Hypervigilance Nedir

• artmış uyarılmışlık - artan kaygı durumu - hipervijilans
  tehlikeyi önlemeyi amaçlayan davranışların eşlik ettiği bir yüksek uyanıklık/uyarılmışlık durumudur.
  fiziksel bir tehlike, travmatik bir olayın tekrarı, ilişkide yanlış bir şey yaşanabilme ihtimali gibi aşırı uyarılmışlık durumu, kişilerin her zaman bir tehdit varmış gibi hissetmesine ve davranmasına neden olur. kişinin beyni aşırı analiz halinde olur ve duyuların algıladığı girdilere aşırı tepki verir.
  
  semptom olarak ortaya çıkmaktadır. kronik hipervijilans, travma sonrası stres bozukluğunun temel özelliklerinden biridir. panik bozukluğu, madde/ilaç kaynaklı anksiyete bozukluğu ve genel anksiyete bozukluğu gibi diğer anksiyete bozukluklarında da ortaya çıkabilir. şizofreni, demans ve paranoya da hipervijilansa neden olabilir.
  
  paranoya ile karıştırılabilmektedir. aralarındaki fark: paranoyada insanlar, belirli insanların veya şeylerin onları elde etmeye çalıştığına dair belirli, gerçek dışı inançlara sahiptir. bununla birlikte, hipervijilans yaşayan insanların, belirli bir şeyin gerçekleştiği konusunda sabit inançları yoktur; hayal görmezler. paranoyada insanlar, anlık olarak bir kişinin veya bir şeyin kendilerine zarar vermeye çalıştığına dair sanrısal bir inanca sahiptir. hipervijilansta, insanlar gelecekte kötü bir şey olacağı beklentisini taşırlar. paranoyada insanlar bir hastalıktan muzdarip olduklarının farkında değillerdir ve hayallerinin doğru olduğuna inanırlar. hipervijilansta, insanlar genellikle gergin olmak için nesnel bir neden olmadığının farkına varırlar, ancak yine de gevşemekte zorlanırlar.
  
  hipervijilans dönemlerine neden olabilecek yaygın tetikleyiciler: kapana kısılmış veya klostrofobik hissetmek; terk edilmiş hissetmek; bağırmayı, tartışmaları ve ani patlamaları içerebilen yüksek sesler duymak (özellikle ani veya duygusal olarak yüklüyse); acı, korku veya yargılanma beklentisi; yargılanmış veya hoş karşılanmamış hissetmek; fiziksel acı hissetmek; duygusal sıkıntı hissetmek; geçmiş travmaları hatırlatmak; başkalarının rastgele, kaotik davranışları etrafında olmak
  
  ayrıca bkz. hipervijilans

• sen adım atsan bile ben acı çekerim.
  benden bağımsızken,
  bana gelmeni tek istiyorum.
  ben kötü biri gibi veya rahatsız edici biri gibi görünüyorum.
  ama utangacım da.
  karşıdaki kişi bana acıyor bence.
  mesela bir esnafla konuşsam,
  dolandırmaya çalışmaz mı?
  en kötüsü de ne biliyor musun?
  en iyi insanlar bile beni anlamıyordu.
  bence onlar da kötüydü.
  iyi görünenler kötüdür,
  kötü görünenler iyi mi acaba?
  ben ikimize güveniyorum sadece. aileme bile güvenmeyeceğim.
  sana da sadece belli bir yere kadar yani.
  "onlar beni bırakmak istemezler" dersen, beni bırakmamak yetiyor mu?
  buna başka isim verilir hepsi farklı sevgi
  sen dedin ya arkadaşlarından iğrenirsin,
  o zaman onlarla ben farklıyım,
  ailemle sen de farklısın.
  ama tek birini seçmeliyim.
  tek bir sevgi olmalı.
  tür olarak.
  adanmışlık.
  sanırım sen de dahil kimsem olmayacak mı?
  o zaman ben haklıyım.
  sevgiyi ayırabilirsin de, arkadaş aile sevgili, hepsi aynı şey.
  ama onlarla yaşadığın bazı şeyler de çok farklıdır.
  hem ben sevgili özelliklerini karşılayamıyorum bence senin için.
  o kişilerin yanında olsam düşün.
  ne yapardım?
  ben uzaylı gibi bir şeyim.
  :)
  mesela annenle konuşmamı isteyebilirsin
  hiç denemedim, önce seninle konuşmam gerekir de ondan
  insanlarla konuşacak bir şey yok hem de hiçbir şey
  sana göre onlar beni tanımak isterler, bir iki şey söylerim, gülümserim geçer gider.
  "geçer gider"
  işte bu yüzden.
  geçen şeyleri sevmem.
  öylesine sohbet edemem.
  senle konuşuyorum bak.
  nasıl bir ciddilik bu? neden bunu istiyorum?
  neden istememeliyim?
  bakkal amcaya bir günaydın, bir gülümseme, sonra ekmek al çık. neden amcayla ciddi bir şey isteyelim?
  ben bakkala gidemem işte.
  senle giderim.
  nedeni var.
  ama ailem bile bilmiyor.
  ben de ilk kez düşünüyorum şu an.
  beni anlamıyorsan benim yerime anksiyete ya da bir çocuk koy.
  sen çocuğunu gönderir misin bakkala, üstelik anksiyetesi de var?
  küçük bir çocuk.
  sebebi yoktur ya anksiyetenin.
  hayır.
  çocuğa bir şey olur diye mi?
  yoksa çocuk yapamaz diye mi
  he şimdi diyeceksin ki bakkala bile gidemiyorsun, nasıl gemi kaptanı olacaksın senden bir bok olmaz!
  aslında gerçekte böyle anlattığım gibi biri olmuyorum,
  dışarı çıkarsam olmuyorum.
  amacım dışarı çıkmamak.
  dışarıda güçlü olduğumu hatırlıyorum hemen.
  sadece bunun doğru olduğuna inanıyorum.
  böyle bir şey var çünkü,
  bu neden var?
  hastalık değil ki?
  sadece araştırmayı seviyorum
  dışarıdan gören birine nasıl açıklayabilirim mesela?
  "çık hava al" diyebilir ya da "neden konuşmuyor bu çocuk, bizi sevmiyor galiba" diyebilir.
  nitekim herkes böyle düşünecek.
  bu yüzden insanlarla anlaşamam.
  çünkü onlarla bu dediklerimi deneyimleyemem.
  bu dediklerim doğadaki tüm canlıların deneyimlediği yegane gerçekti
  sadece hayatta kalma.

• ing. (bkz: hipervijilans)
  
  "the persistent feeling of being under threat."

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.