurunu oluşturmaktadır. Bu noktada "cinsel ilişki" ifadesinden ne anlaşılması gerektiğini tespit etmek gerekmektedir. Öğretide cinsel ilişki kavramı dar ve geniş olmak üzere iki farklı şekilde yorumlanmaktadır. Öğretide ağırlıklı görüş ve Yargıtay cinsel ilişki kavramı dar yorumlanmaktadır. Buna göre cinsel ilişki, "erkek cinsel organının, vajinaya veya anüse sokulması veya sokturulması" şeklinde tanımlanmaktadır. Nitekim Yargıtay da kararlarında cinsel ilişkiyi benzer şekilde tanımlamaktadır:

"Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 104. maddesinde belirtilen cinsel ilişkinin, erkek cinsel organının bir kadına vajinal veya anal yoldan ya da bir erkeğe anal yoldan ithal edilmesi olarak anlaşılması karşısında, mahkemece sanığın olay günü on altı yaşındaki mağdurenin cinsel organına parmak sokması şeklinde gerçekleşen eyleminde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2017/1587, K. 2021/4407, T. 21.06.2021)

Öncelikle ifade edilmelidir ki cinsel ilişki kavramından ne anlaşılması gerektiği kanundan açıkça anlaşılamamaktadır. Bu sebeple bu kavram farklı şekillerde tanımlanabilmektedir. Bu durum da belirlilik ilkesi bakımında sorun arz etmekte ve gerekli hukuki güvencenin sağlanamayacağı yönünde bir şüphe meydana getirmektedir.

Yargıtay'ın yerleşik içtihadına göre cinsel ilişkiden bahsedebilmek için ilişkide muhakkak bir tarafın erkek olması gerekmektedir. Bu bakımdan reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, bir erkek tarafından bir kadına ya da bir erkeğe karşı ve bir kadın tarafından bir erkeğe karşı işlenebilmektedir. Ancak kabul edilen tanım gereğince bu suçun bir kadın tarafından başka bir kadına karşı işlenmesi mümkün değildir. Zira Yargıtay da bu yönde karar vermektedir:

"Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun düzenlendiği TCK.nın 104. maddesinin metninde suç olarak tarif edilen cinsel ilişkinin, erkek cinsel organının bir kadına vajinal veya anal yoldan ya da bir erkeğe anal yoldan ithal edilmesi olarak tanımlanması karşısında, mahkemenin oluşa uygun kabulüne göre, kayden 10.06.1991 doğumlu olup suç tarihinde 15 yaşını doldurmuş olan mağdureyle rızası ile öpüşüp seviştiği sırada mağdurenin cinsel organına parmağını soktuğu anlaşılan hemcinsi sanığın, cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışları nedeniyle hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceğinden reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan beraati yerine, yazılı şekilde düşme karar verilmesi…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2012/6729, K. 2014/5373, T. 21.04.2014)

Yukarıda ifade ettiğimiz üzere reşit olmayanla cinsel ilişki suçuyla çocukların, erken cinsel deneyimden korunması, bu dönemde yaşayacakları cinsel birlikteliklerinin onlara zarar vermemesi istenilmektedir. Ancak Yargıtay'ca da kabul edilen cinsel ilişki tanımı nedeniyle bu yaştaki çocuklara karşı gerçekleştirilen örneğin oral ilişki, vajinaya parmak ya da sair cisim sokma gibi, bir kısım cinsel nitelikli fiil cezalandırılmamaktadır:

"Mağdurun aşamalardaki beyanları, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın olay günü on altı yaşındaki mağdurun hukuken geçerli rızasına istinaden ağzına cinsel organını sokmaya çalışması şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 104. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmayacağı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2017/8585, K. 2020/5905, T. 16.12.2020)

Ayrıca kabul edilen cinsel ilişki tanımı Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi bakımından da sorunlu gözükmektedir. Anayasa m. 10' a göre, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Bu kapsamda kadın ver erkek eşit haklara sahiptir. Ancak TCK m. 104'te düzenlenen suç bakımından bir erkek tarafından suçun hem erkek hem de kadına karşı işlenmesi mümkünken, bu suçun bir kadın tarafından başka bir kadına karşı işlenmesi mümkün değildir. Eşitlik ilkesi bakımından ortaya çıkan sorun esasında tamamen kanundan kaynaklanmamaktadır. Zira sorunun temel sebebi "cinsel ilişki" kavramının kabul edilen tanımıdır. Bu bakımdan cinsel ilişki kavramının başka bir şekilde tanımlanması ile de eşitlik ilkesi bakımından sorunlu gözüken bu durum ortadan kaldırılabilecektir. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz üzere tanım tartışmasına neden olan şey de kanun koyucunun cinsel saldırı suçu ve çocukların cinsel istismarı suçundan farklı olarak bir terminoloji değişikliğine giderek "cinsel ilişki" kavramını kullanmış olmasıdır. Bu açıdan kanaatimizce kanun maddesinin değiştirilerek belirlilik ve eşitlik ilkelerine uygun bir düzenlemenin yapılması yerinde olacaktır. Bu noktada TCK m. 104'ün, TCK m. 102 ve 103 ile uyumlu hale getirilerek kanun metninde "cinsel ilişki" ifadesi yerine "vücuda organ veya sair bir cisim sokulması" ifadesine yer verilmesi daha doğru olacaktır.

Eşitlik ilkesi bakımından değinilmesi gereken diğer bir durum ise 17 yaşını doldurmuş olan çocuğun yasal temsilcisinin izniyle ya da 16 yaşını doldurmuş olan çocuğun mahkeme kararı ile evlenmiş ve bu suretle ergin olmuş olması durumunda bu çocukların cinsel ilişkiye girmeleri halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmazken, aynı yaşta olan ve fakat ergin olmayan çocuğun örneğin nişanlısı veya erkek arkadaşıyla cinsel ilişkiye girmesi durumunda bu suçun oluşmasıdır. Yukarıda ayrıntılı bir şekilde değindiğimiz üzere Yargıtay'ın da katıldığı görüşe göre ergin çocuklar bu suçun mağduru olamazlar. Bu bakımdan sözgelimi 17 yaşında bir kızın 20 yaşında bir erkekle evlenmesi ve evlendikten sonra cinsel ilişkiye girmeleri durumunda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmayacaktır. Ancak bu iki kişi evli değil de sadece sevgili olsalar ve bu suretle cinsel ilişkiye girseler söz konusu suç oluşacaktır. Burada kanunun "bu yaşta cinsel ilişkiye gireceksen önce evlenmelisin" gibi bir sonuç doğurduğu söylenilebilecektir. Burada bir kısım yasal usullerle ve farklı amaçlar ile verilmiş olan erginlik nedeniyle aynı yaşta bulunan çocuklar farklı uygulamalara tabi tutulmaktadır. Bu durumun da eşitlik ve adalet ilkesi bakımından sorunlu olduğu söylenilebilecektir.

3. Akran Çocuklar Arasında Gerçekleşen Cinsel İlişkide Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Oluşup Oluşmayacağına Yönelik Tartışma

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından özellik arz eden bir diğer durum ise akran çocuklar arasında rızaen gerçekleşen cinsel ilişki fiillerinin bu suçu oluşturup oluşturmadığıdır. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun faili hem erkek hem kadın olabilmektedir. Yine bu suçun mağduru da hem erkek hem kadın olabilmektedir. Bu kapsamda her ikisi de 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşını doldurmamış olan iki çocuk arasında, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, cinsel ilişkinin gerçekleşmesi durumunda bu suçun oluşup oluşmayacağı tartışmalıdır. Bazı yazarlar böyle bir durumda her iki çocuğun da hem fail hem mağdur olacağını ifade etmektedir. Diğer bazı yazarlar göre ise böyle bir durumda "cinsel ilişkiye ikna eden" çocuğun fail olacağını kabul etmek bir çözüm olabilir. Ancak bizim de iştirak etmiş olduğumuz görüşe göre böyle bir durumun söz konusu olması halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmayacaktır. Böyle bir durum ceza hukukunun kapsamı dışında kalmaktadır. Zira böyle bir durumda kimin fail olduğunu tespit etmek mümkün değildir. Failin kim olduğunun tespit edilemediği bir suç tanımı olamaz. Bu sebeple akran iki çocuk arasında rızaen gerçekleşen cinsel ilişkinin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmadığı kanaatindeyiz. Ancak Yargıtay böyle bir durumda reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşacağını söylemektedir.

