encümeni daniş ne zaman kuruldu / Encümen-i Daniş ne zaman kurulmuştur? - Eğitim Haberleri

Encümeni Daniş Ne Zaman Kuruldu

encümeni daniş ne zaman kuruldu

Encümen-I Daniş

Encümen-i Daniş, 15 Nisande resmen kurulmuş olan ilk Türk Akademisidir. Kuruluş gayesi eğitim ve kültür alanında gerekli çalışmaları yapmak, batıdaki ilmi çalışmaları ve yenilikleri takib etmek, Türk dilinde ilim ve fenlere dair lüzümlu kitapları hazırlamak veya tercüme etmek, ilmin memlekete yayılması, vatandaşların bundan istifadesiyle umumi seviyeyi yükseltmek olarak tesbit edilmişti.

21 Temmuz ’da toplanan Meclis-i Maarifi Umumiyede ilmi müesseseler arasında bir de Encümen-i Daniş’in kurulmasına karar verildi. Encümen-i Daniş’in resmen kurulması için Ahmed Cevdet Paşa bu kurumun gayesi ve sağlayacağı faydaları ihtiva eden bir mazbata yazarak Sultan Abdülmecid Hana arz etti. Abdülmecid Han izin verince, Cevdet Paşa bu mazbataya uygun bir beyannameyi 1 Haziran tarihli Takvim-i Vekayi’de (Resmi Gazete’de) yayınladı.

Maarif tarihimiz açısından bir vesika mahiyetinde olan bu beyannamede, Encümen-i Daniş’in kuruluşundaki ilmi maksat çok daha açık bir şekilde izah edildi. Ayrıca reis ve azaları ilan olundu. Encümen-i Daniş’e, Bezm-i Âlem Valide Sultan’ın, Sultan Mahmud türbesi yakınlarında yaptırdığı Darülmaarif adlı okulun içinde bir yer ayrıldı. Encümen-i Daniş, Sultan Abdülmecid Hanın iradesi üzerine 18 Temmuz (19 Ramazan ) tarihinde büyük bir törenle açıldı. Açılışa başta Padişah olmak üzere, sadrazam, bütün hükumet üyeleri ve ilmiye sınıfı katıldı.

Açılış töreninden sonra, dahili ve harici azalara, birer rüus (diploma) verildi. Encümen-i Daniş’in nizamnamesinde (tüzüğünde) dahili ve harici azalıklar ile bunların hususiyetleri ve faaliyet alanları belirtildi. Dahili azalar kesin olarak kırk kişiydi. Bunların her birisinin bir ilim dalında mütehassıs olması, bir yabancı dili bilmeleri, bir eser hazırlama veya tercüme kabiliyetlerine haiz olmaları şart koşuluyordu. Dahili azalar, zaruri bir mazeretleri bulunmadığı müddetçe, toplantılara katılmaya mecburdu. Dahili azalıklarda “Sadrazam Reşid Paşa, Şeyhülislam Ârif Hikmet Bey, Serasker Mehmed, Hariciye Nazırı Âli ve Ticaret Nazırı İsmet Paşa gibi devlet adamları, ayrıca Sadrazam Fuad Paşa, Şerif Mehmed, Tarihçi Hayrullah Efendi, Ziver Kala, Ahmed Vefik, Osman Sahib, Ahmed Cevdet Paşa, Ali Fethi ve Recai efendiler gibi devrin ilim ve edebiyat dünyasının mümtaz simaları da yer alıyordu.

Harici 30 tane aza bulunuyordu. Harici azaların, Türkçeye vakıf olmaları şart koşulmamıştı. Akademiye hangi dil ile olursa olsun malumat verebilmeleri yeterli sayılıyordu. Bunlar maarife dair yazacakları yazıları Encümen-i Daniş’e göndermekle vazifeliydiler. Harici azalıklarda devrin Rum ve Ermeni bilginlerinin yanında, meşhur İngiliz müsteşriki James W. Redhouse, Fransız müsteşriklerinden Bionchi gibi Avrupa’nın tanınmış ilim adamları yer alıyordu.

Encümen-i Daniş’te yalnız öğretim kitapları hazırlanırken daha sonra Darülfünun’da okutulacak kitaplar da hazırlanmaya başladı. Encümen-i Daniş’te ilk önce Kavaid-i Osmaniye ile ilgili bir lügat kitabı hazırlanması kararı alındı. Bununla ilgili çalışma neticelenmediyse de tarihle ilgili Ahmed Cevdet Paşaya verilen ’ten ’e kadar Osmanlı tarihini yazma görevi tamamlandı. 12 cilt halinde muazzam Tarih-i Cevdet diye bilinen Osmanlı tarihi kitabı meydana geldi.

Encümen-i Daniş’in hangi tarihte ve neden lağvedildiği hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak ’ye kadar devlet salnamelerinde “Diyanet Takvimi” ismi geçtiği halde bundan sonrakilerde görülmemektedir. Buradan Sultan Abdülmecid Hanın vefatıyla çalışmasına son verildiği tahmin edilmektedir. Bu ilk Türk Akademisi 12 yıl kadar hizmet vermiştir.

Tarihçesi

Encümen-i Daniş yüzyılın ortalarında resmen kurulmuş olan ilk Türk Akademisidir. Kuruluş gayesi eğitim ve kültür alanında gerekli çalışmaları yapmak, batıdaki ilmi çalışmaları ve yenilikleri takib etmek, Türk dilinde ilim ve fenlere dair lüzümlu kitapları hazırlamak veya tercüme etmek, ilmin memlekete yayılması, vatandaşların bundan istifadesiyle umumi seviyeyi yükseltmek olarak tesbit edilmişti.

21 Temmuz’da toplanan Meclis-i Maarifi Umumiyede ilmi müesseseler arasında bir de Encümen-i Daniş’in kurulmasına karar verildi. Encümen-i Daniş’in resmen kurulması için Ahmed Cevdet Paşa bu kurumun gayesi ve sağlayacağı faydaları ihtiva eden bir mazbata yazarak Sultan Abdülmecid Hana arz etti. Abdülmecid Han izin verince, Cevdet Paşa bu mazbataya uygun bir beyannameyi 1 Haziran tarihli Takvim-i Vekayi’de (Resmi Gazete’de) yayınladı.

Maarif tarihimiz açısından bir vesika mahiyetinde olan bu beyannamede, Encümen-i Daniş’in kuruluşundaki ilmi maksat çok daha açık bir şekilde izah edildi. Ayrıca reis ve azaları ilan olundu. Encümen-i Daniş’e, Bezm-i Alem Valide Sultan’ın, Sultan Mahmud türbesi yakınlarında yaptırdığı Darülmaarif adlı okulun içinde bir yer ayrıldı. Encümen-i Daniş, Sultan Abdülmecid Hanın iradesi üzerine 18 Temmuz (19 Ramazan ) tarihinde büyük bir törenle açıldı. Açılışa başta Padişah olmak üzere, sadrazam, bütün hükumet üyeleri ve ilmiye sınıfı katıldı.

Açılış töreninden sonra, dahili ve harici azalara, birer rüus (diploma) verildi. Encümen-i Daniş’in nizamnamesinde (tüzüğünde) dahili ve harici azalıklar ile bunların hususiyetleri ve faaliyet alanları belirtildi. Dahili azalar kesin olarak kırk kişiydi. Bunların her birisinin bir ilim dalında mütehassıs olması, bir yabancı dili bilmeleri, bir eser hazırlama veya tercüme kabiliyetlerine haiz olmaları şart koşuluyordu. Dahili azalar, zaruri bir mazeretleri bulunmadığı müddetçe, toplantılara katılmaya mecburdu. Dahili azalıklarda “Sadrazam Reşid Paşa, Şeyhülislam Ârif Hikmet Bey, Serasker Mehmed, Hariciye Nazırı Âli ve Ticaret Nazırı İsmet Paşa gibi devlet adamları, ayrıca Sadrazam Fuad Paşa, Şerif Mehmed, Tarihçi Hayrullah Efendi, Ziver Kala, Ahmed Vefik, Osman Sahib, Ahmed Cevdet Paşa, Ali Fethi ve Recai efendiler gibi devrin ilim ve edebiyat dünyasının mümtaz simaları da yer alıyordu.

Harici 30 tane aza bulunuyordu. Harici azaların, Türkçeye vakıf olmaları şart koşulmamıştı. Akademiye hangi dil ile olursa olsun malumat verebilmeleri yeterli sayılıyordu. Bunlar maarife dair yazacakları yazıları Encümen-i Daniş’e göndermekle vazifeliydiler. Harici azalıklarda devrin Rum ve Ermeni bilginlerinin yanında, meşhur İngiliz müsteşriki James W. Redhouse, Fransız müsteşriklerinden Bionchi gibi Avrupa’nın tanınmış ilim adamları yer alıyordu.

Encümen-i Daniş’te yalnız öğretim kitapları hazırlanırken daha sonra Darülfünun’da okutulacak kitaplar da hazırlanmaya başladı. Encümen-i Daniş’te ilk önce Kavaid-i Osmaniye ile ilgili bir lügat kitabı hazırlanması kararı alındı. Bununla ilgili çalışma neticelenmediyse de tarihle ilgili Ahmed Cevdet Paşaya verilen ’ten ’e kadar Osmanlı tarihini yazma görevi tamamlandı. 12 cilt halinde muazzam Tarih-i Cevdet diye bilinen Osmanlı tarihi kitabı meydana geldi.

Encümen-i Daniş’in hangi tarihte ve neden lağvedildiği hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak ’ye kadar devlet salnamelerinde “Diyanet Takvimi” ismi geçtiği halde bundan sonrakilerde görülmemektedir. Buradan Sultan Abdülmecid Hanın vefatıyla çalışmasına son verildiği tahmin edilmektedir. Bu ilk Türk Akademisi 12 yıl kadar hizmet vermiştir.

Kaynaklar

Rehber Ansiklopedisi

kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir

İlk Türk Akademisi: Encümen-i Dâniş

yılında Meclis-i Maarif-i Muvakkat’in yerine Meclis-i Maarif-i Umumiyye ismi ile anılan yeni bir kurum hayata geçirilir. Yeni kurulan meclis ilk iş olarak daha önce oluşturulan Encümen konusunu irdeler. Encümen-i Dâniş’in ilk toplantısı, 18 Temmuz günü yapılır

Pek çok bilim insanı tarafından ilk “Türk Akademisi” olarak nitelenen “Encümen-i Dâniş” Sultan Abdülmecid () döneminde kurulur. Bilim akademilerinin kuruluş öyküsü Avrupa’da başlar ve oldukça eski tarihlere uzanır. ’de Fransız Akademisi (Académie Française), ’de İngiltere’de Londra Kraliyet Cemiyeti (The Royal Society of London for the Improvement of Natural Knowledge), ’da Fransa’da Bilimler Akademisi (Académie des Sciences), ’da İsveç’de Collegium Curiosorum (Bilim Bahçesi), ’de Rusya’da St. Petersburg Akademisi bu nitelikteki ilk atımlardır. Bu kuruluşlardan Fransa ve Rusya’daki akademiler devletin destek ve öncülüğünde, Londra ve İsveç’teki akademiler ise sivil girişimin öncülüğünde kurulan kurumlardır.

İlk Türk Akademisi: Encümen-i Dâniş

İlk teşebbüs

Muhtemelen Fransa ve İngiltere örnek alınarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda da bilim kurumları anlamında bazı girişimlerde bulunulur. Nevşehirli İbrahim Paşa’nın () himayesinde ’den itibaren bazı kitapların Arapça, Grekçe, Farsça, Almanca ve Latinceden Türkçeye yoğun bir tercüme faaliyetine girişilir. Bu faaliyet sırasında küçük hacimle eserlerin şahıslar, birkaç ciltten oluşan büyükçe eserlerin ise sayıları kırk beşe varan kişilerce çevrildiği bilinmektedir. Bu büyük tercüme heyetinin “erbâb-ı dâniş ü irfân” yani ilim ve irfan sahibi şeklinde tanımlanmalarının, daha sonra ’de kurulan meclise Encümen-i Dâniş isminin verilmesine yol açmış olduğu düşünülmektedir. Nevşehirli İbrahim Paşa’nın başlattığı tarih, felsefe, haritacılık ve tıp alanlarındaki önemli eserlerin tercüme faaliyeti ne yazık ki Sultan III. Ahmed’in tahttan indirilmesi ve İbrahim Paşa’nın hayatını kaybetmesiyle son bulur. Bu arada XIX. yüzyılın başlarında, Londra eski sefiri İsmail Ferruh Efendi’nin öncülüğüyle bir sivil girişim olarak Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyyesi kurulur. Dönemin önde gelen aydınlarının zaman zaman İsmail Ferruh Efendi’nin Ortaköy’deki yalısında toplanıp, bilimsel konuşmalar ve tartışmalar yaptıkları, meraklı olanlara ücretsiz dersler verdikleri bilinmektedir.

İlk Türk Akademisi: Encümen-i Dâniş

Sultan Abdülmecid

13 Ocak tarihinde Babıali’ye yaptığı ziyaret sırasında Sultan Abdülmecid’in askerî reformlar dışındaki yeniliklerin yolunda gitmediği, reformların toplumca benimsenmesi için cehaletin ortadan kaldırılması gerektiği konusundaki eleştirisi üzerine 1 Mart tarihinde sekiz kişiden oluşan bir Meclis-i Maarif-i Muvakkat (Geçici Eğitim Meclisi) kurulur. Kurulan bu meclis, eğitimin temelini teşkil eden sibyan mekteplerinin yeniden düzenlenmesine, orta dereceli okulların (rüştiye) açılmasına ve İstanbul’da yüksek eğitimin devamı için bir Darülfünun (üniversite) kurulmasına dair üç önemli rapor hazırlar.

Meclis-i Muvakkat

Meclis-i Maarif-i Muvakkat’ın en dikkat çekici önerilerinden biri de açılması önerilen üniversitede okutulacak ders kitaplarıyla halkın ihtiyaç duyduğu telif ve tercüme eserlerin hazırlanması için Encümen-i Dâniş isimli bir ilim heyetinin oluşturulmasıdır. Encümen-i Dâniş üyeliğinin bir görevden çok bir şeref payesi olması; görevin üyelerine maddi bir kazanç değil, onur ve saygınlık kazandırması istenir. Encümen bir başkan, yirmi asli ve yirmi dışarıdan olmak üzere kırk üyeden oluşacaktır. Dışarıdan katılan kişilerin yazdığı kitapların Türkçesinin düzeltilmesi veya Encümen’ce bastırılan kitapların bütünlüğünün temini için iki üyenin musahhih (düzeltmen), yazışmaları yönetmek üzere de bir kâtibin görevlendirilmesine karar verilir.

İlk Türk Akademisi: Encümen-i Dâniş

Meclis-i Maarif-i Umumiye

yılında Meclis-i Maarif-i Muvakkat’in yerine Meclis-i Maarif-i Umumiyye isimi ile anılan yeni bir kurum hayata geçirilir. Yeni kurulan meclis ilk iş olarak daha önce oluşturulan Encümen konusunu irdeler, farklı bilim ve dillerde uzman bilim insanlarının bir araya geleceği bu kurumun asli üye sayısının yetersiz olduğu, üye sayısının kırka çıkarılması ve dışarıdan katkı yapacak insan sayısının ise sınırsız olması gerektiğine karar verir. Tercüme edilecek eserlerin Doğu ve Batı olarak iki ayrı kategoride ele alınmasının uygun olacağına, üyelerin her birinin konusunda uzman olması, Arapça ve Farsçanın yanı sıra en az bir Avrupa dilinden tercüme yapabilecek bilgi birikimine sahip olması öngörülür.

Meclis’in yaptığı bütün bu öneriler dönemin reformlarının belirleyicisi ve denetleyicisi olan Meclis-i Vâlâ tarafından uygun bulunduktan sonra 15 Nisan tarihli padişah iradesiyle onaylanarak yürürlüğe girer. Şeyhülislâm Ataullah Efendizâde Mehmed Şerif Efendi birinci, Meclis-i Maarif-i Umumiyye üyesi Hayrullah Efendi ikinci başkanlığa getirilir ve böylece Encümen-i Dâniş kurulmuş olur. Sadrazam Mustafa Reşid Paşa, Şeyhülislam Ârif Hikmet Beyefendi, Serasker Mehmed Rüşdi Paşa, Mehmed Sadık Rifat Paşa, Hariciye Nazırı Mehmed Emin Âli Paşa, Arabistan Ordusu Müşiri Mehmed Emin Paşa, Ticaret Nazırı İsmail Paşa, Rumeli Müfettişi Abdurrahman Sami Paşa gibi devlet görevlilerinin yer aldığı bu heyetin harici üyeleri arasında on bir Mısırlı bilgin ile Thomas Xavier de Bianchi, Joseph von Hammer-Purgstall gibi önemli bilim insanları da bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus dönemin üst düzey devlet görevlilerinin yetkinliğidir. Hemen hepsi Arapça ve Farsçanın yanı sıra bir batı dilini tercüme yapacak kadar iyi bilmektedirler.

Encümen-i Dâniş

Encümen-i Dâniş’in ilk toplantısı, 18 Temmuz günü, Sultan Abdülmecid’in de katıldığı bir törenle yapılır. Encümen üyelerinden Sadrazam Mustafa Reşid Paşa, açılışta yaptığı konuşmada, “insana insanlığını bildiren, dünya ve ahirette mutluluğun kaynağı olan ilim ve eğitim yolunu açan padişahın açılış törenine bizzat katılarak herkesi mutlu ettiğini” vurgular. Tören sırasında padişaha Ahmed Cevdet Efendi (Paşa) ve Fuad Efendi (Paşa) birlikte hazırladıkları “Kavaid-i Osmaniyye” isimli kitap sunulur. Daha sonraki çalışmalarda Encümen’in oy birliği ile üzerinde mutabakata vardığı konu “farklı bilim dallarına ait kütüphanelere sığmayacak kadar çok kitap yazılmasına rağmen, bunları kaleme alanların Türkçeyi terk edip eserlerini Farsça veya Arapça kelimelerle süslemeleri ve cümlelerin arasına bir iki Türkçe kelime sıkıştırarak dildeki maharetlerini göstermek istemeleri neticesi Türk dilinin adeta terk edildiği ve insanların bu ağır metinleri anlamayıp cahil kaldığı konusudur” (s. 29).

Cehaletin devamı

Sanırım bu konudaki ihmalkâr davranışımız hâlen devam etmekte, bu teşhisin yapılmasının üzerinden yüz yetmiş yıl geçmiş durumda olmasına rağmen, hâlâ bu eserleri Latin alfabesiyle aynı şekilde basmaya devam ediyor ve bir döneme ait bilginin birkaç kişinin tekelinde kalmasına yardımcı oluyoruz. Zaten orijinal metni okuma imkânına sahip üç beş kişinin inhisarında kalan bu eserlerin tekrar aynen basılması emek ve kâğıt israfıdır. Bazı kişiler biz yaptık oldu dese de görüldüğü gibi olmuyor. Toplumumuzun büyük bir bölümü geçmişe dair cahil kalıyor ve kulaktan dolma bilgilerle, fikir sahibi olup geçmişini reddediyor.

Kurulan kurum 80 darbesiyle kapatıldı

Yıllar sonra ülkemizde Encümen-i Dâniş benzeri bir kurum kurulur. 17 Mayıs tarihli bir Heyet-i Vükela kararı ile korunması gerekli kültür varlıklarının tespiti ve korunması ile ilgili kararlar almak üzere kurulan bu kurum, 2 Temmuz gün ve sayılı yasa ile Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’na dönüşür. Çeşitli kurumlar tarafından seçilen konusunda uzman kişiler, aralarında görmek istedikleri konularında uzman bazı kişileri de kendileri seçmektedir. İlk kuruluşunda seçilen üyenin ömür boyu üye olması kabul edilmişken, askeri müdahale sonrası üyelik için yaş sınırı getirilir. askeri darbesinden sonra ise böylesi kurumlara tahammülü olmayan yönetim 21 Temmuz tarih ve sayılı yasa ile bu kurumun varlığına son verir ve bu görevi Kültür Bakanlığı’na devreder ve konunun bugünkü işinden çıkılmaz hale gelmesine yol açar.

1 OSMANLI DÖNEMİ BİLİMLER AKADEMİSİ ENCÜMEN-İ DÂNİŞ’İN BİR ÜYESİ: ELEKTROMANYETİK İNDÜKSİYONUN KÂŞİFİ JOSEPH HENRY VE SMITHSONIAN KURUMU Bahri ATA* Giriş Encümen-i Dâniş, Osmanlı döneminde Mustafa Reşit Paşa öncülüğünde ve o zaman henüz yirmi dokuz yaşında olan (sonradan Ahmet Cevdet Paşa olarak bildiğimiz) Ahmet Cevdet Efendi’nin coşku ve enerjisiyle ’de kurulan ve ’ye1 kadar varlığını devam ettiren bilimler akademisidir. Kurumun genel amacı; kısa vadede -Darülfünûn açılıncaya kadar- herkesin kolayca anlayabileceği ders kitaplarını hazırlamak, uzun vadede Türkçenin bir bilim dili olarak ifade gücünün arttırılmasını sağlamaktı. ’lı yıllarda akademi meselesi çerçevesinde başlayan tartışmalar, Encümen-i Dâniş üzerine eğilmeye tekrar vesile oldu. O zamandan bugüne pek çok araştırmacı, bu konuya bilim ve eğitim tarihi açılarından yaklaşarak oldukça zengin bilgi birikiminin doğmasına yol açtılar. Bu konuda yakın zamanlarda Küçükler’in “Encümen-i Dâniş” adlı doktora tezini2 okurken, Küçükler’in Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki üç belgeye dikkat çekmesi, bu çalışma için bir başlangıç noktası oluşturdu3. Yabancı kurum ve isimleri bilmeden Osmanlıca yazılmış şeklini okumak oldukça güçtür. Tezi okurken, ’da Washington’da eski binasını gezdiğim Smithsonian Kurumu’ndan, önünde heykelini gördüğüm kurumun ilk sekreteri Joseph Henry’den (), Amerikan Şarkiyat Topluluğu’nun (American Oriental Society4) sekreteri ve Yale Üniversitesinde Arapça ve Sanskirtçe Profesörü Edward Elbridge Salisbury’den () söz edildiğini fark ettim. “Henry” ismi ile Mahmud Cevat’ın5, ** Prof. Dr. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Smithsonian yayınlarında iletişim kurulan yabancı kurumlar listesinde Osmanlı Akademisi ismi yılına kadar geçmektedir, Bkz. Mehmet Alper Yalçınkaya, “Their Science, Our Values" : science, state, and society in the 19th century Ottoman Empire. Unpublished Ph.D. Dissertation. University of California, San Diego, s. 2 Osman Zahit Küçükler, Encümen-i Daniş, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi. (Tez Danışmanlığını, Prof. Dr. Hamiyet Sezer Feyzioğlu üstlenmiştir.) , s 3 Bu belgeler şöyledir; 1. BOA, Dosya Nu Gömlek Nu Fon Kodu:Washington'da “İsmit Sonyan” adlı Encümen-i Daniş'den gönderilen on bir cilt kitab ile Washington Sefiri'nin takririnin takdimi. 2. BOA,/C/ (10 Mart ) (Hicrî) Dosya Nu Gömlek Nu Fon Kodu :funduszeue.info. Doktor Şarl Canson'a (Charles Johnson) nişan verilmesi ve Amerikalı Mösyö Hanri Edvar Salzbori'nin (Edward E. Salisbury) Encümen-i Daniş Azalığı'na tayini. 3. BOA, 11/C / (Hicrî) Dosya Nu Gömlek Nu Fon Kodu:funduszeue.info Mösyö Maks ile Mösyö Hanri'ye nişan verilmesi. 4 ’de Fuad ve Saffet Paşa bu kurumun onursal üyesi olarak görülmektedir, funduszeue.infoçınkaya, age. s 5 Mahmud Cevat, Maarif-i Umumiye Nezareti Tarihçe-i Teşkilat ve İcraatı –XIX. Asır Osmanlı Maarif Tarihi, , s. 2 Prof. Dr. Kenan Akyüz’ün6 ve salnamelerin verdiği otuz üç kişilik listede karşılaşılmamaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki Nu.’lı hariciye belgesine ilk dikkati çeken Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat’tır7. Encümen’in harici üyesi (muhabir üye) olarak “Henry” isminin altını çizen ise ’te Prof. Dr. Cahit Bilim’dir8. Bilim, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde konu ile ilgili iki belgeye ( ve tarihli) işaret ediyor ve ikinci belgeye göre “hariciye tezkeresi üzerine 19 Kasım ′ta adı geçen Amerikalının, Encümen-i Dâniş üyeliği için gerekli rüûsun hazırlandığını”9 belirtmektedir. Burada şöyle devam ediyor: “Her iki belgede adı geçen Mösyö Henry ayni kişi olabilir veya olmayabilir. Burada önemli olan ’lara kadar encümene ilginin sürmesidir” Hayrullah Efendi’nin ’te yazdığı Avrupa Seyahatnamesi’nde “Vatanımda olan Encümen-i Dâniş’ten dûr olup da bilâd-ı ecnebiyyede meclis-i ilmiyyeye davet olunduğuma pek ziyade müteaccib oldum.”cümlesi ilginin devam ettiğine işarettir Kayaoğlu, ’de yayımladığı Türkiye’de Tercüme Müesseseleri adlı eserinde12 Encümen-i Dâniş’in harici üyeleri olarak ve üyelerde “Henry” ismini listelemektedir. 11 Mart (H Cemaziyelahir ) tarihli Cevdet Maarif Nu.’lı belgeye göre ilk Henry’yi, 19 Kasım (H.5 Cemaziyelevvel ) tarihli (?) Nu.’lı İrade Hariciye’ye göre ikinci Henry ismini vermektedir Mehmet Alper Yalçınkaya da ’da Kaliforniya Üniversitesi’nde hazırladığı doktora tezinde Encümen-i Dâniş’in üç Avrupalı üyesine (Redhouse, Bianchi ve Hammer) iki Amerikalı oryantalisti eklemektedir. Bunlar, Edward Elbridge Salisbury ve Charles Johnson’dur. Buna ek olarak, Encümen-i Daniş ile Joseph Henry döneminde Smithsonian Enstitüsü arasındaki kitap hediyeleşmesine dikkat çekmektedir Şimdiye kadar bu araştırmalarda, iki Henry’den söz ediliyor ama kim olabileceği, neden encümene dâhil edildiği üzerinde durulmuyordu. Henry’nin tespit edilmesi, Encümen-i Dâniş’in kuruluş amacı arkasındaki niyetleri de daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Bu yazıda, sözü edilen Henrylerin aynı kişi yani Fizikçi Joseph Henry olduğu görüşümü paylaşmak istiyorum. 16 Nisan ’te TÜBA’da “Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri” 6 Kenan Akyüz, Encümen-i Dâniş, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, s. 7 Akdes Nimet Kurat “Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Münasebetlere Ait Arşiv Vesikaları” Tarih Araştırmaları Dergisi, , 5 (). s. 8 Cahit Bilim, “İlk Türk Bilim Akademisi: Encümen-i Daniş”, H.Ü. Ed. Fak. Dergisi, , 3(2), 9 Bilim, İlk Türk Bilim, s. 10 Bilim, İlk Türk Bilim, s. 91; 11 Hayrullah Efendi, Avrupa Seyahatnamesi, (Yeni harflere aktaran) Belkıs Altuniş-Gürsoy, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, , s. 12 Taceddin Kayaoğlu, Türkiye’de Tercüme Müesseseleri, Kitabevi, İstanbul, s. 13 Kayaoğlu, Türkiye’de…, s. 14 Yalçınkaya, Their Science…, . s 3 üzerine konferans veren Ali Akyıldız’ın da Henry’den Joseph Henry olarak söz etmesi görüşümün bir tür teyidi oldu Burada Joseph Henry’nin hayatı ve Smithsonian Kurumunda yaptıklarına değindikten sonra Osmanlı yöneticileri, neden telgraf makinalarını kullandığı Samuel Morse’u değil de Joseph Henry’i harici üye olarak kabul ettiler? sorusuna cevap aramaya çalışacağım. Joseph Henry’nin Encümen-i Dâniş’e harici üyeliği meselesi, beni oldukça heyecanlandırdı. Verdiği ürünler açısından dil, sözlük, tarih ve edebiyat araştırmaları gibi konulara ağırlık vermiş gibi görülen Encümen-i Dâniş’e, ki Fransa’daki beş akademiden birincisine örnek olabilir, döneminde elektromanyetik indüksiyon ile çalışmalarıyla ünlenmiş Joseph Henry’nin üye seçilmesi, o günkü yönetici zümrenin, Batı’nın modern bilimlerine sağlıklı bir zihni yönelimleri olduğuna işaret etmesi açısından önemlidir. Osmanlı arşiv vesikalarında Henry’nin sekreterliğini yaptığı Smithsonian Kurumundan bir “Darülfünunun” olarak söz edilmesi Smithsonian Kurumunun işlevinin tam anlaşılmadığından olabilir. Nitekim başka vesikalarda da “Enstitü” terimi kullanılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin bazı ABD üniversitelerine kitap hediyesinin arkasından, 6 Aralık ’te Amerika’da Meclis-i Maarif (Smithsonian Müzesi) tarafından tanzim olunan üç takım kitabın takdim olunduğu haber verilmektedir Dr. Yalçınkaya, Smithsonian Enstitüsü ile iletişim kurduğunu, personelin arşivde Osmanlı Akademisi ile ilgili hiçbir belge bulamadıklarını belirtmektedir Bu belge yokluğu, 24 Ocak ’te kurumun binasının yanması ile ilişkilendirilebilir. Osmanlı arşivinden ’te Smithsonian Enstitüsünün, Kütüphane-i Umûmi (Beyazıt Devlet Kütüphanesi) için hediye kitap gönderdiği anlaşılmaktadır. ’teki Türkçe yazılı kaynaklarda da Smithsonian’ın “Enstitü” olarak geçtiği unutulmamalıdır. Joseph Henry ve Smithsonian Kurumunun İnşası New Jersey Kolejde (şimdi Princeton Üniversitesi) profesör olan Joseph Henry, elektromanyetik indüksiyon alanındaki öncü çalışmaları ile tanınan bir fizikçi idi yılları arasında Albany’de gümüş ve saat tamirci çırağı olarak çalıştı. Fakirlikten dolayı ancak 21 yaşında gidebildiği Albany Akademide kimya asistanı ve ders hazırlayıcı olarak çalıştı. 28 Nisan ’da okulun Matematik ve Doğa Felsefesi hocası oldu. ’de 15 Ali Akyıldız, Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri, TÜBA Akademi Konferansları, Ankara, 16 Nisan 16 Kurat, Türkiye-Amerika…, s. 17 Yalçınkaya, Their Science…, s. 18 Joseph Henry’nin hayatı için bk. Smithsonian Kurumunun web sitesi: funduszeue.info henry 4 elektromanyetizmaya yönelik ilk çalışmalarını yayımladı. William Sturgeon’un elektromıknatısının iletişimde kullanışlılığını gösterdi. ’de telgraf makinasının ilk hâli olan uzaktan zili çaldıran makinesini tanıttı. ’de elektrik motorunu icat etti. ’de Princeton Üniversitesinde daimi süreli öğretim üyesi (tenure) oldu. ’te Amerikan Felsefi Topluluğu’na seçildi. ’te ilkel röle telgrafını teşhir etti. 14 Mart ve 2 Ekim arasında Avrupa bilim merkezlerine ziyareti, bilimdeki uluslararası itibarını da arttırdı. Eylül ’de İngiliz Bilimsel Toplantıları Geliştirme Kurumunun (British Association for the Advancement of Science Meeting) toplantısına katıldı. ’da Ulusal Bilimi Teşvik Enstitüsüne üye oldu. 24 Şubat ’de Morse’a bazı tavsiyelerde bulundu. ’da öncü Amerikan bilim insanı ve eğitimci kimliğinden dolayı Michael Faraday’ın da desteğiyle Smithsonian Kurumunun ilk sekreterliğine seçildi. Bu kurum, ’da ölen İngiliz bilim insanı James Smithson’un mirası ile “insanlar arasında bilginin çoğaltılması ve yayılması” vasiyetiyle 10 Ağustos ’da ABD Hükümeti tarafından kurulan ve zamanla araştırma merkezleri ve müzelerden oluşan bir yapıya dönüştü. Henry, Smithsonian Kurumu’nun büyük bir araştırma merkezi olması için çalıştı. Bu görevi ’e kadar yürüttü. ’de Amerikan Bilimi İlerletme Ulusal Kurumunun (The American Association for the Advancement of Science) Başkanı seçildi. Kurum için 14 maddelik bir kılavuz plan hazırladı. Bu kurum, O’na göre mevcut ABD kurumları tarafından yeterince yürütülemeyecek programları sadece taahhüt etmeli ve bir de bilimsel ilerlemeye ilişkin yayın çıkarmalıydı. Henry, Kuzey ve Güney Amerika kıtası boyunca gönüllülerden oluşan meteoroloji ekibi kurdu. Onun öncülüğünde yerli Amerikalıların dilleri ile ilgili çalışmalar da başlamış, ’de Dakota, ’de Yoruba Dilinin Gramer ve Sözlüğü yayımlanmıştır. ’da Smithsonian Kurumu, Birleşik Devletleri Arkeolojisi adlı kitabı bastı. ’ta kurum, kâşif Isaac Israel Hayes’in Ellesmere Adası’na seyahatini de destekledi. 7 Eylül ’da Joseph Henry, Morse-O'Reilly telegraf patenti davasında ifade verdi. Pek çok kaynak, Joseph Henry’nin Gale aracılığı ile de Samuel Morse’la iletişim kurduğunu ve ona telgrafını geliştirmekte yardım ettiğini iddia etmektedir. Ancak 19 Temmuz ’te Samuel Morse, Joseph Henry’nin elektromanyetizm çalışmalarının onun telgrafı icadına katkıda bulunmadığını ileri sürdü. ’in Ocak ayında Morse, Joseph Henry’e karşı iddialarını basın ile duyurdu. 16 Mart ’de telgraf patent tartışması devam etti. Joseph Henry, 3 Mart ’te ABD’de Ulusal Bilimler Akademisinin kurulmasında öncü rol oynadı. ’de Ulusal Bilimler Akademisine başkan olarak seçildi. ’te benzer 5 bir şekilde Aleksander Graham Bell’e telefonun gelişmesi için bir takım tavsiyelerde bulundu. 13 Ocak ’de Aleksander Graham Bell, Henry ailesine telefonla bir tecrübe yaptı. 5 Aralık ’de kısmı felç geçirdi, 13 Mayıs ’de vefat etti. ’te elektrik indüktans birimine “Henry” ismi verildi. Adına bir de madalya ihdas edildi. Neden Samuel Morse Yerine, Joseph Henry Harici Üye Seçildi? Osmanlı Devlet’inde üst düzey bürokrasinin, Joseph Henry’i Encümen-i Dâniş’e harici üye seçmeleri ve Morse’a ise ödül ve madalya gönderme ile yetinmeleri arkasındaki düşünceler daha detaylı olarak incelenmeyi hak etmektedir. Neden Morse değil de Henry’i harici üye olarak seçilmiştir? Esasen, ’da Boğaziçi Üniversitesinde Osmanlı Devleti’ne telgraf teknolojisinin transferi konusunda yaptığım yüksek lisans tezimde de Joseph Henry’nin telgrafın icadındaki rolünü fark edememiş olmamın yüksek lisans tezimin bir eksikliği olduğunu şimdi daha iyi görmekteyim. Morse’un Ocak ’te Joseph Henry’e karşı iddialarını basın ile duyurmasının hemen sonrasında, Osmanlı yöneticilerinin 10 Mart ’te (H/C/) onu üye olarak seçmeleri bir rastlantı olmasa gerektir. 23 Ağustos ’de Osmanlı İmparatorluğu, Morse’un icadından dolayı ödüllendiren büyük güçler arasında yer almış, sahip olduğu Morse makinalarının sayısına bağlı olarak hesaplanan patent ücretini ve madalyayı ödemeyi kabul etmişti. 15 Eylül tarihli Morse’un teşekkür mektubu Paris’teki Osmanlı Büyükelçisi Haydar Efendi aracılığıyla Sultan Abdülmecit’e ulaştırıldı Bu mesele ile ilgili yazışmaların 5 Nisan ’a kadar devam ettiği anlaşılmaktadır Joseph Henry’i, Encümen-i Dâniş için harici üye olarak kim teklif etmiş olabilirdi ve üyeliğe liyakatı nasıl ispatlanmıştı? Esasen Nizamnamenin üyelerin seçim sureti kısmının 6. bendine göre bu süreç bellidir: Harici üye, Meclis-i Maârif-i Umûmiye veya başkanlar (1. Ataullah Efendizade Şerif Efendi ya da 2. Hayrullah Efendi) tarafından encümene arz olunuyor, başka yerde yaşıyor ve üyeler tarafından tanınmıyorsa onu teklif eden kişi üyeliğe layık olduğunu ispatladıktan ve çoğunluk oyu ile seçildikten sonra padişah izniyle tayin olunuyordu. Bir de “İlim Çin'de de olsa gidiniz, öğreniniz.” hadis-i şerifince harici üye sayısı sınırsız tutulmuştu. 1 Ağustos tarihli bir mektubundan Joseph Henry’nin İstanbul’daki ABD mukim elçisi (minister resident) George Perkins Marsh () ile yazıştığı 19 Bahri Ata, "The Transfer of Telegraph Technology to the Ottoman Empire in the XIXth Century," Boğaziçi Üniversitesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, , s 20 Çağrı Erhan, Türk-ABD İlişkilerinin Tarihsel Kökenleri, , s 6 bilinmektedir. ’te görev süresi dolan ABD elçisi George Perkins Marsh da İstanbul’dan ayrılmıştı. Bu tayinin, Mustafa Reşit Paşa’nın 4. sadrazamlık (Kasım Mayıs ) döneminde gerçekleştiği görülmektedir. arasında Mekâtib-i Umumiye Nazırı Hayrullah Efendi idi ’da yazılan diğer belge ise Âli Paşa’nın sadrazamlığına denk gelmektedir. ile arasında Maarif Nezareti’nin başında Abdurrahman Sami Paşa vardı. Bu dönemlerde Saffet Paşa ve daha sonra Fuad Paşa, Hariciye Nazırı idi. Bu arada ’de Binbaşı Emin Efendi’nin Washington’da özel temsilci olarak altı ay bulunmasından sonra22, 12 Nisan ’de ABD elçiliğinin baş tercümanı Brown’un akrabası olan Amerikan Zabitan-ı Askeriyesinden George Porter (Rüstem Bey) Washington’a şehbender olarak tayin edilmişti Söz konusu üyelik için bu kişilerden de görüş alınmış olabilir. Encümen-i Dâniş’in Joseph Henry’yi harici üye kabul etmesinin hemen ardından Cemiyet-i İlmiye-yi Osmaniye’nin çıkardığı Mecmua-i Fünûn’da ’den sonra tarih-i telgraf, manyetizm ve kuvve-i elektrikiyye konularında Münif Efendi, İbrahim Ethem Paşa, Mehmet Derviş Paşa, 24 Mehmed Said ve Erkan-ı Harbiye’den Daniş Bey’in yazılar yazdığı anlaşılmaktadır. Ancak Münif Efendi, Mehmed Said ve Daniş Bey, Encümen’de bu konuşmayı yapacak pozisyonda görülmüyordu. Mahmud Cevat’a göre Encümen-i Daniş’in dahili üyelerinden üye Tahir Münif Efendi değil, Bâb-ı Âlî Evrak Müdürü Tahir Mehmed Efendi’dir (öl) Mehmed Said de Mekteb-i Bahriye-i Şahanenin hocası ve Meclis-i Maarif-i Umumiye üyesi idi. Öyle görülüyor ki encümende ispatı yapan kişi -İbrahim Ethem Paşa ya da Derviş Paşa olabilir- daha ’larda Joseph Henry’nin Avrupa’daki bilim çevrelerindeki ününü, Smithsonian Kurumunu nasıl bir bilim merkezi hâline getirdiğini biliyor, dönemin basınından Morse-Henry haberlerini takip ediyordu. Pür ve uygulamalı bilimler üzerine tartışmaların da farkındaydı. Joseph Henry, Encümen-i Dâniş üyeliğini kabul etmiş midir? Bu soruya cevap verebilmek için 24 Ocak ’te Smithsonian kurumu binasının yangınını unutmadan “Joseph Henry Dokümanları” (The Papers of Joseph Henry, 12 cilt) arasında daha detaylı bir inceleme yapmak gerekir. Sonuç 21 Teyfur Erdoğdu, “Maarif-i Umumiye Nezareti Teşkilatı-I”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, , 51 (1), s. 22 Erhan, Türk-ABD…, . s. 23 Kurat, Türkiye-Amerika…, s. 24 Osman Bahadır, “Tarihimizdeki İlk Elektrik Makalesi”, Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki, , 17 Temmuz, s. 25 Mahmud Cevat, Maarif-i Umumiye…, s. 7 arasında Encümen-i Dâniş’e, döneminde elektromanyetik indüksiyon çalışmalarıyla ünlenmiş Fizikçi Joseph Henry’nin harici üye seçilmesi, Encümen-i Dâniş’in bir dil, tarih ve edebiyat akademisi olmasının yanı sıra bir fen bilimleri akademisi olarak da tasarlanmaya çalışıldığı görüşünü destekler niteliktedir. Zira bu üye, pek “hatır için seçilmiş kişilerden” değildir. Onun seçiminin arkasında bilim ve teknolojinin ve de kurumsallaşmanın önemini kavramış bir bilinç ve irade sezinlenmektedir. Joseph Henry’nin tayini âdeta fen bilimlerine daha çok önem veren Münif Efendi ve Fuad Paşa himayesinde Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye kuruluşunun () haberdarı ve Ahmet Cevdet Efendi’ye karşı encümen dışındaki Tahir Münif Efendi zihniyetinin de bir zaferi gibidir Encümen-i Dâniş’in Ahmet Cevdet Paşa’nın ifadelerine dayanarak beş Fransız Bilim Akademisinin birincisinden esinlenerek kurulduğu ileri sürülse de Smithsonian Kurumu gibi farklı kurumları da tanıma gayreti içine girildiği görülmektedir. Gönül isterdi ki Encümen-i Dâniş, Smithsonian Kurumu gibi kurumsallaşsın ve dil çalışmalarından, icat ve keşiflere kadar pek çok bilimsel ve kültürel faaliyeti desteklemiş olabilsin. 26 Haziran ’de Sultan Abdülmecit’in 38 yaşında vefatı ve Sultan Abdülaziz’in tahta çıkışı ile İmparatorlukta yeni bir sayfa açıldığını kabul etmek gerekir. Bu coğrafyanın karmaşası içinde Encümen-i Dâniş’in; işlev ve görevlerinin zaman içinde Telif ve Tercüme Cemiyeti, Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye, Tarih-i Osmani Encümeni, Telif ve Tercüme Dairesi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Türk Coğrafya Kurumu, TÜBİTAK ve TÜBA gibi kurumlar arasında dağıtıldığı söylenebilir Ülkemizde ne yazık ki çoğu yabancı dillerden çeviri olan bilim tarihi kitaplarında son yılda gittikçe artan Türkiye-Batı etkileşimi gösterilmemektedir. Örneğin Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’nin kuruluşu 24 Mayıs tarihli irade olmuş iken, ABD’de Ulusal Bilimler Akademisi 3 Mart ’te kurulmuştur. Joseph Henry, ABD’de Ulusal Bilimler Akademisini, ikinci defa Encümen-i Dâniş’e üye gösterilmesinden ancak üç yıl sonra kuvveden fiile çıkarabilmiştir. Çocuklara ve gençlere yönelik yayımlanan bilim dergilerinde çıkan yazılar da elimizin altındaki söz konusu etkileşimleri gösteren yüksek lisans ve doktora çalışmalarını yansıtmaktan çok uzaktır. Oysa çevirenler ve bu türden yazı yazanlar, ek ve 26 Tanzimat’ın ilim yanını Cevdet Efendi’nin, fen yanını Münif Efendi’nin temsil ettiği ile ilgili yorum için bk. Niyazi Berkes () Türkiye’de Çağdaşlaşma, bs., yay. haz. Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, s. 27 Erdem Oklay, “Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk Eğitim Tarihi Açısından Önemi Üzerine Bir İnceleme” Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX / 1, , s. 8 yerinde açıklamalarla konuyla ilgili küçük okuyucuların ve gençlerin dikkatlerini çekmelidirler. Umarım bu makale, Encümen-i Dâniş’in harici üyeleri listesinde adı geçen Prof. Edward Elbridge Salisbury gibi diğer kişiler hakkında da daha ayrıntılı ve derinlemesine araştırmaların yapılmasını sağlayacak başka çalışmalara örnek teşkil edebilir. KAYNAKÇA Arşiv Kaynakları T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu Gömlek Nu  T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu Gömlek Nu 20/C/ (10 Mart ) (Hicrî)  T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya Nu Gömlek Nu  11/C / Eserler ve Makaleler AKYILDIZ, Ali, Encümen-i Dâniş’in Kuruluşu ve Faaliyetleri, TÜBA Akademi Konferansları, Ankara, 16 Nisan AKYÜZ, Kenan, Encümen-i Dâniş, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, ATA, Bahri "The Transfer of Telegraph Technology to the Ottoman Empire in the XIX th Century," Boğaziçi Üniversitesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, BAHADIR, Osman “Tarihimizdeki İlk Elektrik Makalesi”, Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki, , s BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Bs., yay. haz. Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 9 BİLİM, Cahit, “İlk Türk Bilim Akademisi: Encümen-i Daniş”, H.Ü. Ed. Fak. Dergisi. 3(2), , MAHMUD CEVAT, Maarif-i Umumiye Nezareti Tarihçe-i Teşkilat ve İcraatı –XIX. Asır Osmanlı Maarif Tarihi, yay. haz. Taceddin Kayaoğlu, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, ERDOĞDU, Teyfur, “Maarif-i Umumiye Nezareti Teşkilatı-I”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi 51 (1). , s ERHAN, Çağrı, Türk-ABD İlişkilerinin Tarihsel Kökenleri, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, HAYRULLAH EFENDİ, Avrupa Seyahatnamesi, yeni harflere aktaran. Belkıs Altuniş- Gürsoy, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, KAYAOĞLU, Taceddin, Türkiye’de Tercüme Müesseseleri, Kitabevi, İstanbul, KURAT, Akdes Nimet, “Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Münasebetlere Ait Arşiv Vesikaları”, Tarih Araştırmaları Dergisi, 5, , (). KÜÇÜKLER, Osman Zahit, Encümen-i Daniş, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, OKLAY, Erdem, “Ahmet Cevdet Paşa’nın Türk Eğitim Tarihi Açısından Önemi Üzerine Bir İnceleme”, Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX / 1, , s. YALÇINKAYA, Mehmet Alper, “Their Science, Our Values" : science, state, and society in the 19th century Ottoman Empire. Unpublished Ph.D. Dissertation. University of California, San Diego, funduszeue.info, erişim tarihi: ,

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası