değersiz hissettiren erkek / Değersizlik Duygusuyla Baş Edebilmek | Avita Çalışan Destek Hizmetleri

Değersiz Hissettiren Erkek

değersiz hissettiren erkek

Her konuda uzmanmış gibi görünen bir tanıdığınız var. Her ne kadar bazı konularda tavsiyesini almak çok işe yarasa da her konuda güya bilgiye dayanarak hiç susmaması size kendinizi eksik hissettiriyor. Düşündüğünüz zaman, evet, tavsiye faydalıydı fakat düşünceleriniz – ve sizin- hiçbir hükmü olmadığı izlenimini verecek bir tonda söylenmişti.

İnsanlar size kendinizi kötü hissettirmek için uğraştığında artık mesele siz veya o durumuna geliyor. Eğer normalde öz-kavramınızın sağlam olduğunu hissediyorsanız, bir eksikliğinizi ortaya çıkaracak küçük bir olayın sizi etkilememesi gerekir. Hatta, en ufak şekilde zayıf veya korumacı hissettirmeyen size rahatlatıcı hissettiren birçok insan vardır. Simon Fraser Üniversitesinden Uthike Girme ve çalışma arkadaşları “ilişkiye-özel” bağlanma özgüvensizliği dedikleri bir şeyi çalışıyor. İddia ettiklerine göre, normalde kendisi hakkında görece iyi fikri olan biri, bir ilişkide özgüvensiz olabiliyor. Çalışma romantik ilişkiler üzerine olsa da sonuçlar diğer yakın ilişkilere de genellenebilir. Girme’ye göre: “Zor geçiş zamanlarında, daha büyük türbülanslar formunda ortaya çıkan negatif duygular ve iritasyonlar şüpheyi ve ilişki hakkında emin olmama duygusunu artırır.” Başka bir deyişle, eğer bir ilişkide özgüvensiz hissediyorsanız, ihtiyacınız olduğunda partnerinizin yanınızda olup olmayacağını sorguluyorsunuz. Bunu, daha genel bir problem olan romantik olmayan bir ilişkide özgüvensizliğe dönüştürdüğümüzde, özgüvensiz hissettirilme tecrübesi duygusal bir türbülans yaratmalı. Özgüven hissinizi etkileyebilecek bir şey de, ilişkinin zaman içinde yok olup olmayacağını düşünmenizdir. Eğer sonunda iyi olacak zor bir zamandan geçtiğinizi düşünüyorsanız, karşınızdakinin destek olmamasına o kadar kızmazsınız. Bağlanma güvenliği, başkalarıyla olan ilişkilerinizin sağlamlığını ve zamana dayanıklılığını gösteren temel histir. Bu nitelikte iyi olan kişilerin ayrıca benlik algıları da sağlamdır. Birisi bu sağlam zemini sarsmaya çalıştığında endişelenmezler. Yine de, eğer Simon Fraser’ın araştırmacıları haklıysa, kendinizi bugün güvende hissediyorsunuz diye, öz-kavramınızın temellerini sarsabilecek bir şey olduğunda güvende hissedeceğinizin garantisi yok. Girme’nin hipotezine göre; bağlanma güvenliğinde iyi hissedenler zamanla ilişkilerinin daha stabil olmasını beklerler. Daha sonra sıkıntıların bağlanma güvenliğindeki dalgalanmalara göre değişip değişmediğini çalıştılar ve bir topluluğa bağlı bireylerin incelenmesiyle bu nokta sağlandı. Son olarak, Kanadalı araştırmacılar, ebeveynlik sürecinden geçen çiftleri inceleyerek –oldukça stresli bir dönemdir- en fazla duygusal stres altında olanların bağlanma güvenliği dalgalanmaları en fazla olanlar olduğunu göstermiştir. Bu üç çalışmanın sonucu özetlersek, Girme ve çalışma arkadaşlarına göre yaptıkları çalışma “potansiyel olarak zarar verici ilişkilerle karşı karşıya kaldığında güvenli bireylerin kararlı dirençlerini belgeleyen önceki çalışmalarla dengeliyor.” Mükemmel ilişki istikrarı bekleyenler, işler ters gittiğinde en çok acıyı çekiyor. İşin diğer tarafı da bağlanma güveni düşük olanlarda partner onlar için uygun olmayan duruma geldiğinde sıkıntılı duygular o kadar artmıyor. Beklentiyi düşürerek hayal kırıklığından kurtuluyorlar. Kanadalı ekibin çalışma sonuçlarını romantik olmayan ilişkilere uyarlarsak, benzer prensipler geçerli olabilir. Kendi arkadaş, akraba ve iş çevrenizde sizi güvende hissettiren ve güvensiz hissettirenler vardır. Bu bağlamda, bu insanların neden benlik algınızı tehdit ettiğini kendinize sormalısınız. Her şeyi eleştirdikleri için mi? Veya duygusal olarak uzak durarak kendilerini daha fazla arzulanan yapmaya mı çalışıyorlar? Sonra problem sizde mi onlarda mı diye kendinize sorun. İnsanlarda sizi özgüvensiz hissettirme ihtiyacı duyuran şey nedir?

Bu sorulara cevap bulmak için, özgüvensizlik besleyen insanlarla olan ilişkilerinizin dışına bakmalısınız. Başkalarına nasıl davranıyorlar, başkaları onların varlığında neler yapıyor? Başkalarına da kendini küçük hissettirmeye çalıştığını seziyor musunuz? Problemin siz değil onlar olduğunu fark ettiğinizde etkileşiminizi etkisizleştirmek daha kolay olacak. Onlarla karşılaştığınızda olumsuz düşünce ve anksiyeteye savrulmaya çalışılacağınızı bilmek hazırlıklı olmanızı ve daha objektif davranmanızı sağlayacaktır. Girme’ye göre, bağlanma güveni yüksek olup özgüvensiz hissettirilenler daha fazla duygusal stres çekiyor. Kaynağını anlayınca stresi bir kenara atabilirsiniz. Ayrıca bu bulgulara göre, şartları değiştirip kendi davranışlarınızı da ölçebilirsiniz. Başkalarına özgüvensiz hissettiriyor musunuz? Sağlam bir benlik algısı başkalarına kötü hissettirme ihtiyacı hissetmemek demektir. Çünkü kendi değerinizden emin olursunuz.

Toparlamak gerekirse, sizi özgüvensiz hissettirenlerle baş etmenin yolu dikkatinizi içinize yöneltmek ve özsaygınızı desteklemektir. Bir kişinin sizi kendinizi sorgulamaya itmesi yetersiz olduğunuz anlamına gelmez. Farkında olmalısınız ki insanların güven hissi zamanla değişebilir, bunu fark etmek birisinin size vereceği sıkıntıyı azaltacaktır.

Müthiş Psikoloji

UZUN KONUŞMALARDAN KAÇININ

UZUN KONUŞMALARDAN KAÇININErkekten çok kadının çok konuştuğu söylenir peki bunun nedeni nedir? İlişkiler nasıl olmalı, eşler birbirine nasıl davranmalı. Bunların hepsinin cevabını Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Uzman Psikoloğu Zehra Erol verdi:

KONUŞMA NELERİ ETKİLİYOR

&#;Yılanı bile deliğinden çıkaracak güçte olan dil bazen o yılanın bizi sokmasına neden olmaktadır. yıl önce yaşadığı söylenen kasanova kadınları sözleriyle etkileyen ünlü çapkınlardandır. Kasanova sevdiği kadınlara evlenme teklif etmiş. Ünü bilinmesine rağmen kasanovanın söylediği sözler kadınların dizlerini titretmiş onun cazibesine kapılmışlardır.. Kasonava&#;nın evlenme tekliflerinden etkilendiği bazen de nefrete neden olur. Konuşmanın insan yaşamına etkisi yadsınamaz olmakla birlikte &#;Erkeğin olduğu yerde kadına söz düşmez&#; denilen zamandan &#;kadınlar çok konuşuyor&#; denilen bir sürece geldik. Konuşmayı etkileyen birbirinden farklı faktörler vardır.

İşte o faktörler;

İlişki problemlerinde en sık karşılaşılan problem aşkın her durumun üstesinden geleceğidir. &#;Beni sevseydi tatili ailesinin yanında geçirmek yerine benimle olmak isterdi.&#; &#;Beni sevseydi benim isteklerimi yapardı&#; &#;Beni gerçekten sevseydi.&#; sevginin her şeye kadir olduğu sıkça duyduğumuz sözlerdir. Bu nedenle de karşısındaki kişiden beklediklerini göremeyince önce mutsuzluk yaşanır. Sonrasında da istek ve beklentiler karşısındaki kişiyi ikna için dile gelir. Aynı konuşmalar defalarca tekrarlanır. Gerçek sevginin nasıl olması gerektiği konusundaki konuşmalar sevgiyi arttırmaz sevginin tükenmesine neden olur.

Konuşma duygu ve düşüncelerin ifadesidir. Kendine güvenmeyen özsaygıları düşük olan kişiler konuşmak ve kendini ifade etmekte zorlanırlar. Anlattıklarının önemsiz ve değersiz olduğu düşüncesindedirler. Bu nedenle de düşüncelerini dile getirmezler. A.&#;nın da söylediği gibi insanlara bakıyorum, o kadar rahat anlatıyorlar ki kendisini. Ben düşüncelerimi anlatmak istediğimde hata yapacağım korkusuyla o kadar korkuyorum ki tek kelime edemiyorum.

YANLIŞ İNANIŞLAR YANILTIYOR

Toplumda da bazı yanlış inanışlar vardır ne kadar çok konuşursan kendini o kadar iyi anlatırsın, karşındaki seni o kadar iyi anlar bunlardan biridir. Çok uzun konuşmak anlatmak istediğinizden uzaklaşmanıza konun karmaşık hale gelmesine neden olur. Karşınızdaki kişinin de konuşulan konu üzerinde dikkatini yoğunlaştırması zorlaşır.

Yapılan çalışmalar kadınların erkeklere göre çok konuştuğunu göstermekle birlikte özellikle sınır ve kural tanımayan en başarılı, en yakışıklı, en iyiyi bilen (enleri hayatının merkezine alan) erkekler ilişkilerde çok daha fazla konuşuyorlar. İlişkiyi başlamasına neden olan konuşmalar yerini kendi isteklerinin öncelikli olduğunu anlatan cümlelere dönüşünce sıkıntı yaşanmasına neden olur. Karşısındaki kişinin istek ve tercihlerini anlamak yerine sürekli isteklerini belirtmek ilişkideki en önemli problemlerden biridir. Bu tarz ilişki kuran kişiler karşısındakinden onay ve övgü gördüklerinde mutlular ancak kendi istedikleri gibi ilişki gitmemeye başladığında sorunlarda artarak büyüyor. Sakin sakin uzun konuşmalar bir süre sonra dayatmalara dönüşebiliyor.

UZUN KONUŞMALARDAN KAÇININ

Kadın ve erkeğin eşit olduğu düşüncesiyle hareket eden çiftler en ufak eşitsizliğe katlanamazlar. Erkek olmanın önemli olduğu ve vurgulandığı aile yapısı nedeniyle bu ailelerde yetişen kızlar yaşadıkları değersizlik ve yetersizlik duygusunu aşabilmek için yaşamla adeta rekabete girer. Kendini yetersiz, değersiz hissettiren herkesle yarış halindedir. Ancak eşit yada önde olmak kişiyi rahatlatır. Bu bazen eş, bazen kardeş bazen de arkadaş olur. &#; ben yaptım&#; , &#;sen yapmadın&#; la başlayan devam eden uzun uzun konuşmalar bitmek bilmez.

İlişkilerde kadınlar çok konuşuyor demek erkek için sadece kendisi için sorunu tarif etmektir. Bu ilişkideki sorumluluğunu azaltmaz. Özellikle çalışan kadınlar gün içinde çok yorulduğu için ev işleri, anne ve eş olarak desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Bu desteği bulamadıklarında eşine ne kadar çok yorulduğunu her akşam benzer konuşmalarla anlatabilmektedir. Nasıl olsa yapılıyor denilip tüm sorumluluğu kadının üstünde olması problemi çözmez.&#;

Uğur İlyas CANPOLAT / Hürriyet

KİM PSİKOLOJİ

İlişkide değersizlik duygusu

Değersizlik duygusu nasıl ortaya çıkar?

Aslında çoğu problemin temelinde kişinin kendine olan yetersizliği, özgüvensizliği ve değersiz hissetmesi vardır. Kişi kendiyle barışık değilse, çocukluktan gelen sevgisizlik ya da eksik olan duygusal boşluklarıyla kendini duygusal, fiziksel olarak eksik hissediyorsa kendini değersiz hissedebilir. Olumsuz düşüncelerini sürekli dile getirebilir, sürekli uyuşuk ve uykulu hissedebilir, kişisel günlük bakımını göz ardı edebilir.  Değersizlik, kişinin kendisini önemsiz veya amacı yokmuş gibi hissetmesine neden olabilecek bir duygudur ve duygusal sağlığında oldukça önemli olumsuz etkilere sebep olabilir. Değersizlik ya da değersizlik duygusu, umutsuzluk ve önemsizlik gibi duygular içerir. Bu tür duygular, genellikle depresyonun yaygın bir belirtisidir. Bununla birlikte benlik saygısının azlığı, ihmal, taciz, travma veya kişinin benlik algısına tehdit oluşturan zor durumlar gibi faktörler nedeniyle de ortaya çıkabilir.

Bir kadın olarak değersiz olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Yaşamın içinden gerçek cevaplar sunabilmek amacıyla yakın arkadaşlarıma sordum:

İşte o nedenler:

Söz verip yerine getirmiyorsa,  yemekte bile siparişi kendi isteğine göre veriyorsa, "hep ben hep ben" diyorsa, cinsellikte bile sadece kendi tatmin duygusuna önem veriyorsa, herhangi bir program için söz verdiği halde önceliğinin arkadaşları olması, kendi ortamına ve arkadaş gruplarına sokmaması ve sizin ortamınıza karılmak istememesi, ailesine çevresine arkadaşlarına ilişkisinden daha çok zaman ayırıyorsa, vaatlerde bulunup yerine getirmiyorsa, sürekli anı kurtarmaya çalışıyorsa, yalan söylüyorsa, başka kadınlarla ya da erkeklerle sizleri kıyaslıyorsa, sürekli "bu sana yakışmıyor" gibi eleştirilerde bulunuyorsa, mesleğini eleştirip hor görüyorsa psikolojik baskı altındasınız demektir. Bu nedenler zamanla kendinizi sorgulamanıza, öyle olmadığınız halde değersiz ve yetersiz hissetmenize neden olur.

Neden buna katlanırız?

Bu hakaretlere, eleştirilere öyle alışırız ki sanki o kişi olmayınca daha da değersiz hissedecek, sanki sizi ondan başkası beğenmeyecek, kusurlarınızı bilen taraf olarak ona muhtaç gibi hisseder o kişiye bağımlı oluruz. Halbuki kendimize yaptığımız en büyük değersizlik ve haksızlık böyle bir kişi ile ilişkiyi sürdürmektir. “Ben değersizim ve partnerim bunu fark etti, bu muameleyi hak ediyorum” inancıyla, her aşağılanmaya razı olurlar.

Değersizlik duygusundan nasıl kurtuluruz?

Kendinizle barışıp tüm kusurlarınızı kabul edip en başta kendini sevip yaşama pozitif bakmayı öğrenerek başlayabiliriz. Zayıf yanlarının üzerinde pozitif çalışmalar yapmak ve güçlü taraflarımıza odaklanarak gerçek potansiyelimizi gerçekleştirmek, hayatı yaşamanın en kolay ve en keyifli yoludur. En iyi olma gibi bir çaban olmasın. Eksilerin kadar artılarında oldukça fazla, bunu unutma. Sen kimseye muhtaç değilsin. Kimse senin kusurlarını aşağılayarak sana sahip olamaz. Sen bunu hak etmiyorsun, sen güçlüsün, sen çok güzelsin ve kimsenin onayına ihtiyacın yok. Sen sana değer verene değer verip yoluna devam edebilirsin, gerçek mutluluk bu yolda seni bulacak.

Değersiz kadınlar ve yetersiz erkekler

Erkek ve kadın farklı yaratılmıştır. Duyguları anlamak oldukça zordur. Kadın erkeği, erkek kadını bambaşka düşüncelerle değerlendirir. Erkeğin ilgisizliği, kadını değersiz hissettirirken, kadının ilgisizliği erkeği yetersiz hissettirebilir. Erkek bu durumda kendimi sorgular, "benim yüzümden mi mutsuz, cinsel ya da maddi olarak yetersiz miyim?" diye düşünürken kadın da o arada ilgisiz kaldığı için kendini değersiz hisseder ve her iki taraf büyük bir çıkmaza girer.

Erkek eksik ve yetersiz olmaktan korkar. Erkek kadının mutsuzluğundan kendini sorumlu tutabilir. Kadın, ona yetmediği duygusunu verdiğinde erkek kendini kapatır.

Araştırmalara göre içsel dönüşüm terapistinin açıklamalarına göre;

"Birçok ayrılığın, boşanmanın, aldatmanın sebebi; kadının değersiz, erkeğin yetersiz hissetmesinden kaynaklanabiliyor. Günümüzde kadınlar, erkeğe sana ihtiyacım yok duygusu verdiklerinden erkekler kendini yararsız hissedebiliyor. Değersiz hissettirilen bir kadın, bir gün ona daha çok değer veren bir erkekle olmayı seçerken, yetersiz hissettirilen bir erkek ona kendini yeterli hissettiren bir kadını hayatına alabiliyor. Bu illa birilerini seçmek olmayabiliyor. Erkek kendini yeterli hissedeceği iş, kumar, bilgisayar oyunları gibi alanlara yönelebilir. Kadın da ya değerini yaşayabileceği işlere ağırlık veriyor ya da hayattan, zorluklardan yakınarak, karşı tarafı suçlayarak yaşadığı hissi aktarmaya çalışıyor."

Evlilikte nasıl bu durum?

Genelde evlenenler de şöyle bir durum oluyor; evlenirken aşık oldukları o kişiyi sonradan beğenmeme, kusur bulma, her hareketini eleştirme zaman içinde ağır gelmeye başlıyor ve sorunlar büyüyor. Halbuki o kişi siz onunla evlenirken de şu an olduğu gibiydi. Ne kadar değişebilirdi? Toplumca alışık olduğumuz bir konuda, evlendikten sonra ve özellikle çocuk olunca; eşini aşağılamak, görünüşünü aşağılamak, özel günlerini önemsememek, ailene saygısız davranmak gibi bir çok sorun evliliği bitiren ve değersizleştiren konular arasındadır.

Kendinize nasıl daha fazla güven duyabilirsiniz?

Kendinizi affedin. Daha önce kötü bir ilişkiden çıkmış olabilirsiniz. Böyle oldu diye, böyle devam etmeyecek. Geçmiş geçmişte kaldı. Yeni enerjileri kabul ederek yola devam edin. Her şey çok daha güzel olacak.

Doğal olun. Genelde insanlar “acaba karşımdaki hakkımdaki ne düşünür, nasıl konuşsam nasıl yürüsem” derken kendini kasmaktan o enerjiyi karşısındakini yansıtır. Halbuki o anda yansıttığı tüm enerjisi karşı tarafı daha çok rahatsız eder ve iter.

Hakkınızı isteyin. Bu bazen patrondan zam ya da izin istemek olabilir, bazen yaptığınız ticaretin karşılığını almak olabilir. Eğer bunları istemezseniz bir müddet sonra bilinçaltınızda “ben hakkettiğim değeri görmüyorum” düşüncesi filizlenmeye başlar.

Gülümseyin. Kendinize keyif aldığınız uğraşlar bulun. Bir takım şeyleri iyi yaptığınızı fark ettiğinizde kendinize olan güveniniz artacaktır. Enerjinizi yükseltmeyi bilin. Spor, meditasyon gibi aktivitelere zaman ayırarak enerjinizi yükseltin. Beslenmenize ve uykunuza özen gösterin. Sosyal ortamlara girin, farklı düşünen insanlarla sohbet edin. Planlarınızı ertelemeyin. Bir şeyi yapmanız gerekiyor ve onu yapmamak için mazeretler üretiyorsanız kendinize duyduğunuz güveni zedeleyebilirsiniz. Sonra ben bir şey yapamıyorum düşüncesiyle karşı karşıya kalmayın. Kendinizi geliştirin. Araştırmak, okumak, yeni bilgiler öğrenmek, genel kültürünüzü arttırmak size prestij kazandıracaktır ve daha rahat söz alıp konuşacağınızdan kendinize olan güveniniz de artacaktır.

Değersiz hisseden çiftler daha mı kolay ayrılır?

Boşanmalardaki istatiksel verilere baktığımızda boşanmaların temelinde olan ciddi bir sebeptir.

Rutinlerin dışına çıkmak, her iki tarafın birbirine saygılı olması, konuşarak anlaşmak, birbirinize değer vermek, ilişkilerine yapıcı bakan çiftler her zaman oldukça mutlu olacaklardır.

İkili ilişkilerde değersiz hissettiren darbeler: Love bombing, gaslighting, ghosting

Eğitimlerde, derslerde bunu çok söylüyorum: Hiçbirimiz iyi değiliz ve bu iyi olmama hali devam ederken başta kendimizi ve dokunduğumuz her şeyi yakıp yıkma eğiliminin içindeyiz. Durum böyle olunca, kendimiz hakkında en güzel geri bildirimi aldığımız alan ilişkilerde karanlık girdaplar yaratıyoruz. Her şey ile oluşturduğumuz bağ aslında ilişki ama bugün ikili ilişkiler üzerine yazmak istiyorum.

Modern insanın, sevgili ilişkilerinde yeni bazı terimler var ki, bence bunlar hiçbirimizin iyi olmadığının kanıtı! Önce bu terimleri açıklayacağım ve bu durumlara karşı ne yapmalıyızı kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazmak istiyorum, çünkü hepimiz günün sonunda aynı öğreti ile eğitilmeye çalışıyoruz ve görüyorum ki yolunu kaybetmiş birçok ruh başkalarının yollarında yürümemeleri için elinden geleni yapıyor ve insanlığımızın o narin yerlerinden kırılıyoruz.

Love bombing (Sevgi/İlgi bombardımanı)

Flörtün ya da ilişkinin başında yoğun sevgi/ilgi gösterisi diyebiliriz. Yoğun ilgi ve sevgi ile bir anda  nedensiz yere sarmalanırsınız, kendinizi özel hissetmeniz için karşı tarafının her şeyi düşündüğünü görürsünüz. Siz bu ilgiye alışıp, tabiri caiz ise bağımlısı olduğunuzda bir anda love bombing (ilgi bombardımanı) de biter.

Love bombing&#;in iki aşaması:

  • Birinci aşama: Flört ya da ilişki yoğun ilgi ile başlar.
  • İkinci aşama: Yoğun ilgi bir anda kaybolur ve o ilgiyi yeniden elde etmek için koşturmaya başlarsınız.

Gaslighting (Manipülasyon)

Türkçe’de &#;gaz lambası&#; anlamına gelen bu terim, yapımı Gas Light adlı bir tiyatro oyunu vasıtasıyla kullanılmaya başlanmıştır. Bu tanımlama, ikili ilişkilerde bir tarafın diğer tarafa karşı, yürüttüğü yıldırma ve algı yönetimi stratejisini ifade etmek için kullanılır. Gaslighting, psikolojik tacizdir. İlişkinin içinde sürekli kendinizi sorgulamanıza ve değersiz hissetmenize neden olur.

Gaslighting&#;in 3 aşaması:

  • Birinci aşama: İlişkinin mükemmel olduğuna inanırsınız. Mükemmellik evresi de diyebiliriz.
  • İkinci aşama: Bir sonraki ve en zor olan evre, yani değersizleştirme evresidir.  Karşı taraf, size söyledikleri ve yaptıkları ile kendinizi değersiz ve beceriksiz hissetmenize neden olur.
  • Üçüncü aşama: Son evre ise terk edilme evresidir. Karşı taraf sizi gözden çıkarmaya ve ilgisini başkalarına çevirmeye başlar. Siz de kendinizi değersiz hissederek özür dileyerek onun peşinden koşmaya başlarsınız.

Ghosting (Hayalet olma)

Bir anda ilişki içindeyken karşı tarafın hiçbir açıklama yapmadan kaybolmasıdır. Bir ilişki içinde olduğunuzu düşünürken sevgilinizin sizin aramalarınıza ve mesajlarınıza geri dönmeyip ortadan kaybolma durumudur.

Ghosting&#;in aşamaları:

  • Birinci aşama: Her şey çok güzeldir. İlişki yeni başlamıştır.
  • İkinci aşama: Karşı taraf hiçbir açıklama yapmadan ortadan kaybolur. Mesajlara cevap vermez yine değersizlik hissiyle baş başa kalırsınız.

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu 3 terim ve niceleri aslında yine kişinin değersiz hissetmesi ile bitiyor. Ve insanın değersiz hissetmemek için yaptıkları daha çok yaralıyor.

O zaman nasıl olacak, kimseye mi güvenmeyeceğiz?

İkili ilişkilerde partnerlerimizi seçen aslında yaralarımız! Bunu bence artık biliyoruz ama hepimiz çılgınca sevilmek için koştururken neye, kime çekildiğimize bakmadan kendimizi kıracak ilişkilerin içine atıyoruz. Sonra da bu döngüyü düzeltmek için yeni ilişkilere başlamak için koşturuyoruz. Okurken bile ne kadar sağlıksız farkındasınız değil mi?

Sağlıklı olan her şey zamanla inşa olur! Bir anda birilerinin hayatı, aşkı olmak bana pek gerçekçi gelmiyor!  Bir anda ruhların buluşamadığı ve sağlıksız  olan ilişkiler bitmek zorunda! Sağlıklı olanın başlaması için bu bölüm çok değerli ama yaşarken tam tersiymiş gibi hissediyoruz, değil mi?

En büyük darbeyi, ilişkilerden almamızın nedeni, kendimizle ilgili en büyük öğretileri de onlardan öğrenmemizden kaynaklanıyor. Yani, hangi durumla karşılaşıyorsanız karşılaşın, önce payınıza düşeni sorgulayın! Karşıyı suçlamak çok kolay ama neden bu insanları hayatıma çekiyorum sorusu daha çok kök nedene ulaşmanıza yardımcı olur.

Ne demek istiyorum? Derin bir değersizlik hissiniz varsa, çektiğiniz adamlar ya da kadınlar tabi ki bu hissi ortaya çıkaran kişiler olacaktır. O yüzden olumlamalar hiçbir işe yaramıyor!

‘İlişkiler acı vermezler, içimizdeki acıyı ortaya çıkartırlar.’ &#;Eckhart Tolle

Ne yapacağız?

Kendinizle kurduğunuz ilişkiyi en başa oturtarak, adım adım her şeye yaklaşmak, zaman vermek, görmek ve tanımak çok şeyi değiştiriyor. Bir şeylerin olmadığını görebilmek, üstüne düşmek yerine tamam diyebilmek, havasız bir ortamda oksijen maskesi takmak değerinde biliyor musunuz?

Kendimi sıkışmış hissettiğim bir dönemde seans sırasında psikoloğum: ‘Olursa olur, olmazsa olmaz! Canın isterse açarsın telefonu konuşursun, istemezsen açmazsın!’

Onun, bunu söylerken ki, rahat ve emin tavrından o kadar etkilenmiştim ki… Hayır, bir şeyleri itmek zorunda değildim, sürekli bir açıklama yapmak zorunda değildim, sürekli gitmeyen, yürümeyen şeylerde Özde’yi ‘lüzumsuzca’ deşmek zorunda değildim!

Geriye dönüp baktığımda çektiğim kişileri neden ve niçin çektiğimi net bir şekilde görebiliyorum. Olanları değiştiremem, sadece ortaya anlayışın o dayanılmaz ışığını bu ana getirebilirim!

Arkadaşlar, kendi yalnızlığı ile kalamayan ne adam ne de kadın hiç çekici değil! Önce kendinizle kalın, kendinizle zaman geçirin! Sonra da ilişkim olmalı diyerek koşturmadan, tanımaya, görmeye zaman verin! Olmuyorsa da olmaz! İttirmeyin, olmayacak yolları!

Tüm bunlarla beraber risk alın! Atlayın, bir belki düşüyorsa deneyin! Yara almaktan korkmayın. Adım adım yaklaşın. İnsanlığınızın narin yerlerinden kırılmasından korkmayın!

Gördüğüm ve anladığım üzere düşündüğümüzden çok daha güçlüyüz! Sadece koşmayın!
Merak etmeyin, insanlığımızın o narin yeri hassas olduğu kadar yeterince güçlü.
Ve bir haberim var:
Onu güçlü kılan, kırılmaması değil,
Kırılması&#;

İlginizi çekebilir: Her şey geçici; sen sadece payına düşeni kabul et

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası