Marmara Diş Ekşi

• herkese merhaba. marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesi'nden çoktan mezun olması gereken fakat hâlen diplomasını alamayan 10 yılını bu fakülteye vermiş bir diş hekimi adayı olarak sesimi duyurabilmek için sizlere yazıyorum. kendimle ilgili kısa bilgi verip asıl konuya geçmek istiyorum.
  
  maddi mânevi yıpratıcı olan bir bölümdür diş hekimliği; memur çocuğu olarak burslar ve ek işlerde çalışarak eğitimimi tamamlamaya çalıştım. bu yaşıma kadar kendi ayaklarım üzerinde çok şükür durabildim; ta ki şu son sürece kadar.
  
  eğitim döneminde beşinci sınıf stajlarımı yapmak için istanbul&#x;a gittim. pandemi süreci olduğu için çoğu diş fakültesi açılmadığı halde bizler ekim ayında stajlarımıza başladık. ilk dönem aşısızdık, dezenfektan molaları sıktı; herşey belirsizdi bizlere fakülte idaresi tarafından stajlarda belirli bir puan istenmeyeceği hastaları tedavi edip, öğrenme odaklı olmamız gerektiği duyuruldu. ekim-haziran arası tüm stajlarıma gittim; bu süreçte teorik derslerin hepsini verip bitirme tezimi teslim etmiştim. haziran ayında dönemin bitmesine bir ay kala, her branştan puan isteyeceklerini açıklayıp baraj puanı belirlediler. stajlar puanları tamamlayabilmemiz için ağustos ortasına kadar uzatıldı. bizlere; haziran sonuna puan yetiştiren , temmuz ortası 80, agustos ortası yetiştiren 65 notunu alır dendi. yani o zamana kadarki yaptığımız işlemlerden aldığımız notlar da geçerliliğini yitirdi. covid pandemisi nedeniyle diğer üniversitelerde baraj puanı istenmediğini duyuyorduk. çoğu diş hekimliği fakültesi stajlara ikinci dönem başlamıştı. sağlık bakanlığı belirlenen çalışma saatleri dahi ihlâl edilerek çalıştırıldık, normalleşme başlamamıştı. pandemi sürecinin yönetiminde sürekli karar değişiklikleriyle staj dönemimizi kötü şartlarda geçirmemize sebebiyet verildi. etik kurallarına uymayan, çözüm bulunamamış birçok probleme rağmen; yaklaşık 11 ay staja giderek elimizden gelen gayreti fazlasıyla gösterdik. (aynı şeyi mezunlarına da yapmışlardı o dönem stajyerleri grev yaparak sosyal medyada sesini duyurdu.) (#marmaradisrezilliği)
  
  asıl meseleye gelecek olursam; fakültemizde dekan prof. dr. yasemin özkan&#x;ın görevlendirmiş olduğu arş. gör. x var. kendisi hasta dağıtımı, puan teslimi, notların girişi, bilgilendirme gibi öğrencilerin staja dair tüm işlemleriyle ilgilenen duyuruları yapan yetkili kişi olarak koltukta oturuyor. şimdi &#x;&#x;görevini kötüye kullanmak.&#x;&#x; nasıl olur? sizlere bunun izâhını yapmaya çalışacağım.
  
  araş. gör. x&#x;in hak ihlâli, aşağılayıcı tavırları, kuralsızlık, keyfiyet, görevi erteleme, öğrenci kayırma gibi keyfine göre söz ve davranışlarına maruz kalan arkadaşlarımın yaşadıklarından da olay örneklerini ek başlık altında sunacağım. (#marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesi araş. gör. rezaleti )
  
  bizlere; senelerce dirsek çürütüp, çalışıp yüksek puanlarla yerleştiği bir fakültede eğitim alıyormuşuz gibi davranılmıyor. sanırsınız okulu kendileri kurmuş; devlet üniversitesine bağlı değil de babalarının krallığına yerleşmiş gibi davranıyorlar. koyun gibi kapıda sıraya diziliyoruz, saatlerce keyfi bekletiliyoruz. söz ve davranışlar nahoş. puan onaylatma dıyerek bizleri canının isteği tarihte okula cağırıyor (ağustos sonu).
  
  velhasıl gittik; burada konunun dağılmaması adına kendi hikayem üzerinden gelişenleri anlatacağım; pandemi döneminde gerek hastalarımın tedaviye ara vermesi gerek geç belirlenen baraj puanı sonrası hasta bulamamaktan kaynaklı olarak protezde eksik kalan puanım vardı. diğer branşların puanlarını tamamlamıştım. ki eski öğrenci olduğum içim döneminde sadace dördüncü sınıf stajımda yaptığım protez puanı güncel istenenin 3 katıydı; yani pandemide son iki yıl içinde mezun olmaya hak kazanan öğrencilerin çoğundan fazlaca çalışmışımdır. bu yetiştiremediğim eksik puanın sebebi zaten kendisinin &#x;&#x;elimde verecek hasta yok." demesiydi.
  
  puan onaylatma sırası bana geldiğinde öncelikle araş. gör. x bana: &#x;&#x;yarın gel bir kanal daha yap seni endodontiden geçireyim, protezden de bırakıyorum bir dönem daha gelirsin." dedi. ki daha iki ay öncesi &#x;&#x;puanları kafanıza takmayın, yapabildiğiniz kadar hastalarınızın işlemlerini bitirin.&#x;&#x; diyordu. kendisine endodonti kanallarımı bitirdiğimi, protezde yaşadığım durumu da anlatarak &#x;&#x;hakkıma giriyorsunuz.&#x;&#x;dedim. &#x;&#x;sistemde 1 kanalını göremiyorum, tekrar yapacaksın.&#x;&#x; deyince; bu meselenin mahkemede biteceğini söyledim. tüm soğukkanlılığıyla "istediğin yere şikayet edebilirsin." dedi.
  
  tabii uğradığım haksızlığında siniriyle ağlamamı tutamıyorum; endodonti bölüm başkanının kapısını çaldım; şansıma da toplantı çıkışıymış bölüm hocaları da yanındaydı. araş. gör. x ile geçen diyaloğu anlattım, içlerinden beni tanıyan hocam &#x;&#x;puanlarını bitirdiğini biliyorum, +1 kanalı eklenen dişi görememiştir; kendisi protez branşında ne hakla bizim bölümümüz adına emir verebiliyor?&#x;&#x; sözleriyle rahatsızlıklarını belirttiler. diğer hocamız da &#x;&#x;öğrencileri acil katına yollamış başlarında asistan olmadan kanal dolduruyorlar, bilgimiz bile yok.&#x;&#x; diyerek sitem etti. protez branşı içinde dilekçe yazıp hocamızla görüşmek istedim tabi yetkili kişi araş. gör. x&#x;olunca elinden bir şey gelemediğini belirtti.
  
  daha önceki yıllar hiç staj firesi vermedim, hep teorik ders kaynaklı sene tekrarlarıydı. 3 sene aynı branştan kalmıştım, oral diagnoz ve radyoloji dersiydi. akşam notlar girildiğinde protez dışında, oral diagnoz ve radyoloji içinde &#x;&#x;ff&#x;&#x; notu girildiğini görünce şok oldum. stajına gittiğim halde neden bırakıldığımı anlamlandıramadım. ilgili bölüm hocamıza danıştım. kendisinin bir bilgisi olmadığını herhangi bir puan istemediğini, not girişlerini arş. gör. x&#x;in girdiğini belirtti. ucundan yine aynı kişinin çıkması şaşırttı mı? tabii ki hayır. kendi branşı &#x;&#x;protez&#x;&#x; olan bir kişi beni &#x;&#x;oral diagnoz&#x;&#x;dan bırakıyor. siz kendi branşı dışında farklı bir branş adına not veren bir akademisyen gördünüz mü? böyle bir saçmalık duydunuz mu? güya sistemde üzerine kayıtlı hasta göremediği kişileri bırakmış. benim gittiğim günlerin imzası mevcut, şahitlerim de var; baktığım hastaların girişleri birlikte çalıştığım box arkadaşımın ismi üzerine kayıtlıdır. ki zaten belli bir puan istemeyen tek branştı; bırakma kriteri de yok.(ayrıca staja hiç gidememiş olup geçirilen arkadaşları biliyorum.)
  
  kendisinin geçen yıllarda mezun olan arkadaşlarıma da benzer davranışlarda bulunduğunu, bu sebeple okullarının uzadığı, hatta ileriye gidip "ağlamanız benim hoşuma gidiyor bunun için protez seçtim biliyor musun?&#x;&#x; sözünü sıkça dillendirdiği biliniyordu. benim gibi mağdur olan; puanlarını tamamladığı halde senin acil puanını saymıyorum vb. bahanelerle bıraktığı diğer arkadaşlarında olduğunu öğrenince sınıf grubunda paylaşım yaptım; cimer üzerinden sağlık bakanlığı&#x;na ve yök&#x;e dilekçe yazıp yaşadıklarımızı anlatalım, susmayalım dedim. yazdığımız dilekçeler önce rektörlük, sonra dekanlığa ulaşmış. bilin bakalım şikayetlerimize dekanın kalemiyle dönüşü kim yaptı ? &#x;&#x;araş. gör. x&#x;&#x; .yani kimi kime şikayet ediyoruz?'un ironisi. her öğrencinin eşit haklara sahip olduğunu unutan bu şahıs dilekçe yazan bazı öğrencileri özelden arayıp (ör: ebeveynı akademısyen olan) "sizi diğer öğrencilerden ayrı yerde tutuyorum&#x;" minvalinde sözlerle göz boyamaya çalışmıştır. (bunları kendisi için açılacak ayrı başlıkta tek tek paylaşacağım.)
  
  tamamlamış olduğumuz staj puanları sayılmayıp tekrar bir dönem daha gelip sıfırdan staj yapıp hasta bakmamız istendi. stajımızda eksik kalan puanı tamamlamamız istense bunu anlarım, fakat bir yıldır verdiğim emek çöpe atılıyor. bitirdiğim tedaviler sayılmıyor. bu yaklaşımın öğretmek amaçlı olmadığı aşikardır. bizler staj yaparken para almıyoruz; yaklaşık mesai saatleri arası hasta bakıyoruz. akademik kadro ne kazanır, döner sermayeyle ne döner? bizim fazlaca baktığımız hastalardan kazanılan paralar nereye gider? bilemem. bu konulara vâkıf değilim.
  
  4 ay önce mahkemeye başvurdum. idari mahkeme &#x;&#x;yönetmeliğin durdurulması ve karara itiraz&#x;&#x; talebinde bulundum. cebimde beş kuruş olmadığı için sağolsun dr. avukat bir büyüğümüz bana destek oldu, davayı açtı. dilekçemde açık bir şekilde &#x;&#x;hukuka aykırı durumlar&#x;&#x; olduğunu &#x;&#x;fakülte yönetmelik kanunlarının ihlal edildiğini" gösteren kanıtlara rağmen, üstü kapatılarak isteğim reddedildi. dilekçeme karşılık gelen savunmada iddialarıma doğru düzgün bir açıklama bile getirilmedi. üst mahkemeye başvurdum, aynı sonucu aldım. bu süreçte hukuk&#x;a güvenmem gerektiğini düşünerek sessizliğimi korudum. fakat küçük bir ayrıntıyı es geçtiğimi farkettim: "ülkede adalet ve hukuk mu kaldı?&#x;&#x; gerçeğini.
  
  yapılan haksızlığa karşı sessiz kalamadım, çünkü biliyorum ki; benim gibi aynı kişiden mağdur olan başka öğrenciler var ve olacak da. daha fazla öğrencinin benzer durumları yaşamaması adına sınıfa bir çağrıda bulundum. yök&#x;e soruşturma dilekçesi yazacağımı tanıklara ihtiyacım olduğunu. mezun olan arkadaşlardan sağolsunlar destek geldi, okulu devam edenlere sınıfta bırakılma korkusu aşılandığı için tabii ki çekinme durumu oluyor. yök&#x;e dilekçemi yeni yolladım. bakalım; soruşturma açılır mı? tanıklarım dinlenir mi? sistem hala kendi adamını korumaya devam eder mi? adalete olan inancımı her geçen gün söndürdükleri için artık olacakları kestiremiyorum. yaşayıp göreceğiz.
  
  sonrası; diş hekimleri odası başkanına gittim hem kendi memletimde hem de istanbul'da. okulun iç meselelerine pek karışmak istemiyorlar, daha önceden öğrenci destekledikleri için sanırım papaz olunmuş; sağolsunlar dinlediler fakat bir çözüm bulunmadı. 30 yıl önce kendi zamanlarında da bu tip olayların yaşandığını, bir şeyin değişmediği, yeri gelince ayıya dayı diyeceksin, bir süre daha idare et gibi öğütler dinledim. yani susmalıyım; gerekirse tekrar yaptığım stajı yapacakmışım. ee zaten susa susa bu hale gelmedik mi biz? ki bunca sene sineye çektiğim şeyleri toplasam burdan köye yol olur belki kendileri zamanında değişim için harekete geçse bizim jenerasyon aynı sıkıntıları yaşamıyor olacaktı.
  
  yaşadığımız haksızlığa çözüm bulabilmek adına görüşebileceğimiz ilgili kişiler dekanlık çatısı altında olmalı maalesef yetkilerin bir kişinin tekeline bırakılması ve kendi branşı olmadığı halde diğer branşlara müdahale edebilmesi sürecimizi daha da zorlaştırıyor. gidip istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz gibi ifadelerle muhatap alınmıyoruz. bu gücü nereden alıyor sizce? kendisini göreve getirmiş olan dekandan tabii ki.
  
  dekan yardımcısıyla görüşmek istediğimde okulun önemli meseleleri var ilgilenemem, gitsin arş. gör. x ile görüşsün dedi. mailime dönüş dahi yapmaktan aciz; odalarının kapısında saatlerce bekletilip beş dakika derdimi anlatamadığım kişiler niçin dekanlık çatısı altındadır? bir üniversite dekan ve yardımcısının öğrenciden daha önemli işi ne olabilir? koridor ortasında nazikçe danışmak istediğim bır soruyu dahi &#x;&#x;ben senin dekanınım önce görüşmek için randevu alacaksın böyle koridorda ayaküstü sorunu mu cevaplayacağım?&#x;&#x; diyen bu yürüyen kibirler neden eğitim kurumlarının başına verilir?" yahu belki o an yardıma ihtiyacım var, kritik bir durum var insanlığınızı da mı bu kadar kaybettiniz? randevu ile zaten görüşemedim efendim bir böcek kadar değerimiz olmadığı için onların gözünden. altta görevlendirdiği kişiye yönlendirildim durdum.
  
  velhasıl; zaten stajımın son ayları kalacak yer ve parasal sıkıntılar yaşıyordum. stajdan kalan zamanlarda gittiğim part-time işler de pandemi vesilesiyle iptal olunca, işsizlik baş gösterdi. uzatmalı staja giderken, eş dostun evinde kalmaya; çekinerek borç isteyip geçinmeye çalıştım. puan teslimine gidebilmek için bekleme haftası telefonumu dahi sattım. sonrakı birkaç ay telefonsuzdum. arkadaşımın ödünç verdiği tuşlu bir telefonla ile idare ettım. kalacak yer sıkıntısı, parasızlık, işsizlik, borçlar hepsi biraraya gelince çaresizlik içinde istanbul&#x;dan ayrılma kararı aldım ve inanın o süreç sanırım hayatımın en zorlu dönemlerinden biriydi. sizlere veda mektubu bırakıp intihar etmiş de olabilirdim. fakültede yaşadıklarından dolayı bu düşüncelere gark etmiş arkadaşlarım da olduğunu biliyorum. herhangi bir öğrenci arkadaşımıza bunu yaşatırlarsa vebalinin altından kalkamazlar; peşini de bırakmayız.
  
  yaşadıklarımdan sonra hayatıma tükenmişlik sendromu, depresyon da eklenınce ailemin yanına memlekete döndüm. takdir edersiniz ki bir yaştan sonra insana ağır geliyor aileye yük olmak, diploma beklentisinde olurken onlara hâlâ mezun olamadım demek zorunda kalmak. o kadar yılın emeğinin ekmeğini yiyememek, cv'nin bir çöp kadar değerinin olmayışı çaldığın kapıların tek tek yüzüne kapanması, aslına bakarsan yaşadığın ülkenin kabul etmek istemediğin gerçeklerinin yüzüne çarpışı
  
  üzgünüm; adalet topaldır, yavaş yürür ancak er ya da geç gideceği yere varır derler; bu söze yürekten inanıyorum.
  
  ilâhi adalet varsa yanlarına kalmayacak bu kadar öğrenciden aldıkları ahlar; fakat kimsenin önünde eğilip bükülmeyeceğimin altını çizerek; haksızlığa karşı sessiz kalmanın da suça ortak olmak olduğunu belirtmek isterim. buna akademik kadroda olup yapılanlara şahit olduğu halde, koltuğunun sevdasıyla ses çıkarmayan; ezilenin öğrenci olduğu yerde güçlü konumda olanın kendileri olduğunu bilen ve susan kişilerde funduszeue.infoımıza giren bu akademisyen görünümlü zalimlere hakkımı helâl etmiyorum. elbet sizler de gidicisiniz. kibir ve egonuzla yürüttüğünüz baskıcı yönetim kaç yıldır koltukta oturuyor oluşunuz ile devam ediyor olsa da devran dönecektir. gün gelir, hesap döner.
  
  ahlaklı, vicdanlı, adil olabilmek, hak ihlâl etmemek gibi insani erdemler ne önemli değil mi dostlar? işte bunlardan biri dahi kişide eksik olduğunda tüm dengeler nasıl da bozuluyor.
  
  yeri gelmişken belirtmek isterim; hocalarıma karşı en ufak bir saygı ve sevgide kusur etmemişimdir. üzerimizde emeği olan çok değerli hocalarımızı bu vasıflardan tenzih ederim. kendilerine tüm kalbimle teşekkürü bir borç bilirim, sevgilerimle.
  
  ek 1: okulun uzama süresini duyan çoğu kişi gibi şaşıracağınızı düşünüyorum fakat içinizde marmara diş hekimliğinde okuyan ya da mezunu olan kişiler çok iyi bilir burada herşey mümkün. itü&#x;yü bırakıp senesinde girmiş olduğum fakültemi çok isteyerek tercih ettim, ingilizce eğitim veriyor olması da en büyük etkendi. başıma bu kadar şey geleceğini, büyük hayal kırıklıkları yaşayacağımı tahmin edemezdim. alttan-üstten ders alma olmadığı için teorik ya da pratik tek ders yüzünden dönem birincisinin dahi sene kaybettiği sınıf geçme sisteminde bahsediyoruz. herhangi bir dersin kaldıysa ben de bırakırım,hepsini geçtiysen geçiririm mantığıyla pata küte eleme yapan hocalar mi dersin sınıfınız çok kalabalık kliniklere sığmayacak mecburen bır kısmınızı eleyeceğiz diyenler mi dersin bu konuya hiç değinmeyeceğim. zira üniversitede duyabileceğiniz en mantık dışı not sistemi olabilir.
  
  ek 2: yönetmelik kanunlarından; (eğitim - öğretim yılı için anabilim dalları tarafından önerilen iş/puan/klinik uygulama barajları, fakülte kurulu tarafından görüşülerek eğitim - öğretim yılı başlamadan en geç 5 (beş) iş günü önce ilan edilerek net olarak belirlenmesi, öğrencilerinde buna göre hazırlık ve planlama yapması gerekmektedir.)
  -(ilgili bölüm hocasının girilen notlardan haberinin olmadığı,dolayısıyla ihtilaf konusu dersin uygulamasını yapan ve takip eden akademisyen ile ders olarak sorumlu bölüm öğretim üyesinin farklı uygulamalar takip ettiği) gibi hukuksal gerekçelerle dava açtım.
  
  bu süreçte iş aramadığım sanılmasın, istanbul&#x;da ve kendi memleketimde cv&#x;i mi atıp başvurmadık yer bırakmamışımdır. diş hekimliği dışındaki çalışabileceğim sektörlere (mağaza, avm, kitapevi, cafe vs) hekim asistanlığı yapabilirim diye dental ilanlara da başvurdum. işsizlik meselesini ayrı bir çatı altında incelemek lazım, zira yeni mezun diş hekimleri dahi işsiz kalıyorsa; diplomasızı siz düşünün.
  
  dipnot: arkadaşlar olayı yaşayan kişi ben değilim. @tamyerinerastgeldi arkadaşımız henüz çaylak olduğu için başına gelen bu olayla ilgili başlık açmamı rica etti.

• entryi okuyana kadar dolguyla çözülecek çürüğüm diş köküne indi. implant yaptıracağım artık.
  
  buradan yetkililere seslenmek istiyorum:mezun edin şu çocuğu implant yaptıracak diş hekimi bulamıyoruz.

• (bkz: manas destanı)

• o kadar uzun ki günde 5 kelime ile yaşayanlar okuyamaz bu yüzden özet:
  
  (bkz: upham)

• kolidor'dan sonrasını okumadığım rezaletin anlatıldığı başlıktır.

• baştan sona okudum, rezalet gibi rezalet.
  
  up

• diş hekimliği fakültesinde sıradan bir gün.

• kardeşim ne çekmişsin be, sayfalar ağlamış 10 yıl anısına

• aşırı uzun bir metin. öncelikle kimse okumaz, biraz kisaltmaniz lazım. madem hukuki yollarlarla olmuyor, o zaman eylem yapın yeri göğü inletin.

• (bkz: öğrenci görünümlü dinazorlar)

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.