Yargıtay'a göre akran çocuklar arasındaki rızai cinsel ilişkilerde fail "erkek"tir. Öyle ki Yargıtay bir kararında kadının erkekten büyük olmasına ve cinsel ilişki teklifini de kadının yapmış olmasına rağmen yine de erkeği sanık olarak kabul etmiştir:

"Nüfus kayıt örneğine göre, 15 yaş 7 aylık mağdurenin teklifi üzerine cinsel ilişkiye giren 15 yıl 2 aylık sanık hakkında TCK'nın 104/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, hakkaniyet ve orantılılık ilkelerine uygun düşecek ve TCK'nın 3/1. maddesine aykırı olmayacak şekilde bir ceza verilmesi gerekirken, suçun işleniş şekli, olayın mağdure ve ailesi üzerinde yarattığı etkiden söz edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle üst hadden ceza tayini…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2012/8899, K. 2014/1766, T. 17.02.2014)

Yargıtay'ın akran çocuklar arasında gerçekleşen cinsel ilişkide erkeği fail kadını ise mağdur olarak kabul etmesinin hukuki bir izahı bulunmamaktadır. Tamamen geleneksel bir yaklaşımla "bu suçlarda fail erkektir" demek hukuka uygun bir yaklaşım değildir. Öyle ki değindiğimiz örnekte kadın hem erkekten, ay farkıyla da olsa, yaşça büyüktür hem de cinsel ilişki teklifini kadın yapmıştır. Hal böyle iken "her halde erkek faildir" yaklaşımı doğru değildir. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere kanaatimizce bu durumda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşmamaktadır.

Yargıtay'ın akran çocuklar arasında gerçekleşen cinsel ilişki bakımından geliştirmiş olduğu "cinsiyet temelli" yaklaşımı açısından ele alınması gereken diğer bir husus ise hemcins çocuklar arasında cinsel ilişkinin gerçekleşmesi durumunda ne olacağıdır. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere cinsel ilişki fiilinin tanımı nedeniyle iki kadın arasında bu suçun işlenmesi mümkün değildir. O halde tartışılması gereken durum iki erkek arasında cinsel ilişki fiilinin gerçekleşmesi halinde ne olacağıdır. Yargıtay böyle bir durumda cinsel ilişkide aktif olan tarafı fail, pasif olan tarafı ise mağdur olarak kabul etmiştir:

"Mağdur beyanları, sanık savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, aynı koğuşta kalan sanığın mağdura yönelik eylemlerinin uzun süre devam etmesine rağmen mağdurun idareye bildirimde bulunmaması, sanıkla mağdurun haftada bir kaç kez koğuşun ikinci katına çıkarak 2-3 saat kalıp televizyonun sesini açmaları, sanığın zorla livatada bulunduğuna ilişkin kesin kanıt elde edilememesi, tanık M.'nin 27.01.2012 tarihli anlatımında sanığın cinsel amaçla tanığın üzerine çıkmak isteyip, tanığın karsı koyması üzerine eylemini tamamlayamadığı, bu olayı idareye bildirmek isteyen tanığı mağdur Ü.'nün dövdüğünü beyan etmesi ve dosyadaki mevcut adli raporlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın mağdura yönelik eyleminin TCK'nın 104. maddesinde öngörülen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması…" (Yargıtay 14. C.D., E. 2012/13961, K. 2013/467, T. 24.01.2013)

Yargıtay'ın iki erkek çocuk arasında cebir, tehdit ve hile olmaksızın gerçekleşen cinsel ilişkide aktif tarafı fail olarak kabul etmesinin hiçbir hukuki ve makul gerekçesi bulunmamaktadır. Bir kimsenin cinsel tercihinin bir sonucu olarak fail ya da mağdur olarak kabul edilmesi doğru değildir. Yargıtay'ın bu yaklaşımına göre, sözgelimi karara konu olayda her iki çocuk da hem aktif hem pasif konumda bulunmuş olsaydı bu durumda aktif konumda bulundukları fiil bakımından fail, pasif konumunda bulundukları fiil bakımından ise mağdur olarak kabul edileceklerdi. Kanaatimizce Yargıtay'ın bu konudaki yaklaşımı doğru değildir. Bu kapsamda söz konusu durumda reşit olamayanla cinsel ilişki suçunun oluşmadığı kanaatindeyiz.

4. Reşit Olamayanla Cinsel İlişki Suçunun Gerekliliğine Yönelik Tartışma

Öğretide reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel şeklinin (TCK m. 104/1) gerekli olup olmadığı tartışılmaktadır. Bu hususta farklı argümanlar ileri sürülmektedir. Öncelikle yukarıda da ifade ettiğimiz üzere 16 yaşını doldurmuş olan çocuk hakim kararıyla, 17 yaşını doldurmuş olan çocuk ise yasal temsilcisinin izniyle evlenebilmekte yani cinsel özgürlüğü üzerinde tasarrufta bulunabilmektedir. Ancak aynı yaşta olan ve fakat evli olmayan çocuk sırf evli olmadığı için cinsel özgürlüğü üzerinde tam anlamıyla tasarrufta bulunamamaktadır. Öğretide 15 yaşını doldurmuş çocuklar bakımından cinsel ilişkinin bir hak olduğu, bu çocukların gerçekleştirmiş olduğu rızai cinsel ilişkinin devleti ilgilendiren bir alan olmadığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda öğretide burada "ceza hukuku ile korunması gereken bir menfaatin" bulunmadığı belertilmektedir.

Sonuç

TCK m. 104'te düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna yönelik birçok tartışmalı nokta mevcuttur. Öyle ki böyle bir suç tipine yer verilmesinin gerekliliği bile tartışılmaktadır. Bu tartışmaların bir kısmı kanundaki düzenlemeden bir kısmı ise Yargıtay uygulamasından kaynaklanmaktadır. Kanaatimizce reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna ilişkin tartışmalar dikkate alınarak kanunda değişiklik yapılması yerinde olacaktır.


Dipnotlar

Kaynakça

Ender Ethem Atay, Hukuk Başlangıcı, 8. Baskı, Gazi Kitapevi, Ankara, 2020.

Fahri Gökçen Taner, Türk Ceza Hukukunda Cinsel Özgürlüğe Karşı Suçlar, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2017.

İzzet Özgenç, "Cinsel Suçlar", Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 1, 2020, ss. 257-283.

Mahmut Koca ve İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2019.

Mehmet Nihat Kanbur, "6545 Sayılı Kanun Değişiklikleri Çerçevesinde Türk Ceza Kanunu'nda Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu", Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 16, Sayı: Özel Sayı, 2014, ss. 4139-4210.

Memiş Kartal, "Reşit Olmayanla Cinsel İlişki", içinde: Özel Ceza Hukuku Cilt 3 - Kişilere Karşı Suçlar, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2017, ss. 537-554.

M. Emin Artuk ve diğerleri, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 14. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014.

Mustafa Ruhan Erdem ve diğerleri, Ceza Özel Hukuku, 18. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020.

Nurullah Kantarcı, Türk Ceza Hukukunda Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.

Osman Yaşar ve diğerleri, Yorumlu – Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 3. Cilt 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014.

Recep Doğan, "Anlamlı Yanıt Üretilemeyen İkilem: Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu", Ankara Barosu Dergisi, Cilt: 75, Sayı: 1, 2017, ss. 123-149.

Sinan Kocaoğlu, Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar (TCK m. 102-105), Yetkin Yayınları, Ankara, 2016.

TDK, https://sozluk.gov.tr/

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu ve Cezası – TCK 104

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 104/1. maddesinde düzenlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu; cebir, tehdit ve hileye olmaksızın 15 – 18 yaş grubunda bulunan (15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük) reşit olmayan çocuklarla karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girilmesi ile oluşur. (TCK 104. madde) Kendi rızalarıyla cinsel ilişkiye giren taraflardan mağdurun yaşı 18’den küçükse fiil diğer taraf açısından suç teşkil eder. Failin cezalandırılabilmesi için yaşının 18’den büyük veya küçük olmasının bir önemi yoktur. 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinin; birinci fıkrasında suçun basit şekli, ikinci ve üçüncü fıkralarında ise nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile suç üç ana sınıfa ayrılmıştır. Yine bu düzenleme ile ensest ilişki suç olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme;

  • Birinci fıkrada; genel olarak reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, (TCK 104/1)
  • İkinci fıkrada; evlenme yasağı olan sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçu (ensest ilişki), (TCK 104/2)
  • Üçüncü fıkrada ise; koruma görevi olan sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçu düzenlenmektedir. (TCK 104/3)

Türk Ceza Kanunu cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan reşit olmayanlarla cinsel ilişki suçu cinsel birlikteliğin 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış bireylerle, herhangi bir cebir ve zorlama olmaksızın olmasıdır. Taraflardan birinin 18 yaşından küçük olması suçun oluşması için yeterlidir. 15-18 yaş aralığındaki çocuklarla rızaları dışında cinsel birliktelik yaşanması halinde TCK’nin 103. maddesindeki çocukların cinsel istismarı suçu oluşmaktadır. TCK’nin 104. maddesinin ilk fıkrasında suçun basit hali düzenlenmişken ikinci ve üçüncü fıkrasında nitelikli halleri sayılmıştır.

resit olmayanla cinsel iliski sucu

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Nedir?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 104/1. maddesinde düzenlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu; cebir, tehdit ve hileye olmaksızın 15 – 18 yaş grubunda bulunan (15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük) reşit olmayan çocuklarla karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girilmesi ile oluşur. (TCK 104. madde) Kendi rızalarıyla cinsel ilişkiye giren taraflardan mağdurun yaşı 18’den küçükse fiil diğer taraf açısından suç teşkil eder. Failin cezalandırılabilmesi için yaşının 18’den büyük veya küçük olmasının bir önemi yoktur. 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinin; birinci fıkrasında suçun basit şekli, ikinci ve üçüncü fıkralarında ise nitelikli halleri düzenlenmiştir.

TCK  madde 104:

  1. Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
  2. Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ağır Ceza Mahkemesi)
  3. Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. (Ağır Ceza Mahkemesi)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Şartları

Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan reşit olmayanla ilişki suçunun oluşabilmesi için TCK madde 104’e göre ortada rızaya dayalı bir cinsel ilişki olması ve taraflardan en az birinin 15 yaşını bitirmiş fakat 18 yaşını bitirmemiş olması gerekir. Bu suçun oluşabilmesi için cinsel bir birliktelik olmalıdır. Cinsel ilişki, aktif failin cinsel organını diğerinin vücuduna normal ya da anormal şekilde sokmasından ibarettir. Kanun metninde yer alan cinsel ilişki lafzına göre duhul şart olup, duhulün vajinal ya da anal yoldan olması fark etmez. Ancak oral seks cinsel ilişki sayılmaz.

TCK’nın 104. maddesi, reşit olmayanla cinsel ilişki başlığı altında üç farklı türe ayrılmıştır.

  • Sanık ile mağdur arasında evlenme yasağı olmayan durumlarda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu,
  • Sanık ile mağdur arasında evlenme yasağı olan durumlarda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu (ensest ilişki).
  • Sanığın mağdur üzerinde yasal koruma görevi olması durumunda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu,

Maddenin 2. ve 3. fıkrasında düzenlenen, yani yukarıda b ve c bentle- rinde belirtilen haller, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleridir.

resit olmayanla cinsel iliskiye girmek suc mu

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Unsurları

Reşit olmayınca cinsel ilişki suçunun faili herkes olabilir. Kadın veya erkek suçun faili olabilir. Sanık ile mağdur ayrı cinsten olabilecekleri gibi, aynı cinsten de olabilirler. Bu suçu bir kadının bir erkeğe karşı işlemesi de mümkündür. Sanığın yaşı ise suçun oluşması bakımından bir özellik taşımaz. Ancak sanığın yaşı bakımından sanık hakkında uygulanacak genel bükümler burada da geçerlidir. Suçun 18 yaşından küçük çocuklar arasında işlenmesi halinde duruma göre her iki taraf da mağdur sanık olabilir.

28/6/2014 tarih 6545 sayılı yasının 60. maddesi ile 5237 sayılı yasanın 104. maddesine eklenen ikinci ve üçüncü fıkralarda mağdur ile aralarında evlenme yasağı bulunan kişiler tarafından ve evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından suçun işlenmesi halleri düzenlenmiş olup, bu durumlarda sanık için daha ağır cezai müeyyide öngörülmüştür. Bu durumlar suçun nitelikli halleri olarak düzenlenmiştir .

Bu suçun mağduru 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiler olabilir. Bu suçun mağduru aynı zamanda da algılama yeteneği gelişmiş kişi olması gerekir. Algılama yeteneği gelişmemiş kimseye karşı bu suçun işlenmesi halinde TCK’nin 103. maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçu gündeme gelecektir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağduru erkek ya da kadın olabilir. Ancak mağdurun 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşından ise küçük olması gerekir. Bu suçun mağdurunun aynı zamanda algılama yeteneğinin de gelişmiş olması gerekir. Algılama yeteneği gelişmemiş olan kimseye karşı bu suçun işlenmesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçu gündeme gelecektir.

Evlenerek ergin olan ya da mahkeme kararı ile ergin kılınan kişiler bu suçun mağduru olamayacaktır. Yani burada mağdurun 18 yaşını bitirmiş olması değil, reşit olup olmadığı önemlidir. Mağdur, 15 yaşını bitirmiş ancak. 18 yaşını bitirmemiş ve algılama yeteneği gelişmiş, aynı zamanda ergin olmamış olan şahıslardır. Bu yüzden evlenme ile ergin olmuş, ancak sonradan boşanmış, boşanma kararı kesinleşmiş, ancak henüz 18 yaşını ikmal etmemiş bir kişi ergin olmaya devam ettiğinden, bu kişinin rızası ile cinsel ilişkiye giren kişinin eylemi suç oluşturmaz.

Maddenin ikinci fıkrasındaki hısımlık durumunun tespiti için, nüfus kayıtlarının dosyaya eklenmesi, yine maddenin üçüncü fıkrasındaki durumun bulunup bulunmadığının tespiti için de koruyucu ailelik ile ilgili belgelerin ya da evlat edinme öncesi çocuğun bakımının üstlenildiğine ilişkin belgelerin dosyaya eklenmesi gerekir.

Bu suçta, sanık ve mağdurun her ikisinin de 18 yaşından küçük olmaları halinde, hangisinin sanık, hangisinin mağdur olacağı hususunda şüpheler oluşabilir. Bu durumda her olayın ayrı ayrı özelliklerine bakılarak, sanık ve mağdur sıfatlarının belirlemesi gerekir. Bazı durumlarda her iki taraf da mağdur sanık olabilir.

Mağdurun gerçek yaşı konusunda şüphe var ise, duruşmada ki durumu gözlemlenmeli, doğum tutanakları, aile nüfus kayıt tablosu getirtilerek resmi bir kurumda doğup doğmadığı araştırılmalıdır. Nüfus kaydındaki anne bir kardeşlerinin doğum tarihleri ve hastane doğumlu olması gibi bir engel yok ise, yaş tashihine esas olmak üzere kemik film ve grafileri, el bileği grafileri çektirilerek tam teşekküllü bir devlet hastanesinden suç tarihindeki ve halen sürmekte olduğu yaşı hususunda sağlık kurulu raporu alınmalıdır. Bu kurulda röntgen uzmanı da bulunmalıdır. Çelişkili durumlarda hastanenin vermiş olduğu bu sağlık kurulu raporu ile de yetinilmeyerek Adli Tıp kurumu ilgili ihtisas dairesinden de rapor alınarak mağdurun gerçek yaşı tespit edilmelidir.

Mağdurun bu şekilde gerçek yaşı bilimsel olarak tespit edildikten sonra ara kararı ile ya da verilecek nihai karar ile birlikte mahkeme mağdurun yaşını düzeltebilir. Yaşın düzeltildiği duruşmaya nüfus idaresi temsilcisi de katılmalıdır. Mahkemece verilen son karar ile birlikte nüfus idaresinin bu yaş düzeltilmesi kararını temyiz yetkisi vardır. Tarafların temyiz süresini geçirmesi ile birlikte yaş düzeltilmesine ilişkin karar kesinleşir.

Yargıtay kararlarına göre, mağdur evlenme nedeniyle reşit olmuş olsa bile, nüfus kayıtlarına göre 18 yaşından küçük olduğu sürece çocuk sayılır. Ancak yukarda da belirttiğimiz gibi evlenerek ergin olan ya da mahkeme kararı ile ergin kılınan kişiler bu suçun mağduru olamayacaktır.

Burada yaş ve ergin olup olmama durumu, suç tarihi esas alınarak belirlenmelidir. Mağdurun suç tarihindeki yaşı hangi suçun oluştuğunun tespiti açısından gereklidir. Bu yüzden mağdurun vukuatlı nüfus kayıt örneği getirtilerek dosyaya eklenmeli yaşı ve evli olup olmadığı bu şekilde tespit edilmelidir. Ayrıca eğer bu yönde bir iddia var ise, mağdurun mahkeme kararı ile ergin kılınıp kılınmadığı da araştırılmalı, mahkeme kararı ile ergin kılınmış ise, buna dair mahkeme kararı da dosyaya eklenmelidir. Bu suçun evli kadına karşı ya da evli erkeğe karşı işlenmesi mümkün değildir.

TCK madde 104 reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun hukuki konusu 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış mağdurun vücut dokunulmazlığı ve cinsel dokunulmazlığıdır. Cinsel birliktelik rıza dahilinde gerçekleşmiş olsa bile mağdurun yaşı gereği bazı kararları almada sağlıklı düşünemeyebilir

TCK madde 104 reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda suçun fiili karşılıklı rızaya dayalı cinsel ilişkidir. Cebir, tehdit ve hile ile yapılan cinsel ilişki mağdurun yaşına göre TCK 102. veya TCK 103. maddeleri kapsamına girecektir. Cinsel ilişki boyutuna ulaşmayan ve sadece vücuda dokunulması aşamasında kalan fiiller suç sayılmayacaktır. Oral seks de cinsel ilişki kapsamına girmediği için bu suçun fiilini oluşturmayacaktır.

Cebir, tehdit ve hile olmaksızın gerçekleştirilmiş cinsel ilişki, suçun hareket unsurunu oluşturur. Cinsel ilişki mağdurun rızası, hile ya da iradeyi sakatlayan bir unsur kullanılarak gerçekleştirilmiş ise, bu durumda TCK’nın 104, maddesinde düzenlenen reşit ol- mayanla cinsel ilişki suçu değil de, TCK’nın 103. maddesinde düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçu oluşur.

Cinsel ilişki hukuk sözlüğünde, “normal olarak bir erkek ve kadının tenasül organlarını kullanarak çiftleşmeleri” olarak tanımlanmaktadır. Ancak Yeni Türk Ceza Kanununun sistematiği ve cinsel saldırı suçuna ilişkin düzenlemeler ve gerekçesi de gözetildiğinde, “cinsel ilişki” deyiminin “cinsel arzuları tatmin amacına yönelik “olması koşuluyla karşı cinsten olanların yanı sıra aynı cinsten (erkeğin erkekle) olan cinsel ilişkisini ve normal ol- mayan (örneğin oral veya anal) ilişki şekillerini de kapsadığı anlaşılmaktadır. Cinsel ilişki düzeyine ulaşmayan yakınlaşmalar, örneğin vücuda cinsel organ dışında bir organ (örneğin parmak) veya cisim sokmak bu suçu oluşturmaz. Zira TCK’nın 103. maddesinde tanımlanan “çocukların cinsel istismar” suçunda herhangi bir cinsel davranış suçu oluşturduğu halde, TCK’nın 104/1. fıkrasındaki suçu oluşturan hareket “cinsel ilişkide bulunmak” ile sınırlı tutulmuştur.

Cinsel ilişkinin vajinal ya da anal yoldan yapılması arasında bir fark yoktur. Her iki halde de bu suç oluşur. Ancak cinsel ilişki düzeyine ulaşma- yan eylemler bu suçu oluşturmaz. Erkek cinsel organının mağdurun ağzına sokulması ile bu suç oluşmaz. Yine bu suçu bir kadının başka bir kadına karşı işlemesi mümkün değildir. Vajinal ya da anal yoldan mağdura parmak sokulması halinde de bu suç oluşmaz. Hatta parmak sokulmasının kızlık bozulmasına neden olması halinde de bu suç oluşmaz.

Yani, bu suçun oluşabilmesi için taraflardan en az birisinin erkek olması gerekir ve erkek cinsel organının bir kadına vajinal ya da anal yoldan, bir erkeğe ise anal yoldan ithal edilmesi bu suçun hareket unsurunu oluşturur.

Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenme imkanı yoktur. Cinsel arzulan tatmin gayesi ile hareket edilmesi gerekmez. Sanığın 15 yaşını bitirmiş ancak, 18 yaşını bitirmemiş ve algılama yeteneği gelişmiş, aynı zamanda ergin olmamış olan kişi ile bu özelliklerini bilerek cinsel ilişkide bunmak kasti ile hareket etmesi yeterlidir. Bu yöndeki hareketlerin yapılması ile suç tamamlanır. Bu suçta sanığın hareket saikinin önemi yoktur. Cinsel ilişki kastı ile hareket etmesi yeterlidir. Şehvet kastı aranmaz.

Resmi nikah olmadan, örf ve adetlere uygun şekilde yapılan düğün sonucu yasal olmayan biçimde evlenmelerde, cinsel ilişkinin evlenmenin doğal sonucu olduğu, şehvet kastı bulunmadığından, suçun oluşmayacağı ileri sürülemez. Maksat ne olursa olsun failde cinsel ilişki kastı varsa suç oluşacaktır.

Sanığın eylemini gerçekleştirmeden önce ve gerçekleştirirken mağdurun 15 yaşını bitirdiğini ancak, 18 yaşını bitirmediğini bilerek hareket etmiş olması gerekir. Eğer mağdur kendisinin 20 yaşında olduğunu sanığa söylemiş, sanık da mağdurun 20 yaşında olduğunu düşünerek mağdur ile cinsel ilişkiye girmiş ise, bu takdirde TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin sanık hakkında uygulanması söz konusu olur ve sanık bu hatasından faydalanır .

TCK madde 104 fıkra 2 ve 3’te suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Buna göre suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi veya suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde 10-15 yıl arası hapis cezasına hükmolunur.

resit olmayanla cinsel iliski sucu cezasi

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Cezası Nedir?

Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cin- sel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre yine on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

  • Türk Ceza Kanunu madde 104’e göre reşit olmayanlarla cinsel ilişki suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadardır.
  • Aynı maddenin 2. ve 3. fıkrasında belirtilen hallerde ceza miktarı 10 yıldan 15 yıla kadar verilmektedir.

Suçun Özel Görünüşlerinin Biçimleri

Bu suç teşebbüse elverişli bir suçtur. Sanığın eyleminin kısımlara bölüne- bildiği oranda, teşebbüse elverişli hale gelecektir.”253 Erkeklik organının vajinal ya da anal yoldan girmesiyle suç tamamlanır. Bu ilişkiye yönelik olarak icra hareketlerine başlanıp da, elde olmayan nedenlerle, ilişkinin gerçekleşmemesi halinde teşebbüsten söz edilir. Örneğin, fail ile mağdur cinsel 54 ilişki amacıyla sevişmeye başlayıp, mağdurun külodunu indirip, tam cinsel ilişkiye gireceği sırada, başka bir kişinin gelmesi nedeniyle cinsel ilişkiye girilememesi durumunda, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığını düşünmekteyiz.

Fail, cinsel ilişki amacıyla mağdurla öpüşmeye başlayıp, herhangi bir zorlama olmadan cinsel ilişkiyi gerçekleştirmezse, TCK’nın 36.maddesi gereğince fail önceki eylemleri ayrı suç oluşturmadığından, fail cezalandırılmayaçaktır. Failin iktidarsızlığı nedeniyle cinsel ilişkiyi gerçekleştirememiş olması durumunda, işlenemez suç değil, teşebbüs hükümleri uygulanmalıdır.

Reşit olmayan kimseyle cinsel ilişki suçuyla ilgili özel iştirak hükümleri öngörülmemiştir, bu hususta genel hükümler uygulanır. Bu suça azmettirme ve yardım etme mümkündür. TCK madde 37’de suça iştirak düzenlenmiştir. Birden fazla kişinin bu suçu işlemeye irade ve kararı ile iştirak durumu ortaya çıkar. İştirak suçun icrası sırasında yardım ederek olabileceği gibi suç öncesinde azmettirme olarak da karşımıza çıkabilir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda suça iştirak mümkündür. Örneğin fail reşit olmayan kişiyle rıza dahilinde cinsel ilişki yaşarken arkadaşının gözcü olarak kapıda olması halinde TCK madde 37’deki iştirak hükümleri uygulanır. Cinsel birlikteliği beraber gerçekleştirmeleri halinde müşterek fail olurlar.

Türk Ceza Hukukunda failin birden çok suç işlemesi halinde bazı durumlarda tüm suçlar tek suç çatısı altında toplanır ve ona göre ceza verilir. Buna suçların içtiması denir. TCK 42, 43 ve 44. maddelerinde düzenlenmiştir. Reşit olmayanlarla cinsel ilişki suçunda suçların içtiması mümkündür. Örneğin mağdurun 15 yaşından küçük olduğu dönemde onunla cinsel birliktelik yaşayan failin 15 yaşını tamamladıktan sonra da cinsel birlikteliğe devam etmesi halinde hem çocuğun nitelikli şekilde cinsel istismarı hem de zincirleme reşit olmayanla cinsel birliktelik suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerekmektedir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında fail aynı mağdura karşı farklı zaman aralıklarında bu suçu işlerse zincirleme suç kapsamına girecek ve cezası arttırılacaktır. TCK madde 43/1’de aynı mağdura karşı işlenen zincirleme suçlardan TCK madde 43/2’de farklı mağdurlara karşı işlenen zincirleme suçlardan bahsedilmiştir. Sanık reşit olmayan aynı mağdurla birden fazla kez cinsel ilişkiye girmişse TCK 43/1’deki zincirleme suç hükümleri uygulanırken aynı suçun farklı kişilere işlenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanmaz her suçtan ayrı ayrı cezalandırılır.

Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Türk Ceza Kanununda adli para cezası direkt verilebilmekle birlikte hapis cezasına ek olarak da verilebilir fakat reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda adli para cezası şeklinde verilmesi mümkün değildir

Türk Ceza Hukukunda belli suç ve durumlarda cezanın ertelenmesi mümkündür fakat reşit olmayanca cinsel ilişki suçunda hapis cezasının ertelenmesi mümkün değildir.

  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Mahkemece sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılması, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışlarını, kişilik özelliklerini göz önüne alarak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda hükmün geriye bırakılması mümkün değildir.

Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında TCK 104. madde 1. fıkrasındaki haller şikayete bağlı bir suçtur ve mağdurun bizzat kendinin şikayeti gereklidir. Mağdur şikayetini 6 ay içinde yapmalıdır. Mağdur şikayetten vazgeçtiği anda dava düşer. Aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarına giren durumlarda suçun takibi şikayete bağlı değildir.

Dava zaman aşımı suçun işlendiği süreden belli bir süre sonra dava açılamaması veya açılan zamanın belirli bir sürede sonuçlanamama sebebiyle davanın düşmesidir.

  • Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda olağan dava zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesine göre suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olan sanıklar için 8 yıldır. Olağanüstü (uzatılmış) dava zamanaşımı süresi ise 12 yıldır.
  • Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen ensest ilişki-evlenme yasağı olan sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçu için olağan dava zamanaşımı süresi suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olan sanıklar için 15 yıldır. Yine maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen yasal koruma görevi olan sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından ise olağan dava zamanaşımı süresi suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olan sanıklar için yine 15 yıldır. Bu suçlar için olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olan sanıklar için 22 yıl 6 aydır.
  • TCK’nın 66/2. maddesine göre suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar için olağan (asli) dava zamanaşımı süresi birinci fıkrada belirtilen suç için 4 yıl, olağanüstü (uzatılmış) dava zamanaşımı süresi ise 6 yıldır. (1/2)
  • TCK’nın 66/2. maddesine göre suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanıklar için olağan (asli) dava zamanaşımı süresi birinci fıkrada belirtilen suç için 5 yıl 4 ay, olağanüstü (uzatılmış) dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. (2/3)
  • TCK’nın 66/2 maddesine göre suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar için olağan (asli) dava zamanaşımı süresi ikinci ve üçüncü fıkrada belirtilen suçlar için 7 yıl 6 ay, olağanüstü (uzatılmış) dava zamanaşımı süresi ise 11 yıl 3 aydır.(1/2)
  • TCK’nın 66/2. maddesine göre suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanıklar için olağan (asli) dava zamanaşımı süresi ikinci ve üçüncü fıkrada belirtilen suçlar için 10 yıl, olağanüstü (uzatılmış) dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır. (2/3)

Bir suçla ilgili olarak; Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkumiyet kararı verilmesi, halinde, dava zamanaşımı kesilir. Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar. Yani yukarıda belirtilen süreler olağan zamanaşımı süreleri olup, zamanaşımını kesen sebeplerden birisinin varlığı halinde belirtilen bu süreler en fazla yarısına kadar uzar.

Uzlaşma Türk Ceza Hukukunda belli başlı suçlarda kullanılır. Reşit olmayanla cinsel saldırı suçunda uzlaşma mümkün değildir.

Etkin pişmanlık kişinin işlemek üzere olduğu suçtan kendi rızası ile vazgeçmesidir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda cinsel birliktelikten vazgeçen kişi etkin pişmanlıktan yararlanır fakat o zamana kadar gerçekleştirdiği eylemlerde bir suç var ise sadece ondan yargılanır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda TCK madde 104/1’e giren suçlarda görevli asliye ceza mahkemesi iken aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarına giren suçlarda yetkili mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.

Kovuşturma ve Soruşturma Aşaması

TCK’nın 104. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Bu nedenle ilişki tarihinin şikayet hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi için kesin olarak tespiti gerekir. Mağdurun şikayetçi olup olmadığına ilişkin beyanının açık ve anlaşılabilir şekilde olması gerekir, bu anlaşılamıyorsa mağdura ifadesi açıklatılarak şikayet konusu belirginleştirilmelidir.

İkinci ve üçüncü fıkralarda düzenlenen daha ağır cezayı gerektiren haller- de ise suçun takibi için şikayet şartı aranmayacaktır. Birinci fıkra ile ilgili şikâyet hakkı; buradaki mağdurlar sezgin olduklarından ve şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak söz konusu olduğundan, bu hakkı bizzat kullanabilirler, şikâyet edip etmeme konusunda vekil, veli ile mağdur arasında uyuşmazlık çıkması durumunda, yasal temsilcinin değil, mağdurun iradesi esas alınır.” Yüksek Mahkeme de aynı görüştedir.

5271 sayılı CMK.’nın 158/6. maddesinde, yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma evresine geçildikten sonra suçun şikayete bağlı olduğunun anlaşılması halinde; mağdur açıkça şikayetten vazgeçmediği takdirde, yargılamaya devam olunacağının öngörülmesi, reşit olmayan mağdureyle rızasıyla cinsi münasebette bulunan failin eyleminin önceki 765 sayılı yasada şikayete bağlı olmaması, kamu davasının açılmasından sonra bu eylemin 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinin 1. fıkrası kapsamında şikayete tabi hale gelmesi nedeniyle mağdur açıkça şikayetinden vazgeçmemişse, şikayetin devam ettiği kabul edilmelidir.

Basit yargılama usulü; belirli ağırlığa ulaşmamış suçlar bakımından. duruşma yapılmaksızın, yazılı beyan ve savunma esasına dayanan, bazı yargılama prosedürlerinin yer almadığı, yargı makamlarına emek ve vakit tasarrufu sağlayan bir yargılama usulüdür.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 7188 sayılı yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 251/1. maddesinde Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.

Bu durumda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105/1-1. maddesinde düzenlenen 18 yaşından büyük mağdurlara karşı işlenen cinsel taciz suçu dışındaki cinsel suçların tamamı basit yargılama usulünün kapsamı dışındadır. Ancak reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından 28.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde öngörülen ceza miktarı altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğundan, öngörülen cezanın üst sınırının iki yıl hapis cezasını geçmemesi nedeniyle 28.06.2014 tarihinden önce işlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında sanığın lehine olan yasa hükmü nazara alındığında basit yargılama usulünün uygulanması mümkündür.

Seri muhakeme usulü ise; kanunda açıkça düzenlenen suçlarla sınırlı olarak yine kanunda belirtilen koşullarda uygulanabilecek istisnai bir muhakeme yöntemi olup, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 7188 sayılı yasanın 23. maddesi ile yeniden düzenlenen 250/1 maddesinde Türk Ceza Kanununda yer alan suçlardan hangilerinin seri muhakeme usulü kapsamına girdiği tek tek belirtildiğinden, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ve diğer cinsel suçlar bu suçlar arasında yer almadığından cinsel suçlarda seri muhakeme usulünün uygulanması mümkün değildir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Tutuklama ve Gözaltı

5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinin ikinci fıkrasındaki suçların soruşturma ve kovuşturması, CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa müdafi, madde- deki tüm suçlar açısından ise mağdura CMK’nın 234/2. maddesi uyarınca vekil atanmadan yapılamaz.

Birinci fıkradaki suçla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın 102/1. maddesi gereğince en çok 1 yıldır. Zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.

İkinci fıkradaki suçla ilgili tutukluluk süresi CMK 102/2 maddesi gereğince en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde 3 yıl daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 21.06.2021 tarih, 2017/1587 esas, 2021/4407 karar

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinde belirtilen cinsel ilişkinin, erkek cinsel organının bir kadına vajinal veya anal yoldan ya da bir erkeğe anal yoldan ithal edilmesi olarak anlaşılması karşısında, mahkemece sanığın olay günü on altı yaşındaki mağdurenin cinsel organına parmak sokması şeklinde gerçekleşen eyleminde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 01.02.2021 tarih, 2017/1213 esas, 2021/792 karar

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

… Her ne kadar bozma sonrası yargılamada dinlenen tanıkların, olay tarihin de sanığın istismar eyleminde bulunduğu mağdurenin kardeşi olduğunu bilmediği şeklindeki beyanları hükme esas alınmış ise de, mağdurenin ablası olan tanık Gülser’in, konuyu sorduğu sanığın ‘yok abla, insan kardeşine böyle bir şey yapabilir mi?’ karşılığını verdiğine dair kolluk beyanı, 01.04.2015 tarihli celsede ifadesi alınan sanığın savunmasında mağdurenin kardeşi olduğunu bildiğini belirtmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın tashih edilmiş yaşına göre suç tarihin de on yedi yaşı içerisinde bulunan kardeşi mağdureyle rızaen bir kez cinsel ilişkiye girmesi şeklindeki eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 104/2. maddesinde düzenlenen aralarında evlenme yasağı bulunan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek müsbet suçtan beraatine karar verilmesi…


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 08.07.2020 tarih, 2020/1 esas, 2020/3224 karar

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

… Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, tanık beyanları, doktor raporu, zorla gerçekleştiği iddia edilen eylemle ilgili olarak hemen yetkili makamlara baş- vurmayan veya ailesine olayı anlatmayan mağdurenin yaklaşık on beş gün sonra bir kısım arkadaşlarının yönlendirmesiyle resmi şikâyette bulunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, suç tarihinde on sekiz yaşı içerisinde bulunan mağdurenin, internet kafe işletmesinden dolayı tanıyıp ara ara bir araya gelerek sohbet ettiği sanığa olay günü mesaj yollayarak kafeye gelmek istediğini belirtmesinin ardından söz konusu yerde buluştuğu sanığın, bir süre sohbet ettiği mağdureye saldırarak zorla cinsel ilişkiye girdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması…


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 01.07.2020 tarih, 2018/6208 esas, 2020/2863 karar

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

… Oluşa uygun kabule göre sanığın, tashih edilen doğum kaydına göre on altı yaşı içerisinde bulunan mağdurun ağzına rızasıyla cinsel organını sokma şeklinde gerçekleşen eyleminin kanunun aradığı anlamda cinsel ilişki kapsamında bulunmayıp, mevcut haliyle olayda 5237 sayılı TCK’nın 104. maddesinde düzenlenen suçun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayinin- de yanılgıya düşülerek reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûmiyetine hükmedilmesi…


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 12/02/2020; 2019/5254-2020/1101

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin beyanları, savunma, tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın suç tarihinde on beş yaşını bitirmiş mağdure ile cinsel ilişkiye girmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başkaca bir neden bulunduğu hususunda mağdurenin soyut beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığı ve mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararı verilmesi


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 20/01/2020; 2016/6023-2020/528

  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu
  • TCK 104. Madde

Olay tarihinde on yedi yaşı içerisinde bulunan mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma, Isparta Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesince düzenlenip, mağdurenin muayenesi sonucunda hymende yeni yırtık, ekimoz ve eritem gibi lezyon görülmediği, yeni gerçekleşmiş cinsel saldırıya ilişkin bulguya rastlanılmadığını bildi- ren 20.11.2011 tarihli raporu, Süleyman Demirel Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının mağdurenin yapılan genital muayene bulgularına göre vücuda vajinal yolla organ ve sair cisim sokulmuş olduğunun kanıtlarının bulunmadığı, hymenin cinsel ilişki ile zarar görebilecek nitelikte olduğunun saptandığı ve kızlık zarının duhule müsait olmadığını bildiren 09.01.2012 günlü raporu, cinsel ilişki dışındaki eylemlerin mağdurenin yaşı dikkate alındığında suç oluşturmayacağı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun, mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğine dair soyut ve başka delille desteklenmeyen beyanlar dışında üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi.

ReÅŸit Olmayanla Cinsel Ä°liÅŸki

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki  5237 SayılıTürk Ceza Kanunu’nda kiÅŸilere karşı suçlar baÅŸlığı altında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar kısmında düzenleme alanı bulmuÅŸtur.

TCK madde 104’e göre 15 yaşını bitirmiÅŸ olan çocukla rızasına istinaden cinsel iliÅŸkide bulunan kiÅŸi, ÅŸikayet üzerine, iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun yaÅŸ sınırı 15 yaşın bitmesi ile baÅŸlar. Kanun yaÅŸ üst sınırı için 18 yaşını doldurmamış olan çocukları kasteder.

15 yaşın altındaki kiÅŸilerle rıza ile cinsel iliÅŸkiye girmek reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu kapsamında deÄŸerlendirilmez.

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki

ReÅŸit Olmayanla Cinsel Ä°liÅŸki Suç Mudur?

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki TCK kapsamında suç olarak düzenlenmiÅŸtir. 104. maddede düzenlenen bu suç tipinde maÄŸdur kiÅŸi reÅŸit olmayan kiÅŸidir. Yani reÅŸit olmayan 15 yaşını bitirmiÅŸ çocuktur.

ÇocuÄŸun cinsiyeti ise önem arz etmez.

Bu suç tipinde en önemli hususlardan biri maÄŸdurun rızasının varlığıdır. Zira cinsel iliÅŸkiye girme konusunda 15 yaşını bitirmiÅŸ maÄŸdurun rızası yoksa reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu deÄŸil TCK 103. maddesinde düzenlenen çocuÄŸun cinsel istismarı suçu iÅŸlenmiÅŸ olur.

Fail reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸkiye giren herkes olabilir. Suçun maÄŸdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kiÅŸi tarafından iÅŸlenmesi hâlinde ceza ağırlaÅŸtırılır ve ÅŸikayet ÅŸartı aranmaz. Bu halde, on yıldan on beÅŸ yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu düzenlemenin amacı çocuÄŸun ensest iliÅŸkilerden korunmasıdır.

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu için maÄŸdurun 15 yaşını doldurmuÅŸ olması gerekir. ReÅŸit olmayan biriyle kendi rızasıyla cinsel iliÅŸki 15 yaşını doldurmamış kiÅŸinin cinsel iliÅŸkiye girme konusunda sözde rızası olsa bile reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu deÄŸil çocuÄŸun cinsel istismarı suçunu oluÅŸturacaktır.

TCK 104’te cezayı ağırlaÅŸtıran bir nitelikli hal daha düzenlenmiÅŸtir. TCK m.104/3’e göre:

Suçun, evlat edineceÄŸi çocuÄŸun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile iliÅŸkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüÄŸü bulunan kiÅŸi tarafından iÅŸlenmesi hâlinde, ÅŸikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

Yine bu nitelikli halin varlığı halinde de hem ceza arttırılmış hem de şikayet şartı kaldırılmıştır.

18 Yaşından Küçük Birisi Ä°le Cinsel Ä°liÅŸkiye Girmek Suç Mu?

15 yaşını doldurmuÅŸ fakat reÅŸit olmayan kiÅŸilerle cinsel iliÅŸkiye girmek suçtur. Bu suçta ceza reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki meydana gelmesi halinde verilir. Çocuk yaÅŸta cinsel iliÅŸki suçu rıza olsa da henüz 18 doldurmamış kiÅŸi cinsel iliÅŸki kavramını ve sonuçlarını tam olarak algılayamayacağı için TCK’da düzenlenmiÅŸtir. Korunan hukuki yarar çocuÄŸun cinsel özgürlüÄŸüdür.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Şikayete Tabi Midir?

Bir suçun cezalandırılabilmesinin ÅŸikayet ÅŸartına tabi olup olmadığının belirlenmesi için madde metninde suçun ÅŸikayete tabi olduÄŸunun açıkça ifade edilmiÅŸ olması gerekmektedir. Küçük yaÅŸta cinsel iliÅŸki suçu kanun lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere takibi ÅŸikayete tabi bir suçtur. Şikayet süresi maÄŸdurun fiili ve faili öÄŸrenmesinden itibaren 6 aydır.

Önemle belirtmek gerekir ki reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunda ÅŸikayet yalnızca suçun temel ÅŸekli için aranır. Suçun daha ağır cezalandırılmasını gerektiren nitelikli hallerinde ÅŸikayet ÅŸartı aranmaz.

Sanığın suç tarihlerinde on beÅŸ yaşını tamamlayan maÄŸdure ile cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen baÅŸka bir neden bulunmaksızın, rızası doÄŸrultusunda cinsel iliÅŸkiye girdiÄŸi, sanığın bu eyleminin TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunu oluÅŸturduÄŸu, ancak bu suçun takibinin ÅŸikayete baÄŸlı olup maÄŸdurenin ÅŸikayetçi olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında eylemin reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki kabulü ile bu suçtan görülen kamu davasının ÅŸikayet yokluÄŸu nedeniyle düÅŸmesine karar verilmesi gerekirken yazılı ÅŸekilde ırza geçme suçundan beraatine hükmedilmesi hukuka aykırıdır. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/1407 K.)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Şikayet Hakkı Kimin?

Şikayet kiÅŸiye sıkı suretle baÄŸlı bir haktır. Yani ÅŸikayete tabi suçlarda failin soruÅŸturulması veya kovuÅŸturulabilmesi için maÄŸdurun bizzat ÅŸikayetçi olması gerekir.

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunda maÄŸdur reÅŸit olmayan kiÅŸidir. O zaman kural olarak failin soruÅŸturulabilmesi veya kovuÅŸturulabilmesi için reÅŸit olmayan kiÅŸinin ÅŸikayetçi olması gerekecektir. Ancak bu suç tipinde maÄŸdur kiÅŸi reÅŸit olmadığından genel kabule göre ÅŸikayet hakkını veli veya duruma göre vasi kullanabilir.

Kısacası, cinsel ilişki şikayet hakkını;

  • maÄŸdur
  • maÄŸdurun velisi
  • maÄŸdurun vasisi

kullanabilir.

Türkiye'de Cinsel RüÅŸt Yaşı Kaç?

Cinsel rüÅŸt yaşı kiÅŸinin yasal olarak cinsel fiillerinin bilincinde sayıldığı, bu fiillere rızasının geçerli kabul edildiÄŸi en küçük yaÅŸtır. Türkiye’de cinsel rüÅŸt yaşı 18’dir. 18 yaşındaki kiÅŸi cinsel özgürlüÄŸe eriÅŸmiÅŸ olacaktır. Kanunda özel olarak cinsel rüÅŸt yaşı düzenlenmemiÅŸtir. Genel olarak reÅŸit olmak düzenlenmiÅŸtir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 11’e göre erginlik 18 yaşın doldurulması ile baÅŸlar. Bu kapsamda cinsel rüÅŸt yaşının da 18 yaÅŸ olduÄŸunu söyleyebilmek mümkündür. Cinsel rüÅŸt yaşı dünya üzerinde genel kabul gören bir yaÅŸ deÄŸildir. Zira ülkelere göre bu yaÅŸ deÄŸiÅŸebilmektedir. Örnek vermek gerekirse:

  • Fransa: 15 yaÅŸ
  • Almanya: 14 yaÅŸ
  • Güney Afrika: 16 yaÅŸ

Cinsel Ä°liÅŸki Suçu Delilleri Nelerdir?

ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu tanık ile ispatı çok zor olan suçlardandır. Bu noktada cinsel iliÅŸki suçunda maÄŸdurun beyanları ispat açısından diÄŸer delillerden üstün görülür. Ceza Muhakemesi Hukuku’nda reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunun ispatına yönelik ÅŸu deliler geçerli kabul edilir:

  • Sanık, tanık, maÄŸdur beyanları
  • Belge
  • Laboratuvar incelemeleri sonucu ortaya konan DNA örnekleri, olay yeri incelemeleri, kan lekeleri, videolar

KüçüÄŸün Cinsel Ä°stismarı Suçu Ä°le ReÅŸit Olmayanla Cinsel Ä°liÅŸki Suçu Farkları

KüçüÄŸün cinsel istismarı suçu ile reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçu birbirinden bağımsız farklı suç tipleridir. Ä°ki suçun da cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar arasında yer alması karıştırılmalarına sebep olur. Suçların unsurları incelendiÄŸinde ikisinin de farklı özellikleri olduÄŸu görülür.

  • ÇocuÄŸun cinsel istismarı suçu TCK m. 103’te düzenlenmiÅŸtir. Buna göre: ÇocuÄŸu cinsel yönden istismar eden kiÅŸi, sekiz yıldan on beÅŸ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunu düzenleyen m. 104’e göre ise: Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beÅŸ yaşını bitirmiÅŸ olan çocukla cinsel iliÅŸkide bulunan kiÅŸi, ÅŸikayet üzerine, iki yıldan beÅŸ yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere iki suç tipindeki en önemli ayrım maÄŸdurun yaşı konusunda yapılan ayrımdır. ReÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki suçunun maÄŸdurunun 15 yaşını doldurmuÅŸ olması gerekir. Aynı ÅŸart küçüÄŸün cinsel istismarı suçunda yer almaz. Bu noktada küçüÄŸün cinsel istismarı suçunda 18 yaşını doldurmamış olan kiÅŸi maÄŸdur olur.

Ä°ki suç tipindeki diÄŸer fark ise rıza kavramıdır. Zira 15 yaşını doldurmuÅŸ kiÅŸilerle rıza ile cinsel iliÅŸkiye girilmesi halinde oluÅŸacak suç tipi reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki olur. Rızanın olmaması halinde ise oluÅŸacak suç çocuÄŸun cinsel istismarı olacaktır. 

ReÅŸit Olmayanla Cinsel Ä°liÅŸki Suçuna Hangi Avukat Bakar?

Suçlar ve cezalar medeni yargılamadan çok daha farklı bir iÅŸleyiÅŸe tabidir. Cinsel taciz, cinsel istismar ve reÅŸit olmayanla cinsel iliÅŸki gibi konular hassastır. Dolayısıyla cinsel dokunulmazlığa karşı iÅŸlenen suçların varlığı halinde uzman bir Cinsel Taciz Avukat desteÄŸi almak maÄŸdur için de fail için de en saÄŸlıklı sonuçların alınmasını saÄŸlayacaktır.

Kaynak:

Türk Ceza Kanunu

İletişime Geç

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK 104)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK 104)

TCK 104 reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu düzenlenmiştir. Bu madde ile reşit olmayanla cinsel ilişki bağımsız bir suç halini almıştır. Maddenin birinci fıkrasına baktığımızda “cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişki”nin reşit olmayanla cinsel ilişkiye girme suçunu oluşturacağını anlıyoruz. Bu bağlamda kanun koyucu on beş yaşını doldurmuş çocuğun cinsel farkındalık dönemine girdiğini kabul etmiştir. Fakat on beş yaşını doldurmuş çocuk cinsel ilişkiye girmenin sonuçlarını yeterince kavrayabilecek olgunlukta görülmemiştir. Böylece kanun koyucunun TCK 104 maddesiyle korumuş olduğu hukuki yararı cinsel ilişki haricindeki cinsel davranışlara dair rızanın geçerli olduğunu yani cinsel özerklik olarak belirtebilmekteyiz.

TCK 104 maddesinin 2 ve 3. fıkralarında ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerine rastlamaktayız. Söz konusu 2. fıkraya göre suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturacaktır. Maddenin 3. fıkrasında ise suçun evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan tarafından işlenmesi hali düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ile birlikte çocukla ensest nitelikli fiillerin işlenmesinin cezalandırılması mümkün hale gelmiş bulunmaktadır. Maddenin bu fıkralarına baktığımızda kanun koyucunun çocuğun cinsel sömürüsünü engellemek ile aile düzeninin ve gelecek nesillerin korunmasını da sağlamaya çalıştığını söyleyebiliriz.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Cezası

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun cezası TCK 104. maddede düzenlenmiştir. Maddede reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işleyen kimse hakkında hapis cezası öngörülmüştür. Ayrıca maddenin 2. ve 3 fıkralarında suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de belirtilmiştir.

TCK 104/1’e göre cebir, tehdit veya hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. 2. fıkra ise on beş yaşını doldurmuş olan çocukla ensest ilişkiyi düzenlemiş olup suçun cezası artırılmıştır. Buna göre on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Maddenin son fıkrasında yeni nitelikli haller de öngörülüp ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Fail

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda fail herhangi bir kişi olabilmektedir. Bu suçu bir kadın bir erkeğe karşı işleyebilecektir. Ayrıca bir erkek de bir kadına veya erkeğe karşı işleyebilir. Burada suçu bir kadının kadına karşı işleyemeyecek olması ayrımı suçun tanımında cinsel ilişkinin öngörülmüş olmasındandır.

TCK 104 suçunu reşit olmayan iki kişinin işlemesi halinde suçun failinin kim olacağı hakkında farklı görüşler mevcuttur. Bununla birlikte bir kişinin aynı suçta hem mağdur hem fail olamayacağı görüşünden bahisle suçun oluşmayacağını söylemek mümkündür.

Maddenin ikinci fıkrasında belirtilen aralarında evlenme yasağı bulunan kimseleri tanımlamak gerekirse TMK 129.maddeye bakılmalıdır. Buna göre;

-Üstsoy ile altsoy,

-Eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu ve altsoyu,

-Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasaklanmıştır. Söz konusu kimseler tarafından reşit olmayanla cinsel ilişkiye girme fiilinin işlenmesi halinde suç oluşmuş sayılacaktır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Mağdur

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda mağdur, TCK 104 hükmüne göre 15 yaşını bitirmiş çocuktur. Bu anlamda çocuk 18 yaşını doldurmayan kimse olduğundan mağdurun 16-18 yaş grubu içerisinde yer alan kız veya oğlan çocuk olduğunu söyleyebiliriz. 15 yaşını doldurmamış çocuk açısından baktığımızda söz konusu cinsel ilişki TCK 104’e göre değil, TCK 103. maddeye göre değerlendirilecektir. Bu anlamda reşit olmayanla cinsel ilişki değil çocuğun cinsel istismarı suçu gerçekleşmiş sayılacaktır. Ayrıca fiilinin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak nitelikte çocukların mağdur olması halinde de fiil 15 yaşını doldurmamış kimseye karşı işlenmiş sayılacaktır. Bu noktada TCK 104 fıkra 1’de suçun işlenmesi için “cebir, tehdit veya hile olmaksızın…” tanımlamasına da dikkat çekmek gerekir. Şayet mağdurun iradesi cebir, tehdit veya hile ile sakatlanmış ise fiil yine cinsel istismar kapsamında değerlendirilecektir.

Mağdur reşit olmadan hamile kalma gibi bir problem yaşamış olabilir. Bu şekilde reşit olmadan cinsel ilişkiye girme ve hamile kalma fiillerinin varlığı halinde hareketin hukuki sonuçları merak edilmektedir. Reşit olmadan hamile kalmak, cinsel ilişkiye girmek noktasında sorularınız ve problemlerinizin çözümü amacıyla sorularınızı danışma formundan büromuz ceza avukatlarına sorabilirsiniz.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Uzlaşma Mümkün Müdür?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda uzlaşmanın mümkün olup olmadığı merak edilen konulardan bir tanesidir. Uzlaşma, suçun mağduru ile şüphelinin bir uzlaştırmacı aracılığı ile anlaşmasıyla ceza yargılamasının sona ermesidir. Türk Ceza Muhakemesine göre reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda uzlaşma öngörülmemiştir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Şikayete Bağlı Suçlardan Mıdır?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel halinde soruşturma ve kovuşturma şikayete bağldır. TCK 104 şikayet hakkı, söz konusu olan kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan ötürü mağdura aittir. TCK 104 şikayet hakkı suçun öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde kullanılmalıdır.

Maddenin 2 ve 3. fıkralarında düzenlenen suçun nitelikli halleri bakımından TCK 104 şikayet koşulu aranmayacağını belirtmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli hallerinin işlenmesi durumunda suç re’sen soruşturulup kovuşturulmaktadır.

Şikayet bağlı diğer suçlar hakkında bilgi almak için şikayete bağlı suçlar makalemizi okuyabilirsiniz.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Teşebbüs

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda teşebbüs mümkün müdür? Bu suçun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Zira suç cinsel ilişkinin gerçekleşmesi ile tamamlanacaktır. Dolayısıyla suçun işlenmesinde uzun ya da kısa süreli olması, doyumun gerçekleşip gerçekleşmemesi bir değer taşımayacaktır. Dikkat edilecek husus suçun işlenmesinden o ana kadarki aşamalarda gerçekleştirilen fiillerin icra hareketi boyutunda olup olmadığıdır. Reşit olmayanla yani çocukla cinsel ilişki suçunda teşebbüs şartlarının oluşup oluşmadığını değerlendirmek için alanında uzman bir ceza avukatı ile konuyu değerlendirmek gerekmektedir.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunun Nitelikli Halleri

TCK 104 suçunun nitelikli halleri maddenin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenmiş olup daha ağır cezayı gerektirmiştir. Suçun temel halinde on beş yaşını doldurmuş çocuk ile cinsel ilişki cezalandırma açısından yeterli görülmüştür. Fakat 2. fıkrada sınırlı da olsa ensest suçu söz konusu olup suçun mağdurla aralarında evlenme yasağı bulunan kimse tarafından işlenmesi düzenlenmiştir. Bu halde ceza artırımına gidilmiştir. Mağdur ile aralarında evlenme yasağı bulunan kimseleri suçun faili konusunda belirtmiştik. Tekrar hatırlatmak gerekirse bunlar, TMK 12

9 hükmüne göre evlenmelerinin yasak olduğuna hükmedilmiş kimselerdir. Böylece belirli akrabalar arasındaki cinsel ilişki mağdurun şikayeti aranmaksızın cezalandırılabilecektir.

TCK 104 fıkra 3 hükmü suçun bir başka nitelikli halini oluşturacaktır. Suçun yeni nitelikli haline göre işlenmesi durumunda 2.fıkraya göre cezaya hükmolunacaktır. Ancak maddenin bu fıkrası için iki ayrı hal söz konusu olmuştur. Öncelikle suç evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesinde bakımını üstlenmiş kimse tarafından işlenebilir. Bu da evlat edinme öncesi aşamayı düzenleyerek 2. fıkradan ayrılmış bulunmaktadır. İkinci halde ise suç koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan fail tarafından işlenmektedir. İkinci halde koruyucu aile ilişkisinin suçun işlenmesi sırasında var olması yeterli görülmüş süreklilik aranmamıştır. Yine bu fıkraya göre suçun cezalandırılması için şikayet şartı aranmamıştır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Şikayetten Vazgeçme

TCK 104 şikayetten vazgeçme mağdur tarafından gerçekleştirilebilecektir. Şikayetten vazgeçme soruşturma ya da kovuşturma evrelerinde yapılabilir. Mağdur soruşturma evresinde şikayetinden vazgeçerse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Eğer kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse bu, davanın düşmesi sonucunu doğurur. Unutulmamalıdır ki bir kez şikayetten vazgeçme halinde artık tekrar şikayette bulunmak mümkün olmayacaktır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun şartlarının ve sonucunun her duruma göre farklı değerlendirilmesi gerekir. Bu anlamda ceza davaları konusunda uzman olarak çalışan Topo Hukuk Bürosu avukatlarından danışma formunu doldurarak destek alabilirsiniz.

Yayım tarihi: 15 Eki 2018

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır