Ankara Sincan Askeri Malzeme Satan Yerler

Değerli okuyucular bu hafta şehrimizin takımı Ankaragücü ile 12 Eylül yılında darbe ile iktidara el koyan Kenan Evren olayını paylaşmak istiyorum.

Ankaragücü – sezonunda günümüzdeki adıyla Birinci Lig’de mücadele ediyor, Süper Lig’e çıkma mücadelesi veriyordu. Aynı zamanda yine şimdiki adıyla Türkiye Kupasında mücadele ediyor başarılı bir sezon geçiyordu. Ligde Sakaryaspor ile şampiyonluk mücadelesi veren İmalat-ı Harbiye Türkiye Kupasında Altay, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi rakiplerini sırasıyla eleyerek finale kadar çıkmayı başarmıştı. Ancak Ligde Sakaryaspor’un gerisinde kalmış Süper Lige çıkmayı başaramamıştı.

O dönem bilindiği üzere 12 Eylül ’de Genelkurmay Başkanı Kenam Evren öncülüğünde askeri darbe gerçekleşmiş, demokrasi ile seçilen hükümet görevden alınmış, asker yönetime el koymuştu.

Ankaragücü o dönem lige çıkmayı başaramasa da tarihte bir ilki başarmıştı. Alt ligde mücadele eden bir takım ilk defa Türkiye Kupasını kazanmış, üstelik bunu Beşiktaş, Fenerbahçe gibi önemli rakipleri eleyerek adeta mucizeye imza atmıştı.

O dönem Kenan Evren bu durumu öğrendikten sonra Ankaragücü’nün bu üstün başarısını takdir etmiş, bu başarıyı tekrar edenlerin Süper Ligde yer alması gerektiğini düşünmüştü. Derhal çalışmalara başlayan Kenan Evren alt ligde bulunup, Türkiye Kupasını kazanan takımların üst lige çıkartılması için bir yasa çıkartmıştır. Bu yasadan sadece Ankaragücü faydalanmıştır. Çünkü bu üstün başarıyı günümüzde de dahil olmak üzere tekrar eden bir futbol takımı çıkmamıştır. Dolayısıyla bu çıkartılan yasa daha sonrasında iptal edilmiştir.

Kenan Evren’in Ankaragücü’ne yaptıklarından dolayı özellikle o dönemin insanları Ankaragücü için “devletin takımı” ifadesini kullanmaktadır. Yukarıda açıkladığım üzere bu olayın “devletin takımı” olmakla bir alakası bulunmamaktadır. Ankaragücü emeğiyle, azmiyle başarılara ulaşmıştır.

Günümüzde de başarılı bir şekilde, kimsenin hakkını yemeden mücadelesini etmektedir. Şehrimizin takımı Ankaragücü’nün toplum arasında yanlış bilinen bir olayını sizlerle paylaşmak istedim. Yazımı sonlandırırken şehrimizin takımına yeni sezonda başarılar diliyor, artık hak ettiği yerlerde olmasını temenni ediyorum.

Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde meydana gelen orman yangınları hepimizi mahvetmişti. Ülkemizin cennet güzelliği köşeleri tek, tek yanmış ve dillere destan güzelliklerinden hiçbir eser kalmamıştı. Kim veya kimler tarafından yakıldığı dahi bilinemeyen eşsiz güzelliğe sahip ormanlarımız hiç olmuştu.

Orman yangınlarına müdahale de geç kaldık tartışmaları ile hangi çözümler üretilmeliydi tartışmaları tüm hızıyla devam ederken, ülkemizin dört bir yanından orman yangını haberleri gelmişti. Bu da yetmez gibi; bir orman yangını sona ermeden, bir diğer başka bir kentimizden yeni yangın başladığı haberleri son dakika olarak duyuruluyordu.

ve yıllarında yaşadığımız bu kötü günler ardından, şimdi tedbir alma ve uygulama vaktidir.

Ormanlarda piknik ve kamp gibi çeşitli aktivitelerin belirli alanlar haricinde yasaklanması an meselesi olmalıdır. Elbette kamp ve piknik yapılması “orman yangınlarını” doğurmamaktadır ancak doğaya terk edilen çöp yığınları ve bilinçsizce uygulanan yöntemler nedeniyle ciğerlerimizin yandığı da bir aşikâr olarak hafızalarımızda kendisine yer bulmaktadır.

Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı, orman yasaklarının bir an önce uygulanması ve vatandaşlarımıza Milli Park, Tabiat Parkları ve çeşitli mesire alanları gösterilerek sadece belirli alanlarda kamp ve piknik yapılması hususunda çözümler üretilmelidir.

Bugün günlerden 15 Haziran ve ormanlık alanlara giriş yasağını uygulamaya koyan sadece 2 bölgemiz bulunmaktadır. Türkiye genelinde yağışların devam etmesine aldırış edilmeden, Haziran ayı sonuna kalmadan ormanlara giriş yasakları alınmalı ve Orman Genel Müdürlüğü görevlileri sahaya indirilerek ormanlarımız koruma altına alınmalıdır.

Şuan yapıldığı gibi fotokapan ve drone yöntemlerine başvurularak ormanlık alanlar denetim yapılmalı ve ormanlık alanlarda uçacak bir kuştan bile haber alınmalıdır.

15 Haziran tarihine girdiğimiz şu günlerde, Tekirdağ’da (il genelinde değil) sadece Kapaklı ilçesinde geçerli olacak ormanlık alanlara giriş yasağı uygulanacağı bildirildi ve yasağın 31 Mayıs ile 31 Ekim tarihleri arasında uygulanacağı belirtilmişti.

Bir diğer ormanlık alanlara giriş yasağı kararı da Kırklareli’den geldi. Kırklareli’de kent genelinde ormanlık alanlara giriş yasağının 10 Haziran ile 30 Eylül tarihleri arasında uygulanacağı bildirildi.

Haziran ayının ortalarına geldiğimiz şu günlerde 81 kentin yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti’nde ormanlık alanlara giriş yasağının uygulandığı illerin sadece bir kent ve bir ilçe olması vatandaşlarımızı tedirgin etmektedir.

Antalya, Muğla ve İzmir gibi tatil bölgesi kentlerimiz için de acil kararlar alınmalı ve ormanlık alanlarımız, gelecek nesillere aktarılması gereğince korunma altına alınmalıdır.

Hiçbir karar geç alınmamalı ve bir önceki yıllarda yaşamış olduğumuz yangınlardan ders çıkarılmalıdır.